Değerli kardeşim Eline emeğine sağlık bu faydalı videon için, yarın ki sosyoloji sınavımda çok işe yarayacak sunduğun bilgiler. Tanrı senden razı olsun.
İş hayatı da kesinlikle bu sürecin devamı, sonrasındaki emekli yaşamı da. Gerçekten mcdonald'laşıyoruz, kendimizi bazı label'lar altında indirgiyoruz. Bizi tüketecek insanlar da bize öngörülebilir beklentilere göre yargılıyor. Avukatsan şu şu paternlerle davranmalısın ve şu kadar kazanmalısın. Sanatçıyla şu şu paternler gerekiyor. Bir beyaz yakalıysan hedefinin CEO olmak olması gerekiyor vb. Bu patikalardan kendi isteğimiz çıkınca "looser" eğer kendi isteğimizle çıkınca "yabancı, öteki, marjinal" oluyor ve fazla yanmış etli burger oluyoruz. Ailemiz, arkadaşlarımız ve olası partnerlerimiz tarafından dışlanıyoruz. Ufuk açıcı bir yayın oldu, tebriler
Cok guzel islenmis bir sunum tebrik ediyorum, mc donald da uygulanan “ buyuk secim” ve ayin personeli de secilmislik fantezisine bir ornek gibi geliyor
Son birkaç senedir Güney Kore'nin eğlence sektörü bataklığına saplanmış biri olarak sanki Ritzer'in bahsettiği 4 ilkeyi vizyon edinmiş bir idol sektörü oluşturduklarını düşünüyorum. Şirketlerin küçük yaşlarda bireyleri toplumun estetik ve ahlak anlayışına göre eğiterek, davranışlarına göre önlerini açarak ya da önlerini keserek uyguladıkları tüm eylemler cazip tek bir tip, cazip tek bir ses için gibi geliyor. Elbette işin içinde farklılaşan isimler ve sesler yer alsa da geniş perspektifte maksimum 5 senelik kullanma ömrü olan idol yaratma ve senesi dolanı unutturup yeni trendlerle baştan yarattıkları taze bir isim çıkararak seri üretim yaptıklarını görebiliyorum. Sanırım bu sektörü takip etmeyi sevmem de bu detayları yakalayarak kendi eğlencemi yaratmam. Bu arada McDonald's hikayesini ekranda izlemek isteyen olursa diye 2016 yapımlı The Founder filmini öneririm. Verimlilik, hesaplanabilirlik, öngörülebilirlik ve denetim ilkelerini bizzat anlatan bir film. Aynı zamanda başta sadece bir büfe iken, başta Amerika'yı sonra da tüm dünyayı saran bu Fast food kültürünün vizyonu nasıl oluşuyor adım adım gösteriliyor. yine 💯💯💯💯💯💯💯 içerik
Güney Kore'nin popüler hale gelmiş bir kültür endüstrisi var. İşin içinde olan biri olarak bunları yazman çok değerli. Çünkü yüksek lisans doktora tezi için uygun bir konu. Bu endüstrinin nasıl işlediği, insanların yaşamlarını nasıl yönetip tektipleştirdiği çok önemli bir mesele. Film önerin için teşekkür ederiz ✌️💫
Daha nasıl anlaşılır ve net bir şekilde anlatılırın en iyi örneği emeğinize sağlık 🙏🌸
Değerli kardeşim Eline emeğine sağlık bu faydalı videon için, yarın ki sosyoloji sınavımda çok işe yarayacak sunduğun bilgiler. Tanrı senden razı olsun.
eğitim sosyolojisi sınavım var mükemmel anlatım senin anlatımından çok iyi anladım.
Teşekkür ederim, sınavda başarılar 💯
@@berkaygorkemcoskun Ben teşekkür ederim.
Harika
Günaydın,hayırlı sabahlar yine süper bir video olmuş,ellerinize sağlık,kendinize dikkat edin,sağlıcakla kalın..
Çok güzel anlattınız ❤
İş hayatı da kesinlikle bu sürecin devamı, sonrasındaki emekli yaşamı da. Gerçekten mcdonald'laşıyoruz, kendimizi bazı label'lar altında indirgiyoruz. Bizi tüketecek insanlar da bize öngörülebilir beklentilere göre yargılıyor. Avukatsan şu şu paternlerle davranmalısın ve şu kadar kazanmalısın. Sanatçıyla şu şu paternler gerekiyor. Bir beyaz yakalıysan hedefinin CEO olmak olması gerekiyor vb. Bu patikalardan kendi isteğimiz çıkınca "looser" eğer kendi isteğimizle çıkınca "yabancı, öteki, marjinal" oluyor ve fazla yanmış etli burger oluyoruz. Ailemiz, arkadaşlarımız ve olası partnerlerimiz tarafından dışlanıyoruz. Ufuk açıcı bir yayın oldu, tebriler
Bu kitabı okudunuz mu yardımcı olur musunuz
@@cansutarhan644 tabii nasıl yardımcı olabilirim?
Super 🤔
Çok güzel olmuş
Cok guzel islenmis bir sunum tebrik ediyorum, mc donald da uygulanan “ buyuk secim” ve ayin personeli de secilmislik fantezisine bir ornek gibi geliyor
Bilinçleri perdeleme işlevi :)
👏
Son birkaç senedir Güney Kore'nin eğlence sektörü bataklığına saplanmış biri olarak sanki Ritzer'in bahsettiği 4 ilkeyi vizyon edinmiş bir idol sektörü oluşturduklarını düşünüyorum. Şirketlerin küçük yaşlarda bireyleri toplumun estetik ve ahlak anlayışına göre eğiterek, davranışlarına göre önlerini açarak ya da önlerini keserek uyguladıkları tüm eylemler cazip tek bir tip, cazip tek bir ses için gibi geliyor. Elbette işin içinde farklılaşan isimler ve sesler yer alsa da geniş perspektifte maksimum 5 senelik kullanma ömrü olan idol yaratma ve senesi dolanı unutturup yeni trendlerle baştan yarattıkları taze bir isim çıkararak seri üretim yaptıklarını görebiliyorum. Sanırım bu sektörü takip etmeyi sevmem de bu detayları yakalayarak kendi eğlencemi yaratmam.
Bu arada McDonald's hikayesini ekranda izlemek isteyen olursa diye 2016 yapımlı The Founder filmini öneririm. Verimlilik, hesaplanabilirlik, öngörülebilirlik ve denetim ilkelerini bizzat anlatan bir film. Aynı zamanda başta sadece bir büfe iken, başta Amerika'yı sonra da tüm dünyayı saran bu Fast food kültürünün vizyonu nasıl oluşuyor adım adım gösteriliyor.
yine 💯💯💯💯💯💯💯 içerik
Güney Kore'nin popüler hale gelmiş bir kültür endüstrisi var. İşin içinde olan biri olarak bunları yazman çok değerli. Çünkü yüksek lisans doktora tezi için uygun bir konu. Bu endüstrinin nasıl işlediği, insanların yaşamlarını nasıl yönetip tektipleştirdiği çok önemli bir mesele. Film önerin için teşekkür ederiz ✌️💫
Kitabını okdumuz mu ?