İstanbul Kadıköyden yazıyorum bunu , akşam saat 21.30 , fizik ile ders paydasında uzaktan yakından alakadar değilim (işten geldim hem , master şef seyredeceğime bunu seyredeyim dedim...) her ne ise..... Diyrceğim odur ki , kıymetli arkadaşlar hocamızı pamuklara sarıp muhafaza edin , bu kadar heyecan dolu ,coşkuyla ve şevkle ders anlatandan dinlemeyeli uzun zaman oldu .Bırakın 5 yaşında çocuğun anlayacağı seviyeed anlatımı , taze fasulye bile bu hocamızın anlatımıyla quarkları ,fotonları anlar yapıştırır event horizona . Hepinizin bahtı açık olsun kıymetli arkadaşlar ,fizik bildiğiniz üzere diğer bilimlerin temeli ,kundağı insanlığı geometrik olarak ilerleten bilimi çalışıyorsunuz ,işiniz zor ama faydanız büyük .Atatürk'ün ,Cumhuriyetin pırıl pırıl hocalarına ve öğrencilerine selam olsun .Esen kalınız.
@@metafizikvekuantum Elektronik ,makina ,ulaştırma ve dahası alanlardaki tüm gelişmeler uygulamalı fizik çalışmalarının sonucu hep , odaktaki ana konu "madde" olduğunu düşündüğümden ötürü bilimlerin temeli deyiverdim. Yanlışsam sen düzelt lütfen teşekkür ederim..
Bilimlerin temeli değil ama bence Evreni ve evrenin oluşumunu, kimyasal biyolojik tüm evrendeki maddeleri hatta moleküllerin düzenini, ışığı, evrendeki elektrik ve elektromanyetizmayı anlamamızda Fizik bilimcileri öncülük etmiştir. Onların katlıları ile Mühendisler ve teknisyenler insanlığa teknolojik buluşları ile hizmet etmişlerdir.
@@robotikveotomasyon3578 Evet bence de arşivlense harika olur. Ancak sanırım dersleri paylaşmak için okulun izni gerekiyor. O konulara hakim değilim, belki fizik topluluğuyla konuşursanız daha iyi olur.
güzel kardeşlerim benim iyi günler yakın inşallah eğitimden kendinizi geliştirmekten asla vazgeçmeyin. Şuan ki eğitim fiyatları yurtlar, öğrenciler kan ağlarken bu tünelden ışığa götürücek sizlersiniz.
Bu yorumu yazmayayım demiştim fakat o kadar kötü bir anlatıcı ki, 30:00 ve 50:00 arasında boğulacak gibi hissettim. Bir de Walter Lewin derslerini takip ederseniz, aradaki uçurumu görebileceksiniz. Hocaya saygısızlık yapmak istemem. Belki çok iyi bir insandır ve bilgi birikimi çok iyidir bilemiyorum fakat ders anlatımı kesinlikle felaket. Bir de yaklaşık 50 dk kadarını izledim henüz ama öğrenciler neden hiç soru sormuyorlar? Edit: 50:00 52:00 aralığı bile yeterliymiş. Konuyu ilk defa dinleyen öğrencilere cidden üzüldüm.
Lisede iki dönem üstümdü, o zaman bile Fizik konusunda bir efsaneydi. Üniversite sınavında çok yüksek bir puan almasına rağmen idealleri doğrultusunda ODTÜ Fizik’i tercih etti. Yıllar sonra onu burada ders anlatıyor görmem güzel bir sürpriz oldu 😊
ODTU de 8 ci yurrta kalirken butun Muhendislik,Fizik dersi bolumleri ogrencileri sorularini sormak icin iki saat yurt odasinin onunde beklerlerdi, kisilik olarak cok mutevazi , cok kaliteli bir bilim adamidir,❤
Büyük keyifle izledim. Oldukça basite indirgeyerek anlatmış hocamız, emeğine sağlık. Yorumlarda hiçbir şey anlamadım diyenler ve hocaya olumsuz eleştiride bulunanlar için: bunlar anlaması ve sindirmesi kolay konular değil, bu konuyu belki 50 farklı kaynaktan dinleyip üzerine düşünüp içselleştirmeniz gerekir, anlamayı zamana yaymanız ve devamlı meraklı olmanız gerekiyor.
Almanyadan bir Azerbaycan türkü kardesiniz simdi bu videoyu acip, Azercay'dan yudumlaya-yudumlaya izleyecek. Her kese iyi seyirler! Prof. Dr. Sadi Turgut beye de tesekkürler! AZ❤TR
7.Sınıf Öğrencisiyim ama Quantum Fiziğine ve Modern fiziğe aşırı derecede 8 Yaşımdan Beri ilgim var ve konuları kolayca anlatan hocamız teşekkür etmek istedim
yanlızım zannediyordum keşke senin benim gibi küçük yaşta böyle merakı olanlar daha fazla olsa bizim yaşıtlarımızın çoğunluk hayali sadece okuyup doktor olmak bu cidden üzücü
@@mr.oralet6475 Herkesin ilgi alani ayni olmak zorunda degil. Hastalandiginda doktorlara´da ihtiyacin var. Herkesin hayali doktor olup herkeste sonucta doktor olamayabiliyor degilmi ? Simdi canim genc kardesim, senin digerlerinden farkli daha da cok azimle merakini fizik é ver ve ogrenmek istedigin sorularin pesinden git, merakini kimin neye genc yasta hayalini kurdugu mesleklere degil.
Fizik bir deryadır.Ben fizik bölümü mezunuyum.Hocanın anlattığı konu fiziğin yüz binde biri bile değil.Fiziğe meslek edinmekten çok öğrenme amaçlı yaklaşırsanız bilim insanı olursunuz.
off ben de mezunum nerdeyse 1 aydır ders çalışamıyorum sızlanmak istemiyorum ama yok yani yapamıyorum netlerim de iyi aslında 3 ayda daha iyi olur ama işte
"Kurabiye gibi adam", aynı zamanda mekanda olmanın tadını çıkarın gençler... soluksuz izledim... Diğer eğitimcilerin de izlemesini çok isterim, paylaşalım. Tekrar teşekkürler.
Fizikten soğumuş bana ağzım açık film izlercesine bir heyecanla izlettiniz fiziği. Yıllar sonra fizikle barışmamı sağladığınız icin çok teşekkür ederim. Konuyu kafamda gerçekten guzelce oturtup anlamlandırabildim💗
Sadi hocamın ışık konisini dışına B noktası(olayı) koyması beni biraz düşündürdü. Şimdiye kadar görecelilikle alakalı ufak çaplı araştırmalar yapmıştım, videolar izlemiştim pek de aklıma yatmamıştı ancak bu sefer gerçekten anladığıma inanıyorum. Teşekkürler hocam.
Hocamız çok tatlı. Keyifle dinledim ve anlamaya çalıştım. 25 yaşındayım, siyaset bilim ve u.i. mezunuyum ama tekrar hazırlanıp üniversitenizde fizik okumak istiyorum.
Ah ah dilimiz ne kadar güzel. Kendi anadilinle eğitim görmek gibi güzeli var mı... Keşke şu ingilizce evrensel dil olmasaydı be. İçim acıyor.. kendi dilinle bir şeyler anlayıp anlatabilmek. Tek gayemiz bu olmalı. İngilizceyi içselleştirmek gerçekten zor. En azından benim gibi çocukluktan özel bir kurs almamışlar için zor. Hocamızın da üslubu ve tonlaması daha da güzelleştiriyor bu dersi.
Bu İngilizlerin üstünlüğünü gösteriyor. Türkler üstün olaydı da zeki olaydı da Türkçe evrensel dil olaydı. O kadar Türk ülkesi var ama anca birbirleriyle kavga etsinler. İngilizceyi içselleştirin. Anadilde eğitim saçmalıktır. O zaman HDP'ye oy vermeniz lazım şu an tutarlı olmak adına. Hatta Zazalar da Zazaca eğitim görsün. Onlar vatandaşı olduğu ülkede yabancı gibi yaşıyorlar. Türkçeyi de onlar senin deyiminle içselleştiremiyorlar.
@@pallaskedisiCokiyi Akademide de öyle değil. Her bilimden anlayan ülke kendi diliyle eğitim yapar. Ama eğitilmesi istenmeyen ülkeye, ne anlatıcının ne de öğrencinin bildiği bir dille eğitim yap ki öğrenmesin derler. Oktay Sinanoğlu bunu çok iyi dile getiriyordu.
"Nedensellik" ve "uzay" terimleri genellikle fizik ve felsefe alanlarında kullanılır. Nedensellik, bir olayın başka bir olayı tetiklemesi durumudur; yani, bir etkiyi yaratan nedenler ve sonuçlar arasındaki ilişkiyi ifade eder. Uzay ise, genellikle fiziksel nesnelerin ve olayların var olduğu ve birbiriyle etkileşime geçtiği üç boyutlu ortamı ifade eder. Fizikte, uzay ve zaman birleşir ve dört boyutlu bir yapı oluşturur; bu da "uzay-zaman" olarak adlandırılır. Nedensellik ve uzay birleştiğinde, özellikle Einstein'ın özel ve genel görelilik teorilerinde gördüğümüz gibi, ilginç sonuçlar ortaya çıkar. Örneğin, görelilik teorilerine göre, hiçbir bilgi veya etki ışık hızını aşamaz. Bu, uzay-zaman içinde nedenselliğin belirli bir şekilde düzenlendiği anlamına gelir. Bu konular karmaşıktır ve genellikle yüksek seviye matematik ve fizik bilgisi gerektirir. Ancak, genel olarak, nedensellik ve uzay hakkındaki düşüncelerimiz, olayların nasıl gerçekleştiğini ve fiziksel evrenin nasıl işlediğini anlamamıza yardımcı olur.
Tren paradoksunu ışığın bağıl hız ile davranışının normal cisimlerin bağıl hızları gibi düşünülemeyeceğini önce anlatsaydınız ah ah ne güzel bir örnek anlatımı diyebilirdim sayın hocam. Ama bu sizin harika bir öğretmen olmadığınız anlamına gelmiyor. Gösterdiğiniz özveri ve şevk herkesi size bağımlı yapabilir :) İyiki varsınız.
Tren paradoksunu anladiysaniz anlatabilir misiniz Eğer tren Sağdaki ışığa yaklaşırsa (tren ışık hızında ilerliyor varsayılır değilmi) sağdaki ışık dedektöre daha erken çarpar o zaman patlar;tren dışındaki böyle görür, tren içindeki böyle gormesede tren patlar bu konuda paradoks var mı Ve ikinci olarak dışardaki gözlemci sağdakinin daha erken patladığını görür mü doğru yoksa aynı anda patlar ama dedektör de ışık hızında sağdakine yaklaştığından zaman azalır mı doğru olur
Ne kadar çok "şey" diyor. Ben de öğretmenim ve her ne kadar sakınsam da ben de oldukça çok "şey" kullanırım. Neyse ki dinlerken çok da itici olmuyormuş "şey"i. Ya da Sadi Hoca'nın şeyi. Ağzına sağlık. Hızlı geçtim ama zihin açıcıydı.
Geçmiş zaman diye bir şey olamaz. Olayların son hali şimdiki zamandır. Olayların kümelenmiş bilgisi olur. Ve olayların şimdiden sonrasına ilişkin( ki bu da içsel ve ilintili özellikler sayesinde oluşacaktır) öngörüler olur.
Doğada iki önemli değişmezliği fark ettik; Fizik yasalarının değişmezliği. Belli bir hıza ulaştıktan ve artık göreceli olarak sabit bir hareket halinde olduğumuzda, tüm fizik yasaları, hızlanma öncesinde olduğu gibi tam olarak aynı şekilde davranmaya başlar. Işığın değişmez hızı. Hangi yönden geldiğine bakılmaksızın tüm ışık her zaman hızlanma öncesindekiyle aynı sabit hızda ölçülür. Geçen bir topun hızını ölçmeye çalışırsak, bunun büyük ölçüde kendi göreceli hızımıza bağlı olduğu açıktır. Işık için öyle değil. Bu imkansız görünüyor. Eğer %25 ışık hızıyla hareket eden ve %100 ışık hızıyla yaklaşan fotonlara doğru ilerleyen birini gözlemlersek, bu gözlemcinin o ışığı %125 ışık hızında ölçmesi gerektiğini düşünürdük. Ancak mesele şu ki, madde içindeki tüm temel kuantum mekaniksel etkileşimler, en küçük düzeyde, hem maddenin bozunmasını önlemekten hem de zaman içinde olası tüm değişime izin vermekten sorumlu olan, aynı ışık hızıyla sınırlıdır. Güneş bir dakika önce patlamış olsaydı, yaklaşık 7 dakika boyunca hiçbir şey fark etmeyeceğiz ve hâlâ huzur içinde tarihi ışığının tadını çıkaracağız. Aynı gecikme hücrelerimizin ve ölçüm araçlarımızın temel parçacıklarında da meydana geliyor. Bizi seyahat ederken gören birinin gözlemlediği gibi beynimiz, ölçüm çubuklarımız ve saatlerimiz değişir. Ancak kendi ölçüm çubuklarımızın ve saatlerimizin hiçbir şekilde değiştiğini görmüyoruz çünkü her şey mükemmel bir şekilde senkronize çalışıyor. Yani, zaman genişlemesi olan bir yolcunun, uzunluğu kısaltılmış ölçüm çubukları ve zaman genişlemesi olan saatlerle nesnelerin hızını ölçtüğünü görüyoruz. Zaman genişlemesi hakkında fikir sahibi olmak için hiçbir şey Einstein ışık saatinin yerini tutamaz. Bu, iki ayna arasında belirli bir mesafe bulunan ve alınan ışık darbelerini üstte sayan bir saattir: Bize göre hareket etmeyen bir saat gördüğümüzde (soldaki resim), bize göre hareket ettiğinden (sağdaki resim) daha hızlı işleyen bir saat görürüz, çünkü bizim için (!), bu ışık darbelerinin sabit hızla daha uzun bir mesafe kat etmek . Ancak bu saatle birlikte hareket eden kişi için, saatin daha yavaş işlediği gözlenmez. Çünkü bu kişinin beynindeki değişim hızı ve bu hızda diğer tüm maddeler, bir sonraki ışık saatiyle tam senkronize olarak ilerlemektedir. ona. Parçacıklar küçük ışık saatleri gibidir. İkincisi , 0 K sıcaklıkta sezyum-133 atomunun temel durumunun iki aşırı ince seviyesi arasındaki geçişe karşılık gelen radyasyonun tam olarak 9,192,631,770 periyodunun süresi olarak tanımlandı. Metre, ışığın boşlukta bu saniyenin 1/299.792.458'inde kat ettiği yolun uzunluğu olarak tanımlanır. Yani statik bir gözlemci tarafından bir gezginin bir saniyelik süresinin yavaşladığı gözlemlenirse, bu gezginin de bizim ölçtüğümüz mesafelerden (bir metre gibi) daha kısa ölçtüğü gözlemlenecektir. Bu, fizik yasalarının değişmezliğiyle birlikte ele alındığında, statik gözlemcinin uzay-zamandaki olaylar arasındaki mesafeleri ve zamanı ölçmesine neden olur (örneğin, belirli bir mesafede ve aralarında belirli bir zaman bulunan iki mavi LED sinyali gibi). zaman ekseni t ve 1D uzay ekseni x ile, ancak gezgin (zaman ekseni t'nin seyahat yolunu takip ederek) bu olayları eğik t' ve x' eksenleriyle şu şekilde ölçer: Gezginin farklı eşzamanlılık çizgilerine sahip olduğunu görebilirsiniz (uzay-zaman grafiğinde sol alttan sağ üste doğru tek bir an gerçekleşir). Bunun nedeni, iki Einstein ışık saatini yan tarafa yerleştirdiğimizde şöyle olur: Ve bu saatin göreceli hızlarda yanlara doğru hareket ettiğini gözlemliyoruz, şu davranışı gözlemliyoruz: Işık sabit hızıyla hareket ediyor (uzay-zaman diyagramlarında ışıksaniyeleri ve saniyelerin eşit mesafede olduğu 45°'lik bir açı), ancak saat yolculuk sırasında biraz hareket etti. Işık darbesinin soldaki saate (gözlemci olarak bize daha yakın olan saat) diğer saate göre daha erken geldiğini görüyoruz. Gezginin kendisi tarafından gözlemlenmeyen bu gözlemlenen eş zamanlılık, eşzamanlılık konusunda farklı görüşlerin oluşmasına neden olur ve her iki gözlemcinin de her zaman diğerini zaman genleşmiş olarak ölçmesine neden olur. Her ikisinin de hızlanmayan gözlemcilerin eş zamanlı hiper yüzeylerini yukarıya doğru kayan bir cetvelle takip edebilir ve her ikisinin de diğer zamanı nasıl genişlemiş olarak göreceğini görebilirsiniz: Einstein saatleri yanlarındayken eşzamanlılık hakkındaki bu farklı görüşler şöyle görünür (korkunç Paint becerilerini bağışlayın), birbirlerini %20 zaman genişlemesiyle ölçerler (kendisi için 5 saniye geçerken diğerinin yalnızca 4 saniye geçtiğini gözlemler): Ayrıca ışık hızının %60'ı oranında hareket eden bir gezginin bu özel örneğinde birbirlerini %20 kısalmış uzunluk olarak ölçerler: Tüm bunların sonucu, birisinin teorik olarak başlangıçta ışık hızına çok yakın bir ivmeyle Dünya'dan yola çıkmaya başlaması ve sadece birkaç saniye içinde, statik gözlemciler olarak bizim için aslında ışık yılı uzakta olan bir yere varması olabilir. . Bu, ışık hızının sınırıyla çelişiyor gibi görünüyor, ancak statik gözlemciler olarak bizim için bu yıllar sürdü; gezgin bunu yalnızca birkaç saniye olarak alır ve tüm bu kişilerin kat ettiği nispeten kısa, kısaltılmış uzunluktaki mesafeyi görür. Etrafındaki nesneler. Aslında kendisinin uzayda huzur içinde süzüldüğünü ve hiç seyahat etmediğini gözlemliyor. Geriye doğru hızlandıktan sonra ("durana kadar"), olanlara farklı bir şekilde bakıyor ve şimdi aslında birkaç saniye içinde çok fazla uzay-zamanda yolculuk yaptığı sonucuna varıyor. İnanılmaz hızı nedeniyle çok fazla yer ve zaman geçti. Uzay ve zaman birbirinden kesinlikle ayrı değildir, dolayısıyla her ikisi de seyahat edilebilir. Sadece kendi göreceli durumumuza bağlı olarak onlara farklı bakabiliriz. Ama aynı zamanda değişmez uzay-zaman aralıklarında bu eksi işaretinin olmasının nedeni de budur. Gezgin, zamanının yalnızca bir kısmının geçtiğini ve hiçbir mesafenin olmadığını fark etse, ancak statik gözlemciler için yıllar geçmişse ve ışık yılı mesafe kat edilmişse, o zaman mesafenin büyük kare miktarını (ışık saniyesi cinsinden) hafif saniyeden çıkarabilirdik . saniye cinsinden daha büyük zamanın karesi ve kökünü alırız ve bu hesaplamayı seyahat perspektifinden yaptığımızda (bir miktar zaman, mesafe çıkarmadan) tam olarak aynı sayı olduğu ortaya çıkar. Demek oradasın. Tıpkı uzayın Pisagor ilişkisine sahip olması gibi zamanın da vardır. Sadece eksi işaretiyle. İşte uygun mesafe için değişmez aralık (zaman kısmının uzay kısmından çıkarıldığı yer): Ds =DX2+ dsen2+ dz2− ( cd _T)2−−−−−−−−−−−−−−−−−−−−√
Burada c'nin sadece bir sayı (hız değil) olduğuna dikkat edin: Einstein sabiti ('c'nin anlamı budur) burada tercih ettiğimiz birim kullanımını düzeltmek için kullanılmıştır. “Uzay-zaman” adı verilen bu tek 4 boyutlu sürekliliğin içine, tıpkı bir milin içine tam olarak 5.280 feet sığabildiği gibi, saniyenin içine de tam olarak 299.792.458 metre sığabilir. Sol kısım için metre yerine ışık saniyesini kullanmış olsaydık, ışık saniyesi zaten tam olarak bir saniyenin içine sığdığından, düzeltme için herhangi bir sayı kullanmamıza gerek kalmazdı. Doğal birimleri kullandığımız sürece - VikipediYükseklik yerine feet, uzunluk için mil, derinlik için km ve zaman için saat yerine, x, y, z ve t için herhangi bir düzeltici sayı kullanmamız gerekmez ve uygun mesafe basitçe doğal denklemlerle ifade edilebilir. Ds =DX2+ dsen2+ dz2- dT2−−−−−−−−−−−−−−−−−√
Olayların (noktaların) gözlemci hızlanırken onunla nasıl ilişki kurduğu aşağıda açıklanmıştır: zaman doldu ve 1 boyutlu uzay x ekseninde: Zaman ve mekandaki eşzamanlılığın ve mesafelerin nasıl sürekli değiştiğini görüyor musunuz? Bunun doğası gereği uzayda tek bir çizgi boyunca ileri geri hareket eden bir nesnenin değişmeyen bir resmi olduğuna dikkat edin; bu sadece ortadaki gözlemcinin göreceli görüşüne hitap edecek şekilde değiştiriliyor. Ortadaki bu gözlemci bir olayı gözlemleyebildiğinde (nokta, ışık hızını temsil eden X'in alt kısmını geçmiştir), artık geleceğine (ortadan yatay çizgi) doğru hareket edemez. Ondan önce hala yapabilir. Bu, Kozmik mikrodalga arka planından gelen ışık için bile geçerlidir -
1:26:39 grup hızı ışık hızını nasıl aşıyor? faz hızı ışıktan hızlı olabiliyor ama zaten anlamlı bir bilgi taşımıyor onu anladım ama grup hızını oluşturan dalga paketi bir enformasyon taşımıyor mu? enformasyon taşıyan dalga paketi nasıl ışıktan hızlı gidebiliyor? Sanırım farklı bir ortamdan vakum ortamına giden ışıkta grup hızı ile cephe hızı arasında büyük bir fark oluşuyor. bu mesafeyi kapatırken de grup hızı ışık hızını kısa bir süreliğine aşıyor. Bilgi Konusuna gelirsek de, bilginin iletimi grup hızında gerçekleşiyor. Bu da normalde ışıktan hızlı olmuyor zaten ama bahsettiğimiz gibi farklı ortam geçişlerinde grup hızı ışık hızını aşıyor ve bilgi de ışıktan hızlı gidiyormuş gibi bir algı oluşuyor. Öyleyse bu geçiş esnasında ışıktan hızlı giden bilgi anlamsız bir bilgi. Yani anlamlı bilgi yine cephe hızına takılan bilgi.
Öyle değil mesela ben ışık hızının yüzde 60 ıyla senden tamamiyle ters yöne gidiyorum sende ışık hızının yüzde 60 ıyla benden tam ters yere gidiyosun aramızdaki mesafe ışık hızından hızlı artıyor böylelikle oralardaki galaksileri göremiyoruz.
Sayın hocam, burada 26:36 bahsettiğiniz detektöre ışıkların aynı anda ulaşması anlattıklarınıza göre aslında her iki durumda da geçerliliğini koruyor. Çünkü yerdeki gözlemciye göre A flaşı B den önce patladı ve trenin hızından kaynaklanan mesafe farkı böylece kapanmış oldu (t'A>t'B). Aynı şekilde trendeki gözlemciye göre tren değil yer hareket ediyordu ve A ve B flaşları aynı anda patladı (tA=tB). Zaman algısı değişse de sonuç değişmedi: bomba patlamadı. Burada nedensellik açısından bir uyuşmazlık göremedim sayın hocam. Çünkü her iki gözlemciye göre de neden: ışıkların aynı anda detektöre ulaşması, sonuç: bombanın patlamaması. Hocamın burada bu olayın neden nedenselliğe aykırı olduğunu söylediğini anlayan biri çıkarsa da dinlemek isterim.
Hocam,space-like seperated kavramını uzamsal ayrıklık olarak tercüme ettiniz.Uzam,konum veya mekan demek diye biliyorum.Ancak daha sonra iki olay neden-sonuç ilişkisiyle bağlı olamaz dediniz.Dolayısıyla ,zaman mekan ve olay arasında bir bağlantı kuramadım.Saygılarımla
Nedensellik İkilemi: Zamanında fizikle ilgilenildiği için mi kellik ve kareli gömlek meydana geliyor yoksa saçlar döküldüğü ve kareli gömlek giyilmeye başlandığı için mi fizikte başarı sağlanıyor. Bir an için Doğan Erbahar videosu sandım, bir fizik hocam daha oldu 👍🏻 mis.
Araba ışığı görmüş tavşan gibiyim öyle kalakaldım. İstediğim bölümler desen hepsi çok uç. Gidip Astrofizik ya da Fizik okumak istiyorum sonra aklıma Matematik geliyo ordan da hep hayalüm olan Gsf Resim bölümü geliyo. Çıldırıcam daha 2 senem falan var ama
Sana şöyle söyleyeyim; eğer fizik okursan zaten yeterince matematik göreceksin.İlk yıl genel calculus dersleri, sonrasında fizikte matematiksel yöntemler, lineer cebir, vektörel analiz, diferansiyel denklemler vb. gibi.Zaten 3. ve 4. sınıftaki elektromanyetik teori ve kuantum mekaniği dersleri de genelde matematik üzerine kurulu.Üstüne extra olarak seçmeli derslerden matematiksel fizik dersleri de alabilirsin.Yüksek lisansınıda matematiksel fizik veya kuantum fiziği üzerine yaparsan matematiğe yeterince doyarsın :) Kısaca şöyle güzel bir söz vardır:"Matematik bir dildir, bu dildeki şairlere fizikçi denir."
Yabancı dille öğrenip, ana dille anlatmaya çalışan her hocada olur bu. O kadar çok yabancı dile maruz kalıyor ki Türkçe düşünmüyor artık konuyu.. ama anlatımı Türkçe yapacak.. işte bu durumda o ‘şey’lemeler ve takılmalar zihninde anlık çeviri yapıyor olmasından kaynaklanıyor. İngilizce anlatıyor olsa takılmadan anlatacağına eminim 😊 İngilizce öğretmeni olarak aynı sorunu ben de yaşıyorum. Türkçemiz zamanla bozuluyor. Sevgiler.
Sayın Hocam. Videoyu izlerken eski günlere gittim ve kendimi sizin dersinizde doğanın sırlarını anlamaya çalışırken buldum. Şimdi söylediğiniz gibi uzayda, evrende data ışık hızında iletiliyorsa gerçekten, açıklamalar mantıklı güzel ama benim aklıma kütle çekim kuvveti bilgisi acaba ışık hızınca iletilirmi? Örneğin güneşi bir anda yok ettik dünya ekseninden 8 dakika sonramı sapmaya başlayacaktır?
@@bilalyldz9647 kütleçekim kuvvetini taşıyan teorik parçacık gravitondur ve deneysel olarak keşfedilmediğinden hızı ile ilgili bir yorum yapamayız. Senin bahsettiğin gluon parçacığı ise atomun çekirdeğinin içindeki parçacıkların kuarklarının dağılmayacak şekilde bir arada tutan parçacıktır.
Sorunun kısa yanıtı evet, 8 dakika sonra sapmaya başlar. Uzun yanıtı ise uzayzamanda güneşin yok oluşuyla başlayan ışık konisi / olay konisi ışık hızında ilerlediğinden dünyamızı, bizi, 8 dakika süre sonra içine alacağından güneşte başlayan herhangi bir olay bize yaklaşık olarak 8 dakika sonra ulaşır. Bunu şöyle de anlayabilirsin : bize en yakın ikinci yıldız olan Alpha Centauri ile aramızda 4 ışık yılı mesafe var, yani ordan çıkan bir ışık bize 4 yılda ulaşır, yani orda oluşan bir olay konisi bizi 4 yıl sonra içine alacağından orada olan bir olay bizim için şimdi oluştu gibi görünse de bizim zamanımızla 4 yıl önce gerçekleşti.
Atomik seviyede varlık zamana bağımlı yani zaman olmadan madde var olamıyor. Biz de maddeden oluştuğumuza göre zaman sayesinde varız. Sonra geri dönüp zamanı biz yarattık ve zaman yok aslında dersek madde nasıl var olabiliyor?
@@fetaciftci6800 Çok güzel. Bu durumda "zaman bizim tahayyülatımızdır" demek de yanlıştır. Aynen maddeyi biz hayalimizde yaratmadığımız gibi... Zaman da bir hakikattir. Madde ve zaman ikisi birbirine bağımlıdır, bunu Einstein vaktiyle söylemiş zaten.
Hocam emeginize saglik, hepsini izledim. Kucuk bir elestirim olacak, anlatiminiz guzel ancak cok duraksiyorsunuz. Konuya odaklanilmiyor. Utangac bir haliniz var. Diliniz temiz ancak cok duraksiyor. Umarim yapici elestri olarak dusunursunuz. Tesekkurler.
izlerken düşündüğüm şey 'türkçede yeterince teknik terimin olmadığı'. hocamızın konuşma aralarında sürekli 'şey' demesi veya ara vermesinin bir nedeni de bu. Yani bilgilerini aktaracak yeterli terminolojinin olmadığını hissettim. daha fazla terimi, dilimize kazandırmalıyız...
Şey, aslında herşeydir. Eşya kökeninden arapça bir sözcük. Herşeye genel anlamda karşılık gelir. Türkçeye kazandırılan en güzel kelime bence. Ne uğraşacaksın o tetminolojiden zihninden keline getirmeye. Şey de gitsin. Bir de bu tarafından düşünün.
haklılık payın var 'şey' gerçekten de günlük hayatımız için vazgeçilmez bir sözcük. ama bu tarz konularda anlatıcının tasvir yeteneğini çok kısıtlıyor. dinleyicinin de zaten bilgisinin az olduğu alanda uygun bağlantıları kurmasını güçleştiriyor bence @@umuteker3133
Bence hocanın sürekli "şey" demesinin sebebi Türkçede teknik terim eksikliği olması değil hocanın o anda o terimleri hatırlayamaması. Açıkladığı bulguları başka dillerle doğup düşünmüş kişiler tarafından ortaya atıldı ve hoca da kendi anadilinden farklı bir dille bu konuları inceledi ve çalıştı. Biraz da sunum becerileri tabi...
rasltlantı neden ve sonuş arasındaki bağlantıyı kuramamaya verdiğimiz isim tanım kavram vs vs. Bizim için quantum fiziği hayvanlar için neredeyse her şey
Neden sonuçtan önce geliyorsa Cennet dünyadan önce yaratılmış olmamalı, ya da insanın yaratıldığı yer dünyaydı Cennetten inmedi.... Ya da zaman bizim için sıralı akıyo, yaratıcı için tek bi an ve kendi içinde genişleyip daralıyo
24:22 “içerideki gözlemciye göre aynı anda patlamış olabilir ama dışarıdaki gözlemciye göre farklı anlarda patlamış olmak zorunda” hocam neden böyle olmak zorunda? birkaç dakika önce fizik tektir cümlesini kurdunuz. birincisi bir olay neden ve nasıl farklı gözlemcilere göre değişiklik gösterebiliyor? ikinci olarak velev ki yerdeki gözlemciye göre B flaşı daha erken A flaşı daha geç patladı, bu daha erken ve geç patlamalar nasıl birbirlerinin zaman kaymalarını kompanse edecek biçimde dedektöre eş zamanlı olarak ulaşıyor?
Birimci bölümle ilgili benim bir sorum var hocam, belki videonun devamında cevap vardır ama soruyu unutabilirim. Işık hızı sabit olduğuna göre, düzenek hareket halindeki bir trende değil de yerde ve bir ışık doğuda bir ışık batıda olsa ve iki düğmeye de aynı anda basılsa yine depatlaması gerekmez mi?
Yaklaşık 12 dakika izledim. Hocanın dersi anlatmaya olan hevesine tanık olmak çok güzel. İnsana heveslice bir şey yapılabildiğini hatırlatıyor. Bazı yorumları da okudum, herkes çok çok olumlu şeyler yazmış. Aslında hocamız konuyu aktarırken vurgu, ses tonu, anlatmak için seçtiği yöntem facia derecesinde kötü. Ancak yine de gösterdiği heves onun performansının iyi olmayışını perdeliyor ve takdir görüyor. Adeta ülkemizdeki iş hayatının bir yansıması...
Hocam, piyango örneği değilde, bir patlayıcı örneği verseniz daha anlaşılır olacak. A noktasında (bu noktada ürettiğimiz parçacığı algıladığı zaman patlayacak bir düzenek var.), ışıktan hızlı parçacık ürettik, B'ye ulaştı tetikledi, yine ışıktan hızlı aynı parçacığı üretti, bu parçacık A noktasının geçmişine (A')geldi, patlayıcı düzeneği harekete geçirdi ve infilak etti, ortada parçacık üretici düzenek kalmadı. ( Paradoks)
Hocam merhabalar, Öncelikle ders çok keyifliydi. Severek izledim. 27:45'de sorusu olan var mı diye sormuşsunuz.. Benim var, hocam :). Bu tren paradoksu olayında siz problemin 'aynı anda' dememizle alakalı olduğunu söylemişsiniz. Bana öyle değil gibi geldi. Hız tanımlamalarını başta yaparken hep yere göre yapmıyor muyuz? Fakat hareket eden bir gözlemciye göre yere göre tanımlanan hızlar değişecektir. O yüzden bence bi paradoks olmamalı. Sorun da 'aynı anda dememizle' alakalı olmaz bu durumda. Fizikçiler bunun böyle olduğuna kanaat getirdiklerine göre benim bir hatam olmalı. Not: A'dan ve B noktasındaki ışıkların yere göre hızlarının trenle aynı olduğunu varsaydım. Yardımcı olabilir misiniz? Saygılarımla,
Burda biraz daha net açıklamaya çalıştım. cloud-us.onyx-international.cn/64832e323912203d9b1e220f/share/Blue%20NoteBook.pdf?OSSAccessKeyId=LTAI4GLDZynkeejzJembJiS6&Expires=1691402882&Signature=AGrQIzU5JjOsHzIgIpzPvb0paak%3D
Işık hızından hızlı bir galaksinin varlığı E=m.c2 denklemini göz önüne alırsak o galaksinin kütlesini yitirip enerji formu alması gereğini doğurmaz mı?!!
Nedensellik madde birbirine direk bağlı mi? Nedensellik bir çıkarım veya dalgadan parçacık gibi ise, David Hume gibi nedenselligi düşünmek doğru olmaz mı?, olay sirasi gozlemciye göre değişmesi nedenselligi sırası kesinlikle değiştirme yapar, olaylar zinciri gözlemci göre değişmesi fiziği nasıl değiştirme yapar. Zamanı sadece ileri doğru akmadigini göstermez mi?
Hocam, tren deneyinde A flaşı B flaşından önce detector e ulaşacak demişsiniz. Bunu da trenin hareketine bağladınız. A,B ve Detector ün hızı tren ile aynıyken A ve B arasında nasıl oluyor da bir hız farkı oluşuyor. Buna ışık hızının boşluktaki hızının da değişemeyeceğini ekledğimizde bir gariplik olmuyor mu? Teşekkürler
"Hocam, tren deneyinde A flaşı B flaşından önce detector e ulaşacak demişsiniz" Hayır öyle demedi. Dışarıdaki bir gözlemciye göre (eğer flaşlar yine dışarıdaki gözlemciye göre aynı anda patlatılmış olsaydılar), A ve B flaşlarından çıkan fotonlar farklı zamanlarda ulaşırdı. Oysa kime göre *aynı anda* olduğu belirtilmemiş. "A,B ve Detector ün hızı tren ile aynıyken A ve B arasında nasıl oluyor da bir hız farkı oluşuyor." Evet A,B ve dedektörün hızları trenle aynı ancak uzaydaki konumları farklı. A----------------------d-----------------------B >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>hareketin yönü A----------------------d-----------------------B ..........................X Sabit V hızıyla sağdaki X noktasına doğru hareket eden bir trende, hızları aynı olmasına rağmen B noktası, A noktasından önce X noktasına varacaktır. Aynı şekilde A ve B den DIŞARIDAKİ BİR GÖZLEMCİYE GÖRE aynı anda flaş çakılacak olursa, ışığın hızı sabit olmasına rağmen, ışığın varacağı d (dedektör) noktasının uzaydaki konumu değişeceği için A ve B den çıkan fotonlar de noktasına farklı zamanlarda ulaşacaktır.
kuantum kanunlarından dolayı evrendeki makro boyutta olan nedensellik ve yerelliğin aslında tamamen yanılsamadan ibaret olduğu söylenebilir mi? biliyorum, yaşadığınız boyutlarda hayat gerçekten de nedenselliğe ve yerelliğe uygun işliyor ama aslında bunun bir yanılsama olup olmadığını merak ediyorum. küçük boyutlarda bu iki ilke yoksa o zaman büyük boyutlarda da ancak yanılsamadan ibaret olabilirler diye düşünmeye başladım.
nedenselliğin bilgi iletimi ile ilgili olması pek tatmin edici olmadı. "dolanıklıkla bilgi iletemezsiniz o zaman nedensellikle çelişmez" bu açıklama iki elektronun ışık hızından bağımsız olarak kendi aralarında bir etki oluşturduğu gerçeğini değiştirmiyor. nedenselliği neden sadece bilgi denen aşırı spekülatif bir kavrama dayandırıyoruz? bizim için bu bir bilgi iletimi olmasa da elektronlar için bunun pek de öyle olduğunu sanmıyorum. insan bilincine ve anlayışına bağlı, insana özel kavramlar üzerinden fizik yapılması bana pek doğru gelmiyor.
heisenberg'in bir röportajı var bu konuda.. nette bulabilirsiniz.. özetle diyor ki; kuantum dünyasında maddenin nesnelliğinin kaybolmasını matematiksel olarak ispat/ifade ettikten sonra bu olguyu anlamasak da kabullendik.. ama bu iki gerçekliği bir biriyle kıyaslamak yerine, her ikisini de kendine has kanunları olan iki ayrı "gerçeklik durumu" olarak yorumlamak daha doğru olur..
Bilgi'nin insana has aşırı spekülatif bir kavram olduğu sonucuna kesin olarak varabilir miyiz? Elektronlar arasındaki alış-veriş veya etkileşim de bir çeşit bilgi temelli olabilir.
@@philosocio esāsen demek istediğim şey tam da bu; bir kavramın net bir tārifini yapmak, sınırlarını çizmek demek onu bütün boyutlarıyla 'bilmek' anlamına gelmiyor. Neyi bilmediğimizi dahi bilmiyorken... İstediğiniz kadar tanım yapın, bilimin bugün bilime yaklaşımı bile 'yanlışlama' üzerine kurulu iken... Bilgi ve bilinç kavramlarını nörobilim bilim tanımlayamıyor iken... Elektronların davranışlarının bilgi temelli olmadığını nasıl söylebiliriz? Rastgele mi diyeceğiz?
Hocam, nispi hızları toplayarak ışıktan hızlı bir şey var demek ne kadar doğru? Bir parçacık bir yönde 300000km/sn hızlı, bir başka parçacık aksi yönde aynı hızla hareket ediyorsa, hızları toplayıp 600000km/sn hızla hareket ediyorlar diyemeyiz ki. Olsa olsa 600000km/sn hızla birbirlerinden uzaklaşıyorlar deriz.Oysa hiç bir parçacık sınır hızı aşmamıştır. Evrenin genişlemesinde de galaksilerin birbirlerine göre nispi hızları doğaldır ki 300000km/sn yi aşar.
peki aklıma takılan bir konu var bilen biri cevaplarsa sevinirim. ışıktan hızlı hareket eden galaksiler var denildi evren sürekli genişliyor galaksiler arası mesafe sürekli artıyor mu o halde. mesafe artıyorsa Andromeda ile Samanyolu çarpışması nasıl açıklanır.
Tren paradoksunu anladiysaniz anlatabilir misiniz Eğer tren Sağdaki ışığa yaklaşırsa (tren ışık hızında ilerliyor varsayılır değilmi) sağdaki ışık dedektöre daha erken çarpar o zaman patlar;tren dışındaki böyle görür, tren içindeki böyle gormesede tren patlar bu konuda paradoks var mı Ve ikinci olarak dışardaki gözlemci sağdakinin daha erken patladığını görür mü doğru yoksa aynı anda patlar ama dedektör de ışık hızında sağdakine yaklaştığından zaman azalır mı doğru olur
Yanliz soyle bi durum var. Tren paradoksunda hatali olan fizik degil..Hatali olan iki gozlemcinin kendi ortamlarindaki sanrilaridir. Bu sebeple bu ikisinin farkli gozlemlemesi, ya da dusunmesi hakiki fizik kurallarini degistirmez.
Zamanı yok saysak, onun yerine cisimlerin, şeylerin içsel ve birbirleriyle ilişkileri ile hareketlerinin sıralanmasını önemsesek olmaz mı? Zaman böyle düşünüldüğünde her cisim ve her olay için göreli olmuş olur. Fakat bu görelilik mutlak zamanın içinde oluşur.
İstanbul Kadıköyden yazıyorum bunu , akşam saat 21.30 , fizik ile ders paydasında uzaktan yakından alakadar değilim (işten geldim hem , master şef seyredeceğime bunu seyredeyim dedim...) her ne ise..... Diyrceğim odur ki , kıymetli arkadaşlar hocamızı pamuklara sarıp muhafaza edin , bu kadar heyecan dolu ,coşkuyla ve şevkle ders anlatandan dinlemeyeli uzun zaman oldu .Bırakın 5 yaşında çocuğun anlayacağı seviyeed anlatımı , taze fasulye bile bu hocamızın anlatımıyla quarkları ,fotonları anlar yapıştırır event horizona . Hepinizin bahtı açık olsun kıymetli arkadaşlar ,fizik bildiğiniz üzere diğer bilimlerin temeli ,kundağı insanlığı geometrik olarak ilerleten bilimi çalışıyorsunuz ,işiniz zor ama faydanız büyük .Atatürk'ün ,Cumhuriyetin pırıl pırıl hocalarına ve öğrencilerine selam olsun .Esen kalınız.
iyi hoş güzel de , nereden fiziğin bilimlerin temeli olduğu kanısına vardın :)
@@metafizikvekuantum Çok ilginçtir ki, benimde youtube üzerinde önüme çıktı ve Kadıköyden yazıyorum :)
@@metafizikvekuantum Elektronik ,makina ,ulaştırma ve dahası alanlardaki tüm gelişmeler uygulamalı fizik çalışmalarının sonucu hep , odaktaki ana konu "madde" olduğunu düşündüğümden ötürü bilimlerin temeli deyiverdim. Yanlışsam sen düzelt lütfen teşekkür ederim..
Bilimlerin temeli değil ama bence Evreni ve evrenin oluşumunu, kimyasal biyolojik tüm evrendeki maddeleri hatta moleküllerin düzenini, ışığı, evrendeki elektrik ve elektromanyetizmayı anlamamızda Fizik bilimcileri öncülük etmiştir. Onların katlıları ile Mühendisler ve teknisyenler insanlığa teknolojik buluşları ile hizmet etmişlerdir.
@@umiterdem2468 güzel, peki ya aristoteles gibi yapsak yani metafizikten yola çıkarak fizik yapsak? biz de tarihe geçsek artık ? :=)
"Sadi hoca bizim gözbebeğimizdir" demişti Fizik bölümünden başka bir hocam. Gerçekten de öyle. İyi ki var, çok şanslıyız.
Kesinlikle çok şanslısınız. Bu şekilde dersleri videoya alıp paylaşırsanız bende takip etmek istiyorum
@@robotikveotomasyon3578 Evet bence de arşivlense harika olur. Ancak sanırım dersleri paylaşmak için okulun izni gerekiyor. O konulara hakim değilim, belki fizik topluluğuyla konuşursanız daha iyi olur.
güzel kardeşlerim benim iyi günler yakın inşallah eğitimden kendinizi geliştirmekten asla vazgeçmeyin. Şuan ki eğitim fiyatları yurtlar, öğrenciler kan ağlarken bu tünelden ışığa götürücek sizlersiniz.
Bu yorumu yazmayayım demiştim fakat o kadar kötü bir anlatıcı ki, 30:00 ve 50:00 arasında boğulacak gibi hissettim. Bir de Walter Lewin derslerini takip ederseniz, aradaki uçurumu görebileceksiniz. Hocaya saygısızlık yapmak istemem. Belki çok iyi bir insandır ve bilgi birikimi çok iyidir bilemiyorum fakat ders anlatımı kesinlikle felaket. Bir de yaklaşık 50 dk kadarını izledim henüz ama öğrenciler neden hiç soru sormuyorlar?
Edit: 50:00 52:00 aralığı bile yeterliymiş. Konuyu ilk defa dinleyen öğrencilere cidden üzüldüm.
Lisede iki dönem üstümdü, o zaman bile Fizik konusunda bir efsaneydi. Üniversite sınavında çok yüksek bir puan almasına rağmen idealleri doğrultusunda ODTÜ Fizik’i tercih etti. Yıllar sonra onu burada ders anlatıyor görmem güzel bir sürpriz oldu 😊
Lise yıllarında nasıl bi öğrenciydi
İnternet bu yüzden en büyük icat. Amatör merakımı tatmin eden en güzel videolardan biri
Üniye hazırlanırken motivasyon niyetine bile açılabilecek harika bir video
Saat 5 olmuş ben oturmuş fizik dersi işliyormuş. Uzaktan yakından fizikle de alakam yoktur. Hoca o kadar güzel anlatıyor ki bağımlı oldum.
ODTU de 8 ci yurrta kalirken butun Muhendislik,Fizik dersi bolumleri ogrencileri sorularini sormak icin iki saat yurt odasinin onunde beklerlerdi, kisilik olarak cok mutevazi , cok kaliteli bir bilim adamidir,❤
Büyük keyifle izledim. Oldukça basite indirgeyerek anlatmış hocamız, emeğine sağlık. Yorumlarda hiçbir şey anlamadım diyenler ve hocaya olumsuz eleştiride bulunanlar için: bunlar anlaması ve sindirmesi kolay konular değil, bu konuyu belki 50 farklı kaynaktan dinleyip üzerine düşünüp içselleştirmeniz gerekir, anlamayı zamana yaymanız ve devamlı meraklı olmanız gerekiyor.
Almanyadan bir Azerbaycan türkü kardesiniz simdi bu videoyu acip, Azercay'dan yudumlaya-yudumlaya izleyecek. Her kese iyi seyirler! Prof. Dr. Sadi Turgut beye de tesekkürler! AZ❤TR
Sadi Hoca'm 🤗 Eşsiz ve çok değerli hocalarımızdan biridir fizik bölümünde. Gerçekten de iyi ki varsınız ... Sağ olun, var olun .
7.Sınıf Öğrencisiyim ama Quantum Fiziğine ve Modern fiziğe aşırı derecede 8 Yaşımdan Beri ilgim var ve konuları kolayca anlatan hocamız teşekkür etmek istedim
yanlızım zannediyordum keşke senin benim gibi küçük yaşta böyle merakı olanlar daha fazla olsa bizim yaşıtlarımızın çoğunluk hayali sadece okuyup doktor olmak bu cidden üzücü
Harikasınız arkadaşlar karadelikleri düşünmeye devam fiziğin yeni teorilere ihtiyacı var.
@@mr.oralet6475 Herkesin ilgi alani ayni olmak zorunda degil. Hastalandiginda doktorlara´da ihtiyacin var. Herkesin hayali doktor olup herkeste sonucta doktor olamayabiliyor degilmi ? Simdi canim genc kardesim, senin digerlerinden farkli daha da cok azimle merakini fizik é ver ve ogrenmek istedigin sorularin pesinden git, merakini kimin neye genc yasta hayalini kurdugu mesleklere degil.
@@nurisezer93Bence gerçekten hayal olarak değil de popüler kültür etkisiyle tıp isteyenlerden bahsetmiş orada kardeşimiz
Fizik bir deryadır.Ben fizik bölümü mezunuyum.Hocanın anlattığı konu fiziğin yüz binde biri bile değil.Fiziğe meslek edinmekten çok öğrenme amaçlı yaklaşırsanız bilim insanı olursunuz.
Keşke derslerine girme fırsatım olsaydı. Sadi hoca büyük bir değerimizdir. Var olsun. Bu semineri bizlerle paylaştığınız için teşekkürler.
hocadan ders alan arkadaşlar ne kadar şanslısınız? orada olup soru sorabilmek.. hocam harikasın..
Şanslı değiller. O üniversiteyi ve o hocadan ders almayı çalışarak başardılar.
@@antigram2148 bazen senin ailenin ve hayatın tercihleri oraya ulaşmamı engeller. Bu kadar iddalı olma. Çalışıp kazanabilmekde bir şans..
kpss çalışırken aniden kendimi burada buluverdim. nasıl kıymetli bir öğretmen. bir dersine katılabilmek çok isterdim.
Odtu fizik bolumunu hedefliyorum ve ne zaman inancimi yitirsem, motivasyonumu kaybetsem hep buraya gelirim. :')
off ben de mezunum nerdeyse 1 aydır ders çalışamıyorum sızlanmak istemiyorum ama yok yani yapamıyorum netlerim de iyi aslında 3 ayda daha iyi olur ama işte
@@ayqqs aynı be aga
Ne yaptın reis gelir mi sence
@@user-um8uk1fh5p 23 mat 35 fen netim var bakalım gelecek mi nur reizi ben de merak ettim
@@6ix9ine- 🥲
Kendisinden fizik 105 dersi aldığım için çok şanslı hissediyorum. Çok kıymetli bir insan. Dvořák dinlemeyi de çok sever :)
"Kurabiye gibi adam", aynı zamanda mekanda olmanın tadını çıkarın gençler... soluksuz izledim... Diğer eğitimcilerin de izlemesini çok isterim, paylaşalım. Tekrar teşekkürler.
Bunları paylaşmanız çok hoş 💜
5 dkda hocayı sevdim.
Bir de 2-3 dönem dersini alın değerli hocamızın
felsefede muhsin yılmaz hoca var, tüm sempatiklik ve ehycanla ders anlatma bana hep onu anımsattı. çok güzel bir dersti teşekkürler hocam
Fizikten soğumuş bana ağzım açık film izlercesine bir heyecanla izlettiniz fiziği. Yıllar sonra fizikle barışmamı sağladığınız icin çok teşekkür ederim. Konuyu kafamda gerçekten guzelce oturtup anlamlandırabildim💗
Sadi hocamın ışık konisini dışına B noktası(olayı) koyması beni biraz düşündürdü. Şimdiye kadar görecelilikle alakalı ufak çaplı araştırmalar yapmıştım, videolar izlemiştim pek de aklıma yatmamıştı ancak bu sefer gerçekten anladığıma inanıyorum. Teşekkürler hocam.
ODTÜde bir ders nasıl oluyormuş diye önüme düşen videoyu açtım. Sayın hocam o kadar güzel anlatıyor ki hoşuma gitti. ❤
Hocamız çok tatlı. Keyifle dinledim ve anlamaya çalıştım. 25 yaşındayım, siyaset bilim ve u.i. mezunuyum ama tekrar hazırlanıp üniversitenizde fizik okumak istiyorum.
Sadi hoca ODTÜ nün en KRAL hocasıdır.
Ben fizikle alakam olmamasına rağmen gecenin 5 inde mobil internetimle izliyorum. Adamlar yarım saat sabredemeyip dersi terk ediyor.
Aynen moruk. Coin düşünce panik satış yapıp kaçan amatörler gibi
gel madalyanı takalım
@@Burak-gw7ih Kanka konuyu burdan kriptoya nasıl bağladın aq sdkljfkjlsdkjfl
Sadi hocanın dersi şey, çok güzel...
Ah ah dilimiz ne kadar güzel. Kendi anadilinle eğitim görmek gibi güzeli var mı... Keşke şu ingilizce evrensel dil olmasaydı be. İçim acıyor.. kendi dilinle bir şeyler anlayıp anlatabilmek. Tek gayemiz bu olmalı. İngilizceyi içselleştirmek gerçekten zor. En azından benim gibi çocukluktan özel bir kurs almamışlar için zor. Hocamızın da üslubu ve tonlaması daha da güzelleştiriyor bu dersi.
Bu İngilizlerin üstünlüğünü gösteriyor. Türkler üstün olaydı da zeki olaydı da Türkçe evrensel dil olaydı. O kadar Türk ülkesi var ama anca birbirleriyle kavga etsinler. İngilizceyi içselleştirin. Anadilde eğitim saçmalıktır. O zaman HDP'ye oy vermeniz lazım şu an tutarlı olmak adına. Hatta Zazalar da Zazaca eğitim görsün. Onlar vatandaşı olduğu ülkede yabancı gibi yaşıyorlar. Türkçeyi de onlar senin deyiminle içselleştiremiyorlar.
Ooo güzel dili yasaklanmış koskoca bir halkı lal etmiş hakkı yenmiş kürtleri şimdi daha iyi anlayabilirsin
@@user-vz8zg3gf7dakademide en azından öyle
@@pallaskedisiCokiyi Akademide de öyle değil. Her bilimden anlayan ülke kendi diliyle eğitim yapar. Ama eğitilmesi istenmeyen ülkeye, ne anlatıcının ne de öğrencinin bildiği bir dille eğitim yap ki öğrenmesin derler. Oktay Sinanoğlu bunu çok iyi dile getiriyordu.
@@onur-i0x doğru diyorsun ama ingilizcede de merkezileşmiş bir yapı var. Kaliyle mi uğraşıyorsun aga?
"Nedensellik" ve "uzay" terimleri genellikle fizik ve felsefe alanlarında kullanılır. Nedensellik, bir olayın başka bir olayı tetiklemesi durumudur; yani, bir etkiyi yaratan nedenler ve sonuçlar arasındaki ilişkiyi ifade eder.
Uzay ise, genellikle fiziksel nesnelerin ve olayların var olduğu ve birbiriyle etkileşime geçtiği üç boyutlu ortamı ifade eder. Fizikte, uzay ve zaman birleşir ve dört boyutlu bir yapı oluşturur; bu da "uzay-zaman" olarak adlandırılır.
Nedensellik ve uzay birleştiğinde, özellikle Einstein'ın özel ve genel görelilik teorilerinde gördüğümüz gibi, ilginç sonuçlar ortaya çıkar. Örneğin, görelilik teorilerine göre, hiçbir bilgi veya etki ışık hızını aşamaz. Bu, uzay-zaman içinde nedenselliğin belirli bir şekilde düzenlendiği anlamına gelir.
Bu konular karmaşıktır ve genellikle yüksek seviye matematik ve fizik bilgisi gerektirir. Ancak, genel olarak, nedensellik ve uzay hakkındaki düşüncelerimiz, olayların nasıl gerçekleştiğini ve fiziksel evrenin nasıl işlediğini anlamamıza yardımcı olur.
fizik aşkımı tazelediği için sadi hocama kocaman sevgiler.
Verilen emek için teşekkürler. Harika bir videoydu, kayıt alırken oluşan hışırtılar hariç (:
Mükemmel , böyle programların devamı gelmeli
Senin de mi ekrana düştü ?¿
evet yeni düştü @@alien20248
Tren paradoksunu ışığın bağıl hız ile davranışının normal cisimlerin bağıl hızları gibi düşünülemeyeceğini önce anlatsaydınız ah ah ne güzel bir örnek anlatımı diyebilirdim sayın hocam. Ama bu sizin harika bir öğretmen olmadığınız anlamına gelmiyor. Gösterdiğiniz özveri ve şevk herkesi size bağımlı yapabilir :)
İyiki varsınız.
Tren paradoksunu anladiysaniz anlatabilir misiniz
Eğer tren
Sağdaki ışığa yaklaşırsa (tren ışık hızında ilerliyor varsayılır değilmi)
sağdaki ışık dedektöre daha erken çarpar o zaman patlar;tren dışındaki böyle görür, tren içindeki böyle gormesede tren patlar bu konuda paradoks var mı
Ve ikinci olarak dışardaki gözlemci sağdakinin daha erken patladığını görür mü doğru yoksa aynı anda patlar ama dedektör de ışık hızında sağdakine yaklaştığından zaman azalır mı doğru olur
Ne kadar çok "şey" diyor. Ben de öğretmenim ve her ne kadar sakınsam da ben de oldukça çok "şey" kullanırım. Neyse ki dinlerken çok da itici olmuyormuş "şey"i. Ya da Sadi Hoca'nın şeyi. Ağzına sağlık. Hızlı geçtim ama zihin açıcıydı.
1 saat 41 dakika konuşup “ama bilmiyorum yani” diye bitirmek… akademisyenlik tam olarak budur
Sadi hocam sizden çok ders aldım ufkumu açtınız şuan mcmaster kanada da calısıyorum her zaman özelsiniz❤
Hocam detaylı anlattığınız için teşekkürler genellikle her kavramdan bahsetmezler
Fizik tektir biz fizikten razıyız. Sadi hocam dilinize sağlık.
Emeği geçen herkese teşekkürler..
Geçmiş zaman diye bir şey olamaz. Olayların son hali şimdiki zamandır. Olayların kümelenmiş bilgisi olur. Ve olayların şimdiden sonrasına ilişkin( ki bu da içsel ve ilintili özellikler sayesinde oluşacaktır) öngörüler olur.
Doğada iki önemli değişmezliği fark ettik;
Fizik yasalarının değişmezliği. Belli bir hıza ulaştıktan ve artık göreceli olarak sabit bir hareket halinde olduğumuzda, tüm fizik yasaları, hızlanma öncesinde olduğu gibi tam olarak aynı şekilde davranmaya başlar.
Işığın değişmez hızı. Hangi yönden geldiğine bakılmaksızın tüm ışık her zaman hızlanma öncesindekiyle aynı sabit hızda ölçülür.
Geçen bir topun hızını ölçmeye çalışırsak, bunun büyük ölçüde kendi göreceli hızımıza bağlı olduğu açıktır.
Işık için öyle değil.
Bu imkansız görünüyor. Eğer %25 ışık hızıyla hareket eden ve %100 ışık hızıyla yaklaşan fotonlara doğru ilerleyen birini gözlemlersek, bu gözlemcinin o ışığı %125 ışık hızında ölçmesi gerektiğini düşünürdük.
Ancak mesele şu ki, madde içindeki tüm temel kuantum mekaniksel etkileşimler, en küçük düzeyde, hem maddenin bozunmasını önlemekten hem de zaman içinde olası tüm değişime izin vermekten sorumlu olan, aynı ışık hızıyla sınırlıdır. Güneş bir dakika önce patlamış olsaydı, yaklaşık 7 dakika boyunca hiçbir şey fark etmeyeceğiz ve hâlâ huzur içinde tarihi ışığının tadını çıkaracağız. Aynı gecikme hücrelerimizin ve ölçüm araçlarımızın temel parçacıklarında da meydana geliyor.
Bizi seyahat ederken gören birinin gözlemlediği gibi beynimiz, ölçüm çubuklarımız ve saatlerimiz değişir. Ancak kendi ölçüm çubuklarımızın ve saatlerimizin hiçbir şekilde değiştiğini görmüyoruz çünkü her şey mükemmel bir şekilde senkronize çalışıyor. Yani, zaman genişlemesi olan bir yolcunun, uzunluğu kısaltılmış ölçüm çubukları ve zaman genişlemesi olan saatlerle nesnelerin hızını ölçtüğünü görüyoruz.
Zaman genişlemesi hakkında fikir sahibi olmak için hiçbir şey Einstein ışık saatinin yerini tutamaz.
Bu, iki ayna arasında belirli bir mesafe bulunan ve alınan ışık darbelerini üstte sayan bir saattir:
Bize göre hareket etmeyen bir saat gördüğümüzde (soldaki resim), bize göre hareket ettiğinden (sağdaki resim) daha hızlı işleyen bir saat görürüz, çünkü bizim için (!), bu ışık darbelerinin sabit hızla daha uzun bir mesafe kat etmek .
Ancak bu saatle birlikte hareket eden kişi için, saatin daha yavaş işlediği gözlenmez. Çünkü bu kişinin beynindeki değişim hızı ve bu hızda diğer tüm maddeler, bir sonraki ışık saatiyle tam senkronize olarak ilerlemektedir. ona. Parçacıklar küçük ışık saatleri gibidir.
İkincisi , 0 K sıcaklıkta sezyum-133 atomunun temel durumunun iki aşırı ince seviyesi arasındaki geçişe karşılık gelen radyasyonun tam olarak 9,192,631,770 periyodunun süresi olarak tanımlandı.
Metre, ışığın boşlukta bu saniyenin 1/299.792.458'inde kat ettiği yolun uzunluğu olarak tanımlanır.
Yani statik bir gözlemci tarafından bir gezginin bir saniyelik süresinin yavaşladığı gözlemlenirse, bu gezginin de bizim ölçtüğümüz mesafelerden (bir metre gibi) daha kısa ölçtüğü gözlemlenecektir.
Bu, fizik yasalarının değişmezliğiyle birlikte ele alındığında, statik gözlemcinin uzay-zamandaki olaylar arasındaki mesafeleri ve zamanı ölçmesine neden olur (örneğin, belirli bir mesafede ve aralarında belirli bir zaman bulunan iki mavi LED sinyali gibi). zaman ekseni t ve 1D uzay ekseni x ile, ancak gezgin (zaman ekseni t'nin seyahat yolunu takip ederek) bu olayları eğik t' ve x' eksenleriyle şu şekilde ölçer:
Gezginin farklı eşzamanlılık çizgilerine sahip olduğunu görebilirsiniz (uzay-zaman grafiğinde sol alttan sağ üste doğru tek bir an gerçekleşir).
Bunun nedeni, iki Einstein ışık saatini yan tarafa yerleştirdiğimizde şöyle olur:
Ve bu saatin göreceli hızlarda yanlara doğru hareket ettiğini gözlemliyoruz, şu davranışı gözlemliyoruz:
Işık sabit hızıyla hareket ediyor (uzay-zaman diyagramlarında ışıksaniyeleri ve saniyelerin eşit mesafede olduğu 45°'lik bir açı), ancak saat yolculuk sırasında biraz hareket etti. Işık darbesinin soldaki saate (gözlemci olarak bize daha yakın olan saat) diğer saate göre daha erken geldiğini görüyoruz.
Gezginin kendisi tarafından gözlemlenmeyen bu gözlemlenen eş zamanlılık, eşzamanlılık konusunda farklı görüşlerin oluşmasına neden olur ve her iki gözlemcinin de her zaman diğerini zaman genleşmiş olarak ölçmesine neden olur. Her ikisinin de hızlanmayan gözlemcilerin eş zamanlı hiper yüzeylerini yukarıya doğru kayan bir cetvelle takip edebilir ve her ikisinin de diğer zamanı nasıl genişlemiş olarak göreceğini görebilirsiniz:
Einstein saatleri yanlarındayken eşzamanlılık hakkındaki bu farklı görüşler şöyle görünür (korkunç Paint becerilerini bağışlayın), birbirlerini %20 zaman genişlemesiyle ölçerler (kendisi için 5 saniye geçerken diğerinin yalnızca 4 saniye geçtiğini gözlemler):
Ayrıca ışık hızının %60'ı oranında hareket eden bir gezginin bu özel örneğinde birbirlerini %20 kısalmış uzunluk olarak ölçerler:
Tüm bunların sonucu, birisinin teorik olarak başlangıçta ışık hızına çok yakın bir ivmeyle Dünya'dan yola çıkmaya başlaması ve sadece birkaç saniye içinde, statik gözlemciler olarak bizim için aslında ışık yılı uzakta olan bir yere varması olabilir. .
Bu, ışık hızının sınırıyla çelişiyor gibi görünüyor, ancak statik gözlemciler olarak bizim için bu yıllar sürdü; gezgin bunu yalnızca birkaç saniye olarak alır ve tüm bu kişilerin kat ettiği nispeten kısa, kısaltılmış uzunluktaki mesafeyi görür. Etrafındaki nesneler. Aslında kendisinin uzayda huzur içinde süzüldüğünü ve hiç seyahat etmediğini gözlemliyor.
Geriye doğru hızlandıktan sonra ("durana kadar"), olanlara farklı bir şekilde bakıyor ve şimdi aslında birkaç saniye içinde çok fazla uzay-zamanda yolculuk yaptığı sonucuna varıyor. İnanılmaz hızı nedeniyle çok fazla yer ve zaman geçti. Uzay ve zaman birbirinden kesinlikle ayrı değildir, dolayısıyla her ikisi de seyahat edilebilir. Sadece kendi göreceli durumumuza bağlı olarak onlara farklı bakabiliriz.
Ama aynı zamanda değişmez uzay-zaman aralıklarında bu eksi işaretinin olmasının nedeni de budur. Gezgin, zamanının yalnızca bir kısmının geçtiğini ve hiçbir mesafenin olmadığını fark etse, ancak statik gözlemciler için yıllar geçmişse ve ışık yılı mesafe kat edilmişse, o zaman mesafenin büyük kare miktarını (ışık saniyesi cinsinden) hafif saniyeden çıkarabilirdik . saniye cinsinden daha büyük zamanın karesi ve kökünü alırız ve bu hesaplamayı seyahat perspektifinden yaptığımızda (bir miktar zaman, mesafe çıkarmadan) tam olarak aynı sayı olduğu ortaya çıkar.
Demek oradasın. Tıpkı uzayın Pisagor ilişkisine sahip olması gibi zamanın da vardır. Sadece eksi işaretiyle. İşte uygun mesafe için değişmez aralık (zaman kısmının uzay kısmından çıkarıldığı yer):
Ds =DX2+ dsen2+ dz2− ( cd _T)2−−−−−−−−−−−−−−−−−−−−√
Burada c'nin sadece bir sayı (hız değil) olduğuna dikkat edin: Einstein sabiti ('c'nin anlamı budur) burada tercih ettiğimiz birim kullanımını düzeltmek için kullanılmıştır. “Uzay-zaman” adı verilen bu tek 4 boyutlu sürekliliğin içine, tıpkı bir milin içine tam olarak 5.280 feet sığabildiği gibi, saniyenin içine de tam olarak 299.792.458 metre sığabilir. Sol kısım için metre yerine ışık saniyesini kullanmış olsaydık, ışık saniyesi zaten tam olarak bir saniyenin içine sığdığından, düzeltme için herhangi bir sayı kullanmamıza gerek kalmazdı.
Doğal birimleri kullandığımız sürece - VikipediYükseklik yerine feet, uzunluk için mil, derinlik için km ve zaman için saat yerine, x, y, z ve t için herhangi bir düzeltici sayı kullanmamız gerekmez ve uygun mesafe basitçe doğal denklemlerle ifade edilebilir. Ds =DX2+ dsen2+ dz2- dT2−−−−−−−−−−−−−−−−−√
Olayların (noktaların) gözlemci hızlanırken onunla nasıl ilişki kurduğu aşağıda açıklanmıştır: zaman doldu ve 1 boyutlu uzay x ekseninde:
Zaman ve mekandaki eşzamanlılığın ve mesafelerin nasıl sürekli değiştiğini görüyor musunuz? Bunun doğası gereği uzayda tek bir çizgi boyunca ileri geri hareket eden bir nesnenin değişmeyen bir resmi olduğuna dikkat edin; bu sadece ortadaki gözlemcinin göreceli görüşüne hitap edecek şekilde değiştiriliyor. Ortadaki bu gözlemci bir olayı gözlemleyebildiğinde (nokta, ışık hızını temsil eden X'in alt kısmını geçmiştir), artık geleceğine (ortadan yatay çizgi) doğru hareket edemez. Ondan önce hala yapabilir. Bu, Kozmik mikrodalga arka planından gelen ışık için bile geçerlidir -
Hangi siteden aldın?
1:26:39 grup hızı ışık hızını nasıl aşıyor? faz hızı ışıktan hızlı olabiliyor ama zaten anlamlı bir bilgi taşımıyor onu anladım ama grup hızını oluşturan dalga paketi bir enformasyon taşımıyor mu? enformasyon taşıyan dalga paketi nasıl ışıktan hızlı gidebiliyor?
Sanırım farklı bir ortamdan vakum ortamına giden ışıkta grup hızı ile cephe hızı arasında büyük bir fark oluşuyor. bu mesafeyi kapatırken de grup hızı ışık hızını kısa bir süreliğine aşıyor. Bilgi Konusuna gelirsek de, bilginin iletimi grup hızında gerçekleşiyor. Bu da normalde ışıktan hızlı olmuyor zaten ama bahsettiğimiz gibi farklı ortam geçişlerinde grup hızı ışık hızını aşıyor ve bilgi de ışıktan hızlı gidiyormuş gibi bir algı oluşuyor. Öyleyse bu geçiş esnasında ışıktan hızlı giden bilgi anlamsız bir bilgi. Yani anlamlı bilgi yine cephe hızına takılan bilgi.
1:03:37 ışık hızını geçebilmek mi?
Bunu kavramak çok zor; kütlesiz fotonları geçmek, kütlesizden daha kütlesiz olmak mı?
Öyle değil mesela ben ışık hızının yüzde 60 ıyla senden tamamiyle ters yöne gidiyorum sende ışık hızının yüzde 60 ıyla benden tam ters yere gidiyosun aramızdaki mesafe ışık hızından hızlı artıyor böylelikle oralardaki galaksileri göremiyoruz.
@@mustafatavus4 çok iyi açıklamışsın teşekkürler
Acayip tatlı bir hoca teşekkür ederim
Lise öğrencisi olup buralara düşmek
Orta okulda düşmem ??
Bendensin kardeşim okuldaki saçmalık tan sonraki hayal kırıklığıyla çıkıp burdan medet umuyorum
@@yagmuradguzel8281 aynen ya. Şuan benim en büyük hayalim ODTÜ ya da Boğaziçi fizike gitmek.
Ortaokul 7'e geçtim ancak bende buradayım. Fizik çoğu kişi için farkedilmesede çok mükemmel bir şey.
@@AnnaGTr ilk okulda düşmem.
nedensellik ilkesini hocamız dersi işlerken ihlal ediyor :) Önce soruyu sorması gerekiyor (Bomba patlar mı patlamaz mı?) sonra cevabını vermesi gerekiyor. Hocamız önce cevabı veriyor, sonra ortada bir soru varmış hissini :))
Sayın hocam, burada 26:36 bahsettiğiniz detektöre ışıkların aynı anda ulaşması anlattıklarınıza göre aslında her iki durumda da geçerliliğini koruyor. Çünkü yerdeki gözlemciye göre A flaşı B den önce patladı ve trenin hızından kaynaklanan mesafe farkı böylece kapanmış oldu (t'A>t'B). Aynı şekilde trendeki gözlemciye göre tren değil yer hareket ediyordu ve A ve B flaşları aynı anda patladı (tA=tB).
Zaman algısı değişse de sonuç değişmedi: bomba patlamadı.
Burada nedensellik açısından bir uyuşmazlık göremedim sayın hocam. Çünkü her iki gözlemciye göre de neden: ışıkların aynı anda detektöre ulaşması, sonuç: bombanın patlamaması.
Hocamın burada bu olayın neden nedenselliğe aykırı olduğunu söylediğini anlayan biri çıkarsa da dinlemek isterim.
Hocam Aynı anda ulaşma sonucu aynı aynı anda ulaşma nedeni aynı anda patlamaması farklı değil midir
Hocam,space-like seperated kavramını uzamsal ayrıklık olarak tercüme ettiniz.Uzam,konum veya mekan demek diye biliyorum.Ancak daha sonra iki olay neden-sonuç ilişkisiyle bağlı olamaz dediniz.Dolayısıyla ,zaman mekan ve olay arasında bir bağlantı kuramadım.Saygılarımla
Sıfır genel kültüre ve mantığa sahip insanlar için yararlı bir giriş.
Sadi hoca nin her 10 kelimeden birisi "sey"
Bilkent fizikten sonra en cok okumak istedigim yerdi :)
ilk defa bir dersine girme firsati buldugum icin cok mutlu oldum ❤🎉😢😊
Nedensellik İkilemi:
Zamanında fizikle ilgilenildiği için mi kellik ve kareli gömlek meydana geliyor yoksa saçlar döküldüğü ve kareli gömlek giyilmeye başlandığı için mi fizikte başarı sağlanıyor. Bir an için Doğan Erbahar videosu sandım, bir fizik hocam daha oldu 👍🏻 mis.
Fizikle ilgilenildiği için kellik oluyor, kareli gömlek ise işin raconu 😎 fiziğe ilgi başladığında saçların döküleceği belirlenmişti ☝️
Araba ışığı görmüş tavşan gibiyim öyle kalakaldım. İstediğim bölümler desen hepsi çok uç. Gidip Astrofizik ya da Fizik okumak istiyorum sonra aklıma Matematik geliyo ordan da hep hayalüm olan Gsf Resim bölümü geliyo. Çıldırıcam daha 2 senem falan var ama
sen bensin
Sana şöyle söyleyeyim; eğer fizik okursan zaten yeterince matematik göreceksin.İlk yıl genel calculus dersleri, sonrasında fizikte matematiksel yöntemler, lineer cebir, vektörel analiz, diferansiyel denklemler vb. gibi.Zaten 3. ve 4. sınıftaki elektromanyetik teori ve kuantum mekaniği dersleri de genelde matematik üzerine kurulu.Üstüne extra olarak seçmeli derslerden matematiksel fizik dersleri de alabilirsin.Yüksek lisansınıda matematiksel fizik veya kuantum fiziği üzerine yaparsan matematiğe yeterince doyarsın :) Kısaca şöyle güzel bir söz vardır:"Matematik bir dildir, bu dildeki şairlere fizikçi denir."
Yeni ve güncel (biraz da detaylı) tanıtım olsa gerçekten çok güzel olur
Keşke Fizikte iyi olduğu gibi iyi bir anlatıcı da olsa hocam.
Yabancı dille öğrenip, ana dille anlatmaya çalışan her hocada olur bu. O kadar çok yabancı dile maruz kalıyor ki Türkçe düşünmüyor artık konuyu.. ama anlatımı Türkçe yapacak.. işte bu durumda o ‘şey’lemeler ve takılmalar zihninde anlık çeviri yapıyor olmasından kaynaklanıyor. İngilizce anlatıyor olsa takılmadan anlatacağına eminim 😊 İngilizce öğretmeni olarak aynı sorunu ben de yaşıyorum. Türkçemiz zamanla bozuluyor. Sevgiler.
@@rahmaparlak3365hadi len. Adamin konuşma kabiliyeti yok
yabancı dil bilmediğini bu kadar belli etme@@KK-vb2gg
Çok güzel bir dersti paylaştığınız için çok teşekkürler.
Sayın Hocam. Videoyu izlerken eski günlere gittim ve kendimi sizin dersinizde doğanın sırlarını anlamaya çalışırken buldum. Şimdi söylediğiniz gibi uzayda, evrende data ışık hızında iletiliyorsa gerçekten, açıklamalar mantıklı güzel ama benim aklıma kütle çekim kuvveti bilgisi acaba ışık hızınca iletilirmi? Örneğin güneşi bir anda yok ettik dünya ekseninden 8 dakika sonramı sapmaya başlayacaktır?
çok güzel bir soru
Kütle çekim kuvvetini taşıyan gluon parçacıkları da ışık hızında gidiyorsa, düz mantıkla evet diyebilirim. Ama bilmiyorum.
@@bilalyldz9647 kütleçekim kuvvetini taşıyan teorik parçacık gravitondur ve deneysel olarak keşfedilmediğinden hızı ile ilgili bir yorum yapamayız. Senin bahsettiğin gluon parçacığı ise atomun çekirdeğinin içindeki parçacıkların kuarklarının dağılmayacak şekilde bir arada tutan parçacıktır.
Sorunun kısa yanıtı evet, 8 dakika sonra sapmaya başlar. Uzun yanıtı ise uzayzamanda güneşin yok oluşuyla başlayan ışık konisi / olay konisi ışık hızında ilerlediğinden dünyamızı, bizi, 8 dakika süre sonra içine alacağından güneşte başlayan herhangi bir olay bize yaklaşık olarak 8 dakika sonra ulaşır.
Bunu şöyle de anlayabilirsin : bize en yakın ikinci yıldız olan Alpha Centauri ile aramızda 4 ışık yılı mesafe var, yani ordan çıkan bir ışık bize 4 yılda ulaşır, yani orda oluşan bir olay konisi bizi 4 yıl sonra içine alacağından orada olan bir olay bizim için şimdi oluştu gibi görünse de bizim zamanımızla 4 yıl önce gerçekleşti.
@@tunauzel haklısın, karıştırmışım.
Interstellari düşündüm dinlerken sürekli 🤔Güzel filmdi 👍
Fizigi o kadar çok seviyorum ki asigim
Zaman yoktur var demek maddeye denk gelir Zaman insanın yarattığı bir şeydir
Atomik seviyede varlık zamana bağımlı yani zaman olmadan madde var olamıyor. Biz de maddeden oluştuğumuza göre zaman sayesinde varız. Sonra geri dönüp zamanı biz yarattık ve zaman yok aslında dersek madde nasıl var olabiliyor?
@@serifokur Hareket ve mekan olmadan da zaman olamıyor. Dolayısıyla zaman öncülenecek bir şey değil...
@@fetaciftci6800 Çok güzel. Bu durumda "zaman bizim tahayyülatımızdır" demek de yanlıştır. Aynen maddeyi biz hayalimizde yaratmadığımız gibi... Zaman da bir hakikattir. Madde ve zaman ikisi birbirine bağımlıdır, bunu Einstein vaktiyle söylemiş zaten.
Böyle metu videoları var mı bilen varsa yeşillendirebilir mi ders konu fark etmez. Türkçe olması yeterli.
Hocam Neşet Ertaşa benziyor :)
Daha sonra. İzleye attım sakin kafa ile dinlemekkte fayda var
Hocam emeginize saglik, hepsini izledim. Kucuk bir elestirim olacak, anlatiminiz guzel ancak cok duraksiyorsunuz. Konuya odaklanilmiyor. Utangac bir haliniz var. Diliniz temiz ancak cok duraksiyor. Umarim yapici elestri olarak dusunursunuz. Tesekkurler.
izlerken düşündüğüm şey 'türkçede yeterince teknik terimin olmadığı'. hocamızın konuşma aralarında sürekli 'şey' demesi veya ara vermesinin bir nedeni de bu. Yani bilgilerini aktaracak yeterli terminolojinin olmadığını hissettim. daha fazla terimi, dilimize kazandırmalıyız...
Şey, aslında herşeydir. Eşya kökeninden arapça bir sözcük. Herşeye genel anlamda karşılık gelir. Türkçeye kazandırılan en güzel kelime bence. Ne uğraşacaksın o tetminolojiden zihninden keline getirmeye. Şey de gitsin. Bir de bu tarafından düşünün.
haklılık payın var 'şey' gerçekten de günlük hayatımız için vazgeçilmez bir sözcük. ama bu tarz konularda anlatıcının tasvir yeteneğini çok kısıtlıyor. dinleyicinin de zaten bilgisinin az olduğu alanda uygun bağlantıları kurmasını güçleştiriyor bence @@umuteker3133
Bence hocanın sürekli "şey" demesinin sebebi Türkçede teknik terim eksikliği olması değil hocanın o anda o terimleri hatırlayamaması. Açıkladığı bulguları başka dillerle doğup düşünmüş kişiler tarafından ortaya atıldı ve hoca da kendi anadilinden farklı bir dille bu konuları inceledi ve çalıştı. Biraz da sunum becerileri tabi...
Mikrofonu nereye koydunuz gerçekten merak ettim...
rasltlantı neden ve sonuş arasındaki bağlantıyı kuramamaya verdiğimiz isim tanım kavram vs vs. Bizim için quantum fiziği hayvanlar için neredeyse her şey
Neden sonuçtan önce geliyorsa Cennet dünyadan önce yaratılmış olmamalı, ya da insanın yaratıldığı yer dünyaydı Cennetten inmedi.... Ya da zaman bizim için sıralı akıyo, yaratıcı için tek bi an ve kendi içinde genişleyip daralıyo
24:22 “içerideki gözlemciye göre aynı anda patlamış olabilir ama dışarıdaki gözlemciye göre farklı anlarda patlamış olmak zorunda” hocam neden böyle olmak zorunda? birkaç dakika önce fizik tektir cümlesini kurdunuz. birincisi bir olay neden ve nasıl farklı gözlemcilere göre değişiklik gösterebiliyor? ikinci olarak velev ki yerdeki gözlemciye göre B flaşı daha erken A flaşı daha geç patladı, bu daha erken ve geç patlamalar nasıl birbirlerinin zaman kaymalarını kompanse edecek biçimde dedektöre eş zamanlı olarak ulaşıyor?
Birimci bölümle ilgili benim bir sorum var hocam, belki videonun devamında cevap vardır ama soruyu unutabilirim. Işık hızı sabit olduğuna göre, düzenek hareket halindeki bir trende değil de yerde ve bir ışık doğuda bir ışık batıda olsa ve iki düğmeye de aynı anda basılsa yine depatlaması gerekmez mi?
ODTÜ candır. 06IR2017
Bu tarz bilim adamlarinin cok kaliteli oldugunu ancak öğrenciye anlatımda yani öğretimde yetersiz olduklarini düşünüyorum. Bu başka bir yetenek çünkü
Yaklaşık 12 dakika izledim. Hocanın dersi anlatmaya olan hevesine tanık olmak çok güzel. İnsana heveslice bir şey yapılabildiğini hatırlatıyor. Bazı yorumları da okudum, herkes çok çok olumlu şeyler yazmış. Aslında hocamız konuyu aktarırken vurgu, ses tonu, anlatmak için seçtiği yöntem facia derecesinde kötü. Ancak yine de gösterdiği heves onun performansının iyi olmayışını perdeliyor ve takdir görüyor. Adeta ülkemizdeki iş hayatının bir yansıması...
Hocam, piyango örneği değilde, bir patlayıcı örneği verseniz daha anlaşılır olacak. A noktasında (bu noktada ürettiğimiz parçacığı algıladığı zaman patlayacak bir düzenek var.), ışıktan hızlı parçacık ürettik, B'ye ulaştı tetikledi, yine ışıktan hızlı aynı parçacığı üretti, bu parçacık A noktasının geçmişine (A')geldi, patlayıcı düzeneği harekete geçirdi ve infilak etti, ortada parçacık üretici düzenek kalmadı. ( Paradoks)
tren paradoksu anca bu kadar karmasik anlatilabilirdi sagol hocam
Hocam kuantum donakligi ile isiktan hizli haberlesme ve ya mesaj iletmenin mumkun oldugunu acikladilar gecenlerde. O zaman 16:10da soylediginiz Nedensellik ilkesini ihlal etmis olmuyormuyuz? Simdi kuantum uydulari yapiyorlarmis, onunla gecmise mesaj gondere bilirler mi?
Hocam merhabalar,
Öncelikle ders çok keyifliydi. Severek izledim.
27:45'de sorusu olan var mı diye sormuşsunuz.. Benim var, hocam :). Bu tren paradoksu olayında siz problemin 'aynı anda' dememizle alakalı olduğunu söylemişsiniz. Bana öyle değil gibi geldi. Hız tanımlamalarını başta yaparken hep yere göre yapmıyor muyuz? Fakat hareket eden bir gözlemciye göre yere göre tanımlanan hızlar değişecektir. O yüzden bence bi paradoks olmamalı. Sorun da 'aynı anda dememizle' alakalı olmaz bu durumda. Fizikçiler bunun böyle olduğuna kanaat getirdiklerine göre benim bir hatam olmalı. Not: A'dan ve B noktasındaki ışıkların yere göre hızlarının trenle aynı olduğunu varsaydım. Yardımcı olabilir misiniz?
Saygılarımla,
Burda biraz daha net açıklamaya çalıştım.
cloud-us.onyx-international.cn/64832e323912203d9b1e220f/share/Blue%20NoteBook.pdf?OSSAccessKeyId=LTAI4GLDZynkeejzJembJiS6&Expires=1691402882&Signature=AGrQIzU5JjOsHzIgIpzPvb0paak%3D
Lorentz Değişmezi' ne kadar iyi gidiyordum aslında.
Işık hızından hızlı bir galaksinin varlığı E=m.c2 denklemini göz önüne alırsak o galaksinin kütlesini yitirip enerji formu alması gereğini doğurmaz mı?!!
Nedensellik madde birbirine direk bağlı mi? Nedensellik bir çıkarım veya dalgadan parçacık gibi ise, David Hume gibi nedenselligi düşünmek doğru olmaz mı?, olay sirasi gozlemciye göre değişmesi nedenselligi sırası kesinlikle değiştirme yapar, olaylar zinciri gözlemci göre değişmesi fiziği nasıl değiştirme yapar. Zamanı sadece ileri doğru akmadigini göstermez mi?
Pek anlayamadım cümlelerini
Harika yemi keşfettim takipteyim
Dolanik fotonlarin da nedensellige aykiri olup olmadigini aciklamaniz mumkun mu?
Tahtanın üstündeki kısma nasıl yazıyorlar merdivenle mi
Hocam, tren deneyinde A flaşı B flaşından önce detector e ulaşacak demişsiniz. Bunu da trenin hareketine bağladınız. A,B ve Detector ün hızı tren ile aynıyken A ve B arasında nasıl oluyor da bir hız farkı oluşuyor. Buna ışık hızının boşluktaki hızının da değişemeyeceğini ekledğimizde bir gariplik olmuyor mu? Teşekkürler
"Hocam, tren deneyinde A flaşı B flaşından önce detector e ulaşacak demişsiniz"
Hayır öyle demedi. Dışarıdaki bir gözlemciye göre (eğer flaşlar yine dışarıdaki gözlemciye göre aynı anda patlatılmış olsaydılar), A ve B flaşlarından çıkan fotonlar farklı zamanlarda ulaşırdı. Oysa kime göre *aynı anda* olduğu belirtilmemiş.
"A,B ve Detector ün hızı tren ile aynıyken A ve B arasında nasıl oluyor da bir hız farkı oluşuyor."
Evet A,B ve dedektörün hızları trenle aynı ancak uzaydaki konumları farklı.
A----------------------d-----------------------B
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>hareketin yönü
A----------------------d-----------------------B ..........................X
Sabit V hızıyla sağdaki X noktasına doğru hareket eden bir trende, hızları aynı olmasına rağmen B noktası, A noktasından önce X noktasına varacaktır. Aynı şekilde A ve B den DIŞARIDAKİ BİR GÖZLEMCİYE GÖRE aynı anda flaş çakılacak olursa, ışığın hızı sabit olmasına rağmen, ışığın varacağı d (dedektör) noktasının uzaydaki konumu değişeceği için A ve B den çıkan fotonlar de noktasına farklı zamanlarda ulaşacaktır.
hışır hışır o ne öyle dikkatim dağılıyor
Sadi hoca candir
Evrenin çöküşü gözlemlenemeyecek kadar hızlı olacak, ışık hızından çok daha hızlı :)
En güzel soru, “ kime göre, neye göre”
kuantum kanunlarından dolayı evrendeki makro boyutta olan nedensellik ve yerelliğin aslında tamamen yanılsamadan ibaret olduğu söylenebilir mi? biliyorum, yaşadığınız boyutlarda hayat gerçekten de nedenselliğe ve yerelliğe uygun işliyor ama aslında bunun bir yanılsama olup olmadığını merak ediyorum. küçük boyutlarda bu iki ilke yoksa o zaman büyük boyutlarda da ancak yanılsamadan ibaret olabilirler diye düşünmeye başladım.
nedenselliğin bilgi iletimi ile ilgili olması pek tatmin edici olmadı. "dolanıklıkla bilgi iletemezsiniz o zaman nedensellikle çelişmez" bu açıklama iki elektronun ışık hızından bağımsız olarak kendi aralarında bir etki oluşturduğu gerçeğini değiştirmiyor. nedenselliği neden sadece bilgi denen aşırı spekülatif bir kavrama dayandırıyoruz? bizim için bu bir bilgi iletimi olmasa da elektronlar için bunun pek de öyle olduğunu sanmıyorum. insan bilincine ve anlayışına bağlı, insana özel kavramlar üzerinden fizik yapılması bana pek doğru gelmiyor.
heisenberg'in bir röportajı var bu konuda.. nette bulabilirsiniz..
özetle diyor ki;
kuantum dünyasında maddenin nesnelliğinin kaybolmasını matematiksel olarak ispat/ifade ettikten sonra bu olguyu anlamasak da kabullendik..
ama bu iki gerçekliği bir biriyle kıyaslamak yerine, her ikisini de kendine has kanunları olan iki ayrı "gerçeklik durumu" olarak yorumlamak daha doğru olur..
Bilgi'nin insana has aşırı spekülatif bir kavram olduğu sonucuna kesin olarak varabilir miyiz? Elektronlar arasındaki alış-veriş veya etkileşim de bir çeşit bilgi temelli olabilir.
@@sevincergiydiren1182 bilgi kavramının net ve düzgün bir şekilde tanımlanması gerekli, sorun bu.
@@philosocio esāsen demek istediğim şey tam da bu; bir kavramın net bir tārifini yapmak, sınırlarını çizmek demek onu bütün boyutlarıyla 'bilmek' anlamına gelmiyor. Neyi bilmediğimizi dahi bilmiyorken... İstediğiniz kadar tanım yapın, bilimin bugün bilime yaklaşımı bile 'yanlışlama' üzerine kurulu iken... Bilgi ve bilinç kavramlarını nörobilim bilim tanımlayamıyor iken... Elektronların davranışlarının bilgi temelli olmadığını nasıl söylebiliriz? Rastgele mi diyeceğiz?
Koordınat düzleminde mı zamanı tanımlıyoruz 😮
Hocam, nispi hızları toplayarak ışıktan hızlı bir şey var demek ne kadar doğru? Bir parçacık bir yönde 300000km/sn hızlı, bir başka parçacık aksi yönde aynı hızla hareket ediyorsa, hızları toplayıp 600000km/sn hızla hareket ediyorlar diyemeyiz ki. Olsa olsa 600000km/sn hızla birbirlerinden uzaklaşıyorlar deriz.Oysa hiç bir parçacık sınır hızı aşmamıştır. Evrenin genişlemesinde de galaksilerin birbirlerine göre nispi hızları doğaldır ki 300000km/sn yi aşar.
peki aklıma takılan bir konu var bilen biri cevaplarsa sevinirim. ışıktan hızlı hareket eden galaksiler var denildi evren sürekli genişliyor galaksiler arası mesafe sürekli artıyor mu o halde. mesafe artıyorsa Andromeda ile Samanyolu çarpışması nasıl açıklanır.
ua-cam.com/video/WQTZ0E8J6gk/v-deo.html
Anasayfama bu video düştüğüne göre kaliteli biriyim. Öyle mi? (yok ya değilim UA-cam'un canı sıkılmış)
Puhahahhaha
ODTÜde dersler İngilizce değil miydi
Tren paradoksunu anladiysaniz anlatabilir misiniz
Eğer tren
Sağdaki ışığa yaklaşırsa (tren ışık hızında ilerliyor varsayılır değilmi)
sağdaki ışık dedektöre daha erken çarpar o zaman patlar;tren dışındaki böyle görür, tren içindeki böyle gormesede tren patlar bu konuda paradoks var mı
Ve ikinci olarak dışardaki gözlemci sağdakinin daha erken patladığını görür mü doğru yoksa aynı anda patlar ama dedektör de ışık hızında sağdakine yaklaştığından zaman azalır mı doğru olur
WORLD LİNE : Dünya Çizgisi demek Hocam...🤗🤗🤗
Kelime kelime çevirirseniz evet. Ama bir Fizik terimi olarak "Hayat Çizgisi" şeklinde Türkçeleştirilmiştir.
@@aeronaut33 Hepte siz bilin bu ne ya Üni bitiren kendini Tanrı zannediyor.Daha da Davosa gelmem...
Yanliz soyle bi durum var. Tren paradoksunda hatali olan fizik degil..Hatali olan iki gozlemcinin kendi ortamlarindaki sanrilaridir. Bu sebeple bu ikisinin farkli gozlemlemesi, ya da dusunmesi hakiki fizik kurallarini degistirmez.
Newton'un mutlak zaman teorisi Einstein'ın göreceli zaman teorisini kapsıyor ki. Göreceli zaman, mutlak zamanın bir fraksiyonu.
Zamanı yok saysak, onun yerine cisimlerin, şeylerin içsel ve birbirleriyle ilişkileri ile hareketlerinin sıralanmasını önemsesek olmaz mı? Zaman böyle düşünüldüğünde her cisim ve her olay için göreli olmuş olur. Fakat bu görelilik mutlak zamanın içinde oluşur.
Zaman var mı acaba?