Türk televizyon tarihinin en seviyeli, en nitelikli ve en beslenilebilir programlarından birini yaşatmaya çalıştığınız için teşekkür ediyorum. Kendi alanında yetkin konukların bizlerle tanıştırılmasının devam etmesi dileğiyle.
Programın yoğun ve akıcı içeriği bana şunu merak ettiriyor: Acaba kaç hafta daha devam edecek? Her hafta not tutarak ilerledim. 50 sayfa falan oldu sanırım. Ayrıca alınan notların üzerine yoğunlaşmak ve eksiklerimi kapatmak da uzun bir zaman alacak. Programı belki yüzbinler izlemiyor ama izleyen kişilerinde programa ilgisi bu denli ciddiyetledir diye tahmin ediyorum. Emeğiniz için sonsuz teşekkürler.
Son 10-15 dakika daha harikaydı: Dücane Bey daha önce başka bir tv programında söylediği cümleyi:(İnsanların aldanmaya ihtiyacı vardır) soru cümlesi ile söyledi. Bilgin Bey : "Kolektif mit, bunlara inanıp nesneleşmek" güzeldi. Özneleşmek zordur, özneleşmek bir çeşit varoluşçu olmak mıdır? Hocanın dediği gibi zaman zaman özneleşmek en iyisi galiba. Program için tekrar teşekkürler....
Az sözle gördüğü resmi belirgin şekilde aktaran hoca hayli özel bir kişiydi ve zaman-hareket, hikayeleştirme, mit, sistem içinde sistem kurmak, özne-nesne kavramlarına getirdiği bakış açısı çok akılda kalıcı idi. Klasik jargonun dışında gördüğü şey üzerine konuşan bu hocamıza ağıza geldiği şekilde ortaya karışık soru sormak hayli zordu. Ayrıca bu kadar dinlemeye açık olup kendi özü ile gördüğüne ait olana çevirerek cevaplaması da hayli üstündü. Özel bir kişilik ve tanımlardı, teşekkürler👍 ederim.
Ne kadar hoş bir tartışma ortamı. Nezakete bakar mısınız, "konuya girmek için bu soruyu sordum, mutlaka yanıtlarınızda vardır" diye konuya giriyor Bilgin bey.
Hiç bitmesin istediğim programın bu bölümünde de güçlü sorular soruldu, sarsıcı yanıtlar verildi. Bu vesile ile Bilgin Hoca'yı tanıdım👏 Herkes Dücane Cündioğlu kadar iyi konuşmak zorunda değil. Dile getirilen her görüşe katılmak zorunda da değiliz. Kıvılcımlar çaktırıyor mu, evet!
İnsan hangi noktada başladığını bilmediği, ama aşağısına düşeceğini en büyük kesinlikle bildiği bir uçuruma doğru yürümeye mecbur bırakılmış bir varlıktır, varlığı kesin ama saati belirsiz bir idamın mahkumudur. Bu yüzden insan trajik bir canlıdır. Sahip olunan bütün değerler bu trajediye karşı bilinç altı ve üstünün verdiği tepkilerdir ve bu değerlerden alınan paylar nispetinde her insan bu trajedinin çeşitli kahramanlarından biridir
Teşekkürler, yine kendi içinde kendine has bir program oldu. Fakat zamana dair konuşulurken Dücane hocanın bir A. Hamdi Tanpınar hayranı olarak şu cümleyi oraya yerleştiremeyişini garipsedim açıkçası: "Ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında, yekpare anın parçalanmaz akışında". [A. Hamdi Tanpınar] Ya da; "Evren bizim zindanımızdır, ona hükmettiğimizi zannederiz oysa onun kayıtsızlığından faydalanarak varoluruz." [M. Ibn'ül Arabi] Saygılar.
"Geliştirmiş olduğumuz tüm değerler, dünyanın gerçek doğasını görmemizi engellemek amacıyla geliştirilmiş araçlardan başka hiçbir şey değildirler." Friedrich Nietzsche
Sağolsun konuk hoca sayesinde ilk defa bir grogramı dinlerken işkence çektim. Dücane beyin ve Ahmet Arslan hoca gibi çok ağır konulara giren hocaların ağır konularını dinlerken bile bu kadar eziyet çekmedim. Bazı insanların sadece yazması lazım sanki. İlla çıkıp konuşmasına gerek yok. Bu durum aynı zamanda kendini bazı konularda ifade etme konusunda insan olarak ne kadar aciz olduğumuzu da anladım. Kendini düzgün ifade etmek müthiş bir başarı. Ne kadar allame-i cihan olursan ol.
Zaman hareketliliğin bir ölçümüdür. Eğer hiçbir şey hareket etmezse zaman kavramı ortadan kalkar. Birisi çok hızlı(ışık hızı) hareket ederse etrafındaki şeyleri durağan göreceği için zaman kendisi için durmuş olur. Büyük patlamadan önce ne vardı sorusu mantıksızdır çünkü hareketlilik yoktur. Hareket yoksa zaman da yoktur.
Gelecek hep gelecek mi? yoksa bir gün bitecek mi? "Gelecek hep gelecektir" cümlesi şimdilik doğru gibi, çünkü hareket var. Ve biz canlıyız, anı yaşıyoruz çünkü daima bir gelecek var. Eğer bir gün gelecek biterse ve artık gelecek olmazsa, o zaman her şey bitmiş olur. Hareket bitmiş olur, enerji bitmiş olur, canlılık bitmiş olur. Peki ama her şey bitebiliyorsa, o zaman varlık biter mi? Veya var olan yok olabilir mi? Eğer var olan yok olabiliyorsa, yok olan da var olabilir mi? Çoğu filozofa göre bu saçmalıktır. Yok olan var olamaz, var olan da yok olamaz. Günümüz termodinamik yasalarına göre her şey birer enerjidir, yani hareket. "Yok olan şey var olamaz, var olan şey yok olamaz" cümlesi doğruysa eğer, aynı şekilde hareketin varlığına dair şu yorum yapılabilir: Varlıkta aslında bir enerjidir, enerji ise harekettir. Hareket yoktan var olmamıştır. Hareket hep vardı ve var olan şey yok olamadığı için hareket de yok olamaz. Bu nedenle gelecek hep gelecek, hiç bitmeyecek
Bu programda da kısmen temas edildi gerçi genel olarak ise sürekli Yunan mitolojisinden örnekler veriliyor hâlbuki çok zengin bir Türk mitolojisi de var bu konu ile ilgili Özkul Çobanoğlu'nu konuk etseniz çok güzel bir program olur mesela.
Uzay-zaman'dan bahsedilmemesi beni şaşırttı. Zaten bir yüzyıl önce bu matematiksel olarak ortaya kondu ve bildiğim kadarıyla henüz yanlışlanmadı. Buradaki uzay yer'i karşılar. Yani zamanı mekândan, mekânı da zamandan bağımsız düşünmek olmaz.
*Arafta Kalmak* Dünyaya fırlatıldık mı? Nereden geliyor nereye gidiyoruz? Dünyaya fırlatılan insan bir yaşam süreci sonunda yine dünyadan fırlatılıyor.
Her insan hangi makam ve mevkide olursa olsun ister süpürgesiyle uçarak ister tahtıyla kayarak geldim sandığı gibi gittim sanır.Belkide ne gelmiş nede gitmişdir.Ben öyle anladım hocam bu anlamaksa tabi.
Tabi ki sonuna kadar dinledim ama neredeyse hiç anlayamadım😊 Dücane hocanın kasteddigi şey kaldı aklımda ;kediler ağaçlar otlar nereden gelip,nereye gidiyorsa insan da aynı kanuna tabi.Galiba oyunu çok abartmışız.
Boşluk 3 boyut ve bir zamandan meydana gelen bir dokuma(texture) yani mekan ve zaman dolanık bir yapı. Göreceliğin bize öğrettiğine göre bu ütülü dokuma(düzlük) kütle etrafında eğilip bükülüyor, yani görecelikte düz ve eğri aynı tarla(field). Tarla kesintisiz ve uzayın her yerinde, uzayın kendisi. Uzayın eğilip bükülmesi zamana denk gelir mi? Quantum'a göre herşey hem tarladır, hem noktadır. Nokta kesiklidir, kesikliliğin kendisidir yani quanta'dır. Herhalde an'a denk gelir. An şimdi ise , şimdi oluştuğu anda yok olur. Nokta nın bir koordinat üzerinde aşağı yukarı hareketi, birbiri ardına gelen anların hareketinin ileri akmasına (dalgaya) sebep olur. Zamanın akışı bu mudur? Buna göre tarla hareket etmese (eğilip bükülmese)zaman oluşmaz. O zaman geliyoruz kütleye. Kütle nedir? Peki Enerji nedir?
Cündioğlu bazen çenesini kapamayı tercih etmeli. Sayın Saydam'ın kullandığı kavramları farklı şekilde anlayarak hocanın üzerine söylediği her söz programın seyir zevkini yerin dibine kadar düşürdü. Neyse ki sayın Saydam bilgisi ve kavrayış büyüklüğüyle ağzını her açtığında şevkimi tekrar yerine getirdi.
Özgür irade kaos halidir......kaos olmadan düzen oluşmaz....tanrı dünyayı altı kaos gününde oluşturdu...bir günde dinlendi...determinisliğe geçti.......
Konuk davet edildiği zaman onun karşısında tabiri caizse birazcık aptalı oynamak gerekiyor.Bir taraf sormalı diğer taraf cevaplamali.Ducane hoca alışılmışın dışında bir ev sahibi olduğu için gelen konuklarla arasında garip bir gerilim hissediyorum.
Fark etmişsinizdir Hoca bu programda yine de yapıyor bunu ama o ses soru sorduğu anın heyecanıyla birleşince karşısındakine bağırıyormuş gibi görünüyor. Dücane Hoca'yı bir tek Ahmet Arslan Hoca'nın karşısında tabiri caizse el pençe divan vaziyette gördüm
Nedense ben de tam tersini hissediyorum. Keşke dücane hoca arada şeytanın avukatlığını yapmayı bırakıp gerçek kendisini de -ortamın tansiyonunu yükseltmeden- belirginleştirse. :)
@@bugraozbek4605 AYYNENN! alkışlıyorum... Hadi Ahmet Aslan hoca karşısında "edep" gereği pasif kaldı diyelim, ama Dücane Cündioğlu'nun karşısında da Okan Bayülgen'in süt dökmüş kedi gibi kalması (zira Okan her bir ..maydanoz olur), + Sinan Canan'ın Dücane'nin her yorumunu alttan alması da bana ilginç geldi... idi Konu dışı ama: Oytun Erbaş gibi bir narsist doktorun da Ümit Aktaş'ın karşısında tam anlamı ile süt dökmüş kediye dönmesini de kavramış değilim
Hepsinin mizacına, muhataplarını konumlandırdıkları yerlere ve muhabbetin bağlamına göre değişiyor bunlar. Okan Bayülgen'de benim gördüğüm şey, magazin karşılığı olan bir konuğu varsa lakaytlıkta sınır tanımıyor ama bir bilim, düşünce ya da yüksek sanat erbabını konuk ettiğinde hürmette kusur etmiyor
varoluşun diğer adı şiddet mi oluyor bu durumda? Yabancı dilde bunu hangi sözcükle ifade ederdi? Türkçe'de bir kelimenin bir çok anlama gelmesi ( gerçi diğer dillerde de var ama sanki Türkçe de çok fazla) Zaten kavramları zor anlıyoruz bir de her felsefeci kelimelere kendine göre anlam verince yanında sözlük taşıması lazım. Ursula Legün'ün uydurduğu kelimeler için sözlük hazırlaması gibi. Bu sohbetin bende bıraktığı duygu ,dil manayı anlatmakta çok yetersiz maalesef oldu.
ben de ara ara kendimi bu noktada buluyorum, bir üslup ve tavır olarak, ya da irfan olarak bazı kişileri sevip, felsefe disiplininin kendisini sunduğu bilgiler açısından zaman zaman laf kalabalığı olarak görüyorum.
Böyle hayatta uygulanarak fayda göremeyeceyin laf salatası felsefedense futbol ve ya çaybahçesinde siyaset daha cazib gelir😀böyle saçmalıklara çok dalarak aklımızı kayb ederiz
Çocuk yenidir dinamiktir......anne baba dedeyi aşan bir yeniliktir.....dedeyi takip edersen,takip etmeyenler kafana vurur elindeki ekmeği alır,senide köle yaparrrrrr......
Bir eleştiri vereyim. Güzel kızımız bu programın ruhuna uymuyor. Görüntüsünden başlayayım. 1) Saçları topuz olmalı. Ne öyle Maria Magdelena gibi lepiska saçlar. 2) Saçları siyah olmalı. Siyah ciddiyettir. 3) Takma kirpik olmamış. Geceye mi çıkıyoruz, felsefe mi yapıyoruz? Tercihan sıfır numara gözlük takmalı. Okumuş adam dört göz olur. Vallahi kızımız çok güzel, ama ona yazık ediyoruz böyle. (Farkettiniz. Ben Hocamı kıskanıyorum)
i Moderatör, İlle de ERKEK toplumun kasıntı ve Havva benim kaburgamdan çıktı kafasında biri mi olmalıydı? Felsefe asık suratlı olunca, kravat takınca mı felsefe oluyor? Siz yanlış yerdesiniz bayım!!!
Türk televizyon tarihinin en seviyeli, en nitelikli ve en beslenilebilir programlarından birini yaşatmaya çalıştığınız için teşekkür ediyorum. Kendi alanında yetkin konukların bizlerle tanıştırılmasının devam etmesi dileğiyle.
'' Hakikat kendini seyretmek ister.''
( Kıymetli Hocamız Dücane Cündioğlu )
Programın yoğun ve akıcı içeriği bana şunu merak ettiriyor: Acaba kaç hafta daha devam edecek? Her hafta not tutarak ilerledim. 50 sayfa falan oldu sanırım. Ayrıca alınan notların üzerine yoğunlaşmak ve eksiklerimi kapatmak da uzun bir zaman alacak. Programı belki yüzbinler izlemiyor ama izleyen kişilerinde programa ilgisi bu denli ciddiyetledir diye tahmin ediyorum. Emeğiniz için sonsuz teşekkürler.
Merhabalar,
İlginize teşekkür ediyoruz, İyi seyirler dileriz.
Çok güzel bir yorum olmuş. Teşekkürler BloombergHT
Son 10-15 dakika daha harikaydı: Dücane Bey daha önce başka bir tv programında söylediği cümleyi:(İnsanların aldanmaya ihtiyacı vardır) soru cümlesi ile söyledi. Bilgin Bey : "Kolektif mit, bunlara inanıp nesneleşmek" güzeldi. Özneleşmek zordur, özneleşmek bir çeşit varoluşçu olmak mıdır? Hocanın dediği gibi zaman zaman özneleşmek en iyisi galiba. Program için tekrar teşekkürler....
Az sözle gördüğü resmi belirgin şekilde aktaran hoca hayli özel bir kişiydi ve zaman-hareket, hikayeleştirme, mit, sistem içinde sistem kurmak, özne-nesne kavramlarına getirdiği bakış açısı çok akılda kalıcı idi. Klasik jargonun dışında gördüğü şey üzerine konuşan bu hocamıza ağıza geldiği şekilde ortaya karışık soru sormak hayli zordu. Ayrıca bu kadar dinlemeye açık olup kendi özü ile gördüğüne ait olana çevirerek cevaplaması da hayli üstündü. Özel bir kişilik ve tanımlardı, teşekkürler👍 ederim.
Ne kadar hoş bir tartışma ortamı. Nezakete bakar mısınız, "konuya girmek için bu soruyu sordum, mutlaka yanıtlarınızda vardır" diye konuya giriyor Bilgin bey.
Hiç bitmesin istediğim programın bu bölümünde de güçlü sorular soruldu, sarsıcı yanıtlar verildi. Bu vesile ile Bilgin Hoca'yı tanıdım👏 Herkes Dücane Cündioğlu kadar iyi konuşmak zorunda değil. Dile getirilen her görüşe katılmak zorunda da değiliz. Kıvılcımlar çaktırıyor mu, evet!
Gerçekte sadece bir an vardır o da şimdiki andır ve o an da sonsuzluktur. Yalnızca tam şu an var ve biz de onun içindeyiz.
İnsan hangi noktada başladığını bilmediği, ama aşağısına düşeceğini en büyük kesinlikle bildiği bir uçuruma doğru yürümeye mecbur bırakılmış bir varlıktır, varlığı kesin ama saati belirsiz bir idamın mahkumudur. Bu yüzden insan trajik bir canlıdır. Sahip olunan bütün değerler bu trajediye karşı bilinç altı ve üstünün verdiği tepkilerdir ve bu değerlerden alınan paylar nispetinde her insan bu trajedinin çeşitli kahramanlarından biridir
Teşekkürler, yine kendi içinde kendine has bir program oldu.
Fakat zamana dair konuşulurken Dücane hocanın bir A. Hamdi Tanpınar hayranı olarak şu cümleyi oraya yerleştiremeyişini garipsedim açıkçası:
"Ne içindeyim zamanın ne de
büsbütün dışında, yekpare anın parçalanmaz akışında".
[A. Hamdi Tanpınar]
Ya da;
"Evren bizim zindanımızdır, ona hükmettiğimizi zannederiz oysa onun kayıtsızlığından faydalanarak varoluruz."
[M. Ibn'ül Arabi]
Saygılar.
Bilgin saydam hoca nin fikirleri beni çok ilgilendirdi. Mutlaka kitaplarını okuyacağım
Cok iyi gidiyorsunuz. Programlar yağ gibi akıyor. Bolca not alıyor ve pek çok yeni şey öğreniyoruz. Elinize emeğinize sağlık gercekten 🤓
Çok güzel bir sohbetti, Dücane hocamıza ve Bilgin hocamıza teşekkür ederiz...
"Geliştirmiş olduğumuz tüm değerler, dünyanın gerçek doğasını görmemizi engellemek amacıyla geliştirilmiş araçlardan başka hiçbir şey değildirler."
Friedrich Nietzsche
Mükemmel bir program;teşekkür ederim
Merhabalar,
İlginize teşekkür ediyoruz, İyi seyirler dileriz.
Bu dünyada bana hava atacak tek insan " ölümsüz " olan insandir. Böyle bu durum olmadığına göre hepimiz iki bacaklı yaratiklariz
Harika program. Devamlılığını umut ediyoruz.
aldanma, kandırma, teselli, avutma, üzülme evladım ölüm bir son değil, bir başlangıç, şimdi ölüyorsun ama başka bir yaşama doğuyorsun!
insanın kendini aldatma ihtiyacı vardır!
En büyük dram ölmek değil, doğmaktir....biri dedi doğru dedi
İlgi ve merakla zaman gibi en çetin konu üzerine söylenen çok değerli konuşmaları büyük bir dikkatle izliyorum...
Çok güzel bir programdı. Emeği geçen herkese teşekkürler...
Önemli olan şimdiki koşulları en güzel şekilde yaşamak.......
Teşekkürler, güzel bir iş olmuş
Merhabalar,
İlginize teşekkür ediyoruz, İyi seyirler dileriz.
Bundan sonrası için heyecanla takipteyim
Sağolsun konuk hoca sayesinde ilk defa bir grogramı dinlerken işkence çektim. Dücane beyin ve Ahmet Arslan hoca gibi çok ağır konulara giren hocaların ağır konularını dinlerken bile bu kadar eziyet çekmedim. Bazı insanların sadece yazması lazım sanki. İlla çıkıp konuşmasına gerek yok. Bu durum aynı zamanda kendini bazı konularda ifade etme konusunda insan olarak ne kadar aciz olduğumuzu da anladım. Kendini düzgün ifade etmek müthiş bir başarı. Ne kadar allame-i cihan olursan ol.
Teşekkürler bu güzel proğram için👏👏
Tarzan gerçekliği....mümkün....hayvanlarla konuşan insanlar modern dünya çok kişi var......
Harikulade bir yayin. Ömer Aygün, fluTv de programmi vardi, gelse cok super olur kesin.
Teşekkür ederim
Teşekkürler
Zaman hareketliliğin bir ölçümüdür. Eğer hiçbir şey hareket etmezse zaman kavramı ortadan kalkar.
Birisi çok hızlı(ışık hızı) hareket ederse etrafındaki şeyleri durağan göreceği için zaman kendisi için durmuş olur. Büyük patlamadan önce ne vardı sorusu mantıksızdır çünkü hareketlilik yoktur. Hareket yoksa zaman da yoktur.
Teşekkürler çok güzel program olmuş , Hasan Aydın hocayı da bir programınızda görmek isterim
Özgür irade ve idare şekli ise tekrardan yeni bir determinizm oluşturur.....ama kendin yarattığın bir determinizm......
Nereye gidiyoruz....ölüyoruz bitti gitti......
Gelecek hep gelecek mi? yoksa bir gün bitecek mi? "Gelecek hep gelecektir" cümlesi şimdilik doğru gibi, çünkü hareket var. Ve biz canlıyız, anı yaşıyoruz çünkü daima bir gelecek var. Eğer bir gün gelecek biterse ve artık gelecek olmazsa, o zaman her şey bitmiş olur. Hareket bitmiş olur, enerji bitmiş olur, canlılık bitmiş olur. Peki ama her şey bitebiliyorsa, o zaman varlık biter mi? Veya var olan yok olabilir mi? Eğer var olan yok olabiliyorsa, yok olan da var olabilir mi? Çoğu filozofa göre bu saçmalıktır. Yok olan var olamaz, var olan da yok olamaz. Günümüz termodinamik yasalarına göre her şey birer enerjidir, yani hareket. "Yok olan şey var olamaz, var olan şey yok olamaz" cümlesi doğruysa eğer, aynı şekilde hareketin varlığına dair şu yorum yapılabilir: Varlıkta aslında bir enerjidir, enerji ise harekettir. Hareket yoktan var olmamıştır. Hareket hep vardı ve var olan şey yok olamadığı için hareket de yok olamaz. Bu nedenle gelecek hep gelecek, hiç bitmeyecek
Yaptığınız tüm programlar için 🙏🙏👏👏
Bu programda da kısmen temas edildi gerçi genel olarak ise sürekli Yunan mitolojisinden örnekler veriliyor hâlbuki çok zengin bir Türk mitolojisi de var bu konu ile ilgili Özkul Çobanoğlu'nu konuk etseniz çok güzel bir program olur mesela.
Uzay-zaman'dan bahsedilmemesi beni şaşırttı. Zaten bir yüzyıl önce bu matematiksel olarak ortaya kondu ve bildiğim kadarıyla henüz yanlışlanmadı.
Buradaki uzay yer'i karşılar. Yani zamanı mekândan, mekânı da zamandan bağımsız düşünmek olmaz.
an dediğimiz zaman dilimi, iki nefes arasında kalan süre olabilir mi? teşekkürler
Tesekkurler ...keske agah aydin hocamizida davet edebilseniz..cok farkli bir proram olurdu..saygilar.
Merhabalar,
İlginize teşekkür ediyoruz, İyi seyirler dileriz.
*Arafta Kalmak*
Dünyaya fırlatıldık mı?
Nereden geliyor nereye gidiyoruz?
Dünyaya fırlatılan insan bir yaşam süreci sonunda yine dünyadan fırlatılıyor.
Sevgiler.
ilk 5 dakikasını izledikten sonra 2 gün kendime gelemedim
Kendini düzgün ifade edemedikten sonra gerisi boş. İnsanın ilk başta bu özelliğini geliştirmesi lazım bence.
Her insan hangi makam ve mevkide olursa olsun ister süpürgesiyle uçarak ister tahtıyla kayarak
geldim sandığı gibi gittim sanır.Belkide ne gelmiş nede gitmişdir.Ben öyle anladım hocam bu anlamaksa tabi.
Tabi ki sonuna kadar dinledim ama neredeyse hiç anlayamadım😊
Dücane hocanın kasteddigi şey kaldı aklımda ;kediler ağaçlar otlar nereden gelip,nereye gidiyorsa insan da aynı kanuna tabi.Galiba oyunu çok abartmışız.
Bazı düşünürler özgürlük haline geçişte büyük bir korkuya kapılır ve eski determinizme geçer tekrardan......
Boşluk 3 boyut ve bir zamandan meydana gelen bir dokuma(texture) yani mekan ve zaman dolanık bir yapı. Göreceliğin bize öğrettiğine göre bu ütülü dokuma(düzlük) kütle etrafında eğilip bükülüyor, yani görecelikte düz ve eğri aynı tarla(field). Tarla kesintisiz ve uzayın her yerinde, uzayın kendisi. Uzayın eğilip bükülmesi zamana denk gelir mi? Quantum'a göre herşey hem tarladır, hem noktadır. Nokta kesiklidir, kesikliliğin kendisidir yani quanta'dır. Herhalde an'a denk gelir. An şimdi ise , şimdi oluştuğu anda yok olur. Nokta nın bir koordinat üzerinde aşağı yukarı hareketi, birbiri ardına gelen anların hareketinin ileri akmasına (dalgaya) sebep olur. Zamanın akışı bu mudur? Buna göre tarla hareket etmese (eğilip bükülmese)zaman oluşmaz. O zaman geliyoruz kütleye. Kütle nedir? Peki Enerji nedir?
Enerji yoğunlaşınca maddeye dönüşüyor deniyor.
Ne yoğunlaşınca enerjiye dönüşür?
En basitinden joker atla harmanı olamazsa yarışı kazanamaz.....telepati bir diyalog at ve joker arasında.......
Cündioğlu bazen çenesini kapamayı tercih etmeli. Sayın Saydam'ın kullandığı kavramları farklı şekilde anlayarak hocanın üzerine söylediği her söz programın seyir zevkini yerin dibine kadar düşürdü. Neyse ki sayın Saydam bilgisi ve kavrayış büyüklüğüyle ağzını her açtığında şevkimi tekrar yerine getirdi.
Özgür irade kaos halidir......kaos olmadan düzen oluşmaz....tanrı dünyayı altı kaos gününde oluşturdu...bir günde dinlendi...determinisliğe geçti.......
Maalesef yeni ve genç nesil özellikle Osmanlıca terimleri telâfffuz etmede ‘vurgu’ açısından güçlük çekiyor..
devinmeyen devindirici. 20:30
mutmain olma devinimi bitirir mi acep?
Konuk davet edildiği zaman onun karşısında tabiri caizse birazcık aptalı oynamak gerekiyor.Bir taraf sormalı diğer taraf cevaplamali.Ducane hoca alışılmışın dışında bir ev sahibi olduğu için gelen konuklarla arasında garip bir gerilim hissediyorum.
Fark etmişsinizdir Hoca bu programda yine de yapıyor bunu ama o ses soru sorduğu anın heyecanıyla birleşince karşısındakine bağırıyormuş gibi görünüyor. Dücane Hoca'yı bir tek Ahmet Arslan Hoca'nın karşısında tabiri caizse el pençe divan vaziyette gördüm
Nedense ben de tam tersini hissediyorum. Keşke dücane hoca arada şeytanın avukatlığını yapmayı bırakıp gerçek kendisini de -ortamın tansiyonunu yükseltmeden- belirginleştirse. :)
@@bugraozbek4605 AYYNENN! alkışlıyorum...
Hadi Ahmet Aslan hoca karşısında "edep" gereği pasif kaldı diyelim, ama Dücane Cündioğlu'nun karşısında da Okan Bayülgen'in süt dökmüş kedi gibi kalması (zira Okan her bir ..maydanoz olur), + Sinan Canan'ın Dücane'nin her yorumunu alttan alması da bana ilginç geldi... idi
Konu dışı ama: Oytun Erbaş gibi bir narsist doktorun da Ümit Aktaş'ın karşısında tam anlamı ile süt dökmüş kediye dönmesini de kavramış değilim
Hepsinin mizacına, muhataplarını konumlandırdıkları yerlere ve muhabbetin bağlamına göre değişiyor bunlar. Okan Bayülgen'de benim gördüğüm şey, magazin karşılığı olan bir konuğu varsa lakaytlıkta sınır tanımıyor ama bir bilim, düşünce ya da yüksek sanat erbabını konuk ettiğinde hürmette kusur etmiyor
Ruh tan keşif veya icat olarak bahsedildi, varsayım olduğu göz ardı mı edildi bilinçli olarak … acabaa …
Taş fırlatıldığında çok hızlı geleceğe gidiyor..atan kişi ise aynı zamanda yaşıyor......hareket ve zaman algısı......
Bilgin Hoca değerli birisi ama anlatırken bir ışıltısı yok ne yazık ki bazıları güzel yazar düşünür ama anlatamaz. Teşekkürler yine de faydalandık
Nedense programı devam ettirme sabrı göremedim..
Sanırım “konuk”tan..😬
Kader ölçüdür.
Deneme gerçekten etik değil mi hocam
dücane hocamızın hazırladığı 100 filmlik bir liste vardı facebookta ama kaldırılmış bunu tekrar paylaşabilir misiniz
ben de merakla bekliyorum
varoluşun diğer adı şiddet mi oluyor bu durumda? Yabancı dilde bunu hangi sözcükle ifade ederdi? Türkçe'de bir kelimenin bir çok anlama gelmesi ( gerçi diğer dillerde de var ama sanki Türkçe de çok fazla) Zaten kavramları zor anlıyoruz bir de her felsefeci kelimelere kendine göre anlam verince yanında sözlük taşıması lazım. Ursula Legün'ün uydurduğu kelimeler için sözlük hazırlaması gibi. Bu sohbetin bende bıraktığı duygu ,dil manayı anlatmakta çok yetersiz maalesef oldu.
Allahım Iııı ıııııı ıııııı dinlemesi Iııı ıııııı ıııııı ne kadar Iııı ıııııı ıııııı zor bir konuk Iııı ıııııı ıııııı bu adam!
Bir kez daha felsefeyi degil ama Dücane Bey'i sevdiğimi düşündüren program.
ben de ara ara kendimi bu noktada buluyorum, bir üslup ve tavır olarak, ya da irfan olarak bazı kişileri sevip, felsefe disiplininin kendisini sunduğu bilgiler açısından zaman zaman laf kalabalığı olarak görüyorum.
Bilgin hoca neden bahsediyor diğerleri ne anlıyor özellikle dücane bey alakasızca konuşuyor biraz bilmek tehlikeli birşeydir
İnsan seni kerim olan rabbine karşı mağrur hale getiren nedir
48:45 mağaradan örnekler vere vere hemen bi cümle sonra aristolesin argümanlarina dönmek ayip yahu
Nereye gidiyoruz sorusunu soranlar teologdur,dincidir......
Felsefe çok ağır ve güzel
Ama karışık 2 filozof konuyu yormuş ee taşımak koly değil.
Dücane hoca ne dediğini bilmiyor
Böyle hayatta uygulanarak fayda göremeyeceyin laf salatası felsefedense futbol ve ya çaybahçesinde siyaset daha cazib gelir😀böyle saçmalıklara çok dalarak aklımızı kayb ederiz
Bilgin hoca amma kasmış yahu
Çocuk yenidir dinamiktir......anne baba dedeyi aşan bir yeniliktir.....dedeyi takip edersen,takip etmeyenler kafana vurur elindeki ekmeği alır,senide köle yaparrrrrr......
Eeeee öööö eeeee iiiiiii
Üzüldüm, çok kötü...
Bir eleştiri vereyim. Güzel kızımız bu programın ruhuna uymuyor. Görüntüsünden başlayayım. 1) Saçları topuz olmalı. Ne öyle Maria Magdelena gibi lepiska saçlar. 2) Saçları siyah olmalı. Siyah ciddiyettir. 3) Takma kirpik olmamış. Geceye mi çıkıyoruz, felsefe mi yapıyoruz? Tercihan sıfır numara gözlük takmalı. Okumuş adam dört göz olur. Vallahi kızımız çok güzel, ama ona yazık ediyoruz böyle. (Farkettiniz. Ben Hocamı kıskanıyorum)
mal mısın olm
i
Moderatör, İlle de ERKEK toplumun kasıntı ve Havva benim kaburgamdan çıktı kafasında biri mi olmalıydı? Felsefe asık suratlı olunca, kravat takınca mı felsefe oluyor? Siz yanlış yerdesiniz bayım!!!
Bu nasıl hoca, eeeee, ııııııı larla geçiştirdi. Konuştuğu incir çekirdeğini doldurmadı
Sunucu hanımefendi bir tek bana mı antipatik ve gereksiz geliyor acaba
Neden? sarışınlar aptaldır, güzeller geri zekalıdır gibi bir kural mı var?