Hocamız her zaman çok iyidir ama,bugün hızını alamadı;en az üç saat daha devam edecek bir program oldu. Bloomberg’in bu takdire şâyân,cesur programında, sevgili sunucu da,hiç bir acemilik göstermeden,gereksiz soru ve kesmelere başvurmadan,çok başarılı bir moderatörlük yapıyor! -Bloomberg’e bravo ! -Pınar Erbaş Hamfendiye hem tebrik,hem teşekkürler.. - Hocamıza,bu paylaşım fedâkârlığı için minnet ve Şükran’larımızı arz.. Haftanın her günü keşke Salı ol saydı.. Dört gözle bekliyoruz..
21:00 Gene bir şekilde insani ruh diyerek kendini ayırma cümlesi kuruluyor. Arılar da kendi aralarında haberleşmektedir. Öncü arılar kovana gelerek çiçeklerin yönünü ve uzaklığını yaptıkları dans ile diğer arılara anlatmaktadır. Aslında olay maddenin canlı-cansız olması hali değil, hareketli-hareketsiz olması halidir. Taş hareketsizdir, İnsan hareketlidir.
Yaşamın bizahati bir anlamı YOKTUR..⚘ Ona anlam yüklemek bence; bizim ona kattığımız değerler bütünüdür. ⚘ Edebiyat, felsefe, Resim, Din, Spor ,Müzik ve heykeller dünyasında bir kuş gibi uçarak, sonsuz bir HAZ ile YAŞAMIMI ANLAMLANDIRIYORUM.🙏⚘
Yaşamın anlamsızlığı ve aslında hiç bir temele dayanmaması, dinlerin ve hatta bilim ve sanatın, yalnızca insanın anlam arayışından dolayı ortaya çıktığı, bu kadar anlamlı anlatılır. Sen hep konuş ve biz anlamsızlığın adını koyalım.
sayin hocam, yine cok iyi bir program olmus, tesekkurler. Sizin ders videolarinizin kisa ozetleri gibi bu videolar, bizler icin de hem hatirlatici ve hala ogretici, iyi ki varsiniz.
Dücane hocamızın felsefe konusundaki izah tarzı akademik felsefecilerin açıklamalarından daha iyidir ve daha iyi anlıyoruz. Kendisini zevkle seyredip zevkle dinliyoruz.
Felsefe bilim değildir bu sebeple akademik olmaz diyor Ahmet Arslan her be kadar Prof. olsa da. Tüm akademisyenleri aynı kefeye koymamak lazım çok sevilenler vardır.
guzel ablacığım nicin her programda surekli konuyu kendi istedigin yere cekmeye calisiyosun programi ve hocayi biraz akisina birakirsan daha hos olur hoca hakkini veriyor zaten.ayrica cok guzel ve hossunuz tesekkur ederim nice yayinlara
(Dünyalık olarak) size verilen her şey, dünya hayatının geçimliği ve süsüdür. Allah'ın katındaki ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hala aklınızı kullanmıyor musunuz? (28/Kasas:60)
Ibadetin temeli tanrının kararını değiştirmek değil hayatı anlamlandırmaktır..biz kendimiz için ruhsal ihtiyaclarimiz icin ibadet ederiz..her dinde ibadet olması bu ihtiyactandir...
@@mutluserilmez2664 Saçma olduğu için... "Hayatın kendinden anlamı yoktur, ona anlamı biz veririz" diye düşünüyor Dücane Cündioğlu 2:20 de ifade ettiği gibi. O halde yaşama anlam katan biz isek, bizi biz yapan şeyler yaşama anlam katar. Öte yandan "kendilik mertebesi" diye tanımlanan şeye, kimlik ve kişilik aradan kaldırılınca ulaşılıyor, bu arzulanıyorsa ve bu şekilde de yaşam anlamlı oluyorsa, bu durumda 2:20 de ifade ettiği düşüncesiyle çelişiyor demektir.
Bir TV veya youtube kanalında; Dücane Cündioğlu, Sadık Usta, Afşar Timuçin, Ahmet Arslan hep birlikte bir panel yapabilseniz, düşünce dünyasına yerinde bir katkı olurdu.
bu sonucuyla çok yazık oluyor, dücane baya her araya girdiğinde bozuyor kadını :) dücanenin sıkı youtube takipçilerinden herhangi birini sunucu yapsalar bence daha iyi olurdu bu program için.
Barış Esen'in Asaf ve Ege hocalarımız ile yaptığı söyleşiler aklıma geldi. Bence seri program formatında olmasa bile Dücane hoca ile de ekonominin düşünsel tarafını ortaya koyacak, Marx'a, Adam Smith'e varan, ekonominin kendi dinamiklerini değil de ortaya çıkışını, yayılışını ele alan bir program bu kanala yakışır.
"GERÇEK KATLANILMAZDIR " sözünüze çok katılıyorum⚘Ölümlü oluşu gerçeği ile yüzleşmesini bilen insanın hayatı en azından TASAVVUFİ boyutta anlamdırmaması mümkün değildir.⚘⚘⚘⚘⚘🙋♀️🏊♂️
Çok ilginç! Program boyunca katılmadığım düşünceleri arasında en katılmadığım düşüncesi buydu diyebilirim. Gerçeğin katlanılmaz olduğunu hangi temellere dayandırdığını da merak ettim açıkçası. Çünkü insanların öznel bakış açılarını baştan doğru kabul eden bir yaklaşım içeriyor. Bence gerçek (realite olarak değil de, hakikat olarak alıyorum bu kavramı...hatta arapçasını söyleyeyim -hak-) anlamın kendisidir. İnsanların çoğu için katlanılmazdır evet ama bu, onlar anlam verince katlanılır olmuyor. Çünkü gerçek, insanlarının çoğunun umurunda değil. Gerçeğin anlamı "kendinden"dir. Edit: Bu arada tasavvuf insanı şirke götürür. Tasavvuf (sufizm veya mistisizm de denir), aklın ikinci plana atılmasına sebep olur. Bu bakış açısı Kuran'a aykırıdır! Enfâl 42, Fussilet 53, Bakara 44-73-75-76-164-170-171-242, Al-i İmran 65, En'âm 151 .... daha nice ayet var Kuran'da ve hepsi akla ve delile (ayet=delil=kanıt) işaret eder... Enfâl 22 yi buraya kopyalayayım: Enfâl 22 (Diyanet çevirisi) *Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir.* Yani Kuran'a göre hakikate akıl yoluyla ulaşmamız mümkündür. Ayrıca hakikat nesneldir, kişiden kişiye değişmez. Ancak düşünmeyen ve akletmeyenler için gerçek katlanılmazdır. Çünkü onlar gerçeği kavrayamazlar (Bu da Kuran'ın tabiridir Haşr-13)
@@acrinacrin6925 Hiç anlamamışsın. Halen daha kendi dindar bilincinle olaya bakıyorsun. Hoca dini bakış açısı ile değil felsefi düşünsel bakış açısı ile bakıyor.
Bu zihin açıcı bir çözümleme oldu. Hayat oyununu çok ciddiye alarak oynamamakta ısrar etmek , kuralları devamlı değiştirerek oyunu yeni baştan belirlemek , aksi takdirde yenilginin kaçınılmaz olduğunu bilmekten kaynaklanan bir inançtır diyebilir miyiz? Diğer taraftan Oyunu kuralları ile oynayarak kazanmaya çalışmak, en doğru çaba gösteren tarafın "kazanabilir" olabileceğine dair bir inanç ve umuttan kaynaklanıyor diyebilir miyiz?
Oyun insanlığın bilincine ilk temeli atıldığı yerdir çocukluktan başlar. Hayat dar alanda trajedi, geniş açıda komedidir. - Charlie Chaplin “Biz; gökleri, yeryüzünü ve ikisinin arasında bulunanları oyun olsun diye yaratmadık.”(Duhan/38) Yaşam oyuna gelinemeyecek kadar ciddiyet ister. Yaşam nerede başladı, nereye gittiğinin bilincinde midir? Sonumuz hayr olsun.Homo - + ?
@@suatcanbaz6547 ebedi ahiret hayatı karşında bu dünya hayatının geçiciliği ve kısalığını vurgulamak için bu mecaz ifade kullanılır. Çok değer vermeyin bu dünya hayatına ahireti önemseyin deniliyor. Tezat yok yani
17:50 Ya Makine? Ruh sınıflandırmasını canlılara göre yaptınız. Başlangıca da beslenme, büyüme ve üreme özelliklerini koydunuz. Peki bunu maddeler yapamasa da "nesne"ler yapamaz mı? Leigh Whannell - Upgrade (sıradan tekno-korku) filmini incelerken ben de bir sıralama yapmıştım: Madde -> Nesne -> Canlı -> Aksiyonlu Canlı -> Ad bile(ye)n / Sanal Canlı -> Sanal Aksiyonlu Canlı (Daimon/Üst-insan) -> Şeytan -> Melek Tanrı (Makinelerin ya da araçların yerini "bireysel insan"ı düşünerek verebilirim belki.) Faber Homolar, Luden Homolar... Bir kılıç, kendinde katil midir? Hayatında "kılıç" olan insan, kendini "kılıç"lıktan uzak tutabilir mi? "Kılıç" insanı çeker ve ona "kılıçlık"ı işler mi? - - - - Oyunlar hakkında Huizinga'dan sloganlaşmış ifadeleri takdir etmediğiniz için teşekkürler; ezbere yaşanmayacağını "ciddi insanlar" görebilirler umarım. Dediğiniz gibi ciddiyetin kendisinde bile ciddiyetten söz etmek zordur; büyülenebiliyorsanız uçacaksınız! Lisans bitirme tezimde de "oyun ve dünya" "maske ve ışık" konularını ele almaya çalışmıştım. Bir bölümünü de Ludologin sitemizde paylaştım. Bu konu üzerinde çok daha detaylı çalışmalar yapmayı düşünüyorum.
Oyun kavramının tanımını bu kadar genişletirsek bildiğimiz oyun oyun olmaktan çıkar. Yani hayatı bir oyun gibi yaşarsak hayatın içindeki oyunu bir oyun gibi oynamamamız gerekir. Bu durumda hayata OYUN, içindekilere oyun1, oyun2 gibi adlar vermemiz gerekir ki bu çözüm bizi başladığımız noktaya geri getirir. Benzeri bir metafizik soyutlama "hikâye" için de yapılabilir. Tanımı edebiyatın ve sinemanın sınırlarının dışına taşırırsanız her şey hikâyeye dönüşür. Bu her şey dinleri, sanatı, dilleri, tarihi, bilimi, matematiği vb bildiğimiz tüm kavramları kapsayacaktır. Tıpkı bu hayatın bir rüya olup olmadığını bilememek gibi bir öteleme sorunu bu. Konuşmayı büyük bir ilgiyle dinledim ama böylesi bir iddialı önermenin daha sağlam bir dilsel ve felsefi altyapıya ihtiyacı var. Şu haliyle kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan ama bunu yaparken de ayaklarını yavaş yavaş kaybeden bir cambaza benziyor. Saygılar ve iyi çalışmalar diliyorum...
Oyun tanımımız ne ki? "Yaşam - Oyun" ve "Yaşamak - Oynamak" karşılaştırmalarını nasıl yapıyoruz? Mesela ben sanatı da buraya ekliyorum. Ne gibi farklar olduğunu çözmeye çalışıyorum. Kavramları, küçük alanlarımızdaki tikellere etiket olarak kullanacaksak söylediğiniz gibi olabilir geliyor. Ancak onlar hakkında düşüneceksek, zaten her şeyde onları arayıp, her şeye onlarla bakmıyor muyuz? Oyuna yaklaştığımızda, o bize kendisini göstermiyor mu? Oyundan haberi olmayan, oyundan anlamayan bir kişiye oyuncu denebilir mi? Habersizce oynanabilir mi? Belki de önce oyuna bakıyor olmak gerekiyor ve ondan oyun tüm hayatınızı kuşatıyordur. Ya da belki de insan şeylerle oynamaya başladığında hayatını oyuna çeviriyordur. Oynanabilirlik özelliğini de düşünebiliriz. Oyun büyülü bir alan sunar oyuncusuna. Bu demektir ki andaki deneyim en yaşanası hâlini alır. Verimden bahsedilemez çünkü aradaki bağlantı kusursuzlaşmaya başlar. Bir yarık açılır ve insan yükselerek yaşam kipini oynayışa, dünyasını oyuna geçirir. Öyle ki, bu dünyada hiçbir kural yoktur aslında. Birçok kişinin yanıldığı noktada oyunun temelini kuralların oluşturduğunu varsayması -- Oyunda "oynanış" vardır. İsterseniz açlığınızı gidermek için avlanabilirsiniz. Tüm odağınız açlıktan ibaret olur ve aslında doymazsınızdır bile. Çünkü siz sadece "aç"sınızdır. Fakat bağlar kurmaya başlar ve anlamlar ararsanız, orada oyunu da görebilirsiniz: Siz bir canlı olarak bir dünyaya sahipsiniz ve bir canlı olarak av adını alacak da bir dünyaya sahip olabilir. Ortak noktanızda yaratılmış olmak, var olmak ya da canlı olmak var. Siz de bu canlılığa verdiğiniz değeri yaşatmaya devam ederseniz gerçekten yaşıyor, yani oyunuyor olursunuz: Hemen simgeler yerleşiyor -- bıçağınızın sapına bir şeyler çiziyorsunuz, -daha aletine kendi canlılığınızı aktaramazsanız yaşamanın ne anlamı var ki?- değeriniz/kutsalınız ile oyuna giriş yapıyorsunuz. Kutsalınız adına avınızdaki varoluşla birleşiyorsunuz. Avınızdaki kutsallığa ulaşmaya çalışıyor ve varoluş ritüelinizi sürdürüyorsunuz. Konuyla ilgileniyorsanız Eugen Fink'le Bir Dünya Sembolü Olarak Oyun kitabını okumanızı öneririm.
13:00 Elimizdeki tek şey, bildiğimiz bu yaşamın kendisidir. Tüm Dinler, ölüm korkusuyla başa çıkabilmek için uydurulmuş ve birileri tarafından sömürülmüş masallardır.
Hocam ben 18 yıldır Japonyada yaşıyorum. Japonların çalışkanlığınin kapitalizmle alakası yok. Çünkü bunlar önceden de çalışmayı seven bir milletmiş. Hayatın merkezinde iş ve çalışmak var. Suyla masaj bile yapan dünyanın en gelişmiş dijital Wc ve banyolarını yapmışlar. Çünkü banyo ve wc dinlenme ve rahatlama yeri Japonlar için. Evler sadece yemek ve yatmak için. Evlerde parti, misafir ağırlama yok. Şirketlerde sosyalleşiyorlar ve aynı şirketteki iş arkadaslarına "aileden" gözüyle bakıyorlar. Şirket etkinlikleri düzenliyorlar beraber.
Peki dümen ve tuzak anlamını oyun kavramına nasıl itaf edebiliriz?...tuzağı karşı taraf bilmiyorki oyun karşılıklı oynanan bir şey değimidir?...Hoca persona ve maske eş anlamlılığına vurgu yapınca böyle bir soru işareti oluştu kafamda?
ben sunucunun hocamızı sıkıştırmasını istiyorum. Hocanın konuşmasını bölmemek için sessiz kalıyor ama çok pasif kalınıyor. Sunucu biraz sıkıştırmalı, zorlamalı. müdahale etmeli .
Oyunun ciddi olması için, oyunun kurallarının Tanrıdan veya Fıroyd'un babasından gelmesi gerekmez mi? Herhalde oyun oynamamızın nedeni, evrende kurallar olduğunu varsaymayı gerektiriyor. Bu da tümevarım yeteneğimizin sonucu olabilir. Peki acaba sayın Cündioğlu evrenin özünde kuralsız ve rastgele olduğunu mu söylüyor?
Evrenin özünde kurallar var ama rastgelelilik de vardır.Bu rastgelelilik kaybedeceğini öngören tarafın göreceli olarak eldeki kartların dağılışı ile ilgili olarak "sübjektif bir yargı" olarak ortaya çıkıyor. Kazanan taraf için bu "objektif bir gerçeklik" olarak görülür.Herkes elindeki kartları açmadan "kartlar adil dağılmamış" denemez. Oyun bitmeden dahi "kartlar yanlış dağıldı" diye düşünmek kaybedeceğini düşünen tarafın bir itirazından başka bir şey değildir. Oyundaki rastgelelik dayanılması zor olan kısımdır. Bu nedenle özellikle kaybedeceğini anlayan taraf için "artık Oynamak" çok zordur. Kartlar yeniden dağıtılsın istersiniz Ne de olsa Bu Oyun "sizin hayatınız" dır.
İlk gördüğümde çok üzülmüştüm. Bir sinema katili diyebileceğim Lars Von trier'in filmine 40 sayfa yazmıştı. Dikkat çekmek için zemzem kuyusuna işeyen adamdır Lars dedikleri (bkz. DOGMA) Anlattığı şeyin önemi de kalmaz böylelerinin
Varlığın ne olduğunu bilmeden" yaşamın kendinde bir anlamı vardır yahut yoktur" diyemeyiz. Bilmeden konuşmak olur aksi. Tanrı var mı yok mu (tanrı kavramı her tür tanımlanabilir burada) sorusuyla kardeştir ayrıca yaşamın anlamı var mı yok mu, sorusu. Tanrı konusunda da bilgimiz olmadan var yahut yok diyemeyiz. (Dinlerin gerçekliği üzerine yorum yapabiliriz. Akla, bilime ters düşen, gerçekle çelişen hikayeler anlatan dinlerin gerçek olmadığını söyleyebiliriz. Çünü elimizde bilgi, belge vardır. Tanrı var mı yok mu sorusu dinlerden bağımsız olarak sorulan bir sorudur. Karıştırılmasın!)
Selam , Saniram ducane hoca Squid game filminden çok keyf almiş !!!!!!! Her şey öyundi ! Yaşam öyun deĝir ! Sonuç Yaşami bir őyun kabul etmek zorundayik ! Peki , öyunun yerine savaş yukleyin ! ( Hegel dediği gibi ) Ya bir metin ( text) anlayin . ( Post modernler gibi ) Yada bir şiir ...ya roman ya ...hatta bir biçak ve ya integral( matamatik) ... Ben hocanin kullandiĝi metod ve mantikla hepsini isbat ederim !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! Inanin bana ederim . Ducane efendilerinden rica ederim , sözluk kitabini açsinlar ve bir manali kelime seçsinler !!! Ben hayatin manasini o kelimeden istihrac ederim !!!!!!!!!!! Bu felsefe deĝil , sefsete oldi !!!! Olsun ! Yaşam öyun olursa ! Felsefenin sefsete olmaği kolay ! Allah hepimize aydinlik versin .
halka küpeye, kumaş pantalon, mülayim karakter gitmez bence.dini söylem, felsefe, halka küpe, mülayim imaj 4lüsü çok enterasan, neden böyle olduğunu merak ettim,bakcam
Canlı izleyemiyorum ama UA-cam dan hiç kaçırmam Düccane Hoca bu devrin insanlıga sunulan en kıymetli varlıgı. Saatlerce konuşsun ben dinlerim.
Ağzınıza sağlık, kesinlikle. Teşekkürler Hocam ve bize aracılık eden Bloomberg TV& Pınar Hanım.
Hayatımın başı ve sonu belliydi. Hiç olmazsa ortasını kaçırmamalıydım. Oğuz Atay, Tutunamayanlar.
HAYATIMIZIN BAŞI VE SONU BELLİ OLMADIĞI İÇİN OTASINI KAÇIRDIK..!
“Hayatım ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu”
DOĞAR DOĞMAZ TARİHİNİZİN YÜKÜNÜ SIRTINIZA ALIRSINIZ..⚘D.Cündioğlu
( Ne şahane bir cümle👍)
Hakikaten şahane.
Kendini en iyi aldatabilen en mutlu insandır - Dostoyevski... Sanırım bu söz, buraya uygun olacaktır...
Bu tepiti daha çok bilmeyi bilmeye çalışmayanlar için geçerlidir.
@@gokhansonmez9523 Bilmeyi bilmeye çalışmayanlar zaten oyun oynamayı tercih edenler değil midir?
@@sefa9466 Kafam güzelken yazmışım :)
@@gokhansonmez9523 :)
Hayatımda dinlediğim en anlamlı ve anlaşılır konuşmaydı.Demek bizimde içimizde ar namus bilen insanlar var ve bizi ciddiye alıyorlar.Sağolun var
olun.
Hocamız her zaman çok iyidir ama,bugün hızını alamadı;en az üç saat daha devam edecek bir program oldu.
Bloomberg’in bu takdire şâyân,cesur programında, sevgili sunucu da,hiç bir acemilik göstermeden,gereksiz soru ve kesmelere başvurmadan,çok başarılı bir moderatörlük yapıyor!
-Bloomberg’e bravo !
-Pınar Erbaş Hamfendiye hem tebrik,hem teşekkürler..
- Hocamıza,bu paylaşım fedâkârlığı için minnet ve Şükran’larımızı arz..
Haftanın her günü keşke Salı ol saydı..
Dört gözle bekliyoruz..
Oyun-İbadet İnanılmaz bir bakış açısı.Tek solukluk bir program.
Teşekkürler.
21:00 Gene bir şekilde insani ruh diyerek kendini ayırma cümlesi kuruluyor.
Arılar da kendi aralarında haberleşmektedir.
Öncü arılar kovana gelerek çiçeklerin yönünü ve uzaklığını yaptıkları dans ile diğer arılara anlatmaktadır.
Aslında olay maddenin canlı-cansız olması hali değil, hareketli-hareketsiz olması halidir.
Taş hareketsizdir, İnsan hareketlidir.
Yaşamın bizahati bir anlamı YOKTUR..⚘ Ona anlam yüklemek bence; bizim ona kattığımız değerler bütünüdür. ⚘ Edebiyat, felsefe, Resim, Din, Spor ,Müzik ve heykeller dünyasında bir kuş gibi uçarak, sonsuz bir HAZ ile YAŞAMIMI ANLAMLANDIRIYORUM.🙏⚘
Yaşamın anlamsızlığı ve aslında hiç bir temele dayanmaması, dinlerin ve hatta bilim ve sanatın, yalnızca insanın anlam arayışından dolayı ortaya çıktığı, bu kadar anlamlı anlatılır. Sen hep konuş ve biz anlamsızlığın adını koyalım.
Felsefe, aklın hakkını vermektir..👏
sayin hocam, yine cok iyi bir program olmus, tesekkurler. Sizin ders videolarinizin kisa ozetleri gibi bu videolar, bizler icin de hem hatirlatici ve hala ogretici, iyi ki varsiniz.
Dücane bey her programınız güzel fakat en güzeli bu programdı gerçekten çok istifade ettim teşekkür ederim
Bu program için de ders notlarının tutulması çok güzel olurdu.
Dücane hocamızın felsefe konusundaki izah tarzı akademik felsefecilerin açıklamalarından daha iyidir ve daha iyi anlıyoruz. Kendisini zevkle seyredip zevkle dinliyoruz.
sanırım felsefe anlatmıyor, yapıyor... bu yüzden olabilir
Akademisyenler ne söylediklerini bilse konuşmazlardı.Dücane biraz fazla abartısıyla yaşıyor.
Felsefe bilim değildir bu sebeple akademik olmaz diyor Ahmet Arslan her be kadar Prof. olsa da. Tüm akademisyenleri aynı kefeye koymamak lazım çok sevilenler vardır.
@@soner7366 Ahmet aslan iyi bir mütercim ve felsefe tarihçisidir.zerrece bu konularda hükme sahip değildir.
@@soner7366 Türkiyede entellektüel yoktur.bos manipülasyon yapan engellektüel vardır.
''Ciddiyet oyunun karşıtı değil, kurucu ögesidir. Mukavvim unsurudur. Ciddiyet olmadan oyun olmaz.''
Yine muaazam bir program teşekkürler bloomberg
Tv'de canlı izledim. Harikaydı. UA-cam kanalında aynı konudaki konuşmasından edindiğim bilgileri pekiştirdim, daha aydınlandım. Teşekkür ederim.
Hayatımda duyduğum en güzel felsefi açılım sözleri idi. Emeğinize sağlık. Çok teşekkürler
Teşekkürler değerli konu ve konuklarımız için. Dücane hoca gibi filozoflarımızın çoğalmasını diliyorum.
guzel ablacığım nicin her programda surekli konuyu kendi istedigin yere cekmeye calisiyosun programi ve hocayi biraz akisina birakirsan daha hos olur hoca hakkini veriyor zaten.ayrica cok guzel ve hossunuz tesekkur ederim nice yayinlara
Enerji çok güzel gidiyor. Aranızdaki iletişim de her programda gelişiyor. Alışmaya başladı taraflar belli ki... Bravo böyle devam 👍
Şu video 30 bin izleniyor ya hayata dair umudum artıyor.
İsterse 30 milyon izlensin. Sadece izliyoruz.
Dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. (Ankebut Suresi 64. Ayet)
(Dünyalık olarak) size verilen her şey, dünya hayatının geçimliği ve süsüdür. Allah'ın katındaki ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hala aklınızı kullanmıyor musunuz? (28/Kasas:60)
1:04:18 çok anlamlı
sunucu: okulla boş zamanı anlamlandırıyoruz.
dücane: dolduruyoruz
Aynen hocam sürdüremez açığa çıkarmak lazım uyanmak lazım 🤲
Ibadetin temeli tanrının kararını değiştirmek değil hayatı anlamlandırmaktır..biz kendimiz için ruhsal ihtiyaclarimiz icin ibadet ederiz..her dinde ibadet olması bu ihtiyactandir...
nasıl bir ihtiyaç bu peki? hayatınız ibadetlerle nasıl bir anlama kavuşuyor? adanmışlık tatmini mi mesela?
AHHHH !!!⚘
FELSEFE ve SİZ FELSEFE'CİLER... Yaşamı anlamlandıran KUTUP YILDIZLARISINIZ.👍⚘⚘⚘⚘⚘
Harika bir program olmuş.
Tek eksiği sürenin kısa olması. Hocam tamm ısınmıştı bence😁
Teşekkür ederiz..
Kimlik ve kişiliği aradan kaldırmadıkça kendilik mertebesiyle temas edemeyiz.
(Kıymetli Hocamız) Dücane Cündioğlu
Bunlar niye tasavvufi şeylere benziyor?
@@mutluserilmez2664 Saçma olduğu için...
"Hayatın kendinden anlamı yoktur, ona anlamı biz veririz" diye düşünüyor Dücane Cündioğlu 2:20 de ifade ettiği gibi. O halde yaşama anlam katan biz isek, bizi biz yapan şeyler yaşama anlam katar. Öte yandan "kendilik mertebesi" diye tanımlanan şeye, kimlik ve kişilik aradan kaldırılınca ulaşılıyor, bu arzulanıyorsa ve bu şekilde de yaşam anlamlı oluyorsa, bu durumda 2:20 de ifade ettiği düşüncesiyle çelişiyor demektir.
program umarim up uzuuuun sureler devam eder.
Şu beğenmeyen 32 kişiyi anlayan var mı? Teşekkürler Dücane bey hocam ve kibar sunucu?
"Yaşamı anlamlandıramadığımız sürece ona katlanamayız".
Zihinacici bir program olmuş. Çok teşekkürler
Moderatör hocanın UA-cam videolarını izlese daha iyi uyum sağlar, sorulara yanıt verebilir.
Çok teşekkür ederim
Agziniza saglik hocam 👌💯
Teşekkür ederiz hocam...
Bir TV veya youtube kanalında;
Dücane Cündioğlu, Sadık Usta, Afşar Timuçin, Ahmet Arslan hep birlikte bir panel yapabilseniz, düşünce dünyasına yerinde bir katkı olurdu.
Dücane hoca sonunda konuşmaya başladı. Ezber bilgi bizi ilgilendirmiyor hocam, açık açık söyleyin kendi fikirlerinizi
انما الحياة الدنيا لعب ولهو ...Dünya hayatı oyun ve eğlencedir
Dücane hocayı dinlerken, ekrandan gözümü kulağımı ayıramıyorum.
Bugün de canlı seyredemedim, çok güzeldi;teşekkür ediyorum
Sonuçta insan kendini Yargıla yamayan bir olgudur başkalarının iyi ya da kötü yargılarına bırakılmıştır
bu sonucuyla çok yazık oluyor, dücane baya her araya girdiğinde bozuyor kadını :)
dücanenin sıkı youtube takipçilerinden herhangi birini sunucu yapsalar bence daha iyi olurdu bu program için.
İ0÷
SORGULANMAYAN HAYAT , HAYAT DEĞİLDİR.. Sokrates...⚘⚘⚘⚘⚘⚘⚘⚘
Oyun hakkındaki yorumları özellikle çok iyiydi!
Teşekkür ederim..
Harika bir yayındı
Barış Esen'in Asaf ve Ege hocalarımız ile yaptığı söyleşiler aklıma geldi. Bence seri program formatında olmasa bile Dücane hoca ile de ekonominin düşünsel tarafını ortaya koyacak, Marx'a, Adam Smith'e varan, ekonominin kendi dinamiklerini değil de ortaya çıkışını, yayılışını ele alan bir program bu kanala yakışır.
"GERÇEK KATLANILMAZDIR " sözünüze çok katılıyorum⚘Ölümlü oluşu gerçeği ile yüzleşmesini bilen insanın hayatı en azından TASAVVUFİ boyutta anlamdırmaması mümkün değildir.⚘⚘⚘⚘⚘🙋♀️🏊♂️
Çok ilginç! Program boyunca katılmadığım düşünceleri arasında en katılmadığım düşüncesi buydu diyebilirim. Gerçeğin katlanılmaz olduğunu hangi temellere dayandırdığını da merak ettim açıkçası. Çünkü insanların öznel bakış açılarını baştan doğru kabul eden bir yaklaşım içeriyor.
Bence gerçek (realite olarak değil de, hakikat olarak alıyorum bu kavramı...hatta arapçasını söyleyeyim -hak-) anlamın kendisidir. İnsanların çoğu için katlanılmazdır evet ama bu, onlar anlam verince katlanılır olmuyor. Çünkü gerçek, insanlarının çoğunun umurunda değil. Gerçeğin anlamı "kendinden"dir.
Edit: Bu arada tasavvuf insanı şirke götürür. Tasavvuf (sufizm veya mistisizm de denir), aklın ikinci plana atılmasına sebep olur. Bu bakış açısı Kuran'a aykırıdır!
Enfâl 42, Fussilet 53, Bakara 44-73-75-76-164-170-171-242, Al-i İmran 65, En'âm 151 .... daha nice ayet var Kuran'da ve hepsi akla ve delile (ayet=delil=kanıt) işaret eder...
Enfâl 22 yi buraya kopyalayayım:
Enfâl 22 (Diyanet çevirisi) *Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir.*
Yani Kuran'a göre hakikate akıl yoluyla ulaşmamız mümkündür. Ayrıca hakikat nesneldir, kişiden kişiye değişmez.
Ancak düşünmeyen ve akletmeyenler için gerçek katlanılmazdır. Çünkü onlar gerçeği kavrayamazlar (Bu da Kuran'ın tabiridir Haşr-13)
@@acrinacrin6925 Hiç anlamamışsın. Halen daha kendi dindar bilincinle olaya bakıyorsun. Hoca dini bakış açısı ile değil felsefi düşünsel bakış açısı ile bakıyor.
Ölümü yenemeyiz ama en azından ölüm korkusunu yenebiliriz... Tolstoy
pınar erbaş çok tatlı....
Oyun bölümü pek lezizdi. Teşekkürler
Bu zihin açıcı bir çözümleme oldu. Hayat oyununu çok ciddiye alarak oynamamakta ısrar etmek , kuralları devamlı değiştirerek oyunu yeni baştan belirlemek , aksi takdirde yenilginin kaçınılmaz olduğunu bilmekten kaynaklanan bir inançtır diyebilir miyiz? Diğer taraftan Oyunu kuralları ile oynayarak kazanmaya çalışmak, en doğru çaba gösteren tarafın "kazanabilir" olabileceğine dair bir inanç ve umuttan kaynaklanıyor diyebilir miyiz?
Teşekkürler dostum
Yine çok güzeldi👍.sevgili Dücane, benden önce ölürsen, küserim sana..♥️
Var oluş.
Endüksiyonla ilgili duyduğum en garip sözlerdi sanıyorum;
Pınar Erbaş: Bilim, bir tümevarımdır.
Dücane Cündioğlu: Ama hiçbir zaman varamayacak.
Oyun insanlığın bilincine ilk temeli atıldığı yerdir çocukluktan başlar.
Hayat dar alanda trajedi, geniş açıda komedidir. - Charlie Chaplin
“Biz; gökleri, yeryüzünü ve ikisinin arasında bulunanları oyun olsun diye yaratmadık.”(Duhan/38)
Yaşam oyuna gelinemeyecek kadar ciddiyet ister.
Yaşam nerede başladı, nereye gittiğinin bilincinde midir? Sonumuz hayr olsun.Homo - + ?
Bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir;(Ankebut/64). Bir tezat yok mu sizce ??
@@suatcanbaz6547 ebedi ahiret hayatı karşında bu dünya hayatının geçiciliği ve kısalığını vurgulamak için bu mecaz ifade kullanılır. Çok değer vermeyin bu dünya hayatına ahireti önemseyin deniliyor. Tezat yok yani
@@wolfieblack32 Siz İslamcıların en büyük sorunu bu zaten. İşinize gelmeyince mecazi ifade, şiirsel ifade vs. Gerçeğin peşinde değilsiniz.
Harika
sayın hocam bu konuda epey farklı düşünüyoruz. Çünkü farklı temellerden hareket ediyoruz.
pınar hanımın sunumunu ve konuların içeriklerine hakimiyetini çok basarılı buluyorum.
kaleyi içten yıkmaya yönelik, yorumlarda gördüğüm pınar hanımın pasif kaldıgı elestirilerine katılmıyorum.
17:50 Ya Makine? Ruh sınıflandırmasını canlılara göre yaptınız. Başlangıca da beslenme, büyüme ve üreme özelliklerini koydunuz. Peki bunu maddeler yapamasa da "nesne"ler yapamaz mı?
Leigh Whannell - Upgrade (sıradan tekno-korku) filmini incelerken ben de bir sıralama yapmıştım: Madde -> Nesne -> Canlı -> Aksiyonlu Canlı -> Ad bile(ye)n / Sanal Canlı -> Sanal Aksiyonlu Canlı (Daimon/Üst-insan) -> Şeytan -> Melek Tanrı
(Makinelerin ya da araçların yerini "bireysel insan"ı düşünerek verebilirim belki.)
Faber Homolar, Luden Homolar... Bir kılıç, kendinde katil midir? Hayatında "kılıç" olan insan, kendini "kılıç"lıktan uzak tutabilir mi? "Kılıç" insanı çeker ve ona "kılıçlık"ı işler mi?
- - - -
Oyunlar hakkında Huizinga'dan sloganlaşmış ifadeleri takdir etmediğiniz için teşekkürler; ezbere yaşanmayacağını "ciddi insanlar" görebilirler umarım. Dediğiniz gibi ciddiyetin kendisinde bile ciddiyetten söz etmek zordur; büyülenebiliyorsanız uçacaksınız!
Lisans bitirme tezimde de "oyun ve dünya" "maske ve ışık" konularını ele almaya çalışmıştım. Bir bölümünü de Ludologin sitemizde paylaştım. Bu konu üzerinde çok daha detaylı çalışmalar yapmayı düşünüyorum.
program kısa kalıyor dücane bey tam ısınmışken bitti.
sunucu hanim soru sormuyor ki hic
Oyun kavramının tanımını bu kadar genişletirsek bildiğimiz oyun oyun olmaktan çıkar. Yani hayatı bir oyun gibi yaşarsak hayatın içindeki oyunu bir oyun gibi oynamamamız gerekir. Bu durumda hayata OYUN, içindekilere oyun1, oyun2 gibi adlar vermemiz gerekir ki bu çözüm bizi başladığımız noktaya geri getirir. Benzeri bir metafizik soyutlama "hikâye" için de yapılabilir. Tanımı edebiyatın ve sinemanın sınırlarının dışına taşırırsanız her şey hikâyeye dönüşür. Bu her şey dinleri, sanatı, dilleri, tarihi, bilimi, matematiği vb bildiğimiz tüm kavramları kapsayacaktır. Tıpkı bu hayatın bir rüya olup olmadığını bilememek gibi bir öteleme sorunu bu. Konuşmayı büyük bir ilgiyle dinledim ama böylesi bir iddialı önermenin daha sağlam bir dilsel ve felsefi altyapıya ihtiyacı var. Şu haliyle kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan ama bunu yaparken de ayaklarını yavaş yavaş kaybeden bir cambaza benziyor. Saygılar ve iyi çalışmalar diliyorum...
Oyun tanımımız ne ki? "Yaşam - Oyun" ve "Yaşamak - Oynamak" karşılaştırmalarını nasıl yapıyoruz? Mesela ben sanatı da buraya ekliyorum. Ne gibi farklar olduğunu çözmeye çalışıyorum. Kavramları, küçük alanlarımızdaki tikellere etiket olarak kullanacaksak söylediğiniz gibi olabilir geliyor. Ancak onlar hakkında düşüneceksek, zaten her şeyde onları arayıp, her şeye onlarla bakmıyor muyuz? Oyuna yaklaştığımızda, o bize kendisini göstermiyor mu? Oyundan haberi olmayan, oyundan anlamayan bir kişiye oyuncu denebilir mi? Habersizce oynanabilir mi? Belki de önce oyuna bakıyor olmak gerekiyor ve ondan oyun tüm hayatınızı kuşatıyordur. Ya da belki de insan şeylerle oynamaya başladığında hayatını oyuna çeviriyordur. Oynanabilirlik özelliğini de düşünebiliriz.
Oyun büyülü bir alan sunar oyuncusuna. Bu demektir ki andaki deneyim en yaşanası hâlini alır. Verimden bahsedilemez çünkü aradaki bağlantı kusursuzlaşmaya başlar. Bir yarık açılır ve insan yükselerek yaşam kipini oynayışa, dünyasını oyuna geçirir. Öyle ki, bu dünyada hiçbir kural yoktur aslında. Birçok kişinin yanıldığı noktada oyunun temelini kuralların oluşturduğunu varsayması -- Oyunda "oynanış" vardır.
İsterseniz açlığınızı gidermek için avlanabilirsiniz. Tüm odağınız açlıktan ibaret olur ve aslında doymazsınızdır bile. Çünkü siz sadece "aç"sınızdır. Fakat bağlar kurmaya başlar ve anlamlar ararsanız, orada oyunu da görebilirsiniz: Siz bir canlı olarak bir dünyaya sahipsiniz ve bir canlı olarak av adını alacak da bir dünyaya sahip olabilir. Ortak noktanızda yaratılmış olmak, var olmak ya da canlı olmak var. Siz de bu canlılığa verdiğiniz değeri yaşatmaya devam ederseniz gerçekten yaşıyor, yani oyunuyor olursunuz: Hemen simgeler yerleşiyor -- bıçağınızın sapına bir şeyler çiziyorsunuz, -daha aletine kendi canlılığınızı aktaramazsanız yaşamanın ne anlamı var ki?- değeriniz/kutsalınız ile oyuna giriş yapıyorsunuz. Kutsalınız adına avınızdaki varoluşla birleşiyorsunuz. Avınızdaki kutsallığa ulaşmaya çalışıyor ve varoluş ritüelinizi sürdürüyorsunuz.
Konuyla ilgileniyorsanız Eugen Fink'le Bir Dünya Sembolü Olarak Oyun kitabını okumanızı öneririm.
sunucu hanımefendi bu konularda çok donanımsız.
Karac'oğlan derki
Konup göçerken,
Ecel şerbetini tas tas içerken
Yine buldun beni senden kaçarken
Var git ölüm bir zamanda yine gel
Hayat devam ediyor.
Merhaba, sunucu kızı değiştirebilir misiniz? Sevgiler, saygılar.
Insan dogar ve oynar..
13:00 Elimizdeki tek şey, bildiğimiz bu yaşamın kendisidir.
Tüm Dinler, ölüm korkusuyla başa çıkabilmek için uydurulmuş ve birileri tarafından sömürülmüş masallardır.
Hocam ben 18 yıldır Japonyada yaşıyorum. Japonların çalışkanlığınin kapitalizmle alakası yok. Çünkü bunlar önceden de çalışmayı seven bir milletmiş. Hayatın merkezinde iş ve çalışmak var. Suyla masaj bile yapan dünyanın en gelişmiş dijital Wc ve banyolarını yapmışlar. Çünkü banyo ve wc dinlenme ve rahatlama yeri Japonlar için. Evler sadece yemek ve yatmak için. Evlerde parti, misafir ağırlama yok. Şirketlerde sosyalleşiyorlar ve aynı şirketteki iş arkadaslarına "aileden" gözüyle bakıyorlar. Şirket etkinlikleri düzenliyorlar beraber.
Cundioğlu kova burcundadır.söylemlerinin bazı takıntısı olacak.burcunun özellikleri o.
Şu adam 1ay sonra 60 yaşında olacak .Vaayy
X2 ile çok iyi dinleniyor
Teşekkür ederim.Program süresi ni uzatabilir misiniz!
Müslümani ve Muttaki'yi kast etmiyorum!
Cehen nem Mimine rahmettir...
" Yaşam bir oyundur tek farkı Kontrol edemediğimiz bir oyundur " desem yanlış olur mu?
Peki dümen ve tuzak anlamını oyun kavramına nasıl itaf edebiliriz?...tuzağı karşı taraf bilmiyorki oyun karşılıklı oynanan bir şey değimidir?...Hoca persona ve maske eş anlamlılığına vurgu yapınca böyle bir soru işareti oluştu kafamda?
ben sunucunun hocamızı sıkıştırmasını istiyorum. Hocanın konuşmasını bölmemek için sessiz kalıyor ama çok pasif kalınıyor. Sunucu biraz sıkıştırmalı, zorlamalı. müdahale etmeli .
Hocam antik mısırda geometrinin nasıl çıktığını dair desteklediğiniz teoriyi söylemediniz
Hayatın bir anlamı yoktur... Hepimiz yaşamaya mahkumuz.... varoluşçuluk
Bir hukuk yayını da bekliyoruz
39:58
dünyada oynanan büyük oyun,
Sunucu hanımefendi kendini geliştirmesi şart ya da oraya entelektüel birini çıkarmalılar.
Entellektüel biri daha şart hanım efendi ile diyalektik olmuyor monolog oluyor.
Oyunun ciddi olması için, oyunun kurallarının Tanrıdan veya Fıroyd'un babasından gelmesi gerekmez mi? Herhalde oyun oynamamızın nedeni, evrende kurallar olduğunu varsaymayı gerektiriyor. Bu da tümevarım yeteneğimizin sonucu olabilir. Peki acaba sayın Cündioğlu evrenin özünde kuralsız ve rastgele olduğunu mu söylüyor?
Yahu söylesin. Bunun rastgele bir şekilde süregeldiğini söylesin, ne olacak?
Evrenin özünde kurallar var ama rastgelelilik de vardır.Bu rastgelelilik kaybedeceğini öngören tarafın göreceli olarak eldeki kartların dağılışı ile ilgili olarak "sübjektif bir yargı" olarak ortaya çıkıyor. Kazanan taraf için bu "objektif bir gerçeklik" olarak görülür.Herkes elindeki kartları açmadan "kartlar adil dağılmamış" denemez. Oyun bitmeden dahi "kartlar yanlış dağıldı" diye düşünmek kaybedeceğini düşünen tarafın bir itirazından başka bir şey değildir. Oyundaki rastgelelik dayanılması zor olan kısımdır. Bu nedenle özellikle kaybedeceğini anlayan taraf için "artık Oynamak" çok zordur. Kartlar yeniden dağıtılsın istersiniz Ne de olsa Bu Oyun "sizin hayatınız" dır.
İlk gördüğümde çok üzülmüştüm. Bir sinema katili diyebileceğim Lars Von trier'in filmine 40 sayfa yazmıştı. Dikkat çekmek için zemzem kuyusuna işeyen adamdır Lars dedikleri (bkz. DOGMA) Anlattığı şeyin önemi de kalmaz böylelerinin
Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Oğuz Atay, Tehlikeli Oyunlar.
Bunun adı oyun, bilmeyene koyun
(Affedin lütfen 🙏🏽 )
Varlığın ne olduğunu bilmeden" yaşamın kendinde bir anlamı vardır yahut yoktur" diyemeyiz. Bilmeden konuşmak olur aksi. Tanrı var mı yok mu (tanrı kavramı her tür tanımlanabilir burada) sorusuyla kardeştir ayrıca yaşamın anlamı var mı yok mu, sorusu. Tanrı konusunda da bilgimiz olmadan var yahut yok diyemeyiz. (Dinlerin gerçekliği üzerine yorum yapabiliriz. Akla, bilime ters düşen, gerçekle çelişen hikayeler anlatan dinlerin gerçek olmadığını söyleyebiliriz. Çünü elimizde bilgi, belge vardır. Tanrı var mı yok mu sorusu dinlerden bağımsız olarak sorulan bir sorudur. Karıştırılmasın!)
Bıktık 5000 tane reklam vermenizden!
Konuğunuz olmak osterim
yaşamın kendinde bir anlamı olmasaydı, insanlardan başka giğer bütün canlıların hayatta olmaması gerekmez miydi?
Hocam okuyor musunuz bilmiyorum ama sormak istiyoum. Hayatı anlamlandırmada kadınsılık ve erkeksilik farklı tutumlar göstermez mi?
Sizede Sunucu hn biraz boyle konulari pek anlayamayan ,icine giremeyen biri gibi gelmiyormu
Oyuna devam
Aslan ve ceylanın arasındaki ilişkiye neden oyun demediniz acaba? Bir laf vardı kedi-fare oyunu
Aslan-ceylan, kedi-fare yaşamdır. ''Yaşam oyun değildir'' 1:34:04
Oyunu biz kurarız.
Selam ,
Saniram ducane hoca Squid game filminden çok keyf almiş !!!!!!!
Her şey öyundi !
Yaşam öyun deĝir !
Sonuç
Yaşami bir őyun kabul etmek zorundayik !
Peki , öyunun yerine savaş yukleyin ! ( Hegel dediği gibi )
Ya bir metin ( text) anlayin . ( Post modernler gibi )
Yada bir şiir ...ya roman ya ...hatta bir biçak ve ya integral( matamatik) ...
Ben hocanin kullandiĝi metod ve mantikla hepsini isbat ederim !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Inanin bana ederim .
Ducane efendilerinden rica ederim , sözluk kitabini açsinlar ve bir manali kelime seçsinler !!!
Ben hayatin manasini o kelimeden istihrac ederim !!!!!!!!!!!
Bu felsefe deĝil , sefsete oldi !!!!
Olsun !
Yaşam öyun olursa ! Felsefenin sefsete olmaği kolay !
Allah hepimize aydinlik versin .
halka küpeye, kumaş pantalon, mülayim karakter gitmez bence.dini söylem, felsefe, halka küpe, mülayim imaj 4lüsü çok enterasan, neden böyle olduğunu merak ettim,bakcam