Muazzam bir program. Lütfen 600 bölüm falan devam ediniz efendim. Besim hoca şu ana kadar ne okuduysa bize anlatsın, biz dinleriz. Saygılar Flu Tv, saygılar Besim hocam
Besim Hocanın mütevazılığı, damıtılmış bilgisi ve konuyu belirgin bir çerçeve içinde düzgünce anlatabilmesi çok iyi. Ancak sunucular doğal olarak daha az derin oldukları için iyi soru soramıyorlar. Eleştiri değil yanlış anlaşılmasın. Buna da razıyız. 😃
Besim Bey’i dinlemek ufkumu açıyor , hiç böyle düşünmemiştim dedirtiyor . Ricam , lütfen bu cutt olayını azaltın, gayet akıcı konuşuyor. Ama son zamanlarda yaptığınız cutt’lar es verilmeden konuşuluyormuş gibi olmaya başladı , dinleyip algılamak zor oluyor
Kişi başı gelir dağılımından çok daha önemli bir konu var ki o da gelir dağılımı.Sosyolojinin önemli bir göstergesi değil mi? Burası çok bozuldu.Ayrıca dolar geliri aynı kaldı diyorsunuz ama doların da enflasyonunu düşünürsek ortalama gelir dağılımı daha kötü diyebiliriz. Bunlar dikkatimi çekti. Teknik ama önemli düzeltmeler diye düşünüyorum.
inan, aklı başındaki herkes sana sabrediyordur. argüman yok, açıklama yok, eğitimli insanlara suçlama var. hayırdır, seni dinlemek için ne sebep var paşam?
insanlığa karşı suç işleyen düşünce ve eylemler sonlarında "izm" olduğu için kabul edilebilinir olmaları gerekmiyor. O da düşünce bu da düşünce deyip işin için çıkamayız yada her düşünceye saygı duymalıyız diye bir davranış içinde olmamız gerekmez. Düşünce ve davranışların insanlığın yada üretim ilişkilerinin (emek-sermaye) neresinde olduğu önemli. 🙋♂
39:30 İdeal yönetim: yerelde 2 dönem sağ 1 dönem sol, merkezi hükümette 2 dönem sol 1 dönem sağ partilerin iktidara geldiği, her seferinde de birer merkez karşıtının hükümet ortağı olduğu yapı.
Bunu bu şekilde formülize ettiğin anda, murat ettiği etkiyi alamayacaksın. İdeal yönetim her daim tarafların toplum çıkarını gözeterek rekabet etmesi üzerine dayalıdır. Sol yahut sağ olması dert değil; pozitif sonuç doğuran rekabet önemli. Bir taraf iki dönem başta olacağının garanti olduğunu bildiği an, toplum çıkarına çalışmak için sebep kalmaz.
Videoda jump cut biraz fazla abartılmış. Dinlediğimiz kişiyi fazla robotlastirdigini düşünüyorum. Videonun bazı kısımlarında anlatılan konunun bütünlüğü de söz konusu nedenle olumsuz etkilenmiş gibi geldi bana.
Ekonomik gelişmişlik kriteri olarak pastanın büyüklüğünden daha çok o pastadan hangi kesimin en çok payı aldığı önemlidir. Bu da en iyi alt ve orta sınıfların satınalma güçlerine bakılarak anlaşılabilir. Türkiye'de gelir dağılımındaki eşitsizliğin bu ölçüte göre düz kişi başı GSYH karşılaştırmalarından çok daha kötü durumda olduğu görülecektir. Ayrıca alt-orta sınıfların tasarruf miktarları; açlık ve yoksulluk sınırlarına göre gelirleri; zaruri harcamalar dışında eğitim, eğlenme ve kültürel faaliyetlere ayrılan zaman ve bütçe gibi kriterlerde Türkiye'nin OECD ülkeleri içinde dibe demirlediği çok net olarak görülebilir.
besim hoca ismet özel hakkında ne düşünürdü acaba. Fantastik görüşleri de olsa Türkiye sağı ve modernleşme çabası hakkında ilginç şeyler söylemiş biri.
Sağcılar batıda akademiye kabul edilir. Hatta birçok ünlü doğa bilimci ve tarihçi dindar, sağ siyaset içinde kişilerdir. Ancak sesi çok çıkan bazı sağcılar, bilimsel metodolojiye karşıdır. Yayınlarının hakemli dergilerde yayınlanması veya kongrelerde bildiri olarak sunulması teknik olarak mümkün değildir. Saha araştırması yapmadan, deney yapmadan, arşiv referansı göstermeden, köşe yazısından hallice metinler yazarlar.
Hocam başka bir konu da yanıtlarsanız sevinirim. Ben sosyolojik olarak MİLLİYETÇİLİK diye bir kavramın olamayacağını iddia ediyorum. Çünkü Milliyetçiliğin karşısına bire bir zıddı olarak örtüşen herhangi bir evrensel sosyolojik bir kavram bulamıyorum, koyduğum tüm kavramlar lokal kalıyor. Oysa ki tam karşıtı olan, sınırları net çizilmiş bir ideoloji olması gerekir diye düşünüyorum. Bizim milliyetçiler solcuları/komünistleri koyuyorlar ama ben de onlara gidip Çin'den bir karış toprak almaya çalışın bakın milliyetçilik nasıl olur göstersinler diyorum. Bizleri aydınlatırsanız sevinirim.
tanım, bir şeyin ne olmadığı değil,ne olduğu üzerine göre yapılır. İlk hatanız orada. Bir şeyin karşısına zıddını koyamıyoruz diyerek bir kavram yoktur, söyleneme. İkinci olarak, milliyetçilik tarihte ekstrimist hareketler şeklinde yeterince iz koymuş bir ideolojidir. 2. Dünya Savaşını Irkçı Japonya, Nazist Almanya ve Faşist İtalya başlattı. Bu noktada tarihsel bir olgu var karşımızda. Üçüncü olarak, solculuğun ilk düşman olarak bellediği, burjuva ve özellikle de milli burjuvadır. Komünist manifestoda "Bütün dünya işçileri birleşin" yazar. Şiar budur. Sınır ötesi, millet, etnik tanımadan, bütün bir sınıfa seslenir. Alman işçisine ya da Fransız işçisine değil. O noktada klasik sol, enternasyonal olarak doğrudan milliyetçiliğin karşısında kendini konumlanmıştı zaten. Enternasyonal olarak adlanan sol fraksiyonların kurultayı vardı. Stalinist ve ya Maocu solculuk devletçidir. Devletçilik, milliyetçilikte de rastlanan bir özelliktir, ancak bu paydadan dolayı milliyetçilik ile Lenin sonrası solu karıştırmamak gerekir. Özellikle bu dönemin siyaseti evrensel komünist devrimin güçlü bir devletle gerçekleşebileceğine inanır. Milliyetçiliğin büyük bir kısmı belirli etnisitenin dağılımı ile sınırlanır. Örneğin Turancılık Orta Asya, Azerbaycan ve Türkiye devletlerinin ve bu coğrafya etrafında yaşayan Türklerin bir devlet altında yaşamasını idealize eder. Küresel bir amacı yoktur. Sınırlar bellidir. Komünist-sosyalist devletler devrimi ihraç etmeye çalışır. 4. olarak ise kültürel marksizm metodolojik olarak farklı bir yol çizdi. Etnik ve diğer azınlıkların sesi olmaya çalışarak, küresel işçi sınıfı yerine; ezilenlerin yanındayım, mantığına büründü. Bu bir narrativdir. Türkiye'de, Kürt eziliyor. O zaman Kürtlerin yanındayız. İran'da Türk eziliyor o zaman Türk'ün yanındayız. Eşcinseller eziliyor, obezler eziliyor, veganlar eziliyor derken, klasik solun brutal söylemleri yerine 'Black lives matter', 'Woke Culture' gibi aslında solun karşıtı olduğu amma büyük şirketlerin işine yarayan haraketlere çevrildi. Siz bunları bir miktar karıştırıyorsunuz. Milliyetçilik yoktur, demek bu anlamda biraz altı boş duruyor.
Düşünce mantıklı olmakla beraber,örneğinde hatalı bir yaklaşım var.Çin komünist falan değildir,komünizm devletsiz sınıfsız toplumdur hatta çinin sol bir eksende olup olmadığı da muğlaktır Mao dönemi çin ve şu anki çok farklıdır.Direkt işin içine devletin girdiği her örnekte son milliyetçiliğe çıkmıştır milliyetçilik yerine bürokratik bağlığın sağlanması başta istenmiş olsa da.Sscb bu yolda kurulmuştur ama devletçiliğin yanında stalin döneminde Rus milliyetçiliğine de kaymıştır devletin doğasında vardır bu.Onun için var olan örneklerdense pratikle en az ilgisi olan bir görüş düşünülmeli.Anarşist veya komünist her türlü enternasyonel eğilim statüko tarafından tarihte sönümlendiği için buna en yakın olabilir ama şu da var ki onlar için de toplumculuk,komünarlık kavramları devreye giriyor bu neden milliyetçilik olmasın?Zaten bir çok politik kavram öz itibariyle aynı onları biz ismen farklı kategorize ederiz ama bence milliyetçilik nezdinde zıtlık ancak göçebelik hali olabilir.Bireyin toplumdan kopuşu yahut toplumların kendi kalıplarından koparak,diğer kültür ve dilleri bünyesine alabilme kabiliyeti vs.bunu da dememin nedeni,ekseriyetle milliyetçi düşüncenin genelde bu kanalları kapatmaya çalışması ve pratikte tezatını bulabileceğimiz en yakın şey de klasik nasyonalizm.Özetle “inşa etmeye” karşı parçalara ayrımı savunuş bence ama benim de milliyetçiliğe dair mantıksızlık olarak nitelediğim bir şey var ki,insan nasıl heterojen bir kavram olan toplumdan homojen bir olay olan milleti çıkarıp onu savunabilir ki? Başka milletlerdense seninkinin özel olması bir yabancı ve benden olan ayrımı gerektirir ama gerçek şu ki bu hayatta kimse senden değil.Eğer ortak dil vs den bahsediliyorsa o bile ortak değil.Toplumlar üslup ve lehçe gibi özelliklerle dil konusunda bile çokluk sahibidir.Yabancı dil bilen bir insanım o zaman gidip iletişim kurduğum almanla aynı milletten olduğumu mu varsayayım? Bu nedenle milliyetçilik zaten insanların kafalarında var ettiği tıpkı dinler gibi hayali bir düzlemdir.Toplumculuk vb.nin ‘özel yada daha değer’ gibi bir iddiası olmadığından çelişik değildir ama milliyetçilik zaten kendiyle çelişen bir delüzyondur bana göre…
V. Menderes Hükümeti’nin odaklandığı konu ekonomik sorunlardı. Son dokuz yılda borç oranı rekor seviyedeydi. 1950’de 2.400.000.000 lira olan borç miktarı 1960’ta 19.700.000.000 liraya yükselmişti.
Geçmişe duyulan özlem, ataların bugünkülerden daha “üstün” görülmesi gibi meseleler aslında tüm toplumları kat eden bir özellik. Hatta sosyolojide yasa arayışına giren akımların kullandığı bir şey. Neslin deden de bunun yansıması gibi.
hocamı asiri seviyorum, hiçbir yayınını kaçırmadım 40 dakika su gibi geçti. Yaptığı aforizmalara kahkaha atarak hak veriyorum. ama bi sorun var 😅 hocam alegori olarak bile olsa adem havvadan beri demeniz çok rahatsız ediyor, belki de sağ sol durumu bir alekronizmden ziyade evrimsel surecin ta kendisidir, yani hep vardir
Biz zaten son 35 sene hariç devletçi kapalı bir mantıkla yönetildik hocam sistem sağ da olsa ekonomi hep devlet üstünden döndü. Nasıl sol olsa 25 bin dolar GSMH olurdu. Hangi sol sistemde dünyada ekonomi büyümüş ben bilmiyorum.
-Ne sağcıyız ne solcu demek hiçbir siyasal programımız yok demek. Sağcılık solculuk beyan değildir, ekonomik, sosyal, siyasal politikaların nesnel izdüşümlerine verilen addır.
Hocam ben gençliğimde şöyle duymuştum tarih hocamızdan: Kral Richard İngiliz burjuva sınıfını toplayıp ilk İngiltere Birleşik Krallığını oluşturmaya başladığı dönemlerde toprak sahiplerini burjuva sınıfını (soylular/sermaye sınıfı) meclisinde SAĞINA, şövalyeleri de (Bilek ve kol gücü ile kazananlar) SOL tarafına oturttuğu ve SAĞ ve SOL kavramlarının buradan meydana geldiği şeklindeydi. (iddia etmiyorum, sadece işittiğim bir şeyi aktarıyorum.)
@@provokatifsorular4595 Bugün böyle olduğu yönünde söyleniyor ancak İngiliz meclisinde "Lortlar Kamarası" ve "Avam Kamarası" olması bana daha mantıklı geliyor. Malumun olduğu üzere; Fransız devriminden sonraki mecliste işçi sınıfı temsil edilmiyordu.
Sağın sağcılığı, solun solculuğu sahiplendiği kadar sahiplenmemesi sağ tanımlamasını solcuların yapıp, sağ olarak tanımlananların kendisini sağ yerine milliyetçi veya muhafazakar diye tanımlıyor. Onlara sağ diyenler içeriden değil dışarıdan diyor. Çok basit bir perspektif meselesini kaçırıyor İlker Bey.
1954’te gerçekleşen DP’nin zaferiyle sonuçlanan seçimlerin ardından III. Menderes Hükümeti kuruldu.1955’te enflasyon tehdidine karşı Başbakan yardımcısı ABD’li yetkililerden bu sorunun çözümü için 300.000.000 dolar kredi verilmesini talep etti. Ancak bu talep karşılık görmedi.
Finans tarafından baktığında dış borç,para basma ve ucuz kredilerle hormonlu bir ekonomik büyüme..Sağın yarattığı bu ekonomik büyüme köyden şehire göçen kitlenin kolay yoldan zenginleşmesini sağladı.Temeli sağlam olmayan her 10 yılda bir ekonomik krizlere neden olan devasa cari açıkların ortaya çıkmasına neden olan ekonomik büyüme..
Bir liberal olarak bence solcuların eli ayağı düzgün iyi insan olarak nitelendirilmesinin sebebi sağın seviyesizliği yoksa solcuların nasıl üstten bakan, durumu iyi olduğu için insancıl olduğunu düşündüren bir yapıya sahip olduğunu anlamak zor değil.
Videonun en kötü yanı bitmesi. Hocam sabaha kadar konuşsa dinlerim. Muhteşem öngörüler, fikirler, düşünceler… İyi ki varsınız ❤
Muazzam bir program. Lütfen 600 bölüm falan devam ediniz efendim. Besim hoca şu ana kadar ne okuduysa bize anlatsın, biz dinleriz. Saygılar Flu Tv, saygılar Besim hocam
Teşekkürler.
37:19 ile 37:22 arasında, güzel sohbetlerde içecek kutusunu ya da şişesini zırt pırt yoklayan ve boş bulan kendimi gördüm.
Hocam cok zeki tespitleri cok yerinde helal olsun
Ne kadar güzel bir sohbet 🙏 keşke televizyonlarda her akşam aynı şeyleri anlatan abilerimiz yerine böyle programlar olsa.
Nasıl tak diye buradayız. Saniyede.
deneyim, disiplin..
Sayın Besim Hocam ve
Tüm Flu Tv ekibine başta İlker Hocama çok teşekkür ediyorum.
Saatlerce dinleyebilirim
Thanks!
Besim Dellaloğlu nu sabaha kadar dinlerim iyi ki flu tv de 👏💫
aklımdan geçip bir türlü kelimelerle izah edemediğim şeyleri ne güzel anlatmış hocam.. Tebrikler Flu TV ,gene çok muhteşem bir program olmuş.
Bir de Aydın Bey'in temel argümanını sarsıyor Besim Bey, bir araya gelseler bir programda muhteşem olur. Veri ve sosyolojik yorum bir arada olur.
Besim Usta, Hacivat konumuna düşmeyen nadir yazarlardan.
kötü ya da zor bir şey midir üstad nedir hacivat olmak açar mısın biraz? anlaşılamamak ya da monşer gibi görülmek midir?
@@mfurkancakar evet benzeri.
Dinlemelere doyamadık yine. Çok teşekkürler.
yayini izliyorken video bildirimi gelmesine bayiliyorum.. Tesekkurler Flutv❤
Yine güzel bir sohbet. Ağzınıza sağlık.
Bir tane daha sağ bölümü istiyoruz hocam
Hocam her zaman şahane ve ufuk açıcı ve İlker Bey yine süper soruyor. Ancak özellikle bu videonun çekimi, kurgusu harika uyumlu olmuş.
“Kasapların tartışmasında koyunların taraf tutması, koyunların kaderini değiştirmez.”
Sümer Atasözü
Hangi tablete yazmışlar?
@@susamekmek3101 annunaniki tableti 2. kısım 8. bent.
Besim hocayı dinlemek büyük bir keyif , teşekkürler
Ellerinize sağlık. Bu tür programların devamını bekliyoruz 🙏
Sağ veya sol umurumda değil sadece bu ülkenin geleceğini düşündüğümde içim daralıyor.
Çok net tespitler ❤harikasınız hocam 🙏💯
Çok güzel bir anlatım
Çok iyi bir söyleşi olmuş. Teşekkürler ❤
kıymetli bilgiler için teşekkürler
En sevdiğim serilerden... Yemek serisi de çok güzeldi... Bir de rakı bölümü yaptığınız gibi bira bölümü yapsanız güzel olurdu.
çok iyi bir yayındı..tebrikler
Teşekkürler yeni buluşma için
Besim Hocanın mütevazılığı, damıtılmış bilgisi ve konuyu belirgin bir çerçeve içinde düzgünce anlatabilmesi çok iyi. Ancak sunucular doğal olarak daha az derin oldukları için iyi soru soramıyorlar. Eleştiri değil yanlış anlaşılmasın. Buna da razıyız. 😃
harika program olmuş yine ❤
Besim beyi dinlemeye doyamıyorum.👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏💯🏅🙏🎀💝🌺🎊
Teşekkürler
Sağlıcakla kalın
teşekkürler 🎉❤🎉
Besim Bey’i dinlemek ufkumu açıyor , hiç böyle düşünmemiştim dedirtiyor . Ricam , lütfen bu cutt olayını azaltın, gayet akıcı konuşuyor. Ama son zamanlarda yaptığınız cutt’lar es verilmeden konuşuluyormuş gibi olmaya başladı , dinleyip algılamak zor oluyor
Hilmi Ziya Ülgen, Mümtaz Turhan , Erol Güngör
Cok iyi idi. Tesekkurler.
DÜcane Cündioğluyla program gelse güzel olur
Dücane beyi dinlemeye tahammül edebilen var mı?
Besim hocaaaammm ❤
bu seri bir baska lezzetli.
Müthiş 🎉🎉🎉
Nevzat Hocayı da çok özledik 😅
Kişi başı gelir dağılımından çok daha önemli bir konu var ki o da gelir dağılımı.Sosyolojinin önemli bir göstergesi değil mi? Burası çok bozuldu.Ayrıca dolar geliri aynı kaldı diyorsunuz ama doların da enflasyonunu düşünürsek ortalama gelir dağılımı daha kötü diyebiliriz. Bunlar dikkatimi çekti. Teknik ama önemli düzeltmeler diye düşünüyorum.
Hocam iyiki varsınız 🎉
harika
Yine aydınlandık
Flu Tv nin sahibini sevmem megolaman narsist birine benziyor ama en mantıklı bölüm bu olmuş hoca 🧑🏫 çok çok iyi 👍🏼
Hocamın bu bölümdeki tespitleri mükemmel ❤
Harikaydı
yine wishfulthinkinglerle dolu bir sohbet olmuş, Vahit beye bu iki boomera sabretmede başarılar diliyorum.
inan, aklı başındaki herkes sana sabrediyordur. argüman yok, açıklama yok, eğitimli insanlara suçlama var. hayırdır, seni dinlemek için ne sebep var paşam?
En sevdiğim!
Tam bıktım mesaiden derken🤗
Merhaba ilk göz ağrım FLU tv!😊
Besim Dellaloğlu, gerçekten bu ülkenin ender entelektüelleri arasında
💞💞💞💞💗 daha sık çıkın hocam.
Kahvemi çikolatamı aldım değerli hocamı 50 dakika keyifle dinleyeceğim
Aga 2. Dlda çikolata bitince napıyon
insanlığa karşı suç işleyen düşünce ve eylemler sonlarında "izm" olduğu için kabul edilebilinir olmaları gerekmiyor. O da düşünce bu da düşünce deyip işin için çıkamayız yada her düşünceye saygı duymalıyız diye bir davranış içinde olmamız gerekmez. Düşünce ve davranışların insanlığın yada üretim ilişkilerinin (emek-sermaye) neresinde olduğu önemli. 🙋♂
39:30 İdeal yönetim: yerelde 2 dönem sağ 1 dönem sol, merkezi hükümette 2 dönem sol 1 dönem sağ partilerin iktidara geldiği, her seferinde de birer merkez karşıtının hükümet ortağı olduğu yapı.
@@Zafersernikli çok haklısın. Bu akılla seni başımıza koyalım. Herkesi memnun eden bir çözüm bulacağına eminim 🥰
@@ilyasguldal8659 1 dönemde devrederim
Seküler milliyetçilik hep vardı ulusalcılık 2002 seçim sonuçları na bak genç parti veya İyi parti
Bunu bu şekilde formülize ettiğin anda, murat ettiği etkiyi alamayacaksın. İdeal yönetim her daim tarafların toplum çıkarını gözeterek rekabet etmesi üzerine dayalıdır. Sol yahut sağ olması dert değil; pozitif sonuç doğuran rekabet önemli. Bir taraf iki dönem başta olacağının garanti olduğunu bildiği an, toplum çıkarına çalışmak için sebep kalmaz.
3 kere dinledim
Chatgpt ye saygim COOOOOOK artti. Bravo!
Besim hocanın bilgileri çok iyi; ama insan Ehonomi programını özlüyor bunu dinlerken be 😅. Ciddi konular daha az ciddi anlatılabiliyor
Videoda jump cut biraz fazla abartılmış. Dinlediğimiz kişiyi fazla robotlastirdigini düşünüyorum. Videonun bazı kısımlarında anlatılan konunun bütünlüğü de söz konusu nedenle olumsuz etkilenmiş gibi geldi bana.
15:30 Erol Güngör ve Nurettin Topçu’yu da saymalı.
Ekonomik gelişmişlik kriteri olarak pastanın büyüklüğünden daha çok o pastadan hangi kesimin en çok payı aldığı önemlidir. Bu da en iyi alt ve orta sınıfların satınalma güçlerine bakılarak anlaşılabilir. Türkiye'de gelir dağılımındaki eşitsizliğin bu ölçüte göre düz kişi başı GSYH karşılaştırmalarından çok daha kötü durumda olduğu görülecektir. Ayrıca alt-orta sınıfların tasarruf miktarları; açlık ve yoksulluk sınırlarına göre gelirleri; zaruri harcamalar dışında eğitim, eğlenme ve kültürel faaliyetlere ayrılan zaman ve bütçe gibi kriterlerde Türkiye'nin OECD ülkeleri içinde dibe demirlediği çok net olarak görülebilir.
besim hoca ismet özel hakkında ne düşünürdü acaba. Fantastik görüşleri de olsa Türkiye sağı ve modernleşme çabası hakkında ilginç şeyler söylemiş biri.
Taraflı
nasıl yeterince demokrat değilmişiz. demokrasi dediğimiz yönetim tam da böyle. hatta biz ileri demokrasideyiz.
ben bu hocaya doyamiyorum :)
ittapar olacak, itetapar değil. İtperest de kullanılıyor.
Müzik ve Sol tarihi videolarını bekliyoruz
socrates'in geri dönüyoruz podcastinde bu iki konunun birleştiği 2 bölüm var, ilginizi çeker diye düşünüyorum
Sağcılar batıda akademiye kabul edilir. Hatta birçok ünlü doğa bilimci ve tarihçi dindar, sağ siyaset içinde kişilerdir. Ancak sesi çok çıkan bazı sağcılar, bilimsel metodolojiye karşıdır. Yayınlarının hakemli dergilerde yayınlanması veya kongrelerde bildiri olarak sunulması teknik olarak mümkün değildir. Saha araştırması yapmadan, deney yapmadan, arşiv referansı göstermeden, köşe yazısından hallice metinler yazarlar.
"Sağ rodeoculukta iyi" çok güzel cümle bence😅
Ben askerde bi Aşçı uzm onbaşı vardı. Adam üniversite mezunu olduğumu duydu. 10 sn konuşmalarımı dinledi Sen solcusun dime dedi. 😅😀
Hocam başka bir konu da yanıtlarsanız sevinirim. Ben sosyolojik olarak MİLLİYETÇİLİK diye bir kavramın olamayacağını iddia ediyorum. Çünkü Milliyetçiliğin karşısına bire bir zıddı olarak örtüşen herhangi bir evrensel sosyolojik bir kavram bulamıyorum, koyduğum tüm kavramlar lokal kalıyor. Oysa ki tam karşıtı olan, sınırları net çizilmiş bir ideoloji olması gerekir diye düşünüyorum. Bizim milliyetçiler solcuları/komünistleri koyuyorlar ama ben de onlara gidip Çin'den bir karış toprak almaya çalışın bakın milliyetçilik nasıl olur göstersinler diyorum. Bizleri aydınlatırsanız sevinirim.
Globalizm olabilir mi?
Güzel soru aslında, umarım cevabını öğreniriz.
tanım, bir şeyin ne olmadığı değil,ne olduğu üzerine göre yapılır. İlk hatanız orada. Bir şeyin karşısına zıddını koyamıyoruz diyerek bir kavram yoktur, söyleneme. İkinci olarak, milliyetçilik tarihte ekstrimist hareketler şeklinde yeterince iz koymuş bir ideolojidir. 2. Dünya Savaşını Irkçı Japonya, Nazist Almanya ve Faşist İtalya başlattı. Bu noktada tarihsel bir olgu var karşımızda. Üçüncü olarak, solculuğun ilk düşman olarak bellediği, burjuva ve özellikle de milli burjuvadır. Komünist manifestoda "Bütün dünya işçileri birleşin" yazar. Şiar budur. Sınır ötesi, millet, etnik tanımadan, bütün bir sınıfa seslenir. Alman işçisine ya da Fransız işçisine değil. O noktada klasik sol, enternasyonal olarak doğrudan milliyetçiliğin karşısında kendini konumlanmıştı zaten. Enternasyonal olarak adlanan sol fraksiyonların kurultayı vardı. Stalinist ve ya Maocu solculuk devletçidir. Devletçilik, milliyetçilikte de rastlanan bir özelliktir, ancak bu paydadan dolayı milliyetçilik ile Lenin sonrası solu karıştırmamak gerekir. Özellikle bu dönemin siyaseti evrensel komünist devrimin güçlü bir devletle gerçekleşebileceğine inanır. Milliyetçiliğin büyük bir kısmı belirli etnisitenin dağılımı ile sınırlanır. Örneğin Turancılık Orta Asya, Azerbaycan ve Türkiye devletlerinin ve bu coğrafya etrafında yaşayan Türklerin bir devlet altında yaşamasını idealize eder. Küresel bir amacı yoktur. Sınırlar bellidir. Komünist-sosyalist devletler devrimi ihraç etmeye çalışır. 4. olarak ise kültürel marksizm metodolojik olarak farklı bir yol çizdi. Etnik ve diğer azınlıkların sesi olmaya çalışarak, küresel işçi sınıfı yerine; ezilenlerin yanındayım, mantığına büründü. Bu bir narrativdir. Türkiye'de, Kürt eziliyor. O zaman Kürtlerin yanındayız. İran'da Türk eziliyor o zaman Türk'ün yanındayız. Eşcinseller eziliyor, obezler eziliyor, veganlar eziliyor derken, klasik solun brutal söylemleri yerine 'Black lives matter', 'Woke Culture' gibi aslında solun karşıtı olduğu amma büyük şirketlerin işine yarayan haraketlere çevrildi. Siz bunları bir miktar karıştırıyorsunuz. Milliyetçilik yoktur, demek bu anlamda biraz altı boş duruyor.
Düşünce mantıklı olmakla beraber,örneğinde hatalı bir yaklaşım var.Çin komünist falan değildir,komünizm devletsiz sınıfsız toplumdur hatta çinin sol bir eksende olup olmadığı da muğlaktır Mao dönemi çin ve şu anki çok farklıdır.Direkt işin içine devletin girdiği her örnekte son milliyetçiliğe çıkmıştır milliyetçilik yerine bürokratik bağlığın sağlanması başta istenmiş olsa da.Sscb bu yolda kurulmuştur ama devletçiliğin yanında stalin döneminde Rus milliyetçiliğine de kaymıştır devletin doğasında vardır bu.Onun için var olan örneklerdense pratikle en az ilgisi olan bir görüş düşünülmeli.Anarşist veya komünist her türlü enternasyonel eğilim statüko tarafından tarihte sönümlendiği için buna en yakın olabilir ama şu da var ki onlar için de toplumculuk,komünarlık kavramları devreye giriyor bu neden milliyetçilik olmasın?Zaten bir çok politik kavram öz itibariyle aynı onları biz ismen farklı kategorize ederiz ama bence milliyetçilik nezdinde zıtlık ancak göçebelik hali olabilir.Bireyin toplumdan kopuşu yahut toplumların kendi kalıplarından koparak,diğer kültür ve dilleri bünyesine alabilme kabiliyeti vs.bunu da dememin nedeni,ekseriyetle milliyetçi düşüncenin genelde bu kanalları kapatmaya çalışması ve pratikte tezatını bulabileceğimiz en yakın şey de klasik nasyonalizm.Özetle “inşa etmeye” karşı parçalara ayrımı savunuş bence ama benim de milliyetçiliğe dair mantıksızlık olarak nitelediğim bir şey var ki,insan nasıl heterojen bir kavram olan toplumdan homojen bir olay olan milleti çıkarıp onu savunabilir ki? Başka milletlerdense seninkinin özel olması bir yabancı ve benden olan ayrımı gerektirir ama gerçek şu ki bu hayatta kimse senden değil.Eğer ortak dil vs den bahsediliyorsa o bile ortak değil.Toplumlar üslup ve lehçe gibi özelliklerle dil konusunda bile çokluk sahibidir.Yabancı dil bilen bir insanım o zaman gidip iletişim kurduğum almanla aynı milletten olduğumu mu varsayayım? Bu nedenle milliyetçilik zaten insanların kafalarında var ettiği tıpkı dinler gibi hayali bir düzlemdir.Toplumculuk vb.nin ‘özel yada daha değer’ gibi bir iddiası olmadığından çelişik değildir ama milliyetçilik zaten kendiyle çelişen bir delüzyondur bana göre…
V. Menderes Hükümeti’nin odaklandığı konu ekonomik sorunlardı. Son dokuz yılda borç oranı rekor seviyedeydi. 1950’de 2.400.000.000 lira olan borç miktarı 1960’ta 19.700.000.000 liraya yükselmişti.
Erken emekli oldun, Hocam. Akademi çok büyük bir kıymetini kaybetti.
Geçmişe duyulan özlem, ataların bugünkülerden daha “üstün” görülmesi gibi meseleler aslında tüm toplumları kat eden bir özellik. Hatta sosyolojide yasa arayışına giren akımların kullandığı bir şey. Neslin deden de bunun yansıması gibi.
👍🏻👏👍🏻👏👍🏻👏en hakiki yorum😊😊
hocamı asiri seviyorum, hiçbir yayınını kaçırmadım 40 dakika su gibi geçti. Yaptığı aforizmalara kahkaha atarak hak veriyorum. ama bi sorun var 😅 hocam alegori olarak bile olsa adem havvadan beri demeniz çok rahatsız ediyor, belki de sağ sol durumu bir alekronizmden ziyade evrimsel surecin ta kendisidir, yani hep vardir
Bu seri bitmesin
Demokrasi, özgürlük, azınlıklar gibi terimler üzerinden devam edebilir program, teşekkürler ❤
Biz zaten son 35 sene hariç devletçi kapalı bir mantıkla yönetildik hocam sistem sağ da olsa ekonomi hep devlet üstünden döndü. Nasıl sol olsa 25 bin dolar GSMH olurdu. Hangi sol sistemde dünyada ekonomi büyümüş ben bilmiyorum.
Kalite gelmis
Evet Özal öncesi sosyalist bir ülke gibiydi doğu bloku gibi yabancı ürün yoktu gurbetçiler de olmasa yabancı bir şey bulmak zordu
ilker hocanın yanıdaki dış ses sanki programın zekasını düşürmek için orda.
• Hüseyin Nihal ATSIZ - Sağcı Kimdir? • makalesini meraklıları için öneririm.
❤❤❤❤
-Ne sağcıyız ne solcu demek hiçbir siyasal programımız yok demek.
Sağcılık solculuk beyan değildir, ekonomik, sosyal, siyasal politikaların nesnel izdüşümlerine verilen addır.
az gittik, uz gittik,
bir arpa boyu yol
ilker abiye mhpli bıyığı yapıp kapak resmi yapsaydınız ya
Hocam ben gençliğimde şöyle duymuştum tarih hocamızdan: Kral Richard İngiliz burjuva sınıfını toplayıp ilk İngiltere Birleşik Krallığını oluşturmaya başladığı dönemlerde toprak sahiplerini burjuva sınıfını (soylular/sermaye sınıfı) meclisinde SAĞINA, şövalyeleri de (Bilek ve kol gücü ile kazananlar) SOL tarafına oturttuğu ve SAĞ ve SOL kavramlarının buradan meydana geldiği şeklindeydi. (iddia etmiyorum, sadece işittiğim bir şeyi aktarıyorum.)
Fransız meclisi..
@@provokatifsorular4595 Bugün böyle olduğu yönünde söyleniyor ancak İngiliz meclisinde "Lortlar Kamarası" ve "Avam Kamarası" olması bana daha mantıklı geliyor. Malumun olduğu üzere; Fransız devriminden sonraki mecliste işçi sınıfı temsil edilmiyordu.
@@ehl-ikeyif7480 Bana mantıklı geliyor ne ya:))
@@provokatifsorular4595 üşengeçlik
@@provokatifsorular4595fransayla alakası yok sağ ve solun araştırmanı öneririm
31:14 hiçbir çizgi Türkiye'de demokrat değil... Ülkenin özeti ❤
Sağın sağcılığı, solun solculuğu sahiplendiği kadar sahiplenmemesi sağ tanımlamasını solcuların yapıp, sağ olarak tanımlananların kendisini sağ yerine milliyetçi veya muhafazakar diye tanımlıyor. Onlara sağ diyenler içeriden değil dışarıdan diyor. Çok basit bir perspektif meselesini kaçırıyor İlker Bey.
"Türkiye Kamuoyu"nu silkiyim size bir şey olmasın Sn Dellaloğlu!🎉
Ayrıca klişe ne kadar fazlaysa o denli tarafsızlıktan uzak olma ihtimali artar
17:18 topluma uzaksınız, siz de ikiye bölmeye heveslisiniz
1954’te gerçekleşen DP’nin zaferiyle sonuçlanan seçimlerin ardından III. Menderes Hükümeti kuruldu.1955’te enflasyon tehdidine karşı Başbakan yardımcısı ABD’li yetkililerden bu sorunun çözümü için 300.000.000 dolar kredi verilmesini talep etti. Ancak bu talep karşılık görmedi.
Finans tarafından baktığında dış borç,para basma ve ucuz kredilerle hormonlu bir ekonomik büyüme..Sağın yarattığı bu ekonomik büyüme köyden şehire göçen kitlenin kolay yoldan zenginleşmesini sağladı.Temeli sağlam olmayan her 10 yılda bir ekonomik krizlere neden olan devasa cari açıkların ortaya çıkmasına neden olan ekonomik büyüme..
izleyelim bakalım
Bir liberal olarak bence solcuların eli ayağı düzgün iyi insan olarak nitelendirilmesinin sebebi sağın seviyesizliği yoksa solcuların nasıl üstten bakan, durumu iyi olduğu için insancıl olduğunu düşündüren bir yapıya sahip olduğunu anlamak zor değil.
giriş sağ gelişme sol sonuç sağ