Serdar bey siz böyle ilgi çekici konuları engin bilgilerinizle bize sunuyorsunuz, arkanızda yer alan kitapları da okuduğunu kabul ederek bu yorumları bilgileri biz yerimizde otururken, hiçbir gayret göstermeden dinlemek izlemek ne bilim beni kötü ediyor nankör gibi hissettim, sizin için bişey yapma isteği uyandıyor insanda sizi izlerken
ay ne keyifli bir adam ne anlatım ustası, halit Kıvanç ve Orhan Boranla ölümüne kapışır bu genç, yine bayılarak dinledim hemde dünya kadar tercüme birikmişti önümde hepsini kenara koyarak, yalnız sabırsız oluşumuzun kendi adıma bir sebebini izah etmek isterim, 69 doğumluyum dolayısıyla internetle 30 yaşından sonra tanıştım, ufkum açıldı hayatı daha iyi algılamaya başladım, daha çok okuyacak kitap olduğunu, çok gezilecek yerler olduğunu, ve alınacak güzel ürünler olduğunu farkettim ve zaman da hızla ilerliyordu ve her şeyden nasibimi almak istiyordum telaşem vardı, çok görmeyin yıllarca yavaş hareket et, yavaş düşün, yavaş okunuş zekan gerilesin ama artık çok hızlıyım ve de sabırsızım ve de şikayetim yoktur çünkü onu da planlayabilecek kadar dinginleştim, Serdar bey size her vesile ile müteşekkirim
"Şark oturup beklemenin yeridir.Biraz sabırla herşey ayağınıza gelir." Ahmet Hamdi Tanpınar ne güzel ifade etmiş.Kesinlikle haklısınız sabır bir erdem o yüzden sadreden derviş.Derviş olmanın merhalesidir, belirttiğiniz gibi pişmek gerekir kâmil insan olmak için.Ama ne yazık ki günümüzde kimsenin kâmil insan olmak gibi bir düşüncesi yok.Bencil söylemler uçuşuyor heryerde ,bencil ol diyor birileri ve bunun bayraktarlığını yapıyor birileri. Ve Sizin bu yaptığınız o kadar anlamlı ki işte bu yüzden. İnsan olmayı unuturken iyiden iyiye , çok zarif bir şekilde "lütfen mekanikleşme ey insan" diyen bu harika sohbet çok iyi geldi. 🌷Teşekkürler Güzel İnsan Serdar Kuzuloğlu
Öncelikle bu güzel seri için çok teşekkür ederim. Ben İngiltere’de yaşıyorum ve halen buradaki en önemli iletişim biçimlerinden birisi mektup ve özellikle de posta kartı ve doğum günü, bayram tebriği kartları halen çok değerli bir sevgi gösterme aracı. Buradaki kitapçıların halen en önemli alanlarından biri hediye kartlarının olduğu kısım. Hatta sadece kart satan dükkanlar var. Sevgiler
Benim gibi üniversite öğrencilerinin çoğunda, mezun olur olmaz iş bulma, yüksek maaşlı iş bulma hatta direkt zengin(somut olmayan) olma isteği ve sabırsızlığı giderek artmakta ve bunları yapamayanları, "başarısız" olarak nitelendirmektedirler. Fakat, şuna inanıyorum ki her şeyin bir zamanı olduğu gibi herkesin de bir zamanı vardır. Kendimizi hiç kimsenin zamanıyla kıyaslamamalıyız. En güzel örneklerinden bir tanesi; Aktör Michael Caine'in rol aldığı en iyi filmleri 70 yaşından sonraki filmleridir.
Hahahahhhhahahh , yok artık , sadece geçen hafta ailesi ile görüştüğü için videonun 1 gün gecikmeli olacağını söyledi , öyle bi şey değil Yani hahahhahahahahah
@@nihan9775 Bakışı güzel olduktan sonra insanın, hayran olacağı sayısız güzellikler mevcut. Hakikaten kaliteli insanları buluşturuyor sanırım Serdar bey bu yayınlarıyla aynı zamanda, görüyorum ve hoşuma gidiyor ki, insanlar iki güzel cümle kurmayı şurada birbirine çok görmüyor ve hürmet ikram edebiliyormuş. Ne güzel..
Dün 91 yılında çekilen M.Ali Birand'ın Demirkırat belgeselini izlerken o günleri yaşayan kişilerle yapılan ropörtajlarda oynatma hızını 1.25 yapmıştım çünkü hepsi yaşlıydı ve çok yavaş konuşuyorlardı, aklıma bu geldi. Yine çok keyifli ve düşündürücü bir video olmuş, "sabırsızlıkla" yeni bölümü bekleyeceğim.
Uzatin uzatabildiginiz kadar Serdar hocam, nefesinize kuvvet :) Siz konustukca biz bilgileniyoruz, gelisiyoruz. Emekleriniz icin ne kadar tesekkur etsek azdir.
Serdar Bey, UA-cam'a sizin kadar kaliteli video atan yoktur herhalde. Çok büyük bir özen olduğu belli, çok büyük bir bilgi birikiminiz var ve/veya iyi bir araştırmayla hazırlıyorsunuz videoları. Baştan sona emek, kalite, bilgi ve fikir yağmuru ...
Amirim,her bölümü not alarak durdurarak seyredip kitapları da not alarak okumaya çalışıyorum. Her bölümü en az 10 arkadaşıma da gönderdim,tarihe iz bıraktın,emeğine sağlık...Sağol,varol...
En sevdiğim de sanki bizimle bire bir sohbet ediyormuş gibi konuşmanız. Adeta canlı yayın ciddiyetinde. Bu çok kıymetli paylaşımları sanki aynı odadaymış gibi bize büyük bir özveriyle aktarmanız takdire şayan. Teşekkür ederiz Serdar Bey. Ağzınıza, emeğinize sağlık. Allah razı olsun.
4 роки тому+1
Amirim evden çalışıyorum ve pandemi döneminde yayınları dinleye dinleye seninle baya arkadaş olduk. Bu yayın haftanın en yoğun günün sabahına denk geldi. Dinlemek için sabırsızlanırken iş saatinde buna zaman ayırıp ayırmama konusunda kendimle çelişiyorum. Konunun sabır olması da oldukça tezat oldu. Bir günlük sabır bizi fazlasıyla yordu. Sevgiler.
2x ile izledim suçlu hissediyorum... Böyle bir şeyi reklamsız, karşılık beklemeden yapmak gerçekten farklı bir seviye, kendi adıma yaptığınız araştırmalar ve paylaşımlarınız için çok teşekkür ederim.
Serdar Amirim UA-cam'un test aşamasındaki "video chapters" özelliğini Zihnimin Kıvrımları'na adapte etmenizle seri çok daha şık ve keyifli olmuş. Bilginize:)
Eleştirmek için, sizden daha çok kendime yatırım yapmam gerektiğini düşünüyorum...Tespitler ve çözümlemeler o kadar samimi ve gerçekçi ki aynı jenerasyondan olmanın verdiği avantajla anlatılan konuları canlandırarak dinlemenin verdiği keyif tarifsiz...
Serdar hocam oksijene ihtiyacı olan bir insan için nefes gibisiniz. Şuan ders çalışmam gereken bi zamandayım fakat odaklanamadım dedim ki bana gelse gelse mserdark iyi gelir. İyi ki iyi ki iyi ki varsınız...Dilerim daha çok kişiye nefes olursunuz.
80'lerin sonu 90'ların başında çocukluğunu geçirmiş olanlar bilir. Özel kanalların yayın hayatına henüz başlamadığı dönem. Trt 1'de sabah kuşağında her sabah çizgi film yayınlanırdı. Çizgi film seçme şansınız olmadığı gibi kaçırmanız durumunda bir daha ertesi günü beklemek zorundaydınız. Sabah o uykulu gözlerle televizyonun başına kurulup izlenen o çizgi filmlerin tadı unutulmaz. Aynı şekilde Kral Tv'de sevdiğiniz şarkının çıkmasını beklerken yaşadığınız o heyecan tarif edilemez. Şimdi öyle mi her şey bir tık yakınınızda. Ama heyecan yok. Tv'lerde en az 8-10 tane yalnızca çizgi film kanalı var. UA-cam'u saymıyorum bile. 4 yaşında yeğenim var ve çizgi film beğenmiyor. Y kuşağı bir birey olmaktan inanılmaz mutluluk duyuyorum.
Her hafta "sabırsızlıkla" ve heyecanla bir sonraki "Zihnimin Kıvrımları" içeriğini bekliyorum. Bu salgın süresinde km'lerce ötede, İngiltere'de yalnız geçen son aylarımda benim en yakın arkadaşım, Zihnimin Kıvrımları serisi. Arkasındaki emeği görmemek mümkün mü! Kıymetli vaktiniz ve çok değerli paylaşımlarınız için sonsuz teşekkürler Serdar Bey.
1 saat 20 dakika boyunca büyük bir sabır ve şaşkınlıkla izledim hocam. Ne kadar gereksiz şeylere sabırsız olduğumu sayenizde farkettim. Harika bir sohbetti. Çok teşekkürler.
Serdar Bey, yaşamımızdaki belirsizlikleri azaltarak sabretme gücümüzü artırabiliriz derken ne demek istediğini anlayabiliyorum fakat hayatımızdaki tüm belirsizlikleri belirli hale getirme çabası kişileri anksiyöz bireyler haline getiriyor. Kabul etmek gerekir ki tesadüfiliklerle dolu bu yaşam döngüsünü kontrol altına almak beyhude bir çaba. Klinikte sıkça şu bilişsel hatayla karşılaşıyoruz; "tüm belirsizlikleri yok etmeliyim." Ve bu durum insanların sabrını arttırmak bir yana, tam tersine büyük bir telaşla beraber bir sonraki belirsizlikleri yok etmeye sevk ediyor ve nihayetinde anksiyete bozuklukları vuku buluyor. İşlevsel bir sabır için belirslzlikleri yok etmekten ziyade, hayatın bu belirsizliklerle harmanlanmış olduğunu kabul etmeli, yani belirsizliğe olan tahammülümüzü arttırmalıyız.
Çok haklısınız. Sanıyorum bu "belirsizliğe açık olma" temasına bir başka bölümde ben de yer vermiştim. Dengeyi tutturma meselesi her şey biraz şüphesiz.
Söyleşinin yazılı dökümü: Sabırsız olduğumuz için öfkeli, öfkeli olduğumuz için sabırsızız. Sabırsızlığımızın ve telaşımızın en büyük nedeni, teknoloji aletleri. Modern çağın teknolojileri bize sürati verdi, artık her şeye saniyeler içinde ulaşabiliyoruz. Bütün beklentilerimizi o şekilde düzenledi. Sabır eşiklerimizi teknoloji tanımlıyor. Bu durum, kuşaklar arasında kendini gösteriyor zaten. Bugün, internetin olmadığı bir düyayı hayal etmek çok zor. Sabır eşiğimizi belirleyen en büyük etkenlerden biri internet teknolojileri. Hedeflerimiz de, bu zaman dilimleri gibi kısaldı. Teknolojinin sürati, hedeflerimizin menzilini kısalttı. Kısa yazılar, kısa videolar, üç günde sağlık, 1 ayda dil öğrenme gibi alışan zihinlerin hedefi de kısaldı. Bu ise sabırsızlık getirdi. Bu da ilişkilerimize yansıyor. Hayat hedeflerimiz ile ilişkilerimiz arasında bir bağlantı var. Türkiye, hayatla en geç tanışan gençlerin ülkesi. Gençlerimiz genelde, üniversite bitinceye kadar hatta askerliği de bitirinceye kadar yaşam düzeni ile hiçbir ilişki içine girmeden yaşıyorlar. Liseden sonra hemen üniversite, sonra hemen askerlik ve sonra hemen iş, hemen yükselmek ve hemen evlilik….. Hayatı tanımadan neredeyse emekli oluyorsun. Mecburi (geçici) sabırsızlık, kalıcı karakterimize dönüşebilir. Taksicilerden, dolmuşlardan uzakta durmakta fayda var, atari salonundaki yarışçılar gibi hareket ederler. İşinin gereği bazen içine düştüğümüz telaş, bir noktadan sonra karakterimize dönüşüyor. En tehlikelisi de bu aslında. İş ve özel yaşam birbirinin içine o kadar girmiş durumda ki teknoloji yüzünden. Artık her yer çalışılabilir ortam, her yer eğlenebilir ortam. Zaman ve mekan yok oldu. Telaş, iş ve sorumluluklarımızla bitmek zorunda, bitmediği zaman mutsuz oluyoruz. Beklemeyi neredeyse unuttuk artık. Bekleme eşiğimiz çok düştü. Sabır eşiğimizi belirleyen şeyler nedir? Sabır, nerdeyse unutmaya yüz tuttuğumuz bir erdem. Sabır, bir erdemdir. Neden sabırsısız ? Çünkü sabır, bizden zamanımızı talep ediyor. Zaman vardır, kullanırsınız, kullanmadığınız zaman akar gider, ne saklayabilirsiniz ne de erteleyebilir. Ne kadar zamanımız olduğunu da bilmiyoruz, her an ölebiliriz. Bu nedenle hayatımızı daha iyi ve anlamlarla dodurmak zorundayız . Bu nedenle tek sahip olduğumuz en değerli kavram zaman. Bu sınırlılık hali, biz de telaşı getiriyor. Hayatımız, sebebini bilmediğimiz pişmanlıklarla dolu. Sabırsızlık, pek şeyin gözden kaçmasına neden oluyor. Sabır ile bekleme farklı kavramlardır. Sabır, aslen emeğin dopingidir. Beklemekle bir şey olmaz. Sabır, bir süreci yaşarken, yaptıklarımızla ilgilidir. Sabır, sabır ve tahammül gerektiren olaylar karşısındaki tavrımız belirliyor. Erdem seviyemizi bu belirliyor. Emek ile desteklenmeyen sabır, potansiyeli israf eder. Sabır tek başına hiçbir şeyin garantisi değildir. Hayat, bir emek ürünüdür. Emeği sabır ile desteklersek hedeflere ulaşılabilir. Sabırsızlığın üst bir limiti yok, eşik azaldıkça, sabırsızlık eşiğin daha da düşmesine neden olur. Biz sabırsız olduğumuz için hiçbir şey değişmeyecek ve hiçbir şey daha hızlı gerçekleşmeyecek. Hayatta her şeyin olması için muhtaç duyduğu bir zaman var, o zamanı tanımazsanız, o şey istenilen kıvamında ya da olması gerektiği gibi olmaz. Hatta elimizdekinden bile mahrum olabiliriz. Teknoloji, bizim ihtiyaçlarımıza göre mi şekilleniyor yoksa biz yaşamımızı teknolojinin gelişimine göre mi şekillendiriyoruz. Teknoloji, zaman ve mekan algımızı sabır eşiğimizi belirleyen en önemli kavramlardan biri. Neuralink: Beyin ile dijital veri arasında bir adaptör. Beyine doğrudan bilgi yükleme yada beyinden doğrudan bilgi alabilme. Örneğin, İngilizce öğrenmen için ne 2-3 ay yoğun çalışmaya ne de pratiğe gerek var, hemen beyine yükleniyor. Teknoloji artık, bilgiyi edinme emeğinden bile bizi uzaklaştırıyor. Merhamet, adil olmak, sevgi, saygı yüklenebilir mi? Bunlar, emekle oluşturulmuş bir zaman süreci sonucunda oluşan duygular…. Çağrı merkezlerindeki sabır eşiği yaklaşık 2 dakika seviyesinde. Video hizmetlerinde sabır eşiğimiz 2 saniye, 10 saniye beklenirse, yarısına yakını kapatıyor videoyu. Zamanı yönetmek, hükmetmek istiyoruz, zamana uyum sağlamak diye bir şey yok. Zamana hükmetme arzusundaki doz aşımı, doğayla ahengimizi bozdu. Geceyi gündüze, kışı yaza çevirdik. Zaman içine sığdırmak istediğimiz işler arttı ve sabır duygumuz zedelendi. Ama yönetemediğimiz büyük bir sistem var etrafımızda, ne kadar sabırsız olsak olalım bu sistemi lehimizde değiştiremiyoruz. Kuyrukta beklerken, sabırsızlığımız, kuyruğun daha az zamanda bitmesine neden olmaz. Her kuşak, bir önceki kuşağa göre biraz daha hızlı konuşuyor ya da kısa yollu konuşmayı seçiyorlar. Üretim, endüstri , hizmet sektörü de öyle. Endüstrinin, sanayinin bu hız arzusu sonucu, hormonlu, ilaçlı gıdalar tüketiyoruz. Tadı, faydası da kaybolmuş oluyor bu ürünlerin zamanından önce yetiştirilmeleri ile ve elbette sağlığa olumsuz etkileri… Hayat da böyle, sabırsızlıkla peşinden koştuğumuz hedefler, vaktinden önce elimize geçerse, o tadı vermiyor bize. İnsan doğasının ritmi, aslında doğanın da ritmi. O nedenle, dinginlik, sakinlik, sadelik bize cazibeli geliyor. Bizim telaşımız, kendi doğamızdan kaynaklanan bir şey değil, yapay, doğal olmayan bir ortamın, sistemin doğamızı etkilemesi söz konusu. Sabır bize özeni getirir. Özen ise başarının temel harcıdır. Sabırlı ve özensiz bir insan yoktur. Sabır ile özen yan yana yürür. Sabırsızlığımızla baş etmeye çalışıyoruz ama hatırlatılmasından hoşlanmıyoruz, yüzleşmek istemiyoruz bunu normalleştirmek için bahaneler buluyoruz. Sabırsızlıktaki en büyük sorun, belirsizlik. Sabırsızlığın en büyük gerekçelerinden biri, belirsizlik. Bilgi sahibi olduğumuz ve kontrol edebildiğimiz ortamlarda sabrımız artıyor. Süreçlere yönelik bilgimiz bizi daha sabırlı yapıyor. Sabır, sonradan öğrenilen bir şey. Sabrı geliştirmenin en garantili yolu, belirsizlikleri azaltmaya çalışmak. Sabrı öğrenmek için sabrın ne kadar süreceğini belirten rehbere ihtiyacımız var. Bu durumda sabırsızlık, bir mesele olmaktan çıkar. Sabrı zorlayan bir sistemde, bizler de bizzat, başkalarının sabrını zorlayan varlıklara dönüşüyoruz. Kendimizin de sorunun bir parçası olduğumuzu unutmamak gerekir.
Abi eline, ağzına, sürekli hareket eden sol kaşına ve tabi ki emeğine sağlık :) . Sabırlı insana bile sabrımızın olmadığı bu çağda farklı bir perspektiften bakmamızı sağladığın için teşekkürler.
Dinledikçe düşündüm düşündükçe farklı düşünmeyi öğrendim farklı düşünmek hayata bakış açımı değiştirdi. Kısacası düşünmek hayatımı değiştirmeye başladı. Düşünmeye zorlandığın için ne kadar teşekkür etsem az kalır Serdar abi minnettarım.
Serdar Bey merhaba, bu videonuzu geri sara sara 2 kere izledim. Çoğu zaman toplumsal tespitler, olayların üzerinden belirli zaman geçtikten sonra geriye dönüp bakılarak yapılır. Ancak zihnen yaşadığı toplumun önünde olan insanlar, içinde yaşadığı toplumu içinde yaşadığı zaman içinde okuyabilir ve bunu berrak bir dille izah edebilir. Siz o insanlardansınız. Sizi dinlerken kafamın içinde konuştuğum bölük pörçük tespitlerin, bu meselelere benden daha kompleks bir beyin tarafından düşünülerek akıcı bir kompozisyon haline getirilerek bana okunduğunu hissettim. Bu video bu mecrada izlediğim en iyi videolar arasında kesinlikle ilk 3’e girer. Emeğinize, fikrinize, dilinize sağlık. Sizi saygı ve hayranlıkla takip eden bir takipçiniz olarak kitap okumak ve Türkiye konu başlığında da görüşlerinizi paylaştığınız bir ZK videosu daha beklediğimi de belirtmek isterim. Çok sevgiler.
Çok teşekkür ederiz hocam büyük bir sabırla devamını bekliyoruz aradan çok uzun yıllar da geçse dönüp bakılacak türden paylaşımlar yapıyorsunuz eksik olmayın...
Yarıyıl tatilime eşlik ettiniz.Yarın okullar açılıyor. Sosyal medyada ögr.yönelik tahammulsuzlugun oldugu zamanlarda ben sizin birçok videonuzu geri ala ala izledim. Iyi ki varsiniz ve reklamsız old.icin de ayrica teşekkürler.
Abi yine güzel bir çalışma olmuş.Verdiğin emek için minnettarım. Bence 'sabır' konusunda değinilmesi ve üstüde durulması gereken bir başka alt başlık beklentiler. Çünkü bu çağın temposunda, beklentiler çerçevesinde hareket etmek sabırsızlığı körüklüyor. Bir yerde çalışıyorsunuzdur, patronunuz kısıtlı bir zamanda büyük bir işi başarmanızı ister; evlisinizdir, eşiniz sizden çok iyi bir eş olmanızı bekler, bir ilişkiniz vardır, partneriniz en iyisi olmanızı ister; öğrencisinizdir, çok başarılı olmanız istenir; kendi dilinize zor hakim oluyorsunuzdur, sizden iki üç yabancı dil öğrenmeniz istenir vs. Bunlar da haliyle dalga dalga hayatınıza sirayet eder. En ufak bir pürüz, problem, gecikme sizi telaşlandırır. Bence her şeyden önce insanın ne istediğini bilip, çevresine de ona göre bir beklenti bariyeri oluşturması gerekiyor.
Dinlerken yaşadığım ortam gözümde canlanıyor. Yurtdışında yaşıyorum. Alışana kadar hayat o kadar yavaştı ki. Aslında hala yavaş. Bir yerde okumuştum"Kaybedecek bişeyi olmayan insan en özgür olandır" gibi bir söz. Tam emin değilim. Bu sözün tezahürü burada bu. Herkes keyfine göre yaşıyor. Acele eden yok. Hayat yavaş ve keyifli akıyor. Herkes gün içinde durup dinlenebiliyor. Evet bir yaşam gailesi elbet var ama günübirlik yaşamaya çok alışılmış durumda. Teknoloji ile bu durum değişiyor ufak ufak. İnternet yada akıllı telefonlar yaygınlaşılıyor. Şehir merkezlerinde ki kişi ile diğer herhangi bir yerde ki insan hayatı veya hızı farklı. Ancak bu durum daha yeni. Bunun getirdiği de en basit şekliyle trafikte en öndeki araba gayet yavaş gidebiliyor ve kimse korna yapıp haydi demiyor.
ne mutlu size.... aslında tüm dünyada olması gereken de bu...bizim gibi gelişememekte ısrar eden ülkelerin proplemi bu koşuşturma ve yetememe hissi...Cittaslow denilen şehirlere ödüller veriliyor insani yaşam koşulları nedeniyle biliyosunuzdur...
İyiki sizi tanıdım uzun zamandır yaşadığım arayış sanırım sizin gibi birisinden yararlanmamın zamanı gelmiş teşekkür ederim:) hiçbir kısmını atlamadan dinledim ama sabırsızlığıma verin biraz hizlandirdim konusmayı :)))
Dün (pazar) bütün gün sayfanıza girdim çıktım paylaştınız mı diye.. Sabır konulu videoyu bu şekilde rötarlı paylaşmanız çok manidar olmuş :)) Teşekkürler..
İlginçtir. Tüm seriyi izlemem ile birlikte hiç bir programı hızlandırmadan izlememe rağmen bu bölümü hızlandırma ihtiyacı doğdu nedense! Nedendir ki? Oysa en geniş vakit ayrıdığım bir zaman içerisinde izlemeye başladım. Sabrın sabırla sınanması gibi bir şey mi oldu🤓
Seriyi sonradan izlemenin dezavantajı sona yaklaştığını bilmek 😓 Seri bitmesinin diye son bölümü izlemesem mi 🤭 Serdar bey emekleriniz için çok teşekkürler çok keyifli ve öğretici bir seri olmuş
3. dinleyisim. Bugun arac kullanirken bir anda aklima gelen konudur. Otobanda sol seride ciktim ve normalden yavas giden bir araba. Kicina yapistigim vardir, bu hakmis gibi sol seritte hizlilar gider gibi. Oyle yapmadim, ben de bastim frene, yavasladim. Bir sey kaybettim mi? Hayir. Bir sey kazandim mi? Evet. Sinirim bozulmadi, rahat bir sekilde devam ettim. 2dk gec mi gittigim yere? evet. 2dk erken gitsem ne onemli hayati isi yapacaktim ki? :D Bir super konu daha. tesekkur ederiz amirim. :)
* Sabır denilince akla direk gelen Meşhur marsmallow deneyinde, eskiye göre yeni neslin tahammül süresi daha uzun çıkmış. Belki de acelecilik eskiden de vardı ama bunu görünür kılacak mecraları yoktu, şu an bunu tetikleyen yaşam tarzı hepimize bir bulut gibi çökmüş durumda. * eğitimciyim, cogunlukla gördüğüm annelerin çocuklara dediği şey hemen giy ayakkabılarını, hemen ye yemeğini, büyüdüklerinde en hızlı test çözme teknikleri. Aile, eğitim el ele vermiş hiphizli at koşan bir nesil yetiştirme derdinde. Yemekte konuşma, hızlı ye telkinleri en lüks anaokullarında bile kulakları tırmalayan cinsten. Yemekte sohbet etmek en sevdiğimiz zevklerdenken,bunun için özel çaba, para harciyorken , çocuklara bunları neden yasaklandığını anlamış değilim. * Performans sanatçısı Abromovic' in Pirinç sayma, yarim saat boyunca su içme, tamamen sesten yalıtılmış bir mekanda durabilme gibi çok ilginç bulduğum hatta çocuklara yumuşatılmış hallerini uygulamak istediğim çalışmaları var, dinginlesme, derinleşme üzerine. Bu noktada Cok çarpıcı, farklı noktalara değiniyor Abromovic. * sabır noktasıni daha önce irdelemiş biri olarak rollere, durumlara göre de değişen bir kavram oldugunu da desek yanlış olmaz herhalde, bir an önce neticenlenmesini istediğimiz olayda sabırsız, derinlikli meselelerde daha geniş davranabiliyoruz , bu da insanoğlunun sabır paradoksu :) Geçen hafta ve bu hafta ayrı bir güzeldi..niyeyse üstünde daha çok duraksamami sağladı. Belki de ihtiyaca binaendi. Çok Teşekkürler.. 🌺🍀😊
Yalnız 10 saniye çok oldu 😂 Serdar bey şu yayını üstelik reklamsız gelirsiz bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz. O kadar kıymetli ki anlattıklarınız. Son olarak fark etmemişsinizdir dışarı çıkınca daha canlı görünmüşsünüz diğer videolara göre fark etmiş. Sevdiklerinizi görmeniz belki bir fark yaratmış olabilir. Saygılar 😇
Serdar hocam özellikle eski kuşak ile yeni kuşak arasındaki farkı anlattığını z kısmı çok beğendim ve çok doğru tespitleriniz var hocam dediğiniz gibi acaba internetin ve akıllı telefonların olmadığı bir dünyada şu anda 2000 lerde doğanlar ne yaparlardı çok merak ediyorum ? Sizi izlemek çok keyifli her hafta hocam hayırlı günler dilerim saygılar sunarım.☺️🙏
bütün zahmetler ve emekleriniz için sonsuz teşekkürler. alınması gereken mesajlar alınıp kaydediliyor : ) zerre kadar bir hızlandırma mümkün değil olamaz da. hayatın anlamı ve amacı üzerine bir çalışma yapmanız mümkün mü acaba amirim ? bunu çok merak ediyorum . son olarak iyi ki varsınız. sizi çok ama çok seviyorum.
4 роки тому+2
Serdar bey aslında ben sizi en rahat spotify de dinliyorum Kulaklıkla el işi yaparken çok güzel bir sohbet arkadaşı oluyorsunuz Sonra burada gelip birde youtu.be videosuna beğeni bırakıyorum 👍 O yüzden videoyu fazla izleyemiyorum Ama bazen de kaçırdığım bir konu olursa buradan izleyip tam anlamıyla pekiştiriyorum 😂 Dilinize ve yüreğinize sağlık Teşekkür ederim
Serdar bey siz böyle ilgi çekici konuları engin bilgilerinizle bize sunuyorsunuz, arkanızda yer alan kitapları da okuduğunu kabul ederek bu yorumları bilgileri biz yerimizde otururken, hiçbir gayret göstermeden dinlemek izlemek ne bilim beni kötü ediyor nankör gibi hissettim, sizin için bişey yapma isteği uyandıyor insanda sizi izlerken
Vakit ayırmanız benim için yeterli. Selamlar, sevgiler.
Rahmetli babam uçaktan telaşla inmeye çalışanlara şöyle demişti;): “yemeği pişene kadar bekliyorlar,soğuyuncaya kadar bekleyemiyorlar” demişti...
ay ne keyifli bir adam ne anlatım ustası, halit Kıvanç ve Orhan Boranla ölümüne kapışır bu genç, yine bayılarak dinledim hemde dünya kadar tercüme birikmişti önümde hepsini kenara koyarak, yalnız sabırsız oluşumuzun kendi adıma bir sebebini izah etmek isterim, 69 doğumluyum dolayısıyla internetle 30 yaşından sonra tanıştım, ufkum açıldı hayatı daha iyi algılamaya başladım, daha çok okuyacak kitap olduğunu, çok gezilecek yerler olduğunu, ve alınacak güzel ürünler olduğunu farkettim ve zaman da hızla ilerliyordu ve her şeyden nasibimi almak istiyordum telaşem vardı, çok görmeyin yıllarca yavaş hareket et, yavaş düşün, yavaş okunuş zekan gerilesin ama artık çok hızlıyım ve de sabırsızım ve de şikayetim yoktur çünkü onu da planlayabilecek kadar dinginleştim, Serdar bey size her vesile ile müteşekkirim
Allah õmrüne bereket zihninin kıvrımlarına sonsuz aydınlık versin ağbim benim
Podcast in beklenen gününde gelmemesi ve konusun SABIR olmasi cok manidar olmuş...😏
''konusunun''.
dönüp dönüp izliyorum, aşırı iyi ibir video
Bedava filtre edilmiş bilgi, amme hizmetinin dorukları, teşekkürler Sn. Kuzuloğlu
Hayatta birşeylere vaktinden önce ulaşmak bir lanettir. Çok doğru tespit Serdar Hocam.
"Şark oturup beklemenin yeridir.Biraz sabırla herşey ayağınıza gelir."
Ahmet Hamdi Tanpınar ne güzel ifade etmiş.Kesinlikle haklısınız sabır bir erdem o yüzden sadreden derviş.Derviş olmanın merhalesidir, belirttiğiniz gibi pişmek gerekir kâmil insan olmak için.Ama ne yazık ki günümüzde kimsenin kâmil insan olmak gibi bir düşüncesi yok.Bencil söylemler uçuşuyor heryerde ,bencil ol diyor birileri ve bunun bayraktarlığını yapıyor birileri.
Ve Sizin bu yaptığınız o kadar anlamlı ki işte bu yüzden.
İnsan olmayı unuturken iyiden iyiye , çok zarif bir şekilde "lütfen mekanikleşme ey insan" diyen bu harika sohbet çok iyi geldi.
🌷Teşekkürler Güzel İnsan Serdar Kuzuloğlu
Öncelikle bu güzel seri için çok teşekkür ederim. Ben İngiltere’de yaşıyorum ve halen buradaki en önemli iletişim biçimlerinden birisi mektup ve özellikle de posta kartı ve doğum günü, bayram tebriği kartları halen çok değerli bir sevgi gösterme aracı. Buradaki kitapçıların halen en önemli alanlarından biri hediye kartlarının olduğu kısım. Hatta sadece kart satan dükkanlar var. Sevgiler
Bir ev hanımı olarak favori takiplerimdensiniz. Meraklı olan insanlar için muhteşem bir çağdayız. teşekkürler 🙏🌸
Benim gibi üniversite öğrencilerinin çoğunda, mezun olur olmaz iş bulma, yüksek maaşlı iş bulma hatta direkt zengin(somut olmayan) olma isteği ve sabırsızlığı giderek artmakta ve bunları yapamayanları, "başarısız" olarak nitelendirmektedirler. Fakat, şuna inanıyorum ki her şeyin bir zamanı olduğu gibi herkesin de bir zamanı vardır. Kendimizi hiç kimsenin zamanıyla kıyaslamamalıyız. En güzel örneklerinden bir tanesi; Aktör Michael Caine'in rol aldığı en iyi filmleri 70 yaşından sonraki filmleridir.
kesinlikle " her şeyin bir zamanı olduğu gibi herkesin de bir zamanı vardır"
Serdar abi seni dinledikçe bazı konular aydınlığa kavuşuyor ve ben daha da karamsarlaşıyorum.
Sabır ile ilgili videonun her haftaki videolardan bir gün daha geç gelmesi ❤️
Böyle ince şeyleri farkeden zekalara hayranım. Ben farkedemiyorum mesela
Hahahahhhhahahh , yok artık , sadece geçen hafta ailesi ile görüştüğü için videonun 1 gün gecikmeli olacağını söyledi , öyle bi şey değil Yani hahahhahahahahah
Bilinçli yaptığını zannetmiyorum :) Ama güzeldi, hoş bir bağlantı kurdunuz
@@nihan9775 Bakışı güzel olduktan sonra insanın, hayran olacağı sayısız güzellikler mevcut. Hakikaten kaliteli insanları buluşturuyor sanırım Serdar bey bu yayınlarıyla aynı zamanda, görüyorum ve hoşuma gidiyor ki, insanlar iki güzel cümle kurmayı şurada birbirine çok görmüyor ve hürmet ikram edebiliyormuş. Ne güzel..
🤣
Reklamsiz olması ne büyük bir keyif ve huzur teşekkürler 😌
En az 80 milyon insan bunu dinlemesi gerek.
Dün 91 yılında çekilen M.Ali Birand'ın Demirkırat belgeselini izlerken o günleri yaşayan kişilerle yapılan ropörtajlarda oynatma hızını 1.25 yapmıştım çünkü hepsi yaşlıydı ve çok yavaş konuşuyorlardı, aklıma bu geldi. Yine çok keyifli ve düşündürücü bir video olmuş, "sabırsızlıkla" yeni bölümü bekleyeceğim.
Uzatin uzatabildiginiz kadar Serdar hocam, nefesinize kuvvet :) Siz konustukca biz bilgileniyoruz, gelisiyoruz. Emekleriniz icin ne kadar tesekkur etsek azdir.
Hic bir video yu hizlandirmadan izlediğim başarılı bir insan .
Serdar Bey, UA-cam'a sizin kadar kaliteli video atan yoktur herhalde. Çok büyük bir özen olduğu belli, çok büyük bir bilgi birikiminiz var ve/veya iyi bir araştırmayla hazırlıyorsunuz videoları. Baştan sona emek, kalite, bilgi ve fikir yağmuru ...
Amirim,her bölümü not alarak durdurarak seyredip kitapları da not alarak okumaya çalışıyorum. Her bölümü en az 10 arkadaşıma da gönderdim,tarihe iz bıraktın,emeğine sağlık...Sağol,varol...
Takipçilerden gelen fotoğraflara baktım da, yüzlerce farklı hayattan kareler var ve hepsine ulaşmışsınız. Sizi yürekten tebrik ediyorum Serdar bey!
En sevdiğim de sanki bizimle bire bir sohbet ediyormuş gibi konuşmanız. Adeta canlı yayın ciddiyetinde. Bu çok kıymetli paylaşımları sanki aynı odadaymış gibi bize büyük bir özveriyle aktarmanız takdire şayan. Teşekkür ederiz Serdar Bey. Ağzınıza, emeğinize sağlık. Allah razı olsun.
Amirim evden çalışıyorum ve pandemi döneminde yayınları dinleye dinleye seninle baya arkadaş olduk. Bu yayın haftanın en yoğun günün sabahına denk geldi. Dinlemek için sabırsızlanırken iş saatinde buna zaman ayırıp ayırmama konusunda kendimle çelişiyorum. Konunun sabır olması da oldukça tezat oldu. Bir günlük sabır bizi fazlasıyla yordu. Sevgiler.
Senden öğrendiklerimi sahilde bira içerken anlatıp herkesin kafasını açıyorum. Sizi dinlemek çok keyifli emeğinize sağlık.
2x ile izledim suçlu hissediyorum... Böyle bir şeyi reklamsız, karşılık beklemeden yapmak gerçekten farklı bir seviye, kendi adıma yaptığınız araştırmalar ve paylaşımlarınız için çok teşekkür ederim.
Serdar Amirim UA-cam'un test aşamasındaki "video chapters" özelliğini Zihnimin Kıvrımları'na adapte etmenizle seri çok daha şık ve keyifli olmuş. Bilginize:)
Eleştirmek için, sizden daha çok kendime yatırım yapmam gerektiğini düşünüyorum...Tespitler ve çözümlemeler o kadar samimi ve gerçekçi ki aynı jenerasyondan olmanın verdiği avantajla anlatılan konuları canlandırarak dinlemenin verdiği keyif tarifsiz...
amirim gözlerin bu satırlara değiyorsa bil ki zihnimize ışık oluyorsun. iyi ki varsın !
Serdar hocam oksijene ihtiyacı olan bir insan için nefes gibisiniz. Şuan ders çalışmam gereken bi zamandayım fakat odaklanamadım dedim ki bana gelse gelse mserdark iyi gelir. İyi ki iyi ki iyi ki varsınız...Dilerim daha çok kişiye nefes olursunuz.
80'lerin sonu 90'ların başında çocukluğunu geçirmiş olanlar bilir. Özel kanalların yayın hayatına henüz başlamadığı dönem. Trt 1'de sabah kuşağında her sabah çizgi film yayınlanırdı. Çizgi film seçme şansınız olmadığı gibi kaçırmanız durumunda bir daha ertesi günü beklemek zorundaydınız. Sabah o uykulu gözlerle televizyonun başına kurulup izlenen o çizgi filmlerin tadı unutulmaz. Aynı şekilde Kral Tv'de sevdiğiniz şarkının çıkmasını beklerken yaşadığınız o heyecan tarif edilemez. Şimdi öyle mi her şey bir tık yakınınızda. Ama heyecan yok. Tv'lerde en az 8-10 tane yalnızca çizgi film kanalı var. UA-cam'u saymıyorum bile. 4 yaşında yeğenim var ve çizgi film beğenmiyor. Y kuşağı bir birey olmaktan inanılmaz mutluluk duyuyorum.
Yaşamdaki güzel olan üç beş şeyden biri Zihnimin Kivrimlari, sagolun, eyvallah
Her hafta "sabırsızlıkla" ve heyecanla bir sonraki "Zihnimin Kıvrımları" içeriğini bekliyorum. Bu salgın süresinde km'lerce ötede, İngiltere'de yalnız geçen son aylarımda benim en yakın arkadaşım, Zihnimin Kıvrımları serisi. Arkasındaki emeği görmemek mümkün mü! Kıymetli vaktiniz ve çok değerli paylaşımlarınız için sonsuz teşekkürler Serdar Bey.
1 saat 20 dakika boyunca büyük bir sabır ve şaşkınlıkla izledim hocam. Ne kadar gereksiz şeylere sabırsız olduğumu sayenizde farkettim. Harika bir sohbetti. Çok teşekkürler.
buyuk bir keyifle dinliyorum. hatta bazen bir kac kez dinledigim oluyor. tesekkur ederim bugun icin de. mutlu oldum
Serdar Bey, yaşamımızdaki belirsizlikleri azaltarak sabretme gücümüzü artırabiliriz derken ne demek istediğini anlayabiliyorum fakat hayatımızdaki tüm belirsizlikleri belirli hale getirme çabası kişileri anksiyöz bireyler haline getiriyor. Kabul etmek gerekir ki tesadüfiliklerle dolu bu yaşam döngüsünü kontrol altına almak beyhude bir çaba. Klinikte sıkça şu bilişsel hatayla karşılaşıyoruz; "tüm belirsizlikleri yok etmeliyim." Ve bu durum insanların sabrını arttırmak bir yana, tam tersine büyük bir telaşla beraber bir sonraki belirsizlikleri yok etmeye sevk ediyor ve nihayetinde anksiyete bozuklukları vuku buluyor. İşlevsel bir sabır için belirslzlikleri yok etmekten ziyade, hayatın bu belirsizliklerle harmanlanmış olduğunu kabul etmeli, yani belirsizliğe olan tahammülümüzü arttırmalıyız.
Çok haklısınız. Sanıyorum bu "belirsizliğe açık olma" temasına bir başka bölümde ben de yer vermiştim. Dengeyi tutturma meselesi her şey biraz şüphesiz.
Verdiğiniz emek ve paylaştığıniz tecrübeler için teşekkürler
Serdar abi Sayende çok şey öğreniyorum.İyiki varsın...
Söyleşinin yazılı dökümü:
Sabırsız olduğumuz için öfkeli, öfkeli olduğumuz için sabırsızız.
Sabırsızlığımızın ve telaşımızın en büyük nedeni, teknoloji aletleri. Modern çağın teknolojileri bize sürati verdi, artık her şeye saniyeler içinde ulaşabiliyoruz. Bütün beklentilerimizi o şekilde düzenledi. Sabır eşiklerimizi teknoloji tanımlıyor. Bu durum, kuşaklar arasında kendini gösteriyor zaten. Bugün, internetin olmadığı bir düyayı hayal etmek çok zor. Sabır eşiğimizi belirleyen en büyük etkenlerden biri internet teknolojileri.
Hedeflerimiz de, bu zaman dilimleri gibi kısaldı. Teknolojinin sürati, hedeflerimizin menzilini kısalttı. Kısa yazılar, kısa videolar, üç günde sağlık, 1 ayda dil öğrenme gibi alışan zihinlerin hedefi de kısaldı. Bu ise sabırsızlık getirdi. Bu da ilişkilerimize yansıyor.
Hayat hedeflerimiz ile ilişkilerimiz arasında bir bağlantı var. Türkiye, hayatla en geç tanışan gençlerin ülkesi. Gençlerimiz genelde, üniversite bitinceye kadar hatta askerliği de bitirinceye kadar yaşam düzeni ile hiçbir ilişki içine girmeden yaşıyorlar. Liseden sonra hemen üniversite, sonra hemen askerlik ve sonra hemen iş, hemen yükselmek ve hemen evlilik….. Hayatı tanımadan neredeyse emekli oluyorsun.
Mecburi (geçici) sabırsızlık, kalıcı karakterimize dönüşebilir. Taksicilerden, dolmuşlardan uzakta durmakta fayda var, atari salonundaki yarışçılar gibi hareket ederler.
İşinin gereği bazen içine düştüğümüz telaş, bir noktadan sonra karakterimize dönüşüyor. En tehlikelisi de bu aslında. İş ve özel yaşam birbirinin içine o kadar girmiş durumda ki teknoloji yüzünden. Artık her yer çalışılabilir ortam, her yer eğlenebilir ortam. Zaman ve mekan yok oldu.
Telaş, iş ve sorumluluklarımızla bitmek zorunda, bitmediği zaman mutsuz oluyoruz. Beklemeyi neredeyse unuttuk artık. Bekleme eşiğimiz çok düştü.
Sabır eşiğimizi belirleyen şeyler nedir?
Sabır, nerdeyse unutmaya yüz tuttuğumuz bir erdem. Sabır, bir erdemdir.
Neden sabırsısız ? Çünkü sabır, bizden zamanımızı talep ediyor. Zaman vardır, kullanırsınız, kullanmadığınız zaman akar gider, ne saklayabilirsiniz ne de erteleyebilir. Ne kadar zamanımız olduğunu da bilmiyoruz, her an ölebiliriz. Bu nedenle hayatımızı daha iyi ve anlamlarla dodurmak zorundayız . Bu nedenle tek sahip olduğumuz en değerli kavram zaman. Bu sınırlılık hali, biz de telaşı getiriyor. Hayatımız, sebebini bilmediğimiz pişmanlıklarla dolu.
Sabırsızlık, pek şeyin gözden kaçmasına neden oluyor.
Sabır ile bekleme farklı kavramlardır. Sabır, aslen emeğin dopingidir. Beklemekle bir şey olmaz. Sabır, bir süreci yaşarken, yaptıklarımızla ilgilidir. Sabır, sabır ve tahammül gerektiren olaylar karşısındaki tavrımız belirliyor. Erdem seviyemizi bu belirliyor.
Emek ile desteklenmeyen sabır, potansiyeli israf eder. Sabır tek başına hiçbir şeyin garantisi değildir. Hayat, bir emek ürünüdür. Emeği sabır ile desteklersek hedeflere ulaşılabilir.
Sabırsızlığın üst bir limiti yok, eşik azaldıkça, sabırsızlık eşiğin daha da düşmesine neden olur.
Biz sabırsız olduğumuz için hiçbir şey değişmeyecek ve hiçbir şey daha hızlı gerçekleşmeyecek. Hayatta her şeyin olması için muhtaç duyduğu bir zaman var, o zamanı tanımazsanız, o şey istenilen kıvamında ya da olması gerektiği gibi olmaz. Hatta elimizdekinden bile mahrum olabiliriz.
Teknoloji, bizim ihtiyaçlarımıza göre mi şekilleniyor yoksa biz yaşamımızı teknolojinin gelişimine göre mi şekillendiriyoruz.
Teknoloji, zaman ve mekan algımızı sabır eşiğimizi belirleyen en önemli kavramlardan biri.
Neuralink: Beyin ile dijital veri arasında bir adaptör. Beyine doğrudan bilgi yükleme yada beyinden doğrudan bilgi alabilme. Örneğin, İngilizce öğrenmen için ne 2-3 ay yoğun çalışmaya ne de pratiğe gerek var, hemen beyine yükleniyor. Teknoloji artık, bilgiyi edinme emeğinden bile bizi uzaklaştırıyor. Merhamet, adil olmak, sevgi, saygı yüklenebilir mi? Bunlar, emekle oluşturulmuş bir zaman süreci sonucunda oluşan duygular….
Çağrı merkezlerindeki sabır eşiği yaklaşık 2 dakika seviyesinde. Video hizmetlerinde sabır eşiğimiz 2 saniye, 10 saniye beklenirse, yarısına yakını kapatıyor videoyu.
Zamanı yönetmek, hükmetmek istiyoruz, zamana uyum sağlamak diye bir şey yok. Zamana hükmetme arzusundaki doz aşımı, doğayla ahengimizi bozdu. Geceyi gündüze, kışı yaza çevirdik. Zaman içine sığdırmak istediğimiz işler arttı ve sabır duygumuz zedelendi. Ama yönetemediğimiz büyük bir sistem var etrafımızda, ne kadar sabırsız olsak olalım bu sistemi lehimizde değiştiremiyoruz. Kuyrukta beklerken, sabırsızlığımız, kuyruğun daha az zamanda bitmesine neden olmaz.
Her kuşak, bir önceki kuşağa göre biraz daha hızlı konuşuyor ya da kısa yollu konuşmayı seçiyorlar. Üretim, endüstri , hizmet sektörü de öyle. Endüstrinin, sanayinin bu hız arzusu sonucu, hormonlu, ilaçlı gıdalar tüketiyoruz. Tadı, faydası da kaybolmuş oluyor bu ürünlerin zamanından önce yetiştirilmeleri ile ve elbette sağlığa olumsuz etkileri… Hayat da böyle, sabırsızlıkla peşinden koştuğumuz hedefler, vaktinden önce elimize geçerse, o tadı vermiyor bize.
İnsan doğasının ritmi, aslında doğanın da ritmi. O nedenle, dinginlik, sakinlik, sadelik bize cazibeli geliyor. Bizim telaşımız, kendi doğamızdan kaynaklanan bir şey değil, yapay, doğal olmayan bir ortamın, sistemin doğamızı etkilemesi söz konusu.
Sabır bize özeni getirir. Özen ise başarının temel harcıdır. Sabırlı ve özensiz bir insan yoktur. Sabır ile özen yan yana yürür.
Sabırsızlığımızla baş etmeye çalışıyoruz ama hatırlatılmasından hoşlanmıyoruz, yüzleşmek istemiyoruz bunu normalleştirmek için bahaneler buluyoruz.
Sabırsızlıktaki en büyük sorun, belirsizlik. Sabırsızlığın en büyük gerekçelerinden biri, belirsizlik. Bilgi sahibi olduğumuz ve kontrol edebildiğimiz ortamlarda sabrımız artıyor. Süreçlere yönelik bilgimiz bizi daha sabırlı yapıyor. Sabır, sonradan öğrenilen bir şey.
Sabrı geliştirmenin en garantili yolu, belirsizlikleri azaltmaya çalışmak. Sabrı öğrenmek için sabrın ne kadar süreceğini belirten rehbere ihtiyacımız var. Bu durumda sabırsızlık, bir mesele olmaktan çıkar.
Sabrı zorlayan bir sistemde, bizler de bizzat, başkalarının sabrını zorlayan varlıklara dönüşüyoruz. Kendimizin de sorunun bir parçası olduğumuzu unutmamak gerekir.
Teşekkur ederim...😊
👍👍👍
Büyük keyifle tekrar izledim emeğinize sağlık
Abi eline, ağzına, sürekli hareket eden sol kaşına ve tabi ki emeğine sağlık :) . Sabırlı insana bile sabrımızın olmadığı bu çağda farklı bir perspektiften bakmamızı sağladığın için teşekkürler.
Amirim, 16 saatte çekiyorum dediniz, ne kadar emek verdiğinizi anladım tekrar. Teşekkür ederim.
“Özen” kavramına ilişkin bir video da çok faydalı olur, bu üçlemenin ardından. Özensizlik çağında bir aydınlanma daha yaşarız.
Sabır bölümüne özel, bölümü hızlandırmadan izledim :)
Tesekkür ederim bu güzel video için serdar abi.
Dinledikçe düşündüm düşündükçe farklı düşünmeyi öğrendim farklı düşünmek hayata bakış açımı değiştirdi. Kısacası düşünmek hayatımı değiştirmeye başladı. Düşünmeye zorlandığın için ne kadar teşekkür etsem az kalır Serdar abi minnettarım.
sizi izledikçe , önerdiğiniz kitapları okudukça , level alıyorum yemin ederim.
hahaha tesadüfün böylesi tam sizin kanalı aratıp neler yaptınız izlemeyeli diye bakacaktım.
Kaç level oldun
Serdar Bey merhaba, bu videonuzu geri sara sara 2 kere izledim. Çoğu zaman toplumsal tespitler, olayların üzerinden belirli zaman geçtikten sonra geriye dönüp bakılarak yapılır. Ancak zihnen yaşadığı toplumun önünde olan insanlar, içinde yaşadığı toplumu içinde yaşadığı zaman içinde okuyabilir ve bunu berrak bir dille izah edebilir. Siz o insanlardansınız. Sizi dinlerken kafamın içinde konuştuğum bölük pörçük tespitlerin, bu meselelere benden daha kompleks bir beyin tarafından düşünülerek akıcı bir kompozisyon haline getirilerek bana okunduğunu hissettim. Bu video bu mecrada izlediğim en iyi videolar arasında kesinlikle ilk 3’e girer. Emeğinize, fikrinize, dilinize sağlık. Sizi saygı ve hayranlıkla takip eden bir takipçiniz olarak kitap okumak ve Türkiye konu başlığında da görüşlerinizi paylaştığınız bir ZK videosu daha beklediğimi de belirtmek isterim. Çok sevgiler.
Her zaman keyifle dinliyorum. Sizi saatlerce sabırla dinlemek cooook degerliii...🤗🤗🤗🤗
her bölümü sabırla ve zevkle izliyorum emeğiniz için çok teşekkür ederim
Acaba Bursa'dan dinleyenler var mı ?
Çok teşekkür ederiz hocam büyük bir sabırla devamını bekliyoruz aradan çok uzun yıllar da geçse dönüp bakılacak türden paylaşımlar yapıyorsunuz eksik olmayın...
, ucak ve mac örnegı mukemmel
Bunuda indirdim simdi 6. Videodayım hepsini keyifle dinliyorum teşekkürler
Yarıyıl tatilime eşlik ettiniz.Yarın okullar açılıyor. Sosyal medyada ögr.yönelik tahammulsuzlugun oldugu zamanlarda ben sizin birçok videonuzu geri ala ala izledim. Iyi ki varsiniz ve reklamsız old.icin de ayrica teşekkürler.
Sabırla dinlediğim tek adam 🙏❤️👏👏👏👏👏
Benim de sabırla dinlediğim nadir kişilerdendir.
Hocam Azerbaycandan severek dinliyoruz 💚😊👍🏻 tesekkur ediyorum
Serdar Hocam 1,25x hızında SABIRLA değil KEYİFLE dinledim ve izledim... Teşekkürler 👏🏼
Hocam 1x de anlattıklarını sindirerek ve üzerine düşünerek dinlemek çok daha tatmin edici oluyor. Sonrakilerde tavsiye ederim :)
Abi yine güzel bir çalışma olmuş.Verdiğin emek için minnettarım. Bence 'sabır' konusunda değinilmesi ve üstüde durulması gereken bir başka alt başlık beklentiler. Çünkü bu çağın temposunda, beklentiler çerçevesinde hareket etmek sabırsızlığı körüklüyor. Bir yerde çalışıyorsunuzdur, patronunuz kısıtlı bir zamanda büyük bir işi başarmanızı ister; evlisinizdir, eşiniz sizden çok iyi bir eş olmanızı bekler, bir ilişkiniz vardır, partneriniz en iyisi olmanızı ister; öğrencisinizdir, çok başarılı olmanız istenir; kendi dilinize zor hakim oluyorsunuzdur, sizden iki üç yabancı dil öğrenmeniz istenir vs. Bunlar da haliyle dalga dalga hayatınıza sirayet eder. En ufak bir pürüz, problem, gecikme sizi telaşlandırır. Bence her şeyden önce insanın ne istediğini bilip, çevresine de ona göre bir beklenti bariyeri oluşturması gerekiyor.
Bu vidyolari izlerken bir saatten fazla vakit gecti oldukça sabırlı olduğumu farkettim ☺
teşekkürler, teşekkürler, teşekkürler Amirim :)
Yine harikaydı Serdar bey emeğinize sağlık zevkle dinledim. Bir sonraki videoyu merakla bekliyor olacağım teşekkür ederim.
Ben size ne kadar teşekkür etsem az... İyi ki varsınız. Emeğinize, yüreğinize sağlık.
Sabır ve belirsizlik arasındaki bağ ışık yaktı... ya sabır💐😍
Hep eve yürürken google podcastten dinliyordum böyle izleyince ilginç oldu :D
Çok değerli bir video olmuş hocam. Teşekkürler..
Emeğinize sağlık. Harikasınız. Çok teşekkür ederim. Sabırsızlıkla 14. bölümü bekleyeceğim 😊
"Dünyanın bütün sabahları geri dönüşsüzdür."
Dinlerken yaşadığım ortam gözümde canlanıyor. Yurtdışında yaşıyorum. Alışana kadar hayat o kadar yavaştı ki. Aslında hala yavaş.
Bir yerde okumuştum"Kaybedecek bişeyi olmayan insan en özgür olandır" gibi bir söz. Tam emin değilim. Bu sözün tezahürü burada bu. Herkes keyfine göre yaşıyor. Acele eden yok. Hayat yavaş ve keyifli akıyor. Herkes gün içinde durup dinlenebiliyor. Evet bir yaşam gailesi elbet var ama günübirlik yaşamaya çok alışılmış durumda. Teknoloji ile bu durum değişiyor ufak ufak. İnternet yada akıllı telefonlar yaygınlaşılıyor. Şehir merkezlerinde ki kişi ile diğer herhangi bir yerde ki insan hayatı veya hızı farklı. Ancak bu durum daha yeni. Bunun getirdiği de en basit şekliyle trafikte en öndeki araba gayet yavaş gidebiliyor ve kimse korna yapıp haydi demiyor.
ne mutlu size.... aslında tüm dünyada olması gereken de bu...bizim gibi gelişememekte ısrar eden ülkelerin proplemi bu koşuşturma ve yetememe hissi...Cittaslow denilen şehirlere ödüller veriliyor insani yaşam koşulları nedeniyle biliyosunuzdur...
İyiki sizi tanıdım uzun zamandır yaşadığım arayış sanırım sizin gibi birisinden yararlanmamın zamanı gelmiş teşekkür ederim:) hiçbir kısmını atlamadan dinledim ama sabırsızlığıma verin biraz hizlandirdim konusmayı :)))
Günlerce dinleyebilirim.
Tam çayımı elime aldım. Kendime değer katacak bişeyler ararken denk gelmeniz mükemmel bi his...
Konu başlığı ve dünkü gecikme bildirimi 😊 elbette ki çok zekice 😉 Çünkü o bir Serdar Kuzuloğlu 😎
Dün (pazar) bütün gün sayfanıza girdim çıktım paylaştınız mı diye.. Sabır konulu videoyu bu şekilde rötarlı paylaşmanız çok manidar olmuş :)) Teşekkürler..
Tesekkurler
ağzına sağlık amirim.
İlginçtir. Tüm seriyi izlemem ile birlikte hiç bir programı hızlandırmadan izlememe rağmen bu bölümü hızlandırma ihtiyacı doğdu nedense! Nedendir ki? Oysa en geniş vakit ayrıdığım bir zaman içerisinde izlemeye başladım. Sabrın sabırla sınanması gibi bir şey mi oldu🤓
Podcast ten dinliyorum, elinize sağlık not alarak dinliyorum 👏👏👏👏
Sonunda geldi video.UA-cam’daki en iyi kitleye sahip kanalsınız amirim bence.
Bu bölümün sonunda beni sabırla dinlediğiniz için teşekkürler demeni beklemiştim 😄
Hızlandırma yok, asla! SABIRLA izledim. Çok iyiydi.
Seriyi sonradan izlemenin dezavantajı sona yaklaştığını bilmek 😓
Seri bitmesinin diye son bölümü izlemesem mi 🤭
Serdar bey emekleriniz için çok teşekkürler çok keyifli ve öğretici bir seri olmuş
1 den 10 a kadar saydığınız kısımda anlamsızca çok eğlendim :) Yeni bölümleri "sabırla" bekliyorum :)
3. dinleyisim. Bugun arac kullanirken bir anda aklima gelen konudur. Otobanda sol seride ciktim ve normalden yavas giden bir araba. Kicina yapistigim vardir, bu hakmis gibi sol seritte hizlilar gider gibi. Oyle yapmadim, ben de bastim frene, yavasladim. Bir sey kaybettim mi? Hayir. Bir sey kazandim mi? Evet. Sinirim bozulmadi, rahat bir sekilde devam ettim. 2dk gec mi gittigim yere? evet. 2dk erken gitsem ne onemli hayati isi yapacaktim ki? :D Bir super konu daha. tesekkur ederiz amirim. :)
Emeğinezi sağlık sizi iziyince ilham alıyorum.
Öyle güzel anlatıyosunuz ki sabır küpü olabilirim
* Sabır denilince akla direk gelen Meşhur marsmallow deneyinde, eskiye göre yeni neslin tahammül süresi daha uzun çıkmış. Belki de acelecilik eskiden de vardı ama bunu görünür kılacak mecraları yoktu, şu an bunu tetikleyen yaşam tarzı hepimize bir bulut gibi çökmüş durumda.
* eğitimciyim, cogunlukla gördüğüm annelerin çocuklara dediği şey hemen giy ayakkabılarını, hemen ye yemeğini, büyüdüklerinde en hızlı test çözme teknikleri. Aile, eğitim el ele vermiş hiphizli at koşan bir nesil yetiştirme derdinde. Yemekte konuşma, hızlı ye telkinleri en lüks anaokullarında bile kulakları tırmalayan cinsten. Yemekte sohbet etmek en sevdiğimiz zevklerdenken,bunun için özel çaba, para harciyorken , çocuklara bunları neden yasaklandığını anlamış değilim.
* Performans sanatçısı Abromovic' in
Pirinç sayma, yarim saat boyunca su içme, tamamen sesten yalıtılmış bir mekanda durabilme gibi çok ilginç bulduğum hatta çocuklara yumuşatılmış hallerini uygulamak istediğim çalışmaları var, dinginlesme, derinleşme üzerine. Bu noktada Cok çarpıcı, farklı noktalara değiniyor Abromovic.
* sabır noktasıni daha önce irdelemiş biri olarak rollere, durumlara göre de değişen bir kavram oldugunu da desek yanlış olmaz herhalde, bir an önce neticenlenmesini istediğimiz olayda sabırsız, derinlikli meselelerde daha geniş davranabiliyoruz , bu da insanoğlunun sabır paradoksu :)
Geçen hafta ve bu hafta ayrı bir güzeldi..niyeyse üstünde daha çok duraksamami sağladı. Belki de ihtiyaca binaendi. Çok Teşekkürler.. 🌺🍀😊
Yorumunuzu okumak hoşuma gitti. Teşekkürler.
emeğinize ve ağzınıza sağlık. her bölüm gibi bu bölüm de fazlasıyla öğreticiydi, teşekkürler.
Zevk ile takip ediyoruz, emeğinize sağlık.
Sizi bana ingilizce öğretmenim önermişti o günden beridir sizi izlerim
Kelimelerin sihirli dünyasi bölümünden sonra bir solukta izledigim, en akici bölümlerden biri olmuş.
tesekkurler...
Yalnız 10 saniye çok oldu 😂
Serdar bey şu yayını üstelik reklamsız gelirsiz bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz. O kadar kıymetli ki anlattıklarınız. Son olarak fark etmemişsinizdir dışarı çıkınca daha canlı görünmüşsünüz diğer videolara göre fark etmiş. Sevdiklerinizi görmeniz belki bir fark yaratmış olabilir. Saygılar 😇
Çok bozuk yazmışım 🙃😁
Dışarı çıkınca belki fark etmiş olabilir diye değiştirmek istiyorum
Serdar hocam özellikle eski kuşak ile yeni kuşak arasındaki farkı anlattığını z kısmı çok beğendim ve çok doğru tespitleriniz var hocam dediğiniz gibi acaba internetin ve akıllı telefonların olmadığı bir dünyada şu anda 2000 lerde doğanlar ne yaparlardı çok merak ediyorum ?
Sizi izlemek çok keyifli her hafta hocam hayırlı günler dilerim saygılar sunarım.☺️🙏
bütün zahmetler ve emekleriniz için sonsuz teşekkürler. alınması gereken mesajlar alınıp kaydediliyor : ) zerre kadar bir hızlandırma mümkün değil olamaz da. hayatın anlamı ve amacı üzerine bir çalışma yapmanız mümkün mü acaba amirim ? bunu çok merak ediyorum . son olarak iyi ki varsınız. sizi çok ama çok seviyorum.
Serdar bey aslında ben sizi en rahat spotify de dinliyorum
Kulaklıkla el işi yaparken çok güzel bir sohbet arkadaşı oluyorsunuz
Sonra burada gelip birde youtu.be videosuna beğeni bırakıyorum 👍
O yüzden videoyu fazla izleyemiyorum
Ama bazen de kaçırdığım bir konu olursa buradan izleyip tam anlamıyla pekiştiriyorum 😂
Dilinize ve yüreğinize sağlık
Teşekkür ederim
Şu seri hiç bitmesin ya
Çok güzel yayın olmuş, özellikle benim için çok faydalı. Haftada bir dinlemeyi planlıyorum :)
Amirim introlarınız beni benden alırsa sizi size bırakmam:-)cok guzel olmus👏🏼👏🏼
çok teşekkür ederim
Bu bölümü mezarlıkta dinlemekte ayrı bir tat verdi. Sabra en çok ihtiyaç duyduğumuz an yoksa ölümle burun buruna olduğumuz an mıdır?