2024 yılından sana yazıyorum Serdar Abi . Kesinlikle böyle uzun videolara devam etmen gerekiyor. Özellikle çalışma odanda bizlere vereceğin hayat tecrübeleri çok önemli . Bu güzel videoların devamını bekliyoruz.
Resmen mest oldum konuşma sanatı, bildiklerini en iyi şekilde aktarabilme kabilyeti, ses tonu vurgular mükemmel... İyi ki varsın Serdar bey ve seni dinleyebildiğim için bahtiyarım.
Zihnimin Kıvrımları - 14: Hep yalnızlık var sonunda Yalnızlık, “yalın” kökeninden türemiş bir sözcük. Yalınlık içerisinde çıplaklık kavramı da var, yani soyulmuş çıplak halimiz. Yani bizim en yalın halimiz, kendimizi içeren bir anlamı var. Yalnızlık buradan geliyor, bir başınalık gibi karşılığı da var ama ikisi aynı şey değil. Yalnızlığın kendi içinde türevleri var, tercih edilen yalnızlık var, mahkûm edilen yalnızlık var, ıssızlıktan doğan yalnızlık var, kalabalık içerisinde yalnızlık var… Yalnızlık dediğimiz kavramın bir tanımı yok esasında. Yanlış telaffuzu yalnızlık değil, “yalnızlık”. Çünkü yalın olmaktan geliyor, yalın ayak, yalın kılıç gibi. Modern çağın en büyük iki korkusu. Mutsuzluk ve yalnızlık. Belki de birbirinden beslenen iki kavram Belki de yalnız olduğumuz için mutsuz oluyoruz ya da mutsuz olduğumuz için yalnızlığa mahkum kalıyoruz ya da tercih ediyoruz. Neden Yalnızız: Yalnızlık dediğimiz kavram, esasında bir anlamda inşa ettiğimiz de bir ortam, en umulmadık anları, en anlamadık ortamları ve en olmayacak zamanları da kendimiz için bir yalnızlık, bir içe kapanma, bir kabuk koza örmeye çevirebiliriz. İnsanın kalabalıklar içerisinde de yalnız olma yeteneği var ve bu çok önemli detaylardan biri şüphesiz. Bu çağda, yalnızlıkta öyle kolay bir şey değil, çünkü yalnızlık bir anlamda içinde yaşadığımız sistemin bizzat türettiği bir şey. Bir yandan da içinde bulunduğumuz sistemin yine yok etmek, bertaraf etmek ve unutturmak, başka şeylerle yerini doldurmak için elinden geleni yaptığı bir kavram da aynı zamanda. Kişisel gelişim çağındayız. Sosyal varlıklar olduğumuzu düşünürsek eğer, kitlelerden, kalabalıklardan anlam bulduğumuz, kendimizi sosyalleştikçe mutlu, memnun, mesut hissettiğimiz bir düzen içerisinde, toplumsal değil de kişisel gelişim kavramının varlığı çok önemli, bize çok şey anlatıyor. Toplumsal olarak gelişimde senin bir rolün olamaz, sen kendini kurtar diyor, yani sen bir anlamda kişisel olarak geliş, toplumda bir şekilde gelişir. Toplumların toplumsal ölçekte gelişiminin çok zor olduğu bellidir, bireysel çabaların çok daha mümkün, çok daha sonuç verici olduğu da ortada. Yalnızlık ekseninden baktığımızda, kişisel gelişimin pompalandığı, öne çıkarıldığı ve her şeyin bir kişisel gelişim vesilesine dönüştüğü bir çağda yalnızlıktan başka bir sonuca ulaşmakta kolay değil şüphesiz. Çünkü bu düzende artık toplum yok, birey var. Hepimiz tek başınayız. Yalnız geldik yalnız gideceğiz ve her koyun kendi bacağından asılıyor. Dolayısıyla, kişisel olarak kendimizi geliştirmeliyiz, bunun için bize söylenen yöntemleri uygulamalıyız ve mutluluğu bulmalıyız. Ama fark ediyoruz ki, sadece bizim kişisel olarak gelişmiş olmamızın hayatımızda çok bir anlamı yok, çünkü gelişmiş bir kişi, gelişmiş bir topluma da ihtiyaç duyar. Gelişmiş bir zihin, kendisini var edebilecek, kendisini anlayabilecek ve içerisinde anlamlandırabilecek bereketli bir ortam arıyor. Bulamadığı sürece, böyle ayrık otu gibi, kusur gibi kalıyor toplumun içerisinde. Toplum içerisinde küçük bir zümrenin kişisel gelişimi bir anlam ifade etmiyor, dolayısıyla yalnızlığımıza da yalnızlık katıyor.
Merhaba inşaatta çalışıyorum boş zamanlarımda araştırmayı okumayı seven birisiyim Spotifyı aylar önce müzik dinlemek için indirmiştim telefonuma ama podcast söyleşilerinin olduğunu bilmiyordum bununla karşılaşmam benim için gerçekten çok sevindirici ve aydınlatıcı oldu çalışarak boş Zaman’larımda yapmam gerekenleri çalışarak okumadan Spotify üzerinden dinleyerek azda olsa okumak kadar etkili olmasada dinleyerek fikir ve düşüncelerimi nizami bir düzene sokmak bir birey olarak kendime azda olsa ders çıkartmam benim açımdan gerçekten sevindirici en azından işten Arda kalan Zaman’larımda gerçek anlamda araştırma yaparak üzerine basa basa bilgi sahibi olmam daha etkili oluyor bu anlamda size çok teşekkür ederim öncelikle azminiz sabrınız ve konuları gerçekten azda olsa kısa bir sürede üzerinden geçmenize rağmen gayet açıklayıcı olması gerçekten çok güzel ve çok eğitici size çok teşekkür ederim umarım hayatınızda daha çok insana dokunarak bilinçlenmesini bir şeyler öğrenmesine vesile olursunuz sürekli takipçinizin
Çoğu bölümde beni nereden ve ne şekilde dinliyorsunuz diye soruyorsunuz. En çok ev işi yaparken dinliyorum. gözüme dağ gibi gelen ütüler, bulaşıklar zihninizin kıvrımlarında dolanırken çarçabuk bitiyor :)
Serdar hocam sağolasın Bir arkadaşım tavsiye etti 1.bölümden başlayarak 14.bölüme kadar geldim bisikletime binerek kulaklığımı takarak iyi geliyor çok iyi Allah razı olsun sizden
@@sema9801 Hayır insanlara sürekli kötü davrandığın küçümsediğin için yalnızlığa mahkum edildin. Boş yere kendini kandırma çevrende eminim senden daha iyi insanlar vardır fakat bu kadar kötü niyetli olduğundan onlarla iletişim kuramıyorsun. Kanaldaki çoğu kötü ve küçümseyici yorumlarına ithafen böyle bir çıkarımda bulundum.
Ülkemizde Serdar Beye ve nice birikim sahibine verilen değer ne kadar sevindirici. Azınlık olarak nadir şeylerden haberdar olmak, cahillerin arasında mutlu ediyor beni. Yolda herkes yakın tonda benzer arabalarla giderken ateş kırmızı bir Ferrari ye binmek gibi.
"Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder." der Carl Gustav Jung. Bence de yalnızlığın büyük bir çoğunluğu yanlış arkadaş seçimi ya da karşıdaki insandan beklentinin yüksek olmasıyla gelişiyor. İnsandan beklenti ne kadar düşerse o kadar rahatlıyor kafa.
Amirim iyi ki varsın ya. Muhabbetin unutulduğu hayatımıza, evimize muhabbet katıyorsun. Seni dinlemek benim için sadece bilgilenmek değil bir terapi gibi. sağol varol.
Tüm insanların en samimi olduğu duygu yalnızlık.Kimimiz onunla karşılaşmak için çok saba sarfediyor ama başaramıyor.Kimimiz ondan uzaklaşmaya,kaçmaya çalışıyor ama nafile... İnsanın kendi aynası kendi yalnızlığı.Aynasını keşfeden insan ondan uzaklaşınca baktığı yerde kendini bulamadığı gibi aynanın çok içine girmeye çalışan ise kendinden başka hiçbir şey bulamıyor.Belkide hiçbir şey.Birde orda gördüğümüzün gerçekliklerin efendisini sanmamız yokmu.. İyi bakmamız gerek aynamıza.Ne kenarda köşede tozlu kalsın,ne de kırık dökük göstersin... Her paylaşımında fikrimi ve gönlümü zenginleştiriyorsun Serdar Amirim eline yüreğine sağlık.
İnanılmaz saygı duyuyorum size müthiş minnet.. Mesela bu bölümü kaç kez izledim dinledim bilmiyorum, her seferinde bambaşka pencere açıyor bu nasıl oluyor bilmiyorum ama çok iyi geliyorsunuz ..Dünya hallerini de takipteyim fakat buranın tadı başka covid’in en güzel tarafıydınız iyi ki varsınız daha çok sizi görmek ümidiyle 😊
İnsanın yalnız kalması, kendini yalnız kalmış hissetmesi kötü bir duygu. Ama kastettiğim fiziksel yalnızlık değil; zevkte ve fikirde, dünya görüşünde aynı hisleri ve görüşleri paylaşabileceği, saatlerce tartışabileceği, aynı frekansta olduklarını hissettiren bir arkadaşlığa sahip olmaması. Seninle aynı zevk ve eğilimlere, aynı düzeye sahip bir insanın bile yakınında olmaması.Özel bir kitap okuduğunda bunun farkında olan bir insanın bile çıkmaması, kimsenin seni anlamaması, kafandakileri karşıdaki birinden hiç duyamayacak olman.İşte bu kötü bir yalnızlık.Yoksa fiziksel yalnızlık zaten kötü bir şey değil bana göre, büyük bir lüks hatta. Bir kez daha güzel bi konuya değindiğinizden ötürü teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım. İyi çalışmalar hocam.
Serdar bey 14 bölüm demek benim için 1 saatlik yaklaşık 20 günlük sabah koşumda kulaklığımla bana eşlik ettiniz demekti..Kah geri aldım tekrar dinledim kah bazı yerleri idrak etmeden geçtim .Düşündürdü güldürdü bazı gerçekleri gözden kaçırdığımı farkettirdi..Ama bana iyi arkadaş oldunuz teşekkür ederim.Hüseyin Paksoy Bergama İzmir
Benim için o kadar keyifli bir sohbetti ki zihnime bir sürü pencereler açtınız ..Yürekten katılıyorum fikirlerinize.Arka fonda ki müzik te konuyla bu kadar mı uyumlu olur Efendim. Bu hız çağında esasen en büyük lüks ; kendi başına kalabileceğin zamanlar oluşturmak ve orada bir bilgenin dizi dibine oturur gibi onun satırlarıyla seyre dalmak tüm mevcudatı...Sizi dinlerken de aynı duygu durumunu yaşıyorum. Dilerim ruhumuza şifa sohbetleriniz devam eder .Sağlıcakla kal Güzel İnsan.
Mutlu olmanın yolu kendine bir amaç edinmek ve faal olmakla, amaç için uğraşmakla mümkün. İngilizce'deki happy, happiness (mutlu, mutluluk) kelimeleri aynı zamanda happen (olmak) fiilinden gelir. Uğraş yoksa mutlu olmak da pek mümkün değil, öyle durduğunuz yerde kendiliğinden pek olmuyor. Çevrenizdekilerin sizde oluşturduğu meşguliyetten dolayı yapmanız gerekenleri yapamıyorsanız, belki de mutlu olmanız için yalnız kalmanız gerekebilir.
Avusturalyada yaşıyorum 3 yıldır, burada çok daha yalnızız Türkiyeden. Bu bazen iyi bazen zor oluyor hele yaş 46 olunca ama şu bir gerçek biz çocuklarımızı hiç yalnız bırakmıyoruz, bu onların gelişimini yavaşlatıp onları koca çocuklara dönüştürüyor..Oysa yalnızlıkta insan kendini daha iyi keşfediyor tanıyor..Burada ki gençleri görünce bunu daha iyi anladım.. Harika konunuz için çok teşekkür ederim..Sizi Dücane Cündioğlu ile sohbet edişinizi görmek isterdim.☺️
"İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz. İnsan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür. Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız. Yalnız."
amirim mersin-taşucundan selam..gemide seni bekliyorduk hoş geldin..köprü üstü en sakin yer, aldım bilgisayarı çıktım seni izliyorum..muhtemelen uyurken de podcast'i açıp dinleyerek uyurum..
Serdar beyi bu kadar iyi yapan şey cümleleri doğru kurması. Buna özellikle dikkat ettiğine eminim. Kimi UA-cam kanallarındaki kesme kırpmaların olmaması da zihninin ne kadar odaklanabildiğini gösteriyor. Bilgiyi ve deneyimi de hepimiz kazanıyoruz ancak bunları kendisi kadar iyi damıtamıyoruz. Muhabbetin abisi benim gözümde. Zamlı rakımı açtım dinliyorum ve teşekkür ediyorum.
Serdar Bey tam da bu konuya parmak basan bir uygulama yarattım Aloha Live adında...Amacımız teknolojinin getirdiği yalnızlığı yine teknoloji ile gidermek...Siz konuşurken kendim konuşuyormuş gibi hissettim
Serdar bey ömrünüze bereket nasıl güzel verimli bir çalışma olmuş.Ben Dilini doğru konuşanları çok seviyorum.Bu anlamda bir şölen benim için bazen açık ifade edeyim konudan kopuyorum. Türkçeyi nasıl güzel kullanıyorsunuz ,elinize gönlünüze sağlık.Bize gelene kadar yaptığınız hazırlıklar ise takdire şayan tekrar teşekkürler.
Türkler olarak şanslıyız yalnız kalmayı seven bir millet değiliz. Bir de karşımızda insan görmeyi seviyoruz şu korona döneminde bile görüşmemek zor olmuştu. Emeğinize sağlık teşekkürler 😇
39. Dakikada söylediklerinize binaen: taşra insanın daha çok topluma ihtiyaç duyduğu ve insanların daha iç ice yaşadığı bir ortam iken şehirdeki yalnızlık seviyesi çok daha üst düzeyde, en azından hem taşrada hem şehirde yasama şansı bulmuş biri olarak benim çıkarımlarım bu yönde.
Merhaba Serdar Bey, Ele aldığınız konular, içerikleri, konuyu sunumuz hepsini hayranlıkla izliyorum. iyi ki varsınız, hep var olun. Tüm emeğiniz için çok teşekkürler.
Sayın Kuzuloğlu, planlı bir şekilde köyden kente göçe itilen halkla beraber oluşan arabesk kültür, ne kentli ne köylü olabilenler, getirdikleri ve götürdükleri hakkında değerli fikirlerinizi ve paylaşımlarınızı da bir bölüm olarak dinlemek isteriz. Sevgiler.
Bu bölümün tadı çok başka sahiden, tekrar tekrar izlemeyi hak ediyor. Lakin tüm bu bölümlerde en çok dikkatimi çeken unsur(arkadaki kitaplarınızı saymazsak 🤓) üslubunuz ve bilgiyi aktarış biçiminiz. Konuşma sanatı gerçekten çok başka bir şey. Bakış açınızı gerçekten çok beğeniyorum. Şahsım adına böylesi etkileyici ve kalıcı eserler bıraktığınız, bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ederim.☺️
Masumiyet müzesi gidilmesi gereken guzel bir yer... yalnızlık kişiyi geliştirir kendisi ile problemleri çözer... teşekkür ederiz... internet ekip amirimiz
Serdar abi konuları seçerken “Geçici olmamasına dikkat ediyorum. On yıl sonra da dinlensin istiyorum.” Demistin saçma bulmuştum ama on yıl sonra da dinlerim. Konuların güzelliği bir yana çok iyi bi konuşmacısın. Podcastlerin devamını bekliyorum ve teşekkür etmek istiyorum :)
Reklamsız içerik için teşekkürler. Yalnızlık, tefekkür için güzel fırsat, müzik dinlemeyi ya da birşeyler dinlemeyi ara verip sadece duruyorum bazen, tavsiye ederim. Saygılarımla Not; Van Gogh'u bildim. Ne mutlu bana 🙋🏻♂️
14 bölümü büyük heyecanla ve tüm okuma listelerini alıp neredeyse tümünü okuyarak takip ettim. Şimdi seriye baştan başlayıp kafamda şekillenen sorularla tekrar izleyerek konular üzerinde derinlemesine düşüneceğim. Çok teşekkür ederim benim adıma dünya üzerindeki en faydalı serilerden biri oldu. Var olun!
podcastlerinizi dinlerken/izlerken en cok dikkat ettiğim şey şu oldu kendi açımdan: daha sabırlı olmam. podcastlerinizi yayınlarken sabır konusundaki dikkat çekici sözleriniz sayesinde *2 hızında izlediğim videoları yavaş yavaş videolar yayınlandıkça normal hızda dinlemeye başladığımı fark ettim.dinlerken bambaşka işlerle ilgilenirken artık sadece vaktimi tek bir eyleme ayırıp sakince anlayarak,düşünerek,sindirerek dinliyorum..teşekkür ederim amirim
Yalnızlığın da orta hallisi. Yalnız kalmak ama kalabalıktan o çevreden de kopmamak. Sanırım kalabalığın içinden yalnızlığa atlamak, yalnıztan kalabalığa yürümek ve bunun döngüsü, orta halli yalnızlık gibi bir şey lazım.
Sesli kitap uygulamalarında keşke sizin sesinizde olsa... Tır şoförü olduğum için yolda sesli kitap uygulaması dinliyorum ve sizin bu kitapları okuyor olmanızı düşünmekten kendimi alamıyorum...
Amirim burası biraz SARTRE hakederdi. Özellikle 01.04.05 te . Cehennem başkalarıdır'ın tiyatro oyununu izledim geçen ve bu konuyu somut olarak görmek, yazı olarak okumaktan daha güçlü bir fikir verdi; yalnız kalamamak = kendin olamamak demek aynı zamanda, çünkü başkalarının varlığı, seni gözlemesi başka türlü davranmak zorunda bırakıyor. Bir de,, konu önerisi istiyor musunuz bilmiyorum ama ''insan kendi kendini inşa edebilir mi yada nasıl eder''' üzerinden bir ''varoluşçuluk'' bölümü çok güzel olurdu.
virüs dönemini fırsat bilip kendimle başbaşa kalma ve bazı şeyleri düşünme kararı almıştım, beynimi kemiren çok şeyle uğraştım. attığınız bölümlerin son yarısı o hafta benim canımı sıkan her ne ise o oluyor. sizin videonuzu gördüğümden çok başlığı gördüğüm için inanılmaz seviniyorum. karantinadaki kendime en yakın hissettiğim insan oldunuz şu an
Seriyi daha önce bitirmiştim. O zamanlar mecbur çalışıyordum. Şuan covit19 yakalandım evdeyim. Hatta bir odada Karantina dayım. Aileme bulaştırmamak için. Seriyi sondan başlayıp tekrar bitirmek istiyorum. Yüreğinize sağlık 🙏
Bizim sorunlarımız yalnız kalamamak. Sevgiyle boğulduğumuz zamanlarda sevgi gösterenlerin samimiyetlerinin hoşluğuyla nefes alıyoruz... Aile herşeydir.
Ufuk açıcı,farklı noktaları,karşıt noktaları gösterme,panoramik bir bakış açısı ile konuyu ele alma…Harika…Minimalizm ile ilgili görüşlerinizi ele alan bir video da çekerseniz memnun olurum. Hoşçakalın.
Kitaplaştırma fikrini şiddetle destekliyorum. Herhangi bir altyapısı, kültürü, birikimi olmayan insanların raflarda kendine yer bulmasını düşünecek olursak bence harika bir fikir. Tabi amaç rafa girmek değil raftan talep görmek. İnşallah o günleri görürüz.
amirim haddimin fevkinde olarak, iki haftalık aranızda okumanızı istediğim bir kitap var. 1986 doğumluyum, 2010 yılında bilmediğim kelimelerin anlamını çıkararak 4 kere okudum bu kitabı. hayata bakış açımı çok açtığını ve içerik olarak anlattığınız, merek ettiğiniz konulara değindiğini düşünüyorum. olur da okursanız size nasıl bir yorum katacağını merak ediyorum. saygılaarımla. necip fazıl kısakürek - batı tefekkürü ve islam tasavvufu - büyük doğu yayınları
Henüz izleyemedim işlerimin yoğunluğundan ötürü ancak kendime, bu kadar büyük bir emek nasıl izlenmez diye kızıyor isem Serdar Bey muhtemelen beni anlayacaktır.
Ne muazzam program lardı.Bir filozof la deruni sohbetler🌷 Herbiri bir digerinden güzel ve özeldi anlam doluydu .Dersini çok iyi çalışan biri olarak o kadar iyi hazırlanıyordunuz ki ,bu bize kendimizi de özel hissettirdi bunuda ifade etmek isterim. ,kaç tekrar izledim (bilhassa bunu) Allah bilir. Ve kitap tavsiyeleriniz ile okumadiğım bir çok kıymetli kitaba ulaşma fırsatı buldum.Zihin dünyama kovalar dolusu temiz su ilave ettiniz ,fikirlerinizle aydınlandım çoğaldim. Teşekkür ederim🌷🌷🌷 keşke devam etseydiniz bu seriye, seçtiğiniz konularla beslenmeye devam etseydik bizde
Birbirimizden fazlasıyla haberdar ve birbirimize fazlasıyla ilgili ve birbirimize aslında pek de fark etmesek de fazlasıyla faydalı bireyler haline dönüşmüş durumdayız ama yine de içimizde bir huzursuzluk var, çünkü fiziki birliktelik ile dijital birliktelik çok farklı iki kavram. Fiziksel birliktelikteki sosyalleşmenin en önemli motivasyonu havadis takasıydı. Yani biz fiziksel olarak neden birbirimizi bir araya getirdik, birbirimize bir şeyler anlatmak için, paylaşmak için, fikir paylaşmak için, dedikodu için. Bugün böyle bir şeye ihtiyaç kaldı mı, hayır, çünkü bütün bunları elektronik olarak gerçekleştirebiliyoruz. Dijital ilişkiler, fiziksel ilişkilere vesile, bahane, cephane bırakmıyor. Fiziken bir araya gelmemizi gerektiren o kadar az şey kaldı ki. Sonuçta yalnızlığın kucağına düşüyoruz. Bu yalnızlık hem narsistik bir kişinin nedeni, hem de sonucudur. Yalnız olmak istemez ama diğer insanlara katlanamayacak kadar da bencildir. O zaman devreye teknoloji girer, teknoloji onun var olan eksikliğini giderecek bir araçtır, fakat bu araç çoktan yok ettiği şeylerin yerini almış ve yalnızca bir araç olmaktan çıkmış, amaca dönüşmüştür. Heidegger, tekniğin başında bir amaç değil bir araç olduğunu ifade ederken onu, insanlığın bir etkinliği olarak tanımlamıştı, çünkü amaçlar koymak, bunlara ulaşmak için araçlar yapmak ve kullanmak insani bir etkinliktir. Ancak modern teknik, bir şeye ulaşmak için araç olmaktan çıkmış, çoktan, gizemini açma anlamından uzaklaşmıştır, bu gizemi açma, büyü bozma, Heidegger ‘le özdeşleşmiş kavramlardan biri. Tekne, yani teknolojinin kökü olan tekne, bir zamanlar hakikat olanı, güzel olan içerisinde görünüşe çıkmasıydı, sanatta örneğin, biricik, çok yönlü bir gizini açmaydı ama bugün teknoloji bu kadar net olmadığını görüyoruz. Bugün teknoloji, büyü bozma, sihir açma, bir giz yok etme işleminin çok ötesinde araçtan çok, amacımıza dönüşmüş durumda. Yalnızlık kavramıyla hepimiz farklı bir şey tarif ediyoruz. Modern toplumlarda yalnızlık, özellikle iktidarların, güç erklerin korktuğu bir şeydir. Akıllı bir yönetim bireyleri değil, toplumu arzular. Çünkü bireyi okuması ve yönetmesi zorlaşır. Bu yüzden iktidarlar, şirketler, mümkün olduğunca sizi yalnız bırakmamaya çalışır,” Bir başına kaldığında, aklın olmadık yerlere gidebilir, o zaman yalnız kalma, hep birlikte olalım. “ Neredeyse yalnız kalabildiğimiz tek ortam, tuvaletler haline gelmiş durumda. Yalnız kalmamız, esasında sistem tarafından istenen bir şey değil. Yalnızlığın kalabalıklarla ilgili olmaması. Yani bizim yalnızlığımız, bir başımıza olmamız ile ilgili bir şey değil. Yalnızlık, “ yalnız kalma” ile ilgili bir şey değil. Etrafımızdaki insan sayısı ile ilgili bir şey değil. Bazen kalabalıklar içerisinde kendimizi çok yalnız hissediyoruz, hatta daha da garip bir şekilde bazen arkadaşlarımızla bir aradayken dahi kendimizi yalnız hissediyoruz. Yalnızlık kötü bir şey mi? Yaratıcı kişiler ve işler, projeler için yalnızlık bir gereksinim, bir mecburiyet. İnsanlar şüphesz olarak bir arada olduklarında çok önemli şeyleri başarabiliyorlar. Ama yaratıcılıkla yalnızlık arasında da doğrudan bir ilişki var. Yani bütün bu beslenmenin ardında bir inziva süreci gerekiyor. Çünkü, bütün birikimleri emdikten sonra bunları süzüp rafine haline getirip, inceltip, sağaltıp, bundan kendimize anlamlı sonuçlar çıkarmamız için yalnız kalmamız şart. Dolayısıyla yalnızlık, korkmamız gereken bir şey değil, kullanmayı öğrenmemiz gereken bir hal. 2007 yılında ilk defa, dünyadaki şehir nüfusu, kırsal nüfusu geride bıraktı ve bu süreç devam ediyor. 7,8 milyarlık Dünya nüfusunun 4 milyarı şehirlerde yaşıyor. En büyük sorun olarak, bizde, yalnızlığın bir tehlike olarak gözlemlenmesi ve yaşanması. Ama yalnız yaşamayı öğrenmemiz lazım çünkü yalnızlığa ihtiyacımız var. Sosyal yaşamımızı, planlarımızı, hedeflerimizi, ne durumda olduğumuzu, iyi yanlarımızı, kötü yanlarımızı tanımak, taramak ve zihnimizden geçirmek için güzel fırsattır yalnız kalmak. Ayrıca, yaratıcılığı inanılmaz körükleyen bir durumdur. Yaratıcılığa dair ne faaliyet varsa hepsi, bir başına yapılan şeydir. Nadiren bir grup olarak da ortaya yeni bir şeyler çıkarmak içinde kendisini gösterebilir ama sanat dahi başlı başına yalnızlıktan beslenir. Dolayısıyla, yaratıcılığın, farklılaşmanın, yenilikçi olmanın, inovatif olmanın bu kadar kutsandığı , önemsendiği bir çağda, yalnızlığı bir problem olarak değil, yaşayarak, sindirerek, hakkını vererek, hazım ederek ve nasiplenerek yaşamamız gereken bir süreç olarak algılamak zorundayız. Bu çelişkinin nedeni, kavramları çok fazla yuvarlaklaştırıp, çok az sayıda kavramlara çok fazla anlam yüklememiz yatıyor. Yalnızlık kavramı, kişiye göre, kullanılmasına göre çok farklı anlamlara gelebiliyor. Yalnızlık, öldürücüdür aynı zamanda. Yalnızlık, erken ölümler içerisindeki en önemli gerekçelerden birisi. Biz yalnız kalınca, ölümümüz hızlanıyor, işte çoğu kişinin emeklilikten sakınmasının sebebi de budur. Emekli oldu sonra vefat etti gitti deriz, bunda gerçeklik payı vardır. Çünkü sosyal ortamlardan kopartıldığımızda, ne yazık ki, zihnimizde yavaş yavaş bedenimizi kapatmaya başlıyor. Yani yalnızlık, çok sağlıklı bir şey değil diğer yandan. Yalnızlığı yönetebildiğimiz bir ruh ve zaman hali olarak düşünmek ve yaşamak zor oluyor. Tam bu noktada ne yapacağız?
Bu konuda en güzel dizeleri Attila İlhan yazmıştı zamanında... Kaptan serisinden: Paris'in göklerinden uzanıp bir yıldız kopardım Kırmızı bir karanfilmiş gibi yıldızı saçlarına taktım On beş dakika sonra bordeaux'ya bir tren kalkacak Garın merdivenlerinde benim için ağlayacaksın Ellerim yağmura açılmış sakallarım ıslak Ben ki cehennemde bir Allah gibi yalnızım
Özel teşekkür ettiğiniz kişilerden biri olmayı çok isterdim YKS bitti videolarınızın en başına dönüp sindirerek izleyip tavsiyelerinizi okumaya çalışacağım artık o kişi olabilirim 💪🏼
Bu söylediğiniz konular çok önemli diye düşünüyorum umarım bu 2 haftalık okuma ve araştırma sürecine girer bizi bu konularda aydınlatırsınız daha bu bölümü izlemeden yazmak istedim bunu gerçekten güzel konular.
UA-cam'dan video izlerken fareyle videonun sağ alt köşesine gidip reklamı atla butonuna basma refleksine engel olamıyoruz ama sizin bize böyle bir cefayı reva görmemeniz mutlu ediyor bizi.
@M.Serdar Kuzuloğlu. Bir arkadaşım yayınınıza dikkatimi çekti. Norveççeden çevirdiğim ve 1991 yılında yayınlanan ve Türkiye'de marjinal edebiyat denebilecek bir kavram oluştuysa onun öncülerinden sayılan BEYAZ ZENCILER' den söz etmişsiniz. Kaybolmuş porselen fincanımı 30 yıl sonra yeniden bulmuş gibi oldum, çok sevindim, teşekkür ederim. O günden bu yana 15 kadar çevirim daha yayınlandı. Oralarda olsam size özel bir kitap gönderirdim. Ama buradayım ve ancak selam gönderebiliyorum. BGSyvertsen, Oslo
Gecte olsa bitirdim kimi zaman sarıp sarıp tekrar izledim cok guzel tespitler ve düşüncelerle zihnimin kıvrımlarına katkida bulundunuz sayin serdar kuzuloglu iyiki varsin seriyi bozmaman dilegiyle:)
Sevgili Serdar.. Entelektüel sohbet ihtiyacımı seninle doyurduğumu bilmeni isterim. Emeklerine sağlık. Ömrümüzün son gününe kadar bu seriyi devam ettirmeni diliyorum.. Sevgiler ve içten teşekkürler..
Dün gece geç vakit gördüm ve dinlemek için artık çok geçti:)Ama şimdi hemen derhal dinliyorum.Bir de ekşi de kitap listeniz varmış...benim listem daha teferruatlı allahtan:) hem sizin hem takipçilerin kitap listesini yapıyorum...ikisi de değerli...Bir kitapta ben önereyim o vakit Gabriel Garcia M.Yüzyıllık Yalnızlık....
Eşimle birlikte her bölümün çıkış gününü bekliyoruz beyninizin kıvrımlarına dahil olabilmek için. Uzun yolda spotify üzerinden dinliyoruz genelde. Şöyle bir uyarım olacak naçizane, spotify üzerinden dinlerken sesinizi rahat duyabileceğimiz seviyeye getiriyoruz fakat ara geçiş müzikleriniz geldiği zaman ses seviyesi inanılmaz yükseliyor ve anlık bir korku- telaşla sesi kısıyoruz konuşmaya başladığınızda geri açıyoruz. Arabadan şüphelenip daha yeni bir araçta denedim aldığım sonuç aynıydı. Bilmenizin yararlı olacağını düşündüm. Teşekkürler yaptıklarınız için.
Çok mutlu oldum ki mesajım size ulaşıyor.Ye huuu! Sonunda belirtttiğiniz gibi önerilerimize de açıksınız. Öyleyse nacizane fikrim şudur ki bu önümüzdeki haftalarda gireceğiniz kitap okuma inzivanızı kısa kısa videolaştırsanız. Günlük gibi. Önce hangi kitaplarla başlayacaksınız. Ya da bitirilimiş ve muazzam bulunmuş kitaplar. Araştırmalar nasıl gitmiş gibi. Yani sonunda sizi iki hafta gözetlemiş gibi olacağız. Amacım bir araştırma nasıl doğuyor öğrenmek. Biliyorum çok zor ama belki.... Zihninize sağlık.
Sanırım yalnızlığı kontrol edebilmenin başlarındayım.Kırklı yaşların içinde olmaktan ötürü zor öğrenilen bir şey olduğunu söyleyebilirim:) Artık yalnızlaşmayı seçebiliyorum ve bunu hayatımdakileri oldukları konumdan göndererek de yapıyorum.Nasıl bu kadar kolay vazgeçebiliyorsun dediklerinde geçen süreçler boyunca vazgeçtiklerimin hem kalabalıkta hem yalnızlıkta zihnimde koşturdukları atların ayak seslerini duymaktan yorulduğumu anlatmak zor oluyor tabii:)Beni yormayan insanlarla kalabalıklarda,kendim ile de yalnızlıklarımda mutlu olmak dileğiyle bir sonraki videoyu bekliyorum.Çünkü bu videolar yalnız kalmanın en güzel hallerinden ağzınıza sağlık:)
2024 yılından sana yazıyorum Serdar Abi . Kesinlikle böyle uzun videolara devam etmen gerekiyor. Özellikle çalışma odanda bizlere vereceğin hayat tecrübeleri çok önemli . Bu güzel videoların devamını bekliyoruz.
6 yasindaki oglum, bu amca niye okulda diye sordu. Yok oglum, amca kendi evinde dedim. Niye o kadar kitap var o zaman diye sordu.
Resmen mest oldum konuşma sanatı, bildiklerini en iyi şekilde aktarabilme kabilyeti, ses tonu vurgular mükemmel...
İyi ki varsın Serdar bey ve seni dinleyebildiğim için bahtiyarım.
Zihnimin Kıvrımları - 14: Hep yalnızlık var sonunda
Yalnızlık, “yalın” kökeninden türemiş bir sözcük. Yalınlık içerisinde çıplaklık kavramı da var, yani soyulmuş çıplak halimiz. Yani bizim en yalın halimiz, kendimizi içeren bir anlamı var. Yalnızlık buradan geliyor, bir başınalık gibi karşılığı da var ama ikisi aynı şey değil. Yalnızlığın kendi içinde türevleri var, tercih edilen yalnızlık var, mahkûm edilen yalnızlık var, ıssızlıktan doğan yalnızlık var, kalabalık içerisinde yalnızlık var… Yalnızlık dediğimiz kavramın bir tanımı yok esasında. Yanlış telaffuzu yalnızlık değil, “yalnızlık”. Çünkü yalın olmaktan geliyor, yalın ayak, yalın kılıç gibi.
Modern çağın en büyük iki korkusu. Mutsuzluk ve yalnızlık. Belki de birbirinden beslenen iki kavram Belki de yalnız olduğumuz için mutsuz oluyoruz ya da mutsuz olduğumuz için yalnızlığa mahkum kalıyoruz ya da tercih ediyoruz.
Neden Yalnızız:
Yalnızlık dediğimiz kavram, esasında bir anlamda inşa ettiğimiz de bir ortam, en umulmadık anları, en anlamadık ortamları ve en olmayacak zamanları da kendimiz için bir yalnızlık, bir içe kapanma, bir kabuk koza örmeye çevirebiliriz. İnsanın kalabalıklar içerisinde de yalnız olma yeteneği var ve bu çok önemli detaylardan biri şüphesiz.
Bu çağda, yalnızlıkta öyle kolay bir şey değil, çünkü yalnızlık bir anlamda içinde yaşadığımız sistemin bizzat türettiği bir şey. Bir yandan da içinde bulunduğumuz sistemin yine yok etmek, bertaraf etmek ve unutturmak, başka şeylerle yerini doldurmak için elinden geleni yaptığı bir kavram da aynı zamanda.
Kişisel gelişim çağındayız. Sosyal varlıklar olduğumuzu düşünürsek eğer, kitlelerden, kalabalıklardan anlam bulduğumuz, kendimizi sosyalleştikçe mutlu, memnun, mesut hissettiğimiz bir düzen içerisinde, toplumsal değil de kişisel gelişim kavramının varlığı çok önemli, bize çok şey anlatıyor. Toplumsal olarak gelişimde senin bir rolün olamaz, sen kendini kurtar diyor, yani sen bir anlamda kişisel olarak geliş, toplumda bir şekilde gelişir. Toplumların toplumsal ölçekte gelişiminin çok zor olduğu bellidir, bireysel çabaların çok daha mümkün, çok daha sonuç verici olduğu da ortada. Yalnızlık ekseninden baktığımızda, kişisel gelişimin pompalandığı, öne çıkarıldığı ve her şeyin bir kişisel gelişim vesilesine dönüştüğü bir çağda yalnızlıktan başka bir sonuca ulaşmakta kolay değil şüphesiz. Çünkü bu düzende artık toplum yok, birey var. Hepimiz tek başınayız. Yalnız geldik yalnız gideceğiz ve her koyun kendi bacağından asılıyor. Dolayısıyla, kişisel olarak kendimizi geliştirmeliyiz, bunun için bize söylenen yöntemleri uygulamalıyız ve mutluluğu bulmalıyız. Ama fark ediyoruz ki, sadece bizim kişisel olarak gelişmiş olmamızın hayatımızda çok bir anlamı yok, çünkü gelişmiş bir kişi, gelişmiş bir topluma da ihtiyaç duyar. Gelişmiş bir zihin, kendisini var edebilecek, kendisini anlayabilecek ve içerisinde anlamlandırabilecek bereketli bir ortam arıyor. Bulamadığı sürece, böyle ayrık otu gibi, kusur gibi kalıyor toplumun içerisinde. Toplum içerisinde küçük bir zümrenin kişisel gelişimi bir anlam ifade etmiyor, dolayısıyla yalnızlığımıza da yalnızlık katıyor.
DASDASDASDASDASDASDASDASDASDASDASDASDASDASDASDASD
''Olabildiğince yalnız kalmalıyım. Başardığım ne varsa ancak yalnızlığımın karşılığıdır." Demiş Kafka.
14 bölüm tekrar izledim, biliyorum ki tekrar tekrar dinleyeceğim , sevgiler...
Merhaba inşaatta çalışıyorum boş zamanlarımda araştırmayı okumayı seven birisiyim Spotifyı aylar önce müzik dinlemek için indirmiştim telefonuma ama podcast söyleşilerinin olduğunu bilmiyordum bununla karşılaşmam benim için gerçekten çok sevindirici ve aydınlatıcı oldu çalışarak boş Zaman’larımda yapmam gerekenleri çalışarak okumadan Spotify üzerinden dinleyerek azda olsa okumak kadar etkili olmasada dinleyerek fikir ve düşüncelerimi nizami bir düzene sokmak bir birey olarak kendime azda olsa ders çıkartmam benim açımdan gerçekten sevindirici en azından işten Arda kalan Zaman’larımda gerçek anlamda araştırma yaparak üzerine basa basa bilgi sahibi olmam daha etkili oluyor bu anlamda size çok teşekkür ederim öncelikle azminiz sabrınız ve konuları gerçekten azda olsa kısa bir sürede üzerinden geçmenize rağmen gayet açıklayıcı olması gerçekten çok güzel ve çok eğitici size çok teşekkür ederim umarım hayatınızda daha çok insana dokunarak bilinçlenmesini bir şeyler öğrenmesine vesile olursunuz sürekli takipçinizin
Çoğu bölümde beni nereden ve ne şekilde dinliyorsunuz diye soruyorsunuz. En çok ev işi yaparken dinliyorum. gözüme dağ gibi gelen ütüler, bulaşıklar zihninizin kıvrımlarında dolanırken çarçabuk bitiyor :)
Serdar hocam sağolasın Bir arkadaşım tavsiye etti 1.bölümden başlayarak 14.bölüme kadar geldim bisikletime binerek kulaklığımı takarak iyi geliyor çok iyi Allah razı olsun sizden
@@sema9801 Hayır insanlara sürekli kötü davrandığın küçümsediğin için yalnızlığa mahkum edildin. Boş yere kendini kandırma çevrende eminim senden daha iyi insanlar vardır fakat bu kadar kötü niyetli olduğundan onlarla iletişim kuramıyorsun. Kanaldaki çoğu kötü ve küçümseyici yorumlarına ithafen böyle bir çıkarımda bulundum.
Ben hep çocuğumu uyuturken dinliyorum podcast den ilk defa UA-cam dan izliyorum. Dilinize sağlık.
Ülkemizde Serdar Beye ve nice birikim sahibine verilen değer ne kadar sevindirici. Azınlık olarak nadir şeylerden haberdar olmak, cahillerin arasında mutlu ediyor beni. Yolda herkes yakın tonda benzer arabalarla giderken ateş kırmızı bir Ferrari ye binmek gibi.
"Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder." der
Carl Gustav Jung. Bence de yalnızlığın büyük bir çoğunluğu yanlış arkadaş seçimi ya da karşıdaki insandan beklentinin yüksek olmasıyla gelişiyor. İnsandan beklenti ne kadar düşerse o kadar rahatlıyor kafa.
@@sema9801 zaten adam sadece 1 paragraf yazmış özetlemesen anlamayacaktık bu kafayla sen çok yaşamazsın
Hocam allah icin yeni bolum gelsin aynılarını tekrar tekrar dinlenmekten ezberledik
Amirim iyi ki varsın ya. Muhabbetin unutulduğu hayatımıza, evimize muhabbet katıyorsun. Seni dinlemek benim için sadece bilgilenmek değil bir terapi gibi. sağol varol.
Tüm insanların en samimi olduğu duygu yalnızlık.Kimimiz onunla karşılaşmak için çok saba sarfediyor ama başaramıyor.Kimimiz ondan uzaklaşmaya,kaçmaya çalışıyor ama nafile...
İnsanın kendi aynası kendi yalnızlığı.Aynasını keşfeden insan ondan uzaklaşınca baktığı yerde kendini bulamadığı gibi aynanın çok içine girmeye çalışan ise kendinden başka hiçbir şey bulamıyor.Belkide hiçbir şey.Birde orda gördüğümüzün gerçekliklerin efendisini sanmamız yokmu..
İyi bakmamız gerek aynamıza.Ne kenarda köşede tozlu kalsın,ne de kırık dökük göstersin...
Her paylaşımında fikrimi ve gönlümü zenginleştiriyorsun Serdar Amirim eline yüreğine sağlık.
İnanılmaz saygı duyuyorum size müthiş minnet.. Mesela bu bölümü kaç kez izledim dinledim bilmiyorum, her seferinde bambaşka pencere açıyor bu nasıl oluyor bilmiyorum ama çok iyi geliyorsunuz ..Dünya hallerini de takipteyim fakat buranın tadı başka covid’in en güzel tarafıydınız iyi ki varsınız daha çok sizi görmek ümidiyle 😊
İnsanın yalnız kalması, kendini yalnız kalmış hissetmesi kötü bir duygu. Ama kastettiğim fiziksel yalnızlık değil; zevkte ve fikirde, dünya görüşünde aynı hisleri ve görüşleri paylaşabileceği, saatlerce tartışabileceği, aynı frekansta olduklarını hissettiren bir arkadaşlığa sahip olmaması. Seninle aynı zevk ve eğilimlere, aynı düzeye sahip bir insanın bile yakınında olmaması.Özel bir kitap okuduğunda bunun farkında olan bir insanın bile çıkmaması, kimsenin seni anlamaması, kafandakileri karşıdaki birinden hiç duyamayacak olman.İşte bu kötü bir yalnızlık.Yoksa fiziksel yalnızlık zaten kötü bir şey değil bana göre, büyük bir lüks hatta.
Bir kez daha güzel bi konuya değindiğinizden ötürü teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım. İyi çalışmalar hocam.
Aynen öyle..fiziksel yalnızlığın lüks olduğuna da katılıyorum.
Serdar bey 14 bölüm demek benim için 1 saatlik yaklaşık 20 günlük sabah koşumda kulaklığımla bana eşlik ettiniz demekti..Kah geri aldım tekrar dinledim kah bazı yerleri idrak etmeden geçtim .Düşündürdü güldürdü bazı gerçekleri gözden kaçırdığımı farkettirdi..Ama bana iyi arkadaş oldunuz teşekkür ederim.Hüseyin Paksoy Bergama İzmir
Benim için o kadar keyifli bir sohbetti ki zihnime bir sürü pencereler açtınız ..Yürekten katılıyorum fikirlerinize.Arka fonda ki müzik te konuyla bu kadar mı uyumlu olur Efendim.
Bu hız çağında esasen en büyük lüks ; kendi başına kalabileceğin zamanlar oluşturmak ve orada bir bilgenin dizi dibine oturur gibi onun satırlarıyla seyre dalmak tüm mevcudatı...Sizi dinlerken de aynı duygu durumunu yaşıyorum.
Dilerim ruhumuza şifa sohbetleriniz devam eder
.Sağlıcakla kal Güzel İnsan.
Kış geldi, artık yeni zihmin kıvrımları bölümü olsa ne güzel olur
Allahım tanıdığıma en çok sevindigim insanlardan biri bu adam . Teşekkür ederim
"Yalnızlık alıp karşına kendini öteki kendinlerle konuşmaktır.. " Hasan Ali Toptaş
Yalnızlığın Felsefesi diye bir kitap da var, Lars Svendsen yazarı. Buradan yazmış olayım, belki ilgilenen çıkarsa okumak isteyebilir.
Mutlu olmanın yolu kendine bir amaç edinmek ve faal olmakla, amaç için uğraşmakla mümkün. İngilizce'deki happy, happiness (mutlu, mutluluk) kelimeleri aynı zamanda happen (olmak) fiilinden gelir. Uğraş yoksa mutlu olmak da pek mümkün değil, öyle durduğunuz yerde kendiliğinden pek olmuyor. Çevrenizdekilerin sizde oluşturduğu meşguliyetten dolayı yapmanız gerekenleri yapamıyorsanız, belki de mutlu olmanız için yalnız kalmanız gerekebilir.
Avusturalyada yaşıyorum 3 yıldır, burada çok daha yalnızız Türkiyeden. Bu bazen iyi bazen zor oluyor hele yaş 46 olunca ama şu bir gerçek biz çocuklarımızı hiç yalnız bırakmıyoruz, bu onların gelişimini yavaşlatıp onları koca çocuklara dönüştürüyor..Oysa yalnızlıkta insan kendini daha iyi keşfediyor tanıyor..Burada ki gençleri görünce bunu daha iyi anladım..
Harika konunuz için çok teşekkür ederim..Sizi Dücane Cündioğlu ile sohbet edişinizi görmek isterdim.☺️
"İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz. İnsan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür. Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız. Yalnız."
amirim mersin-taşucundan selam..gemide seni bekliyorduk hoş geldin..köprü üstü en sakin yer, aldım bilgisayarı çıktım seni izliyorum..muhtemelen uyurken de podcast'i açıp dinleyerek uyurum..
Mersin Silifke'den selamlar Umurcan Bey. Yorumunuzu görünce garip bir tebessüm oluştu yüzümde :)
@@kadirozel6400 Kadir bey, Kuzuloğlu maşallah yakın yada uzak bütün zihinleri kendi çatısı altında kenetliyor.. İyi seyirler, selamlar :)
Serdar beyi bu kadar iyi yapan şey cümleleri doğru kurması. Buna özellikle dikkat ettiğine eminim. Kimi UA-cam kanallarındaki kesme kırpmaların olmaması da zihninin ne kadar odaklanabildiğini gösteriyor. Bilgiyi ve deneyimi de hepimiz kazanıyoruz ancak bunları kendisi kadar iyi damıtamıyoruz. Muhabbetin abisi benim gözümde. Zamlı rakımı açtım dinliyorum ve teşekkür ediyorum.
Serdar Bey tam da bu konuya parmak basan bir uygulama yarattım Aloha Live adında...Amacımız teknolojinin getirdiği yalnızlığı yine teknoloji ile gidermek...Siz konuşurken kendim konuşuyormuş gibi hissettim
Serdar bey ömrünüze bereket nasıl güzel verimli bir çalışma olmuş.Ben Dilini doğru konuşanları çok seviyorum.Bu anlamda bir şölen benim için bazen açık ifade edeyim konudan kopuyorum. Türkçeyi nasıl güzel kullanıyorsunuz ,elinize gönlünüze sağlık.Bize gelene kadar yaptığınız hazırlıklar ise takdire şayan tekrar teşekkürler.
1:04:09 öğrenci yurtları. bazen oda tamamen boş kalıyordu. 2 saat kafa dinliyordum ne güzel tek başıma.
Türkler olarak şanslıyız yalnız kalmayı seven bir millet değiliz. Bir de karşımızda insan görmeyi seviyoruz şu korona döneminde bile görüşmemek zor olmuştu. Emeğinize sağlık teşekkürler 😇
Şimdi giderek bu vidyolar bilgilendirici, öğretici içerikli programlar gibi değil adeta bir dizi-film gibi akıp gidiyor. Üslubunuza sağlık Serdar Bey
39. Dakikada söylediklerinize binaen: taşra insanın daha çok topluma ihtiyaç duyduğu ve insanların daha iç ice yaşadığı bir ortam iken şehirdeki yalnızlık seviyesi çok daha üst düzeyde, en azından hem taşrada hem şehirde yasama şansı bulmuş biri olarak benim çıkarımlarım bu yönde.
Merhaba Serdar Bey, Ele aldığınız konular, içerikleri, konuyu sunumuz hepsini hayranlıkla izliyorum. iyi ki varsınız, hep var olun. Tüm emeğiniz için çok teşekkürler.
Sayın Kuzuloğlu, planlı bir şekilde köyden kente göçe itilen halkla beraber oluşan arabesk kültür, ne kentli ne köylü olabilenler, getirdikleri ve götürdükleri hakkında değerli fikirlerinizi ve paylaşımlarınızı da bir bölüm olarak dinlemek isteriz. Sevgiler.
Bu bölümün tadı çok başka sahiden, tekrar tekrar izlemeyi hak ediyor. Lakin tüm bu bölümlerde en çok dikkatimi çeken unsur(arkadaki kitaplarınızı saymazsak 🤓) üslubunuz ve bilgiyi aktarış biçiminiz. Konuşma sanatı gerçekten çok başka bir şey. Bakış açınızı gerçekten çok beğeniyorum. Şahsım adına böylesi etkileyici ve kalıcı eserler bıraktığınız, bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ederim.☺️
Masumiyet müzesi gidilmesi gereken guzel bir yer... yalnızlık kişiyi geliştirir kendisi ile problemleri çözer... teşekkür ederiz... internet ekip amirimiz
Serdar abi konuları seçerken “Geçici olmamasına dikkat ediyorum. On yıl sonra da dinlensin istiyorum.” Demistin saçma bulmuştum ama on yıl sonra da dinlerim. Konuların güzelliği bir yana çok iyi bi konuşmacısın. Podcastlerin devamını bekliyorum ve teşekkür etmek istiyorum :)
Serdar bey sizi çok özledik biliyorum çok yoğunsunuz ama lütfen bu serinin devamını yapın, gerçekten hayatımı değiştiren kişilerden birisiniz...
Sonraki bölümü beklemedeyiz :)
Bana daha çok bekleriz gibi geliyo
Bilmek bir şey, bilgiyi paylaşmak çok başka bir şey. Teşekkürler. Saygılar sevgiler.
Devam etmesini bu kadar tutkuyla istedigim cok az sey var😇 gercekten harika bi derleme
Bu harika serinin devamını şiddetle arzulamaktayız. Ayda bir de olsa mütesellli oluruz, saygı ve muhabbetle.
Reklamsız içerik için teşekkürler. Yalnızlık, tefekkür için güzel fırsat, müzik dinlemeyi ya da birşeyler dinlemeyi ara verip sadece duruyorum bazen, tavsiye ederim. Saygılarımla
Not; Van Gogh'u bildim. Ne mutlu bana 🙋🏻♂️
14 bölümü büyük heyecanla ve tüm okuma listelerini alıp neredeyse tümünü okuyarak takip ettim. Şimdi seriye baştan başlayıp kafamda şekillenen sorularla tekrar izleyerek konular üzerinde derinlemesine düşüneceğim. Çok teşekkür ederim benim adıma dünya üzerindeki en faydalı serilerden biri oldu. Var olun!
Arkadaş olabilir miyiz Anıl?
@@sedaburgaz8094 nasıl ?
hayatımın en yalnız döneminde hediye oldunuz var olun..... yine dopdolu bir saat geçti çoook teşekkür ederim...
podcastlerinizi dinlerken/izlerken en cok dikkat ettiğim şey şu oldu kendi açımdan: daha sabırlı olmam. podcastlerinizi yayınlarken sabır konusundaki dikkat çekici sözleriniz sayesinde *2 hızında izlediğim videoları yavaş yavaş videolar yayınlandıkça normal hızda dinlemeye başladığımı fark ettim.dinlerken bambaşka işlerle ilgilenirken artık sadece vaktimi tek bir eyleme ayırıp sakince anlayarak,düşünerek,sindirerek dinliyorum..teşekkür ederim amirim
Heyecanla bekliyorduk... Güzel insan Serdar Kuzuloğlu yine bize değerli zamanını ayırıp, hafta sonumuzu harika bir konu ile renklendirdi...
Yalnızlığın da orta hallisi. Yalnız kalmak ama kalabalıktan o çevreden de kopmamak. Sanırım kalabalığın içinden yalnızlığa atlamak, yalnıztan kalabalığa yürümek ve bunun döngüsü, orta halli yalnızlık gibi bir şey lazım.
Sesli kitap uygulamalarında keşke sizin sesinizde olsa... Tır şoförü olduğum için yolda sesli kitap uygulaması dinliyorum ve sizin bu kitapları okuyor olmanızı düşünmekten kendimi alamıyorum...
Amirim videolar çok kaliteli
Teşekkürler 🙏🏿🙏🙏🏿🙏
Amirim burası biraz SARTRE hakederdi. Özellikle 01.04.05 te . Cehennem başkalarıdır'ın tiyatro oyununu izledim geçen ve bu konuyu somut olarak görmek, yazı olarak okumaktan daha güçlü bir fikir verdi; yalnız kalamamak = kendin olamamak demek aynı zamanda, çünkü başkalarının varlığı, seni gözlemesi başka türlü davranmak zorunda bırakıyor.
Bir de,, konu önerisi istiyor musunuz bilmiyorum ama ''insan kendi kendini inşa edebilir mi yada nasıl eder''' üzerinden bir ''varoluşçuluk'' bölümü çok güzel olurdu.
virüs dönemini fırsat bilip kendimle başbaşa kalma ve bazı şeyleri düşünme kararı almıştım, beynimi kemiren çok şeyle uğraştım. attığınız bölümlerin son yarısı o hafta benim canımı sıkan her ne ise o oluyor. sizin videonuzu gördüğümden çok başlığı gördüğüm için inanılmaz seviniyorum. karantinadaki kendime en yakın hissettiğim insan oldunuz şu an
Seriyi daha önce bitirmiştim. O zamanlar mecbur çalışıyordum. Şuan covit19 yakalandım evdeyim. Hatta bir odada Karantina dayım. Aileme bulaştırmamak için. Seriyi sondan başlayıp tekrar bitirmek istiyorum. Yüreğinize sağlık 🙏
değerli görüşleriniz ve yorumlarınız için teşekkürler
Yalnızken yapılabilecek en iyi şeyler listesine birşey de ben ekleyeyim amirim...
-Zihnimin Kıvrımlarını izlemek veya dinlemek
İyi ki varsın...🙏🏽🙏🏽
Bizim sorunlarımız yalnız kalamamak. Sevgiyle boğulduğumuz zamanlarda sevgi gösterenlerin samimiyetlerinin hoşluğuyla nefes alıyoruz... Aile herşeydir.
Serdar Bey çok teşekkürler keyifle izliyorum sizi.
Bugün yalnız hissettiğim için ilgimi çeken bu içeriği 6. biramın eşliğinde dinliyorum sanki yalnız değilmişim gibi hissettiyor.
Ufuk açıcı,farklı noktaları,karşıt noktaları gösterme,panoramik bir bakış açısı ile konuyu ele alma…Harika…Minimalizm ile ilgili görüşlerinizi ele alan bir video da çekerseniz memnun olurum. Hoşçakalın.
Zihnimin kıvrımlarına hoşgeldiniz.
Ben Serdar Kuzuloğlu.
Her yeni videoyu gördüğümde istemsiz söyleniyorum .
Teşekkür ederiz 🙏🌹
@@sema9801 oldu mu ?
video girişiyle bile çok etkileyici, ilk dakikadan beğendim
Kitaplaştırma fikrini şiddetle destekliyorum. Herhangi bir altyapısı, kültürü, birikimi olmayan insanların raflarda kendine yer bulmasını düşünecek olursak bence harika bir fikir. Tabi amaç rafa girmek değil raftan talep görmek. İnşallah o günleri görürüz.
amirim haddimin fevkinde olarak, iki haftalık aranızda okumanızı istediğim bir kitap var. 1986 doğumluyum, 2010 yılında bilmediğim kelimelerin anlamını çıkararak 4 kere okudum bu kitabı. hayata bakış açımı çok açtığını ve içerik olarak anlattığınız, merek ettiğiniz konulara değindiğini düşünüyorum. olur da okursanız size nasıl bir yorum katacağını merak ediyorum. saygılaarımla.
necip fazıl kısakürek - batı tefekkürü ve islam tasavvufu - büyük doğu yayınları
Yalnızlığımda yapabileceğim en iyi şeylerden biri de Zihninizin Kıvrımlarında yalnızlığı dinlemek oldu.
Serdar Bey saatlerce dinlenebilir bir insansınız
Emeğinizin karşılığı ödenmez. Her izleyişimde hırsızlık yapıyormuş gibi hissediyorum. Teşekkürler.
Podcastin müziği nasıl bu kadar güzel olabilir? O keman sesi ❤️
Lütfen devam edin🙏🏻🙏🏻 Bilgeliğe öyle ihtiyacımız var ki..Belki ayda bir olur iki ayda bir de ama devam edin🍀 önerdiğiniz yazarlar çok değerli
Henüz izleyemedim işlerimin yoğunluğundan ötürü ancak kendime, bu kadar büyük bir emek nasıl izlenmez diye kızıyor isem Serdar Bey muhtemelen beni anlayacaktır.
Ya hocam neredesin sen? Kuruduk kaldık. Devamı gelsin. Elimizden gelen ne ise yapalım.
çok güzel tesbitler çok önemli noktalara deginmişsiniz.
Pazar gece 23 daha yeni bitti..Çook keyifle seyrettim..Şimdi yatmadan önce YALNIZ adam Henry okuyayım..Walden...👋👋
Ne muazzam program lardı.Bir filozof la deruni sohbetler🌷 Herbiri bir digerinden güzel ve özeldi anlam doluydu .Dersini çok iyi çalışan biri olarak o kadar iyi hazırlanıyordunuz ki ,bu bize kendimizi de özel hissettirdi bunuda ifade etmek isterim. ,kaç tekrar izledim (bilhassa bunu) Allah bilir. Ve kitap tavsiyeleriniz ile okumadiğım bir çok kıymetli kitaba ulaşma fırsatı buldum.Zihin dünyama kovalar dolusu temiz su ilave ettiniz ,fikirlerinizle aydınlandım çoğaldim. Teşekkür ederim🌷🌷🌷 keşke devam etseydiniz bu seriye, seçtiğiniz konularla beslenmeye devam etseydik bizde
Teşekkürler Serdar Bey
Her dinlediğim bölümden sonra aldığım bilgilerin güzelliğiyle kendimi şanslı hissediyorum 🙏🏻
Birbirimizden fazlasıyla haberdar ve birbirimize fazlasıyla ilgili ve birbirimize aslında pek de fark etmesek de fazlasıyla faydalı bireyler haline dönüşmüş durumdayız ama yine de içimizde bir huzursuzluk var, çünkü fiziki birliktelik ile dijital birliktelik çok farklı iki kavram. Fiziksel birliktelikteki sosyalleşmenin en önemli motivasyonu havadis takasıydı. Yani biz fiziksel olarak neden birbirimizi bir araya getirdik, birbirimize bir şeyler anlatmak için, paylaşmak için, fikir paylaşmak için, dedikodu için. Bugün böyle bir şeye ihtiyaç kaldı mı, hayır, çünkü bütün bunları elektronik olarak gerçekleştirebiliyoruz. Dijital ilişkiler, fiziksel ilişkilere vesile, bahane, cephane bırakmıyor. Fiziken bir araya gelmemizi gerektiren o kadar az şey kaldı ki. Sonuçta yalnızlığın kucağına düşüyoruz. Bu yalnızlık hem narsistik bir kişinin nedeni, hem de sonucudur. Yalnız olmak istemez ama diğer insanlara katlanamayacak kadar da bencildir. O zaman devreye teknoloji girer, teknoloji onun var olan eksikliğini giderecek bir araçtır, fakat bu araç çoktan yok ettiği şeylerin yerini almış ve yalnızca bir araç olmaktan çıkmış, amaca dönüşmüştür. Heidegger, tekniğin başında bir amaç değil bir araç olduğunu ifade ederken onu, insanlığın bir etkinliği olarak tanımlamıştı, çünkü amaçlar koymak, bunlara ulaşmak için araçlar yapmak ve kullanmak insani bir etkinliktir. Ancak modern teknik, bir şeye ulaşmak için araç olmaktan çıkmış, çoktan, gizemini açma anlamından uzaklaşmıştır, bu gizemi açma, büyü bozma, Heidegger ‘le özdeşleşmiş kavramlardan biri. Tekne, yani teknolojinin kökü olan tekne, bir zamanlar hakikat olanı, güzel olan içerisinde görünüşe çıkmasıydı, sanatta örneğin, biricik, çok yönlü bir gizini açmaydı ama bugün teknoloji bu kadar net olmadığını görüyoruz. Bugün teknoloji, büyü bozma, sihir açma, bir giz yok etme işleminin çok ötesinde araçtan çok, amacımıza dönüşmüş durumda.
Yalnızlık kavramıyla hepimiz farklı bir şey tarif ediyoruz.
Modern toplumlarda yalnızlık, özellikle iktidarların, güç erklerin korktuğu bir şeydir. Akıllı bir yönetim bireyleri değil, toplumu arzular. Çünkü bireyi okuması ve yönetmesi zorlaşır. Bu yüzden iktidarlar, şirketler, mümkün olduğunca sizi yalnız bırakmamaya çalışır,” Bir başına kaldığında, aklın olmadık yerlere gidebilir, o zaman yalnız kalma, hep birlikte olalım. “ Neredeyse yalnız kalabildiğimiz tek ortam, tuvaletler haline gelmiş durumda. Yalnız kalmamız, esasında sistem tarafından istenen bir şey değil.
Yalnızlığın kalabalıklarla ilgili olmaması. Yani bizim yalnızlığımız, bir başımıza olmamız ile ilgili bir şey değil. Yalnızlık, “ yalnız kalma” ile ilgili bir şey değil. Etrafımızdaki insan sayısı ile ilgili bir şey değil. Bazen kalabalıklar içerisinde kendimizi çok yalnız hissediyoruz, hatta daha da garip bir şekilde bazen arkadaşlarımızla bir aradayken dahi kendimizi yalnız hissediyoruz.
Yalnızlık kötü bir şey mi?
Yaratıcı kişiler ve işler, projeler için yalnızlık bir gereksinim, bir mecburiyet. İnsanlar şüphesz olarak bir arada olduklarında çok önemli şeyleri başarabiliyorlar. Ama yaratıcılıkla yalnızlık arasında da doğrudan bir ilişki var. Yani bütün bu beslenmenin ardında bir inziva süreci gerekiyor. Çünkü, bütün birikimleri emdikten sonra bunları süzüp rafine haline getirip, inceltip, sağaltıp, bundan kendimize anlamlı sonuçlar çıkarmamız için yalnız kalmamız şart. Dolayısıyla yalnızlık, korkmamız gereken bir şey değil, kullanmayı öğrenmemiz gereken bir hal.
2007 yılında ilk defa, dünyadaki şehir nüfusu, kırsal nüfusu geride bıraktı ve bu süreç devam ediyor. 7,8 milyarlık Dünya nüfusunun 4 milyarı şehirlerde yaşıyor.
En büyük sorun olarak, bizde, yalnızlığın bir tehlike olarak gözlemlenmesi ve yaşanması. Ama yalnız yaşamayı öğrenmemiz lazım çünkü yalnızlığa ihtiyacımız var. Sosyal yaşamımızı, planlarımızı, hedeflerimizi, ne durumda olduğumuzu, iyi yanlarımızı, kötü yanlarımızı tanımak, taramak ve zihnimizden geçirmek için güzel fırsattır yalnız kalmak. Ayrıca, yaratıcılığı inanılmaz körükleyen bir durumdur. Yaratıcılığa dair ne faaliyet varsa hepsi, bir başına yapılan şeydir. Nadiren bir grup olarak da ortaya yeni bir şeyler çıkarmak içinde kendisini gösterebilir ama sanat dahi başlı başına yalnızlıktan beslenir. Dolayısıyla, yaratıcılığın, farklılaşmanın, yenilikçi olmanın, inovatif olmanın bu kadar kutsandığı , önemsendiği bir çağda, yalnızlığı bir problem olarak değil, yaşayarak, sindirerek, hakkını vererek, hazım ederek ve nasiplenerek yaşamamız gereken bir süreç olarak algılamak zorundayız.
Bu çelişkinin nedeni, kavramları çok fazla yuvarlaklaştırıp, çok az sayıda kavramlara çok fazla anlam yüklememiz yatıyor. Yalnızlık kavramı, kişiye göre, kullanılmasına göre çok farklı anlamlara gelebiliyor.
Yalnızlık, öldürücüdür aynı zamanda. Yalnızlık, erken ölümler içerisindeki en önemli gerekçelerden birisi. Biz yalnız kalınca, ölümümüz hızlanıyor, işte çoğu kişinin emeklilikten sakınmasının sebebi de budur. Emekli oldu sonra vefat etti gitti deriz, bunda gerçeklik payı vardır. Çünkü sosyal ortamlardan kopartıldığımızda, ne yazık ki, zihnimizde yavaş yavaş bedenimizi kapatmaya başlıyor. Yani yalnızlık, çok sağlıklı bir şey değil diğer yandan. Yalnızlığı yönetebildiğimiz bir ruh ve zaman hali olarak düşünmek ve yaşamak zor oluyor. Tam bu noktada ne yapacağız?
Bu konuda en güzel dizeleri Attila İlhan yazmıştı zamanında...
Kaptan serisinden:
Paris'in göklerinden uzanıp bir yıldız kopardım
Kırmızı bir karanfilmiş gibi yıldızı saçlarına taktım
On beş dakika sonra bordeaux'ya bir tren kalkacak
Garın merdivenlerinde benim için ağlayacaksın
Ellerim yağmura açılmış sakallarım ıslak
Ben ki cehennemde bir Allah gibi yalnızım
Özel teşekkür ettiğiniz kişilerden biri olmayı çok isterdim YKS bitti videolarınızın en başına dönüp sindirerek izleyip tavsiyelerinizi okumaya çalışacağım artık o kişi olabilirim 💪🏼
Çok güzel bir şey yapıyorsunuz, teşekkür ederim
Seviyoruz seni yürek ve zihin besleyen adam!!!
Kişisel olarak gelişenler, gelişmiş toplumlara(ortamlara) muhtaçtır. Güzel tespit amirim
Bu söylediğiniz konular çok önemli diye düşünüyorum umarım bu 2 haftalık okuma ve araştırma sürecine girer bizi bu konularda aydınlatırsınız daha bu bölümü izlemeden yazmak istedim bunu gerçekten güzel konular.
UA-cam'dan video izlerken fareyle videonun sağ alt köşesine gidip reklamı atla butonuna basma refleksine engel olamıyoruz ama sizin bize böyle bir cefayı reva görmemeniz mutlu ediyor bizi.
Google chrome a adblock plus eklentisini ekleyerek youtube reklamlarından kurtulabilirsiniz.
UA-cam vanced kullanabilirsin (mobil için)
@M.Serdar Kuzuloğlu. Bir arkadaşım yayınınıza dikkatimi çekti. Norveççeden çevirdiğim ve 1991 yılında yayınlanan ve Türkiye'de marjinal edebiyat denebilecek bir kavram oluştuysa onun öncülerinden sayılan BEYAZ ZENCILER' den söz etmişsiniz. Kaybolmuş porselen fincanımı 30 yıl sonra yeniden bulmuş gibi oldum, çok sevindim, teşekkür ederim. O günden bu yana 15 kadar çevirim daha yayınlandı. Oralarda olsam size özel bir kitap gönderirdim. Ama buradayım ve ancak selam gönderebiliyorum. BGSyvertsen, Oslo
Çok memnun oldum bu vesileyle karşılaşmamıza. Selamlar sevgiler 🙋♂️
Acı iyidir , acı . Yorulmak iyidir . Tecrübe edinmek gibi birsey .
Saat 00:42 artık günlerden pazar, yürürken zevkle dinliyorum
Video girişlerine ve müziklerine bayılıyorum.
Gecte olsa bitirdim kimi zaman sarıp sarıp tekrar izledim cok guzel tespitler ve düşüncelerle zihnimin kıvrımlarına katkida bulundunuz sayin serdar kuzuloglu iyiki varsin seriyi bozmaman dilegiyle:)
yalnızlıklarınızla beslenen huzur ve mutluluğunuz bize de yansıyor... Alkışlıyorum...
Sevgili Serdar.. Entelektüel sohbet ihtiyacımı seninle doyurduğumu bilmeni isterim. Emeklerine sağlık. Ömrümüzün son gününe kadar bu seriyi devam ettirmeni diliyorum.. Sevgiler ve içten teşekkürler..
Özledik çok uzun zaman oldu 😥
Dün gece geç vakit gördüm ve dinlemek için artık çok geçti:)Ama şimdi hemen derhal dinliyorum.Bir de ekşi de kitap listeniz varmış...benim listem daha teferruatlı allahtan:) hem sizin hem takipçilerin kitap listesini yapıyorum...ikisi de değerli...Bir kitapta ben önereyim o vakit Gabriel Garcia M.Yüzyıllık Yalnızlık....
Eşimle birlikte her bölümün çıkış gününü bekliyoruz beyninizin kıvrımlarına dahil olabilmek için. Uzun yolda spotify üzerinden dinliyoruz genelde. Şöyle bir uyarım olacak naçizane, spotify üzerinden dinlerken sesinizi rahat duyabileceğimiz seviyeye getiriyoruz fakat ara geçiş müzikleriniz geldiği zaman ses seviyesi inanılmaz yükseliyor ve anlık bir korku- telaşla sesi kısıyoruz konuşmaya başladığınızda geri açıyoruz. Arabadan şüphelenip daha yeni bir araçta denedim aldığım sonuç aynıydı. Bilmenizin yararlı olacağını düşündüm. Teşekkürler yaptıklarınız için.
Esasında biraz da o etkiyi bırakmak için ara geçiş müziklerini kullanıyorum ama ne yapabilirim bakayım. Selamlar.
Serdar bey yeni video ne zaman gelecek, çok az şeyi bu kadar heyecanla bekledim bu hayatta. Lütfen bizi mahrum bırakmayın efenim.
ağzınıza sağlık hocam esenlikler verdiniz
Çok mutlu oldum ki mesajım size ulaşıyor.Ye huuu!
Sonunda belirtttiğiniz gibi önerilerimize de açıksınız. Öyleyse nacizane fikrim şudur ki bu önümüzdeki haftalarda gireceğiniz kitap okuma inzivanızı kısa kısa videolaştırsanız. Günlük gibi. Önce hangi kitaplarla başlayacaksınız. Ya da bitirilimiş ve muazzam bulunmuş kitaplar. Araştırmalar nasıl gitmiş gibi.
Yani sonunda sizi iki hafta gözetlemiş gibi olacağız. Amacım bir araştırma nasıl doğuyor öğrenmek.
Biliyorum çok zor ama belki....
Zihninize sağlık.
Her zamanki gibi dopdolu ve anlamlı güzel bir içerikti. Elinize çabanıza sağlık.
Sanırım yalnızlığı kontrol edebilmenin başlarındayım.Kırklı yaşların içinde olmaktan ötürü zor öğrenilen bir şey olduğunu söyleyebilirim:) Artık yalnızlaşmayı seçebiliyorum ve bunu hayatımdakileri oldukları konumdan göndererek de yapıyorum.Nasıl bu kadar kolay vazgeçebiliyorsun dediklerinde geçen süreçler boyunca vazgeçtiklerimin hem kalabalıkta hem yalnızlıkta zihnimde koşturdukları atların ayak seslerini duymaktan yorulduğumu anlatmak zor oluyor tabii:)Beni yormayan insanlarla kalabalıklarda,kendim ile de yalnızlıklarımda mutlu olmak dileğiyle bir sonraki videoyu bekliyorum.Çünkü bu videolar yalnız kalmanın en güzel hallerinden ağzınıza sağlık:)