- 37
- 82 169
Jungkook Story
Приєднався 11 тра 2020
Відео
Jungkook ile hayal et / zengin iş adamıyla sevgili rolü yaparsınız / Part 2 (Final)
Переглядів 1,6 тис.14 днів тому
Hikâye yorumlarda 💜
Jungkook ile hayal et / zengin iş adamıyla sevgili rolü yaparsınız / Part 1
Переглядів 1,9 тис.21 день тому
Hikâye yorumlarda 💜
Jungkook ile hayal et / patronun sarhoşken onunla birlikte olursun / Part 4 (Final)
Переглядів 2,3 тис.28 днів тому
Hikâye yorumlarda 💜
Jungkook ile hayal et / patronun sarhoşken onunla birlikte olursun / Part 3
Переглядів 2,2 тис.28 днів тому
Hikâye yorumlarda 💜
Jungkook ile hayal et / patronun sarhoşken onunla birlikte olursun / Part 2
Переглядів 2,4 тис.Місяць тому
Hikâye yorumlarda 💜
Jungkook ile hayal et / patronun sarhoşken onunla birlikte olursun / Part 1
Переглядів 3,9 тис.Місяць тому
Hikâye yorumlarda 💜
Jungkook ile hayal et / zorban seni takıntılı aşığından kurtarır / Tek Bölüm
Переглядів 7 тис.2 місяці тому
Hikâye yorumlarda 💜
Jungkook ile hayal et / balodaki adamdan hamile kalırsın / Part 2 (Final)
Переглядів 1,7 тис.2 місяці тому
Hikâye yorumlarda 💜
Jungkook ile hayal et / balodaki adamdan hamile kalırsın / Part 1
Переглядів 1,9 тис.2 місяці тому
Hikâye yorumlarda 💜
Jungkook ile hayal et / üvey baban seni mafyaya satar / Part 4 (Final)
Переглядів 1,5 тис.2 місяці тому
Hikâye yorumlarda 💜
Jungkook ile hayal et / üvey baban seni mafyaya satar / Part 3
Переглядів 1,3 тис.2 місяці тому
Hikâye yorumlarda 💜
Jungkook ile hayal et / üvey baban seni mafyaya satar / Part 2
Переглядів 1,5 тис.2 місяці тому
Hikâye yorumlarda 💜
Jungkook ile hayal et / üvey baban seni mafyaya satar / Part 1
Переглядів 2,4 тис.2 місяці тому
Hikâye yorumlarda 💜
Jungkook ile hayal et / mafya tarafından kaçırılırsın / Part 4 (Final)
Переглядів 1,3 тис.2 місяці тому
Hikâye yorumlarda 💜
Jungkook ile hayal et / mafya tarafından kaçırılırsın / Part 3
Переглядів 1,3 тис.2 місяці тому
Jungkook ile hayal et / mafya tarafından kaçırılırsın / Part 3
Jungkook ile hayal et / mafya tarafından kaçırılırsın / Part 2
Переглядів 1,4 тис.2 місяці тому
Jungkook ile hayal et / mafya tarafından kaçırılırsın / Part 2
Jungkook ile hayal et / mafya tarafından kaçırılırsın / Part 1
Переглядів 1,9 тис.2 місяці тому
Jungkook ile hayal et / mafya tarafından kaçırılırsın / Part 1
Jungkook ile hayal et / mafyayı sokakta yaralı bulursun / Part 4 (Final)
Переглядів 2,1 тис.3 місяці тому
Jungkook ile hayal et / mafyayı sokakta yaralı bulursun / Part 4 (Final)
Jungkook ile hayal et / mafyayı sokakta yaralı bulursun / Part 3
Переглядів 1,6 тис.3 місяці тому
Jungkook ile hayal et / mafyayı sokakta yaralı bulursun / Part 3
Jungkook ile hayal et / mafyayı sokakta yaralı bulursun / Part 2
Переглядів 1,7 тис.3 місяці тому
Jungkook ile hayal et / mafyayı sokakta yaralı bulursun / Part 2
Jungkook ile hayal et / mafyayı sokakta yaralı bulursun / Part 1
Переглядів 2,2 тис.3 місяці тому
Jungkook ile hayal et / mafyayı sokakta yaralı bulursun / Part 1
Jungkook ile hayal et / barda gördüğün mafya ile birlikte olursunuz / Tek bölüm
Переглядів 1,5 тис.5 місяців тому
Jungkook ile hayal et / barda gördüğün mafya ile birlikte olursunuz / Tek bölüm
Jungkook ile hayal et / okulun zorbası sana kafayı takar / Part 2 (Final)
Переглядів 1,6 тис.5 місяців тому
Jungkook ile hayal et / okulun zorbası sana kafayı takar / Part 2 (Final)
Jungkook ile hayal et / okulun zorbası sana kafayı takar / Part 1
Переглядів 2 тис.5 місяців тому
Jungkook ile hayal et / okulun zorbası sana kafayı takar / Part 1
Buda ilk bölüm gibi güzel olmuş. Eline emeğine sağlık
@AkrepburcuuGoklerinsrr çok teşekkür ederimm. ☺️💕
Selam, evet saatin çok geç olduğunu biliyorum ama başka zaman vaktim olmuyor. Ben bu tarz hikayeler okuyup yorum yapıyorum yeri geliyor eleştiriyorum. Senin hikayen beğendiğim hikayelerden biri oldu. Aslına bakarsan ben pek kolya beğenmem ama bunu beğendim. Şimdi gidip diğer bölümünü izleyeceğim...
@AkrepburcuuGoklerinsrr teşekkür ederim, beğenmene çok sevindim. 💕
İlk bölüm hoşuma gitti sıra bunda
@@Alminawest beğenmene sevindim. ☺️💕
Okuyurken kalbimin dayanmadan-hızlı döyünen tek benmiyimmmm acabaaaa
@SubhanevAZE 😂😄
Yazdığın hikayeler şarkısıyla birlikde tek kelime ile mükemmel, ellerine sağlık🖤💯
@@cherrycosmos77-w8i çok teşekkür ederim, keyifli okumalarr. ☺️💕
eline saglik cok guzel olmus ama pp icin benim kanalimdan mi fikir aldin acaba cunku ben de benzer fotograflari kullandim bi kurgu icin
@@iamgigiwhataboutyou çok teşekkür ederim. ☺️ Kurgu için fotoğrafları pinterestteki herhangi bir çekiminden indirip paylaşıyorum. Kanalındaki kurgudan haberim yok açıkçası ama bakarım birazdan. 💕
@Jungkookstoryy rica ederim ne demek ben tesekkur ederim ilgin icin asil<33
@@iamgigiwhataboutyou rica ederimm.☺️💕
@Jungkookstoryy 😍💞💫
Tabii beğendik
@@Alminawest ne mutlu bana. ☺️💕
@Jungkookstoryy digerini de okudum asik oldum aq
@@Alminawest keyifli okumalarr.. 😄
Harika olmuş devamı gelir mi🤍🎀😻
@@wolf33jjj35 teşekkür ederimm. ☺️ Tek bölümlük bir kurguydu. Yakın zamanda yeni bir kurgu atmaya çalışacağım. 💕
OHA BIR DAKIKA ISIM DEGISIKLIGI MI ISPNSALLAH DEGILDIR Burda acik acik ihanet var hocam ne demek jungkook dan vazgecildi hem isim hem basrolumuz degismis bu vatana ihanettir Ama efenim dogruyu soylemek gerekirse son iki kurgudur yorum sayimizi 3 e cikartmisiz gozumden kacmadi bu yuzden gonulden tesekkurlerimi sunuyorum. (Bu arada hikayenin farkli yerlerinde gelip duzenliyorumm) Auy bir an sandim ki bu yun minho nun ajani felan oyle tereddut etmeden yoongiue itirsf edince. Ama Allah tan sallamis guvenim yeniden duzeldi osjcmskd Ney bu kadar mi? Cok guzeldi yaa. Neyse ellerine saglik harika olmuuss
@@Soyaa_eat47 yok yok sadece Yoongi için de yazar mısın diye rica edenler olmuştu. O yüzden bir kurgu yazmak istedim. 😂 Rica ederim ne demek. ☺️ Kısa olduğu için daha uzun yazmamı rica edenler oldu. Ben de dikkat etmeye çalışıyorum. 💕 😂😅 Çok çok teşekkür ederimmm. ☺️ Ne tatlı bir yorum bu böyleee...💕🌸
@@Jungkookstoryy hee tamam askimm Bence de uzun olunca daha guzel olmuss hikayeye kendini daha cok kaptiriyosunn Ne demekk sen daha tatlisinn💝⭐☁️
@@Soyaa_eat47 ☺️💕🌸
Ay askim boyle aktif olmana cok sevindim yaa en basindan beri best yazarimsin lutfen biyle devam ett
@@Soyaa_eat47 yiaa çok teşekkür ederimmm.☺️💕
@@Jungkookstoryy ne demekkk 😭💗🎀
@@Soyaa_eat47 ☺️🌸💕
Çok güzel olmuşşşşş ❤❤
@@JOKER-t4b çok teşekkür ederimm. ☺️💕
@Jungkookstoryy rica ederimmmmmm
Jk ile hayal et gelsiin
@@Jkhayatımm sıradaki kurgum öyle olacak. 😊💕
@Jungkookstoryy muahh💋
@@Jkhayatımm 😘😚
Çok beğendim eline sağlık ❤❤❤
@@Durdane-d9h çok teşekkür ederim. ☺️💕
yaaa cok güzel bir hikaye❤
@@ГейдароваКонул teşekkür ederimm. ☺️💕
Harika olmuş ellerine sağlık canım ❤❤
@@BengisuDagc çok teşekkür ederim. ☺️💕
Hikâye bana aittir ve hayal ürünüdür. İzinsiz almayın lütfen. Keyifli okumalar.. -------------- Hava iyice kararmış, bugün için eve gitme vakti çoktan gelmişti. Son çiçeklerimin de büyük bir sevgi ve ilgiyle yaptığım bakımlarını bitirip tezgâhı temizlemeye başlayınca dükkân kapısının açıldığını duymuştum. Günün son müşterisi olacak kişi tam zamanında yetişmişti. Yüzümde samimi bir tebessümle başımı kaldırmış ve bakışlarımı kapıya yöneltmiştim. İçeri giren, giyimlerinden dolayı iş adamı olduklarını düşündüğüm birkaç adam etrafa bakınarak kasaya yaklaşmıştı. Yun- Merhaba, hoşgeldiniz. Canlı çiçek mi bakıyorsunuz? Yg- Merhaba. Öyle de denebilir. Bayan Yun siz misiniz? Yun- Evet benim, buyrun. Yg- Tanıştığıma memnun oldum Bayan Yun. Ben de Yoongi. Elini bana uzattığında ne olduğunu anlamamış olsam da kibarca elini sıkmış ve karşılık vermiştim. Yun- Ben de memnun oldum. Size nasıl yardımcı olabilirim? Çiçek tercihiniz var mı? Önermemi ister misiniz? Yg- Bayan Yun aslında sizinle başka bir konu hakkında görüşmek istiyorum. Yun- Dinliyorum. Yg- Minho'dan dolayı beni zaten tanıyor olmalısınız. Kendisine bir süredir ulaşamıyorum da sizin nerede olduğuyla ilgili bilginiz var mı diye merak ediyorum. Yun- Minho da kim?, demiştim şaşkınlıkla. Yg- Cha Minho... Tanıdık geldi mi? Birkaç saniye durup düşünmüştüm. Tanıdık geliyor gibiydi ama emin de değildim. Yun- Emin değilim. Yg- Bayan Yun inanın bana bu saçmalıklar için hiç vaktim yok! Bir anda terslemesiyle neye uğradığımı şaşırmıştım. Ne demek istiyordu ki? Yun- Nasıl yani? Yg- Size kibarca soruyorken bana düzgün bir cevap vermenizi rica edeceğim. Yun- Kimden bahsettiğinizi bilmiyorum bayım. Alışveriş yapmayacaksanız lütfen çıkar mısınız? Adam dişlerini sıkıp bakışlarını tavana dikmiş ve derin bir nefes alıp tezgâhın arkasına doğru adımlamıştı. Kaşlarım çatık bir şekilde onu izlerken durum giderek korkutucu bir hâl alıyordu. Üzerime doğru yürürken belinden çıkardığı silahla nutkum tutulmuştu. Kocaman gözlerle ona bakarken, gidecek yerim kalmadığı için beni köşeye sıkıştırdığında dibimde bitmişti. Silahın ucunu şakağıma dayayıp yavaş yavaş aşağı doğru kaydırmış, kalbimin üstüne gelince durup bastırmıştı. Gözlerimi sımsıkı kapatmış ve titrek bir nefes vermiştim. Yg- Bilmediğinden emin misin? Yun- B-bu gece gemiyle Seul'den gideceğini s-söyledi sadece, demiştim kekeleyerek. Yg- Nereye? Yun- B-bilmiyorum. Silahı kalbime biraz daha bastırdığında inleyerek arkamdaki duvara yaslanmıştım. Yun- Gerçekten bilmiyorum. O kadar samimi değiliz. Yg- Sevgilisiniz ama samimi değilsiniz. Dalga mı geçiyorsun benimle? Sevgili mi?! Telaşla konuşmaya başlamıştım. Yun- Hayır, hayır sevgili değiliz. Şehirden gitmesine engel olmak istedim ama o kabul etmeyince aramızdaki ilişkiye son verdik. O yüzden yerini bilmiyorum. Silahını yine yavaşça aşağı kadar kaydırmış, kasıklarıma gelince durup şüpheyle geri çekmişti. Yg- Umarım doğruyu söylüyorsundur. Hızla kafa sallamıştım. Sırtını dönüp dükkânın çıkışına doğru yürürken durmuş ve arkasında yürüyen adamlara bakmıştı. Yg- Bayan Yun da bizimle geliyor. Kendisine eşlik edin. Yun- Ne?! Neden?! Yg- Dürüstlüğünüzden emin olmalıyız öyle değil mi? Burdan gittikten sonra sizi bir daha görebileceğim ne malûm? Yun- Ama evim de işim de burda. Nereye gidebilirim ki? Yg- Ben kimseye güvenmem Küçük Hanım. Alışsan iyi edersin. Çünkü Minho'yu bulana kadar benimle kalacaksın. Adamları kollarımdan tutmak üzereyken çırpınmanın bana yararı olmayacaktı. Yun- Lütfen... Kendim yürürüm. Yavaş adımlarla onları takip etmiş ve dükkânı kapatıp bekleyen araca binmiştim. ----------------------- Yaklaşık yarım saatin ardından, hâlâ yolculuk devam ederken Yoongi'ye bir arama gelmiş, beklemeden cevaplamıştı. Yg- Buldunuz mu? ?- ... Yg- Güzel, yoldayız geliyoruz. Gülümseyerek bana bakıyordu. Yg- Dürüstlüğün beni şaşırttı doğrusu. Suratım şaşkınlıkla gerilmişti. Ne yani?! Minho'yu gerçekten limanda mı bulmuşlardı? Araç büyük bir malikânenin önünde durup kapısı açılınca Yoongi inip bana elini uzatmıştı. Bu adamın sürekli değişen tavırları beni şaşırtıyor olsa da belli etmeden tutmuş ve araçtan inmiştim. Önden yürümeye başladığında etrafıma bakınarak onu takip ediyordum. Bahçe kapısının önündeki korumalardan biri saygıyla eğilmiş ve bizimle birlikte yürürken Yoongi'ye olanları anlatıyordu. K- Efendim Minho'yu limana giden ana yolda yakaladık. Siz gelmeden on dakika önce depoya götürdük. Yg- Dosyaları bulabildiniz mi? K- Hayır, bir şey söylememekte ısrarcı. Yoongi kafa sallayıp onaylanmış, depoya girmek üzereyken hâlâ ardında sessizce onu takip eden bana dönmüştü. Yg- Sevgiline merhaba diyelim. İğneleyici bir tavırla söylediği cümlesinden sonra içeri girmiştik. Karşıda eli kolu bağlı perişan hâldeki adamı görünce son derece üzülmüştüm. Ne olursa olsun insanların birbirilerine kötü davrandıklarını görmek beni mutsuz ediyordu. Yoongi çatık kaşlarım ve korkmuş surat ifademle Minho'ya olan bakışlarımı fark etmişti. Yavaşladığımda, hatta adım atmayı tamamen bırakmış sayılırken kolumdan tutmuş ve çekiştirerek adama yaklaşmıştı. Yg- Bak sana kimi getirdim? Adam hâlsizlikle kafasını kaldırmış ve tepkisizce yüzüme bakmıştı. Mn- Kimi getirdin? Yg- Hadi ama... Onu bu şekilde kurtarabileceğini mi sanıyorsun gerçekten?, demişti burnundan gülerek. Yg- Üstelik bize yerini söyleyen o. Minho yüzünde kocaman bir şaşkınlık ifadesiyle bana bakarken utançla başımı eğmiştim. Bu adamlara ne yapmış olursa olsun bedelini belki de canıyla ödeyecekti ve bunun sorumlusu bendim. Böyle düşündükçe gözlerim doluyor, kendimi daha kötü hissediyordum. Yg- Şimdi bana dosyaların yerini söyleyecek misin? Minho sessizce kalmış ve cevap vermemişti. Yoongi'nin rahat tavırlarından zaten bir cevap beklemediği kolayca anlaşılıyordu. Aynı rahatlıkla silahını çıkarmış ve bana doğrultmuştu. Dolan gözlerim sonunda taşmış, gözyaşlarım yanaklarımdan aşağı doğru süzülmüştü. Bir iki adım geri çekilip hızla titrek nefesler alıp vermeye başlamıştım. Yoongi'nin acımasız bakışları ve surat ifadesindeki kararlılık bana içten içe "Buraya kadarmış Yun." dedirtiyordu. Anlatsam beni dinler miydi? Ama bana inanmıyordu bile. Üstelik korkudan ağzımı bile açamayacak durumdaydım. Yoongi'nin eli tetiğe gidince nefesimi tutmuş birazdan kulaklarımı dolduracak patlama sesini beklemiştim. Kalbime nişan aldığı silahı ateşlemek üzereyken Minho araya girmişti. Mn- Ben bu kadını tanımıyorum. Yoongi hâlâ gözlerimin içine bakarken alaycı bir şekilde gülmüştü. Mn- Kim olduğunu düşünüyorsun bilmiyorum ama onu tanımıyorum. Yoongi umursamaz şekilde silahını bana doğrultmaya devam ediyordu. Mn- Senin gibi bir adam nasıl böyle bir hata yapabildi?
İşte bu! Minho'nun alaycı bir şekilde söylediği son cümlesi sonunda dikkatini dağıtmıştı. Sinirle silahını Minho'ya çevirmiş ve bağırmaya başlamıştı. Yg- OYUN MU OYNUYORSUNUZ BENİMLE?! Mn- Bilmem, belki de. Ama masum insanları öldürmeye ikimiz de her zaman karşı olduk öyle değil mi? Minho'nun rahat tavrı Yoongi'yi çileden çıkarınca suratına sert bir yumruk indirmiş, beni de kolumdan tutup çekiştirerek bahçeye çıkarmış ve yere fırlatmıştı. Yg- NE DİYOR BU ADAM?! Korkuyla titriyor, ne diyeceğimi bilemiyordum. Yoongi öfkeyle üzerime eğilmiş ve çenemi sıkıca kavrayıp gözlerime bakmıştı. Gözlerimi sımsıkı kapatmış iki elimle çenemdeki güçlü elini uzaklaştırmaya ve kendimi kurtarmaya çalışıyordum. Yg- Bana yalan mı söyledin?! Yun- Bana inanmıyordun, diyebilmiştim ağlamaklı çıkan sesimle. Yoongi sonunda çenemi bırakıp derin nefes almış ve sırtını dönüp ellerini saçlarına daldırarak birkaç saniye düşünmüştü. Yeniden bana doğru dönüp üzerime yürüdüğünde tedirginlikle geri çekilmeye çalışmıştım. Silahını beline yerleştirip elini bana doğru uzatmıştı. Yg- Kalk hadi! Burnumu çekmiş, tereddüt etsem de elini tutup ayağa kalkmıştım. Önden yürümeye başladığında onu takip edip eve girmiştim. Salona geldiğimizde koltuklardan birine oturmuş ve karşısını işaret edince ben de gösterdiği yere yavaşça oturmuştum. Yg- Şimdi bana her şeyi doğrusuyla anlat. Yalnız herhangi bir yalanını daha yakalarsam sana asla acımam. Anladın mı beni? Sessizce kafa sallamış ve derin bir nefes almıştım. Hâlâ titriyorken ürkek bir tavırla konuşmaya başlamıştım. Yun- Minho'yu tanımıyorum. Onu tanımadığıma inanmadığın için yalan söyledim. Yg- Yerini nerden bildin o zaman? Yun- Tanımadığım bir insanın yerini nerden bilebilirim? Aklıma gelen ilk şeyi söyledim. Yg- Sence böyle bir şeyi uydurup tutturmak mümkün mü? Yun- İyi de duyduğum kadarıyla onu limanda bulmamışlar ki. Limana giden anayolda yakalanmış. Havaalanı ve tren istasyonuna ulaşabilmesi ya da şehirden kendi arabasıyla çıkabilmesi için de yine o yolu kullanması gerekiyordu. Yoongi söylediklerimden sonra sessizleşmiş, dirseklerini dizlerine dayayıp son derece ürkütücü bir şekilde bana bakmaya başlamıştı. Göz temasını kesmeyeceğini anladığımda bakışlarına daha fazla maruz kalmamak adına gözlerimi kaçırmıştım. Yun- Neden bana öyle bakıyorsun? Yg- Seninle ne yapacağımı düşünüyorum. Şaşkınlıkla suratına bakmış ve korkuyla sormuştum. Yun- Nasıl yani? Yg- Minho ile olan bağlantını hâlâ çözebilmiş değilim. Sonuçta seni bulmamızın bir sebebi vardı. Öylece gitmene izin veremem. Çaresizlikle başımı eğmiş, sakin kalmaya çalışıyordum. Başıma gelenlere inanamıyordum ve hiçbir alâkam olmamasına rağmen hayatım pahasına burada bulunmak beni çileden çıkarıyordu. Yun- Minho'yu tanımıyorum. Kendisi de söyledi zaten. Neden anlamak istemiyorsun? Yg- Belki de seni koruyabilmek için yapıyordur. Ona zaten güvenmiyorum. Sana neden güveneyim? Haklıydı. Verecek cevap bulamıyordum çünkü bunu nasıl kanıtlayacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. İçeri çağırdığı koruması beni kolumdan tutmuş ve biraz önce geldiğimiz depoya doğru götürmeye başlamıştı. Attığımız her adımda içimdeki korku artarken kurtulma ihtimalimin de olmadığının farkındaydım. Adam beni depoya getirdiğinde boş malzeme odalarından birine kilitleyip gitmişti. Sakin olmalıydım. O kadar korkmuştum ki kafam doğru düzgün çalışmıyordu. Tanımadığım bir insanla hiçbir bağımın olmadığını kanıtlamak bu kadar zor olmamalıydı. Düşün Yun, düşün! Bir yolu olmalı! ----------------------- Havasız ve karanlık depoda soğuk zemine uzanmış, dizlerimi göğsüme çekip uyuyakalmıştım. Kilitlendiğim odanın kapısı gıcırdayarak açıldığında kapıyı açan koruma kenara çekilmiş ve Yoongi sert bakışlarıyla içeri girmişti. Yeni uykudan uyanmış olmanın verdiği sersemlikle doğrulmaya çalışırken baygın gözlerle ona bakıyordum. Yg- Günaydın. İyi uyumuş görünüyorsun. Cevap vermeden öylece bakmaya devam edince yanıma gelip çökmüş ve yüzüme daha yakından bakmıştı. Elini yanağıma koyduğunda irkilip geri çekilmek istemiştim. İzin vermeden yanağıma dokunmuş ve elini alnıma koymuştu. Yg- Ateşin çıkmış. Beni kucaklayıp kaldırdığında hiç tepki vermeden başımı omzuna koymuştum. Hem bedenim hem zihnim yorgundu. Hâlâ uykulu olan gözlerimi daha fazla açık tutamamış ve kapanmalarına izin vermiştim. ----------------------- Tekrar kendime geldiğimde aradan ne kadar zaman geçtiğini ve nerde olduğumu biliyordum. Hafif doğrulduğumda cam kenarındaki koltukta oturan Yoongi'yi görmüştüm. Uyandığımı fark edince incelediği dosyadan başını kaldırmış ve bana bakmıştı. Yg- Ahh, siz kadınlar çok narinsiniz. Bunu biraz unutmuş olabilirim. Özür dilerim. Ciddi miydi yoksa dalga mı geçiyordu emin değildim. Ayağa kalkıp yanıma gelmiş ve yatağın kenarına oturup elini yanağıma ve alnıma dokundurarak ateşimi kontrol etmişti. Bu sırada kapı çalmış ve elindeki tepsiyle hizmetli içeri girmişti. H- Yemek hazır efendim. Yg- Tamam, teşekkür ederim. Çıkabilirsin. Hizmetliden tepsiyi alıp dizlerime koymuştu. Yg- Hadi ye bakalım. Dünden bugüne ne değişmiş olabilirdi? Sorgulayan gözlerle yüzüne bakıyorken Yoongi durumu fark etmiş olmalıydı. Yg- Yemeğini yersen anlatırım. Kaşığı yavaşça almış ve yemeye başlamıştım. Ben sessizce yemeğimi yerken o da yanımda dosyalarını incelemeye devam etmişti. Yun- Bitti. Tepsiyi alıp komodinde duran ilacı ve suyu bana uzatmıştı. İlacı aldıktan sonra sonunda konuya girmişti. Yg- Dosyayı bulduk. Seninle ilgili yanlış anlaşılma da çözülmüş oldu. Yun- Nasıl oldu? Yg- Dün Minho dosyayla birlikte ortalıktan kaybolduktan hemen sonra fark edip onu aramaya başladık. İzini tamamen kaybetmeden önce bulmamız gerekiyordu ve bu yüzden acele ediyorduk. Odasını ararken Yun adında bir kadına yazılan aşk notu ve senin çiçekçinin bir kartvizitini bulduk. İsim benzerliği olduğunu düşünecek kadar vaktimiz yoktu açıkçası. Sonrasını biliyorsun zaten. Yun- Dosya neden bu kadar önemli? Niye alıp kaçtı ki? Yg- Anlatsam da pek anlamazsın. Karışık meseleler bunlar, boşver. Hafif kafa sallayıp onayladığımda yüzüme biraz yaklaşmıştı. Yg- İlk anda öfkeden fark edememiştim ama şimdi düşünüyorum da Minho ile aranızda bir şey olmamasına çok sevindim. Sözleri ve yüzündeki ukalâ gülümsemesi beni şaşırtmaya yetmişti. Konuyu deşmeden değiştirmek istemiştim. Yun- Artık evime dönebilir miyim? Yg- Bu soruyu sormaya cesaret edebiliyorsun demek. İlginç, demişti burnundan gülerek. Yun- N-neden? Bana biraz daha yaklaştığında artık konuşurken nefesi dudaklarıma çarpıyordu. İçten içe kalp atışlarımı duyacağından endişe ederken, o tehditkâr bir sesle cevap vermişti. Yg- Seni öylece bırakırsam polise gitmeyeceğini nerden bileceğim? Yun- G-gitmeyeceğim, s-söz veriyorum. Yg- Güven problemim olduğunu ve buna alışman gerektiğini söylemiştim diye hatırlıyorum. Yun- Ama... Ama beni hep burada mı tutacaksın? Gözlerini kısıp birkaç saniye düşünmüştü. Yg- Şu anki işimiz birkaç gün sonra bitecek. Deliller ortadan kaldırıldıktan sonra seni özgür bırakacağım. Anlaştık mı? Yun- Başka seçeneğim var mı? Yg- Güzel, birbirimizi çabuk anlıyor olmamıza sevindim. Yun- Bu arada... Şey... Minho'ya ne olacak? Öldürecek misiniz onu?
Küçük bir kahkaha atmıştı. Yg- Neden? Korkuyor musun benden? Neler yapabileceğimi anlamaya çalışıyor gibisin. Yun- Hayır, o anlamda söylemek istememiştim. Yg- İyi bakalım, demişti alaycı bir şekilde gülümseyerek. Yg- Minho'yu serbest bırakacağım. Onunla uzun bir geçmişimiz oldu ve birlikte çok iş yaptık. Onu öldürmek istemiyorum ama benimle çalışmaya da devam edemez. Yun- Anladım. Yg- Amaaa... Hak eden birini öldürmekten de çekinmem. Bu cümleyi kurduğu zaman takındığı soğukkanlı ve kendinden emin tavrı nefesimin kesilmesine neden olmuştu. Hemen başımı önüme eğmiş ve ellerimle oynamaya başlamıştım. Elini çeneme koymuş ve başımı kaldırmamı sağlayıp yeniden gözlerimin içine bakmıştı. Yg- Benden korkman için bir nedenin yok Yun. Sakin ol lütfen. Neden bu kadar gerginsin? Yun- B-bilmiyorum. B-ben... Ben sadece... Başıma daha önce hiç böyle bir şey gelmemişti. Yg- Ah kıyamam sana. Rahatlamam için sıcak bir gülümseme sunmuş ve yanağımı okşamıştı. O kadar etkileyici görünüyordu ki tamamen gülümseyen güzel dudaklarına odaklanmıştım. Yg- Her şey yolunda tamam mı? Birkaç gün misafirim olacaksın. Sonra da evine döneceksin. Başımı sallayıp onayladığımda gözümün önündeki kahkülllerimi kibarca yana çekmişti. Yg- Biraz işim var. Halledip döneceğim. Yun- Peki. Yoongi odadan çıkarken ben de yatağa uzanıp pencereye doğru dönmüştüm. Bu sırada göz ucuyla perdede bir hareketlilik fark etmemin hemen ardından kocaman siyah bir böceğin odada uçuşma sesleri kulağımı doldurmuştu. Gözlerim korkudan kocaman açılmış ve çığlık çığlığa yatağın üstünde ayağa kalkmıştım. Ben odada dört dönen böceğin korkusuyla yatağın üstünde sağa sola kaçarken Yoongi de telaşla tekrar içeri girmişti. Yg- DİKKAT ET! Uyarısını idrak edene kadar dengemi çoktan kaybetmiş, yere düşmeyi beklerken belime dolanan güçlü kolları hissetmiştim. Çığlık atmaya devam ediyor, Yoongi'nin beni sımsıkı saran kollarından kurtulmaya çalışırken panik içinde ellerimi sallıyordum. Yun- O... O ŞEY BİZE DOĞRU GELİYOR! ÜZERİMİZE ATLAYACAK! Yg- NEE?! Yoongi yüksek sesli bir kahkaha atarak beni kucaklamış ve odadan çıkıp hemen kapıyı kapatmıştı. Gülmekten yürüyemiyorken çırpınmama daha fazla dayanamayıp beni sonunda bırakmıştı. Yg- Bir böcek mi? Senin böyle çığlık çığlığa koşturmana sebep olan şey bir böcek mi gerçekten?, demişti gülümsemesini kontrol etmeye çalışarak. Benimle dalga geçtiğini fark edince ona tüylerim diken diken olmuş hâlde öldürücü bakışlar atıyordum. Yun- Çok mu komik?! Yg- Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim. Ama merak etme kahramanın burada. O böceği bulup seni kurtaracağım. Durumu komik bulması beni iyice sinirlendiriyordu. Ters bakışlarımı fark etmiş ve parmaklarıyla dudaklarına hayali bir fermuar çekmişti. Yg- Tamam, tamam sustum. Bekle burda, geliyorum hemen. Yoongi kapıyı açıp içeri girmiş ve hemen ardından kapatmıştı. Ben koridorda stresle bir sağa bir sola volta atıyordum. Kapı açıldığında telaşlı şekilde yüzüne baktıktan sonra bakışlarım elindeki peçeteye kaymıştı. Yg- Minik dostumuzu yakaladım. Görmek ister misin?, diyip heyecanla üzerime bir adım attığında hemen uzaklaşmıştım. Yun- Hayır, hayır görmek istemiyorum! Dışarı bırak lütfen! Pencereye gidip böceği gözlerimin önünde dışarı bırakmış ve geri dönmemesi için sıkıca kapatmıştı. Sırtını döndüğünde aralık kapıdan başımı uzatıp onu izlediğimi görünce kıkırdamaya başlamıştı. Yg- Hadi gel, attım. Odaya şüpheyle göz gezdirmiş ve başımı "Hayır." anlamında iki yana sallamıştım. Gülerek hızla bana doğru geldiğinde hemen sırtımı dönüp merdivenlere doğru koşmuştum. Kahkahalarla peşimden koşuyor beni durdurmaya çalışıyordu. Merdivenlerden inmek üzereyken yakalamış ve kendine çekip arkamdan sarılmıştı. Kurtulmaya çalışan ellerimi yakalamış ve büyük ellerinin içine hapsetmişti. Yg- Tamam, dur seni zorlamayacağım. Yun- Söz mü? Yg- Söz. Sonunda durduğumda beni sakince kendine doğru çevirmiş, ellerimi tekrar tutup başparmağıyla okşamıştı. Yg- Ellerin titriyor. O kadar çok mu korkuyorsun böcekten? Yun- Hepsinden değil ama bu kocamandı. Çıkardığı sesi duymadın mı? Gülümseyerek gözlerimin içine bakıyordu. Yg- Benden korktuğunu düşünmek beni rahatsız ediyordu. Ama böceğe olan korkunu görünce aslında benden pek de korkmadığına ikna oldum açıkçası. Bu söylediği beni de güldürmüştü. Yg- Çalışma odama geçecektim. Benimle gelmek ister misin? Okuyabileceğin bir sürü kitap var. Yun- Olur. Birlikte çalışma odasına gittiğimizde Yoongi masasının başına geçmiş ben de raftan seçtiğim bir kitapla koltuğa oturmuştum. ----------------------- Geçen bir saatin ardından Yoongi işini bitirmiş ve yanıma gelip oturmuştu. Yg- Kitap nasıl? Yun- Çok beğendim. Yg- Sevindim. Ara versen olur mu? Akşam yemeği için aşağı inelim. Yun- Kitabı yanıma alabilir miyim? Yg- Elbette. İnmeden odana bırakırız. Birlikte koridora çıkıp odaya yaklaştığımızda huzursuz olmaya başlamıştım. Yoongi adımlarımın yavaşlamasından durumu fark etmiş olmalıydı. Yg- Başka bir odaya geçmek ister misin? Yun- Problem olmayacaksa... Cümlemi yarıda bırakmış ve olumlu şekilde başımı sallamıştım. Kibarca gülümsemiş ve yanındaki odanın kapısını açmıştı. Yg- Benim odamda kalabilirsin. Yun- Ama benim yüzümden odandan olmanı istemem. Birkaç saniye düşünmüş ve yüzüne ukalâ bir gülümseme yerleştirmişti. Yg- Odayı paylaşmaya ne dersin? Gözlerim şaşkınlıkla kocaman açılmış ve derin bir şekilde yutkunmuştum. Yun- Ben diğer odaya geçeyim en iyisi. Yg- Yalnızca şaka yapıyorum. Diğer odada kalabilirim sorun değil, demişti kıkırdayarak. Kitabı yatağın yanındaki komodine bırakmış ve yemek için aşağı inmiştik. ----------------------- Aynı evde geçen birkaç günün ardından Yoongi sonunda beni evime geri bırakmayı kabul etmişti. Birlikte kaldığımız süre içinde benimle çok güzel ilgilenmiş, harika zaman geçirmemi sağlamıştı. Araç evimin önünde durduğunda gülümseyerek ona bakmıştım. Yun- Teşekkür ederim. Çok güzel zaman geçirdim. Yg- Ne mutlu bana. En yakın zamanda tekrarlamak için sabırsızlanıyorum. Yun- Anlamadım? Yg- Önümüzdeki hafta sonu seni tekrar alsam olur mu? Ben şaşkınlıkla suratına bakarken kıkırdamış ve devam etmişti. Yg- Ama bu kez kibar bir davetle... Yeniden güldüğünde ben de eşlik etmiştim. Cebinden çıkardığı telefonu bana uzatmıştı. Yg- Numaranı istesem ileri gitmiş olur muyum? Yüzümdeki tebessümle telefonu almış ve numaramı yazıp geri uzatmıştım. Kolumu tutup kendine çekmiş ve elini enseme koyup dudaklarıma tutkulu bir öpücük bırakmıştı. Yg- Özür dilerim. Gerçekten son ana kadar kendimi tutmaya çalıştım. Masum bir edayla suratıma baktığında ben de dudağına bir öpücük kondurmuş ve hızla arabadan inerek çok özlediğim evime girmiştim. Kapıyı hızla kapatıp mutlulukla çığlık atarak salona gitmiş ve kendimi koltuğa atmıştım. Ah, kalbim yerinden çıkacak sanırım. ----------------------- 💜 Beğendiyseniz belirtmeyi unutmayın lütfen.
Süper olmuş 🩷🩷❤❤
İkinciyim ama bu hikayen iyi diyil aşağı bak niye ÇÜNKİİ BU HİKAYE MÜKEMMMELLLLLLLLLL ÖZELLİKLEDE MIN YOONGİ DELİSİ OLARAK DIYORUM YAZARIMMMMM HARIKAAAA MAMAMIYO (heyecandan gevezeleme time😂)
😮😮😮😮woooow çok güzel bir aşk ay çıldırıyorum sen bir dahisin ❤❤❤❤❤❤❤
BAYILDIMMMMMMMMM
😄💕
AŞIRI HARİKAYDİ LAANNNM
Beğenmene çok sevindim, teşekkür ederim. ☺️💕
Yeni bölüm ne zaman
İki bölümlük bir kurguydu. Biraz önce yeni bir kurgu yükledim.😊
@@Jungkookstoryy❤
Halen soşun etkisindeyim seneryoya bağlanmasaydı cidden birşey yaşadığını düşünecektim Ben bunun şokundan nasıl çıkacam?!?!
Ayy, umarım okurken keyifli olmuştur.😂
@@Jungkookstoryy ben sıkılınca açıp açıp okuyorum öyle bir leyif
@@Patronice-jk 😂😅
Oha lan kalpten gidiyordum ve sonu böyle miydi ben şok Nefesim kesildi
Korkunç olduğuyla ilgili yorumlar alınca böyle bir son yazmak istedim. 😂
@Jungkookstoryy kalpten gidiyordum valla
@@Patronice-jk 😂😄
Kızım sen ne yaşıyorsun bu nasıl bir hikaye titreyerek okuldum
Gerilim dolu olsun istemiştim. Ama çok yüksek dozda olmuş.😂
Elim ayağım titiriyor bu ne mükemmellik ya
Çok teşekkür ederim. ☺️💕
@Jungkookstoryy rica edelim
Ters köşe nasil olunur oynat bakalım:
@Yagmuristemm54 😂😄
Tes sen sağ gibi kaldın den benimle kal erelslsldşdşşdşx 2:03
Ay ama bu harika yaaa
@@Wixyy-k9x teşekkür ederimm. ☺️💕
@Jungkookstoryy ne demekk
Best yazarimi sahalarda gormek cok guzell
@@Wixyy-k9x yiaa teşekkür ederim. ☺️💕
@Jungkookstoryy rica ederiimm
Aklıma find me in your memory geldi başlıktan
@@Lalalalala-a birkaç sene önce izlemiştim ben de. 😄 Ama kurgusundaki başlığı anımsatan kısmı hatırlayamadım, unutmuşum.
Çok güzel olmuş çok beğendim
@@iremgoktas8043 teşekkür ederim, beğenmene çok sevindim. ☺️💕
Bu arada çok beğendim ellerine sağlık🤌🏻🤍🎀
@@RZB_THV-1 teşekkür ederimm, beğenmene çok sevindim. ☺️💕
Tae sen Jungkook ve Sun’u boşver yanıma gel aslanım😉
@@RZB_THV-1 😂😅
Lağnnnn puhahahaha 😅😅
Normalde ytde Wattpad hikayesi okumam ama bu güzeldii
@@Reybbiss teşekkür ederim, beğenmene çok sevindim. ☺️💕
Bu tür daha çok gelsin
@@Bangtanworld1. Benzer tarzda yazmaya çalışacağım. 💕
Muhteşem mükemmel ötesi olmuş çok güzel yazıyorsun ❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤😂😂❤❤❤❤🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹👏🏿
@@SevgiKöse-u1y çok teşekkür ederimm. ☺️💕
@Jungkookstoryy 😍😍😍❤❤❤
Çok güzel bir seriydi diğer kurgularını dört gözle bekliyorum 🦋🤍🤍
@Gürel-g8s çok teşekkür ederim. ☺️💕
Bu hikayeyi devam etdirmelisin lütfen 😢🫤
@OrazgulRAMAZANOWA-lu6qy aslında kurguları aklıma bir şey gelmeyince bırakıyorum. 💕
Yaaa gerçekten çok güzeldii duygudan duyguya girdim resmen sorotarak okudum 😅😅 eline sağlık daha fazla böyle hikaye gelirse çok mutlu olurum emek verdiğin her halinden belli 🎉🎉❤❤❤
@@Durdane-d9h güzel yorumun için çok teşekkür ederim. ☺️ Çok mutlu oldum ve beğenmene de çok sevindim. 💕🌸
Ellerine sağlık mükemmel olmuş bayildimm❤❤❤
@@SongülTufan-j7z çok teşekkür ederimm. ☺️💕
🎉 mükemmel olmuş ❤
@@JOKER-t4b teşekkür ederimm. ☺️💕
@Jungkookstoryy rica edrim
Ahhhhh ÇOK GÜZEL GENE ELLERİNE SAĞLIK ❤💓
@@joohyun-u3i çok teşekkür ederimm. ☺️💕
@Jungkookstoryy ❤💓
Ilk benimmm wuaa
@JusthukukandNisa keyifli okumalarr. ☺️💕
Aninda burdayimm
@JusthukukandNisa 😄💕
Hikâye bana aittir ve hayal ürünüdür. İzinsiz almayın lütfen. Keyifli okumalar.. -------------- Etkinlik alanına geldiğimizde Jungkook kapımı açmış ve elimden kibarca tutup inmeme yardım etmişti. Arabasının anahtarını valeye teslim edip elini belime koyduğunda içeri girmeye hazırdık. Kapıda bizi karşılayan görevlilerden biri masamıza kadar eşlik etmişti. Yerlerimize oturunca Jungkook hemen arkadaşlarıyla sohbet etmeye başlamış, ben de yanında sessizce oturuyordum. Jk- Tanıştırayım bu arada. Kız arkadaşım Sun. Sun, yakın arkadaşlarım Tae ve Jimin. Sun- Tanıştığıma memnun oldum, demiştim samimi bir tebessüm sunarak. Tae- Biz de tanıştığımıza memnun olduk. Jm- Jungkook'un yanında sonunda bir kadın görebildik. Gülmeye başladığımızda Jungkook da gülmüştü ama aynı zamanda Jimin'e ters bir bakış atmıştı. Onlar sohbete devam ederken ben de dans eden çiftleri izlemeye başlamıştım. Karşımdaki masalardan birinde oturmuş bana bakan adamı fark edene kadar her şey yolundaydı. Gördüğüm kişiyle yüzüm şaşkınlıkla gerilmiş, içimi bir endişe kaplamıştı. Seojun..! Gözlerini ayırmadan bana bakıyordu. Yavaşça Jungkook'a sokulmuş ve elini tutmuştum. Jungkook şaşkınlıkla yüzüme bakarken bir şey yokmuş gibi davranıp gülümsediğimde karşılık vermişti. Seojun'un ayağa kalkıp bana doğru yürüdüğünü görünce yanıma geleceğini anlamıştım ama onunla konuşmayı asla istemiyordum. Sun- Jungkook? Jk- Efendim? Sun- Şey... Sohbetinizi bölüyorum ama dans edebilir miyiz? Teklifim onu gülümsemişti. Jk- Elbette. Ayağa kalkıp elini bana doğru uzattığında hemen tutmuştum. Birlikte dans eden diğer insanların arasına girmiş ve onlarla birlikte şarkıya eşlik etmeye başlamıştık. Jungkook'un bana bu kadar yakın olması ve yüzüme çarpan nefesi içimde garip bir heyecana sebep oluyordu. Kendimi o kadar kaptırmıştım ki Seojun'u unutmuştum resmen. Üzerimde hissettiğim korkunç bakışlarını yeniden fark edince aklıma bir fikir gelmişti. Jungkook ile şu an sevgili olduğumuz sanılıyordu sonuçta. Seojun'u da buna inandırırsam belki benden uzak dururdu. Jungkook'a gülümsemiş ve dudaklarına bir anda derin bir öpücük bırakmıştım. Belimdeki elleri sıkılaşmış, beni iyice kendine çekmişti. Yüzünden şaşırdığı o kadar belliydi ki. Çünkü öpücüğün sebebini bilmiyordu. Aslında bunu ben de bilmiyordum. Acaba gerçekten Seojun görsün diye mi öpmüştüm yoksa Jungkook'tan etkileniyor muydum? Henüz kendime bile verecek bir cevabım yoktu. Jungkook kıkırdamış ve yanağımı okşamıştı. Jk- Yanakların kızardı. Ben şaşkınlıkla suratına bakmış, utançtan bir şey diyememiştim. Jk- Sen iyi misin bu arada? Gergin görünüyorsun. Yavaşça onaylamak için kafa sallamıştım. Ama hayır, aslında pek de iyi değildim. Sun- Eve gitsek sorun olur mu? Jk- Tabii ki sorun olmaz. Zaten iyi görünmüyorsun. Yüzün bembeyaz oldu. Doktora gitmek ister misin? Sun- Hayır, sadece yoruldum. Jungkook arkadaşlarıyla vedalaştıktan sonra ordan ayrılmıştık. Yola çıktığımızda arkama yaslanmış sessizce camdan dışarıyı izliyordum. Jk- Sun, iyi olduğuna emin misin? Bir problem var gibi duruyor. Sun- Gerçekten iyiyim. Teşekkür ederim, demiştim tebessüm ederek. O da karşılık verdiğinde yeniden sessizleşmiştik. Elini koluma dokundurunca aniden irkilmiş ve etrafıma bakmıştım. Evimin önünde duruyorduk ve ben farkında bile değildim. Jk- Korkuttum mu? Geldik diyecektim. Sun- Hayır, dalmışım sadece. Elini alnıma ve yanağıma dokundurunca bir an ne yaptığını anlayamamıştım. Jk- Hayır, ateşin de yok ki. Ne oldu bir anda anlamadım. Sun- Teşekkür ederim. Dediğim gibi gayet iyiyim. Dinlenmem lazım sadece. İyi geceler, demiş arabadan inmiştim. Eve girdikten sonra odama doğru yürümek üzereyken kapı çalmıştı. Arabada bir şey mi unuttum acaba diye düşünerek dönüp hemen açtığımda karşımda Seojun'u görmeyi beklemiyordum. Gözlerim kocaman açılmış, kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı. Neden gelmişti ki evime bu saatte? Sun- Seojun... Kısık sesle söyleyebildiğim tek kelimeden sonra ağzımdan küçük bir hıçkırık kaçmıştı. Niyetinin iyi olmadığı çok açıktı. Sj- Hmm, demek beni tanıyorsun. Biraz önce etkinlikte tanımıyor gibi davranınca gelip küçük bir hatırlatmada bulunmak istedim. Ben cevap vermeyince yüzüme bakmaya devam etmiş ve içeri doğru bir adım atmıştı. Girmesine engel olamayacağım için hafif geri çekilmiştim. Sj- Yanındaki adam sevgilin miydi? Şu başarılı iş adamı Jeon Jungkook... Yoksa ajansın ayarladığı yeni bir iş mi sadece? Üzerime doğru bir adım daha attığında ben de geriye doğru adım atmıştım. Sun- Jungkook gerçekten sevgilim. Sj- Buna izin vereceğimi düşünmüyorsun öyle değil mi? Korkudan nefes nefese kalmıştım. O üzerime doğru adım attıkça ben de geriye doğru adımlıyor, nasıl kurtulacağımı düşünüyordum. Sun- Senden izin isteyecek olduğumu da nerden çıkardın? Çenesi öfkeyle kasılmış üzerime doğru yürüyüp beni ittirmişti. Arkamdaki duvara çarptığımda anahtarlık için çakılmış olan çivi sırtımdaki kemiğe denk gelmişti. Aldığım sert darbeden sonra ağzımdan acı dolu bir inleme kaçmıştı. Gözlerim kararmış ve başım dönmüştü. Duvara tutunarak yere çöktüğümde gözlerimi sımsıkı kapatıp açıyor, kendime gelmeye çalışıyordum. Kendimi savunmak zorundaydım. Derin derin nefes alırken Seojun bağırarak üzerime doğru eğilmişti. Sj- Beni defalarca kez reddettikten sonra ne demek sevgilim var?! Yakamdan tutmak istediğinde bir anda geriye doğru sendelemişti. Başımı hafif kaldırmış, bulanık olan görüş açıma rağmen gelenin Jungkook olduğunu anlamıştım. Jk- Ne yaptığını sanıyorsun sen it herif?! Jungkook, Seojun'u birkaç yumrukla yere sermiş ve hemen yanıma gelmişti. Jk- Sun? Beni duyabiliyor musun? Nefes alışverişlerim ciğerlerime yetmiyorken Jungkook bana sımsıkı sarılmıştı. Başımı göğsüne yaslamış, bir eli bedenimi sararken diğeriyle saçlarımı okşuyordu. Jk- Tamam, burdayım. Geçti, geçti. Yanıma oturmuş ve ben sakinleşene kadar beklemişti. Sun- Neden geri döndün?, diye sormuştum daha iyi hissettiğimde. Jk- İyi görünmüyordun. Hasta olabileceğini düşündüm. Sun- İyi ki geldin, demiştim kısık sesle ve sanki mümkünmüş gibi daha fazla yaklaşmaya çalıştığımda Jungkook fark edip daha sıkı sarılmıştı. Jk- İyi ki geldim. Bu sırada Seojun'un kendine geldiğini görünce irkilmiştim. Jk- Şşş... Korkma, her şey yolunda. Seojun ayağa kalkmış ve bize ters bir bakış atmıştı. Sj- Sakın burda bitti sanma, demiş ve öfkeyle çıkıp gitmişti. Gözyaşlarım sonunda akmaya başladığında Jungkook endişeyle yüzüme bakmıştı. Jk- Ah, kıyamam sana. Sakin ol lütfen. Hiçbir şey yapamaz. Sun- Geri gelecek. Jk- Hayır tabii ki gelmeyecek. Yarın direkt polise gideceğiz ve şikayetçi olacağız. Bir daha gelemeyecek anlaştık mı?
Yavaşça kafa sallamıştım. Jk- Hadi eşyalarını alıp benim evime gidelim. Birlikte ayağa kalktığımızda odama girmiştik. Hemen dolaba yönelmiş iki üç günlük bir şeyler hazırlamaya başlamıştım. Jk- Sırtına ne oldu? Sun- Seojun ittirince çiviye çarptım. Jk- Bakabilir miyim? Yanıma gelip sırtıma hafif dokunmuştu. Sızladığını belli eden mırıltılar çıkardığımda üflemişti. Jk- İlk yardım çantan nerde? Sun- Banyoda. Ben seçtiğim kıyafetleri çantaya koyarken Jungkook ilk yardım çantasıyla geri gelmişti. Elbisenin fermuarını indirmiş ve yaranın üzerini açmıştı. Pamuğa antibiyotiği döküp sırtıma dokundurduğunda hafif sızlasa da hemen üflemiş ve acımasını önlemişti. Jk- Acıyor mu? Sun- İlk vurduğumda kemiğe denk geldiği için çok acıdı. Ama şimdi iyiyim. Yara bandını da yapıştırıp bitirmişti. Jk- Hadi üstümü değiştir, çıkalım. Banyoya girmiş ve üstüme rahat bir şeyler giyip çıkmıştım. Jungkook hazırladığım çantayı da alınca birlikte evden ayrılmıştık. ----------------------- Jungkook'un tek başına yaşadığı evine geldiğimizde arabadan inip içeri girmiş, direkt odasına çıkıp birbirimize dönük şekilde yan yana yatağa uzanmıştık. Jk- Daha iyi hissediyorsan anlatmak ister misin? Hafif kafa sallayıp konuşmaya başlamıştım. Sun- Seojun'u yaklaşık bir senedir tanıyorum. İlk kez bir kafede karşılaştık. Beni orda gördükten sonra yanıma gelip tanışmak istemişti. Ama ben reddedince garip bir şekilde gittiğim her yerde karşılaşmaya başladık. O günden sonra tesadüf gibi davranıyor olsa da sürekli beni takip ettiğini düşünüyor, korkuyordum. Jk- Neden onu şikâyet etmedin? Sun- Çünkü daha önce beni rahatsız ettiği ya da zarar vermeye çalıştığı olmamıştı. Sadece garip karşılaşmalardan ibaretti. Jk- Bu gece de onlardan biriydi. Sun- Bu kez sanırım gerçekten tesadüftü. Çünkü seninle ilişkimi daha yeni öğrenmiş olduğu belliydi. Ama işimle ilgili olduğunu anlamış. Jk- İşini de mi biliyor?! Sun- Evet. Daha önce sevgili rolü yapmamı istediği için ajansa bile geldi. Tabii ben yöneticiye durumu anlatınca reddettik. Başka oyuncu teklif edildi ama kabul etmedi. Jk- Neden böyle bir iş yapıyorsun? Tehlikeli değil mi? Birkaç saniye duraksamıştım. Jk- Paylaşmak istemezsen anlarım. Sun- Girdiğim rollerde yeni ailelerle tanışıyor, kısa süre de olsa onların bir parçası oluyorum. Bu durum hoşuma gittiği için bu işi hep çok severek yaptım. Jk- Neden kendi ailenle yaşamıyorsun ki? Sun- Benim ailem yok. Jungkook sorduğu sorudan pişman bir şekilde yüzüme bakıyordu. Ne diyeceğini bilememişti. Jk- Özür dilerim, yanlış bir şey söylemek istememiştim. Sun- Yanlış bir şey söylemedin merak etme. Sorabilirsin sorun değil. Jk- Onlara ne oldu?, diye sormuştu kısık sesle. Beni kıracak bir şey söylemekten korkuyordu. Sun- Bilmiyorum. Yetimhanede büyüdüm. Daha fazla bir şey sormamış ve kafa sallamakla yetinmişti. Parmak uçlarını yüzümde gezdirmiş, yanağımı okşamıştı. Hafif doğrulup üzerime doğru gelmiş önce alnıma, sonra gözlerime, yanaklarıma, burun ucuma küçük öpücükler kondurmuştu. Gözleri dudaklarıma kaydığında başparmağıyla alt dudağıma tüy kadar hafif bir dokunuş bırakmış ve öpmeye başlamıştı. Yavaş ve tutkulu öpücüğüne beklemeden karşılık vermiştim. Dudaklarımızı istemeyerek ayırdıktan sonra yine yanağımı okşamıştı. Jk- Hadi uyuyalım. Yorgun görünüyorsun. Başımı sallayıp onayladığımda bana iyice yaklaşmış, tekrar yanıma uzanıp üzerimi iyice örtmüş ve elini belime koymuştu. Varlığının yarattığı huzurla gözlerimi kapatmadan önce son kez gözlerinin içine bakmıştım. Sun- İyi geceler. Jk- İyi geceler. ----------------------- Sabah birlikte hızlı bir kahvaltı yapıp polis merkezine gitmiştik. İfadelerimiz alınmış ve Seojun merkeze getirilip bizimle yüzleştirilmişti. Sırtım için de darp raporu alıp polise teslim ettiğimde Seojun gözaltına alınmıştı ve polisin dediğine göre yüksek ihtimalle tutuklanacaktı. İşimizi bitirip eve dönünce saat epey ilerlemişti. Jk- Daha iyi misin? Sun- Evet. Artık çok daha iyiyim. Jk- Çok sevindim. Bir de ben çok acıktım yaa. Pizza mı sipariş etsek? Sun- Olur. Ben de çok acıktım, demiştim heyecanla. Seojun'dan sonra üzerimden büyük bir yük kalkmış gibiydi. Çok rahatlamıştım. Jk- Hadi gidip duş alıp üstümüzü değiştirelim. Birlikte odasına çıktığımızda Jungkook giymek için kıyafet hazırlamış, banyosunu bana bırakıp kendisi de kocaman evindeki başka bir banyoya duş almaya gitmişti. Kısa bir duştan sonra kendime gelmiştim. Çıkıp üzerime getirdiğim kıyafetlerimden bir şort ve tişört giydikten sonra saçlarımı kurulamak için tekrar banyoya girmek istediğim esnada kapı çalmıştı. Pizzanın geldiğini düşünüp hemen aşağı inmiştim. Kapıyı açtığım an içimi büyük bir pişmanlık kaplamıştı. Pizzacı yerine Jungkook'un anne ve babası ile karşılaşmayı beklemiyordum tabii ki. Ben üzerimde son derece rahat ev kıyafetleri ve ıslak saçlarımla ne yapacağımı şaşırmışken Jungkook yarı çıplak, üzerinde sadece şortla ve elindeki havluyla saçlarını kurulayarak kapıya gelmişti. Jk- Pizza geldi mi? Kapıda anne ve babasını görünce donup kalmıştı. Yavaşça dönüp birbirimize baktığımızda yutkunmuş ve yeniden onlara bakmıştık. A- Yanlış zamanda mı geldik acaba? Bizi yanlış anladıkları için utançla başımı eğdiğimde Jungkook beni belimden tutup kendine çekmişti. Ne yapıyordu bu?! Zevk mi alıyordu böyle anlaşılmasından? Jk- Yok annecim. Biz de yemek bekliyorduk zaten. Arayıp siparişlere sizin için ekleme yapayım. B- Yok, yok. Kalmayacağız oğlum. Geçerken annenin ısrarıyla uğradık sadece. Sun' un varlığına hâlâ inanamıyor da kendisi. İçtenlikle gülümsemiştim. Sun- Hoş geldiniz. İçeri buyrun lütfen. Salona geldiğimizde anne ve babası oturunca Jungkook'a yaklaşmıştım. Sun- Git üzerine bir şey giy. Jk- Niye? Ciddi bir şekilde cevap vermek üzereyken yüzündeki alaycı gülüşü fark etmiştim. Göz devirip koltuklardan birine oturduğumda Jungkook da üzerine giydiği bir tişörtle yanımıza dönmüştü. A- Eee oğlum neden yemeği dışardan söylediniz? Sen pek sevmezsin dışardan yemeyi. Jk- Doğru annecim haklısın. Ama bugün pek yemek yapacak vaktimiz olmadı. Yorulduk da biraz. Kıkırdayıp bana bakıp göz kırptığında utanmazlığıyla gözlerim şaşkınlıktan kocaman açılmıştı. Anne ve babası bile ne diyeceklerini bilememişti. Ne anlamışlardı kim bilir?! B- Geldik rahatlarını bozduk çocukların. Ben sana demiştim habersiz gitmeyelim diye. Kalkalım mı?
Sun- Aaa hayır efendim olur mu hiç? İyi ki geldiniz. Çok mutlu olduk. Jk- Evet babacım. Öyle düşünmeyin lütfen. A- Daha sonra yine geliriz yavrucum. Ya da yine yemek hazırlarım siz gelirsiniz. Jk- Peki, teşekkür ederiz. Anne ve babasını kapıya kadar eşlik edip vedalaşmıştık. Kapıyı kapatır kapatmaz sinirle Jungkook'a dönmüştüm. Sun- Kafayı mı yedin sen?! Jk- A-a niye, ne yaptım ki? Sun- Onlar nasıl tavırlardı öyle?! Yanlış anladılar görmedin mi?! Jungkook bir anda üzerime yürümüş ve beni kapıyla arasına almıştı. Jk- Nasıl anladılar? Ben sadece rol yapıyordum. Sun- Bana rol değil de fırsatçılık yapıyorsun gibi geldi, demiştim fısıldayarak. Jk- Aaa ben öyle biri miyim? Sun- Evet. Verdiğim cevapla yüksek sesli bir kahkaha atmıştı. Bana iyice yaklaşıp üzerime doğru eğildiğinde kapının çalmasıyla derin bir nefes almıştım. Bu kez gelen pizzacı olmalıydı. Jungkook kapıyı açtığında koşarak odasına gitmiş ve banyoya girmiştim. Uff, yanaklarım kızarmış, alev alev yanıyordu. Birbirimize sinir olurken aramızdaki ilişki neye dönüşüyordu böyle? Elimi yüzümü hızlı bir şekilde soğuk suyla yıkamış ve aşağı inmiştim. Jungkook mutfakta pizzaları tabaklamış yanına atıştıracak bir şeyler hazırlıyordu. Beni fark edince kısa bir bakış atmış ve işine devam ederken konuşmaya başlamıştı. Jk- Nerdeydin? Kaçıp gittin bir anda. Sun- Yemekten önce ellerimi yıkamak için odaya çıktım. Jk- Anladım. Ben de bir an benden etkilendiğini düşünmüştüm. Sun- Ne?! Ne ilgisi var?! Tabii ki hayır! Heyecanla art arda konuşunca tepkime burnundan gülmüştü. Ah, inanamıyorum. Kendimi nasıl bu kadar ele verebilirim? Jk- Yanına şampanya açalım mı? Sun- Olur. Jungkook son tabağı da masaya bıraktıktan sonra şampanyayı açmış ve bardaklara doldurmuştu. Karşılıklı oturup yemeye ve sohbet etmeye başlamıştık. Jk- Bu arada şampanya genelde libidomu çok yükseltiyor. Duraksayıp suratına bakmıştım. Sun- Normalde de pek düşük görünmüyor, demiştim gözlerimi kısarak. Küçük bir kahkaha atmıştı. Jk- Anladın demek. Sun- Ne?! Hayır! Kendimi gerçekten zor durumda bırakıyordum. Şu çenemi birazcık tutsam ne olurdu sanki? Yemeğimiz bittikten sonra Jungkook bardaklarımıza daha fazla şampanya koymuştu. Alıp salona geçmiş ve loş ışıkta güzel bir film açıp izlemeye başlamıştık. Klasik amerika filmleri... Yüksek libidolu çiftler, açık konuşmalar, yetişkin içerikli sahneler... Bilerek açtığına şüphem yokken filmi Jungkook'a seçtirmenin büyük bir hata olduğunu anlamıştım. Bu adam çok fena! Filmin ilk yarım saati bittiğinde Jungkook hafiften bana yaklaşmıştı. Dönüp yüzüne bakmış ve sırıtmıştım. Sun- Sarhoş değilim yalnız. Burnundan gülüp cevap vermişti. Jk- Biliyorum, zaten hafif bir içecekti. Ama insanı fena yoldan çıkarıyor, demişti saçlarımın uçlarıyla oynayarak. Sun- Bunun için içmeye ihtiyacın var mıydı gerçekten? Kıkırdayarak konuşmaya devam etmişti. Jk- İkimizin de daha cesur davranması için vardı, evet. Sürekli tuzağa düşmüş gibi hissettiğim için iyice gerilmiştim. Her cevap verip konuyu dağıtmaya çalıştığımda verdiği karşılık konuyu derinleştiriyor gibiydi. Jk- Yine yanakların kızardı. Sun- Senin yüzünden, demiştim fısıldayarak. Gülümsemiş ve beni bir anda belimden tutup kendine çekmişti. Neye uğradığımı şaşırırken kucağına alıp bacaklarımdan birini belinin diğer tarafına koymuş, kalçalarımdan kendine bastırdığı an altımda hissettiğim sertlikle ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. Panikle gözlerim kocaman açılınca hemen kalkmak için hamle yapmıştım ama belime doladığı kolu beni yakalamış ve sımsıkı sarıp kalkmama izin vermemişti. Sun- Jungkook... Konuşmama izin vermeyip dudaklarımı tutkuyla öpmeye başlamıştı. Öyle güzel hissettiriyordu ki geri çekilmek istemiyordum. Ellerimi yavaşça boynuna dolamış ve öpücüğüne karşılık vermiştim. Kendimi ona iyice kaptırdığımda belime doladığı elleriyle beni bir anda altına almıştı. İşte buna hazır değildim. Ellerimi yanaklarına koyarak yüzünü uzaklaştırıp dudaklarımı kurtarmaya çalışıyordum. Engel olamayacağımı anladığımda başımı hızla yana doğru çevirmiştim. Sun- Hayır, lütfen... Jk- Korkma, ileri gitmeyeceğim. Sımsıkı kapattığım gözlerimi açıp başımı çevirdiğimde yüzünde samimi ve güven veren bir tebessümle bana bakıyordu. Jk- İstemediğinin farkındayım ve istemediğin bir şeyi asla yapmam. Anlaştık mı? Onaylamak için hafif kafa sallayınca bakışları boynuma kaymıştı. Jk- İzin verir misin? Birkaç saniye duraksayıp tekrar onaylamak için kafa sallamıştım. Alt dudağımı ısırıp emmiş ve hemen boynuma yönelmişti. Tavırları, çok acıktığımda önüme konan leziz bir yemeği iştahla yediğim hâllerimi andırıyordu. Bana karşı böyle mi hissediyordu acaba? Boynumu sömürürken elleri tişörtümün altında, çıplak tenimde geziniyordu. Rahatsız olmuyor, aksine gerçekten zevk alıyordum. Haz dolu geçen dakikaların ardından bütün ağırlığıyla kendini üstüme bırakmıştı. Kollarını başımın iki yanına koymuş, gözlerimin içine bakıyordu. Jk- İşini bırakmayı hiç düşündün mü? Sun- Hayır. Jk- Peki benim için düşünmeni istesem haddimi aşmış olur muyum? Sun- Neden böyle bir şey isteyeceksin? Jk- Çünkü yalnızca benim hayatımda rol almanı istiyorum. Ne diyeceğimi bilemez şekilde yüzüne bakınca durumu fark etmişti. Jk- Çalışmak istersen seni destekleyeceğimden emin olabilirsin. Bu veya başka bir iş fark etmez. Sadece artık gerçekten hayatımın bir parçası olmanı istiyorum. Hafif tebessüm ederek yüzüne bakmış ve hiçbir şey söylememiştim. Jk- Sen de ister misin?, demişti tereddüt ederek. Doymadığım dudaklarına tutkulu bir öpücük bırakmıştım. Sun- Çok isterim. Yanağımı okşayıp öpücüğüme karşılık verdiğinde hâlâ iki yana açık olan bacaklarımın arasında uzanıyordu. Sun- Şey... Ama bacaklarım yoruldu. Jk- Ne çabuk?! Böyle çabuk mu yorulacaksın? Sun- Çabuk mu?! Yarım saatten fazla olmuştu. Nasıl yani çabuk?! Sitemle cevap vermek üzereyken aniden duraksamıştım. Bir dakika, bir dakika! Ne demek istediğini daha yeni anlıyordum sanırım. Yüzüm şaşkınlıkla gerilince hayranlık duyduğum küçük kahkahaları yeniden kulaklarımı doldurmuştu. Jk- Yanakların kızardı. Evet! Sanırım bana bunu yapmaya bayılıyordu. ----------------------- 💜 Bu kısa serinin final bölümüydü. Beğendiyseniz belirtmeyi unutmayın lütfen.
Ayy cok güzel mukemmel otesi olmus mukemmel yazarim cok iyi❤🌹🌺eline emegine saglik yeni hikayeler bekliyom
@@GülnaraBabayeva-r7k çok teşekkür ederim, beğenmene çok sevindim. ☺️💕
ohaaaaaaaaaaaa ən yaxşı oxuduğum kurku.Yazarım gərçekten bu kurgunu yazdığın üçün bu ödülü qazandınız🥇🏆
Ben hikayeye tek kelimeyle bayıldımm. Ellerine sağlıkk. Böyle hikayeler okumayı çok seviyorumm❤
@@viioletta7 teşekkür ederim, beğenmene çok sevindim. ☺️💕
@Jungkookstoryy rica ederimm✨️
Devamı ne zaman gelecek cok iyisin hikayelerini cok beğendim cok başarılısın ýazmakda devamını sabırsızlıkla bekliyorum
Devamı ne zaman gelecek cok iyisin hikayelerini cok beğendim cok başarılısın ýazmakda devamını sabırsızlıkla bekliyorum
Devamı ne zaman gelecek cok iyisin hikayelerini cok beğendim cok başarılısın ýazmakda devamını sabırsızlıkla bekliyorum
@OrazgulRAMAZANOWA-lu6qy çok teşekkür ederim. ☺️ Devamını şimdi yükledim, keyifli okumalar. 💕
Çok güzel olmuş ama biz yeni bölüm istiyoruz 😭😭
@@Melodiews3407 teşekkür ederim. ☺️ Yeni bölümü şimdi yükledim. 💕
@ rica ederimm.Asıl benim teşekkür etmem gerekiyo samimiliğindenn 😻
@@Melodiews3407 yiaaa... Böyle hissettiriyorsam ne mutlu bana. ☺️👉👈
@ hihihii 🙂↕️
CABUK YENI BÖLÜM AT YOKSA EVINI BASARIM RUYALARINA GIRERIM
Soft ve tatlı olmuş tıpkı senin gibi 🫶🏻💕💕
@Gürel-g8s yiaa çok teşekkür ederimm. ☺️👉👈💕