Hikâye bana aittir ve hayal ürünüdür. İzinsiz almayın lütfen. Keyifli okumalar.. -------------- Kütüphaneden çıktığımda akşam olmuştu. Hava almak için bahçedeki havuz alanına inmiştim. Su, ışıkların altında parlıyorken etrafta sessizlik hâkimdi. Yağan yağmurun ardından mis gibi toprak kokusu sarmıştı dört bir yanı. Kafamdaki düşüncelerden kurtulmak için parmaklarımı suya daldırmış ilgimi çekecek bir şeyler arıyordum. Jk- Sun... Arkamdan duyduğum sesle irkildiğimde dengemi kaybetmiş, havuza düşmek üzereydim. Beni yakaladığında telaşla havuzdan uzaklaşmıştım. Jk- Dikkatsizsin. Güçlü kolları belimi beni kaybetmekten korkarcasına sıkı sarıyorken heyecanıma engel olamıyordum. Jungkook’un gömleğinin üstteki birkaç düğmesi çözülmüş, kolları sıvanmıştı. Bu çekici görünüşü aklımı başımdan alıyordu resmen. Sun- Geldiğini fark etmedim. Jk- Korkutmak istememiştim. Burda yalnız başına ne yapıyorsun? Derin bir nefes almış ve tekrar havuzun kenarına çökmüştüm. Sun- Düşünmeye çalışıyorum. Jungkook kaşlarını çatıp yaklaşmış ve aramızdaki mesafeyi kapatıp yanıma çökmüştü. Jk- Beni bu kadar uzak tutmaya çalışırken aslında ne hissettiğini mi düşünüyorsun?, diye mırıldanmıştı. Sesi her kelimenin altını çizer gibi derindi. Ayağa kalkmak istediğimde bileğimden tutup oturtmuş ve izin vermemişti. Jk- Kaçamazsın. Sun- Sana olan sevgisizliğimi düşünüyordum. Yüzünde beliren alaycı gülümsemeyle cevap vermişti. Jk- Ama sevgisizlikten uzak görünüyorsun. Haklıydı. Ondan etkilendiğimi elimde olmadan çok belli ediyordum. Jk- Bu arada kaçmaya çalışırsan seni geri getirmek zorunda kalırım. Sanki bu cümlesi bir uyarıdan çok meydan okuma gibiydi. Öfkeyle dişlerimi sıkarak ona doğru döndüm. Sun- Kaçmayacağım. Ama gitmek istiyorum. Jk- O zaman... İsteğin gerçekleşmeyeceğine göre burada olmanın tadını çıkarsan iyi edersin. Yüzündeki varlığını koruyan alaycı gülümsemeye sinir oluyordum. Sun- Beni delirteceksin!, diye mırıldanmıştım. Jk- Evet bebeğim! Nerden bildin? Çapkın bir tavırla göz kırpıp dilini dudaklarında gezdirdiğinde nefesim kesilmişti. Gözlerim kocaman açıldığında ayağa kalkmış ve beklemeden içeri girmiştim. ----------------------- Eve girdiğimde üst kata çıkmış karanlık koridorda odama doğru yürüyordum. Duyduğum ayak sesleriyle Jungkook'un arkamdan geldiğini biliyordum. Kolumdan tutup beni kendine çekmiş ve belimi kavramıştı. Bakışlarının hiç de masum olmadığını fark ettiğimde sinirle bakmış ve ellerimi göğsüne koyup ittirmek istemiştim, ama hiç hareket etmemişti. Varlığı kendimi hem tehlikede hissetmeme neden oluyor, hem de garip bir güven duygusu aşılıyordu. Sun- Beni rahat bırak. Jungkook başını eğmiş ve yanağımı hissederek öpmüştü. Vücudum kontrolünü kaybederken kulağıma yaklaşmış ve fısıldamıştı. Jk- Beni istemediğini söyleyebiliyorsan giderim. Eli yavaşça sırtıma doğru kaydığında beni daha da yakınlaştırmak istiyor gibiydi. Jk- Benden uzak durmak zorunda olduğunu biliyorum. Söylediği garip cümleden sonra sorgulayıcı gözlerle ona bakıyordum. Neyi biliyordu? Jk- Yorgun görünüyorsun. Uyku vakti. Konuyu değiştirdiğinde sorgulamak istesem de şu anki yakınlıktan kurtulmak benim için daha önemliydi. Zaten ona bu kadar yakın durmak tüm dikkatimi dağıtıyordu. ----------------------- Sonraki gün Jungkook ile neredeyse hiç karşılaşmamıştım. Akşama doğru büyük ve loş bir ışıkla aydınlatılan salonda otururken pencerelerden içeri süzülen gün batımının ışığı ortama büyüleyici bir hava katıyordu. Ayağa kalktığımda elleri cebinde, salonun köşesinde beni izleyen Jungkook'u daha yeni fark ediyordum. Sun- Beni sürekli izlemekten bıkmadın mı? Dudaklarının kenarında beliren küçük bir tebessümle bana yaklaştı. Jk- Hem de hiç. Önümde durduğunda kokusu burnuma dolmuştu. Onu daha dün gece görmüşken bu kadar özlemiş olduğuma inanamıyordum. Tutku dolu bakışları tüm bedenimi esir alıyordu. Sun- Benden ne istiyorsun? Güçlü görünmek istesem de içimdeki duygusal karmaşayı saklayamıyordum. Çenemi hafifçe tutup yüzüme yaklaştığında parmaklarının sert ama şefkatli dokunuşu içimdeki bütün duvarları yıkmaya yetiyordu. Başparmağını kurnazlıkla dudaklarıma değdirmişti. Jk- İstediğim buysa ne yapacaksın?, diye fısıldadı. Kalbim göğsümde şiddetle atıyorken bu adamı durdurmanın imkansız olduğuna artık inancım tamdı. Yüzüme daha da yaklaştığında kulağıma doğru eğilmişti. Bunun kışkırtıcı olması hoşuna gidiyordu. Jk- Beni durduramazsın, çünkü sen de benden kaçmak istemiyorsun. Sesi derin ve sarsıcıydı. Dudakları boynuma küçük öpücükler bırakıyorken bu yakınlığın sıcaklığı beni çok geriyordu. Jk- Bunu gerçekten istemiyor musun? Dudakları hâlâ tenimde geziniyorken yutkunmaya çalışmıştım. Aramızdaki yakıcı yakınlığa karşı koymak için savaşırken derin bir nefes almıştım. Sun- Hayır, diyebilmiştim ama ne kadar inandırıcıydı? Burnundan güldüğünde inanmadığına şüphem yoktu. Jk- Yalan söylüyorsun. Jungkook hiç beklemeden dudaklarımı öpmeye başladığında karşılık vermemek için tüm bedenimi kasmıştım. Bu duruma bir an önce dur demem gerektiğini bilsem de ıslak ve sıcacık öpücüğü bedenimi uyuşturmuş gibiydi. Tepki veremiyor, sadece devam etmesini istiyordum. Uzun süren öpücüğün ardından Jungkook alnını alnıma yaslamıştı. Jk- Daha ne kadar inkâr edeceksin? Bu kadarı çok fazlaydı. Asla olmamalıydı. Karnımda bir bebek vardı ve bu haksızlığı ona yapamazdım. Babasını bulmam gerekiyorken benim burda ne işim vardı? Hızla geri çekilmiş ve suratına bile bakmadan odama girmiştim. Bu hareketimin Jungkook'u çok kırdığını tahmin edebiliyordum. ----------------------- Zamanla kendimi Jungkook’a daha yakın hissetmeye başladım. İlk başta her adımda bir yabancılık, bir zorunluluk duygusu vardı. Ama gün geçtikçe Jungkook’un varlığı, tutkulu bakışları, her hareketi, her sözü içimde bir şeyler uyandırıyordu. Ama her seferinde kendimi tutmaya çalışıyordum. Ne de olsa buraya getirildiğim ilk günden beri aklımdaki tek düşünce, bu evden bir an önce kurtulup hamileliğimle ilgili doğru kararı vermekti. Ama Jungkook’un bana olan ilgisi ve aramızdaki yakınlık her geçen gün daha da derinleşiyordu. Ona aşık olamayacağımı düşünerek her defasında kendimi geri çekiyordum. Çünkü bu bir yabancıya duyulan aşktan ibaret değildi. İçimde büyüyen bir hayatla ilgiliydi. Jungkook’a karşı duyduğum her şey, aynı zamanda bebeğime karşı olan sorumluluğumu tehdit ediyordu. Gece yarısı bu düşünceler beni yiyip bitiriyorken kâbuslar uyumama izin vermiyordu. Yatağın kenarına oturduğumda karanlığa hapsolmuş gibiydim. Birden, odanın kapısı yavaşça aralandı ve Jungkook içeri girdi. Vakit gece yarısı olmasına rağmen uyanık olmamı garipsememişti bile. Jk- Kâbusların için burada değilim. Yüzüne şaşkınlıkla bakıyordum. Sun- O zaman neden burdasın?, diye sorduğumda çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. Jk- Çünkü senin yüzünden geceleri uyuyamıyorum.
Sun- Benim yüzümden mi?! Neden?! Jk- Seni bu odada yalnız bıraktığım her an pişmanlıkla doluyorum. Söylediği şeyler çok sinirlenmeme neden olmuştu. Ben ondan uzak durmaya çalıştıkça dibimde bitiyordu zaten. Şimdi bir de odama mı gelmek istiyordu?! Sun- Bu da ne demek şimdi?! Artık bu saçmalığa bir son ver! Onu fena terslediğime eminken Jungkook'un yumuşak bakışları kendimden şüphe etmeme neden oluyordu. Sert tavrıma rağmen gayet sakin bir şekilde beni dinliyordu. Neden böyle garip davranıyordu ki? Derin bir nefes alıp yanıma geldiğinde gözlerimin içine bakıyordu. Bir şey söylemek istiyor olmalıydı. Yatağa yanıma oturup ellerimi tutmuştu. Tepki vermeden şaşkınlıkla onu izliyordum. Jk- Sun... Gözlerini karnıma dikmiş ve tekrar derin bir nefes almıştı. S*ktir! Yoksa hamile olduğumu mu öğrenmişti? Elini karnımın üzerine koyduğunda gözlerimi sımsıkı kapatmıştım. Lanet olsun! Evet..! Jk- Burdaki ufaklığın babası benim. Evet..! Ne?! Hayır..! Hayır, daha neler?! Böyle saçma tesadüf olabilir miydi?! Kaskatı kesilmiş, boş gözlerle yüzüne bakıyordum. Yalan söylüyor olmalıydı. Kaçırdığı kadının karnındaki bebek nasıl olur da ona ait olurdu? Hamile olduğumu öğrenmiş olmalıydı ve beni kendi yanında tutabilmek için böyle söylüyordu. Jk- Bizim çocuğumuzu taşıyorsun Sun. Nasıl kendinden bu kadar emin olabilirdi?! Sun- Hamile olduğumu nerden biliyorsun?! Jk- Balo gecesinden sonra adamlarım seni takip ediyordu. Doktora gittiğin gün seninle birlikte öğrendim. Söylediği her cümle şaşkınlığımın ve kafamdaki soru işaretlerinin artmasına neden oluyordu. Sun- Yani beni buraya getirdiğinden beri beni hamile bıraktığını biliyordun ve benden sakladın öyle mi?! Jk- Hayır, hayır yanlış anladın. Hamile olduğunu biliyordum ama çocuğun benden olduğunu bilmiyordum. Emin olmak için test yaptırdım. Sun- Benden habersiz..! Jk- Evet, özür dilerim. Test sonuçları elime ulaştıktan hemen sonra sana söylemek istedim aslında ama emin olamadım. Sorgulayıcı gözlerle ona baktığımda konuşmasına devam etmişti. Jk- Beni sadece bebeğinin babası olarak görmeni istemedim. Sana aşık olduğumu hissediyordum ve senin de aynı şekilde hissetmeni istiyordum. Sun- Beni buraya kaçırarak getirdiğinin farkında mısın?! Ne kadar korktuğumu tahmin edebiliyor musun acaba?! Üstelik günlerdir senden kaçmak için kendimle verdiğim savaşı düşündükçe daha çok sinirim bozuluyor. Hem beni kendine aşık ettikten sonra bebeğin sana ait olmadığını öğrenmiş olsan beni kapının önüne mi koyacaktın. Son cümlemle Jungkook'un kan beynine sıçramış, aşırı sinirlenmişti. Jk- Sana aşık oldum Sun. Karnındakinin babası ben olmak zorundaydım. İlk ilişkini bile benimle yaşamışken başka ihtimal yoktu. Sun- Neden benden şüphe edip test yaptırdın o zaman. Jk- Saçmalama Sun. Elbette seninle alâkalı bir durum değildi. Yüzünü bile görmediğin bir adam olarak karşına "Ben senin çocuğunun babasıyım." diye çıkmadan önce her şeyden emin olmalıydım. Çünkü ikimiz de sarhoştuk ve o geceye dair hiçbir şey hatırlamıyorduk. Sen de bebeğin benden olduğuna şüphe etmedin mi hiç? Elbette şüphe etmiştim. Ona bu konuda kızma hakkına sahip değildim sanırım. Sun- Yine de bana sorabilirdin. Sonlara doğru sesim kısılmış ve ağlamaya başlamıştım. Jungkook bana sımsıkı sarılmıştı. Jk- Özür dilerim, gerçekten çok özür dilerim. Amacım asla seni incitmek değildi. Sadece bir adım atmadan önce emin olmam gerekiyordu. Beni anlıyorsun değil mi? Başımı sallayıp onayladığımda saçlarıma bir öpücük kondurmuştu. Yüzümü boynuna gömmüş, kokusunu içime çekmiştim. Her ne kadar bazı konularda ona kızgın olsam da amacını biliyordum. Bu nedenle ona kızmak yerine sonunda içimden geldiği gibi davranabilmenin tadını çıkarıyordum. Sun- Senden uzak durmaya çalışmak çok zordu. Jk- Buna katlanmak da çok zordu. Artık dayanamadım. Yüzüne baktığımda yanaklarımdan tutmuş ve dudaklarıma tutkulu bir öpücük bırakmıştı. Jk- Hadi uyuyalım, çok yorgun görünüyorsun. Sun- Peki. Jk- Burda uyuyabilir miyim? Sun- Elbette. Jungkook yerinden sevinçle zıplamış ve yatağa girmişti. Yorganı açıp hafif yana kaydığında beni beklediğini anlamıştım. Hemen yanına uzanıp güçlü kollarını bedenime sarmasına izin vermiştim. ----------------------- Sabah gözlerimi açtığımda yanımdaki yapılı vücudu hissetmek beni gülümsetmişti. İlk kez birine aşık olduğumu hissetmişken kaçmam ve uzak durmam gerektiğini düşünmek son derece hayalkırıklığı yaratmıştı içimde. Hâlâ karnımdaki bebeğin babası olabileceğine inanamıyorken hayranlıkla yüzünü inceliyordum. Jungkook henüz uyanmamıştı. O kadar masum görünüyordu ki... Normalde ne kadar sert bir insan gibi görünürse görünsün, konu ben olduğumda gerçekten savunmasız ve masum bir adama dönüşüyordu. Bana karşı olan hassasiyetini anlamamak mümkün değildi. Parmaklarımı hafifçe yüzünde gezdirmeye başladığımda tepkisiz surat ifadesi hemen değişmişti. Kaşlarını çattığını görünce kıkırdamıştım. Aralık gözleriyle bana bakıyordu. Jk- Yanımda olduğuna hâlâ inanamıyorum. Sun- Ben de öyle, demiştim kısık sesle. Gözlerimin içine bakarken gülümsemişti. Aynı şekilde karşılık vermiş ve yanağını okşamıştım. Daha sonra olduğum yerde doğrulmuş ve banyoya gitmek için ayağa kalkmıştım. Jungkook da gözlerini ovmuş, tamamen kendine gelmeye çalışmıştı. Jk- Nereye? Sun- Duş için banyoya gireceğim. Jungkook hızla kalktığında irkilmiştim. Şaşkınlıkla suratına bakarken hevesle bana yaklaşmıştı. Jk- Ben de gelebilir miyim? Sun- Ne münasebet?! Jk- Yaaa... Ama neden? Sun- Jungkook seninle tanıştığım daha ilk günden hamile kaldım. Böyle bir cevap vermemi beklemediği için yüksek sesli bir kahkaha atmıştı. Jk- Ah kıyamam sana. Biraz öyle olmuş oldu. Ters bir bakış atmak istesem de dudaklarımdaki tebessüme engel olamıyordum. Jungkook kıkırdamış ve elini karnıma koymuştu. Jk- Hiç pişman değilim desem kızar mısın? Sun- Aynı şekilde hissettiğim için kızamam. Jk- Her şeye iyi ki o zaman... Onaylamak için başımı salladıktan sonra Jungkook dudaklarıma eğilmiş ve derin bir öpücük bırakmıştı. Karşılık verebilmenin mutluluğuyla bende öpmüştüm dudaklarını. Alnını alnıma yasladığında, nefesi öpücüğün etkisiyle ıslanmış dudaklarıma çarparken içim ürperiyordu. Jk- Seni çok seviyorum. Sun- Ben de seni çok seviyorum. Ona sımsıkı sarılınca mutluluktan içimde uçuşan kelebekleri hissediyordum. Ah bu adam... Bu güzel kokusu ve tüm varlığıyla benim mi olacaktı şimdi?! Sevinçten çığlık atmamak için kendimi tutmaya çalışırken kollarımı yapılı bedenine daha sıkı sarmıştım. ----------------------- 💜 Bu kısa serinin final bölümüydü. Beğendiyseniz belirtmeyi unutmayın lütfen.
Hikâye bana aittir ve hayal ürünüdür. İzinsiz almayın lütfen.
Keyifli okumalar..
--------------
Kütüphaneden çıktığımda akşam olmuştu. Hava almak için bahçedeki havuz alanına inmiştim. Su, ışıkların altında parlıyorken etrafta sessizlik hâkimdi. Yağan yağmurun ardından mis gibi toprak kokusu sarmıştı dört bir yanı. Kafamdaki düşüncelerden kurtulmak için parmaklarımı suya daldırmış ilgimi çekecek bir şeyler arıyordum.
Jk- Sun...
Arkamdan duyduğum sesle irkildiğimde dengemi kaybetmiş, havuza düşmek üzereydim. Beni yakaladığında telaşla havuzdan uzaklaşmıştım.
Jk- Dikkatsizsin.
Güçlü kolları belimi beni kaybetmekten korkarcasına sıkı sarıyorken heyecanıma engel olamıyordum. Jungkook’un gömleğinin üstteki birkaç düğmesi çözülmüş, kolları sıvanmıştı. Bu çekici görünüşü aklımı başımdan alıyordu resmen.
Sun- Geldiğini fark etmedim.
Jk- Korkutmak istememiştim. Burda yalnız başına ne yapıyorsun?
Derin bir nefes almış ve tekrar havuzun kenarına çökmüştüm.
Sun- Düşünmeye çalışıyorum.
Jungkook kaşlarını çatıp yaklaşmış ve aramızdaki mesafeyi kapatıp yanıma çökmüştü.
Jk- Beni bu kadar uzak tutmaya çalışırken aslında ne hissettiğini mi düşünüyorsun?, diye mırıldanmıştı. Sesi her kelimenin altını çizer gibi derindi. Ayağa kalkmak istediğimde bileğimden tutup oturtmuş ve izin vermemişti.
Jk- Kaçamazsın.
Sun- Sana olan sevgisizliğimi düşünüyordum.
Yüzünde beliren alaycı gülümsemeyle cevap vermişti.
Jk- Ama sevgisizlikten uzak görünüyorsun.
Haklıydı. Ondan etkilendiğimi elimde olmadan çok belli ediyordum.
Jk- Bu arada kaçmaya çalışırsan seni geri getirmek zorunda kalırım.
Sanki bu cümlesi bir uyarıdan çok meydan okuma gibiydi. Öfkeyle dişlerimi sıkarak ona doğru döndüm.
Sun- Kaçmayacağım. Ama gitmek istiyorum.
Jk- O zaman... İsteğin gerçekleşmeyeceğine göre burada olmanın tadını çıkarsan iyi edersin.
Yüzündeki varlığını koruyan alaycı gülümsemeye sinir oluyordum.
Sun- Beni delirteceksin!, diye mırıldanmıştım.
Jk- Evet bebeğim! Nerden bildin?
Çapkın bir tavırla göz kırpıp dilini dudaklarında gezdirdiğinde nefesim kesilmişti. Gözlerim kocaman açıldığında ayağa kalkmış ve beklemeden içeri girmiştim.
-----------------------
Eve girdiğimde üst kata çıkmış karanlık koridorda odama doğru yürüyordum. Duyduğum ayak sesleriyle Jungkook'un arkamdan geldiğini biliyordum. Kolumdan tutup beni kendine çekmiş ve belimi kavramıştı. Bakışlarının hiç de masum olmadığını fark ettiğimde sinirle bakmış ve ellerimi göğsüne koyup ittirmek istemiştim, ama hiç hareket etmemişti. Varlığı kendimi hem tehlikede hissetmeme neden oluyor, hem de garip bir güven duygusu aşılıyordu.
Sun- Beni rahat bırak.
Jungkook başını eğmiş ve yanağımı hissederek öpmüştü. Vücudum kontrolünü kaybederken kulağıma yaklaşmış ve fısıldamıştı.
Jk- Beni istemediğini söyleyebiliyorsan giderim.
Eli yavaşça sırtıma doğru kaydığında beni daha da yakınlaştırmak istiyor gibiydi.
Jk- Benden uzak durmak zorunda olduğunu biliyorum.
Söylediği garip cümleden sonra sorgulayıcı gözlerle ona bakıyordum. Neyi biliyordu?
Jk- Yorgun görünüyorsun. Uyku vakti.
Konuyu değiştirdiğinde sorgulamak istesem de şu anki yakınlıktan kurtulmak benim için daha önemliydi. Zaten ona bu kadar yakın durmak tüm dikkatimi dağıtıyordu.
-----------------------
Sonraki gün Jungkook ile neredeyse hiç karşılaşmamıştım. Akşama doğru büyük ve loş bir ışıkla aydınlatılan salonda otururken pencerelerden içeri süzülen gün batımının ışığı ortama büyüleyici bir hava katıyordu. Ayağa kalktığımda elleri cebinde, salonun köşesinde beni izleyen Jungkook'u daha yeni fark ediyordum.
Sun- Beni sürekli izlemekten bıkmadın mı?
Dudaklarının kenarında beliren küçük bir tebessümle bana yaklaştı.
Jk- Hem de hiç.
Önümde durduğunda kokusu burnuma dolmuştu. Onu daha dün gece görmüşken bu kadar özlemiş olduğuma inanamıyordum. Tutku dolu bakışları tüm bedenimi esir alıyordu.
Sun- Benden ne istiyorsun?
Güçlü görünmek istesem de içimdeki duygusal karmaşayı saklayamıyordum. Çenemi hafifçe tutup yüzüme yaklaştığında parmaklarının sert ama şefkatli dokunuşu içimdeki bütün duvarları yıkmaya yetiyordu. Başparmağını kurnazlıkla dudaklarıma değdirmişti.
Jk- İstediğim buysa ne yapacaksın?, diye fısıldadı. Kalbim göğsümde şiddetle atıyorken bu adamı durdurmanın imkansız olduğuna artık inancım tamdı.
Yüzüme daha da yaklaştığında kulağıma doğru eğilmişti. Bunun kışkırtıcı olması hoşuna gidiyordu.
Jk- Beni durduramazsın, çünkü sen de benden kaçmak istemiyorsun.
Sesi derin ve sarsıcıydı. Dudakları boynuma küçük öpücükler bırakıyorken bu yakınlığın sıcaklığı beni çok geriyordu.
Jk- Bunu gerçekten istemiyor musun?
Dudakları hâlâ tenimde geziniyorken yutkunmaya çalışmıştım. Aramızdaki yakıcı yakınlığa karşı koymak için savaşırken derin bir nefes almıştım.
Sun- Hayır, diyebilmiştim ama ne kadar inandırıcıydı? Burnundan güldüğünde inanmadığına şüphem yoktu.
Jk- Yalan söylüyorsun.
Jungkook hiç beklemeden dudaklarımı öpmeye başladığında karşılık vermemek için tüm bedenimi kasmıştım. Bu duruma bir an önce dur demem gerektiğini bilsem de ıslak ve sıcacık öpücüğü bedenimi uyuşturmuş gibiydi. Tepki veremiyor, sadece devam etmesini istiyordum.
Uzun süren öpücüğün ardından Jungkook alnını alnıma yaslamıştı.
Jk- Daha ne kadar inkâr edeceksin?
Bu kadarı çok fazlaydı. Asla olmamalıydı. Karnımda bir bebek vardı ve bu haksızlığı ona yapamazdım. Babasını bulmam gerekiyorken benim burda ne işim vardı? Hızla geri çekilmiş ve suratına bile bakmadan odama girmiştim. Bu hareketimin Jungkook'u çok kırdığını tahmin edebiliyordum.
-----------------------
Zamanla kendimi Jungkook’a daha yakın hissetmeye başladım. İlk başta her adımda bir yabancılık, bir zorunluluk duygusu vardı. Ama gün geçtikçe Jungkook’un varlığı, tutkulu bakışları, her hareketi, her sözü içimde bir şeyler uyandırıyordu. Ama her seferinde kendimi tutmaya çalışıyordum. Ne de olsa buraya getirildiğim ilk günden beri aklımdaki tek düşünce, bu evden bir an önce kurtulup hamileliğimle ilgili doğru kararı vermekti. Ama Jungkook’un bana olan ilgisi ve aramızdaki yakınlık her geçen gün daha da derinleşiyordu.
Ona aşık olamayacağımı düşünerek her defasında kendimi geri çekiyordum. Çünkü bu bir yabancıya duyulan aşktan ibaret değildi. İçimde büyüyen bir hayatla ilgiliydi. Jungkook’a karşı duyduğum her şey, aynı zamanda bebeğime karşı olan sorumluluğumu tehdit ediyordu.
Gece yarısı bu düşünceler beni yiyip bitiriyorken kâbuslar uyumama izin vermiyordu. Yatağın kenarına oturduğumda karanlığa hapsolmuş gibiydim.
Birden, odanın kapısı yavaşça aralandı ve Jungkook içeri girdi. Vakit gece yarısı olmasına rağmen uyanık olmamı garipsememişti bile.
Jk- Kâbusların için burada değilim.
Yüzüne şaşkınlıkla bakıyordum.
Sun- O zaman neden burdasın?, diye sorduğumda çatık kaşlarıyla bana bakıyordu.
Jk- Çünkü senin yüzünden geceleri uyuyamıyorum.
Sun- Benim yüzümden mi?! Neden?!
Jk- Seni bu odada yalnız bıraktığım her an pişmanlıkla doluyorum.
Söylediği şeyler çok sinirlenmeme neden olmuştu. Ben ondan uzak durmaya çalıştıkça dibimde bitiyordu zaten. Şimdi bir de odama mı gelmek istiyordu?!
Sun- Bu da ne demek şimdi?! Artık bu saçmalığa bir son ver!
Onu fena terslediğime eminken Jungkook'un yumuşak bakışları kendimden şüphe etmeme neden oluyordu. Sert tavrıma rağmen gayet sakin bir şekilde beni dinliyordu. Neden böyle garip davranıyordu ki?
Derin bir nefes alıp yanıma geldiğinde gözlerimin içine bakıyordu. Bir şey söylemek istiyor olmalıydı. Yatağa yanıma oturup ellerimi tutmuştu. Tepki vermeden şaşkınlıkla onu izliyordum.
Jk- Sun...
Gözlerini karnıma dikmiş ve tekrar derin bir nefes almıştı. S*ktir! Yoksa hamile olduğumu mu öğrenmişti? Elini karnımın üzerine koyduğunda gözlerimi sımsıkı kapatmıştım. Lanet olsun! Evet..!
Jk- Burdaki ufaklığın babası benim.
Evet..! Ne?! Hayır..! Hayır, daha neler?! Böyle saçma tesadüf olabilir miydi?! Kaskatı kesilmiş, boş gözlerle yüzüne bakıyordum. Yalan söylüyor olmalıydı. Kaçırdığı kadının karnındaki bebek nasıl olur da ona ait olurdu? Hamile olduğumu öğrenmiş olmalıydı ve beni kendi yanında tutabilmek için böyle söylüyordu.
Jk- Bizim çocuğumuzu taşıyorsun Sun.
Nasıl kendinden bu kadar emin olabilirdi?!
Sun- Hamile olduğumu nerden biliyorsun?!
Jk- Balo gecesinden sonra adamlarım seni takip ediyordu. Doktora gittiğin gün seninle birlikte öğrendim.
Söylediği her cümle şaşkınlığımın ve kafamdaki soru işaretlerinin artmasına neden oluyordu.
Sun- Yani beni buraya getirdiğinden beri beni hamile bıraktığını biliyordun ve benden sakladın öyle mi?!
Jk- Hayır, hayır yanlış anladın. Hamile olduğunu biliyordum ama çocuğun benden olduğunu bilmiyordum. Emin olmak için test yaptırdım.
Sun- Benden habersiz..!
Jk- Evet, özür dilerim. Test sonuçları elime ulaştıktan hemen sonra sana söylemek istedim aslında ama emin olamadım.
Sorgulayıcı gözlerle ona baktığımda konuşmasına devam etmişti.
Jk- Beni sadece bebeğinin babası olarak görmeni istemedim. Sana aşık olduğumu hissediyordum ve senin de aynı şekilde hissetmeni istiyordum.
Sun- Beni buraya kaçırarak getirdiğinin farkında mısın?! Ne kadar korktuğumu tahmin edebiliyor musun acaba?! Üstelik günlerdir senden kaçmak için kendimle verdiğim savaşı düşündükçe daha çok sinirim bozuluyor. Hem beni kendine aşık ettikten sonra bebeğin sana ait olmadığını öğrenmiş olsan beni kapının önüne mi koyacaktın.
Son cümlemle Jungkook'un kan beynine sıçramış, aşırı sinirlenmişti.
Jk- Sana aşık oldum Sun. Karnındakinin babası ben olmak zorundaydım. İlk ilişkini bile benimle yaşamışken başka ihtimal yoktu.
Sun- Neden benden şüphe edip test yaptırdın o zaman.
Jk- Saçmalama Sun. Elbette seninle alâkalı bir durum değildi. Yüzünü bile görmediğin bir adam olarak karşına "Ben senin çocuğunun babasıyım." diye çıkmadan önce her şeyden emin olmalıydım. Çünkü ikimiz de sarhoştuk ve o geceye dair hiçbir şey hatırlamıyorduk. Sen de bebeğin benden olduğuna şüphe etmedin mi hiç?
Elbette şüphe etmiştim. Ona bu konuda kızma hakkına sahip değildim sanırım.
Sun- Yine de bana sorabilirdin.
Sonlara doğru sesim kısılmış ve ağlamaya başlamıştım. Jungkook bana sımsıkı sarılmıştı.
Jk- Özür dilerim, gerçekten çok özür dilerim. Amacım asla seni incitmek değildi. Sadece bir adım atmadan önce emin olmam gerekiyordu. Beni anlıyorsun değil mi?
Başımı sallayıp onayladığımda saçlarıma bir öpücük kondurmuştu. Yüzümü boynuna gömmüş, kokusunu içime çekmiştim. Her ne kadar bazı konularda ona kızgın olsam da amacını biliyordum. Bu nedenle ona kızmak yerine sonunda içimden geldiği gibi davranabilmenin tadını çıkarıyordum.
Sun- Senden uzak durmaya çalışmak çok zordu.
Jk- Buna katlanmak da çok zordu. Artık dayanamadım.
Yüzüne baktığımda yanaklarımdan tutmuş ve dudaklarıma tutkulu bir öpücük bırakmıştı.
Jk- Hadi uyuyalım, çok yorgun görünüyorsun.
Sun- Peki.
Jk- Burda uyuyabilir miyim?
Sun- Elbette.
Jungkook yerinden sevinçle zıplamış ve yatağa girmişti. Yorganı açıp hafif yana kaydığında beni beklediğini anlamıştım. Hemen yanına uzanıp güçlü kollarını bedenime sarmasına izin vermiştim.
-----------------------
Sabah gözlerimi açtığımda yanımdaki yapılı vücudu hissetmek beni gülümsetmişti. İlk kez birine aşık olduğumu hissetmişken kaçmam ve uzak durmam gerektiğini düşünmek son derece hayalkırıklığı yaratmıştı içimde.
Hâlâ karnımdaki bebeğin babası olabileceğine inanamıyorken hayranlıkla yüzünü inceliyordum. Jungkook henüz uyanmamıştı. O kadar masum görünüyordu ki...
Normalde ne kadar sert bir insan gibi görünürse görünsün, konu ben olduğumda gerçekten savunmasız ve masum bir adama dönüşüyordu. Bana karşı olan hassasiyetini anlamamak mümkün değildi.
Parmaklarımı hafifçe yüzünde gezdirmeye başladığımda tepkisiz surat ifadesi hemen değişmişti. Kaşlarını çattığını görünce kıkırdamıştım. Aralık gözleriyle bana bakıyordu.
Jk- Yanımda olduğuna hâlâ inanamıyorum.
Sun- Ben de öyle, demiştim kısık sesle. Gözlerimin içine bakarken gülümsemişti. Aynı şekilde karşılık vermiş ve yanağını okşamıştım.
Daha sonra olduğum yerde doğrulmuş ve banyoya gitmek için ayağa kalkmıştım. Jungkook da gözlerini ovmuş, tamamen kendine gelmeye çalışmıştı.
Jk- Nereye?
Sun- Duş için banyoya gireceğim.
Jungkook hızla kalktığında irkilmiştim. Şaşkınlıkla suratına bakarken hevesle bana yaklaşmıştı.
Jk- Ben de gelebilir miyim?
Sun- Ne münasebet?!
Jk- Yaaa... Ama neden?
Sun- Jungkook seninle tanıştığım daha ilk günden hamile kaldım.
Böyle bir cevap vermemi beklemediği için yüksek sesli bir kahkaha atmıştı.
Jk- Ah kıyamam sana. Biraz öyle olmuş oldu.
Ters bir bakış atmak istesem de dudaklarımdaki tebessüme engel olamıyordum. Jungkook kıkırdamış ve elini karnıma koymuştu.
Jk- Hiç pişman değilim desem kızar mısın?
Sun- Aynı şekilde hissettiğim için kızamam.
Jk- Her şeye iyi ki o zaman...
Onaylamak için başımı salladıktan sonra Jungkook dudaklarıma eğilmiş ve derin bir öpücük bırakmıştı. Karşılık verebilmenin mutluluğuyla bende öpmüştüm dudaklarını.
Alnını alnıma yasladığında, nefesi öpücüğün etkisiyle ıslanmış dudaklarıma çarparken içim ürperiyordu.
Jk- Seni çok seviyorum.
Sun- Ben de seni çok seviyorum.
Ona sımsıkı sarılınca mutluluktan içimde uçuşan kelebekleri hissediyordum. Ah bu adam... Bu güzel kokusu ve tüm varlığıyla benim mi olacaktı şimdi?! Sevinçten çığlık atmamak için kendimi tutmaya çalışırken kollarımı yapılı bedenine daha sıkı sarmıştım.
-----------------------
💜
Bu kısa serinin final bölümüydü.
Beğendiyseniz belirtmeyi unutmayın lütfen.
@@Jungkookstoryyilkkkk geldimmm hehe mükkkk ❤❤
Mükemmel olmuş ❤❤
Muhteşem. ❤
CİDDEN AŞIRI HARİKA YAZMİSSİN Kİ OLUCRM
Çok güzel olmuş 💕💗
@@Gürel-g8s teşekkür ederimmm☺️💕
❤❤❤❤❤❤❤
@@Coolnight-h9s ☺️💕🌸