Akşam vakti evde anneciğimle oturuyoruz. Elime bir şiir gelmiş düşünüp duruyorum ben. O vakte kadar dehşetlik içeren şiirlerin buyurduğu ifadelere göre böylesine açık seçik mevcut toplum nezdinde "ayıp" kabul edilecek şeylere alışık değilim. İfade şöyle; "bize ancak oğulları asılmış bir kadının memeleri ve boynu itimat telkin eder" bu kısmın önceki yazılmış olan kısmına dair akıl yürütüyorum memeler, kadın ve boyun ifadeler bana özel bir anlayış biçimi vaadediyor. Ne oldu da adam bunu söyledi sorusu bu vaadedilişin anahtarıdır zannediyorum. Bu kafalarda gezerken anneme sorayım dedim azıcık utandım. Lâkin annemin anlayış kimliği yerinde idi paylaştım. Şiirde ki o son kısmı olduğu gibi okudum. Bir daha oku dedi okudum. Anneme acaba böyle açık bir soru sorduğum için saygısızlık yaptığım şüphesindeydim. Vazgeçtim şüpheden. Annem bana "kadınlar acı duyduklarında hele hele evlatlarını kaybettikleri onları yitirdiklerini hissettiklerinde göğüslerinden boyunlarına kadar ciddi bir ağrı çekerler bu ağrı, yas tutan annelerin çocuklarını emzirdikleri organlarından geliyor ta omuz başından boyun ve göğüse kadar" annemin bu ifadeleri yanlış birşey okumadığımı bana ispatlıyordu. Ayıp falan değildi. Şairin acıyı tarif ederken yaptığı bu teşbih beni yerimden etmiş bir vakit kendime gelememiştim. Annem bunu sorduğum için bana kızmadı. Vesaireleri yazmıyorum fakat o akşamın nasıl geçtiği hususu hâlâ yaşıyor olmuş olmam bir mânâ içeriyordu. Işte bu şiirin ifadeleri hakkındaki hayati beyânâtım bu diyerek teşekkürlerimi sunuyorum. Kadim dostum Abdurrahim Çaylar..
Akşam vakti evde anneciğimle oturuyoruz. Elime bir şiir gelmiş düşünüp duruyorum ben. O vakte kadar dehşetlik içeren şiirlerin buyurduğu ifadelere göre böylesine açık seçik mevcut toplum nezdinde "ayıp" kabul edilecek şeylere alışık değilim. İfade şöyle; "bize ancak oğulları asılmış bir kadının memeleri ve boynu itimat telkin eder" bu kısmın önceki yazılmış olan kısmına dair akıl yürütüyorum memeler, kadın ve boyun ifadeler bana özel bir anlayış biçimi vaadediyor. Ne oldu da adam bunu söyledi sorusu bu vaadedilişin anahtarıdır zannediyorum. Bu kafalarda gezerken anneme sorayım dedim azıcık utandım. Lâkin annemin anlayış kimliği yerinde idi paylaştım. Şiirde ki o son kısmı olduğu gibi okudum. Bir daha oku dedi okudum. Anneme acaba böyle açık bir soru sorduğum için saygısızlık yaptığım şüphesindeydim. Vazgeçtim şüpheden. Annem bana "kadınlar acı duyduklarında hele hele evlatlarını kaybettikleri onları yitirdiklerini hissettiklerinde göğüslerinden boyunlarına kadar ciddi bir ağrı çekerler bu ağrı, yas tutan annelerin çocuklarını emzirdikleri organlarından geliyor ta omuz başından boyun ve göğüse kadar" annemin bu ifadeleri yanlış birşey okumadığımı bana ispatlıyordu. Ayıp falan değildi. Şairin acıyı tarif ederken yaptığı bu teşbih beni yerimden etmiş bir vakit kendime gelememiştim. Annem bunu sorduğum için bana kızmadı. Vesaireleri yazmıyorum fakat o akşamın nasıl geçtiği hususu hâlâ yaşıyor olmuş olmam bir mânâ içeriyordu. Işte bu şiirin ifadeleri hakkındaki hayati beyânâtım bu diyerek teşekkürlerimi sunuyorum.
Kadim dostum Abdurrahim Çaylar..
Şiirlerini kendisinden başkasının okuması halinde, tasavvur ve tahammül edemediğim şairdir İsmet Özel.
Ismet özel dinliyen ve anlayip seven bir kadınla evlemecegim buna yürekten inanıyorum sen çok yaşa türkiyenin en önemli şaiiri ismet özel😍
Benim öyle bir hanımla evlenme işi olmadı, neticede severek de evlendim ama 8 aylık oğlumla bu saatlerde kahvaltılarda dinleyerek başladık. :)
İnşallah olur kardeşim.
Ben de çocuklarım belki birgün İsmet Özel 'i anlayıp severler diye ümit ediyorum.
naptın
biz şehir ahalisi, üstü çizilmiş kişiler /
kalırız orda senetler, ahizeler ve tren tarifesiyle
Balkonda ilk sigarami icerken gunes nerde degilsem orda bulmadi diye yakinmayi bıraktıgimdan beri gunes benim...
Bu küpeşteler bizi niye ağlatıyor arkadaş.
Biz üstü cizilmis kisiler..
Son dilimi ben yerim
Biz üstsüzler!
açıklama bölümündeki neyh değil nehy olmalı :)