Harika bir anlatım! Braidotti'nin "İnsan göçebe bir kendiliktir" alıntısını daha iyi anlamak için dışsal faktörlerle etkileşimimizi düşünmenin yanı sıra içsel olarak da aslında sürekli bir değişimin içinde olduğumuz gerçeğini değerlendirebliriz. Dışsal faktörlerden kast ettiğim "farklı farklı 'karşılaşmalarda' değişen dönüşen bir özne" cümleciğindeki karşılaşmalara sebebiyet veren dışsal etkiler. İçsel olarak da göçebeyiz, duygu durumumuz dışsal faktörlerden bağımsız olarak da değişebiliyor. Öte yandan, antroposen çağına dikkatlerin çekilmesi, farkındalığın yükselmesi çok güzel ama özellikle bu konuda teorinin ve akademik tartışmaların yanı sıra karar vericiler için uygulanabilir öneriler sunulması, bir an önce kolektif bir şekilde harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sadece bireysel çabalarla kendi kendimizi yok etmekten kendimizi kurtaramayız.
Kanalı birkaç aydır izliyorum. İlk başlarda transhumanizme hizmet ettiğinizi düşünmüştüm. Bu videoyu izledikten sonra ise post ya da transhuman olduğunuzu düşünmeye başladım.
Selam Dilozof, Bu konular hakkında bir yayın yapmana çok sevindim. Transhümanizm, posthümanizm ve Haraway’in siborg kimliği üzerine henüz yazmış biri olarak videonu ilgiyle izledim. Birkaç noktaya dikkat çekmek istiyorum. 1- Posthümanizmin en önemli özelliği hümanizme karşı olması, “posthüman”cı olmaktan ziyade post-hümanizmciler dersem sanırım açık biçimde ifade etmiş olacağım, yani hümanizmden kurtulmayı umuyorlar. Çünkü esas sorun modernizmin dual mantığı ve onunla beraber gelen baskı ve sömürüler. transhümanistler ise kelimenin tam anlamıyla posthuman bir geleceği yani insanı aşmayı umuyorlar ve kendilerini hümanizmin devamı olarak görüyorlar. İki yaklaşım arasındaki temel fark bu. Karışıklık ise transhümanistlerin insanı aştıktan sonraki duruma posthüman demelerinden kaynaklanıyor. Oysa posthümanistlerin isimlendirilme biçimlerinin bağlamı yukarıda açıklamaya çalıştığım şekilde tamamen farklı. Transhümanizm modern değerleri benimserken posthümanizm postmodern bir ekol, dolayısıyla paradigmaları bambaşka. 2- Dünyayı posthüman bir gelecek bekliyor gibi görünüyor, zira teknolojik gelişmelerin hızı geometrik olarak artıyor ve öngörülerde bulunmak çok zor. Bu noktada kaçınılmaz olarak gördüğüm posthüman bir geleceği inşa ederken posthümanizmin ekolojiyle ilgili yaklaşımını benimsemek hayati önem taşıyor. Zira transhümanistler insanmerkezci olduklarından yapılacak değişikliklerde insan dışı varlıkları gözetme eğiliminde değiller, bu anlamda posthümanist feminist filozoflardan öğrenecekleri çok şey var. Konuyla ilgili yazdığım makale FE Dergi’nin Haziran sayısında çıkacak, yayınlandığında haber verebilirim. Yaptığın iş çok kıymetli, videoların için çok teşekkürler 😃 Sevgiler
Makalenizi indirdim, en kısa zamanda okuyacağım. Bu kavramlar karıştırılmaya müsait ben de farkı öğrenmeye çalışan master öğrencisiyim ..Teşekkürler tekrar.
Kanalınızı henüz keşfediyorum. Gerçekten çok güzel bir videoydu. Akıcı, açıklayıcı, bilgilendirici. İlgimi ve merakımı bir an olsun kaybetmeden izledim. Olayları bütünsel bir biçimde ele alarak farklı kavram ve konular arasındaki ilişkileri böylesine detaylı bir biçimde açıklamanız beni çok etkiledi. İçeriklerinizi ilgiyle takip edeceğim
Son yıllarda çok popülerleşmiş olan bu konuyu çok güzel özet geçerek üstüne güncel feminizmle nasıl bağdaştırabileceği konusunda daha önce hiç bir yerde görmediğim bir bakış açısı kazandırdınız. Teşekkürler. Videonun sonu da çok etkileyici olmuş.
posthümanizme değinirken türcülük ve veganism kavramlarına da dikkat çekmek gerekir. evrenin insan merkezcilikten çıkarılıp dünyada ve etikte insan dışı hayvanlara da yer verilmesi fikri gerçekten muazzam..
Beni düşünce olarak en çok heyecanlandıran şey acının bittiği zamanın gelmesi. Acı kavramını sildiğimiz gün. Transhumanisme giriyor bu biraz. Philisophize this podcast serisinde "a look at suffering" bölümünde karşılaştığım bu düşünce karşılaştığım andan beri beni çok etkiledi. Öneririm eğer dinlememişseniz.
Hiçbir insanın artık acı hissetmediği gün bambaşka bir gelecek ve yeni bir evrim gibi. Hedonistic imperative bu akımın adı ve tarih bile veriyorlar yani tahmin ediyorlar bunun gerçekleşeceğini.
Emeğinize sağlık. Videonuzu çok beğendim. tamda bu hafta donna haraway siborg manifestosu makalesini okumakta idim. Açıklamalarınız makalenin fragmanı gibi oldu. çok iyi denk geldi. teşekkürler.
Çok teşekkürler... Çok zihin açıcı ve çık güncel bir video olmuş... Bilimsel ve biyolojik olarak baktığımızda türlerin devamı için kadınlar doğurmak için vücut gelişmiştir.... Tamamen hayattan sonrası yoktur diye düşünen bir insanın bu dünyadaki amacı kendi DNA sını aktarmak olarak tamamlanmış olabilir.... Ama diğer taraftan daha romantik bakan bir insan, insanın var olmasının bir anlamı olmalı, diğer canlılardan farkımız olmalı diye düşünen hatta bunun için belki felsefeye yönelen insanlar, mevcut biyolojinin dışına çıkıp kendi iradem var ve dünyanın bir geleceğinden sorumluyum diye düşünüp Harraway gibi ‘bebek yapma akrabalık kur’ mantığındaki daha yakın hissedebilirler diye düşündüm bir anda.... Dünya tehdit altında değil salımda sadece sürekli değişip dönüşüyor.... buna uyumlu olan kalıyor uymayan gidiyor.... tehdit olan şey İnsanların yaşama alanları,,,, ve yaşam koşulları ‘’ tehdit altında... bu da kendi yaptıklarının bir sonucu ise insan kendi konfor koşullarını geri getirmesi için nüfus azalması bilinç artması ya da başka araçlar arayabilir.... Bu doğrudur... Ama insan içinde öyle bir şey var ki amaç uyumluluk değil gibi... uyumlu olmak istese DURUR ve asla binaları yükseltmez... Yani kendini aşmak daha hedefteki ‘’’sadece üreyerek ‘’’ daha yeni nesiller belki oksijen az ortama Uyum sağlayacak... Bunu insanın gelişmesidir (konforu ve mutluluğu demiyorum aslında dönüşmeden bu post hümanizm içine alınabilir mi bilemedim....) Belki de, doğum zorunludur ve bir post hümanizm için gerekli bir şeydir belki de.... Sadece tersten de düşünüyorum romantizmden çıkıp da.... Teşekkürler.... 🤗 İnsanın sürekli konfor içinde olması değil bir dönüşüm geçirmesi için de acılar çekmesi gerekli olduğu durumu da içeriyor düşüncem... (ki. Ayten en konfor anında bile insan bunalıma giriyorsa demek ki bu hedef olamaz).... Kendi kendime karşı video dinlendikten sonra aklıma düşen derin düşünceler sadece........
O kadar önemli bir soru ki ‘insan nedir, neyi kapsar’... biz o geleneksel düşünce kalıplarımızla kendimize çok önem atfediyoruz ama evrende bir tozuz işte, merkez sanmak koca bir illüzyon, bu sadece bizim kendimizi çok zeki görmemizden, oysa modern insan dahi 18. yy sonrası gelişmiş, aydınlanmışken... cidden o kadar önemli olabilir miyiz? Güzel video olmuş, ilgiyle araştıracağım.
Geçen rüyamda Dilara ablayı gördüm ve İzmir'de yürürken bana bir şeyler anlatıyordu. Uyandım ve bu videoyla karşılaştım. En severek dinlediğim videolardan biriydi. Teşekkürler🙏
"Hayat acıdır; hayat korkudur ve insanoğlu mutsuzdur. Bugün yalnızca acı ve korku var. İnsanoğlu hayatı seviyor, çünkü acıyı ve korkuyu seviyor. Buna da uygun yaşıyor. Acı ve korkuya karşılık olarak verilmiştir hayat; hep aldanılan yer burası. Bugünkü insan, o insan değil daha. Ama bir gün o yeni insan gelecek; yaşamakla yaşamamak arasında hiçbir fark görmeyen mutlu, gururlu, yeni insan. Acıyı ve korkuyu kim alt ederse o Tanrı olacak. Öbür Tanrı artık olmayacak. - O zaman... size göre öbür Tanrı var? - Hayır, yok; ama var da aslında. Taşın kendisinde acı yoktur, ama taştan duyulan korkuda acı vardır. Tanrı da ölüm korkusundan duyulan acıdır. Acıyı ve korkuyu alt eden, Tanrı olur. Bu, yepyeni bir hayat, yepyeni bir insan demektir, her şeyin yeni olması demektir. Tarih de iki döneme ayrılacak o zaman: Gorillerden Tanrı'nın yok olmasına ve Tanrı'nın yok olmasından... - Gorillere mi? - Yeryüzünün ve insanoğlunun fiziksel değişimlerine dek geçen dönemler. İnsan, Tanrı olacak ve fiziksel olarak değişecek. Dünya da değişecek, bütün yapıp ettiklerimiz, düşüncelerimiz, duygularımız değişecek. Ne dersiniz, insanoğlu fiziksel olarak değişir mi o zaman?" (Ecinniler, Dostoyevski)
@Salim Camcıbu tarz bir kanalda bunu yazabileceğin o kadar kişi varken dinle alakalı birşey dememişken pozitif veya negatif neden ben ? hepsini geçtim dinle felsefe yapılamaz mı sana göre
Benim bilgin ve tanımlamama göre Post Hümanizm, beden sonrası insanlığın gideceği bir dönemi, zamanı anlatıyor. Transhümanizm ise Post Hümanizm döneminde akla ilk gelen senaryolardan biri. Bilincin ön planda olacağı, bedenin önemsizleşeceği bir senaryoyu aklıma getiriyor.
Gerçek dünyada yaşamamın amacı sanal alemde var olabilmek durumundayım. Aşırı stabil bir hayat yaşıyorum ve zihnimin içine inşa ettiğim bir dünyadayım.
Buraya yorum yazmadan geçemeyeceğim. Harikasın Dilara! Her konuya ilişkin derin araştırmalara giriştiğini, emeğini bütünüyle görmek mümkün. Şu herkesin adeta birer Oblomov'a dönüştüğü dünyada, ufuk açıcı, kafa karıştırıcı, insana merak aşılayan içerikler üretmen, şahsen mükemmel. Ve bunu layıkıyla yapıyorsun. Bence gün içinde modunu düşürecek, seni üzecek hiçbir şey olmamalı :) Bu motivasyonla insan neler yapar :))
"post" kavramının anlatısında yalın alpayın açıklamasına fazlasıyla katıldığım için yazıyorum. kendisi modernizm için "post" kavramının sonrası anlamı taşıdığını iddia etmek yerine modernizmin yok olması yani hakikatin askıya alınmasını iddia eder. aynısını hümanizm yani insancılık için düşünürsek insan kavramının askıya alındığı ve posthümanist dünyada insan kavramının anlamını yitireceğini aranmayacağını ve yok olmaya yüz tutacağını düşünüyorum.
İnsan kendi gücünü artırma yoluna gittikçe doğadan uzaklaşıyor. Böylece İnsan kendini aşmaktan ziyade kendini kaybediyor. Gelecekte insan kendi sonunu getirebilir. Fakat daha tehlikelisi insanlık vasıflarını yitirmektir. Anlatımınız için teşekkür ederim.
@@e.994 üzüldüm lan buna muhtaç ama söyleyemez çünkü insanlara söylese beyin göçü yaptığını millet şunu soylicek iş var çalışan yok dicek ben felsefe okuyorum dersede öyle aç kalırsın derler yani bruhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
Abla merhaba, videolarına bir eleştiri getirmek istiyorum. Bu bahsedeceğim şey bence videonun izlenimini ve dinlenimini kısıtlıyor (bu videoya özel olarak algılama, genel olarak). Videodaki konuşma tarzın, anlatışın, kelimeler ve cümleler çok ama çok yazı dilinde. Konuşma diline çevirmek için çaba sarf edilmemiş. Fakat videoda bu çok yazı dilinde olan metni seslendiriyorsun. Bu, gerçekten belli bir yapaylık hissi uyandırıyor. Ayrıca belirttiğim gibi yazınsal olarak çok güzel olan bu yazıları seslendirirken mimiklerinden göz hareketlerine kadar çoğu şey "bir uyumsuzluk var" diyor. Evet, yapaylık kelimesi yerine uyumsuzluğu kullanmak daha doğru olur. Çok önemli olmayan bir not: kanalını izlemeyi bundan dolayı bıraktım. Sanki felsefi bir yazıyı Google çeviriye yazıp oradaki robota okutuyormuş gibi bir soğukluk hissettim. Bir donukluk. Yaptığın bu videolar gerçekten çok değerli. Bunu kimse inkâr edemez. Bu değerin daha fazla insana daha kolay ulaşabilmesi için bana garip gelen bu durumu değerlendirmeni isterim... Emeklerin için teşekkürler. Sevgiler, esenlikler.
Öncelikle güzel bir konuyu değindiniz için teşekkür ederim....Bizim içinde bilgi hele bu çağda çok önemlidir. Ama küçük bir eleştiri getirmek istiyorum.... Bizim gibi ülkeler ( 3.Dünya ) temel bilgilerin oturmadığı bir duruma sahiptir. O zaman şöyle bir soru sormak gerekir.....Temel bilgilerin hatta kavramların karıştırıldığı bir ülkede disiplinlerarası çalışmalar yapmak sağlıklı olabilir mi? Teşekkür ederim....
Biyerde şöyle bir yorum duymuştum aklıma çok yatmıştı. Posthumanizim de transhumanizimde tamamen bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle alakalıdır. Evrim sayesinde feminizim gibi içinde bulunduğumuz dönemin getirdigi sorunlari yada lgbt vb gibi cinsiyetci yaklaşımları yada hayvan hakları veya doğaya verdiğimiz zarar gibi olguları kıyasıya tartismamiza gerek kalmayacak. Çünkü evrimsel anlamda bu dünyadaki varlığımızı,konumumuzu sebebimizi icsellestire bilirsek zaten bu gibi konularda kıyasıya tartışılacak zemin kalmayacak. Yada norolojideki ilerlemeler sayesinde artık ruhtan yada ol diyen tanrı hakkında konuşmaya çok gerek kalmayacak. Kimyasal gen makineleri olduğumuzun, doğada ki diğer kimyasal gen makinelerinden tek farkimizim problem çözme kabiliyeti bakımından en gelişmiş tür olmamizda yattığının farkına varacağız. Doğa bizden daha hızlı koşan, daha güçlü olan, daya iyi yüzen yada salt bedeniyle daha ölümcül olan diğer canlılarla dolu. Her canlı bı konuda çok iyi olabilir. Bu ozellik onu digerlerine göre daha dominant yapabilir ama en nihayetinde dinazorlarda ZAMANİNİN dominantiydi. Dominant tür olmak bizi diğer türlerin tamamen dışında tek başına bir zirveye koymaz. Uzayda zamanla yapacaklarımız veya kesfedeceklerimiz bakış acimiza eklemeler katacak. Bunun gibi dünyaya yaşama bakışımiz bilim ve teknolojinin kol kola ilerlemesiyle her geçen gün ileriye gidecek ve yapay zekaninda teknolojik olarak belli bir noktaya gelmesinden sonra insanlık üstüne giydiği düşünce ve değer yargilarini ufakli büyüklü yamalarla değistire degistire bir gün üstündeki kıyafetin yamali bişey olmaktan çıkıp yepyeni bir elbiseye dönüştügunu farkedecek. İşte insanlagin biliş seviyesi olarak varacağı bu durak posthumanizim olarak adlandirilacak. Transhumanizimde dediğiniz gibi bilim ve teknolojinin uzuvlarimiz gibi kalp gibi organlarımızida değiştirebileceği günlerin geldiği zamandır. Posthumanizimde ki bilişsel elbisemiz gibi uzuvsal elbiselerimizi degistire bilecegimiz dönemdir. Diyeceğim o kine posthumanizim theseusun gemisi gibi biliş seviyemizim değişeceği gündür. Transhumanizim de insan bedenimizin yine theseusun gemisi gibi insan denilecek vasfini yitirilecegi zamanlardır ki bununda biliş seviyemizdeki yeri posthumanizimin giydirdigi elbiseyi çıkartıp yeniden yepyeni bir elbise giymemizle sonuçlanacak olmasidir
İki kavram her ne kadar teknolojik gelişmelere bağlansa da transhümanizm de temelde aydınlanmanın insan ve hayvan türsel ayrımına dayalı idealleri korunmakta ve söz gelimi mikro türsel ayrımlara dayalı kendinden menkul insani hiyerarşilendirme girişimleri reddedilmemektedir.
Bence önce bir insan olalım daha sonra düşünürüz onu aşmayı bu gün dünyadaki zulme dur demiyenler nasıl olurda insanı aşarlar bence daha insan olamamışız.
Paylaşımların harika, her zaman merakla ve saygıyla yeni paylaşımlarını bekliyorum. Sanki "mülkiyet" denilen kavram hayatımızda hep var olacakmış gibi hissediyoruz. Akp seçmeninin sadece atv izleyerek sanki "akp" hep var olacakmışçasına yaşadığı gibi, bizlerde günümüzde, "önümüze konulan" sözde kanaat önderlerini ve sözde filozoflarını takip ederek sanki "mülkiyet" hep var olacakmışçasına yaşıyoruz ve yorumluyoruz bu hayatı. Sadece postmodern bir yorum bu
çok anlamadım ama sanırım katılıyorum. tam anlamak için kaç defa daha izlemem gerek acaba 🤔 felsefeye giriş serilerini bitirince tek seferde anlarım umarım 🤔
Transhümanizm denilen şey aslında mümkün olan bişey değil... Çünkü şöyle bir durum var; insan bilincinin herhangi robotik bir cihaza aktarılması o cihazı o kişinin devamı yapmaz. Bu yalnızca hafızanın aktarılması bakımından değil, isterse kişinin tüm bilişsel, duygusal, ruhsal özelliklerinide beraberinde kapsasın. Transhümanizm savunusunun geçerli olabilmesi için böyle bir tasarım vücuda getirildiğinde insan bilincinin rabotto, rabottaki etkilerinde insanda hissedilmesi gerekir ( fiziksel, ruhsal,duygusal ve bilişsel anlamda) Bu pek mümkün görünmüyor. Epigenetik bile böyle bir durumu mümkün kılamıyor. (Yani aynı genetiğe sahip iki canlı bile aynı kişi olamıyor). Sonuç olarak, Transhümanizm biraz ticari bir palavra biraz da ölümsüz bilinçler yaratmaya çalışırken beklenmedik müspet gelişmeler sağlayabilecek bir dal. Son olarak Celal Şengörün Tanshümanizmi savunması beni şaşırttı. Benim hafızam ve bilişsel algoritma bilgilerim bir cihaza geçirilince o cihaz ben oluyorum gibi bişeyler söyledi... Bence büyük bir mantık hatası idi.
Sizi dinlerken aklıma Dücane cundioglunun insan ne değildir yorumu geldi insan, Kadın değildir Çocuk değildir Hayvan değildir Köle değildir Eşcinsel değildir Barbar değildir Bu yorum bize binlerce yıllık insanlık tarihini çok güzel özetler insan sadece erkektir. Adem'dir yani adamdır. Geri kalanlar hala insan olduğunu ispatlama savaşını vermeye devam ediyor.
Açıkçası bebek yapma akrabalık kur a bir yandan hak veriyor bir yandan bunun tam tersini düşünüyorum.sanırım anne olduğumdan.aslında illa anne olmak istemedim hatta bu benim korkumdu.anne olunca da korkum gitmedi bu sefer onun hayatı için korkularım çoğaldı.o kadar çok çocuk vardi sokaklarda yurtlarda yuva bekleyen.Ben de durumum iyi olsaydı yabancı kadın aktörler gibi çocuklardan bir kaçına anne olmak isterdim. Bir diğer konu doğa anne sana herşeyi sunuyor insanlık doğanın kanunu bilemeyeceğinden ve doğadan yana gelecek olan öc başlayacağına dair söylemede katılıyorum.sonunda doğa ana kızacak ve insanlık toptan yok olucak.biz insanların bazıları kendilerini çok büyük sanıyor.ve herşeyin gücünün kendi ellerinde olduklarını sanıyor.hiç birşey doğa kadar güçlü değildir.
Transhumanızm hakkında dusununce ıcımde hep bı korku oluyo değısım korkusu ozumu benlığımı ozgurluğumu yıtırme korkusu ama bu dedıklerımde tam olarak ne demek bılmıyorum 17 yaşında olmama rağmen 60 larında bı gerı kafalı gıbı hıssedıyorum
Yinede Bu Video Fazla İzlenir. Görüntüsü Var İşini Zaman BIRAK Bol Bol Link Gelmeye Başlayacak Dünyada En Popüler Olacaktır. Dünya'nın En Çok İzlenen Listesinde Yer Alacaktır.
Postane, postacı post yani kisaca hazır olan ve yolda olan somut bir sistemin gelecekte gerçekleşecek sisteme montaj olmak uzere gelesimi tamamlanmış bir sistem posthumanizim....
"Bir düşüncenin edebi olması hakaret değil övgü sayılır" 👏🏻 🍀 ✨
İzlerken hem keyif aldığım hem de bilincimi genişlettiğim bir youtuber ve benzeri yok mükemmelsiniz!
Harika bir anlatım!
Braidotti'nin "İnsan göçebe bir kendiliktir" alıntısını daha iyi anlamak için dışsal faktörlerle etkileşimimizi düşünmenin yanı sıra içsel olarak da aslında sürekli bir değişimin içinde olduğumuz gerçeğini değerlendirebliriz. Dışsal faktörlerden kast ettiğim "farklı farklı 'karşılaşmalarda' değişen dönüşen bir özne" cümleciğindeki karşılaşmalara sebebiyet veren dışsal etkiler. İçsel olarak da göçebeyiz, duygu durumumuz dışsal faktörlerden bağımsız olarak da değişebiliyor.
Öte yandan, antroposen çağına dikkatlerin çekilmesi, farkındalığın yükselmesi çok güzel ama özellikle bu konuda teorinin ve akademik tartışmaların yanı sıra karar vericiler için uygulanabilir öneriler sunulması, bir an önce kolektif bir şekilde harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sadece bireysel çabalarla kendi kendimizi yok etmekten kendimizi kurtaramayız.
Kanalı birkaç aydır izliyorum. İlk başlarda transhumanizme hizmet ettiğinizi düşünmüştüm. Bu videoyu izledikten sonra ise post ya da transhuman olduğunuzu düşünmeye başladım.
Felsefe sözlüğü serisine devam edebilseniz ne kadar güzel olur. Çok ihtiyaç duyduğumuz bir şey.
en sevdiğim youtuber🤩
Çok zor ve karmaşık bir konuyu çok sade ve anlaşılır şekilde anlatmışsınız. Ağzınıza sağlık.
Harika bir konu, çok iyi toparlamışsınız. Teşekkürler.
Selam Dilozof,
Bu konular hakkında bir yayın yapmana çok sevindim. Transhümanizm, posthümanizm ve Haraway’in siborg kimliği üzerine henüz yazmış biri olarak videonu ilgiyle izledim. Birkaç noktaya dikkat çekmek istiyorum.
1- Posthümanizmin en önemli özelliği hümanizme karşı olması, “posthüman”cı olmaktan ziyade post-hümanizmciler dersem sanırım açık biçimde ifade etmiş olacağım, yani hümanizmden kurtulmayı umuyorlar. Çünkü esas sorun modernizmin dual mantığı ve onunla beraber gelen baskı ve sömürüler. transhümanistler ise kelimenin tam anlamıyla posthuman bir geleceği yani insanı aşmayı umuyorlar ve kendilerini hümanizmin devamı olarak görüyorlar. İki yaklaşım arasındaki temel fark bu. Karışıklık ise transhümanistlerin insanı aştıktan sonraki duruma posthüman demelerinden kaynaklanıyor. Oysa posthümanistlerin isimlendirilme biçimlerinin bağlamı yukarıda açıklamaya çalıştığım şekilde tamamen farklı. Transhümanizm modern değerleri benimserken posthümanizm postmodern bir ekol, dolayısıyla paradigmaları bambaşka.
2- Dünyayı posthüman bir gelecek bekliyor gibi görünüyor, zira teknolojik gelişmelerin hızı geometrik olarak artıyor ve öngörülerde bulunmak çok zor. Bu noktada kaçınılmaz olarak gördüğüm posthüman bir geleceği inşa ederken posthümanizmin ekolojiyle ilgili yaklaşımını benimsemek hayati önem taşıyor. Zira transhümanistler insanmerkezci olduklarından yapılacak değişikliklerde insan dışı varlıkları gözetme eğiliminde değiller, bu anlamda posthümanist feminist filozoflardan öğrenecekleri çok şey var.
Konuyla ilgili yazdığım makale FE Dergi’nin Haziran sayısında çıkacak, yayınlandığında haber verebilirim.
Yaptığın iş çok kıymetli, videoların için çok teşekkürler 😃
Sevgiler
Makalenizi indirdim, en kısa zamanda okuyacağım. Bu kavramlar karıştırılmaya müsait ben de farkı öğrenmeye çalışan master öğrencisiyim ..Teşekkürler tekrar.
Videoyu iftardan sonra izleyecektim ama saçlarınızın çok yakıştığını söylemeden gitmeye içim el vermedi 😍
Konu harika.eminim video icerigi de öyledir .ilk firsatta izlicem💖
Bu arada saclarin cidden çok yakismis
"Post" kelimesini anlatırken future continuous tense'i çok doğru ifade ettiniz.
Harikasınız Sağolun varolun saygılarımla Esenlikler dilerim sağlacakla kalın. Emeklerinize minnettarız.
Kanalınızı henüz keşfediyorum. Gerçekten çok güzel bir videoydu. Akıcı, açıklayıcı, bilgilendirici. İlgimi ve merakımı bir an olsun kaybetmeden izledim. Olayları bütünsel bir biçimde ele alarak farklı kavram ve konular arasındaki ilişkileri böylesine detaylı bir biçimde açıklamanız beni çok etkiledi. İçeriklerinizi ilgiyle takip edeceğim
"Herkes" için felsefe anlatan ve yorumlayan genç bir kadın 184K takipçiye ulaşmış coğrafya hiçbir şeydir 👏👏👏
İşte senden beklediğim video 👏👏
Cok basarili bir yayin... Varliginiza tesekkurler 🙏👏👏👏👏👏
Muthissiniz Dilara Hanım!
Spinozadan sonra beyin yakan ikinci video bu olsa gerek diline sağlık
Özbekistan dan selamlar!!! Bu kanalı yeni keşfettim ve içerikleri izledikçe kendimi bayağı cahil olduğumu öğrenmeye başladım. Başarılar dilerim!!!
Harika yep yeni bir konu👏👏👏 faydalı, bilgi verici ...emeğinesağlık Dilozaf👏👏👏👍🧿
Koyu saç ve bu model cok yakismis
İğrençliğine daha da iğreçlik ve çirkinlik katmış bence
Hayranlıkla takip ettiğim bir kanal
bu video harika olmuş çok aydınlatıcıydı tam bir filozofsunuz efenim
Bu hafta Dilozof takipçilerine cömert davranıyor :)
Harika
16272727 kere selam Ahmet
@@klytemnestra 16272728 kere sana da selam çağrı :)
@@umut_degirmenci senin varlığın de beni..
Son yıllarda çok popülerleşmiş olan bu konuyu çok güzel özet geçerek üstüne güncel feminizmle nasıl bağdaştırabileceği konusunda daha önce hiç bir yerde görmediğim bir bakış açısı kazandırdınız. Teşekkürler. Videonun sonu da çok etkileyici olmuş.
posthümanizme değinirken türcülük ve veganism kavramlarına da dikkat çekmek gerekir. evrenin insan merkezcilikten çıkarılıp dünyada ve etikte insan dışı hayvanlara da yer verilmesi fikri gerçekten muazzam..
Beni düşünce olarak en çok heyecanlandıran şey acının bittiği zamanın gelmesi. Acı kavramını sildiğimiz gün. Transhumanisme giriyor bu biraz. Philisophize this podcast serisinde "a look at suffering" bölümünde karşılaştığım bu düşünce karşılaştığım andan beri beni çok etkiledi. Öneririm eğer dinlememişseniz.
Hiçbir insanın artık acı hissetmediği gün bambaşka bir gelecek ve yeni bir evrim gibi. Hedonistic imperative bu akımın adı ve tarih bile veriyorlar yani tahmin ediyorlar bunun gerçekleşeceğini.
philosophize this dinleyen birisini mi gördüm az önce?
Video için çok teşekkürler :)
Emeğinize sağlık. Videonuzu çok beğendim. tamda bu hafta donna haraway siborg manifestosu makalesini okumakta idim. Açıklamalarınız makalenin fragmanı gibi oldu. çok iyi denk geldi. teşekkürler.
O kadar güzel konulara değinmişsin ki!! Iyi ki varsın Dilara❤
Sevgili dilozof videoyu çok beğendim, konuyla ilgili bir şeyler okumam gerekiyor hemen. Teşekkürler hocam 🌱
Çok teşekkürler... Çok zihin açıcı ve çık güncel bir video olmuş... Bilimsel ve biyolojik olarak baktığımızda türlerin devamı için kadınlar doğurmak için vücut gelişmiştir.... Tamamen hayattan sonrası yoktur diye düşünen bir insanın bu dünyadaki amacı kendi DNA sını aktarmak olarak tamamlanmış olabilir.... Ama diğer taraftan daha romantik bakan bir insan, insanın var olmasının bir anlamı olmalı, diğer canlılardan farkımız olmalı diye düşünen hatta bunun için belki felsefeye yönelen insanlar, mevcut biyolojinin dışına çıkıp kendi iradem var ve dünyanın bir geleceğinden sorumluyum diye düşünüp Harraway gibi ‘bebek yapma akrabalık kur’ mantığındaki daha yakın hissedebilirler diye düşündüm bir anda.... Dünya tehdit altında değil salımda sadece sürekli değişip dönüşüyor.... buna uyumlu olan kalıyor uymayan gidiyor.... tehdit olan şey İnsanların yaşama alanları,,,, ve yaşam koşulları ‘’ tehdit altında... bu da kendi yaptıklarının bir sonucu ise insan kendi konfor koşullarını geri getirmesi için nüfus azalması bilinç artması ya da başka araçlar arayabilir.... Bu doğrudur... Ama insan içinde öyle bir şey var ki amaç uyumluluk değil gibi... uyumlu olmak istese DURUR ve asla binaları yükseltmez... Yani kendini aşmak daha hedefteki ‘’’sadece üreyerek ‘’’ daha yeni nesiller belki oksijen az ortama Uyum sağlayacak... Bunu insanın gelişmesidir (konforu ve mutluluğu demiyorum aslında dönüşmeden bu post hümanizm içine alınabilir mi bilemedim....) Belki de, doğum zorunludur ve bir post hümanizm için gerekli bir şeydir belki de.... Sadece tersten de düşünüyorum romantizmden çıkıp da.... Teşekkürler.... 🤗 İnsanın sürekli konfor içinde olması değil bir dönüşüm geçirmesi için de acılar çekmesi gerekli olduğu durumu da içeriyor düşüncem... (ki. Ayten en konfor anında bile insan bunalıma giriyorsa demek ki bu hedef olamaz).... Kendi kendime karşı video dinlendikten sonra aklıma düşen derin düşünceler sadece........
O kadar önemli bir soru ki ‘insan nedir, neyi kapsar’... biz o geleneksel düşünce kalıplarımızla kendimize çok önem atfediyoruz ama evrende bir tozuz işte, merkez sanmak koca bir illüzyon, bu sadece bizim kendimizi çok zeki görmemizden, oysa modern insan dahi 18. yy sonrası gelişmiş, aydınlanmışken... cidden o kadar önemli olabilir miyiz? Güzel video olmuş, ilgiyle araştıracağım.
Geçen rüyamda Dilara ablayı gördüm ve İzmir'de yürürken bana bir şeyler anlatıyordu. Uyandım ve bu videoyla karşılaştım. En severek dinlediğim videolardan biriydi. Teşekkürler🙏
"Hayat acıdır; hayat korkudur ve insanoğlu mutsuzdur. Bugün yalnızca acı ve korku var. İnsanoğlu hayatı seviyor, çünkü acıyı ve korkuyu seviyor. Buna da uygun yaşıyor. Acı ve korkuya karşılık olarak verilmiştir hayat; hep aldanılan yer burası. Bugünkü insan, o insan değil daha. Ama bir gün o yeni insan gelecek; yaşamakla yaşamamak arasında hiçbir fark görmeyen mutlu, gururlu, yeni insan. Acıyı ve korkuyu kim alt ederse o Tanrı olacak. Öbür Tanrı artık olmayacak.
- O zaman... size göre öbür Tanrı var?
- Hayır, yok; ama var da aslında. Taşın kendisinde acı yoktur, ama taştan duyulan korkuda acı vardır. Tanrı da ölüm korkusundan duyulan acıdır. Acıyı ve korkuyu alt eden, Tanrı olur. Bu, yepyeni bir hayat, yepyeni bir insan demektir, her şeyin yeni olması demektir. Tarih de iki döneme ayrılacak o zaman: Gorillerden Tanrı'nın yok olmasına ve Tanrı'nın yok olmasından...
- Gorillere mi?
- Yeryüzünün ve insanoğlunun fiziksel değişimlerine dek geçen dönemler. İnsan, Tanrı olacak ve fiziksel olarak değişecek. Dünya da değişecek, bütün yapıp ettiklerimiz, düşüncelerimiz, duygularımız değişecek. Ne dersiniz, insanoğlu fiziksel olarak değişir mi o zaman?"
(Ecinniler, Dostoyevski)
Dostoyevskinin dine,tanrıya bakış acısı çok özel çok farklı ya
@Salim Camcıbu tarz bir kanalda bunu yazabileceğin o kadar kişi varken dinle alakalı birşey dememişken pozitif veya negatif neden ben ? hepsini geçtim dinle felsefe yapılamaz mı sana göre
@Salim Camcı Şakaysa komik değil şaka değilse çok komik
Çok yorgun görünüyorsun senin için gem üzülüyorum hem de kendini bu denli yoracak azme sahip olduğun için çok takdir ediyorum. İmrenilesi birisin.
2:23 aklımdan aynı şey geçti 😄
Benim bilgin ve tanımlamama göre Post Hümanizm, beden sonrası insanlığın gideceği bir dönemi, zamanı anlatıyor. Transhümanizm ise Post Hümanizm döneminde akla ilk gelen senaryolardan biri. Bilincin ön planda olacağı, bedenin önemsizleşeceği bir senaryoyu aklıma getiriyor.
Saçların harika görünüyor
Nefis bir video. Bayıldımmm! Emeğine sağlık.
Tebrikler eğitiminiz ve birikiminiz için, teşekkürler bu güzel kanal ve paylaşımlarınız için
bu arada outro çok güzel olmuş.
Teşekkürler.
Gerçek dünyada yaşamamın amacı sanal alemde var olabilmek durumundayım.
Aşırı stabil bir hayat yaşıyorum ve zihnimin içine inşa ettiğim bir dünyadayım.
Buraya yorum yazmadan geçemeyeceğim. Harikasın Dilara!
Her konuya ilişkin derin araştırmalara giriştiğini, emeğini bütünüyle görmek mümkün. Şu herkesin adeta birer Oblomov'a dönüştüğü dünyada, ufuk açıcı, kafa karıştırıcı, insana merak aşılayan içerikler üretmen, şahsen mükemmel. Ve bunu layıkıyla yapıyorsun. Bence gün içinde modunu düşürecek, seni üzecek hiçbir şey olmamalı :) Bu motivasyonla insan neler yapar :))
İnsanın dünyanın merkezi , çevresinin ise ona hizmet için fon amaçlı var olduğu benmerkezci fikrin ana kaynağı ve sebebi kutsal kitaplardır.
"post" kavramının anlatısında yalın alpayın açıklamasına fazlasıyla katıldığım için yazıyorum. kendisi modernizm için "post" kavramının sonrası anlamı taşıdığını iddia etmek yerine modernizmin yok olması yani hakikatin askıya alınmasını iddia eder. aynısını hümanizm yani insancılık için düşünürsek insan kavramının askıya alındığı ve posthümanist dünyada insan kavramının anlamını yitireceğini aranmayacağını ve yok olmaya yüz tutacağını düşünüyorum.
iyi ki varsın...
Videonun sens8 izlerken gelmesi mutlu etti.
İnsan kendi gücünü artırma yoluna gittikçe doğadan uzaklaşıyor. Böylece İnsan kendini aşmaktan ziyade kendini kaybediyor. Gelecekte insan kendi sonunu getirebilir. Fakat daha tehlikelisi insanlık vasıflarını yitirmektir. Anlatımınız için teşekkür ederim.
Londra Dilozof'a yaradı. Videolar cömertçe geliyor. 😄
Neden gitti ben kaçırdım:)
@@ezrapound07 Beyin göçü ;)
@@e.994 yani doktora süreci falan mı onu anlamadım:)
@@e.994 üzüldüm lan buna muhtaç ama söyleyemez çünkü insanlara söylese beyin göçü yaptığını millet şunu soylicek iş var çalışan yok dicek ben felsefe okuyorum dersede öyle aç kalırsın derler yani bruhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
@@ezrapound07 neyini anlamadın? Beynen Londradaymış,fiziken Türkiyede..
Abla merhaba, videolarına bir eleştiri getirmek istiyorum. Bu bahsedeceğim şey bence videonun izlenimini ve dinlenimini kısıtlıyor
(bu videoya özel olarak algılama, genel olarak).
Videodaki konuşma tarzın, anlatışın, kelimeler ve cümleler çok ama çok yazı dilinde. Konuşma diline çevirmek için çaba sarf edilmemiş. Fakat videoda bu çok yazı dilinde olan metni seslendiriyorsun. Bu, gerçekten belli bir yapaylık hissi uyandırıyor.
Ayrıca belirttiğim gibi yazınsal olarak çok güzel olan bu yazıları seslendirirken mimiklerinden göz hareketlerine kadar çoğu şey "bir uyumsuzluk var" diyor. Evet, yapaylık kelimesi yerine uyumsuzluğu kullanmak daha doğru olur.
Çok önemli olmayan bir not: kanalını izlemeyi bundan dolayı bıraktım. Sanki felsefi bir yazıyı Google çeviriye yazıp oradaki robota okutuyormuş gibi bir soğukluk hissettim. Bir donukluk.
Yaptığın bu videolar gerçekten çok değerli. Bunu kimse inkâr edemez. Bu değerin daha fazla insana daha kolay ulaşabilmesi için bana garip gelen bu durumu değerlendirmeni isterim... Emeklerin için teşekkürler.
Sevgiler, esenlikler.
Iyi bir is cikarmissin tebrikler
Bence çok iyi anlatım.! Başarılar dilerim..!❣️
Öncelikle güzel bir konuyu değindiniz için teşekkür ederim....Bizim içinde bilgi hele bu çağda çok önemlidir.
Ama küçük bir eleştiri getirmek istiyorum.... Bizim gibi ülkeler ( 3.Dünya ) temel bilgilerin oturmadığı bir duruma sahiptir. O zaman şöyle bir soru sormak gerekir.....Temel bilgilerin hatta kavramların karıştırıldığı bir ülkede disiplinlerarası çalışmalar yapmak sağlıklı olabilir mi? Teşekkür ederim....
Teşekkürler 🌺
Doğaya olum veya olumsuz bir etkimiz olamaz. Ancak bir etkimiz olur.
Burcunuzu ve astroloji ile ilgili düşüncelerinizi merak ettim
Biyerde şöyle bir yorum duymuştum aklıma çok yatmıştı. Posthumanizim de transhumanizimde tamamen bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle alakalıdır. Evrim sayesinde feminizim gibi içinde bulunduğumuz dönemin getirdigi sorunlari yada lgbt vb gibi cinsiyetci yaklaşımları yada hayvan hakları veya doğaya verdiğimiz zarar gibi olguları kıyasıya tartismamiza gerek kalmayacak. Çünkü evrimsel anlamda bu dünyadaki varlığımızı,konumumuzu sebebimizi icsellestire bilirsek zaten bu gibi konularda kıyasıya tartışılacak zemin kalmayacak. Yada norolojideki ilerlemeler sayesinde artık ruhtan yada ol diyen tanrı hakkında konuşmaya çok gerek kalmayacak. Kimyasal gen makineleri olduğumuzun, doğada ki diğer kimyasal gen makinelerinden tek farkimizim problem çözme kabiliyeti bakımından en gelişmiş tür olmamizda yattığının farkına varacağız. Doğa bizden daha hızlı koşan, daha güçlü olan, daya iyi yüzen yada salt bedeniyle daha ölümcül olan diğer canlılarla dolu. Her canlı bı konuda çok iyi olabilir. Bu ozellik onu digerlerine göre daha dominant yapabilir ama en nihayetinde dinazorlarda ZAMANİNİN dominantiydi. Dominant tür olmak bizi diğer türlerin tamamen dışında tek başına bir zirveye koymaz. Uzayda zamanla yapacaklarımız veya kesfedeceklerimiz bakış acimiza eklemeler katacak. Bunun gibi dünyaya yaşama bakışımiz bilim ve teknolojinin kol kola ilerlemesiyle her geçen gün ileriye gidecek ve yapay zekaninda teknolojik olarak belli bir noktaya gelmesinden sonra insanlık üstüne giydiği düşünce ve değer yargilarini ufakli büyüklü yamalarla değistire degistire bir gün üstündeki kıyafetin yamali bişey olmaktan çıkıp yepyeni bir elbiseye dönüştügunu farkedecek. İşte insanlagin biliş seviyesi olarak varacağı bu durak posthumanizim olarak adlandirilacak. Transhumanizimde dediğiniz gibi bilim ve teknolojinin uzuvlarimiz gibi kalp gibi organlarımızida değiştirebileceği günlerin geldiği zamandır. Posthumanizimde ki bilişsel elbisemiz gibi uzuvsal elbiselerimizi degistire bilecegimiz dönemdir. Diyeceğim o kine posthumanizim theseusun gemisi gibi biliş seviyemizim değişeceği gündür. Transhumanizim de insan bedenimizin yine theseusun gemisi gibi insan denilecek vasfini yitirilecegi zamanlardır ki bununda biliş seviyemizdeki yeri posthumanizimin giydirdigi elbiseyi çıkartıp yeniden yepyeni bir elbise giymemizle sonuçlanacak olmasidir
“HOMO NON INTELLIGENDO FIT OMNIA”
“İnsan ne olduğunu anlamadan insan olmuştur”
Talihsiz bir durum
İki kavram her ne kadar teknolojik gelişmelere bağlansa da transhümanizm de temelde aydınlanmanın insan ve hayvan türsel ayrımına dayalı idealleri korunmakta ve söz gelimi mikro türsel ayrımlara dayalı kendinden menkul insani hiyerarşilendirme girişimleri reddedilmemektedir.
Yine harika içerik.
Makinalaşmak İstiyorum!
trrrrum,
trrrrum,
trrrrum!
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
beynimden, etimden, iskeletimden geliyor
bu!
her dinamoyu altıma almak için çıldırıyorum!
tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor,
damarlarımda kovalıyor oto-direzinler lokomotifleri!
trrrrum,
trrrrum,
trak tiki tak
makinalaşmak istiyorum!
mutlak buna bir çare bulacağım
ve ben ancak bahtiyar olacağım
karnıma bir türbin oturtup
kuyruğuma çift uskuru taktığım gün!
trrrrum
trrrrum
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
Nazım Hikmet, 1923
Her zamanki gibi harika bir video❤️ :)
Keşke Rosi Braidotti ile ilgili dha fazla bilgi verseydin. Üzüldüm açıkçası.
Kurabilmeliyiz 🤔
Yeni keşfettim, detaylı bir kanal, takipteyim
Post hümanizm yada postmodernizm bilim nasıl bir ilişkisi var bilime bakışını merak ediyorum
"Uzaylı da olsa insan insandır." -Arif
Respect 🙏🙏
Ne güzel
Bence önce bir insan olalım daha sonra düşünürüz onu aşmayı bu gün dünyadaki zulme dur demiyenler nasıl olurda insanı aşarlar bence daha insan olamamışız.
Paylaşımların harika, her zaman merakla ve saygıyla yeni paylaşımlarını bekliyorum. Sanki "mülkiyet" denilen kavram hayatımızda hep var olacakmış gibi hissediyoruz. Akp seçmeninin sadece atv izleyerek sanki "akp" hep var olacakmışçasına yaşadığı gibi, bizlerde günümüzde, "önümüze konulan" sözde kanaat önderlerini ve sözde filozoflarını takip ederek sanki "mülkiyet" hep var olacakmışçasına yaşıyoruz ve yorumluyoruz bu hayatı. Sadece postmodern bir yorum bu
👍🏽 🧿 👋 👍🏽
insanın amacı tanrı olmak veya tanrıyı yaratmaktır.
Tanrı bizim bilinç altımıza kendisini yerleştirdi
@@musti8659 neden öyle bir ihtiyaç duysun ki?
Ben bana ait olmayan zayıf bulduğum özelliklerim için bir şeye ihtiyaç duyarım
Dilaracim Sari sac daha cok yakisiyor. Cok sekersin...👏🤗🌹
Merhaba Aklıma takılan bir soru var . Trans hümanizm ve post hümanizmden hangisi ekolojik felsefeye önem vermektedir?
çok anlamadım ama sanırım katılıyorum. tam anlamak için kaç defa daha izlemem gerek acaba 🤔 felsefeye giriş serilerini bitirince tek seferde anlarım umarım 🤔
arka plan greenscreen mi ?
Transhümanizm denilen şey aslında mümkün olan bişey değil... Çünkü şöyle bir durum var; insan bilincinin herhangi robotik bir cihaza aktarılması o cihazı o kişinin devamı yapmaz. Bu yalnızca hafızanın aktarılması bakımından değil, isterse kişinin tüm bilişsel, duygusal, ruhsal özelliklerinide beraberinde kapsasın. Transhümanizm savunusunun geçerli olabilmesi için böyle bir tasarım vücuda getirildiğinde insan bilincinin rabotto, rabottaki etkilerinde insanda hissedilmesi gerekir ( fiziksel, ruhsal,duygusal ve bilişsel anlamda) Bu pek mümkün görünmüyor. Epigenetik bile böyle bir durumu mümkün kılamıyor. (Yani aynı genetiğe sahip iki canlı bile aynı kişi olamıyor). Sonuç olarak, Transhümanizm biraz ticari bir palavra biraz da ölümsüz bilinçler yaratmaya çalışırken beklenmedik müspet gelişmeler sağlayabilecek bir dal. Son olarak Celal Şengörün Tanshümanizmi savunması beni şaşırttı. Benim hafızam ve bilişsel algoritma bilgilerim bir cihaza geçirilince o cihaz ben oluyorum gibi bişeyler söyledi... Bence büyük bir mantık hatası idi.
Aşk❤
Yalın Alpay ile varlık hiçlik söyleşisi süper olur lütfen ya siz davet edin ya siz onun kanalına gidin 🙏🙏🙏bizi mahrum etmemeyim
Cidden Yalın Alpay'la bir video çok iyi olur, keşke gelse.
Sizi dinlerken aklıma Dücane cundioglunun insan ne değildir yorumu geldi insan,
Kadın değildir
Çocuk değildir
Hayvan değildir
Köle değildir
Eşcinsel değildir
Barbar değildir
Bu yorum bize binlerce yıllık insanlık tarihini çok güzel özetler insan sadece erkektir. Adem'dir yani adamdır. Geri kalanlar hala insan olduğunu ispatlama savaşını vermeye devam ediyor.
Kadınlar insan değil mi yani ? Bunu kadın biri diyor saygı duymak lazım ...
Tebrikler
Dila abla bunları çocuklar izleyebilir mi
Sirf yaslanmis mi diye bakmak icin actim videoyu
Kiyas yapmak icin 2yil onceki videoya baktim malesef sacmi yillar mi farklilastirmis anliyamadim. Ama fikir olarak biraktigim yerdesin
Açıkçası bebek yapma akrabalık kur a bir yandan hak veriyor bir yandan bunun tam tersini düşünüyorum.sanırım anne olduğumdan.aslında illa anne olmak istemedim hatta bu benim korkumdu.anne olunca da korkum gitmedi bu sefer onun hayatı için korkularım çoğaldı.o kadar çok çocuk vardi sokaklarda yurtlarda yuva bekleyen.Ben de durumum iyi olsaydı yabancı kadın aktörler gibi çocuklardan bir kaçına anne olmak isterdim. Bir diğer konu doğa anne sana herşeyi sunuyor insanlık doğanın kanunu bilemeyeceğinden ve doğadan yana gelecek olan öc başlayacağına dair söylemede katılıyorum.sonunda doğa ana kızacak ve insanlık toptan yok olucak.biz insanların bazıları kendilerini çok büyük sanıyor.ve herşeyin gücünün kendi ellerinde olduklarını sanıyor.hiç birşey doğa kadar güçlü değildir.
sözü aklın yetiyorsa gördüğün her adı Dışlama.
Video için teşekkürler,
Felsefe tarihi serisinde sıra Kant'ta mı?
Bir de antroposen sağ üst köşede çıkmadı sanki takip ederken kaçırmadıysam ..
Transhumanızm hakkında dusununce ıcımde hep bı korku oluyo değısım korkusu ozumu benlığımı ozgurluğumu yıtırme korkusu ama bu dedıklerımde tam olarak ne demek bılmıyorum 17 yaşında olmama rağmen 60 larında bı gerı kafalı gıbı hıssedıyorum
insan bitmiş, tamamlanmış, değişmez bir şey değil, evrim zincirinde gelip geçici bir halkadır, gelecekte aşılacaktır.
doğrudur. bazı kişiler insanlığın değişebileceğine ihtimal vermiyor oysa değişmeyen tek şey değişimin ta kendisidir
modern dahi filozof kadııııın dındırırırıııın DİLOZOOOOOF
Transhümanizmi ve posthümanizmi merak edenler için " Post-Hüman / Dr Cengiz Dağdelen " adında kitap öneriyorum.
dilara sağlam çalış niçeyi hatırla peşindeyiz 😎
Çooook zor ama imkansız da değil hani :)
Yinede Bu Video Fazla İzlenir. Görüntüsü Var İşini Zaman BIRAK Bol Bol Link Gelmeye Başlayacak Dünyada En Popüler Olacaktır. Dünya'nın En Çok İzlenen Listesinde Yer Alacaktır.
sarı saç sana yakışıyor
Diksiyon eğitiminiz mi var?
Transhümanizm olgusunu sosyolojik açıdan kuramsal bir temele dayandırmak için bana kaynak ya da kuram önerebilecek olan var mıdır?
Luc ferry transhumanist devrimi okuyabilirsin. kaynak aldığı yerler de gayet iyi daha iyi derin okuma yapilabilir
Postane, postacı post yani kisaca hazır olan ve yolda olan somut bir sistemin gelecekte gerçekleşecek sisteme montaj olmak uzere gelesimi tamamlanmış bir sistem posthumanizim....