Hoca kursta bize bir dinleti tertip etmişti bir vakit. Şans eseri (nadirdir) o gün çalmaktan ziyade daha çok konuştu. İnanın, kameranın kayıt tuşunu açmaya korktuk; hafızamıza kazınsın, muhabbeti aklımızdan uçar gider diye. "Gönlünüzün kayıt tuşunu açın, diğeri çabuk silinir." demişti. Hoca "dil" ile değil "dıl" ile anlatır... Çok ihtiyacımız var size hocam çok..
Erdal Erzincan’ın video’nun içeriğindeki etkileyici konuşmasının tamamı : ( Buradaki konuşması çok içten geldiği için üşenmeden tamamını yazdım. Belki okuyan birilerine faydası olur. Tarihe de not olarak düşer. ) “ Çok teşekkür ederim. Hepinizi aşk ile selamlıyorum. Yıllar önce Adıyaman’da bir konser vermiştim. Konserden sonra yaşlı bir teyze geldi.Boynuma sarıldı ve bana Kürtçe bir şeyler anlattı.Ordan birisi de çeviri yapıyordu.Teyzenin söylediklerini.Tabi bu çeviri bana çok soğuk ve anlamsız gelmişti.Döndüm dedim ki: “ Biz burda hal dili ile anlaşıp hal dili ile konuşuyoruz.Ne gerek var böyle bir çeviriye? “ Üstelik teyzenin elinin sıcaklığı annemin elinin sıcaklığı ile aynı.Sen bu sıcaklığı bu güzelliği bu duyguyu hangi dille hangi sözcüklerle anlatacaksın bana ? Evet gerçektende Anadolu’da böyle bir dil var: “ Hal dili. “ Ama öyle her an her yerde konuşulmaz bu dil. Önce Pir Sultan’ın “ İçi oyuk derdi büyük “ diye tarif ettiği bu bağlama çıkar meydana. Gönülleri bağlar, birler. Ondan sonra hal dili bu güzelliğin üstüne bir gül gibi açılır. İşte ben bu dilin konuşulduğuna çocukluğumdan beri tanıklık ediyorum. 1971 yılında Erzurum’da doğdum. Dağın yamacında elektriğin olmadığı bir köy. Akşam karanlık çökünce gaz lambası ve bağlama devreye girerdi. Türküler, hikâyeler, masallar derken evler olurdu ışıl ışıl. Gözümüz, gönlümüz açılırdı.Böyle bir ortamda bağlama ile ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum. Hatırladığım tek şey, bu saza benden daha güzel dokunana yakın olabilme isteği. Bu arada bazı evlerde pille çalışan radyolar vardı.Bu radyolardan ne zaman bağlama sesi duyulsa bütün köy orda toplanırdı. Birbiri ile konuşan konuşmayan herkes o anda aynı duyguyu aynı heyecanı yaşardı. Arif Sağ, Ali Ekber Çiçek, Aşık Daimi gibi ustaları işte bu vesile ile duymuştum. Onlara yakın olmak için hayaller kuruyordum. Kurduğum bu hayalleri de köyün hemen yakınından geçen trenlere bindirip İstanbul’a yolluyordum. Gel zaman, git zaman 1981 yılında o trene bindim. Üç günlük bir yolculuktan sonra İstanbul’a vardım. Burası İstanbul. Kocaman bir şehir. Alışması pek de kolay olmadı benim için. Uzun zaman arkadaşlarımın güldüğüne ben ağladım. Benim ağladığıma onlar güldü. Tabi belli bir zaman geçince alışmaya başlıyorsun. Alışmaya başlayınca hayallerimin peşine yöneldim. Bağlama dersleri aldım. Sonrasında uzunca bir konservatuvar dönemi. Burda çok kıymetli hocalarım oldu. Hepsinin bilgisinden birikiminden istifade ettim. Bana hayali bile zor gelen büyük büyük eserleri bu vesileyle kolayca çalmaya başlamıştım. Sonra bu eserlerin sayısını çoğaltarak bu sandalye ile tanıştım. Sizlerle tanıştım. Alkışlarınızla tanıştım…İşte her şey böyle keyifli keyifli devam ederken bir arşiv elime geçti.Aşıklarla ilgili. Günlerce dinledim. Her aşıktan başka bir duygu, başka bir dert, başka bir koku, başka bir nüans geliyordu bana. Sanki doğadaki bütün güzellikler o nüansların içine gizlenmiş gibiydi. Toprak kokusu, çiçek kokusu, kuşların çığlığını duyuyordum, ustaların sazında ve sesinde. Fakat elimdeki notalarla ustaların parmaklarından dökülen o güzel nağmeler bir türlü birbiriyle örtüşmüyordu, tam olarak. Hani Davut Sulari diyor ya : “ Diyar aynı diyarda kullar değişmiş. “ Bizimki de o hesap. Türkü aynı türkü de. Derdi değişmiş kokusu değişmiş. İşte ben bu değişimin üstüne biraz kafa yordum. Ve anladım ki bu nüanslar sadece notayla değil, birazda duyarak,dinleyerek, koklayarak ve yaşayarak öğrenilir diye. İşte o gün bu kokuların peşine düşmeye karar verdim. Şimdi aldığım o kokulardan bir tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum: Hüseyin Orhan Dede ile derleme çalışmasındayız. Kendisinden bir mersiye örneklemesini istedim. Bir dörtlük okudu sonra gözlerinden şıpır şıpır yaşlar dökülmeye başladı. Nedeni belli. Kerbela’nın acısı. Kerbela’nın feryadı. Hatta Kerbela’yı hatırlatan bütün mazlumların acısı var o göz yaşında. Dede biraz sakinleşti. Kendine gelince bana şöyle bir açıklamada bulundu. Dedi ki : “ Biz köylerde evlerimizde uzun uzun muhabbetler ederdik, bağlama eşliğinde. Gâhi saz, gâhi söz. Her şeyi burdan öğrenirdik. Böyle öğrenirdik. Dilden dile, kulaktan kulağa, gönülden gönüle. Birbirimizi okuyarak, birbirimizi dinleyerek olgunlaşır, pişerdik. İsterdik ki çocuklarımızda gelsin bu okulda okusun, pişsinler, hayata karışsınlar. Fakat çocuklar, çok istekli başlamazlardı. Tabi zamanla alışırlardı. İşte alışıp alışmadıklarını bu mersiyeler okurken onların gözünün içine bakarak anlardık. Bir damla göz yaşı döküyorlarsa ben derdim ki : “ Bu yaş, bu çimeni büyütür. “ Günlerce dolandı başımda, beynimde. “ Bu yaş, bu çimeni büyütür. Bu yaş, bu çimeni büyütür. “ diye. Sonra baktım ki bu yaş, benden de dökülüyor. O zaman, bu okullarda okumaya devam. Şimdi size bu okullardan getirdiğim bir küçük bergüzar var. Bakalım ne diyeceksiniz ? … Evet. Bu da Ruhsati’nin derdi. Bakalım devamında ne söylemiş Usta : Kerem eyle Medine’ye varasın Arzuhalim, doğru dosta sunasın Varsın Ruhsati’yi eller kınasın Akıyor gözümden cu seher yeli Evet burda gözden akan “ cu “ Farsça “ ırmak “ anlamında. Damlaya damlaya ırmağa dönüşen bir dert. Ve Ruhsati, bu derdi deftere yazmıyor, kâğıda yazmıyor, kitaplara sığdıramıyor. Seher yeli’ne söylüyor. “ Akıyor gözümden cu seher yeli. “ Seher yeli, Ruhsati’nin derdini alıyor; diyar diyar gezdiriyor. Mekânda gezdiriyor, zamanda gezdiriyor. Bu salona kadar getiriyor. Güzel olan şu ki : Bundan tam 150 yıl önce dökülen o gözyaşı. O gözyaşıyla şimdi hepimiz gönlümüzü yıkıyoruz.Arınıyoruz. Gördüğünüz gibi bağlamanın bir yaşam biçimi, felsefesi, derdi, kokusu var. Kokusunu doğadan, derdini doğaya yakın insanlardan alıyor. Bu meseleyi ben öğrencilerimle paylaşmak istediğimde şöyle bir şey önermiştim onlara : “ Bağlamayı, doğanın bir yansıması olarak düşünün. Dolayısıyla bu sazı tanımak istiyorsanız ağaca dokunmak zorundasınız. “ Nitekim parmaklarından bal damlayan aşıkların hiçbiri tabiattan kopuk değildi. Fikri basit fakat uygulaması biraz zahmetli gelmişti öğrencilerime. Sonra bu fikirden bir soru çıktı. Doğayı daha iyi tanıyan öğrencilere bu fikri aşılasak nasıl bir sonuç çıkar diye. İşte bu soru beni aldı. Çengeline taktı. Çocukluğuma kadar götürdü. O hayallerini trenlere bırakan çocukların köyleri. Böylece “ Gezici bağlama atölyesi “ adı altında bir çalışma başladı. Adı üstünde “ Gezici bağlama atölyesi “ Yerimiz yok. Yurdumuz yok. Masamız yok. Sıramız yok. Okulumuz yok. Paranın geçmediği göçebe usulü bir eğitim. Öğrencilerimi aldım. Köy köy dolandık. İki dinledik bir kokladık. Bazen bir aşıktan türkü dinledik. Bazen bir nineden masal. Çaldık, söyledik. Nota okuduk. Bazen çelik çomak oynadık. Dağda çiçek kokladık. Kısacası doğanın emrindeydik. Doğa ne dediyse onu yaptık. Şimdi bu dönem ben, bir fotoğraf paylaşmak istiyorum sizlerle. Bu fotoğrafın bende duygusal bir karşılığı var. Bakınca Hüseyin Orhan Dede’nin gözünün yaşı aklıma geliyor. Ruhsati’nin derdi. Hatta Yunus’tan Veysel’e bütün ozanların derdini düşünüyorum. Sizce bu yaş, bu çimeni büyütmez mi ? Ne dersiniz ? “
HEM YAZAN ARKADASA HEMDE SAYIN ERDAL HOCAM 'A SAYGILAR SIZIN GIBI USTADLAR AZ GELIR ARTIK DUNYAYA MAALESEF DEGERINIZI BILMESI LAZIM BILMEYENLERIN HOCAM OMRUNUZ UZUN OLSUN .
Cem evi Hacı Bektaş dernekleri kurban lokması diye kasaptan aldığı ucuz etlerle pilav karıştırıp bağış bağışlayın diye durmadan mesaj atıyor saçma sapan yaşlı insanlardan başka hiç genç yok vs..Erdal hocam madalyonun iç yüzü siz de biliyorsunuz ki hiç de kazın ayağı anlattığınız gibi değil..tmm devlet ibadethane olarak görmüyor diye de sıkıntılar var haklı olarak ama orada saz çalıp bişey demeye çakılan insanları takan kalmamış.. bütün sohbet bağış kurban az bağışladın çok bağışlaman lazım kurbanı ne zaman kestiniz biz gizli kestik sevap olsun falan filan gibi saçma sapan muhabbetler..bunları unutmayın lütfen ortadaki gerçeklerin sadece güzel tar
Her neslin kendini iyi ki bu sanatçı ile aynı dönemde yaşamışım diyeceği bir sanatçı vardır, Erdal Erzincan hoşgörüsü ile taşıdığı değerleri ile özverisi ile bu toprakların gurur kaynağıdır. Bu yaş nice çimenleri büyütecek
Yaşayan tarihin illede 100 yaşında olması gerekmez...İşte kendi kültürünü eniyi şekilde yansıtıp anlatıp yaşatan bir tarihtir Erdal Erzincan.Hal Dilini anlayıp bilene Aşk ile...İyiki varsın Erdalım.Sesine nefesine Sazına ve Canına sağlık...❤
Cem evi Hacı Bektaş dernekleri kurban lokması diye kasaptan aldığı ucuz etlerle pilav karıştırıp bağış bağışlayın diye durmadan mesaj atıyor saçma sapan yaşlı insanlardan başka hiç genç yok vs..Erdal hocam madalyonun iç yüzü siz de biliyorsunuz ki hiç de kazın ayağı anlattığınız gibi değil..tmm devlet ibadethane olarak görmüyor diye de sıkıntılar var haklı olarak ama orada saz çalıp bişey demeye çakılan insanları takan kalmamış.. bütün sohbet bağış kurban az bağışladın çok bağışlaman lazım kurbanı ne zaman kestiniz biz gizli kestik sevap olsun falan filan gibi saçma sapan muhabbetler..bunları unutmayın lütfen ortadaki gerçeklerin sadece güzel tar
Erdal Erzincan'ın sazı, Alevilik geleneğini yücelten bir ifade aracı haline geliyor. Tınıları, derinlikli ve duygusal bir anlam taşıyor, adeta Alevi kültürünün ruhunu yansıtıyor. Erzincan'ın sazıyla oluşturduğu melodi, dinleyicisine zengin bir duygu deneyimi yaşatıyor ve Alevilik geleneğinin derinliklerine dokunuyor.❤❤
Erdal Erzincan bu ülkede Türk Halk müziğinin taşıyıcılarındandır. Bağlamada önderlerdendir. Hocalığı, sanatçılığı, sıcak kanlılığıyla bambaşka bir yerdedir bizler için. İyi ki varsınız hocam.
Öncelikle Ustama "Güzel çalıyor ama hiç konuşmuyor." diyenler, bu video ile gereken cevabı almışlardır umarım. Üstelik ağzından çıkan sözlerin her biri ayrı bir derya. Salt müziği ifade etmenin dışında, içine koca bir evreni sığdıran bu sıradışı çalgı kendisini bu çağda adeta yeniden yaratan bir ustanın elinde ve dilinde, hak ettiği yere doğru çok önemli bir yol aldı. Bu ulaşılmaz evrenin bana, bizlere armağan ettiği en güzel hediye ise böyle bir usta ile aynı dönemde yaşama ve onu tanıma fırsatı vermesiydi. İnsanlarının kıymetini, onları kaybettikten sonra anlayabilen bir ülkede bir kesim tarafından değeri bilinse de, asıl kıymetinin ve ortaya koyduğu mucizevi çalışmanın, çabanın, çok uzun yıllar sonra daha iyi kavranacağını düşünüyorum. O, ışığı geçmişten aldı, bugüne aktardı ve yarına taşıyacak. Işığın hiç sönmesin Ustam.
Pir Sultan Abdalın içi oyuk derdi büyük dediği bağlama çıkar meydana gönüllüleri bağlar birler sonra hal dili çıkar meydana. Teşekkürler Erdal Erzincan iyiki varsın
Böyle Kültürümüzün Önemli Üstadlarına Yer Verdiği İçin TEDx e Teşekkürler
2 роки тому+28
Anadolu'muzun bir kimliği varsa bir satırında Bağlama, birinde Davul-Zurna yazar diye her defasında söylerim. Bunu tüm ayırımıyla anlatan sevgili Abim Erdal Erzincan'a ve bu değerli aktarımı sağlayan herkese teşekkür ederim.
Erdal Erzincan müziğin ötesinde bir müzisyendir. Kaynağından beslendikten sonra yol aldığı yatak boyunca çarptığı her taştan bir lezzet katmıştır tadına ve yeni kaynakları beslemiştir. 1994'ten beri bir Erdalist olmak huzur verici. İyi ki var Erdal Hoca :)
Aleviler gönül insanıdır, dürüst, mert insanlardır Kerbela"dan bu yana zalimin değil mazlumun güçlünun değil güçsüzün Yezid'in değil Hüseyin'in yanında yer almıştır
Sizinle çalışmak benzersiz bir deneyim ve öğrenmenin bitmediği bir süreçti. Bu projeyi hazırlarken "hal diliyle" anlaştığımız o muhteşem zamanlar benim için hep ayrı bir yerde olacak. Sizden dinleyecek ve öğrenecek çok şeyimiz var. İyi ki siz hocam ❤️😍
Şu anamız babamız Anadolu’yu teslim aldıklarımıza yakışır şekilde temsil edebilecek olmamıza inancım her geçen gün azalıyor be Erdal Baba. Umarım hakkıyla devredebiliriz çocuklarımıza..
Her cümlesi çok değerli bir konuşma. Kültürümüzü bu kadar güzel anlatabilmek ancak bu duyguları yaşamakla hissetmekle mümkündür. Erdal baba çok derin adamsın. Dinledim dinledim son dakikada artık tutamadım. Doğaya yakın insanlara selam olsun.
Çooookkk etkili bir kunuşma. Direkt Kalbten akıp geliyor Yüreyi güzel İnsan. İnsan adeta büyüleniyor. Kral Leylayi ayağına zorla getirmiş ve bakmiş. Senmisin Leyla dedikleri Meçnununla Aşkınız dillere destan olmuş ama senin öbür Kadınlardan hiç bir farkın yok demiş. Leylada, "siz beni birde Meçnunun Gözüyle görün" demiş. Bizde şimdi sizin Gözünüzle yaşadığınız bu güzelikleri gördük. Evet mest olduk. Sizin gibi güzel ve İnsanlığa güzel baha biçilmez deyerler katan Insanlarin önünde saygıyla eyiliyorum. Kalblere diktiğiniz Fidanlar bir gün Orman olacak bundan hiç bir şüphem yok. Varliğiniza şükürler olsun deyerli İnsan. Aşk ile Işık ile kalin. Saygilarimla✨✨✨✨✨
15:55 nasıl dertlenmiş Erdal Hocam, nefesi Şiir olmuş
Рік тому
❤ 20 yıldır o yaş ile düşe kalka yeşermey çalışıyorum hocam. Anladım ki, bu kadar zaman için de sizi ve değereli ustaları, dinledikçe coşa gelmemin sebebi aşıkların dertlerini, o kokuları yansıtarak bizide yeşertmenizmiş.
Hal dili ile Hislerini, içi oyuk derdi büyük tele , telden dile, dilden muhabbetin neşesi ile Gönlümüze işleyen NADİDE KÜLTÜR, YOL ERKAN temsilcisi ERDAL ERZİNCAN.. Aşk - ı niyaz ile...
Bu toplaraklar cebinde o kadar müthiş kültürel hazineler biriktirdi ki anlatmaya kalksak sözcükler diller yetmez … Ruhsati baba gibi seher yellerine kadar dolar taşar… İşte bu kadar hazinenin içinde bu yozlaşma insanın yüreğini buruyor. Neyseki Erdal Baba gibi değerlerimiz var da o çamurlu suyu berraklaştırıyorlar … iyiki varsın Erdal Erzincan
Nasıl bir sestir tanrım sen nelere kadirsin yüreği güzel bağlaması güzel kendi güzel çalması güzel bütün güzellikler hocamda birikmiş bize bişey kalmamış ki banada arta kalan çirkinlik vermiş 😌
Hal dilini doğayla harmanlayip bu kadar aşk ile izleyenin yüreğine nakş etmek günümüz teknolojisi ile imkansız ama gerçek diyecek, kelime kifaye bulamıyorum var ol Erdal Erzincan.
Gözlerim dolu dolu izledim. Ne kadar güzel bir yüreğiniz var kıymetli hocam. Sizin gibi üstadlar var oldukça halk müziğimiz, kültürümüz emin ellerde. Bizlere kattığınız her değer için sonsuz şükranlar ve saygılar hocam.
İnanılmaz güzel anlatmış Erdal Hoca,Saz üstadı olduğunu biliriz de, Bu üslup ve bu anlatım pek bildiğim ve tanıdık olduğum birşey değildi. Çok keyifli bir anlatım olmuş...Gezici bağlama atölyesi zaten bambaşka bir olay... Gönlü güzel olanın bahtı da yolu da açık olsun.❤️🌺
deniz bey inanın videoyu izleyen herkes sizin gibi düşünmüştür sazıyla sözüyle duruşuyla hepimizi mest eden erdal hocam bu sefer anlatmıyla tekrar mest etti hepimizi
Erdal Abi ben hayattayken senin bu dünyadan göç ettigini duymak istemiyorum. Sen hep yaşa. Deyişlerimiz senin Filialen hic düsmesin. Sesin hep kulaklarimizda olsun. Ben ölsem cocuklarim da bilecek bu sesi. Hizir yoldasin olsun.
ben şasliyım onunla beraber aynı havayı ve duyguyu bir arada yaşiyom ayda bir olsada emekci ozanla beraberim gezici baglama atolyesi ile zurnaci özgür erzincandan slm
Bu yaş bu çimeni büyütür. 100 yıl sonraki çimenlere de tohum olarak kalır.. 100 yıl sonra çimenler büyürse kültür , koku , gözyaşı aktarımı devam eder. Nutku nefesin daim olsun hocam. 👏🏻
Şu UA-cam kanalında en çok izlenmesi gereken içerik diye düşünüyorum. Küçüktüm Arif hoca ve Erdal hocayı dinleyip yastığı kucağıma alır çalıyormuş gibi yapardım. Çok şükür şimdi onları taklit ederek en azından kendi kendime yetiyorum. Var olun Erdal hocam🙏🏻
Sizi yürekten selamlıyorum.. Değerli hocam.. Türküyü yaşamı ve doğayı bağlamayla harmanlayarak... Duyguya dönüştürüp bizlere aktardığınız için size minnettarız.. Bizde diyoruz ki bu yaş bu yğrek çimeninde ne güzel çiçekler açar.. Sağolun var olun hocam... Saygı ve hürmetle..
Bu video üzerine düşünüyorum üç günden beri. Çok şey yazabilirim. Ama zaten hoca anlatmış ki bizim yazacaklarımız o anlatıdaki sihri de bozar diye susuyorum. Bir tek şunu demek isterim. Müzik geleneğinin ve bu kültürün içinden gelen birisi olarak Erdal hocanın önünde saygı ile eğilip elini öpmek isterdim doğrusu. Bu duyguya onca duayen varken ilk kez kapıldım. Çünkü daha da önemlisi şu ki o son fotoğrafı görünce iki damla yaşı da ben döktüm gözlerimden. Ve bir öğretmen olarak tek bir öğrencimin dahi bana o şekilde bakabilmesini sağlayabilirsem bu hayata dair bir anlam yaratmış sayacağım kendimi.Türkü söyleyenlerin çok türkü diyenlerin üç beş kişi kaldığı cehaletin ve cinnetin yurdunda sen nice ozanın meramını rüzgara buluta toprağa suya saldın ya ; Aşk olsun sana Erdal hoca ...
Hoca kursta bize bir dinleti tertip etmişti bir vakit. Şans eseri (nadirdir) o gün çalmaktan ziyade daha çok konuştu. İnanın, kameranın kayıt tuşunu açmaya korktuk; hafızamıza kazınsın, muhabbeti aklımızdan uçar gider diye. "Gönlünüzün kayıt tuşunu açın, diğeri çabuk silinir." demişti. Hoca "dil" ile değil "dıl" ile anlatır... Çok ihtiyacımız var size hocam çok..
Dıl ile?
@@oznurtanal6255 Yürek
@@RehimGülmez eyvallah can.. 🙏 💞
@@oznurtanal6255 gönül
@@kizildas36 kardeş, teşekkür ederim.. 🙏 💞
Erdal Erzincan’ın video’nun içeriğindeki etkileyici konuşmasının tamamı :
( Buradaki konuşması çok içten geldiği için üşenmeden tamamını yazdım. Belki okuyan birilerine faydası olur. Tarihe de not olarak düşer. )
“ Çok teşekkür ederim. Hepinizi aşk ile selamlıyorum.
Yıllar önce Adıyaman’da bir konser vermiştim. Konserden sonra yaşlı bir teyze geldi.Boynuma sarıldı ve bana Kürtçe bir şeyler anlattı.Ordan birisi de çeviri yapıyordu.Teyzenin söylediklerini.Tabi bu çeviri bana çok soğuk ve anlamsız gelmişti.Döndüm dedim ki: “ Biz burda hal dili ile anlaşıp hal dili ile konuşuyoruz.Ne gerek var böyle bir çeviriye? “ Üstelik teyzenin elinin sıcaklığı annemin elinin sıcaklığı ile aynı.Sen bu sıcaklığı bu güzelliği bu duyguyu hangi dille hangi sözcüklerle anlatacaksın bana ?
Evet gerçektende Anadolu’da böyle bir dil var: “ Hal dili. “ Ama öyle her an her yerde konuşulmaz bu dil. Önce Pir Sultan’ın “ İçi oyuk derdi büyük “ diye tarif ettiği bu bağlama çıkar meydana. Gönülleri bağlar, birler. Ondan sonra hal dili bu güzelliğin üstüne bir gül gibi açılır. İşte ben bu dilin konuşulduğuna çocukluğumdan beri tanıklık ediyorum.
1971 yılında Erzurum’da doğdum. Dağın yamacında elektriğin olmadığı bir köy. Akşam karanlık çökünce gaz lambası ve bağlama devreye girerdi. Türküler, hikâyeler, masallar derken evler olurdu ışıl ışıl. Gözümüz, gönlümüz açılırdı.Böyle bir ortamda bağlama ile ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum. Hatırladığım tek şey, bu saza benden daha güzel dokunana yakın olabilme isteği. Bu arada bazı evlerde pille çalışan radyolar vardı.Bu radyolardan ne zaman bağlama sesi duyulsa bütün köy orda toplanırdı. Birbiri ile konuşan konuşmayan herkes o anda aynı duyguyu aynı heyecanı yaşardı. Arif Sağ, Ali Ekber Çiçek, Aşık Daimi gibi ustaları işte bu vesile ile duymuştum. Onlara yakın olmak için hayaller kuruyordum. Kurduğum bu hayalleri de köyün hemen yakınından geçen trenlere bindirip İstanbul’a yolluyordum. Gel zaman, git zaman 1981 yılında o trene bindim. Üç günlük bir yolculuktan sonra İstanbul’a vardım. Burası İstanbul. Kocaman bir şehir. Alışması pek de kolay olmadı benim için. Uzun zaman arkadaşlarımın güldüğüne ben ağladım. Benim ağladığıma onlar güldü. Tabi belli bir zaman geçince alışmaya başlıyorsun. Alışmaya başlayınca hayallerimin peşine yöneldim. Bağlama dersleri aldım. Sonrasında uzunca bir konservatuvar dönemi. Burda çok kıymetli hocalarım oldu. Hepsinin bilgisinden birikiminden istifade ettim. Bana hayali bile zor gelen büyük büyük eserleri bu vesileyle kolayca çalmaya başlamıştım. Sonra bu eserlerin sayısını çoğaltarak bu sandalye ile tanıştım. Sizlerle tanıştım. Alkışlarınızla tanıştım…İşte her şey böyle keyifli keyifli devam ederken bir arşiv elime geçti.Aşıklarla ilgili. Günlerce dinledim. Her aşıktan başka bir duygu, başka bir dert, başka bir koku, başka bir nüans geliyordu bana. Sanki doğadaki bütün güzellikler o nüansların içine gizlenmiş gibiydi. Toprak kokusu, çiçek kokusu, kuşların çığlığını duyuyordum, ustaların sazında ve sesinde. Fakat elimdeki notalarla ustaların parmaklarından dökülen o güzel nağmeler bir türlü birbiriyle örtüşmüyordu, tam olarak. Hani Davut Sulari diyor ya : “ Diyar aynı diyarda kullar değişmiş. “ Bizimki de o hesap. Türkü aynı türkü de. Derdi değişmiş kokusu değişmiş. İşte ben bu değişimin üstüne biraz kafa yordum. Ve anladım ki bu nüanslar sadece notayla değil, birazda duyarak,dinleyerek, koklayarak ve yaşayarak öğrenilir diye. İşte o gün bu kokuların peşine düşmeye karar verdim. Şimdi aldığım o kokulardan bir tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum:
Hüseyin Orhan Dede ile derleme çalışmasındayız. Kendisinden bir mersiye örneklemesini istedim. Bir dörtlük okudu sonra gözlerinden şıpır şıpır yaşlar dökülmeye başladı. Nedeni belli. Kerbela’nın acısı. Kerbela’nın feryadı. Hatta Kerbela’yı hatırlatan bütün mazlumların acısı var o göz yaşında. Dede biraz sakinleşti. Kendine gelince bana şöyle bir açıklamada bulundu. Dedi ki : “ Biz köylerde evlerimizde uzun uzun muhabbetler ederdik, bağlama eşliğinde. Gâhi saz, gâhi söz. Her şeyi burdan öğrenirdik. Böyle öğrenirdik. Dilden dile, kulaktan kulağa, gönülden gönüle. Birbirimizi okuyarak, birbirimizi dinleyerek olgunlaşır, pişerdik. İsterdik ki çocuklarımızda gelsin bu okulda okusun, pişsinler, hayata karışsınlar. Fakat çocuklar, çok istekli başlamazlardı. Tabi zamanla alışırlardı. İşte alışıp alışmadıklarını bu mersiyeler okurken onların gözünün içine bakarak anlardık. Bir damla göz yaşı döküyorlarsa ben derdim ki : “ Bu yaş, bu çimeni büyütür. “ Günlerce dolandı başımda, beynimde. “ Bu yaş, bu çimeni büyütür. Bu yaş, bu çimeni büyütür. “ diye. Sonra baktım ki bu yaş, benden de dökülüyor. O zaman, bu okullarda okumaya devam.
Şimdi size bu okullardan getirdiğim bir küçük bergüzar var. Bakalım ne diyeceksiniz ? … Evet. Bu da Ruhsati’nin derdi. Bakalım devamında ne söylemiş Usta :
Kerem eyle Medine’ye varasın
Arzuhalim, doğru dosta sunasın
Varsın Ruhsati’yi eller kınasın
Akıyor gözümden cu seher yeli
Evet burda gözden akan “ cu “ Farsça “ ırmak “ anlamında. Damlaya damlaya ırmağa dönüşen bir dert. Ve Ruhsati, bu derdi deftere yazmıyor, kâğıda yazmıyor, kitaplara sığdıramıyor. Seher yeli’ne söylüyor. “ Akıyor gözümden cu seher yeli. “ Seher yeli, Ruhsati’nin derdini alıyor; diyar diyar gezdiriyor. Mekânda gezdiriyor, zamanda gezdiriyor. Bu salona kadar getiriyor. Güzel olan şu ki : Bundan tam 150 yıl önce dökülen o gözyaşı. O gözyaşıyla şimdi hepimiz gönlümüzü yıkıyoruz.Arınıyoruz. Gördüğünüz gibi bağlamanın bir yaşam biçimi, felsefesi, derdi, kokusu var. Kokusunu doğadan, derdini doğaya yakın insanlardan alıyor. Bu meseleyi ben öğrencilerimle paylaşmak istediğimde şöyle bir şey önermiştim onlara : “ Bağlamayı, doğanın bir yansıması olarak düşünün. Dolayısıyla bu sazı tanımak istiyorsanız ağaca dokunmak zorundasınız. “ Nitekim parmaklarından bal damlayan aşıkların hiçbiri tabiattan kopuk değildi. Fikri basit fakat uygulaması biraz zahmetli gelmişti öğrencilerime. Sonra bu fikirden bir soru çıktı. Doğayı daha iyi tanıyan öğrencilere bu fikri aşılasak nasıl bir sonuç çıkar diye. İşte bu soru beni aldı. Çengeline taktı. Çocukluğuma kadar götürdü. O hayallerini trenlere bırakan çocukların köyleri. Böylece “ Gezici bağlama atölyesi “ adı altında bir çalışma başladı. Adı üstünde “ Gezici bağlama atölyesi “ Yerimiz yok. Yurdumuz yok. Masamız yok. Sıramız yok. Okulumuz yok. Paranın geçmediği göçebe usulü bir eğitim. Öğrencilerimi aldım. Köy köy dolandık. İki dinledik bir kokladık. Bazen bir aşıktan türkü dinledik. Bazen bir nineden masal. Çaldık, söyledik. Nota okuduk. Bazen çelik çomak oynadık. Dağda çiçek kokladık. Kısacası doğanın emrindeydik. Doğa ne dediyse onu yaptık. Şimdi bu dönem ben, bir fotoğraf paylaşmak istiyorum sizlerle. Bu fotoğrafın bende duygusal bir karşılığı var. Bakınca Hüseyin Orhan Dede’nin gözünün yaşı aklıma geliyor. Ruhsati’nin derdi. Hatta Yunus’tan Veysel’e bütün ozanların derdini düşünüyorum. Sizce bu yaş, bu çimeni büyütmez mi ? Ne dersiniz ? “
Yazan parmaklarınıza sağlık. Teşekkürler zahmetiniz için 🌺
O kadar zahmet vermişsin beğenmeden geçmek olmaz
HEM YAZAN ARKADASA HEMDE SAYIN ERDAL HOCAM 'A SAYGILAR SIZIN GIBI USTADLAR AZ GELIR ARTIK DUNYAYA MAALESEF DEGERINIZI BILMESI LAZIM BILMEYENLERIN HOCAM OMRUNUZ UZUN OLSUN .
Cem evi Hacı Bektaş dernekleri kurban lokması diye kasaptan aldığı ucuz etlerle pilav karıştırıp bağış bağışlayın diye durmadan mesaj atıyor saçma sapan yaşlı insanlardan başka hiç genç yok vs..Erdal hocam madalyonun iç yüzü siz de biliyorsunuz ki hiç de kazın ayağı anlattığınız gibi değil..tmm devlet ibadethane olarak görmüyor diye de sıkıntılar var haklı olarak ama orada saz çalıp bişey demeye çakılan insanları takan kalmamış.. bütün sohbet bağış kurban az bağışladın çok bağışlaman lazım kurbanı ne zaman kestiniz biz gizli kestik sevap olsun falan filan gibi saçma sapan muhabbetler..bunları unutmayın lütfen ortadaki gerçeklerin sadece güzel tar
Eline sağlık kardeşim
Her neslin kendini iyi ki bu sanatçı ile aynı dönemde yaşamışım diyeceği bir sanatçı vardır, Erdal Erzincan hoşgörüsü ile taşıdığı değerleri ile özverisi ile bu toprakların gurur kaynağıdır. Bu yaş nice çimenleri büyütecek
Ne mutlu ki türkülerden keyif alan, dinleyen, söyleyenlere :)
Yaşayan tarihin illede 100 yaşında olması gerekmez...İşte kendi kültürünü eniyi şekilde yansıtıp anlatıp yaşatan bir tarihtir Erdal Erzincan.Hal Dilini anlayıp bilene Aşk ile...İyiki varsın Erdalım.Sesine nefesine Sazına ve Canına sağlık...❤
Üstadların kültürü ve tarihi yansıtmasında sizin gibi üstadların da emeği büyük.sizin de ellerinize sağlık.
Cem evi Hacı Bektaş dernekleri kurban lokması diye kasaptan aldığı ucuz etlerle pilav karıştırıp bağış bağışlayın diye durmadan mesaj atıyor saçma sapan yaşlı insanlardan başka hiç genç yok vs..Erdal hocam madalyonun iç yüzü siz de biliyorsunuz ki hiç de kazın ayağı anlattığınız gibi değil..tmm devlet ibadethane olarak görmüyor diye de sıkıntılar var haklı olarak ama orada saz çalıp bişey demeye çakılan insanları takan kalmamış.. bütün sohbet bağış kurban az bağışladın çok bağışlaman lazım kurbanı ne zaman kestiniz biz gizli kestik sevap olsun falan filan gibi saçma sapan muhabbetler..bunları unutmayın lütfen ortadaki gerçeklerin sadece güzel tar
Erdal Erzincan'ın sazı, Alevilik geleneğini yücelten bir ifade aracı haline geliyor. Tınıları, derinlikli ve duygusal bir anlam taşıyor, adeta Alevi kültürünün ruhunu yansıtıyor. Erzincan'ın sazıyla oluşturduğu melodi, dinleyicisine zengin bir duygu deneyimi yaşatıyor ve Alevilik geleneğinin derinliklerine dokunuyor.❤❤
Bakış açısı böyle insanlara çoooookkkk ihtiyacımız var eyyy Erenler...
Erdal Erzincan bu ülkede Türk Halk müziğinin taşıyıcılarındandır. Bağlamada önderlerdendir. Hocalığı, sanatçılığı, sıcak kanlılığıyla bambaşka bir yerdedir bizler için. İyi ki varsınız hocam.
Öncelikle Ustama "Güzel çalıyor ama hiç konuşmuyor." diyenler, bu video ile gereken cevabı almışlardır umarım.
Üstelik ağzından çıkan sözlerin her biri ayrı bir derya.
Salt müziği ifade etmenin dışında, içine koca bir evreni sığdıran bu sıradışı çalgı
kendisini bu çağda adeta yeniden yaratan bir ustanın elinde ve dilinde, hak ettiği yere doğru çok önemli bir yol aldı.
Bu ulaşılmaz evrenin bana, bizlere armağan ettiği en güzel hediye ise
böyle bir usta ile aynı dönemde yaşama ve onu tanıma fırsatı vermesiydi.
İnsanlarının kıymetini, onları kaybettikten sonra anlayabilen bir ülkede
bir kesim tarafından değeri bilinse de,
asıl kıymetinin ve ortaya koyduğu mucizevi çalışmanın, çabanın, çok uzun yıllar sonra daha iyi kavranacağını düşünüyorum.
O, ışığı geçmişten aldı, bugüne aktardı ve yarına taşıyacak.
Işığın hiç sönmesin Ustam.
Eyvallah can noktasına virgülüne kadar katılıyorum yazdıklarına ve Erdal hocamızla iftihar ediyorum.. İlhamı her daim olsun..
Saygıyı, hürmeti fazlasıyla hak eden sevgili Erdal Erzincan'a hayran kaldım.
Pir Sultan Abdalın içi oyuk derdi büyük dediği bağlama çıkar meydana gönüllüleri bağlar birler sonra hal dili çıkar meydana.
Teşekkürler Erdal Erzincan iyiki varsın
Böyle Kültürümüzün Önemli Üstadlarına Yer Verdiği İçin TEDx e Teşekkürler
Anadolu'muzun bir kimliği varsa bir satırında Bağlama, birinde Davul-Zurna yazar diye her defasında söylerim. Bunu tüm ayırımıyla anlatan sevgili Abim Erdal Erzincan'a ve bu değerli aktarımı sağlayan herkese teşekkür ederim.
Erdal Erzincan müziğin ötesinde bir müzisyendir. Kaynağından beslendikten sonra yol aldığı yatak boyunca çarptığı her taştan bir lezzet katmıştır tadına ve yeni kaynakları beslemiştir. 1994'ten beri bir Erdalist olmak huzur verici. İyi ki var Erdal Hoca :)
Bu yaş bu çimeni büyütür 🌱🌱
Baglama sadece nota değil bir kulturun inancin tasiyicisidir bu yas bu cimeni büyütür
Tereddütsüz yanında yolunda olurum..
sen gönüllere dokunan, gönül insanı bir cansın.
İlkel kulakların duyamadığı,katı yüreklerin hissedemediği en estetik çığlık.
Senlerdir dinliyorum Hic bu kadar güzel dinlememistim
Aleviler gönül insanıdır, dürüst, mert insanlardır Kerbela"dan bu yana zalimin değil mazlumun güçlünun değil güçsüzün Yezid'in değil Hüseyin'in yanında yer almıştır
Eyvallah
Hoca bu ülkeye derya deniz adı bin yıllarca silinmez paranın gecmedigi yer gezici baglama atölyesi bu kelime beni bitirdi
Duyduk Erdal hoca Tedx te ,hemen geldik
Yuregi guzel usta,ne de guzel anlatmis 🌹🌺🌺🌺
Baktim tel;
Dedi çal!
Dedim mızrap?
Dedi hâl!
Dedim Nota?
Dedi dil.
Dedim söz?
Özümüz köz;
Dedim yakar!
Dedi söner.
Dedim nasıl?
Boyun büker,
Yaş döker,
Hem yeşerir;
Ser çeker;
Sırra erer;
Naz eder,
Hakk'a niyaz eder.
O yaş çimen olur, çayır olur, fidan olur, ağaç olur, nefes olur. Gün gelir umudumuz olur, aydınlığımız olur. Ömrüne bereket üstadım.
Dervüş nefesine eline teline saglık. daha uzunu zaman aramızda kalman niyazımla. Her daim burda kal can
Erdal hocam üstad iyi ki varsın..
Büyütür üstad büyütür hemde çok büyütür.Ne büyüksün sen üstad konuşma üslubunla,bilginle,karakterinle ve sanatınla çok büyüksün🙏👏👏
- Üstadım yolunuz açık olsun, ayağınıza taş değmesin, nefesiniz her daim Anadolu'yu gezsin... 🙏
Sizinle çalışmak benzersiz bir deneyim ve öğrenmenin bitmediği bir süreçti. Bu projeyi hazırlarken "hal diliyle" anlaştığımız o muhteşem zamanlar benim için hep ayrı bir yerde olacak. Sizden dinleyecek ve öğrenecek çok şeyimiz var. İyi ki siz hocam ❤️😍
Akıyor gözümden cû-seher yeli. Yüreğinden öpüyorum hocam bu kadar güzel mi anlatılır?
Şu anamız babamız Anadolu’yu teslim aldıklarımıza yakışır şekilde temsil edebilecek olmamıza inancım her geçen gün azalıyor be Erdal Baba.
Umarım hakkıyla devredebiliriz çocuklarımıza..
Her cümlesi çok değerli bir konuşma. Kültürümüzü bu kadar güzel anlatabilmek ancak bu duyguları yaşamakla hissetmekle mümkündür. Erdal baba çok derin adamsın. Dinledim dinledim son dakikada artık tutamadım. Doğaya yakın insanlara selam olsun.
Aşk ile olunca işte böyle sonuç çıkıyor.Eline diline yüreğine sağlık Erdal hocam... Aşk ile...
Bu ne muhteşem bir anlatım. Ne güzel bir muhabbet. Ne güzel bir yürek. Hal dili üstadın dili olmuş...
Çooookkk etkili bir kunuşma.
Direkt Kalbten akıp geliyor Yüreyi güzel İnsan.
İnsan adeta büyüleniyor.
Kral Leylayi ayağına zorla getirmiş ve bakmiş. Senmisin Leyla dedikleri Meçnununla Aşkınız dillere destan olmuş ama senin öbür Kadınlardan hiç bir farkın yok demiş. Leylada, "siz beni birde Meçnunun Gözüyle görün" demiş.
Bizde şimdi sizin Gözünüzle yaşadığınız bu güzelikleri gördük.
Evet mest olduk.
Sizin gibi güzel ve İnsanlığa güzel baha biçilmez deyerler katan Insanlarin önünde saygıyla eyiliyorum.
Kalblere diktiğiniz Fidanlar bir gün Orman olacak bundan hiç bir şüphem yok.
Varliğiniza şükürler olsun deyerli İnsan. Aşk ile Işık ile kalin.
Saygilarimla✨✨✨✨✨
Hal dili ❤️👏🙏
Erdal Erzincan ❤️🌹💐🕊️
Yorumlarda geçen cümleye bittim... Hoca " Dil ile değil..DÎL ile anlatıyor." Deniliyor... ❤️❤️🔥❤️
Hayran ve taktir ile izledim varolun
Teşekkürler..
Erdal hocaya saygılar sevgiler .paylaşım için teşekkürler.
Elinde saz olanlardan zarar gelmez.iyiki bu geleneği sürdürüyorsunuz.❤❤❤👍👍👍
Erdal hocam iyi ki varsın, hep var ol.
Bu yaş bu çimeni büyütür.
Saygıyla, 🙏
15:55 nasıl dertlenmiş Erdal Hocam, nefesi Şiir olmuş
❤ 20 yıldır o yaş ile düşe kalka yeşermey çalışıyorum hocam. Anladım ki, bu kadar zaman için de sizi ve değereli ustaları, dinledikçe coşa gelmemin sebebi aşıkların dertlerini, o kokuları yansıtarak bizide yeşertmenizmiş.
Sen nasıl bir güzel insansın Hocam.
Varolasın.
Şahane duru bir anlatım hocam, yüreğinize sağlık 🙏🏻 Eminim dökülen bu sözlerden herkes payına düşeni alacaktır 👏🏻👏🏻
Bir hayat ancak bu kadar masalsı ve güzel anlatılabilirdi, var ol hep ol hocam
Efsanesin Erdal hocam kıymetini bilene.. Aynı hayat akışına denk getirene Şükür olsun..
Hal dili ile Hislerini, içi oyuk derdi büyük tele , telden dile, dilden muhabbetin neşesi ile Gönlümüze işleyen NADİDE KÜLTÜR, YOL ERKAN temsilcisi ERDAL ERZİNCAN.. Aşk - ı niyaz ile...
Çağın Pir Sultanı iyiki varsın 🙏🙏
Sevgili Erdal,
Sazın, sesin, duyarlı yüreğin, birikimin, duruşun onurumuzdur…Eyvallah dostum…
Aşk ile…❤💫👏👏
Bu toplaraklar cebinde o kadar müthiş kültürel hazineler biriktirdi ki anlatmaya kalksak sözcükler diller yetmez … Ruhsati baba gibi seher yellerine kadar dolar taşar… İşte bu kadar hazinenin içinde bu yozlaşma insanın yüreğini buruyor. Neyseki Erdal Baba gibi değerlerimiz var da o çamurlu suyu berraklaştırıyorlar … iyiki varsın Erdal Erzincan
“Bütün dünya yıkılsa bir türkü yeter onu kurmaya” S.G.
Kelimeler kifayetsiz kalıyor .Erdal hocayı anlatmaya .iyiki varsın hocam emegine yüregine sağlık.
Ağzına yüreğine sağlık iyiki varsın 🙏 yol rehberi sağ ol 🙏👍👍🖐️🖐️🖐️
güzel gardaşım ağlattın beni..
gönlüne yüreğine emeğine sağlık.
İnsanı alıp götürüyor... Bu yaş bu çimeni yeşertir, büyütür, sıra götürür... Aşk ile Erdal Erzincan...
Nasıl bir sestir tanrım sen nelere kadirsin yüreği güzel bağlaması güzel kendi güzel çalması güzel bütün güzellikler hocamda birikmiş bize bişey kalmamış ki banada arta kalan çirkinlik vermiş 😌
Hal dilini doğayla harmanlayip bu kadar aşk ile izleyenin yüreğine nakş etmek günümüz teknolojisi ile imkansız ama gerçek diyecek, kelime kifaye bulamıyorum var ol Erdal Erzincan.
Allah hocaya sağlık sıhhat versin bu toplumun hocaya çok ihtiyacı var
Ellerine sağlık Erdal Hocamızın... Bağlama ve kültürümüz dile geliyor ellerinde. İyi ki var.
Gözlerim dolu dolu izledim. Ne kadar güzel bir yüreğiniz var kıymetli hocam. Sizin gibi üstadlar var oldukça halk müziğimiz, kültürümüz emin ellerde. Bizlere kattığınız her değer için sonsuz şükranlar ve saygılar hocam.
Büyük usta.. Tarih kokar, sanat kokar, aşk kokar, ilim kokar; dert kokar... Allah sana sağlıklı uzun ömür versin.
İnanılmaz güzel anlatmış Erdal Hoca,Saz üstadı olduğunu biliriz de, Bu üslup ve bu anlatım pek bildiğim ve tanıdık olduğum birşey değildi.
Çok keyifli bir anlatım olmuş...Gezici bağlama atölyesi zaten bambaşka bir olay...
Gönlü güzel olanın bahtı da yolu da açık olsun.❤️🌺
deniz bey inanın videoyu izleyen herkes sizin gibi düşünmüştür sazıyla sözüyle duruşuyla hepimizi mest eden erdal hocam bu sefer anlatmıyla tekrar mest etti hepimizi
Tadı damağımda kaldı. Tebrik ederim emeğine sağlık İrem. 🎉
Emeğine yüreğine sağlık Erdal Erzincan Üstadımız⚘ ❤⚘😢⚘👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻
hal dilimiz güzel olsun.çok teşekkürler
Erdal Erzincan ile aynı zamana denk gelmek onu canlı dinlemek büyük şans
Bu yaş bu çimene neylerse hak...
Telinize kurban Erdal Hoca 🍃
Ağzına yüreğine sağlık büyük üstad Erdal Erzincan
Erdal Abi ben hayattayken senin bu dünyadan göç ettigini duymak istemiyorum. Sen hep yaşa. Deyişlerimiz senin Filialen hic düsmesin. Sesin hep kulaklarimizda olsun. Ben ölsem cocuklarim da bilecek bu sesi. Hizir yoldasin olsun.
Tebrikler hocam iyiki varsiniz yüreğinize gönlünüze sağlık.
sonunda ağladım ya :( vay dedem vay ne güzel bir sunumdu bu ya. yıllardır çaldığımız bağlamayı bu şekilde dinlemek ne güzeldi ya
ben şasliyım onunla beraber aynı havayı ve duyguyu bir arada yaşiyom ayda bir olsada emekci ozanla beraberim gezici baglama atolyesi ile zurnaci özgür erzincandan slm
Bir ömürlük ders! Gönlüne sağlık usta.
Halk müziğinin ender sanatçılar arasında birisidir Erdal Erzincan demek halk müziği sanatçısı olmak önce adam olmak demektir.
Tarihe,Doğaya değer verip
bu değerlere sahip çıkanları yürekten kutlarım 👏👏👏
Aşk ile
Büyüdükçe küçülen, mütevazi bir dahinin yaşı tüm ülkeyi de büyütebilir aslında.
Varol Üstad
Ne mutlu bana ki bu türküleri dinlerken gözümden bir damla yaş düştü. Acizane bu yaş bu çimeni büyütür ustam
Mükemmel bir sunum erdal hocam super
Bu yaş bu çimeni büyütür. 100 yıl sonraki çimenlere de tohum olarak kalır.. 100 yıl sonra çimenler büyürse kültür , koku , gözyaşı aktarımı devam eder. Nutku nefesin daim olsun hocam. 👏🏻
Iyi ki bu toprakların insanısın, iyi ki varsın.Sazın, sözün, nefesin, hep var olsun büyük usta
Sazı güzel,sözü güzel, gönlü güzel insan,Allah uzun ömür versin size ve sizin gibilere ,bu dünyayı sizin gibiler Cennet'e çevirir
Hocam katkılarınızla birikiminizle, bu yaş bu çimeni fazlasıyla büyütmüş..elleriniz yüreğiniz dert görmesin.saygilarimla
Şu UA-cam kanalında en çok izlenmesi gereken içerik diye düşünüyorum. Küçüktüm Arif hoca ve Erdal hocayı dinleyip yastığı kucağıma alır çalıyormuş gibi yapardım. Çok şükür şimdi onları taklit ederek en azından kendi kendime yetiyorum. Var olun Erdal hocam🙏🏻
Teşekkürler merhaba
Dökülen o yaş, çok çimen yetiştirdi de üstadım, işin içinde filler olunca...Muhabbetiniz daim olsun, Aşk ile dökülen, yaş olsun.
Sizi yürekten selamlıyorum.. Değerli hocam.. Türküyü yaşamı ve doğayı bağlamayla harmanlayarak... Duyguya dönüştürüp bizlere aktardığınız için size minnettarız.. Bizde diyoruz ki bu yaş bu yğrek çimeninde ne güzel çiçekler açar.. Sağolun var olun hocam... Saygı ve hürmetle..
İyiki hocam sınız sağlıklı ömürler diliyorum can hocam
Örneğin. ❤ 01:30 1:43 01:53.
gezici bağlama atölyesiyle insanlara vizyon gelecek ve umut vaadeden bir üstad...bazı kahramanlar pelerin takmaz diyorlar, örneğidir Erdal Hocam
Iyi ki varsın ustam. Hâk yokluğunu göstermesin. Sen ve senin gibiler var oldukça bu kültür de var olacak. Sonsuz şükran ve sevgilerimle. Yusuf SEVİNÇ
Elerine emeğine yüreğine sağlık üstat 🌈🌼🌹🌼🌹🌈🌹🌈☀️🌹☀️🌹☀️💜🌷💜🌷💜🌷💜🌷💜🌷💜🌷💜
Erdal erzincanin Allah gönlüne göre versin ❤️❤️❤️
Bu video üzerine düşünüyorum üç günden beri. Çok şey yazabilirim. Ama zaten hoca anlatmış ki bizim yazacaklarımız o anlatıdaki sihri de bozar diye susuyorum. Bir tek şunu demek isterim. Müzik geleneğinin ve bu kültürün içinden gelen birisi olarak Erdal hocanın önünde saygı ile eğilip elini öpmek isterdim doğrusu. Bu duyguya onca duayen varken ilk kez kapıldım. Çünkü daha da önemlisi şu ki o son fotoğrafı görünce iki damla yaşı da ben döktüm gözlerimden. Ve bir öğretmen olarak tek bir öğrencimin dahi bana o şekilde bakabilmesini sağlayabilirsem bu hayata dair bir anlam yaratmış sayacağım kendimi.Türkü söyleyenlerin çok türkü diyenlerin üç beş kişi kaldığı cehaletin ve cinnetin yurdunda sen nice ozanın meramını rüzgara buluta toprağa suya saldın ya ; Aşk olsun sana Erdal hoca ...
Erdalizm..❤️
Ne güzel bir şey dir senin le tanış olabilmek Erdal Hocam
Sazınıza zaten hayrandım sözleriniz de çok kıymetli sevgiler
Keske daha uzun olsaydi doyamadik dinlemeye.. Erdal Hocam harikaydiniz 👏
sen buyuk ustasin senin butun ektigin cimenler buyuyecek selamlar