Selamlar, gayet güzel bir video olmuş. Faydalandım. Teşekkür ederim. Son kısımdaki sevgi konusuna dair bir videonuz var mı? Eğer yoksa sevgi konusunu derinlemesine işlediğiniz bir video, Tanrı'nın sonsuz sevgisini idrak etmemiz bakımından hepimiz için faydalı olacaktır.
Ağzınıza, zihninize sağlık hocam. Çok doyurucu Bi video oldu ama çocukluktan beri o kadar farklı, o kadar zamana ve mekana bağlı olan insansı bir tanrı imajı çizdikleri ki zihnimize bunu söküp atabilmek bizi çok zorlayacak 😊
Sevgili hocam, hiyerarşik nedenselliği zamansal nedenselliğin yalnızca bir soyutlaması olarak düşünüp zamansal nedenselliğe indirgeyemez miyiz? Hiyerarşik nedenselliğin sonsuz olamayacağını düşünüp zamansal nedenselliğin ezeli olabileceği fikrini tam anlayamadım. “Evren içinde” işaret edebileceğimiz bütün hiyerarşik nedensellikler, sadece kıyaslanamayacak kadar çok daha uzun bir şekilde olmak üzere zamansal nedensellik cinsinden açıklanabilir. Elmanın yerden yukarda duruyor olmasının nedeni masanın arada olması şeklinde açıklanabileceği gibi, masa ve dünya ve elma ve her şeyin o anki konfigürasyona zamansal ilk nedenden beri olmakta olan bütün neden sonuç ilişkilerinin nihai sonucu olarak ulaşması şeklinde de açıklanabilir. Bu açıklama evrenin tarihi kadar uzun olmak zorunda olsa da doğru, ve kesin olmak zorunda olurdu yani yeter olup gerekli olmayan açıklamalar birlikte eksiği yok fazlası var bir açıklama olurdu. Bu kadar uzun bir açıklama ile değil, bizim masa ve elma ile kurduğumuz ilişkilerin soyutlanmış bir özeti bizim için zaten hiyerarşik nedensellik olarak kendiliğinden belirmiş oluyor. Ama demiyorum ki hiyerarşik nedenselliğin zamansal nedenselliğe indirgenebilir oluşu tanrıyı gereksiz kılıyor. Size imkansız görünen hiyerarşik nedenselliğin sonsuz oluşu gibi, zamansal nedenselliğin sonsuz/ezeli oluşu da bir o kadar baş döndürücü.
Hiyerarşik nedensellik zamansal nedenselliğe indirgenemez, aralarında bütünüyle nitel olan bir fark var, zamansal silsileyi uzatmak bir şeyi değiştirmez. Yani ortada nicel adımlarla aşılamayacak nitel bir fark var. Örneğin bir kişinin fiziki var oluşunun sebeplerinden birinin dedesi olduğunu söyleyebiliriz, ama aynı zamanda fizik yasaları sayesinde olduğunu da söyleyebiliriz. İlki zamansal, ikincisi hiyerarşiktir; kişinin hayatta olması için o anda dedesinin de hayatta olmasına gerek yoktur, neden olmuş ve gitmiştir, ama fizik yasaları şu an yok olsa o kişinin fiziki bedeni de anında yok olacaktır. Bu ikisi birbirine çevrilebilir nedenler değil, ayrı türden nedenler. Hiyerarşik nedenler sonsuza kadar geriye gidiyor olamaz, çünkü nihai bir zemin olmaksızın hiçbir hiyerarşik neden bir diğerine dayanamazdı. Havada birbiri üzerinde duran masalar örneğiyle bunu anlatmaya çalıştım: on masa olsa düşmeye devam eder ve masaların sayısını arttırmak düşmeye devam edecekleri gerçeğini değiştirmez, ta ki bir zemine ulaşılıncaya kadar.
@@NezihSeven öncelikle zaman ayırıp cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Yanlış anlaşılmak istemem, aradaki nitel gibi görünen farkı anlamakla birlikte, bunun aslında yalnızca bir yanılsama olduğunu, hiyerarşik nedenselliğin insan zihninin bir soyutlaması olduğunu düşündüğümü açıklamaya çalışmıştım. Kendimi daha iyi açıklayabileceğimi umduğum şu örneği de verebiliriz: Fiziksel yaklaşıma göre elmanın yerden yukarıda olmasının tek bir nedeni vardır: evrenin en başından o ana kadar zamansal neden sonuç silsilesi sonucu o konifügrasyona gelmiş olması, artı, benim beynimdeki nöronların bu hiyerarşik neden sonuç ilişkisini bu şekilde yorumlayacak konfigürasyona gelmiş olması. Oysa perspektifi fizikten öznel yorumuma çevirecek olsaydık elmanın masanın üstünde duruyor olmasının birden çok ve birbiriyle alakasız farklı hiyerarşik nedenleri, yani açıklamaları veya yorumları olabilirdi: Bunlardan ilki arada masanın olmasıysa, ikincisi örneğin "acıkmamış olmam" veya "elma sevmiyor olmam" da olaiblirdi. Çünkü acıkmış ve elma seviyor olsaydım o elmayı oradan almış ve yemiş de olabilirdim. Burada biraz fazla somuta kaçmış da olsak (elma ve masalı asli örneğin kendi somuttu) temelde bu örneklendirmenin işaret ettiği şey, hiyerarşik nedenselliğin insan zihninin bir yorumundan ibaret olduğu. Fizik yasaları da elbette insan zihninin kalıplarına girmiş olmak zorunda, fakat aradaki temel fark birinin nesnel olduğu diğerinin ise olmadığı şeklinde görünüyor bana.
Ne demek, ben konuyu anlamak adına gösterdiğiniz samimi ilgi için teşekkür ederim. Belki daha iyi anlamak için evrenin birebir şu anki hâliyle yaratılmış olduğu bir senaryoyu düşünebilirsiniz. Bu durumda kendisine zamansal açıdan öncel olan herhangi bir neden olmadığı hâlde elmanın bulunduğu yükseklikte kalmasını sağlayan şey altındaki masa olacaktı. Eğer elma gerçekten de masa sayesinde mevcut yüksekliğinde duruyorsa bu bizim uydurduğumuz bir konsept degil demektir. Masanın "elmadan önce" oraya konmuş olmasına gerek yok. Veya şöyle diyebiliriz: masa çekildiği an elma düşecektir. Zamansal nedenselliklerse daha farklı, dede-torun örneğindeki gibi. Temel farkın şu olduğunu söyleyebiliriz: hiyerarşik nedensellikte sonucun sürmesi için neden olanın da sürmesi gerekir, ama zamansal nedensellikte neden olan ve olunan arasında bu türden bir ilişki yoktur.
@@NezihSeven teşekkür ederim. Üzerinde bir süre daha düşünüp hiyerarşik nedenselliğin fiziksel nedenselliğe nasıl indirgenebileceği hakkında nasıl düşündüğümü daha iyi açıklayabileceğim örnekler bulabilirsem tekrar yazayım. Fakat şunu temin ederim ki çerçevesini çizdiğiniz nitel (görünen) farkı anlıyorum, fakat bunları insan zihninin soyutlamaları olarak alıyorum. (neden ve niçin'in farkı da bir örneği) Her şeyi mutlak olarak fiziksele indirgemeliyiz gibi bir yaklaşımım veya arzum olmadığı halde, halihazırda indirgenebilir bulduğum her şeyi öncelikle en basit ve nesnel olanla açıklamaya çalışıp bütün açıklamaları tüketme arzusundayım yalnızca. Pozitif bilim geçmişi olan biri olarak da buna yatkın olabilirim. Fakat körü körüne indirgemecilikten de aslında bir o kadar mesafeliyim. Kimse benim şahsi fikrimi merak ediyor olmasa da, bu güzel sohbette biraz şahsi görüşümden de bahsetmeden edemeyeceğim: Asli olarak indirgenemez bulduğum yegane olgu "öznel benlik"/"öznel deneyim" yani hakikate tanıklık eden içimdeki o ben olan o özne, kırmızının dalga boyuyla veya beyindeki algılanışında nöron ateşlenme dizileriyle açıklanamayacak o kırmızılığı "gören" ben. Günümüzde beyin fonksiyonlarını bile keşfedip, bağımsız bir koldan da makinelerle bile sohbet edebilmeye başladığımız bir dönemde, artık "bilinç" kavramı bile, az önce bahsettiğim o "öznel tecrübe" kavramının dışında kalmak zorunda. Yani "billinç" bile artık indirgenemeyeceği kesin olan değil, "zor problem"deki, Chalmers'ın philosophical zombielerinde olmayıp da "ben"de olan o öznel tecrübe. İşte yalnızca o benim gözümde "ya işte böyle nöronlar ateşlenince benlik ilüzyonu oluşuyor" gibi bir açıklamaya indirgenemez. Ama benim düşüncelerim, duygu durumlarım, izi beynimde nöronlarda fiziksel olarak görülebilen bütün zihinsel aktivitem bile fiziksele indirgenebilir diye düşünüyorum. Bilinç, zihin, öznel gibi kelimeleri bile çok özenle seçerek kullanmak zorunda kaldığımız çok çetrefilli bir konu. Sohbet için tekrar teşekkür ederim, videolarınızı zevkle izliyor, üslubunuz, yaklaşımınız, mantığınız ve eleştiriye açık tavrınızı kendimce takdir ediyor, videolarınızın devamını heyecanla ve keyifle bekliyorum.
Tüm nedenlerin nedeni denilse onun da nedeni ne diye sorulacaktır.. "Öyleyse cevap, onun da nedeni ne diye soramayacağımız bir varlık olması lazım gelir... bu ise maddi bir şey olamaz.. Maddeötesi bir varlık olmalıdır, maddeyi de yaratan Allah gibi.."
Benim merak ettiğim bir şey var, sormak istiyorum. -Şimdi Tanrı kavramını açıkladığınız şekle ben vakıftım fakat duymak hoşuma gitti. -Bu enteresan açıklamaya kendim erişirken tanrının bir suçluyu da sevmesi gibi bir durumu çoktan beri bırakmış olarak sonunda gerçekten tanrı açıklamamı buldum ve bulduktan sonra severmiş sevmezmiş gibi bir şeyin söz konusu dahi olmadığını sadece tanrı kavramını bu denli kendi açıklayamayan kimselerin geçmesi gereken düşünce evreleri olarak görüp geçtim. - Siz neden videonun sonunda konuyu zirveden geri indirdiniz? (Benim gözümden konuşuyorum, kendimi de pek iyi ifade edemediysem kusura bakmayın)
Zirve derken her şeye kadir olma ve her şeyi bilme meselelerini mi kastediyorsunuz? Sanırım mevcut izleyici kitlemi çok sıkmak istemedim; bu nedenle daha çok Klasik Teizm'i Teistik Personalizm'den ayıran noktalara odaklandım.
Nezih abi selamlar öncelikle, bir sorum olacaktı? Hala fiziksel antropoloji ile ilgileniyor musun? Tavsiye edebileceğin ve ölü olmayan bir sosyal medya grubu var mı antropoloji ile ilgili?
Tanrı günahkarıda sever güzel bir anlatı. ben küçükken bir büyüğümüz, nemrutun dağa çıkarken atının ön ayaklarının kısaldığını arka ayaklarının uzadığını söyledi bende nedenini sordum. allah herkesi sever, o kötüde olsa ona kolaylıklar yapmış diye anlatırdı.konu uzan hepsini anlatmıyayım. Tabiki atının ayağını. Kısaldığı veya uzadığı yok ama anlatmak istediği tamda senin söylediğin tanrı iyilikle dolu olması gerekiyor. Ama insanlar nasıl onu tanıyor. Mesele burda yatıyor Hocam konuyla alakalı pek değil ama haplogrubunuz nedir merak ettim
J-Y265986. Aynı alt dala sahip birbiriyle akraba olmayan benim haricimde 4 örnek daha biliyorum. Bu toplam 5 örneğin hepsi Kürt, ikisi (ben dâhil) kesinlikle Malatyalı (Elazığ'a sınır bölgeden) ve Canbeg aşiretinden, ikisi muhtemelen Malatyalı ve Canbeg/Direjan aşiretinden, birininse nereli olduğunu bilmiyorum ama Zirikan diye bir aşirettenmiş. Zirikan'a dair bir bilgim yok. En yakın mevcut antik örneklerin çoğunluğunda kaynak BMAC gibi görünüyor; ama onlarla da en yakın ortak atamız İÖ 14 bin civarında yaşamış olduğundan bu Canbeg alt dalına dair bir şey söylemek mümkün değil. Çok eski bir tarih. O aralığın aydınlanması için daha fazla antik örnek lazım.
@@NezihSeven hocam canbeg ile dırajan akraba zaten,bende izol aşiretiyim. bizimde L-Q1a canbeg, dırejan, mirdasi ve izolun malatyada eşkıyalık yaptıklarını, osmanlı tarafın kovulduğunu okumuştum. bunlar tümü diyarbakırdan sivereke geliyorlar. ve sonrasında eşkıyalık için malatyaya geliyorlar.bunuda babam dedelerin eşkıya olduğunu söylediği için araştırmıştım,gerçektende öyle olduğunu öğrendim.
@@mehmetkaradogan2458 doğrudur, eşkıyalık bizde ata sporu. Geçenlerde okuduğum Farsça bir kaynakta Canbeg aşiretinin bilinen en eski yerleşim yerinin Palu civarı olduğu yazıyordu. Benim de Palulu akrabalarım çıktı DNA testinde, bilmiyorum alakalı mıdır.
@@mehmetkaradogan2458 bizim Malatyadaki bölgenin adı da İzollu (yeni adı Kale) diye geçiyor bu arada. Zamanında İzol aşireti o bölgede hakimiyet kurmuş sanırım.
@@NezihSeven hocam doğru olabilir. çünkü benim aşiretim paluda, dersimde ve koçgiride yaşıyorşar. yarısı zazaca konuşuyor, yarısı kırmanci ama sanırsam biz aleviyiz. sonra sünni olmuşuz, haplogrup önemli değil sanki. sizin bir videonuzda.ancestral whispers bu siteyi paylaştınız ,orada sintaşta olan bölümdeki insanlar, benim akrabalarıma benziyor. ama oradakiler kesinlikle bize benziyor. Tesadüf değildir herhalde
Twitter'da dinleri pagan gelenekleri ve felsefi cerayanları üstten alta dogru sıraladığınız post'a denk geldim ama Katolikliği bulamadım. Niçin tabloda yer almıyor? Bu videoda eserinden alıntı yaptığınız filozof(ed feser) bir katolik.
@@NezihSeven خواستم برای تحقیقاتتون کتابهایی را بهتون معرفی کنم تا بتونید کردها و زازاها را با اساطیر ایرانی خودشون اشنا کنید دوست دارید بهتون معرفی کنم ؟؟؟
@@NezihSeven این کتابها به فارسی هستند . اگر تمایل دارید ادرس تلگرامی خود را قرار دهید تا لینک تلگرامی این کتابها را برایتان بفرستم . چون این کتابها در تلگرام هستند .
Bütün kutsal kitapların tanrısal olduğunu mu kabul ediyor musunuz? Size göre Kuran Tevrat Incil'deki İsa'nın sözleri tanrısal mıdır yoksa Aristo Platon Marx Kant gibi filozofların fikirleri ile aynı kategoride mi değerlendirilmelidir?
Tanrıdan kast edilen şey aslında ilk nedendir. Yani herşeyin var olmasının nedeni. Mesela etrafındaki her şey atomdan oluşur, etrafındaki herşeyin tanrısı atomdur misali. Atomun daha küçüğü var olduğu için atom tanrı olamaz. Atomdan küçük parçacıklar atomun tanrılarıdır. Peki onlardan daha küçüğü var mı ? Aslında çok tanrılı dinlerden tek tanrılı dinlere geçiş enteresandır çünkü mesela Zeus yani yıldırım tanrısı ile Poseidon su tanrısını bırakıp herşeyi var eden tek tanrıya geçtiğin zaman yıldırım ve suyu açıklayan daha basit bir şey ile bunların ikisini tek bir şekilde açıklamış oluyorsun.
Kutsal olduğu söylenen tüm kitapların kutsal olduğu yönünde bir inancım yok. Ama şu kitap kutsaldır, bu kitap değildir gibi kutsiyete dayalı bir kategorizasyon çalışmam da olmadı. Genel olarak herhangi bir metinde tanrısal ilhamın izlerinin görülebileceğine inanıyorum. Kimsenin kutsal olduğu yönünde bir inanca sahip olmadığı bir metin, milyonların kutsal bellediği bir metinden daha fazla tanrısal ilham barındırıyor olabilir. Yine de, genel olarak, kutsal olduğuna inanılan metinlerin çoğunun kısmi bir ilahi ilham barındırdığını düşündüğüm söylenebilir.
@@NezihSeven İSLAM KARŞITLARI KUR'ANI SORGULADIK VE İNKAR ETTİK DİYORLAR.. OYSA KUR'ANDA ONLARCA BİLİMSEL MUCİZE VAR, AKILLA ANLAŞILABİLEN MUHKEM AYETLER VAR, SİZİN AKLINIZ BUNLARI NASIL ÇÖZÜMLÜYOR PEKİ..? Kur'anı önyargılı olarak inkar ederseniz eğer, gerçeği daha hangi yerde, hangi kitapda arayıp bulabilirsiniz o halde..? Ancak Kur'an kimilerine hidayet ederken, kimilerini saptırır..Kendisine baştan saplantılı ve önyargılı olanların inkarlarını daha da artırır.. -O Kur'anı şeytanlar indirmedi.. -Onu indirmek şeytanlara düşmez.. -Hem de şeytanların buna gücü yetmez.. "KUR'AN NASIL BİR EVREN ANLATIYOR Kur'an bir mucize.. Kur'ana insan uydurması diyorsan ben senden beriyim.. -Kur'an başlangıcı olan, yokken yaratılan bir evren anlatıyor. Ve doğru çıkıyor. -Sonunun muhakkak geleceği, bir gün Kıyametinin kopacağı bir evren anlatıyor.. -Anlamı olan, önceden amaçlanmış bir evreni ve bir imtihan olan vesilesi dünya hayatını anlatıyor.. Her şeyi biz yarattık diyor.. Onlar kafirlerin zannettikleri gibi Başıboş ve amaçsız değiller diyor.. Varlık alemini sahipleniyor.. -Başlangıçta herşey (kainatın tüm maddesi) bir arada bitişikken onların bir birinden ayrıldığı ve gittikçe genişleyen bir evren anlatıyor.. Ve doğru çıkıyor.. -Bir zamanlar gaz halinde olan bir evrenden bahsediyor. -Zamanın göreceli olduğundan, başka boyutlarda farklı aktığından bahsediyor. -Her şeyin çiftler halinde yaratıldığından bahsediyor.. Ve doğru çıkıyor. -Amaçlanmış, 7 kat olarak düzenlenmiş bir evren anlatıyor. -Herşeyin bir amacı ve vazifesi olduğunu, onların kafirlerin (mesela Celal Şengörün) zannettiği gibi abes ve amaçsız, vazifesiz, değersiz, tabii ve tesadüfi karmakarışık şeyler olmadığını anlatıyor.. -Rüzgarların aşılayıcılar olarak gönderildiğini bildiriyor.... -Gökten Suyu bir ölçü ile indiririz diyor.. -Gökte koruyucu bir tavan yapıldığını bildiriyor... -Ektiğiniz tohumu gördünmü, onu bitiren sizmisiniz, yoksa biz mi diyor..? -Rahimlere Akıttığınız meniyi gördün mü, o nasıl gören işiten akleden bir insan oluyor, bunu siz mi yaptığınızı zannediyorsunuz diyor.. -Güneşten, Yağmurdan, Bulutlardan, Dağlardan ve onların vazifelerinden ve faydalarından, yaratılış maksaklarından ve abes olmadıklarından bahsediyor.. -Rumların yenildiğini fakat 3-9 sene içinde galip geleceklerini söylüyor ve doğru çıkıyor.. Hem de Dünyanın en alçak yerinde diyor.. Bunlar bir insan tarafından bilinemez ve atmayla tutturulamaz.. -İnsanı biz önce topraktan, sonra bir damla sudan yarattık, onu görücü ve işitici kıldık diyor.. Ona akıl ve basiretler verdik deniyoruz diyor.. Bir damla suyu görücü ve işitici kılmak ne harika ve mucize bir iştir.. SubhanAllah. Dahası da var Fakat Şimdilik aklıma gelenler bunlar.. sen inkar edersen et .. ben iman ediyorum.. Senin kalbinde "iman etmeye niyetin" olmadığı ve "dini ve İslamı yalanlamaya niyetin" olduğu için aradığın materyaller ve bakış açın, benim Kur'anda aradığım materyallerden ve bakış açımdan farklı oluyor. İnkar ediyorsan sırf İslamdan ve Ahiretteki Hesaplaşmaktan fasık ve kibirli nefsin hoşlanmadığı, hiç hazzetmediği, İslamı kerih ve kendin için tehlikeli gördüğün içindir.. Sevmediğin ve dinden ve ebedi cehennem azabından gocunduğun için için psikolojik olarak inkar etmeye bir yol arıyorsundur.. Başka akli, mantıki ve bilimsel bir neden yoktur.. Tüm Şartlantılarından, fobilerinden kurtulabilirsen eğer, tevbe et, yeni baştan tarafsızca bi düşün derim... Kur'an mucize bilgilerle dolu.. Sen ise inkar etmeye şartlandığından onları görmek bile istemiyorsun.. Yarasa gibi ışığa bakamıyorsun.. Bu şartlantı ve önyargı seni Kur'ana karşı, İslama karşı kör ve sağır, hoşnutsuz eder.. Mucizeleri görmene engel olur.. ama önkabullerden, olumsuz tanıtım ve telkinlerden kurtulmak çok zordur maalesef.. sen kararını çoktan vermişsen ve artık inanmamak üzere sabitlenmişsen daha öğüt almazsın... Eğer böyle şartlı ve kapalı isen Hiç bir delil seni ikna etmez, senin kalbini değiştiremez.. sonuna kadar yalanlarsın, ışığa bakmaya tahammül edemez, iman etmeyi bir an için bile düşünemezsin.. SANA YAZIK OLUR. Celal Şengörü değil Kur'anı dinle.. Aklını başına al ve ölüm sana gelmeden önce gerçeğe ulaşmanın yollarını ara.. Selamlar.
@@thefaramith8876 Aslında inanmıyanların cezalındırılmasının sebepleri bir nevi ahlakı olmamarı mesela kutsal kitaplar olmadan ensest'e kötü diyebilir miyiz? Hayır çoğu dönemde ensest sıradan kabul edilmiş hatta bazı zamanlarda tavsiye edilmiştir yani kutsal kitaba inanmayan biri ensest'e kötü diyemez bu yüzden tabiri caizse "günahkar" olur bunun sebebiyle günahına karşılık ceza alır bu arada bu sadece ensest örneği idi kutsal kitap olmasa temellendiremeyeceğimiz birçok şey var yani biri Tanrı'yı inkar ettiğinde bir nevi çoğu ahlak kuralını da inkar ediyor haaa şunu da belirteyim bunlar sadece kendi fikrim ayrıca İslam'a göre cennet için illede müslüman olman gerekmiyor Bakara 62 şöyle buyurur Şüphesiz iman edenler (müslümanlar), yahudiler, hristiyanlar ve sabiilerden kimler Allah'a ve ahiret gününe inanıp salih ameller (iyi işler) işlerlerse onların mükafatları Rableri katındadır. Onlar için ne korku vardır, ne hüzün. Yani İslam'a göre ahlak kuralları gönderen bir yaratıcıya ve yaptıkların için yargılanacağın bir güne inanıyorsan ayet'te yazdığı gibi senin için ne korku vardır, ne hüzün :)
@@iwru Bence biraz sert yaklaşmışsın güzel arkadaşım evet Tanrı ayetlerde ruhlarımıza kendini tantıttığını söyler ama bu arkadaş, ayet'i görmemiş olabilir gayet doğal bir durum
Dinin bazı durumlarda insanların uyanması gereken bir rüya olduğunu kabul ediyorum; ama bazı durumlarda da insanları rüyadan uyandıran bir çağrı. Her halükarda, videoda anlattıklarımın özel olarak dinlerle alakası yok. Bunu sadece felsefi bir hakikat tartışması olarak görün. Söylediklerimin doğru olması herhangi bir spesifik dini doğru kılmaz.
Evet çoğu din sırf sömürge için yapılmıştır mesela incil "sana tokat atana sen öbür yanağını çevir" der yani biri senin toprağını çalsa hiç karışma ve bunu yüzyıllar boyunca sömürge için kullandı insanoğlu, şimdi biraz misyonerliğe giriyorum :D mesela kuranda insanların işine gelmeyecek bir sürü ayet var mesela "biz hakkını alana neden kızalım?" ayeti ayrıca gerektiği durumlarda savaşı emreder ama eğer savaşta karşılaştığın kişi senden güvenlik isterse onu güvenli bir yere götürmek şart (tevbe 6) yani hem gerektiğinde savaşı hemde gerektiğinde mehameti emreder kuran tıpkı vicdanlı bir insanın yapması gerektiği gibi (güççük bir not bunlar tamamen kendi düşüncelerim)
Merhaba. Duanız için teşekkürler. Verdiğim bazı örnekler hariç burada anlattıklarımın spesifik bir dinle alakası yok. Bir Müslüman da gayet tabii Klasik Teist olabilir; yani Tanrı'yı bu videoda tarif ettiğim şekilde tasavvur ediyor olabilir.
@@NezihSeven Bu İslam'da Kelam'ın konusu bu konuda felsefi bir temel üzerinde düşünüyor olabilirsiniz ama bu gerçek olduğunu iddia eden dinlerin yanlış olduğuna kanaat getirmeniz için önce incelemeniz gerekir.Kelam ağır bir konudur temelden adım adım girmenizi tavsiye ederim.
@@semihguzel7 bir dinin yanlış olduğuna kanaat getirmem için incelemem gerektiğini söylediniz. Herhangi bir dinin yanlış olduğunu iddia etmedim ki diyorum ben de.
Daha çok video gelmeli
Selamlar, gayet güzel bir video olmuş. Faydalandım. Teşekkür ederim. Son kısımdaki sevgi konusuna dair bir videonuz var mı? Eğer yoksa sevgi konusunu derinlemesine işlediğiniz bir video, Tanrı'nın sonsuz sevgisini idrak etmemiz bakımından hepimiz için faydalı olacaktır.
Dilozof sonrası böylesi yetkin felsefi bilgi birikimine haiz birini keşfetmek sevindirici
Hocam karışık ama şekilde faydalı da oluyor.
Teşekkürler😊
Ağzınıza, zihninize sağlık hocam. Çok doyurucu Bi video oldu ama çocukluktan beri o kadar farklı, o kadar zamana ve mekana bağlı olan insansı bir tanrı imajı çizdikleri ki zihnimize bunu söküp atabilmek bizi çok zorlayacak 😊
Daha çok video gelse süper olur hocam
Sevgili hocam, hiyerarşik nedenselliği zamansal nedenselliğin yalnızca bir soyutlaması olarak düşünüp zamansal nedenselliğe indirgeyemez miyiz? Hiyerarşik nedenselliğin sonsuz olamayacağını düşünüp zamansal nedenselliğin ezeli olabileceği fikrini tam anlayamadım. “Evren içinde” işaret edebileceğimiz bütün hiyerarşik nedensellikler, sadece kıyaslanamayacak kadar çok daha uzun bir şekilde olmak üzere zamansal nedensellik cinsinden açıklanabilir. Elmanın yerden yukarda duruyor olmasının nedeni masanın arada olması şeklinde açıklanabileceği gibi, masa ve dünya ve elma ve her şeyin o anki konfigürasyona zamansal ilk nedenden beri olmakta olan bütün neden sonuç ilişkilerinin nihai sonucu olarak ulaşması şeklinde de açıklanabilir. Bu açıklama evrenin tarihi kadar uzun olmak zorunda olsa da doğru, ve kesin olmak zorunda olurdu yani yeter olup gerekli olmayan açıklamalar birlikte eksiği yok fazlası var bir açıklama olurdu. Bu kadar uzun bir açıklama ile değil, bizim masa ve elma ile kurduğumuz ilişkilerin soyutlanmış bir özeti bizim için zaten hiyerarşik nedensellik olarak kendiliğinden belirmiş oluyor. Ama demiyorum ki hiyerarşik nedenselliğin zamansal nedenselliğe indirgenebilir oluşu tanrıyı gereksiz kılıyor. Size imkansız görünen hiyerarşik nedenselliğin sonsuz oluşu gibi, zamansal nedenselliğin sonsuz/ezeli oluşu da bir o kadar baş döndürücü.
Hiyerarşik nedensellik zamansal nedenselliğe indirgenemez, aralarında bütünüyle nitel olan bir fark var, zamansal silsileyi uzatmak bir şeyi değiştirmez. Yani ortada nicel adımlarla aşılamayacak nitel bir fark var.
Örneğin bir kişinin fiziki var oluşunun sebeplerinden birinin dedesi olduğunu söyleyebiliriz, ama aynı zamanda fizik yasaları sayesinde olduğunu da söyleyebiliriz. İlki zamansal, ikincisi hiyerarşiktir; kişinin hayatta olması için o anda dedesinin de hayatta olmasına gerek yoktur, neden olmuş ve gitmiştir, ama fizik yasaları şu an yok olsa o kişinin fiziki bedeni de anında yok olacaktır. Bu ikisi birbirine çevrilebilir nedenler değil, ayrı türden nedenler.
Hiyerarşik nedenler sonsuza kadar geriye gidiyor olamaz, çünkü nihai bir zemin olmaksızın hiçbir hiyerarşik neden bir diğerine dayanamazdı. Havada birbiri üzerinde duran masalar örneğiyle bunu anlatmaya çalıştım: on masa olsa düşmeye devam eder ve masaların sayısını arttırmak düşmeye devam edecekleri gerçeğini değiştirmez, ta ki bir zemine ulaşılıncaya kadar.
@@NezihSeven öncelikle zaman ayırıp cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Yanlış anlaşılmak istemem, aradaki nitel gibi görünen farkı anlamakla birlikte, bunun aslında yalnızca bir yanılsama olduğunu, hiyerarşik nedenselliğin insan zihninin bir soyutlaması olduğunu düşündüğümü açıklamaya çalışmıştım. Kendimi daha iyi açıklayabileceğimi umduğum şu örneği de verebiliriz: Fiziksel yaklaşıma göre elmanın yerden yukarıda olmasının tek bir nedeni vardır: evrenin en başından o ana kadar zamansal neden sonuç silsilesi sonucu o konifügrasyona gelmiş olması, artı, benim beynimdeki nöronların bu hiyerarşik neden sonuç ilişkisini bu şekilde yorumlayacak konfigürasyona gelmiş olması. Oysa perspektifi fizikten öznel yorumuma çevirecek olsaydık elmanın masanın üstünde duruyor olmasının birden çok ve birbiriyle alakasız farklı hiyerarşik nedenleri, yani açıklamaları veya yorumları olabilirdi: Bunlardan ilki arada masanın olmasıysa, ikincisi örneğin "acıkmamış olmam" veya "elma sevmiyor olmam" da olaiblirdi. Çünkü acıkmış ve elma seviyor olsaydım o elmayı oradan almış ve yemiş de olabilirdim. Burada biraz fazla somuta kaçmış da olsak (elma ve masalı asli örneğin kendi somuttu) temelde bu örneklendirmenin işaret ettiği şey, hiyerarşik nedenselliğin insan zihninin bir yorumundan ibaret olduğu. Fizik yasaları da elbette insan zihninin kalıplarına girmiş olmak zorunda, fakat aradaki temel fark birinin nesnel olduğu diğerinin ise olmadığı şeklinde görünüyor bana.
Ne demek, ben konuyu anlamak adına gösterdiğiniz samimi ilgi için teşekkür ederim. Belki daha iyi anlamak için evrenin birebir şu anki hâliyle yaratılmış olduğu bir senaryoyu düşünebilirsiniz. Bu durumda kendisine zamansal açıdan öncel olan herhangi bir neden olmadığı hâlde elmanın bulunduğu yükseklikte kalmasını sağlayan şey altındaki masa olacaktı. Eğer elma gerçekten de masa sayesinde mevcut yüksekliğinde duruyorsa bu bizim uydurduğumuz bir konsept degil demektir. Masanın "elmadan önce" oraya konmuş olmasına gerek yok. Veya şöyle diyebiliriz: masa çekildiği an elma düşecektir. Zamansal nedenselliklerse daha farklı, dede-torun örneğindeki gibi. Temel farkın şu olduğunu söyleyebiliriz: hiyerarşik nedensellikte sonucun sürmesi için neden olanın da sürmesi gerekir, ama zamansal nedensellikte neden olan ve olunan arasında bu türden bir ilişki yoktur.
@@NezihSeven teşekkür ederim. Üzerinde bir süre daha düşünüp hiyerarşik nedenselliğin fiziksel nedenselliğe nasıl indirgenebileceği hakkında nasıl düşündüğümü daha iyi açıklayabileceğim örnekler bulabilirsem tekrar yazayım. Fakat şunu temin ederim ki çerçevesini çizdiğiniz nitel (görünen) farkı anlıyorum, fakat bunları insan zihninin soyutlamaları olarak alıyorum. (neden ve niçin'in farkı da bir örneği) Her şeyi mutlak olarak fiziksele indirgemeliyiz gibi bir yaklaşımım veya arzum olmadığı halde, halihazırda indirgenebilir bulduğum her şeyi öncelikle en basit ve nesnel olanla açıklamaya çalışıp bütün açıklamaları tüketme arzusundayım yalnızca. Pozitif bilim geçmişi olan biri olarak da buna yatkın olabilirim. Fakat körü körüne indirgemecilikten de aslında bir o kadar mesafeliyim. Kimse benim şahsi fikrimi merak ediyor olmasa da, bu güzel sohbette biraz şahsi görüşümden de bahsetmeden edemeyeceğim: Asli olarak indirgenemez bulduğum yegane olgu "öznel benlik"/"öznel deneyim" yani hakikate tanıklık eden içimdeki o ben olan o özne, kırmızının dalga boyuyla veya beyindeki algılanışında nöron ateşlenme dizileriyle açıklanamayacak o kırmızılığı "gören" ben. Günümüzde beyin fonksiyonlarını bile keşfedip, bağımsız bir koldan da makinelerle bile sohbet edebilmeye başladığımız bir dönemde, artık "bilinç" kavramı bile, az önce bahsettiğim o "öznel tecrübe" kavramının dışında kalmak zorunda. Yani "billinç" bile artık indirgenemeyeceği kesin olan değil, "zor problem"deki, Chalmers'ın philosophical zombielerinde olmayıp da "ben"de olan o öznel tecrübe. İşte yalnızca o benim gözümde "ya işte böyle nöronlar ateşlenince benlik ilüzyonu oluşuyor" gibi bir açıklamaya indirgenemez. Ama benim düşüncelerim, duygu durumlarım, izi beynimde nöronlarda fiziksel olarak görülebilen bütün zihinsel aktivitem bile fiziksele indirgenebilir diye düşünüyorum. Bilinç, zihin, öznel gibi kelimeleri bile çok özenle seçerek kullanmak zorunda kaldığımız çok çetrefilli bir konu. Sohbet için tekrar teşekkür ederim, videolarınızı zevkle izliyor, üslubunuz, yaklaşımınız, mantığınız ve eleştiriye açık tavrınızı kendimce takdir ediyor, videolarınızın devamını heyecanla ve keyifle bekliyorum.
Tüm nedenlerin nedeni denilse onun da nedeni ne diye sorulacaktır..
"Öyleyse cevap, onun da nedeni ne diye soramayacağımız bir varlık olması lazım gelir... bu ise maddi bir şey olamaz.. Maddeötesi bir varlık olmalıdır, maddeyi de yaratan Allah gibi.."
video güzeldi, emeğine sağlık. Sona metal eklemek :D
Benim merak ettiğim bir şey var, sormak istiyorum.
-Şimdi Tanrı kavramını açıkladığınız şekle ben vakıftım fakat duymak hoşuma gitti.
-Bu enteresan açıklamaya kendim erişirken tanrının bir suçluyu da sevmesi gibi bir durumu çoktan beri bırakmış olarak sonunda gerçekten tanrı açıklamamı buldum ve bulduktan sonra severmiş sevmezmiş gibi bir şeyin söz konusu dahi olmadığını sadece tanrı kavramını bu denli kendi açıklayamayan kimselerin geçmesi gereken düşünce evreleri olarak görüp geçtim.
- Siz neden videonun sonunda konuyu zirveden geri indirdiniz? (Benim gözümden konuşuyorum, kendimi de pek iyi ifade edemediysem kusura bakmayın)
Zirve derken her şeye kadir olma ve her şeyi bilme meselelerini mi kastediyorsunuz? Sanırım mevcut izleyici kitlemi çok sıkmak istemedim; bu nedenle daha çok Klasik Teizm'i Teistik Personalizm'den ayıran noktalara odaklandım.
Nezih abi selamlar öncelikle, bir sorum olacaktı? Hala fiziksel antropoloji ile ilgileniyor musun? Tavsiye edebileceğin ve ölü olmayan bir sosyal medya grubu var mı antropoloji ile ilgili?
Merhaba, fiziksel antropolojiyle pek ilgilenmiyorum. Ne yazık ki yardımcı olamayacağım.
Tanrı günahkarıda sever güzel bir anlatı. ben küçükken bir büyüğümüz, nemrutun dağa çıkarken atının ön ayaklarının kısaldığını arka ayaklarının uzadığını söyledi bende nedenini sordum. allah herkesi sever, o kötüde olsa ona kolaylıklar yapmış diye anlatırdı.konu uzan hepsini anlatmıyayım. Tabiki atının ayağını. Kısaldığı veya uzadığı yok ama anlatmak istediği tamda senin söylediğin tanrı iyilikle dolu olması gerekiyor. Ama insanlar nasıl onu tanıyor. Mesele burda yatıyor
Hocam konuyla alakalı pek değil ama haplogrubunuz nedir merak ettim
J-Y265986. Aynı alt dala sahip birbiriyle akraba olmayan benim haricimde 4 örnek daha biliyorum. Bu toplam 5 örneğin hepsi Kürt, ikisi (ben dâhil) kesinlikle Malatyalı (Elazığ'a sınır bölgeden) ve Canbeg aşiretinden, ikisi muhtemelen Malatyalı ve Canbeg/Direjan aşiretinden, birininse nereli olduğunu bilmiyorum ama Zirikan diye bir aşirettenmiş. Zirikan'a dair bir bilgim yok.
En yakın mevcut antik örneklerin çoğunluğunda kaynak BMAC gibi görünüyor; ama onlarla da en yakın ortak atamız İÖ 14 bin civarında yaşamış olduğundan bu Canbeg alt dalına dair bir şey söylemek mümkün değil. Çok eski bir tarih. O aralığın aydınlanması için daha fazla antik örnek lazım.
@@NezihSeven hocam canbeg ile dırajan akraba zaten,bende izol aşiretiyim. bizimde L-Q1a canbeg, dırejan, mirdasi ve izolun malatyada eşkıyalık yaptıklarını, osmanlı tarafın kovulduğunu okumuştum. bunlar tümü diyarbakırdan sivereke geliyorlar. ve sonrasında eşkıyalık için malatyaya geliyorlar.bunuda babam dedelerin eşkıya olduğunu söylediği için araştırmıştım,gerçektende öyle olduğunu öğrendim.
@@mehmetkaradogan2458 doğrudur, eşkıyalık bizde ata sporu. Geçenlerde okuduğum Farsça bir kaynakta Canbeg aşiretinin bilinen en eski yerleşim yerinin Palu civarı olduğu yazıyordu. Benim de Palulu akrabalarım çıktı DNA testinde, bilmiyorum alakalı mıdır.
@@mehmetkaradogan2458 bizim Malatyadaki bölgenin adı da İzollu (yeni adı Kale) diye geçiyor bu arada. Zamanında İzol aşireti o bölgede hakimiyet kurmuş sanırım.
@@NezihSeven hocam doğru olabilir. çünkü benim aşiretim paluda, dersimde ve koçgiride yaşıyorşar. yarısı zazaca konuşuyor, yarısı kırmanci ama sanırsam biz aleviyiz. sonra sünni olmuşuz, haplogrup önemli değil sanki. sizin bir videonuzda.ancestral whispers bu siteyi paylaştınız ,orada sintaşta olan bölümdeki insanlar, benim akrabalarıma benziyor. ama oradakiler kesinlikle bize benziyor. Tesadüf değildir herhalde
Twitter'da dinleri pagan gelenekleri ve felsefi cerayanları üstten alta dogru sıraladığınız post'a denk geldim ama Katolikliği bulamadım. Niçin tabloda yer almıyor? Bu videoda eserinden alıntı yaptığınız filozof(ed feser) bir katolik.
Budizm ve Katolisizm'i atlamışım. İlkini D'ye, ikinciyi B'ye koyardım.
سلام استاد
شما فارسی میدانید ؟؟
متاسفانه مهارت های فارسی من بسیار محدود است.
@@NezihSeven
خواستم برای تحقیقاتتون کتابهایی را بهتون معرفی کنم تا بتونید کردها و زازاها را با اساطیر ایرانی خودشون اشنا کنید
دوست دارید بهتون معرفی کنم ؟؟؟
البته!
@@NezihSeven
این کتابها به فارسی هستند .
اگر تمایل دارید ادرس تلگرامی خود را قرار دهید تا لینک تلگرامی این کتابها را برایتان بفرستم .
چون این کتابها در تلگرام هستند .
Bütün kutsal kitapların tanrısal olduğunu mu kabul ediyor musunuz? Size göre Kuran Tevrat Incil'deki İsa'nın sözleri tanrısal mıdır yoksa Aristo Platon Marx Kant gibi filozofların fikirleri ile aynı kategoride mi değerlendirilmelidir?
Tanrıdan kast edilen şey aslında ilk nedendir. Yani herşeyin var olmasının nedeni. Mesela etrafındaki her şey atomdan oluşur, etrafındaki herşeyin tanrısı atomdur misali.
Atomun daha küçüğü var olduğu için atom tanrı olamaz.
Atomdan küçük parçacıklar atomun tanrılarıdır.
Peki onlardan daha küçüğü var mı ?
Aslında çok tanrılı dinlerden tek tanrılı dinlere geçiş enteresandır çünkü mesela Zeus yani yıldırım tanrısı ile Poseidon su tanrısını bırakıp herşeyi var eden tek tanrıya geçtiğin zaman yıldırım ve suyu açıklayan daha basit bir şey ile bunların ikisini tek bir şekilde açıklamış oluyorsun.
Kutsal olduğu söylenen tüm kitapların kutsal olduğu yönünde bir inancım yok. Ama şu kitap kutsaldır, bu kitap değildir gibi kutsiyete dayalı bir kategorizasyon çalışmam da olmadı. Genel olarak herhangi bir metinde tanrısal ilhamın izlerinin görülebileceğine inanıyorum. Kimsenin kutsal olduğu yönünde bir inanca sahip olmadığı bir metin, milyonların kutsal bellediği bir metinden daha fazla tanrısal ilham barındırıyor olabilir.
Yine de, genel olarak, kutsal olduğuna inanılan metinlerin çoğunun kısmi bir ilahi ilham barındırdığını düşündüğüm söylenebilir.
@@NezihSeven
İSLAM KARŞITLARI KUR'ANI SORGULADIK VE İNKAR ETTİK DİYORLAR.. OYSA KUR'ANDA ONLARCA BİLİMSEL MUCİZE VAR, AKILLA ANLAŞILABİLEN MUHKEM AYETLER VAR, SİZİN AKLINIZ BUNLARI NASIL ÇÖZÜMLÜYOR PEKİ..?
Kur'anı önyargılı olarak inkar ederseniz eğer, gerçeği daha hangi yerde, hangi kitapda arayıp bulabilirsiniz o halde..? Ancak Kur'an kimilerine hidayet ederken, kimilerini saptırır..Kendisine baştan saplantılı ve önyargılı olanların inkarlarını daha da artırır..
-O Kur'anı şeytanlar indirmedi..
-Onu indirmek şeytanlara düşmez..
-Hem de şeytanların buna gücü yetmez..
"KUR'AN NASIL BİR EVREN ANLATIYOR Kur'an bir mucize..
Kur'ana insan uydurması diyorsan ben senden beriyim..
-Kur'an başlangıcı olan, yokken yaratılan bir evren anlatıyor. Ve doğru çıkıyor.
-Sonunun muhakkak geleceği, bir gün Kıyametinin kopacağı bir evren anlatıyor..
-Anlamı olan, önceden amaçlanmış bir evreni ve bir imtihan olan vesilesi dünya hayatını anlatıyor.. Her şeyi biz yarattık diyor.. Onlar kafirlerin zannettikleri gibi Başıboş ve amaçsız değiller diyor.. Varlık alemini sahipleniyor..
-Başlangıçta herşey (kainatın tüm maddesi) bir arada bitişikken onların bir birinden ayrıldığı ve gittikçe genişleyen bir evren anlatıyor.. Ve doğru çıkıyor..
-Bir zamanlar gaz halinde olan bir evrenden bahsediyor.
-Zamanın göreceli olduğundan, başka boyutlarda farklı aktığından bahsediyor.
-Her şeyin çiftler halinde yaratıldığından bahsediyor.. Ve doğru çıkıyor. -Amaçlanmış, 7 kat olarak düzenlenmiş bir evren anlatıyor.
-Herşeyin bir amacı ve vazifesi olduğunu, onların kafirlerin (mesela Celal Şengörün) zannettiği gibi abes ve amaçsız, vazifesiz, değersiz, tabii ve tesadüfi karmakarışık şeyler olmadığını anlatıyor..
-Rüzgarların aşılayıcılar olarak gönderildiğini bildiriyor....
-Gökten Suyu bir ölçü ile indiririz diyor..
-Gökte koruyucu bir tavan yapıldığını bildiriyor...
-Ektiğiniz tohumu gördünmü, onu bitiren sizmisiniz, yoksa biz mi diyor..? -Rahimlere Akıttığınız meniyi gördün mü, o nasıl gören işiten akleden bir insan oluyor, bunu siz mi yaptığınızı zannediyorsunuz diyor..
-Güneşten, Yağmurdan, Bulutlardan, Dağlardan ve onların vazifelerinden ve faydalarından, yaratılış maksaklarından ve abes olmadıklarından bahsediyor..
-Rumların yenildiğini fakat 3-9 sene içinde galip geleceklerini söylüyor ve doğru çıkıyor.. Hem de Dünyanın en alçak yerinde diyor.. Bunlar bir insan tarafından bilinemez ve atmayla tutturulamaz..
-İnsanı biz önce topraktan, sonra bir damla sudan yarattık, onu görücü ve işitici kıldık diyor.. Ona akıl ve basiretler verdik deniyoruz diyor.. Bir damla suyu görücü ve işitici kılmak ne harika ve mucize bir iştir.. SubhanAllah.
Dahası da var Fakat Şimdilik aklıma gelenler bunlar.. sen inkar edersen et .. ben iman ediyorum.. Senin kalbinde "iman etmeye niyetin" olmadığı ve "dini ve İslamı yalanlamaya niyetin" olduğu için aradığın materyaller ve bakış açın, benim Kur'anda aradığım materyallerden ve bakış açımdan farklı oluyor. İnkar ediyorsan sırf İslamdan ve Ahiretteki Hesaplaşmaktan fasık ve kibirli nefsin hoşlanmadığı, hiç hazzetmediği, İslamı kerih ve kendin için tehlikeli gördüğün içindir..
Sevmediğin ve dinden ve ebedi cehennem azabından gocunduğun için için psikolojik olarak inkar etmeye bir yol arıyorsundur.. Başka akli, mantıki ve bilimsel bir neden yoktur.. Tüm Şartlantılarından, fobilerinden kurtulabilirsen eğer, tevbe et, yeni baştan tarafsızca bi düşün derim...
Kur'an mucize bilgilerle dolu.. Sen ise inkar etmeye şartlandığından onları görmek bile istemiyorsun.. Yarasa gibi ışığa bakamıyorsun.. Bu şartlantı ve önyargı seni Kur'ana karşı, İslama karşı kör ve sağır, hoşnutsuz eder.. Mucizeleri görmene engel olur.. ama önkabullerden, olumsuz tanıtım ve telkinlerden kurtulmak çok zordur maalesef.. sen kararını çoktan vermişsen ve artık inanmamak üzere sabitlenmişsen daha öğüt almazsın... Eğer böyle şartlı ve kapalı isen Hiç bir delil seni ikna etmez, senin kalbini değiştiremez.. sonuna kadar yalanlarsın, ışığa bakmaya tahammül edemez, iman etmeyi bir an için bile düşünemezsin.. SANA YAZIK OLUR. Celal Şengörü değil Kur'anı dinle.. Aklını başına al ve ölüm sana gelmeden önce gerçeğe ulaşmanın yollarını ara.. Selamlar.
Şükür müslümanız, sen de adamın dibisin
Sırf kendine inanmıyor diye bir ruhu sonsuza kadar yakan bir ilah nasıl zalim olmaz?
Tüm günümüz Müslümanlarının Tanrı'yı böyle tasavvur etmediğini umuyorum.
@@thefaramith8876 seni yaratan varlığı tanımamış olmak sonsuza dek yanmaktan başlı başına daha büyük bir ceza değil midir
@@thefaramith8876 Aslında inanmıyanların cezalındırılmasının sebepleri bir nevi ahlakı olmamarı mesela kutsal kitaplar olmadan ensest'e kötü diyebilir miyiz? Hayır çoğu dönemde ensest sıradan kabul edilmiş hatta bazı zamanlarda tavsiye edilmiştir yani kutsal kitaba inanmayan biri ensest'e kötü diyemez bu yüzden tabiri caizse "günahkar" olur bunun sebebiyle günahına karşılık ceza alır bu arada bu sadece ensest örneği idi kutsal kitap olmasa temellendiremeyeceğimiz birçok şey var yani biri Tanrı'yı inkar ettiğinde bir nevi çoğu ahlak kuralını da inkar ediyor haaa şunu da belirteyim bunlar sadece kendi fikrim ayrıca İslam'a göre cennet için illede müslüman olman gerekmiyor
Bakara 62 şöyle buyurur
Şüphesiz iman edenler (müslümanlar), yahudiler, hristiyanlar ve sabiilerden kimler Allah'a ve ahiret gününe inanıp salih ameller (iyi işler) işlerlerse onların mükafatları Rableri katındadır. Onlar için ne korku vardır, ne hüzün.
Yani İslam'a göre ahlak kuralları gönderen bir yaratıcıya ve yaptıkların için yargılanacağın bir güne inanıyorsan ayet'te yazdığı gibi senin için ne korku vardır, ne hüzün :)
@@iwru Bence biraz sert yaklaşmışsın güzel arkadaşım evet Tanrı ayetlerde ruhlarımıza kendini tantıttığını söyler ama bu arkadaş, ayet'i görmemiş olabilir gayet doğal bir durum
Konudan bağımsız adam çok yakışıklı değilmi
Kötü anlamda söylemiyorum ama önceki videolarda harbi biraz İsa Mesihe 'e benziyodu :D yani bu hali biraz daha iyi bence
Vallahi cok cekici havasi var he
"Din insanların uyanması gereken bir rüyadır"
Din bazende düzendir din olmasaydı kaos olabilirdi
Hocam diğer dinleri bilmem ama İslam inancını gerçekten doğru anlarsınız zaten dünya hayatının uyanilmasi gereken bir rüya olduğunu söyler
Dinin bazı durumlarda insanların uyanması gereken bir rüya olduğunu kabul ediyorum; ama bazı durumlarda da insanları rüyadan uyandıran bir çağrı. Her halükarda, videoda anlattıklarımın özel olarak dinlerle alakası yok. Bunu sadece felsefi bir hakikat tartışması olarak görün. Söylediklerimin doğru olması herhangi bir spesifik dini doğru kılmaz.
Evet çoğu din sırf sömürge için yapılmıştır mesela incil "sana tokat atana sen öbür yanağını çevir" der yani biri senin toprağını çalsa hiç karışma ve bunu yüzyıllar boyunca sömürge için kullandı insanoğlu, şimdi biraz misyonerliğe giriyorum :D mesela kuranda insanların işine gelmeyecek bir sürü ayet var mesela "biz hakkını alana neden kızalım?" ayeti ayrıca gerektiği durumlarda savaşı emreder ama eğer savaşta karşılaştığın kişi senden güvenlik isterse onu güvenli bir yere götürmek şart (tevbe 6) yani hem gerektiğinde savaşı hemde gerektiğinde mehameti emreder kuran tıpkı vicdanlı bir insanın yapması gerektiği gibi (güççük bir not bunlar tamamen kendi düşüncelerim)
Hiç bir şey anlamadım🤡
Huzur İslam'da brayé Nezih.ALLAH herkese hidayet versin.Düşünüyor olman saygıyı hak ediyor.
Merhaba. Duanız için teşekkürler. Verdiğim bazı örnekler hariç burada anlattıklarımın spesifik bir dinle alakası yok. Bir Müslüman da gayet tabii Klasik Teist olabilir; yani Tanrı'yı bu videoda tarif ettiğim şekilde tasavvur ediyor olabilir.
@@NezihSeven Bu İslam'da Kelam'ın konusu bu konuda felsefi bir temel üzerinde düşünüyor olabilirsiniz ama bu gerçek olduğunu iddia eden dinlerin yanlış olduğuna kanaat getirmeniz için önce incelemeniz gerekir.Kelam ağır bir konudur temelden adım adım girmenizi tavsiye ederim.
@@semihguzel7 ben herhangi bir dine yanlıştır demedim ki neden böyle düşündünüz?
@@NezihSeven Yok ben İslam'a doğru diyorum sadece.Müslüman değilsiniz diye biliyorum.
@@semihguzel7 bir dinin yanlış olduğuna kanaat getirmem için incelemem gerektiğini söylediniz. Herhangi bir dinin yanlış olduğunu iddia etmedim ki diyorum ben de.