Habertürk TV UA-cam hesabına “Abone” olarak, güncel haberleri ve tarafsız yorumları takip edebilirsiniz. Bağlantıya tıklayarak abone olabilirsiniz. ⬇ hbr.tk/QNhqSs
Büyük hizmet. Ülkedeki boş gevezeliklerden bıkmıştık. Eğitimli ve görgülü insanların bir konuyu etraflıca anlatması ve tartışması ihtiyacımız olan şey. Hocalarımızın bilgisine ve emeğine sağlık…
Kaç defadır dinliyorum, anlıyorum gibi oluyorum, okula gidiyorum, biri bana soru soruyor tatmin edici cevap veremiyorum :( sadi hocayıda dinledim değişen bişey yok. Beni çok yoruyor termodinamik ve bell
Yazı tura atınca paraya verdiğiniz ivmeyi ve yer çekimi kuvvetini hesap ederseniz ne düşeceğini bulursunuz. Bu belli olmayan birşey değil. Ama hesabı çok karışık orası ayrı tabi.
@Satoshi Nakamoto Herhangi bir unvanım olmadığı için bence diyorum. Peki sen kim olarak soruyorsun? Şu an ölçümleyebildiğimiz 3 boyut var. Buradan yola çıkarak bir düşünce uydurdum. Peki biz 2 boyutlu olsak 3. boyutu nasıl algılayabiliriz? Düşünecek olursak zıplayan bir topun yere bıraktığı izleri görebilir ama topun sürekli içine girip çıktığı 3. boyutu göremeyiz. 2 ayrı noktada gördüğümüz, bize ayrı gibi görünen topların aslında ayrı olmadığıdır. topun yarısını mavi yarısını kırmızıya boyadığımızda, tavan ve yere çarpacak topun bıraktığı izler bazen her zaman birbirinin zıttı olacaktır, o anda baktığımızda. Bize göre mesafeler açıldıkça imkansızlıkla açıklanagelen olay. aslında 4. boyuta göre yanı başında. Yıldızlararası filminde kağıt ikiye katlanarak bir kalemle delinir. Buradaki sahneyi 4. boyuta uyarlarsak. Katladığın kağıdın ortasından da delsen, katlanan kenarın en ucundan da delsen senin için bir şey değişmez. Ama katladığın kağıdı açığında arasındaki mesafe isterse kilometrelerce olsun, topun girip çıktğı 4. boyut için aynı deliktir. Tabi bizim için şimdilik mümkün değil. Şu an için Kuantum evreni kapısından 4. boyutun varlığını kabul edersek. Tavşan deliklerine açılacak kapının anahtarının tasarımlarına başlayabiliriz.
@@bulut7432 gerçekten de iki boyut tek boyut kavramı var mı, ben bunu bir türlü zihnime yatırmayı başaramıyorum. Sicim teorisinde de senin dediğin gibi farklı boyutlardan bahsediliyordu. Anlamadığım kısım şu, matematiksel veya düşünsel olarak bir, iki, dört hatta sekiz, on boyut mümkün olsa bile, fiziksel olarak bu nasıl mümkün olabilir. Bana herhangi bir şey her zaman üç boyutlu olmak zorunda gibi geliyor, aksini düşündüğüm zaman o şey yok oluyor, varlığını devam ettiremiyor. Bu sebeple bir boyut varsa, iki boyut varsa dört boyut da mümkündür algılamasak bile şeklindeki ifadeler bana biraz absürt geliyor.
@@grotorexima Bence rüya ile boyut kavramı anlayabilirsin. Bazen tek bir şey görürüz. Bazen renkler, şekiller, hikayenin gidişatı, bir anda bir yerden başka bir yere varma gibi olaylar yaşarız. Oysa rüya kavramı beynin bizi oluyormuş hissi verdirdiği bir duyumlar ise, neden sürekli farklı yapıya bürünüyor. Yaşadığımız şeyler sürekli değişirken neden değişen hikayeler yerine, içindeyken bu nasıl olabildi dediğimiz olaylara yöneltmesi, kopan bir yayın gibi değil de farklı bir açıya kavuşturuyor olması garip değil mi? Rüyalarımız 3 boyutlu ise, neden rüyalarımızda kendimizi göremeyiz? Bildiklerimizi nereden bilmiş oluruz? Ekranlar 2 boyutludur. Telefon, tv ekranı vb. Eğer 3 boyutlu olmuş olsaydı, telefon veya ekranda gördüğümüz bir insan yüzüne bakarken, Sağdan baktığında yüzün sağ tarafındaki görebilirdin, Sol tarafından baktığından yüzün sol tarafını görürdün. Ekrana neresinden bakarsan bak aynı resmi görüyorsan 2 boyutludur. Eğer 4. Boyutu zaman olarak kabul edersek. Sen 4. boyuta geçtiğinde, bir kişiye bakarken aynı anda hem çocukluğunu, hem de yaşlılığını görebilirdin. Bunun olmuş veya olmamış olası fark etmezdi. Canlı ve canlı olmama durumuna da bağlayabilirsin. Şu an yaşıyor olmanla, ölmüş olmanın arasında nasıl bir fark olacak? Eğer ruh varsa, bunu göremiyor veya herhangi şeyle gözlemleyemiyorsak, ruhun başka bir boyutta olmasına da bağlayabiliriz. Eğer ben şu anki bilincimi bir bilgisayara aktardığımda başka bir düşünce üretebilirsem, o zaman ben bilgisayarın fiziksel boyutuyla mı kendimi tanımlamalıyım? Yoksa içinde bulunduğum sanal ortama göre mi kendimi tanımlamalıyım? Benim şu an bu kurduğum cümlelerimin bana ait olduğunu sana nasıl kanıtlayabilirim. illa ki birileri aynı kelimelerimi birebir aynı şekilde sana veya senin birebir bir benzerin sana yazmadığını nasıl kanıtlayabilirim. Bu da boyutun başka bir boyutu. Herşeyin artı veya eksi gibi bir tersi var ise bizim neden olmasın? Belki de benim sana yazdığım bu cümleleri sen bana yazıyorsun. Aslında bir çok şeyin ardında ne olduğunu bilmeden kullanıyoruz. Bunu o kullandığımız şeyin bozulduktan sonraki bizim onu tamir edemeyeceğimiz çaresizliğini yaşamışsındır. Belki bir gün 4. Boyuta veya başka boyutlara bir şekilde geçeceğiz ama nasıl geçtiğimizi bilmeden aynı rüyalarımızdaki gibi yıllardır biliyormuş gibi kullanacağız.
Habertürk TV UA-cam hesabına “Abone” olarak, güncel haberleri ve tarafsız yorumları takip edebilirsiniz. Bağlantıya tıklayarak abone olabilirsiniz.
⬇
hbr.tk/QNhqSs
Büyük hizmet. Ülkedeki boş gevezeliklerden bıkmıştık. Eğitimli ve görgülü insanların bir konuyu etraflıca anlatması ve tartışması ihtiyacımız olan şey. Hocalarımızın bilgisine ve emeğine sağlık…
Konuyu anlaşır gibi anlatıyor gibi gözükürken bu kadar anlaşılmaz hale getirmek ..
Kaç defadır dinliyorum, anlıyorum gibi oluyorum, okula gidiyorum, biri bana soru soruyor tatmin edici cevap veremiyorum :( sadi hocayıda dinledim değişen bişey yok. Beni çok yoruyor termodinamik ve bell
“Ne diyor bell ne diyor” Fatih Altaylı garipsin yaa. Adam ne güzel anlatıyor. Araya girip kendini hatırlatıyorsun.
Olasılık evrenin ta kendisi.Ünlü söz "Düşünüyorum o halde var olabilirin" olarak yeniden düzenlenmeli.
Zor konu hacı, anlaşılmıyor. Bilgi eksikliğimizden sanırım. Temel bilgiler olmadan kuantum olayları anlaşılmıyor.
Dalton atom teorisi hayatımı dizayn eder quantum fiziki en sevdiğim temel olasılık hesaplarının kaplıyor tam benim çizgim
Üçüncü dinleyişimde sonunda anladım valla aslında baya güzel anlatmış ama üç kere dinleyince anca anladım 😂
Peki ne anladınız? Yoksa anlamadığınız icin mi konunun ne kadar değerli ve önemli olduğuna hukmettiniz
Bir bok anlamadık öyleyse çok müthiş bir meseledir
Yazı tura atınca paraya verdiğiniz ivmeyi ve yer çekimi kuvvetini hesap ederseniz ne düşeceğini bulursunuz. Bu belli olmayan birşey değil. Ama hesabı çok karışık orası ayrı tabi.
Bak fatih de anlamamis. Ya hoca gerçekten anlaşılması icin anlatmıyorsa ya daaaa kendisi de tam anlamadıysaaa. Yo ya olur mu?
Dostum olayın kendisini anlamak zor zaten anlatmaktan bağımsız.
Hoca gerizekalıya anlatır gibi anlatsa da sen yine anlamazsın
bence 4. Boyutun varlığını kanıtlıyor.
@Satoshi Nakamoto Herhangi bir unvanım olmadığı için bence diyorum. Peki sen kim olarak soruyorsun?
Şu an ölçümleyebildiğimiz 3 boyut var. Buradan yola çıkarak bir düşünce uydurdum.
Peki biz 2 boyutlu olsak 3. boyutu nasıl algılayabiliriz?
Düşünecek olursak zıplayan bir topun yere bıraktığı izleri görebilir ama topun sürekli içine girip çıktığı 3. boyutu göremeyiz. 2 ayrı noktada gördüğümüz, bize ayrı gibi görünen topların aslında ayrı olmadığıdır. topun yarısını mavi yarısını kırmızıya boyadığımızda, tavan ve yere çarpacak topun bıraktığı izler bazen her zaman birbirinin zıttı olacaktır, o anda baktığımızda.
Bize göre mesafeler açıldıkça imkansızlıkla açıklanagelen olay. aslında 4. boyuta göre yanı başında.
Yıldızlararası filminde kağıt ikiye katlanarak bir kalemle delinir. Buradaki sahneyi 4. boyuta uyarlarsak.
Katladığın kağıdın ortasından da delsen, katlanan kenarın en ucundan da delsen senin için bir şey değişmez. Ama katladığın kağıdı açığında arasındaki mesafe isterse kilometrelerce olsun, topun girip çıktğı 4. boyut için aynı deliktir.
Tabi bizim için şimdilik mümkün değil. Şu an için Kuantum evreni kapısından 4. boyutun varlığını kabul edersek. Tavşan deliklerine açılacak kapının anahtarının tasarımlarına başlayabiliriz.
@@bulut7432 gerçekten de iki boyut tek boyut kavramı var mı, ben bunu bir türlü zihnime yatırmayı başaramıyorum.
Sicim teorisinde de senin dediğin gibi farklı boyutlardan bahsediliyordu.
Anlamadığım kısım şu, matematiksel veya düşünsel olarak bir, iki, dört hatta sekiz, on boyut mümkün olsa bile, fiziksel olarak bu nasıl mümkün olabilir. Bana herhangi bir şey her zaman üç boyutlu olmak zorunda gibi geliyor, aksini düşündüğüm zaman o şey yok oluyor, varlığını devam ettiremiyor. Bu sebeple bir boyut varsa, iki boyut varsa dört boyut da mümkündür algılamasak bile şeklindeki ifadeler bana biraz absürt geliyor.
@@grotorexima Bence rüya ile boyut kavramı anlayabilirsin.
Bazen tek bir şey görürüz. Bazen renkler, şekiller, hikayenin gidişatı, bir anda bir yerden başka bir yere varma gibi olaylar yaşarız. Oysa rüya kavramı beynin bizi oluyormuş hissi verdirdiği bir duyumlar ise, neden sürekli farklı yapıya bürünüyor. Yaşadığımız şeyler sürekli değişirken neden değişen hikayeler yerine, içindeyken bu nasıl olabildi dediğimiz olaylara yöneltmesi, kopan bir yayın gibi değil de farklı bir açıya kavuşturuyor olması garip değil mi?
Rüyalarımız 3 boyutlu ise, neden rüyalarımızda kendimizi göremeyiz? Bildiklerimizi nereden bilmiş oluruz?
Ekranlar 2 boyutludur. Telefon, tv ekranı vb. Eğer 3 boyutlu olmuş olsaydı, telefon veya ekranda gördüğümüz bir insan yüzüne bakarken, Sağdan baktığında yüzün sağ tarafındaki görebilirdin, Sol tarafından baktığından yüzün sol tarafını görürdün. Ekrana neresinden bakarsan bak aynı resmi görüyorsan 2 boyutludur.
Eğer 4. Boyutu zaman olarak kabul edersek. Sen 4. boyuta geçtiğinde, bir kişiye bakarken aynı anda hem çocukluğunu, hem de yaşlılığını görebilirdin. Bunun olmuş veya olmamış olası fark etmezdi.
Canlı ve canlı olmama durumuna da bağlayabilirsin. Şu an yaşıyor olmanla, ölmüş olmanın arasında nasıl bir fark olacak? Eğer ruh varsa, bunu göremiyor veya herhangi şeyle gözlemleyemiyorsak, ruhun başka bir boyutta olmasına da bağlayabiliriz.
Eğer ben şu anki bilincimi bir bilgisayara aktardığımda başka bir düşünce üretebilirsem, o zaman ben bilgisayarın fiziksel boyutuyla mı kendimi tanımlamalıyım? Yoksa içinde bulunduğum sanal ortama göre mi kendimi tanımlamalıyım?
Benim şu an bu kurduğum cümlelerimin bana ait olduğunu sana nasıl kanıtlayabilirim. illa ki birileri aynı kelimelerimi birebir aynı şekilde sana veya senin birebir bir benzerin sana yazmadığını nasıl kanıtlayabilirim. Bu da boyutun başka bir boyutu. Herşeyin artı veya eksi gibi bir tersi var ise bizim neden olmasın? Belki de benim sana yazdığım bu cümleleri sen bana yazıyorsun.
Aslında bir çok şeyin ardında ne olduğunu bilmeden kullanıyoruz. Bunu o kullandığımız şeyin bozulduktan sonraki bizim onu tamir edemeyeceğimiz çaresizliğini yaşamışsındır. Belki bir gün 4. Boyuta veya başka boyutlara bir şekilde geçeceğiz ama nasıl geçtiğimizi bilmeden aynı rüyalarımızdaki gibi yıllardır biliyormuş gibi kullanacağız.
dedemin hesabına para yatırayım belki bugün çok zengin olurum
Hocayı Fatih Altaylı gibi izledim
Hoca da anlatırken Fatih Altaylı gibiydi. Yani hocada sorun yok. Kuantumum doğası öyle. Anlatırsın ama anlayamazsın :)