Allahıııım şimdi kafayı yiceeeğm çoook güzel yazıyosuuuuun bu saçma sapan sumut şeylerden sonra ilaç gibi geldi kesinlikle yazar olman gerken konular var yeni abonenim çoooooooook güzeeeeeeeel yazıyooosuuuum yeni keşfettim kanalını ve bütün videolarını izledim çok güzeller artık çok sıkı takipçinim çoook güzel ❤❤❤❤❤🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉❤❤🐰🐰💞💞💓💓💓💓💓💓💓💓
✩ 𝐼𝑑𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑘𝑜̈𝑡𝑢̈𝑙𝑒𝑚𝑒𝑘 𝑔𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑟 𝑎𝑚𝑎𝑐𝚤𝑚 𝑦𝑜𝑘𝑡𝑢𝑟 ✩ 𝐹𝑖𝑘𝑖𝑟𝑙𝑒𝑟 𝑜̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑑𝑢̈𝑟 ✒️ 𝐸𝑛 𝑦𝑎𝑘𝚤𝑛 𝑎𝑟𝑘𝑎𝑑𝑎𝑠̧𝚤𝑛𝑙𝑎 𝑎𝑦𝑛𝚤 𝑎𝑛𝑑𝑎 ℎ𝑎𝑚𝑖𝑙𝑒 𝑘𝑎𝑙𝚤𝑟𝑠𝚤𝑛𝚤𝑧 ✩✩✩ ☘︎ 𝐾𝑖𝑚 𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔 ~ 29 ☘︎ 𝑃𝑎𝑟𝑘 𝐴𝑒𝑟𝑎 ~ 26 ☘︎ 𝐽𝑒𝑜𝑛 𝐽𝑢𝑛𝑔𝑘𝑜𝑜𝑘 ~ 29 ☘︎ 𝐽𝑢𝑛𝑔 𝐻𝑎𝑒 𝑤𝑜𝑛 ~ 27 🧸 𝐵𝑒𝑔̆𝑒𝑛𝑚𝑒𝑛𝑖𝑧 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑔̆𝑖𝑦𝑙𝑒... 🪄𝐾𝑒𝑦𝑖𝑓𝑙𝑖 𝑜𝑘𝑢𝑚𝑎𝑙𝑎𝑟... 𝐻𝑖𝑘𝑎𝑦𝑒: 𝐴𝑒𝑟𝑎'𝑑𝑎𝑛 Sabahın erken saatlerinde midemin aşırı bulanmasıyla sıcacık yatağımdan kalkmış, içimdekileri boşaltmıştım. Şimdi salonda koltukta oturmuş, devam eden mide bulantımın geçmesini bekliyordum. Bekliyordum, çünkü geçmiyordu. Saat sabahın 8'e gelmesiyle oturduğum koltuktan kalktım ve adımlarımı mutfağa yönlendirdim. Taehyung'a kahvaltı hazırlamalıydım. Uykusu ağır olduğu için ne halde olduğumdan haberi yoktu. Buzdolabından gerekli malzemeleri çıkararak tezgaha dizdim ve onun çok sevdiği şeyi 'hamburger'i yapmaya başladım. Belimde hisettiğim kollarla yüzümde bir gülümseme oluştu ve kolların sahibine döndüm, ben de kollarımı onun boynuna doladım ve dudaklarına küçük sabah öpücüğü kondurdum; "Günaydın sevgilim." Tae: Günaydın bebeğim. Sabah öpücüğüm neden bu kadar gecikti , hmm? "Üzgünüm, sabah erken kalktım. Kendimi iyi hisetmiyordum da. Biraz gelip salonda oturdum." Tae: Ne oldu güzelim? Neyin var? "Bir şeyim yok, iyiyim. Sadece midem bulandı, o kadar." Tae: Üşütdünmü ki? Doktora gidelim mi? "Ahh, hayır gerek yok. Ciddi bir şey olursa, ben giderim zaten. Merak etme." Tae: Tamam. Sen öyle diyorsan. Hastalanma sakın, acı çekmene dayanamıyorum. "Tamam sevgilim. Hadi artık, git üstünü giyin gel, kahvaltını yap. Birazdan Jungkook arar, başının etini yer." Tae: Doğru söylüyorsun. Neden geç kaldım diye azarlar beni şimdi. Çekemem sabah-sabah. Bir başladı mı, akşama kadar yüzünü somurta-somurta gezer. Somurtkan Jungkook'la uğraşamam. "Yah, söyleme öyle. En yakın arkadaşın o senin. Çocukluğunuzdan beridir birliktesiniz. Eminim ki, bu, işin şakası. Uğraşıyor seninle." Tae: Tanrım...Karım tarafından pabucum dama atıldı. "Yah! Kim Taehyung! Jeon Jungkook benim de arkadaşım. Arkadaşıma laf söyletmem." Tae: Sevsinler arkadaşını. Hah..gidiyorum ben. "Hey! Taehyung!" Trip atar gibi, mutfaktan çıkınca çok fazla takmadan işime geri döndüm. Biraz sonra üstündeki sarı gömleğiyle ve beyaz pantalonu ile aşağı inen kocamı görünce yüzümdeki kocaman gülümsemeye engel olamadım. Hızla koşup kucağına atladım, bacaklarımı beline sardım düşmemek için. O da kollarını belimde sabitledi. Gülerek konuşması benim de daha fazla gülümsememe sebep oldu; Tae: Ahaha...çilekli turtam benim. "Çikolatalı çöreyim benim." Dudaklarını dudaklarıma bastırmasıyla öpüşmeye başladık. Bir süre sonra ayrıldık ve beni kucağından indirmeden masaya oturdu. "İndirseydin ya beni. Böyle nasıl yemek yiyeceksin?" Tae: Yerim ben..hatta sana da yediririm. Al bakalım. Tabaktaki çikolatalı ekmeği eline alıp ağzıma doğru götürdü. Ağzımı açıp küçük bir dilim aldım. Sonra kendisi de büyük bir dilim aldı ve çiğnemeye başladı. Ağzındakini bitirip dudaklarıma uzandı, yine bir öpüşme başlatmasıyla her zaman olduğu gibi beklemeden karşılık verdim. Dudaklarımı dişlemek derecesine gelince bu işin sonunun yatakta bitmemesi için zorlukla olsa da, ayrıldım dudaklarından. "Ne yapıyorsun Taehyung ya?" Tae: Özür dilerim güzelim. Kendimi kaybettim bir an. Çok acıdımı? "Acıdı tabii ya." Tae: Ben diyorum ki...işe gitmesem. Biz bu gün seninle güzel bir vakit geçirsek. İkimiz, baş-başa...ne dersin? "Olmaz. Bu gün Hae won'la vakit geçireceğiz. Hem yeterince geç kaldın işe zaten. Hadi git artık. Tae: Kocanı kovuyormusun? "Evet kovuyorum." Tae: Peki, öyle olsun küçük hanım. Masadan benimle birlikte kalkarak, ilk önce beni yere indirdi ve daha sonra yüzünü asarak kapının önüne gitti. Eğilip ayakkabılarını giydikten sonra bana döndü yüzünü eğip, yan şekilde yaparak onu öpmemi bekledi. Dudaklarımı yanağına bastırarak kocaman öpücük verdim ona. Dikleşerek saçlarımı okşadı; "İyi işler." Tae: Görüşürüz güzelim. Küsemiyordu işte, onun küs kalma süresi mutfaktan dış kapının önüne gelene kadar. Onu yolcu ettikten sonra kapıyı kapattım ve salona geçip telefonumu elime alarak en yakın arkadaşıma mesaj atmaya başladım... 𝐻𝑎𝑒𝑤𝑜𝑛'𝑑𝑎𝑛 Mutfağı toparlarken telefonuma gelen bildirimle elime alıp kimden mesaj geldiğine baktım. En yakın arkadaşım Aeraydı. Bildirimin üzerine tıkladım ve ne yazdığına baktım. Hemen buluşmalıymışız. Elimdeki işimi bırakıp yukarı odama çıktım ve dolaptan elime ne geçtiyse alıp üzerimi değiştirdim. Hazır olduktan sonra evden çıkıp arabama bindim ve yola koyuldum. Aera beni acil çağırdıysa, mutlaka bir şey var demekdir. Ne oldu acaba...bu gün doktor randevum da vardı. Zaten ben de Aerayla gitmeyi düşünüyordum. Bir kaç gündür midem aşırı derecede bulanıyordu. Sürekli başım dönüyor, kendimi durduk yere halsiz hisediyordum. Bu durumumdan şübhelendiğim için randevu almıştım...hamile ola bilirdim. Testlerle uğraşmaktansa, doktora gitmeyi tercih ederdim. Eğer hamileysem, Jungkook bu duruma çok sevinecekti. Zaten uzun zamandır baba olmak istiyorum diye tutturmuştu. Umarım şübhelerimde yanılmam. Ben kendi düşüncelerimle böyle boğuşarak Aera'ların evine gelmiştim bile. Arabadan indim ve kapıya doğru yürüdüm. Daha kapıyı çalamadan bir anda açılmasıyla karşımda gördüğüm Aera beni hızla kolumdan tutarak içeri soktu; "Sakin ol Aera. Ne bu telaş? Ne oldu?" Aera: Galiba hamileyim. "NE?" Aera: Ne bağırıyorsun kızım? "H-ha-hamilemisin? Nasıl öğrendin? Test mi yaptırdın? Doktora mı gittin? Benim neden haberim yok?" Aera: Sussana kızım, anlatayım. Test yaptırmadım, doktora da gitmedim. Sadece bir kaç gündür midem bulanıyordu. Üşütmediğimi bildiğim için hamile ola bileceğimden şübhelendim. Ya gerçekten hamileysem Haewon? "Güzelim...biliyormusun...Ben de hamile ola bilirim." Aera: Sen ne diyorsun? Gerçekten mi? "Henüz bilmiyorum. Bende de aynıydı. Kaç gündür midem bulanıyor, başım dönüyor, kendimi halsiz hisediyordum. Şübhelendim ve doktorla konuştum. Bu güne randevu aldım. Birlikte gidelim o zaman." Aera: Ahh, Tanrım. Tamam, gideriz. Çok heyecanlıyım. Hamileysem eğer, bu çok güzel olacak. Taehyung bizim de artık bir çocuğumuz olsun diye tutturmuştu bir haftadır. "İnanıyormusun...Jungkook da öyle. Umarım hamileyizdir." Aera: Umarım. Randevu saat kaçta peki? "1 saat sonra." Aera: O zaman ben gidip giyineyim de çıkalım. "Tamam güzelim." ... 𝐴𝑒𝑟𝑎'𝑑𝑎𝑛 "Korkuyorum Hae won." Hae won: Ne var bunda korkacak? "Ne bileyim. Ya hamile değilsek? Ya şübhelerimizde yanılırsak? Hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum." Hae won: Korkma bebeğim. Olmazsa olmaz. İlerde olur belki. "Ne zaman çıkacak bu sonuçlar? İki saattir buradayız. Çok merak ediyorum." Hae won: Çıkar birazdan. Sabırlı ol. "Olamıyorum işte ya..." Hae won: Tanrı aşkına, lütfen biraz sus Aera. H: Park Aera? Jung Hae won? Aera/Hae won: Biziz! H: Sonuçlarınız çıktı. Doktor sizi odasına bekliyor. Heyecanla doktorun odasına doğru gitmeye başladık. Odanın önüne gelince kapıyı çaldık, içerden 'gir' komutu gelince içeri girdik. Doktor bize gülümseyerek bakıyordu. Umarım iyi bir sonuçla karşılaşırız. Doktorun karşısındaki koltuklara oturduk ve onu dinlemeye başladık. D: İkiniz de şübhelerinizde hakklıymışsınız kızlar. Tebrik ederim, hamilesiniz. Aera/Hae won: Gerçekten mi?! D: Evet güzel kızlarım. Gerçekten. Artık birer anne adayısınız. Hae won: Tanrım, çok teşekkür ederiz. Size de fazlasıyla teşekkür ederiz Bayan Lee. D: Rica ederim. Ben bir şey yapmadım. Bundan sonra kendinize dikkat etmelisiniz. Beslenmenize, uyku düzeninize dikkat edin. Sık-sık mide bulantılarınız olacaktır. Ama önümüzdeki aylarda bu değişir. Kontrollere de vaktinde gelmenizi tavsiye ederim. Başka bir şey yok, bu kadar. Tekrar tebrik ederim. "Teşekkür ederiz Bayan Lee. Dediklerinizi tek-tek yerine getireceğiz." Hae won: İyi günler dileriz. D: İyi günler.
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-1 Odadan çıktık...bir-birimize dönerek sevinç çığlıkları atıp, sarılarak zıplamaya başladık. Aera/Hae won: Hamileyiz! Hamileyiz!Ahahaha... "Tamam dur. Ah, başım döndü." Hae won: Huh...tamam. Hadi hemen restorana gidelim. Bizimkilere haber verelim. "Tamam, hadi." 𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔'𝑑𝑎𝑛 "Sıkıldım Jungkook" JK: Ne yapa bilirim Taehyung? "Neden bu gün hiç kimse gelmedi? Genelde burası dolup taşardı." JK: Off...hiç bir şey yapmadan yoruldum bile. Baksana Taehyung...karidesler nasıl olmuş? "Güzeller bence." JK: Yanlış yapıyorsun, yakışıklı olmalılar. "Ne saçmalıyorsun Jungkook?" JK: Asıl sen neler söylüyorsun? Buradamısın sen? Nereye bakıyorsun? Dalıp gitmişsin. "Yok bir şeyim." JK: Var senin bir şeyin. Ne oldu? Hiiii! "Ne oldu ahmak? Ne bağırıyorsun?" JK: Güzeller güzeli karım gelmiş! "Aman ben de bir şey oldu zannettim." JK: Aman tanrım! Güzeller güzeli karımın yanında da kainat güzeli yengem var! "Karım mı gelmiş?" JK: Baksana şuraya aptal. Arabayı park etmiş, buraya geliyorlar. Aera/Hae won: Biz geldik! JK: Karımmm. Hae won: Oww, koca bebeğim. "Çilekli turtam!" Aera: Çikolatalı çöreyimmm... İkisi de bize doğru koşarak sıkıca sarıldılar. Doğrusunu söylemek gerekirse, kucağımıza atladılar. Aera dudaklarını her iki yanağıma da sıkıca bastırarak , kocaman öptü. Aynı işlemi Hae won da Jungkook'a yaptı. Lama gibi yaladılar bizi resmen. Öpme faslı bittikten sonra kucağımızdan indiler; Aera: Size çok ama çok güzel bir haberimiz var. "Neymiş o?" Hae won: İkiniz de bu habere fazlasıyla sevineceksiniz. JK: Ah, hadi ama. Söyleyin artık. Neymiş bu güzel haber? Aera/Hae won: BİZ HAMİLEYİZ! Tae/JK: NE?! Aera ve Hae won'un aniden söyledikleri şeyle Jungkook'un gözümüzün önünde yere serilmesi, benim donmuş vaziyyetde hala onların yüzüne baka kalmam işin en komik tarafı olmalıydı... ✰6 𝑎𝑦 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎✰ Aera: İSTEMİYORUM! "Güzelim, bak. Dinle beni bir. Yanlış anladın." Aera: BEN YANLIŞ ANLIYORUM ZATEN HER ŞEYİ! RESMEN BANA ŞİŞMAN DEDİN YA! SENİN YÜZÜNDEN ŞİŞMANLADIM, ÇİRKİNLEŞTİM! "Hayır güzelim. Sen hala güzelsin. Hatta eskisinden çok daha güzelsin. Ben seni her halinle seviyorum." Aera: Y-yalan söylüyorsun...sevmiyorsun a-artık beni. "Şşş, güzelim. Seviyorum seni. Hem de çok seviyorum. Söyleme böyle." Aera: Kanıtla o zaman. "N-ne?" Aera: Bana çilek bul. Canım çilek çekti. Eğer bana çilek bulup getirirsen, seni affederim. "Bebeğim. B-bak şimdi, kasım ayındayız. Nereden bulacağım ben çileği?" Aera: Eğer beni seviyorsanız, bulursunuz Bay Kim. Oğlumuz ve ben çilek istiyoruz, hadi artık, git al da gel. "Tamam." Derin bir iç çekerek montumu elime aldım ve evden çıktım. Bakalım nereden çilek bula biliriz... 𝐽𝑢𝑛𝑔𝑘𝑜𝑜𝑘'𝑑𝑎𝑛 "Bebeğim, ne olur ağlama artık. Bak bir şey olacak size. Lütfen biraz sakinleş." Hae won: Uzak dur benden! İstemiyorum sakin olmak falan! Hepsi senin yüzünden! Senin yüzünden bu haldeyim. Acıdan ölüyordum resmen ve sen kızım tekme attı diye sevincinden evde tur attın! "Sevgilim, güzelim, bebeğim, birtanem...ben canının bu kadar çok acıyacağını bilmiyordum. İstersen kızımızla konuşayım, bir daha sert vurmasın, hmm?" Hae won: Dalga mı geçiyorsun benimle Jungkook? "Ne? Güzelim, tabiiki hayır." Hae won: Daha karnımda olan bebek nasıl duysun seni?! "Tamam güzelim. Tamam. Sen sakinleşmeye çalış. Derin-derin nefes al. Güzel şeyler düşün." Hae won: Aera'ya götür beni. "Gecenin bu saati mi?" Hae won: İtirazınız mı var? "Oh, tabii ki, hayır. Hadi gidelim o zaman." Hae won: Yardım et bana, kalkamıyorum. "Koca göbekle yere oturursan kalkamazsın tabii." Hae won: Bir şey mi dedin Jungkook? "Ne? Ah, hayır. Gidelim dedim. Hadi, gidelim." Kaç saattir Hae won'un sakinleşmesi için yaşam mücadelesi veriyordum resmen. Hamileliyinin altıncı ayındaydı ve sürekli bir şey istiyordu, bunu tabiiki sorun etmiyordum. Her istediğini yapıyordum. Her şeye alınması da cabası. Evden çıkıp, arabaya doğru yürüdüm. Ön kapıyı açarak dikkatlice binmesini sağladım. Kapıyı kapattıktan sonra telefonumu elime alarak Taehyung'u aramaya başladım. Bir kaç çalıştan sonra karşı taraftan gelen bıkmış ve yorgun ses onun da benim durumumda olduğunu açıkca belli ediyordu. Tae: Efendim Jungkook? "Neredesin?" Tae: Gecenin bu vakti nerede ola bilirim. Market-market dolaşıp 'çilek hanım' için çilek arıyorum. "Ahahaha...kasım ayında çilek mi?" Tae: Neden güldüğünü sora bilirmiyim, karısı tarafından saldırıya uğramış Bay Jeon? "Hey! Hala mı o meseledesin?!" Tae: Hala çok komik. Hae won'un kafana bilgisayar atması benim eğlencemin bir parçası. "Off, yeter artık! Neden aradığımı bile unuttum." Tae: Ne söyleyecektin? "Hae won'u size getiriyorum. Aera'ı görmek istiyormuş." Tae: Ah, tamam. Onu bırak sonra bana yardıma gel. Başım döndü market aramaktan. "Tamam, geliyorum." Aramayı sonlandırdım ve Hae won'un daha fazla kızmaması için sürücü koltuğuna oturup, arabayı sürmeye başladım. Umarım gün sonu kazasız, belasız biterdi...
𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔'𝑑𝑎𝑛 Yoktu...hiç bir markette çilek yoktu. Ah, güzelim, ah. Yılın bu vakti çilek mi olur. Ne olurdu mevsimine göre bir şey istesen. Aramadığımız yer kalmamıştı. Jungkook ayakta uyuyordu resmen...bana yardım edeceğine , her girdiğimiz marketten kendine bir sürü abur-cubur almıştı. Sanki hamile olan kendisiydi...şehirdeki tüm marketlere baktım neredeyse. Son bir market kalmıştı, oraya bakacaktık, eğer orada da çilek bulamazsam, Aera beni öldürürdü. Markete adımımızı atar-atmaz hemen meyve reyonuna koştum. Reyonda gördüğüm bir sürü çilekle gözlerim parladı. "Sonunda!" JK: Ahh, gerçekten de sonunda. Hadi alalım da gidelim. "Hadi." ... Çilekleri almış, artık eve dönüyorduk. Güzelim çok sevinecekti. Eve vardığımız gibi, kapıya gelip anahtarla açarak yavaş adımlarla içeri geçtik. Işıklar açıktı, demek ki, uyumamıştılar. Kapıyı ardımızdan kapatıp, salona doğru yürüdük. Gördüğümüz güzel manzarayla ikimizin de yüzünde kocaman gülümseme oluştu. İkisi de başlarını bir-birlerine yaslamış, ellerini karınlarının üzerine koymuş tatlı bir şekilde uyuya kalmıştılar. Televizyonda açık kalmıştı.Gidip ilk önce televizyonu kapattım ve güzelimin yanına oturdum. Jungkook da Hae won'un yanına oturarak saçlarını sevmeye başladı. JK: Biz çok şanslı adamlarız Taehyung. Aera ve Hae won gibi güzel, iyi kalpli ve tatlı karılarımız var. "Evet, doğru söylüyorsun. Dünyanın en şanslı erkekleri olmalıyız. Tanrı onları bizim karşımıza çıkarmış. İyi ki de çıkarmış." JK: Çok seviyorum onu. Dünyalar kadar... "Ben de fazlasıyla seviyorum. Dünyaları önüne serecek kadar." Belimizi saran kollarla irkildik. Kızlar uyanmıştı, ya da hiç uyumamışlardı. Söyledikleri şeyle birlikte biz de başlarımızı onların başlarına yaslayarak huzurla kapattık gözlerimizi... Aera/Hae won: Biz de sizi seviyoruz! ~𝑆𝑂𝑁~
Başlığı okuduğum zaman ben;wtf
Harikaaaaaa olmusssss ellerine saglikk yazar hanimm💞💞💞💖💖💖💖
@@Jeon_jungkook-o6m çok teşekkür ederimm🫶🏻⚘️
Her kes aynı anda mı gelmişşş😍
Ayyy çok tatlıı,muhteşem olmuşşş💕
@@Zoe-12-k6p teşekkür ederimm🫶🏻
Yaa bu çok güzel çok sorf 🤍
Yine harikalar yaratmışsın çilek hanım❤❤
@@azeaz9064 teşekkür ederim.güzelim🩷
@@winterrbeaar 🎀🍓
ÇOK GÜZEL OLMUŞ. BAYILDIMMMM💖💖
Teşekkürler❤
@@winterrbeaar 🤍🤍
Gt yaparmisn
@@je0npuppyhayır, üzgünüm
@@winterrbeaar anladım askm ama sana dememistim 😗
Çok güzel olmuş bitanemmm💗🎀
@@TaeLa_Kim teşekkür ederimm🫶🏻💕
@@winterrbeaar rica ederim yavrum 🎀💋
Yaaa ama bu çok güzel olmuş 🥹 ellerlne sağlık 😽
Teşekkür ederimm✨️
@@winterrbeaar rica ederim 😚🩷 bu arada seni takip ediyorum (bir ay kadar oluyor)😽🖤
@@istudying438 🦋💙
Hikaye halis midir?
Çilekler ne oldu peki?
Mükemmeldi mükemmel ellerine sağlık 💜💜👏👏
Teşekkür ederimm💖
@@winterrbeaar rica ederim 💜
La seni her yerde goruyom benim de ficlerimi oku 😂
Ayy bütün hikayelerin gibi buda çok güzel olmuşş
@@Jisooya_2e teşekkür ederimm
Yaa ilk yorum benden 🎉😂❤
Düğün vardı hiç aktif değildim youtubeden bu yüzden geç kaldım ama çoook güzeldi ellerine sağlık ❤😊
@@Jimininserçeparmağı teşekkürlerr🌷
@@winterrbeaar rica kee~💟
aggghhhhhhhhh ölürüm yaaaaaaaaaaa çok iyi tam ders okuyodum ve ..... hhfxsxtg
@@BabyBts844 🤭🫶🏻
Pamuk şeker tadında bir kurgu olmuşşşş 🍭çok güzellll 🤌🏻❤
@@ekonomi6934 teşekkür ederimm💖
Allahıııım şimdi kafayı yiceeeğm çoook güzel yazıyosuuuuun bu saçma sapan sumut şeylerden sonra ilaç gibi geldi kesinlikle yazar olman gerken konular var yeni abonenim çoooooooook güzeeeeeeeel yazıyooosuuuum yeni keşfettim kanalını ve bütün videolarını izledim çok güzeller artık çok sıkı takipçinim çoook güzel ❤❤❤❤❤🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉❤❤🐰🐰💞💞💓💓💓💓💓💓💓💓
@@Denizinavukatıymışım çok teşekkür ederimmm💖🎀
@@winterrbeaarrica ederim balım ❤❤❤
Geldimmmm ilkkkkk🎉🎉🎉🎉
İlk benim bu arada😅
Yine mi sen😂
@@je0npuppy gelmiyimmi🥲
@@yoongi.manyağı.7 gel gel😂🫀
@@je0npuppy yaaaa
Ayy yine geç kaldım off 😖 , bir türlü birinci olamıyorum
Şimdi okuyorum bekle meleyim
@@Kaplantata sorun yok çiçeğimm🌸
@@winterrbeaar sende benim böceyim 🤗🤗🤗
Yorum yokkk😢😢😢😢
Yavrum yeni hikaye ne zaman gelir
Hafta sonu gelirr
Aha ilk ama yorum yok 😂
✩ 𝐼𝑑𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑘𝑜̈𝑡𝑢̈𝑙𝑒𝑚𝑒𝑘 𝑔𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑟 𝑎𝑚𝑎𝑐𝚤𝑚 𝑦𝑜𝑘𝑡𝑢𝑟
✩ 𝐹𝑖𝑘𝑖𝑟𝑙𝑒𝑟 𝑜̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑑𝑢̈𝑟
✒️ 𝐸𝑛 𝑦𝑎𝑘𝚤𝑛 𝑎𝑟𝑘𝑎𝑑𝑎𝑠̧𝚤𝑛𝑙𝑎 𝑎𝑦𝑛𝚤 𝑎𝑛𝑑𝑎 ℎ𝑎𝑚𝑖𝑙𝑒 𝑘𝑎𝑙𝚤𝑟𝑠𝚤𝑛𝚤𝑧
✩✩✩
☘︎ 𝐾𝑖𝑚 𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔 ~ 29
☘︎ 𝑃𝑎𝑟𝑘 𝐴𝑒𝑟𝑎 ~ 26
☘︎ 𝐽𝑒𝑜𝑛 𝐽𝑢𝑛𝑔𝑘𝑜𝑜𝑘 ~ 29
☘︎ 𝐽𝑢𝑛𝑔 𝐻𝑎𝑒 𝑤𝑜𝑛 ~ 27
🧸 𝐵𝑒𝑔̆𝑒𝑛𝑚𝑒𝑛𝑖𝑧 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑔̆𝑖𝑦𝑙𝑒...
🪄𝐾𝑒𝑦𝑖𝑓𝑙𝑖 𝑜𝑘𝑢𝑚𝑎𝑙𝑎𝑟...
𝐻𝑖𝑘𝑎𝑦𝑒:
𝐴𝑒𝑟𝑎'𝑑𝑎𝑛
Sabahın erken saatlerinde midemin aşırı bulanmasıyla sıcacık yatağımdan kalkmış, içimdekileri boşaltmıştım. Şimdi salonda koltukta oturmuş, devam eden mide bulantımın geçmesini bekliyordum. Bekliyordum, çünkü geçmiyordu. Saat sabahın 8'e gelmesiyle oturduğum koltuktan kalktım ve adımlarımı mutfağa yönlendirdim. Taehyung'a kahvaltı hazırlamalıydım. Uykusu ağır olduğu için ne halde olduğumdan haberi yoktu. Buzdolabından gerekli malzemeleri çıkararak tezgaha dizdim ve onun çok sevdiği şeyi 'hamburger'i yapmaya başladım. Belimde hisettiğim kollarla yüzümde bir gülümseme oluştu ve kolların sahibine döndüm, ben de kollarımı onun boynuna doladım ve dudaklarına küçük sabah öpücüğü kondurdum;
"Günaydın sevgilim."
Tae: Günaydın bebeğim. Sabah öpücüğüm neden bu kadar gecikti , hmm?
"Üzgünüm, sabah erken kalktım. Kendimi iyi hisetmiyordum da. Biraz gelip salonda oturdum."
Tae: Ne oldu güzelim? Neyin var?
"Bir şeyim yok, iyiyim. Sadece midem bulandı, o kadar."
Tae: Üşütdünmü ki? Doktora gidelim mi?
"Ahh, hayır gerek yok. Ciddi bir şey olursa, ben giderim zaten. Merak etme."
Tae: Tamam. Sen öyle diyorsan. Hastalanma sakın, acı çekmene dayanamıyorum.
"Tamam sevgilim. Hadi artık, git üstünü giyin gel, kahvaltını yap. Birazdan Jungkook arar, başının etini yer."
Tae: Doğru söylüyorsun. Neden geç kaldım diye azarlar beni şimdi. Çekemem sabah-sabah. Bir başladı mı, akşama kadar yüzünü somurta-somurta gezer. Somurtkan Jungkook'la uğraşamam.
"Yah, söyleme öyle. En yakın arkadaşın o senin. Çocukluğunuzdan beridir birliktesiniz. Eminim ki, bu, işin şakası. Uğraşıyor seninle."
Tae: Tanrım...Karım tarafından pabucum dama atıldı.
"Yah! Kim Taehyung! Jeon Jungkook benim de arkadaşım. Arkadaşıma laf söyletmem."
Tae: Sevsinler arkadaşını. Hah..gidiyorum ben.
"Hey! Taehyung!"
Trip atar gibi, mutfaktan çıkınca çok fazla takmadan işime geri döndüm.
Biraz sonra üstündeki sarı gömleğiyle ve beyaz pantalonu ile aşağı inen kocamı görünce yüzümdeki kocaman gülümsemeye engel olamadım. Hızla koşup kucağına atladım, bacaklarımı beline sardım düşmemek için. O da kollarını belimde sabitledi. Gülerek konuşması benim de daha fazla gülümsememe sebep oldu;
Tae: Ahaha...çilekli turtam benim.
"Çikolatalı çöreyim benim."
Dudaklarını dudaklarıma bastırmasıyla öpüşmeye başladık. Bir süre sonra ayrıldık ve beni kucağından indirmeden masaya oturdu.
"İndirseydin ya beni. Böyle nasıl yemek yiyeceksin?"
Tae: Yerim ben..hatta sana da yediririm. Al bakalım.
Tabaktaki çikolatalı ekmeği eline alıp ağzıma doğru götürdü. Ağzımı açıp küçük bir dilim aldım. Sonra kendisi de büyük bir dilim aldı ve çiğnemeye başladı. Ağzındakini bitirip dudaklarıma uzandı, yine bir öpüşme başlatmasıyla her zaman olduğu gibi beklemeden karşılık verdim. Dudaklarımı dişlemek derecesine gelince bu işin sonunun yatakta bitmemesi için zorlukla olsa da, ayrıldım dudaklarından.
"Ne yapıyorsun Taehyung ya?"
Tae: Özür dilerim güzelim. Kendimi kaybettim bir an. Çok acıdımı?
"Acıdı tabii ya."
Tae: Ben diyorum ki...işe gitmesem. Biz bu gün seninle güzel bir vakit geçirsek. İkimiz, baş-başa...ne dersin?
"Olmaz. Bu gün Hae won'la vakit geçireceğiz. Hem yeterince geç kaldın işe zaten. Hadi git artık.
Tae: Kocanı kovuyormusun?
"Evet kovuyorum."
Tae: Peki, öyle olsun küçük hanım.
Masadan benimle birlikte kalkarak, ilk önce beni yere indirdi ve daha sonra yüzünü asarak kapının önüne gitti. Eğilip ayakkabılarını giydikten sonra bana döndü yüzünü eğip, yan şekilde yaparak onu öpmemi bekledi. Dudaklarımı yanağına bastırarak kocaman öpücük verdim ona. Dikleşerek saçlarımı okşadı;
"İyi işler."
Tae: Görüşürüz güzelim.
Küsemiyordu işte, onun küs kalma süresi mutfaktan dış kapının önüne gelene kadar.
Onu yolcu ettikten sonra kapıyı kapattım ve salona geçip telefonumu elime alarak en yakın arkadaşıma mesaj atmaya başladım...
𝐻𝑎𝑒𝑤𝑜𝑛'𝑑𝑎𝑛
Mutfağı toparlarken telefonuma gelen bildirimle elime alıp kimden mesaj geldiğine baktım. En yakın arkadaşım Aeraydı. Bildirimin üzerine tıkladım ve ne yazdığına baktım. Hemen buluşmalıymışız. Elimdeki işimi bırakıp yukarı odama çıktım ve dolaptan elime ne geçtiyse alıp üzerimi değiştirdim. Hazır olduktan sonra evden çıkıp arabama bindim ve yola koyuldum. Aera beni acil çağırdıysa, mutlaka bir şey var demekdir. Ne oldu acaba...bu gün doktor randevum da vardı. Zaten ben de Aerayla gitmeyi düşünüyordum. Bir kaç gündür midem aşırı derecede bulanıyordu. Sürekli başım dönüyor, kendimi durduk yere halsiz hisediyordum. Bu durumumdan şübhelendiğim için randevu almıştım...hamile ola bilirdim. Testlerle uğraşmaktansa, doktora gitmeyi tercih ederdim. Eğer hamileysem, Jungkook bu duruma çok sevinecekti. Zaten uzun zamandır baba olmak istiyorum diye tutturmuştu. Umarım şübhelerimde yanılmam. Ben kendi düşüncelerimle böyle boğuşarak Aera'ların evine gelmiştim bile. Arabadan indim ve kapıya doğru yürüdüm. Daha kapıyı çalamadan bir anda açılmasıyla karşımda gördüğüm Aera beni hızla kolumdan tutarak içeri soktu;
"Sakin ol Aera. Ne bu telaş? Ne oldu?"
Aera: Galiba hamileyim.
"NE?"
Aera: Ne bağırıyorsun kızım?
"H-ha-hamilemisin? Nasıl öğrendin? Test mi yaptırdın? Doktora mı gittin? Benim neden haberim yok?"
Aera: Sussana kızım, anlatayım. Test yaptırmadım, doktora da gitmedim. Sadece bir kaç gündür midem bulanıyordu. Üşütmediğimi bildiğim için hamile ola bileceğimden şübhelendim. Ya gerçekten hamileysem Haewon?
"Güzelim...biliyormusun...Ben de hamile ola bilirim."
Aera: Sen ne diyorsun? Gerçekten mi?
"Henüz bilmiyorum. Bende de aynıydı. Kaç gündür midem bulanıyor, başım dönüyor, kendimi halsiz hisediyordum. Şübhelendim ve doktorla konuştum. Bu güne randevu aldım. Birlikte gidelim o zaman."
Aera: Ahh, Tanrım. Tamam, gideriz. Çok heyecanlıyım. Hamileysem eğer, bu çok güzel olacak. Taehyung bizim de artık bir çocuğumuz olsun diye tutturmuştu bir haftadır.
"İnanıyormusun...Jungkook da öyle. Umarım hamileyizdir."
Aera: Umarım. Randevu saat kaçta peki?
"1 saat sonra."
Aera: O zaman ben gidip giyineyim de çıkalım.
"Tamam güzelim."
...
𝐴𝑒𝑟𝑎'𝑑𝑎𝑛
"Korkuyorum Hae won."
Hae won: Ne var bunda korkacak?
"Ne bileyim. Ya hamile değilsek? Ya şübhelerimizde yanılırsak? Hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum."
Hae won: Korkma bebeğim. Olmazsa olmaz. İlerde olur belki.
"Ne zaman çıkacak bu sonuçlar? İki saattir buradayız. Çok merak ediyorum."
Hae won: Çıkar birazdan. Sabırlı ol.
"Olamıyorum işte ya..."
Hae won: Tanrı aşkına, lütfen biraz sus Aera.
H: Park Aera? Jung Hae won?
Aera/Hae won: Biziz!
H: Sonuçlarınız çıktı. Doktor sizi odasına bekliyor.
Heyecanla doktorun odasına doğru gitmeye başladık. Odanın önüne gelince kapıyı çaldık, içerden 'gir' komutu gelince içeri girdik. Doktor bize gülümseyerek bakıyordu. Umarım iyi bir sonuçla karşılaşırız. Doktorun karşısındaki koltuklara oturduk ve onu dinlemeye başladık.
D: İkiniz de şübhelerinizde hakklıymışsınız kızlar. Tebrik ederim, hamilesiniz.
Aera/Hae won: Gerçekten mi?!
D: Evet güzel kızlarım. Gerçekten. Artık birer anne adayısınız.
Hae won: Tanrım, çok teşekkür ederiz. Size de fazlasıyla teşekkür ederiz Bayan Lee.
D: Rica ederim. Ben bir şey yapmadım. Bundan sonra kendinize dikkat etmelisiniz. Beslenmenize, uyku düzeninize dikkat edin. Sık-sık mide bulantılarınız olacaktır. Ama önümüzdeki aylarda bu değişir. Kontrollere de vaktinde gelmenizi tavsiye ederim. Başka bir şey yok, bu kadar. Tekrar tebrik ederim.
"Teşekkür ederiz Bayan Lee. Dediklerinizi tek-tek yerine getireceğiz."
Hae won: İyi günler dileriz.
D: İyi günler.
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-1
Odadan çıktık...bir-birimize dönerek sevinç çığlıkları atıp, sarılarak zıplamaya başladık.
Aera/Hae won: Hamileyiz! Hamileyiz!Ahahaha...
"Tamam dur. Ah, başım döndü."
Hae won: Huh...tamam. Hadi hemen restorana gidelim. Bizimkilere haber verelim.
"Tamam, hadi."
𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔'𝑑𝑎𝑛
"Sıkıldım Jungkook"
JK: Ne yapa bilirim Taehyung?
"Neden bu gün hiç kimse gelmedi? Genelde burası dolup taşardı."
JK: Off...hiç bir şey yapmadan yoruldum bile. Baksana Taehyung...karidesler nasıl olmuş?
"Güzeller bence."
JK: Yanlış yapıyorsun, yakışıklı olmalılar.
"Ne saçmalıyorsun Jungkook?"
JK: Asıl sen neler söylüyorsun? Buradamısın sen? Nereye bakıyorsun? Dalıp gitmişsin.
"Yok bir şeyim."
JK: Var senin bir şeyin. Ne oldu? Hiiii!
"Ne oldu ahmak? Ne bağırıyorsun?"
JK: Güzeller güzeli karım gelmiş!
"Aman ben de bir şey oldu zannettim."
JK: Aman tanrım! Güzeller güzeli karımın yanında da kainat güzeli yengem var!
"Karım mı gelmiş?"
JK: Baksana şuraya aptal. Arabayı park etmiş, buraya geliyorlar.
Aera/Hae won: Biz geldik!
JK: Karımmm.
Hae won: Oww, koca bebeğim.
"Çilekli turtam!"
Aera: Çikolatalı çöreyimmm...
İkisi de bize doğru koşarak sıkıca sarıldılar. Doğrusunu söylemek gerekirse, kucağımıza atladılar. Aera dudaklarını her iki yanağıma da sıkıca bastırarak , kocaman öptü. Aynı işlemi Hae won da Jungkook'a yaptı. Lama gibi yaladılar bizi resmen. Öpme faslı bittikten sonra kucağımızdan indiler;
Aera: Size çok ama çok güzel bir haberimiz var.
"Neymiş o?"
Hae won: İkiniz de bu habere fazlasıyla sevineceksiniz.
JK: Ah, hadi ama. Söyleyin artık. Neymiş bu güzel haber?
Aera/Hae won: BİZ HAMİLEYİZ!
Tae/JK: NE?!
Aera ve Hae won'un aniden söyledikleri şeyle Jungkook'un gözümüzün önünde yere serilmesi, benim donmuş vaziyyetde hala onların yüzüne baka kalmam işin en komik tarafı olmalıydı...
✰6 𝑎𝑦 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎✰
Aera: İSTEMİYORUM!
"Güzelim, bak. Dinle beni bir. Yanlış anladın."
Aera: BEN YANLIŞ ANLIYORUM ZATEN HER ŞEYİ! RESMEN BANA ŞİŞMAN DEDİN YA! SENİN YÜZÜNDEN ŞİŞMANLADIM, ÇİRKİNLEŞTİM!
"Hayır güzelim. Sen hala güzelsin. Hatta eskisinden çok daha güzelsin. Ben seni her halinle seviyorum."
Aera: Y-yalan söylüyorsun...sevmiyorsun a-artık beni.
"Şşş, güzelim. Seviyorum seni. Hem de çok seviyorum. Söyleme böyle."
Aera: Kanıtla o zaman.
"N-ne?"
Aera: Bana çilek bul. Canım çilek çekti. Eğer bana çilek bulup getirirsen, seni affederim.
"Bebeğim. B-bak şimdi, kasım ayındayız. Nereden bulacağım ben çileği?"
Aera: Eğer beni seviyorsanız, bulursunuz Bay Kim. Oğlumuz ve ben çilek istiyoruz, hadi artık, git al da gel.
"Tamam."
Derin bir iç çekerek montumu elime aldım ve evden çıktım. Bakalım nereden çilek bula biliriz...
𝐽𝑢𝑛𝑔𝑘𝑜𝑜𝑘'𝑑𝑎𝑛
"Bebeğim, ne olur ağlama artık. Bak bir şey olacak size. Lütfen biraz sakinleş."
Hae won: Uzak dur benden! İstemiyorum sakin olmak falan! Hepsi senin yüzünden! Senin yüzünden bu haldeyim. Acıdan ölüyordum resmen ve sen kızım tekme attı diye sevincinden evde tur attın!
"Sevgilim, güzelim, bebeğim, birtanem...ben canının bu kadar çok acıyacağını bilmiyordum. İstersen kızımızla konuşayım, bir daha sert vurmasın, hmm?"
Hae won: Dalga mı geçiyorsun benimle Jungkook?
"Ne? Güzelim, tabiiki hayır."
Hae won: Daha karnımda olan bebek nasıl duysun seni?!
"Tamam güzelim. Tamam. Sen sakinleşmeye çalış. Derin-derin nefes al. Güzel şeyler düşün."
Hae won: Aera'ya götür beni.
"Gecenin bu saati mi?"
Hae won: İtirazınız mı var?
"Oh, tabii ki, hayır. Hadi gidelim o zaman."
Hae won: Yardım et bana, kalkamıyorum.
"Koca göbekle yere oturursan kalkamazsın tabii."
Hae won: Bir şey mi dedin Jungkook?
"Ne? Ah, hayır. Gidelim dedim. Hadi, gidelim."
Kaç saattir Hae won'un sakinleşmesi için yaşam mücadelesi veriyordum resmen. Hamileliyinin altıncı ayındaydı ve sürekli bir şey istiyordu, bunu tabiiki sorun etmiyordum. Her istediğini yapıyordum. Her şeye alınması da cabası. Evden çıkıp, arabaya doğru yürüdüm. Ön kapıyı açarak dikkatlice binmesini sağladım. Kapıyı kapattıktan sonra telefonumu elime alarak Taehyung'u aramaya başladım. Bir kaç çalıştan sonra karşı taraftan gelen bıkmış ve yorgun ses onun da benim durumumda olduğunu açıkca belli ediyordu.
Tae: Efendim Jungkook?
"Neredesin?"
Tae: Gecenin bu vakti nerede ola bilirim. Market-market dolaşıp 'çilek hanım' için çilek arıyorum.
"Ahahaha...kasım ayında çilek mi?"
Tae: Neden güldüğünü sora bilirmiyim, karısı tarafından saldırıya uğramış Bay Jeon?
"Hey! Hala mı o meseledesin?!"
Tae: Hala çok komik. Hae won'un kafana bilgisayar atması benim eğlencemin bir parçası.
"Off, yeter artık! Neden aradığımı bile unuttum."
Tae: Ne söyleyecektin?
"Hae won'u size getiriyorum. Aera'ı görmek istiyormuş."
Tae: Ah, tamam. Onu bırak sonra bana yardıma gel. Başım döndü market aramaktan.
"Tamam, geliyorum."
Aramayı sonlandırdım ve Hae won'un daha fazla kızmaması için sürücü koltuğuna oturup, arabayı sürmeye başladım. Umarım gün sonu kazasız, belasız biterdi...
𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔'𝑑𝑎𝑛
Yoktu...hiç bir markette çilek yoktu. Ah, güzelim, ah. Yılın bu vakti çilek mi olur. Ne olurdu mevsimine göre bir şey istesen. Aramadığımız yer kalmamıştı. Jungkook ayakta uyuyordu resmen...bana yardım edeceğine , her girdiğimiz marketten kendine bir sürü abur-cubur almıştı. Sanki hamile olan kendisiydi...şehirdeki tüm marketlere baktım neredeyse. Son bir market kalmıştı, oraya bakacaktık, eğer orada da çilek bulamazsam, Aera beni öldürürdü. Markete adımımızı atar-atmaz hemen meyve reyonuna koştum. Reyonda gördüğüm bir sürü çilekle gözlerim parladı.
"Sonunda!"
JK: Ahh, gerçekten de sonunda. Hadi alalım da gidelim.
"Hadi."
...
Çilekleri almış, artık eve dönüyorduk. Güzelim çok sevinecekti. Eve vardığımız gibi, kapıya gelip anahtarla açarak yavaş adımlarla içeri geçtik. Işıklar açıktı, demek ki, uyumamıştılar. Kapıyı ardımızdan kapatıp, salona doğru yürüdük. Gördüğümüz güzel manzarayla ikimizin de yüzünde kocaman gülümseme oluştu. İkisi de başlarını bir-birlerine yaslamış, ellerini karınlarının üzerine koymuş tatlı bir şekilde uyuya kalmıştılar. Televizyonda açık kalmıştı.Gidip ilk önce televizyonu kapattım ve güzelimin yanına oturdum. Jungkook da Hae won'un yanına oturarak saçlarını sevmeye başladı.
JK: Biz çok şanslı adamlarız Taehyung. Aera ve Hae won gibi güzel, iyi kalpli ve tatlı karılarımız var.
"Evet, doğru söylüyorsun. Dünyanın en şanslı erkekleri olmalıyız. Tanrı onları bizim karşımıza çıkarmış. İyi ki de çıkarmış."
JK: Çok seviyorum onu. Dünyalar kadar...
"Ben de fazlasıyla seviyorum. Dünyaları önüne serecek kadar."
Belimizi saran kollarla irkildik. Kızlar uyanmıştı, ya da hiç uyumamışlardı. Söyledikleri şeyle birlikte biz de başlarımızı onların başlarına yaslayarak huzurla kapattık gözlerimizi...
Aera/Hae won: Biz de sizi seviyoruz!
~𝑆𝑂𝑁~
abi devami nerdeeeeee❤