Benim bir fikrim var!; Bunlar dağ evinde DC oynasınlar bizim kıza cesaret gelsin ve galeride ki son fotoyu göster desinler sonuçta son foto uyuyan Tae N'olur bele bişe olsun aqlaaaa>□
✰ 𝐼𝑑𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑘𝑜̈𝑡𝑢̈𝑙𝑒𝑚𝑒𝑘 𝑔𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑟 𝑎𝑚𝑎𝑐𝚤𝑚 𝑦𝑜𝑘𝑡𝑢𝑟 ✰ 𝐹𝑖𝑘𝑖𝑟𝑙𝑒𝑟 𝑜̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑑𝑢̈𝑟 ✒️ 𝐴𝑟𝑘𝑎𝑑𝑎𝑠̧𝑙𝑎𝑟𝚤𝑛𝚤𝑧 𝑎𝑠̧𝚤𝑘 𝑜𝑙𝑑𝑢𝑔̆𝑢𝑛 𝑎𝑑𝑎𝑚𝑙𝑎 𝑠𝑖𝑧𝑖 𝑏𝑖𝑟𝑙𝑒𝑠̧𝑡𝑖𝑟𝑚𝑒𝑘 𝑖𝑐̧𝑖𝑛 𝑐̧𝑜̈𝑝𝑐̧𝑎𝑡𝑎𝑛𝑙𝚤𝑘 𝑦𝑎𝑝𝑎𝑟𝑙𝑎𝑟 ✰✰✰ ☘︎ 𝐾𝑖𝑚 𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔 ~ 24 ☘︎ 𝐽𝑢𝑛𝑔 𝐻𝑒𝑒𝑗𝑖𝑛 ~ 23 🧸 𝐼𝑠𝑡𝑒𝑘 𝑘𝑢𝑟𝑔𝑢𝑑𝑢𝑟, 𝑏𝑒𝑔̆𝑒𝑛𝑚𝑒𝑛𝑖𝑧 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑔̆𝑖𝑦𝑙𝑒... 🪄 𝐾𝑒𝑦𝑖𝑓𝑙𝑖 𝑜𝑘𝑢𝑚𝑎𝑙𝑎𝑟... 𝐻𝑖𝑘𝑎𝑦𝑒: ~Bugün sevgilimle bulaşacaktık. Ama aniden işi çıktığı için gelemiyormuş. Her zamanki bahanelerinden. Ne zaman onunla buluşmak istesem sürekli acil işi olduğunu söyleyip gelmiyordu. Son zamanlarda fazla soğuk davranması ve benden uzaklaşması da gözümden kaçmamıştı. Onu öpmek isterken sanki benden iğreniyormuş gibi bir yüz ifadesi takınıyordu. Artık benimle buluşmak istememeler, sürekli türlü bahaneler uydurmalar, günlerce aramaması ama aniden arayıp benden acil para istemesi, ne için istediğini sorduğumda geçiştirmesi ve bir çok şey ondan şüphelenmemi sağlamıştı. Düşündüğüm şey gerçekse eğer, kendimi asla affetmezdim. Arabadan aceleyle inmiş binaya giriş yapmıştım. Asansörü es geçerek merdivenleri hızlıca çıkarak dördüncü kata ulaşmıştım. Kapısının önünde durmuş tam çalacaktım ki, aklıma gelen fikirle bende olan yedek anahtarı cebimden çıkararak yavaşca kilidi açmıştım. Kapıyı sessiz olmaya özen göstererek açmış içeri giriş yapmıştım. Etraf sessizdi? Kapıyı kapatıp içeriye doğru haraket etmeye başladım. Salona vardığımda gördüğüm manzarayla tüm yıllarımın boşuna gittiğinin farkına varmıştım. Gözlerim dolmuş, ellerim sinirden titremeye başlamıştı. Sevgilimi koltukta tanımadığım bir erkeğin kucağında öpüşürken görmek beni asla üzmemişti. Tek üzüldüğüm şey ona verdiğim onca emek ve yıllarımdı... Bu iğrenç manzarayı daha fazla görmek istemediğimden bağırıp bana bakmalarını sağlamıştım~ "PARK YUJUN!" Yujun: T-ta-taehyung? "Sizi böldüğüm için üzgünüm. Sadece bir şeyden emin olmak için gelmiştim. Emin oldum artık ve gidiyorum." ~Tam arkamı dönüp gidiyorken bana seslenmesiyle olduğum yerde kalıp yine ne bahane uyduracağını dinlemeye başladım. Yanıma gelmiş tam önümde durmuştu. Ellerini yüzüme getirecekken buna izin vermeyip kendimi bir kaç adım geriye çekmiştim. Onun pis ellerinin bana değmesini istemiyordum.~ Yujun: Taehyung dinle beni. Yemin ederim kafam karışıktı. Ne yaptığımı bilmiyordum. İnan bana. Ben seni seviyorum sevgilim. "SUS! NE SEVGİLİSİNDEN BAHSEDİYORSUN SEN?! KAFAN NEDEN KARIŞIKTI?! BENİ NASIL OYUNA GETİRİRSİN DİYE Mİ KAFAN KARIŞIKTI?! NASIL APTAL YERİNE KOYARSIN DİYE Mİ YOKSA? HA?! HANGİSİ?" ~Önünden geçip gidiyorken tekrar konuşmaya başlamasıyla durdum. Söylediği şeyle beni oyuna getirebileceğini sanıyorsa eğer, yanılıyordu. Buna asla kanmazdım. Aptal kadın~ Yujun: Taehyung..hayır. Dinle beni bir...Bizim...bizim bir bebeğimiz olacak... evet. Hamileyim ben. Senin çocuğunu taşıyorum. "Saçmalık. Bu oyununa kanarmıyım sanıyorsun sen? Biz hiçbir zaman birlikte olmadık Park Yujun. Ve iyiki senin gibi bir pislikle birlikte olmamışım. İyiki senden bir çocuğum yok. Üzüldüğüm tek şey sana verdiğim emeklerim ve yıllarım. Yıllarımı boşa harcamışım meğer. Senin gibi kadın için asla değmezdi. Senden nefret bile etmiyorum. Şimdi defol karşımdan ve oyuncağına git. Umarım sen de bana yaşattığının aynısını yaşarsın Park Yujun." ~Evden çıkmış merdivenlerden hızlıca inmeye başlamıştım. Binadan da çıkış yaparak arabama atlamış bu lanet olası yerden ayrılmıştım. Sinirden gözlerim dolmuş, direksiyonu sıkan parmaklarımı artık hissetmiyordum. Arabayı aniden durdurmuş artık tutmakta zorlandığım gözyaşlarımı salmıştım. Başımı direksiyona yaslamış hıçkırarak ağlamaya devam etmiştim. Bir kadın için ağlamıyordum. İhanete uğrayan biri ne yapabilirdiki anca? Sadece ağlıyordum... Çünkü bir daha aşık olamayacaktım... Çünkü artık hiçbir zaman hiç bir kadına güvenemeyecektim... Çünkü yıllarımı yanlış bir kadın için harcamıştım... Çünkü yanlış kadına aşık olmuştum... Yanlış kişiyi sevmiştim... Ağır gelmişti ihaneti...Sevmiştim...çok sevmiştim...Ölesiye sevmiştim... Ona bu kadar çok güvenmeme rağmen bana yaptığı bu haraket insanlara güvenmemem için bir ders oldu bana. Kimseye güvenmemeliymişim meğer... Kimseye sana ihanet etmesine izin verecek kadar güvenmemelisin bu hayatta. Kendimi biraz sakinleştirmeyi başardığımda arabayı çalıştırarak Heejin'in evine doğru sürdüm.~ ... 𝐻𝑒𝑒𝑗𝑖𝑛'𝑑𝑒𝑛 ~Elimdeki kahve kupasıyla odamın penceresinden dışarıyı seyrediyordum. Aralık ayına giriş yapmıştık çoktan, ama henüz kar yağmamıştı. Kar yağmamasına rağmen hava epey soğuktu. Aniden bedenimi bir ürperme sardığı için üzerimdeki battaniyeye daha sıkı sarıldım. Kışı seviyordum. Kışa aşıktım. Kış adamına aşıktım. Aşık olduğum kış adamı... Bir prens gibiydi...Kış prensi...Kkkkk... Hatırladığım şeyle gülümseyen dudaklarım yavaşca soldu...Ben ona aşıktım evet...ama imkansız bir aşktı benimki. O başkasına aşıktı. Bir sevgilisi vardı ve onu çok seviyordu. Gözümün önüne gelen anılarla gözyaşlarım usulca yanadığımdan süzülmeye başladı. Keşke görseydi beni...Keşke sevseydi beni...Ama hep keşkelerle olmuyordu. Onun için çok endişeliydim. Sevgilisinin ona yaptığı ihaneti öğrenirse yıkılacağından emindim. Çok üzülecekti. Çünkü hassas ve aynı zamanda yumuşak bir kalbi vardı. Bunu kaldıramazdı. Bunu ona bir kaç kez söylemek istemiştim, ama sonra vazgeçmiştim. Çünkü bana inanmaya bilirdi. Söylesem bile ona iftira attığımı düşünebilirdi. Onun gözünde kötü olmak istemiyordum. Ama yaptığım aynı zamanda bencillikti. Kendim için onun ihanete uğramasına göz yumuyordum. Ne yapmalıydım Tanrım? Nasıl bir yol bulmalıydım ki, ona her hangi bir zarar değmesin...O üzülmesin... Şimdilik boş vermeye çalışarak kafamdan beni boğan düşünceleri atmak istedim. Bu konuyu Taerin'le konuşmanın zamanı gelmişti. En iyisini o bilirdi. Pencereden Taehyung'un arabasını görmemle şaşırmıştım. Neden gelmişti ki acaba? Arabadan inip eve doğru yürümeye başladı. Ağlıyormuydu o? Ne olmuştu? Hemen oturduğum yerden kalkıp aşağıya indim. Kapıyı açıp yumruk halindeki eli havada kalmış Taehyung'a bakmaya başladım. Ağlıyordu... Ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuştu. Aniden sarılmasıyla kalakalmıştım. Bedenimi sıkıca sarmış iç çekerek daha fazla ağlamaya başlaması benim de gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Başına ne gelebilirdi ki, bu kadar kötü ağlıyordu? Yoksa...öğrenmişmiydi?~
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-1 Tae: İ-ihanete u-uğradım Heejin-ah... A-aşık o-olduğum k-kadın t-tarafından ihanete u-uğradım... "T-taehyung-ah..." ... ~Koltukta oturmuş, Taehyung dizlerime yatmıştı. Küçük çocuklar gibi kıvrılmış ellerini birleştirerek bacaklarının arasına koymuştu. Ben de pamuk gibi yumuşacık saçlarını okşuyordum. Hala ağlıyordu. Onun üzülmesine, ağlamasına, acı çekmesine dayanamıyordum. Tam 1 saat olmuştu geleli ve henüz hiçbir şey anlatmamıştı. Sessizce ağlamaya devam ediyordu. Aniden konuşmaya başlamasıyla saçlarındaki ellerimi durdurup dikkatle onu dinlemeye başladım~ Tae: Bir kadın için ağladığımı düşünebilirsin. Ama öyle değil. Onun için harcadığım yıllarıma, emeklerime ve daha önemlisi babamı karşıma aldığıma ağlıyorum. Kaderimin babamınkine benzemesinden korkuyordum hep. Oldu da Heejin-ah. Babamın başına gelen benim de başıma geldi. Onun yaşadığı şeylerin aynısını yaşadım Heejin-ah...Dinlemedim babamı. Sözlerinin hiçbirine kulak asmadım. Onun en zor anında yanında olmadım, olamadım. Son kez babama sarılamadım. Son kez bakamadım gözlerine. Peki ne için? O aptal kadın için. Hiçbir kadın anneme benzemez diyordum hep. Varmış Heejin...Annem gibi kadınlar varmış. Keşke zamanında babamı dinleseydim. Belki şimdi babam yanımda olur ve ihanete uğramamış olurdum. Lanet olsun bana! Nefret ediyorum kendimden! "Şşş...söyleme böyle Taehyung. Yarın öbürgün başımıza ne gelir bilemeyiz. Bilemezdik Bay Kim'i aniden kaybedeceğimizi. Bilmiyoruz yarın, hatta bugün, şimdi bile başımıza ne gelecek. Neler olacak. Herşeyden habersiz, tüm tehlikelerden ve olacaklardan habersiz hayatımızı yaşıyoruz. Bugün için ölüyoruz, yarın için yaşıyoruz. Her şey kaderdir Taehyung. Başımıza gelenleri kabullenip sabretmemiz ve dayanmamız gerek. Güçlü durmalıyız. Biliyorum zor ama hayatımıza kaldığımız yerden yaşamaya devam etmek zorundayız. Üzülme demek saçma gelir. Sonuçta a-aşıktın, s-seviyordun onu. Unutman biraz zaman alır...hatta belki hiç unutamazsın. Hep hatıralarında yaşar... Tae: Asla! Onun gibi birinin hafızamda, hatıralarımda kalmasını istemiyorum. Unutacağım onu. Bu benim için zor olmaz. Biliyorsun, birinden soğudum mu, onu unutmam ve umursamamam kolay olur. Onu da unutacağım ve hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim. "Sen kendini nasıl iyi hissedeceksen, senin için nasıl kolay olacaksa öyle yap Taehyung-ah. Sana onu yapma, bunu yap diyemem. En iyisini sen kendin bilirsin. Ama lütfen ağlama olur mu? Ağlamana ve acı çekmene dayanamıyorum çünkü." ~Dizlerimden kalkıp oturur vaziyete geldi ve bana bakarak konuşmaya başladı~ Tae: Ağlamama ve acı çekmem seni üzüyor mu? "Hm-hm. E-en yakın arkadaşımın üzülmesi, acı çekmesi beni de üzüyor." Tae: İyiki benim en iyi arkadaşımsın Heejin-ah. İyiki varsın. Seni çok seviyorum. ~Beni kendisine çekip sarılmasıyla ben de kollarımı onun beline sardım. Keşke aşık olduğun kadın olabilseydim Taehyung. Keşke beni arkadaşca değil de, aşık olduğun kadın olarak sevseydin. Ben de seni çok seviyorum Taehyung-ah. Senin için canımı verecek kadar çok seviyorum seni...~ ... ~Taehyung yorgun düştüğü için koltukta uyuya kalmıştı. Üzerine battaniye atarak ben de mutfağa geçmiş onun için pasta yapmaya koyulmuştum. Çilekli pasta hem de...O severdi. Belki bu pastayla keyfini biraz da olsa yerine getirebilirdim. Pastanın çoğunu yapmıştım. Bir tek üzerine çikolata dökmek ve onun da üzerinden çilek dizmek kalmıştı. Erittiğim çikolata dolusu kabı alıp pastanın üzerinden akıtmaya başladım. Bu işlemi yaptıktan sonra spatula yardımıyla iyice yaydım. Daha sonra önceden yıkadığım çilekleri alarak bir tarafından çiçek gibi dizdim. Üzerine biraz da pudra şekeri de serperek buzdolabına yerleştirdim. Bu sırada kapıdan anahtar sesi gelmesiyle annemin eve geldiğini anlamıştım. Mutfaktan çıkıp kapıya geldim. Annem paltosunu çıkarıyordu.~ "Hoşgeldin anne." Bayan Park: Hoşbuldum kızım. "Nasıl geçti günün?" Bayan Park: Yorucuydu biraz. "Anladım." Bayan Park: Evde biri mi var? Bu ayakkabılar kimin? "Taehyung burda." Bayan Park: Öyle mi? Ne güzel. "Şimdi uyuyor anne. Bugün hiç iyi değildi." Bayan Park: Neden? Kötü bir şey mi oldu? "Yujun'un onu aldattığını öğrendi." Bayan Park: Ne? "Ç-çok kötü oldum anne." Bayan Park: Bebeğim benim. "Onun üzgün olmasına dayanamıyorum." Bayan Park: Kısa sürede toparlanacağına eminim. Endişelenme. "Umarım. Açsan yemek yapmıştım. Hazırlayayım mı?" Bayan Park: Yok bebeğim. Hastanede yemiştim bir şeyler. Aç değilim. "Tamam. Pasta yapmıştım bu arada. Taehyung uyanınca dilimleyip yeriz." Bayan Park: Tamam güzelim benim. Ben de yukarı çıkıp duş alayım. Rahatlamaya ihtiyacım var. "Tamam annecim." ~Annem yukarı çıkınca ben de salona adımlayıp Taehyung'un karşısındaki koltukta oturup onu seyretmeye başladım. Çok tatlı uyuyordu. Başı yana düşmüş dudakları öne çıkmıştı. Bir insan nasıl bu kadar tatlı ve aynı zamanda yakışıklı olabiliyorduki...Aklıma gelen fikirle sehpanın üzerinde duran telefonumu alıp Taehyung'un bir kaç fotoğrafını çekmeye başladım. Gözleri kapalı aniden konuşmaya başlamasıyla rüya gördüğünü anlamıştım. Hemen oturduğum koltuktan kalkıp yanına gittim ve oturdum. Elimi yüzüne gelen saçlarına daldırıp kenara doğru çekmeye başladım. Yüzünde korkmuş bir ifade vardı ve terlemişti. Yavaşca fısıldayıp sakinleşmesini sağladım~
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-2 "Tamam Taehyung-ah...sakin ol. Geçti...Sadece bir rüya, tamam mı...Sakin ol. Ben yanındayım..Burdayım." ~Yüzündeki korkmuş ifade gitmiş rahatlamıştı. İşe yaramıştı. Elim hala saçlarını okşarken ve aşık olduğum yüzüne dalmışken aniden gözlerini açmasıyla paniklemiş ve korkmuştum. Elimi hızla saçlarından çekip kalkmak istersen elini elimin üzerine koyup buna engel oldu. Anlamaz ve uykulu gözlerle yüzüme bakması daha fazla paniklememe sebep oluyordu~ Tae: Ne yapıyorsun Heejin-ah? "B-ben...şey..r-rüya görüyordun Taehyung. S-sakinleşmen için y-yaptım." Tae: Ha? "R-rüya...görüyordun." Tae: Ahh, tamam. ~Şaşkın bir şekilde elimi bırakınca hemen yanından kalktım ve ayakta dikilmeye başladım. O da koltukta dikleşerek oturur hale geldi ve kendine gelmek için bir süre bekledi. Kendine gelmiş olmalı ki, konuşmaya başladı~ Tae: Ben ne kadardır uyuyorum? "Bir saattir uyuyorsun." Tae: Seni rahatsız etmiş olmalıyım. Bunun için üzgünüm. "Hayır, hayır. Rahatsız olmadım. Yorgun düştüğün için uyuya kaldın. Ben de üzerini örterek mutfağa pasta yapmaya gittim sonra. Çilekli pasta yaptım. Senin için...Sen seversin ya. Birlikte yeriz diye yapmıştım. Hem belki keyfini bununla yerine getirebilirim diye düşündüm." Tae: Sadece arkadaşınım. Neden bu kadar önemsiyorsun? "Arkadaşlar bir-birlerini önemserler. Sen üzgünsen ben de üzgün olurum Taehyung. Tüm üzüntülerini benimle paylaşabilirsin. Ben hep seninleyim. Her zaman yanındayım. En yakın a-arkadaşın olarak." Tae: Teşekkür ederim Heejin-ah. İyiki varsın. "Ben teşekkür ederim asıl. Karşıma çıktığın için." Tae: Hee-.. Bayan Park: Taehyung, oğlum? Tae: Ahh, Bayan Park! Merhaba efendim. ~Annemin merdivenlerden Taehyung'a seslenmesiyle ikimizde ona doğru döndük. Orada durmayı bırakmış yanımıza gelmişti. Taehyung'la selamlaşmış ve sarılmışlardı.~ Tae: Nasılsınız efendim? Bayan Park: İyiyim oğlum, teşekkür ederim. Sen nasılsın bakalım? Tae: İyi olmaya çalışıyorum. Bayan Park: İyi ol, tamam mı? Tae: Çalışacağım... Bayan Park: Ee, kızım? Çilekli pasta yapmıştın hani? Getir de yiyelim. "Ahh, evet. Tamam, hemen dilimleyip getiriyorum." ~Şaşkınlıktan ne yapacağımı unutmuştum. Koşar adımlarla mutfağa gitmiş buzdolabından pastayı alıp tezgaha bırakmıştım. Dolaptan servis tabağı alarak onu da tezgaha bıraktım ve pastayı dilimlemeye başladım. 3 tane tabak ve çatal da alarak hepsini tepsiye dizip salona döndüm. Annemle Taehyung koyu bir sohbete dalmışlardı. Tepsiyi sehpaya bırakarak servis etmeye başladım. Annemle Taehyung'a pastalarını verdim ve Taehyung'un yanına oturdum. Taehyung'un konuşmaya başlamasıyla onu dinlemeye başladım~ Tae: Çok güzel olmuş Heejin-ah. Ellerine sağlık. "Afiyet olsun Taehyung. Beğenmene sevindim. Ne zaman istersen ben sana yaparım." Tae: Teşekkür ederim. "Rica ederim." Bayan Park: Nasıl gidiyor işlerin Taehyung? Tae: Her zamanki gibi...Normal. Bayan Park: Uzun zamandır dükkanına uğrayamıyorum. Bir gün gelip güzel çiçeklerinden alacağım. Tae: Her zaman gelebilirsiniz efendim. İstediğiniz en güzel çiçeği sizin için paketleyeceğim. Bayan Park: Çok naziksin Taehyung-ah. Bu arada bir gün Taerin ve Jungkook'u da al gel. Birlikte vakit geçirelim. Ne zamandır gelmiyorsunuz. Yoksa teyzenizi unutdunuz mu? Tae: Olur mu öyle efendim...İşler yüzünden yoğunuz. Vakit bulamıyoruz pek. Ama size söz geleceğiz. Bayan Park: Buna sevinirim oğlum.
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-3 ~Pastamı yerken bir yandan onları dinlemek bana keyif veriyordu. Taehyung'la annemin böyle güzel anlaştığını görmek beni çok mutlu ediyordu. İkisi resmen anne-oğul gibiydiler. Taehyung'un annesi küçük yaşta onları bırakıp gittiği için anne sevgisini özlediğini hissediyordum. Annem ona hep bir anne edasıyla yaklaşmaya çalışıyordu. Taehyung bunun farkındaydı. O yüzden kendini geriye çekmiyordu. Anneme çok samimi ve içten bir şekilde karşılık veriyordu. Annem Taehyung'a aşık olduğumu biliyordu. 2 yıl önce Taehyung'a, ona aşık olduğumu söyleyecekken Yujun'la ikisini öpüşürken görmüştüm. O gece sabaha kadar annemin dizlerinde ağlamıştım. Zaten ertesi gün sevgili olduklarını söylemişlerdi. Dünyam başıma yıkılmıştı. Aşkımın karşılıksız olması kalbimi çok kırmıştı. İkisinin sevgili olduklarını öğrendiğimden beri sürekli üzülür, sık-sık hastalanıp, depresyona girerdim. Ama sonra kendimi zor da olsa toparlaya bilmiştim. Taehyung'u unutmamıştım. Unutmak istememiştim zaten. O hep aklımda ve kalbimdeydi. Taehyung'un yüzüne dalmış düşünürken ikisinin bana seslenmesiyle başımı iki yana salladım kendime gelmek adına~ Bayan Park: İyimisin bebeğim? "İ-iyiyim anne." Tae: Dalmıştın. Bir şey mi oldu? "Hayır. Yok, iyiyim. Merak etmeyin." Tae: Tamam. Ahh, ben artık gideyim efendim. Epey geç oldu. Jungkook'la Taerin eve çoktan gelmişlerdir. Bayan Park: Sen nasıl istersen oğlum. ~Üçümüz de ayağa kalkmış kapıya gelmiştik. Taehyung paltosunu ve ayakkabılarını giyerek dikleşti ve kapıyı açarak dışarı çıktı. Anneme doğru bakarak konuştu~ Tae: İyi geceler efendim. Bayan Park: İyi geceler oğlum. Jungkook ve Taerin'e selam söyle. Tae: Teşekkür ederim. "Anne, ben Taehyung'u geçirip geliyorum." Bayan Park: Tamam bebeğim. Dışarda fazla durma. Hava çok soğuk. Hastalanmanı istemem. "Tamam." ~Annem içeri geçince ben de paltomu alarak giyindim ve dışarı çıkıp kapıyı ardımdan kapattım. Taehyung ifadesiz yüzüyle bana bakıyordu. Ne yaptığımı anlamak istiyor gibiydi.~ "Nasıl olduğunu soracaktım." Tae: Ah...İdare eder. Yani sabahkinden daha iyiyim. Senin sayende...Teşekkür ederim. "Ben bir şey yapmadım ki...Sadece senin iyi olmanı istiyorum Taehyung. Lütfen fazla üzme kendini. Toparlanmaya çalış, olur mu? Bunun üstesinden geleceğine eminim. Sana yapılan ihaneti asla unutmazsın, ama...hiç olmazsa fazla düşünmemeye çalış. Kötü şeyleri aklına getirip daha fazla sıkma canını. Kısa sürede herşeyi yoluna koyacaksın. İnanıyorum sana." Tae: Ne kadar da temiz kalbin var Heejin-ah. Aramızdaki ilişki sadece bir arkadaşlıktan ibaretken hep benim iyiliğimi istiyorsun, beni düşünüyorsun. Bunu hep yapıyorsun...Farkettim. Hep yanımdasın, beni asla yanlız bırakmıyorsun. Sen benim en iyi arkadaşımsın Heejin-ah. Benimle olduğun için sana minnettarım. Seni çok seviyorum. ~Bana aniden sarılıp sonda söylediği sözle gözlerimin dolmasını engelleyemedim. Onun gözünde hep arkadaştım. Öyle de kalacaktım. O bana hiç bir zaman aşık olduğu kadın gözüyle bakmayacaktı. Biz sadece iki arkadaştık. En yakın arkadaşına platonik aşık olan bir ben ve ona aşık olan kadını sadece arkadaşı olarak gören Taehyung... Sesimin titremesine engel olamayarak ben de aynı şeyi tekrar ettim kollarımı beline sararken~ "Ben de seni çok seviyorum Taehyung." ... 𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔'𝑑𝑎𝑛 ~Sabahın erken saatlerinde kalkıp kendime yeşil çay yapmıştım. Erken uyuduğum için erken de kalkmıştım. Kalktığım gibi dışarda yağan karı görünce sevinmeden edememiştim. Her yer bembeyaz olmuştu. Etraf çok güzel görünüyordu. Yeşil çayımı yudumlarken aynı zamanda salonun camlarından bembeyaz karla örtülmüş bahçemize bakıyordum. Sakin bir şekilde yağan kar insana huzur veriyordu adeta. Dünden sonra iyi gelmişti doğrusu. Bugün biraz daha iyiydim. Bunda biraz da Heejin'in yardımları da olmuştu. Bana destek olması, beni anlaması kendimi iyi hisettirmişti. Onun sayesinde daha çabuk kendime gelebilirdim. Psikologlar gibi konuşması ve onu dinlemek bana huzur veriyordu. Yumuşak sesinin verdiği huzur da bambaşkaydı. Çabuk toparlanmak istiyordum. Bir kadının aşkından ölecek değildim. Zaten artık ona karşı içimde küçük bir aşk kırıntısı kalmamıştı. Gözümden düşmüştü iyice. Yeni sayfa açmak istiyordum kendime. Hayata yeniden başlamak istiyordum. Eskisi gibi, sanki hayatımda hiç o olmamış gibi yaşamıma devam etmek istiyordum. Bu yüzden bunları kafama takmayıp güzel şeyler düşünecektim. Kötü enerjiyi kendimden uzaklaştıracak ve pozitif olacaktım. Aniden duyduğum sevinç çığlıklarıyla irkilerek arkamı döndüm. İkizim zıplayarak sevinç çığlıkları atıyordu evin içinde. Ah Tanrım...ne zaman büyüyecekti?~ Taerin: Kardeşim! Gördün mü?! Dışarda kar yağıyor! Çok güzel! "Evet kardeşim. Gördüm. Gerçekten çok güzel." Taerin: Heryer bembeyaz olmuş. Bugün dışarı çıkıp karda oynayacağız. "Siz isterseniz çıkarsınız. Benim işlerim var." Taerin: Tanrı aşkına...Ne işi bu havada? Jungkook aşağıya insin de konuşalım. Dağ evimize çıkalım bugün. Bir kaç gün orda kalalım. Kar yağışı uzun olacakmış. Tatil yaparız bir güzel. "Nereden çıktı bu Taerin-ah?" Taerin: Nereden çıktıysa, çıktı. Hem bu senin kafanı toparlayıp kendine gelmen için de bir fırsat olur. Temiz dağ havası iyi gelecektir. Kardeşine güven. "Ah , tamam. Ne yapıyorsan yap. Ben uğraşamam." Taerin: Tamam! Bu arada Heejin'i de çağıracağım. "Tamam." Taerin: Sadece bu kadar mı? "Ne dememi bekliyorsun Taerin? Senin gibi zıplayarak sevinç çığlıkları atmamı mı? Ya da evde 3-4 tur atarak bağırmamı mı?" Taerin: Ahahaa...çok şakacısın kardeşim. Aynı zamanda sıkıcı. Benim gibi neşeli bir kızın nasıl olurda ikizi sıkıcı ve hayattan bezmiş olur ki? "Taerin...lütfen sus. Kafamı şişiriyorsun." Taerin: Seni boğarım Taehyung! Bana nuna diye sesleneceksin! Ablanım ben senin! "Gören de 10-15 yıl benden büyüksün sanar. Kızım 10 dakika büyüksün benden. Ne nunası?"
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-4 Taerin: Yine de nunanım. Hıh.... "Tanrım!" JK: Yine neden kavga ediyorsunuz Tanrı aşkına?! Bir uyutmadınız insanı!" Tae: Sevgiline sor! Taerin: Arkadaşına sor! JK: Kkkk...ya siz ikiniz çok komiksiniz. Bazen düşünüyorum da acaba komedi filminden mi fırlayıp çıktınız? Kkkkk. Taerin: Ne gülüyorsun Jungkook?! JK: Tamam...bir şey demedim. Tae: Ben dışarı çıkıyorum. Ne yapıyorsanız yapın. Oturup kararlaştırın bugün dağ evine gidip-gitmeyeceğimizi. Hadi, görüşürüz. Jk: Dağ evi derken? Taerin: Tatile gidiyoruz sevgilim! ... 𝐻𝑒𝑒𝑗𝑖𝑛'𝑑𝑒𝑛 ~Taerin'in söylediği üzerine onların dağ evlerine gidecektik. Beni de davet etmişlerdi. Buna çok sevinmiştim. Çünkü Taehyung'la birlikte vakit geçirmek çok istiyordum. Yalnız olmasak bile yanında olacaktım. Bu bana yeterdi. Şimdiyse bavulumu hazırlıyordum. İçerisine kalın kıyafetlerimi koymuştum daha çok. Çünkü dışarda çok fena kar yağıyordu. Dağda havanın burdan da kötü olacağına emindim. Sonunda bavulumu hazırlayıp bitirdiğimde fermuarını kapatmış ve yere indirmiştim. Taehyung gelip beni evden alacaktı. Yola onların evinden çıkacaktık. Kapı zilini duymamla bavulumu da almış odamdan çıkmıştım. Merdivenleri dikkatle inmiş ve bavulu bir kenara bırakarak kapıyı açmıştım. Taehyung gelmişti...~ "Hoşgeldin Taehyung-ah." Tae: Hoşbuldum Heejin-ah. Hazırmısın? Çıkalım mı? "Evet hazırım. Çıkalım. İçerden çantamı alıp geliyorum." Tae: Tamam. Ben de bavulunu arabaya yerleştireyim. "Tamam." ~Hemen içeri koşmuş salondan koltuğun üzerinden çantamı almıştım. Tekrar kapının önüne gelmiş montumu ve botlarımı giyerek dışarı çıkmış kapıyı da ardımdan kitlemiştim. Taehyung bavulu arabaya yerleştirmiş beni bekliyordu. Yanına varınca ön kapıyı benim için açmış ve binmemi beklemişti. Ben arabaya bindikten sonra kendisi de sürücü koltuğuna geçerek arabayı çalıştırıp sürmeye başlamıştı. Heyecandan avuçlarım terlemişti. Ellerimi pantalonuma silip kendimi sakinleştirmeye çalıştım.~ Tae: Heyecanlımısın Heejin? "Ha? Ne?" Tae: Kkkk...Heyecanlımısın diyorum? "Şey...evet.Biraz." Tae: Sakin ol. Bu ilk gidişimiz değil ya. "Evet, biliyorum." ~Evet, ilk gidişimiz değildi. Ama o zaman yalnız da değildik...~ ... ~Sonunda eve varmış ve arabadan inmiştik. Taerin ve Jungkook ellerinde valizlerle bizi bekliyorlardı. Taerin hemen koşmuş bana sarılmıştı.~ Taerin: Nasılsın Heejin-ah? "İyiyim güzelim. Sen nasılsın?" Taerin: Harikayım! "Buna sevindim." JK: Hadi kızlar, artık gidebiliriz. Taerin: Yolculuk başlasın! 📌𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎 𝒆𝒅𝒆𝒄𝒆𝒌...
@winterrbeaar evet oydu. Yani Taehyung benim arkadaşımın abisi ve onun sevgilisi var ve bana soğuk davranıyor. Sonra ben ondan vazgeçmeye karar verdiğimde ise kızın onu aldattıģını öğreniyor ve onu teselli ediyor sonra da iste Taehyung aşık oluyor.
Güzelim zaten senin hikayenin yazmisdım ama adını tam hatırlamadığım icin etiketleyemedim. Bu yazdığım senin isteğindi, biraz küçük değişiklikler yaptım sadece. Yani hikayenin ilerlemesi için fikirlerimi koymam gerek sonuçta. Part 2si gelince etiketlerimm❤@@TaeLa_Kim
Ahh çicegim bir kadinin duygulari karşı cins tarafindan karsiliksiz karşilanmasi çok üzucü bir sey umarim yazdigin hikayede taehyung heejin'e aşık olur bu arada o sözü okuyunca sevinmedim değil😉😉devami herhalde diger hafta sonu gelir aslinda benim taraftan olumlu bir sey cunku o zamanlarda boş oluyorum buda daha iyi her neyse hikayen müqq efsane okurken duygulari hissettim duygulari çok guzel bir bicimde yansıtmişsin yani uzun sözün kısası sen harika bir yazarsin❤
@@YarenYılmaz-c2k yaaa çok teşekkür ederimm🥹 Aslında acemiyim bu işte. 0 hazırlıksız ve bilgisiz olarak aniden yazmaya başladım. Hikayelerimi size sevdire bildiysem ne mutlu bana❤️
Çok güzelll olmuş❤ yeni bölümü attığında haber ver
Çok güzel olmuş ellerine sağlık😚 💕🫀🫂
@@istudying438 teşekkür ederim❤️
@winterrbeaar rica ederim ne demek😚 💕🫀🫂
Çok güzel olmuş gene döktürmüşsun kuzum benim ❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
@@ozgeinan4818 teşekkürlerr❤️❤️
Bayıldım çok güzeldi. Ellerine sağlık güzelim🥰💜
@@BTS_ARMY_SOPE teşekkur ederimm😍
Yeni bölüm hemen gelmeliii❤
Benim bir fikrim var!; Bunlar dağ evinde DC oynasınlar bizim kıza cesaret gelsin ve galeride ki son fotoyu göster desinler sonuçta son foto uyuyan Tae
N'olur bele bişe olsun aqlaaaa>□
✰ 𝐼𝑑𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑘𝑜̈𝑡𝑢̈𝑙𝑒𝑚𝑒𝑘 𝑔𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑟 𝑎𝑚𝑎𝑐𝚤𝑚 𝑦𝑜𝑘𝑡𝑢𝑟
✰ 𝐹𝑖𝑘𝑖𝑟𝑙𝑒𝑟 𝑜̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑑𝑢̈𝑟
✒️ 𝐴𝑟𝑘𝑎𝑑𝑎𝑠̧𝑙𝑎𝑟𝚤𝑛𝚤𝑧 𝑎𝑠̧𝚤𝑘 𝑜𝑙𝑑𝑢𝑔̆𝑢𝑛 𝑎𝑑𝑎𝑚𝑙𝑎 𝑠𝑖𝑧𝑖 𝑏𝑖𝑟𝑙𝑒𝑠̧𝑡𝑖𝑟𝑚𝑒𝑘 𝑖𝑐̧𝑖𝑛 𝑐̧𝑜̈𝑝𝑐̧𝑎𝑡𝑎𝑛𝑙𝚤𝑘 𝑦𝑎𝑝𝑎𝑟𝑙𝑎𝑟
✰✰✰
☘︎ 𝐾𝑖𝑚 𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔 ~ 24
☘︎ 𝐽𝑢𝑛𝑔 𝐻𝑒𝑒𝑗𝑖𝑛 ~ 23
🧸 𝐼𝑠𝑡𝑒𝑘 𝑘𝑢𝑟𝑔𝑢𝑑𝑢𝑟, 𝑏𝑒𝑔̆𝑒𝑛𝑚𝑒𝑛𝑖𝑧 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑔̆𝑖𝑦𝑙𝑒...
🪄 𝐾𝑒𝑦𝑖𝑓𝑙𝑖 𝑜𝑘𝑢𝑚𝑎𝑙𝑎𝑟...
𝐻𝑖𝑘𝑎𝑦𝑒:
~Bugün sevgilimle bulaşacaktık. Ama aniden işi çıktığı için gelemiyormuş. Her zamanki bahanelerinden. Ne zaman onunla buluşmak istesem sürekli acil işi olduğunu söyleyip gelmiyordu. Son zamanlarda fazla soğuk davranması ve benden uzaklaşması da gözümden kaçmamıştı. Onu öpmek isterken sanki benden iğreniyormuş gibi bir yüz ifadesi takınıyordu. Artık benimle buluşmak istememeler, sürekli türlü bahaneler uydurmalar, günlerce aramaması ama aniden arayıp benden acil para istemesi, ne için istediğini sorduğumda geçiştirmesi ve bir çok şey ondan şüphelenmemi sağlamıştı. Düşündüğüm şey gerçekse eğer, kendimi asla affetmezdim.
Arabadan aceleyle inmiş binaya giriş yapmıştım. Asansörü es geçerek merdivenleri hızlıca çıkarak dördüncü kata ulaşmıştım. Kapısının önünde durmuş tam çalacaktım ki, aklıma gelen fikirle bende olan yedek anahtarı cebimden çıkararak yavaşca kilidi açmıştım. Kapıyı sessiz olmaya özen göstererek açmış içeri giriş yapmıştım. Etraf sessizdi? Kapıyı kapatıp içeriye doğru haraket etmeye başladım. Salona vardığımda gördüğüm manzarayla tüm yıllarımın boşuna gittiğinin farkına varmıştım. Gözlerim dolmuş, ellerim sinirden titremeye başlamıştı. Sevgilimi koltukta tanımadığım bir erkeğin kucağında öpüşürken görmek beni asla üzmemişti. Tek üzüldüğüm şey ona verdiğim onca emek ve yıllarımdı...
Bu iğrenç manzarayı daha fazla görmek istemediğimden bağırıp bana bakmalarını sağlamıştım~
"PARK YUJUN!"
Yujun: T-ta-taehyung?
"Sizi böldüğüm için üzgünüm. Sadece bir şeyden emin olmak için gelmiştim. Emin oldum artık ve gidiyorum."
~Tam arkamı dönüp gidiyorken bana seslenmesiyle olduğum yerde kalıp yine ne bahane uyduracağını dinlemeye başladım. Yanıma gelmiş tam önümde durmuştu. Ellerini yüzüme getirecekken buna izin vermeyip kendimi bir kaç adım geriye çekmiştim. Onun pis ellerinin bana değmesini istemiyordum.~
Yujun: Taehyung dinle beni. Yemin ederim kafam karışıktı. Ne yaptığımı bilmiyordum. İnan bana. Ben seni seviyorum sevgilim.
"SUS! NE SEVGİLİSİNDEN BAHSEDİYORSUN SEN?! KAFAN NEDEN KARIŞIKTI?! BENİ NASIL OYUNA GETİRİRSİN DİYE Mİ KAFAN KARIŞIKTI?! NASIL APTAL YERİNE KOYARSIN DİYE Mİ YOKSA? HA?! HANGİSİ?"
~Önünden geçip gidiyorken tekrar konuşmaya başlamasıyla durdum. Söylediği şeyle beni oyuna getirebileceğini sanıyorsa eğer, yanılıyordu. Buna asla kanmazdım. Aptal kadın~
Yujun: Taehyung..hayır. Dinle beni bir...Bizim...bizim bir bebeğimiz olacak... evet. Hamileyim ben. Senin çocuğunu taşıyorum.
"Saçmalık. Bu oyununa kanarmıyım sanıyorsun sen? Biz hiçbir zaman birlikte olmadık Park Yujun. Ve iyiki senin gibi bir pislikle birlikte olmamışım. İyiki senden bir çocuğum yok. Üzüldüğüm tek şey sana verdiğim emeklerim ve yıllarım. Yıllarımı boşa harcamışım meğer. Senin gibi kadın için asla değmezdi. Senden nefret bile etmiyorum. Şimdi defol karşımdan ve oyuncağına git. Umarım sen de bana yaşattığının aynısını yaşarsın Park Yujun."
~Evden çıkmış merdivenlerden hızlıca inmeye başlamıştım. Binadan da çıkış yaparak arabama atlamış bu lanet olası yerden ayrılmıştım. Sinirden gözlerim dolmuş, direksiyonu sıkan parmaklarımı artık hissetmiyordum. Arabayı aniden durdurmuş artık tutmakta zorlandığım gözyaşlarımı salmıştım. Başımı direksiyona yaslamış hıçkırarak ağlamaya devam etmiştim. Bir kadın için ağlamıyordum. İhanete uğrayan biri ne yapabilirdiki anca? Sadece ağlıyordum...
Çünkü bir daha aşık olamayacaktım...
Çünkü artık hiçbir zaman hiç bir kadına güvenemeyecektim...
Çünkü yıllarımı yanlış bir kadın için harcamıştım...
Çünkü yanlış kadına aşık olmuştum...
Yanlış kişiyi sevmiştim...
Ağır gelmişti ihaneti...Sevmiştim...çok sevmiştim...Ölesiye sevmiştim...
Ona bu kadar çok güvenmeme rağmen bana yaptığı bu haraket insanlara güvenmemem için bir ders oldu bana. Kimseye güvenmemeliymişim meğer...
Kimseye sana ihanet etmesine izin verecek kadar güvenmemelisin bu hayatta.
Kendimi biraz sakinleştirmeyi başardığımda arabayı çalıştırarak Heejin'in evine doğru sürdüm.~
...
𝐻𝑒𝑒𝑗𝑖𝑛'𝑑𝑒𝑛
~Elimdeki kahve kupasıyla odamın penceresinden dışarıyı seyrediyordum. Aralık ayına giriş yapmıştık çoktan, ama henüz kar yağmamıştı. Kar yağmamasına rağmen hava epey soğuktu. Aniden bedenimi bir ürperme sardığı için üzerimdeki battaniyeye daha sıkı sarıldım. Kışı seviyordum. Kışa aşıktım. Kış adamına aşıktım. Aşık olduğum kış adamı...
Bir prens gibiydi...Kış prensi...Kkkkk...
Hatırladığım şeyle gülümseyen dudaklarım yavaşca soldu...Ben ona aşıktım evet...ama imkansız bir aşktı benimki. O başkasına aşıktı. Bir sevgilisi vardı ve onu çok seviyordu. Gözümün önüne gelen anılarla gözyaşlarım usulca yanadığımdan süzülmeye başladı. Keşke görseydi beni...Keşke sevseydi beni...Ama hep keşkelerle olmuyordu.
Onun için çok endişeliydim. Sevgilisinin ona yaptığı ihaneti öğrenirse yıkılacağından emindim. Çok üzülecekti. Çünkü hassas ve aynı zamanda yumuşak bir kalbi vardı. Bunu kaldıramazdı. Bunu ona bir kaç kez söylemek istemiştim, ama sonra vazgeçmiştim. Çünkü bana inanmaya bilirdi. Söylesem bile ona iftira attığımı düşünebilirdi. Onun gözünde kötü olmak istemiyordum. Ama yaptığım aynı zamanda bencillikti. Kendim için onun ihanete uğramasına göz yumuyordum. Ne yapmalıydım Tanrım? Nasıl bir yol bulmalıydım ki, ona her hangi bir zarar değmesin...O üzülmesin...
Şimdilik boş vermeye çalışarak kafamdan beni boğan düşünceleri atmak istedim.
Bu konuyu Taerin'le konuşmanın zamanı gelmişti. En iyisini o bilirdi.
Pencereden Taehyung'un arabasını görmemle şaşırmıştım. Neden gelmişti ki acaba? Arabadan inip eve doğru yürümeye başladı. Ağlıyormuydu o? Ne olmuştu? Hemen oturduğum yerden kalkıp aşağıya indim. Kapıyı açıp yumruk halindeki eli havada kalmış Taehyung'a bakmaya başladım. Ağlıyordu...
Ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuştu. Aniden sarılmasıyla kalakalmıştım. Bedenimi sıkıca sarmış iç çekerek daha fazla ağlamaya başlaması benim de gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Başına ne gelebilirdi ki, bu kadar kötü ağlıyordu? Yoksa...öğrenmişmiydi?~
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-1
Tae: İ-ihanete u-uğradım Heejin-ah...
A-aşık o-olduğum k-kadın t-tarafından ihanete u-uğradım...
"T-taehyung-ah..."
...
~Koltukta oturmuş, Taehyung dizlerime yatmıştı. Küçük çocuklar gibi kıvrılmış ellerini birleştirerek bacaklarının arasına koymuştu. Ben de pamuk gibi yumuşacık saçlarını okşuyordum. Hala ağlıyordu. Onun üzülmesine, ağlamasına, acı çekmesine dayanamıyordum. Tam 1 saat olmuştu geleli ve henüz hiçbir şey anlatmamıştı. Sessizce ağlamaya devam ediyordu. Aniden konuşmaya başlamasıyla saçlarındaki ellerimi durdurup dikkatle onu dinlemeye başladım~
Tae: Bir kadın için ağladığımı düşünebilirsin. Ama öyle değil. Onun için harcadığım yıllarıma, emeklerime ve daha önemlisi babamı karşıma aldığıma ağlıyorum. Kaderimin babamınkine benzemesinden korkuyordum hep. Oldu da Heejin-ah. Babamın başına gelen benim de başıma geldi. Onun yaşadığı şeylerin aynısını yaşadım Heejin-ah...Dinlemedim babamı. Sözlerinin hiçbirine kulak asmadım. Onun en zor anında yanında olmadım, olamadım. Son kez babama sarılamadım. Son kez bakamadım gözlerine. Peki ne için? O aptal kadın için. Hiçbir kadın anneme benzemez diyordum hep. Varmış Heejin...Annem gibi kadınlar varmış. Keşke zamanında babamı dinleseydim. Belki şimdi babam yanımda olur ve ihanete uğramamış olurdum. Lanet olsun bana! Nefret ediyorum kendimden!
"Şşş...söyleme böyle Taehyung. Yarın öbürgün başımıza ne gelir bilemeyiz. Bilemezdik Bay Kim'i aniden kaybedeceğimizi. Bilmiyoruz yarın, hatta bugün, şimdi bile başımıza ne gelecek. Neler olacak. Herşeyden habersiz, tüm tehlikelerden ve olacaklardan habersiz hayatımızı yaşıyoruz. Bugün için ölüyoruz, yarın için yaşıyoruz. Her şey kaderdir Taehyung. Başımıza gelenleri kabullenip sabretmemiz ve dayanmamız gerek. Güçlü durmalıyız. Biliyorum zor ama hayatımıza kaldığımız yerden yaşamaya devam etmek zorundayız. Üzülme demek saçma gelir. Sonuçta a-aşıktın, s-seviyordun onu. Unutman biraz zaman alır...hatta belki hiç unutamazsın. Hep hatıralarında yaşar...
Tae: Asla! Onun gibi birinin hafızamda, hatıralarımda kalmasını istemiyorum. Unutacağım onu. Bu benim için zor olmaz. Biliyorsun, birinden soğudum mu, onu unutmam ve umursamamam kolay olur. Onu da unutacağım ve hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim.
"Sen kendini nasıl iyi hissedeceksen, senin için nasıl kolay olacaksa öyle yap Taehyung-ah. Sana onu yapma, bunu yap diyemem. En iyisini sen kendin bilirsin. Ama lütfen ağlama olur mu? Ağlamana ve acı çekmene dayanamıyorum çünkü."
~Dizlerimden kalkıp oturur vaziyete geldi ve bana bakarak konuşmaya başladı~
Tae: Ağlamama ve acı çekmem seni üzüyor mu?
"Hm-hm. E-en yakın arkadaşımın üzülmesi, acı çekmesi beni de üzüyor."
Tae: İyiki benim en iyi arkadaşımsın Heejin-ah. İyiki varsın. Seni çok seviyorum.
~Beni kendisine çekip sarılmasıyla ben de kollarımı onun beline sardım. Keşke aşık olduğun kadın olabilseydim Taehyung. Keşke beni arkadaşca değil de, aşık olduğun kadın olarak sevseydin. Ben de seni çok seviyorum Taehyung-ah. Senin için canımı verecek kadar çok seviyorum seni...~
...
~Taehyung yorgun düştüğü için koltukta uyuya kalmıştı. Üzerine battaniye atarak ben de mutfağa geçmiş onun için pasta yapmaya koyulmuştum. Çilekli pasta hem de...O severdi. Belki bu pastayla keyfini biraz da olsa yerine getirebilirdim.
Pastanın çoğunu yapmıştım. Bir tek üzerine çikolata dökmek ve onun da üzerinden çilek dizmek kalmıştı. Erittiğim çikolata dolusu kabı alıp pastanın üzerinden akıtmaya başladım. Bu işlemi yaptıktan sonra spatula yardımıyla iyice yaydım. Daha sonra önceden yıkadığım çilekleri alarak bir tarafından çiçek gibi dizdim. Üzerine biraz da pudra şekeri de serperek buzdolabına yerleştirdim. Bu sırada kapıdan anahtar sesi gelmesiyle annemin eve geldiğini anlamıştım. Mutfaktan çıkıp kapıya geldim. Annem paltosunu çıkarıyordu.~
"Hoşgeldin anne."
Bayan Park: Hoşbuldum kızım.
"Nasıl geçti günün?"
Bayan Park: Yorucuydu biraz.
"Anladım."
Bayan Park: Evde biri mi var? Bu ayakkabılar kimin?
"Taehyung burda."
Bayan Park: Öyle mi? Ne güzel.
"Şimdi uyuyor anne. Bugün hiç iyi değildi."
Bayan Park: Neden? Kötü bir şey mi oldu?
"Yujun'un onu aldattığını öğrendi."
Bayan Park: Ne?
"Ç-çok kötü oldum anne."
Bayan Park: Bebeğim benim.
"Onun üzgün olmasına dayanamıyorum."
Bayan Park: Kısa sürede toparlanacağına eminim. Endişelenme.
"Umarım. Açsan yemek yapmıştım. Hazırlayayım mı?"
Bayan Park: Yok bebeğim. Hastanede yemiştim bir şeyler. Aç değilim.
"Tamam.
Pasta yapmıştım bu arada. Taehyung uyanınca dilimleyip yeriz."
Bayan Park: Tamam güzelim benim. Ben de yukarı çıkıp duş alayım. Rahatlamaya ihtiyacım var.
"Tamam annecim."
~Annem yukarı çıkınca ben de salona adımlayıp Taehyung'un karşısındaki koltukta oturup onu seyretmeye başladım. Çok tatlı uyuyordu. Başı yana düşmüş dudakları öne çıkmıştı. Bir insan nasıl bu kadar tatlı ve aynı zamanda yakışıklı olabiliyorduki...Aklıma gelen fikirle sehpanın üzerinde duran telefonumu alıp Taehyung'un bir kaç fotoğrafını çekmeye başladım. Gözleri kapalı aniden konuşmaya başlamasıyla rüya gördüğünü anlamıştım. Hemen oturduğum koltuktan kalkıp yanına gittim ve oturdum. Elimi yüzüne gelen saçlarına daldırıp kenara doğru çekmeye başladım. Yüzünde korkmuş bir ifade vardı ve terlemişti. Yavaşca fısıldayıp sakinleşmesini sağladım~
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-2
"Tamam Taehyung-ah...sakin ol. Geçti...Sadece bir rüya, tamam mı...Sakin ol. Ben yanındayım..Burdayım."
~Yüzündeki korkmuş ifade gitmiş rahatlamıştı. İşe yaramıştı. Elim hala saçlarını okşarken ve aşık olduğum yüzüne dalmışken aniden gözlerini açmasıyla paniklemiş ve korkmuştum. Elimi hızla saçlarından çekip kalkmak istersen elini elimin üzerine koyup buna engel oldu. Anlamaz ve uykulu gözlerle yüzüme bakması daha fazla paniklememe sebep oluyordu~
Tae: Ne yapıyorsun Heejin-ah?
"B-ben...şey..r-rüya görüyordun Taehyung. S-sakinleşmen için y-yaptım."
Tae: Ha?
"R-rüya...görüyordun."
Tae: Ahh, tamam.
~Şaşkın bir şekilde elimi bırakınca hemen yanından kalktım ve ayakta dikilmeye başladım. O da koltukta dikleşerek oturur hale geldi ve kendine gelmek için bir süre bekledi. Kendine gelmiş olmalı ki, konuşmaya başladı~
Tae: Ben ne kadardır uyuyorum?
"Bir saattir uyuyorsun."
Tae: Seni rahatsız etmiş olmalıyım. Bunun için üzgünüm.
"Hayır, hayır. Rahatsız olmadım. Yorgun düştüğün için uyuya kaldın. Ben de üzerini örterek mutfağa pasta yapmaya gittim sonra. Çilekli pasta yaptım. Senin için...Sen seversin ya. Birlikte yeriz diye yapmıştım. Hem belki keyfini bununla yerine getirebilirim diye düşündüm."
Tae: Sadece arkadaşınım. Neden bu kadar önemsiyorsun?
"Arkadaşlar bir-birlerini önemserler. Sen üzgünsen ben de üzgün olurum Taehyung. Tüm üzüntülerini benimle paylaşabilirsin. Ben hep seninleyim. Her zaman yanındayım. En yakın a-arkadaşın olarak."
Tae: Teşekkür ederim Heejin-ah. İyiki varsın.
"Ben teşekkür ederim asıl. Karşıma çıktığın için."
Tae: Hee-..
Bayan Park: Taehyung, oğlum?
Tae: Ahh, Bayan Park! Merhaba efendim.
~Annemin merdivenlerden Taehyung'a seslenmesiyle ikimizde ona doğru döndük. Orada durmayı bırakmış yanımıza gelmişti. Taehyung'la selamlaşmış ve sarılmışlardı.~
Tae: Nasılsınız efendim?
Bayan Park: İyiyim oğlum, teşekkür ederim. Sen nasılsın bakalım?
Tae: İyi olmaya çalışıyorum.
Bayan Park: İyi ol, tamam mı?
Tae: Çalışacağım...
Bayan Park: Ee, kızım? Çilekli pasta yapmıştın hani? Getir de yiyelim.
"Ahh, evet. Tamam, hemen dilimleyip getiriyorum."
~Şaşkınlıktan ne yapacağımı unutmuştum. Koşar adımlarla mutfağa gitmiş buzdolabından pastayı alıp tezgaha bırakmıştım. Dolaptan servis tabağı alarak onu da tezgaha bıraktım ve pastayı dilimlemeye başladım. 3 tane tabak ve çatal da alarak hepsini tepsiye dizip salona döndüm. Annemle Taehyung koyu bir sohbete dalmışlardı. Tepsiyi sehpaya bırakarak servis etmeye başladım. Annemle Taehyung'a pastalarını verdim ve Taehyung'un yanına oturdum. Taehyung'un konuşmaya başlamasıyla onu dinlemeye başladım~
Tae: Çok güzel olmuş Heejin-ah. Ellerine sağlık.
"Afiyet olsun Taehyung. Beğenmene sevindim. Ne zaman istersen ben sana yaparım."
Tae: Teşekkür ederim.
"Rica ederim."
Bayan Park: Nasıl gidiyor işlerin Taehyung?
Tae: Her zamanki gibi...Normal.
Bayan Park: Uzun zamandır dükkanına uğrayamıyorum. Bir gün gelip güzel çiçeklerinden alacağım.
Tae: Her zaman gelebilirsiniz efendim.
İstediğiniz en güzel çiçeği sizin için paketleyeceğim.
Bayan Park: Çok naziksin Taehyung-ah.
Bu arada bir gün Taerin ve Jungkook'u da al gel. Birlikte vakit geçirelim. Ne zamandır gelmiyorsunuz. Yoksa teyzenizi unutdunuz mu?
Tae: Olur mu öyle efendim...İşler yüzünden yoğunuz. Vakit bulamıyoruz pek. Ama size söz geleceğiz.
Bayan Park: Buna sevinirim oğlum.
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-3
~Pastamı yerken bir yandan onları dinlemek bana keyif veriyordu. Taehyung'la annemin böyle güzel anlaştığını görmek beni çok mutlu ediyordu. İkisi resmen anne-oğul gibiydiler. Taehyung'un annesi küçük yaşta onları bırakıp gittiği için anne sevgisini özlediğini hissediyordum. Annem ona hep bir anne edasıyla yaklaşmaya çalışıyordu. Taehyung bunun farkındaydı. O yüzden kendini geriye çekmiyordu. Anneme çok samimi ve içten bir şekilde karşılık veriyordu. Annem Taehyung'a aşık olduğumu biliyordu. 2 yıl önce Taehyung'a, ona aşık olduğumu söyleyecekken Yujun'la ikisini öpüşürken görmüştüm. O gece sabaha kadar annemin dizlerinde ağlamıştım. Zaten ertesi gün sevgili olduklarını söylemişlerdi. Dünyam başıma yıkılmıştı. Aşkımın karşılıksız olması kalbimi çok kırmıştı. İkisinin sevgili olduklarını öğrendiğimden beri sürekli üzülür, sık-sık hastalanıp, depresyona girerdim. Ama sonra kendimi zor da olsa toparlaya bilmiştim. Taehyung'u unutmamıştım. Unutmak istememiştim zaten. O hep aklımda ve kalbimdeydi. Taehyung'un yüzüne dalmış düşünürken ikisinin bana seslenmesiyle başımı iki yana salladım kendime gelmek adına~
Bayan Park: İyimisin bebeğim?
"İ-iyiyim anne."
Tae: Dalmıştın. Bir şey mi oldu?
"Hayır. Yok, iyiyim. Merak etmeyin."
Tae: Tamam.
Ahh, ben artık gideyim efendim. Epey geç oldu. Jungkook'la Taerin eve çoktan gelmişlerdir.
Bayan Park: Sen nasıl istersen oğlum.
~Üçümüz de ayağa kalkmış kapıya gelmiştik. Taehyung paltosunu ve ayakkabılarını giyerek dikleşti ve kapıyı açarak dışarı çıktı. Anneme doğru bakarak konuştu~
Tae: İyi geceler efendim.
Bayan Park: İyi geceler oğlum. Jungkook ve Taerin'e selam söyle.
Tae: Teşekkür ederim.
"Anne, ben Taehyung'u geçirip geliyorum."
Bayan Park: Tamam bebeğim. Dışarda fazla durma. Hava çok soğuk. Hastalanmanı istemem.
"Tamam."
~Annem içeri geçince ben de paltomu alarak giyindim ve dışarı çıkıp kapıyı ardımdan kapattım. Taehyung ifadesiz yüzüyle bana bakıyordu. Ne yaptığımı anlamak istiyor gibiydi.~
"Nasıl olduğunu soracaktım."
Tae: Ah...İdare eder. Yani sabahkinden daha iyiyim. Senin sayende...Teşekkür ederim.
"Ben bir şey yapmadım ki...Sadece senin iyi olmanı istiyorum Taehyung. Lütfen fazla üzme kendini. Toparlanmaya çalış, olur mu? Bunun üstesinden geleceğine eminim. Sana yapılan ihaneti asla unutmazsın, ama...hiç olmazsa fazla düşünmemeye çalış. Kötü şeyleri aklına getirip daha fazla sıkma canını. Kısa sürede herşeyi yoluna koyacaksın. İnanıyorum sana."
Tae: Ne kadar da temiz kalbin var Heejin-ah. Aramızdaki ilişki sadece bir arkadaşlıktan ibaretken hep benim iyiliğimi istiyorsun, beni düşünüyorsun. Bunu hep yapıyorsun...Farkettim. Hep yanımdasın, beni asla yanlız bırakmıyorsun. Sen benim en iyi arkadaşımsın Heejin-ah. Benimle olduğun için sana minnettarım. Seni çok seviyorum.
~Bana aniden sarılıp sonda söylediği sözle gözlerimin dolmasını engelleyemedim. Onun gözünde hep arkadaştım. Öyle de kalacaktım. O bana hiç bir zaman aşık olduğu kadın gözüyle bakmayacaktı. Biz sadece iki arkadaştık. En yakın arkadaşına platonik aşık olan bir ben ve ona aşık olan kadını sadece arkadaşı olarak gören Taehyung...
Sesimin titremesine engel olamayarak ben de aynı şeyi tekrar ettim kollarımı beline sararken~
"Ben de seni çok seviyorum Taehyung."
...
𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔'𝑑𝑎𝑛
~Sabahın erken saatlerinde kalkıp kendime yeşil çay yapmıştım. Erken uyuduğum için erken de kalkmıştım. Kalktığım gibi dışarda yağan karı görünce sevinmeden edememiştim. Her yer bembeyaz olmuştu. Etraf çok güzel görünüyordu. Yeşil çayımı yudumlarken aynı zamanda salonun camlarından bembeyaz karla örtülmüş bahçemize bakıyordum. Sakin bir şekilde yağan kar insana huzur veriyordu adeta. Dünden sonra iyi gelmişti doğrusu. Bugün biraz daha iyiydim. Bunda biraz da Heejin'in yardımları da olmuştu. Bana destek olması, beni anlaması kendimi iyi hisettirmişti. Onun sayesinde daha çabuk kendime gelebilirdim. Psikologlar gibi konuşması ve onu dinlemek bana huzur veriyordu. Yumuşak sesinin verdiği huzur da bambaşkaydı. Çabuk toparlanmak istiyordum. Bir kadının aşkından ölecek değildim. Zaten artık ona karşı içimde küçük bir aşk kırıntısı kalmamıştı. Gözümden düşmüştü iyice. Yeni sayfa açmak istiyordum kendime. Hayata yeniden başlamak istiyordum. Eskisi gibi, sanki hayatımda hiç o olmamış gibi yaşamıma devam etmek istiyordum. Bu yüzden bunları kafama takmayıp güzel şeyler düşünecektim. Kötü enerjiyi kendimden uzaklaştıracak ve pozitif olacaktım. Aniden duyduğum sevinç çığlıklarıyla irkilerek arkamı döndüm. İkizim zıplayarak sevinç çığlıkları atıyordu evin içinde. Ah Tanrım...ne zaman büyüyecekti?~
Taerin: Kardeşim! Gördün mü?! Dışarda kar yağıyor! Çok güzel!
"Evet kardeşim. Gördüm. Gerçekten çok güzel."
Taerin: Heryer bembeyaz olmuş. Bugün dışarı çıkıp karda oynayacağız.
"Siz isterseniz çıkarsınız. Benim işlerim var."
Taerin: Tanrı aşkına...Ne işi bu havada? Jungkook aşağıya insin de konuşalım. Dağ evimize çıkalım bugün. Bir kaç gün orda kalalım. Kar yağışı uzun olacakmış. Tatil yaparız bir güzel.
"Nereden çıktı bu Taerin-ah?"
Taerin: Nereden çıktıysa, çıktı. Hem bu senin kafanı toparlayıp kendine gelmen için de bir fırsat olur. Temiz dağ havası iyi gelecektir. Kardeşine güven.
"Ah , tamam. Ne yapıyorsan yap. Ben uğraşamam."
Taerin: Tamam! Bu arada Heejin'i de çağıracağım.
"Tamam."
Taerin: Sadece bu kadar mı?
"Ne dememi bekliyorsun Taerin? Senin gibi zıplayarak sevinç çığlıkları atmamı mı? Ya da evde 3-4 tur atarak bağırmamı mı?"
Taerin: Ahahaa...çok şakacısın kardeşim. Aynı zamanda sıkıcı. Benim gibi neşeli bir kızın nasıl olurda ikizi sıkıcı ve hayattan bezmiş olur ki?
"Taerin...lütfen sus. Kafamı şişiriyorsun."
Taerin: Seni boğarım Taehyung! Bana nuna diye sesleneceksin! Ablanım ben senin!
"Gören de 10-15 yıl benden büyüksün sanar. Kızım 10 dakika büyüksün benden. Ne nunası?"
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-4
Taerin: Yine de nunanım. Hıh....
"Tanrım!"
JK: Yine neden kavga ediyorsunuz Tanrı aşkına?! Bir uyutmadınız insanı!"
Tae: Sevgiline sor!
Taerin: Arkadaşına sor!
JK: Kkkk...ya siz ikiniz çok komiksiniz. Bazen düşünüyorum da acaba komedi filminden mi fırlayıp çıktınız? Kkkkk.
Taerin: Ne gülüyorsun Jungkook?!
JK: Tamam...bir şey demedim.
Tae: Ben dışarı çıkıyorum. Ne yapıyorsanız yapın. Oturup kararlaştırın bugün dağ evine gidip-gitmeyeceğimizi. Hadi, görüşürüz.
Jk: Dağ evi derken?
Taerin: Tatile gidiyoruz sevgilim!
...
𝐻𝑒𝑒𝑗𝑖𝑛'𝑑𝑒𝑛
~Taerin'in söylediği üzerine onların dağ evlerine gidecektik. Beni de davet etmişlerdi. Buna çok sevinmiştim. Çünkü Taehyung'la birlikte vakit geçirmek çok istiyordum. Yalnız olmasak bile yanında olacaktım. Bu bana yeterdi. Şimdiyse bavulumu hazırlıyordum. İçerisine kalın kıyafetlerimi koymuştum daha çok. Çünkü dışarda çok fena kar yağıyordu. Dağda havanın burdan da kötü olacağına emindim. Sonunda bavulumu hazırlayıp bitirdiğimde fermuarını kapatmış ve yere indirmiştim. Taehyung gelip beni evden alacaktı. Yola onların evinden çıkacaktık. Kapı zilini duymamla bavulumu da almış odamdan çıkmıştım. Merdivenleri dikkatle inmiş ve bavulu bir kenara bırakarak kapıyı açmıştım. Taehyung gelmişti...~
"Hoşgeldin Taehyung-ah."
Tae: Hoşbuldum Heejin-ah. Hazırmısın? Çıkalım mı?
"Evet hazırım. Çıkalım. İçerden çantamı alıp geliyorum."
Tae: Tamam. Ben de bavulunu arabaya yerleştireyim.
"Tamam."
~Hemen içeri koşmuş salondan koltuğun üzerinden çantamı almıştım. Tekrar kapının önüne gelmiş montumu ve botlarımı giyerek dışarı çıkmış kapıyı da ardımdan kitlemiştim. Taehyung bavulu arabaya yerleştirmiş beni bekliyordu. Yanına varınca ön kapıyı benim için açmış ve binmemi beklemişti. Ben arabaya bindikten sonra kendisi de sürücü koltuğuna geçerek arabayı çalıştırıp sürmeye başlamıştı. Heyecandan avuçlarım terlemişti. Ellerimi pantalonuma silip kendimi sakinleştirmeye çalıştım.~
Tae: Heyecanlımısın Heejin?
"Ha? Ne?"
Tae: Kkkk...Heyecanlımısın diyorum?
"Şey...evet.Biraz."
Tae: Sakin ol. Bu ilk gidişimiz değil ya.
"Evet, biliyorum."
~Evet, ilk gidişimiz değildi. Ama o zaman yalnız da değildik...~
...
~Sonunda eve varmış ve arabadan inmiştik. Taerin ve Jungkook ellerinde valizlerle bizi bekliyorlardı. Taerin hemen koşmuş bana sarılmıştı.~
Taerin: Nasılsın Heejin-ah?
"İyiyim güzelim. Sen nasılsın?"
Taerin: Harikayım!
"Buna sevindim."
JK: Hadi kızlar, artık gidebiliriz.
Taerin: Yolculuk başlasın!
📌𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎 𝒆𝒅𝒆𝒄𝒆𝒌...
ŞARKİ FAVORİ ŞARKIM
Oleyyyy🎉🎉🎉
İlkkk
Ağızna, koluna sağlık kuzum benim ❤❤❤❤❤❤❤❤❤
Bebeğim harika buu ❤
Part 2 beklemedeyimm
@@azeaz9064 teşekkür ederim güzelimm🩷
@winterrbeaar 😚❤️
Insallah benimde hikayem gelir..
@@TaeLa_Kim benden istemiştin yaa Taehyung aldatılıyor ve kız onu teselli ediyor falan. Ama başlığı biraz farklı yazdım.
@winterrbeaar evet oydu. Yani Taehyung benim arkadaşımın abisi ve onun sevgilisi var ve bana soğuk davranıyor. Sonra ben ondan vazgeçmeye karar verdiğimde ise kızın onu aldattıģını öğreniyor ve onu teselli ediyor sonra da iste Taehyung aşık oluyor.
@winterrbeaar ha bu arada benim hikayemi yazdığında beni açıklamaya etiketler misin?
Güzelim zaten senin hikayenin yazmisdım ama adını tam hatırlamadığım icin etiketleyemedim. Bu yazdığım senin isteğindi, biraz küçük değişiklikler yaptım sadece. Yani hikayenin ilerlemesi için fikirlerimi koymam gerek sonuçta. Part 2si gelince etiketlerimm❤@@TaeLa_Kim
@winterrbeaar timamm♡♡
Ahh çicegim bir kadinin duygulari karşı cins tarafindan karsiliksiz karşilanmasi çok üzucü bir sey umarim yazdigin hikayede taehyung heejin'e aşık olur bu arada o sözü okuyunca sevinmedim değil😉😉devami herhalde diger hafta sonu gelir aslinda benim taraftan olumlu bir sey cunku o zamanlarda boş oluyorum buda daha iyi her neyse hikayen müqq efsane okurken duygulari hissettim duygulari çok guzel bir bicimde yansıtmişsin yani uzun sözün kısası sen harika bir yazarsin❤
@@YarenYılmaz-c2k yaaa çok teşekkür ederimm🥹
Aslında acemiyim bu işte. 0 hazırlıksız ve bilgisiz olarak aniden yazmaya başladım. Hikayelerimi size sevdire bildiysem ne mutlu bana❤️
Çok sevdim ben kurguyu harikaaa😻
@@Zoe-12-k6p 🩷🩷
@winterrbeaar 💞
Gelince haber verin pls
@@jenniewater geldiiii
Rezzz
Diğer part hafta sonuna galiba her kelime mühtiş olmuş kalemine sağlıkk~zeraa
@@SeyidaslanAxundov evet haftasonu gelecek.
Teşekkür ederimmm