Şunu farkettim: Yalın hoca konuya derinlemesine girdiğinde kollarını sıvıyor. Önce sol sonra sağ kolunu sıvıyor. Tam bu anlarda hoca akışın içerisinde ve tamamen konunun bam teline dokunmuş durumda oluyor. Ya da muhteşem bir giriş yapmak üzere oluyor. :)
Benim kafamı karıştıran bir duygu durumu olmuştur hep yalnızlık mefhumu. Yalın Alpay, bireyin yaşadığı yalnızlık süreçlerini çok iyi aktarmış en azından büyük kısmını kendimle içselleştirebildim. Erken yaşlarda hayatımın bağımsızlığını kazanmak bana zorunlu olarak yalnızlığı yaşamama ve kabullenmeme yol açtı. Dönem dönem yaşadığım geçici yalnızlığımın kronik yalnızlığa dönüştüğüne şahit oldum. Kişilik olarak yalnızlığa meyilli olmam bu durumun önünü açtı diyebilirim. Son zamanlarda ise beklentilerimin azaldığı ve kafamda kurmuş olduğum ideal insan şablonunun kırıldığını ve daha esnek bir yapı kazandığını söyleyebilirim. Yılların getirmiş olduğu davranış kalıplarını yıkmak, başkalarına ve en önemlisi kendime rağmen tabi ki kolay olmayacak. Ama bu yola girdikten sonra yaşadığımız duygu durumlarının çoğunlukla kendimizle ilgili olduğunu çözümledikten sonra bir rahatlama gelmiyor değil. :))
Yalın Alpay'ı anlatıklarını anlamak için benzer düşünsel süreçlerden geçmenin yanında belli bir zihinsel aktivite gerekiyor. Kesinlikle herhangi bir youtube videosu izler gibi seyredemiyorsunuz. Kitap okumak gibi bir etki yaratıyor bende.
normal derecede değil, fakat anladıkça eklemeler yapabildiğim için, yenisi gelen bir kitap gibi. bende kitap okumaya bu kadar yaklaştığımı başka UA-cam videosunda hatırlamıyorum, hatta herhangi bir videoda da. 2. tekrarlarda not almak çok işe yarar olabilir diye düşündüm şu an. bu arada gecenlerde bir grupta konuşurken kendimi yalın alpay gibi altyapı kurarken buldum. 😂 hepimiz biliyoruz ki sözcüklerimiz her kulakta farklı anlamlarla yankı buluyor. bu yüzden sanırım bütün tantana. ama nasıl haksız olabilir ki... kitaplarda böyle olmuyor mu? ve bağı yakalamamış mı? çok doğru bağ kurduğunu düşünüyorum. ve buradan kendine has bir konuşma tarzını oluşturduğuna eminim. alıştıkça doğrudan konuşmak mümkün olmuyor sanırım. kelimeler... sözcükler... hep insanları durdurmak zorunda hissediyorum. umarım normal hayatta karşılaşırız bu tip insanlar olarak 🥰
@@sem-i Söylediklerinize katılıyorum. Sözcüklerle kurduğu bağlar ve bütünsel olarak baktığımızda ki şematik anlatım dinleyici için daha anlamlı bir öğrenme sunuyor. Başka bir program da anlatım tarzı için ' oda içersinde dağınık bulunan kıyafetleri çeşitlerine göre ayırıp katlayıp dolaplar da ki yerlerine ayrı ayrı yerleştiyorum' gibi bir cümle kurmuştu. Bu örnek çok hoşuma gitti fakat kendi düşünsel süreçlerimde bunun tersini yaptığımı görüyorum. Bir kavramdan yola çıkarak daha farklı kavram kilitlerini ve onlara bağlı diğer başka kavramları da konuyu adeta dağıtarak gidiyorum. Günün sonunda konu ilk başladığım noktadan hem uzakta hem de farklı bir yerde olmuş oluyor. Yalın gibi toparlayarak değil dağıtarak ve eşeleyerek gidiyorum ve bu bilinçli olmuyor çoğu zaman. Maalesef bu tip insanlarla hayatta karşılaşma ihtimalimiz çok düşük. Var ise bile kendilerini ortaya çıkarmaları çıkarsalar bile fark etme ihtimalimiz çok az. Derinlikli sohbet edebeliceğimiz insanı bulmak çok zor.
@@ahmet-wb1ev evet maalesef bende zor olduğunu düşünüyorum. insanların yine de birbirini anlamadığını kabul etmesi belki biraz daha anlayışı getirir. ve birçok şeyi çözer diyorum. insanlar okudukları bi filozofun kavramı anlamlandrması üzerinden diğer insanları aşırı bir şekilde yargılayabiliyorlar. buna dönemsel olarak bende yaptım. yalın alpay bence bundan sıyırılıyor bu şekilde. kaybolma konusunda bende sizin gibiyim. ve çoğu çıkmazlara girebiliyorum. temellendirmeler burada önemli sanırım, şu an beni temellendirmelere dönmek kurtarıyor diyebilirim
Bu nasıl güzel bir sohbet, nasıl akıcı bir anlatımdır! Psikoloji alanında sürekli okuyan, dinleyen, araştıran biri olmama rağmen, yalnızlık kavramının bu kadar güzel işlendiği başka bir kaynağa rastlamamıştım. Harikasınız!!!
47 dakikada yalnızlığımın bendeki açılımını daha iyi idrak ettim. Neden az arkadaş alıyorum çevreme sorusunun cevabını tam aldım. İskandinavlar tarzı ilişkiler kurmayı seviyorum. Tşkler. Sadece denge kuramayacağımızı öğrenmek bir şok yarattı. Çünkü dengeli bir yalnızlık hedefim vardı.
20. dakikalarda tam şöyle düşünüyordum: Şu ana kadar söylediği her şeyi düşünüyor ve yaşıyorum. "Kronik bir ömür sürecektir." dediği anda içim acıdı. Neyse ki bu konuyu bu kadar iyi anlayan ve anlatan kendi dilimizde bir içerik var.
Çevrenizde sizinle aynı görüşlere sahip, birbirinizi sosyal ve kültürel anlamda besleyebileceğiniz arkadaşlarınız/ilişkileriniz yoksa korkarım ki yalnızlığa mahkum oluyorsunuz.. Anlaşılamamak bence çoğu insanı kendi içine dönmeye ve dolayısıyla yalnız bir birey olmaya zorluyor.
Aynı veya benzer görüşlere sahip insanlar için bir şey diyemesem de, karşılıklı birbirini beslemeyen ilişkiler (her türlü ilişkiyi kastediyorum) bitmeye mahkûmdur. Anlaşılmak konusuna gelince; o konuda tanımlama ve beklentilerimizi gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Tarihte ve bugün nice hayat, kendini bile tam olarak anlamadan, yaşayıp göçüyor bu dünyadan. Sayısız şiir yazılmış, eser ortaya konmuştur anlaşılmak üzere; fakat tam olarak anlaşılmaları mümkün olmamıştır. Deneyimlerimizin şekillendirdiği bakış açımız kadar anlayabiliriz.
@@acrinacrin6925 anlaşılmanın bir ucu da ortak zevk ve ilgi alanlarına dokunuyor. Bunları da başkalarıyla paylaşabilmek, birlikte haz alabilmek.. Tabii birçok faktör etkiliyor bu anlaşabilmek ve anlaşılabilmeyi. Sizin bakış açınız da önemli.
@@busrahos Evet, birlikte beslenmek, birbirini beslemek... Anlaşılmak ve anlaşılma kaygısı üzerine çok düşünmüşlüğüm var. Hiç 'keşkeniz' var mı? Cevabınız "evet var" ise kendinize şunu sorun; "bugün keşke dediğim şeyi yapan/yapmayan Büşra'yı ne kadar anlıyorum?".
Her bolumu ders niteliginde dinliyorum. Tek dilegim soyle babayigit bi cevirmen ciksa da yabanci arkadaslarima da en azindan ingilizce altyazi ile tavsiye edebilsem. Elinize dilinize saglik
Bu kadar gelişim sadece meraktan veya anlamlandırma isteğinden kaynaklanmış olamaz. Yalın Bey bir şeylere şifa bulma çabasına girmiş ve büyük tabloyu gördükten sonra aslında şifa bulmaya çalıştığı hissin de mekanik ve anlamsız olduğunu fark etmiş gibi. Severek takip ediyoruz :)
Kusurlarıyla yüzleşip kabullenebilen, hayatındaki olumsuzlukların nedenini kendinde arayan, beklentisiz sevebilen, hayatın bir öğrenme ve çalışma yolculuğu olduğuna inanan herkesin; görece sağlıklı yalnızlıklar ve doyumlu ilişkiler yaşayabileceklerini düşünüyorum. En azından sizden öğrenebildiklerimin ışığında.. Varsak yalnızız. Bunun bilincinde olmak her şeyi kolaylaştırıyor bana göre. Hârika sohbetiniz için teşekkürler...
19:50 de bahsettiğiniz özlenen ilişki biçimi kavramı bana daha önce bahsettiğiniz geçmişin belirsizliğini hatırlattı. Oluşan durumda geçmişin yeniden hatırlanmasında geçmişteki ilişkinin o kadar da iyi olmadığını anımsarım hep. Bence yalnızlığı üreten geçmişte iyi hatırlanan ilişki değilde geçmişte iyi bir ilişki olmadığını hissettiğinde gelir
Yanlizlik bir olgu degil duygudur fikrinize kesinlikle katiliyorum Yalin bey. Yanlizlik duygusu deyince de benim aklima ilk Edward Hopper resimleri geliyor. O disariya acilan bir kapisi bile bulunmayan cafeler, iletisimi tamamen kaybetmis yan yana oturan ciftler; onun kadar yanlizlik duygusunu apacik anlatan baska bir ressam var mi bilmiyorum.Yanlizligi bir duygu olma halinden cikarip; bir ozgurluk olarak algilarabilirsek ; baskasinin kisitlamasi olmadan dunyayi kendi basimiza deneyimlemek olarak yani; o zaman duygu olarak bile yanlizlik artik o Edward Hopper in resimlerindeki iletisimsizligin doruk noktasi olarak algilanmaz bence. Birey olmus insan icin bir gereklilik yanlizlik.
40:44 " Hatasız Dost Arayan Dostsuz Kalır." Hz Mevlana. Sadece bu denklemin yalnızlık algımızı çözdüğünü anladım ben. Çok çok teşekkürler Yalın Alpay ☀️
Bu arada ben "loneliness" için yalnızlık, "aloneness" için tekbaşınalık, "solitude" için inziva kelimelerini kullanırım. Birincisi istemdışı gerçekleşen bir duygudur. İnsan kendini yalnız hisseder ama bu his olumsuzdur. Acı çeker. Bu durumdan kurtulmak için çabalar. İkincisi fiziksel olarak etrafında kimsenin olmamasıdır. Birincisiyle arasında illiyet ilişkisi yoktur. İnsan tekbaşına olduğu halde kendisini yalnız hissetmeyebilir. Kalabalıklar içinde olduğu halde yalnız da hissedebilir. Bunun yanında tekbaşınalık özgür iradenin sonucu olabileceği gibi kaderin bir cilvesi de olabilir. Üçüncüsü ise kişinin niyet ederek tekbaşınalığı seçmesidir. Bu seçim genelde yaratıcı br eylemin öncülüdür. İnzivaya çekilen kişi ya yaşadığı bir deneyimin artıklarını toparlamak için zamana ihtiyaç duyuyordur ya da uzun zamandır kafasını meşgul eden bir takım sorunlara çözüm üretmek istiyordur. Türkçe ustaca kullananlar için çok zengin, üretken ve yaratıcı bir dildir. “İngilizcede bu kavram için şu kadar kelime var, Türkçede yok.” söyleminin en azından aydın kesimin dilinden silinmesi dileğiyle. Yaratırsanız, kullanırsanız, kullanımda ısrarcı olursanız, kelimelerin yaygınlaşması için çaba gösterirseniz bizim dilimiz de bir İngilizce, bir Arapça ya da Almanca gibi zenginleşir.
Yine yalnizligim basbelam oldu, yalnizligimizi yuzumuze vurmayin😊🙄😳🎼, en cok istedigimiz sey cogu vakit bize en karsit olan sey oluyor, yalnizlik ve özgur kalabilme özgurlugu gibi, ki cevrenizdekiler bu yuzden sizi yiyip bitiriyor
İdeal ilişki ile gerçekteki ilişki uyuşmuyorsa yalnız hissediyorsun, beklentilerle alakalı, o zaman insan ilişkilerine realist bakmak lazım, ben çok derin bağlar kurmak isterdim eskiden, ama şimdi insanların belirli anları paylaştığım, o anlar çerçevesinde bir araya geldiğim yabancılar olduğunu fark ettim. O günden beri yalnızca etrafımda ortak zevklerim olan keyifli vakit geçireceğim insanlar tutuyorum, o an yanımda sonra yok önemli olan yalnızken kendinle mutlu olabilmek, sonra yalnızlık hissi kayboluyor. İnsanların kısa süreli misafirlikleri bile keyif veriyor.
Senle beraberken yalnız olmadığımı hissediyorum...sonu güzel bitti bence ara sira insanlarin birbirine kullanmasi gereken bir cümle kalıbı olmalı 😍😊😘👏👍
Siz yazınca tekrar dinledim, kaçırmışım orayı. Özellike 50 dakika insanın aşılamaz yalnızlığından bahsettikten sonra gerçekten çok samimi bir söz olmuş :)
Tam da bu konu üzerine delirmek üzere olduğum bir dönemde Yalın Alpay'a yükseldim bu hafta, anca o çözer bu konuyu diyerek. Videonun 13. dakikasında en azından yaşadığım şeyi çoğunlukla tanımlamış oldum. Çözecek galiba🙌
yalnızlık gibi bir öznel bir kavramı ele almanızı anlıyorum açıp irdeleyeceksiniz, bu çok üstünkörü yapılabilir diye düşünüyordum. bir hissi yaşamamanıza rağmen nasıl bu derece ayrıştırıp açabiliyorsunuz? ben üstbaşlıkta yalnızım, biliyorum. bölümlere ayırdığınızda tüm yalnızlık çeşitlerinin birbiriyle farkına varabiliyorum ama hangisi olduğumu kafamda oturtturamıyorum. hissetmeden diğer hisleri bu derece açıklayabilmek ilginç bir meziyet. mesels üçe ayırdınız birini hissederek birini açıp yorumlayabilirsiniz, en azından sizi dinleyene kadar böyle düşünüyordum. hepimiz yaşamadığımız hisleri derinlikli tanımlayabilir miyiz? ben yapılamayacağını düşünüyordum, düşününce çok acayip. tebrikler, teşekkürler.
2014'te şöyle yazmıştım özlemek üzerine. Yalın Bey'in söyledikleriyle büyük ölçüde örtüşüyor sanırım: Özlemek iyidir, uzak kalırsam değerini daha iyi anlarım” demişti Ç’ye ilk geldiğinde. Oysa özlediği şeyin geride bıraktığı güneşli, mavi göklü kent değil de, o mavi göğün altında mutlu olan kendisi olduğunu fark ettiğinde iş işten geçmişti. Kendini özlemekti özlemenin aslı. Sevgiliyi özleyen insan da aslında sevgilinin varlığını değil, kendisinin sevgilinin yanında duyduğu mutluluk ve tatmin olmuşluk anını özlemiyor mudur sonuçta? Özlemenin en bencil yanı demişti genç buna, en sefil ve gerçek yüzü. (Yağmurun Durmasını Bekleyen Adam başlıklı öyküden.)
'Yalnızım dostalarım yalnızım yalnız' şarkısı aklıma geldi dostları olan bir insanın yalnız olması, tam olarak yalnızlığın bir hissiyat olduğunu tanımlıyor. İntihar eden Nilgün Marmara'nın eşi Kağan Önal'a 'yabancıların en yakınıydın sen' demesi de anlaşılamamanın verdiği yalnızlığı getirdi aklıma. Yalın Hocamızdan Transhümanizm ve Posthümanizm bölümü gelsin derneği bölüm başkanı olarak hocamızı yalnız bırakmamaya ant içtik.
Yabancıların en yakiniydin sen daha önce Nilgün Marmara okumadım evet hayatının zorlu yanlarını intiharıni her ne kadar biliyor olsam da yarım kalan kitabını cümle öyle muazzam ki içime işledi içimi acıttı tam hedeften vurdu.
Hocam introvertler (yalnız kalmaktan hoşlanan insanlar) hakkındaki fikirlerinizi merak ettim. Moderatör arkadaş sormayınca değinmediniz bu konuya. Belki başka bir videonun konusu olabilir. Program çok keyifli ve verimliydi. Bu kanal çok daha fazla büyümeli.
Her zaman ki gibi muhteşem bir bölümdü. Yalnızlık konusundan sonra melankoli, hüzün konuları da incelemeye değer. Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler...
Yani sonuç olarak ben kendi zihnim ve benliğim dışına çıkamıyorum, ötekinin zihni benliğine erişimim yok ve aynı zamanda kendi zihnimi ve benliğimi de tam olarak dışa vuramıyorum. Bunu kabullenip, gerisini çok şetmemek lazım diyor😄
İnanılmazdı gerçekten. Bu video sayesinde ideale bir adım daha yaklaşmış hissediyorum ironik bir şekilde. En azından bir eşiği daha aşmak için bu güne kadarki en yararlı şey oldu. Teşekkürler. Bu ülkeye daha fazla Yalın Alpay lütfen! İlker Canikligil'le olan uyumu dolayısıyla Flu'da herhangi bir konuda düzenli program yapmasını aşırı istiyorum. Hatta İlker, Alper, Yalın üçlüsü herhangi bir konu üzerine konuşup kaydetseler ülkenin kafası gelişir. Refaha ereriz toplumca.✌
tekrar tesekkurler Yalin bey ve Cem bey....buyuk resmi gormek ve kendimin hangi tur yalnizlik yasadigimi kendime itiraf etmem gerektigini gosterdi....benim icin onemli olan konu Cem bey icinde aynidir sanirim cunku ben de newyork ta yasiyorum ve Yalin beyi burada gormek ve firsati olursa bir coffee icmek isterim bu yuzden artik mujdeyi bir tarih soyleyerek verirsenin ,i will be so happy...all the best
Cok onemli tespit Yalin hocam. Ozlenen sevgilinin, dostun, ana ve babanin kendisinden cok "onunla veya onlarla" birlikte olundugundaki duygu, duygulardir. Ve ozlenen duygulari olusturan kisilere ulasildiginda da ozlem bitmez! Ilginctir. O zaman sunu mu anlamaliyiz; insan dogumdan olume kadar aslinda hep yalnizdir, gecici yalnizliktan kurtulmalar anilarimiza yazilir ve ozleme donusur?
Insan ne yalnız olabiliyor ne de beraber.Büyük çoğunluk ikisini de beceremiyor.Coğu ilişkiler çıkar üzerine."Bir dost bulamadım gün akşam oldu "ya da" benim en iyi dostum içkim sigaram onlar da terkederdi olmasa param "gibi sözleri olan şarkılar çoktur biz de bu yüzden.Insan gerçekten sosyal bir canlımıdır ya da mecbur kaldığı için mi sosyallesmismidir sanırım esas can acıtı soru bu.Yanlızlık günümüzde bilinçli bir seçim olabiliyor.Böyle kafam daha rahat daha huzurluyum diyen insanlara rastlayabiliyorsunuz.
Yalın hocam bahsettiğiniz ülkeler arası yalnızlığı karşılaştıran araştırmanın kaynağını paylaşabilir misiniz? Bir de buna bağlı olarak bence videolarda geçen kişiler ve eserler kaynaklar kısmında videonun altında paylaşılsa güzel olur. İyi çalışmalar, severek izliyoruz :)
Cem bey’i tanımıyorum ama yalın bey’in İlker canıklıgil ile sohbetteki tadı alamadım. Yalın bey her zamanki gibi kendisini dinletiyor, galiba her videosunu izleyeceğim…
Şunu farkettim: Yalın hoca konuya derinlemesine girdiğinde kollarını sıvıyor. Önce sol sonra sağ kolunu sıvıyor. Tam bu anlarda hoca akışın içerisinde ve tamamen konunun bam teline dokunmuş durumda oluyor. Ya da muhteşem bir giriş yapmak üzere oluyor. :)
Benim kafamı karıştıran bir duygu durumu olmuştur hep yalnızlık mefhumu. Yalın Alpay, bireyin yaşadığı yalnızlık süreçlerini çok iyi aktarmış en azından büyük kısmını kendimle içselleştirebildim. Erken yaşlarda hayatımın bağımsızlığını kazanmak bana zorunlu olarak yalnızlığı yaşamama ve kabullenmeme yol açtı. Dönem dönem yaşadığım geçici yalnızlığımın kronik yalnızlığa dönüştüğüne şahit oldum. Kişilik olarak yalnızlığa meyilli olmam bu durumun önünü açtı diyebilirim. Son zamanlarda ise beklentilerimin azaldığı ve kafamda kurmuş olduğum ideal insan şablonunun kırıldığını ve daha esnek bir yapı kazandığını söyleyebilirim. Yılların getirmiş olduğu davranış kalıplarını yıkmak, başkalarına ve en önemlisi kendime rağmen tabi ki kolay olmayacak. Ama bu yola girdikten sonra yaşadığımız duygu durumlarının çoğunlukla kendimizle ilgili olduğunu çözümledikten sonra bir rahatlama gelmiyor değil. :))
Yalın Alpay'ı anlatıklarını anlamak için benzer düşünsel süreçlerden geçmenin yanında belli bir zihinsel aktivite gerekiyor. Kesinlikle herhangi bir youtube videosu izler gibi seyredemiyorsunuz. Kitap okumak gibi bir etki yaratıyor bende.
normal derecede değil, fakat anladıkça eklemeler yapabildiğim için, yenisi gelen bir kitap gibi. bende kitap okumaya bu kadar yaklaştığımı başka UA-cam videosunda hatırlamıyorum, hatta herhangi bir videoda da. 2. tekrarlarda not almak çok işe yarar olabilir diye düşündüm şu an.
bu arada gecenlerde bir grupta konuşurken kendimi yalın alpay gibi altyapı kurarken buldum. 😂 hepimiz biliyoruz ki sözcüklerimiz her kulakta farklı anlamlarla yankı buluyor. bu yüzden sanırım bütün tantana. ama nasıl haksız olabilir ki... kitaplarda böyle olmuyor mu? ve bağı yakalamamış mı?
çok doğru bağ kurduğunu düşünüyorum. ve buradan kendine has bir konuşma tarzını oluşturduğuna eminim. alıştıkça doğrudan konuşmak mümkün olmuyor sanırım. kelimeler... sözcükler... hep insanları durdurmak zorunda hissediyorum. umarım normal hayatta karşılaşırız bu tip insanlar olarak 🥰
@@sem-i Söylediklerinize katılıyorum. Sözcüklerle kurduğu bağlar ve bütünsel olarak baktığımızda ki şematik anlatım dinleyici için daha anlamlı bir öğrenme sunuyor. Başka bir program da anlatım tarzı için ' oda içersinde dağınık bulunan kıyafetleri çeşitlerine göre ayırıp katlayıp dolaplar da ki yerlerine ayrı ayrı yerleştiyorum' gibi bir cümle kurmuştu. Bu örnek çok hoşuma gitti fakat kendi düşünsel süreçlerimde bunun tersini yaptığımı görüyorum. Bir kavramdan yola çıkarak daha farklı kavram kilitlerini ve onlara bağlı diğer başka kavramları da konuyu adeta dağıtarak gidiyorum. Günün sonunda konu ilk başladığım noktadan hem uzakta hem de farklı bir yerde olmuş oluyor. Yalın gibi toparlayarak değil dağıtarak ve eşeleyerek gidiyorum ve bu bilinçli olmuyor çoğu zaman.
Maalesef bu tip insanlarla hayatta karşılaşma ihtimalimiz çok düşük. Var ise bile kendilerini ortaya çıkarmaları çıkarsalar bile fark etme ihtimalimiz çok az. Derinlikli sohbet edebeliceğimiz insanı bulmak çok zor.
@@ahmet-wb1ev evet maalesef bende zor olduğunu düşünüyorum. insanların yine de birbirini anlamadığını kabul etmesi belki biraz daha anlayışı getirir. ve birçok şeyi çözer diyorum. insanlar okudukları bi filozofun kavramı anlamlandrması üzerinden diğer insanları aşırı bir şekilde yargılayabiliyorlar. buna dönemsel olarak bende yaptım. yalın alpay bence bundan sıyırılıyor bu şekilde.
kaybolma konusunda bende sizin gibiyim. ve çoğu çıkmazlara girebiliyorum. temellendirmeler burada önemli sanırım, şu an beni temellendirmelere dönmek kurtarıyor diyebilirim
Katılmıyorum.Orta zekalı biriyim.Adam çok güzel ve en yalın ifadeyle anlatıyor.5 yaşındaki çocuk da gayet iyi anlar. Hastasıyız Yalın Beyin.
@@sem-i ءءءءحخه نجحطجششش شيء أ لي
Bu nasıl güzel bir sohbet, nasıl akıcı bir anlatımdır! Psikoloji alanında sürekli okuyan, dinleyen, araştıran biri olmama rağmen, yalnızlık kavramının bu kadar güzel işlendiği başka bir kaynağa rastlamamıştım. Harikasınız!!!
47 dakikada yalnızlığımın bendeki açılımını daha iyi idrak ettim. Neden az arkadaş alıyorum çevreme sorusunun cevabını tam aldım. İskandinavlar tarzı ilişkiler kurmayı seviyorum. Tşkler. Sadece denge kuramayacağımızı öğrenmek bir şok yarattı. Çünkü dengeli bir yalnızlık hedefim vardı.
Şahaneydi. Her bölümde çıtayı yükseltiyorsunuz. Podcast platformlarında da yayınlansa keşke.
Aglicam şimdi.. nasil guzel anlatım çok kere dinlenir
20. dakikalarda tam şöyle düşünüyordum: Şu ana kadar söylediği her şeyi düşünüyor ve yaşıyorum. "Kronik bir ömür sürecektir." dediği anda içim acıdı. Neyse ki bu konuyu bu kadar iyi anlayan ve anlatan kendi dilimizde bir içerik var.
Not ala ala ders dinler gibi dinledim. Yalın Alpay çok teşekkürler bu konuyu böyle incelikle anlattığınız için.
Sayenizde ben de bi kaç saatliğine de olsa yalnız olmadığım yanılgısına kapıldım. Yalın Alpay'ı sevmemin temel nedeni bu galiba. 🔥
Aklıma MFÖ'nün "Yalnızlık Ömür Boyu" parçası geldi Kronik Yalnızlığın mükemmel anlatılması.
Saat 09:00'da Yalın Alpay hocam ile "Yalnızlık" terapisine girdim ve 09:42'de terapiden çıktım.
Çevrenizde sizinle aynı görüşlere sahip, birbirinizi sosyal ve kültürel anlamda besleyebileceğiniz arkadaşlarınız/ilişkileriniz yoksa korkarım ki yalnızlığa mahkum oluyorsunuz.. Anlaşılamamak bence çoğu insanı kendi içine dönmeye ve dolayısıyla yalnız bir birey olmaya zorluyor.
Aynı veya benzer görüşlere sahip insanlar için bir şey diyemesem de, karşılıklı birbirini beslemeyen ilişkiler (her türlü ilişkiyi kastediyorum) bitmeye mahkûmdur. Anlaşılmak konusuna gelince; o konuda tanımlama ve beklentilerimizi gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Tarihte ve bugün nice hayat, kendini bile tam olarak anlamadan, yaşayıp göçüyor bu dünyadan. Sayısız şiir yazılmış, eser ortaya konmuştur anlaşılmak üzere; fakat tam olarak anlaşılmaları mümkün olmamıştır. Deneyimlerimizin şekillendirdiği bakış açımız kadar anlayabiliriz.
@@acrinacrin6925 anlaşılmanın bir ucu da ortak zevk ve ilgi alanlarına dokunuyor. Bunları da başkalarıyla paylaşabilmek, birlikte haz alabilmek.. Tabii birçok faktör etkiliyor bu anlaşabilmek ve anlaşılabilmeyi. Sizin bakış açınız da önemli.
@@busrahos
Evet, birlikte beslenmek, birbirini beslemek...
Anlaşılmak ve anlaşılma kaygısı üzerine çok düşünmüşlüğüm var.
Hiç 'keşkeniz' var mı? Cevabınız "evet var" ise kendinize şunu sorun; "bugün keşke dediğim şeyi yapan/yapmayan Büşra'yı ne kadar anlıyorum?".
Her bolumu ders niteliginde dinliyorum. Tek dilegim soyle babayigit bi cevirmen ciksa da yabanci arkadaslarima da en azindan ingilizce altyazi ile tavsiye edebilsem. Elinize dilinize saglik
Bu kadar gelişim sadece meraktan veya anlamlandırma isteğinden kaynaklanmış olamaz. Yalın Bey bir şeylere şifa bulma çabasına girmiş ve büyük tabloyu gördükten sonra aslında şifa bulmaya çalıştığı hissin de mekanik ve anlamsız olduğunu fark etmiş gibi. Severek takip ediyoruz :)
tüm ömrümce çözemediğim durumu, bana 39 yaşımda çözdürdünüz. hepinizin emeğine sağlık 👏👏👏
Yalın Alpay, sen en güzel duyguların katilisin 😪
Realite öyle değil mi ?
@@huseyindur3330 Öyle aslında doğru diyorsun. Gerçekliğe rağmen güzel duygularımızı besleyemez miyiz ama? Başka türlü yaşayabilir miyiz?
@@bugraeroglu5096 sen de haklısın bro
Hahahhahhahhah
Yalnizligi tercih edebilecek kadar ozgurdum . Şimdi ise yalnizligin esiri olmus tutsagim.
Yalın Bey terapi gibi geldi video. Konuyu öyle düzenli şekilde ortaya koyuyorsunuz ki... harika.
Kusurlarıyla yüzleşip kabullenebilen, hayatındaki olumsuzlukların nedenini kendinde arayan, beklentisiz sevebilen, hayatın bir öğrenme ve çalışma yolculuğu olduğuna inanan herkesin; görece sağlıklı yalnızlıklar ve doyumlu ilişkiler yaşayabileceklerini düşünüyorum. En azından sizden öğrenebildiklerimin ışığında.. Varsak yalnızız. Bunun bilincinde olmak her şeyi kolaylaştırıyor bana göre. Hârika sohbetiniz için teşekkürler...
Anlatim super.Yaşarken bu yalnizlik duygularini kendime bile böyle anlatamazken Yalin beyi ağzim açikta dinledim
19:50 de bahsettiğiniz özlenen ilişki biçimi kavramı bana daha önce bahsettiğiniz geçmişin belirsizliğini hatırlattı. Oluşan durumda geçmişin yeniden hatırlanmasında geçmişteki ilişkinin o kadar da iyi olmadığını anımsarım hep. Bence yalnızlığı üreten geçmişte iyi hatırlanan ilişki değilde geçmişte iyi bir ilişki olmadığını hissettiğinde gelir
yanlış okumalar tier listimde; yalnızlık ilk üçe rahat girdi çok güzel dialogdu teşekkürler
Yanlizlik bir olgu degil duygudur fikrinize kesinlikle katiliyorum Yalin bey. Yanlizlik duygusu deyince de benim aklima ilk Edward Hopper resimleri geliyor. O disariya acilan bir kapisi bile bulunmayan cafeler, iletisimi tamamen kaybetmis yan yana oturan ciftler; onun kadar yanlizlik duygusunu apacik anlatan baska bir ressam var mi bilmiyorum.Yanlizligi bir duygu olma halinden cikarip; bir ozgurluk olarak algilarabilirsek ; baskasinin kisitlamasi olmadan dunyayi kendi basimiza deneyimlemek olarak yani; o zaman duygu olarak bile yanlizlik artik o Edward Hopper in resimlerindeki iletisimsizligin doruk noktasi olarak algilanmaz bence. Birey olmus insan icin bir gereklilik yanlizlik.
Gereklilik ve kaçınılmazdir
40:44 " Hatasız Dost Arayan Dostsuz Kalır." Hz Mevlana.
Sadece bu denklemin yalnızlık algımızı çözdüğünü anladım ben.
Çok çok teşekkürler Yalın Alpay ☀️
Bunun ardından sevgi üzerine bir bölüm de güzel olur
+1
sayin hocam boylesine ciddi bir konuyu ayni isminiz gibi o kadar YALIN bir şekilde anlatmissinizki....çok ama çok tesekkurederim...
Bu arada ben "loneliness" için yalnızlık, "aloneness" için tekbaşınalık, "solitude" için inziva kelimelerini kullanırım. Birincisi istemdışı gerçekleşen bir duygudur. İnsan kendini yalnız hisseder ama bu his olumsuzdur. Acı çeker. Bu durumdan kurtulmak için çabalar. İkincisi fiziksel olarak etrafında kimsenin olmamasıdır. Birincisiyle arasında illiyet ilişkisi yoktur. İnsan tekbaşına olduğu halde kendisini yalnız hissetmeyebilir. Kalabalıklar içinde olduğu halde yalnız da hissedebilir. Bunun yanında tekbaşınalık özgür iradenin sonucu olabileceği gibi kaderin bir cilvesi de olabilir. Üçüncüsü ise kişinin niyet ederek tekbaşınalığı seçmesidir. Bu seçim genelde yaratıcı br eylemin öncülüdür. İnzivaya çekilen kişi ya yaşadığı bir deneyimin artıklarını toparlamak için zamana ihtiyaç duyuyordur ya da uzun zamandır kafasını meşgul eden bir takım sorunlara çözüm üretmek istiyordur. Türkçe ustaca kullananlar için çok zengin, üretken ve yaratıcı bir dildir. “İngilizcede bu kavram için şu kadar kelime var, Türkçede yok.” söyleminin en azından aydın kesimin dilinden silinmesi dileğiyle. Yaratırsanız, kullanırsanız, kullanımda ısrarcı olursanız, kelimelerin yaygınlaşması için çaba gösterirseniz bizim dilimiz de bir İngilizce, bir Arapça ya da Almanca gibi zenginleşir.
Benim yalnızlığım insanlarla dolu.
- Franz Kafka.
Reklam konuşmalarında başka bir paralel evrene geçmiş gibi hissediyorum. :D şok etkisi yapıyor nedense..
Yine yalnizligim basbelam oldu, yalnizligimizi yuzumuze vurmayin😊🙄😳🎼, en cok istedigimiz sey cogu vakit bize en karsit olan sey oluyor, yalnizlik ve özgur kalabilme özgurlugu gibi, ki cevrenizdekiler bu yuzden sizi yiyip bitiriyor
7:50 Her gün kurduğum cümleyi Yalın Alpay'dan duymuş olmak mutlu etti xD
İdeal ilişki ile gerçekteki ilişki uyuşmuyorsa yalnız hissediyorsun, beklentilerle alakalı, o zaman insan ilişkilerine realist bakmak lazım, ben çok derin bağlar kurmak isterdim eskiden, ama şimdi insanların belirli anları paylaştığım, o anlar çerçevesinde bir araya geldiğim yabancılar olduğunu fark ettim. O günden beri yalnızca etrafımda ortak zevklerim olan keyifli vakit geçireceğim insanlar tutuyorum, o an yanımda sonra yok önemli olan yalnızken kendinle mutlu olabilmek, sonra yalnızlık hissi kayboluyor. İnsanların kısa süreli misafirlikleri bile keyif veriyor.
Senle beraberken yalnız olmadığımı hissediyorum...sonu güzel bitti bence ara sira insanlarin birbirine kullanmasi gereken bir cümle kalıbı olmalı 😍😊😘👏👍
Siz yazınca tekrar dinledim, kaçırmışım orayı. Özellike 50 dakika insanın aşılamaz yalnızlığından bahsettikten sonra gerçekten çok samimi bir söz olmuş :)
"kendi yalnızlığına babalık yapamayanı, aşk kılığında gelen üvey bir anne öldürür..."
"Yalnizlik"imizi paylastiginiz icin tesekkürler Sayin Alpay :)
💕💕sınavdan sonra yapılacaklar listesine sizi dikkatli dinleyip ajandalri doldurma hedefi de eklendi🙆
Tam da bu konu üzerine delirmek üzere olduğum bir dönemde Yalın Alpay'a yükseldim bu hafta, anca o çözer bu konuyu diyerek. Videonun 13. dakikasında en azından yaşadığım şeyi çoğunlukla tanımlamış oldum. Çözecek galiba🙌
yalnızlık gibi bir öznel bir kavramı ele almanızı anlıyorum açıp irdeleyeceksiniz, bu çok üstünkörü yapılabilir diye düşünüyordum. bir hissi yaşamamanıza rağmen nasıl bu derece ayrıştırıp açabiliyorsunuz? ben üstbaşlıkta yalnızım, biliyorum. bölümlere ayırdığınızda tüm yalnızlık çeşitlerinin birbiriyle farkına varabiliyorum ama hangisi olduğumu kafamda oturtturamıyorum. hissetmeden diğer hisleri bu derece açıklayabilmek ilginç bir meziyet. mesels üçe ayırdınız birini hissederek birini açıp yorumlayabilirsiniz, en azından sizi dinleyene kadar böyle düşünüyordum.
hepimiz yaşamadığımız hisleri derinlikli tanımlayabilir miyiz? ben yapılamayacağını düşünüyordum, düşününce çok acayip. tebrikler, teşekkürler.
Videoyu izlemeden şu yorumu yapmak geldi içimden pek kıymetli Yıldız ablamın dediği " hepinizden nefret ediyorum ama tek başıma da canım sıkılıyor ".
Yanlış Okumalar serisi adeta bir rehber gibi!
Zevkle dinledim! Harika analizler!
2014'te şöyle yazmıştım özlemek üzerine. Yalın Bey'in söyledikleriyle büyük ölçüde örtüşüyor sanırım: Özlemek iyidir, uzak kalırsam değerini daha iyi anlarım” demişti Ç’ye ilk geldiğinde. Oysa özlediği şeyin geride bıraktığı güneşli, mavi göklü kent değil de, o mavi göğün altında mutlu olan kendisi olduğunu fark ettiğinde iş işten geçmişti. Kendini özlemekti özlemenin aslı. Sevgiliyi özleyen insan da aslında sevgilinin varlığını değil, kendisinin sevgilinin yanında duyduğu mutluluk ve tatmin olmuşluk anını özlemiyor mudur sonuçta? Özlemenin en bencil yanı demişti genç buna, en sefil ve gerçek yüzü. (Yağmurun Durmasını Bekleyen Adam başlıklı öyküden.)
Mükemmeldi ...her kelimesiyle ve içeriğiyle müthiş anlamlıydı..Teşekkürler...
Anlattikalrinizdan otantik benlik , kendillik diye bisey yok hep ötekinin gözü var
'Yalnızım dostalarım yalnızım yalnız' şarkısı aklıma geldi dostları olan bir insanın yalnız olması, tam olarak yalnızlığın bir hissiyat olduğunu tanımlıyor. İntihar eden Nilgün Marmara'nın eşi Kağan Önal'a 'yabancıların en yakınıydın sen' demesi de anlaşılamamanın verdiği yalnızlığı getirdi aklıma. Yalın Hocamızdan Transhümanizm ve Posthümanizm bölümü gelsin derneği bölüm başkanı olarak hocamızı yalnız bırakmamaya ant içtik.
Yabancıların en yakiniydin sen daha önce Nilgün Marmara okumadım evet hayatının zorlu yanlarını intiharıni her ne kadar biliyor olsam da yarım kalan kitabını cümle öyle muazzam ki içime işledi içimi acıttı tam hedeften vurdu.
Hocam introvertler (yalnız kalmaktan hoşlanan insanlar) hakkındaki fikirlerinizi merak ettim. Moderatör arkadaş sormayınca değinmediniz bu konuya. Belki başka bir videonun konusu olabilir. Program çok keyifli ve verimliydi. Bu kanal çok daha fazla büyümeli.
"Onla kurulmuş olan ilişki özlenir".:)
Her zaman ki gibi muhteşem bir bölümdü. Yalnızlık konusundan sonra melankoli, hüzün konuları da incelemeye değer. Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler...
yuzyılın en buyuk filozofu yalın a.
Yani sonuç olarak ben kendi zihnim ve benliğim dışına çıkamıyorum, ötekinin zihni benliğine erişimim yok ve aynı zamanda kendi zihnimi ve benliğimi de tam olarak dışa vuramıyorum. Bunu kabullenip, gerisini çok şetmemek lazım diyor😄
Tek kelime ile muhteşemdi sohbetiniz. Teşekkür ederiz.
Yalnızlık olgun değil duygudur. Duygumuzu kabul edip dengeyi korumaya çalışalim.
Bizler de sizle beraberken yalnız olmadığımızı hissediyoruz 🤍
Ne diim... MİKEMMEL...Bizim Foça da şöyle bi söz vardır, böyle nokta duruşlarına dair; ÖRT ÜSTÜMÜ ÖLEM 😁 çok teşekkürler...
Yine harika bi' konuşma olmuş.
Bu video herkez tarafından keşke izlenebilse...MUHTEŞEM...
Defalarca izleyeceğim.⚘
herkes * :)
İnanılmazdı gerçekten. Bu video sayesinde ideale bir adım daha yaklaşmış hissediyorum ironik bir şekilde. En azından bir eşiği daha aşmak için bu güne kadarki en yararlı şey oldu. Teşekkürler. Bu ülkeye daha fazla Yalın Alpay lütfen! İlker Canikligil'le olan uyumu dolayısıyla Flu'da herhangi bir konuda düzenli program yapmasını aşırı istiyorum. Hatta İlker, Alper, Yalın üçlüsü herhangi bir konu üzerine konuşup kaydetseler ülkenin kafası gelişir. Refaha ereriz toplumca.✌
"Durumsal yalnızlık " fevkalade güzel betimlenmiş..Kaybedilenler değil , onlarla biriktirdiğiniz anılar özlenir aslında👍👍⚘⚘
P
Ll
Llp
0ll0lllllll
0
Çok kafa açıcı bir anlatım olmuş..Çok etkilendim. Emeğinize yüreğinize sağlık
tekrar tesekkurler Yalin bey ve Cem bey....buyuk resmi gormek ve kendimin hangi tur yalnizlik yasadigimi kendime itiraf etmem gerektigini gosterdi....benim icin onemli olan konu Cem bey icinde aynidir sanirim cunku ben de newyork ta yasiyorum ve Yalin beyi burada gormek ve firsati olursa bir coffee icmek isterim bu yuzden artik mujdeyi bir tarih soyleyerek verirsenin ,i will be so happy...all the best
Keşke yayınlarınızı Podcast'de de yayınlasanız.En azından seyir halindeykende sizi dinlemiş olurum.
Cok onemli tespit Yalin hocam. Ozlenen sevgilinin, dostun, ana ve babanin kendisinden cok "onunla veya onlarla" birlikte olundugundaki duygu, duygulardir. Ve ozlenen duygulari olusturan kisilere ulasildiginda da ozlem bitmez! Ilginctir. O zaman sunu mu anlamaliyiz; insan dogumdan olume kadar aslinda hep yalnizdir, gecici yalnizliktan kurtulmalar anilarimiza yazilir ve ozleme donusur?
Tek kelimeyle muhteşemdi. 🙏
Hep böyle mi varla yokun savaşı
Ya kazanan yoklar onlar hep böyle mi
Bir boşluk ki nasıl insanla dolsun
Bilmiyorum var mı daha acısı
🙏🏻 dinlemek ve anlamaya çalışmak ne güzeldi 💝💐çok teşekkür ederim o kadar kıymetli ki bu tür videoları bulmak🧿🍀
Yalın Alpay ile yalnızlık ve aşk üzerine, kişisel deneyimleri çıkış noktası olarak alıp konuşmayı isterdim.
Çok güzel bir konuyu çok güzel yorumladınız. Teşekkürler
Hayat baştan sona bir çarpıtma, ben ve öteki yüzünden gerçeği asla bilemiyoruz sadece yaklasabiliriz ama algıyla yaşamak zorundayız
Insan ne yalnız olabiliyor ne de beraber.Büyük çoğunluk ikisini de beceremiyor.Coğu ilişkiler çıkar üzerine."Bir dost bulamadım gün akşam oldu "ya da" benim en iyi dostum içkim sigaram onlar da terkederdi olmasa param "gibi sözleri olan şarkılar çoktur biz de bu yüzden.Insan gerçekten sosyal bir canlımıdır ya da mecbur kaldığı için mi sosyallesmismidir sanırım esas can acıtı soru bu.Yanlızlık günümüzde bilinçli bir seçim olabiliyor.Böyle kafam daha rahat daha huzurluyum diyen insanlara rastlayabiliyorsunuz.
"hepinizden nefret ediyorum ama tek başımayken canım sıkılıyo"
gerçek şu ki; herkes seni üzecektir.. sen sadece üzülmeye değer olanları bulmalısın..
bob marley.
Kitapsal bir anlatım olmuş. Felsefi.
"ben bana gerçekten yoldaşlık etmeksizin yalnızlığımı çalanlardan nefret ederim."
nietzsche
kaliteli video, emeğinize sağlık.
bu kadar mı iyi anlatılır
25:00 genetik yatkınlık !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Kendime kendimden baska kendim yok.
Yine harikaydı❤👏❤👏👏
Teşekkürler 👍🏼
Teşekkür ederim hocam
Gerçekten çok mükemmel
Emeğinize sağlık
Teşekkür ederim..
Yalın bey yine döktürmüş.
Yalın hocam bahsettiğiniz ülkeler arası yalnızlığı karşılaştıran araştırmanın kaynağını paylaşabilir misiniz? Bir de buna bağlı olarak bence videolarda geçen kişiler ve eserler kaynaklar kısmında videonun altında paylaşılsa güzel olur. İyi çalışmalar, severek izliyoruz :)
Bugun de not defterimi doldurdum, harika. 😍
👏👏👏🤭😂😁
keşke terapistim olsaydınız :(
Cem bey’i tanımıyorum ama yalın bey’in İlker canıklıgil ile sohbetteki tadı alamadım. Yalın bey her zamanki gibi kendisini dinletiyor, galiba her videosunu izleyeceğim…
Sağolun
düşünmeden edemiyorum, şu konu ilker hocanın saçma sorularıyla bezense nasıl olurdu diye. ah be
Super!
harika bir dinlemeydi benim için. Kapanış ise bir o kadar tatlı. teşekkürler
Bir kişi bile değilim, yalnızlıktan.
Edip Cansever
Kalabalıklar içerisindeki yalnızlık😔
çok mantıklı çıkarımlar psikoloji mezunu musun be adam
Eser miktarda Aytuğ Akdoğana maruz kalıp kaçtım geldi, biraz rahatlamaya ihtiyacım var
Harika
Harikasiniz💙💚
Her anlamda yalnız olduğumu öğrendim teşekkürler :')