-adaptör ısındı patlar bak kapat. -atari televizyonu bozuyormuş. -atari salonlarına gitme kötü maddeler satılıyormuş. çocukluğum şu lafları dinlemekle geçti. atari salonunda pedere yakalanınca bütün okul, mahalle dedikodumuzu yapardı sanki genelevde basıldık aq. nelerle uğraşmışız.
Bu yazdıklarını duyduğumu hatırlamıyorum da doğrudur derler ebeveynler hocam inanırım, çünkü ben de doksanlarda çocukken benzer şeyler yaşadım mesela üst kattaki komşumuzun oğlunun Commodore 64 ü vardı ve arada çağırırdı ama annesinin geç oldu fazla oynamayın gibisinden baskıları olmuştu hatırlıyorum 😅 hey gidi günler şimdiler özellikle Z kuşağı bilmez bunları
1986 doğumlu bir Antalyalı olarak Furkan’ın başta söylediklerine pek katılamayacağım. 6-7 yaşımdayken Amstrad sahibiydim, kuzenimde Commodore 64 vardı ve oyuna erişmekte hiç zorluk çekmediğimizi hatırlıyorum. Yine çok küçük yaşlardan itibaren topladığım Level dergileri de hâlâ koleksiyonumdadır. Hatta Sinan Akkol ve Cenk&Erdem hayranlığım oradan gelir :) Bunun yanı sıra Furkan’ın belirttiği salona ek olarak çocukluğu Bahçelievler’de geçmiş biri olarak Olimpiyat ve Texas adlı arcade salonlarından çıkmaz, gerektiğinde “Geçeyim mi abi” yancılığından da geri durmazdık. Güzel zamanlardı… O değil de Cenk & Erdem’i konul etsenize bir ara… Dönecek geyiği düşünemiyorum :)
Bir dinozor olarak bende kendimden bir şeyler aktarayım 😂 80'lerin ikinci yarısında atari salonuna ilk defa gitmiştim. Boulderdash ve Ghosts'n Goblins vardı,zamanlıydı ve bir süre sonra kontrol dururdu. Sonra hak bitince oyun biter moduna geçildi. Rahmetli babam Almanya'dan Atari 2600 getirmişti aynı dönemde. Oyunlar almancaydı. Uzun bir dönem kardeşimle oynardık.Arada bir rahmetli babamda eşlik ederdi. Pitfall (Jungle Hunt) çok oynardık. Ortaokula geçince (1989) tekrar atari salonlarına dalmaya başladık kardeşimle. 89'da babam bize almanyadan Gameboy aldı,ve uzun bir süre Süper Mario oynadık. Abim o 90 yılların başında Commodore 64 aldı.Muhtesem zamanlar geçirdik. Dizzy serisi,Bruce Lee,Ghosts'n Goblins,Ghouls'n Goblins,Emlyn Hughes Soccer,Kick off,Spheron ve daha bir çok oyun oynadık. Ve bir gün(1991) atari salonunda ekranda hoplayan zıplayan Chun-Li'yi gördüm. Renkler,müzikler ve grafikler muhteşem, oynanış inanılmazdı. Street Fighter 2 ile çıktığı yıl tanıştım.Sonra bir sürü versiyonu çıktı. O arada Golden Axe oyununu keşfettik.Iki kardeş coop olarak tek jetonla bitiriyorduk. Hatta bize aşina olanlar bize "yine oyunu bitireceksiniz " gibisinden takılırlardı. 1992 kışında kardesimle Avcılar endüstri meslek lisesine adım atınca ilk yaptığımız atari salonu aramak oldu. "Latino" isimli salonu bulmak güç olmadı.Çok okulu kırdık ve harcliklarimizi ataride bitirip,otobüse binmeden yaya olarak Avcilar'dan Beşyol'a yürüdük. 😅 Orada Knights of the Round,The King of Dragons'u ve ismi şimdi aklima gelmeyen bir ton oyun keşfettik. Yine para biriktirme ile kendimize Amiga 500 aldık. En büyük hayalimizdi ve başarmıştık. Artık en sevdiğimiz "Shadow of the Beast" 1,2 ve 3 ü,Loom, Cadaver ve Dungeons Dragons frp leri ( Eye of the Beholder serisi,Champions of Krynn) oynayabiliyorduk. Bakirkoy'de OSAM bilgisayardan oyun disketi alıyorduk liseye giderken.Muhtesemdi. 1993 yılının bir bayram günü bize verilen harçlıkları oyunda harcamak için Sefaköy'de bir atari salonuna gittik. Ekranda gerçek adamlar dövüşüyor ve kan gövdeyi götürüyordu; "Mortal Kombat" Görünce inanamadık. Tek sorun vardı,sadece tuşlarda yumruk vardı,tekme yoktu😅 O sebeple o aralar sadece Sub Zero ve Scorpions ile dövüşüyorduk. Sonra Tekken fırtınası başladı Bu çok daha muhteşem bir deneyimdi.Herkes 3 boyutlu 😊 Sonra kardeşimle işe girerek bir süre para biriktirip,babamda üstünü tamamlayinca PC aldık. Hatta ilk oyun cd'miz Tomb Raider'di. Bir süre Diablo,Nox,Legacy of Kain ,Duke Nukem,Doom,Commandos,Heroes Of Might and Magic 2,Sanitarium ve bir sürü oynadık. Der iken; 1997 yılında Bakırköy'de bir atari salonunda oyun hayatımızı değiştiren o canavarı gördük. "PlayStation" Ve millet Tekken'i o cihazda oynuyordu,biz şaşırdık kardeşimle. "Nasıl olur lan?" Dedik. Artık atari salonu bize cazip gelmiyordu çünkü daha kaliteliler o canavardaydı. Yine bize verilen paraları biriktirdik ve 1999 yılında çipli PlayStation aldık. Alundra,Tekken 3,Winning Eleven,Final Fantasy 8,Legend of Mana derken atari salonu hayatımız bitti. Ne ilginç ki atari salonu dönemini bitiren PlayStation' ı, yine bir atari salonunda keşfetmiştik. Çok ama cok güzel yıllardı. Oyun oynamak güzeldir arkadaşlar. Biz zengin bir aile değiliz,işçi bir babanın oyun sever çocuklarıyız. Hep para biriktirerek ve üstünü babam tamamlayarak elde ettik o cihazları.Rahmetli babam asla karışmazdı oyun oynamamıza. 46 yaşındayım ve hala oyun oynuyorum,12 yaşında kızımla PlayStation 4 pro ile birbirimizi dövüp,futbol maçları yaparken Crash Team Racing ile yarışıyoruz. Şimdiki amacım yine para biriktirip çıkarsa PlayStation 5 pro almak.😊 Kısacası arkadaşlar; Büyüleyici bir deneyimdir oyun oynamak,o sebeple asla çocuk yönünüzü kaybetmeyin.❤😊
çok güzel anılar, sabahın beşinde bunu yazıyorum, benimde 3 yaşlarında kızım var beraber oynamayı bana zorlu rakip olmasını bekliyorum gözlerim doldu nedense o yüzden yazmak istedim. Hi Score Girl animesini tavsiye ederim. Ankarada Joygame ve fantasyLand bilenlere selam.
89luyum, atari salonlarına kaçak kaçak gitmekten ajan olabilirdim. Bir de mega drive 2 aldığımda mahallede olay olmuştu. Micro geniusu olan bir çocuk gelip benden nba live 98 kasedini istemişti. Çocuğa ikisinin farklı makine olduğunu anlatamamıştım, bir de zorba bir şeydi. Gittik evine sega kasedini micro geniusa takamayınca bana sinirlendi yine deyus.
Hocam bir de bizim zamanımızda atari salonlarında çocuklardan para tırtıklamaya çalışan zorbalar vardı, ben 78 doğumluyum doksanlarda dersaneden dönüşte bir çocuk bana dadanmış devamlı tehditle para istiyor işte jeton istiyordu hayır onunla aynı mahalledeniz ya kaçamıyorsun bir de her köşe başında çıkıyordu şerefsiz, ilk başlarda üç beş harçlığımdan veriyordum sonra akıllandım ve binbir bahaneyle ondan kaçmaya başladım, böyle manyak insanlar da vardı 😒 hayır anne babaya da söyleyemiyorsun çünkü zaten seni anlamadıklarından atari salonlarına gitmeni hiç istemiyorlar kızıyorlardı üzerine bu zorbalığı söylesem naparlardı bilmiyorum
Faruk reisle yanyana belkide çok oyun oynamışızdır :) Antalyada ilk atari salonları benim hatırladığım süreliydi makinalar. Ortada bir ışık vardı 5 dk sonra yanıp sönmeye başlardı jeton atmazsan oyun biterdi. Cadılı bir oyun vardı hatırladığım pixel pixel. Bir süre sonra okulda bir dedikodu başladı mahalleye yeni bir atarici açılmış süreli değilmiş makineler sen ölmeden oyun bitmiyormuş :) aklımız gitmişti o gün okul bitsinde gidelim diye . Hey gidi günler çok özlüyorum 😌
Selamlar. yorumları okuyunca izleyen kitlesinin pek çok kanala göre ne kadar kaliteli ve yaş ortalamasının büyük olduğu hemen anlaşılıyor. 87 doğumluyum beninde doğal olarak atari salonlarında çok fazla anılarım var. evdekiler kızdığı için kalan jetonları sokamta bir taş altına saklardık eve götüremezdik. street fighter ex+ oyununda bilen bilir iyi bir skor yaptiginizda garuda cikardi birden rakip olarak kimse gecemezdi. Bir arkadasimiz garudayi yenince i kadar cok bagirip sevinmisizki atari salonu sahibi bizi tokatlayip disari atmisti😂.
Hey gidi günler hey. Bütün videoyu yüzümde bir gülümseme ile izledim. Kendi çocukluğumu yaşadım. Atari salonunda basılmalar, bir akrabanın evinde atari denilen şeyle ilk defa karşılaşıp hayatının şokunu yaşama, bayram harçlığı dahil ele geçen her türlü parayı atari salonunda eritme, okuldan kaçma, başka atari salonlarına gidip kendini yabancı hissetme sonra mahalledeki ataride kendini evinde hissetme, Street Fighter i tek jetonla bitirme sonrası mahallede saygıda level up olmam. Daha ne hatıralar... Vay ne ne günlermiş. Bir şeylere ulaşmak çok zormuş ama çok keyifli günlermiş.
Babam Deniz Subayı olduğundan, her 2 senede bir oradan oraya tayinimiz çıkardı. 90'ların başında, daha birinci sınıftayken, Marmaris içinde lojman çıkmadığından sivilde kalmıştık. Üst komşumuz da Almancı bir aileydi, onda da Nintendo vardı ve her gün onlara gidip oyun oynardım. Megaman, TMNT, Terminator vs. O zamanlar Atari Salonu nedir bilmezdim tabii. İkinci sınıfta Mersin'e taşındık. Mersin o zamanlar Atari salonlarıyla doluydu. Arkadaşlarla gidilenin atari salonu seanslarına ek olarak, babam de beni her ay başında atari salonuna götürürdü ve beraber bir oyunu bitirirdik. Time Commando, Final Fight, Mustafa (Cadillacs and Dinosaurs) gibi oyunlara sarardık. 2000'lerde İnternet cafeler geldi ve Atari salonları da maalesef öldü. Edit: Bu arada eklemeyi unuttum. Bütün akrabaların İstanbul'da oturması nedeniyle, tatillerde İstanbul'a gelirdik ve dedem beni her seferinde Fame City'e götürürdü. Fame City, bir çocuk için o zamanlar gidilebilecek en büyük atari salonuydu.
77' liyim Atari salonları İzmir'in mahalelerine yayılmamıştı sadece belli başlı merkezlerde büyük salonlar bulunuyordu. Yıl 90 veya 91 izmir çankayada Hilton otelinin 10. katına Fame City açıldı devasa atari ve oyun merkezi. İlk Final Fight namı diger (Haggar) oyunu ile orada tanıştım oyunu uzun süreler oynadım ve 2 jetonla bitirebilcek seviye gelmiştim. o sıralarda İzmir çocuk hastenesinin oraya Magicland açıldı ilk Street Fighter2 2 düğmeli versiyon ile orada karşılaştım orta yumruk ve seri hafif yumruk tuşları vardı. O zamanlar oyunda ilave bir tuş olabileceği aklımızın ucuna bile gelmemişti sonrasında İzmir Fuarına Street Fighter2 3 dügmeli vesiyonun geldiği haberini aldık koştur koştur oraya gitmiştik. En büyük heyecan ve şaşkınlığımız ise İzmirspor köprüsünün altına açılan küçük bir salonda 6 düğmeli Street Fighter2' nin olduğunu öğrendiğimiz an olmuştu. Sonrasında izmirin çeşitli mahallerine açılan atari salonlarında çok ekmek yemişliğim vardır. Furkan nın da bahsettiği gibi o sıra kalabalık hiç bitmezdi ikili kapışmlar bir kişi kaybeder boşalan tarafa hemen sıradaki kişi geçer jeton atar devam ederdi bu şekilde saatler sürerdi Ballıkuyu mahellesine açılan salona iş çıkışları uğrardım, salona girdiğim anda o eski Jackie Chan filmlerindeki üsta dövüşcü muamelesi görürdüm. hiç sıra beklemez oyuna girer 2 saat oynar yanıma giren herkesi döver tekrar oyunu bir jeton karşılıgında satar eve giderdim 1 jeton ile 4-5 gün oynadığım oluyordu.
Lütfen devamı gelsin.. 92 liyim arcade salonlarının son dönemlerine yetiştim ama hala o dönemi yaşayan binlerce insandan biriyim. 50.000 oyunlu kinhank retro konsol bile aldım... 90 lar çok iyiydi. Sf2 zelda truelies final fight cadillac and dinosaurs ve niceleri.. ❤
Ben 1986-1988 yılları arasında Antalya-Çallı'da yaşadım. O dönemde Çallı'da ateri salonu vardı. Mario, Wizard of Wor, River Raid gibi oyunları o dönemde oynadım. Ayrıca merkezde Commodore 64 kaseti dolduran dükkanlar da vardı. Merkezde Selekler çarşısının içinde ateri salonu vardı. Ayrıca biz Burdur'luyuz ama Antalya'da akrabalarımız olduğu için 1990-2000 ylları arasında Antalya'ya yaz tatillerinde giderdik. 90'ların başlarında Çallı'da ikinci bir ateri salonu daha oldu. Merkezde de bir kaç ateri salonu daha açılmıştı.
O zamanlarda yaşadığımız bütün olay zamanın ilerisinde ve buyulu bir deneyim yaşamamızdı bu sinema içinde geçerlydi, şu anda bizi şaşırtacak ve zamanın ilerisinde bir deneyim yaşatmak çok zor.Abim 80 li yıllarda eve commodore 64 getirmişti saatlerce kafa ayarı yapmaya çalıştılar sonra oyun açıldı oyunda at üzerinde bir kowboy ve tren vardı.Jetonlu makinelerden önce de giderkik atari salonuna bize oyun açarladı jeton vs yoktu.Ne hikayeler var ama anlat anlat bitmez.
tam bizim gibi dinazorlara göre bir içerik 😊 1991'de 80x286 turbosuz 10 mhz turbolu 16 mhz hızında çalışan bir 16 kb ram, 512 kb hard diskli bir pc ile başladım ben ama atari kültüründe hiç yokum maalesef 😀
Yıl 1969, TRT daha yeni yeni deneme yayınlarına başlıyordu.O zamanlar Sincan'da oturuyorduk. Akşam saat 20.00'de deneme yayını başlar 22.00'de biterdi. Sadece Ankara ve çevresine yayın yapardı.Yıllar geçti yıl oldu 1979. Lisedeydim. (Bunu daha önce de yazmıştım). Bir arkadaşım beni o zamanlar Beyoğlu Pera Palas Oteli'nin önünde kurulan lunaparka götürdü. Atari'yle ilk orada tanıştık.) Biz lisedeyken Atari Salonu bile yoktu. Pong oyunu oynadığımızı hatırlıyorum (o zamanlar adını bile bilmiyordum.) 1988-89'da Bolu Kartalkaya'da çalıştığım otelin Atari salonunda bol bol oyun oynardık yaz aylarında (otel kayak merkezi olduğu için yazın kapalı kışın açık olurdu). Bir bilgisayarı ilk defa yakından gördüğümde 30, ilk bilgisayarımı aldığımda 31 yaşındaydım. Hey gidi günler hey, zaman ne çabuk geçiyor. Bu sohbetin ikinci bölümü ne zaman piyasaya sürülecek?:)
2000'liyim 3-4 yaşlarındaydım , çok iyi hatırlıyorum , rahmetli babam bir gün elinde bir kutu ile gelmişti. Çakma atarilerden laptop tarzından kendinden ekranlı bir atari almıştı. Beraber mario , yarış oyunu vs oynardık. Güzel zamanlardı..
Allah atalarımıza, babalarımıza gani gani rahmet eylesin. Anlaşılan babanızı oldukça erken bir vakitte kaybetmişsiniz benimki de vefat ettiğinde 60 yaşındaydı.
90ların ortalarında bir aile gezmesinde abimle aradan sıvışıp atari salonuna gidip zaman mevhumunu tamamen yitirdiğimizi hatırlıyorum 😄Tabi saat 12 yi de geçince ne otobüs ne bir şey, eve yürüyerek çok ıssız bir yerden gitmiştik, yaşımızda küçük, karanlığın ucunda uzaktan bir siluetin bize doğru hızlı hızlı geldiğini fark edip ufak bir altımıza sıçratma ardından, gelen siluetin babamız olduğu görüp rahatlamıştık. Meğer bizi almaya geliyormuş o da, düşünün telefon yok bir şey yok, tamamen tahminlere dayalı bir karşılaşma 😄Atari salonu sevdası çok başka idi. O salona girip zamanı tamamen unuturduk. Büyülü bir ortamdı bizim için.
İlk kara kutu bir makinada pong oynamıştım. Daha sonra Smurf, Donkey Kong ve Zaxxon kasetlerimin olduğu bir ColecoVision konsolum oldu. Ardından Amiga 500plus makinamda 1989 yılında Simcity oyununu oynamıştım, oyunda param yetmediği için Workbench işletim sistemindeki bir hex editöründen para kodlarını bulup değiştirmiştim. O günden beri sektördeyim ve yazılımcı oldum. 90'larda atari salonlarından polisler alıp eve bırakırdı beni. Şimdi düşününce güzel günlermiş diyorum.
86 doğumluyum. İlk oyun deneyimim Comodore 64 ve Nintendo GameBoy ile oldu. Sonrası Famiclone(Micro Genius) lar ile devam etti. Ama atari salonlarındaki o heyecan çok başkaydı. Mahallenin büyük abileri tarafından orada yakalanıp eve getirilip şikayet edilmişliğim çok oldu. Sonrası malum. Ramazanda teravih namazına diye çıkıp da çok gitmişliğimiz oldu.
8 місяців тому+2
89luyum ve babamla sega kasetleri takas yöntemi ile aksarayda, bakırköyde vs. dükkan dükkan fellik fellik aradığımız günleri asla unutamam.. en sevdiğim oyunları biriktirirdim beğenmediklerimi ise takasla değiştirirdim.. 90lar gerçekten efsaneydi, en güzel yıllar
Snes çakması bi "atarim" vardı, annem televizyona kurardı benim için sonra bi saat o oynardı veremezdi bana kendi oynamaktan 😄 sonra bi gün babam eve bi geldi elinde PS, hayatımda bilmiyordum ps ps diye bişeyin olduğunu. 90 lar güzeldi be
1995 senesinde babam ateri salonuna gitmeyelim diye amiga 500 almisti yaz tatilinde. Mahallede amiga 500 u olan ikinci ev bizim evdi ve diger evdeki arkadas kimseye oynatmadigi icin mahalledeki herkes bizde toplanirdi, annem sagolsun bize yemek yapardi orduya yemek yapar gibi. Oyun oynamak icin herkes siraya girerdi kavga olmasin diye, kagida yazmistik, ben de kendi bilgisayarimda siraya girmistim. Quickshot Apache marka joystick vardi, alti vantuzlu, abanip vantuzlariyla birlikte sehpayi kaldirirdik oyun oynarken, biri de sehpayi tutardi sehpa kalkmasin diye :D Disket kutusu almistik disketleri saklayalim diye, anahtari vardi bide kitlemek icin. Anahtari kaybettik, kutuyu acarken Sensible Soccer oyununun bir disketi kirilmisti, o yuzden bazi ligleri secemiyorduk, diger diskette zarar gormustu, her mac acildiginda dua ederdik oyun donmasin diye, ulan ne gunlerdi be :D Mahallede o yaz, gunduzleri sokakta top oynayacak kimse olmazdi bizde toplanmalardan dolayi. Hey gidi gunler, ne guzeldi...
Faruk’un olayına benzer bi hikayede bende var: 91 yılında, orta 2ye gidiyordum, okulu komple asıp ateri salonuna kaçmıştım ve cep telefonunun olmadığı hatta ev telefonun bile bizde bulunmadığı o zamanlarda, nasıl olduysa street fighter oynarken paçamdan çekiştiren 3 yaşımdaki kardeşimi farketmemle birlikte, Tatar Ramazan filmindeki “taş kesil ulayn” sahnesindeki gibi annemi görmem, taş kesilmem, eve olan 500metre mesafeyi kimseden çıt çıkmadan yürümemiz, benim eve girişim, annemin banyoya gidişi, sonra odama gelişi ve elindeki Sandal ağacından yapılma çamaşır kaynatma sopasıyla benim tanışmam… Hey gidi günler ama o dayaktan sonra bile ısrarla okulu asmaya ve gitmeye devam ettim. Annem o dayağı hak etmiştin diyor hala 😂 (Genç arkadaşlara davranış tavsiyesi değildir)
hayatımda geçen en hızlı 26dk bu olabilir. çok güzel çok akıcı bir videoydu muhabbeti tek solukta dinlemiş gibi hissediyorum. Elinize emeğinize sağlık abilerim. Seviliyorsunuz.
Abilerim bu sohbetleri kesmeyiniz. Kanalın adının hakkını veriniz. Hatta bunu haftada bir olarak stabil hale getirseniz daha iyi olmaz mı? Her hafta nostaljik bir oyun ya da oyun yılı( gerekisrse tekrar oyun yıllarını konuşun), eşik aştırmış oyunları( mesela ilk doom'un etkisini 30 dakika konuşun) falan konuşun, filan konuşun. Yeterki eskilere içerin yapın ♥
TRT'nin akşam saat 7'de yayına başladığı, Robotech'in yeni bölümünü (aslında Shoji Kawamori'nin MACROSS'u) TV'nin başında merakla beklediğim dönemi hatırlıyorum. Hatta TRT yayını gece saat 12:00'de bayrak töreni ile kapattırdı 😊 Ortaokulda harçlığını mahalle arasındaki ATARİ Salonlarında jeton parası olarak harcayıp , sonra da bütün bir ay boyunca aç kalan arkadaşlarım vardı. O salonlar 90'lara doğru kavgaları ile ünlü olmaya başladı 😅 Salon önünde bisikletini çaldıranlar, jeton ve oyun sırası için kavga edenler...
@@spiderh 80'lerin ortasına doğru TRT'de gösterildi. Çok net hatırlıyorum. 8'deki haber bülteni öncesi bir bölüm yayınlanırdı. Hatta Robotech bitip Esteban (Estaban - The Golden City diye geçiyor olabilir. Anime'nin ismine bakayım) başladı diye çok bozulmuştum. Robotech daha sonra 90'larda sanırım Show TV'de tekrar gösterilmiş. Lazerion, Space Adventurer Cobra çok daha sonraki dönemde 😃
Macross orjinal capon biz robotech diye amerigan versiyonu izlemiştik çocukken (bilmeyende vardır diye yazdım) bu arada youtube da türkce altyazılı var ben özlemiştim 13 bölüm izledim. Japon versiyonu veya robotech 2. Ve 3. Sezon bulamadım. İlk sezon sonuna kadar var belki izlemek isteyen olur.
62 parca Macross mecha koleksiyon parcasi hastasi olarak su yorumu okuyunca akan sular durdu. Harmony Gold sen de yargilanacaksin. Robotech sonrasi dogrudur Esteban baslamisti. Hatta o yuzdendir “pussy oğlu esteban” kufurunun de bu yuzden ortaya ciktigi sehir efsaneside vardir😂😂
90 larda ataride kocaelinin en iyisi olarak selamlar metal slug 2 yi zor ayarlarda tek can ile bitirmişliğim var sf de salonu dizerdim sıraya bayramlarda şimdik yaş 43 sf6 mk 1 devam :) ama eski zaman yok iş çocuk eş eskisi kadar ilgilensem yine en iyisi olurum isim kocaelideki atarilerde djj olarak hatırlayan varsa
Cadillac and Dinosaurs , Punisher , Metal Slug , Contra , Batman , Power Rangers , Advanture Island , Tank 1990 , Bomberman , Star Force , Spiderman , Robocop , Street Fighter , Tekken , Mortal Kombat efsane oyunlardı şimdiki nesil bilmez ! Gözümde canlandı koskoca bir mazi . Saygılar .
Benimde Commodore 64'üm vardı. Babam almıştı. Kafa ayarı ile çok uğraştım ya. :D Sonra 93 senesinde babam PC aldı bu sefer. Bir daha da bilgisayarsız kalmadım zaten. Çok güzel bir video olmuş, keyifle izledim, teşekkürler.
Çok keyifli bir sohbet olmuş tadına doyamadık 2. Video bekleriz. Adı da Champion Edition olsun :) Nes klonunda sf2 oynama detayı can alıcıydı herkes bilmez. 90'lar ateri oyunculuğu zor şartlara başkaldırı gibi yaşandı belkide. Ve fakat o zamanları araştırdığımda 2. El sinklear amiga ve commodore gibi cihazların ve arcadeye çıkan sf2 final fighter golden axe gibi oyunların da bu cihazlardaki versiyonlarının olduğunu buldum. Yine de oyunlara ulaşmanın kolay olduğunu iddia edemem. O ışıltılı ekranları seviyormuşuzda aslında söylemeye çalıştığım bu.
Kuzenle beraber yolda para bulmustuk. Ama ciddi bir para yani. Cami hocasina vermemiz lazim diye aramizda konusurken kendimizi atari salonunda bulmustuk. Final Fight ve Air Carrier Wing oyunlarinin sonunu ancak bu sekilde gorebildik, insanlik disi jeton harcayarak😂😂
Resmen zamanda yolculuk yapıp 90lara gittim. Kara kutu atari, sonra kasetler, 16-32 bit sega derken PS1 benim için zirveydi. Sega oynarken PS1'de ilk kez Tekken 3 oynayınca nasıl da dibim düşmüştü. Bu nasıl gerçekçi görüntüydü Allahım. Hele Gran tourismo, vay arkadaş bu arabaların gerçekten hiç farkı yok derdim. Resident Evil 2 de ilk oynadığımda titreşim kolu elimden atmıştım korkudan gecenin 2sinde. Ama dediğiniz gibi, o zamanki oyunlardan aldığım zevki bir daha alamadım. O keyif her geçen gün düştü. Şimdi en hevesle aldığım oyunu 1 saat zor oynuyorum. Oyun alıyorum öylece kalıyor. Faruk bey, dediğiniz tarihlere bakılırsa belkide o galeria da yanyana oynama ihtimalimiz bile olabilir. :)
Ben 89’lu bir kardeşinizim abi, ergenlik vaktimde CHIP dergisi alırdım, harikaydı o dönem, ama annemden gizli alırdım. 😁 Hem yokluk, hem kapladığı alandan sebep kızardı canımın içi. Şimdileri dergiyi komple alacak aile işini idare ediyorum ama CHIP de değişti, annem de kızmıyor. 😁 Bu da böyle bir anım. Oyungezer ama hayatımda bambaşka yere sahipti, şimdi o da üzücü hale geldi, basılı değil artık. Az olanın tadı çok iyi oluyor.
Ankara Kızılay - Joy Game içeri girince çıkan sesler çok güzeldi insanı çekiyordu üst kattaki jetski ve Alt Katta büyük ekranda Marvel vs Capcom küçüktük ve bazı karakterleri iki kişi oynardık birimiz yön diğerimiz tuşlar (jeton sayımız azdı :) ,3 boyutlu köşedeki makinada devasa kılıcında göz olan dövüş oyunu SOULCALIBUR ve daha bir sürü anı Ankara da fantasyland vardı o nedense farklı gelirdi bana pek gitmezdik daha sonra joygame bir kısmı internet cafe oldu. keşke jetonlarını saklasaydım. Hi Score Girl animesini tavsiye ederim. Bu konu için süre çok az olmuş iki kısmı olmalı
Gerçekten düşününce keşke o jetonlardan saklasaydık, şimdi Joy da yok galiba. Fantasyland de çocuk oyuncakları olmuştu en son gördüğümde. Biz fantasy de çok takılırdık, yabancı video klipler oynatan bir televizyon ekranı vardı, jetonla şarkı dinlerdik, jennifer lopez klipleri falan izlerdik :D Gerçekten çok fazla anımız vardı şimdi hepsi tarihe karıştı.
atari, ps1 ve pc nin ilk zamanları. Bu zamanlar o kadar özeldi ki oyunlardan aldığım keyif tarif edilemezdi. Şimdi çok daha uçuk oyunlara sahip olsak da o zamanki oyunların tadını asla alamam. Çünkü eski zamanın oyunları da tıpkı insanları gibi samimiydi özeldi güzeldi. Hey gidi günler be
Arcade cihazlarını gördüğüm senelerde atari salonlarında hali hazırda playstation 1 vardı. Ben arcade makinasında Street Fighters ve Cadillacs and Dinosaurs (mahalle ağzı ile Mustafa) oynadığımı hatırlıyorum. Evde de Femiclone benzeri mario, ördek vurmaca oynadığımız atarilerden de vardı. Sanırım sürekli atari salonuna gitmemizden dolayı alınmıştı. Ama yine de sürekli atari salonuna kaçıyorduk. Özellikle yaz aylarında annem işe giderken bize bıraktığı harçlıkla annem evden çıkar çıkmaz salona gidip hiç ediyorduk kardeşimle. Crash nitro cart oynardık genelde. Bir de Twisted Metal 2 vardı (Oyunun adını hatırlamak için chat GPT çok yardımcı oldu sağolsun 😃). Ve benim de şöyle bir yakalanma hikayem var; oyun oynadığım esnada salonu işleten abi sürekli bana kaş göz yapıp arkamı gösteriyordu tabi ben anlamıyorum hala devam ediyor ben anlamıyorum. Arkamda babam belirmiş. Bir hışımla çıktık salondan çıktığımı ve evin yolunu tuttuğumu unutmuyorum. Güzel günlerdi bee.
Mustafalı dan nasıl bahsetmezsiniz... O kasaba gelene kadar o yaşımda neler çektim.. Geldin geçemedin.. Abileri izledin.. Öğrendin onu geçtin.. Sonsuz mermili silah bulduğun an bitti.. En azından o bölüme.. Mustafa yı seç.. Kolu iki ileri ittir tekmeye bas...ulen beee. Ağzınıza sağlık
Ya yine mazi yaptınız yine videonun başından sonuna aptal bir tebessümle izledim. Video bitince yine sevdiğim bir dizinin finali gibi kaldım. Ah be eski güzel günler. (=
Taşralı olmanın avantajı buydu belki de. Sizin 90larda yaşadıklarınızı 2000 başlarında yaşadım. Her şeyi ilk defa kendin keşfetmek, deneyimlemek bambaşkaydı. Şimdi UA-cam, tv'den 2 yıl sonra çıkacak örneğin GTA 6'nın videosunu görebiliyorsun. Halbuki eskiden oyunu kartuşu takıp oyunu başlatana kadar ya da CD'ci abinin kataloğundan seçip evde kurup açana kadar hiç bilmezdik bile. Bambaşka bir dünyaya kapı açardık.
Harika ötesi bir sohbetti emeğinize, ağzınıza sağlık. Yalnız Sinan abi bu videoda hiç espiri yapmadın üzdün. Benim oyunlarla ilk buluşmam çakma atarilerle olmuştu malum köy hali olunca Furkan abinin dediği gibi oyunlara erişmenin en zor olduğu yerlerden.
Atari 2600 klonu ( Karakutu ) almadan önce oyunları gözlerimi kapatip parmaklarimla hayal ederek oynardım. İçimdeki oyun aşkı hiç azalmadı. Halen aynı heyecanla açar oynarım konsollarımı.
Ankara Atakule Dreamland’e 3-4 kere gittim ve yaşım hatırlamaya yetmeyecek kadar küçüktü. Ona rağmen o kadar büyüleyici ve güzeldi ki, her saniyesini hatırlıyorum, kokulu not defterini, Tekken önündeki sırayı, jetski oyununu. The house of the dead de adamın zombiye dönüşmeden önce “I don’t wanna die..” diyişini bile hatırlıyorum.
Benim tekken 3 defterim vardı tüm hareket listesinin yazılı olduğu, derse çalışmaz o defteri ezberlerdim. Atari salonunda tekken 3 oynarken kimsenin görmediği hareketleri yapardım king throw'ları, xiaoyu juggles'ları.
Yine harika bir sohbetti. Su gibi akıp geçti 26 dakika 51 saniye. 83 doğumlu biri olarak beni de çocukluğuma döndürdünüz. 80 ve 90 larda yaşayan çocuklar olarak aynı şeyleri yaşamışız resmen. Aynı o dönemdeki annelerin telepatik iletişim kurmuş gibi "adaptör ısındı" demelerini söylemeniz gibi :) Devamı mutlaka gelmeli bu videonun. Ağzınıza sağlık. Seviliyorsunuz...
bu dönemi ve hisi paylaşanların, videoyu görür görmez heyecanlandığına eminim. çok keyifli bir sohbet olmuş. defter ve kalem eşliğinde çalışıp sizi dinlerken birden flashback ile levelların passwordunu not aldığım anlara gittim.
Ben commodorcu aile çocuğuydum (72 doğumluyum). Atari salonu ile pek alakam olmadı. 80ler sonunda boulder dash'i ilk atari salonunda oynamıştım ama. Bir de jeton katili River Raid ve 1942 vardı. Gördüğüm en zor arcade oyunu ghostngoblins'di.
Sinan abiyi ne zaman görsem çocukluğum aklıma geliyor ilk 10 dakikalarından tut bir oyunu tüm heyecanıyla oynayan kişi senin gibi bir yayıncı asla gelmedi abi sevgilerle.
Faruk üstad konuşurken konuştuklarını yaşıyor gibi :) oyun tarihi ve bu dünyaya bakışınız, arzunuz benim gibi bir eski oyuncuyu izlerken mutlu ediyor… Bu şekilde 2’li sohbetlere devam
1994 ler de atari salonuna gitmiştim. Sadece M.İ.B yada Goden Axe oynardım. Stret fighter yada Mortal Kombat oynama şansımız yoktu çünkü hem sıra gelmiyor, hem oynadığımızda hemen yanımıza jeton atıp bizi oyunda yenip hiç ilerlememize izin vermiyorlardı. Bir gün stret fighter oynayacağım atari salonuna erken gittim, gelen giden var mı diye baktım, baktım makine boş ve çevresinde de kimse yok tam rahat oynarım diye gittim jeton atıp oynamaya başladım, Hemen benden yaşça büyük birisi gelip jeton attı, Ben Baldrog aldım ve oda Baldrog aldı, başladık kapışmaya ilk rauntu aldım kıl payıyla. Sonra 2. raund oldu. Benden yaşça büyük olan çocuk bana yüklenmeye bir başladı makine başında ben neredeyse vücudum dışarda oyunun kol ve tuşlarına zorlukla dokunabiliyorum. Size şöyle tarif edeyim sağ ve sol kolunuzu konsolun üstünde farz edin. Vücudunuz arcade makinesinin yanında nasıl mücadele ediyorum bir görseniz en sonunda çocuğun nerdeyse üstüme çıkacak kadar yüklenmesine dayanamadım ve diğer iki raunt da da yine kıl payı kaybettim ve o günden sonra daha strett fighter 2 oynamadım. Şimdi o çocuğu bulsam ağzı burun girerim o kişi de muhtemelen 48-50 olmuştur. Suratını keşke hatırlasam da gidip ona hesap sorsam.
Bizim zamanımızda atari salonlarında az da olsa zorbalıklar oluyordu. Mesela dövüş oyunlarında "1 dakika hareket deneyeceğim" deyip yanına oturan ve denerken seni pataklayan abiler olurdu.
teknolojik bir cihazın gelmesi nerden baksan 10 yıllar süren ülkemizde ne hikmetse arcade makineler aynı yıl çıkan yeni oyunlarıyla, kiminin evinde televizyon bile olmayan mahallelerde bir anda peydah oldu.1992. ilk kez tanıştığım arcade oyunu mortal kombatı ilk gördüğümde 7 yaşındaydım. mersinde bir atari salonunda. korkudan oynayamamıştım. sonra tabi içinden geçtik.
arcade makinelri çünkü amerikadan batıdan değil japonya çin gibi doğudan geliyordu. ozaman metin tekstil sega master system ve mega drivı türkiyeye getirmiş zaten klonlarıda vardı ucuza. mega drive klonları bu videoda bahsedilen nes klonları gibi değişdi orginali gibi oynaıyordu. metin teksilden sonra 95te aral almış saturnu getirmiş satunr oyunları falan kutulu satıldı kısaca. sonra zaten pc yürüdü 97den sonra.
faruk abiyle aynı yerlerde büyümüşüz. hatta ben görüntüden de hatırlıyorum ama nereden olduğunu çıkaramıyorum. kuzenim bi aikido salonuna gidiyordu orada mı gördüm bilmiyorum. üçkapılarda büyüdüm ben de. eski antalya ya gittim bi anda. İstanbul a gelen çoğu şey Antalya ya gelmezdi. doğru diyor. gelecek olsa bile 6 aya ancak gelirdi
Ah baskan 43 yaşinda biri olarak o 80lerin sonları ve 90lar gözumun önünden geçti. Çok severek takip ediyorum sizi. Biraz burada raslamam geç oldu size. Çocukluğu istanbulda geçen biri olarak şuanda 4 senelik antalyalı arak daha bir hevesle izledim videoyu. Isiklara yakin mekanda şuan evim. Zerdalilik mahallesindeyim. Sizlerle cok tanismak isterdim. Yaş olarakta akran sayiliriz. Antalyadan çok selam ve saygilar dostlar.
Benim Atari salonları ile tanışma yıllarım Bandırma ilçesinde oldu. 90'lı yıllar, ilkokul çağlarındayım. Benim gibi 2 tane de kafadar arkadaşım vardı mahalleden; neredeyse her sabah erkenden kahvaltı yapar yapmaz üçümüz mahallede toplanır, çarşının içindeki Kardeşler Atari Salonuna giderdik aldığımız harçlıklarla. Harçlıklar da az tabii, 2 simit parası kadar diye hatırlıyorum. Çünkü Atari salonunun hemen yanında bir fırın vardı ve o saatlerde taze simit pişirirdi, kokusu bizim gibi atari hevesiyle kahvaltı yapmadan ya da kahvaltıdan yarı aç kalkan çocukların aklını alırdı. O yüzden paranın yarısıyla bir iki jeton, kalan yarısıyla da bir simit aldığımı hatırlarım. Taze çıkmış hamuru pamuk gibi dışı çıtır mis kokulu simiti ağzımda kemire kemire kalan jetonlarla atari oynadığımı hatırlarım :D Her sabah simite mi para versem yoksa jetona mı para versem muhasebesini yapan çocuklardık o ortamda :D Her şey kısıtlı az ama bir o kadar lezzetliydi işte o yüzden. Tabii sonra abim sık sık atari salonuna gittiğimi öğrenince bir gün akşam eve Atari alıp gelmişti, şu kara kutu denileninden. Üstüne Amiga 500 falan aldı ama nafile, ayağım kesilmedi ancak seyrekleşti. :D Kafadar arkadaşlarla harçlıklarımızı birleştirip kaçıp kaçıp atari salonuna gitmenin tadını hiç bir şey veremez. Yeri geldi jeton parası için sokaktaki pazarlara sergi açan karpuzculara günü birlik çırak olduk, yeri geldi hurdacıya demir hurda satmak için kafa kafaya verip kilometrelerce yol keşfine çıktık. Fazladan bir jeton alabilmek için çocuk aklıyla hep birlikte kafa kafaya verip aranan çarelerin tadını ancak yaşayanlar bilir. :D Bu ancak o dönemlere ait çocukların yaşamış olduğu bambaşka bir tecrübe. İmkânların bir inci tanesi kadar küçük, heveslerin o inci tanesini kaplayan okyanus kadar kocaman olduğu dönemler... 👍
Okuldan çıkıp arcade salonuna gidince Sunset Riders makinasını saatlerce gasp ederdim. Neyseki benden başka pek fazla ipleyen olmuyordu o oyunu maksimum bir denemek için girip bakıyordu bazıları o kadar, o yüzden hır çıkmıyordu. Makine genelde boş olduğu için sıra da beklemiyordum. Rdr2 sevgimin kaynağı ta oraya dayanıyor yani. Eve Atari 2600 ilk girdiğinde de çılgınlar gibi Excite Bike sarmıştım bütün gün onu oynuyordum. Sonra ilerki dönemlerde de (famicom çakması konsol dönemi) Contra'ya ve Billizard'ın Blackthorne oyununa fena sarmıştım. Fakat 16 bit döneminden sonra bir daha hiçbir konsola dokunmadım, ne playstation'da ne de xbox'da vs falan bir kere bile oyun oynamışlığım yok, PC'ye geçtikten sonra konsola bi daha geri dönmedim. MS-Dos'tan Prehistorik oynuyorum önceleri, (o sırada Slackware Linux kurmaya vs çalışarak falan linux olaylarına da girmeye başlamıştım), daha sonraları worms armageddon, gta1-2 vs oyunlarla PC den devam ettim hep. Zaten o yüzden de hiçbir 3D oyunda katiyen controller ile oyun oynayamıyorum, karakteri yürütemiyorum bile doğru düzgün. Ancak Ori, Dead Cells vs gibi side scroller olması lazım. Ama işte o zaman da kontrolcüyü şahane kullanıyorum Contra'dan kalma reflekslerle (:
İşde bekledigim video ağzınıza yüreğinize sağlık işde bu yaa eski 90 lar nostalji harikasınız 👏👏çocukluğum çorumda geçdi babamın meslegi yüzünden mavi ay atari salonu merdivenlerden iniyorsun aşağıda ne günlerdi tekken2.3 oynamak için 1.2 saat bekledigimi bilirim mustafa oyunu mortal kombat makinalarında hep büyük abiler olurdu oynayamazdık 90 lar efsanedir anlatılmaz yaşanır
81 doğumluyum bize göre siz şanslısınız oturduğumuz yerde ararım salonu yoktu sen orta 1 gördün salonları ben ilçe de lise 1 giderken ilk oyun makina miz sega ide annem çok oynuyorsun diye çok kızardı bir aşırı sinirlendi sega bir yumrukla kırdı bende çok üzülmüştüm sonra kendim tamir edip tekrar devam etdim ama eski eğlencesi kalmadı atari salonlarında çoğunlukla tekken oynardık zaten dediğiniz mortal kombat ve diğer oyunlarda adamlar pro olmuştu yenmen çok zordu artı sizlere şu konuda katılıyorum şuan benimde çocuklarım var dediğiniz gibi alış veriş merkezlerinde makina lar hep süreli burda sadece eklemek isteğim eskiden rekabet olayı çok olduğundan salon sahiplerinin işine geliyordu
Çok güzel bölümdü abilerim bende 94lüyüm ufakta olsa o dönemden bir anım var. Mahalledeki abiler beni bırakıp bırakıp bi yerlere giderdi. Sonra dedim bunları takip ediyim. Merdiven altı bi yere girdiler, gitmelerini bekledim ve girdim. Her yerde atari müzikleri ve rengarenk oyun makineleri pinball street fighter kof... sigara dumanından insanlar gözükmüyordu. Büyük kilolu bir abimiz küçük bir kabinde duruyor ve herkes onunla konuşuyordu. Yanına gidip oynamak istiyorum dedim. 1 TL n var mı dedi. Bende çıkarıp babaannemden cips parası diye aldığım 1 TL yi verdim. Oynamak için Street Fighter ı seçmiştim. Çok heyecanlıydım. Jetonu attım. Daha ben bu tuş napıyo şu tuş napıyor diye bakarken zaten öldüm. Dönerken yolda pederle karşılaşıp bide ondan sopa yedim. Daha da gidemedim sonra evlere geldi atari zaten. Harbiden şimdi düşününce bi oyunu öğrenmek bile zor dönemlermiş. 3D ye geçiş bölümünüzü merakla bekliyorum :D
2000 yılında Antalya'da Hükümet Konağı, Cumhuriyet Meydanı yakınlarında bir bandrollü korsan oyun 😀😀 satan bir dükkan vardı. Belki Faruk Bey o dükkanı biliyordur. O dükkandan ilk oyunlarımı almıştım. Delta Force 2 ve Fifa 2000. Faruk Bey'in anlattığı kadar yoksun bir Antalya'da yaşamadım ama hayatının bir dönemi Antalya'da geçen biri olarak biz de yaşadık be Faruk abi. Tabi o yaşlarda Delta Force oyununu oynayamamıştım ama Fifa 2000'de çok kupa kaldırdım.
Evde 1998 yılı yazından beri pc vardı ama pek yüzüne bakmazdım. Arkadaşlarla ortak bir payda oluşmadığı için ama ilk internet cafe'ye götürüldüğümde Half Life deathmatch oynamaya çalıştığımda gönül bilgisayara bir kaydı daha sonra çakma nes makinesini çok fazla kullanmadım.
Ben biliyorum orayı, küçük bir dükkandı. Hükümet Konağı'nın sol tarafında kalıyordu. Hatta Playstation One'ı aldığımız gibi ilk gün gidip çip taktırmıştık orada. :)
Faruk reis gibi ben de Antalya'daydım. Ben Atari salonlarının zirve dönemlerinin sonuna yetişmiştim. Sonra da yerini Quake, Doom oynanan internet kafelere bırakmıştı. O zamanlar Güllük'te Atari salonları vardı, oraya giderdik biz de. Evlerde Atari, Sega konsolları olanlar kendi arasında kaset takası yapardı. Bizim mahallede güçlü bir Atari, Sega dayanışması vardı. Millet birbirinin evinde toplanır bilhassa Street Fighter 2'de kapışırdı. En çok o ortamı özlüyorum. Benim favori konsolum Sega Mega Drive 2'ydi. O zamanların Playstation 5'i gibiydi bu. Kasetleri bile pahalı olurdu Atari'ye göre. Ben süre bakımından oynama konusunda fazla sıkıntı yaşamasam da evde o adaptör ısınma meselesi bizde de olurdu. 5-6 saat oynanmışsa gelinir, adaptör ısınır denilirdi. Ben daha çok rahmetli babaanneme gidip oynardım atariyi. Hey gidi yıllar hey. Şu anki aklımla o yıllara bir gidip gelebilsem keşke.
Bu kanalı izlerken kendimi hep z-kuşağı çömezi görüyordum ama bu video var ya 20lik beni nakavt etti abi evde gamingle tanışan biri olarak bile şoke olan bir nesil için ilk gaming ürünlerine tanık olmanın verdiği hissiyatı sanırım asla anlayamayacağız
Michael Jackson sonic 3 and knuclesin müziklerine yardım etmişti sonra cocuk istimasrı olayarına karşınca sega koleksiyon toplarmalrına o oyunu koyamadı. 3 sene önce çözüldü son çıkan sonic koleksiyona koydular fakat 2019da çıkan mega drive minide yokdu yine. sonic 1 ve 2 vardı sadece.
Hacca giden büyüklerimiz atari getirirdi o zamanlar playstation devri başlamamıştı onun gibi popülerdi. joysticki kolay bozulurdu kurbağalı oyunları falan oynardık eski küçük tvlerde. Komşumuzda pc vardı sene 90 falan siyah beyaz prince oyunu ve benzin aldığımız uçaklı oyun... internet cafede ilk gördüğüm LAN oyunu duke nukem idi. Abiler aynı haritada birbirlerini bulup vuruyorlardı inanamamıştım 😊 Ve tabi atari salonlarında sf2 mk1 mustafa ve nba jam çok zevkliydi.
Jetoncu da The House of The Dead oyunu tek jeton ile bitirebildiğim birkaç oyundan biriydi. Aynı serinin 3. oyunu da vardı orada ama çok zordu. Gittim 15 tane jeton aldım, dizim ekranın önüne. Başladım oynamaya. Son Boss'a geldiğimde arkamda koca bir kalabalık vardı ve ben... son boss'ta öldüm... baya baya jeton bitti. Oyunun sonuna da göremedim. Edit: Bizim jetoncu da THoTD'in en yüksek 10 skorundan 7'si bana aitti xD
house of dead virtua copu cdrom data dergisi bedava vermişti. fakat oyun saturnun son zamanı çıktığı için güzel port edilemedi pc versiyonuda saturnden port. grafikleri downgrade yemişti . yakın zamanda house of dead remake çıktı . panzer dragoon la beraber sega remake yaptı onu. house of deadin birde yazarak oynan versiyonu vardı typing of dead. zombilerin üstünde kelimeler çıkıyordu hızlıca doğru yazman gerekiyordu.
@@MrStrangermoon Aynen bakmıştım onlara. Klavye ile yazılan hariç diğerlerini pc'de denedim de, remake hariç bitiremedim. Remake o kdr da güzel gelmiyor. Muhtemelen elimizde tabanca olmadığından ve oyun sonunda tetik parmağımız su toplamadığındandır :D
@@kardokdelikaya9570 o tarz oyunlarda benim favorim sega mega driveda çıkan termintor 2 judgement day. T2 diye geçer. gelecekte geçiyor light gun oyunu. arcade versiyonuda mame emulatoruyle deneyebilirsin. o zamanlar birde ikitane light gun oyunu vardı seganın eve gelmedi. star wars trilogy ve jurassic park lost world. 2000 de çıktı bunlar. mame emulatoru malasef bu ikisini çalıştıramıyor. sega am3 emulatoru yuklemen gerek.
Sünnet düğünü param 5milyon gelmişti. Ertesi gün 500bin TL'ye babam Atari alıp gelmişti. Sene 1993. Merdivenlerden elinde kutuyla çıkışı ve benim kapıda onu karşılamam hala gözümün önünde.
Resmen çocukluğuma ışınlandım. Ula her şeyi mi aynı hisle yaşamışız. Gerçekten beni 80 sonlarına yolladınız bence bunu seri yapın. ❤ Bizim oradaki salon sahibi bırakın küçük çocuklar girmesin çocuklar için tabure bile tutuyordu. Elinde bira sigarası girişin önünde çocuklar jeton için bacağına yapışıyordu. Şimdi düşününce ne kadar komik bir durum 😂
Hey gidi günler hey! 80'liler olarak teknolojik gelişme ile beraber deneyimle deneyimleye büyüdük. Ben sanırım bir Commodore 64 deneyimleyemedim. Anlattığınız gibi komşulardaki cihazları oynadım. Birisinden atari konsolunu, bir arkadaşımın dayısı da yurtdışından Gameboy getirmişti. Onu deneyimledim. Yanında 1-2 kaset. Gameboy demişken Kanal 6'da satışı yapılıyordu. Atari salonlarında zor oyunlarda SFII gibi arkadaşlarla bir karakteri bitirmek için ortaklaşa oynardık. Hatta bir kabini olan F1 yarışını ortaklaşa bitirdik. Bazen turnuvalar da olurdu. El konsolu olarak sahip olduğum üçgen bir alet ve ortasında dijital ekranı (saat gibi) olan F1 oyunu ve de olmazsa olmaz meşhur tetris! Atari salonlarında oynadığım oyunları arada emulator arcade web sitelerinde bulup oynuyorum. 😅
Sinan abinin anlattigi mevzunun bir benzerini biz de Tuzla’da yasamistik. Bir arkadas gelip atari salonu açıldı dedi. Gittik tabii ana baba günü mekan. Ben de o güne kadar bozukluklarimla 3000 lira biriktirmisim oyuncak alirim diye. O parayla üç tane jeton aldim. İkisi haraca gitti. Birinde de oyuna girip hemen öldüm :)
98 de Kayseri'de Dımıdan Atari salonu vardı. Final fight ve Cadillac and dinasours 'u tek jetonla bitiriyor diye beni kovardı adam sahibi salona almazdı. :D Ne günlerdi heheyt. Çok samimisiniz çok seviyorum sizi. Bu hobi işi gerçekten kalpleri birleştiriyor. Sizinle birebir tanışıp sohbet etmek isterdim.
2000 lerde bizim orada atari salonları geç gelmişti. bende kaçıyordum salonlara, sünnet olduktan sonra bile kaçmışım. babamda kırık bir ps 1 almıştı. o zaman ki grafikleri görünce aklımı kaybettim. driver 2, tomb raider, medal of honor.
15. dakikada mevzu bahis olan konunun bendeki anısı şöyle: Rahmetli babam bana Gameboy almış, yanında da 4 tane oyun gelmiş. Tetris, Super Mario Land, Batman Forever ve Motocross Maniacs. Ben bu oyunları o dot matrix yeşil ve aydınlatmasız ekranda pili az yesin diye en açık ayarlarda oynarken bir gün babam beni amcamlarla buluşmak üzere Fenerbahçe'deki Pyramide adlı bir mekana götürdü. O zamanlar AVM filan yok, Akmar hala Akmar (sigara dumanında Quake MP atan siyah tişörtlü metalci abiler) ve Pyramide benim için inanılmaz bir şeydi. O ilk gidişimi unutmuyorum: önce McDonald's dan hayatımda ilk kez hamburger ve patates kızartması yedim, sonra da babam bana bir (yazıyla bir) adet jeton aldı ve istediğim oyunu seçmemi söyledi. Kabinler arasında dolaşırken gözümü bir oyun ısırdı: Super Mario! Ama bendeki gibi Land değil de World yazıyor, renkli ve öyle böyle akıcı değil! 20 dakika büyülenmiş gibi millet oynarken oyunu izlediğimi hatırlıyorum. Yan tarafta Terminator vardı, millet kocaman silahlarla ekrana ateş edip katliam yapıyordu. Gerçek motorsikletin replikası bir cihazın üstünde ekrana bakarak yarışan abileri görünce benim beyin 500 hatası vermeye başladı, kulaklardan dumanlar, gözlerden alevler filan... Fakat bunların hiç biri afedersiniz "zengin pici" dediğimiz Caner diye bir arkadaşın Gameboy ekipmanı kadar beni şoke etmemişti. Hani anlattım ya, pili az yesin diye yeşil dot matrix ekranı minimum kontrasta ayarlayıp oynuyoruz diye, bu elemanın babası çocuğa ekranın üstüne takılan ışıklı büyüteç + multiplayer oyun oynamaya yarayan kablo almış, yetmemiş elektrikçinin birisine harici pil seti yaptırmış adaptör soketindedn taktırıp uzun süre oynatmasını sağlamıştı. Ben hayatımda hiç bir kimseyi kıskandığımı, kimseye haset ettiğimi bilmem. Caner'den başka. Caner'den nefret ediyorum. Pis Caner. Bende yok, onda var. Bu da böyle bir anımdır.
19:46 Seinfeld'de çok güzel bir bölüm var bununla ilgili. George, eski pizzacıda birincilik yaptığı arcade Mach'ı hatırlayıp evine koymaya karar veriyodu ve baya da uğraşıyordu Mach'ı almak için. Bir Z kuşağı olarak izlediğimde anlamamıştım neden save dosyası yok mu ya falan olmuştum.
Oturduğum ilçede sadece 1 tane 18 Wos Across america tır oyunu cd'si ve sadece 1 tane Colin McRae Rally cd'si vardı 2 ayrı internet cafeye haftada 1-2 kere 4 km yol yürürdüm 13 yaşımdaki halimle hey gidi günler heyyy
Filmlerdeki atari ve Gameboy sahneleri olmasa, bizimkiler beni haberdar etmezdi! :) çevrede yayıldı ve nasıl olsa ben de isteyeceğim için el mahkum alındı! İlk istediğim Gameboy olmuștu! Hollanda'dan hediye gelmiști ve çatır çatır istemesem, kimse oralı bile değildi! :) "adaptör ısındı" mevzusunu hatırlattığınız için de ayrıca teșekkürler! :) 👍
-adaptör ısındı patlar bak kapat.
-atari televizyonu bozuyormuş.
-atari salonlarına gitme kötü maddeler satılıyormuş.
çocukluğum şu lafları dinlemekle geçti. atari salonunda pedere yakalanınca bütün okul, mahalle dedikodumuzu yapardı sanki genelevde basıldık aq. nelerle uğraşmışız.
Bu yazdıklarını duyduğumu hatırlamıyorum da doğrudur derler ebeveynler hocam inanırım, çünkü ben de doksanlarda çocukken benzer şeyler yaşadım mesela üst kattaki komşumuzun oğlunun Commodore 64 ü vardı ve arada çağırırdı ama annesinin geç oldu fazla oynamayın gibisinden baskıları olmuştu hatırlıyorum 😅 hey gidi günler şimdiler özellikle Z kuşağı bilmez bunları
1986 doğumlu bir Antalyalı olarak Furkan’ın başta söylediklerine pek katılamayacağım. 6-7 yaşımdayken Amstrad sahibiydim, kuzenimde Commodore 64 vardı ve oyuna erişmekte hiç zorluk çekmediğimizi hatırlıyorum. Yine çok küçük yaşlardan itibaren topladığım Level dergileri de hâlâ koleksiyonumdadır. Hatta Sinan Akkol ve Cenk&Erdem hayranlığım oradan gelir :)
Bunun yanı sıra Furkan’ın belirttiği salona ek olarak çocukluğu Bahçelievler’de geçmiş biri olarak Olimpiyat ve Texas adlı arcade salonlarından çıkmaz, gerektiğinde “Geçeyim mi abi” yancılığından da geri durmazdık. Güzel zamanlardı…
O değil de Cenk & Erdem’i konul etsenize bir ara… Dönecek geyiği düşünemiyorum :)
Bir dinozor olarak bende kendimden bir şeyler aktarayım 😂
80'lerin ikinci yarısında atari salonuna ilk defa gitmiştim.
Boulderdash ve Ghosts'n Goblins vardı,zamanlıydı ve bir süre sonra kontrol dururdu.
Sonra hak bitince oyun biter moduna geçildi.
Rahmetli babam Almanya'dan Atari 2600 getirmişti aynı dönemde.
Oyunlar almancaydı.
Uzun bir dönem kardeşimle oynardık.Arada bir rahmetli babamda eşlik ederdi.
Pitfall (Jungle Hunt) çok oynardık.
Ortaokula geçince (1989) tekrar atari salonlarına dalmaya başladık kardeşimle.
89'da babam bize almanyadan Gameboy aldı,ve uzun bir süre Süper Mario oynadık.
Abim o 90 yılların başında Commodore 64 aldı.Muhtesem zamanlar geçirdik.
Dizzy serisi,Bruce Lee,Ghosts'n Goblins,Ghouls'n Goblins,Emlyn Hughes Soccer,Kick off,Spheron ve daha bir çok oyun oynadık.
Ve bir gün(1991) atari salonunda ekranda hoplayan zıplayan Chun-Li'yi gördüm. Renkler,müzikler ve grafikler muhteşem, oynanış inanılmazdı.
Street Fighter 2 ile çıktığı yıl tanıştım.Sonra bir sürü versiyonu çıktı.
O arada Golden Axe oyununu keşfettik.Iki kardeş coop olarak tek jetonla bitiriyorduk. Hatta bize aşina olanlar bize "yine oyunu bitireceksiniz " gibisinden takılırlardı.
1992 kışında kardesimle Avcılar endüstri meslek lisesine adım atınca ilk yaptığımız atari salonu aramak oldu.
"Latino" isimli salonu bulmak güç olmadı.Çok okulu kırdık ve harcliklarimizi ataride bitirip,otobüse binmeden yaya olarak Avcilar'dan Beşyol'a yürüdük. 😅
Orada Knights of the Round,The King of Dragons'u ve ismi şimdi aklima gelmeyen bir ton oyun keşfettik.
Yine para biriktirme ile kendimize Amiga 500 aldık.
En büyük hayalimizdi ve başarmıştık.
Artık en sevdiğimiz "Shadow of the Beast" 1,2 ve 3 ü,Loom, Cadaver ve Dungeons Dragons frp leri ( Eye of the Beholder serisi,Champions of Krynn) oynayabiliyorduk.
Bakirkoy'de OSAM bilgisayardan oyun disketi alıyorduk liseye giderken.Muhtesemdi.
1993 yılının bir bayram günü bize verilen harçlıkları oyunda harcamak için Sefaköy'de bir atari salonuna gittik.
Ekranda gerçek adamlar dövüşüyor ve kan gövdeyi götürüyordu;
"Mortal Kombat"
Görünce inanamadık.
Tek sorun vardı,sadece tuşlarda yumruk vardı,tekme yoktu😅
O sebeple o aralar sadece Sub Zero ve Scorpions ile dövüşüyorduk.
Sonra Tekken fırtınası başladı
Bu çok daha muhteşem bir deneyimdi.Herkes 3 boyutlu 😊
Sonra kardeşimle işe girerek bir süre para biriktirip,babamda üstünü tamamlayinca PC aldık.
Hatta ilk oyun cd'miz Tomb Raider'di.
Bir süre Diablo,Nox,Legacy of Kain ,Duke Nukem,Doom,Commandos,Heroes Of Might and Magic 2,Sanitarium ve bir sürü oynadık.
Der iken;
1997 yılında Bakırköy'de bir atari salonunda oyun hayatımızı değiştiren o canavarı gördük.
"PlayStation"
Ve millet Tekken'i o cihazda oynuyordu,biz şaşırdık kardeşimle.
"Nasıl olur lan?" Dedik.
Artık atari salonu bize cazip gelmiyordu çünkü daha kaliteliler o canavardaydı.
Yine bize verilen paraları biriktirdik ve 1999 yılında çipli PlayStation aldık.
Alundra,Tekken 3,Winning Eleven,Final Fantasy 8,Legend of Mana derken atari salonu hayatımız bitti.
Ne ilginç ki atari salonu dönemini bitiren PlayStation' ı, yine bir atari salonunda keşfetmiştik.
Çok ama cok güzel yıllardı.
Oyun oynamak güzeldir arkadaşlar.
Biz zengin bir aile değiliz,işçi bir babanın oyun sever çocuklarıyız.
Hep para biriktirerek ve üstünü babam tamamlayarak elde ettik o cihazları.Rahmetli babam asla karışmazdı oyun oynamamıza.
46 yaşındayım ve hala oyun oynuyorum,12 yaşında kızımla PlayStation 4 pro ile birbirimizi dövüp,futbol maçları yaparken Crash Team Racing ile yarışıyoruz.
Şimdiki amacım yine para biriktirip çıkarsa PlayStation 5 pro almak.😊
Kısacası arkadaşlar;
Büyüleyici bir deneyimdir oyun oynamak,o sebeple asla çocuk yönünüzü kaybetmeyin.❤😊
çok güzel anılar, sabahın beşinde bunu yazıyorum, benimde 3 yaşlarında kızım var beraber oynamayı bana zorlu rakip olmasını bekliyorum gözlerim doldu nedense o yüzden yazmak istedim. Hi Score Girl animesini tavsiye ederim. Ankarada Joygame ve fantasyLand bilenlere selam.
@@efdalartALLAH (C.C. ) bağışlasın, İNŞÂALLAH dostum kızın sana fena bir rakip olur 👍🏻😉🤲🏻
🤲🏻 amin seninde eyv. @@volkanyoruc
89luyum, atari salonlarına kaçak kaçak gitmekten ajan olabilirdim. Bir de mega drive 2 aldığımda mahallede olay olmuştu. Micro geniusu olan bir çocuk gelip benden nba live 98 kasedini istemişti. Çocuğa ikisinin farklı makine olduğunu anlatamamıştım, bir de zorba bir şeydi. Gittik evine sega kasedini micro geniusa takamayınca bana sinirlendi yine deyus.
Hocam bir de bizim zamanımızda atari salonlarında çocuklardan para tırtıklamaya çalışan zorbalar vardı, ben 78 doğumluyum doksanlarda dersaneden dönüşte bir çocuk bana dadanmış devamlı tehditle para istiyor işte jeton istiyordu hayır onunla aynı mahalledeniz ya kaçamıyorsun bir de her köşe başında çıkıyordu şerefsiz, ilk başlarda üç beş harçlığımdan veriyordum sonra akıllandım ve binbir bahaneyle ondan kaçmaya başladım, böyle manyak insanlar da vardı 😒 hayır anne babaya da söyleyemiyorsun çünkü zaten seni anlamadıklarından atari salonlarına gitmeni hiç istemiyorlar kızıyorlardı üzerine bu zorbalığı söylesem naparlardı bilmiyorum
UA-cam: Hilafeti Muhammediye
Faruk reisle yanyana belkide çok oyun oynamışızdır :) Antalyada ilk atari salonları benim hatırladığım süreliydi makinalar. Ortada bir ışık vardı 5 dk sonra yanıp sönmeye başlardı jeton atmazsan oyun biterdi. Cadılı bir oyun vardı hatırladığım pixel pixel. Bir süre sonra okulda bir dedikodu başladı mahalleye yeni bir atarici açılmış süreli değilmiş makineler sen ölmeden oyun bitmiyormuş :) aklımız gitmişti o gün okul bitsinde gidelim diye . Hey gidi günler çok özlüyorum 😌
Selamlar. yorumları okuyunca izleyen kitlesinin pek çok kanala göre ne kadar kaliteli ve yaş ortalamasının büyük olduğu hemen anlaşılıyor. 87 doğumluyum beninde doğal olarak atari salonlarında çok fazla anılarım var. evdekiler kızdığı için kalan jetonları sokamta bir taş altına saklardık eve götüremezdik. street fighter ex+ oyununda bilen bilir iyi bir skor yaptiginizda garuda cikardi birden rakip olarak kimse gecemezdi. Bir arkadasimiz garudayi yenince i kadar cok bagirip sevinmisizki atari salonu sahibi bizi tokatlayip disari atmisti😂.
Hey gidi günler hey. Bütün videoyu yüzümde bir gülümseme ile izledim. Kendi çocukluğumu yaşadım. Atari salonunda basılmalar, bir akrabanın evinde atari denilen şeyle ilk defa karşılaşıp hayatının şokunu yaşama, bayram harçlığı dahil ele geçen her türlü parayı atari salonunda eritme, okuldan kaçma, başka atari salonlarına gidip kendini yabancı hissetme sonra mahalledeki ataride kendini evinde hissetme, Street Fighter i tek jetonla bitirme sonrası mahallede saygıda level up olmam. Daha ne hatıralar... Vay ne ne günlermiş. Bir şeylere ulaşmak çok zormuş ama çok keyifli günlermiş.
Babam Deniz Subayı olduğundan, her 2 senede bir oradan oraya tayinimiz çıkardı. 90'ların başında, daha birinci sınıftayken, Marmaris içinde lojman çıkmadığından sivilde kalmıştık. Üst komşumuz da Almancı bir aileydi, onda da Nintendo vardı ve her gün onlara gidip oyun oynardım. Megaman, TMNT, Terminator vs. O zamanlar Atari Salonu nedir bilmezdim tabii.
İkinci sınıfta Mersin'e taşındık. Mersin o zamanlar Atari salonlarıyla doluydu. Arkadaşlarla gidilenin atari salonu seanslarına ek olarak, babam de beni her ay başında atari salonuna götürürdü ve beraber bir oyunu bitirirdik. Time Commando, Final Fight, Mustafa (Cadillacs and Dinosaurs) gibi oyunlara sarardık. 2000'lerde İnternet cafeler geldi ve Atari salonları da maalesef öldü.
Edit: Bu arada eklemeyi unuttum. Bütün akrabaların İstanbul'da oturması nedeniyle, tatillerde İstanbul'a gelirdik ve dedem beni her seferinde Fame City'e götürürdü. Fame City, bir çocuk için o zamanlar gidilebilecek en büyük atari salonuydu.
Bende İzmir'de Hilton otelin altındaki atari salonuna gitmiştim, MK 1'di sanırım Sub Zero ile fatality yapmıştım ne günlerdi :)
77' liyim Atari salonları İzmir'in mahalelerine yayılmamıştı sadece belli başlı merkezlerde büyük salonlar bulunuyordu. Yıl 90 veya 91 izmir çankayada Hilton otelinin 10. katına Fame City açıldı devasa atari ve oyun merkezi. İlk Final Fight namı diger (Haggar) oyunu ile orada tanıştım oyunu uzun süreler oynadım ve 2 jetonla bitirebilcek seviye gelmiştim. o sıralarda İzmir çocuk hastenesinin oraya Magicland açıldı ilk Street Fighter2 2 düğmeli versiyon ile orada karşılaştım orta yumruk ve seri hafif yumruk tuşları vardı. O zamanlar oyunda ilave bir tuş olabileceği aklımızın ucuna bile gelmemişti sonrasında İzmir Fuarına Street Fighter2 3 dügmeli vesiyonun geldiği haberini aldık koştur koştur oraya gitmiştik. En büyük heyecan ve şaşkınlığımız ise İzmirspor köprüsünün altına açılan küçük bir salonda 6 düğmeli Street Fighter2' nin olduğunu öğrendiğimiz an olmuştu. Sonrasında izmirin çeşitli mahallerine açılan atari salonlarında çok ekmek yemişliğim vardır. Furkan nın da bahsettiği gibi o sıra kalabalık hiç bitmezdi ikili kapışmlar bir kişi kaybeder boşalan tarafa hemen sıradaki kişi geçer jeton atar devam ederdi bu şekilde saatler sürerdi Ballıkuyu mahellesine açılan salona iş çıkışları uğrardım, salona girdiğim anda o eski Jackie Chan filmlerindeki üsta dövüşcü muamelesi görürdüm. hiç sıra beklemez oyuna girer 2 saat oynar yanıma giren herkesi döver tekrar oyunu bir jeton karşılıgında satar eve giderdim 1 jeton ile 4-5 gün oynadığım oluyordu.
Lütfen devamı gelsin.. 92 liyim arcade salonlarının son dönemlerine yetiştim ama hala o dönemi yaşayan binlerce insandan biriyim. 50.000 oyunlu kinhank retro konsol bile aldım... 90 lar çok iyiydi. Sf2 zelda truelies final fight cadillac and dinosaurs ve niceleri.. ❤
Ben 1986-1988 yılları arasında Antalya-Çallı'da yaşadım. O dönemde Çallı'da ateri salonu vardı. Mario, Wizard of Wor, River Raid gibi oyunları o dönemde oynadım. Ayrıca merkezde Commodore 64 kaseti dolduran dükkanlar da vardı. Merkezde Selekler çarşısının içinde ateri salonu vardı.
Ayrıca biz Burdur'luyuz ama Antalya'da akrabalarımız olduğu için 1990-2000 ylları arasında Antalya'ya yaz tatillerinde giderdik. 90'ların başlarında Çallı'da ikinci bir ateri salonu daha oldu. Merkezde de bir kaç ateri salonu daha açılmıştı.
O zamanlarda yaşadığımız bütün olay zamanın ilerisinde ve buyulu bir deneyim yaşamamızdı bu sinema içinde geçerlydi, şu anda bizi şaşırtacak ve zamanın ilerisinde bir deneyim yaşatmak çok zor.Abim 80 li yıllarda eve commodore 64 getirmişti saatlerce kafa ayarı yapmaya çalıştılar sonra oyun açıldı oyunda at üzerinde bir kowboy ve tren vardı.Jetonlu makinelerden önce de giderkik atari salonuna bize oyun açarladı jeton vs yoktu.Ne hikayeler var ama anlat anlat bitmez.
tam bizim gibi dinazorlara göre bir içerik 😊 1991'de 80x286 turbosuz 10 mhz turbolu 16 mhz hızında çalışan bir 16 kb ram, 512 kb hard diskli bir pc ile başladım ben ama atari kültüründe hiç yokum maalesef 😀
Yıl 1969, TRT daha yeni yeni deneme yayınlarına başlıyordu.O zamanlar Sincan'da oturuyorduk. Akşam saat 20.00'de deneme yayını başlar 22.00'de biterdi. Sadece Ankara ve çevresine yayın yapardı.Yıllar geçti yıl oldu 1979. Lisedeydim. (Bunu daha önce de yazmıştım). Bir arkadaşım beni o zamanlar Beyoğlu Pera Palas Oteli'nin önünde kurulan lunaparka götürdü. Atari'yle ilk orada tanıştık.) Biz lisedeyken Atari Salonu bile yoktu. Pong oyunu oynadığımızı hatırlıyorum (o zamanlar adını bile bilmiyordum.) 1988-89'da Bolu Kartalkaya'da çalıştığım otelin Atari salonunda bol bol oyun oynardık yaz aylarında (otel kayak merkezi olduğu için yazın kapalı kışın açık olurdu). Bir bilgisayarı ilk defa yakından gördüğümde 30, ilk bilgisayarımı aldığımda 31 yaşındaydım. Hey gidi günler hey, zaman ne çabuk geçiyor. Bu sohbetin ikinci bölümü ne zaman piyasaya sürülecek?:)
2000'liyim 3-4 yaşlarındaydım , çok iyi hatırlıyorum , rahmetli babam bir gün elinde bir kutu ile gelmişti. Çakma atarilerden laptop tarzından kendinden ekranlı bir atari almıştı. Beraber mario , yarış oyunu vs oynardık. Güzel zamanlardı..
Allah atalarımıza, babalarımıza gani gani rahmet eylesin. Anlaşılan babanızı oldukça erken bir vakitte kaybetmişsiniz benimki de vefat ettiğinde 60 yaşındaydı.
@@malidisiplin Sağolun hocam, Allah babalarımıza rahmet eylesin. Evet daha geçen ay kendisini kaybettik, benim babam da vefat ettiğinde 52 yaşındaydı.
90ların ortalarında bir aile gezmesinde abimle aradan sıvışıp atari salonuna gidip zaman mevhumunu tamamen yitirdiğimizi hatırlıyorum 😄Tabi saat 12 yi de geçince ne otobüs ne bir şey, eve yürüyerek çok ıssız bir yerden gitmiştik, yaşımızda küçük, karanlığın ucunda uzaktan bir siluetin bize doğru hızlı hızlı geldiğini fark edip ufak bir altımıza sıçratma ardından, gelen siluetin babamız olduğu görüp rahatlamıştık. Meğer bizi almaya geliyormuş o da, düşünün telefon yok bir şey yok, tamamen tahminlere dayalı bir karşılaşma 😄Atari salonu sevdası çok başka idi. O salona girip zamanı tamamen unuturduk. Büyülü bir ortamdı bizim için.
@ugurunhayaleti881 Kesinlikle 😅😅
İlk kara kutu bir makinada pong oynamıştım. Daha sonra Smurf, Donkey Kong ve Zaxxon kasetlerimin olduğu bir ColecoVision konsolum oldu. Ardından Amiga 500plus makinamda 1989 yılında Simcity oyununu oynamıştım, oyunda param yetmediği için Workbench işletim sistemindeki bir hex editöründen para kodlarını bulup değiştirmiştim. O günden beri sektördeyim ve yazılımcı oldum. 90'larda atari salonlarından polisler alıp eve bırakırdı beni. Şimdi düşününce güzel günlermiş diyorum.
86 doğumluyum. İlk oyun deneyimim Comodore 64 ve Nintendo GameBoy ile oldu. Sonrası Famiclone(Micro Genius) lar ile devam etti. Ama atari salonlarındaki o heyecan çok başkaydı. Mahallenin büyük abileri tarafından orada yakalanıp eve getirilip şikayet edilmişliğim çok oldu. Sonrası malum. Ramazanda teravih namazına diye çıkıp da çok gitmişliğimiz oldu.
89luyum ve babamla sega kasetleri takas yöntemi ile aksarayda, bakırköyde vs. dükkan dükkan fellik fellik aradığımız günleri asla unutamam.. en sevdiğim oyunları biriktirirdim beğenmediklerimi ise takasla değiştirirdim.. 90lar gerçekten efsaneydi, en güzel yıllar
Snes çakması bi "atarim" vardı, annem televizyona kurardı benim için sonra bi saat o oynardı veremezdi bana kendi oynamaktan 😄 sonra bi gün babam eve bi geldi elinde PS, hayatımda bilmiyordum ps ps diye bişeyin olduğunu. 90 lar güzeldi be
Bak yeni aklıma geldi, time crisis diye bi oyun vardı, birde ps lightgun almış babam 😄 offf o neydi yaa
1995 senesinde babam ateri salonuna gitmeyelim diye amiga 500 almisti yaz tatilinde. Mahallede amiga 500 u olan ikinci ev bizim evdi ve diger evdeki arkadas kimseye oynatmadigi icin mahalledeki herkes bizde toplanirdi, annem sagolsun bize yemek yapardi orduya yemek yapar gibi. Oyun oynamak icin herkes siraya girerdi kavga olmasin diye, kagida yazmistik, ben de kendi bilgisayarimda siraya girmistim. Quickshot Apache marka joystick vardi, alti vantuzlu, abanip vantuzlariyla birlikte sehpayi kaldirirdik oyun oynarken, biri de sehpayi tutardi sehpa kalkmasin diye :D Disket kutusu almistik disketleri saklayalim diye, anahtari vardi bide kitlemek icin. Anahtari kaybettik, kutuyu acarken Sensible Soccer oyununun bir disketi kirilmisti, o yuzden bazi ligleri secemiyorduk, diger diskette zarar gormustu, her mac acildiginda dua ederdik oyun donmasin diye, ulan ne gunlerdi be :D
Mahallede o yaz, gunduzleri sokakta top oynayacak kimse olmazdi bizde toplanmalardan dolayi. Hey gidi gunler, ne guzeldi...
Faruk hocamla aynı yaşta olduğumu öğrendim anılarım canlandı.
Faruk’un olayına benzer bi hikayede bende var: 91 yılında, orta 2ye gidiyordum, okulu komple asıp ateri salonuna kaçmıştım ve cep telefonunun olmadığı hatta ev telefonun bile bizde bulunmadığı o zamanlarda, nasıl olduysa street fighter oynarken paçamdan çekiştiren 3 yaşımdaki kardeşimi farketmemle birlikte, Tatar Ramazan filmindeki “taş kesil ulayn” sahnesindeki gibi annemi görmem, taş kesilmem, eve olan 500metre mesafeyi kimseden çıt çıkmadan yürümemiz, benim eve girişim, annemin banyoya gidişi, sonra odama gelişi ve elindeki Sandal ağacından yapılma çamaşır kaynatma sopasıyla benim tanışmam… Hey gidi günler ama o dayaktan sonra bile ısrarla okulu asmaya ve gitmeye devam ettim. Annem o dayağı hak etmiştin diyor hala 😂 (Genç arkadaşlara davranış tavsiyesi değildir)
hayatımda geçen en hızlı 26dk bu olabilir. çok güzel çok akıcı bir videoydu muhabbeti tek solukta dinlemiş gibi hissediyorum. Elinize emeğinize sağlık abilerim. Seviliyorsunuz.
Abilerim bu sohbetleri kesmeyiniz. Kanalın adının hakkını veriniz. Hatta bunu haftada bir olarak stabil hale getirseniz daha iyi olmaz mı? Her hafta nostaljik bir oyun ya da oyun yılı( gerekisrse tekrar oyun yıllarını konuşun), eşik aştırmış oyunları( mesela ilk doom'un etkisini 30 dakika konuşun) falan konuşun, filan konuşun. Yeterki eskilere içerin yapın ♥
TRT'nin akşam saat 7'de yayına başladığı, Robotech'in yeni bölümünü (aslında Shoji Kawamori'nin MACROSS'u) TV'nin başında merakla beklediğim dönemi hatırlıyorum. Hatta TRT yayını gece saat 12:00'de bayrak töreni ile kapattırdı 😊 Ortaokulda harçlığını mahalle arasındaki ATARİ Salonlarında jeton parası olarak harcayıp , sonra da bütün bir ay boyunca aç kalan arkadaşlarım vardı. O salonlar 90'lara doğru kavgaları ile ünlü olmaya başladı 😅 Salon önünde bisikletini çaldıranlar, jeton ve oyun sırası için kavga edenler...
@@spiderh 80'lerin ortasına doğru TRT'de gösterildi. Çok net hatırlıyorum. 8'deki haber bülteni öncesi bir bölüm yayınlanırdı. Hatta Robotech bitip Esteban (Estaban - The Golden City diye geçiyor olabilir. Anime'nin ismine bakayım) başladı diye çok bozulmuştum. Robotech daha sonra 90'larda sanırım Show TV'de tekrar gösterilmiş. Lazerion, Space Adventurer Cobra çok daha sonraki dönemde 😃
Jiban'ın yayınlandığını hatırlıyor musunuz? Türkiye'de yayınlanmış Japon eserlerini merak ediyorum da.
Macross orjinal capon biz robotech diye amerigan versiyonu izlemiştik çocukken (bilmeyende vardır diye yazdım) bu arada youtube da türkce altyazılı var ben özlemiştim 13 bölüm izledim. Japon versiyonu veya robotech 2. Ve 3. Sezon bulamadım. İlk sezon sonuna kadar var belki izlemek isteyen olur.
@@tibetankenshiro2457 Ne yazık ki hatırlamıyorum 🥺
62 parca Macross mecha koleksiyon parcasi hastasi olarak su yorumu okuyunca akan sular durdu. Harmony Gold sen de yargilanacaksin. Robotech sonrasi dogrudur Esteban baslamisti. Hatta o yuzdendir “pussy oğlu esteban” kufurunun de bu yuzden ortaya ciktigi sehir efsaneside vardir😂😂
90 larda ataride kocaelinin en iyisi olarak selamlar metal slug 2 yi zor ayarlarda tek can ile bitirmişliğim var sf de salonu dizerdim sıraya bayramlarda şimdik yaş 43 sf6 mk 1 devam :) ama eski zaman yok iş çocuk eş eskisi kadar ilgilensem yine en iyisi olurum isim kocaelideki atarilerde djj olarak hatırlayan varsa
Kocaeliden selamlar :)
Cadillac and Dinosaurs , Punisher , Metal Slug , Contra , Batman , Power Rangers , Advanture Island , Tank 1990 , Bomberman , Star Force , Spiderman , Robocop , Street Fighter , Tekken , Mortal Kombat efsane oyunlardı şimdiki nesil bilmez ! Gözümde canlandı koskoca bir mazi . Saygılar .
Samurai Shadown, art of fight, Hagar ilave edebildiklerim. Daha niceleri vardı kimbilir.
Benimde Commodore 64'üm vardı. Babam almıştı. Kafa ayarı ile çok uğraştım ya. :D Sonra 93 senesinde babam PC aldı bu sefer. Bir daha da bilgisayarsız kalmadım zaten. Çok güzel bir video olmuş, keyifle izledim, teşekkürler.
Çok keyifli bir sohbet olmuş tadına doyamadık 2. Video bekleriz. Adı da Champion Edition olsun :) Nes klonunda sf2 oynama detayı can alıcıydı herkes bilmez. 90'lar ateri oyunculuğu zor şartlara başkaldırı gibi yaşandı belkide. Ve fakat o zamanları araştırdığımda 2. El sinklear amiga ve commodore gibi cihazların ve arcadeye çıkan sf2 final fighter golden axe gibi oyunların da bu cihazlardaki versiyonlarının olduğunu buldum. Yine de oyunlara ulaşmanın kolay olduğunu iddia edemem. O ışıltılı ekranları seviyormuşuzda aslında söylemeye çalıştığım bu.
Kuzenle beraber yolda para bulmustuk. Ama ciddi bir para yani. Cami hocasina vermemiz lazim diye aramizda konusurken kendimizi atari salonunda bulmustuk. Final Fight ve Air Carrier Wing oyunlarinin sonunu ancak bu sekilde gorebildik, insanlik disi jeton harcayarak😂😂
Resmen zamanda yolculuk yapıp 90lara gittim. Kara kutu atari, sonra kasetler, 16-32 bit sega derken PS1 benim için zirveydi. Sega oynarken PS1'de ilk kez Tekken 3 oynayınca nasıl da dibim düşmüştü. Bu nasıl gerçekçi görüntüydü Allahım. Hele Gran tourismo, vay arkadaş bu arabaların gerçekten hiç farkı yok derdim. Resident Evil 2 de ilk oynadığımda titreşim kolu elimden atmıştım korkudan gecenin 2sinde.
Ama dediğiniz gibi, o zamanki oyunlardan aldığım zevki bir daha alamadım. O keyif her geçen gün düştü. Şimdi en hevesle aldığım oyunu 1 saat zor oynuyorum. Oyun alıyorum öylece kalıyor.
Faruk bey, dediğiniz tarihlere bakılırsa belkide o galeria da yanyana oynama ihtimalimiz bile olabilir. :)
Ben 89’lu bir kardeşinizim abi, ergenlik vaktimde CHIP dergisi alırdım, harikaydı o dönem, ama annemden gizli alırdım. 😁
Hem yokluk, hem kapladığı alandan sebep kızardı canımın içi. Şimdileri dergiyi komple alacak aile işini idare ediyorum ama CHIP de değişti, annem de kızmıyor. 😁
Bu da böyle bir anım. Oyungezer ama hayatımda bambaşka yere sahipti, şimdi o da üzücü hale geldi, basılı değil artık. Az olanın tadı çok iyi oluyor.
Ankara Kızılay - Joy Game içeri girince çıkan sesler çok güzeldi insanı çekiyordu üst kattaki jetski ve Alt Katta büyük ekranda Marvel vs Capcom küçüktük ve bazı karakterleri iki kişi oynardık birimiz yön diğerimiz tuşlar (jeton sayımız azdı :) ,3 boyutlu köşedeki makinada devasa kılıcında göz olan dövüş oyunu SOULCALIBUR ve daha bir sürü anı Ankara da fantasyland vardı o nedense farklı gelirdi bana pek gitmezdik daha sonra joygame bir kısmı internet cafe oldu. keşke jetonlarını saklasaydım. Hi Score Girl animesini tavsiye ederim. Bu konu için süre çok az olmuş iki kısmı olmalı
Gerçekten düşününce keşke o jetonlardan saklasaydık, şimdi Joy da yok galiba. Fantasyland de çocuk oyuncakları olmuştu en son gördüğümde. Biz fantasy de çok takılırdık, yabancı video klipler oynatan bir televizyon ekranı vardı, jetonla şarkı dinlerdik, jennifer lopez klipleri falan izlerdik :D Gerçekten çok fazla anımız vardı şimdi hepsi tarihe karıştı.
atari, ps1 ve pc nin ilk zamanları. Bu zamanlar o kadar özeldi ki oyunlardan aldığım keyif tarif edilemezdi. Şimdi çok daha uçuk oyunlara sahip olsak da o zamanki oyunların tadını asla alamam. Çünkü eski zamanın oyunları da tıpkı insanları gibi samimiydi özeldi güzeldi. Hey gidi günler be
Arcade cihazlarını gördüğüm senelerde atari salonlarında hali hazırda playstation 1 vardı. Ben arcade makinasında Street Fighters ve Cadillacs and Dinosaurs (mahalle ağzı ile Mustafa) oynadığımı hatırlıyorum. Evde de Femiclone benzeri mario, ördek vurmaca oynadığımız atarilerden de vardı. Sanırım sürekli atari salonuna gitmemizden dolayı alınmıştı. Ama yine de sürekli atari salonuna kaçıyorduk. Özellikle yaz aylarında annem işe giderken bize bıraktığı harçlıkla annem evden çıkar çıkmaz salona gidip hiç ediyorduk kardeşimle. Crash nitro cart oynardık genelde. Bir de Twisted Metal 2 vardı (Oyunun adını hatırlamak için chat GPT çok yardımcı oldu sağolsun 😃). Ve benim de şöyle bir yakalanma hikayem var; oyun oynadığım esnada salonu işleten abi sürekli bana kaş göz yapıp arkamı gösteriyordu tabi ben anlamıyorum hala devam ediyor ben anlamıyorum. Arkamda babam belirmiş. Bir hışımla çıktık salondan çıktığımı ve evin yolunu tuttuğumu unutmuyorum. Güzel günlerdi bee.
Mustafalı dan nasıl bahsetmezsiniz...
O kasaba gelene kadar o yaşımda neler çektim..
Geldin geçemedin..
Abileri izledin..
Öğrendin onu geçtin..
Sonsuz mermili silah bulduğun an bitti..
En azından o bölüme..
Mustafa yı seç..
Kolu iki ileri ittir tekmeye bas...ulen beee.
Ağzınıza sağlık
Atari salonunda ben de captain commando oyununa takılmıştım. Günlerimi vermişimdir.
Ya yine mazi yaptınız yine videonun başından sonuna aptal bir tebessümle izledim. Video bitince yine sevdiğim bir dizinin finali gibi kaldım. Ah be eski güzel günler. (=
Taşralı olmanın avantajı buydu belki de. Sizin 90larda yaşadıklarınızı 2000 başlarında yaşadım. Her şeyi ilk defa kendin keşfetmek, deneyimlemek bambaşkaydı. Şimdi UA-cam, tv'den 2 yıl sonra çıkacak örneğin GTA 6'nın videosunu görebiliyorsun. Halbuki eskiden oyunu kartuşu takıp oyunu başlatana kadar ya da CD'ci abinin kataloğundan seçip evde kurup açana kadar hiç bilmezdik bile. Bambaşka bir dünyaya kapı açardık.
Atari solonunu 7 km yürüryüp arkadaşın ısmarladığı jetonla oynayorduk 1995 te Ulusta heykelin yakınındaydı
Sinan abi Selamlar , Mahalleden Kemal ben.. Video güzel eski günlere yolculuk, elinize sağlık :))
Harika ötesi bir sohbetti emeğinize, ağzınıza sağlık. Yalnız Sinan abi bu videoda hiç espiri yapmadın üzdün.
Benim oyunlarla ilk buluşmam çakma atarilerle olmuştu malum köy hali olunca Furkan abinin dediği gibi oyunlara erişmenin en zor olduğu yerlerden.
Sinan abinin tişörtleri her bölüm beni benden alıyor
Sizi seviyoruz ihtiyarlar
Atari 2600 klonu ( Karakutu ) almadan önce oyunları gözlerimi kapatip parmaklarimla hayal ederek oynardım. İçimdeki oyun aşkı hiç azalmadı. Halen aynı heyecanla açar oynarım konsollarımı.
Ankara Atakule Dreamland’e 3-4 kere gittim ve yaşım hatırlamaya yetmeyecek kadar küçüktü. Ona rağmen o kadar büyüleyici ve güzeldi ki, her saniyesini hatırlıyorum, kokulu not defterini, Tekken önündeki sırayı, jetski oyununu. The house of the dead de adamın zombiye dönüşmeden önce “I don’t wanna die..” diyişini bile hatırlıyorum.
gözler yine yaşardı teşekkürler Disket Kutusu üstatları...
Benim tekken 3 defterim vardı tüm hareket listesinin yazılı olduğu, derse çalışmaz o defteri ezberlerdim. Atari salonunda tekken 3 oynarken kimsenin görmediği hareketleri yapardım king throw'ları, xiaoyu juggles'ları.
Yine harika bir sohbetti. Su gibi akıp geçti 26 dakika 51 saniye. 83 doğumlu biri olarak beni de çocukluğuma döndürdünüz. 80 ve 90 larda yaşayan çocuklar olarak aynı şeyleri yaşamışız resmen. Aynı o dönemdeki annelerin telepatik iletişim kurmuş gibi "adaptör ısındı" demelerini söylemeniz gibi :) Devamı mutlaka gelmeli bu videonun. Ağzınıza sağlık. Seviliyorsunuz...
bu dönemi ve hisi paylaşanların, videoyu görür görmez heyecanlandığına eminim. çok keyifli bir sohbet olmuş. defter ve kalem eşliğinde çalışıp sizi dinlerken birden flashback ile levelların passwordunu not aldığım anlara gittim.
Ben commodorcu aile çocuğuydum (72 doğumluyum). Atari salonu ile pek alakam olmadı. 80ler sonunda boulder dash'i ilk atari salonunda oynamıştım ama. Bir de jeton katili River Raid ve 1942 vardı. Gördüğüm en zor arcade oyunu ghostngoblins'di.
Sinan abiyi ne zaman görsem çocukluğum aklıma geliyor ilk 10 dakikalarından tut bir oyunu tüm heyecanıyla oynayan kişi senin gibi bir yayıncı asla gelmedi abi sevgilerle.
Vallahi çocukluğuma gittim, geldim dinlerken. Büyük ihtimalle yüzümde sürekli bir sırıtma ifadesiyle izledim, emin değilim. Ağzınıza sağlık, seviliyorsunuz. 😘
Faruk üstad konuşurken konuştuklarını yaşıyor gibi :) oyun tarihi ve bu dünyaya bakışınız, arzunuz benim gibi bir eski oyuncuyu izlerken mutlu ediyor… Bu şekilde 2’li sohbetlere devam
İzmir'de FameCity vardı, 90'larda gittiğim en iyi arcade salonuydu herhalde. Ninja Gaiden'dan Punch Out'a, Double Dragon'dan Final Fight'ına... Güzel günlerdi 😊
1994 ler de atari salonuna gitmiştim. Sadece M.İ.B yada Goden Axe oynardım. Stret fighter yada Mortal Kombat oynama şansımız yoktu çünkü hem sıra gelmiyor, hem oynadığımızda hemen yanımıza jeton atıp bizi oyunda yenip hiç ilerlememize izin vermiyorlardı. Bir gün stret fighter oynayacağım atari salonuna erken gittim, gelen giden var mı diye baktım, baktım makine boş ve çevresinde de kimse yok tam rahat oynarım diye gittim jeton atıp oynamaya başladım, Hemen benden yaşça büyük birisi gelip jeton attı, Ben Baldrog aldım ve oda Baldrog aldı, başladık kapışmaya ilk rauntu aldım kıl payıyla. Sonra 2. raund oldu. Benden yaşça büyük olan çocuk bana yüklenmeye bir başladı makine başında ben neredeyse vücudum dışarda oyunun kol ve tuşlarına zorlukla dokunabiliyorum. Size şöyle tarif edeyim sağ ve sol kolunuzu konsolun üstünde farz edin. Vücudunuz arcade makinesinin yanında nasıl mücadele ediyorum bir görseniz en sonunda çocuğun nerdeyse üstüme çıkacak kadar yüklenmesine dayanamadım ve diğer iki raunt da da yine kıl payı kaybettim ve o günden sonra daha strett fighter 2 oynamadım. Şimdi o çocuğu bulsam ağzı burun girerim o kişi de muhtemelen 48-50 olmuştur. Suratını keşke hatırlasam da gidip ona hesap sorsam.
Bizim zamanımızda atari salonlarında az da olsa zorbalıklar oluyordu. Mesela dövüş oyunlarında "1 dakika hareket deneyeceğim" deyip yanına oturan ve denerken seni pataklayan abiler olurdu.
teknolojik bir cihazın gelmesi nerden baksan 10 yıllar süren ülkemizde ne hikmetse arcade makineler aynı yıl çıkan yeni oyunlarıyla, kiminin evinde televizyon bile olmayan mahallelerde bir anda peydah oldu.1992. ilk kez tanıştığım arcade oyunu mortal kombatı ilk gördüğümde 7 yaşındaydım. mersinde bir atari salonunda. korkudan oynayamamıştım. sonra tabi içinden geçtik.
arcade makinelri çünkü amerikadan batıdan değil japonya çin gibi doğudan geliyordu. ozaman metin tekstil sega master system ve mega drivı türkiyeye getirmiş zaten klonlarıda vardı ucuza. mega drive klonları bu videoda bahsedilen nes klonları gibi değişdi orginali gibi oynaıyordu. metin teksilden sonra 95te aral almış saturnu getirmiş satunr oyunları falan kutulu satıldı kısaca. sonra zaten pc yürüdü 97den sonra.
faruk abiyle aynı yerlerde büyümüşüz. hatta ben görüntüden de hatırlıyorum ama nereden olduğunu çıkaramıyorum. kuzenim bi aikido salonuna gidiyordu orada mı gördüm bilmiyorum. üçkapılarda büyüdüm ben de. eski antalya ya gittim bi anda. İstanbul a gelen çoğu şey Antalya ya gelmezdi. doğru diyor. gelecek olsa bile 6 aya ancak gelirdi
Ah baskan 43 yaşinda biri olarak o 80lerin sonları ve 90lar gözumun önünden geçti. Çok severek takip ediyorum sizi. Biraz burada raslamam geç oldu size. Çocukluğu istanbulda geçen biri olarak şuanda 4 senelik antalyalı arak daha bir hevesle izledim videoyu. Isiklara yakin mekanda şuan evim. Zerdalilik mahallesindeyim. Sizlerle cok tanismak isterdim. Yaş olarakta akran sayiliriz. Antalyadan çok selam ve saygilar dostlar.
Benim Atari salonları ile tanışma yıllarım Bandırma ilçesinde oldu. 90'lı yıllar, ilkokul çağlarındayım. Benim gibi 2 tane de kafadar arkadaşım vardı mahalleden; neredeyse her sabah erkenden kahvaltı yapar yapmaz üçümüz mahallede toplanır, çarşının içindeki Kardeşler Atari Salonuna giderdik aldığımız harçlıklarla. Harçlıklar da az tabii, 2 simit parası kadar diye hatırlıyorum. Çünkü Atari salonunun hemen yanında bir fırın vardı ve o saatlerde taze simit pişirirdi, kokusu bizim gibi atari hevesiyle kahvaltı yapmadan ya da kahvaltıdan yarı aç kalkan çocukların aklını alırdı. O yüzden paranın yarısıyla bir iki jeton, kalan yarısıyla da bir simit aldığımı hatırlarım. Taze çıkmış hamuru pamuk gibi dışı çıtır mis kokulu simiti ağzımda kemire kemire kalan jetonlarla atari oynadığımı hatırlarım :D Her sabah simite mi para versem yoksa jetona mı para versem muhasebesini yapan çocuklardık o ortamda :D Her şey kısıtlı az ama bir o kadar lezzetliydi işte o yüzden. Tabii sonra abim sık sık atari salonuna gittiğimi öğrenince bir gün akşam eve Atari alıp gelmişti, şu kara kutu denileninden. Üstüne Amiga 500 falan aldı ama nafile, ayağım kesilmedi ancak seyrekleşti. :D Kafadar arkadaşlarla harçlıklarımızı birleştirip kaçıp kaçıp atari salonuna gitmenin tadını hiç bir şey veremez. Yeri geldi jeton parası için sokaktaki pazarlara sergi açan karpuzculara günü birlik çırak olduk, yeri geldi hurdacıya demir hurda satmak için kafa kafaya verip kilometrelerce yol keşfine çıktık. Fazladan bir jeton alabilmek için çocuk aklıyla hep birlikte kafa kafaya verip aranan çarelerin tadını ancak yaşayanlar bilir. :D Bu ancak o dönemlere ait çocukların yaşamış olduğu bambaşka bir tecrübe. İmkânların bir inci tanesi kadar küçük, heveslerin o inci tanesini kaplayan okyanus kadar kocaman olduğu dönemler... 👍
Okuldan çıkıp arcade salonuna gidince Sunset Riders makinasını saatlerce gasp ederdim. Neyseki benden başka pek fazla ipleyen olmuyordu o oyunu maksimum bir denemek için girip bakıyordu bazıları o kadar, o yüzden hır çıkmıyordu. Makine genelde boş olduğu için sıra da beklemiyordum. Rdr2 sevgimin kaynağı ta oraya dayanıyor yani. Eve Atari 2600 ilk girdiğinde de çılgınlar gibi Excite Bike sarmıştım bütün gün onu oynuyordum. Sonra ilerki dönemlerde de (famicom çakması konsol dönemi) Contra'ya ve Billizard'ın Blackthorne oyununa fena sarmıştım. Fakat 16 bit döneminden sonra bir daha hiçbir konsola dokunmadım, ne playstation'da ne de xbox'da vs falan bir kere bile oyun oynamışlığım yok, PC'ye geçtikten sonra konsola bi daha geri dönmedim. MS-Dos'tan Prehistorik oynuyorum önceleri, (o sırada Slackware Linux kurmaya vs çalışarak falan linux olaylarına da girmeye başlamıştım), daha sonraları worms armageddon, gta1-2 vs oyunlarla PC den devam ettim hep. Zaten o yüzden de hiçbir 3D oyunda katiyen controller ile oyun oynayamıyorum, karakteri yürütemiyorum bile doğru düzgün. Ancak Ori, Dead Cells vs gibi side scroller olması lazım. Ama işte o zaman da kontrolcüyü şahane kullanıyorum Contra'dan kalma reflekslerle (:
Süper zevkle dinledim podcast olarak, hazır Enis Kirazoğlu da yokken. Güzel nostaljiydi, süper programdı muhteşem ikili 😊
bana bunlarla gelin abiler... bende çocukluğuma gideyim biz bu kanalın neden hastayız, aha bu birikim külliyat için bir tanesiniz seviliyorsunuz.
Ah be abi, rahmetli amcamın beni babamlardan gizli atari salonuna götürdüğü günleri hatırlattınız bana. Zannediyorum sene 94-95 felandı.
İşde bekledigim video ağzınıza yüreğinize sağlık işde bu yaa eski 90 lar nostalji harikasınız 👏👏çocukluğum çorumda geçdi babamın meslegi yüzünden mavi ay atari salonu merdivenlerden iniyorsun aşağıda ne günlerdi tekken2.3 oynamak için 1.2 saat bekledigimi bilirim mustafa oyunu mortal kombat makinalarında hep büyük abiler olurdu oynayamazdık 90 lar efsanedir anlatılmaz yaşanır
81 doğumluyum bize göre siz şanslısınız oturduğumuz yerde ararım salonu yoktu sen orta 1 gördün salonları ben ilçe de lise 1 giderken ilk oyun makina miz sega ide annem çok oynuyorsun diye çok kızardı bir aşırı sinirlendi sega bir yumrukla kırdı bende çok üzülmüştüm sonra kendim tamir edip tekrar devam etdim ama eski eğlencesi kalmadı atari salonlarında çoğunlukla tekken oynardık zaten dediğiniz mortal kombat ve diğer oyunlarda adamlar pro olmuştu yenmen çok zordu artı sizlere şu konuda katılıyorum şuan benimde çocuklarım var dediğiniz gibi alış veriş merkezlerinde makina lar hep süreli burda sadece eklemek isteğim eskiden rekabet olayı çok olduğundan salon sahiplerinin işine geliyordu
Çok güzel bölümdü abilerim bende 94lüyüm ufakta olsa o dönemden bir anım var. Mahalledeki abiler beni bırakıp bırakıp bi yerlere giderdi. Sonra dedim bunları takip ediyim. Merdiven altı bi yere girdiler, gitmelerini bekledim ve girdim. Her yerde atari müzikleri ve rengarenk oyun makineleri pinball street fighter kof... sigara dumanından insanlar gözükmüyordu. Büyük kilolu bir abimiz küçük bir kabinde duruyor ve herkes onunla konuşuyordu. Yanına gidip oynamak istiyorum dedim. 1 TL n var mı dedi. Bende çıkarıp babaannemden cips parası diye aldığım 1 TL yi verdim. Oynamak için Street Fighter ı seçmiştim. Çok heyecanlıydım. Jetonu attım. Daha ben bu tuş napıyo şu tuş napıyor diye bakarken zaten öldüm. Dönerken yolda pederle karşılaşıp bide ondan sopa yedim. Daha da gidemedim sonra evlere geldi atari zaten. Harbiden şimdi düşününce bi oyunu öğrenmek bile zor dönemlermiş. 3D ye geçiş bölümünüzü merakla bekliyorum :D
2000 yılında Antalya'da Hükümet Konağı, Cumhuriyet Meydanı yakınlarında bir bandrollü korsan oyun 😀😀 satan bir dükkan vardı. Belki Faruk Bey o dükkanı biliyordur. O dükkandan ilk oyunlarımı almıştım. Delta Force 2 ve Fifa 2000. Faruk Bey'in anlattığı kadar yoksun bir Antalya'da yaşamadım ama hayatının bir dönemi Antalya'da geçen biri olarak biz de yaşadık be Faruk abi. Tabi o yaşlarda Delta Force oyununu oynayamamıştım ama Fifa 2000'de çok kupa kaldırdım.
İyi hatırlarım. Tavana kadar büyük oyun rafları vardı.
Fifa 2000'in müzikleri, hileleri, ufoları efsaneydi
Evde 1998 yılı yazından beri pc vardı ama pek yüzüne bakmazdım. Arkadaşlarla ortak bir payda oluşmadığı için ama ilk internet cafe'ye götürüldüğümde Half Life deathmatch oynamaya çalıştığımda gönül bilgisayara bir kaydı daha sonra çakma nes makinesini çok fazla kullanmadım.
@@furkanfarukaknc5136 hocam gözün aydın sinking city 2 duyuruldu 🥳
Ben biliyorum orayı, küçük bir dükkandı. Hükümet Konağı'nın sol tarafında kalıyordu. Hatta Playstation One'ı aldığımız gibi ilk gün gidip çip taktırmıştık orada. :)
Faruk reis gibi ben de Antalya'daydım. Ben Atari salonlarının zirve dönemlerinin sonuna yetişmiştim. Sonra da yerini Quake, Doom oynanan internet kafelere bırakmıştı. O zamanlar Güllük'te Atari salonları vardı, oraya giderdik biz de. Evlerde Atari, Sega konsolları olanlar kendi arasında kaset takası yapardı. Bizim mahallede güçlü bir Atari, Sega dayanışması vardı. Millet birbirinin evinde toplanır bilhassa Street Fighter 2'de kapışırdı. En çok o ortamı özlüyorum. Benim favori konsolum Sega Mega Drive 2'ydi. O zamanların Playstation 5'i gibiydi bu. Kasetleri bile pahalı olurdu Atari'ye göre. Ben süre bakımından oynama konusunda fazla sıkıntı yaşamasam da evde o adaptör ısınma meselesi bizde de olurdu. 5-6 saat oynanmışsa gelinir, adaptör ısınır denilirdi. Ben daha çok rahmetli babaanneme gidip oynardım atariyi. Hey gidi yıllar hey. Şu anki aklımla o yıllara bir gidip gelebilsem keşke.
Bu kanalı izlerken kendimi hep z-kuşağı çömezi görüyordum ama bu video var ya 20lik beni nakavt etti abi evde gamingle tanışan biri olarak bile şoke olan bir nesil için ilk gaming ürünlerine tanık olmanın verdiği hissiyatı sanırım asla anlayamayacağız
TV nin tüpü bitecek. Adaptör ısnıdının bir diğer versiyonu.
Adaptör odayı ısıtacak seviyeye geldiğinde 15 dakikalığına Uğur derin dondurucuya attıktan sonra Michael Jackson tekme simülasyonuna devam ederdik.
Ahaha Michael Jackson Moonwalker oyunu. Sega Mega Drive 2'de az mı oynamazdık bunu.
Michael Jackson sonic 3 and knuclesin müziklerine yardım etmişti sonra cocuk istimasrı olayarına karşınca sega koleksiyon toplarmalrına o oyunu koyamadı. 3 sene önce çözüldü son çıkan sonic koleksiyona koydular fakat 2019da çıkan mega drive minide yokdu yine. sonic 1 ve 2 vardı sadece.
Hacca giden büyüklerimiz atari getirirdi o zamanlar playstation devri başlamamıştı onun gibi popülerdi. joysticki kolay bozulurdu kurbağalı oyunları falan oynardık eski küçük tvlerde. Komşumuzda pc vardı sene 90 falan siyah beyaz prince oyunu ve benzin aldığımız uçaklı oyun... internet cafede ilk gördüğüm LAN oyunu duke nukem idi. Abiler aynı haritada birbirlerini bulup vuruyorlardı inanamamıştım 😊 Ve tabi atari salonlarında sf2 mk1 mustafa ve nba jam çok zevkliydi.
Bir Bucaklı olarak Faruk ağabey acayip haklı tabelaya baksan 70 kilometre ama yol fena 😁
Jetoncu da The House of The Dead oyunu tek jeton ile bitirebildiğim birkaç oyundan biriydi. Aynı serinin 3. oyunu da vardı orada ama çok zordu. Gittim 15 tane jeton aldım, dizim ekranın önüne. Başladım oynamaya. Son Boss'a geldiğimde arkamda koca bir kalabalık vardı ve ben... son boss'ta öldüm... baya baya jeton bitti. Oyunun sonuna da göremedim.
Edit: Bizim jetoncu da THoTD'in en yüksek 10 skorundan 7'si bana aitti xD
Ah be çok kötü olmuş.
house of dead virtua copu cdrom data dergisi bedava vermişti. fakat oyun saturnun son zamanı çıktığı için güzel port edilemedi pc versiyonuda saturnden port. grafikleri downgrade yemişti . yakın zamanda house of dead remake çıktı . panzer dragoon la beraber sega remake yaptı onu. house of deadin birde yazarak oynan versiyonu vardı typing of dead. zombilerin üstünde kelimeler çıkıyordu hızlıca doğru yazman gerekiyordu.
@@MrStrangermoon Aynen bakmıştım onlara. Klavye ile yazılan hariç diğerlerini pc'de denedim de, remake hariç bitiremedim. Remake o kdr da güzel gelmiyor. Muhtemelen elimizde tabanca olmadığından ve oyun sonunda tetik parmağımız su toplamadığındandır :D
@@kardokdelikaya9570 o tarz oyunlarda benim favorim sega mega driveda çıkan termintor 2 judgement day. T2 diye geçer. gelecekte geçiyor light gun oyunu. arcade versiyonuda mame emulatoruyle deneyebilirsin. o zamanlar birde ikitane light gun oyunu vardı seganın eve gelmedi. star wars trilogy ve jurassic park lost world. 2000 de çıktı bunlar. mame emulatoru malasef bu ikisini çalıştıramıyor. sega am3 emulatoru yuklemen gerek.
Özlenen tarzda sohbet videoları. Vallahi mahrum bırakmayın şöyle sohbetlerden bizi
Sünnet düğünü param 5milyon gelmişti. Ertesi gün 500bin TL'ye babam Atari alıp gelmişti. Sene 1993. Merdivenlerden elinde kutuyla çıkışı ve benim kapıda onu karşılamam hala gözümün önünde.
Resmen çocukluğuma ışınlandım. Ula her şeyi mi aynı hisle yaşamışız. Gerçekten beni 80 sonlarına yolladınız bence bunu seri yapın. ❤
Bizim oradaki salon sahibi bırakın küçük çocuklar girmesin çocuklar için tabure bile tutuyordu. Elinde bira sigarası girişin önünde çocuklar jeton için bacağına yapışıyordu. Şimdi düşününce ne kadar komik bir durum 😂
Çok kaliteli yayın oldu bizler için ; Teşekkürler size ve 90'lara.
Antalya Işıklar Caddesindeki Cennet İnternet Cafede cocuklugum gecti :D ne güzel günlerdi
Annem playstation’in power kablosunu alip evden cikardi, fakat bilmiyordu ki bizim moulinex utunun power kablosu tamamen ayniydi😀 87liyim
Hey gidi günler hey! 80'liler olarak teknolojik gelişme ile beraber deneyimle deneyimleye büyüdük. Ben sanırım bir Commodore 64 deneyimleyemedim. Anlattığınız gibi komşulardaki cihazları oynadım. Birisinden atari konsolunu, bir arkadaşımın dayısı da yurtdışından Gameboy getirmişti. Onu deneyimledim. Yanında 1-2 kaset. Gameboy demişken Kanal 6'da satışı yapılıyordu. Atari salonlarında zor oyunlarda SFII gibi arkadaşlarla bir karakteri bitirmek için ortaklaşa oynardık. Hatta bir kabini olan F1 yarışını ortaklaşa bitirdik. Bazen turnuvalar da olurdu. El konsolu olarak sahip olduğum üçgen bir alet ve ortasında dijital ekranı (saat gibi) olan F1 oyunu ve de olmazsa olmaz meşhur tetris! Atari salonlarında oynadığım oyunları arada emulator arcade web sitelerinde bulup oynuyorum. 😅
antalyadan selamlar faruk reis.. ama 90larda da burdur antalya arası 4 saat sürmez o biraz abartı olmuş :D
Sinan abinin anlattigi mevzunun bir benzerini biz de Tuzla’da yasamistik. Bir arkadas gelip atari salonu açıldı dedi. Gittik tabii ana baba günü mekan. Ben de o güne kadar bozukluklarimla 3000 lira biriktirmisim oyuncak alirim diye. O parayla üç tane jeton aldim. İkisi haraca gitti. Birinde de oyuna girip hemen öldüm :)
98 de Kayseri'de Dımıdan Atari salonu vardı. Final fight ve Cadillac and dinasours 'u tek jetonla bitiriyor diye beni kovardı adam sahibi salona almazdı. :D Ne günlerdi heheyt. Çok samimisiniz çok seviyorum sizi. Bu hobi işi gerçekten kalpleri birleştiriyor. Sizinle birebir tanışıp sohbet etmek isterdim.
2000 lerde bizim orada atari salonları geç gelmişti. bende kaçıyordum salonlara, sünnet olduktan sonra bile kaçmışım. babamda kırık bir ps 1 almıştı. o zaman ki grafikleri görünce aklımı kaybettim. driver 2, tomb raider, medal of honor.
aşırı keyifli bir sohbetti part 2 yi sabırsızlıkla bekliyoruz
15. dakikada mevzu bahis olan konunun bendeki anısı şöyle:
Rahmetli babam bana Gameboy almış, yanında da 4 tane oyun gelmiş. Tetris, Super Mario Land, Batman Forever ve Motocross Maniacs.
Ben bu oyunları o dot matrix yeşil ve aydınlatmasız ekranda pili az yesin diye en açık ayarlarda oynarken bir gün babam beni amcamlarla buluşmak üzere Fenerbahçe'deki Pyramide adlı bir mekana götürdü. O zamanlar AVM filan yok, Akmar hala Akmar (sigara dumanında Quake MP atan siyah tişörtlü metalci abiler) ve Pyramide benim için inanılmaz bir şeydi.
O ilk gidişimi unutmuyorum: önce McDonald's dan hayatımda ilk kez hamburger ve patates kızartması yedim, sonra da babam bana bir (yazıyla bir) adet jeton aldı ve istediğim oyunu seçmemi söyledi.
Kabinler arasında dolaşırken gözümü bir oyun ısırdı: Super Mario! Ama bendeki gibi Land değil de World yazıyor, renkli ve öyle böyle akıcı değil! 20 dakika büyülenmiş gibi millet oynarken oyunu izlediğimi hatırlıyorum.
Yan tarafta Terminator vardı, millet kocaman silahlarla ekrana ateş edip katliam yapıyordu. Gerçek motorsikletin replikası bir cihazın üstünde ekrana bakarak yarışan abileri görünce benim beyin 500 hatası vermeye başladı, kulaklardan dumanlar, gözlerden alevler filan...
Fakat bunların hiç biri afedersiniz "zengin pici" dediğimiz Caner diye bir arkadaşın Gameboy ekipmanı kadar beni şoke etmemişti. Hani anlattım ya, pili az yesin diye yeşil dot matrix ekranı minimum kontrasta ayarlayıp oynuyoruz diye, bu elemanın babası çocuğa ekranın üstüne takılan ışıklı büyüteç + multiplayer oyun oynamaya yarayan kablo almış, yetmemiş elektrikçinin birisine harici pil seti yaptırmış adaptör soketindedn taktırıp uzun süre oynatmasını sağlamıştı.
Ben hayatımda hiç bir kimseyi kıskandığımı, kimseye haset ettiğimi bilmem. Caner'den başka. Caner'den nefret ediyorum. Pis Caner. Bende yok, onda var.
Bu da böyle bir anımdır.
19:46 Seinfeld'de çok güzel bir bölüm var bununla ilgili. George, eski pizzacıda birincilik yaptığı arcade Mach'ı hatırlayıp evine koymaya karar veriyodu ve baya da uğraşıyordu Mach'ı almak için. Bir Z kuşağı olarak izlediğimde anlamamıştım neden save dosyası yok mu ya falan olmuştum.
Oturduğum ilçede sadece 1 tane 18 Wos Across america tır oyunu cd'si ve sadece 1 tane Colin McRae Rally cd'si vardı 2 ayrı internet cafeye haftada 1-2 kere 4 km yol yürürdüm 13 yaşımdaki halimle hey gidi günler heyyy
Z kuşağı savunucusu Kerem 😂
Ben de malesef atari salonlarınıa hep gerileme ve bitme sürecinde gittim 2000-2010 arası.
Bursa, Heykel İnegöl Çarşısı'nda 5¼ diskete "oyun çektiren" Commodore 64 tayfası buradaysa ses versin! 😂😇
Teyp kasetinden kurtulduğuna sevinirken disketlerin yarısının çalışmadığını fark edince Amiga 500+ zamanının geldiğini anlıyorsun 😀
LÜTFEN DEVAMI GELSİN BAYILDIM BU SOHBETE
Snow Bros'u tek jetonla bitirenler barnak galdırsın!
Ben ilk gittiğimde (atari salonu)yıl 88 yada 89 yılıydı. Biladerle arkadaş götürmüştü.
Filmlerdeki atari ve Gameboy sahneleri olmasa, bizimkiler beni haberdar etmezdi! :) çevrede yayıldı ve nasıl olsa ben de isteyeceğim için el mahkum alındı! İlk istediğim Gameboy olmuștu! Hollanda'dan hediye gelmiști ve çatır çatır istemesem, kimse oralı bile değildi! :) "adaptör ısındı" mevzusunu hatırlattığınız için de ayrıca teșekkürler! :) 👍
Bu sohbetleriniz çok sarıyor üstatlar.