İnecik köyü Tekirdağ 2022 Trakya güzel köyü tarihi cami tarihi erenler hamamı Trakya -köyleri tanıt

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 24 лип 2022
  • #inecikköyü#tekirdağ#süleymanpaşa#trakya
    Tekirdağ-Malkara yolu üzerinde, Tekirdağ’a 21 km. uzaklıktaki İnecik kasabasında bulunan cami ile türbe İstanbul yönünde uzanan yeni yolun tam kenarında bulunmaktadır. Eskiden İne, Eyne, Ayna ve Aynacık olarak da anılan bu yerleşim biriminde XV. yüzyılın sonlarında tabhâneli bir cami, türbe, hamam, kervansaray ve taş köprü yapılmıştır. Ancak cami ile türbe dışındaki bu eserleri aynı hayır sahibinin yaptırdığına dair kesin bilgi yoksa da bu ufak kasabanın erken Türk dönemindeki imarı caminin yapımı ile başladığına göre hepsinin aynı vakıf sahibine ait olduğu düşünülebilir.
    Caminin inşa tarihini ve kurucusunu açık surette belirten bir kitâbesi yoktur. Cümle kapısı üstünde bulunan boş mermer levhanın yerinde evvelce bir kitâbe olduğunu söylemek de mümkün değildir. Bir süre yanındaki türbede durduktan sonra kasabadaki Yenicami’nin minberinin altındaki göze konulan kitâbe ise 1970’li yıllarda buradan alınarak önce Tekirdağ Müzesi’ne götürülmüş, daha sonra yeniden İnecik’e getirilmişse de tamir ve ihya sırasında nedense yerine konulmamıştır. 1997 Nisanında hâlâ camideki pencere içinde duran, kırık ve dört parça halinde 0,65 × 0,97 m. ölçülerindeki bu kitâbenin iki parçası eksiktir. Üç satır halinde güzel bir hatla yazılmış olan kitâbenin aslında türbe kapısı üstünde olduğu, 1940 yılında çekilen ve Aydın Yüksel tarafından yayımlanan fotoğrafta görülmektedir. Ancak resim eksik kısımları belli etmeyecek derecede karanlıktır. Buna rağmen kitâbedeki 904 (1498-99) tarihi caminin yapımına esas olarak kabul edilebilir. Belki bu ibadet yeri türbeden birkaç yıl önce yapılmıştır. Kitâbe metninden öğrenildiğine göre burada II. Bayezid döneminde (1481-1512) Adalia (Antalya) Mirlivâsı Seyyid Hüseyin yatmaktadır. Türbe kapısındaki tarih de 904’tür. Seyyid Hüseyin hakkında bilgi edinmek mümkün olmamıştır. Mehmed Süreyyâ Bey, “ümerâ-yı elviyyeden Ohri beyi olan” bir Hüseyin Bey’den bahseder ve onun Mısır savaşlarına (1486-1491) Sultan Bayezid ile katıldığını ve bir süre sonra öldüğünü bildirir. Çeşitli tarihlere ait vakıf kayıtlarında da Gazi Hüseyin Bey’in adı geçer.
    Bu durum cami ve külliyenin tarihçesine bir dereceye kadar ışık tutarken XVII. yüzyılda buradan geçen Evliya Çelebi’nin yazdıkları mevcut bilgileri iyice karıştırmaktadır. Ona göre, “İnecik kasabası sâhil-i Bahr-i Rûm’da bir mâmur kasaba olup Sultan Bayezid ve Selim vüzerâsından ve ırk-ı tâhir-i Hazret-i Ebû Bekir es-Sıddîk’tan vezir Kara Pîrî Paşa’nın binasıdır, hâlâ onun vakfı olup mütevellisi hâkim-i örfîdir.” Kasabanın genel görüntüsüne dair açıklamaların arkasından, “Çarşı içinde cemâat-i kesîreye mâlik camii vardır” dedikten sonra buradaki Kara Pîrî Paşa Hanı’nın gayet mâmur olduğunu söyler ve, “Bir imâret-i dârü’z-ziyâfesi var ki o da merhum Kara Pîrî Paşa’nın hayrat ve hasenâtıdır” cümlesiyle buradaki vakıfları anlatır. En sonda da İnecik’in küçük hamamından bahseder.
    Harim, içeride her bir kenarı 11 m. ölçüsünde kare biçimli bir mekândan ibarettir. Bunu örten ve bütünüyle yıkılmışken yeniden yapılan kubbe sekizgen kasnak üzerine oturmakta olup geçişi k
    Yanlardaki tabhâne odaları ile ana mekân arasında hiçbir bağlantı yoktur. Bunlar yalnız dışarıdan girilebilen, üç duvarında açılmış pencerelerden ışık alan, içten 4,70 m. ölçüsünde kare biçimli ve üstleri kubbeli odalardır. İkisinin de içlerinde evvelce birer ocak olduğu anlaşılır. Bunların yaşmakları (veya davlumbazları) yok olduğu gibi kubbeleri de bütünüyle yıkılmıştı. Yolcuları kısa süre için misafir etmek amacıyla yapılan bu tabhâne odaları burada orijinal biçimlerini korumuştu. Belirtilmesi gereken bir husus da bu tabhâne odalarında misafir edilenlerin duvarların sıvaları üzerine sivri uçlu bir aletle çizdikleri “grafitti”lerdir. Bilhassa sağdaki odada bu şekilde yapılmış pek çok resim vardır.
    nır bir tipte profilli bir biçimi vardır. Geçit tavanı geometrik bir tezyinatla süslüdür. Kapı kemeri içeride Bursa kemeri biçimindedir. İki yanlarda konsol şeklindeki çıkıntılara birer yaprak işlenmiştir. Bu türbede Gazi Hüseyin Bey’den ayrı bir de Süleyman Paşa’nın kabrinin olduğu bazı yayınlarda tekrarlanır. 1962’de ne Hüseyin Bey’in ne de Süleyman Paşa’nın kabir taşlarına rastlanmıştır.
    İnecik’te yer alan diğer üç yapının Hüseyin Bey’in hayratı olup olmadığına dair kesin bilgi bulunmamakla beraber buradaki imarın özünü teşkil eden cami ona ait olduğuna göre bu
    İnecik’te Yenicami denilen ikinci cami ise Arapça kitâbesine göre Ramazan 829 (Temmuz 1426) tarihli olup yakın zamanda yıkılarak yerine mimari hüviyeti olmayan sakıflı küçük bir cami yapılmıştı; minaresi de 1952’de inşa edilmişti. Ancak 1996-1997 yıllarında bu cami de bütünüyle ortadan kaldırılarak yerine çok büyük ölçüde yeni bir cami yapımına girişilmiştir. Eski kitâbesi ise Hüseyin Bey Camii’nde durmaktadır.
  • Розваги

КОМЕНТАРІ • 3

  • @sporekstra9537
    @sporekstra9537 2 роки тому +1

    HARIKA BIR KÖY

  • @Aleynadncdnc
    @Aleynadncdnc 7 місяців тому +1

    Bende orada yaşıyom

    • @meloendo
      @meloendo  7 місяців тому

      HARIKA BIDAHA GELIRSEM ÇAYA GELIRIM