Prof.Dr.mehmet OKUYAN Nur Sûresi 30-31

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 8 чер 2014
  • Açıklama

КОМЕНТАРІ • 169

  • @harunsorkun1601
    @harunsorkun1601 9 років тому +23

    Mehmet Okuyan hocadan Allah razı olsun,insanları uyarmak için tükettiği nefes ona Allah'ın rahmeti olarak dönsün inşaallah!

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      ... Çok iyi bilindiği gibi Müslüman kadının örtüsü ile ilgili olarak Kur’an‘da yer alan 24/en-Nûr, 31 ayeti açık ve kesin bir hüküm bildirir. Bu ayet, başörtüsünün bağlanma biçimini de tasrih etmiş, sadece başın değil, cahiliye döneminde tatbikatı bulunmayan “boynun ve göğsün örtülmesi”ni de hükme bağlamıştır.
      Devr-i Saadet‘ten itibaren bütün zamanlarda -modern zamanlar hariç- Ehl-i Sünnet‘iyle-ehl-i bid’atıyla, havassıyla-avamıyla bütün Ümmet bu ayetin bildirdiği hüküm doğrultusunda amel edegelmiştir. Bu yönüyle de başörtüsü, delilinin delaleti üzerinde en küçük bir şüpheye yer bırakmayan “amelî tevatür” hüviyetindedir.
      Hem delaletinin hem de sübutunun kat’îliği sebebiyle bu ayetin bildirdiği hüküm bir “farz-ı kat’î“dir; inkârı (Kur’an‘da başörtüsü emri bulunmadığı iddiası) ya da tahfifi (küçümsenmesi, hafife alınması) kişiyi dinden çıkarır.
      Ümm-ü Seleme (r.anha)’dan gelen şu gözlem, günümüzde yaygın olan siyah çarşafın da Asr-ı Saadet‘te uygulaması bulunduğunu göstermektedir: “Bu (33/el-Ahzâb, 59) ayeti nazil olduğu zaman Ensar‘dan bazı kadınlar, giydikleri siyah elbiseler sebebiyle sanki başlarında kargalar varmış gibi dışarı çıktılar.” (el-Cassâs, “Ahkâmu’l-Kur’ân“, V, 245)
      Ebubekir Sifil

    • @haticeagralioglu3880
      @haticeagralioglu3880 Рік тому

      @@hakdinislamdr9508 mi üü ben ğ❤🎉ü😅😮

  • @ismailhakkuysal4510
    @ismailhakkuysal4510 Місяць тому

    Muhterem hocam senden Allah razı olsun Allah'ın kitabında neler söylemiş öğreniyor ve imanımızı güçlendiriyoruz

  • @vehbituyun
    @vehbituyun 8 років тому +17

    Bence oldukça mantıklı bir izahat olduğundan dolayı burada bir alıntı paylaşmak isterim.
    Allah tüm İnsanlara Aklı ve Vicdanı kullanmayı öğütler.
    Mümin kadınlara da söyle: Bakışları ölçülü olsun ve cinsel organlarını korusunlar. Süslerini, kendiliğinden görünenler hariç açmasınlar. Örtülerini yaka açıklarına koysunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları, yahut babaları, yahut kocalarının babaları, yahut oğulları, yahut kocalarının oğulları, yahut kardeşleri, yahut kardeşlerinin oğulları, yahut kendi kadınları, yahut ellerinin altında bulunanlar, yahut kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar, yahut kadınların mahrem yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hepiniz topluca Allah’a tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz.
    24- Nur Suresi 31
    Kadını, kendi zihniyetine göre yaşatmak isteyen zihniyetin çarpıttığı ayetlerin başında bu ayet gelir. Bu ayetteki “hımar” kelimesi geniş manalı bir kelime olup “örtü” manasına gelir. Eski Arap yazılarına bakılırsa “hımar”ın yere konulan, masaya örtülen veya herhangi bir örtüyü tarif edebileceğini görürüz. “Hımar”, başı örterse başörtüsü olur, masaya konursa masa örtüsü olur. Eğer “hımar” kelimesi ile başın örtülmesi istenseydi “hımar ürres” gibi bir vurgulama ile başörtüsü denebilirdi. Böylece “res” kelimesi ile baş bölgesi vurgulanır ve “hımar” ile beraber başörtüsü net bir şekilde anlaşılırdı. Nitekim abdest alınmasıyla ilgili ayette başın sıvazlanması söylenirken, baş kelimesi Arapça karşılığı “res” ile vurgulanır.
    Üstelik ayette kapatılacak yerin “yaka açığı” olduğu geçer. Yani “hımar”ın başı kapatması değil, “yaka dekoltesi”ni örtmesi istenir. (“Yaka açığı” manasına gelen “cuub” kelimesi hem bu ayette kapanılacak bölgeyi belirtmek için, hem de Hz. Musa’nın yaka açığına elini soktuğunu belirten ayetlerde geçer.) “Hımar” kelimesi sırf başörtüsü manasına gelseydi bile bu ayetten başı örtmek değil, yine “yaka dekoltesi”ni kapatmak anlaşılacaktı. Üstelik başörtüsünü Kuran’a maletmek isteyen zihniyet, açık bir saptırma yaparak; “felyedribne” fiilini “salsınlar” diye tercüme etmektedir. Böylece ayet, “başörtüsünü yaka açıklarına salsınlar” şeklinde okunacaktır. Oysa hiçbir şekilde “darabe” kökünden türeyen “felyedribne” fiili “salsınlar” manasına gelmez. Bu fiille, örtünün “yaka açığına konulması” yani “yaka açığının kapatılması” anlatılır. Kuran’da “salsınlar, indirsinler” manasında “felyüdnine” kelimesi kullanılır. Allah böyle bir ifade kullanmak isteseydi “felyedribne” fiili yerine “felyüdnine” fiilini kullanmaz mıydı? Bu örnek bize, gelenekçi zihniyetin, kendi fikirlerini doğru çıkartmak uğruna gereğinde Kuran’daki kelimelerin manasını kaydırmaktan çekinmediğini göstermektedir.
    Ayette diğer dikkat etmemiz gereken nokta “süsler” kelimesi ile neyin kastedildiğidir. Bizim kanaatimize göre “süsler” kelimesi ile özellikle “göğüsler” kastedilmektedir. Çünkü ayetteki tüm noktalarla, mantıklı bir şekilde, göğüs bölgesinin uyum sağladığı kanaatindeyiz. Birincisi, ayette “yaka açıklarının kapatılması” geçiyor, yaka açıklarından ise göğüsler gözükür. İkincisi, ayette gizlenen süslerin belli edilmesi için “ayakların yere vurulmaması” geçiyor. Ayaklar yere vurulduğunda vücutta belli olacak yer özellikle göğüslerdir (sütyenin o dönemde icat edilmediğini düşünürsek, bu daha da iyi anlaşılır). Üçüncüsü, ayetten kendiliğinden görünenler hariç süslerin kapanması söylenmektedir. Ne kadar kapatılmaya çalışılırsa çalışılsın özellikle iri göğüsler, çeşitli fiziksel hareketlerde, hatta rüzgarın esmesiyle elbise yapışınca bile kendini belli edebilir. Ayetten bunun doğal olduğu anlaşılır. Dördüncüsü, ayette süslerin kimlerin yanında açılabileceği söylenir. Kuran’daki diğer ayetlerden kadınların bir kısmının iki yıl gibi uzun bir süre çocuklarını emzirdiğini görüyoruz. Kadının, babası gibi yakınlarının yanında, çocuğu acıktığında ve ağladığında onu emzirmesi gerekebilir. Ayetteki bu açıklamanın özellikle bu konuda kadınlara büyük kolaylık sağlayacağı kanaatindeyiz. Ayetteki bahsedilen ifadelere, göğüs gibi uyan başka bir bölge bulunmadığı için süslerle özellikle göğüslerin kastedildiği sonucuna varabiliriz.
    “Süsler” kelimesinden takı gibi maddelerin anlaşılamayacağı ayetin bütünsel olarak ele alınmasıyla açığa çıkar. Çünkü ayette, kadınların süslerini kendi kadınları yanında açabileceği geçiyor. Takı gibi maddeler tahrik unsurundan daha çok hava atma unsuru olabilir. Eğer bu hava atma olayı engellenilmeye çalışılsaydı, buna ilk olarak, karşı cins erkekler yerine, aynı cinsten olan kadınlar dahil edilirdi. Ayrıca ayakları yere vurunca hangi takı eşyası belli olur? Kendiliğinden gözüken takı ne olabilir? Araf suresi 31’de ziynet eşyalarının mescid yanında giyilebileceğinin söylenmesi; takıların, cami yanı gibi en kalabalık yerlerde de teşhir edilebildiğini, yani saklanmasına gerek olmadığını gösterir. Görüldüğü gibi mantıksal bir elemeyle gidildiğinde; ayetin, özellikle göğüs bölgesinin kapanmasını vurguladığı anlaşılır.

    • @muhammedbulut
      @muhammedbulut 8 років тому

      Bu izahı yaparken hangi Arapça sözlüğe dayandınız? Sözlüklerin adlarını söyler misiniz?

    • @000gul
      @000gul 3 роки тому

      Böyle okuyunca gercekten cok mantikli.
      Ahzab 59. Ayet icin ne diyorsunuz?
      Nuzül sırasına göre önce Ahzab Suresi ve sonra Nur Suresi inmiştir.
      Ahzab 59 diyor ki: Ey Nebi, kendi hanımlarına, kızlarına ve mü’min kadınlara: Dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle......
      Ben bu ayet önce indiginden, dış elbise emri önce gelmiş ve bunada baştan örtünme diyorlar.
      Sonra Nur 31, ve bu ayette örtülerini yakalarina vursunlar deniyor.
      Bende zanettim önce örtünme sonra o örtüyü yakaya vurmaktir emir.
      Sizin bunda görüsünüzü merak ettim?

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      .
      Çok iyi bilindiği gibi Müslüman kadının örtüsü ile ilgili olarak Kur’an‘da yer alan 24/en-Nûr, 31 ayeti açık ve kesin bir hüküm bildirir. Bu ayet, başörtüsünün bağlanma biçimini de tasrih etmiş, sadece başın değil, cahiliye döneminde tatbikatı bulunmayan “boynun ve göğsün örtülmesi”ni de hükme bağlamıştır.
      Devr-i Saadet‘ten itibaren bütün zamanlarda -modern zamanlar hariç- Ehl-i Sünnet‘iyle-ehl-i bid’atıyla, havassıyla-avamıyla bütün Ümmet bu ayetin bildirdiği hüküm doğrultusunda amel edegelmiştir. Bu yönüyle de başörtüsü, delilinin delaleti üzerinde en küçük bir şüpheye yer bırakmayan “amelî tevatür” hüviyetindedir.
      Hem delaletinin hem de sübutunun kat’îliği sebebiyle bu ayetin bildirdiği hüküm bir “farz-ı kat’î“dir; inkârı (Kur’an‘da başörtüsü emri bulunmadığı iddiası) ya da tahfifi (küçümsenmesi, hafife alınması) kişiyi dinden çıkarır.
      Ümm-ü Seleme (r.anha)’dan gelen şu gözlem, günümüzde yaygın olan siyah çarşafın da Asr-ı Saadet‘te uygulaması bulunduğunu göstermektedir: “Bu (33/el-Ahzâb, 59) ayeti nazil olduğu zaman Ensar‘dan bazı kadınlar, giydikleri siyah elbiseler sebebiyle sanki başlarında kargalar varmış gibi dışarı çıktılar.” (el-Cassâs, “Ahkâmu’l-Kur’ân“, V, 245)
      Ebubekir Sifil

    • @sekerpare101
      @sekerpare101 Рік тому

      @@000gul bunun cevabini bende merak ettim

  • @user-vg1ru1ub6q
    @user-vg1ru1ub6q 3 роки тому

    Спасибо больше Аллах разы олсун мусульмане лыгы ойрадирсиз

  • @sulekaya8820
    @sulekaya8820 5 років тому

    Allah razı olsun

  • @muammercelikkesen3620
    @muammercelikkesen3620 3 роки тому +2

    Nur suresi / 30 ve 31 ayetler için ALLAH senden razı olsun

  • @ramilaaliyeva4376
    @ramilaaliyeva4376 3 роки тому +1

    Allah sizden razı olsun deyerli hocam Mehmet Okuyan AZERBAYCAN

  • @5252TR
    @5252TR 9 років тому +17

    1. yadribne : kökü “darabe”=vurmak , indirsinler yada salsınlar olmaz , sıksınlar hiç olmaz.
    2. Varsayalım, Kadın saçı bir cazibe, ve örtünme emri var.
    Nur 31.Mümin kadınlara da söyle: bakışlarını yere indirsinler (kısınlar)
    burada anlaşılıyorki kadınlar da bakarken etki altında kalabiliyor.
    Erkeğin saçı da Şüphesiz bir cazibe.
    Peki onların saçı ne olacak ? erkeklere örtünme emri olmadığına göre ......!

    • @dilekyayla9609
      @dilekyayla9609 6 років тому

      5252TR başörtüsü ile birlikte bütün vücudun örtülmesi emri kadın için geçerli olması erkeklerin de başını kapatması anlamına mi gelmek zorunda?

    • @dilekyayla9609
      @dilekyayla9609 6 років тому

      5252TR kadın kolu da mahrem sayılıyor. O zaman erkek kolu da kapatilsin demekle aynı şeydir bu !

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      .
      Çok iyi bilindiği gibi Müslüman kadının örtüsü ile ilgili olarak Kur’an‘da yer alan 24/en-Nûr, 31 ayeti açık ve kesin bir hüküm bildirir. Bu ayet, başörtüsünün bağlanma biçimini de tasrih etmiş, sadece başın değil, cahiliye döneminde tatbikatı bulunmayan “boynun ve göğsün örtülmesi”ni de hükme bağlamıştır.
      Devr-i Saadet‘ten itibaren bütün zamanlarda -modern zamanlar hariç- Ehl-i Sünnet‘iyle-ehl-i bid’atıyla, havassıyla-avamıyla bütün Ümmet bu ayetin bildirdiği hüküm doğrultusunda amel edegelmiştir. Bu yönüyle de başörtüsü, delilinin delaleti üzerinde en küçük bir şüpheye yer bırakmayan “amelî tevatür” hüviyetindedir.
      Hem delaletinin hem de sübutunun kat’îliği sebebiyle bu ayetin bildirdiği hüküm bir “farz-ı kat’î“dir; inkârı (Kur’an‘da başörtüsü emri bulunmadığı iddiası) ya da tahfifi (küçümsenmesi, hafife alınması) kişiyi dinden çıkarır.
      Ümm-ü Seleme (r.anha)’dan gelen şu gözlem, günümüzde yaygın olan siyah çarşafın da Asr-ı Saadet‘te uygulaması bulunduğunu göstermektedir: “Bu (33/el-Ahzâb, 59) ayeti nazil olduğu zaman Ensar‘dan bazı kadınlar, giydikleri siyah elbiseler sebebiyle sanki başlarında kargalar varmış gibi dışarı çıktılar.” (el-Cassâs, “Ahkâmu’l-Kur’ân“, V, 245)
      Ebubekir Sifil

  • @eminey9475
    @eminey9475 10 років тому +27

    hocam peygamberimiz her soruyu yanıtlamış, soruyu beğensede beğenmesede, bende size samimiyetle sorular sorucam yanıtlarsanız sevinirim... aşağıya bir lik koyucam onun 52. dakikasında hoca kütübü sitte {ilk hadis kitabları} gecen bir hadisi okuyor, peygamberimiz abdest alırken himarini mes ederdi diye bir hadis varmı. ??????? ve yine hadislerde evlerinizin camlarını örtün derken örtmede yine hamir kullanılmışmı ??? bu hadisleri sorarken hadisleri din yapmak, yada dinde sağlam kaynak göstermek için değil sadece o tarihde kelime bu şekilde kullanılıyormuydu diye.... kaldı ki başörtü olduğunu düşünelim, size göre ALLAH başını ört demeyi unutdu, o zaman da '' Biz bu Kuranda herhangi bir şeyi eksik bırakmadık '' ayetini nasıl izah edicez !!... ALLAH bu ayetde bunu demek istiyor diyerek HARAM ilan ediyorsunuz . örtülecek yerleri belirlediğiniz kaynak sizinde videoda dediği gibi .'' RİVAYET'' rivayetlere dayanarak haram ilan ediyorsunuz ve sizin gibi hocaların ALLAH adına koyduğu haramlar yüzünden benim gibi bayanlar toplumda çirkin gösteriliyoruz... Peki, Kurana ekleme, ima, hatta kuran dışında fetfa verme yetkiniz bile yokken bizi neden ayırıyorsunuz... kişisel kanaatiniz, sizin yorumunuz dur, bunu din gibi sunamazsınız........ '' senden fetfa istiyorlar deki size fetfayi sadece Allah verir '' yada '' senden kadınlar hakkında fetfa soruyorlar deki size fetfayi sadece ALLAH verir'' veya '' deki onlara: Hadi gelin rabbinizin size neleri haram kıldığını yüzünüze karşı okuyayım en'am 151 den 158 kadar..... Kuran heryerinde '' AYRINTILI '' açıklayıcı demiyormu kendine, bir tek bu konudamı {saçını ört} ayrıntıları atlamış :) sizde o ayrıntıları '' Rivayetlerle '' dolduruyorsunuz... birde başörtü zeten hep vardı o yüzden tekrar söylenmeye gerek yok konusu var, peki o coğrafyada başörtü hala var, arap kralının başı örtülü ama sizde yok ???? erkekler niye o zamanın örflerine uymuyor, maşallah sizler gayet şıksınız :)

    • @sahinyutub
      @sahinyutub 9 років тому +5

      güzel bir yorum, katılıyorum

    • @xmistix
      @xmistix 9 років тому

      yazmalarınızı aşşağı sarkıtın denildiğinde "ama burada başınızı örtün denilmiyor ki" diye itiraz etmek nasıl saçmaysa, himar kelimesi ile de aynı şey geçerlidir. Kur'an o an yaşayan bir kavme gönderilmiş ve o zamanki toplum ne denilmek istediğini elbette ki anlamıştır. O zamanki arap toplumunu, dilini ve o dilin inceliklerini bilmeden buradan esip savurmak hiç de ilmi bir yaklaşım değildir. Bizim dilimize ait olup ancak Türk toplum yapısı ve dilinin incelikleri bilinerek anlaşılacak bazı kelimeler olduğu gibi her dilde de böyledir. Kur'anın bazı ayetleri bazı ayetlerini tefsir eder. En'am suresi 151. ayette zina etmeyin de demiyor ama bu ayette geçen gizli-açık utanç verici hiçbir fiile yaklaşmayın cümlesindeki fevahişe kelimesi zina, ayartıcı söz ve fiiller ve bunlara sebep olabilecek her türlü davranışı kapsar, Bu ayetin tefsirinde tabiiki de nur suresinin 30-31. ayetleri de kullanılacaktır. Arapçada örtü ile ilgili kelimeler ve anlamları şöyledir
      1. Burka' (veya burku'): Bütün yüzü örter. (Erkeğin kullandığına kına' denir).
      2. Nikab: Bütün yüzü örtmeyip iki gözden birini açarak bağlanan başörtüsüdür.
      3. Lifâm: Her iki gözü de burun üstünden itibaren açık bırakan başörtüsüdür.
      4. Lisâm: Burun açıkta kalacak şekilde ağız üstünden örtülen örtüdür.
      5. Hımar: Yüz hariç başın ve boynun tamamını örten ve Kur'an'da emredilen örtüdür.
      6. Nasîf: Hımar'ın daha büyüğü, Anadolu'daki "atkı"ya benzer başörtüsüdür.
      7. Mikne'a: Nasif'ten daha büyük olup bel altına kadar uzanan başörtüsüdür.
      8. Cilbab: Yüz hariç baştan ayağa her tarafı örten örtüdür.
      Hımar, lugat olarak tereddütsüz başla ilgilidir. İçki'ye de aklı örttüğü için aynı kökten "hamr" denilmiştir. İkisi arasındaki ortak nokta "baş" ile ilgili olmasıdır. Mesela küfr de "örtmek" demektir. Ama başa veya akla değil, kalbe nisbet edildiği için farklı kökten kullanılmıştır.
      vesselam...

    • @eminey9475
      @eminey9475 9 років тому +10

      mustafa anar siz kendi kendinizi ikna etmeye devam edin, yazdıklarınızın içindeki çelişkiyi görmek istemiyene bugün peygamberimde, dirilip gelse gerçeğe ikna edemez.... bana sadece şunu söyleyin lütfen,, dünya kadar hadis var hamir kelimesinin o tarihde nerelerde kullanıldığıyla ilgili....{ peygamberimiz himarini pes ederdi, derken çorap ınımı pes ediyodu ayağına baş örtüşümü sarmış dı.{kütübi sit} } .... lisanül arap da peygamberimizin namaz kılarken kulandığı namazya için...... mümin insanı, mescitde, işinde ve örtülü evine derken, camlara başörtüsümü takmışlardı... bu örnekler çok ve gerekde yok zaten rabbim orda örtü demiş veya baş örtü demiş BAŞINI ÖRT demiyo siz erkekler bunu sanki dinin olmazsa olmazı haline getiriyosunuz.... maşallah sizin hayatınızda sanki Kur'an ı dört dörtlük uyguladınızda bizim yanı kadının eksiklerini kapatmanız kaldı, bırakında kadınlar çözelim bu konuyu ama siz kadınlarınızın kendi fikri zikri olmasına tahammül edebilirmisiniz, okuyup araştımasina kendinin taş taş üstüne koymasına cesaretlendirebilirmisin onu lütfen bi sorun kendinize......... aynı ayetin başında {nur30} erkeğede gözünü yere devir zinadan uzak dur diyor, bugün dişarda başkasına bakan biri din dışı davranmakla süçlanmıyor, hemen kadına fatura ediliyor {kadın örtülü olsaydı bakmazdım}{ kadının günahı Allahla onun arasında seni ilgilendirmez sana bakma diyor. fıravunu yargılamak sana düşmez, sen musa ol, gözünü yere devir.... dindar geçinen bir sürü insanın dostu var bunlar erkekde dini bozmuyor fakat emir olmadığı halde kadının saçı bütün dini kurtarıyor, samimiyetle söylüyorum bu ayet indiği zamanki hadislere önyargısız bir daha bakın nasıl çelişkilerle dolu.... ayet gelince kadınlar hemen evdeki perdeleri yastık kılıflarını yırtıp örtü yapmışlar,, hani baş zaten örtülü olduğu için başını ört dememişdi, ayrıca başı örtülü birinin göğüsleri açık olurmu, orda hımarını aşağa indir demiyo hımarınla göğüs yırtmacını ört diyo, aşağa indir etekler için kullanılmış başka ayetde farklı kelimeler ve bağlamlar var onda.

    • @xmistix
      @xmistix 9 років тому

      biz kimsenin günahıyla ilgilenmiyoruz hanımefendi. herkesin yaptığı tabi ki kendinedir. Doğru bildiklerimizi söyleme görevini yapıyoruz sadece. siz istediğiniz gibi inanmakta ve ona göre sonucunu iyi veya kötü olarak görmekte serbestsiniz. Meseleyi bir emrin dini kurtarıp kurtarmaması olarak görmedim hiçbir zaman. Mehmet hocanın söylediği gibi en önemlisi takva elbisesidir diye de söylüyorum herkese başı açık olsun kapalı olsun. Burada bir hüküm hakkında herkes doğru bildiklerini söylüyor. Sizin veya herhangi bir kadının başını örtmesi bana ne kazandırır, açması ne kaybettirir. Benim için önemli olan inandığım doğrultuda emr-i bil ma'ruf, Nehy-i Ani'l münker yapmaktır. Ben hadislerle de ilgilenmiyorum. Kelimenin arapça kökenlerine ve bu dilde usta olan insanların görüşlerine başvurarak konuşuyorum. Şahsi görüş olarak herhangi birşey serdetmedim. Dostu olan erkeklere gelince, daha önce de dediğim gibi herkes yaptıklarının karşılığını görür. Bana düşen yanlışa düşmemeye çalışmak, yanlış gördüklerimi ikaz etmek, doğru bildiklerimi etrafıma aktarmaktır. Herkes dilediği gibi inanmak ve yaşamakta serbesttir. Vesselam...

    • @ebruozkanonder
      @ebruozkanonder 9 років тому +3

      Emine YAPICI cok guzel özetlemişsiniz aynen katılıyorum....

  • @user-vo7fb3jl5t
    @user-vo7fb3jl5t 7 років тому +4

    helal olsun allah senin kimisini cox eylesin agzna saglx

  • @nesrinfidan2720
    @nesrinfidan2720 4 роки тому

    Cuma namazında çok zorluklar görüyoruz da.

  • @hgfdsy782
    @hgfdsy782 5 років тому

    Hımarın aynı zamanda şarap olduğundan daha ikna edici bi bilgi duymamıştım bu ayetle ilgili.

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      . Çok iyi bilindiği gibi Müslüman kadının örtüsü ile ilgili olarak Kur’an‘da yer alan 24/en-Nûr, 31 ayeti açık ve kesin bir hüküm bildirir. Bu ayet, başörtüsünün bağlanma biçimini de tasrih etmiş, sadece başın değil, cahiliye döneminde tatbikatı bulunmayan “boynun ve göğsün örtülmesi”ni de hükme bağlamıştır.
      Devr-i Saadet‘ten itibaren bütün zamanlarda -modern zamanlar hariç- Ehl-i Sünnet‘iyle-ehl-i bid’atıyla, havassıyla-avamıyla bütün Ümmet bu ayetin bildirdiği hüküm doğrultusunda amel edegelmiştir. Bu yönüyle de başörtüsü, delilinin delaleti üzerinde en küçük bir şüpheye yer bırakmayan “amelî tevatür” hüviyetindedir.
      Hem delaletinin hem de sübutunun kat’îliği sebebiyle bu ayetin bildirdiği hüküm bir “farz-ı kat’î“dir; inkârı (Kur’an‘da başörtüsü emri bulunmadığı iddiası) ya da tahfifi (küçümsenmesi, hafife alınması) kişiyi dinden çıkarır.
      Ümm-ü Seleme (r.anha)’dan gelen şu gözlem, günümüzde yaygın olan siyah çarşafın da Asr-ı Saadet‘te uygulaması bulunduğunu göstermektedir: “Bu (33/el-Ahzâb, 59) ayeti nazil olduğu zaman Ensar‘dan bazı kadınlar, giydikleri siyah elbiseler sebebiyle sanki başlarında kargalar varmış gibi dışarı çıktılar.” (el-Cassâs, “Ahkâmu’l-Kur’ân“, V, 245)
      Ebubekir Sifil

  • @nesrinfidan2720
    @nesrinfidan2720 4 роки тому

    Peki, sadece erkeklere hitabta hangi şifa kullanıyor hocam?

  • @ozgekoroglu569
    @ozgekoroglu569 7 років тому

    Merhabalar.. Bir önceki videolarda şeytanın geçtiği ayetleri derlediğini ve bir derste anlatacağını söylemişti Mehmet Hoca.. Hangi videoda bulabiliriz, bilgisi olan var mıdır?

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      . Çok iyi bilindiği gibi Müslüman kadının örtüsü ile ilgili olarak Kur’an‘da yer alan 24/en-Nûr, 31 ayeti açık ve kesin bir hüküm bildirir. Bu ayet, başörtüsünün bağlanma biçimini de tasrih etmiş, sadece başın değil, cahiliye döneminde tatbikatı bulunmayan “boynun ve göğsün örtülmesi”ni de hükme bağlamıştır.
      Devr-i Saadet‘ten itibaren bütün zamanlarda -modern zamanlar hariç- Ehl-i Sünnet‘iyle-ehl-i bid’atıyla, havassıyla-avamıyla bütün Ümmet bu ayetin bildirdiği hüküm doğrultusunda amel edegelmiştir. Bu yönüyle de başörtüsü, delilinin delaleti üzerinde en küçük bir şüpheye yer bırakmayan “amelî tevatür” hüviyetindedir.
      Hem delaletinin hem de sübutunun kat’îliği sebebiyle bu ayetin bildirdiği hüküm bir “farz-ı kat’î“dir; inkârı (Kur’an‘da başörtüsü emri bulunmadığı iddiası) ya da tahfifi (küçümsenmesi, hafife alınması) kişiyi dinden çıkarır.
      Ümm-ü Seleme (r.anha)’dan gelen şu gözlem, günümüzde yaygın olan siyah çarşafın da Asr-ı Saadet‘te uygulaması bulunduğunu göstermektedir: “Bu (33/el-Ahzâb, 59) ayeti nazil olduğu zaman Ensar‘dan bazı kadınlar, giydikleri siyah elbiseler sebebiyle sanki başlarında kargalar varmış gibi dışarı çıktılar.” (el-Cassâs, “Ahkâmu’l-Kur’ân“, V, 245)
      Ebubekir Sifil

  • @sundays3256
    @sundays3256 8 років тому +4

    keske hepimiz kuranin kanunlarina Allahin emrlerine sorgusuz uysa.

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      .
      Çok iyi bilindiği gibi Müslüman kadının örtüsü ile ilgili olarak Kur’an‘da yer alan 24/en-Nûr, 31 ayeti açık ve kesin bir hüküm bildirir. Bu ayet, başörtüsünün bağlanma biçimini de tasrih etmiş, sadece başın değil, cahiliye döneminde tatbikatı bulunmayan “boynun ve göğsün örtülmesi”ni de hükme bağlamıştır.
      Devr-i Saadet‘ten itibaren bütün zamanlarda -modern zamanlar hariç- Ehl-i Sünnet‘iyle-ehl-i bid’atıyla, havassıyla-avamıyla bütün Ümmet bu ayetin bildirdiği hüküm doğrultusunda amel edegelmiştir. Bu yönüyle de başörtüsü, delilinin delaleti üzerinde en küçük bir şüpheye yer bırakmayan “amelî tevatür” hüviyetindedir.
      Hem delaletinin hem de sübutunun kat’îliği sebebiyle bu ayetin bildirdiği hüküm bir “farz-ı kat’î“dir; inkârı (Kur’an‘da başörtüsü emri bulunmadığı iddiası) ya da tahfifi (küçümsenmesi, hafife alınması) kişiyi dinden çıkarır.
      Ümm-ü Seleme (r.anha)’dan gelen şu gözlem, günümüzde yaygın olan siyah çarşafın da Asr-ı Saadet‘te uygulaması bulunduğunu göstermektedir: “Bu (33/el-Ahzâb, 59) ayeti nazil olduğu zaman Ensar‘dan bazı kadınlar, giydikleri siyah elbiseler sebebiyle sanki başlarında kargalar varmış gibi dışarı çıktılar.” (el-Cassâs, “Ahkâmu’l-Kur’ân“, V, 245)
      Ebubekir Sifil

  • @yunusunal9294
    @yunusunal9294 4 роки тому +1

    44.55 ziynet yeri haberiniz olsum

  • @nursenkocak6882
    @nursenkocak6882 9 років тому +16

    Hocam çok zorlamadınız mı?Haşa Allah açık ve net kitabında,sade kulları da anlasın diye açık ve net baş örtüsü yazdıramadı mı?Kitabımız sadece siz Din Bilginerine mi geldi??Bunca farklı görüşler var iken ve bunlar da sizin gibi ilahiyat hocaları iken nasıl bu kadar net konuşabiliyorsunuz?Ayrıca bu kitap tüm dünya insanlarına geldi,her coğrafyadan her dilden olan insanlara..Çok farklı bir coğrafyada ve farklı dilde olan birisi,gerçeğe ulaşmak için tüm ilahiyatçıları dinleyip onların kitaplarını mı okuyacak?Kuran ı herkesin okuduğunda anlayamayacağı bir kitap gibi gösterdiğinizde araya hocalar,şeyhler,tarikatlar girer..Bu işin içinden çıkamayız ki olan da budur.

    • @qedirliibrahim8919
      @qedirliibrahim8919 7 років тому

      Nursen Kocak. Hocani severim. Ama hakka ten cok zorlandi. Malesef, hic yakişmadi hocaya. Kurani anlatan hocadan böyle kivirmalar duymak üzücü... Selam.

    • @pamukme7872
      @pamukme7872 5 років тому +1

      @Nursen Kocak
      Mehmet hocamizi severim ancak bu kisimda neden bukadar zorlanmis anlayamadim. Kuranin tek basina anlasilabilir olmasini savunan biri bu konuyu aciklamakda zorlaniyor ... 😔
      Cunku bu konuda agzindan cikacak yanlis birsey onu kotu etkileyebilir ve bu soyledigini gercekten savunup savunmadigini bile bilemiyorum.
      Rabb’imiz her konuda acikca beyanlarda bulunurken bu kadar onemli oldugu soylenen kisimlarimi acik birakmis? Haydi bakalim!!!
      Bir de kardesim, lutfen bana sunu anlamamda yardim edermisin?
      Gerci bu soruyu yukarida da sordum, ama sizede sormak istedim Allah’in izniyle...
      Susler burada gosterilmesi yasak kisimlardan degilmi? Mahrem yerlerden biri vucuttaki oyle degilmi?
      Oyleyse nasil olurda babaya gosterilebilir? Biri bunu izah edebilir mi lutfen?
      Biz kardeslerin bile belli yasa geldiklerinde ayni odayi bile paylasmasinin yanlisligini vurgularken, nasil olurda yetiskin bir bayan babasina suslerini gosterir?
      Nur Suresi 31:
      “...Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınları, hizmetlerinde bulunan köleleri ve câriyeleri, cinsel arzusu bulunmayan erkek hizmetçiler, kadınların cinselliklerinin farkında olmayan çocuklar dışında kimseye süslerini göstermesinler. Yürürken, gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar...” [REF: Diyanet].
      Yani bir bayan neredeyse aile bireylerinin tumune suslerini gosterebiliyor, oylemi?
      Ayak yere vurunca oynayan kisim belli - bu susu ailedeki herkese goster, oylemi???
      Bu nasil bir tercumedir?
      Insanlar basortusu kismindan oteye gecemedilerde burayi atlamislar mi? kimse bu kisimdan rahatsiz olmuyor mu ???

    • @mehmetcakr8343
      @mehmetcakr8343 4 роки тому

      Kardeşim arapcayi ogrenip kurani butunculul olarak merak ettigin konularla alakali okur isen anlayabilirsin

    • @mehmetcakr8343
      @mehmetcakr8343 4 роки тому

      Susten anladigimiz erkekteki iki kadindaki 3 avret yeri ise yasasigin sikintiyi yasarsin kardesim

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      ...
      Çok iyi bilindiği gibi Müslüman kadının örtüsü ile ilgili olarak Kur’an‘da yer alan 24/en-Nûr, 31 ayeti açık ve kesin bir hüküm bildirir. Bu ayet, başörtüsünün bağlanma biçimini de tasrih etmiş, sadece başın değil, cahiliye döneminde tatbikatı bulunmayan “boynun ve göğsün örtülmesi”ni de hükme bağlamıştır.
      Devr-i Saadet‘ten itibaren bütün zamanlarda -modern zamanlar hariç- Ehl-i Sünnet‘iyle-ehl-i bid’atıyla, havassıyla-avamıyla bütün Ümmet bu ayetin bildirdiği hüküm doğrultusunda amel edegelmiştir. Bu yönüyle de başörtüsü, delilinin delaleti üzerinde en küçük bir şüpheye yer bırakmayan “amelî tevatür” hüviyetindedir.
      Hem delaletinin hem de sübutunun kat’îliği sebebiyle bu ayetin bildirdiği hüküm bir “farz-ı kat’î“dir; inkârı (Kur’an‘da başörtüsü emri bulunmadığı iddiası) ya da tahfifi (küçümsenmesi, hafife alınması) kişiyi dinden çıkarır.
      Ümm-ü Seleme (r.anha)’dan gelen şu gözlem, günümüzde yaygın olan siyah çarşafın da Asr-ı Saadet‘te uygulaması bulunduğunu göstermektedir: “Bu (33/el-Ahzâb, 59) ayeti nazil olduğu zaman Ensar‘dan bazı kadınlar, giydikleri siyah elbiseler sebebiyle sanki başlarında kargalar varmış gibi dışarı çıktılar.” (el-Cassâs, “Ahkâmu’l-Kur’ân“, V, 245)
      Ebubekir Sifil

  • @admshnr
    @admshnr 5 років тому

    doğrusunu öğrendim.

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      . Çok iyi bilindiği gibi Müslüman kadının örtüsü ile ilgili olarak Kur’an‘da yer alan 24/en-Nûr, 31 ayeti açık ve kesin bir hüküm bildirir. Bu ayet, başörtüsünün bağlanma biçimini de tasrih etmiş, sadece başın değil, cahiliye döneminde tatbikatı bulunmayan “boynun ve göğsün örtülmesi”ni de hükme bağlamıştır.
      Devr-i Saadet‘ten itibaren bütün zamanlarda -modern zamanlar hariç- Ehl-i Sünnet‘iyle-ehl-i bid’atıyla, havassıyla-avamıyla bütün Ümmet bu ayetin bildirdiği hüküm doğrultusunda amel edegelmiştir. Bu yönüyle de başörtüsü, delilinin delaleti üzerinde en küçük bir şüpheye yer bırakmayan “amelî tevatür” hüviyetindedir.
      Hem delaletinin hem de sübutunun kat’îliği sebebiyle bu ayetin bildirdiği hüküm bir “farz-ı kat’î“dir; inkârı (Kur’an‘da başörtüsü emri bulunmadığı iddiası) ya da tahfifi (küçümsenmesi, hafife alınması) kişiyi dinden çıkarır.
      Ümm-ü Seleme (r.anha)’dan gelen şu gözlem, günümüzde yaygın olan siyah çarşafın da Asr-ı Saadet‘te uygulaması bulunduğunu göstermektedir: “Bu (33/el-Ahzâb, 59) ayeti nazil olduğu zaman Ensar‘dan bazı kadınlar, giydikleri siyah elbiseler sebebiyle sanki başlarında kargalar varmış gibi dışarı çıktılar.” (el-Cassâs, “Ahkâmu’l-Kur’ân“, V, 245)
      Ebubekir Sifil

  • @adnanerors3107
    @adnanerors3107 5 років тому

    Hocam bayanlar ayakları acık bırakma kısmını ihmal ediyorlar.

  • @OzgeBaz-yz2dx
    @OzgeBaz-yz2dx 11 місяців тому

    İçinde baş yokmuş bu mantıkla gous örtün demek için içinde gous olmalıydı ama gouste yok içinde hani bunun içinde göüs

  • @ubeytbozbag1912
    @ubeytbozbag1912 2 роки тому

    avamin ıslahı kıyafet ile olur diyor.

  • @myfeelingsturkiye1888
    @myfeelingsturkiye1888 8 років тому +1

    hocam elma ıle armutu karıstırmıs başını örtmek basını örten için bır emırdır karsındakıne de malzeme vermemek için bır tedbirdirde işin takva kısmı hem acık olan hem tesetturlu olan ıcın aynıdır

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      . Çok iyi bilindiği gibi Müslüman kadının örtüsü ile ilgili olarak Kur’an‘da yer alan 24/en-Nûr, 31 ayeti açık ve kesin bir hüküm bildirir. Bu ayet, başörtüsünün bağlanma biçimini de tasrih etmiş, sadece başın değil, cahiliye döneminde tatbikatı bulunmayan “boynun ve göğsün örtülmesi”ni de hükme bağlamıştır.
      Devr-i Saadet‘ten itibaren bütün zamanlarda -modern zamanlar hariç- Ehl-i Sünnet‘iyle-ehl-i bid’atıyla, havassıyla-avamıyla bütün Ümmet bu ayetin bildirdiği hüküm doğrultusunda amel edegelmiştir. Bu yönüyle de başörtüsü, delilinin delaleti üzerinde en küçük bir şüpheye yer bırakmayan “amelî tevatür” hüviyetindedir.
      Hem delaletinin hem de sübutunun kat’îliği sebebiyle bu ayetin bildirdiği hüküm bir “farz-ı kat’î“dir; inkârı (Kur’an‘da başörtüsü emri bulunmadığı iddiası) ya da tahfifi (küçümsenmesi, hafife alınması) kişiyi dinden çıkarır.
      Ümm-ü Seleme (r.anha)’dan gelen şu gözlem, günümüzde yaygın olan siyah çarşafın da Asr-ı Saadet‘te uygulaması bulunduğunu göstermektedir: “Bu (33/el-Ahzâb, 59) ayeti nazil olduğu zaman Ensar‘dan bazı kadınlar, giydikleri siyah elbiseler sebebiyle sanki başlarında kargalar varmış gibi dışarı çıktılar.” (el-Cassâs, “Ahkâmu’l-Kur’ân“, V, 245)
      Ebubekir Sifil

  • @nikolatesla7490
    @nikolatesla7490 9 років тому +3

    Madem öyle hocam bu ayette neden perde arkasından bir şey istenmesi emrediliyor ;
    Ahzab 53
    Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz. Hem O'nun hanımlarına bir ihtiyaç soracağınız vakit de perde arkasından sorun. Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır.

    • @aytulcucen4967
      @aytulcucen4967 8 років тому +2

      BU AYETIN ICERIGI GAYET ACIK... SIKLAR EVDEN EVE. ESNEKLIKLERI ICERIYOR GIBI BIRSEY...[a- izin verilmedikce girmeyin b- izin verilirse girin] [muhabbet icin ev halkinin iznine bakin, ev hali / isleri var / misafir alma durumunda hissetmiyorlar eve girmeye calisma] [peygamber hanimina bir ihtiyac soracaginiz varsa, mesafenizi koruyun. EEE biz bunu bizden alim olan her okumusun evine girerken bile yapiyoruz; kaldi ki peygamberle isi olanin hanimina soracagi soru sinirlidir; "su ver bacim / ellerimi yikayabilir miyim / wc nizi kullanabilir miyim" vs. vs. Bu durumda muhatap olma, konusma bile demiyor -seviyeli ol, mesafe koy, tavrin guzel ve musluman inceliginde olsun,-demek gibi birsey oluyor. DOGRUSUNU EN IYI RABBIM BILIR.] Ahzab 53
      Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe IZIN VERILMEDIKÇE GIRMEYIN. Fakat ÇAĞIRILDIĞINIZ VAKIT GIRIN. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. SOHBET ETMEK IÇIN DE IZINSIZ GIRMEYIN. Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utanıyor. Fakat ALLAH GERÇEĞI SÖYLEMEKTEN UTANMAZ. Hem O'nun HANIMLARINA BIR IHTIYAÇ SORACAĞINIZ VAKIT de perde arkasından sorun. Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır.

    • @samidemir4196
      @samidemir4196 7 років тому

      Fırat Ocakdan hangi mail le ulasacaz

    • @denizakalin8509
      @denizakalin8509 4 роки тому

      O dönem efendimize ulaşmak ve kendi istekleri yönünde efendimiz kararlar versin diye hanımlarına hediyeler getirerek sürekli özel neseleleri ile hanımlarını rahatsız ediyorlardı. O nedenle perde arkasından konuşma meselesi sadece hanımlarına özgü ir uygulamadır. Mesela o ayet indikten sonra efendimizin eşleri dışında kimse bunu uygulamamış ama sahabi hanımları da biz de peygamber eşleri gibi değerli olmak istiyoruz onlara benzemek istiyoruz diye kocalarından izin aldıklarını görürüz. Efendimiz ölene kadar sahabi kadınları hayatın içindeydi efendimiz öldükten sonra eve kapatmışlar işte

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      .
      Çok iyi bilindiği gibi Müslüman kadının örtüsü ile ilgili olarak Kur’an‘da yer alan 24/en-Nûr, 31 ayeti açık ve kesin bir hüküm bildirir. Bu ayet, başörtüsünün bağlanma biçimini de tasrih etmiş, sadece başın değil, cahiliye döneminde tatbikatı bulunmayan “boynun ve göğsün örtülmesi”ni de hükme bağlamıştır.
      Devr-i Saadet‘ten itibaren bütün zamanlarda -modern zamanlar hariç- Ehl-i Sünnet‘iyle-ehl-i bid’atıyla, havassıyla-avamıyla bütün Ümmet bu ayetin bildirdiği hüküm doğrultusunda amel edegelmiştir. Bu yönüyle de başörtüsü, delilinin delaleti üzerinde en küçük bir şüpheye yer bırakmayan “amelî tevatür” hüviyetindedir.
      Hem delaletinin hem de sübutunun kat’îliği sebebiyle bu ayetin bildirdiği hüküm bir “farz-ı kat’î“dir; inkârı (Kur’an‘da başörtüsü emri bulunmadığı iddiası) ya da tahfifi (küçümsenmesi, hafife alınması) kişiyi dinden çıkarır.
      Ümm-ü Seleme (r.anha)’dan gelen şu gözlem, günümüzde yaygın olan siyah çarşafın da Asr-ı Saadet‘te uygulaması bulunduğunu göstermektedir: “Bu (33/el-Ahzâb, 59) ayeti nazil olduğu zaman Ensar‘dan bazı kadınlar, giydikleri siyah elbiseler sebebiyle sanki başlarında kargalar varmış gibi dışarı çıktılar.” (el-Cassâs, “Ahkâmu’l-Kur’ân“, V, 245)
      Ebubekir Sifil

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      Ehlisünnet hocaları takip edin

  • @adnanerors3107
    @adnanerors3107 5 років тому

    Bu defada Mehmet hoca fetva verdi. Derler

  • @serdarguven7076
    @serdarguven7076 8 років тому +6

    Hocam ama Himar kelimesinin anlami resmen ortu anlamina geliyor. Basortusu degil. Bu Arapca sozlukte yaziyor ben soylemiyorum. Bunu basortusu olarak algilamak bana sanki biraz Emevi yorumu gibi geliyor. Sen daha iyi bilirsin ama geleneklere mi tapalim yoksa Allah'a mi?

    • @cengizhanyildirim4421
      @cengizhanyildirim4421 8 років тому +1

      +Serdar Guven Bundan başka peygamberimizin namaz kıldığı hasır(yer örtüsü) Humre olarak geçer ve Hımar kelimesiyle aynı kökten gelir.

    • @serdarguven7076
      @serdarguven7076 8 років тому +4

      Yani insanlar geleneklere oyle siki sariliyorlar ki, gokten peygamberler gelse ve "bu boyle olmayacak" dese, yine inanmayacaklar...

    • @myfeelingsturkiye1888
      @myfeelingsturkiye1888 8 років тому +1

      +Serdar Guven lisanul arab ibni manzur da kadınların başını örttüğü örtüye de humur denir şeklinde geçiyor bunu sizin dedıgınız tezi savunan ve lisanül arabı kaynak gösteren edip yükselin bir videosunda arapça metinde gördüm tabıkı herkes işine gelen yönünü alır

    • @serdarguven7076
      @serdarguven7076 8 років тому +3

      Bu himar kelimesi gunumuzde artik basortusu anlaninda kullanilabilir ama o donemdeki anlamina bakmak gerekir. 1400 yil once kimsenin basini kapatmadigi Arap yarimadasinda himar in sadece ortu anlamina gelme ihtimali daha yuksek. Aslinda bu konu yoruma acik. Sirk kosmanin yasak olmasi gibi net bir yasak degil. Ama herkes kendi acisindan gorur tabii. Gunumuzde turban ve tessettur uretim sektorunde buyuk para donuyor ve bu insanlarin bir de lobisi var...

    • @myfeelingsturkiye1888
      @myfeelingsturkiye1888 8 років тому

      لسان العرب çok eski bır sözlüktür ibni manzura aittir arapçadan arapçaya sözlüktür genel olarak örtuye verılen bır ısım oldugu dogrudur ancak kadınla ılıntılendırıldıgınde kadınların başlarını örttüklerine denir diyor ayet başınızı örtün demiyor zaten basınızı örttügünüz örtüyü zinet yerlerinizi örtecek şekilde kullanın diyor entarinizle dizinizi örtün sözunu kımse sadece dizin örtülmesi gerektiği şekilde kimse anlamaz kardesim ayrıca emevıler dönemınde yaşamıs sahabelerın hıcbırı ıslama muhalıf olan bır seye nedense kazan kaldırmamıslar ıbnı manzur ıse :ابن منظور (1232 م - 1311 م) (630 هـ - 711 هـ) هو أديب ومؤرّخ وعالم في الفقه الإسلامي واللغة العربية. من أشهر مؤلّفاته معجم لسان العرب ، edebiyatcı tarıhcı ıslam fıkhı alımı imiş en meşhur eseri lisanul arapmış mıladı 1232-1311 yılları hıcrı 630-711 yılları arasında yaşamıs milletin başka işi gücü yok dının emrettıgını mı degıstırmeye çalısacak

  • @semanursema2266
    @semanursema2266 8 років тому +2

    Peygamber efendimizin Esma ya sınırlama getirmesi özel bir durumdur. Esma Ayşe nin ablası yani baldızıdır. Ahsab 52. ayette açıkca Peygamberimizin , güzelliği hoşuna giden kadınları kendi eşleri ile değiştirdiği veya aldığı belirtiliyor. Ama bir kişi aynı anda iki kız kardeşle evlenemeyeceğinden, Ayşe de vazgeçilmez olduğundan Esma nın kendisini etkileyip zor durumda bırakmasını istememiş olabilir. Yine aynı ayetten anlıyoruz ki kadınların güzelliği ortadaymış.

    • @alibeyu1455
      @alibeyu1455 7 років тому +8

      o ayette öyle bi anlam yok güzel uydurmuşsun

    • @Oynasanaoynagamerugurcan
      @Oynasanaoynagamerugurcan 4 роки тому

      uydurmuşsun.

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      Çok iyi bilindiği gibi Müslüman kadının örtüsü ile ilgili olarak Kur’an‘da yer alan 24/en-Nûr, 31 ayeti açık ve kesin bir hüküm bildirir. Bu ayet, başörtüsünün bağlanma biçimini de tasrih etmiş, sadece başın değil, cahiliye döneminde tatbikatı bulunmayan “boynun ve göğsün örtülmesi”ni de hükme bağlamıştır.
      Devr-i Saadet‘ten itibaren bütün zamanlarda -modern zamanlar hariç- Ehl-i Sünnet‘iyle-ehl-i bid’atıyla, havassıyla-avamıyla bütün Ümmet bu ayetin bildirdiği hüküm doğrultusunda amel edegelmiştir. Bu yönüyle de başörtüsü, delilinin delaleti üzerinde en küçük bir şüpheye yer bırakmayan “amelî tevatür” hüviyetindedir.
      Hem delaletinin hem de sübutunun kat’îliği sebebiyle bu ayetin bildirdiği hüküm bir “farz-ı kat’î“dir; inkârı (Kur’an‘da başörtüsü emri bulunmadığı iddiası) ya da tahfifi (küçümsenmesi, hafife alınması) kişiyi dinden çıkarır.
      Ümm-ü Seleme (r.anha)’dan gelen şu gözlem, günümüzde yaygın olan siyah çarşafın da Asr-ı Saadet‘te uygulaması bulunduğunu göstermektedir: “Bu (33/el-Ahzâb, 59) ayeti nazil olduğu zaman Ensar‘dan bazı kadınlar, giydikleri siyah elbiseler sebebiyle sanki başlarında kargalar varmış gibi dışarı çıktılar.” (el-Cassâs, “Ahkâmu’l-Kur’ân“, V, 245)
      Ebubekir Sifil

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      Peygamberimizin Hz.Zeyneple evlenmesi olayını Ehlisünnet hocalarımıza sorup öğrenebilirsiniz.

  • @eminey9475
    @eminey9475 10 років тому +3

    hocam bir de FARZ nedir.

    • @aytulcucen4967
      @aytulcucen4967 8 років тому +1

      "YAPMAKLA YUKUMLUSUN, YAN CIZME BU HUSSUSTA" DEMEK... yalniz delikanli, Kur'an-i Kerim'de gecen her buyrulan sey ALLAHIN BIZLERE EMRI (FARZI) DIR. Allah yolunu sirati mustakim eylesin genc !

    • @davidjudge87
      @davidjudge87 6 років тому

      aytul cucen yalniz o kadin

  • @hamdiaciksoz8291
    @hamdiaciksoz8291 5 років тому +2

    Yaptığın sade demagoji ve buna gerek yok. Ey zeki Hoca, Hele sen bana Arapça'da genel örtü anlamında kullanılan kelimeyi yaz bakayım. Hani bizim Türkçe "Örtü" dediğimiz kelime karşılığını. Arapça "örtü" ne demek? Herhangi bir örtü ne demek? Sakın bana "Ghata = غطاء " deme.

  • @ibrahimzeren6207
    @ibrahimzeren6207 3 роки тому +3

    Adama arapça dersi vermeye kalkanlar mı istersin, ilmini küçümseyenler mi, ayet üzerinden ders vermeye kalkanlar mı. Önce edebinizi bilin yorum yaparken. Afedersiniz de sizin uyuduğunuz zaman kadar bu adamın Kur'an'ı okumuşluğu var. Salak salak yorum yapanlara söylüyorum. Sizin bildiğiniz Kur'an, Arapça ve hadis bilgisi kadar bu adamın unutmuşluğu var. Efendi olun biraz.

  • @orhankemalozyazgan5590
    @orhankemalozyazgan5590 6 років тому +2

    hocam herseyın dogrusunu bılgılerınız dogrultusunda anlatmaya calısıyorsunuz bunun ıcın sonsuz tesekkurler sıze dir.. bıryerde bırsey dıyorsunuz...ALLAH ın emrı bellıdır..ne yapılması gerektıgını soyluyor...ama ALLAH bır seyın dogrusunu soyledıkten ve de ınanan kısı bunu ogrendıkten sonra hala tercıh hakkını kullanan kısıye bu onun tercıhıdır bıldıgı seydır cumlesını ben din i boyle algılıyorum baskasıda boyle algılasın dıye camılerde lıselerde dıyanette zorla kabul ettırenlerde cıkıyo...sonra ınsanları hukme baglıyorlar...butun sorunda arapcadan turkceye cevrılırken ınsanların arapcayı bılmemesı nedenıyle bırbırlerıyle tartısması sonucu cıkıyo ve arapca sozcuklerın anlamlarını bılmeyen ve ogrenmeyen ogrenemeyen yada yanlıs ogretılen ogrenen ınsanlar tarafından ınsan hayatı karısık ve kavgalı tartısmalı ılıskıler butunu halıne donusuyor...arapca sozcuklerın kesın anlamları ınsan vıcdanı ve temız aklı sayesınde net olarak bılınseydı hıc sorun olmadan kıyamet ve mahser yolculugumuzu seytana karsı korunmayı yapacaktık....turkıye ınsanları bızce arapca egıtım almalıdır...arapcayı lıselerde secmelı ders olarak koymalıdır...uydurma hadıslerden ve ogrenımınden camılerde vaaz edılmesınden kacınılmalıdır..turbecılık ve tarıkatcılık yasaklanmalıdır...butun ınananlar arapca egıtımını lıselerde almalıdır...ımam hatıp lıselrı kaldırılmalıdır..kuran kursları kaldırılmaldır...hepsı bırer ayrımcılık muessesıdır..ama turkıye orta ve lıse okulları yuksey duzeyde arapca dersı vermelıdır...cunku kutsal kıtabımız arapcadır ve ancak arapcayı bılenler kutsal kıtabımızı anlayabılırler...tabıkı ısteyene ..herkes zorla musluman yapılmaz zorla KURAN-I KERİM okutulup ınandırılmaz..ama ınananlarda gercek ve dogru bır yolla ogrenmelıdır..buda arapcanın ogretılmesıdır...arapcayı sızde ogrenmıssınız onun ıcın o topluluga bır seyler ogretebılıyor ayndınlatmaya calısabılıyorsunuz..bu cıddı bır meseledır aslında cunku ınanan ınsanların ınancına gore olumden sonrakı hayattta kımse cehennemde yasamak ıstemıyor ınananlar cennnete gıtmeyı orda sonsuza kadar yasamayı ıstıyor...turkıyede kutsal kıtap ogrenmenın yolları yanlıstır..kutsal kıtaptakı ayetlerı yanı ALLAH ın sozlerını ogrenmek yerıne hadıscılık yanı sozde ınsanların yazdıgı kıtaplardan alıntı olan peygamber hayatı oldugu ıddıa edılen sozler ogretılmektedır..bu son derece olmasada bızce buyuk yanlıstır..turkıyede hangı takvımı kıtabı alsanız bu ınsan yazgısı kıtaplardan alınan sozde din i ve ALLAH ın sozlerı temsıl eden sozler vardır...bız kutsal kıtabı bılır onu okuruz cunku O ALLAH ın sozlerıdır ve suphesız ancak ALLAH dogruyu bılırsoyler...

  • @oguzhanbulut2068
    @oguzhanbulut2068 4 роки тому

    Mehmet hocayı beğenmeyenlerin kimliğini merak ettim, Cüppelici mi, hangi hocacı ?

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому +1

      Mehmet Okuyan sapmış birisidir.

    • @oguzhanbulut2068
      @oguzhanbulut2068 3 роки тому

      Mehmet Okuyan hoca, Kur'an yolunda, ben de Kur'an yolundayım, ya siz ? Tarikatlara, hoca efendilere hayır, Kur'an a evet.

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      @@oguzhanbulut2068 Ehlisünnet tarikatlara katılabilinir bunda hiçbir sakınca yasak yoktur.

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому +1

      @@oguzhanbulut2068 Mustafa İslamoğlu da sapkın birisidir.

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому +1

      @@oguzhanbulut2068 bazı sapkın kişileri önder edinmişsin.

  • @hakan3242
    @hakan3242 2 роки тому +1

    Kur’an’da başörtüsü kelimesinin geçmediği, sadece örtü anlamına gelen bir kelime kullanıldığı söyleniyor. Kur’an’da başın örtülmesi emri var mı?
    Tarih: 24 Eylül 2018
    CEVAP:
    Kur’an’da Nûr sûresinin 31. ayetinde geçen “humur” (خمر), “hımâr” (خمار) kelimesinin çoğuludur. Hımâr Arapçada ‘kadının başörtüsü’ anlamına gelir. Kelimenin türetildiği “hamara” (خمر) fiili örtmek anlamına gelir ve bu kökten gelen diğer bir kelime olan “hamr” (خمر) kelimesi, aklı örtmesinden dolayı ‘sarhoş edici ve uyuşturucu maddeler’ anlamında 6 ayette karşımıza çıkmaktadır. Kelimenin Kur’an’da bunlar dışında bir kullanımı yoktur.
    Başörtüsünden bahseden ayet şöyledir:
    وَقُل لِّلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا ۖ وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلَىٰ جُيُوبِهِنَّ ۖ
    Mümin kadınlara da söyle (…) Başörtülerinin bir kısmını yakalarının üstüne vursunlar…” (Nûr, 24/31)
    Kelimenin ayetteki kullanımına bakıldığında hımârın sadece kadına has bir başörtüsü olduğu ortaya çıkmaktadır. Çünkü ifade ayette “el-humur” (başörtüler) şeklinde değil, humurihinne (onların başörtüleri) şeklinde zamirle kullanılmıştır. Yani ayette geçen ifade (وليضربن بالخمر على جيوبهن) “ve’l-yadribne bi’l-humuri alâ cuyûbihinne” şeklinde değildir. Burada olduğu gibi ifade “el-humur - hımârlar” şeklinde olsaydı anlam “başa örtülen örtülerin bir kısmını yakalarının üstüne vursunlar” şeklinde anlaşılır ve bir algı operasyonuyla hımârın kadınlar dışında da kullanıldığı zorlama da olsa iddia edilebilirdi. Ancak ayette böyle söylenmemekte, (وليضربن بخمرهن على جيوبهن) “ve’lyadribne bihumurihinne alâ cuyûbihinne” şeklinde zamirli yapı (humurihinne - hımârlarını) kullanılmaktadır. Yani anlam hımârın kadına ait bir örtü olduğunu gösterir şekilde “başörtülerinin bir kısmını yakalarına vursunlar” şeklindedir. Bu kullanım hımâr kelimesi ile belirtilen başörtüsünün genel bir başörtüsü olmadığını, kadına has olduğunu gösterir niteliktedir. Yine “başörtülerinin” şeklindeki bu zamirli kullanım sayesinde hımârın kadının zaten kullandığı, bilinen bir başörtüsü olduğu, diğer bir deyişle başın zaten örtülü olması gerektiği de bildirilmiş olmaktadır. Oysa yukarıda belirttiğimiz şekilde zamirsiz bir ifade kullanılsaydı ayetten bu sonucu çıkarmak mümkün olmazdı.
    Hımâr kelimesinin sadece kadınların kullandığı başörtüsü anlamında olduğunu meşhur Arapça sözlükler de dile getirmektedirler. Bunlardan ikisi olan Müfredât ve Lisânu’l-Arab’da, şu ifadeler yer almaktadır:
    أصل الخمر: ستر الشيء، ويقال لما يستر به: خِمَار، لكن الخمار صار في التعارف اسما لما تغطّي به المرأة رأسها
    الخَمْر (el-hamr)ın kök anlamı bir şeyi örtmektir. Kendisiyle örtünülen şeye de hımâr denmiştir. Ancak hımâr Arap örfünde kadının başını örttüğü örtüye isim olmuştur.[1]
    والخِمَارُ للمرأَة، وَهُوَ النَّصِيفُ، وَقِيلَ: الْخِمَارُ مَا تُغَطِّي بِهِ المرأَة رأْسها، وَجَمْعُهُ أَخْمِرَةٌ وخُمْرٌ وخُمُرٌ. والخِمِرُّ
    Hımâr kadın içindir ve başörtüsüdür (nasîf). Kadının başını örttüğü şeye hımâr denmiştir. Çoğulu ehmira, humr, humur, himir’dir.[2]
    Görüldüğü gibi her iki Arapça sözlükte de kelimenin anlamı kadının başörtüsüdür. Öyle ki bu kelime erkeğin başına örttüğü herhangi bir örtü için bile kullanılmaz. Sadece kadına has olan başörtüsüne isim olmuştur. Tıpkı bunun gibi Arapçada sadece kadının başını örtmede kullanılan örtülere isim olmuş başka kelimeler de vardır: Nikâb, nasîf, miknaa, kınâ’, mi’kab, buhnuk, gıfâre, burku‘ (burka‘), sıkā‘, savkaa, mülâe/milâe. Bu kelimelerin tamamı sadece kadına has olan başörtüsü için kullanılır ve hiçbiri için ayrıca baş (re’s) kelimesi kullanılmaz. Nitekim yukarıda Lisânu’l-Arab’dan yaptığımız alıntıda da hımâr kelimesinin karşılığı olarak yine kadının başörtüsü anlamına gelen “nasîf” ifadesi kullanılmış, “nasîf’ur-re’s - baş nasîfi” denmemiştir. Çünkü tıpkı hımâr gibi nasîf de sadece kadının başörtüsü için kullanılan bir isimdir.
    Bu durum Türkçemizde de böyledir. Dilimizde kadının başına örttüğü örtüye isim olmuş kelimeler şöyle sıralanabilir: Yaşmak, yemeni, tülbent, yazma, bürüncek, çember, kadın fesi, ferace, maşlah, tepelik, hotoz, tandırbaş, kundak yemeni, salma yemeni.[3] Bunların hiçbiri için ayrıca baş kelimesi kullanılmaz ve başa örtülmeleri gerektiği ayrıca açıklanmaz. Hatta içinde baş kelimesi kullanılmasına rağmen “başörtüsü” kelimesi bile aslında özel bir örtünün adı olmuştur. Bu sebeple birleşik yazılır ve erkek için de kullanılmaz. Nitekim Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlüğünde başörtüsü kelimesine şu anlamın verildiği görülür: “Kadınların saçlarını örtmek için kullandıkları örtü, başörtü, bürgü, eşarp.”

  • @semanursema2266
    @semanursema2266 8 років тому

    Ayette geçen ziynet, aynen takıyı kasteder. ''Kendiliğinden görünen müstesna ve ayaklarındaki ziyneti belli etmek için ayaklarını yere vurmasınlar'' dan bu açıkca anlaşılıyor. Ayaktaki ziynet -hal hal- dır. Kendiliğinden görünen de, kadın hareket ederken istem dışı görünendir. Çünkü bu ziyneti ancak kadın bilerek karşı tarafa gösterirse etkili oluyordu. O dönem kültüründe takı müstehcen sayılırdı. Kadınlar kocaları eve geldiğinde veya onlarla yatağa girecekleri zaman süs eşyalarını takarlardı. Bu erkekleri acayip azdırırdı. Peygamber Efendimizin kızı Fatma nın çok sevdiği bir kolyesi vardı Fatma nın bu kolyeyi uluorta takması peygamberimizin tepkisini çekmiş onu uyarmıştı. Ayrıca Hz Osman ın komşusu kadın bir gün onlara gelir ve Osman ın karısıa derki '' Sen neden kocan eve geldiğinde artık ziynetlerini takmıyorsun'' O da '' Osman halife olduktan sonra çok stresli ne yapsam fayda yok benimle sex yapmıyor'' Ayette ziynetin gösrerilebileceği kişiler arasında kayınpeder de var. Eğer ziynet burada kadın bedeni ise ozaman kayınpeder yanında göğüsler açılabilir mi?

    • @hakdinislamdr9508
      @hakdinislamdr9508 3 роки тому

      ..
      Çok iyi bilindiği gibi Müslüman kadının örtüsü ile ilgili olarak Kur’an‘da yer alan 24/en-Nûr, 31 ayeti açık ve kesin bir hüküm bildirir. Bu ayet, başörtüsünün bağlanma biçimini de tasrih etmiş, sadece başın değil, cahiliye döneminde tatbikatı bulunmayan “boynun ve göğsün örtülmesi”ni de hükme bağlamıştır.
      Devr-i Saadet‘ten itibaren bütün zamanlarda -modern zamanlar hariç- Ehl-i Sünnet‘iyle-ehl-i bid’atıyla, havassıyla-avamıyla bütün Ümmet bu ayetin bildirdiği hüküm doğrultusunda amel edegelmiştir. Bu yönüyle de başörtüsü, delilinin delaleti üzerinde en küçük bir şüpheye yer bırakmayan “amelî tevatür” hüviyetindedir.
      Hem delaletinin hem de sübutunun kat’îliği sebebiyle bu ayetin bildirdiği hüküm bir “farz-ı kat’î“dir; inkârı (Kur’an‘da başörtüsü emri bulunmadığı iddiası) ya da tahfifi (küçümsenmesi, hafife alınması) kişiyi dinden çıkarır.
      Ümm-ü Seleme (r.anha)’dan gelen şu gözlem, günümüzde yaygın olan siyah çarşafın da Asr-ı Saadet‘te uygulaması bulunduğunu göstermektedir: “Bu (33/el-Ahzâb, 59) ayeti nazil olduğu zaman Ensar‘dan bazı kadınlar, giydikleri siyah elbiseler sebebiyle sanki başlarında kargalar varmış gibi dışarı çıktılar.” (el-Cassâs, “Ahkâmu’l-Kur’ân“, V, 245)
      Ebubekir Sifil