Ateizmden çok satanizm gibi anlattıklarınız değerli hocam Tanrı tanımazlık bu sefahate, azmışlığa, sapkınlığa karşılık vermiyor bana kalırsa… Ve sağlıklı, huzurlu, güzel bir ömür diliyorum size… İyi ki varsınız.
Yorumlarınızda haklısınız hocam. Fakat sorun sadece dünyevileşme sorunu olsa, mevcut durum bu kadar rahatsız edici olmazdı. En azından bu konuda bir samimiyet ve dürüstlük ortaya konulsaydı. Yoksa herkesin dilediği yaşam tasavvuru ile özgürce yaşamak hakkıdır. Bence burada asıl sorun dünyevi arzuları kapalı kapılar ardında, gizlice tatmin edip, toplum içinde olduğundan farklı bir kişi olarak kendini lanse eden insanlardan kaynaklanıyor. Bunlar adeta çift kişilikli bir hayat idame ettiriyorlar. Parçası oldukları iş, aile ve arkadaş hayatlarından gizli, kimsenin bilmedikleri bir hayatları var ve bu hayatta olduklarından farklı bir kimlikle, farklı bir yaşam sürdürüyorlar.Dünyasal arzular ile dini ve ahlaki ilkeler arasında sıkışmış haldeler. Artık tümüyle kontrolü kaybederek, nereye gittiklerini bilemez bir duruma düşüyorlar bir sürw sonra.. Evet her insan, istediği hayatı, istediği şekilde yaşayabilir. Buna kimse karışamaz. Fakat bizimde içinde yaşadığımız toplumun bir parçası olan insanlardan biraz dürüstlük ve sakimiyet beklemek hakkımız sanırım. Dolayısıyla dünyevileşme eğilimindem daha büyük bir sorun, bunu gizleyen, bu dünyevi arzu ve istekleri gizlice tatmin eden egilimlerden kaynaklanıyor.
E olurda bunlardan kurtulursan bir mucizeyle yeni gelende bir zahmet bu haksız garantileri iptal edecek. Devlet bunun için var. Devletin gücünü bu kaar hafife almayın. O ihaleler araştırıldığında iptal edilmesi için yeterli onlarca neden bulunur. Bunun sonucunda da devlet o bilmem kaç yıl garanti verilen projelere el koyup kamulaştırabilir. Ama tabi biz bu halkla, her seçimde Araplara dağıttıkları vatandaşlıklarla bunlardan kurtulamayacağımız için çokda bunları dert etmeye gerek yok.
İnsan duyarsızlaşınca dünyalaşır,ötekinin arzusunun nesnesi olduuğunda dünyalaşır, bende yok,sende de olmasın ve de "ölürsem mezarıma gelme"zihniyetiyle dünyalaşır. Üretim çok kutsal birşeydir. Ürettiklerinizi bizimle paylaştığınız için minnettarız Hocam. Emeğinize sağlık. Sevgiler,selamlar. En derin saygılarımla.😊
Sanki bana hepiniz Amerikan yüksek bilimler enstitüsüymüşsünüz gibi tavır yapmayın. Bu güruhtan aşağı kalırınız çok yok. Ateist olduğunuz için Faraday olmuyorsunuz, çoğunuz ipten kazıktan kurtulduğunu sanan, sefahetperest, kaybolmuş yaratıklarsınız.
Low cost giyim magazasinda gorevliyim. Musterilerimiz oldukca zengin ailelerden. Nike , Adidas gibi magazalara ise ay sonunu getiremeyenler gidiyor. Ülkemizde de aynı durum söz konusu.Ruhsal acligin Tanrisi yok.
"Sosyal ateizm" değil hocam, Ben kendim bir ateistim ama stoacı olarak yaşıyorum. Lüks, abartı vb kavramlardan uzağım, adalete önem veriyorum. Bunların durumu "parazit" olarak tanımlanmaya daha elverişli.
Bahsettiğiniz "adalet"kavramını, tanıdığım bir çok ateistin onemsedigini gördüm."din, ahlak" kavramılari adı altında yaşamını idame ettiren birçok dinci tayfadan daha dürüst ve vicdanlı olduklarına şahit oldum...
@yediuyumazlar maalesef senin bahsettiğin Ramazan bey bana göre aşırı ukala ve donanimsiz.bence bu konuda diamond tema ve Ramazan bey bir program yaparsa o zaman anlaşılır kimin daha donanımlı olduğunu.bilim ve Kur'an konularınin aslında nasıl birbirinden bağımsız olduklarını ifade edebilirlerdi
Hocam videonuz yayınlanınca çok seviniyorum Aha bugün yine defalarca izleyeceğim yeni bir bilgi hazinem gelmiş diyorum Allah sizden razı olsun.Yorumlarınıza hayranım Dualarımdasınız
Tüm anlamına katılmakla beraber, sanıyorum ki çok kişi için sosyal ateizm başlığı altında anlatılanları idrak edemeyecekler. Zaten Emevilerden konuya girmeniz yeteri kadar açık ama, ama işte… Tecrübelerim bana kişilerin ne söylediklerinden çok nasıl davrandıklarına önem vermeyi öğretti. Hele ki son zamanlarda!! Sözleri öyle ustaca kullananlar var ki, bazen kendimden şüphe ediyorum. Ama sonra matematiksel akılla ayarlarıma dönüyorum. Ancak siz anlatın hocam yine de, bazıları halâ sözlere takılıyorlar, onlara bir faydanız olsun hiç olmazsa!!!!
Kıymetli hocam çok değerli bir paylaşım yapmışsınız. Emeğinize sağlık. Bunların yüzünden insanımız ataist değist..vb. oluyorlar. Ataistlerin değistlerin ..vb. insan hakkına verdiği değeri bu zihniyetle karşılaştırınca gençlerimiz ve bir çok insanımız dini bırakıyor.
@@ayhanaltntas-rz1or Yapay zeka ve iletişim çağında artık gerçekleri saklamak zor. Kamuslede edemezsin. Algıda bir yere kadar. Kardeş trolsen bileyim. Ona göre yazayım.
@@ayhanaltntas-rz1or Yapay zeka ve iletişiin zirvede olduğu bu zaman da artık bir çok şeylerin üstü örtülemiyor. Gerçekler olduğu gibi kabul edilirse çözümde bulunur. Yoksa hep karşısındaki suçlanır durulur.
Sayın Hocam, Hayatta nasıl bir yol izlememiz gerektiği, modern dünyanın ve güncel sosyolojinin dinamikleri içinde kim olduğumuzu ve nasıl yaşamalıyız sorusunu nasıl yanıtlayabiliriz? Bir İnsan Olarak Yaşam Yolculuğu: Hayatta nasıl bir duruş sergilemeliyiz? Akıl, vicdan ve inanç dengesi nasıl korunur? Hem bireysel hem toplumsal sorumluluklarımızın sınırlarını nasıl çizeriz? Yardım ve Paylaşımın Anlamı: Yardımlaşmanın ilahi ve insani boyutları nelerdir? Hangi koşullarda, kime, nasıl ve neden yardım etmeliyiz? İyiliğin sınırları var mı, yoksa bu tamamen niyetle mi şekillenir? Zenginlik ve Fakirlik Anlayışı: Zenginlik ve fakirlik gibi kavramları nasıl anlamalıyız? İslam’ın bu kavramlara bakışı ve modern sosyolojideki yerleri nedir? Yaşam standartlarını belirlerken hangi ahlaki ve manevi ölçütler devreye girer? Görev ve Sorumluluklarımız: Sosyal hayatta hangi durumlarda ne kadar sorumluluk almalıyız? Aile, toplum ve Allah’a karşı olan görevlerimiz arasında nasıl bir denge kurabiliriz? İslam ve Günümüz Yaşamı: Günümüz modern dünyasında, İslam’ın insani prototipine uyan bir yaşam nasıl olmalıdır? Günümüz koşullarına uygun bir Müslüman kimliği nasıl inşa edilir? Bu soruları daha iyi anlayabilmek için başvurabileceğim doğrudan bu konulara odaklanmış bir kaynak var mı? Tavsiyelerinizi büyük bir merak ve heyecanla bekliyorum. Saygılarımla
@@destroyeroverkill8822 Bu tür yorumlar, maalesef dinin hikmetinden uzaklaşmış ve sadece yargılamak üzerine kurulu bir anlayışın yansımasıdır. Ben, bu tarz kendini üstün gören, başkalarını küçümseyen ve gizli bir 'gizli tanrıcılık' havasında hareket eden kişileri muhatap almayı dahi uygun görmem. Onların sözlerine yanıt vermek, tartışmaya girmek, bu olumsuz ve yargılayıcı yaklaşımları onaylamak gibi olur. Toplumda bu tür davranışlar, radikalizmi besliyor ve dini insanlardan uzaklaştırıyor. Dini bir rehberlik aracı değil, bir sopa gibi kullanan kişiler, farkında olmadan İslam'ın evrensel rahmet mesajını gölgede bırakıyor ve insanlara 'geri kafalı' ya da 'yobaz' gibi olumsuz bir algıyı yerleştiriyor. Benim din anlayışım, insanları kazanmayı, anlamayı ve onlara yol göstermeyi esas alır. Yargılamayı, kibri ve üstünlük taslamayı değil. Böyle bir tavrı benimsemek bir kenara, bunu yapan kişiler için hidayet dilemeyi bile uygun görmüyorum, çünkü kibir ve yargılayıcılıkla bezenmiş bir duruşun İslam’ın temel öğretilerine uygun olduğunu düşünmüyorum. Allah’ın rahmeti geniştir ama sadece rahmete layık olana tecelli eder. İnsanlara kucak açmayı öğrenmeden, onları kaybetmeyi hak edersiniz. Al-Bakara Suresi'nin ilk iki ayetlerinin soruma cevap olacağı önerisi ve Kur'an sana rehber olamıyorsa durumun vahim kısmına gelirsek; Ancak 'senin durumun vahim' gibi bir ifade kullanmak, bana bir rehberlikten çok, yargılayıcı bir duruş gibi görünüyor. Herkesin Kur'an’ı anlama ve hayatına uyarlama süreci farklıdır. Birinin sorduğu derin ve geniş kapsamlı bir soruyu, yalnızca bir ayetle cevaplayıp, üstelik bu ayeti anlamamış olmayı vahametle ilişkilendirmek, hem dini hem de insani empatiye uygun bir yaklaşım mıdır? Kur'an bir rehberdir; ancak onu rehber edinmek, sorgulama, anlama ve üzerinde düşünme süreçlerini içerir. İslam, yalnızca 'cevapları veren' bir sistem değil, aynı zamanda soruları sormaya teşvik eden bir dindir. Ben, modern dünyanın karmaşıklığı içinde, akıl, vicdan ve sorumluluk arasındaki dengeyi nasıl kuracağımızı sorguluyorum. Bu, bir 'vahamet' göstergesi değil, derinleşme ve anlama çabasıdır. Eğer sorduğum soruya daha açıklayıcı ve yapıcı bir şekilde katkıda bulunmak isteyen olursa, bunu memnuniyetle karşılarım. Ama unutmayalım ki, Allah’tan başka kimsenin yargılama yetkisi yoktur.
Hocam, bravo! Nokta atışı olmuş, bunu görebilmek gerçekten başka bir seviye. Kısacası, her şeyi yap, hiçbir şeyden eksik kalma ama sonunda “Müslümanım” de, Müslüman gibi görün. Ağzından Allah’ı düşürme, 5 vakit namaz kılmasan da cuma namazına git, domuz hariç herşeyi ye , oh ne güzel dünya! İşte tam ülkemize uygun bir Müslümanlık anlayışı, bir başka tabirle "Süslümanlık"...
@@fotonot faiz , insan hakkı, hayvan hakkı, vs vs Evet, bahsettiğiniz konular, İslam’ın ahlaki ve sosyal öğretisinin çok derin unsurlarını kapsayan meselelerdir. Faiz, insan hakkı, hayvan hakları ve benzeri konular, aslında insanın toplum içinde nasıl bir yaşam sürmesi gerektiği ile doğrudan ilişkilidir. İslam’da yalnızca bireysel ibadetler değil, toplumda adaletin sağlanması, insan haklarının korunması ve doğaya saygı da çok önemli bir yer tutar. Şimdi bu konuları biraz daha açalım: 1. Faiz (Riba) İslam'da faiz, yani riba, kesin olarak yasaklanmış bir uygulamadır. Faiz, finansal işlemlerle ilgili bir sömürü aracı olarak görülür. Çünkü faiz, zenginlerin daha da zenginleşmesine, fakirlerin ise daha da borçlu ve çaresiz hale gelmesine neden olur. Faiz yasağı, aslında toplumsal adaletin sağlanması ve sömürünün önlenmesi amacını güder. İslam’da bir kişinin başkalarını ekonomik olarak sömürmesi veya zenginleşmesi için diğerlerinin sıkıntıya girmesi gerekliliği reddedilir. Faizli sistemler, insanların ekonomik açıdan güçsüz düşmelerine, ailelerin geçim derdine düşmelerine ve servetlerin sadece azınlıklar arasında birikmesine yol açar. Bu durum da toplumsal huzursuzluğa ve adaletsizliğe zemin hazırlar. 2. İnsan Hakları İslam, insan haklarını temel alır ve insanın onurunu, haysiyetini korur. İslam’a göre her insan eşittir; farklar yalnızca iman, ahlak ve eylem ile belirlenir. İnsan hakları, yaşama hakkı, özgürlük, adalet gibi çok temel ilkelere dayanır. İslam’da, insan hakları sadece yasal bir sorumluluk değil, aynı zamanda ahlaki bir zorunluluktur. İnsanların ırk, dil, din, cinsiyet farkı gözetmeksizin eşit bir şekilde muamele görmesi gerekir. Zulüm, haksızlık ve işkence İslam’da kesinlikle yasaktır. İslam, özellikle mazlumların haklarını savunur, zulmü ortadan kaldırmayı emreder. 3. Hayvan Hakları İslam, hayvanlara karşı merhamet ve saygı gösterilmesini sıkça vurgular. Hayvanların yaşama hakkı ve onların da birer canlı olarak yaratıldığı bilinci, İslam’da hayvanların haklarına saygıyı gerektirir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hayvanlara karşı nazik ve merhametli olmayı öğretmiştir. Hayvanların gereksiz yere acı çekmesine sebep olmak, onların eziyet edilmesi veya gereksiz yere öldürülmesi İslam’da yasaktır. Bununla birlikte, helal ve doğru yöntemlerle hayvan kesimi de belirli kurallar altında yapılması gereken bir işlemdir. Ayrıca hayvanların gıda, su ve barınma ihtiyaçları karşılanmalıdır. İslam’da hayvanlar, insanlara yararlı olmak veya faydalı bir işlev görmek amacıyla yaratılmış olsa da, onların haklarına saygı göstermek, onları doğru bir şekilde korumak ve onları hakkaniyetle kullanmak da dini bir sorumluluktur. 4. Çevre ve Doğa İslam’ın bir başka önemli öğretisi de doğaya karşı sorumluluk ve çevre bilincidir. İslam’a göre, insanlar doğayı, canlıları ve çevreyi Allah’ın emaneti olarak görmeli ve ona saygı göstermelidir. Bu bağlamda, israf etmek, doğayı tahrip etmek, ağaçları kesmek ve su kaynaklarını kirletmek İslam’da yasaklanmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) doğaya saygı gösterilmesini ve çevreyi korumayı öğütlemiş, "İnsan, yeryüzünde Allah’ın halifesi" (bkz. Bakara 2:30) diyerek insanın doğaya karşı sorumluluğunu vurgulamıştır. İnsan, dünyayı Allah’ın yarattığı bir denge içinde, sadece kendisi için değil, tüm canlılar için yaşamalıdır. 5. Adalet, Eşitlik ve Merhamet İslam’da adalet, Allah’ın emrettiği bir prensip olarak çok önemli bir yere sahiptir. İnsanlar arası eşitlik, sadece yasalarda değil, toplumsal ilişkilerde de gözetilmelidir. Özellikle toplumsal yapıda ezilen, yoksul ve yetimlerin hakları gözetilmelidir. İslam, her türden haksızlığa karşı tavır almayı, zulme karşı durmayı emreder. Ayrıca, merhamet, yardımlaşma ve birlikte yaşama bu dinin temel taşlarındandır. Sonuç olarak: İslam, sadece bireysel ibadetlerle sınırlı olmayan bir yaşam biçimi sunar. Din, her yönüyle toplumsal hayatın, çevrenin ve insanın huzur içinde yaşaması için bir rehberdir. Faiz gibi sömürücü sistemlerin, hayvan hakları gibi insancıl anlayışların, doğaya ve insan onuruna saygının, İslam’ın öğrettiği temel değerler olduğunu söyleyebiliriz. Bu öğretiler, insanların sadece dini değil, insani ve etik sorumluluklarını yerine getirmelerini de sağlar. Sonuçta, İslam, insanın hem dünyevi hem de uhrevi huzurunu gözeten bir yol göstericidir. Ama bu yolun doğru şekilde takip edilmesi için duruş, niyet, sorumluluk ve ahlaki değerlerin büyük bir önemi vardır.
Bunlar için de bahaneleri hep aynı: müslüman zengin olmasın mı? , müslüman aşık olmasın mı? Müslüman iyi yaşamasın mı? Yani peygamberin anlattığının dışında sapık bir din icat ettiler.
Değerli hocam, ağzınıza sağlık. Çok güzel tanımladınız. Var olun. Doğum gününüz, kutlu, mutlu, sağlıklı, huzurlu olsun 🙏 Çok seviliyorsunuz, iyiki varsınız❤
Mustafa hocam. Bu kesret aleminde, dinin ve imanın insanın kalbini ve ruhunu rahatlatan taraflarını da anlatacağınız bir video çekmenizi arzu ediyorum. Selam ve hürmetlerimle.
Hangi zevki için halkın servetini harcamış. Bu kadar iftira Cumhuriyet tarihinde hiçbir siyasetçiye yapılmamıştır. Şunu içtenlikle söyleyebilirim ki Türkiye' hiç bir siyasetçinin Bakan,başbakan gerekse Cumhurbaşkanlarının zevki sefa ettiğini, halkın parasını özel zevkleri için harcadıklarını görmedim. Bilen varsa örnek göstererek söylesin.
Eğer adalet çerçevesinde dine bakacaksam o zaman bu mealde ciddi bir tutarsızlık var.ustunluk kavramını kabul etmiyorum.ama aynı kararlılıkla bunu yaşamın her yerine de uygulamış maalesef
Cumayı bırakma bekle,bittikten sonra dünyevileş kardeşim,seni tutan mı var? Yani cumayı bırakıp da kervana koşup erzak almak yahut erzağın iyisini almak dünyevileşme oluyorsa;cumadan sonra kölenin tepesine binme, dinar dirhem ganimet edinmek uhrevileşme oluyor demek ki.Bonusu da cennette huni gibi huri. Allah ne versin abime? .....
Mustafa Hocam, son dönemde ülkemizde yaşanan çocuk ölümlerinin (özellikle Diyarbakır Olayı) aile içi ilişkilerinin çarpıklğının çok olması ve normal karşılanması acaba Orta Doğu haklarının İslamı sosyolojiden uzak yorumlamasından kaynaklandığını en azından nedenlerden biri olduğunu söyleyebilir miyiz? Cevabınız için şimdiden teşekkür ederim.
Hocam videoyu hep 1.75 hız da izliyorum ben daha çok faydalanabilmek için, hızı 1.75 olarak yüklerseniz size de avantajlı olmuyor mu,süre açısından. Mrk ettim. Müthiş değerli tespitler. Sizin gibi ilim insanlarının artması dileğiyle.
Sayın hocam Ahzab Süresi 37. ayette peygamber evlatlığı Zeyd'e sakın karını boşama diyor, oysa ki boşanmak isteyen Zeyd değil karısı Zeynep. Bu durumda nasihatı Zeynep'e vermesi gerekmiyor mu Ona "kızım kocanı evlatlık aldım ve onun köleliğini de kaldırdım ,herkes eşittir, üstünlük takvadadır sen kocanı kibir yapıp küçümsersen Allah katında büyük günaha girersin" demesi gerekmez miydi. Bunu demeyip Üstelik boşanma olduktan hemen sonra Zeynep'le evleniyor. Bu durum benim kafamı karıştırdı.
Teşekkürler Mustafa hocam. Her ne kadar Sosyal Ateizm olarak adlandırsanız bile başlığın uyuzsuzluğu bir yana tespitleriniz İslam Dünyasının Türkiye ölçeğinde içine düştüğü çıkılmazı göstermektedir. Geldiğimiz bu noktada İslam dininin gerçek yüzünü merak ediyorum. Hem Müslüman ım diyenlerin yaşam tarzlarına hem de dini metinlere bakıldığında çok fazla çelişkili durum var.
Hocam sizi her dinlediģimde,yeni terimler yeni bilgiler öģreniyorum ve sizi hakikaten bu denli donanım ve engin ilminizden dolayı takdir ediyorum.Bu alanda Türkiyenin az sayıda aydįnlarından birisiniz. Saygılar
Akdeniz ikliminin üzerine sindiği ılıcasında, fabrikanın üst düzey kodamanları için yapılmış yerleşkelerinde çocuklarına oyun parklarından , ahşap oymalı çay bahçelerine içinde iyi bakımlı tavus kuşları salınırdı, lokallerinden sinemalarına, hanımeli kokulu sokaklarına kadar herşey düşünülmüştü,yaşadıkları yer tel örgüyle ayrılı,bekçileri ile korunmaktaydı, benim çocukluğum aşağılarda ahırdan bozma bir evde geçti,çay şeker bulunamazdı en güzel yiyecek bizim için komşularla toplanıp kesilen erişteydi,komşu anamı çağırır ofise pirinç gelmiş derdi sıraya girilecek kardeşimi bırakır şalını sarar giderlerdi,oralarda yaşayan birisinin tanıdığına gitmişlerdi anamın belki küçülttüğü bir giysinin içinden o evdeki yaşdaşım olan kızla babası bizi cafe tarzı bi yere götürdüğünde yaşantıların içindeki uçsuz bucaksız farkın içinde onlar çikolatalı suflelerini yiyorlardı,okulda bir bayramda elimde filama objetife bir beni almış hiç unutmam başımda beyaz kordele,öğretmen bizim gibileri hiç sevmezdi öyle korkardımki ondan ,yanına çağırıp fotoğrafı gösterdi bizde onu alabilecek para,onda bir çocuğu mutlu edecek yürek yoktu,ne yaptılar sanki onu,yerli malı dediler bir kilo çekirdeği bakkala veresiye yazdırdığımızı hatırlıyorum,oysa sıralara dökülen onca nimetin çoğunun yabancısıydık biz,benim babam işçiydi,iş hayvanları gibi çalıştırılırlardı öyle korkardıki açlıktan üç yaşında babasını kaybetmiş sefil bir hayatı olmuş onun,sel geldiğinde mahalleye boynuna naylona sardığı yedek kıyafetleri asıp, elinde uzun sopalarla işine gitmiş emekli edildiğinde gözyaşı dökmüş adamdır benim babam vergileri çıkarın 18 binle dört yetişkine bakan insandır benim babam ,çocuklarının doğumu dışında izin almamış otuz yıl cumartesileri dahil,okumaya kalktım meslek lisesimezunuydum kendi bölümüm dışında okuma şansım yoktu bölüm kendi içinde sertifika veriyordu ,28 şubatın o insan onurunu haysiyetini yerle bir eden zulmun içinden geçtik ,öyle yaralar açılmışki içimize hala kabus görürüm ben ,o bağnazlığın içinde KML teşhisi kondu ,hiç acımadılar bilirmisiniz,okulu kıytırık bir dersi bıraktım sırf okulun ( gazi) aracılığıyla hastanede tahlillerin yapılabilmesi için belge için gittiğimde hastalığımı bildiği halde örtümü açtırıp o vaziyette bütün okulun içinde dolandırdı beni,mezun oldum kadroları kapattılar sertifika hakkını dondurdular diğerlerine göre iki misli verilen emek ziyan oldu gitti her türlü devlet dairesine gidiyorsunuz bir adamın yapacağı işte masalar bilgisayarlar hiç esirgenmemiş lüks taş duvarların arasında yığınla insan oturmaktalar kpss 5 mi 6 mı ne kez girdim onlar bunun nasıl bişey olduğunu bilirmi aldığın eğitimle alakası olmayan koydukları barikatları geçmek mümkün olmadı ,insan? Allahın yaptığı en iyi şeyin tartışma olduğunu nankörlüğünü cahilliğini zalimliğini beyan ettiği insan?herkes kendi aklının izinde kendi gibi düşünmeyenleri veya düşünemeyeceğini düşündüklerine düşman kesilmiş kendi aklındakini hayata geçireyim derken diğerlerinin anasını ağlatan onların yerine düşünüp karar veren güç kimin elindeyse hiç değişmeyen ve mümkünatıda olmayanların kısır döngüsü Allahın ayetlerini çağa yakıştıramayanlar ibret aldılarmı ,tarih boyunca önlerinde sıra sıra ordularla insanlığı koyunlar gibi güdeceklerini düşünen niceleri dünyanın Allahın olduğunu gördülermi? nerdeler onlar? ,aynı batından doğanlar bile farklı düşünürler, kimisi Atatürk dedi insanları zulümde boğdu kimi ayet okudu insanları dine imana düşman etti fakirle zenginin arasını açtıkça açtı, asıl küfrün uşakları bu pislikten dibine kadar faydalandılar heryönden kuşatılmışlar kıpırdayacak halleri kalmamış,kardeşleri toplu mezarlara gömülürken postu sayılan hayvanat gibi gran tuvalet şehitlerin sayıları okunuyor ekranlarda ,asırlık esaretin ardından yapayalnız bırakılmış yahyalar şehadete koşarken onlar anadolunun insanının acılarından onulmaz sevdalarından kahırlarından...damıtılmış türkülerini internette çıplak boy gösteren kadınlarla oyun eğlence haline getirilen, koca adamlarla iç içe danslarını edip ,arkasından tarihçilerin yuhladığı dizilerle kimine göre milletin üzerine yüklenen ekstra yük kimine göre servetlerine servet katmak için başka bir yol ,keşke daha önce ölüp yitip gitseydikde bu yüz karasıyla bu pisliğin şahitlerinden olmasaydık,ben böyle bir din bilmiyorum,içlerindeki cerahatı temizlesinler hadi temizleyebilirlerse menfaat için babasını tanımayacak adamları çol çocuk akraba dünyalık için birbirlerinin paçasını aşağa çekmek için yarışanlar ,uzay istasyonu gibi mekanlarda ,ülkenin servetleri önlerine serilmiş olanlar buralarda üç kez üst üste deprem olduğunda haberlerdeki o içler acısı köylerdeki insanların kerpiçten yıkıntılarına baktıklarında utanç duydularmı kendilerinden,dünya hacıdan hocadan kopar derlerdi çocukluğumuzda ogün bügünmü? onca pislik ,her türden ahlaksızlık ahlak haline getirilirken nerdeydiler onlar( you tube ta dini video izliyorum sanat adına ortalıkta çiftleşen o aşağılık mahlukların reklamlarını sokuyorlar bu adamları ayakta alkışlıyorlar bugün gözüne gönlüne haram değmemiş bir Allahın kulu varmıdır) Muhammed Aleyhisselam haber vermişti değilmi suratlarını dönüp geçerler,giyinmiş çıplaklar,bugün bir çöl bedevisinin ( haşa ) miracını astral geçişlerde yaşayanların yada birtür enerji önünde secde edenlerin hikayeleri anlatılır oldu, çok değil on yıl sonrasında iki yıllık bir üniv girdim başörtülülerin şekli değişmiş,ellerinde sigara dizinde erkek arkadaşı yatanlar ve sonrasında sosyal medyadan akan pislik sanki bir rüya !bu kadar kısa bir sürede böyle bir ahlaki çöküş nasıl olabildi? Başörtüleri için küfre başkaldıran mezuniyetlerine bir ay kala öyle hadiseler yaşadıkki o islami şuur nereye gitti,öyle bir pislikki onlar bile kendi çocuklarını koruyamadılar,diyanette gördüm adam avrupanın bilmem neresinde belki turist belki yerli çıplak insanların arasında,ayakta altında kot ,feth suresinin son ayetlerini okuyor,aynı bilindik müzikaliteyle, kim bilebilir belki arapça bir ağıt diye düşünüyorlar ,umursamıyor çoğu,onlar tebliği böyle mi yaptılar evlerindeki çocukların akıllarına kadar onlar servet biriktirme peşindeyken, kendilerine emanet verilen herşeyi tarumar ederken ,işgal etmişler ruhları bile duymamış desem saf dillikmi olur bu?her bir sağcının evinde bugün sırf dine olan soğukluğundan bir solcu yada deist yetiştirdiler, insanları yaptıklarıyla öyle aptallaştırdılarki yüzlerini nereye döneceklerini şaşırdılar onlar,koskoca partileri erittiler müslüman adamlardır diye oy verilenlere bugün insanlar acabamı?neden erbakanın cenazesinde olan partiyi kuran o dindar adamlardan eser yok bugün,çoğu oy vermeye bile gitmedi, evlerindeki yeni yetme gençler solculara oy vermeye koşarken ,tegabun suresini bilmeyen hemde prof ilahiyatçı yada ataist hafız yada namazdada tatile çıkan imam kırk dkyatsı teravih nasıl kılınabilir,altı aylık kursla insan nasıl imamlık yapabilir sokağın dili?adam okuyordu ya ayeti Allahın adına müslüman dedikleriyle aralarında hiç bir benzerlik varmı onların? İnsan istese Allahın dinine bu kadar zarar veremezdi,dediğim gibi sanki bir rüyanın içindeyiz geldiler bir zamanlar yedi düvele diz çöktürmüş ecdadın naşları üzerinde onların ektiği her ne varsa hepsini tarumar ettiler ve gidiyorlar,bugün binlerce masumun katlinin müsebbibi koca kafir!meclise çağırılıyorsa ki almanyada basılan kitabından adamın biri pasajlar okuyordu tanrı mıo psikopatik manyak,birileride onların her yaptığını mazur gösterme telaşı içinde taklalar atarken,vahşi ile oaşağılık yaratığı kıyaslıyordu Peygamber affetmiş ! bu nasıl bir çarpılma? HzAli ahmaktan dostum olacağına akıllı düşmanım olsun dermiş ,Vahşi gönül dolusu bir imanla dönüş yapmıştı !aramızda ki tel örgüyü derinleştirdikçe derinleştirenler,er veya geç huzurunda hesap verilecek bir Allah var!"ümmetim hakkında en korktuğum şey yoldan çıkarıcı önderleridir" Resulullah haber vermişti değilmi? Cahil din adamları ,hakikatin üzerini örtenler,hem kendileri yoldan çıkarlar kendileriyle birlikte diğerlerinide ateşe sürüklerler"biz yönetici seçkinlere( mütref) uyarımızı iletiriz, neki onlar ahlaksızlığı tırmandırırlarsa vakit tamam olduğunda yerle bir ederiz "
Sevgili hocam sizi yillardan beri takip ediyorum izliyorum ve gercektan takdir ediyor ve saygi duyuyorum Ben kisi olarak öbür dünya yada cehennem korkusundan dolayi degil sadece bir insan olarak kendimi sürekli terbiye etmeyi egolarimi baskilamak insana dogaya ve tüm canlilara yasam hakkini sonuna kadar savunmayi paylasmanin insani bir erdem olarak kabül edip icsellestirerek yasamayi bir erdem olarak kabül edip ona göre yasamimi bicimlendirmeye calisiyorum yoksa ne ölüm korkusu nede cehennem korkusundan degil
İslam’ın ahlaki ve sosyal öğretisinin çok derin unsurlarını kapsayan meselelerdir. Faiz, insan hakkı, hayvan hakları ve benzeri konular, aslında insanın toplum içinde nasıl bir yaşam sürmesi gerektiği ile doğrudan ilişkilidir. İslam’da yalnızca bireysel ibadetler değil, toplumda adaletin sağlanması, insan haklarının korunması ve doğaya saygı da çok önemli bir yer tutar. Şimdi bu konuları biraz daha açalım: 1. Faiz (Riba) İslam'da faiz, yani riba, kesin olarak yasaklanmış bir uygulamadır. Faiz, finansal işlemlerle ilgili bir sömürü aracı olarak görülür. Çünkü faiz, zenginlerin daha da zenginleşmesine, fakirlerin ise daha da borçlu ve çaresiz hale gelmesine neden olur. Faiz yasağı, aslında toplumsal adaletin sağlanması ve sömürünün önlenmesi amacını güder. İslam’da bir kişinin başkalarını ekonomik olarak sömürmesi veya zenginleşmesi için diğerlerinin sıkıntıya girmesi gerekliliği reddedilir. Faizli sistemler, insanların ekonomik açıdan güçsüz düşmelerine, ailelerin geçim derdine düşmelerine ve servetlerin sadece azınlıklar arasında birikmesine yol açar. Bu durum da toplumsal huzursuzluğa ve adaletsizliğe zemin hazırlar. 2. İnsan Hakları İslam, insan haklarını temel alır ve insanın onurunu, haysiyetini korur. İslam’a göre her insan eşittir; farklar yalnızca iman, ahlak ve eylem ile belirlenir. İnsan hakları, yaşama hakkı, özgürlük, adalet gibi çok temel ilkelere dayanır. İslam’da, insan hakları sadece yasal bir sorumluluk değil, aynı zamanda ahlaki bir zorunluluktur. İnsanların ırk, dil, din, cinsiyet farkı gözetmeksizin eşit bir şekilde muamele görmesi gerekir. Zulüm, haksızlık ve işkence İslam’da kesinlikle yasaktır. İslam, özellikle mazlumların haklarını savunur, zulmü ortadan kaldırmayı emreder. 3. Hayvan Hakları İslam, hayvanlara karşı merhamet ve saygı gösterilmesini sıkça vurgular. Hayvanların yaşama hakkı ve onların da birer canlı olarak yaratıldığı bilinci, İslam’da hayvanların haklarına saygıyı gerektirir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hayvanlara karşı nazik ve merhametli olmayı öğretmiştir. Hayvanların gereksiz yere acı çekmesine sebep olmak, onların eziyet edilmesi veya gereksiz yere öldürülmesi İslam’da yasaktır. Bununla birlikte, helal ve doğru yöntemlerle hayvan kesimi de belirli kurallar altında yapılması gereken bir işlemdir. Ayrıca hayvanların gıda, su ve barınma ihtiyaçları karşılanmalıdır. İslam’da hayvanlar, insanlara yararlı olmak veya faydalı bir işlev görmek amacıyla yaratılmış olsa da, onların haklarına saygı göstermek, onları doğru bir şekilde korumak ve onları hakkaniyetle kullanmak da dini bir sorumluluktur. 4. Çevre ve Doğa İslam’ın bir başka önemli öğretisi de doğaya karşı sorumluluk ve çevre bilincidir. İslam’a göre, insanlar doğayı, canlıları ve çevreyi Allah’ın emaneti olarak görmeli ve ona saygı göstermelidir. Bu bağlamda, israf etmek, doğayı tahrip etmek, ağaçları kesmek ve su kaynaklarını kirletmek İslam’da yasaklanmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) doğaya saygı gösterilmesini ve çevreyi korumayı öğütlemiş, "İnsan, yeryüzünde Allah’ın halifesi" (bkz. Bakara 2:30) diyerek insanın doğaya karşı sorumluluğunu vurgulamıştır. İnsan, dünyayı Allah’ın yarattığı bir denge içinde, sadece kendisi için değil, tüm canlılar için yaşamalıdır. 5. Adalet, Eşitlik ve Merhamet İslam’da adalet, Allah’ın emrettiği bir prensip olarak çok önemli bir yere sahiptir. İnsanlar arası eşitlik, sadece yasalarda değil, toplumsal ilişkilerde de gözetilmelidir. Özellikle toplumsal yapıda ezilen, yoksul ve yetimlerin hakları gözetilmelidir. İslam, her türden haksızlığa karşı tavır almayı, zulme karşı durmayı emreder. Ayrıca, merhamet, yardımlaşma ve birlikte yaşama bu dinin temel taşlarındandır. Sonuç olarak: İslam, sadece bireysel ibadetlerle sınırlı olmayan bir yaşam biçimi sunar. Din, her yönüyle toplumsal hayatın, çevrenin ve insanın huzur içinde yaşaması için bir rehberdir. Faiz gibi sömürücü sistemlerin, hayvan hakları gibi insancıl anlayışların, doğaya ve insan onuruna saygının, İslam’ın öğrettiği temel değerler olduğunu söyleyebiliriz. Bu öğretiler, insanların sadece dini değil, insani ve etik sorumluluklarını yerine getirmelerini de sağlar. Sonuçta, İslam, insanın hem dünyevi hem de uhrevi huzurunu gözeten bir yol göstericidir. Ama bu yolun doğru şekilde takip edilmesi için duruş, niyet, sorumluluk ve ahlaki değerlerin büyük bir önemi vardır. Günümüzde demekki Müslümanlık diye bir şey kalmamış , kimse kendini kandırmasın.
Hocam Hz Muhammed'in hayatında nikahlı ve nikahsız cariye olarak onlarca kadın vardı. Madem yoksul ve mütevazı idi, günümüzde tek eşliler bile zorlanırken, peygamber bu kadar kadını nerede barındırdı, nasıl baktı,ne yedirdi içirdi,giyim kuşamlarını nasıl karşıladı? "Seni fakir bulup zengin ettik" ayetine rağmen yamalı hırka masalını kim uydurdu?
Zengindi, deseler olmuyor.fakirdi deseler yine olmuyor. 😂 bize bütün bu masalları uydurup anlatanlar her şeyede bir kılıf bulmak zorundalar değilmi ?? Yalanı başka yalanlarla kurtarmaya çalışmak diyelim olsun bitsin !!!
Dini sevdirmek yuceltmek icin asilsiz gercekler uretilir. Din icin yapildigindan sevaptir da.. Dinde anlatilan peygamber Muhammed, Muhammed'den arindirilmi$; siyer ve hadis kurgulariyla kutsalla$tirilmi$ biri. Islam dairesinden cikip bakildiginda gercek Muhammed gorunur. Olumlu bir karakter degil. Islam dairesine girip anlatilanlara analitik bakarsaniz, celi$kiler di$ardan anlatilanlari dogrular. Yoksuldu ama buyuk bir haremi vardi..!? Ruhaniydi ama 73 kervan basti, sayisiz koy kasaba yagmaladi (islami literaturde var)..!? Asri Saadet'ti (Saadet Asri'ydi) ama ortalik kan goluydu..!? Islam sevgi ve ho$goru dinidir ama dinden cikanin kellesi ucurulur..!? Vs vs. Katiligi, dini bilgisi ve e$kiyaligi ile nam salmi$ bu adam, ki araplarin bayildigi bir tip, olumunden 30 yil sonra ba$layan arap ulusla$ma seruveni ve onun anayasasi olan Kuran'in (ki 80 yil kadar surecde olgunla$mi$dir) ba$ aktoru yapilmi$dir. Islami anlatilarin kolay anla$ilamamasinin nedeni $u: 692'de $am valisi Abdulmelik ve Bakka (Urdun'un guneyi) valisi Zubeyr'in cati$masinda, yenilecegini anlayan Zubeyr; "kara ta$"i (=cennet ta$i'ni) 1000 km guneye, ku$ ucmaz kervan gecmez bir yere (gunumuz Mekke'sine) saklar. Muhammed'in olumunden 203 yil sonra yazilan siyer, 240 sonra yazilmaya ba$lanan hadisler... Bereketli Hilal denilen bolgede gecmi$ olaylari "kara ta$"in yeni yeri merkezli anlatirlar. Tabii bu anlatilarda suru sepet musevilik ve zerdu$tluk anlatilari Muhammed uzerinden islamile$tirilir..!?! Islam ulusla$maya ba$layan araplar icin garnizonda uretilmi$ bir din; daha dogrusu bir ideoloji... Temeli de KORKU.
Hocamız tasavvur ettiği ile gerçekte yaşananı her gördüğünde kısaca "gerçek islam bu değil" diyor. Yani dücane hocanın dediği gibi sıvama yapıyor. Kabul etme ile rahatlama arasında doğru orantı var hocam 😊 (Ayrıca bu tanımla ateistlere haksızlık yapıyorsunuz hocam.)
Hocanın diğer videolarını izleseniz sanırım bu yorumu yapmazdınız, hoca tam tersine ehli sünnet anlayışının özellikle 12.yy sonrasında eyyamcı,işene geldiği gibi (çocuk yaşta evlilik,çok eişlilik vs.) yönünün kabul gördüğünü bunların kaynaklarda yer aldığını yaşar nuri öztürk,ihasan eliaçık'ın tersine hem kuran da hem hadiste bunları destekleyecek argümanların olduğunu bu anlayışın ancak tarihselci okuma ile anlaşılabileceğini savunur. Ayrıca ateist kelimesini kullanması tam türkçe karşılığından hareketle gayet mantıklı ,türkçe karşılığının tanrıtanımaz olduğunu düşünürseniz.
@@SEDDARBSY ateist kelimesinin sözlük anlamı ile hocanın anlatmak istediği anlam birbirlerinden çok farklı. hoca burada ateist kelimesini sözlükteki anlamıyla kullanmıyor.
Bunlar demek hep böyleymiş hocam şartları oluşunca içlerindeki inançsızlıkları meydana çıktı. Omurgaları yok bunların omurgasız bunlar. Gerçek inançları gerçek Allah inancı olsa bunlar böyle olmaz.
*Başkasının karısına göz koymak Allah katında normal midir?* Çıkış 20: 17 "Komşunun evine göz dikmeyeceksin. *Komşunun karısına,* erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, ona ait hiçbir şeye *göz dikmeyeceksin."* Tekrar 5: 21 *Komşunun karısına göz koymayacaksın.* Komşunun evine, tarlasına, erkek ya da kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, ona ait hiçbir şeye göz dikmeyeceksin.’ Yeremya 5: 8 Azgın, kızışmış aygırlara benziyorlar. *Her biri komşusunun karısına kişniyor.* 9 “Bütün bunların hesabını sormaz mıyım?” RAB'bin sözü. “Böyle bir milletten öç almaz mıyım?” ~~~ Tevrat, Davut peygamberin evli bir kadına göz diktiğini ve onunla zina yaptığını, daha sonra da onunla evlendiğini söyler. Tevrat'ta ayrıca, Davut peygamber tövbe etmiş olsa da Tanrının onu çok ağır bir şekilde cezalandırdığı anlatılır. 2. Samuel 12: 9 Neden Rab'bin sözünü küçümsedin ve O’nun gözünde kötü olanı yaptın? Hititli Uriya’yı kılıçla öldürdün. Onu Ammonoğullarının kılıcıyla öldürüp karısını kendine aldın. 10 Beni küçümseyip Hititli Uriya’nın karısını kendine aldığın için evinden kılıç hiçbir zaman ayrılmayacak.’ 11 RAB şöyle diyor: ‘Başına getireceğim felaket senin kendi evinden çıkacak. *Gözünün önünde eşlerini elinden alacağım ve onları başka birine vereceğim; o da güpegündüz karılarınla yatacak.* 12 Sen gizlice yaptın ama Ben bu şeyi tüm İsrail’in ortasında, herkesin gözü önünde yapacağım.’” ~~~ Allah başkasıyla hâlâ evliliği sürmekte olan, *henüz boşanmamış* evli bir kadına *göz dikmeyi* iyi karşılar mı? Allah, başkasının karısına göz koyan ve insanlardan çekindiği için bunu içinde saklayan birini, bunu sakladığı için mi, yoksa başkasının karısına göz koyduğu için mi kınar? Ahzab 37: _Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. _*_İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun._*_ Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), _*_onu seninle evlendirdik_*_ ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir._ ~~~
*Evli bir kadına göz koymak Allah'ın elçisine FARZ, diğer Müslümanlara SÜNNET - 1* ~~~ *Cennetteki iki Müslüman* *Müslüman 1:* Benim buraya nasıl geldiğimi mi soruyorsun? Anlatayım. Yav ben aslında pek iyi biri değildim. Hatta bayağı kötü biriydim diyebilirim. Ama ölmeden hemen önce kelime-i şahadet getirdim ve kendimi burada buldum. Şimdi de sen anlat bakalım, sen buraya nasıl geldin? *Müslüman 2:* Ben cinayete kurban gittim. Evli bir kadına göz koymuştum. Adam evde yokken gizlice kadını görmeye gittim. Kadına aşkımı ilan ettim. Ama kadının kocası bayağı bir kıskanç çıktı. Adam beni yakalayıp öldürdü. Şimdi buradayım. *Müslüman 1:* Anlamadım yav! Bak şimdi sen kötü bir şey yapmışsın, bu açık. Peki ama nasıl oldu da seni cennete gönderdiler? Yani yanlış anlama, meraktan soruyorum. *Müslüman 2:* Yok öyle senin düşündüğün gibi değilmiş bu işler. Meğer ben farkında olmadan hem sünneti hem de farzı yerine getirmişim. Yani yaptığım aslında çok iyi bir şeymiş! Ama beni öldüren kocasını cehenneme attılar. Suçunun cezasını çekecek lanet pis adam. *Müslüman 1:* Beter olsun! Bir de böyleleri cennete mi girecekler! Ama sen paçayı iyi kurtarmışsın. Bak sonunda burada cennettesin işte. Önemli olan da bu değil mi? *Müslüman 2:* Doğru söylüyorsun. Ben iyi kurtuldum. Ama aynı benim gibi kadın düşkünü, zinacı bir arkadaşım vardı. O kurtulamadı. Onu cehenneme attılar. *Müslüman 1:* Niye yav! *Müslüman 2:* Yav benim bu arkadaş dinsiz biriydi. Bunu kaç defa uyardığım halde dinlemedi. Yav dedim ki, "Oğlum bak, benim senden bir farkım yok ama ben hiç değilse rabbimi inkâr etmiyorum. Sen de etme. Allah affedicidir, yeter ki kâfir olma" dedim. Yok dinlemedi. Halbuki benim gibi yapsaydı o da burada olacaktı. Bak şimdi herşey elimizin altında. Kadınsa, zaten burada en iyisi var. O da burada olsaydı, buğday ambarına düşmüş tavuk gibi olurdu. Allah bilir, ne âlemler yapardı ama artık treni kaçırdı. Ne yapalım, inkâr etmeyecekti. Allah'a şükür bunlar bize nasip oldu. *Müslüman 1:* Doğru doğru. Bize bu cennet nimetlerini veren âlemlerin rabbine şükürler olsun. *Müslüman 2:* Amin. ~~~ *Tevrat'taki emirler:* Çıkış 20: 17 "Komşunun evine göz dikmeyeceksin. Komşunun karısına, erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, ona ait hiçbir şeye göz dikmeyeceksin." Tekrar 5: 21 Komşunun karısına göz koymayacaksın. Komşunun evine, tarlasına, erkek ya da kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, ona ait hiçbir şeye göz dikmeyeceksin.’ Yeremya 5: 8 Azgın, kızışmış aygırlara benziyorlar. Her biri komşusunun karısına kişniyor. 9 “Bütün bunların hesabını sormaz mıyım?” RAB'bin sözü. “Böyle bir milletten öç almaz mıyım?” ~~~ Tevrat, Davut peygamberin evli bir kadına göz diktiğini ve onunla zina yaptığını, daha sonra da onunla evlendiğini söyler. Tevrat'ta ayrıca, Davut peygamber tövbe etmiş olsa da Tanrının onu çok ağır bir şekilde cezalandırdığı anlatılır. 2. Samuel 12: 9 Neden Rab'bin sözünü küçümsedin ve O’nun gözünde kötü olanı yaptın? Hititli Uriya’yı kılıçla öldürdün. Onu Ammonoğullarının kılıcıyla öldürüp karısını kendine aldın. 10 Beni küçümseyip Hititli Uriya’nın karısını kendine aldığın için evinden kılıç hiçbir zaman ayrılmayacak.’ 11 RAB şöyle diyor: ‘Başına getireceğim felaket senin kendi evinden çıkacak. Gözünün önünde eşlerini elinden alacağım ve onları başka birine vereceğim; o da güpegündüz karılarınla yatacak. 12 Sen gizlice yaptın ama Ben bu şeyi tüm İsrail’in ortasında, herkesin gözü önünde yapacağım.’” ~~~ Kuran da buna benzer bir olayı anlatır. Allah'ın elçisi evli bir kadına göz koymuş, ancak insanlardan çekindiğinden bunu içinde gizlemiştir. Bu yüzden Kuran'da Allah'ın kendi elçisini uyardığı yazılıdır. Ancak Davut'un olayından farklı olarak, Allah kendi elçisini, evli bir kadına göz diktiği için değil, bunu insanlardan gizlediği için uyarmıştır. Çünkü Allah elçisinden bu işi sonuna kadar sürdürmesini istemektedir. En sonunda da Allah elçisini onunla evlendirmiştir. *Farz* : Evli bir kadına göz dikmek farzdır. *Sünnet* : Evli bir kadına göz dikmek ve Allah'ın teşvikiyle daha sonra onunla evlenmek sünnettir. *“Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun."* Ahzab 37: _Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. _*_İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun._*_ Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), _*_onu seninle evlendirdik_*_ ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir._ *Alınacak ders:* *Ders 1:* Müminler evlatlıklarının boşandığı eşleriyle evlenebilir. Onlara bu konuda bir zorluk yoktur. *Ders 2:* Başkasıyla evli olan ve henüz boşanmamış bir kadına arzu duyan müminlerin, insanlardan korktukları için bu durumu gizlemelerine gerek yoktur. Bir mümin yalandan da olsa, karısına göz koyduğu bir kişiyi evliliğini sürdürmeye teşvik etmemelidir. Tersine o kişiyi bir an önce karısını boşaması yönünde teşvik etmelidir. Hatta o kişiye karısını çok beğendiğini belli etmelidir. Hatta daha da ileri gidip kısa yoldan kadının kocasına, "Sen evde yokken senin evine gittim. Karın evde yarı çıplaktı. Onu öyle görünce çok beğendim, içimde karına karşı bazı hisler uyandı. Ne demek istediğimi anlıyorsun değil mi? Sen karını boşa da ben onunla evleneyim" gibi sözleri açıkça söyleyebilir. Eğer ayıp olur düşüncesiyle bunları o kişinin yüzüne doğrudan söyleyemiyorsa, bunu dolaylı olarak da yapabilir. Bunu kocası yerine kadına söyleyebilir. Bunu yapmak için kadının kocasının evde olmadığı bir zamanı seçebilir. Bunun için bir bahane uydurabilir. Sanki kadının kocasıyla görüşmeye gelmiş gibi numara yapabilir. Eğer hava Arabistan gibi sıcak ise, büyük olasılıkla kadın evde biraz açık giyinmiş olacaktır. Ancak eve yaklaşırken, yaklaştığını mümkün olduğunca belli etmemelidir. Aksi takdirde kadın üstüne başına çeki düzen verip kapanabilir. Kadının giyiminin açık olması konuya girmek konusunda bir fırsat sağlayacaktır. Yani konuya doğrudan girmesine gerek yoktur. Bunun yerine kadının duyacağı şekilde yüksek sesle Allah'a şükrederek, ondan ne kadar etkilendiğini, onu ne kadar arzuladığını kadına belli edebilir. Yani başkasının karısına göz koymanın ahlâksızlık olmadığını, tersine Allah katında çok normal bir şey olduğunu göstermek için işin içine mutlaka Allah'ı da katmalıdır. Bir yandan da, hiç çekinmeden kadının fark edeceği şekilde yarı çıplak vücuduna bakmaya devam edebilir. Büyük olasılıkla kadın bu olayı ve duyduğu sözleri daha sonra kocasına söyleyecektir. Böylece bu kadının kocası boşanma konusunda teşvik edilmiş olur. Bir mümin insanlardan çekindiği için bunu yapmakta zorlanabilir. İnsanların kendisini ahlâksız bir kişi olarak görmesinden korkabilir. Oysa buna gerek yoktur. Bir mümin ilk başta Allah'tan çekinmelidir. Yani içinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizlemesine hiç gerek yoktur. ~~~
*Evli bir kadına göz koymak Allah'ın elçisine FARZ, diğer Müslümanlara SÜNNET - 2* ~~~ *Hiç gerçek Yaratıcı kötülerin yaptıkları kötü işleri onaylayarak kötülükleri onlara güzel gösterir mi? Bunu kim yapar? Bunu sadece, kendisini gerçek Yaratıcıymış gibi göstererek insanları aldatan Şeytan yapar! Yani insanları sinsice aldatarak onları kötülüklerini sürdürmeye teşvik eder. Bunu da kötülere, "İlah olarak ben sizin arkanızdayım, kimseden korkmadan bu yolda devam edin" diyerek yapar!* Nahl 63: _Allah’a andolsun, senden önceki ümmetlere peygamberler gönderdik. _*_Fakat şeytan onlara işlerini güzel gösterdi._*_ O, bugün de onların dostudur ve onlar için elem dolu bir azap vardır._ *Zeynep'i ev haliyle gören peygamberin kalbinde evli bir kadına karşı bazı hisler uyanmıştır. Ancak peygamberin evine gelen başka erkeklerin benzer hisleri yaşamaları istenmez. Bu yüzden onlar için peygamberin hanımlarının oturdukları evlere nasıl girmeleri gerektiği konusunda uyarılar gelir. Ancak Allah bu tür uyarıları peygamber Zeyd'in evine gittiğinde onun için vermeye gerek görmemiştir. Hatta tam tersine Allah peygamberini bu konuda başkalarından çekinmemesi gerektiğini söyleyerek onu bu konuda teşvik bile etmiştir!* Allah'ın elçisinin evine gelenler neden elçinin hanımlarıyla perde arkasından konuşmalı ve evlere arkadan değil de, kapılarından girmeliydi? Bu evlerde elçinin hanımları genellikle evin arka kısmında bulundukları için mi? *"perde arkasından"* *"Evlere kapılarından girin"* *Evlere arkadan girmemenin ve sadece perde arkasından görüşmenin hikmeti:* Bakara 189: _İyilik, evlere arkalarından girmeniz değildir. Ama iyi davranış, takva sahibi insanın davranışıdır. Evlere kapılarından girin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz._ Ahzab 53: _Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. _*_Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temizdir._*_ Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır._ *Alınacak ders:* Müminler, peygamberin hanımlarından bir şey istediklerinde, bunu perde arkasından yapmalıydı. Ayrıca peygamberin hanımlarının oturdukları evlere arkadan girmemeliydiler. Çünkü peygamberin hanımlarından birini, peygamber yokken ev haliyle, belki uygunsuz bir durumda görecekler ve müminlerin kalpleri bundan etkilenecekti. Tıpkı Allah'ın elçisinin Zeyd evde yokken Zeyd'in evine gittiğinde, Zeynep'i uygunsuz bir durumda gördüğü gibi bir durum ortaya çıkabilir. Gördüklerinden etkilenen bazı müminler, elçinin hanımlarına göz koyabilir ve belki de Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi içlerinde gizleyebilir. Ve peygamberden sonra da onlarla evlenmeyi isteyebilirdi. Oysa bu büyük bir günah olacağı için, Allah onlara bunu yapmayı yasaklamıştır. *"Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır."* ~~~ *Bazı yorumcular İslâm'ın kendi kaynaklarını bile inkâr ederek bu olayı geçiştirmeye çalışırlar:* *"açık kapıdan"* _"Bazı kimseler Hz. Peygamber'in (asm) Zeyneb'le evlenmesi konusunda birçok akla hayale gelmez sözler söylemişlerdir. _*_Bunlara göre güya_*_ ["Bunlara göre güya" diyerek bunu söyleyenlerin yalancı olduklarını iddia ediyor. Gerçekte bu olayda anlatılan şeyler hadislerin anlattıklarıdır. "Hadislere göre" demek yerine "Bunlara göre güya" diyerek çarpıtma yapıyor.]; Peygamber aleyhisselâm bir gün, açık kapıdan Zeyneb'i görmüş, onun güzelliğine vurulmuş ve _*_"Ey gönüller elinde olan, onları evirip çeviren Rabbim! Sen her noksandan uzaksın!"_*_ demiş, Zeyneb bu sözü duyup kocasına haber vermiş, kocası Zeyd bu sözden, onun Zeyneb'i beğendiği ve kendisiyle evlenmek istediği sonucunu çıkarmış, kendisine gelerek Zeyneb'i boşamak istediğini söylemiş, Hz. Peygamber (asm) bunu kabul etmemiş, fakat Zeyd onu dinlemeyip karısını boşadıktan sonra onunla evlenmiş."_ ~~~ *Şeytan insanları nasıl aldatır? Allah ile mi?* Hac 3: _İnsanlardan kimi vardır ki, hiçbir bilgisi olmadığı hâlde, Allah hakkında tartışmaya girer ve her azgın şeytanın ardına düşer._ 👹 : Benim için zor değil. Ben bunları her türlü aldatırım. Kötüleri ardımdan gelmeye ikna etmek için, onlara bu dünyada ganimetler ve cariyeler veririm. Ayrıca öteki tarafta da kendilerine yine bir sürü kadın verileceğini söyleyerek onlara boş vaatlerde bulunurum. ~~~
*1.400 yıl önceki Arap gelenekleri nasıldı?* 1.400 yıl önceki Araplarda küçük yaştaki kızlarla evlilik yapmak normal sayıldığı için kimse bunu İslam'ı kötülemek için kullanmamış. Bir halife olarak Ömer de aynısını yapmış ve yaşı küçük olduğu halde Ümmü Gülsüm ile evlenmiş. Hiç kimse de bunu ahlaka aykırı diyerek yadırgamamış. Aynı şekilde Talak 4 ayetinde de "henüz adet görmeyen" eşlerden söz ediliyor. Çünkü eski Araplarda adet görmeyen kızlarla evlenmek normal görülüyormuş. Bu gibi gelenekler günümüzde bile uygulanıyor. Örneğin Yemen'de günümüzde bile böyle evlilikler yapılıyor. Bu gelenek sadece devletin izin vermediği bazı Arap ülkelerinde uygulanmıyor. Bu gibi şeyleri normal görmeyenler, günümüzdeki Arap geleneklerine sahip olmayanlardır. Örneğin Türkler. Bunlar Müslüman olsalar bile, içinde yaşadıkları toplumun geleneklerine ters düştüğü için böyle şeyleri kabul etmek istemezler. Bu durumda bunların iki seçeneği vardır: 1: 1.400 yıl önceki Arapların geleneklerini normal sayan dinlerini reddetmek. 2: 1.400 yıl önceki Arapların geleneklerinde böyle şeylerin olmadığını iddia etmek. Yani ya İslam dinini olduğu gibi kabul edecekler ya da reddedecekler. İslam dinindeki birçok şey 1.400 yıl önceki Arapların geleneklerine göredir. Günümüzdeki Müslümanların, geçmişte yaşamış Arapların geleneklerini farklıymış gibi göstermelerinin tek bir nedeni vardır. Dinlerini ve inançlarını kurtarmak! Peki bunu yaparken takiyye mi yapmak gerekiyor? Evet. Çünkü başka türlü olmaz. Takiyye yapanlar ilk başta kimi kandırmış olur? İlk önce kendilerini! Takiyyeyi en çok kimler yapar? Takiyyeyi en çok dinden kazanç sağlayanlar yapar. Çünkü din onlar için sadece bir inanç değil, aynı zamanda bir gelir kapısıdır. Ve onlar müşterilerinin azalmasını istemezler! 1.400 yıl önceki Araplar için, birbirlerine hem damat hem de kayınbaba olmak gayet normal bir şeymiş. Araplar için Ömer ile Muhammed'in, karşılıklı olarak birbirlerinin kızını alarak akraba olmaları normaldir. Muhammed, Ömer'in kızı Hafsa'yı almış. Ömer de Muhammed'in torunu Ümmü Gülsüm'ü. Üstelik de Ümmü Gülsüm küçük bir kız olduğu halde. Muhammed Ömer'in damadı olmuş. Ömer de daha sonra Muhammed'in damadı olmuş. Yani birbirlerine hem damat hem de kayınbaba olmuşlar. Günümüzdeki Arap olmayan Müslümanların, bunları tıpkı Arap Müslümanlar gibi normal görmeleri gerekiyor, çünkü başka seçenekleri yok. Bu yüzden, bunlar sırf dini kurtarmak için, bir sürü abuk sabuk Arap geleneklerini insanlara normal bir şeymiş gibi kabul ettirmeye çalışıyorlar. Günümüzdeki birçok çocuğun engelli olmasında böyle abuk sabuk geleneklerin payı vardır. Çünkü bu geleneklere göre amca, hala, dayı, teyze çocuklarının birbirleriyle evlenmeleri normaldir. Allah bile, kendi peygamberine böyle evlilikleri yapabileceğini söylemiş. ~~~ 😑 Hiç gerçek bir Yaratıcı, abuk sabuk gelenekleri olan bir toplumun geleneklerine dayalı bir hayatı, insanlara işte din bu diye verip, bu dine uyun der mi? 😶 Ben akraba evliliğinden engelli doğdum amca. Kime şikayet edeyim? Allah'a mı? 😬 Hayır yavrucum. Seninki kader. Allah öyle istemiş. Yakın akrabalarla evlenebilirsiniz demiş. ~~~
*Şeytanın aklına gelen cehennem kimlere var, kimlere yok?* 👹 : Bu yöntemi ben buldum. Patenti bana ait. Uygulaması da size. 😈 : Abim nasıl bulur biliyo musun? İşte böyle bulur! Uygulayın tamam mı? Yoksa sizi çarparım haa! 👹 : Tamam sakin ol! Böyle yapma. İnsanları korkutuyorsun. 😈 : Daha iyi değil mi abi! Bize, "İnsanları cehennemle korkutun" dedin ya abi! 👹 : Yav sen olayı iyi anlamamışsın. Cehennemle korkutma olayı sadece belli bir amaç için var. 😈 : Anlamadım! Nasıl abi! Cehennem yok mu? 👹 : Yav ben neden insanları cehennemle korkutuyorum. Bir düşün bakalım. Neden? 😈 : Kötülük yapmaktan kaçınsınlar diye değil mi abi? 👹 : Yav delirtme beni. Biz zaten kendimiz kötü değil miyiz? Kötüyüz. Biz neden onları kötülük yapmasınlar diye cehennemle korkutalım ki? Biraz kafayı çalıştırsana! 😈 : Sahi doğru abi. Ee peki öyleyse neden bu insanları cehennemle korkutuyoruz abi? Adamlar korkarsa kötülük yapmazlar ki? 👹 : Anlaşıldı, sen biraz zor anlıyorsun. Bak sana tane tane anlatayım. Şimdi bu cehennemle korkutma olayının asıl amacı başka. Cehennemle korkutmamızın asıl amacı, insanları bu dinde tutmak anladın mı? Yoksa bizim amacımız insanları kötülük yapmaktan alıkoymak değil. 😈 : Tamam da abi, insanlar cehennemden korktukları için kötülük yapmaktan kaçınmazlar mı? Kusura bakma abi, ben bu işin mantığını pek çözemedim. Bu işte bir terslik yok mu? 👹 : Hayır yok! Sana öyle geliyor. Bak bizim insanları korkutmak için uydurduğumuz cehennem, varmış gibi gösterdiğimiz uydurma bir cehennem. Bu cehennem insanları kötülükten alıkoymak için değil, sadece dinin içinde tutmak için var demiştim değil mi? Ama senin dediğin gibi, insanlar cehenneme gitme korkusuyla kötülük yapmaktan da kaçınabilirler. O da doğru. Olayı şöyle düşün. Biz insanları cehennemle korkuttuğumuzda, onları genellikle hangi konuda uyarıyoruz? Hiç farketmedin mi? Uyarılarımızın hemen hemen hepsi, onlara inandırdığımız sanal ilahı ve onun yolunu inkâr edenlerin şiddetli bir azaba uğrayacaklarıyla ilgili, öyle değil mi? Sen başkalarına kötülük yapanları cehennemle korkuttuğumuz kaç tane ayet gördün? Örneğin zina yapanlar cehenneme gidecekler mi? Onlara yüz sopa vurulacak. O da şayet yakalanırlarsa. Üstelik yakalansalar bile dört şahit lazım. Zaten aynı anda dört şahidin olması da çok zor. Ya da cariyelerine fuhuş yaptıranlara bir ceza var mı? Bırak öteki dünyadaki cehennemle korkutmayı, onlara bu dünyada bile bir ceza yok. Bunun yerine ne diyoruz. Bağışlanma var diyoruz. Bak, buraya iyi dikkat et. Çünkü bağışlanma bu meselenin püf noktasıdır. Şimdi bak, biz insanları her zaman kötülük yapmaya yönlendirecek sözleri doğrudan söyleyemiyoruz. Ama onları kötülüğe teşvik etmek istediğimiz için, onlara yaptıkları kötülüklerin cezasının cehennem olduğunu söylemiyoruz. Arada söz etsek bile başka sözlerimizle onların bağışlanacağını da söylüyoruz ki, kötülük yapmaktan korkmasınlar. Zaten insanlara *en büyük kötülük olarak gösterdiğimiz şeyler, insanların başkalarına yaptıkları kötülükler değildir.* Biz onlara en büyük günahların rabbini inkâr, dini inkâr vs olduğunu söylüyoruz. Bunu yapanların cehennemlik olduklarını söylüyoruz. Dünyadaki en büyük zalimlerin inkarcılar olduklarını söylüyoruz. Hiç en büyük zalimlerin çocuk tecavüzcüleri olduğunu söylüyor muyuz? Hayır. Neyse konuyu uzatmayalım. *Ben kısa yoldan sana cehennemi işlevsiz kılan asıl yöntemi söyleyeyim.* Bunun adına bağışlanma deniyor. İnsanlar hangi kötülükleri yaparlarsa yapsınlar, eğer dindeki bazı ritüelleri yaparlarsa bağışlanırlar ve cehenneme gitmezler. Yani hem cehennem hem de ritüellerle bağışlanma yöntemi sayesinde şu iki şeyi başarıyoruz: 1: İnsanların dinde kalmalarını sağlamış oluyoruz. 2: İnsanların kötülüklerini sürdürmelerini sağlamış oluyoruz. 😈 : Hay sen aklınla bin yaşa abi! Yav abi sen neymişsin be! "Bu Şeytanın bile aklına gelmez" diye bir söz var ya abi, şimdi bu söz tam sana uyuyor ama bir yandan da sana uymuyor abi! Çünkü senin aklına gelmiş be abi! 👹 : Teşekkür ederim. Ama senin de biraz bu konularda çalışman gerekiyor. Kendimizi her zaman geliştirmemiz gerekiyor. Neyse şimdi bunları bırak da sana yapılsın dediğim işler nasıl yürüyor, onu söyle. 😈 : Evet onun için bazı arkadaşlar çalışmalar yapıyorlar. Bazıları uzaylılar olarak görünüyor. Bazıları da UFO kılığında gösteriler yapıyorlar. 👹 : Güzel. Bunları ihmal etmeyelim. Bunlar Yaratıcı yok fikrini destekleyecek işler. Ayrıca UFO ve uzaylılar konusunun amacının bu olduğunu anlamayanlara kolaylık olsun diye Prometheus gibi filmler de yaptırın ki, insanlar bu konunun evrimle ilgili olduğunu hemen anlasınlar. Herkesin konuyu kendiliklerinden anlamasını bekleyemeyiz öyle değil mi? Rüyalar konusunda ne yapılıyor? 😈 : O iş de rutin bir şekilde devam ediyor. İnsanlara ölmüş yakınlarını öteki âlemde yaşıyorlarmış gibi göstermeye devam ediyoruz. 👹 : Bazılarına astral yolculuk yaptırma işleri de devam ediyor değil mi? Çünkü biliyorsun, sadece ölmüş yakınlarını öteki âlemde yaşıyor olarak göstermemiz yetmez. Kendilerinin de ölmeden önce o âleme gidip gelebildiklerine inanmaları gerekiyor. Uygun kişilere bunu uygulamaya devam edelim. Bilgi vererek aldatma konuları nasıl gidiyor? 😈 : Abi bildiğin gibi o konuda çok geniş çapta bir çalışma yürütüyoruz. Çeşitli yayınlar yoluyla, özellikle de günümüzde internetin yaygınlaşmasıyla senin onlara vermemizi istediğin bilgileri aktarıyoruz. Bunun için kendini filozof sanan, ermiş sanan bazı kişileri bulup onları kullanmaya devam ediyoruz. Bunların sayesinde insanların akıllarını iyice karıştırdık. Bu işi yapacak eleman bulmakta sıkıntı çekmiyoruz. Onları bu işe teşvik etmek için maddi olarak da çok destekliyoruz. Gnostik bilgileri hazırlayıp çeşitli yollarla onlara bu bilgileri aktarıyoruz. Onlar da UA-cam gibi çeşitli uygulamalar aracılığıyla bunları insanlara ulaştırıyorlar. Bu arada bunların kanallarında her zaman bize ait sembolleri kullandırmayı da ihmal etmiyoruz. Yani insanların kafalarını karıştıracak ne kadar gnostik yalan propaganda varsa, en çok bunları kullanarak yapıyoruz. Biz bunları boşuna zengin etmedik abi. Karşılığında da bize çok iyi bir hizmet sunuyorlar. 👹 : Güzel. Aynen bu şekilde devam. Dünyanın bütün maddi imkanlarını hep bu işler için seferber etmeye devam edin. Sadece biri değil. GÜÇ, PARA ve İTİBAR da bunlarda olacak. Çünkü onlar benim dünya düzenimde bana hizmet ediyorlar. Zamanı gelince onları da harcayacağım ama şimdilik benim hizmetimde oldukları için, onlara bana yaraşır şatafatlı bir hayat sunuyorum. Tabi ki bunu yapmaktaki amacımız kötü yolu teşvik etmek. Başkaları bunların böyle iyi durumda olduklarını görünce, bunları kıskanıp onlar da bunlar gibi bir hayat yaşamak için kötü yola girmeyi tercih edebilecekler. Bu arada herşey din ve felsefe değil. İnsanları boş şeylerle oyalayacak ne varsa onları da desteklemeye devam edeceğiz anlaşıldı mı? 😈 : Zaten öyle yapıyoruz abi. Bu arada bunlardan birini yıllar içinde acayip zengin ettik. Çünkü bunun yaptığı içi boş televizyon programları sayesinde milyonlarca kişiyi boş şeylerle oyaladık ve hâlâ oyalamaya devam ediyoruz. 👹 : Güzel. Böylece onları uyutacağız. Öyleyse dünyada iyi ve güzel olan her şeyle savaşmaya ve bütün kötü işleri desteklemeye devam edelim. 😈 : Tamam abi, öyle yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. 👹 : Arada onları uyandırıyormuş gibi yapın. O da bize eğlence olsun. 😈 : "Herkes geleceğe gelemez" tarzında sözlerimiz oluyor abi. 👹 : Güzel, hadi kolay gelsin. 😈 : Sağol abi, kolay zaten. ~~~
Al *Qur'an* = The *Qur'an* Al *Lah* = The *Lah* ~~~ *Ateist | Teist* Teist kime denir? * Gerçek Yaratıcıya inanıp tapınana mı denir? * Sanal ve hayali tanrılara inanıp tapınanlara da teist denir mi? Bir putu tanrı olarak gördüğü için tapınanlar da teist midir? * Arkasında Şeytanın olduğu sanal ve hayali tanrılara inanıp tapınanlara ne denir? Bunlara teist mi yoksa satanist mi demek gerekiyor? * Lah kimdir? Gerçek Yaratıcı mı? ~~~
Hocam ateizmi neden bu kadar kötü atfediyoesunuz? Dine inanan saygı duyuluyorsa inanmayana neden aynı saygı gösterilmiyor? Bir insan dinden çıktı diye insanlıktan çıkmıyor. Ki bahsettiğiniz konudaki insanlar gayet dine inanıyor, Dine inanıp ateist gibi yaşıyorlar demeye getirerek ateizmi aşağılıyorsunuz. Sanki tüm ahlaksızlık ateizmdeymiş gibi.
Ben de başkasının biriktirdiklerinden birinde kiracıyım. Tanrı bize bir tane bile vermemiş, ev sahibime bolca sunmuş. Şüphesiz ben de bununla sınanıyorum mu demeliyim?
Şu anda İlhan Arselin Kur'an'daki Tanri kitabini okuyorum,tavsiye ederim .ilhan arsel,turan dursun,sirri ataman,erdogan aydin,faik acar,cazim gurbuz,abdullah riza erguven,arif tekin.bu yazarlarin kitaplarini aldim.tarihselcileri okuduktan sonra bir de bunlari okuyayim dedim.
Ateizmden çok satanizm gibi anlattıklarınız değerli hocam Tanrı tanımazlık bu sefahate, azmışlığa, sapkınlığa karşılık vermiyor bana kalırsa… Ve sağlıklı, huzurlu, güzel bir ömür diliyorum size… İyi ki varsınız.
👍
Yorumlarınızda haklısınız hocam. Fakat sorun sadece dünyevileşme sorunu olsa, mevcut durum bu kadar rahatsız edici olmazdı. En azından bu konuda bir samimiyet ve dürüstlük ortaya konulsaydı. Yoksa herkesin dilediği yaşam tasavvuru ile özgürce yaşamak hakkıdır.
Bence burada asıl sorun dünyevi arzuları kapalı kapılar ardında, gizlice tatmin edip, toplum içinde olduğundan farklı bir kişi olarak kendini lanse eden insanlardan kaynaklanıyor. Bunlar adeta çift kişilikli bir hayat idame ettiriyorlar. Parçası oldukları iş, aile ve arkadaş hayatlarından gizli, kimsenin bilmedikleri bir hayatları var ve bu hayatta olduklarından farklı bir kimlikle, farklı bir yaşam sürdürüyorlar.Dünyasal arzular ile dini ve ahlaki ilkeler arasında sıkışmış haldeler. Artık tümüyle kontrolü kaybederek, nereye gittiklerini bilemez bir duruma düşüyorlar bir sürw sonra.. Evet her insan, istediği hayatı, istediği şekilde yaşayabilir. Buna kimse karışamaz. Fakat bizimde içinde yaşadığımız toplumun bir parçası olan insanlardan biraz dürüstlük ve sakimiyet beklemek hakkımız sanırım. Dolayısıyla dünyevileşme eğilimindem daha büyük bir sorun, bunu gizleyen, bu dünyevi arzu ve istekleri gizlice tatmin eden egilimlerden kaynaklanıyor.
Okuduğum en mantıklı yorumlardan biri.tebrik ediyorum 🙏
kuran sizin açıkladığınız olayı MÜNAFIKLIK olarak tanımlıyor.
Buna mürailik deniyor. İçeride farklı, dışarıda farklı hayat yaşayan riyakârlar.
@@-istekedit-9846 Emin ol bunlar o kadar çoklar ki. Dışarıda gördüğün o yüzlerce insan, kapalı kapılar ardında öyle haltlar yiyorlar ki..
Hocam keyifsiz ve yorgun bir sunum olmuş. Rahatsızlıktan kaynaklı ise geçmiş olsun. Son cümleler cuk oturmuş. Emeğinize sağlık.
Yap-işlet-devret projeleri ile bunlara çocuklarına torunlarına kadar bakacağız Mustafa hocam iktidardan düşseler bile maalesef kurtuluşumuz yok
E olurda bunlardan kurtulursan bir mucizeyle yeni gelende bir zahmet bu haksız garantileri iptal edecek. Devlet bunun için var. Devletin gücünü bu kaar hafife almayın. O ihaleler araştırıldığında iptal edilmesi için yeterli onlarca neden bulunur. Bunun sonucunda da devlet o bilmem kaç yıl garanti verilen projelere el koyup kamulaştırabilir. Ama tabi biz bu halkla, her seçimde Araplara dağıttıkları vatandaşlıklarla bunlardan kurtulamayacağımız için çokda bunları dert etmeye gerek yok.
vah vah, sen köprüden geçme hastaneye de gitme
Tabi yillarca yan gelip yattınız 80 yıl turkiyyi çöpe çevirdiniz yao işlet devrete kafan basmaz senin
Hocam siz düşündüklerinizi bize aktararak bizleri de düşünmeye teşvik ediyorsunuz. Analizleriniz çok yerinde ve anlaşılır. Sizi cok seviyoruz. ❤ 😊
İnsan duyarsızlaşınca
dünyalaşır,ötekinin arzusunun nesnesi
olduuğunda dünyalaşır,
bende yok,sende de olmasın ve de "ölürsem
mezarıma gelme"zihniyetiyle dünyalaşır.
Üretim çok kutsal birşeydir.
Ürettiklerinizi bizimle
paylaştığınız için minnettarız Hocam.
Emeğinize sağlık.
Sevgiler,selamlar.
En derin saygılarımla.😊
Hocam, objektif bir dindar olmanıza hayranım. 🥰
Sayın hocam bu guruhu ateistlere benzetmeniz ateistlere hakaretir
Sanki bana hepiniz Amerikan yüksek bilimler enstitüsüymüşsünüz gibi tavır yapmayın. Bu güruhtan aşağı kalırınız çok yok. Ateist olduğunuz için Faraday olmuyorsunuz, çoğunuz ipten kazıktan kurtulduğunu sanan, sefahetperest, kaybolmuş yaratıklarsınız.
Uydu uydu sayın hocam .ağzınıza sağlık. Teşekkürler
Low cost giyim magazasinda gorevliyim. Musterilerimiz oldukca zengin ailelerden. Nike , Adidas gibi magazalara ise ay sonunu getiremeyenler gidiyor. Ülkemizde de aynı durum söz konusu.Ruhsal acligin Tanrisi yok.
valla genelde dindarlar çok gösteriş meraklısı
@@AlternatifEgiitm😅😅😅😅
hahah,önceden görmeler yaparsa mahzuru yok di mi.
"Sosyal ateizm" değil hocam,
Ben kendim bir ateistim ama stoacı olarak yaşıyorum. Lüks, abartı vb kavramlardan uzağım, adalete önem veriyorum. Bunların durumu "parazit" olarak tanımlanmaya daha elverişli.
Bahsettiğiniz "adalet"kavramını, tanıdığım bir çok ateistin onemsedigini gördüm."din, ahlak" kavramılari adı altında yaşamını idame ettiren birçok dinci tayfadan daha dürüst ve vicdanlı olduklarına şahit oldum...
RAMAZAN DEMİR efsanesini dinleyin bence.
@yediuyumazlar maalesef senin bahsettiğin Ramazan bey bana göre aşırı ukala ve donanimsiz.bence bu konuda diamond tema ve Ramazan bey bir program yaparsa o zaman anlaşılır kimin daha donanımlı olduğunu.bilim ve Kur'an konularınin aslında nasıl birbirinden bağımsız olduklarını ifade edebilirlerdi
Asosyal deistim!:)
@@perilichee84 dio mu hiç güleceğim yoktu, RAMAZAN DEMİR rakip bulamadığı için yapay zekayla kafa bululuyor.
Hocam videonuz yayınlanınca çok seviniyorum
Aha bugün yine defalarca izleyeceğim yeni bir bilgi hazinem gelmiş diyorum
Allah sizden razı olsun.Yorumlarınıza hayranım
Dualarımdasınız
Sayın hocah şu devirde bunları idrak ederek yaşıyan kaç insan var sadece müslümanları kastetmiyorum basarabilenlere ne mutlu🤔😔🙏
İtibardan tasarruf olur! İtibardan tasarruf olmaz diyenler sonradan görmedir
Ağzınıza sağlık hocam ❤
Mustafa bey sağlık sihat dilerim.
Hocam ne güzel anlattınız her şeyi, ağzınıza sağlık ve tutmayın elbette kendinizi düşündüğünüzü söylemekten geri durmayın👏👏🙏🙏
Tüm anlamına katılmakla beraber, sanıyorum ki çok kişi için sosyal ateizm başlığı altında anlatılanları idrak edemeyecekler. Zaten Emevilerden konuya girmeniz yeteri kadar açık ama, ama işte…
Tecrübelerim bana kişilerin ne söylediklerinden çok nasıl davrandıklarına önem vermeyi öğretti. Hele ki son zamanlarda!! Sözleri öyle ustaca kullananlar var ki, bazen kendimden şüphe ediyorum. Ama sonra matematiksel akılla ayarlarıma dönüyorum.
Ancak siz anlatın hocam yine de, bazıları halâ sözlere takılıyorlar, onlara bir faydanız olsun hiç olmazsa!!!!
Kıymetli hocam çok değerli bir paylaşım yapmışsınız. Emeğinize sağlık. Bunların yüzünden insanımız ataist değist..vb. oluyorlar. Ataistlerin değistlerin ..vb. insan hakkına verdiği değeri bu zihniyetle karşılaştırınca gençlerimiz ve bir çok insanımız dini bırakıyor.
Birakan zaten teslim olmus degil idi,,bahaneye bakiyordu
@@ayhanaltntas-rz1or Yapay zeka ve iletişim çağında artık gerçekleri saklamak zor. Kamuslede edemezsin. Algıda bir yere kadar. Kardeş trolsen bileyim. Ona göre yazayım.
@@ayhanaltntas-rz1or Yapay zeka ve iletişiin zirvede olduğu bu zaman da artık bir çok şeylerin üstü örtülemiyor. Gerçekler olduğu gibi kabul edilirse çözümde bulunur. Yoksa hep karşısındaki suçlanır durulur.
Sayın Hocam,
Hayatta nasıl bir yol izlememiz gerektiği, modern dünyanın ve güncel sosyolojinin dinamikleri içinde kim olduğumuzu ve nasıl yaşamalıyız sorusunu nasıl yanıtlayabiliriz?
Bir İnsan Olarak Yaşam Yolculuğu: Hayatta nasıl bir duruş sergilemeliyiz? Akıl, vicdan ve inanç dengesi nasıl korunur? Hem bireysel hem toplumsal sorumluluklarımızın sınırlarını nasıl çizeriz?
Yardım ve Paylaşımın Anlamı: Yardımlaşmanın ilahi ve insani boyutları nelerdir? Hangi koşullarda, kime, nasıl ve neden yardım etmeliyiz? İyiliğin sınırları var mı, yoksa bu tamamen niyetle mi şekillenir?
Zenginlik ve Fakirlik Anlayışı: Zenginlik ve fakirlik gibi kavramları nasıl anlamalıyız? İslam’ın bu kavramlara bakışı ve modern sosyolojideki yerleri nedir? Yaşam standartlarını belirlerken hangi ahlaki ve manevi ölçütler devreye girer?
Görev ve Sorumluluklarımız: Sosyal hayatta hangi durumlarda ne kadar sorumluluk almalıyız? Aile, toplum ve Allah’a karşı olan görevlerimiz arasında nasıl bir denge kurabiliriz?
İslam ve Günümüz Yaşamı: Günümüz modern dünyasında, İslam’ın insani prototipine uyan bir yaşam nasıl olmalıdır? Günümüz koşullarına uygun bir Müslüman kimliği nasıl inşa edilir?
Bu soruları daha iyi anlayabilmek için başvurabileceğim doğrudan bu konulara odaklanmış bir kaynak var mı? Tavsiyelerinizi büyük bir merak ve heyecanla bekliyorum.
Saygılarımla
@@destroyeroverkill8822 Bu tür yorumlar, maalesef dinin hikmetinden uzaklaşmış ve sadece yargılamak üzerine kurulu bir anlayışın yansımasıdır. Ben, bu tarz kendini üstün gören, başkalarını küçümseyen ve gizli bir 'gizli tanrıcılık' havasında hareket eden kişileri muhatap almayı dahi uygun görmem. Onların sözlerine yanıt vermek, tartışmaya girmek, bu olumsuz ve yargılayıcı yaklaşımları onaylamak gibi olur.
Toplumda bu tür davranışlar, radikalizmi besliyor ve dini insanlardan uzaklaştırıyor. Dini bir rehberlik aracı değil, bir sopa gibi kullanan kişiler, farkında olmadan İslam'ın evrensel rahmet mesajını gölgede bırakıyor ve insanlara 'geri kafalı' ya da 'yobaz' gibi olumsuz bir algıyı yerleştiriyor.
Benim din anlayışım, insanları kazanmayı, anlamayı ve onlara yol göstermeyi esas alır. Yargılamayı, kibri ve üstünlük taslamayı değil. Böyle bir tavrı benimsemek bir kenara, bunu yapan kişiler için hidayet dilemeyi bile uygun görmüyorum, çünkü kibir ve yargılayıcılıkla bezenmiş bir duruşun İslam’ın temel öğretilerine uygun olduğunu düşünmüyorum. Allah’ın rahmeti geniştir ama sadece rahmete layık olana tecelli eder. İnsanlara kucak açmayı öğrenmeden, onları kaybetmeyi hak edersiniz.
Al-Bakara Suresi'nin ilk iki ayetlerinin soruma cevap olacağı önerisi ve Kur'an sana rehber olamıyorsa durumun vahim kısmına gelirsek; Ancak 'senin durumun vahim' gibi bir ifade kullanmak, bana bir rehberlikten çok, yargılayıcı bir duruş gibi görünüyor. Herkesin Kur'an’ı anlama ve hayatına uyarlama süreci farklıdır. Birinin sorduğu derin ve geniş kapsamlı bir soruyu, yalnızca bir ayetle cevaplayıp, üstelik bu ayeti anlamamış olmayı vahametle ilişkilendirmek, hem dini hem de insani empatiye uygun bir yaklaşım mıdır?
Kur'an bir rehberdir; ancak onu rehber edinmek, sorgulama, anlama ve üzerinde düşünme süreçlerini içerir. İslam, yalnızca 'cevapları veren' bir sistem değil, aynı zamanda soruları sormaya teşvik eden bir dindir. Ben, modern dünyanın karmaşıklığı içinde, akıl, vicdan ve sorumluluk arasındaki dengeyi nasıl kuracağımızı sorguluyorum. Bu, bir 'vahamet' göstergesi değil, derinleşme ve anlama çabasıdır.
Eğer sorduğum soruya daha açıklayıcı ve yapıcı bir şekilde katkıda bulunmak isteyen olursa, bunu memnuniyetle karşılarım. Ama unutmayalım ki, Allah’tan başka kimsenin yargılama yetkisi yoktur.
Sayın hocam verdiğiniz gerçek bilgiler için teşekkürler. Büyük bir merakla takip ediyorum.
Hocam, bravo! Nokta atışı olmuş, bunu görebilmek gerçekten başka bir seviye. Kısacası, her şeyi yap, hiçbir şeyden eksik kalma ama sonunda “Müslümanım” de, Müslüman gibi görün. Ağzından Allah’ı düşürme, 5 vakit namaz kılmasan da cuma namazına git, domuz hariç herşeyi ye , oh ne güzel dünya! İşte tam ülkemize uygun bir Müslümanlık anlayışı, bir başka tabirle "Süslümanlık"...
Sen nasıl olmasını istiyorsun ki? Mesela domuzdan başka ne yenmesin?
@@fotonot faiz , insan hakkı, hayvan hakkı, vs vs
Evet, bahsettiğiniz konular, İslam’ın ahlaki ve sosyal öğretisinin çok derin unsurlarını kapsayan meselelerdir. Faiz, insan hakkı, hayvan hakları ve benzeri konular, aslında insanın toplum içinde nasıl bir yaşam sürmesi gerektiği ile doğrudan ilişkilidir. İslam’da yalnızca bireysel ibadetler değil, toplumda adaletin sağlanması, insan haklarının korunması ve doğaya saygı da çok önemli bir yer tutar. Şimdi bu konuları biraz daha açalım:
1. Faiz (Riba)
İslam'da faiz, yani riba, kesin olarak yasaklanmış bir uygulamadır. Faiz, finansal işlemlerle ilgili bir sömürü aracı olarak görülür. Çünkü faiz, zenginlerin daha da zenginleşmesine, fakirlerin ise daha da borçlu ve çaresiz hale gelmesine neden olur.
Faiz yasağı, aslında toplumsal adaletin sağlanması ve sömürünün önlenmesi amacını güder. İslam’da bir kişinin başkalarını ekonomik olarak sömürmesi veya zenginleşmesi için diğerlerinin sıkıntıya girmesi gerekliliği reddedilir. Faizli sistemler, insanların ekonomik açıdan güçsüz düşmelerine, ailelerin geçim derdine düşmelerine ve servetlerin sadece azınlıklar arasında birikmesine yol açar. Bu durum da toplumsal huzursuzluğa ve adaletsizliğe zemin hazırlar.
2. İnsan Hakları
İslam, insan haklarını temel alır ve insanın onurunu, haysiyetini korur. İslam’a göre her insan eşittir; farklar yalnızca iman, ahlak ve eylem ile belirlenir. İnsan hakları, yaşama hakkı, özgürlük, adalet gibi çok temel ilkelere dayanır.
İslam’da, insan hakları sadece yasal bir sorumluluk değil, aynı zamanda ahlaki bir zorunluluktur. İnsanların ırk, dil, din, cinsiyet farkı gözetmeksizin eşit bir şekilde muamele görmesi gerekir. Zulüm, haksızlık ve işkence İslam’da kesinlikle yasaktır. İslam, özellikle mazlumların haklarını savunur, zulmü ortadan kaldırmayı emreder.
3. Hayvan Hakları
İslam, hayvanlara karşı merhamet ve saygı gösterilmesini sıkça vurgular. Hayvanların yaşama hakkı ve onların da birer canlı olarak yaratıldığı bilinci, İslam’da hayvanların haklarına saygıyı gerektirir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hayvanlara karşı nazik ve merhametli olmayı öğretmiştir. Hayvanların gereksiz yere acı çekmesine sebep olmak, onların eziyet edilmesi veya gereksiz yere öldürülmesi İslam’da yasaktır. Bununla birlikte, helal ve doğru yöntemlerle hayvan kesimi de belirli kurallar altında yapılması gereken bir işlemdir. Ayrıca hayvanların gıda, su ve barınma ihtiyaçları karşılanmalıdır.
İslam’da hayvanlar, insanlara yararlı olmak veya faydalı bir işlev görmek amacıyla yaratılmış olsa da, onların haklarına saygı göstermek, onları doğru bir şekilde korumak ve onları hakkaniyetle kullanmak da dini bir sorumluluktur.
4. Çevre ve Doğa
İslam’ın bir başka önemli öğretisi de doğaya karşı sorumluluk ve çevre bilincidir. İslam’a göre, insanlar doğayı, canlıları ve çevreyi Allah’ın emaneti olarak görmeli ve ona saygı göstermelidir. Bu bağlamda, israf etmek, doğayı tahrip etmek, ağaçları kesmek ve su kaynaklarını kirletmek İslam’da yasaklanmıştır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) doğaya saygı gösterilmesini ve çevreyi korumayı öğütlemiş, "İnsan, yeryüzünde Allah’ın halifesi" (bkz. Bakara 2:30) diyerek insanın doğaya karşı sorumluluğunu vurgulamıştır. İnsan, dünyayı Allah’ın yarattığı bir denge içinde, sadece kendisi için değil, tüm canlılar için yaşamalıdır.
5. Adalet, Eşitlik ve Merhamet
İslam’da adalet, Allah’ın emrettiği bir prensip olarak çok önemli bir yere sahiptir. İnsanlar arası eşitlik, sadece yasalarda değil, toplumsal ilişkilerde de gözetilmelidir. Özellikle toplumsal yapıda ezilen, yoksul ve yetimlerin hakları gözetilmelidir. İslam, her türden haksızlığa karşı tavır almayı, zulme karşı durmayı emreder. Ayrıca, merhamet, yardımlaşma ve birlikte yaşama bu dinin temel taşlarındandır.
Sonuç olarak:
İslam, sadece bireysel ibadetlerle sınırlı olmayan bir yaşam biçimi sunar. Din, her yönüyle toplumsal hayatın, çevrenin ve insanın huzur içinde yaşaması için bir rehberdir. Faiz gibi sömürücü sistemlerin, hayvan hakları gibi insancıl anlayışların, doğaya ve insan onuruna saygının, İslam’ın öğrettiği temel değerler olduğunu söyleyebiliriz. Bu öğretiler, insanların sadece dini değil, insani ve etik sorumluluklarını yerine getirmelerini de sağlar.
Sonuçta, İslam, insanın hem dünyevi hem de uhrevi huzurunu gözeten bir yol göstericidir. Ama bu yolun doğru şekilde takip edilmesi için duruş, niyet, sorumluluk ve ahlaki değerlerin büyük bir önemi vardır.
@@themysteryofthesound5279 Bunların hiç bri istisnalar hariç uygulanmadı.
elimde bir imkan olsada bu yazdıklarınızı,her yere büyük harflerle yazabilsem.tesekkurler.@@themysteryofthesound5279
Bunlar için de bahaneleri hep aynı: müslüman zengin olmasın mı? , müslüman aşık olmasın mı? Müslüman iyi yaşamasın mı? Yani peygamberin anlattığının dışında sapık bir din icat ettiler.
Teşekkürler 🙏🙏🙏❤️❤️❤️🌹🌹🌹
Geçen her gün, ömür sermayesinden bizatihi dünyaya ödenen kira mesabesindedir.
Günümüzdeki bazı devletlerin yöneticileri gibi.
Esenlikler
Ahirete inanmadigim icin umarim bu kategoriye girmiyorumdur. 😮
topragin bol olsun,
Değerli hocam, ağzınıza sağlık.
Çok güzel tanımladınız.
Var olun.
Doğum gününüz, kutlu, mutlu, sağlıklı, huzurlu olsun 🙏
Çok seviliyorsunuz, iyiki varsınız❤
Ağzına yüreğine sağlık ne güzel anlattınız.
Mustafa hocam. Bu kesret aleminde, dinin ve imanın insanın kalbini ve ruhunu rahatlatan taraflarını da anlatacağınız bir video çekmenizi arzu ediyorum. Selam ve hürmetlerimle.
ANKARA OKULU YAYINLARINDAN çıktığını bahsettiğiniz "EMEVİ DÖNEMİ SARAY HAYATINI" anlattığını söylediğiniz kitabı bulamadım, buradan yazabilir misiniz?
Mahfuz Söylemez'in Editörlüğünü yaptığı bir kitaptı ama baskısı olmayabilir. Emeviler Dönemi yaz arat sahaflardan bulabilirsin belki
itibar dan tasarruf olmaz diyerek halkın servetini sonuna kadar zevki için harcayanıda görüyorum.
Birak simdi,,,bugun Allah icin ne yaptin onu de hele
@@ayhanaltntas-rz1orsenin sulaleni gelmişini geçmişini skeym her yerde maydonoz oluyorsun 😮
Mansur gibi 3 saatlik eğlenceye 69 milyon uçurmak gibi. Yazıyla "altmış dokuz miliyon "
@@ayhanaltntas-rz1or senin sulaleni gelmişini geçmişini
Hangi zevki için halkın servetini harcamış. Bu kadar iftira Cumhuriyet tarihinde hiçbir siyasetçiye yapılmamıştır. Şunu içtenlikle söyleyebilirim ki Türkiye' hiç bir siyasetçinin Bakan,başbakan gerekse Cumhurbaşkanlarının zevki sefa ettiğini, halkın parasını özel zevkleri için harcadıklarını görmedim. Bilen varsa örnek göstererek söylesin.
Hocam ne demek istediğinizi o kadar içten kavrıyorum ki..
Teşekkürler hocam❤
Yıllardır bu yeni zenginleşen muhafazakarları hangi konuma yerleştirelim derken böyle bir video cok aydınlatıcı oldu. Teşekkürler.
Mustafa Özturk meali:Allah kimini kimine ustun yaratmistir(zenginlik,zeka,mevki makam acisindan)
Eğer adalet çerçevesinde dine bakacaksam o zaman bu mealde ciddi bir tutarsızlık var.ustunluk kavramını kabul etmiyorum.ama aynı kararlılıkla bunu yaşamın her yerine de uygulamış maalesef
Bu hocamın düşüncesi değil, ayet böyle!
@@nazmuluten9377 yani sen mustafa hoca Kur'an'ın bu ayetini kabul etmiyor mu demek istiyorsun?
@@Lord_Herbert hoca tarihselci,
@@nazmuluten9377 tarihselci oldugunu biliyorum.cevabimi alamadim
Hiç uymadı sosyal ateizm
Cumayı bırakma bekle,bittikten sonra dünyevileş kardeşim,seni tutan mı var?
Yani cumayı bırakıp da kervana koşup erzak almak yahut erzağın iyisini almak dünyevileşme oluyorsa;cumadan sonra kölenin tepesine binme, dinar dirhem ganimet edinmek uhrevileşme oluyor demek ki.Bonusu da cennette huni gibi huri.
Allah ne versin abime?
.....
Yeni nesil spritüelllik hakkında videolar gelirmi?
Mustafa Hocam, son dönemde ülkemizde yaşanan çocuk ölümlerinin (özellikle Diyarbakır Olayı) aile içi ilişkilerinin çarpıklğının çok olması ve normal karşılanması acaba Orta Doğu haklarının İslamı sosyolojiden uzak yorumlamasından kaynaklandığını en azından nedenlerden biri olduğunu söyleyebilir miyiz? Cevabınız için şimdiden teşekkür ederim.
harikasiniz hocam sizi ilgiyle izliyorum sizdzn allah razi olsun selamlar.
Teşekkür ediyorum
kocaman, zengin yürekli adam, sag olasin
İyi ki varsınız değerli Hocam.
Hocam videoyu hep 1.75 hız da izliyorum ben daha çok faydalanabilmek için, hızı 1.75 olarak yüklerseniz size de avantajlı olmuyor mu,süre açısından. Mrk ettim. Müthiş değerli tespitler. Sizin gibi ilim insanlarının artması dileğiyle.
Emeğinize sağlık.
Hocam emeğinize yüreğinize sağlık. Beğenip yorum yapıyorum ❤❤❤
Ağzınıza sağlık hocam ☺️👏🏻👍☺️
Ağzına sağlık hocam.
Sayın hocam Ahzab Süresi 37. ayette peygamber evlatlığı Zeyd'e sakın karını boşama diyor, oysa ki boşanmak isteyen Zeyd değil karısı Zeynep. Bu durumda nasihatı Zeynep'e vermesi gerekmiyor mu Ona "kızım kocanı evlatlık aldım ve onun köleliğini de kaldırdım ,herkes eşittir, üstünlük takvadadır sen kocanı kibir yapıp küçümsersen Allah katında büyük günaha girersin" demesi gerekmez miydi. Bunu demeyip Üstelik boşanma olduktan hemen sonra Zeynep'le evleniyor. Bu durum benim kafamı karıştırdı.
O kadar kurcalama kuranı arapça oku yoksa dinden çıkarsın-:)
Mustafa hocanın eski videolarını izlerseniz,bu konu hakkında bilgi vermişti 😊
@ Mustafa Abi akrabam olur.Birebir kendinden de duyabilirim😉
Dün israri balcıya sordun.her hocaya soruyorsun..anlamadın mı
@ Cevap veren oldu mu peki?
Masaallah hocam nerden buluyorsunuz bu kavramlari
Teşekkürler Mustafa hocam. Her ne kadar Sosyal Ateizm olarak adlandırsanız bile başlığın uyuzsuzluğu bir yana tespitleriniz İslam Dünyasının Türkiye ölçeğinde içine düştüğü çıkılmazı göstermektedir. Geldiğimiz bu noktada İslam dininin gerçek yüzünü merak ediyorum. Hem Müslüman ım diyenlerin yaşam tarzlarına hem de dini metinlere bakıldığında çok fazla çelişkili durum var.
Hocam Allah razı olsun emeğinize sağlık
Sağlık ve esenlikler dilerim🙏
Merhaba hocam ağzınıza sağlık emeğinize sağlık
Hocam muthişsiniz Allah razı olsun ağzınıza sağlık
Ozdilek reklami 10 numara olmus
Hocam benim saygılar sevgiler sağlıcakla kal.
Selamlar Mustafa Bey
Teşekkürler Hocam.
Hocam sizi her dinlediģimde,yeni terimler yeni bilgiler öģreniyorum ve sizi hakikaten bu denli donanım ve engin ilminizden dolayı takdir ediyorum.Bu alanda Türkiyenin az sayıda aydįnlarından birisiniz.
Saygılar
Yüreğinize sağlık iyi ki varsınız 😢
Akdeniz ikliminin üzerine sindiği ılıcasında, fabrikanın üst düzey kodamanları için yapılmış yerleşkelerinde çocuklarına oyun parklarından , ahşap oymalı çay bahçelerine içinde iyi bakımlı tavus kuşları salınırdı, lokallerinden sinemalarına, hanımeli kokulu sokaklarına kadar herşey düşünülmüştü,yaşadıkları yer tel örgüyle ayrılı,bekçileri ile korunmaktaydı, benim çocukluğum aşağılarda ahırdan bozma bir evde geçti,çay şeker bulunamazdı en güzel yiyecek bizim için komşularla toplanıp kesilen erişteydi,komşu anamı çağırır ofise pirinç gelmiş derdi sıraya girilecek kardeşimi bırakır şalını sarar giderlerdi,oralarda yaşayan birisinin tanıdığına gitmişlerdi anamın belki küçülttüğü bir giysinin içinden o evdeki yaşdaşım olan kızla babası bizi cafe tarzı bi yere götürdüğünde yaşantıların içindeki uçsuz bucaksız farkın içinde onlar çikolatalı suflelerini yiyorlardı,okulda bir bayramda elimde filama objetife bir beni almış hiç unutmam başımda beyaz kordele,öğretmen bizim gibileri hiç sevmezdi öyle korkardımki ondan ,yanına çağırıp fotoğrafı gösterdi bizde onu alabilecek para,onda bir çocuğu mutlu edecek yürek yoktu,ne yaptılar sanki onu,yerli malı dediler bir kilo çekirdeği bakkala veresiye yazdırdığımızı hatırlıyorum,oysa sıralara dökülen onca nimetin çoğunun yabancısıydık biz,benim babam işçiydi,iş hayvanları gibi çalıştırılırlardı öyle korkardıki açlıktan üç yaşında babasını kaybetmiş sefil bir hayatı olmuş onun,sel geldiğinde mahalleye boynuna naylona sardığı yedek kıyafetleri asıp, elinde uzun sopalarla işine gitmiş emekli edildiğinde gözyaşı dökmüş adamdır benim babam vergileri çıkarın 18 binle dört yetişkine bakan insandır benim babam ,çocuklarının doğumu dışında izin almamış otuz yıl cumartesileri dahil,okumaya kalktım meslek lisesimezunuydum kendi bölümüm dışında okuma şansım yoktu bölüm kendi içinde sertifika veriyordu ,28 şubatın o insan onurunu haysiyetini yerle bir eden zulmun içinden geçtik ,öyle yaralar açılmışki içimize hala kabus görürüm ben ,o bağnazlığın içinde KML teşhisi kondu ,hiç acımadılar bilirmisiniz,okulu kıytırık bir dersi bıraktım sırf okulun ( gazi) aracılığıyla hastanede tahlillerin yapılabilmesi için belge için gittiğimde hastalığımı bildiği halde örtümü açtırıp o vaziyette bütün okulun içinde dolandırdı beni,mezun oldum kadroları kapattılar sertifika hakkını dondurdular diğerlerine göre iki misli verilen emek ziyan oldu gitti her türlü devlet dairesine gidiyorsunuz bir adamın yapacağı işte masalar bilgisayarlar hiç esirgenmemiş lüks taş duvarların arasında yığınla insan oturmaktalar kpss 5 mi 6 mı ne kez girdim onlar bunun nasıl bişey olduğunu bilirmi aldığın eğitimle alakası olmayan koydukları barikatları geçmek mümkün olmadı ,insan? Allahın yaptığı en iyi şeyin tartışma olduğunu nankörlüğünü cahilliğini zalimliğini beyan ettiği insan?herkes kendi aklının izinde kendi gibi düşünmeyenleri veya düşünemeyeceğini düşündüklerine düşman kesilmiş kendi aklındakini hayata geçireyim derken diğerlerinin anasını ağlatan onların yerine düşünüp karar veren güç kimin elindeyse hiç değişmeyen ve mümkünatıda olmayanların kısır döngüsü Allahın ayetlerini çağa yakıştıramayanlar ibret aldılarmı ,tarih boyunca önlerinde sıra sıra ordularla insanlığı koyunlar gibi güdeceklerini düşünen niceleri dünyanın Allahın olduğunu gördülermi? nerdeler onlar? ,aynı batından doğanlar bile farklı düşünürler, kimisi Atatürk dedi insanları zulümde boğdu kimi ayet okudu insanları dine imana düşman etti fakirle zenginin arasını açtıkça açtı, asıl küfrün uşakları bu pislikten dibine kadar faydalandılar heryönden kuşatılmışlar kıpırdayacak halleri kalmamış,kardeşleri toplu mezarlara gömülürken postu sayılan hayvanat gibi gran tuvalet şehitlerin sayıları okunuyor ekranlarda ,asırlık esaretin ardından yapayalnız bırakılmış yahyalar şehadete koşarken onlar anadolunun insanının acılarından onulmaz sevdalarından kahırlarından...damıtılmış türkülerini internette çıplak boy gösteren kadınlarla oyun eğlence haline getirilen, koca adamlarla iç içe danslarını edip ,arkasından tarihçilerin yuhladığı dizilerle kimine göre milletin üzerine yüklenen ekstra yük kimine göre servetlerine servet katmak için başka bir yol ,keşke daha önce ölüp yitip gitseydikde bu yüz karasıyla bu pisliğin şahitlerinden olmasaydık,ben böyle bir din bilmiyorum,içlerindeki cerahatı temizlesinler hadi temizleyebilirlerse menfaat için babasını tanımayacak adamları çol çocuk akraba dünyalık için birbirlerinin paçasını aşağa çekmek için yarışanlar ,uzay istasyonu gibi mekanlarda ,ülkenin servetleri önlerine serilmiş olanlar buralarda üç kez üst üste deprem olduğunda haberlerdeki o içler acısı köylerdeki insanların kerpiçten yıkıntılarına baktıklarında utanç duydularmı kendilerinden,dünya hacıdan hocadan kopar derlerdi çocukluğumuzda ogün bügünmü? onca pislik ,her türden ahlaksızlık ahlak haline getirilirken nerdeydiler onlar( you tube ta dini video izliyorum sanat adına ortalıkta çiftleşen o aşağılık mahlukların reklamlarını sokuyorlar bu adamları ayakta alkışlıyorlar bugün gözüne gönlüne haram değmemiş bir Allahın kulu varmıdır) Muhammed Aleyhisselam haber vermişti değilmi suratlarını dönüp geçerler,giyinmiş çıplaklar,bugün bir çöl bedevisinin ( haşa ) miracını astral geçişlerde yaşayanların yada birtür enerji önünde secde edenlerin hikayeleri anlatılır oldu, çok değil on yıl sonrasında iki yıllık bir üniv girdim başörtülülerin şekli değişmiş,ellerinde sigara dizinde erkek arkadaşı yatanlar ve sonrasında sosyal medyadan akan pislik sanki bir rüya !bu kadar kısa bir sürede böyle bir ahlaki çöküş nasıl olabildi? Başörtüleri için küfre başkaldıran mezuniyetlerine bir ay kala öyle hadiseler yaşadıkki o islami şuur nereye gitti,öyle bir pislikki onlar bile kendi çocuklarını koruyamadılar,diyanette gördüm adam avrupanın bilmem neresinde belki turist belki yerli çıplak insanların arasında,ayakta altında kot ,feth suresinin son ayetlerini okuyor,aynı bilindik müzikaliteyle, kim bilebilir belki arapça bir ağıt diye düşünüyorlar ,umursamıyor çoğu,onlar tebliği böyle mi yaptılar evlerindeki çocukların akıllarına kadar onlar servet biriktirme peşindeyken, kendilerine emanet verilen herşeyi tarumar ederken ,işgal etmişler ruhları bile duymamış desem saf dillikmi olur bu?her bir sağcının evinde bugün sırf dine olan soğukluğundan bir solcu yada deist yetiştirdiler, insanları yaptıklarıyla öyle aptallaştırdılarki yüzlerini nereye döneceklerini şaşırdılar onlar,koskoca partileri erittiler müslüman adamlardır diye oy verilenlere bugün insanlar acabamı?neden erbakanın cenazesinde olan partiyi kuran o dindar adamlardan eser yok bugün,çoğu oy vermeye bile gitmedi, evlerindeki yeni yetme gençler solculara oy vermeye koşarken ,tegabun suresini bilmeyen hemde prof ilahiyatçı yada ataist hafız yada namazdada tatile çıkan imam kırk dkyatsı teravih nasıl kılınabilir,altı aylık kursla insan nasıl imamlık yapabilir sokağın dili?adam okuyordu ya ayeti Allahın adına müslüman dedikleriyle aralarında hiç bir benzerlik varmı onların? İnsan istese Allahın dinine bu kadar zarar veremezdi,dediğim gibi sanki bir rüyanın içindeyiz geldiler bir zamanlar yedi düvele diz çöktürmüş ecdadın naşları üzerinde onların ektiği her ne varsa hepsini tarumar ettiler ve gidiyorlar,bugün binlerce masumun katlinin müsebbibi koca kafir!meclise çağırılıyorsa ki almanyada basılan kitabından adamın biri pasajlar okuyordu tanrı mıo psikopatik manyak,birileride onların her yaptığını mazur gösterme telaşı içinde taklalar atarken,vahşi ile oaşağılık yaratığı kıyaslıyordu Peygamber affetmiş ! bu nasıl bir çarpılma? HzAli ahmaktan dostum olacağına akıllı düşmanım olsun dermiş ,Vahşi gönül dolusu bir imanla dönüş yapmıştı !aramızda ki tel örgüyü derinleştirdikçe derinleştirenler,er veya geç huzurunda hesap verilecek bir Allah var!"ümmetim hakkında en korktuğum şey yoldan çıkarıcı önderleridir" Resulullah haber vermişti değilmi? Cahil din adamları ,hakikatin üzerini örtenler,hem kendileri yoldan çıkarlar kendileriyle birlikte diğerlerinide ateşe sürüklerler"biz yönetici seçkinlere( mütref) uyarımızı iletiriz, neki onlar ahlaksızlığı tırmandırırlarsa vakit tamam olduğunda yerle bir ederiz "
Sevgili hocam sizi yillardan beri takip ediyorum izliyorum ve gercektan takdir ediyor ve saygi duyuyorum Ben kisi olarak öbür dünya yada cehennem korkusundan dolayi degil sadece bir insan olarak kendimi sürekli terbiye etmeyi egolarimi baskilamak insana dogaya ve tüm canlilara yasam hakkini sonuna kadar savunmayi paylasmanin insani bir erdem olarak kabül edip icsellestirerek yasamayi bir erdem olarak kabül edip ona göre yasamimi bicimlendirmeye calisiyorum yoksa ne ölüm korkusu nede cehennem korkusundan degil
Beyefendi'nin her cümlesi bana dincibaşı tayyibi hatırlatıyor
küfürbaşı birinin sözüne benziyor.
@ahmetcamgoren
hala daha bu dincilere avukatlık ve güzelleme yapanlara insan bile denmez
Merhaba sn. Hocam... Merak ettiğim bir konuydu iyi ki değinmişsiniz şükranlarımı sunuyorum 🇹🇷
bahsettiğiniz kitapın tam adı ve yazarı nedir? Ankara okulu yayınlarında bulamadım
Abi lütfen artık çık şu dinden sende kurtul biz de rahatlayalım 😂
Hocam dilinize sağlık
Allah razı olsun
Teşekkürler.
İslam’ın ahlaki ve sosyal öğretisinin çok derin unsurlarını kapsayan meselelerdir. Faiz, insan hakkı, hayvan hakları ve benzeri konular, aslında insanın toplum içinde nasıl bir yaşam sürmesi gerektiği ile doğrudan ilişkilidir. İslam’da yalnızca bireysel ibadetler değil, toplumda adaletin sağlanması, insan haklarının korunması ve doğaya saygı da çok önemli bir yer tutar. Şimdi bu konuları biraz daha açalım:
1. Faiz (Riba)
İslam'da faiz, yani riba, kesin olarak yasaklanmış bir uygulamadır. Faiz, finansal işlemlerle ilgili bir sömürü aracı olarak görülür. Çünkü faiz, zenginlerin daha da zenginleşmesine, fakirlerin ise daha da borçlu ve çaresiz hale gelmesine neden olur.
Faiz yasağı, aslında toplumsal adaletin sağlanması ve sömürünün önlenmesi amacını güder. İslam’da bir kişinin başkalarını ekonomik olarak sömürmesi veya zenginleşmesi için diğerlerinin sıkıntıya girmesi gerekliliği reddedilir. Faizli sistemler, insanların ekonomik açıdan güçsüz düşmelerine, ailelerin geçim derdine düşmelerine ve servetlerin sadece azınlıklar arasında birikmesine yol açar. Bu durum da toplumsal huzursuzluğa ve adaletsizliğe zemin hazırlar.
2. İnsan Hakları
İslam, insan haklarını temel alır ve insanın onurunu, haysiyetini korur. İslam’a göre her insan eşittir; farklar yalnızca iman, ahlak ve eylem ile belirlenir. İnsan hakları, yaşama hakkı, özgürlük, adalet gibi çok temel ilkelere dayanır.
İslam’da, insan hakları sadece yasal bir sorumluluk değil, aynı zamanda ahlaki bir zorunluluktur. İnsanların ırk, dil, din, cinsiyet farkı gözetmeksizin eşit bir şekilde muamele görmesi gerekir. Zulüm, haksızlık ve işkence İslam’da kesinlikle yasaktır. İslam, özellikle mazlumların haklarını savunur, zulmü ortadan kaldırmayı emreder.
3. Hayvan Hakları
İslam, hayvanlara karşı merhamet ve saygı gösterilmesini sıkça vurgular. Hayvanların yaşama hakkı ve onların da birer canlı olarak yaratıldığı bilinci, İslam’da hayvanların haklarına saygıyı gerektirir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hayvanlara karşı nazik ve merhametli olmayı öğretmiştir. Hayvanların gereksiz yere acı çekmesine sebep olmak, onların eziyet edilmesi veya gereksiz yere öldürülmesi İslam’da yasaktır. Bununla birlikte, helal ve doğru yöntemlerle hayvan kesimi de belirli kurallar altında yapılması gereken bir işlemdir. Ayrıca hayvanların gıda, su ve barınma ihtiyaçları karşılanmalıdır.
İslam’da hayvanlar, insanlara yararlı olmak veya faydalı bir işlev görmek amacıyla yaratılmış olsa da, onların haklarına saygı göstermek, onları doğru bir şekilde korumak ve onları hakkaniyetle kullanmak da dini bir sorumluluktur.
4. Çevre ve Doğa
İslam’ın bir başka önemli öğretisi de doğaya karşı sorumluluk ve çevre bilincidir. İslam’a göre, insanlar doğayı, canlıları ve çevreyi Allah’ın emaneti olarak görmeli ve ona saygı göstermelidir. Bu bağlamda, israf etmek, doğayı tahrip etmek, ağaçları kesmek ve su kaynaklarını kirletmek İslam’da yasaklanmıştır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) doğaya saygı gösterilmesini ve çevreyi korumayı öğütlemiş, "İnsan, yeryüzünde Allah’ın halifesi" (bkz. Bakara 2:30) diyerek insanın doğaya karşı sorumluluğunu vurgulamıştır. İnsan, dünyayı Allah’ın yarattığı bir denge içinde, sadece kendisi için değil, tüm canlılar için yaşamalıdır.
5. Adalet, Eşitlik ve Merhamet
İslam’da adalet, Allah’ın emrettiği bir prensip olarak çok önemli bir yere sahiptir. İnsanlar arası eşitlik, sadece yasalarda değil, toplumsal ilişkilerde de gözetilmelidir. Özellikle toplumsal yapıda ezilen, yoksul ve yetimlerin hakları gözetilmelidir. İslam, her türden haksızlığa karşı tavır almayı, zulme karşı durmayı emreder. Ayrıca, merhamet, yardımlaşma ve birlikte yaşama bu dinin temel taşlarındandır.
Sonuç olarak:
İslam, sadece bireysel ibadetlerle sınırlı olmayan bir yaşam biçimi sunar. Din, her yönüyle toplumsal hayatın, çevrenin ve insanın huzur içinde yaşaması için bir rehberdir. Faiz gibi sömürücü sistemlerin, hayvan hakları gibi insancıl anlayışların, doğaya ve insan onuruna saygının, İslam’ın öğrettiği temel değerler olduğunu söyleyebiliriz. Bu öğretiler, insanların sadece dini değil, insani ve etik sorumluluklarını yerine getirmelerini de sağlar.
Sonuçta, İslam, insanın hem dünyevi hem de uhrevi huzurunu gözeten bir yol göstericidir. Ama bu yolun doğru şekilde takip edilmesi için duruş, niyet, sorumluluk ve ahlaki değerlerin büyük bir önemi vardır.
Günümüzde demekki Müslümanlık diye bir şey kalmamış , kimse kendini kandırmasın.
Sizde sağ ve esen kalınız.
Çok değerli bilgileri paylaştığınız için teşekkürler Muhterem hocam.🇹🇷🌻☘️
Esenlikler dilerim Mustafa abi
@@denizcosut691 neden selamun akeykum degil de esenlikler?
@Lord_Herbert esenlikler yani ferah kalın anlamına gelir.
@@denizcosut691 peki
Hocam Hz Muhammed'in hayatında nikahlı ve nikahsız cariye olarak onlarca kadın vardı. Madem yoksul ve mütevazı idi, günümüzde tek eşliler bile zorlanırken, peygamber bu kadar kadını nerede barındırdı, nasıl baktı,ne yedirdi içirdi,giyim kuşamlarını nasıl karşıladı? "Seni fakir bulup zengin ettik" ayetine rağmen yamalı hırka masalını kim uydurdu?
peygamber zengindi. fakirlik edebiyatı fullll yalan.
Zengindi, deseler olmuyor.fakirdi deseler yine olmuyor. 😂 bize bütün bu masalları uydurup anlatanlar her şeyede bir kılıf bulmak zorundalar değilmi ?? Yalanı başka yalanlarla kurtarmaya çalışmak diyelim olsun bitsin !!!
İSLAM YALAN SÖYLEMESSE ÖLÜÜÜÜÜÜÜÜR🙈🤫🫢🙅🏻♂️🇦🇿
Dini sevdirmek yuceltmek icin asilsiz gercekler uretilir. Din icin yapildigindan sevaptir da..
Dinde anlatilan peygamber Muhammed, Muhammed'den arindirilmi$; siyer ve hadis kurgulariyla
kutsalla$tirilmi$ biri. Islam dairesinden cikip bakildiginda gercek Muhammed gorunur. Olumlu
bir karakter degil.
Islam dairesine girip anlatilanlara analitik bakarsaniz, celi$kiler di$ardan anlatilanlari dogrular. Yoksuldu ama buyuk bir haremi vardi..!? Ruhaniydi ama 73 kervan basti, sayisiz koy kasaba yagmaladi (islami literaturde var)..!? Asri Saadet'ti (Saadet Asri'ydi) ama ortalik kan goluydu..!?
Islam sevgi ve ho$goru dinidir ama dinden cikanin kellesi ucurulur..!? Vs vs.
Katiligi, dini bilgisi ve e$kiyaligi ile nam salmi$ bu adam, ki araplarin bayildigi bir tip, olumunden
30 yil sonra ba$layan arap ulusla$ma seruveni ve onun anayasasi olan Kuran'in (ki 80 yil kadar surecde olgunla$mi$dir) ba$ aktoru yapilmi$dir.
Islami anlatilarin kolay anla$ilamamasinin nedeni $u:
692'de $am valisi Abdulmelik ve Bakka (Urdun'un guneyi) valisi Zubeyr'in cati$masinda,
yenilecegini anlayan Zubeyr; "kara ta$"i (=cennet ta$i'ni) 1000 km guneye, ku$ ucmaz
kervan gecmez bir yere (gunumuz Mekke'sine) saklar. Muhammed'in olumunden 203 yil
sonra yazilan siyer, 240 sonra yazilmaya ba$lanan hadisler... Bereketli Hilal denilen
bolgede gecmi$ olaylari "kara ta$"in yeni yeri merkezli anlatirlar. Tabii bu anlatilarda
suru sepet musevilik ve zerdu$tluk anlatilari Muhammed uzerinden islamile$tirilir..!?!
Islam ulusla$maya ba$layan araplar icin garnizonda uretilmi$ bir din; daha dogrusu
bir ideoloji... Temeli de KORKU.
RAMAZAN DEMİR efsanesine sor
Ağzına sağlık hocam
Sevgili hocam taha hakan alp i tevhid ve nubuvvete ait kimi goruslrini kritik edermisiniz saygilar
Ehli Sünnet Ateist'ler var birde Edip yüksel çok güzel anlatıyor bu konuda görüşleriniz nedir hocam.
Kusura bakmasın fakat edip yüksel önce kendine baksın.
@@Time_is_Bad yargilamayiniz kendinize bakiniz derler sizede ozaman
Allahsız muhafazakâr lar = sosyal ateistler , çok orijinal bir tespit olmuş hocam
Teşekkürler hocam
Sayın hocam sizi ilgiyle dinliyorum. Ancak bu tanımlama( isimlendirme) Ataizme haksız bir saldırı olmamış mı
Sn. Hocam mutezile nedir, ne değildir... Bu konu ile ilgili bir video yapar mısınız... Hürmetler...
Doğum gününüz Kutlu Olsun Hocam❤❤
Hocamız tasavvur ettiği ile gerçekte yaşananı her gördüğünde kısaca "gerçek islam bu değil" diyor. Yani dücane hocanın dediği gibi sıvama yapıyor. Kabul etme ile rahatlama arasında doğru orantı var hocam 😊 (Ayrıca bu tanımla ateistlere haksızlık yapıyorsunuz hocam.)
Hocanın diğer videolarını izleseniz sanırım bu yorumu yapmazdınız, hoca tam tersine ehli sünnet anlayışının özellikle 12.yy sonrasında eyyamcı,işene geldiği gibi (çocuk yaşta evlilik,çok eişlilik vs.) yönünün kabul gördüğünü bunların kaynaklarda yer aldığını yaşar nuri öztürk,ihasan eliaçık'ın tersine hem kuran da hem hadiste bunları destekleyecek argümanların olduğunu bu anlayışın ancak tarihselci okuma ile anlaşılabileceğini savunur.
Ayrıca ateist kelimesini kullanması tam türkçe karşılığından hareketle gayet mantıklı ,türkçe karşılığının tanrıtanımaz olduğunu düşünürseniz.
@@SEDDARBSY ateist kelimesinin sözlük anlamı ile hocanın anlatmak istediği anlam birbirlerinden çok farklı. hoca burada ateist kelimesini sözlükteki anlamıyla kullanmıyor.
Mustafa Hocam ateizmi yanlış yorumladığınızı, tanıdığınızı düşünüyorum. Yorumlarınız cidden üzücü.
Bunlar demek hep böyleymiş hocam şartları oluşunca içlerindeki inançsızlıkları meydana çıktı. Omurgaları yok bunların omurgasız bunlar. Gerçek inançları gerçek Allah inancı olsa bunlar böyle olmaz.
*Başkasının karısına göz koymak Allah katında normal midir?*
Çıkış 20:
17 "Komşunun evine göz dikmeyeceksin. *Komşunun karısına,* erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, ona ait hiçbir şeye *göz dikmeyeceksin."*
Tekrar 5:
21 *Komşunun karısına göz koymayacaksın.* Komşunun evine, tarlasına, erkek ya da kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, ona ait hiçbir şeye göz dikmeyeceksin.’
Yeremya 5:
8 Azgın, kızışmış aygırlara benziyorlar. *Her biri komşusunun karısına kişniyor.* 9 “Bütün bunların hesabını sormaz mıyım?” RAB'bin sözü. “Böyle bir milletten öç almaz mıyım?”
~~~
Tevrat, Davut peygamberin evli bir kadına göz diktiğini ve onunla zina yaptığını, daha sonra da onunla evlendiğini söyler. Tevrat'ta ayrıca, Davut peygamber tövbe etmiş olsa da Tanrının onu çok ağır bir şekilde cezalandırdığı anlatılır.
2. Samuel 12:
9 Neden Rab'bin sözünü küçümsedin ve O’nun gözünde kötü olanı yaptın? Hititli Uriya’yı kılıçla öldürdün. Onu Ammonoğullarının kılıcıyla öldürüp karısını kendine aldın. 10 Beni küçümseyip Hititli Uriya’nın karısını kendine aldığın için evinden kılıç hiçbir zaman ayrılmayacak.’ 11 RAB şöyle diyor: ‘Başına getireceğim felaket senin kendi evinden çıkacak. *Gözünün önünde eşlerini elinden alacağım ve onları başka birine vereceğim; o da güpegündüz karılarınla yatacak.* 12 Sen gizlice yaptın ama Ben bu şeyi tüm İsrail’in ortasında, herkesin gözü önünde yapacağım.’”
~~~
Allah başkasıyla hâlâ evliliği sürmekte olan, *henüz boşanmamış* evli bir kadına *göz dikmeyi* iyi karşılar mı?
Allah, başkasının karısına göz koyan ve insanlardan çekindiği için bunu içinde saklayan birini, bunu sakladığı için mi, yoksa başkasının karısına göz koyduğu için mi kınar?
Ahzab 37:
_Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. _*_İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun._*_ Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), _*_onu seninle evlendirdik_*_ ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir._
~~~
*Evli bir kadına göz koymak Allah'ın elçisine FARZ, diğer Müslümanlara SÜNNET - 1*
~~~
*Cennetteki iki Müslüman*
*Müslüman 1:* Benim buraya nasıl geldiğimi mi soruyorsun? Anlatayım. Yav ben aslında pek iyi biri değildim. Hatta bayağı kötü biriydim diyebilirim. Ama ölmeden hemen önce kelime-i şahadet getirdim ve kendimi burada buldum. Şimdi de sen anlat bakalım, sen buraya nasıl geldin?
*Müslüman 2:* Ben cinayete kurban gittim. Evli bir kadına göz koymuştum. Adam evde yokken gizlice kadını görmeye gittim. Kadına aşkımı ilan ettim. Ama kadının kocası bayağı bir kıskanç çıktı. Adam beni yakalayıp öldürdü. Şimdi buradayım.
*Müslüman 1:* Anlamadım yav! Bak şimdi sen kötü bir şey yapmışsın, bu açık. Peki ama nasıl oldu da seni cennete gönderdiler? Yani yanlış anlama, meraktan soruyorum.
*Müslüman 2:* Yok öyle senin düşündüğün gibi değilmiş bu işler. Meğer ben farkında olmadan hem sünneti hem de farzı yerine getirmişim. Yani yaptığım aslında çok iyi bir şeymiş! Ama beni öldüren kocasını cehenneme attılar. Suçunun cezasını çekecek lanet pis adam.
*Müslüman 1:* Beter olsun! Bir de böyleleri cennete mi girecekler! Ama sen paçayı iyi kurtarmışsın. Bak sonunda burada cennettesin işte. Önemli olan da bu değil mi?
*Müslüman 2:* Doğru söylüyorsun. Ben iyi kurtuldum. Ama aynı benim gibi kadın düşkünü, zinacı bir arkadaşım vardı. O kurtulamadı. Onu cehenneme attılar.
*Müslüman 1:* Niye yav!
*Müslüman 2:* Yav benim bu arkadaş dinsiz biriydi. Bunu kaç defa uyardığım halde dinlemedi. Yav dedim ki, "Oğlum bak, benim senden bir farkım yok ama ben hiç değilse rabbimi inkâr etmiyorum. Sen de etme. Allah affedicidir, yeter ki kâfir olma" dedim. Yok dinlemedi. Halbuki benim gibi yapsaydı o da burada olacaktı. Bak şimdi herşey elimizin altında. Kadınsa, zaten burada en iyisi var. O da burada olsaydı, buğday ambarına düşmüş tavuk gibi olurdu. Allah bilir, ne âlemler yapardı ama artık treni kaçırdı. Ne yapalım, inkâr etmeyecekti. Allah'a şükür bunlar bize nasip oldu.
*Müslüman 1:* Doğru doğru. Bize bu cennet nimetlerini veren âlemlerin rabbine şükürler olsun.
*Müslüman 2:* Amin.
~~~
*Tevrat'taki emirler:*
Çıkış 20:
17 "Komşunun evine göz dikmeyeceksin. Komşunun karısına, erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, ona ait hiçbir şeye göz dikmeyeceksin."
Tekrar 5:
21 Komşunun karısına göz koymayacaksın. Komşunun evine, tarlasına, erkek ya da kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, ona ait hiçbir şeye göz dikmeyeceksin.’
Yeremya 5:
8 Azgın, kızışmış aygırlara benziyorlar. Her biri komşusunun karısına kişniyor. 9 “Bütün bunların hesabını sormaz mıyım?” RAB'bin sözü. “Böyle bir milletten öç almaz mıyım?”
~~~
Tevrat, Davut peygamberin evli bir kadına göz diktiğini ve onunla zina yaptığını, daha sonra da onunla evlendiğini söyler. Tevrat'ta ayrıca, Davut peygamber tövbe etmiş olsa da Tanrının onu çok ağır bir şekilde cezalandırdığı anlatılır.
2. Samuel 12:
9 Neden Rab'bin sözünü küçümsedin ve O’nun gözünde kötü olanı yaptın? Hititli Uriya’yı kılıçla öldürdün. Onu Ammonoğullarının kılıcıyla öldürüp karısını kendine aldın. 10 Beni küçümseyip Hititli Uriya’nın karısını kendine aldığın için evinden kılıç hiçbir zaman ayrılmayacak.’ 11 RAB şöyle diyor: ‘Başına getireceğim felaket senin kendi evinden çıkacak. Gözünün önünde eşlerini elinden alacağım ve onları başka birine vereceğim; o da güpegündüz karılarınla yatacak. 12 Sen gizlice yaptın ama Ben bu şeyi tüm İsrail’in ortasında, herkesin gözü önünde yapacağım.’”
~~~
Kuran da buna benzer bir olayı anlatır. Allah'ın elçisi evli bir kadına göz koymuş, ancak insanlardan çekindiğinden bunu içinde gizlemiştir. Bu yüzden Kuran'da Allah'ın kendi elçisini uyardığı yazılıdır. Ancak Davut'un olayından farklı olarak, Allah kendi elçisini, evli bir kadına göz diktiği için değil, bunu insanlardan gizlediği için uyarmıştır. Çünkü Allah elçisinden bu işi sonuna kadar sürdürmesini istemektedir. En sonunda da Allah elçisini onunla evlendirmiştir.
*Farz* : Evli bir kadına göz dikmek farzdır.
*Sünnet* : Evli bir kadına göz dikmek ve Allah'ın teşvikiyle daha sonra onunla evlenmek sünnettir.
*“Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun."*
Ahzab 37:
_Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. _*_İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun._*_ Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), _*_onu seninle evlendirdik_*_ ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir._
*Alınacak ders:*
*Ders 1:* Müminler evlatlıklarının boşandığı eşleriyle evlenebilir. Onlara bu konuda bir zorluk yoktur.
*Ders 2:* Başkasıyla evli olan ve henüz boşanmamış bir kadına arzu duyan müminlerin, insanlardan korktukları için bu durumu gizlemelerine gerek yoktur. Bir mümin yalandan da olsa, karısına göz koyduğu bir kişiyi evliliğini sürdürmeye teşvik etmemelidir. Tersine o kişiyi bir an önce karısını boşaması yönünde teşvik etmelidir. Hatta o kişiye karısını çok beğendiğini belli etmelidir. Hatta daha da ileri gidip kısa yoldan kadının kocasına, "Sen evde yokken senin evine gittim. Karın evde yarı çıplaktı. Onu öyle görünce çok beğendim, içimde karına karşı bazı hisler uyandı. Ne demek istediğimi anlıyorsun değil mi? Sen karını boşa da ben onunla evleneyim" gibi sözleri açıkça söyleyebilir. Eğer ayıp olur düşüncesiyle bunları o kişinin yüzüne doğrudan söyleyemiyorsa, bunu dolaylı olarak da yapabilir. Bunu kocası yerine kadına söyleyebilir. Bunu yapmak için kadının kocasının evde olmadığı bir zamanı seçebilir. Bunun için bir bahane uydurabilir. Sanki kadının kocasıyla görüşmeye gelmiş gibi numara yapabilir. Eğer hava Arabistan gibi sıcak ise, büyük olasılıkla kadın evde biraz açık giyinmiş olacaktır. Ancak eve yaklaşırken, yaklaştığını mümkün olduğunca belli etmemelidir. Aksi takdirde kadın üstüne başına çeki düzen verip kapanabilir. Kadının giyiminin açık olması konuya girmek konusunda bir fırsat sağlayacaktır. Yani konuya doğrudan girmesine gerek yoktur. Bunun yerine kadının duyacağı şekilde yüksek sesle Allah'a şükrederek, ondan ne kadar etkilendiğini, onu ne kadar arzuladığını kadına belli edebilir. Yani başkasının karısına göz koymanın ahlâksızlık olmadığını, tersine Allah katında çok normal bir şey olduğunu göstermek için işin içine mutlaka Allah'ı da katmalıdır. Bir yandan da, hiç çekinmeden kadının fark edeceği şekilde yarı çıplak vücuduna bakmaya devam edebilir. Büyük olasılıkla kadın bu olayı ve duyduğu sözleri daha sonra kocasına söyleyecektir. Böylece bu kadının kocası boşanma konusunda teşvik edilmiş olur. Bir mümin insanlardan çekindiği için bunu yapmakta zorlanabilir. İnsanların kendisini ahlâksız bir kişi olarak görmesinden korkabilir. Oysa buna gerek yoktur. Bir mümin ilk başta Allah'tan çekinmelidir. Yani içinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizlemesine hiç gerek yoktur.
~~~
*Evli bir kadına göz koymak Allah'ın elçisine FARZ, diğer Müslümanlara SÜNNET - 2*
~~~
*Hiç gerçek Yaratıcı kötülerin yaptıkları kötü işleri onaylayarak kötülükleri onlara güzel gösterir mi? Bunu kim yapar? Bunu sadece, kendisini gerçek Yaratıcıymış gibi göstererek insanları aldatan Şeytan yapar! Yani insanları sinsice aldatarak onları kötülüklerini sürdürmeye teşvik eder. Bunu da kötülere, "İlah olarak ben sizin arkanızdayım, kimseden korkmadan bu yolda devam edin" diyerek yapar!*
Nahl 63:
_Allah’a andolsun, senden önceki ümmetlere peygamberler gönderdik. _*_Fakat şeytan onlara işlerini güzel gösterdi._*_ O, bugün de onların dostudur ve onlar için elem dolu bir azap vardır._
*Zeynep'i ev haliyle gören peygamberin kalbinde evli bir kadına karşı bazı hisler uyanmıştır. Ancak peygamberin evine gelen başka erkeklerin benzer hisleri yaşamaları istenmez. Bu yüzden onlar için peygamberin hanımlarının oturdukları evlere nasıl girmeleri gerektiği konusunda uyarılar gelir. Ancak Allah bu tür uyarıları peygamber Zeyd'in evine gittiğinde onun için vermeye gerek görmemiştir. Hatta tam tersine Allah peygamberini bu konuda başkalarından çekinmemesi gerektiğini söyleyerek onu bu konuda teşvik bile etmiştir!*
Allah'ın elçisinin evine gelenler neden elçinin hanımlarıyla perde arkasından konuşmalı ve evlere arkadan değil de, kapılarından girmeliydi?
Bu evlerde elçinin hanımları genellikle evin arka kısmında bulundukları için mi?
*"perde arkasından"*
*"Evlere kapılarından girin"*
*Evlere arkadan girmemenin ve sadece perde arkasından görüşmenin hikmeti:*
Bakara 189:
_İyilik, evlere arkalarından girmeniz değildir. Ama iyi davranış, takva sahibi insanın davranışıdır. Evlere kapılarından girin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz._
Ahzab 53:
_Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. _*_Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temizdir._*_ Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır._
*Alınacak ders:*
Müminler, peygamberin hanımlarından bir şey istediklerinde, bunu perde arkasından yapmalıydı. Ayrıca peygamberin hanımlarının oturdukları evlere arkadan girmemeliydiler. Çünkü peygamberin hanımlarından birini, peygamber yokken ev haliyle, belki uygunsuz bir durumda görecekler ve müminlerin kalpleri bundan etkilenecekti. Tıpkı Allah'ın elçisinin Zeyd evde yokken Zeyd'in evine gittiğinde, Zeynep'i uygunsuz bir durumda gördüğü gibi bir durum ortaya çıkabilir. Gördüklerinden etkilenen bazı müminler, elçinin hanımlarına göz koyabilir ve belki de Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi içlerinde gizleyebilir. Ve peygamberden sonra da onlarla evlenmeyi isteyebilirdi. Oysa bu büyük bir günah olacağı için, Allah onlara bunu yapmayı yasaklamıştır.
*"Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır."*
~~~
*Bazı yorumcular İslâm'ın kendi kaynaklarını bile inkâr ederek bu olayı geçiştirmeye çalışırlar:*
*"açık kapıdan"*
_"Bazı kimseler Hz. Peygamber'in (asm) Zeyneb'le evlenmesi konusunda birçok akla hayale gelmez sözler söylemişlerdir. _*_Bunlara göre güya_*_ ["Bunlara göre güya" diyerek bunu söyleyenlerin yalancı olduklarını iddia ediyor. Gerçekte bu olayda anlatılan şeyler hadislerin anlattıklarıdır. "Hadislere göre" demek yerine "Bunlara göre güya" diyerek çarpıtma yapıyor.]; Peygamber aleyhisselâm bir gün, açık kapıdan Zeyneb'i görmüş, onun güzelliğine vurulmuş ve _*_"Ey gönüller elinde olan, onları evirip çeviren Rabbim! Sen her noksandan uzaksın!"_*_ demiş, Zeyneb bu sözü duyup kocasına haber vermiş, kocası Zeyd bu sözden, onun Zeyneb'i beğendiği ve kendisiyle evlenmek istediği sonucunu çıkarmış, kendisine gelerek Zeyneb'i boşamak istediğini söylemiş, Hz. Peygamber (asm) bunu kabul etmemiş, fakat Zeyd onu dinlemeyip karısını boşadıktan sonra onunla evlenmiş."_
~~~
*Şeytan insanları nasıl aldatır? Allah ile mi?*
Hac 3:
_İnsanlardan kimi vardır ki, hiçbir bilgisi olmadığı hâlde, Allah hakkında tartışmaya girer ve her azgın şeytanın ardına düşer._
👹 : Benim için zor değil. Ben bunları her türlü aldatırım. Kötüleri ardımdan gelmeye ikna etmek için, onlara bu dünyada ganimetler ve cariyeler veririm. Ayrıca öteki tarafta da kendilerine yine bir sürü kadın verileceğini söyleyerek onlara boş vaatlerde bulunurum.
~~~
*1.400 yıl önceki Arap gelenekleri nasıldı?*
1.400 yıl önceki Araplarda küçük yaştaki kızlarla evlilik yapmak normal sayıldığı için kimse bunu İslam'ı kötülemek için kullanmamış. Bir halife olarak Ömer de aynısını yapmış ve yaşı küçük olduğu halde Ümmü Gülsüm ile evlenmiş. Hiç kimse de bunu ahlaka aykırı diyerek yadırgamamış.
Aynı şekilde Talak 4 ayetinde de "henüz adet görmeyen" eşlerden söz ediliyor. Çünkü eski Araplarda adet görmeyen kızlarla evlenmek normal görülüyormuş. Bu gibi gelenekler günümüzde bile uygulanıyor. Örneğin Yemen'de günümüzde bile böyle evlilikler yapılıyor. Bu gelenek sadece devletin izin vermediği bazı Arap ülkelerinde uygulanmıyor.
Bu gibi şeyleri normal görmeyenler, günümüzdeki Arap geleneklerine sahip olmayanlardır. Örneğin Türkler. Bunlar Müslüman olsalar bile, içinde yaşadıkları toplumun geleneklerine ters düştüğü için böyle şeyleri kabul etmek istemezler. Bu durumda bunların iki seçeneği vardır:
1: 1.400 yıl önceki Arapların geleneklerini normal sayan dinlerini reddetmek.
2: 1.400 yıl önceki Arapların geleneklerinde böyle şeylerin olmadığını iddia etmek.
Yani ya İslam dinini olduğu gibi kabul edecekler ya da reddedecekler.
İslam dinindeki birçok şey 1.400 yıl önceki Arapların geleneklerine göredir.
Günümüzdeki Müslümanların, geçmişte yaşamış Arapların geleneklerini farklıymış gibi göstermelerinin tek bir nedeni vardır. Dinlerini ve inançlarını kurtarmak!
Peki bunu yaparken takiyye mi yapmak gerekiyor? Evet. Çünkü başka türlü olmaz.
Takiyye yapanlar ilk başta kimi kandırmış olur? İlk önce kendilerini!
Takiyyeyi en çok kimler yapar? Takiyyeyi en çok dinden kazanç sağlayanlar yapar. Çünkü din onlar için sadece bir inanç değil, aynı zamanda bir gelir kapısıdır. Ve onlar müşterilerinin azalmasını istemezler!
1.400 yıl önceki Araplar için, birbirlerine hem damat hem de kayınbaba olmak gayet normal bir şeymiş. Araplar için Ömer ile Muhammed'in, karşılıklı olarak birbirlerinin kızını alarak akraba olmaları normaldir. Muhammed, Ömer'in kızı Hafsa'yı almış. Ömer de Muhammed'in torunu Ümmü Gülsüm'ü. Üstelik de Ümmü Gülsüm küçük bir kız olduğu halde. Muhammed Ömer'in damadı olmuş. Ömer de daha sonra Muhammed'in damadı olmuş. Yani birbirlerine hem damat hem de kayınbaba olmuşlar.
Günümüzdeki Arap olmayan Müslümanların, bunları tıpkı Arap Müslümanlar gibi normal görmeleri gerekiyor, çünkü başka seçenekleri yok. Bu yüzden, bunlar sırf dini kurtarmak için, bir sürü abuk sabuk Arap geleneklerini insanlara normal bir şeymiş gibi kabul ettirmeye çalışıyorlar.
Günümüzdeki birçok çocuğun engelli olmasında böyle abuk sabuk geleneklerin payı vardır. Çünkü bu geleneklere göre amca, hala, dayı, teyze çocuklarının birbirleriyle evlenmeleri normaldir. Allah bile, kendi peygamberine böyle evlilikleri yapabileceğini söylemiş.
~~~
😑 Hiç gerçek bir Yaratıcı, abuk sabuk gelenekleri olan bir toplumun geleneklerine dayalı bir hayatı, insanlara işte din bu diye verip, bu dine uyun der mi?
😶 Ben akraba evliliğinden engelli doğdum amca. Kime şikayet edeyim? Allah'a mı?
😬 Hayır yavrucum. Seninki kader. Allah öyle istemiş. Yakın akrabalarla evlenebilirsiniz demiş.
~~~
*Şeytanın aklına gelen cehennem kimlere var, kimlere yok?*
👹 : Bu yöntemi ben buldum. Patenti bana ait. Uygulaması da size.
😈 : Abim nasıl bulur biliyo musun? İşte böyle bulur! Uygulayın tamam mı? Yoksa sizi çarparım haa!
👹 : Tamam sakin ol! Böyle yapma. İnsanları korkutuyorsun.
😈 : Daha iyi değil mi abi! Bize, "İnsanları cehennemle korkutun" dedin ya abi!
👹 : Yav sen olayı iyi anlamamışsın. Cehennemle korkutma olayı sadece belli bir amaç için var.
😈 : Anlamadım! Nasıl abi! Cehennem yok mu?
👹 : Yav ben neden insanları cehennemle korkutuyorum. Bir düşün bakalım. Neden?
😈 : Kötülük yapmaktan kaçınsınlar diye değil mi abi?
👹 : Yav delirtme beni. Biz zaten kendimiz kötü değil miyiz? Kötüyüz. Biz neden onları kötülük yapmasınlar diye cehennemle korkutalım ki? Biraz kafayı çalıştırsana!
😈 : Sahi doğru abi. Ee peki öyleyse neden bu insanları cehennemle korkutuyoruz abi? Adamlar korkarsa kötülük yapmazlar ki?
👹 : Anlaşıldı, sen biraz zor anlıyorsun. Bak sana tane tane anlatayım. Şimdi bu cehennemle korkutma olayının asıl amacı başka. Cehennemle korkutmamızın asıl amacı, insanları bu dinde tutmak anladın mı? Yoksa bizim amacımız insanları kötülük yapmaktan alıkoymak değil.
😈 : Tamam da abi, insanlar cehennemden korktukları için kötülük yapmaktan kaçınmazlar mı? Kusura bakma abi, ben bu işin mantığını pek çözemedim. Bu işte bir terslik yok mu?
👹 : Hayır yok! Sana öyle geliyor. Bak bizim insanları korkutmak için uydurduğumuz cehennem, varmış gibi gösterdiğimiz uydurma bir cehennem. Bu cehennem insanları kötülükten alıkoymak için değil, sadece dinin içinde tutmak için var demiştim değil mi? Ama senin dediğin gibi, insanlar cehenneme gitme korkusuyla kötülük yapmaktan da kaçınabilirler. O da doğru. Olayı şöyle düşün. Biz insanları cehennemle korkuttuğumuzda, onları genellikle hangi konuda uyarıyoruz? Hiç farketmedin mi? Uyarılarımızın hemen hemen hepsi, onlara inandırdığımız sanal ilahı ve onun yolunu inkâr edenlerin şiddetli bir azaba uğrayacaklarıyla ilgili, öyle değil mi? Sen başkalarına kötülük yapanları cehennemle korkuttuğumuz kaç tane ayet gördün? Örneğin zina yapanlar cehenneme gidecekler mi? Onlara yüz sopa vurulacak. O da şayet yakalanırlarsa. Üstelik yakalansalar bile dört şahit lazım. Zaten aynı anda dört şahidin olması da çok zor. Ya da cariyelerine fuhuş yaptıranlara bir ceza var mı? Bırak öteki dünyadaki cehennemle korkutmayı, onlara bu dünyada bile bir ceza yok. Bunun yerine ne diyoruz. Bağışlanma var diyoruz. Bak, buraya iyi dikkat et. Çünkü bağışlanma bu meselenin püf noktasıdır. Şimdi bak, biz insanları her zaman kötülük yapmaya yönlendirecek sözleri doğrudan söyleyemiyoruz. Ama onları kötülüğe teşvik etmek istediğimiz için, onlara yaptıkları kötülüklerin cezasının cehennem olduğunu söylemiyoruz. Arada söz etsek bile başka sözlerimizle onların bağışlanacağını da söylüyoruz ki, kötülük yapmaktan korkmasınlar. Zaten insanlara *en büyük kötülük olarak gösterdiğimiz şeyler, insanların başkalarına yaptıkları kötülükler değildir.* Biz onlara en büyük günahların rabbini inkâr, dini inkâr vs olduğunu söylüyoruz. Bunu yapanların cehennemlik olduklarını söylüyoruz. Dünyadaki en büyük zalimlerin inkarcılar olduklarını söylüyoruz. Hiç en büyük zalimlerin çocuk tecavüzcüleri olduğunu söylüyor muyuz? Hayır. Neyse konuyu uzatmayalım. *Ben kısa yoldan sana cehennemi işlevsiz kılan asıl yöntemi söyleyeyim.* Bunun adına bağışlanma deniyor. İnsanlar hangi kötülükleri yaparlarsa yapsınlar, eğer dindeki bazı ritüelleri yaparlarsa bağışlanırlar ve cehenneme gitmezler. Yani hem cehennem hem de ritüellerle bağışlanma yöntemi sayesinde şu iki şeyi başarıyoruz:
1: İnsanların dinde kalmalarını sağlamış oluyoruz.
2: İnsanların kötülüklerini sürdürmelerini sağlamış oluyoruz.
😈 : Hay sen aklınla bin yaşa abi! Yav abi sen neymişsin be! "Bu Şeytanın bile aklına gelmez" diye bir söz var ya abi, şimdi bu söz tam sana uyuyor ama bir yandan da sana uymuyor abi! Çünkü senin aklına gelmiş be abi!
👹 : Teşekkür ederim. Ama senin de biraz bu konularda çalışman gerekiyor. Kendimizi her zaman geliştirmemiz gerekiyor. Neyse şimdi bunları bırak da sana yapılsın dediğim işler nasıl yürüyor, onu söyle.
😈 : Evet onun için bazı arkadaşlar çalışmalar yapıyorlar. Bazıları uzaylılar olarak görünüyor. Bazıları da UFO kılığında gösteriler yapıyorlar.
👹 : Güzel. Bunları ihmal etmeyelim. Bunlar Yaratıcı yok fikrini destekleyecek işler. Ayrıca UFO ve uzaylılar konusunun amacının bu olduğunu anlamayanlara kolaylık olsun diye Prometheus gibi filmler de yaptırın ki, insanlar bu konunun evrimle ilgili olduğunu hemen anlasınlar. Herkesin konuyu kendiliklerinden anlamasını bekleyemeyiz öyle değil mi? Rüyalar konusunda ne yapılıyor?
😈 : O iş de rutin bir şekilde devam ediyor. İnsanlara ölmüş yakınlarını öteki âlemde yaşıyorlarmış gibi göstermeye devam ediyoruz.
👹 : Bazılarına astral yolculuk yaptırma işleri de devam ediyor değil mi? Çünkü biliyorsun, sadece ölmüş yakınlarını öteki âlemde yaşıyor olarak göstermemiz yetmez. Kendilerinin de ölmeden önce o âleme gidip gelebildiklerine inanmaları gerekiyor. Uygun kişilere bunu uygulamaya devam edelim. Bilgi vererek aldatma konuları nasıl gidiyor?
😈 : Abi bildiğin gibi o konuda çok geniş çapta bir çalışma yürütüyoruz. Çeşitli yayınlar yoluyla, özellikle de günümüzde internetin yaygınlaşmasıyla senin onlara vermemizi istediğin bilgileri aktarıyoruz. Bunun için kendini filozof sanan, ermiş sanan bazı kişileri bulup onları kullanmaya devam ediyoruz. Bunların sayesinde insanların akıllarını iyice karıştırdık. Bu işi yapacak eleman bulmakta sıkıntı çekmiyoruz. Onları bu işe teşvik etmek için maddi olarak da çok destekliyoruz. Gnostik bilgileri hazırlayıp çeşitli yollarla onlara bu bilgileri aktarıyoruz. Onlar da UA-cam gibi çeşitli uygulamalar aracılığıyla bunları insanlara ulaştırıyorlar. Bu arada bunların kanallarında her zaman bize ait sembolleri kullandırmayı da ihmal etmiyoruz. Yani insanların kafalarını karıştıracak ne kadar gnostik yalan propaganda varsa, en çok bunları kullanarak yapıyoruz. Biz bunları boşuna zengin etmedik abi. Karşılığında da bize çok iyi bir hizmet sunuyorlar.
👹 : Güzel. Aynen bu şekilde devam. Dünyanın bütün maddi imkanlarını hep bu işler için seferber etmeye devam edin. Sadece biri değil. GÜÇ, PARA ve İTİBAR da bunlarda olacak. Çünkü onlar benim dünya düzenimde bana hizmet ediyorlar. Zamanı gelince onları da harcayacağım ama şimdilik benim hizmetimde oldukları için, onlara bana yaraşır şatafatlı bir hayat sunuyorum. Tabi ki bunu yapmaktaki amacımız kötü yolu teşvik etmek. Başkaları bunların böyle iyi durumda olduklarını görünce, bunları kıskanıp onlar da bunlar gibi bir hayat yaşamak için kötü yola girmeyi tercih edebilecekler. Bu arada herşey din ve felsefe değil. İnsanları boş şeylerle oyalayacak ne varsa onları da desteklemeye devam edeceğiz anlaşıldı mı?
😈 : Zaten öyle yapıyoruz abi. Bu arada bunlardan birini yıllar içinde acayip zengin ettik. Çünkü bunun yaptığı içi boş televizyon programları sayesinde milyonlarca kişiyi boş şeylerle oyaladık ve hâlâ oyalamaya devam ediyoruz.
👹 : Güzel. Böylece onları uyutacağız. Öyleyse dünyada iyi ve güzel olan her şeyle savaşmaya ve bütün kötü işleri desteklemeye devam edelim.
😈 : Tamam abi, öyle yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz.
👹 : Arada onları uyandırıyormuş gibi yapın. O da bize eğlence olsun.
😈 : "Herkes geleceğe gelemez" tarzında sözlerimiz oluyor abi.
👹 : Güzel, hadi kolay gelsin.
😈 : Sağol abi, kolay zaten.
~~~
Al *Qur'an* = The *Qur'an*
Al *Lah* = The *Lah*
~~~
*Ateist | Teist*
Teist kime denir?
* Gerçek Yaratıcıya inanıp tapınana mı denir?
* Sanal ve hayali tanrılara inanıp tapınanlara da teist denir mi? Bir putu tanrı olarak gördüğü için tapınanlar da teist midir?
* Arkasında Şeytanın olduğu sanal ve hayali tanrılara inanıp tapınanlara ne denir? Bunlara teist mi yoksa satanist mi demek gerekiyor?
* Lah kimdir? Gerçek Yaratıcı mı?
~~~
Biz saldık. Sende sal bu milleti hocam
Saglikca kalin Sevgili Mustafa Hoca
Teşekkürler
ayetlerin numarasınıda verirseniz iyi olur.Ancak sizin yaptığınız yorumlara çok yakın değil mealler.
Hocam ateizmi neden bu kadar kötü atfediyoesunuz? Dine inanan saygı duyuluyorsa inanmayana neden aynı saygı gösterilmiyor? Bir insan dinden çıktı diye insanlıktan çıkmıyor. Ki bahsettiğiniz konudaki insanlar gayet dine inanıyor, Dine inanıp ateist gibi yaşıyorlar demeye getirerek ateizmi aşağılıyorsunuz. Sanki tüm ahlaksızlık ateizmdeymiş gibi.
Ben de başkasının biriktirdiklerinden birinde kiracıyım. Tanrı bize bir tane bile vermemiş, ev sahibime bolca sunmuş. Şüphesiz ben de bununla sınanıyorum mu demeliyim?
Tam olarak oyle,,Allah sizi zengin etmeyerek merhamet etmis sayilir,,
@@ayhanaltntas-rz1ordağıt o zaman bütün malını mulkunu Allah birazda sana merhamet etsin. Hem cennete 500 yıl önce girersin
RAMAZAN DEMİR efsanesini dinleyin bence.
Hocam bismillah bu nasıl kavram??? Merakla dinleyeceğim bakalım nedir?
Hocam cok ıyı anlattınız bizim de gördüğümüz bu zaten ama cok görmeyen var ne yazık ki
Kitabın adını'da soyleseydiniz keşke.! Alıp okurduk.
Şu anda İlhan Arselin Kur'an'daki Tanri kitabini okuyorum,tavsiye ederim .ilhan arsel,turan dursun,sirri ataman,erdogan aydin,faik acar,cazim gurbuz,abdullah riza erguven,arif tekin.bu yazarlarin kitaplarini aldim.tarihselcileri okuduktan sonra bir de bunlari okuyayim dedim.
Hocam dediğiniz gibi insan ararsak, ilçe başkanı bulamayız( ! )
Bir lokma bir hırka vaazı verip ,Bir Porche bir bir ihale peşinde koşarlar
"şu fakirin sırtında bundan başka bir şey görürseniz bilinki çalmışımdır" diyen birini hatırlattınız hocam. Tebrikler.