9- Legends and Miracles of Hazrat Seyda 4 - Muhammed Rashid EROL

The dignitaries were in a meeting in one of the western provinces. The table is set. Others were asking those who did not drink alcohol, "Why don't you drink alcohol, or should you go to Adıyaman too?" This coup had really become an issue. The one who goes to the village and repented has the light of Islam in his character and the Prophet Muhammad in his morality. It was observed that the Prophet's morality was manifested and that he became a devotee of Hazrat Seyda (k.s).
One day, we met a person in the assembly of Hazrat Seyda (k.s). The person said: ''I am 55 years old. I know two things about Islam: One is Allahu Akbar, the other is Bismillah. There is no sin left in my life that I haven't committed. My financial situation is very good, but I cannot enjoy life at all. I'm thinking of going to the Indian poor. I heard about this person, I came to him. I want to laugh and have fun like other people. I am miserable due to mental distress. They brought this person to the presence of Seyda (k.s). Seyda (k.s) said: "Repent, Allah is capable of everything." That person repented. Then he started to pray and within three months he learned what is halal and what is haram. That person was inseparable from the assembly of Sufis who had manners and charm. He was asked: "What benefit do you see from these charming Sufis?" He replied:
"If they touch me with their hands and shout and scream, divine love and affection come to my heart." How would this person find direction if it were not for the eye of the saints, the abundance of the lodge and the love of the Sufis?
Master Bediüzzaman (k.s) says the following about Nurşin, the town of Sheikh Muhammad Diyauddin (k.s), the disciple of the disciple of His Holiness Seyda (k.s), in the treatise Hubab of the Arabic Mesnevi-i Nuriye. ''If you want, go to Seyda's assembly in Nurşin Karye (village) in your imagination, look there, you will see angels in poor clothes, sultans and angels in human clothes in a sacred conversation. Then go to Paris. You will see that scorpions have taken the form of humans and demons have taken the form of Adam. His Holiness Seyda (k.s) tried to continue the path of these people throughout his life.
Hazrat Gavs (k.s.) would sometimes say the following when his illness did not reach an advanced stage: "Shortly after Shah-i Hazne (k.s), someone from his region will rise; It will surpass Shah-i Hazne (k.s) at least a hundred times. I wish we could live in his time and be his disciples for a week. Here, Murad from Shah-i Hazne (k.s) is themselves, and the intended guide is Hazrat Seyda. (k.s)
One day, they brought a patient to Menzile. They asked about Seyda's house, and I told them to come to the mosque and take me there. They took a very weak, almost lifeless person out of the car, took him to the mosque and put him to bed. Hazrat Seyda (k.s.) came, after performing his prayer, he approached the patient. After reciting the prayer, he put his hand on the patient's head and walked all the way to his feet. He turned to the patient's owners and said: "May God heal you, health is from God, in the disease we prayed, the rest is from God. It's up to Allah Almighty. "We have nothing," he said. Thereupon, the owners took their patients and left without saying anything or repenting. I was also angry inside, why are they sending such unbelieving people? I said they are disturbing the holy man.
2-3 days after this incident, I had a dream like this: I was in the mosque, the same patient was lying down, but his chin moved downwards, his ear grew longer and took a strange shape. His Excellency Gavs was also standing facing the qibla. Suddenly, Hazrat Seyda (k.s.) came and looked at the patient. The patient's shape changed and his face became very beautiful. I was relieved when I woke up. I thought I would tell His Holiness Seyda so that he would like it. When I went to the front of the mosque the next morning, Seyda was talking to two people. I slowly approached his right side, I was going to tell him about my dream, he turned and looked at me, then he addressed the two people he was talking to: "Some people have a dream; It's like what happened! He saw it and left!” Then I walked away feeling ashamed. 1-2 months passed. A car came to the village. A man and a child aged 6-7 got out. I couldn't believe my eyes when I saw the man. He was the sick person, he was completely healed and healthy. They went to the mosque and repented. The disease had led to guidance. My heartfelt objection was taught a great lesson.

[@AbdullahCANCAN]

Seyyid Muhammed Raşid EROL (k.s.) Kitabı Diğer Bölümler: ua-cam.com/play/PLsKrX3tYke0JQkOrCvKfhgcM1fHKiQBu6.html
9- Seyda Hazretlerinin Menkıbeleri ve Kerametleri 4 - Seyyid Muhammed Raşid EROL (k.s.)
Batı vilayetlerinin birinde ileri gelenleri toplantı halindelermiş. Sofra kurulmuş. Alkol almayanlara diğerleri ''Niçin alkol almıyorsun, yoksa sende mi Adıyaman'a gitin'' diye soruyorlarmış. Gerçekten bu darbı mesele haline gelmişti. Menzile gidip tevbe edenin sıfatında İslam nuru, ahlâkında Hz. Resulüllah'ın ahlâkı tecelli ederek Seyda hazretlerinin (k.s) bağlısı olduğu gözlenirdi.
Bir gün Seyda hazretlerinin (k.s) meclisinde bir zatla tanıştık. zat şöyle dedi: ''Ben 55 yaşındayım. İslam adına iki şey biliyorum: Birisi, Allahu Ekber, diğeri Bismillah. Hayatta işlemediğim günah kalmadı. Maddî yönden durumum çok iyi, amma hayattan hiç tat alamıyorum. Hind fakirlerine gitmeyi düşünüyorum. Bu zatı duydum, yanına geldim Ben de insanlar gibi gülmek, eğlenmek istiyorum. Ruhi sıkıntıdan dolayı perişan haldeyim. Bu zatı Seyda hazretlerinin (k.s) huzuruna çıkardılar. Seyda (k.s) dedi: ''Tevbe et, Allah her şeye kâdirdir.'' O zat tevbe etti. Akabinde namaza başladı ve üç ay içerisinde haramı helâli öğrendi. O zat hal ve cezbe sahibi sofilerin meclisinden ayrılmazdı. Ona: ''Sen bu cezbeli sofilerden ne fayda görüyorsun?'' diye soruldu. O şöyle cevap verdi:
''Onlar ellerini bana değdirseler, bağırıp çağırsalar benim kalbime ilahî aşk ve muhabbet geliyor'' Bu zat evliyanın nazarı, tekkenin bereketi ve sofilerin muhabbeti olmasa idi ne ile istikâmet sağlardı.
Seyda hazretlerinin (k.s) mürşidinin mürşidinin mürşidi Şeyh Muhammed Diyauddin (k.s)in beldesi Nurşin hakkında Üstad Bediüzzaman (k.s) Arapça Mesnevi-i Nuriye'nin Hubab risalesinde şöyle buyururlar. ''Eğer istersen hayalinde Nurşin Karyesindeki (köyündeki) Seyda'nın meclisine git, bak orada fukara kıyafetinde melekler, padişahlar ve insan elbisesinde melekleri bir sohbet-i kudsiye de göreceksin. Sonra Paris'e git. Göreceksin ki akrepler insan suretinde ifritler âdem suretinde olmuş. İşte Seyda hazretleri (k.s) ömrü boyunca bu zatların yolunu devam ettirmekle uğraşmıştır.

Gavs Hz.leri (k.s) rahatsızlığının ileri safhaya ulaşmadığı bazı zamanlarda şöyle buyururlardı: ''Şah-ı Hazne'den (k.s) az bir zaman sonra onun bölgesinden birisi kalkacak ki; en az Şah-ı hazne (k.s)'yi yüz misli geçecek. Keşke biz onun zamanında yaşayıp da ona bir hafta müritlik yapabilse idik. Burada Şah-ı Hazne'den (k.s) Murad kendileri, kastedilen mürşit ise Seyda Hazretleridir. (k.s)
Gavs Hazretlerinin sağlığında sıkıntılı bir rüya görmüştüm. Ertesi Sabah tabiri için Kasrik köyüne gittim. Teveccüh yapılacağından kalabalık çoktu. Camiye girdim. Seyda Hazretleri o zaman talebe idi. Birkaç arkadaşıyla oturuyordu. Ziyaret ettim, geri çekildim.
Bir gün Menzile bir hasta getirdiler. Seyda Hazretlerinin evini sordular, ben de camiye gelir oraya götürün dedim. Oldukça halsiz, adeta cansız bir kişiyi arabadan çıkarıp camiye götürdüler ve yatırdılar. Seyda Hz.leri (k.s.) geldi, namazını eda ettikten sonra hastanın yanına yaklaştı Dua okuduktan sonra elini hastanın başına koydu ve ayağına kadar gezdirdi, hasta sahiplerine döndü: ''Allah şifa versin, sağlık Allah'tandır, hastalıkta Biz dua ettik, gerisi Allahu Teâlâ'nın bileceği iştir. Bizim elimizde bir şey yoktur.'' diye buyurdu. Bunun üzerine sahipleri hastalarını alarak hiçbir şey demeden ve tevbe de almadan gittiler. Ben de içimden kızdım, niçin böyle inançsız kişileri yolluyorlar. Mübareği rahatsız ediyorlar dedim.
Bu olaydan 2-3 gün sonra şöyle bir rüya gördüm: Camideyim aynı hasta yatıyor, fakat çenesi aşağı doğru hareket etti, kulağı uzadı ve büyüdü garip bir şekil aldı. Gavs hazretleri de ayakta kıbleye karşı duruyordu. Birden Seyda hazretleri (k.s) geldi, hastaya nazar etti, hastanın şekli değişti ve siması çok güzel bir hale geldi. Uyanınca ferahladım. Seyda hazretlerine anlatayım hoşuna gitsin dedim. Ertesi sabah caminin önüne gittiğimde Seyda hazretleri iki kişiyle konuşuyordu. Yavaşça sağ tarafına yaklaştım, rüyamı anlatacaktım, dönüp bana baktı, sonra konuştuğu iki kişiye şöyle hitap etti: ''Bazı kişiler bir rüya görüyor; sanki ne olmuş! Görmüş gitmiş!''. Bunun üzerine utanarak oradan uzaklaştım Aradan 1-2 ay geçti. Köye bir araba geldi. İçinden 6-7 yaşlarında bir çocukla bir adam indi. Adamı görünce gözlerime inanamadım. Hasta olan şahıstı, tamamen iyileşmiş, sıhhat bulmuştu Camiye gittiler, tevbe aldılar. Hastalık hidayete vesile olmuştu. Benim de kalben itirazıma büyük bir ders verilmişti.

[@Ruken-db1vd]

ALLAH RAZI OLSUN ALLAHU EKBER AMIN AMIN AMIN

[@AliSenol-my8zy]

Hayy mübarek