Dün bu şiiri ona yolladım. Kötüydü. Sanıyordu ki kimse onu anlamıyor ama ben anlıyordum . Ah keşke insan insana yetebilseydi ama yetemiyor işte. İnsanın insana yetemediği zamanlarda şiir devreye giriyor. İyi ki şiir var .
İnsan yarımdır. Dünya hayatında matematiğin tersine bir yarımı başka bir yarım tamamlayamaz. Dünya burası eksik kalicaz çünkü tam olana ulaşmak için koşuyoruz. Tamam olursak hikayemiz biter.
geçen sene ekim ayı olması lazım bu şiiri bana atmış ve artık sana ömür hanım diyeceğim demişti şimdi hayatımda değil kendisi ama bu şiire her rastladığımda içim bir tuhaf olur onu hatırlarım bu yüzden bende çok ayrıdır şükrü erbaş'ın bu şiiri
Ne kadar güzel bir şiir, ne kadar güzel bir okuyuş...MaşAllah. Ne zaman hüzün çökse burdayım. Ömür hanımla vedalaşacağımız günü bekliyorum. Beklemedeyim...Ahir ömrümle kavuşmamız iman ile olsun diye..
|Güz,2020| "Herkesin başkasını konuştuğu bu aynalar pazarında, seni kimselere söylemeden öleceğim." Ömür Hanım, 11 yıl önce 12 yaşımda tanıştığım ömrümün ilk şiiri, nerden çıktın karşıma bilmiyorum ama çocukluğumda bile sarıp sarmaladın beni naifliğinle. Her yeni yaşımda "Böyle bir dizesi de mi varmış?" diyorum, öyle bir şiir ki ucu bucağı yok, sonsuz bir derinlik var içinde ve hatta tanımadığım nice benler var içinde. Bazen çocukluğum, bazen hasretim, bazen yabancı ve ümitsiz hissedişlerim, bazen rengi ruhumun ama çoğu zaman evim, dönüp dolaşıp hep aynı yere geldiğim evim... Zaman geçtikçe kendinle beraber beni de büyüttün Ömür Hanım... 🌷 |Güz,2021| "Kimseler görmedi, bu dünyadan ben geçtim Ömür Hanım." Aynılık akışında kapılmışım bir sele, kimse kurtarmaya gelmiyor, göçüyorum Ömür Hanım. |Güz,2022| "Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim." Ömür Hanım, gün geçtikçe ağarıyor saçlarım, ağrıyor kalbim ve artıyor yalnızlığım. Yarım kalmışlığımı fark ettikçe şu canına yandığım dünya, tek kibritlik bir kül yığını oluyor gözümde. |Güz,2023| "Kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile." Ömür Hanım, çabayla duayla dünya değişir, güzelleşirmiş de hep aynı yere varırmış insan, kaçamazmış kendi özünden bir adım öteye. |Güz,2024| "Küçücük avuçlarımızla sınırlarımızı genişletmek istedikçe yaşamın binlerce engeli yığıldı önümüze. Hangi birini yenebilirdik bunca olanaksızlık içinde. Umutsuzluğu tanıdık, yenilgiyi öğrendik böylece." Ömür Hanım, bu sene atandım, artık bir sosyal hizmet uzmanıyım, artık İstanbul'dan devam ediyorum yolumu yürümeye, görünürde çok şey değişti, yıllardır uğruna emek verdiğim hedefime kavuştum güya ama içimdeki boşluk daha da büyüdü, şu sıradanlıklar ve bitmek bilmeden tekrarlayıp duran rutin dünya telaşının bıkkınlığı başımı döndürüyor ve başım döndükçe içimdeki boşluğa düşüyorum.
Kimse kimseyi anlamaya çalışmıyor ömür hanım. İnsanlar hayal kırıklığına uğrutmaktan gram çekinmiyor. Düştüğünde elinden tutmaktan çok tekme atıyorlar, alay ediyorlar ömür hanım. Bu dünyadan bende geçtim ama kimse farkında olmadı. Ah bir bilsen çektiğim sıkıntıları ömür hanim...😔😔😔
İçimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın..
“ Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan . . “ Ah benim Ömrüm.. Nasılda kendini buldu buralarda . Dinlemeden uykuya dalamamak diye birşey varmış. Her gece uğrayıp bir doz almak şart oldu .. Olsundu 🦋
Ona hep Ömrüm derdim. Bir gün karar aldım, Allah'ın izniyle bir kızımız olursa Ömür koyacağım dedim. Kızımız Bir gün sorarsa adının kaynağını, bu şiiri dinleteceğim... Beraber dinleyip bu yorumumu okuyacağız Rabbimin izniyle...❤
"Herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise; bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, 'dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya... Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. Öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir "ben"e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde... Bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay yakınlıklarına insanların. Kim kimi ne kadar anlayabilir Ömür hanım?" Şükrü Erbaş
Bu şiiri keşfettiğimden bu yana her doğum günümde ( 03.11) dinleme ihtiyacı duyuyorum. Defalarca dınlerim. Herkes bu şiiri başkasına göndermek ister ama, ben kendime.. Yıllarımla dertleşirim önce beni bilmek, ne istediğini, kendini tanımak gerçekten tanımak.
Yeniden buradayım ve bu şiiri farketmeme vesilen olan kişiye tekrar teşekkür ediyorum. Bir zamanlar şiir üzerine fazlasıyla konuştum o vesile olan kişiyle fazlaca uzağız ama olsun.
Sesinizde birşey var.. Bi güzel ahenk.. Daha önce hic hissetmedigim bi huzur.. Şuan oturdum saatlerdir dinliyorum okuduğunuz şiirleri.. İyi ki daha geç olmadan farkettim sizi... Ve seslendirdiğiniz ÖMÜR HANIM 👌 muhteşem olmuş..
Selamlar Furkan bey kardeşim bu şiiri ve Cahit Zarifoğlunun Yaşamak adlı şiirlerini çok içten okumuşsunuz sanki bunları okurken kendinizden bir şeyler hissetmişsiniz Şükrü Erbaş ve Cahit Zarifoğlunu sizden dinlemek beni etkiledi dilinize ve gönlünüze sağlık.
Bu şiiri ilk bir sene önce bir sınıf arkadaşım dinletmişti uzun uzun normalde uzun şiirlerde canım sıkılırdı ama o dinletince sonuna kadar dinledim hep dinledim zaman geçti sonra o eski ve güzel kalpli bir dost olarak kaldı anılarımda. iyiki tanıdım seni ö.c😉
Yağmur yağıyor Ömür Hanım.. Gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına.. Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından? Kim kimin derinliğini görebilir? Hem, hangi gözle?.. 🕊
Başlangıcı bilmek yetiyordu sonu düşünmek için...özümü dalgalandıracağım bayrak oluşanın içinde olanı görmek ve olması gerekene doğru gitmek...kelimeler göğü açmış pencereleri üstad...sesinize sağlık
Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş...Ne aradığımızi bilmeden aramak...Şimdi içim rahat ,aradığını bulan ve başka bir şey istemeyen biri gibi sükûnet içindeyim... Dünyada bundan büyük bir saadet olur mu?
Kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile; bu yüzden sıkıntı verir zaman, kısa kalır, sonsuz olur, insanın küçücük ömrünün karşısında. İstemenin kuralı yoktur, de, açıklaması sınırı suçu yoktur; istemek ya- şamın kendiliğinden sonucudur, ne haklı ne haksız, ne yerinde ne yersiz... Biz hepimiz dikenli tellerle sarılıyız, her ilişkide bir par- çamız kalır ve bölüne bölüne biteriz de. En büyük hü- nerimiz kendimize karşı olmak, aykırı yaşamaktır, acı kaynaklarımızı ellerimizle yaratarak...Kıyılarımız duy- gularımızın boyunda, derinliğimiz aklımızın ölçüsündedir; ufuklarımızsa sisler içinde...O kıyısız gökyüzü nasıl sığar küçücük gözlerimize, bir bardak suya, demirli bir pen- cereye...Nasıl gizleriz ağız dil vermez bir geceye? Ve nedir ki gizi, daraldığımız her yerde bir genişlik duygusu verir içimize. Çözemeyiz, de, bu güdük bilinç, bu sığ yürek, bu ezbere yaşamla. Dünya bir testidir, de, Ömür hanım, ömür bir su...Sızar iğneucu gözeneklerinden zamanın, bir içim serinlik bir yudum mutluluk için. Ve bir gün ölümün balkonundan... dökülür toprağa el içi kadar bir su. Yerde birkaç damla nem, bir avuç ıslaklık...Ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür; bilmek bütün acıların anasıdır, de... Sars aklımın cılız ayaklarını, kuşat beni. Değişik şeyler söyle ne olur, yeni bir şeyler söyle. Yıldım ömrümün ka- lıplarından. Beni duy ve anla. Yağmur dindi Ömür hanım. Gökyüzü masmavi gülümsedi yine. Doğa aynı oyununu oynuyor bizimle. Umudun ucunu gösteriyor usulca, iyimserliğin ışığını süzüyor mavi atlasından. Ne aldanış! Bulutların rengi mavi-beyaz mıdır, kurşuni-külrengi mi yoksa? Gökyüzünü öpmek isterdim Ömür hanım, gözlerimle değil dudaklarımla. Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşı- maktan. Delilik mi dedin? Kim bilir...Belki de yerde sü- rünmenin bir tepkisidir bu, ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu. Gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? Kim ne diyebilir ki? Kimseler görmedi Ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim. İçimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim içinde senin ve benim ağırlığım benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına, ben geçtim...Yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. Beni cam kı- rıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile... Yükümü yanlış bedestanlara çözdüm. Ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde. Saatlerce dayak yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim. Ürperiyorum. Bir at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın so- kaklarında, örtüyor ömrümün ilk yazını. İçimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür hanım?
İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bi keder akıyor damarlarımdan.. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı. Ve yüzüm ömrümün atlası.. Düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası.. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür Hanım?🌾
En çok akşamları duyuyorum zamanın acısını. Bir kandilin yağı bitmiş de fitili yanıyormuş gibi garip bir is kokusu yayılıyor eşyalardan. Eskimeyi hiç bu kadar yakın ve yoğun yaşamamıştım. Duvarlar bir sünger gibi emiyor gün boyu sokaklardan topladığım sesleri. Işık, sevinç ve hareket yeni koyu bir gölge, bir dip yalnızlığına bırakıyor. Geriye bir iç çekiş, bir uğultu bir sayıklama gibi kendi sesim kalıyor. - Şükrü Erbaş ... 🍁
Ne zaman kendimi kötü hissetsem, sorularıma cevap bulamasam hep kendimi bu şiiri dinlerken/okurken buluyorum. Her seferinde beni ayağa kaldırıp yeniden doğmamı sağlıyor. O verdiği hissiyatla beni ben yapıyor.
Yok oluşunun 140'ncı günleri; Ömür Hanım'a sesleniyorum her gün. Olur da sesim gelirse kulağına ve gelirsen buralara bil ki çok seviyorum seni yokluğunda bile. Ve sen benim "Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim." dediği can yoldaşımdın ; iki kişilik dünyamdaki tek kahramandın ama yükümü yanlış bedestanlara çözdüm ve sen beni ne duydun ne anladın.
2 yıldan şimdiye ne çabuk zaman geçiyor ne kadar güzel seslendirmişsiniz . Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan geçiyor ya mısralarda dinleyince bu şiiri tam da öyle hissetiyor. Sebebini bilmediğimiz tatlı bir hüzün kaplıyor yüreğimizi Diyor ya Şükrü Erbaş "Sahi yaşamın anlamı neydi" Yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, der hayat ancak bu kadar güzel ve naif bir şekilde anlatılabilirdi... yaşamsa dönüp dönüp güzel şeyeleri hatırlamak, anmak şiir gibi mesela🍁🍁 yüreğinize sağlık 🌼
buraya kalbimi bıraktım... 'İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası, düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım?'
Bugün köyde ki evimize gittim soba'yı yaktım giderken termosla çay götürdüm pencereden yağan yağmuru izliyorum işte ağaçlar filan hep dökmüş tam Ankara havası telefonum da bu şiir çalmaya başladı sonrası da işte ah Furkan kardeşim nasıl içten okumuşsun sen.
kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile, bu yüzden sıkıntı verir zaman, kısa kalır, sonsuz olur insanın küçücük ömrünün karşısında. istemenin kuralı yoktur, açıklaması, sınırı, suçu yoktur. İstemek yaşamın kendiliğinden sonucudur, ne haklı ne haksız, ne yerinde ne yersiz. biz hepimiz dikenli tellerle sarılıyız, her ilişkide bir parçamız kalır ve bölüne bölüne biteriz de. en büyük hünerimiz kendimize karşı olmak, aykırı yaşamaktır, acı kaynaklarımızı ellerimizle yaratarak… kıyılarımız duygularımızın boyunda, derinliğimiz aklımızın ölçüsündedir, ufuklarımızsa sisler içinde… o kıyısız gökyüzü nasıl sığar küçücük gözlerimize, bir bardak suya, ağız dil vermez geceye? ve nedir ki gizi, daraldığımız her yerde bir genişlik duygusu verir içimize. çözemeyiz de, bu güdük bilinç, bu sığ yürek, bu ezbere yaşamla. dünya bir testidir, de, ömür hanım, ömür bir su… sızar iğne ucu gözeneklerinden zamanın, bir içim serinlik bir yudum mutluluk için. ve bir gün ölümün balkonundan…dökülür toprağa el içi kadar bir su. yerde birkaç damla nem bir avuç ıslaklık…ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür; bilmek bütün acıların anasıdır, de… sars aklımın cılız ayaklarını, kuşat beni. değişik şeyler söyle ne olur, yeni bir şeyler söyle. yıldım ömrümün kalıplarından. beni duy ve anla. yağmur dindi ömür hanım. gökyüzü masmavi gülümsedi yine. doğa aynı oyunu oynuyor bizimle. umudun ucunu gösteriyor usulca, iyimserliğin ışığını süzüyor mavi atlasından. ne aldanış! Bulutların rengi mavi-beyaz mıdır, kurşuni-külrengi mi yoksa? gökyüzünü öpmek isterdim ömür hanım, gözlerimle değil dudaklarımla. yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan. delilik mi dedin? kim bilir… belki de yerde sürünmenin bir tepkisidir bu, ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu. gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? kim ne diyebilir ki? kimseler görmedi ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim. içimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim -içinde senin ve benim ağırlığım- benim olmayan garip bir gülümsemeyle yüzümde, incelik adına ben geçtim…yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. beni cam kırıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile… yükümü yanlış bedestanlarla çözdüm. ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde. saatlerce dayak yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim. ürperiyorum. bir at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın sokaklarında, örtüyor ömrümün ilk yazını. içimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın ömür hanım?
Şükrü Erbaş: Bir gün, “benim için şiir yazdın mı hiç” demiştin. Göstermiştim, “şu heves sensin, şu incinmiş gurur sen, şu utangaç aşk, şu Posta Caddesi’ndeki daktilo sesi, çocukların okul dönüşü sevinci sen.
Özledim seni, sesini özledim... Can cekisiyorum, ölüyorum yavas yavas. Belki ayni anda denk geliriz diye gunde defalarca dinlerim bu siiri. Dinlerdin cunku biliyorum.. Seni son gordugum gun sigaranin kokusu uzerime sinmisti.. Sigarayla arkadas olduk simdi...
"Bir güz düşünün ki Ömür hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de?" 🌼🍁
Sıkıntılı zamanlar geçiriyoruz duyarlı olan herke'zi üzüyor ne umutlar ne hayaller ne arzular sımsıkı sarılmak yitip gitti bir anda olsa yıkıp gidiyor etkileri derinliklere yazılıyor HARİKA MÜTHİŞ TEBRİKLER EMEĞİNE KALEMİNE ÖMRÜNE SAĞLIK SAYIN HOCAM...
Bugün benim doğum günüm. Ve ramazan başladi. Rabbim bizi bayrama da kavuştur. Rabbim bundan sonrası çok güzel olsun. Dualarımızı kabul et. Yeni yaşım bana tüm güzellikleri getirsin. Umut etmek yaşamak istiyorum. Bı gün hayalimi yaşamak istiyorum. 01.04.2022 Cuma 01:30
"Kim kimin derinliğini görebilir? Hem, hangi gözle? " muhteşem.
🖐
👏👏
👍
Aynen kim kimin derinliğini o derinliğin içinde neler yaşadığını kim görebilir 👏👏
" Şiir onu yazana ait değildir ;
Ona ihtiyacı olana aittir. "
Ve bu şiir bana ait. 🍃
Ve birde bana ,birde bize 🍂🍁
Bu cümlenin kendisi şiirdir üstad...
Vay bu aforizma size mi ait
Şiiri güzel yapan bizim söylemeye söz bulamadığımız hisleri anlatmasıdır. Şiirlerin güzel yanı bizden oluşudur.
@@yunusemre9416 :)
Dün bu şiiri ona yolladım. Kötüydü. Sanıyordu ki kimse onu anlamıyor ama ben anlıyordum . Ah keşke insan insana yetebilseydi ama yetemiyor işte. İnsanın insana yetemediği zamanlarda şiir devreye giriyor. İyi ki şiir var .
İnsan yarımdır. Dünya hayatında matematiğin tersine bir yarımı başka bir yarım tamamlayamaz. Dünya burası eksik kalicaz çünkü tam olana ulaşmak için koşuyoruz. Tamam olursak hikayemiz biter.
geçen sene ekim ayı olması lazım bu şiiri bana atmış ve artık sana ömür hanım diyeceğim demişti şimdi hayatımda değil kendisi ama bu şiire her rastladığımda içim bir tuhaf olur onu hatırlarım bu yüzden bende çok ayrıdır şükrü erbaş'ın bu şiiri
Yağmur yağıyor Ömür Hanım... gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına... ☁️🍃
"Kimse kendinden bir yere gitmiyor
Yaşıyoruz sessizce yaramızı severek. " Şükrü Erbaş🌿
14.02.2021❤️
Ne kadar güzel bir şiir, ne kadar güzel bir okuyuş...MaşAllah. Ne zaman hüzün çökse burdayım. Ömür hanımla vedalaşacağımız günü bekliyorum. Beklemedeyim...Ahir ömrümle kavuşmamız iman ile olsun diye..
|Güz,2020| "Herkesin başkasını konuştuğu bu aynalar pazarında, seni kimselere söylemeden öleceğim."
Ömür Hanım, 11 yıl önce 12 yaşımda tanıştığım ömrümün ilk şiiri, nerden çıktın karşıma bilmiyorum ama çocukluğumda bile sarıp sarmaladın beni naifliğinle. Her yeni yaşımda "Böyle bir dizesi de mi varmış?" diyorum, öyle bir şiir ki ucu bucağı yok, sonsuz bir derinlik var içinde ve hatta tanımadığım nice benler var içinde. Bazen çocukluğum, bazen hasretim, bazen yabancı ve ümitsiz hissedişlerim, bazen rengi ruhumun ama çoğu zaman evim, dönüp dolaşıp hep aynı yere geldiğim evim... Zaman geçtikçe kendinle beraber beni de büyüttün Ömür Hanım... 🌷
|Güz,2021| "Kimseler görmedi, bu dünyadan ben geçtim Ömür Hanım."
Aynılık akışında kapılmışım bir sele, kimse kurtarmaya gelmiyor, göçüyorum Ömür Hanım.
|Güz,2022| "Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim."
Ömür Hanım, gün geçtikçe ağarıyor saçlarım, ağrıyor kalbim ve artıyor yalnızlığım. Yarım kalmışlığımı fark ettikçe şu canına yandığım dünya, tek kibritlik bir kül yığını oluyor gözümde.
|Güz,2023| "Kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile."
Ömür Hanım, çabayla duayla dünya değişir, güzelleşirmiş de hep aynı yere varırmış insan, kaçamazmış kendi özünden bir adım öteye.
|Güz,2024| "Küçücük avuçlarımızla sınırlarımızı genişletmek istedikçe yaşamın binlerce engeli yığıldı önümüze. Hangi birini yenebilirdik
bunca olanaksızlık içinde. Umutsuzluğu tanıdık, yenilgiyi öğrendik böylece."
Ömür Hanım, bu sene atandım, artık bir sosyal hizmet uzmanıyım, artık İstanbul'dan devam ediyorum yolumu yürümeye, görünürde çok şey değişti, yıllardır uğruna emek verdiğim hedefime kavuştum güya ama içimdeki boşluk daha da büyüdü, şu sıradanlıklar ve bitmek bilmeden tekrarlayıp duran rutin dünya telaşının bıkkınlığı başımı döndürüyor ve başım döndükçe içimdeki boşluğa düşüyorum.
🍃
“Gökyüzünü öpmek isterdim Ömür hanım, gözlerimle değil dudaklarımla. Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan. Delilik mi dedin? Kim bilir…
@@rozerinduran7393 ❤
😢
@@sevdaadanal9743 🌸
Aşığım Şükrü Erbaş’ın kalemine, ruhuna, gönlüne... ne müthiş dizeler, ne müthiş cümleler...
"Kimseler görmedi, bu dünyadan bir ben geçtim Ömür Hanım.."
Kimse kimseyi anlamaya çalışmıyor ömür hanım.
İnsanlar hayal kırıklığına uğrutmaktan gram çekinmiyor.
Düştüğünde elinden tutmaktan çok tekme atıyorlar, alay ediyorlar ömür hanım.
Bu dünyadan bende geçtim ama kimse farkında olmadı.
Ah bir bilsen çektiğim sıkıntıları ömür hanim...😔😔😔
İçimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın..
Burayı bu kadar geç keşfetmenin hüznü var yüreğimde... 🌻🌹🍃
"Ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde" kalbime dokunan sözler🍃
kimseler gormedi...bu dunyadan ben gectim..uff.cok guzel okumussunuz.agziniza saglik.
"Susmak yalnızlığın anadilidir, ömür Hanım..."🌼
Herkesin hayatında bir Ömür Hanım olmalı zira bu devirde dert paylaşacak kimsecikler kalmadı...
"En çok sende sevdim bu şiiri" müthiş yorum
Her kötü hissettiğimde burda buluyorum kendimi
Bir de benim kanalımdan dinler misiniz lütfen
Bu şiir hayatımı değiştirdi. Tüm duygularımı artık ömür hanıma yazıyorum...
Muazzam bir ihtimaldin ömür hanım ..
şiiri, sanki karşımda oturmuş da canlı canlı okuyormuşsun gibi bir duygu geçişi yaşadım eyvallah..
🖐eyvallah kardeşim.
Muhteşem yorum
Yağmur yağıyor Ömür Hanım. Gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına.🌾
Şiir dinleyenlerin kalbi güzeldir. Ve artık şiir dinleyen kalmadı..
Ben de bu aralar sadece şiir dinleyip söylüyorum hüznüme iyi gelen tek şey şiir ve kitaplarım şiirlere tutunuyorum
Şiir dinleyenler özeldir , derindir engindir yürekleri ….
Guzel olsa neye yarayacak,merhemi olmadiktan sonra😢
Siirler yazmaktan,gecelerim gunduze dondu
“ Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan . . “
Ah benim Ömrüm.. Nasılda kendini buldu buralarda . Dinlemeden uykuya dalamamak diye birşey varmış.
Her gece uğrayıp bir doz almak şart oldu .. Olsundu 🦋
:)
Bu gece de geldin mi?
Bu gecede buradayız.. (
Nasıl güzel nasıl naif bir okuyuş. Kaç gündür doyamıyorum dinlemeye. Allah razı olsun🌼🌿
Ahh şiirler ve şarkılar konuşturmadan nasılda anlamaya hazırlar nasılda içimizi okuyorlar ...
Geceleri Ömür hanım ile uykuya dalmak alışkanlık oldu sanırım. Artık gündüzleri de canım sıkıldıkça dinliyorum. 🎈🎈
kim ömür hanım
Huzur istiyorum ömür hanım, en bitmeyeninden
Ekim 4,2020.
Ona hep Ömrüm derdim. Bir gün karar aldım, Allah'ın izniyle bir kızımız olursa Ömür koyacağım dedim. Kızımız Bir gün sorarsa adının kaynağını, bu şiiri dinleteceğim... Beraber dinleyip bu yorumumu okuyacağız Rabbimin izniyle...❤
Yağmur yağıyor; gökten değil , yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına
"Herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise; bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, 'dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya... Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. Öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir "ben"e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde... Bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay yakınlıklarına insanların. Kim kimi ne kadar anlayabilir Ömür hanım?" Şükrü Erbaş
Allahım bu nasıl güzel bi şiirdir bu nasıl bi seslendirmedir ❣️
Her bir kelimesinde ayrı bir anlam ayrı bir derinlik var. Dinlemekten bıkmadığım muhteşem bir şiir 🥀
Bu şiiri keşfettiğimden bu yana her doğum günümde ( 03.11) dinleme ihtiyacı duyuyorum. Defalarca dınlerim. Herkes bu şiiri başkasına göndermek ister ama, ben kendime.. Yıllarımla dertleşirim önce beni bilmek, ne istediğini, kendini tanımak gerçekten tanımak.
İnsanın gözlerine sığdırdıkları hayatına sığdırdıklarından daha anlamlı.
Yeniden buradayım ve bu şiiri farketmeme vesilen olan kişiye tekrar teşekkür ediyorum. Bir zamanlar şiir üzerine fazlasıyla konuştum o vesile olan kişiyle fazlaca uzağız ama olsun.
Sanki ne zaman dinlensem deva olucakmış gibi sanki kim dinlese deva bulucakmış gibi hissettiriyor bu şiir bana 🌾
"Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize?"
Polyanna
Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır?
Yaşamak bir umuttur Ömür hanım. Ölümü dilediğin o kısa anlarda, dileğinin peşine takılan 'ama'nın umudu,,,
Biraz geç keşfettim ama artık bende bu ailedenim 🌻✨
Hanidir dinliyorum her bir kelimesi ruhuma hitap ettiğinden midir bilinmez hiç sıkılmıyorum dinlerken...
Sesinizde birşey var.. Bi güzel ahenk.. Daha önce hic hissetmedigim bi huzur.. Şuan oturdum saatlerdir dinliyorum okuduğunuz şiirleri.. İyi ki daha geç olmadan farkettim sizi... Ve seslendirdiğiniz ÖMÜR HANIM 👌 muhteşem olmuş..
"ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde..."
Selamlar Furkan bey kardeşim bu şiiri ve Cahit Zarifoğlunun Yaşamak adlı şiirlerini çok içten okumuşsunuz sanki bunları okurken kendinizden bir şeyler hissetmişsiniz Şükrü Erbaş ve Cahit Zarifoğlunu sizden dinlemek beni etkiledi dilinize ve gönlünüze sağlık.
Eyvallah Ömer kardeşim, sakin ve hayal ederek okuyunca öyle oluyor sanırım, bende anlamıyorum :)
Keyifli dinlemeler kardeşim.
Bu şiiri ilk bir sene önce bir sınıf arkadaşım dinletmişti uzun uzun normalde uzun şiirlerde canım sıkılırdı ama o dinletince sonuna kadar dinledim hep dinledim zaman geçti sonra o eski ve güzel kalpli bir dost olarak kaldı anılarımda.
iyiki tanıdım seni ö.c😉
@Lara Zaharyas araya zaman ve mesafe girdi hâlâ arkadaşım ancak görüşmüyoruz:(
Yüreğimin yorulduğunda dinlendiği tek durak ...
Gelmelerimden yine bir gece
Yağmur yağıyor Ömür Hanım..
Gökten değil,
yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına..
Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum.
Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?
Kim kimin derinliğini görebilir?
Hem, hangi gözle?..
🕊
Kim kimi ne kadar anlayabilir Ömür hanım.. ☂️🌼❤️
Şuraya yüreğimizi bırakıp gidelim o vakit Ömür Hanım.
Çok derin ince düşünülmüş, bütün cümleler acı ve gerçek, tıpatıp gönlümüzün açıklaması
Başlangıcı bilmek yetiyordu sonu düşünmek için...özümü dalgalandıracağım bayrak oluşanın içinde olanı görmek ve olması gerekene doğru gitmek...kelimeler göğü açmış pencereleri üstad...sesinize sağlık
Göğsüm daraldığı zaman şiirler nefes olur hep bana... İyi ki şiir var sesine sağlık kardeşim
Bu şiiri biri bana hediye etti ve şimdi dinlemeye geldim...
Bir avizeden 👸
Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş...Ne aradığımızi bilmeden aramak...Şimdi içim rahat ,aradığını bulan ve başka bir şey istemeyen biri gibi sükûnet içindeyim... Dünyada bundan büyük bir saadet olur mu?
Müptelası oldum bu şiirin. Ne güzel sözler ne güzel manalar..
Kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir
adım bile; bu yüzden sıkıntı verir zaman, kısa kalır, sonsuz
olur, insanın küçücük ömrünün karşısında. İstemenin kuralı
yoktur, de, açıklaması sınırı suçu yoktur; istemek ya-
şamın kendiliğinden sonucudur, ne haklı ne haksız,
ne yerinde ne yersiz...
Biz hepimiz dikenli tellerle sarılıyız, her ilişkide bir par-
çamız kalır ve bölüne bölüne biteriz de. En büyük hü-
nerimiz kendimize karşı olmak, aykırı yaşamaktır, acı
kaynaklarımızı ellerimizle yaratarak...Kıyılarımız duy-
gularımızın boyunda, derinliğimiz aklımızın ölçüsündedir;
ufuklarımızsa sisler içinde...O kıyısız gökyüzü nasıl sığar
küçücük gözlerimize, bir bardak suya, demirli bir pen-
cereye...Nasıl gizleriz ağız dil vermez bir geceye? Ve nedir
ki gizi, daraldığımız her yerde bir genişlik duygusu verir
içimize. Çözemeyiz, de, bu güdük bilinç, bu sığ yürek,
bu ezbere yaşamla.
Dünya bir testidir, de, Ömür hanım, ömür bir su...Sızar
iğneucu gözeneklerinden zamanın, bir içim serinlik bir
yudum mutluluk için. Ve bir gün ölümün balkonundan...
dökülür toprağa el içi kadar bir su. Yerde birkaç damla
nem, bir avuç ıslaklık...Ölümü bilerek nasıl yaşar insan,
geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür; bilmek bütün
acıların anasıdır, de...
Sars aklımın cılız ayaklarını, kuşat beni. Değişik şeyler
söyle ne olur, yeni bir şeyler söyle. Yıldım ömrümün ka-
lıplarından. Beni duy ve anla.
Yağmur dindi Ömür hanım. Gökyüzü masmavi gülümsedi
yine. Doğa aynı oyununu oynuyor bizimle. Umudun
ucunu gösteriyor usulca, iyimserliğin ışığını süzüyor mavi
atlasından. Ne aldanış! Bulutların rengi mavi-beyaz mıdır,
kurşuni-külrengi mi yoksa?
Gökyüzünü öpmek isterdim Ömür hanım, gözlerimle değil
dudaklarımla. Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşı-
maktan. Delilik mi dedin? Kim bilir...Belki de yerde sü-
rünmenin bir tepkisidir bu, ya da ne bileyim bilinçsiz bir
aykırı olmak duygusu. Gökyüzü de olmak isteyebilirdim
değil mi? Kim ne diyebilir ki?
Kimseler görmedi Ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim.
İçimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş
ölüsü yüreğim içinde senin ve benim ağırlığım benim
olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına,
ben geçtim...Yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir
saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde,
ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. Beni cam kı-
rıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü
ve dağınıklığı ile... Yükümü yanlış bedestanlara çözdüm.
Ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde. Saatlerce dayak
yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim. Ürperiyorum. Bir
at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın so-
kaklarında, örtüyor ömrümün ilk yazını. İçimde bir çocuk,
yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş
umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş,
yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür hanım?
Sevgili Yusuf bu güzel şiiri seninle birlikte dinlemek benim için bi şereftir💗
İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır.
Nedenini bilmediğim bi keder akıyor damarlarımdan..
Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı.
Ve yüzüm ömrümün atlası..
Düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası..
Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür Hanım?🌾
Yağmur yağıyor Ömür Hanım...gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...🤍
En çok akşamları duyuyorum zamanın acısını. Bir kandilin yağı bitmiş de fitili yanıyormuş gibi garip bir is kokusu yayılıyor eşyalardan. Eskimeyi hiç bu kadar yakın ve yoğun yaşamamıştım. Duvarlar bir sünger gibi emiyor gün boyu sokaklardan topladığım sesleri. Işık, sevinç ve hareket yeni koyu bir gölge, bir dip yalnızlığına bırakıyor. Geriye bir iç çekiş, bir uğultu bir sayıklama gibi kendi sesim kalıyor.
- Şükrü Erbaş
... 🍁
"Bilmek bütün acıların anasıdır"
“ Yüzüm ömrümün atlası..”
Yağmur yağıyor Ömür hanım.
Gökten değil yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...
Ömür Hanım derdimi dinliyor yine...
'Gökyüzünü öpmek isterdim Ömür Hanım,
Gözlerimle değil dudaklarımla.
Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan. . .
Şükrü Bey eşi Hatice Hanıma bu şiiri vefatı üzre yazmış olması şiirin güzelliği hüznünün acısının büyüklüğüyle yine ve yeniden doğru orantılı....
her bir cümlesi ayrı bir ana götürüyor beni. o anda kalıyorum dakikalarca. şükrü erbaş'ı düşünüyorum sonra...
İstemek yaşamanın kendiliğinden sonucudur... Ne haklı ne haksız...❤
Yağmur dindi yine ömür hanım. Gökyüzü masmavi gülümsedi yine.
Ne zaman kendimi kötü hissetsem, sorularıma cevap bulamasam hep kendimi bu şiiri dinlerken/okurken buluyorum. Her seferinde beni ayağa kaldırıp yeniden doğmamı sağlıyor. O verdiği hissiyatla beni ben yapıyor.
Geç keşfetmedim hep buradaydım..Her şair ister ki sizin yorumunuzla yorumlansın şiirileri..Öylesine şaire dil olmuşsunuz ki!!
*sen benim en sevdiğim şairin en sevdiğim şiirisin. Nasıl olurda bunca yıl dinleyip bir yorum bile yapmamışım* 💙
4 yıldır dönüp dolaştığım kendimi bulduğum şiir ☘️
Yine.. 03/08/24
Geçmiş yağmurların kuruluğunda ömür hanımı bulmak dileğiyle🍂🍂
Yok oluşunun 140'ncı günleri; Ömür Hanım'a sesleniyorum her gün.
Olur da sesim gelirse kulağına ve gelirsen buralara bil ki çok seviyorum seni yokluğunda bile.
Ve sen benim "Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla
dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim." dediği can yoldaşımdın ; iki kişilik dünyamdaki tek kahramandın ama yükümü yanlış bedestanlara çözdüm ve sen beni ne duydun ne anladın.
Yağmur yağıyor... Gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına... 🍂🍂
2 yıldan şimdiye ne çabuk zaman geçiyor ne kadar güzel seslendirmişsiniz . Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan geçiyor ya mısralarda dinleyince bu şiiri tam da öyle hissetiyor. Sebebini bilmediğimiz tatlı bir hüzün kaplıyor yüreğimizi Diyor ya Şükrü Erbaş "Sahi yaşamın anlamı neydi" Yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, der hayat ancak bu kadar güzel ve naif bir şekilde anlatılabilirdi... yaşamsa dönüp dönüp güzel şeyeleri hatırlamak, anmak şiir gibi mesela🍁🍁 yüreğinize sağlık 🌼
Durup durup şu şiirin inceliğini düşünüyorum.Dinleyen ve İnce Ruhlu olanlara selam olsun.💐🙏
buraya kalbimi bıraktım...
'İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası, düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım?'
Bugün köyde ki evimize gittim soba'yı yaktım giderken termosla çay götürdüm pencereden yağan yağmuru izliyorum işte ağaçlar filan hep dökmüş tam Ankara havası telefonum da bu şiir çalmaya başladı sonrası da işte ah Furkan kardeşim nasıl içten okumuşsun sen.
kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile, bu yüzden sıkıntı verir zaman, kısa kalır, sonsuz olur insanın küçücük ömrünün karşısında. istemenin kuralı yoktur, açıklaması, sınırı, suçu yoktur. İstemek yaşamın kendiliğinden sonucudur, ne haklı ne haksız, ne yerinde ne yersiz.
biz hepimiz dikenli tellerle sarılıyız, her ilişkide bir parçamız kalır ve bölüne bölüne biteriz de. en büyük hünerimiz kendimize karşı olmak, aykırı yaşamaktır, acı kaynaklarımızı ellerimizle yaratarak…
kıyılarımız duygularımızın boyunda, derinliğimiz aklımızın ölçüsündedir, ufuklarımızsa sisler içinde…
o kıyısız gökyüzü nasıl sığar küçücük gözlerimize, bir bardak suya, ağız dil vermez geceye? ve nedir ki gizi, daraldığımız her yerde bir genişlik duygusu verir içimize. çözemeyiz de, bu güdük bilinç, bu sığ yürek, bu ezbere yaşamla.
dünya bir testidir, de, ömür hanım, ömür bir su… sızar iğne ucu gözeneklerinden zamanın, bir içim serinlik bir yudum mutluluk için. ve bir gün ölümün balkonundan…dökülür toprağa el içi kadar bir su. yerde birkaç damla nem bir avuç ıslaklık…ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür; bilmek bütün acıların anasıdır, de…
sars aklımın cılız ayaklarını, kuşat beni. değişik şeyler söyle ne olur, yeni bir şeyler söyle. yıldım ömrümün kalıplarından. beni duy ve anla.
yağmur dindi ömür hanım. gökyüzü masmavi gülümsedi yine. doğa aynı oyunu oynuyor bizimle. umudun ucunu gösteriyor usulca, iyimserliğin ışığını süzüyor mavi atlasından. ne aldanış! Bulutların rengi mavi-beyaz mıdır, kurşuni-külrengi mi yoksa?
gökyüzünü öpmek isterdim ömür hanım, gözlerimle değil dudaklarımla. yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan. delilik mi dedin? kim bilir… belki de yerde sürünmenin bir tepkisidir bu, ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu. gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? kim ne diyebilir ki?
kimseler görmedi ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim. içimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim -içinde senin ve benim ağırlığım- benim olmayan garip bir gülümsemeyle yüzümde, incelik adına ben geçtim…yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. beni cam kırıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile… yükümü yanlış bedestanlarla çözdüm.
ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde. saatlerce dayak yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim. ürperiyorum. bir at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın sokaklarında, örtüyor ömrümün ilk yazını. içimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın ömür hanım?
Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır ömür Hanım? 🥀
Şükrü Erbaş: Bir gün, “benim için şiir yazdın mı hiç” demiştin. Göstermiştim, “şu heves sensin, şu incinmiş gurur sen, şu utangaç aşk, şu Posta Caddesi’ndeki daktilo sesi, çocukların okul dönüşü sevinci sen.
Asla umudunu kaybetme kalbim.Mucizeler görünmezin içinde yaşar...🐣
Sizin yorumladığınız şiirleri dinledikten sonra aynı şiirlerin başkaları tarafından yorumlanmış halini dinleyemiyorum. Tebrikler🌹
Normalde şiir sevmem ve anlamam ama sevdik be ömür hanım..
"Ezilmiş gül hüznü var yüreğimde"
Aman Allahım . Belki 200. Dinleyişim içim ürperiyor dinledikçe muhteşem
Ne zaman mutsuz olsam düşüyorum buralara
Seviyorum bu kanalı ve şiirleri sanki altında kötü söze yer yok yorumların hepsi nahif.
Özledim seni, sesini özledim... Can cekisiyorum, ölüyorum yavas yavas. Belki ayni anda denk geliriz diye gunde defalarca dinlerim bu siiri. Dinlerdin cunku biliyorum.. Seni son gordugum gun sigaranin kokusu uzerime sinmisti.. Sigarayla arkadas olduk simdi...
her ömür hanım dediğinde bu naifliğe eriyorum💓💓
Ya da ne bileyim, bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu..
7.54
Ve kaybetti bütün sevgiler çünkü
Biz çiçekler Bahar la beslemedik güzün
Açar yüreğim de güller Ömür hanım...
"Bir güz düşünün ki Ömür hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de?" 🌼🍁
🖐
Sıkıntılı zamanlar geçiriyoruz duyarlı olan herke'zi üzüyor ne umutlar ne hayaller ne arzular sımsıkı sarılmak yitip gitti bir anda olsa yıkıp gidiyor etkileri derinliklere yazılıyor
HARİKA MÜTHİŞ TEBRİKLER EMEĞİNE KALEMİNE ÖMRÜNE SAĞLIK SAYIN HOCAM...
"Yaşamı onlar gibi görseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni.... "
Ama artık gitmek geliyor içimden. Bir sabah masmavi bir bulutun peşinden, dönüşü olmayan yerlere...
🌿
Bugün benim doğum günüm. Ve ramazan başladi. Rabbim bizi bayrama da kavuştur. Rabbim bundan sonrası çok güzel olsun.
Dualarımızı kabul et. Yeni yaşım bana tüm güzellikleri getirsin.
Umut etmek yaşamak istiyorum.
Bı gün hayalimi yaşamak istiyorum.
01.04.2022
Cuma 01:30
*İbrahim Tenekeci- Düş ve Dua*
Şimdiden çok teşekkür ediyorum😊.
Allah razı olsun.
dün oyundan tesadüf üzer tanıştıgım bir arkadaş tavsiye etmişti gerçekten güzel şiir burdan ona tşk ediyorum ezgi hanıma