A Suggestion for the Achievement of the Sustainable (Sürdürülebilir Olanın Eldesi İçin Bir Öneri)

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 7 лют 2025
  • Sevgili meslektaşım Dr. Ahmet Şadi Ardatürk 'ün sürdürülebilirlik ve ekolojik mimariye farklı bir bakış açısıyla bakmamızı gösteren bu önemli çalışmasını şiddetle izlemenizi tavsiye ediyorum.
    ÖZET:
    İnsan doğada var olma savaşı noktasında sahip olmadığı birçok yeti sebebiyle gerek atmosferik şartlar gerek diğer hayvanlarla kurulan ilişkiler de tarih boyunca zihnine güvenmiştir. Gelişkin dişleri, efektif pençeleri, soğuk geçirmeyen kürkü olmayan insan hayatta kalmak için bütün bu eksiklikleri zihni ile gidermiştir. Kürk yerine kıyafetler tasarlamak-üretmek, pençeler yerine araç-gereçler tasarlamak-üretmek vb. bu zihinsel aktivasyonun bir sonucu olarak ifade edilebilir.
    ....
    ....
    ....
    ...
    Doğa ile uyumlu yaşama koşulları, hali hazırda sahip olduğumuz konvansiyonel ve tradisyonel üretim tekniklerinde mevcut olmasına karşın günümüz insanı sürekli “yeni olanın”, “fazla olanın” peşinden koşmaktadır. Kapital ilişkiler ve algı yönetimleri ile özünden ve gerçekliğinden uzaklaşan insanın günümüzde ki hakim arayışa kapılması şaşırılacak bir şey olmasa da biraz daha öngörülü tercihlerde bulunmak hem dünyanın hem insanlığın geleceği için majör önem teşkil etmektedir. Bu bağlamda hem tüketicinin hem üreticinin hem tasarımcı kişinin bu hassasiyete özen gösteren davranış örüntülerine ve zihin yapılarına sahip olması, onları oluşturması gerekmektedir.
    Günümüzde, ister kalıcı ister geçici barınma çözümleri noktasında elimizde doğayla uyumlu birçok sürdürülebilir mimari teknik ve sürdürülebilir malzeme mevcuttur. Kullanım şekilleri, üretim süreçleri, son ürün halleri, atmosferik ilişkileri vb. hepsi detaylıca bilinmektedir.
    Aborjin’lerin ağaç evleri, kerpiç yapılar, samanın elyaf gibi bağlayıcılığı, mevsimlik tarım işçilerinin hayma mekanları gibi birçok veri gerçek anlamıyla sürdürülebilir olan doğal yapılar olarak literatürde mevcuttur. Ve daha birçoğu hali hazırda bu konvansiyonel ve tradisyonel tekniklerin pratik uygulamaları olarak ifade edilebilir ve isteyen her kişi tarafından kolayca ulaşılabilirdir.
    İşte tam da bu noktada önemli olanın bu ulaşılabilirliği tercih etmek olduğu ifade edilebilir. Başka bir deyişle doğa ile uyumlu bir gerçekliğin tasvirini ve üretimini yapmak teknolojik ve bilgisel olarak imkanlı olsa da onu asıl imkanlı kılan şey bu metodolojileri tercih edecek bir benliktir.
    Sürdürülebilir mimari ve sürdürülebilir şehirler konusu bağlamında yıllardır birçok çalışma yapılmakta, bu çalışmaların çoğunluğu popüler kültür ve/veya alt kültürler bağlamında kalıp bir reklam unsuru, bir kapital araç, bir satış stratejisi olarak kullanılmaktadır. Buna karşın geleceğin oluşturulması ve yeni nesillere devredilebilecek bir dünya yaratmanın önemli basamaklarından birisi olan sürdürülebilirlik kavramı bir pop kültürü ya da reklam metası olmaktan öte gerçekliğin topografyada vuku bulduğu bir tasarım nüvesi olmalıdır. Bireyin kendi aidiyeti çerçevesinde sahip olduğu ve onun için önemli olan herhangi bir meta ile kurulan obje-süje ilişkisi nasıl dikkatli ve korumacı bir biçimde nüksetmekte ise aslen öz var oluşumuz dahilinde en çok aidiyet sergilememiz gereken şey doğanın kendisidir. Keza doğa ile kurulan ilişki noktasında aslında bizler hem süje rolünde hem de obje rolünde var olmaktayızdır. Başka bir deyişle insan doğanın bir ürünü olarak kendi varlığını sürdürmek için doğaya mecburdur. Bu noktada mimarlık ve tasarım ortamında yaşayışı şekillendiren bireyler olarak sürdürülebilirliğin en temel nihai gayelerden birisi olması gerektiği, bu gayenin bir ticari kaygı olarak değil gerçekten doğanın kendisi için güdülen bir davranış biçimi olarak ele alınması gerekmektedir.
    Sonuç olarak söylenebilir ki doğayla uyumlu, sürdürülebilir, gelecek nesillere devredilebilecek bir dünyanın anahtarı; teknik, teknolojik ya da maliyetten öte bireysel bilinç, tercih ve istektir. Bu bilinç bir davranış örüntüsü olarak bireyin doğal varlığını yok saymadığı tam tersine onu sahiplenip saygı duyduğu bir tasvirin ifadesiyle gerçeklikte vuku bulabilme imkanına erişir. Bir davranış örüntüsü olarak “doğal olma” - “doğal olanla bir olma” hali bir ağacı korumaktan doğal bir yerleşim/barınma ilişkisi oluşturmaya, sürdürülebilir bir yaşayış tasvir etmeye en majör sebebiyet oluşturacaktır.
    Bir epilog olarak ifade edilebilir ki bu davranış örüntüsüne sahip nesiller yetiştirmek ilgili teknik ve malzemeleri bilen bir nesil yetiştirmekten daha değerli ve daha efektif (gelecekçi) olacaktır. Keza özellikle Z nesli ve günümüz internet gerçekliği düşünüldüğünde salt olarak bir bilgiyi edinmeleri, bir malzemeyi öğrenmeleri oldukça kolay ve ulaşılabilirdir. Ancak bu bilgiyi kullanmaları onu bilmelerine değil zihin ve davranış olarak kullanmayı tercih etmelerine bağlıdır.

КОМЕНТАРІ • 2

  • @mesutk.4415
    @mesutk.4415 2 роки тому +1

    Aysel Hocam, kerpiç hayalimin penceresi olarak açık iletişim kanalısınız.
    Özet’de yazdıklarınızdan istifade ettim.
    Dr. Ahmet Şadi Hoca’nın sizin kanalınızda Türkçe fikirlerini de dinlemenin çok istifadeli olacağını düşünüyorum.
    Paylaşımınız için teşekkür ederim.

    • @ays_art_ays
      @ays_art_ays  2 роки тому +1

      Mesut bey çok teşekkür ederiz.
      Sevgiler