Ömer'e büyük oranda katıldım ama dilin kültür emperyalizmine nasıl hizmet ettiği konusunu çok hafife almışsınız. İnsanın konuştuğu dil, düşüncelerini çok etkiliyor bana kalırsa. Sinanoğlu'nun bunun kimliği de değiştirdiği iddiası hafife alınacak bir argüman değil
@@ErdemHasbekBelki de bu konuda bir ihmal olduğu için bunun önemini Zaman geçtikçe acı bir şekilde fark etmiştir. Insanlar doğuştan bilgiyle dünyaya gelmez deneyimleriyle öğrenir
@@mustiboyistaken paramparça edip ne dediler acaba? Sevan Nişanyan videosunda yaptıkları gibi söylemler üzerine hiç bir şey demediler yani Celal Şengör'ün sadece Fatihle ilgili söylediği bir şeye değindiler onun dışında hiç bir şey yoktu :D
@@eylemm04 Evet Nişanyan videosunda bayağı saçmaladılar. Videoya konu ettikleri pazar sohbeti bölümünü canlı olarak izlemiştim. Mesela Nişanyan İran hakkında konuşurken İran'ı bizzat gezip bisiklet turu yaptığından ve medyanın lanse ettiğinin aksine doğrudan gözlemleme imkanına sahip olduğundan bahsediyor. Laf arasında İran polisinin o kadar şeddit olmadığını söylüyor. Devamında da belki Tahran ve Tebriz'deki polis şiddetinin diğer yerler kadar olmadığı ve bölgeden bölgeye değişiklik gösterebileceğini söyleyip kendine hata payı bırakıyor. Lakin adamlar videoyu incelerken sadece İran'daki polis şiddetinin az olduğunun konuşulduğu yeri kesip kendilerine göre alaya alıyorlar. Bizzat da gözlemlememişler bu arada argümanları "hoahahah abi böyle bir şey olabilir mi LoL" düzeyinde. Abicim videoyu kesip biçmesen devamında adam zaten yanılıyor olabileceğini söyleyecek nedir bu ihtiras? Sen Nişanyan'ın aksine bizzat gidip gözlem de yapmamışsın niye varsayımlarını bu kadar güçlü görüyorsun?
Uzun yıllar önce Oktay Sinanoğlu hayranıydım. Fakat onun düşüncelerinden etkilenmek sonucu uğradığım bazı zararlar veya kaçan bazı fırsatlar, zamanla düşüncelerimi değiştirdi. Bu videoyu uzun yıllar önce dinleseydim "Haydi oradan!" deyip kapatırdım. Şimdi ise hak verdim. Hay ağzınıza sağlık!
Buradaki en önemli mesele sanırım Oktay Sinanoğlu'nun fen bilimci olması ama fen bilimleri dışındaki konularda yaptığı yorumların derinlikten uzaklaşması. Özünde ben de bir fen bilimci olarak bu alandaki çalışmaları ortak bir evrensel dilde paylaşmanın gerekliliğinin farkında olsam da bu alanlardaki lisans eğitiminin anadilde verilmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü en nihayetinde bir ülkedeki üniversitelerin öncelikli amacı kendi ülkesinin akademisine ve iş hayatına katkıda bulunmaktır. Ancak ortak bir evrensel dilde akademik çalışma yapma becerisine de o alanda uzmanlaşacak kişilerin sahip olması gerekir ki o alandaki gelişmelerin karşılıklı paylaşımı daha verimli hale gelsin.
Toprak satma konusunda Oktay beye katılıyorum. Eskiden bunun bir sınırı vardı fakat yeni kanunlar ile bir ilçenin %10 gibi büyük bir kısmını satın alabiliyorlar.
@@xy-jg5rb Her yeri mi satalım? Kaç istersin? Tapuyu komple onlara mı yapalım. Bence %1 bile çok gfazla bir oran. Vatandaş olabilmiş kişilere verilebilecek bir hak olmalı. Önce ev al sonra vatandaş ol ikilisi tersine dönmeli.
%10 az kalır dostum, emin ol Türkiye'den aracı vs bulurlar onlara da para öderler. Körfez Arapları istese bir ilin devlet binaları vs hariç hemen hemen hepsini satın alır.
Erdoğanın ülkeyi bölünmesine yönelik hareketleri bunlar projeye uymasa gönderirlerdi şimdiye kim gelirse projeye uymaz zorunda bu salak millet yok olmalı haketmediği bi ülklkede yaşıyuorlar
Türkiye standartlarının çok üstünde bir program yapmışsınız. Tebrikler. Lütfen bu saçmalıkları parçalamaya devam edin. Belki farkında değilsiniz ama Türkiye‘ye çok büyük katkılarınız var
Sinanoğlu Reels ya da Shorts’ta her karşıma çıktığında hissettiklerimin ve zihnimdeki bağırışların özeti olmuş video. Yine harika içerik. 1 saat olsa yine izlenir. Umarım algoritma izin verir de bu video milyonların karşısına çıkar.
Gerçekten bu adamın videoları katlanılmaz hale gelmişti. Elestirel yorum yaptığımda hayattaki en büyük lincimi yemiştim. Çok sağ olun, içimin yağları eridi
@@bungouyevsky dostum tamam oktay sinanoğlunun her fikrine %100 katılmıyorum ama bukadar bilimsel icraatlerde bulunmuş bir insanı ve bazı konuşmalarında ne demek istediğini anlamadan eleştirilmeye kalkılması bayağı hadsizce bir tutum
@@efeberkantaksu5014 Kimyageri kimya alanında ciddiye almak gerekir. Kimya ile ilgilenmediğim için nasıl araştırmalar yaptığını bilemem. Lakin, adamın beşeri bilimler konusunda altyapısı, bilgisi, bilimsel bakış açısı falan sıfır, yok yani okumamış, cahil o konularda. Okumadığı araştırmadığı bilmediği konuda etrafta dolanıyor. Bu adam beşeri bilimci değil, bilim adamı kimliğiyle dolaşmıyor çünkü uzmanlığı olan kimya alanında konuşmuyor, tek satır okuyup araştırmadığı konularda atıp tutuyor. Yaptığı şeyin kahvehane dayılarının yaptığı sohbetlerden bir farkı yok. Ben bile en iyi bildiğimi düşündüğüm konularda "Belki bilmediğim bir şeyler vardır." diyerek bir daha okuyorum bir daha araştırıyorum. Tarihçinin biri kalkıp da dünya düz dese ciddiye alıp "ooo kral ya, ne bilim adamı beee" mi diyeceğiz? Ayrıca bir şeyin zararı yararından daha fazlaysa mantıken kabul etmemek gerekir. İnsanların cehaletinden ve eziklik psikolojilerinden beslenip ünlü oldu. Cehaletini kim bilir kaç kişiye yaydı. İşte ben bunu kabul edemiyorum. Dış mihraklar şöyle dış mihraklar böyle, İngilizler şöyle barbar Türkler şöyle güçlü, şu dil aşağılık şu dil üstün falan diyen bir milletten bir halt olmaz. İnsan dönüp kendine bakmalı, farklılıklara açık olmalı, her yerden beslenmeli. Zaten Türkiye'de insanlar şovenliğe meyilliydi, bu adam bu durumu iyice körükledi. Ben bu yüzden bu kadar kızgınım. Bu yüzden bu kadar üstüne gidiyorum. Karşıma çıkan cahillerin yarısı bu adamın müritleri. Adama diyorum benim alanım dil diye, "okudun da noldu cahil" diyor, dedim ya kahvehane dayısı. Sanırsın Sinanoğlu Tanrı ve ben de Amerikan ajanıyım, tövbe estağfurullah. Atatürk'ün şu sözlerini bırakayım buraya son olarak: "Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir."
Dediklerinizin çoğuna katılıyorum, Oktay Sinanoğlu hayranı birisi olarak. Gerçekten yanlış düşünceleri var fakat çok doğru ve haklı düşünceleri de var.
@x y evet Haluk Tatar takipçisiyim bu lavuklar 1000 video izler 999u mantıklıdır 1 tanesi olayı saptırır o sırada abartarak sıctırırlar adam okuduğu anı hatıra defterini anlatıyor bunlar kaynak diyerekten adama laf ediyor bide bizim insanımız da var eşeklik bir olaya adam akıllı bakmazlar nerde bokluk oraya odaklanırlar
@@-Barahir-her konuda fikri olması güzel, amma çok aşırı fikrleri var. Adnan menderese vatan haini diyor Süt tozuna ülkeyi satdılar falan diyor. Çok komik duruma düşüyor Bence. Eleştirilse kendisi adına də iyi olur belki
Çok önemli bir şey söylemek istiyordum ki , bizim geçmişe olan merakımız , geleceğe olan hedeflerimizin derinliğinden hayallerimizden geliyor. Bizim ahlaki açıdan kendimizi övmemiz ve sömürmedik dememiz sadece kendimizi övmek değil, gittiğimiz ve gideceğimiz ülkelere verdiğimiz bir beyanat ve bir sözdür. Bir kendimizi ortaya koymaktır. Biz sömürmeye karşı olan bir milletiz ki biz size geldiysek karşılıklı var olmayı destekliyoruz demek içindir. Bizim hedefimiz , dünyaya adaleti getirmek ise , bu şekilde getirileceğine inanmışız , inanıyoruz.
27:58 çok doğru, en basitinden Fransızlar suyla yıkanmayı bilmediği için parfümü icat etmiş, İtalyanlar pisliğin içinde yaşadıkları için çizmeyi bulmuş gibi şeylerle büyütüldük biz (2004lüyüm) cidden okuldaki hocalarımız böyle diyordu
@@emre7677 temizlikten kastın nedir? Mesela bugün hâlâ bir çok yerde ayakkabıyla eve giriyorlar, tuvaletlerinde su yok. Bu onları pis mi yapar? Buradaki konu aslında çok net: sence çigkofte çıplak elle mi yoğurulmalı, eldivenle mi? Çoğu kişi eldiven hijyenik diyor ama bence alakası yok. Bana eldivende plastik olduğundan el daha temiz geliyor.
@@efeberkantaksu5014 Bizim kullandığımız hamamların nereden geldiğini araştırdın mı? Hamam aslında Antik Roma kültürünün bir ürünüdür, sabunu da Romalılar icat etmiştir. Daha temizlik antik çağlardan beri vardı zaten. Orta Çağ'da Fransa mesela, Paris'te birçok halk banyosu vardı.
@@GerginGorunusluAdam59 kaynak nedir? Üstelik dediğin bu olay daha çok Romanın Doğusunda yaşanıyordu diye biliyorum hamamların Roma kültürü olduğunu biliyorum zaten
Mesleğim gereği mecburen ana dilim gibi İngilizce öğrendim. Eğitimimin çok büyük kısmı, sadece İngilizce dilinde gerçekleşti. Şunu kesinlikle ifade ediyorum ki; anadilde eğitim Sayın Sinanoğlu'nun söylediğinden çok daha önemlidir. Ayrıca onun hiçbir kitabını okumayanların, onu görev icabı eleştiriyor gibi yapıp alenen karalamaya çalışması da oldukça düşündürücüdür. Ve işin vahim yanı, tüm bu sürecin o öldükten sonra başlamasıdır.
@@berkoktayemre1940 Pek değil aslında ama kendine göre, bir oyun planı hazırlayıp sonuna dek disiplinli bir biçimde riayet etmeniz gerekiyor. "Kendine göre" den kastım şudur: sizi kimse sizden daha iyi tanıyamaz. "Nasıl daya iyi öğreniyorsunuz" sorusunu cevapladıktan sonra stratejinizi ona göre kurgulayın. Ben şuan boş zamanlarımda İspanyolca öğreniyorum. Ve ileride Rusça'yı da ekleyeceğim. Böylelikle dünya nüfusunun çok yoğun bir bölümü ile iletişimimi kurabilecek seviyeye geleceğim.
@@burgazada aynı yoldan gitmişiz. 40 yaşındayız toefl110 toeic 990 ingilizce biliyorum. sonra da önce ispanyolca sonra rusça ekledim. Tebrikler, aklın yolu bir
@@laissezfaire5699 Her yurtdışına gidende aynı şey olmuyor. Bugün bile o aşağılık kompleksini yaşayan da var yaşamayan da. Bunun dolayısıyla zamanla veya mekanla ilgisi olduğunu düşünmüyorum, tamamen gereksiz muhafazakarlık.
Bu adamın adamın emekli olduktan sonra işsizlikten bu işlere daldığını düşünmüşümdür hep. Birde amerikada öldüğünde çocuğunun türkçe bilmediği ortaya çıkmıştı. güzel video 👋
Oktay Sinanoğlu'nun kitaplarını okumadan yorumlar yaptığınız çok belli. Adam İngilizce eğitime karşı değil. Hazırlık mantığına ve eğitim dilinde kullanılmasına karşı. İngilizce lazımsa tabi ki öğrenin ama bunu üç aylık zaman dilimlerinde kurslar vasıtasıyla yapın diyor. Eğitim dili Türkçe olmalı çünkü bir insan en iyi eğitimi ana diliyle öğrenir düşüncesini savunuyor. Türkçede İngilizcenin aksine matematiksel yapısıyla köklerden binlerce kelime türetebilirsiniz. Burada Türkçenin farklı konulardaki üstünlüğünü coşkulu bir dil kullanarak anlatışı herkese batmış. Diğer dillerden etkilenmek çok doğal. Dil durağan değildir, katılıyorum. Fakat Sinanoğlu'nun düşüncesi elinden geldiğince Türkçe ifadeleri kullanarak bizlere örnek olmak. Zira bu hızla yabancı kelime istilasına maruz kalmaya devam edersek sonumuz Hintlilerin kullandıkları dile benzeyecek. Dilin varlığını Türkün varlığına bağlıyor. Hamasi anlatımı da bu noktada göze batmamalı. Dinleyenleri etkilemek ve dikkat çekmek adına coşkulu ve büyük ifadeler normal. Bazı ifadelerinize katılmakla beraber bu videonuzu beğenemedim. Parçalamaktan kasıt bu olmamalı. Daha fazla araştırma yapılmalı. Düşüncelerine katılmayabilirsiniz ancak mantığını da anlamıyorsunuz. Yabancı okullar muhabbeti gerçekten önem arz etmeseydi, görüşmelerde Fransızlar, Almanlar bu konuda yaygara çıkartmazlardı. İç karışıklığa sebep veren bir durum. Adam ele almış. Tek noktaya değindi diye eleştirmişsiniz. Adam dil üzerine yoğunlaştığı için sadece bu konuya değiniyor olabilir misal. Dengenin olmadığı bir video olduğu için beğenemedim sanırım.
Oktay Sinanoğlunun kitabını okumak beyin yıkanmadır yani boşuna para verme adam şarlatan ingilizler ağaçta yaşıyorlar demek ne lan 😂 şempanzemi adamlar😂
Dpğru söylüyorsunuz. Bunlar Kadir Mısıroğlu'nu tanımıyorlar bile.Kadie hocamızın bilgisi ile bunların bilgisini kıyaslarsanız bu 2 kişinin bilgisi kum tanesi kadar olur,Kadir hocamızın ise okyanus kadar olur.
Oktay sinanoğlu alanında uzman bir kimyacı, ona lafımız yok ama bu kişi alanında uzman bir kimyacı diye insanlar diğer konularda da her dediği doğru zannediyor sorunun bir kaynağı da bu bence. Size gelen muhalif tepkilerde yahu gardaşım bu adam şöyle uzman böyle uzman demişler. Ee adam tarihi bir konu hakkında yorum yapınca bu adam kimya alanında uzman diye yorum yapmayacak mıyız? çok mantıklı ve muhteşem bir video olmuş celal şengör de gerekiyor bence
Tebrik ederim, eğitiminizin hakkını vermişsiniz. Çok fazla ''oku-ma'' yaptığınız da belli. Ama okurluğun niceliğinin değil de niteliğinin ne kadar önemli olduğuna örnek olabilecek ''şahane analizleriniz'' beni benden aldı :)) Sakallı Celal üstadın, ''Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur.'' sözünü ete kemiğe büründürmüşsünüz gençler...
Normalde, şahsen Oktay Sinanoğlu'nu çok mantıksız bulurum siyaset konusunda. Fakat, bence biraz Sinanoğlu'nun zihin yapısını az-çok anlamaya çalışarak cevap verseydiniz daha iyi olurdu. Çünkü videoyu izlerken neden yanlış olduğunu göstermekten çok, adamla sadece dalga geçmek için video çekmişsiniz hissine kapıldım. Videonun bazı yerlerinde Yaşar onun zihin yapısıyla alakalı kavramlara değinmeye çalışmış ara ara ama hep o kavramlar derinleştirilmeden hızlıca bir-iki cümle olarak söylenip geçildi. Hal böyle olunca da ciddi bir şekilde üzerine düşünülmüş bir eleştiri göremedim. Buralara odaklanılsa bence daha güzel ve daha hakkaniyetli bir Oktay Sinanoğlu eleştirisi videosu çıkardı. Bu video ise daha çok görüntüleri izleyip anlık onun üzerine yorum yapma şeklinde olmuş. Oktay Sinanoğlu'nun bu bahsettiğim mentalitesini biraz anlamak için bence birbirleriyle bağlantılı olan birkaç noktaya bakmakta fayda var: 1) Oktay Sinanoğlu'nun ideolojik görüşü: Sinanoğlu'nun cümlelerine baktığınızda (gerek Nazım Hikmet'i vatansever birisi olarak yüceltmesi, gerek İsmet İnönü'ye karşı 'hain' yorumunda bulunması, gerek aşırı-milliyetçi çıkışları, gerekse anti-Amerikanizm diye bileceğimiz kadar bir ABD ve Büyük Britanya karşıtlığına sahip olması) onun oldukça sert bir ulusalcı çizgide olduğunu anlayabilirsiniz. Eğer Atilla İlhan, Sina Akşin, Türkkaya Ataöv, Hüner Tuncer, Erol Manisalı, Merdan Yanardağ, Banu Avar gibi isimleri okursanız söylediklerinin çok da radikal derecede farklı olmadıklarını anlarsınız. Medya alanında da başta ODA TV olmak üzere Sözcü, Toplumsal Haber, ABC Gazetesi, Aydınlık, Türksolu, Veryansın TV gibi gazetelerde; Teori Dergisi, İleri Dergisi veya Gündoğdu Dergisi gibi dergilerde ya da Tele 1 ve Ulusal Kanal gibi kanallara baktığınızda bu ulusalcı görüşü net bir şekilde görebilirsiniz. Peki nedir bu Ulusalcılık? Normalde eskiden çoğunlukla geçmişi Maocu olan, üçüncü dünya milliyetçisi ve köylüyü aydınlatmaya dayalı bir devrimci uç-sol sosyalist hareketin belirli entelektüellerinin zamanla 1990lardan sonra İslamcılık ve Kürt ayrılıkçı hareketlerinin artması ile Kemalist cumhuriyet düzeninin tehdit altına girmesi sebebiyle çıkmış reaksiyoner militarist ve aşırı-milliyetçi bir hareket. Aslında her ne kadar seküler oldukları için Türkiye'de solda düşünülse de, siyaset bilimine göre oldukça aşırı-sağ reaksiyoner bir hareket. Bir öz var ve gidişatı kötü görüp o milli öze yönelmeyi savunan ve kendisinin karşısında olan herkesi sert bir şekilde hainlikle suçlayan reaksiyoner bir hareket. Dış politikada sert derecede ABD, AB ve NATO karşıtı, onun yerine Rusya-İran-Çin ekseninde bir dış politikayı tercih eden, iç politikada oldukça otoriter olan, sivil toplum örgütlerine ve özgür basına, hatta demokrasiye milli güvenlik gereçesiyle oldukça karşı olan, küreselleşmeye fazlasıyla tepkili ve insan haklarından çok da haz etmeyen, askeri vesayeti gerekli ve meşru gören, laikliğin sert bir şekilde uygulannmasını isteyen, sert derecede aşırı-milliyetçi olan ve bu militarist milliyetçiliğin sembolü olarak da Atatürk'ü kültleştiren bir hareket. Sinanoğlu'nun videoda geçen abartılı Türkçe takıntısı, aşırı Türk milliyetçiliği ve abartılı Amerikan karşıtlığı bu ulusalcılığın temel argümanlarını oluşturuyor. 2) Oktay Sinanoğlu'nun içinde büyüdüğü mentalite: Sinanoğlu'nun bir Soğuk Savaş Türkiyesi'nde büyümüş entelektüel olduğunu unutmamak gerekiyor. Kendisi birçok o dönemin Türk entelijansiya üyesi gibi Atatürk dönemindeki Türk Aydınlanması'nın İkinci Dünya Savaşı'nın son dönemlerinden itibaren bitirilmesinden, köy enstitüleri ve laik eğitimin son bulmasından, gerici gördükleri dini cemaatlere toplumsal alanda izin verilmesinden, hazır olunmayan bir zamanda demokrasiye geçilmesinden ve bütün bunların da sadece ABD'ye komünist veya faşist gözükmemek için yapılmasından oldukça rahatsız. Çünkü onlara göre İsmet İnönü'nün bu ani Batı yanlısı dış politika izleme kararı, laikliğin kısmen yumuşatılması ve hızlıca demokrasiye geçilmesi bütün Kemalist Devrim'in kazanımlarını yok ettiği gibi, gerici İslamcı grupların da desteğini aldığı toprak ağalarının örgütlenmesi olan, başında da kendisi bilhassa toprak ağası olan ve sadece Toprak Reformu karşıtlığı üzerine kurulan bir Demokrat Parti iktidarı getirdi ve o 1950lerin iktidarı bu kesim için çok korkunç derecede karanlık bir dönemdi. Malum, son dönemlerinde artık iyicene devleti ele geçirmiş ve otoriter bir şekilde yönetmiş bir diktatörlüğe dönüşmüştü Menderes hükümetleri. Ancak bir darbe ile bu Menderes hükümeti indirilmişti ve o dönem bu Kemalist sol entelejensiya askeri darbeyi yapanları birer kahraman olarak görmüş, hatta bu darbeye uzun süre boyunca "27 Mayıs Devrimi" demişlerdir. Fakat, daha sonra önce Demirel'in zafer kazanması, ardından bu sefer arkasında ABD destekli olduğu tahmin edilen 12 Eylül Darbesi'nin gelişi ve sonrasında İslamcı geçmişi olan ve darbeci cuntanın kabinesinde kariyerine başlayan Turgut Özal'ın gelişi ve dış politikada çok daha ABD yanlısı olurken, ekonomide neoliberalleşmeye giderek devletin elindeki malları, fabrikaları özelleştirme yoluyla satması, ardından 90larda Tansu Çiller'in bunu daha da hızlı bir şekilde gerçekleştirmesi ve en sonunda ilk defa 95'te İslamcı, Atatürk düşmanı ve Cumhuriyet karşıtı olmakla suçlanan aşırı-sağ reaksiyoner popülist Milli Görüş hareketinin seçim kazanıp iktidara gelmesiyle zaten büyük bir öfke patlaması kazanmış bir kesimdi bunlar. Ömer'in videoda söylediği şey doğru, Menderes Kemalist siyasetin içerisinden gelen bir muhafazakar toprak ağasıydı, fakat bu Kemalist entelijansiyaya göre Kemalist Devrimi kendi özçıkarları için bilinçli bir şekilde gericilerle (İslamcı kesimi kastediyorlar) birlikte işbirliği yapan kişiler olarak görüyorlardı. Onlara göre de AKP zaten bu hattın varisiydi. AKP hükümetlerini de aynı önceki sağ hükümetler gibi dış politikada neredeyse diz çökecek kadar ABD ve AB'ye bağlı, ekonomide sadece kendilerine ve zengin sınıfın yararına neoliberal politikaları uygulayan, üretim odaklı bir ekonomi değil tüketim odaklı ekonomi izleyen ve bunu modernleşme zanneden (inşaat sektörü ve ucuz işgücü sağlama gibi), iç politikada da Türk milliyetçiliğini ve Atatürk'ü ayaklar altına alan, askeriyeyi Ergenekon davaları ile yok eden, Kürt ayrılıkçı hareketlerine sırf oy için ve AB baskısı sebebiyle tavizler veren ve dini cemaatlere (ki bunların bir kısmının ABD ajanı olduğu da belliydi) ülkeyi teslim eden olarak yorumluyorlardı. 3) Tarihsel Bağlam: Sinanoğlu'nun o cümleleri söylediği dönem AKP hükümetlerinin dış politikada gerek Irak Savaşı'nda, gerekse Arap Baharı'nda (özellikle Suriye meselesinde) çok aşırı derecede ABD yanlısı politika izlediği 2016 öncesi dönemdi. Bu dönemde anti-Amerikanist bir muhalif olmasının sebebi ilerlemenin ve medeniyetin sanılanın aksine ABD'nin yanında olmak, ABD'yi taklit etmek olmadığını kendince göstermeye çalışıyordu. Koca koca binalar inşa etmek, AVM inşa etmek ve neoliberal politikalar uygulamak onlara göre sadece ABD'yi taklit etmekten başka bir şey değildi. Türk milliyetçiliğine karşı olmak ve dini cemaatlere demokrasi ve sivil toplum diyerek fazla özgürlük tanımak da benzer bir taklitçilikten ibaretti. Tahmin edebileceğiniz üzere de eleştirdiği o aydınlar da genelde ABD'ye olumlu bakan, kendileri gibi anti-emperyalist bir üçüncü dünyacı söyleme sahip olmayan, onun yerine daha çok azınlık hakları, insan hakları, sivilleşme, demokratikleşme gibi ulusalcıların ve komünistlerin düz bir şekilde ABD liberal hegemonyasının dayatması olarak gördüğü kavramları savunan kesimler. Bu kesimlerin bazıları (hepsi değil) o dönem benzer argümanlarla AKP'yi olumlu görüyor, hatta destekliyordu. Bu kesimler 2010'daki referandumda bütün devam eden sorunlara, Ergenekon Davaları'na, hükümetin otoriterliğine ve ayrıştırıcı diline rağmen "Yetmez Ama Evet" kampanyası oluşturmaları ise ulusalcı kesim için kabul edilemez bir şeydi ve bu ulusalcı kesim de asıl bu sebepten dolayı onları bir çeşit hainlikle veya en azından akıl tutulması ile suçluyordu. Sinanoğlu'nun özellikle Boğaziçi Üniversitesi eleştirisi de biraz bunun üzerine bence. Yoksa ODTÜ de ABD tarafından kurulmuştur ama ona en ufak bir laf etmiyor.
4) Uluslarası konjonktür: Erken 2000lerde Bush yönetimi ABD'de iktidara gelmişti ve 1980lerden beri başlayan Neo-Conservative (Yeni Muhafazakar) düşünce artık neredeyse hegemonik bir düşünce haline gelmişti, birçoğu Neo-Con düşünür Bush hükümetinde bakanlık ve danışmanlık kapmıştı. Neydi bu Neo-conservative düşünce? Oryantalist bir perspektifle dünyaya bakan, liberal demokrasinin ve kapitalizmin tek gerçek ideal olduğunu savunan, ABD'nin bugün bu kadar zenginliğe sahip olmasına ve onu büyük güç yapan, hatta Soğuk Savaş'ı kazanmasına sahip olan şeyin bu ideal olduğunu savunuyordu (Özellikle Robert Kagan'ın kitapları bunun üzerinedir). Neo-Conlara göre dünya Batılı liberal demokrasilerle ile Doğulu totaliteryen diktatörlükler arasında bir savaştı ve ABD de gerek kendi çıkarlarını korumak için, gerekse dünyaya demokrasiyi yaymak için sert bir dış politika izlemeli ve gerekirse o diktatörlükleri yıkıp oraya kendi elleriyle liberal demokrasiyi getirmeli (Irak Savaşı ve Afganistan Savaşı bu saiklerle başlatıldı) ve bu sayede ABD önderliğinde bir dünya barışı sağlamalıydı (Pax Americana). Bu görüşe göre İslami uygarlıklar, Doğu uygarlıkları ve Katolikler asla tam olarak bir liberal demokrasiye sahip olamazdı, bu ancak ABD'nin sahip olduğu Protestan etiği sayesinde kurulmuş bir düzendi. İşte Sinanoğlu gibi ulusalcılar da ABD'nin bu oryantalist bakışının ve bu bakışın ABD emperyalizmini meşrulaştırmak için kullanıldığının farkındalardı ve onun için inatla onların medeniyet olmadığını, aslında kendilerinin medeniyet olduğunu abartarak iddia ediyorlardı. Çünkü anlatmaya çalıştıkları şey, ABD'nin ve AB'nin Türkiye'ye veya başka bir ülkeye 'medeniyet' getirmeyeceği, onu sadece kolonileştirmek ve kendi üzerinde ekonomik bağımlılık yaratmak için o ülkelerde serbest ekonominin ve demokrasinin yayıldığını savunuyorlar. SSCB'nin ve Yugoslavya'nın dağılması, üstüne üstlük Irak Savaşı'nın gerçekleşmesiyle bu argümanlarına daha da sıkı sıkı sarılmaya başladılar. Onlar için Batı medeniyetinin bir parçası olmayı istemek sadece Batı tarafından Batılı olmayan ülkelere empoze edilen aşağılık kompleksini kabul etmek ve onlara hayranlık duyarak onların planlarını göremeyip direnmemek demekti. Halbuki ulusalcılara göre inatla Batı emperyalizmine karşı olmalı, tekrardan bir Kemalizm'e sarılmalı, bağımsız ve Batı'dan izole olmuş, ekonomik anlamda kendi kendine yeten bir ülke kurarak Türkiye'nin "asıl medeniyet" olduğunu gösterip Batı uygarlığına bir alternatif olabileceğini kanıtlamalı. Bu gururu insanlara aşılayabilmek için de biraz abartılı bir şekilde bazen gerçek dışı olacak aşırı-milliyetçi mitler yaratıyorlar, dil kullanımında bile sadece Türkçe kullanmayı savunuyorlar, Batı kültürü olarak gördükleri şeylere özenmeyi sert bir şekilde reddediyorlar ve 1930lardaki o ulus inşasının var olduğu devrimci ruha geri dönmeyi umut ediyorlar. Ben neden ulusalcılığı mantıksız buluyorum? Birincisi, fazlasıyla otoriter ve aşırı-milliyetçi bir hareket ve bunun sonucunun hiç iyi olacağını düşünmüyorum. Tam tersine Türkiye eğer kendisinin Batı'dan daha iyi olduğunu kanıtlamak istiyorsa onların yaptığının tersini yaparak değil, onların yaptığından daha iyisini yaparak ve ona alternatif olması gerekir diye düşünüyorum. Kaldı ki otoriterliğin de, aşırı-milliyetçiliğin de, militarizmin de, kişilik kültlerinin de pek yararlı olduğunu düşünmüyorum. Bunlar gayet faşizme, nazizme giden yollar. Ne olursa olsun insanların temel haklarını kısıtlayacak bir modelin benimsenmemesi lazım. Tam tersine, bilhassa ilerleme için milliyetçi mitlere dayanan irrasyonal düşünme biçimine değil evrensel ve bilimsel düşünceye; insanların tam potansiyellerini gerçekleştirebilmeleri için de oldukça çoğulcu ve insan haklarından taviz vermeyen çok daha iyi ve eşitlikçi bir demokratik modele ihtiyacımız var. Militarist bir dışlayıcı otoriter rejim hiçbir şekilde kurtuluş reçetesi olamaz, sadece insanlara paranoyak bir şekilde zulm eden bir rejim olur ve sonunda da çok büyük ihtimalle insanların pek yaşamak istemeyeceği bir ülke haline gelir ve eninde sonunda iç çatışmaya doğru evrilir. Üstelik ahlaken de doğru bir yaklaşım değil, büyük bir kitleyi dışlayan ve onların haklarını milli güvenlik bahanesiyle ezen bir rejim inşa etmek. İkincisi sebebim ise, var olan oryantalist mitlere oksidantalist bir yaklaşımın cevap olabileceği kanısında değilim. Tam tersine o oryantalist mitleri sert bir şekilde reddetmek gerekiyor. Ortada hiçbir zaman bir 'Doğu' veya bir 'Batı' olmadı. Bunların hepsi emperyalist saiklerle Avrupalı imparatorluklar tarafından uydurulmuş bir şey. Zaten Batılı olmayan ülkeler inatla gericiliği, otoriterliği veya aşırı-milliyetçiliği benimserse bu en çok Batılı emperyalizmi meşrulaştırmaya çalışan ülkelerin işine yarar çünkü onların senelerdir savaşlarını meşrulaştırmak için kendi halklarına yaptığı propagandayı doğrulamış olur. Eğer gerçekten anti-emperyalist bir mücadele verilmek isteniyorsa sadece Batılıların emperyalizmi değil, her türlü emperyalist mentalitenin amasız, fakatsız reddedilmesi lazım. Anti-emperyalist direniş Batı'ya alternatif bir emperyalist yaratmakla değil, tam tersine her türlü emperyalizme karşı enternasyonel bir direniş yaratmakla mümkün olacağı kanasındayım.
BYE BYE Türkçe'den başlayarak lisede iken kitaplarını okumuştum, düşünce yapısı ham olsa da insana o dönemde aradığı yönü verme konusunda etkili biri çünkü ergenlikte ince ayrımlar üstüne düzgün tespitler sunan kişilerin kullandığı dil anlaşılır bir dil değil genellikle. Oktay hoca Türk gençleri arasında siyasileşme için gereken güdülenme ve okuma alışkanlığını edinmek için güzel bir basamak sunuyor. Onu okumadan Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin bile okumak mümkün değil, geçtim Atsız ve öteki milliyetçileri. 9:40 Yabancı dil öğrenmeyin demiyor ki adam. Eğitimin dilinin İngilizce olmasının oluşturduğu soruna vurgu yapıyor. Siz aynı anda hem dil hem de yüksek mühendislik vs. bilgisini aynı anda da milli benliği koruyacak alt yapıyı öğrenciye sunacak güce sahip değilsiniz diyor ki, haklı bence. Basit bir mekanik bu. Herkes bilim yapmak için önce dil öğrenmeye yıllarını verirse bu kişiler bilim yapacak güce kavuşamadan yaşlanır gençliklerinin baharı geçer, sonra da sönümlenerek vasat insanlara dönüşürler, demek istiyor. Yalnız Oktay hocanın (Allah rahmet eylesin) Tarih bilgisi epey zayıftı, ondan eminim. Çünkü ittihatçıları ve İnönü'yü yerip orada tek başına Mustafa Kemal sahiplenilmez. Hoca tribünlere oynamış. Yine de düşüncesinin özünde anti oryantalizm var. Oryantalizm bir aşırı uç olarak bizim gibi toplumlarda akıl ötesi, duygu yüklü bir karşı çıkışı zorunlu kılıyor. Bunu en işlenmiş biçimde Cemil Meriç'te görebiliriz. Oktay hoca o bağlamda biraz az işlenmiş bir dil kullanıyor ;)
şaka gibi ya cidden 49W harbi adam gibi adamm. ulan bu kadar da adam olunmaz, şöyle bir videoyu türkiye'de 2 3 kanal anca yapabilir. iskipli atıf hoca'nın klonu siyaset bilimci ve sosyolog yaşar abi'ye ve sadece siyaset bilimci olan ömer abi'ye çok selamlar PARÇALIYORUZ'u daha sık görmek istiyoruz...
Adam ne zaman İngilizce öğrenmeyin dedi? Bu adamın kitaplarını okumanızı öneririm Almanya’da ingilizce lisans eğitimi bile yok, sadece yüksek lisans birkaç bölümde İngilizce eğitim var ( işletme gibi) ve eğer orada eğitim almak istiyorsan Almanca öğrenme şartı koşuyor. Aynı şey Fransada da var Bu adamın kitaplarını okumayıp sadece birkaç reels izleyen arkadaşlarıma söylüyorum, lütfen okuyun arkadaşlar.
Nazlı hanım başta yorumunuz için teşekkür ediyorum. Kitaplarının hepsini okumuş biri olarak rahmetliye ayıp ettiler. Şuan piyasadan kitapları kaldırıldı diye biliyorum bir kısım insan tarafından toplanılıyor bu kitaplar sebebini sizde bilirsiniz ki hiç iç açıcı değil.
@@abdurrahmancanpolat3614 Ya adam kitaplarında da anadilin önemi diyor. Ömer'in orada ki çıkışı gayet haklı oğluna öğretseymiş o zaman. Samimiyetsiz bir zihin dünyası var çıkarımına götürüyor bu durum.
yha kafan mı güzel, kitaplarını eleştirmiyorlar dikkat ettiysen yaptığı konuşmaları eleştiriyorlar gayet haklı ve yerinde. Bu adamın radikal düşünceleri seni etkilemiş olabilir lakin radikal fikirlerin zarar verdiğini de bilmen lazım.
Türkiye'de devlet dil eğitimi vermekte zorlanıyor. Lisans eğitimini İngilizce vermelerinin sebebi biraz da dil bilmeyen insan çıkarmamak. Almanya'da herkes İngilizce konuşuyor zaten. Konuşamayan 45 yaş altı Alman bulamıyorsun ve İngilizce etkisi bizden daha fazla adamların kültüründe Sinanoğlu da boş konuşuyor. Yaratmaya çalıştığı şey reaksiyoner bir gericilik
yav 2007-2008 yıllarında üniversitede olanlar hatırlayacaktır, Oktay SİNANOĞLU çok popülerdi. Özellikle Türkçe farkındalığının kanaat önderiydi diyebilirim. "üniversite" değil "evrenkent" gibi gibi. Fakaaat yıllar geçti internet iyice hayatımıza yerleşti ve Sinanoğlu'nun aslında "ilah" olmadığı , fazla abarttığımızı anladım. Tabi şimdi bu videoyu görünce yalnız olmadığımı anladım. Yani , kısaca "Video ne güzel şey değil mi?"
Bence keşke parçalıyoruz başlığı altında incelerken kitaplarını da inceleseydiniz. TV programlarında insanın kendini yeterince (en azından %100) anlatamaması da mümkün. Seküler milliyetçilik videonuzu ne kadar sevdiysem maalesef bu videoyu yavan buldum. Sinanoğlu’nu yıllardır (evet reellardan ve popülaritesinden de evvel) takip eden ve onu okuyan bir kişiyim. Maalesef çoğunlukta olan kişiler kendi düşüncelerine çekmek adına kesitlerle hocayı insanlara tanıtıyorlar.
Vallahi dostlar çok harika bir video olmuş ilk başta çok önyargılıydım ne diyor lan bunlar diyordum kendime. Oktay Sinanoğlu hakkındaki elestirinize katılıyorum ama orda hocanın demek istediği ingilizce ögrenmeyin demiyor matematiği ,fiziği kendi dilinizle ögrenin çünkü bu derslerin zaten anlaması ve kavraması zor! Ek olarak isterseniz İngilizce oğrenmeye devam edin dediği videoları da var! Ve hocanın da dedi gibi bazı kelimelerin Türkçe de bazı kelimelerin de İngilizcede karşılığı yok! Örneğin Gönül kelimesi gibi! Bence Türkçe İngilizce'ye göre çok daha duygusal çok daha relax ve çok daha her yöne eğilip bükülebilen bir dil o yüzden bende ana dilde kişinin kendini geliştirmeden başka bir dil öğrenmesine karşıyım! Özellikle çocukken bu benim görüşüm Video formatı harika👌
İkili Anlaşmaların İçyüzü. Haydar Tunçkanat bu kitabında, ABD ile 1945'te başlayan iktisadi anlaşmaların, 1947'de başlayan askeri anlaşmaların ve 1954'te başlayan siyasi anlaşmaların içyüzünü somut örneklerle, belgelerle ortaya koymaktadır.Yazar, Kurtuluş Savaşı'yla bağımsızlığını kazanan Türkiye'nin, ikili anlaşmalar yoluyla nasıl yeniden boyunduruk altına alındığını gözler önüne seriyor.
Akademik manâda çeviri yapmakla günlük konuşma anlamında dil bilmek çok farklı şeyler, konuşulan dil doğal olarak düşünce ve davranış ikilisini bu bağlamda duyguları da etkileyerek üçgeni tamamlar! Hatta şunu da belirtmek gerekir ki eğitim sistemimizde İngilizce öğrenimine ayrılan emek ve zamana kıyasla sonuç ortada bu da bana naçizane o dille düşünemememizden kaynaklandığını düşünüyorum, misal İngilizce ve Türkçe olarak aynı cümleyi kurmaya çalışırsak aralarındaki anlamlandırma farkı görülür, bu da edebi çevirilerdeki anlam kayıplarını açıklar. Teşekkürler
Bu ikiliyi dinleyince hocanın ne demek istediğini daha iyi anladım 😂 büyük Derya hoca her şeyi önceden biliyordu boşuna IQ 190 değildi zamanında gelmiş geçmiş en büyük profesörlerden 26 yaşında dünyada kaç kişi profesör olmuş üstelik Amerika da Türkiye’nin okullarında o zaman daha kaliteli öğretim varmış sınıf atlaya atlaya geçmiş Fizik,Matematik ne istersen var hocada bir sürü tezi var üstelik onun ismi verilmiş bunlarda kimi eleştiriyor bilmiyor değil hocanın dediği takım bunlar
bu adamın anlattıklarını ciddi ciddi oturup dinleyecek milyon insan var ülkede. nereye doğru sallasa harikasın hocam diyecek sürü adam var. shortslarda karşıma çıkıp da dinlediğimde böylesine mantıksız cümleleri hoca sıfatıyla çıktığı programlarda ne kadar rahat söylediğini gördüğümde çok şaşırmıştım. Fikirlere duygular saplantılar kompleksler bu kadar etki ederse sonucu böyle oluyor. yine de ciddiye alınacak bir kitle bulduğu için kendini şanslı saymalı. başka yerlerde katıldığı programda ilk söylediği cümlede kırdığı pottan karşıdaki spiker rezil rüsva ederdi adamı
Biz lisedeyken "Bye Bye Türkçe"yi okulda okutmuşlardı herkes türkçeci olmuştu sonrasında. Bazen yabancı terimin türkçesi gelmediğinde ingilizcesini kullanıyordum, hemen linçliyordu arkadaşlarım beni, o zaman da bu işin saçmalık olduğunu ve dilin organik bir şekilde onu konuşanlar tarafından şekillendirildiğini düşünüyordum.
Çok yanlış yerlerden vurmuşsunuz. Oktay Sinanoğlu'nun anlatmak istediklerini editlerden izleyip çürütmeye çalışıyorsunuz. Onun anlatmak istediklerinin detaylı boyutu kitaplarında mevcut
Oktay Sinanoğlu’nun bi çok kitabını okudum ve kitaplarda ideolojisini ve kısmende hayatını öğrenmiş oldum. Bu iki arkadaşı aslında bu videoyu izleyene kadar beğenerek takip ediyordum fakat bu videoya da Oktay Sinanoğlu’yla alakalı yüzeysel bilgi edindiklerini ve bu eleştirilerin eksik ve hatalı olduğu kanaatindeyim. Oktay Sinanoğlu’nun asıl gayesi ayrıştırmak veya farklı milletleri itibarsızlaştırmak değil Türk milletine özgüven aşılamak ve aslını hatırlatıp, milli ve kültürel anlamda asimile olmanın önüne geçmektir.
Hocam kaç tane kitabını okudunuz? Düşünceleriniz kısa shorts videolardan ibaret olduğu aşikâr. İngilizce öğrenmeye hiç bir zaman karşı olmadı. Kendisi kitabında anlattığı üzere seyehat etmeyi, oranın insanlarıyla sohbet etmesini çok sever. Gittiği her ülkede o ülkenin diliyle sohbet etmeye çalışır. Dil öğrenmeye değil yabancı dilde ki eğitime karşıdır. Bunun nedenini şu sebeple açıklar. Fizik zaten anlaşılması çok zor bir alandır, bu zor alanda İngilizce ile fizik öğrenmeye çalışmak fiziği anlaşılmaz kılacaktır. Daha doğrusu çokdaha zor anlaşılan. Elbette İngilizce öğrenimini destekler ama Türkçe ile öğrenmek koşuluyla. Konuşurken bu noktayı çok defa atladınız. Abdülhamidi de seviyor, Atatürkü de seviyor, saygı duyuyor. Kendisinin kutuplaştırmaya yönelik bir tavrı olmadı. Ben şahsen büyük adamları eleştirirken 10 kat dikkatli olurum, fikirlerine katılmadığım bir adam olsa bile asla ama asla eleştirmem. Google da adamın biyografisine bakıp sonra kendi biyografine bakarsan aradaki farkı anlarsın. O yüzden böyle adamların kafası çok farklıdır, anlaşılması uzun süreçler gerektirir. İsmet Özel gibi bir adamı okumayacaksın, video çekmek için okuyacaksın. Sindirmek gerekir, hiç kolay değildir böyle adamlar. Onun için dikkatli olun, video hazırlamak için bir şey yapmayın. Video için yapılan işler anlamsız oluyor.
Kitaplarında ingilizce öğrenmeye karşı olmadığını yazıyor olabilir. Ancak Ingilizce diye bir dil yoktur argümanı ne oluyor? Programin tamamını izlemedim evet ama bu iddia çok ciddi olmakla birlikte kendisiyle de celistigini gösterir. İngilizce diye bir dil yoksa neden insanların ' ingilizce dilinde fen öğrenmemesi gerektiğini' söylüyor? Haa eğer İngilizce bir dilse neden dil değildir latincenin bozuk halidir diyor? Bu kadar ciddi uç fikirleri olan birinin diğer fikirleri mükemmel olsa da o fikirler gözümde büyük şüphe uyandırır. Mesela İngilizce'nin bir dil olmadığını kitaplarında bahsediyor mu yoksa sadece programda mi söylüyor? Eğer öyleyse kitaplarını okusam televizyon programındaki o fikrini elestirmeye hakkim olur mu yoksa haksız elestiride mi bulunuyorum
Oktay Hoca"Yabancı dille eğitim" ile "Yabancı dil eğitimi"kavramlarının özellikle altını çizmiş ,iyi okunup anlaşılması gereken,çok değerli bir bilim insanımızdır. Kaliforniya,MIT,Yale gibi dünya çapında üniversitelerde birden çok kürsüsü olan,bu üniversitelerde onlarca profesör yetiştirmiş bir bilim insanının bu eleştirilere maruz kalması da trajikomik !
Böyle yüzeysel "yaptım oldu yorumları" nı desteklediğinize göre Oktay Hoca gerçekleri sizi de acıtmış belli.Size sizin kalitenizde yorum yaptım.Normalde bu seviyeye inmem. Sinanoğlu hocayı ,özellikle de" Bye Bye Türkçe"sini iyi okuyup anlamanız dileğiyle...
Adam yabancı dil eğitimine karşı değil. Yabancı dille matematik fen öğrenmeyin diyor. Sen kendi dilini iyi öğren diyor. İngilizceyi öğrenmeyin demiyor.
yha nasıl karşı olmuyor. her konuşmasında türk dışında kalan tüm milletleri aşağlarken karşı olmuyor mu ingilizce diye bir dil derken karşı olmuyor mu. Toplum matematik feni en iyi ingilizce öğrenirken, bunuda öğrenmeyin demek ne kadar doğru. Rica ediyorum biraz düşünün.
@@Remixadam4590 eğitim, bilim orta doğuda gelişirken edebiyatın, matematiğin dili farsça, Arapçaydı. Daha sonra ki zamanlarda Fransızcaydı hatta o dönem gelişmelerden haberdar olmak için Fransızca bilmek gerekirdi. Şimdilerde ingilizce, gelişmişlik seviyesine erişmek için şart olmuş bir vaziyette. Googlede ingilizce ve türkçe kaynaklar bir oluyor mu hiç.
Ömer videoda diyor ya “Hep bir tarihte kahraman veya hain arama derdindeyiz” yani Türk milleti olarak birini sorumlu tutmayı seviyoruz. Aslında bu videonun yorumları da çok komik çünkü 49W adamdır, off çok iyi video , siz adamsınız, 😂 yine bir yüceltme işleri var. Bunun bir diğer güzel örneği ise Barış Özcan’ın videolarındaki yorumlardır😂 Maalesef Ömer videoda Türk halkının bu takıntısından bahsetmiş ama yorumlardan anlaşılıyor ki pek de bir şey değişmemiş. 😢
Öncelikle bu anti bakış açınızı tebrik ettim. Hoca, Anglo Saxon döneminden önce Celtics döneme atıfta bulunuyor, bence. Öte yandan, ana dilin önemini de bir dilci olarak savunuyorum. Ayrıca, yabancı dil, ikinci dil olarak öğrenebilir ve öğrenilirse kültürel bir gelişim olduğunu da dile getiriyor. Bir gelişim olarak veya İletişimde farklı yönden aktarım sağlamak için oldukça yararlı ama ülkenin içinde ana dil muamelesi görürse sıkıntı orada diyor, diye anladım. Ve bu anladığımı da destekliyorum. Video iki saatlik, kesitlerini siz seçip onları yargılamışsınız. Birçok alanda ben de izledim hocayı, desteklediğim ya da desteklemediğim görüşleri var ama bu konu derin ve alt yapısı bozulursa, yozlaşmaya gider. Örneğin, en basit okey veya çeşitli kelimelerin ülkede yaygınlaşması kendi benliğinden hakikaten uzaklaştırdığını gördüm. Hocanın tonu yüksek ama kültürel emperyalizm etkilerini doğru aktardığını düşünmekteyim. Tarihi konularda net bilgim olmadığı için bir şey söylemek istemiyorum. Sadece hoca milliyetçi diyebiliriz. Ama dil mevzusu önemli.! Son olarak, Fransa ile İngiltere aynı gemide tabii gider bakış açıları aynı çünkü, özellikle din anlayışı diyeyim. Avrupa etinik kimliğini tabii ki bozmaz hele bugünkü küresel denge ile birbirlerine düşman olmazlar ve Anadolu da orada kabul görmez. Bu handikap uzar gider çünkü, evet, Anadolu da Avrupa kabullenemezliği mevcut. Sonuç gelişemedik, teşekkürler....
Yaşar’ın peygambervari dediği kısmı yakın planlı ve fon müzikli eklemenizi beklerdim ispatı ektedir dercesine 😂 Güzel parçalamışsınız. Şu mu bu mu ikililiğinde de haklısınız. İlk atandığımda 8. sınıf öğrencilerim Atatürk ile cumhurbaşkanı fotoğrafını gösterip hangisi seç hoca demişlerdi. Nasıl yani, dediğimde bu bizden değil diyerek anlattıklarımla ilgilenme lütfunda bulunmamışlardı. Süreç içinde yumuşadı tabi tutumlar ama senci benci bucu şucu hâlâ çok yaygın olmaya da devam edecek gibi.
Az önceki yazdıklarıma ek olarak Sinanoğlu'nun hamasi söylemlerini ve işte İngilizleri küçümsemek gibi (kendime Türkçü diyen biri olarak, aslında niye belirtme ihtiyacı duyuyorsam :D ) katılmamak ile beraber. Türkçe'nin küreselleşmeye karşı birtakım güncel yöntemler ile korunması gerektiğini de düşünüyorum. Ben orta üstü düzey Japonca ve akademik ingilizce ve yanında bir iki dilde daha kendimi ifade edebiliyorum. Japonca bilmem dolayısıyla ve şu an Japonyada yaşadığım için Çinliler ile de oldukça haşır neşirim zaten abeceleri aynı. Çince bir yazı görünce de okuyamasam da anlıyorum ama şuna geleceğim. Mesela, sağdaki oturan arkadaş bir örnek verdi Televizyon diye. Buna katılmıyorum; Çindeki arkadaş "Elektrik" sözcüğüne bir ad vermiş. Japonlar da Elektriğe 電気 (Denki) diyorlar. Mikrodalgaya da kendi elektrik sozcuklerinden urettikleri 電磁レンジ (Denjirenji) diyorlar örneğin. Başka alıntı sözcükler için de başka sözcükler üretmişler. Bir başka örnek; bu youtubeda içerik üreten yayıncıların hepsinde bir "Like atıp followlamayı unutmayın" gibi kusura bakmayın ama embesilce bir kullanımını görüyorum. Ben Korece içerik de üretiyorum bu sitede ve adamlar kendi dillerini gayet koruyarak like cuseyo(vermek/istemek anlamı) follow hada gibi çarpık bir şekilde kullandıklarını hiç görmedim. 2015'ten beri de tüketiyorum. Hep kendi korece sözcüklerini kullanıyorlar. Bu konuda Oktay Sinanoğlu haksız değil. Ayrıca Türkiye Türkçesinde 105.000 civarı sözcük vardır bunun sadece 10.000 civarı yabancı kökenlidir. Özlük oranı hala %86-90lardadır. Yani zaten Türkçemiz Türkçe değil falan o lafları bir geçeceksiniz. Bu konuda eleştirmek durumundayım. Bir başka bakışaçısı da genelgeçer batı okumasıan göre Türkler göçebe ve medeniyet kuramayan bir kavim ya. Göçebe kavimlerde kültür dil ile aktarılır. Bizim gerçekten de en güçlü bağlayacılarımızdan biri dilimizdir. Ne çok muhafazakar ve Dünya'yı takip edemeyecek bağnaz olmalıyız ne de benliğimizi kaybedecek kadar saçılmalıyız. Tam bu noktadaki benim kişisel görüşüm Türkiye'te Kore ve Japonya modelinin yakıştığıdır.
16. dksında durdurup yazdığım için sağdaki arkadaşın hemen sonrasındaki dediklerini duyma fırsatım olmadı. Bu yüzden önyargı ile bir iki agresif tümce kurdum onlar için özür dilerim.
Dostum Kore ve Japonya örneğin güzel. Türkiye'nin yapması gereken bu ülkelerin yakın tarihlerinde yaptıgı gibi komplekslerden arınmış bir şekilde özünü Batılı anlamda restore etmek.
Sinaoglu'nun dil uzerine tezlerini dogrulayan guzel bir program olmuş. Azbucuk ortaogretim ingilizcesi ile gidilen yabaci dil ile öğretim yapan bir okulda, aynı şekle ilave olarak Amerika'da egitim görmüş hocalarca eğitilmiş Türk gençlerinin zihin yapısı hakkında iyi bir bilgi sagliyor. Bunun en önemli gostergesi fikirlerle değil eğitimde edinilmis algılarla düşünme. Fikirlerle düşünmek icin dogru bilgiye ihtiyac vardır, oysa algılarla düşünmek kolaydir, algi zihinde hazırdır. Mesela Sinanoglu 1945 sonrasi ABD ile yapilan anlasmalardan bahsettiginde vu anlaşmaların neler olduğunu anlamaya öğrenmeye çalışmak yerine bunlar hakkındaki zihindeki hazir tepkiler kullanılması tercih ediliyor. Oysa boyle bir merak olsa cok taktir ettikleri İnonu'nun "demokrasiye" geçişinin bu ikili anlaşmaların zorunlu sonucu olduğunu, gecilmek istenen "demokrasinin" tam bir tiyatro oldugunu (zira o donemde 1945'de F.D. Roosvelt'in ani ölümü sonrasında , Roosvelt'i iktidardan düşürmek icin buyuk mücadele vermis demokrasi dusmani -newdeal'ı kominst olmakla suclayacak, soğuk savaşı ve Mc Charty donemini getirecek- bir aristokratik seckin grubu iktidara gelmistir.) kavrayabileceklerdir. Oyleyse, yabanci dil ile öğretim, yayında da soz edildigi gibi bir olayi her yonuyle bilimsel olarak kavrama yerine kendinden üstün ingilizceye sahip kişilerin soylediklerini anlamayı oncelliyor ve ogretenler de bu sekilde ogrendiginden belirli dusunce kaliplarinin ardindaki gercekleri tam kavramadan kabullenmesine;. bu da isgalcisini seven sömürge "aydini" yetişmesine uygun bir ortam yaratıyor diyebiliriz. Genclere tavsiyem bir konuyu/kisiyi, ardındaki tum bilgileri tam kavramadan bu şekilde vulgar bir elstriye tabi tutmamaları. Aksi takdirde insanlari bilincli olarak yanlış yönlendirme amacı taşıyan propagndacilardan bir farkları kalmaz, aldiklari eğitime ve iyi niyetlerine yazik olur.
Güzel içerik, elinize sağlık. Oktay Sinanoğlu'nu merak edenler varsa, onun görüşlerini videolar üzerinden değil de, yazdığı kitaplar üzerinden daha sağlıklı anlayabilir. Bazı düşüncelerinin bariz şekilde yanlış olduğunu biliyorum ki siz de bunlara değinmişsiniz.
2 nokta eklemek istiyorum. Doğu ve güney komşularımız hariç diğer ülkelere gittiğim ve hatta yaşadığım oldu. Türke karşı dile getirmedikleri sadece altını biraz kaşıyınca belli olan bir nefret ve korku var. Çok şaşırdım. 2. Nokta ise harputtaki amerikan okulu o dönem ciddi bir propaganda yapıyor ve hatta bölge halkından binlercesini ülkesine getirtiyordu. Ülkeye elbette zararlı bir yapılanmaydı. Video için teşekkürler çok beğendim.
Çok iyi didiklemişsiniz, süper analizler. 👍 Bir de eşini inovasyon dedi diye “boş kafalı” diye azarladığı bir program kaydı var ki durumunun ve fikirlerinin vehameti daha iyi anlaşılıyor. Kendisinin hakkında konuşmadığı tek konu sanırım alanı olan kimya 😁
İtalyada doğup Amerika Floridada vefat eden bir insan için fazla milliyetçi. Oktay Sinanoğlunu bir de 20 yıl önce dinlemek isterdim.
Kendi oğlu türkçe bilmeyen bir insan için fazla türkçeci.
babası Başkonsolos Nüzhet Haşim Sinanoğlu'nun görevli bulunduğu italyada doğmuş olabilkir mi
Teşekkürler.
Ömer'e büyük oranda katıldım ama dilin kültür emperyalizmine nasıl hizmet ettiği konusunu çok hafife almışsınız. İnsanın konuştuğu dil, düşüncelerini çok etkiliyor bana kalırsa. Sinanoğlu'nun bunun kimliği de değiştirdiği iddiası hafife alınacak bir argüman değil
Kesinlike👍🏻
kendi çocuğuna türkçe öğreterek bu yozlaşmayla mücadele edebilirdi
@@ErdemHasbek oğlunu kendisi büyütmedi boşandigi eşi büyüttü
@@ErdemHasbekBelki de bu konuda bir ihmal olduğu için bunun önemini Zaman geçtikçe acı bir şekilde fark etmiştir. Insanlar doğuştan bilgiyle dünyaya gelmez deneyimleriyle öğrenir
@@kemter yani ? 🤣🤣
Abi,bu format çok iyi,Celal Şengörü de parçalayin lütfen.
Onu paramparça ettiler zaten
@@mustiboyistaken hangi video? Celal sengor balonmu?
Celal hocamı ekler yapıp yediler
@@mustiboyistaken paramparça edip ne dediler acaba? Sevan Nişanyan videosunda yaptıkları gibi söylemler üzerine hiç bir şey demediler yani Celal Şengör'ün sadece Fatihle ilgili söylediği bir şeye değindiler onun dışında hiç bir şey yoktu :D
@@eylemm04 Evet Nişanyan videosunda bayağı saçmaladılar. Videoya konu ettikleri pazar sohbeti bölümünü canlı olarak izlemiştim. Mesela Nişanyan İran hakkında konuşurken İran'ı bizzat gezip bisiklet turu yaptığından ve medyanın lanse ettiğinin aksine doğrudan gözlemleme imkanına sahip olduğundan bahsediyor. Laf arasında İran polisinin o kadar şeddit olmadığını söylüyor. Devamında da belki Tahran ve Tebriz'deki polis şiddetinin diğer yerler kadar olmadığı ve bölgeden bölgeye değişiklik gösterebileceğini söyleyip kendine hata payı bırakıyor. Lakin adamlar videoyu incelerken sadece İran'daki polis şiddetinin az olduğunun konuşulduğu yeri kesip kendilerine göre alaya alıyorlar. Bizzat da gözlemlememişler bu arada argümanları "hoahahah abi böyle bir şey olabilir mi LoL" düzeyinde. Abicim videoyu kesip biçmesen devamında adam zaten yanılıyor olabileceğini söyleyecek nedir bu ihtiras? Sen Nişanyan'ın aksine bizzat gidip gözlem de yapmamışsın niye varsayımlarını bu kadar güçlü görüyorsun?
Uzun yıllar önce Oktay Sinanoğlu hayranıydım. Fakat onun düşüncelerinden etkilenmek sonucu uğradığım bazı zararlar veya kaçan bazı fırsatlar, zamanla düşüncelerimi değiştirdi. Bu videoyu uzun yıllar önce dinleseydim "Haydi oradan!" deyip kapatırdım. Şimdi ise hak verdim. Hay ağzınıza sağlık!
Buradaki en önemli mesele sanırım Oktay Sinanoğlu'nun fen bilimci olması ama fen bilimleri dışındaki konularda yaptığı yorumların derinlikten uzaklaşması. Özünde ben de bir fen bilimci olarak bu alandaki çalışmaları ortak bir evrensel dilde paylaşmanın gerekliliğinin farkında olsam da bu alanlardaki lisans eğitiminin anadilde verilmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü en nihayetinde bir ülkedeki üniversitelerin öncelikli amacı kendi ülkesinin akademisine ve iş hayatına katkıda bulunmaktır. Ancak ortak bir evrensel dilde akademik çalışma yapma becerisine de o alanda uzmanlaşacak kişilerin sahip olması gerekir ki o alandaki gelişmelerin karşılıklı paylaşımı daha verimli hale gelsin.
Toprak satma konusunda Oktay beye katılıyorum. Eskiden bunun bir sınırı vardı fakat yeni kanunlar ile bir ilçenin %10 gibi büyük bir kısmını satın alabiliyorlar.
@@xy-jg5rb Her yeri mi satalım? Kaç istersin? Tapuyu komple onlara mı yapalım. Bence %1 bile çok gfazla bir oran. Vatandaş olabilmiş kişilere verilebilecek bir hak olmalı. Önce ev al sonra vatandaş ol ikilisi tersine dönmeli.
@@ii10103- %10 dediğin alımlarla toplamda 8 İl’e eşdeğer bir oran ortaya çıkıyor.
%10 az kalır dostum, emin ol Türkiye'den aracı vs bulurlar onlara da para öderler. Körfez Arapları istese bir ilin devlet binaları vs hariç hemen hemen hepsini satın alır.
Erdoğanın ülkeyi bölünmesine yönelik hareketleri bunlar projeye uymasa gönderirlerdi şimdiye kim gelirse projeye uymaz zorunda bu salak millet yok olmalı haketmediği bi ülklkede yaşıyuorlar
"Dilin metafizik bir yanı vardır." çok doğru. Buradaki hassasiyet önemli. Dildeki kavramlar itikadı ve insanın dünyaya bakışını etkiliyor.
Türkiye standartlarının çok üstünde bir program yapmışsınız. Tebrikler. Lütfen bu saçmalıkları parçalamaya devam edin. Belki farkında değilsiniz ama Türkiye‘ye çok büyük katkılarınız var
Sinanoğlu Reels ya da Shorts’ta her karşıma çıktığında hissettiklerimin ve zihnimdeki bağırışların özeti olmuş video. Yine harika içerik. 1 saat olsa yine izlenir. Umarım algoritma izin verir de bu video milyonların karşısına çıkar.
Sen bensin, kusasım geliyordu artık o videolardan
Kes la
@@katoy9976 içinde kaldı
Siz yitmişliği ve sömürülmeyi hakeden insanlarsınız
Bomboş saçma sapan bir video olmuş. Hissettikleriniz buysa vah
Parçalarken öyle net ve eleştirileriniz öyle yerindeki bayıldım
Gerçekten bu adamın videoları katlanılmaz hale gelmişti. Elestirel yorum yaptığımda hayattaki en büyük lincimi yemiştim. Çok sağ olun, içimin yağları eridi
YEMİN EDERİM BEN DE AYNISINI YAŞADIM, ETRAF CAHİL DOLU, ALLAH SABIR VERSİN
Aşağılık kompleksi olmasa batılıları aşağılamaz zaten.
Kes lan.
@@bungouyevsky dostum tamam oktay sinanoğlunun her fikrine %100 katılmıyorum ama bukadar bilimsel icraatlerde bulunmuş bir insanı ve bazı konuşmalarında ne demek istediğini anlamadan eleştirilmeye kalkılması bayağı hadsizce bir tutum
@@efeberkantaksu5014 Kimyageri kimya alanında ciddiye almak gerekir. Kimya ile ilgilenmediğim için nasıl araştırmalar yaptığını bilemem. Lakin, adamın beşeri bilimler konusunda altyapısı, bilgisi, bilimsel bakış açısı falan sıfır, yok yani okumamış, cahil o konularda. Okumadığı araştırmadığı bilmediği konuda etrafta dolanıyor. Bu adam beşeri bilimci değil, bilim adamı kimliğiyle dolaşmıyor çünkü uzmanlığı olan kimya alanında konuşmuyor, tek satır okuyup araştırmadığı konularda atıp tutuyor. Yaptığı şeyin kahvehane dayılarının yaptığı sohbetlerden bir farkı yok. Ben bile en iyi bildiğimi düşündüğüm konularda "Belki bilmediğim bir şeyler vardır." diyerek bir daha okuyorum bir daha araştırıyorum. Tarihçinin biri kalkıp da dünya düz dese ciddiye alıp "ooo kral ya, ne bilim adamı beee" mi diyeceğiz?
Ayrıca bir şeyin zararı yararından daha fazlaysa mantıken kabul etmemek gerekir. İnsanların cehaletinden ve eziklik psikolojilerinden beslenip ünlü oldu. Cehaletini kim bilir kaç kişiye yaydı. İşte ben bunu kabul edemiyorum. Dış mihraklar şöyle dış mihraklar böyle, İngilizler şöyle barbar Türkler şöyle güçlü, şu dil aşağılık şu dil üstün falan diyen bir milletten bir halt olmaz. İnsan dönüp kendine bakmalı, farklılıklara açık olmalı, her yerden beslenmeli. Zaten Türkiye'de insanlar şovenliğe meyilliydi, bu adam bu durumu iyice körükledi. Ben bu yüzden bu kadar kızgınım. Bu yüzden bu kadar üstüne gidiyorum. Karşıma çıkan cahillerin yarısı bu adamın müritleri. Adama diyorum benim alanım dil diye, "okudun da noldu cahil" diyor, dedim ya kahvehane dayısı. Sanırsın Sinanoğlu Tanrı ve ben de Amerikan ajanıyım, tövbe estağfurullah.
Atatürk'ün şu sözlerini bırakayım buraya son olarak: "Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir."
Dediklerinizin çoğuna katılıyorum, Oktay Sinanoğlu hayranı birisi olarak. Gerçekten yanlış düşünceleri var fakat çok doğru ve haklı düşünceleri de var.
Haluk tatar gibi bu her konuda bi fikri olan adamları da bi parcalasaniz icim rahatlasa
Entelektüel olması onun mu suçu hangi konuda ben uzmanım demiş çekememezlik yapmayın
Bu konuşan 2 adamı parçalasam hoşuna gider mi
@x y evet Haluk Tatar takipçisiyim bu lavuklar 1000 video izler 999u mantıklıdır 1 tanesi olayı saptırır o sırada abartarak sıctırırlar adam okuduğu anı hatıra defterini anlatıyor bunlar kaynak diyerekten adama laf ediyor bide bizim insanımız da var eşeklik bir olaya adam akıllı bakmazlar nerde bokluk oraya odaklanırlar
@@-Barahir-her konuda fikri olması güzel, amma çok aşırı fikrleri var. Adnan menderese vatan haini diyor
Süt tozuna ülkeyi satdılar falan diyor. Çok komik duruma düşüyor Bence. Eleştirilse kendisi adına də iyi olur belki
haluk tatar, jilet bir abimizdir, kirmizi cizgimizdir, ve parcalanamaz. atom alti parcacigi mi sandin onu, dingil!!!
Çok önemli bir şey söylemek istiyordum ki , bizim geçmişe olan merakımız , geleceğe olan hedeflerimizin derinliğinden hayallerimizden geliyor. Bizim ahlaki açıdan kendimizi övmemiz ve sömürmedik dememiz sadece kendimizi övmek değil, gittiğimiz ve gideceğimiz ülkelere verdiğimiz bir beyanat ve bir sözdür. Bir kendimizi ortaya koymaktır. Biz sömürmeye karşı olan bir milletiz ki biz size geldiysek karşılıklı var olmayı destekliyoruz demek içindir. Bizim hedefimiz , dünyaya adaleti getirmek ise , bu şekilde getirileceğine inanmışız , inanıyoruz.
27:58 çok doğru, en basitinden Fransızlar suyla yıkanmayı bilmediği için parfümü icat etmiş, İtalyanlar pisliğin içinde yaşadıkları için çizmeyi bulmuş gibi şeylerle büyütüldük biz (2004lüyüm) cidden okuldaki hocalarımız böyle diyordu
Bu arada avrupa temizliği geç kabul etmiştir.
@@emre7677 temizlikten kastın nedir? Mesela bugün hâlâ bir çok yerde ayakkabıyla eve giriyorlar, tuvaletlerinde su yok. Bu onları pis mi yapar? Buradaki konu aslında çok net: sence çigkofte çıplak elle mi yoğurulmalı, eldivenle mi? Çoğu kişi eldiven hijyenik diyor ama bence alakası yok. Bana eldivende plastik olduğundan el daha temiz geliyor.
@@karakataryus dostum doğru söylüyor Avrupaya düzgün bir şekilde tuvalet ve temizlik kültürü geç gelmiştir araştırırsan bunu kendinde görüceksin
@@efeberkantaksu5014 Bizim kullandığımız hamamların nereden geldiğini araştırdın mı? Hamam aslında Antik Roma kültürünün bir ürünüdür, sabunu da Romalılar icat etmiştir. Daha temizlik antik çağlardan beri vardı zaten. Orta Çağ'da Fransa mesela, Paris'te birçok halk banyosu vardı.
@@GerginGorunusluAdam59 kaynak nedir? Üstelik dediğin bu olay daha çok Romanın Doğusunda yaşanıyordu diye biliyorum hamamların Roma kültürü olduğunu biliyorum zaten
yorumlarda herkes Ömer’i övüyor gibi ama Yaşar harika bir adam ya kibarlığına,naifliğine,kültürüne ve olaylara bakış açısına bayılıyorum
Mesleğim gereği mecburen ana dilim gibi İngilizce öğrendim. Eğitimimin çok büyük kısmı, sadece İngilizce dilinde gerçekleşti. Şunu kesinlikle ifade ediyorum ki; anadilde eğitim Sayın Sinanoğlu'nun söylediğinden çok daha önemlidir. Ayrıca onun hiçbir kitabını okumayanların, onu görev icabı eleştiriyor gibi yapıp alenen karalamaya çalışması da oldukça düşündürücüdür. Ve işin vahim yanı, tüm bu sürecin o öldükten sonra başlamasıdır.
Sonradan öğrenmek çok zor
@@berkoktayemre1940 Pek değil aslında ama kendine göre, bir oyun planı hazırlayıp sonuna dek disiplinli bir biçimde riayet etmeniz gerekiyor. "Kendine göre" den kastım şudur: sizi kimse sizden daha iyi tanıyamaz. "Nasıl daya iyi öğreniyorsunuz" sorusunu cevapladıktan sonra stratejinizi ona göre kurgulayın. Ben şuan boş zamanlarımda İspanyolca öğreniyorum. Ve ileride Rusça'yı da ekleyeceğim. Böylelikle dünya nüfusunun çok yoğun bir bölümü ile iletişimimi kurabilecek seviyeye geleceğim.
Kekse sinanoglu da dilbilimi alaninda birkac kitap karistirsaydi belki soyledigi safsatalarin farkina bizden once kendisi varirdi
@@burgazada aynı yoldan gitmişiz. 40 yaşındayız toefl110 toeic 990 ingilizce biliyorum. sonra da önce ispanyolca sonra rusça ekledim. Tebrikler, aklın yolu bir
Ohh be birileri şunları söylemiş sonunda. Aşağılık kompleksinden bıkmıştık artık.
hocam oktay sinanoğlunun yurtdışında başına ne geldiği çok önemli bu hale kolay kolay gelmemiş belli
Bence de ciddi travmatize olmuş
ben de öyle düşünüyorum
Bence de
Adami türk olduğu için ya çok aşağıladılar ya da adamı kanırttılar
@@laissezfaire5699 Her yurtdışına gidende aynı şey olmuyor. Bugün bile o aşağılık kompleksini yaşayan da var yaşamayan da. Bunun dolayısıyla zamanla veya mekanla ilgisi olduğunu düşünmüyorum, tamamen gereksiz muhafazakarlık.
Bu adamın adamın emekli olduktan sonra işsizlikten bu işlere daldığını düşünmüşümdür hep. Birde amerikada öldüğünde çocuğunun türkçe bilmediği ortaya çıkmıştı. güzel video 👋
Oktay Sinanoğlu'nun kitaplarını okumadan yorumlar yaptığınız çok belli. Adam İngilizce eğitime karşı değil. Hazırlık mantığına ve eğitim dilinde kullanılmasına karşı. İngilizce lazımsa tabi ki öğrenin ama bunu üç aylık zaman dilimlerinde kurslar vasıtasıyla yapın diyor. Eğitim dili Türkçe olmalı çünkü bir insan en iyi eğitimi ana diliyle öğrenir düşüncesini savunuyor. Türkçede İngilizcenin aksine matematiksel yapısıyla köklerden binlerce kelime türetebilirsiniz. Burada Türkçenin farklı konulardaki üstünlüğünü coşkulu bir dil kullanarak anlatışı herkese batmış. Diğer dillerden etkilenmek çok doğal. Dil durağan değildir, katılıyorum. Fakat Sinanoğlu'nun düşüncesi elinden geldiğince Türkçe ifadeleri kullanarak bizlere örnek olmak. Zira bu hızla yabancı kelime istilasına maruz kalmaya devam edersek sonumuz Hintlilerin kullandıkları dile benzeyecek. Dilin varlığını Türkün varlığına bağlıyor. Hamasi anlatımı da bu noktada göze batmamalı. Dinleyenleri etkilemek ve dikkat çekmek adına coşkulu ve büyük ifadeler normal. Bazı ifadelerinize katılmakla beraber bu videonuzu beğenemedim. Parçalamaktan kasıt bu olmamalı. Daha fazla araştırma yapılmalı. Düşüncelerine katılmayabilirsiniz ancak mantığını da anlamıyorsunuz. Yabancı okullar muhabbeti gerçekten önem arz etmeseydi, görüşmelerde Fransızlar, Almanlar bu konuda yaygara çıkartmazlardı. İç karışıklığa sebep veren bir durum. Adam ele almış. Tek noktaya değindi diye eleştirmişsiniz. Adam dil üzerine yoğunlaştığı için sadece bu konuya değiniyor olabilir misal. Dengenin olmadığı bir video olduğu için beğenemedim sanırım.
Oktay Sinanoğlunun kitabını okumak beyin yıkanmadır yani boşuna para verme adam şarlatan ingilizler ağaçta yaşıyorlar demek ne lan 😂 şempanzemi adamlar😂
Altına imzamı atıyorum ✍🏻
Ya yürü ya
Dpğru söylüyorsunuz.
Bunlar Kadir Mısıroğlu'nu tanımıyorlar bile.Kadie hocamızın bilgisi ile bunların bilgisini kıyaslarsanız bu 2 kişinin bilgisi kum tanesi kadar olur,Kadir hocamızın ise okyanus kadar olur.
Eğitim dili sadece insanın kendi ana dilinde olmalıdır.Kendi ana dilinde yapılmazsa o kimse MANKURT olur.
Çok iyi, başarılar diliyorum. Sizleri görünce gelecekten daha çok umutlanıyorum.
Oktay sinanoğlu alanında uzman bir kimyacı, ona lafımız yok ama bu kişi alanında uzman bir kimyacı diye insanlar diğer konularda da her dediği doğru zannediyor sorunun bir kaynağı da bu bence. Size gelen muhalif tepkilerde yahu gardaşım bu adam şöyle uzman böyle uzman demişler. Ee adam tarihi bir konu hakkında yorum yapınca bu adam kimya alanında uzman diye yorum yapmayacak mıyız? çok mantıklı ve muhteşem bir video olmuş celal şengör de gerekiyor bence
Çok eskiden bu adamın para verip aldığım kitabını zamanla yararsız gördüğüm için bir kütüphaneye vermiştim. Keşke yırtıp çöpe atsaydım.
Mehmet Yasar abi Ben ilk baslarda Sana cok kurulmustum. Sen baya kral adamsin
Tebrik ederim, eğitiminizin hakkını vermişsiniz. Çok fazla ''oku-ma'' yaptığınız da belli. Ama okurluğun niceliğinin değil de niteliğinin ne kadar önemli olduğuna örnek olabilecek ''şahane analizleriniz'' beni benden aldı :)) Sakallı Celal üstadın, ''Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur.'' sözünü ete kemiğe büründürmüşsünüz gençler...
Normalde, şahsen Oktay Sinanoğlu'nu çok mantıksız bulurum siyaset konusunda. Fakat, bence biraz Sinanoğlu'nun zihin yapısını az-çok anlamaya çalışarak cevap verseydiniz daha iyi olurdu. Çünkü videoyu izlerken neden yanlış olduğunu göstermekten çok, adamla sadece dalga geçmek için video çekmişsiniz hissine kapıldım. Videonun bazı yerlerinde Yaşar onun zihin yapısıyla alakalı kavramlara değinmeye çalışmış ara ara ama hep o kavramlar derinleştirilmeden hızlıca bir-iki cümle olarak söylenip geçildi. Hal böyle olunca da ciddi bir şekilde üzerine düşünülmüş bir eleştiri göremedim. Buralara odaklanılsa bence daha güzel ve daha hakkaniyetli bir Oktay Sinanoğlu eleştirisi videosu çıkardı. Bu video ise daha çok görüntüleri izleyip anlık onun üzerine yorum yapma şeklinde olmuş. Oktay Sinanoğlu'nun bu bahsettiğim mentalitesini biraz anlamak için bence birbirleriyle bağlantılı olan birkaç noktaya bakmakta fayda var:
1) Oktay Sinanoğlu'nun ideolojik görüşü: Sinanoğlu'nun cümlelerine baktığınızda (gerek Nazım Hikmet'i vatansever birisi olarak yüceltmesi, gerek İsmet İnönü'ye karşı 'hain' yorumunda bulunması, gerek aşırı-milliyetçi çıkışları, gerekse anti-Amerikanizm diye bileceğimiz kadar bir ABD ve Büyük Britanya karşıtlığına sahip olması) onun oldukça sert bir ulusalcı çizgide olduğunu anlayabilirsiniz. Eğer Atilla İlhan, Sina Akşin, Türkkaya Ataöv, Hüner Tuncer, Erol Manisalı, Merdan Yanardağ, Banu Avar gibi isimleri okursanız söylediklerinin çok da radikal derecede farklı olmadıklarını anlarsınız. Medya alanında da başta ODA TV olmak üzere Sözcü, Toplumsal Haber, ABC Gazetesi, Aydınlık, Türksolu, Veryansın TV gibi gazetelerde; Teori Dergisi, İleri Dergisi veya Gündoğdu Dergisi gibi dergilerde ya da Tele 1 ve Ulusal Kanal gibi kanallara baktığınızda bu ulusalcı görüşü net bir şekilde görebilirsiniz. Peki nedir bu Ulusalcılık? Normalde eskiden çoğunlukla geçmişi Maocu olan, üçüncü dünya milliyetçisi ve köylüyü aydınlatmaya dayalı bir devrimci uç-sol sosyalist hareketin belirli entelektüellerinin zamanla 1990lardan sonra İslamcılık ve Kürt ayrılıkçı hareketlerinin artması ile Kemalist cumhuriyet düzeninin tehdit altına girmesi sebebiyle çıkmış reaksiyoner militarist ve aşırı-milliyetçi bir hareket. Aslında her ne kadar seküler oldukları için Türkiye'de solda düşünülse de, siyaset bilimine göre oldukça aşırı-sağ reaksiyoner bir hareket. Bir öz var ve gidişatı kötü görüp o milli öze yönelmeyi savunan ve kendisinin karşısında olan herkesi sert bir şekilde hainlikle suçlayan reaksiyoner bir hareket. Dış politikada sert derecede ABD, AB ve NATO karşıtı, onun yerine Rusya-İran-Çin ekseninde bir dış politikayı tercih eden, iç politikada oldukça otoriter olan, sivil toplum örgütlerine ve özgür basına, hatta demokrasiye milli güvenlik gereçesiyle oldukça karşı olan, küreselleşmeye fazlasıyla tepkili ve insan haklarından çok da haz etmeyen, askeri vesayeti gerekli ve meşru gören, laikliğin sert bir şekilde uygulannmasını isteyen, sert derecede aşırı-milliyetçi olan ve bu militarist milliyetçiliğin sembolü olarak da Atatürk'ü kültleştiren bir hareket. Sinanoğlu'nun videoda geçen abartılı Türkçe takıntısı, aşırı Türk milliyetçiliği ve abartılı Amerikan karşıtlığı bu ulusalcılığın temel argümanlarını oluşturuyor.
2) Oktay Sinanoğlu'nun içinde büyüdüğü mentalite: Sinanoğlu'nun bir Soğuk Savaş Türkiyesi'nde büyümüş entelektüel olduğunu unutmamak gerekiyor. Kendisi birçok o dönemin Türk entelijansiya üyesi gibi Atatürk dönemindeki Türk Aydınlanması'nın İkinci Dünya Savaşı'nın son dönemlerinden itibaren bitirilmesinden, köy enstitüleri ve laik eğitimin son bulmasından, gerici gördükleri dini cemaatlere toplumsal alanda izin verilmesinden, hazır olunmayan bir zamanda demokrasiye geçilmesinden ve bütün bunların da sadece ABD'ye komünist veya faşist gözükmemek için yapılmasından oldukça rahatsız. Çünkü onlara göre İsmet İnönü'nün bu ani Batı yanlısı dış politika izleme kararı, laikliğin kısmen yumuşatılması ve hızlıca demokrasiye geçilmesi bütün Kemalist Devrim'in kazanımlarını yok ettiği gibi, gerici İslamcı grupların da desteğini aldığı toprak ağalarının örgütlenmesi olan, başında da kendisi bilhassa toprak ağası olan ve sadece Toprak Reformu karşıtlığı üzerine kurulan bir Demokrat Parti iktidarı getirdi ve o 1950lerin iktidarı bu kesim için çok korkunç derecede karanlık bir dönemdi. Malum, son dönemlerinde artık iyicene devleti ele geçirmiş ve otoriter bir şekilde yönetmiş bir diktatörlüğe dönüşmüştü Menderes hükümetleri. Ancak bir darbe ile bu Menderes hükümeti indirilmişti ve o dönem bu Kemalist sol entelejensiya askeri darbeyi yapanları birer kahraman olarak görmüş, hatta bu darbeye uzun süre boyunca "27 Mayıs Devrimi" demişlerdir. Fakat, daha sonra önce Demirel'in zafer kazanması, ardından bu sefer arkasında ABD destekli olduğu tahmin edilen 12 Eylül Darbesi'nin gelişi ve sonrasında İslamcı geçmişi olan ve darbeci cuntanın kabinesinde kariyerine başlayan Turgut Özal'ın gelişi ve dış politikada çok daha ABD yanlısı olurken, ekonomide neoliberalleşmeye giderek devletin elindeki malları, fabrikaları özelleştirme yoluyla satması, ardından 90larda Tansu Çiller'in bunu daha da hızlı bir şekilde gerçekleştirmesi ve en sonunda ilk defa 95'te İslamcı, Atatürk düşmanı ve Cumhuriyet karşıtı olmakla suçlanan aşırı-sağ reaksiyoner popülist Milli Görüş hareketinin seçim kazanıp iktidara gelmesiyle zaten büyük bir öfke patlaması kazanmış bir kesimdi bunlar. Ömer'in videoda söylediği şey doğru, Menderes Kemalist siyasetin içerisinden gelen bir muhafazakar toprak ağasıydı, fakat bu Kemalist entelijansiyaya göre Kemalist Devrimi kendi özçıkarları için bilinçli bir şekilde gericilerle (İslamcı kesimi kastediyorlar) birlikte işbirliği yapan kişiler olarak görüyorlardı. Onlara göre de AKP zaten bu hattın varisiydi. AKP hükümetlerini de aynı önceki sağ hükümetler gibi dış politikada neredeyse diz çökecek kadar ABD ve AB'ye bağlı, ekonomide sadece kendilerine ve zengin sınıfın yararına neoliberal politikaları uygulayan, üretim odaklı bir ekonomi değil tüketim odaklı ekonomi izleyen ve bunu modernleşme zanneden (inşaat sektörü ve ucuz işgücü sağlama gibi), iç politikada da Türk milliyetçiliğini ve Atatürk'ü ayaklar altına alan, askeriyeyi Ergenekon davaları ile yok eden, Kürt ayrılıkçı hareketlerine sırf oy için ve AB baskısı sebebiyle tavizler veren ve dini cemaatlere (ki bunların bir kısmının ABD ajanı olduğu da belliydi) ülkeyi teslim eden olarak yorumluyorlardı.
3) Tarihsel Bağlam: Sinanoğlu'nun o cümleleri söylediği dönem AKP hükümetlerinin dış politikada gerek Irak Savaşı'nda, gerekse Arap Baharı'nda (özellikle Suriye meselesinde) çok aşırı derecede ABD yanlısı politika izlediği 2016 öncesi dönemdi. Bu dönemde anti-Amerikanist bir muhalif olmasının sebebi ilerlemenin ve medeniyetin sanılanın aksine ABD'nin yanında olmak, ABD'yi taklit etmek olmadığını kendince göstermeye çalışıyordu. Koca koca binalar inşa etmek, AVM inşa etmek ve neoliberal politikalar uygulamak onlara göre sadece ABD'yi taklit etmekten başka bir şey değildi. Türk milliyetçiliğine karşı olmak ve dini cemaatlere demokrasi ve sivil toplum diyerek fazla özgürlük tanımak da benzer bir taklitçilikten ibaretti. Tahmin edebileceğiniz üzere de eleştirdiği o aydınlar da genelde ABD'ye olumlu bakan, kendileri gibi anti-emperyalist bir üçüncü dünyacı söyleme sahip olmayan, onun yerine daha çok azınlık hakları, insan hakları, sivilleşme, demokratikleşme gibi ulusalcıların ve komünistlerin düz bir şekilde ABD liberal hegemonyasının dayatması olarak gördüğü kavramları savunan kesimler. Bu kesimlerin bazıları (hepsi değil) o dönem benzer argümanlarla AKP'yi olumlu görüyor, hatta destekliyordu. Bu kesimler 2010'daki referandumda bütün devam eden sorunlara, Ergenekon Davaları'na, hükümetin otoriterliğine ve ayrıştırıcı diline rağmen "Yetmez Ama Evet" kampanyası oluşturmaları ise ulusalcı kesim için kabul edilemez bir şeydi ve bu ulusalcı kesim de asıl bu sebepten dolayı onları bir çeşit hainlikle veya en azından akıl tutulması ile suçluyordu. Sinanoğlu'nun özellikle Boğaziçi Üniversitesi eleştirisi de biraz bunun üzerine bence. Yoksa ODTÜ de ABD tarafından kurulmuştur ama ona en ufak bir laf etmiyor.
4) Uluslarası konjonktür: Erken 2000lerde Bush yönetimi ABD'de iktidara gelmişti ve 1980lerden beri başlayan Neo-Conservative (Yeni Muhafazakar) düşünce artık neredeyse hegemonik bir düşünce haline gelmişti, birçoğu Neo-Con düşünür Bush hükümetinde bakanlık ve danışmanlık kapmıştı. Neydi bu Neo-conservative düşünce? Oryantalist bir perspektifle dünyaya bakan, liberal demokrasinin ve kapitalizmin tek gerçek ideal olduğunu savunan, ABD'nin bugün bu kadar zenginliğe sahip olmasına ve onu büyük güç yapan, hatta Soğuk Savaş'ı kazanmasına sahip olan şeyin bu ideal olduğunu savunuyordu (Özellikle Robert Kagan'ın kitapları bunun üzerinedir). Neo-Conlara göre dünya Batılı liberal demokrasilerle ile Doğulu totaliteryen diktatörlükler arasında bir savaştı ve ABD de gerek kendi çıkarlarını korumak için, gerekse dünyaya demokrasiyi yaymak için sert bir dış politika izlemeli ve gerekirse o diktatörlükleri yıkıp oraya kendi elleriyle liberal demokrasiyi getirmeli (Irak Savaşı ve Afganistan Savaşı bu saiklerle başlatıldı) ve bu sayede ABD önderliğinde bir dünya barışı sağlamalıydı (Pax Americana). Bu görüşe göre İslami uygarlıklar, Doğu uygarlıkları ve Katolikler asla tam olarak bir liberal demokrasiye sahip olamazdı, bu ancak ABD'nin sahip olduğu Protestan etiği sayesinde kurulmuş bir düzendi. İşte Sinanoğlu gibi ulusalcılar da ABD'nin bu oryantalist bakışının ve bu bakışın ABD emperyalizmini meşrulaştırmak için kullanıldığının farkındalardı ve onun için inatla onların medeniyet olmadığını, aslında kendilerinin medeniyet olduğunu abartarak iddia ediyorlardı. Çünkü anlatmaya çalıştıkları şey, ABD'nin ve AB'nin Türkiye'ye veya başka bir ülkeye 'medeniyet' getirmeyeceği, onu sadece kolonileştirmek ve kendi üzerinde ekonomik bağımlılık yaratmak için o ülkelerde serbest ekonominin ve demokrasinin yayıldığını savunuyorlar. SSCB'nin ve Yugoslavya'nın dağılması, üstüne üstlük Irak Savaşı'nın gerçekleşmesiyle bu argümanlarına daha da sıkı sıkı sarılmaya başladılar. Onlar için Batı medeniyetinin bir parçası olmayı istemek sadece Batı tarafından Batılı olmayan ülkelere empoze edilen aşağılık kompleksini kabul etmek ve onlara hayranlık duyarak onların planlarını göremeyip direnmemek demekti. Halbuki ulusalcılara göre inatla Batı emperyalizmine karşı olmalı, tekrardan bir Kemalizm'e sarılmalı, bağımsız ve Batı'dan izole olmuş, ekonomik anlamda kendi kendine yeten bir ülke kurarak Türkiye'nin "asıl medeniyet" olduğunu gösterip Batı uygarlığına bir alternatif olabileceğini kanıtlamalı. Bu gururu insanlara aşılayabilmek için de biraz abartılı bir şekilde bazen gerçek dışı olacak aşırı-milliyetçi mitler yaratıyorlar, dil kullanımında bile sadece Türkçe kullanmayı savunuyorlar, Batı kültürü olarak gördükleri şeylere özenmeyi sert bir şekilde reddediyorlar ve 1930lardaki o ulus inşasının var olduğu devrimci ruha geri dönmeyi umut ediyorlar.
Ben neden ulusalcılığı mantıksız buluyorum? Birincisi, fazlasıyla otoriter ve aşırı-milliyetçi bir hareket ve bunun sonucunun hiç iyi olacağını düşünmüyorum. Tam tersine Türkiye eğer kendisinin Batı'dan daha iyi olduğunu kanıtlamak istiyorsa onların yaptığının tersini yaparak değil, onların yaptığından daha iyisini yaparak ve ona alternatif olması gerekir diye düşünüyorum. Kaldı ki otoriterliğin de, aşırı-milliyetçiliğin de, militarizmin de, kişilik kültlerinin de pek yararlı olduğunu düşünmüyorum. Bunlar gayet faşizme, nazizme giden yollar. Ne olursa olsun insanların temel haklarını kısıtlayacak bir modelin benimsenmemesi lazım. Tam tersine, bilhassa ilerleme için milliyetçi mitlere dayanan irrasyonal düşünme biçimine değil evrensel ve bilimsel düşünceye; insanların tam potansiyellerini gerçekleştirebilmeleri için de oldukça çoğulcu ve insan haklarından taviz vermeyen çok daha iyi ve eşitlikçi bir demokratik modele ihtiyacımız var. Militarist bir dışlayıcı otoriter rejim hiçbir şekilde kurtuluş reçetesi olamaz, sadece insanlara paranoyak bir şekilde zulm eden bir rejim olur ve sonunda da çok büyük ihtimalle insanların pek yaşamak istemeyeceği bir ülke haline gelir ve eninde sonunda iç çatışmaya doğru evrilir. Üstelik ahlaken de doğru bir yaklaşım değil, büyük bir kitleyi dışlayan ve onların haklarını milli güvenlik bahanesiyle ezen bir rejim inşa etmek. İkincisi sebebim ise, var olan oryantalist mitlere oksidantalist bir yaklaşımın cevap olabileceği kanısında değilim. Tam tersine o oryantalist mitleri sert bir şekilde reddetmek gerekiyor. Ortada hiçbir zaman bir 'Doğu' veya bir 'Batı' olmadı. Bunların hepsi emperyalist saiklerle Avrupalı imparatorluklar tarafından uydurulmuş bir şey. Zaten Batılı olmayan ülkeler inatla gericiliği, otoriterliği veya aşırı-milliyetçiliği benimserse bu en çok Batılı emperyalizmi meşrulaştırmaya çalışan ülkelerin işine yarar çünkü onların senelerdir savaşlarını meşrulaştırmak için kendi halklarına yaptığı propagandayı doğrulamış olur. Eğer gerçekten anti-emperyalist bir mücadele verilmek isteniyorsa sadece Batılıların emperyalizmi değil, her türlü emperyalist mentalitenin amasız, fakatsız reddedilmesi lazım. Anti-emperyalist direniş Batı'ya alternatif bir emperyalist yaratmakla değil, tam tersine her türlü emperyalizme karşı enternasyonel bir direniş yaratmakla mümkün olacağı kanasındayım.
Güzel bir analiz olmuş👍🏻
@@tanberkak6188 Son yazınızda katılmadığım bazı noktalar var ancak çok güzel yazılmış bir metin.Tebrikler.Şapka çıkarmak düşer bana sadece
@@123vr6
Çok teşekkür ederim hocam yorumunuz için. Tabi ki de katılmadığınız kısımlar olabilir.
Dostum instagramını yazar mısın. Analizlerini okumak isterim.
BYE BYE Türkçe'den başlayarak lisede iken kitaplarını okumuştum, düşünce yapısı ham olsa da insana o dönemde aradığı yönü verme konusunda etkili biri çünkü ergenlikte ince ayrımlar üstüne düzgün tespitler sunan kişilerin kullandığı dil anlaşılır bir dil değil genellikle. Oktay hoca Türk gençleri arasında siyasileşme için gereken güdülenme ve okuma alışkanlığını edinmek için güzel bir basamak sunuyor. Onu okumadan Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin bile okumak mümkün değil, geçtim Atsız ve öteki milliyetçileri.
9:40 Yabancı dil öğrenmeyin demiyor ki adam. Eğitimin dilinin İngilizce olmasının oluşturduğu soruna vurgu yapıyor. Siz aynı anda hem dil hem de yüksek mühendislik vs. bilgisini aynı anda da milli benliği koruyacak alt yapıyı öğrenciye sunacak güce sahip değilsiniz diyor ki, haklı bence. Basit bir mekanik bu. Herkes bilim yapmak için önce dil öğrenmeye yıllarını verirse bu kişiler bilim yapacak güce kavuşamadan yaşlanır gençliklerinin baharı geçer, sonra da sönümlenerek vasat insanlara dönüşürler, demek istiyor.
Yalnız Oktay hocanın (Allah rahmet eylesin) Tarih bilgisi epey zayıftı, ondan eminim. Çünkü ittihatçıları ve İnönü'yü yerip orada tek başına Mustafa Kemal sahiplenilmez. Hoca tribünlere oynamış. Yine de düşüncesinin özünde anti oryantalizm var. Oryantalizm bir aşırı uç olarak bizim gibi toplumlarda akıl ötesi, duygu yüklü bir karşı çıkışı zorunlu kılıyor. Bunu en işlenmiş biçimde Cemil Meriç'te görebiliriz. Oktay hoca o bağlamda biraz az işlenmiş bir dil kullanıyor ;)
Şerefsiz diyor millete😂😂😂Kadir mısıroğlunun laciverti
Oktay Sinanoglu gerçekten türklüge Türkçeye bağlı kalınması gerektiğini söyleyen çok iyi bir bilim insanıdır.
Millete bunu satarken kendi öz oğlunun Türkçe bilmemesi oksimoronu😊
Türklük nedir? Türklüğe bağlı olmak nedir?
şaka gibi ya cidden 49W harbi adam gibi adamm. ulan bu kadar da adam olunmaz, şöyle bir videoyu türkiye'de 2 3 kanal anca yapabilir. iskipli atıf hoca'nın klonu siyaset bilimci ve sosyolog yaşar abi'ye ve sadece siyaset bilimci olan ömer abi'ye çok selamlar PARÇALIYORUZ'u daha sık görmek istiyoruz...
Cemalettin N. Taşçı bölümü acil gelmeli
20 yaşlarındaki gençler Sinanoğlu tokatlıyor... helal olsun size... dinazorları parçalayın sorgulayın gençler.....
"Sadece siyaset bilimci."
hahaha dünyanın en geç profesörü göt videoya yorum yapmaya benzemez
Gençler emeğinize sağlık
Adam ne zaman İngilizce öğrenmeyin dedi? Bu adamın kitaplarını okumanızı öneririm
Almanya’da ingilizce lisans eğitimi bile yok, sadece yüksek lisans birkaç bölümde İngilizce eğitim var ( işletme gibi) ve eğer orada eğitim almak istiyorsan Almanca öğrenme şartı koşuyor. Aynı şey Fransada da var
Bu adamın kitaplarını okumayıp sadece birkaç reels izleyen arkadaşlarıma söylüyorum, lütfen okuyun arkadaşlar.
Nazlı hanım başta yorumunuz için teşekkür ediyorum. Kitaplarının hepsini okumuş biri olarak rahmetliye ayıp ettiler. Şuan piyasadan kitapları kaldırıldı diye biliyorum bir kısım insan tarafından toplanılıyor bu kitaplar sebebini sizde bilirsiniz ki hiç iç açıcı değil.
@@abdurrahmancanpolat3614 Ya adam kitaplarında da anadilin önemi diyor. Ömer'in orada ki çıkışı gayet haklı oğluna öğretseymiş o zaman. Samimiyetsiz bir zihin dünyası var çıkarımına götürüyor bu durum.
Parçalanmışlar parçaladığını zannediyor
yha kafan mı güzel, kitaplarını eleştirmiyorlar dikkat ettiysen yaptığı konuşmaları eleştiriyorlar gayet haklı ve yerinde. Bu adamın radikal düşünceleri seni etkilemiş olabilir lakin radikal fikirlerin zarar verdiğini de bilmen lazım.
Türkiye'de devlet dil eğitimi vermekte zorlanıyor. Lisans eğitimini İngilizce vermelerinin sebebi biraz da dil bilmeyen insan çıkarmamak. Almanya'da herkes İngilizce konuşuyor zaten. Konuşamayan 45 yaş altı Alman bulamıyorsun ve İngilizce etkisi bizden daha fazla adamların kültüründe
Sinanoğlu da boş konuşuyor. Yaratmaya çalıştığı şey reaksiyoner bir gericilik
yav 2007-2008 yıllarında üniversitede olanlar hatırlayacaktır, Oktay SİNANOĞLU çok popülerdi. Özellikle Türkçe farkındalığının kanaat önderiydi diyebilirim. "üniversite" değil "evrenkent" gibi gibi. Fakaaat yıllar geçti internet iyice hayatımıza yerleşti ve Sinanoğlu'nun aslında "ilah" olmadığı , fazla abarttığımızı anladım. Tabi şimdi bu videoyu görünce yalnız olmadığımı anladım.
Yani , kısaca "Video ne güzel şey değil mi?"
Oktay Sinanoğlu'nun bütün kitaplarını okudunuz mu?
Sadece editlerden izlemişler doğru dürüst bilgi sahibi olmadan yorum yapıyorlar işte
Albert einstein'in bütün kitaplarını okudunuz mu?
@@ismetozcift niye okumak zorundayız, bu dediklerinin kitapta açıklamaları mı var? Bildiğin sallıyor işte
Çok önemli konular, önemli tespitler. Güzeldi.
Bence keşke parçalıyoruz başlığı altında incelerken kitaplarını da inceleseydiniz. TV programlarında insanın kendini yeterince (en azından %100) anlatamaması da mümkün. Seküler milliyetçilik videonuzu ne kadar sevdiysem maalesef bu videoyu yavan buldum. Sinanoğlu’nu yıllardır (evet reellardan ve popülaritesinden de evvel) takip eden ve onu okuyan bir kişiyim. Maalesef çoğunlukta olan kişiler kendi düşüncelerine çekmek adına kesitlerle hocayı insanlara tanıtıyorlar.
👌🏼
bence bi insanın kendini en iyi anlatması gereken yer televizyondur çünkü halka bir nevi kendini tanıtıyorsun televizyonda
kesit dediğin koskoca programlar, adam çıkıp kamera karşısında bir saat saçmalıyorsa yazdığı kitabı neyleyeyim?
Kapanıştaki müzikle birlikte her dediğiniz daha da etkili oldu 😁
Vallahi dostlar çok harika bir video olmuş ilk başta çok önyargılıydım ne diyor lan bunlar diyordum kendime. Oktay Sinanoğlu hakkındaki elestirinize katılıyorum ama orda hocanın demek istediği ingilizce ögrenmeyin demiyor matematiği ,fiziği kendi dilinizle ögrenin çünkü bu derslerin zaten anlaması ve kavraması zor! Ek olarak isterseniz İngilizce oğrenmeye devam edin dediği videoları da var! Ve hocanın da dedi gibi bazı kelimelerin Türkçe de bazı kelimelerin de İngilizcede karşılığı yok! Örneğin Gönül kelimesi gibi! Bence Türkçe İngilizce'ye göre çok daha duygusal çok daha relax ve çok daha her yöne eğilip bükülebilen bir dil o yüzden bende ana dilde kişinin kendini geliştirmeden başka bir dil öğrenmesine karşıyım! Özellikle çocukken bu benim görüşüm
Video formatı harika👌
Ali babacanı küçük enişteyi istiyoruz
Çok kaliteli objektif bintartışma helal size
İspanyolca hermano mermano enseye şaplak bir dildir sjsjsjdk
bu videoyu ana sayfa tavsiyesi ile açtım, öveceksiniz zannettim tam kapatacaktım ki... süper video olmuş.
Lütfen İsmet Özel'in de üzerinde durulsun
Süper format böyle devam👍
Acaba bu formatı türkiyedeki geçmişten bugüne bazı siyasi isimler için de yapabilir misiniz? Necmettin Erbakan, Kenan Evren, Turgut Özal gibi…
Ya ben bu zamana kadar sizi niye görmedim acaba daha çok görmek istiyoruz
Oktay Sinanoğlu çok iyi bence ya :)
İkili Anlaşmaların İçyüzü. Haydar Tunçkanat bu kitabında, ABD ile 1945'te başlayan iktisadi anlaşmaların, 1947'de başlayan askeri anlaşmaların ve 1954'te başlayan siyasi anlaşmaların içyüzünü somut örneklerle, belgelerle ortaya koymaktadır.Yazar, Kurtuluş Savaşı'yla bağımsızlığını kazanan Türkiye'nin, ikili anlaşmalar yoluyla nasıl yeniden boyunduruk altına alındığını gözler önüne seriyor.
13. Dakikada bahsettiğiniz konuda haksızlık yaptınız. Sinanoğlu yabancı dil ile matematik vs öğretilmesin diyor, İngilizce öğretilmesin değil.
Akademik manâda çeviri yapmakla günlük konuşma anlamında dil bilmek çok farklı şeyler, konuşulan dil doğal olarak düşünce ve davranış ikilisini bu bağlamda duyguları da etkileyerek üçgeni tamamlar! Hatta şunu da belirtmek gerekir ki eğitim sistemimizde İngilizce öğrenimine ayrılan emek ve zamana kıyasla sonuç ortada bu da bana naçizane o dille düşünemememizden kaynaklandığını düşünüyorum, misal İngilizce ve Türkçe olarak aynı cümleyi kurmaya çalışırsak aralarındaki anlamlandırma farkı görülür, bu da edebi çevirilerdeki anlam kayıplarını açıklar. Teşekkürler
Örüntüyü doğru yakaladıysam bir iki bölüme İsmet Özel gelir. :D
Cok haklisiniz
Bu yaşınıza bu birikime sahip olursunuz mükemmel arkadaşlar. Umarım başarılı bir hayatınız olur ve ülkeye çok büyük faydalarını dokunmaya devam eder.
Sona doğru müzik beni duygulandırdı, yaşasın Türkler 😂
Oktay Sinanoğlu'nu sözüm ona "parçalayacak" arkadaşlarımıza bak hele 😄
Cahil cuhela veletler
Bağırsaklardaki artıklardan faydalanmak isteyen tek hücreliler . . .
Bu ikiliyi dinleyince hocanın ne demek istediğini daha iyi anladım 😂 büyük Derya hoca her şeyi önceden biliyordu boşuna IQ 190 değildi zamanında gelmiş geçmiş en büyük profesörlerden 26 yaşında dünyada kaç kişi profesör olmuş üstelik Amerika da Türkiye’nin okullarında o zaman daha kaliteli öğretim varmış sınıf atlaya atlaya geçmiş Fizik,Matematik ne istersen var hocada bir sürü tezi var üstelik onun ismi verilmiş bunlarda kimi eleştiriyor bilmiyor değil hocanın dediği takım bunlar
@@helikopter6930 akademik olarak basarilisi olmasi sosyal bilimlerdeki tespitlerinin fecaat olduğunu değistirmiyor
@@lrkholmes8235 Sosyal bilimlerdeki bilgileri fecaat sa o halde geçmişte olan hiçbir profesörün dediğini kullanmaya gerek yoktur
bu adamın anlattıklarını ciddi ciddi oturup dinleyecek milyon insan var ülkede. nereye doğru sallasa harikasın hocam diyecek sürü adam var. shortslarda karşıma çıkıp da dinlediğimde böylesine mantıksız cümleleri hoca sıfatıyla çıktığı programlarda ne kadar rahat söylediğini gördüğümde çok şaşırmıştım. Fikirlere duygular saplantılar kompleksler bu kadar etki ederse sonucu böyle oluyor. yine de ciddiye alınacak bir kitle bulduğu için kendini şanslı saymalı. başka yerlerde katıldığı programda ilk söylediği cümlede kırdığı pottan karşıdaki spiker rezil rüsva ederdi adamı
Parçalıyoruz: Aziz Nesin
Dil ile bunun ne ilgisi var dedikten sonra ...gerisini izlemeye gerek kalmadi😊
Biz lisedeyken "Bye Bye Türkçe"yi okulda okutmuşlardı herkes türkçeci olmuştu sonrasında. Bazen yabancı terimin türkçesi gelmediğinde ingilizcesini kullanıyordum, hemen linçliyordu arkadaşlarım beni, o zaman da bu işin saçmalık olduğunu ve dilin organik bir şekilde onu konuşanlar tarafından şekillendirildiğini düşünüyordum.
bir saniye, o zaman ne demek oxford ?
Kesinlikle Okan Bayülgen gelmeli.
Çok yanlış yerlerden vurmuşsunuz. Oktay Sinanoğlu'nun anlatmak istediklerini editlerden izleyip çürütmeye çalışıyorsunuz. Onun anlatmak istediklerinin detaylı boyutu kitaplarında mevcut
Alev Alatlı için parcalayamiyoruz serisi istiyoruz.
Oktay Sinanoğlu’nun bi çok kitabını okudum ve kitaplarda ideolojisini ve kısmende hayatını öğrenmiş oldum. Bu iki arkadaşı aslında bu videoyu izleyene kadar beğenerek takip ediyordum fakat bu videoya da Oktay Sinanoğlu’yla alakalı yüzeysel bilgi edindiklerini ve bu eleştirilerin eksik ve hatalı olduğu kanaatindeyim. Oktay Sinanoğlu’nun asıl gayesi ayrıştırmak veya farklı milletleri itibarsızlaştırmak değil Türk milletine özgüven aşılamak ve aslını hatırlatıp, milli ve kültürel anlamda asimile olmanın önüne geçmektir.
Bunu başka milletlere b*k atarak mi yapıyormuş?.
Bu oktiyi hiç sevmezdim ... Program ilaç gibi geldi.. Allah razı olsun
Hocam kaç tane kitabını okudunuz? Düşünceleriniz kısa shorts videolardan ibaret olduğu aşikâr. İngilizce öğrenmeye hiç bir zaman karşı olmadı. Kendisi kitabında anlattığı üzere seyehat etmeyi, oranın insanlarıyla sohbet etmesini çok sever. Gittiği her ülkede o ülkenin diliyle sohbet etmeye çalışır. Dil öğrenmeye değil yabancı dilde ki eğitime karşıdır. Bunun nedenini şu sebeple açıklar. Fizik zaten anlaşılması çok zor bir alandır, bu zor alanda İngilizce ile fizik öğrenmeye çalışmak fiziği anlaşılmaz kılacaktır. Daha doğrusu çokdaha zor anlaşılan. Elbette İngilizce öğrenimini destekler ama Türkçe ile öğrenmek koşuluyla. Konuşurken bu noktayı çok defa atladınız. Abdülhamidi de seviyor, Atatürkü de seviyor, saygı duyuyor. Kendisinin kutuplaştırmaya yönelik bir tavrı olmadı. Ben şahsen büyük adamları eleştirirken 10 kat dikkatli olurum, fikirlerine katılmadığım bir adam olsa bile asla ama asla eleştirmem. Google da adamın biyografisine bakıp sonra kendi biyografine bakarsan aradaki farkı anlarsın. O yüzden böyle adamların kafası çok farklıdır, anlaşılması uzun süreçler gerektirir. İsmet Özel gibi bir adamı okumayacaksın, video çekmek için okuyacaksın. Sindirmek gerekir, hiç kolay değildir böyle adamlar. Onun için dikkatli olun, video hazırlamak için bir şey yapmayın. Video için yapılan işler anlamsız oluyor.
Bunlar adam değil bunlar thailanddaki gibi ladyboy olmak istiyenler!
Kitaplarında ingilizce öğrenmeye karşı olmadığını yazıyor olabilir. Ancak Ingilizce diye bir dil yoktur argümanı ne oluyor? Programin tamamını izlemedim evet ama bu iddia çok ciddi olmakla birlikte kendisiyle de celistigini gösterir. İngilizce diye bir dil yoksa neden insanların ' ingilizce dilinde fen öğrenmemesi gerektiğini' söylüyor? Haa eğer İngilizce bir dilse neden dil değildir latincenin bozuk halidir diyor? Bu kadar ciddi uç fikirleri olan birinin diğer fikirleri mükemmel olsa da o fikirler gözümde büyük şüphe uyandırır.
Mesela İngilizce'nin bir dil olmadığını kitaplarında bahsediyor mu yoksa sadece programda mi söylüyor? Eğer öyleyse kitaplarını okusam televizyon programındaki o fikrini elestirmeye hakkim olur mu yoksa haksız elestiride mi bulunuyorum
Niye okuyayim kardesim butun kitaplarini? Deli misin nesin? Her sacmalayana sacmaliyorsun diyebilmek icin oturup kitabini okumak zorunda degilim.
Oktay Hoca"Yabancı dille eğitim" ile "Yabancı dil eğitimi"kavramlarının özellikle altını çizmiş ,iyi okunup anlaşılması gereken,çok değerli bir bilim insanımızdır.
Kaliforniya,MIT,Yale gibi dünya çapında üniversitelerde birden çok kürsüsü olan,bu üniversitelerde onlarca profesör yetiştirmiş bir bilim insanının bu eleştirilere maruz kalması da trajikomik !
gerçekler acıtır
Böyle yüzeysel "yaptım oldu yorumları" nı desteklediğinize göre Oktay Hoca gerçekleri sizi de acıtmış belli.Size sizin kalitenizde yorum yaptım.Normalde bu seviyeye inmem.
Sinanoğlu hocayı ,özellikle de" Bye Bye Türkçe"sini iyi okuyup anlamanız dileğiyle...
Bir de fanboyları var, öf öf onlar tam kör kütük. Sanki her şey güllük gülistanlıktı da Avrupa'ya özenmeye başladık.
Senden cahil degiller emin ol.
34 dk video çekiyorsunuz, oturup izliyoruz. Kıymetimizi bilin.
Adam yabancı dil eğitimine karşı değil. Yabancı dille matematik fen öğrenmeyin diyor. Sen kendi dilini iyi öğren diyor. İngilizceyi öğrenmeyin demiyor.
yha nasıl karşı olmuyor. her konuşmasında türk dışında kalan tüm milletleri aşağlarken karşı olmuyor mu ingilizce diye bir dil derken karşı olmuyor mu. Toplum matematik feni en iyi ingilizce öğrenirken, bunuda öğrenmeyin demek ne kadar doğru. Rica ediyorum biraz düşünün.
@@Remixadam4590 eğitim, bilim orta doğuda gelişirken edebiyatın, matematiğin dili farsça, Arapçaydı. Daha sonra ki zamanlarda Fransızcaydı hatta o dönem gelişmelerden haberdar olmak için Fransızca bilmek gerekirdi. Şimdilerde ingilizce, gelişmişlik seviyesine erişmek için şart olmuş bir vaziyette. Googlede ingilizce ve türkçe kaynaklar bir oluyor mu hiç.
Çok iyi içerikleriniz. Teşekkür ederim.
Ömer videoda diyor ya “Hep bir tarihte kahraman veya hain arama derdindeyiz” yani Türk milleti olarak birini sorumlu tutmayı seviyoruz. Aslında bu videonun yorumları da çok komik çünkü 49W adamdır, off çok iyi video , siz adamsınız, 😂 yine bir yüceltme işleri var. Bunun bir diğer güzel örneği ise Barış Özcan’ın videolarındaki yorumlardır😂 Maalesef Ömer videoda Türk halkının bu takıntısından bahsetmiş ama yorumlardan anlaşılıyor ki pek de bir şey değişmemiş. 😢
Çok iyi video , ne zamandır bekliyorduk.
Bir dahaki video için Murat Bardakçı, İlber Ortaylı olabilir.
Öncelikle bu anti bakış açınızı tebrik ettim. Hoca, Anglo Saxon döneminden önce Celtics döneme atıfta bulunuyor, bence. Öte yandan, ana dilin önemini de bir dilci olarak savunuyorum. Ayrıca, yabancı dil, ikinci dil olarak öğrenebilir ve öğrenilirse kültürel bir gelişim olduğunu da dile getiriyor. Bir gelişim olarak veya İletişimde farklı yönden aktarım sağlamak için oldukça yararlı ama ülkenin içinde ana dil muamelesi görürse sıkıntı orada diyor, diye anladım. Ve bu anladığımı da destekliyorum. Video iki saatlik, kesitlerini siz seçip onları yargılamışsınız. Birçok alanda ben de izledim hocayı, desteklediğim ya da desteklemediğim görüşleri var ama bu konu derin ve alt yapısı bozulursa, yozlaşmaya gider. Örneğin, en basit okey veya çeşitli kelimelerin ülkede yaygınlaşması kendi benliğinden hakikaten uzaklaştırdığını gördüm. Hocanın tonu yüksek ama kültürel emperyalizm etkilerini doğru aktardığını düşünmekteyim.
Tarihi konularda net bilgim olmadığı için bir şey söylemek istemiyorum. Sadece hoca milliyetçi diyebiliriz. Ama dil mevzusu önemli.!
Son olarak, Fransa ile İngiltere aynı gemide tabii gider bakış açıları aynı çünkü, özellikle din anlayışı diyeyim.
Avrupa etinik kimliğini tabii ki bozmaz hele bugünkü küresel denge ile birbirlerine düşman olmazlar ve Anadolu da orada kabul görmez. Bu handikap uzar gider çünkü, evet, Anadolu da Avrupa kabullenemezliği mevcut. Sonuç gelişemedik, teşekkürler....
Keltlerin önemli kısmı Romalılaşmıştı ama. Hatta Sakson işgali dönemi geri gidiş "karanlık orta çağ" anlatısının biraz başı da sayılabilir.
Attila İlhan hakkkında görüşleriniz neler?Anılar ve Acılar serisi okunmalı mı sizce?Onu da parçalarmısınız?
parçalıyoruz oytun erbaş da çok izlenilesi bir video olabilir
Oytun Erbaş’ı parçalayacak bilgileri varsa olabilir tabii..
Onu godelian parçaladı.
güzel bir parçalama bölümüydü elinize sağlık
Yaşar’ın peygambervari dediği kısmı yakın planlı ve fon müzikli eklemenizi beklerdim ispatı ektedir dercesine 😂 Güzel parçalamışsınız.
Şu mu bu mu ikililiğinde de haklısınız. İlk atandığımda 8. sınıf öğrencilerim Atatürk ile cumhurbaşkanı fotoğrafını gösterip hangisi seç hoca demişlerdi. Nasıl yani, dediğimde bu bizden değil diyerek anlattıklarımla ilgilenme lütfunda bulunmamışlardı. Süreç içinde yumuşadı tabi tutumlar ama senci benci bucu şucu hâlâ çok yaygın olmaya da devam edecek gibi.
Canım arkadaşlarım teşekkür ederim
Az önceki yazdıklarıma ek olarak Sinanoğlu'nun hamasi söylemlerini ve işte İngilizleri küçümsemek gibi (kendime Türkçü diyen biri olarak, aslında niye belirtme ihtiyacı duyuyorsam :D ) katılmamak ile beraber. Türkçe'nin küreselleşmeye karşı birtakım güncel yöntemler ile korunması gerektiğini de düşünüyorum. Ben orta üstü düzey Japonca ve akademik ingilizce ve yanında bir iki dilde daha kendimi ifade edebiliyorum. Japonca bilmem dolayısıyla ve şu an Japonyada yaşadığım için Çinliler ile de oldukça haşır neşirim zaten abeceleri aynı. Çince bir yazı görünce de okuyamasam da anlıyorum ama şuna geleceğim. Mesela, sağdaki oturan arkadaş bir örnek verdi Televizyon diye. Buna katılmıyorum; Çindeki arkadaş "Elektrik" sözcüğüne bir ad vermiş. Japonlar da Elektriğe 電気 (Denki) diyorlar. Mikrodalgaya da kendi elektrik sozcuklerinden urettikleri 電磁レンジ (Denjirenji) diyorlar örneğin. Başka alıntı sözcükler için de başka sözcükler üretmişler. Bir başka örnek; bu youtubeda içerik üreten yayıncıların hepsinde bir "Like atıp followlamayı unutmayın" gibi kusura bakmayın ama embesilce bir kullanımını görüyorum. Ben Korece içerik de üretiyorum bu sitede ve adamlar kendi dillerini gayet koruyarak like cuseyo(vermek/istemek anlamı) follow hada gibi çarpık bir şekilde kullandıklarını hiç görmedim. 2015'ten beri de tüketiyorum. Hep kendi korece sözcüklerini kullanıyorlar. Bu konuda Oktay Sinanoğlu haksız değil. Ayrıca Türkiye Türkçesinde 105.000 civarı sözcük vardır bunun sadece 10.000 civarı yabancı kökenlidir. Özlük oranı hala %86-90lardadır. Yani zaten Türkçemiz Türkçe değil falan o lafları bir geçeceksiniz. Bu konuda eleştirmek durumundayım. Bir başka bakışaçısı da genelgeçer batı okumasıan göre Türkler göçebe ve medeniyet kuramayan bir kavim ya. Göçebe kavimlerde kültür dil ile aktarılır. Bizim gerçekten de en güçlü bağlayacılarımızdan biri dilimizdir. Ne çok muhafazakar ve Dünya'yı takip edemeyecek bağnaz olmalıyız ne de benliğimizi kaybedecek kadar saçılmalıyız. Tam bu noktadaki benim kişisel görüşüm Türkiye'te Kore ve Japonya modelinin yakıştığıdır.
16. dksında durdurup yazdığım için sağdaki arkadaşın hemen sonrasındaki dediklerini duyma fırsatım olmadı. Bu yüzden önyargı ile bir iki agresif tümce kurdum onlar için özür dilerim.
Dostum Kore ve Japonya örneğin güzel. Türkiye'nin yapması gereken bu ülkelerin yakın tarihlerinde yaptıgı gibi komplekslerden arınmış bir şekilde özünü Batılı anlamda restore etmek.
Necip Fazıl, İsmet Özel gemelii
Sinaoglu'nun dil uzerine tezlerini dogrulayan guzel bir program olmuş. Azbucuk ortaogretim ingilizcesi ile gidilen yabaci dil ile öğretim yapan bir okulda, aynı şekle ilave olarak Amerika'da egitim görmüş hocalarca eğitilmiş Türk gençlerinin zihin yapısı hakkında iyi bir bilgi sagliyor. Bunun en önemli gostergesi fikirlerle değil eğitimde edinilmis algılarla düşünme. Fikirlerle düşünmek icin dogru bilgiye ihtiyac vardır, oysa algılarla düşünmek kolaydir, algi zihinde hazırdır. Mesela Sinanoglu 1945 sonrasi ABD ile yapilan anlasmalardan bahsettiginde vu anlaşmaların neler olduğunu anlamaya öğrenmeye çalışmak yerine bunlar hakkındaki zihindeki hazir tepkiler kullanılması tercih ediliyor. Oysa boyle bir merak olsa cok taktir ettikleri İnonu'nun "demokrasiye" geçişinin bu ikili anlaşmaların zorunlu sonucu olduğunu, gecilmek istenen "demokrasinin" tam bir tiyatro oldugunu (zira o donemde 1945'de F.D. Roosvelt'in ani ölümü sonrasında , Roosvelt'i iktidardan düşürmek icin buyuk mücadele vermis demokrasi dusmani -newdeal'ı kominst olmakla suclayacak, soğuk savaşı ve Mc Charty donemini getirecek- bir aristokratik seckin grubu iktidara gelmistir.) kavrayabileceklerdir. Oyleyse, yabanci dil ile öğretim, yayında da soz edildigi gibi bir olayi her yonuyle bilimsel olarak kavrama yerine kendinden üstün ingilizceye sahip kişilerin soylediklerini anlamayı oncelliyor ve ogretenler de bu sekilde ogrendiginden belirli dusunce kaliplarinin ardindaki gercekleri tam kavramadan kabullenmesine;. bu da isgalcisini seven sömürge "aydini" yetişmesine uygun bir ortam yaratıyor diyebiliriz. Genclere tavsiyem bir konuyu/kisiyi, ardındaki tum bilgileri tam kavramadan bu şekilde vulgar bir elstriye tabi tutmamaları. Aksi takdirde insanlari bilincli olarak yanlış yönlendirme amacı taşıyan propagndacilardan bir farkları kalmaz, aldiklari eğitime ve iyi niyetlerine yazik olur.
Oktay Sinanoğlu kafatasçıdır...
Uzay yarışı ile alakalı 30-40 dakikalık bir video gelse harika olur bunun hakkında video yapana kadar her videoda yazacağım.
Güzel içerik, elinize sağlık. Oktay Sinanoğlu'nu merak edenler varsa, onun görüşlerini videolar üzerinden değil de, yazdığı kitaplar üzerinden daha sağlıklı anlayabilir. Bazı düşüncelerinin bariz şekilde yanlış olduğunu biliyorum ki siz de bunlara değinmişsiniz.
2 nokta eklemek istiyorum. Doğu ve güney komşularımız hariç diğer ülkelere gittiğim ve hatta yaşadığım oldu. Türke karşı dile getirmedikleri sadece altını biraz kaşıyınca belli olan bir nefret ve korku var. Çok şaşırdım.
2. Nokta ise harputtaki amerikan okulu o dönem ciddi bir propaganda yapıyor ve hatta bölge halkından binlercesini ülkesine getirtiyordu. Ülkeye elbette zararlı bir yapılanmaydı.
Video için teşekkürler çok beğendim.
Sıradaki İlber Ortaylı olsun.
Eski Anadolu Liselerinde İngilizce öğretimi çok iyiydi,2001 de hazırlık kaldırıldı devlet okulundaki dil eğitimi bitti
21:00 İsmet paşanın tamamen kendi insiyatifiyle demokrasiye geçtiğini söylemek ne kadar doğru?
Supersiniz devamm
Çok iyi didiklemişsiniz, süper analizler. 👍 Bir de eşini inovasyon dedi diye “boş kafalı” diye azarladığı bir program kaydı var ki durumunun ve fikirlerinin vehameti daha iyi anlaşılıyor. Kendisinin hakkında konuşmadığı tek konu sanırım alanı olan kimya 😁
Teşekkürler. Emeğinize sağlık
OKTAY SİNANOĞLU MEKANIN CENNET OLSUN SENİN DEMEK İSTEDİKLERİN BİZ ÇOK İYİ ANLIYORUZ ANMAYANLAR DA BAŞKA.
Yaşar'ın vahaddettine karşı olan kızgınlık için yaptığı yorum çok doğruydu.
Çok iyi olmuş.Cübbeli Ahmet Hocayıda bir parçalamanızı öneririm:)
Nesini? dunyanin 6.7 bin yillik tarihinin olmasini mi?
@@gunduz6805 orasını Celal hoca hall etdi,kendi alanı ile ilgili olan konuşmalarında onu parçalamak gerekiyor
@@everythingwillbefine9365 😂😂😂
Peygamberin çisini içmek için sıraya giren sahabe hikayeleri anlatıyor. Oradan parçalanmaya başlanabilir.
Güzel program