Kendinden yaşça büyük bir adama aşık olmak (smut) TwoShot 01
Вставка
- Опубліковано 7 лют 2025
- Part 2 gelebilir.
Eğer beğendiyseniz yorum, like ve abone olmanızı rica ediyorum bir de şarkıyla okursanız aynı hissi yakalarız. Acele etmeden yavaşça okuyunn
1-) Uzun oldu, sindirerek ve şarkıyla okuyunuz. Bu tarz içerikler için beğenmeyi ve abone olmayı unutmayınız ❤
Önümdeki mumlarla baktım gülerek. Sonra gözlerim kalabalıkta dolaştı, herkes beni izliyor, telefonlarıyla kaydediyordu. Sevdiklerimin burada olması güzeldi.
"Hadi Yn. Üfle artık kızım." Babam, hep sabırsız bir adamdı. Ona gülüp başımı salladım ve dilediğimi dileyip mumları söndürdüm.
Yükselen alkışla daha çok güldüm, mutlu olmak benim için çok zor bir şey değildi.
"Ne diledin?"
"Söylemem." Yanıma gelen Lara kolumdan çekiştirip mutfağa sürükledi, arkamdan pastayı kesmeye başladıklarını tahmin etmek zor değildi.
"Söyle, ne diledin?"
"Nereden çıktı bu? Hiç sormazdın?" Yıllardır arkadaştık ve ilk defa buna şahit oluyordum.
"Gerçek olacak."
"Ne?"
"Gerçek olacak." Gözleri parladı. Kalbimden yayılan sıcaklığı göz ardı ettim, ihtimali bile fena hale sokuyordu beni.
"Nereden biliyorsun?"
"16 mum vardı orada, hepsini tek nefeste üfledin, özellikle uzak yerlere koymuştum. Fark etmedin ama hepsini tekte üfledin, zorlanmadan. Bir sonraki yaşına kadar gerçek olacak." Yutkundum. Var mıydı böyle bir şey?
"Emin misin?"
"Tabii kızım, görürsün." Annem geldiğinde sustuk.
"İçeri buyurmayı düşünür müsünüz kızlar?" Kıkıdadığımızda peşinden tekrar salona döndük. Annem, babam, babaannem, dedem, arkadaş grubum annemin ve babamın samimi olduğu birkaç arkadaşı vardı. Hepsi pastasıyla kenara çekilmiş beni bekliyordu.
"Gel, hediyeni verelim." Pastadan bir lokma alıp daha tadına varamadan dedemle babaannemin yanına gittim, sarıldıktan sonra ikisi de elime paket tutuşturdu yanlarına oturup açmaya başladım.
Dedemin verdiğinden altın kolye çıktı sevinçle boynuma taktıktan sonra diğer paketi açtım.
Şokla dudaklarım aralandı, bu babamdan istediğim ama almadığı elbiseydi. Kısa bir eteği ve genişçe sırt dekoltesi vardı.
"Anne sen ne yaptın?" Babam elini alnına koyup gözlerini yumdu.
"Çok güzel."
"Babaanne çok teşekkür ederim. Hemen giyip geliyorum." Odama koştuğumda üzerimdeki siyah elbiseyi çıkarıp yeni olanı giydim, beyazdı ve vücuduma tam olmuştu. Hatlarımı o kadar güzel sarıyordu ki aşık olmuştum. Yaşımı biraz büyük göstermiş olsa da sorun değildi.
Belime kadar açıkta olan sırtım ve popomun hemen altında biten eteğinin de sorun olmadığı gibi.
Arkasındaki ipleri bağlayıp göğüs kısmını düzelttim. Fazla seksi bir şeydi. Genelde bu tarz giyinmesem de hoşuma gidiyordu.
Yanlarına döndüğümde kısa bir sessizlik oldu. Kollarımı kaldırıp bir tur etrafımda döndüm.
"Nasıl olmuşum?"
"Yakıyorsun!"
"Çok güzel!"
"Kimin arkadaşı be!"
"Benim torunuma her şey yakışır." Babama baktığımda önündeki bardakta her ne içiyorsa kafasına dikti. Kızgın bakışlarının hedefi hediyenin sahibiyidi.
Gözlerim karşıya kaydığında beni pür dikkat izleyen adama baktım, göz göze geldiğimizde arkasına yaslanıp derin bir nefes verdi, göz kırpmayı da ihmal etmemişti.
İtiraf edemesem de ne düşündüğünü merak ediyordum. Onun tarafından beğenilmek, hoşuma giderdi. Çok hoşuma giderdi.
Zorlukla başka yöne döndüğümde kendi halinde takılan ve sohbet eden insanları ve hala söylenen babamı gördüm, annem de onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Minho yanıma geldiğinde sarıldık ve hediyemi aldım. Eğlenceli bir resmimizin olduğu karikatürdü. Gülüştükten sonra duvarıma asmak içün kenara koydum.
Sırayla diğer hediyeleri de kabul ettim.
En sona bir kişi kaldığında sadece benim değil hepimizin bakışları ona kaydı.
"Ben yetiştiremedim, özür dilerim güzellik. Halledicem ama en kısa zamanda."
"Önemli değil Jungkook abi, düşünmen yeterli." Adam 35 yaşındaydı ve ben abi diyordum. Adam 35 yaşındaydı ve lanet olsun ilgimi delice çekiyordu.
Babamın en yakın arkadaşlarından biriydi bazen ben işe gittiğimde bazen o bize geldiğinde veya yemeklerde karşılaşıyorduk. Adam tam olarak hayalimdi. Herkese karşı kibar ve seviyeli olsa da bazen bu tarz hitapları oluyordu. Babamla atışıp gülüyorlardı. İçime ektiğim bazı şeylerin sebebi bu değildi elbette. Hadi ama! Adamın gözlerindeki şevk de herkese bakarken ortaya çıkmıyordu ki!?
Yaşı pek önemli değildi, benim için sadece yan yana iki rakamı temsil ediyordu. Ayrıca yaşını o kadar da gösıtermiyordu.
Benim adıma patlatılan şampanya alkollü olduğu için içmeme izin verilmemişti. Elimdeki limonatayla idare ederken birinin koluma çarpmasıyla birazı beyaz masa örtüsüne döküldü. Annem görmeden temizlemem gerekiyordu gerçi şuan babam ve arkadaşlarıyla bahçede içiyor olmaları lazımdı.
Mutfağa ilerledim ıslak mendil almak için. Tezgaha yaslanmış elindeki kadehle bakışan kişi Jungkook abiden başkası değidli.
Gözleri beni buldu, çapkınca gülümsedi. Aynı şekilde karşılık verdim.
"Doğum günü kızı?"
"Jungkook abi?" Daha çok güldü, abi dememi istemediğine adım kadar emindim.
"Bir şey mi lazım?"
"Hm hm, limonata döktüm."
"Üzerine mi?" Bakışları bedenimi taradı bu sefer, yüzündeki ifade ciddileşti.
"Hayır, üzerime değil." Yanına yaklaşıp tezgaha baktım, yoktu. Yukarıdaki dolapları karıştırdım gözükmüyordu.
"Islak mendil gördün mü?" Ona döndüğümde kafasını iki yana salladı. Yandaki dolabı açtığımda üst rafta buldum. Uzanmak için parmak ucunda yükseldim ama boyumu fazlasıyla aşıyordu. Kollarımı daha çok uzattığımda eteğin popoma kadar açıldığını hissetmiştim, siktir. Bu plan dışıydı.
Kalça kenarlarıma dokunan parmaklar ve arkamdaki bedenle sert bir nefes verdim. Elbisenin eteğini tutup aşağı çekiştirdi.
"Sanırım babana hak veriyorum. Bunu başka bir yerde giyme." Yutkundum. Daha çok siktirdi. Arkamı döndüm göz göze geldik, hemen dibimdeydi.
"Uzanamadım Jungkook abi." Ağzının içinde bir şeyler mırıldandı, sabır dilenir gibi kafasını eğip zorlanmadan yukarıdaki paketi aldı ve elime tutuşturdu.
"Teşekkür ederim."
"Ne demek." Eline tekrar aldığı kadehe kaydı bakışlarım. Her şeye sınır koymaları daha çok istememe neden oluyordu.
"Tadına bakmak istiyor musun?" Kafamı salladım.
"Bakabilir miyim?"
"Aramızda kalacaksa neden olmasın?" Kalırdı, her şey gibi.
Bir elini çıplak belime koydu, vücuduma yayılan ürpertiyle birkaç saniye hareket edemedim.
Diğer elindeki kadehi dudaklarıma yaklaştırdı. Yine fazla yakındı, gözlerimi kaldırıp gözlerine baktım, bir yudum içirdiğinde boğazımı yakan acı ve ekşimsi tatla yüzümü buruşturmak zorunda kalmıştım.
"İçtikçe güzelleşir." Benden uzaklaştığında niye mutfağa geldiğimi hatırlayıp içeri geri döndüm. Ne yaşanmıştı az önce?
Saatler geçti, herkesle sohbet edip eğlenmiştim.
Geç olduğu için arkadaşlarım gittikten sonra dedem babaannem de gitmişti ve şimdi Sanayla Eun abla da çıkıyordu.
En sona Jungkook abi kaldığında el sallamak yerine diğerlerine yaptığım gibi ona da sarıldım. Parmakları kısa süreli gezindi tenimde. Bu ise yine içimi sıcak bir şeyle doldurmuştu. Babama döndü çıkmadan.
"Yarın akşam yemeğe bekliyorum." Sonra annemle bana baktı.
"Müsaitsiniz değil mi hanımlar?"
"Tabii."
"Git lan artık sabah akşam seni mi göreceğiz?" Babama güldük, bu onun dilinde evet demekti.
Yorgunlukla yatağa attım kendimi, çok uyumak istiyordum.
Gözlerimi araladığımda saatin öğlen bire geldiğini görmemle dudaklarım aralandı. Ne kadar uyumuştum? Ve kimse de beni kaldırmadan işe gitmişti. Kendime sandviç ve kahve alıp kahvaltımı yaptıktan sonra telefonla ilgilendim biraz. Dünden kalan mesajlara baktım. Sıkılınca dizi açıp birkaç bölüm bitirdim
2-)
Banyoya girip soğuk suyla kendime gelmek de hobilerim arasındaydı. Banyodan sonra bornozumu bulamayıp bir havluyu sardım bedenime. Saçlarımı taradım, dün toplulardı, bugün dalgalandırıp açık bırakacaktım.Annemgilin geldiğini ve kapıda beklediğini öğrenince üzerime dünkü elbiseyi, ayakkabı olarak beyaz sporu giyip çıktım evden. Babam yine söylense de pek kulak asmadan ilerlemeye başladık.
Jungkook abinin evine geldiğimizde yine heyecanlandım, evini merak ediyordum, birkaç kez gelmiştim sadece. Büyük ve siyah ağırlıklı döşenmiş bir evdi. Yalnız yaşıyordu. Kapıyı açtığında gördüğüm siyah pantolonu ve beyaz gömleğiyle herkese taş çıkartırdı. Fiziğinin iyi olduğu her halinden belliydi.
"Hoş geldiniz." Selamlaşma faslından sonra neredeyse hazır olan masaya yardım etmek için biz babamla mutfağa girdik, annem de telefon görüşmesi yapıyordu.
Babam elindeki meze tabağını bilerek yakınımdan geçirdiğinde gerileyip Jungkook'a sığındım.
Arkasına geçtiğimde ne olduğunu anlamasa da kolu altına almıştı beni. Babam tabağı yana kaydırıp üzerime fırlatacakken benim için Jungkook karşılamış oldu. Bakıştılar birkaç saniye. Benim kıkırtım mutfağı doldurduğunda babam umursamazca omuz silkti.
"Hesapta yoktun, kusura bakma."
"Abi ne yapıyorsun ya?" Babam bana baktı. Umutsuzca iki yana salladı başını.
"Onu daha ne kadar giyeceksin?"
"Sen beğenene kadar."
"Çok beğendim güzel kızım, çok güzel." Güldüm.
"Soyunayım mı burada?" Bakışlarımı Jungkook'a kaydığında dudağının köşesinin kavislendiğini gördüm. Babam sinirlendi.
"Yav kızım! Onu mu diyorum" Tekrar güldüm.
"Hyung bana gömlek borcun var." Babam mutfaktan çıktığında Jungkook gömleğini çıkarmaya başlamıştı. Benim de çıkmam gerekiyordu ama durup izlemem daha cazipti. Kollarından sıyırıp koltuğun üzerine attı. Yuhtu, çüştü, ohaydı. Bakışlarım kasla donatılmış vücudunda takılı kaldığında güldüğünü hissettim.
Dehşet içinde yüzüne tırmandı bakışlarım.
"Sen insan değil miydin?" Kaşları çatıldı.
"Ne?"
"Yunan tanrısı olduğunu neden söylemedin?" Ben gayet ciddi bir şok yaşarken o kahkaha attı.
"İnsanım, normal."
"Gerçek mi hepsi?" Omuz silkti. Dokunma ihtiyacıyla parmak uçlarım karıncalandı. Delice gezdirmek isterdim ellerimi. Farkında olmadan yaklaştım birkaç adım. Hemen önümdeki tapılası vücudundan gözlerimi alamamam onu fazlasıyla keyiflendirmiş gibiydi.
İzin bile almadan elimi kaldırıp baklavalarında gezdirdim. Parmağımın altındaki kasları gerilmişti ama bunu sonra düşünürdüm. Gözlerine baktım tekrar, yine yoğunluk vardı, şevkle bakıyordu hatta istek. Hiçbir duygusunu saklamıyor oluşu bana daha çok cesaret veriyordu.
"Gerçekmiş." Ukalaca güldü bu sefer. Göğsüne çıkarmak istedim dokunuşlarımı ama götüm yemedi. Vereceği tepkiden çok babama basılmaktan tırsmıştım. Geri çekildim, içeri elinde gömlekle babam girdiğinde zamanlamama şükredip masaya kaçtım.
Bu adam yemekte de çok iyiydi. Enfes bir çorbadan sonra et yemeğine geçtik. Babama gelen telefon hepimizi bölmüştü.
"Efendim anne. Ne?"
Bakışları anneme kaydı.
"İyi mi?"
"Ne olmuş canım?" Annemin sorusuna ayağa kalkarak cevap verdi.
"Geliyoruz hemen." Bana baktı.
"Jungkook'la kal. Biz hastaneye gidiyoruz."
"Hyung ne olmuş?"
"Babam kalp krizi geçirmiş." Dudaklarım aralandığında korkuyu hissettim bu sefer. Ağır bir yüzleşmeydi.
"Ben de gelmek istiyorum."
"Burada kalman daha iyi olur kızım." Annem saçıma öpücük kondurup babamın peşinden çıktı. Biz de ayaklanmıştık. Gözlerim doldu yalnız kaldığımızda. Jungkook'a baktım.
"Ona bir şey olmaz, eski toprak Hwang amca." Kafamı salladım.
"Bir şey olmasın, lütfen." Kendimi koltuğa bırakıp ne kadar süre geçtiğini bilmeden bekledim. Yanımda hissettiğim hareketlilikle gözlerim ona kaydı.
"Ağlama, yakışmıyor sana." Büzdüğüm dudaklarımla salladım kafamı, hemen yanımdaki bedenine yaslandım. Annem aradığında telefonu bekletmeden açmıştım.
"Durum nasıl?"
"Yeni geldik kızım, yoğun bakımda şimdi. Doktorlar bir şey demiyor."
"Anne, dedeme bir şey olmasın." Ağlamaya başladığımda sakinleştirici birkaç söz söyleyip telefonu kapattı. Başımı Jungkook'un göğsüne yasladım, eli omzuma ulaşıp destek verir gibi okşadı. Sonra orada kaldı. Kafamı kaldırdığımda hemen dibimdeki yüzüyle afalladım.
"Ağlama demedim mi?" Diğer eli yüzüme çıkıp baş parmağıyla yaşları sildi. Sonra çenemi tuttu nazikçe.
"İyi olacak."
"Hm hm." Burnumu çekip gözlerimi kaçırdım. Saat akşam sekize geliyorken önceki konuşmadan beş, on dakika sonra annem aradı yine.
"Anne iyi bir şey söyle."
"Doktorlar şimdi haber verdi, durumu iyi. Ama gece buradayız biz. Jungkook abinle kal tamam mı?"
Rahat bir nefes verdim. En büyüğünden. İyiydi. Kollarımı Jungkook'un boynuna dolayıp bedenimi kaldırdım, dizlerim üzerinde sıkıca sarıldım. Bir eli belime diğeri baldırıma giderken aynı şekilde sarıp karşılık verdi. sevinçle ayrıldığımda bu sefer tepeden bakan bendim.
"Ben demiştim." Kocaman gülümseyerek cevap verdim. Ama şu anki konumumuz aklıma geldiğinde içimden bir küfür etmiştim.
Elleri vücudumdaydı, cayır cayır yanıyordu. Bakışlarım gözlerinden dudaklarına kaydı, ben bu adamı deli gibi öpmek istiyordum.
Ellerim hala boynundayken bir dizimi kaldırıp onun diğer tarafına koydum, kısmi olarak kucağındaydım. Tek kaşı havalandı.
"Bir sır daha mı?"
"Bunu da saklayabilir misin Jungkook abi." Belimden tutup kucağına oturttu. Gözlerimi korkusuzca ona dikmiştim.
"Beraber saklayacağız." Uyluğumda gezindi eli boydan boya. Yutkundum. İçimdeki arsız istekler çok daha kabarıp gün yüzüne çıkıyordu.
Bakışları göğsüme kaydı.
"Bu elbiseyi yakmamam için tek neden gözlerindeki yoğun beğeni."
"Çok sevdim, karışmayın artık." Uyluğumdaki eli kalça kenarıma çıktı, oradan popoma. Avcu arasında sıkıştırıp yoğurduğunda nefeslerim hızlandı. Hiç bu kadar ileri gitmemiştim, hiç bu kadar ileri gitmemiştik. Durdurur muydum? İstediğim zaten buydu.
"Seninle başım dertte." Bu iyi bir şey miydi? Kaşlarımı kaldırdım sorar gibi.
"Bu iyi bir şey değil. Her an seni düşünmem gerekiyor." İtirafıyla kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Aklım hala başka yerlerdeydi ama.
"Gömleğini çıkarabilir miyim?" Onay aldıktan sonra düğmeleri açmaya başladım tek tek. Gözler önüne serilen kasları yine iç çektiren türdendi. Bu sefer göğsünde gezdirdim parmaklarımı.
Ona baktım yine, koyulaşan gözlerle beni izliyordu. Göğüs ucuna geldi parmağım üzerinde beklettim.
Diğer eli de kalçama gittiğinde kendine daha çok çekti bedenimi. Kızlığıma sertçe yerleşen erkekliğiyle istemsiz bir inilti kaçtı dudaklarımdan.
"Ne yaptıpının farkındasın değil mi?" Kaşlarım çatıldı.
"Küçük bir kız değilim." Dudakları kıvrıldı.
"Küçük bir kızsın." Sertçe sürttüm kendimi ona. Alışık olmadığım deneyimler aklımı başımdan alacaktı ama sinirlendiğimde kendime pek hakim olamıyordum. Buna devam etmemeliydi.
Yutkundu, kavislenen adem elmasına kaydı bakışlarım.
"Benim küçüğümsün." dedi konuyu toparlayarak. Üzerime eğildi, nefesini yüzümde hisettim, kulağıma ulaştı.
"Kucağımda zıplayacaksan küçük bir kız çocuğu olduğunu öne sürmekten çekinmem."
Dudaklarım aralandı, ama söyleyecek bir şey bulamayınca geri kapattım.
3-)
Bunun için beni kızdırmana gerek yok ki." Muzipçe güldüğümde başını iki yana salladı.
"Yeni bir sır daha saklayalım mı Jungkook abi?"
"Saklayalım güzelim."
"Kucağında zıplamak istiyorum." Cümlemi tamamlandığımda elleri sıkılaştı. Asla sınır tanımıyordum, tanımazdım da. Kendimi ileri geri sürtmeye başladığımda dişlerini sıktı.
"Siktir." fısıltı şeklindeki küfürüyle beraber kalçalarımı sıktı, bana yön vererek kendine daha çok bastırıyordu. Kızlığım karıncalanmaya başladığında minik birkaç inilti daha kaçtı dudaklarımdan. Pantolonun düğmesi ve kemeri olmasa daha kolay olurdu işimiz. Ellerim düğmesine gitti, bileklerinden çevik bir hareketle tuttuğunda şaşkınca bakıyordum.
"Ne yaptığını gerçekten biliyor musun?"
"Yine küçük bir kız olduğumu mu söyleyeceksin?"
"Evet. Şimdi bana ne istediğini söyle."
"Patronunu çıkarmak istiyorum. Fermuarı canımı acıtıyor." Ellerimi serbest bıraktığında yine gözüne bakarak açtım ön kısmını. Kucağından dizlerim üstünde kalktığımda belinden sıyırıp yere attı.
Tekrar oturdum yerime, aramızda sadece iki ince kumaş vardı. Onu daha çok hissederken ellerim göğsüne gitti.
Dudaklarım aralandığında benden önce davranıp konuştu.
"İstediğin kadar sır saklayabilirim, ama zarar görmene asla izin vermem." Kaşlarım çatıldı.
"Bu da ne demek?"
"Ne kadar ileri gideceğimize ben karar veririm demek küçük hanım, baştan söyleyim." Hareketlerim durdu.
"Benimle iddalaşma."
"Bu bir iddia değil, uyarı." Şaşkınca aralandı bu sefer dudaklarım. Gelmiş bana ne diyordu!? Şimdi kalkıp gitmek vardı ama o da bana zarardı.
"Görürüz."
"Görelim güzelim, izin verdiğim kadarını."
"Beni yönetemezsin." Güldü. Eli bacak arama ulaştı, iç bacağımı okşayıp kızlığıma ilerledi. Nefesimi tuttuğumda çamaşırımı sıyırıp içeri sızdı. Kızlığımdaki parmakları titrek nefesler almama neden olurken o gayet rahat duruyordu.
Gezinmeye başladı. Omzuna daha sıkı tutundum. Şimdi ben de kalp krizi geçirecektim. Affet beni dede.
"Kendinden çok eminsin." Sert bir baskıyla inledim, küçük falan da değildi bu sefer.
"Ama her şeyi kontrol edemezsin." İkinci baskı daha yoğun ve uyartı dolu olduğundan ağız dolusu inledim.
"B-ben-"
"Sen?" Klitorisimin etrafında çizdiği dairelerle nasıl konuşmamı bekliyordu ki?
"J-Jungkook mhh" Kafamı boynuna gömdüm. Hayvan herif gülmüştü.
"Abiye ne oldu?" Hız kesmeyen gezintileri deliğime kadar ilerledi, bu sefer etrafında dolaşmaya başladı.
"J-Jungkook a-abi" Galiba haklıydı, şuan bal gibi de itaat ederdim.
"Vaz geçtim, abi yaşlı hissettiriyor. Jungkook'dan devam." Parmak ucunu hisettim girişimde, daha önce hiç ilişkim olmamıştı ama kendimi rahatlatmayı seviyordum.
"Zaten y-yaşlı değil m-misin?" Siktir, kendi ayağıma sıkıyordum. Onaylanmayan bir mırıltı duydum, boku yediğimi anladığımda avcunun içine aldığı kızlığımı yoğurma başladı. Birden bu kadar his çok fazlaydı, çok çok fazlaydı. Ben kendime dokunurken bu kadar olmuyordu.
Hadi ama, adam beni avuçluyordu. Deli gibi inlemeye başladığımda daha da keyiflendi. Elinden kaçmak ve kendimi eline itmek arasında kalırken sıradaki hamlesinden önce sertçe bastırdım kendimi.
Her bir uyartı noktam deli gibi çalışırken bu canımı da yaktı ama zevkten bayılacak gibi hisettim. Çığlık attığımda mümkünmüş gibi daha çok abandım eline.
"Sikeyim! Neden bu kadar arsızsın!?" Belimdeki eli elbisenin iplerine gitti. Sakince açtı, koparmak istediğini biliyordum ama nazik davranması yine gözümden kaçmamıştı. Hareketleri yavaşladığında soluklanma fırsatı bulmuştum.
"S-sikeyim dedin ya? C-ciddi miydin?"
"Bahsettiğim sınırlar, burada başlıyor. Yani hayır." Dudak büzdüm.
"18 olana kadar hayır." Dehşetle kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Ciddiydi.
"A-ama çok var." İçinden bir şeyler söyledi ama duymadım.
"Gerçekten, fazlasıyla arsız bir kıza sahibim." Uzanıp dudaklarımı öptü. Ben bunu unutmuştum. Adamın dudaklarını öpmek istiyordum ama nerelere gelmiştik.
Vücudumu onunkine dayadım. Ellerim yanaklarına çıktığında içten bir tebessüm gönderdi.
"Kaç kişinin hakkını yedin vicdansız adam? Bu nasıl bir yakışıklılık?" Sesli güldüğünde başımı yana eğdim.
"Seni ilk gördüğümde ne düşündüm biliyor musun?" Kafamı iki yana salladım.
"Bir tanrıça güzelliğine sahip olduğunu, sonra sen gelip bana yunan tanrısı dedin. Güzel bir andı. Tabii karakterini tanıyınca içinin güzelliğinin dışına taştığını fark ettim." Güldüm. Dudaklarına yaklaştım ve bekledim.
"Ama bu kadar arsız olacağını ve ileri gideceğimizi hesaba katamadım. Bu da benim hatam oldu." Dudaklarımı sürttüm onunkine.
"Beni istiyor muydun peki?"
"Delice, yapmam gereken saklamaktı. Ama sende de aynı his ve isteklerin olduğunu fark etmem uzun sürmedi. Rızan olmadan hiçbir şey yapmadım, yapmam." Bir eliyle saçlarımı kulağımın arkasına yerleştirdi.
"İstediğim her şeyi yapacak mısın?" Yüzüme baktı birkaç saniye.
"Tamam. Şansımı denedim." Telefonu çaldığında kalkıp beni kucağından koltuğa bıraktı. Açtığında bakışları bendeydi. İpleri açılmış olan elbisemin göğüs kısmını tutuyordum, daha fazla düşmemesi için.
"Efendim huyung?" Babam mı aramıştı? Düğmeleri açık gömleği ve vücudunu saran çamaşırı dudak ısırtırdı. Alt dudağımı dişlerim arasına aldım gözlerine bakarak. Gülüp bakışlarını kaçırdı.
"Kızın bana emanet. Geçmiş olsun size." Telefonu kapattı.
"Ne diyor?"
"Tüm gece benimle olduğunu." Kurda kuzu emanet ediyordu. Ya da kurdu kuzuya...
Güldüm.
"İyi geceler o zaman." Ayaklanıp yanından geçtim, bakışlarını sırtımda hissettiğimde arkamı dönüp bakış attım.
"Bana bir oda verebilirsin değil mi?" Önüme geçip birkaç adım yürüdü, şaşırmıştım. Öylece kabul etmiş miydi uyumamı? Bir kapıyı açtığında elini ileri uzattı geçmem için yol vererek.
Sıradan bir misafir odasıydı.
"İyi geceler güzelim." Şaşkınca gözlerimi kırpıştırdım. Gülümseyip odadan çıktığında boşluğa bakıyordum. E ama zor durumdaydım? O da zor durumdaydı. Erkek değil miydi? Daha düşkün olması gerekmiyor muydu? Kafamdaki soru işaretleriyle peşinden ilerledim. Yan odaya girdi, çift kişilik yatağın çarşafları da siyahtı, odanın kalanı gibi. Siyah olmasına rağmen ferahtı, ve onun gibi kokuyordu. Evinin en sevdiğim yeri olmuştu. Kapıyı kapattığımda çıkan sesle bana döndü. Tek kaşını kaldırıp sorgular gibi baktı.
Gözleri elbiseyi tuttuğum elime kayınca gülecek gibi olsa da ifadesini sürdürdü.
"Yn?"
"Ama böyle olmaz ki." İsyanlı sesime boş boş bakan oydu şimdi.
"Ne olmaz?"
"Ay seni zorluyor gibiyim yemin ederim. Kucağına atlayıp taciz edesim var! Ne demek iyi geceler? Böyle kolay mı? Senin uykun mu geldi yoksa gerçekten? Beni başından atmak mı istedin? Yaşlısın ya erken uyuyorsun galiba haklısın tabi." Kahkaha atmaya başladığında delirmiş olduğunu düşündüm. Uzun bir süre susmadı çünkü.
Yanıma gelip belimden tuttu ve kucağına aldı. Bacaklarımı iki yanına dolarken boştaki elim şaşkınca göğsüne gitti.
"Seni hiçbir şey için zorlamam dedim, heyecan fazla geldiği için uyumak istediğini düşündüm." Başını yana eğdi muzipçe.
"Zor durumdayım evet ama kendim halledebilirim, önemli olan senin isteklerin."
4-)
Yutkundum. Baba sen de affet, arkadaşın çok aşık olunası bir adam çıktı!
Sarhoş olmuş gibi gülümsedim. Bana baktığında gözlerinin içi parlıyordu. Daha önce sevgili deneyimim olmamıştı çünkü yanıma gelmek isteyen kimseyi yaklaştırmıyordum, kimse çekici gelmiyordu. Bu adam dengemi çok fena bozmuştu. Elimi göğüs kısmımdan çektim, belime kadar sıyrıldı ön kısmı da.
Kollarımı boynuna dolayıp kafamı omzuna koydum. Saçımı öptü, çıplak göğüslerimiz birbirine değerken daha da tetikleniyordum. Bildiğim tek şey bu gecenin burada bitmeyeceğiydi.
Geri çekilip burnumu boynuna sürttüm, kulak arkasına kadar öperek ilerledim, popomdan destekleyen elleri sıklaştı.
"Benim isteğim belli değil mi?" Erkeksi gülüşünü duydum. Gerçekten uyumak istediğimi düşündüyse bu onun hatasıydı.
"Hadi beni yatağına at." Arkasına döndü, sırtım nazikçe çarşafıyla buluştuğunda elbiseyi çıkarmak için aşağı çektim. Popomu kaldırdığımda yardımcı olmak için çekip aldı üzerimden.
Ters bir bakış atarak kenara bırakması yüzümü gülümsetmişti. Bu kadar kıskanç olduğunu bilmiyordum.
Üzerimde sadece çamaşırım kalmıştı, bedenimi süzen gözlerine diktim bakışlarımı.
"Gerçek bir tanrıça, en sevdiğim." Kıkırdadım.
"Gözlerindeki arzu ikimizi de yakacak. Farkındasın değil mi?"
"Senin kendi gözlerinden haberin yok tabii Jungkook abi, konuşmak kolay." Parmakları yanağımı okşadı, ama ben artık dayanacak gibi değildim. Bileğinden tutup, eli vücuduma sürtünecek şekilde aşağı çektim. Kızlığımın üzerine geldiğinde bacaklarımı onun için araladım.
"Sana ihtiyacım var. Lütfen." Yutkundu. Parmakları kumaşın üzerinden hareket etmeye başladığında dudaklarımı ıslattım. Son parçayı üzerimden çıkarması ile karşısında tamamen çıplak kaldım. Hızlı ve baskın hareketleri inlememe neden olurken bundan sonra kendimi tatmin edemeyecek olmam yüzüme tokat gibi çarpmıştı. Sesli bir nefes daha verdim. Olsun, hep ona gelirdim.
Deliğime ilerlediğinde ellerim yatak çarşafını avuçladı, iniltilerim yükselirken halinden memnun bir şekilde beni izliyordu. Ne yaptığını bu kadar iyi biliyor olması da sinir bozucuydu.
"J-Jung-kook" Sesimi zar zor bulduğumda üzerime eğilip dudaklarıma kapandı. Altında kıvranırken öpüşlerine acemice karşılık verdim. Odada öpüşme seslerimiz ve benim boğuk iniltilerim dışında ses yoktu.
Boştaki eli tenimde gezinerek göğsüme çıktı, avuç içine alıp yoğurmaya başladığında daha fazlasını istiyordum. Kendimi eline ettiğimde daha çok sıktı, canımı yakıyordu ama deli gibi zevk alıyordum. Göğüs ucumu parmakları arasında ezip çekiştirme başladığında duyduğum haz katlandı. Ellerim çarşaftan pazularına çıktı ve tutundum. Beni mahvetsin istiyordum.
Öpüşleri çeneme oradan boynuma kaydı. Göğsüme geldiğinde Ağzının içine doldurup emmeye başladı, çıldıracaktım. Diğer eli yan taraftakini hallederken dişleriyle küçük ısırıklar bıraktı. Uç kısmını dudakları arasında, sabırsız bir bebek gibi sertçe emerken aynı anda alttaki parmakları boydan boya vajinamı sertçe okşuyordu. O kadar yüksek sesle inledim ki ellerimi dudaklarıma bastırırken buldum kendimi. Parmaklarını deliğimden içeri yolladığında gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Göğüslerime eziyeti hıs kesmeden devam ederken parmakları da aynı haşinlikle kabarmış duvarlarımda geziniyordu. Bacaklarım hafiften titremeye başladığında durmak yerine daha da abandı. Hayır hayır, sikini istiyordum! Konuşamadığım gibi kabul etmeyeceğini de biliyordum. Çığlığım duyulmasın diye daha güçlü bastırdım ağzıma. Belim gerilirken vuruşları bir noktada sabitleştiğinde eline boşaldım.
Rahatlamayla karışık sızılar bedenimi ele geçirdi. Üzerimden doğruldu, gördüğü şeyle keyfi daha da yerine geldi.
Büyük ihtimalle berbat görünüyordum. Mırıltı şeklinde konuştuğumda sesim hala benimle değildi. Yanıma uzandı, göğsüne çektiğinde itiraz etmeden sarıldım ahtapot gibi.
"İyi hissettirdi mi?"
"Bu-budan sonra her gece yatağına gireceğim. Beni parmaklarınla becermen için." Güldü. Aklıma gelenle kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
"Sen?"
"Ben ne?"
"Sen de kötü durumdasın." Elimi izinsizce önüne koydum, hissettiğim koca şişlikle gözlerim şaşkınca aralandı.
"Ben hallederim."
"Ama ben varım. Ben de senin için bir şeyler yapabilirim." Saçımı öpüp geri çekildi.
"Benim için yapacağın en iyi şey uyumak olur. Hemen uyu ki banyoya hızlı gidebileyim." Benim kadar olmasa da onun da saçları ıslanmıştı, canı yanıyordu. Yutkundum. Dudaklarımı araladım ama benden önce o konuştu.
"Bu konu tartışmaya kapalı küçük hanım ve çok ciddiyim. Eğer ısrarcı olursan bir daha böyle bir şey yaşanmaz." Kaşlarım çatıldı. O kadar ağrı ve sızıya rağmen yerimden kalkıp şişliğine oturduğumda ikimiz de inledik.
"Tekrar söyle." Onun yüzündeki şaşkınlık kısa sürede toparlandı ama benim kızgınlığım geçecek gibi değildi.
"Böyle bir şey elbette yapmayacağım." Rahat tavrı daha çok sinirlenmeme neden oldu.Geriye kaydım. Lastik kısmından tutup aşağı çektim ve yere attım altındakini. Siktirdi. Çok büyüktü. Belli etmemeye çalıştım ama gözüm hafiften tırsmıştı. Yok arkadaş, adam haklıydı. Bu benim içime girerse. sağ çıkamazdım.
"Yn! Düzgün dur!" Ellerim arasına alıp sıktım.
"Bana emir verme Jeon Jungkook"
"Hay sikeyim! İn kucağımdan." Biraz daha sıktığımda alnındaki ve boynundaki damarlar belirginleşmeye başlamıştı.
"Oyun oynamıyoruz!"
"Sana oyundan söz eden oldu mu peki? Adama bak ya!" Yukarı aşağı sıvazlamaya başladığımda kafasını yastığa gömüp küfürler savurdu. Yatakta pisleşen bir adam olduğunu zaten anlamıştım.
"Bu kadar büyük olmak zorunda mıydı?" Sesli isyanımla beraber iki elimle tutup devam ettim.
Doğrulduğunda göğsünden geri öyle bir itmiştim ki yatağa yapıştı. Güldüm. Bacaklarını arala desem yine olay çıkacaktı. O yüzden dizlerimin üzerinde sessizce çöktüm. Baş kısmını ağzıma aldığımda yattığı yerden beni izliyordu. Gözlerimi kaldırıp onunkilere diktim. Sanki içinde alev vardı.
"Güzelim, çekil hadi oradan." Gözlerine bakarak dilimi gezdirdim. Yutkundu. Elleri bana uzandı ama yarı yolda yumruk olup iki yanına indi. Kendine hakim olamıyor gibiydi. Önümdeki organın alt kısmından tutup üste doğru tekrar sıvazladım.
"Yn, son kez uyarıyorum. Canın yanabilir."
"Yakmana izin veriyorum o halde." Yine küfürler savurdu, hepsini ağzıma almaya çalıştım ama elbette sığmamıştı, kalan yerlere ellerimi sarıp emmeye başladım. Saçlarıma ulaştı elleri, arkamdan topladığını hissettim, eline doladığında hoşuma gitmişti, sadece onu rahatlatmak istiyordum, bana yön vermesinde sorun yoktu. Ellerimi kasıklarına koydum, ağzımdaki kısmına sakso çekmeye başladığımda erkeksi inlemeleri kulağımı doldurmuştu. Saçlarımı hafifçe çekti ve kendine bastırdı, toplarıyla oynamaya başlayan parmaklarımla biraz daha asıldı saçlarıma. Gırtlağıma ulaşan penisiyle ses çıkarmadan ona uydum, kusmamak için kendimi tutup devam ettim. Yine de kıyamıyor gibiydi, her halinden zorlandığı belli oluyordu. Gırtlağımı nefessiz kalana kadar... Düşüncelerimi susturup amacıma odaklandım. Gözlerine tekrar baktığımda sertçe yutkundu. Saçlarımın kökleri sızladı, ne yaptığını fark ettiğinde tekrar küfür edip ellerini geri çekti.
Birkaç dakika sonra sona yaklaştığımızı anladım, geri çekilip ağzımdan çıkardığım penisi artık devasa boyuttaydı. Ellerimle hızla sıvazlamaya başladım. Birkaç gel git sonrası o da menilerini akıttı, rahat bir nefes vermesiyle kafası yine yastığa gömüldü. Emekleyerek yanına gittim. Benim için açtığı kolları arasına girdiğimde içim heyecandan kıpır kıpırdı. Muhteşem bir geceydi. Tekrar özür dilerim dede, sen hariç, senin sayende.
"Seni seviyorum Jungkook abi." Saçlarımı okşadı, zaten mayışıktım. Göğsüm sızladığında yüzümü buruşturup daha sıkı sarıldım.
"Ben de seni seviyorum güzelim."
bitmistir
güzel miydi? bence bir seyler hakettim 🎉
bu aradaa part 2 ister misiniz? beraber kalabalık ortama girsinler kız sarhoş olsun falnn??
@@cynosurecatty Ensest galiba abisiyle yiyisiyor😀
@@cynosurecattyAbi diyip kucağında zıplamak istiyorum demesi kadar ikonik az şey vardır
1 saatir adam akıllı hikaye yok
Buldum senin hesabın ve aşırı iyi yazıyonnnn aşık oldum
Mühteşem 👏❤🎉
e o zaman hos geldinnnn
off ciddenn iyi ki karsima cikmiss
sizi yerim kii 🥰
@@cynosurecatty ayy olurr sapsikk💕💕
@@roseoem 😁🤭
elbise videodaki, jungkook'u da o şekil düşünün🎀
ay kesinlikle 2.part gelsin
kusursuz harika harika mükemmel
Abi şaka mısın çokk iyiydi bayıldımm ellerine emeğine sağlık bebeğimmm part2 çokk iyii olurr nedensizce içim içime sığmıyor çok güzel yazıyorsun bebeğim mükemmelsin 💋💋
ayayya yerim ki teşekkür ederim askm 🎀❣️❤️✨🫠🫶🏻
@@cynosurecatty Rica ederim bebeğim ne demekk💋💖
Sonunda adam gibi bir hayal et ya hissettim resmen cok iyiydiiii
😁🫶🏻
PART 2 GELSİN ÖLÜRÜM YOKSA ÇOK GÜZEL OLMUŞŞŞ
ölme askm 😋
Part 2 gelicek miii😩Lütfen gelsin
gelicek birazdan biterse yarın aksama gelir
Aşırı iyi olmus bayıldım, ellerine sağlık
😚❤️🔥
ASSKIIMMMM SEN VE ELLERIN HARIKASINNN PART 2 ISTIYORUMMMMMM💓💓💓
part 2 carsamba geliyor ve tesekkür ederim bebegim 🥰🫶🏻🎀
@@cynosurecatty ayy ne dmeek rica ederimm hayatimm SABIRSIZLIKLA BEKLIYORUMM🤭💕😽😽
@@roseoem bende bende...
Ona abi diyorum ama deli gibi culpa mia bağımlısıyım
Guzeldi yaw mukemmel bir şey ama lütfen bana eziyet gibi bu guzelik
Sen bu minik kurgulari kitap yap en cok satan listesine girer
yayayay teşekkür ederimm kitap yazacak kadar sabırlı degilim maalesef belki ileride olur 😚😁
@@cynosurecatty cansin sen yaz ben seni hep desteklerim
Part 2 gelmezse ölürüm muqq bir şey olmussssss
teşekkür ederim askm, bu aksam geliyo
İlk
valla ilk 🤫🤭😚 buyrunuzzz 👉🏻 🏆 👈🏻
Abi deme lazım olur diye buna denir
ahakshahskahaa
Part 2 gelsin
Part 2 gelsin lütfen
Ya ikinci bölüm için bi fikrim var mümkünse bunu yapar mısın lütfen
Şimdi jungkooku seven başka bi kadın var bunlar arkadaşlarıyla havuz partisindeşer aileler yok bu kadın jungkooka yavsiyor biz de bunu görüp jungkooka bir ya da iki hafta trip atıyoruz jungkook da daha fazla dayanamayıp zorla iliskiye girmek istiyor zorla iliskiye giriyorlar ama sonra bizim kız zevk aliyor ama
LÜTFEN İKİNCİ BÖLÜM İÇİN BUNU YAP LÜTFEN
ama bölümü bitirdim...
bir de jungkook çok prensip sahibiydi yani öyle hissettirmeye çalıştım kız 18 olana kadar ilişkiye girecek biri değildi 🙃
ama yeni kurgularda aklımda olsun okuduğunda fark edersin 😚
@@cynosurecatty tamamdir askim anladim muahh öpüyorumm
ben de cokkk öpüyorum
Kızın cesaret bende olsa şimdiye amerika nın başkanı olmuştum BDHDBXHDHDHDHXHD
ama seven sevdigiyle sevismeli 🥰
@@cynosurecatty sende haklısın şimdi DBDHDJDBDJDNDJD
her zaman djkajdhdıajslakss
Part 2 gelsinnn
Tabii gelsin part iki
ehehe
Part 2 isteriz hatta part 3 te isterim ben ama neyse şimdi part 2 sonra part 3 dimi
abartmayalım mı 🤭🙃
Devammmmmm
carsamba
@@cynosurecatty yani yarın wohooooo
evet evet.. (daha hazır degil)
@@cynosurecatty 😂😂
Part 2 gelmezse ölürüm
basladım yazmaya 🫶🏻
Oha part 2 mi geliyo simdi ha dogru anladim demi@@cynosurecatty
@@armyimmmm cok yavas gidiyo ya ben pek beğenemedim keske tek part kalsaydo ama söz vermis gibi oldum simdi
@@cynosurecatty bisey olmaz icine sinmediysede sen sal biz begenirizz
@@armyimmmm hakahakaj yazıyorum askım
YENİ HİKAYE YEPİİİİİİİİ
GEC BİLE KALDINNN
Part 2 gelsin diyenler
👇
Part 2 olsn
part 2 gelmezse asarım kendimi!?
deme söyle sylerr
@@cynosurecatty benim favorim olan sayılı yazarlardansın hatta 2.'sin anlatma şekline ve kelimeleri tam yerinde kullanışına bayılıyorum yani istediğim part 2 jsixiwomdncjwn
@@lukawiz teşekkür ederim buna layık olmaya devam edeceğim ❤️
GOL DİYORUM
0-1?
@@cynosurecatty !SMDKSO
Şarkı adıııı❤
heat waves
Yn kac yasindaa
16
Yn kac yasinda
16
Part 2 gelsinnnn