Bu güzel çalışmalar için teşekkürler. Varoluşun hakikatini varoluşun yasaları ile açıklamak ve bu yoldaki keşifleri böylesine özenli aktarmak insanlık için çok değerli bir hizmet. Tebrik ediyorum emeği geçen herkesi
Harika bir evren var. Zihnimiz ile anlayabiliyoruz ve açıklanabilecek kurallara sahip. Bunların yanında güzellik, estetik, sanat ve ahlak gibi çok enteresan yanları var. Şükürler olsun insan olarak var olduğum için. Allah'a teşekkür ederim.
Zamanın bir yanılgı olduğunu rüyalarımda deneyimlemiştim..Rüyalarım daha bitmeden kardeşimin beni uyandırmasıyla hep yarım kalırdı.Ben en uzun rüyanın saniyeler süren bir aktivite olduğunu öğrendiğimde kendime bunun bir tesadüf olacağına hiç inandıramadım..Rüyaların saniyeler sürmesine rağmen neden her seferinde benimki yarım kalıyordu ?..Aktivitem her seferinde tam da o anda mı kesiliyordu.Cevabını kendimce şöyle verdim ; Zaman bir deneyimdir ve bulunduğu alandaki parametrelere göre değişik algılanır..Mesela rüya görürken çok daha yoğun bir beyin aktivitesi var ve burada daha yoğun bir enerji alanından söz edebilirim.Oysaki en uzun rüyayı ölçen bir profesör bu alanın dışında bulunur..Eğer bu ölçümü rüyalara girip yapabilseydi herhalde en uzun değil en kısa rüya için dakikaları kullanmalıydı..Demekki enerji yoğunluğu arttıkça (bilmediğimiz bir enerji türü de olabilir) ,zaman kısalmaya başlıyor...Benim rüya örneğimin bence doğru analizi şu olmalı : Bir rüya aslında onlarca dakika sürüyor ama dışardaki gözlemciye göre saniyeler sürmekte..Yani rüyam gerçekde saatler bile sürebiliyor ama dışardaki daha az yoğun enerjideki alanda daha kısa zamanda algılanıyor..İşte bu yüzden her seferinde rüyalarımı birisi beni uyandırarak bölebiliyor..Çünkü rüya aslında 7 saniye değil dakikalarca sürüyor..Bu bakış açısı maddeye tamamen tezat bir durumda..Çünkü beyin de bir maddedir ve bir profesör onun aktivitesini 7 saniye olarak ölçerken benim rüyalarım her seferinde bölünebiliyorsa , o halde zaman da maddeyi gözleyen gözlemcinin parametrelerine çöküyor.. Mesela bir olayı iki farklı gözlemci farklı zamanlarda ölçer..Bunu bize enstein zaten öğretmişti ama burada madde ve potansiyel enerji gibi salt elle tuttulur örnekler vardı ayrıca mesafelerin uzaklığı en önemli etkenken , bir rüya aktivitesi için bu söylenebilir mi hiç..Oysaki rüyada olan ben ve beni uyandıran kişi aynı fizik yasalarına tabi olup, evrenin büyüklüğü hesaba katıldığında neredeyse aynı konumda bulunmaktadır..Peki öyleyse nasıl oluyorda bu kadar yakın iki gözlemci zamanı farklı algılıyor ?.Hemen hemen aynı potansiyel enerjide ve aynı uzay-zaman bükümünde bulunan bu iki gözlemci arasında nasıl oluyorda zaman kat ve kat değişiyor.Bunun cevabının beyin ile alakalı olduğunu düşünmemem için tek bir sebep kalmıyor.Beyin ile alakalı olması bir yana sanki henüz keşfetmediğimiz çok önemli bir enerji türü olduğuna bile inanmaya başlıyor insan..Zamanın farklı algılanmasına neden olan enerjidir ve bu yüzden de bu rüya örneğinde de bir enerji türü olmalıdır ..Potansiyel ve kinetik enerjiler olmadığı iki gözlemcinin yakınlığı ve konumlarını hesaba katarak anlaşılabilir..Peki geriye hangi enerji türü kalıyor ?..Ben kendimce bu enerji türüne sanal enerji diyorum ve bizim uzay-zaman(x,y,z) düzlemimizde bir gerçekliği olmadığını düşünüyorum..Haliyle bu enerji türüne ulaşmak da zor olmalı..Ama rüyalarda bunu yapabiliyorsak demekki bir yolu var.. Öte yandan birileri çıkıp bunun bir beyin yanılgısı olduğunu ve böyle bir enerji türü olamayacağını söyleyebilir..Ama bunu söylediğinde ilk soru cevapsız kalır : neden rüyalarım her seferinde bölünüyor ?.Bir fizikci için iki gözlemcinin tüm parametreleri neredeyse aynı olmasına rağmen bu değişiklik neden var ?.Beyin aktiviteleri de elektrik enerjisini kullanmakda ise sinir sistemimiz böyle çalışıyorsa , neden rüyalarda zaman farklılaşıyor ?..Bu rüya bölünüşü olayının bir tesadüf olduğunu iddaa eden biri için kabaca oran : 1/30000'dir..Bu olasılık hemen hemen her seferinde nasıl olurda tecelli edebilir ?..Bu tuhaf deneyime göre başka bir enerji türü olduğunu hatta zamanı bükebilecek kadar da güçlü olduğunu neden iddaa edemeyim..Bu enerji türü her neyse eğer ona ulaşmayı , çözümlemeyi , denklemlere oturtmayı ve onu kullanmayı başarabilirsek belki de ışık hızını geçmek bile bizim için sıradanlaşabilir..Belki de bu enerji türünü çözsek uzayda gidilemez denilen yerlere 7 saniyede gideriz kim bilir.
Ağızına sağlık. Dmt bence olay. Epifiz bezi yani. Zaten dış gözlemleyebildiğimiz mekanizmasında da bir göze benzediğini görebiliyoruz. Dmt dediğimiz madde sadece doğum, ölüm ve uyku anlarında salgılanıyor. Bu dmt bizi evrenle bir bütün yapıyor. Yıllardır kafamı yoran bi konu bu. Hala her gün saatlerce araştırıp düşünürüm. Önermelerin varsa lütfen paylaş. Belki birimizin beyninde o kıvılcım yanar. İnsanlık hayal dahi edemeyeceklerimizi deneyimliyor şuan kim bilir. Belki yarın, belki yarından daha yakın bişeyleri idrak edebilmemiz...
Evet ben de aynı senin gibi zamanın son derece yapay ve algıya göre değişen bir şey olduğunu düşünüyorum. Ve deneyimlediğin olayda ortaya çıkan anormalliği sorulara dökmen ve aslını arama hikayen çok güzeldi haha. Ama bence bu sorunun cevabı ne kuantum yasalarıyla işleyecek şekilde küçük boyutta ne de görelilik yasasına uyucak şekilde yüksek hızda ya da kütlede. Bu direk klasik fiziğin içinde barınan bi olgu olmalı. Evet rüya aleminde yaşayan kişi 7 saniye değil saatlerce yaşıyo belki kendi evreninde o deneyimleri ama sorunun cevabı bu olamaz çünkü rüyayı tam ikiye bölen de dışardaki gözlemci rüyanın 7 saniye olduğunu sayan da dışarda yani senin saatlerce yaşaman bu problemi çözmüyo. Benim bu soru için aklıma gelen 2 cevap var. 1incisi uykunda nası rüya gördüğün 7 saniyelik kısmı saatlerce yaşıyosan rüya görmediğin belki de son 3 saati de tam tersi şekilde şıp diye saliseler olarak algılıyosundur. Ve bu yüzden biri seni uyandırdığında sen 3 saat önce, bi sebeble kesilmiş rüyanı bi anda az önce görmüş gibi hatırlıyorsundur. 2inci tahmini cevabım da bu sefer benim anormal bi anıma dayanıyo :D. Bi gün rüyamda annem ve babam odalarında kavga ediyodu ve annem sert bi kapı açış sesiyle bi hışımla odadan çıkmıştı. Tam o arada bu kapı sesiyle uyandım ve annem gerçekten odasından çıkmıştı. Yatağımda dakikalarca rüyamın gerçek olduğundan şüphe ettim ama baktım annem sonrasına tuvalete girdi ve sakince geri odasına gitti. Düşün düşün buna bi cevap bulamadım nası rüyamdaki kapı vurma sesiyle annemin gece tuvalete giderken kapıyı sert açma sesi böyle senkronize olabilir diye. Sonradan bunun tek bi cevabı olabiliceğini düşündüm. Uyurken beni gerçekten annemin kapıyı sert açış sesi uyandırmıştı ve o sesi algılamamla tam manada uyanmam arasındaki o bi kaç milisaniyelik sürede beynim en olası tahminini bi anda 4 5 dakikalık bi rüya olarak yaşatmıştı. Bence sadece böyle mümkün olabilir :D Belki de tam uyandırıcı etmen sırasında rüyanın rem aşamasındaysak beyin böyle sonuçlar yapabiliyodur. Daha sonra da buna benzer deneyimler yaşamıştım. Yani 2inci ve daha çok desteklediğim cevabım şuki belki de yaşadığın ve yarım kalan o rüya tam da biri seni dürtüp uyandırdığında beyninde üretiliyodur 1 saniyeden kısa bi şekilde. Bu kadar yazdım umarım okursun 😄
İnsan uyurken sayısız rüya görür ama çoğunu hatırlamaz. Rüya görürken uyandigimizda ya da uyandirildigimizda diyeyim o rüyayı net hatırlarız. Siz de rüya görürken uyandirildiginiz için sadece o rüyalarınizi biliyorsunuz. Uyandirilmadiginiz zamanlarda da çok rüya goruyorsunuz aslında ama bunları hatırlamıyorsunuz
@@serrahanim Evet ama yine de rüyada zaman farklı geçiyor bunu hissedebiliyorum..Algı mekanizmamızdaki değişiklik zamanı etkiliyor olmalı..Mesela metaverse için ya da matrix örneği için dünyada geçen her on saniyeyi orada bir saniyeye kısaltabilirler..Rüya gördüğümüzde beynimiz çok derin bir sessizlikde ve düşünceler sanki daha hızlı oluyor..Gerçek dünyada bir A olayı icin 10 saniye geçerken sanki rüyalarda 1 saniyede tamamlanıyor..Rüya ile ilgili ayrıca çok somut kanıtlar yok..Şu yüzden bu yüzden diyemiyorlar aslına bakarsan uyumamak insan için daha iyi olabilirdi.Bu tip bir insanın belgeselini izlemiştim adam uyumuyordu..Beyninin vücuduna oranına göre uyku oranları değişiyor gibi.Mesela ayılar uyurken fareler(en yüksek orana sahip insandan sonra) uyumuyor..Peki insan neden uyuyor ve rüya görüyor..
Burada da karşılaştık,ne hoş🤗Bu kanalı uzun zamandır takipteyim,içerikleri harika.Felsefeye özgü düşünme ve çözümleme yönteminden yararlanan bilim felsefesinin uçsuz bucaksız semalarında gezinmek hakikaten keyifli...
@@neverminddude Sizi görmek ne kadar güzel 🤗Günaydınlar... Evet ben de bu kanalı uzun zamandır takip ediyorum çok kaliteli ve çok özel içerikler üretiyor,felsefeye verdiği değer ve bilime gösterdiği saygı insanı mutlu ediyor. Never Mind Dude,sizinle tanışıp ardadaş olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.Kendinize iyi bakınız
Iyi hos guzel evet hersey hepiniz tamam eyvallah ama bence akli basinda oldugunu iddia eden her akil sahibinin bir sekilde ulasmayi dusleyecegi yer matematik sinirlarindaki bildigimiz tum alanlarin toplaminin disinda yada otesinde nelerin oldugunu metak etmek ve fikir yurutmektir diye dusunuyorum.kendi varsayimimsa bu dunyadan o alana bir sekilde dahil edilecek suur sahipkeri matematik sinirlarinda kalan alemde olup biten tum alisverisleri ve sonuclarini gayet eylenceli bir haleti ruhiyeyle sonsuza dek sevk idare ve karar merci olarak tum kayitlardan azade varliklarini devam ettirecekleri gorusu:) bence gayet hos bir teori.
Bir gün CERN'de çalışan bir bilim insanı olucam ve evrenin sırlarını araştırıcam. Benim hayellerimi inşa etdin bebar bilim. İlk videondan sona kadar hepsini izledim. Sayende kendimi buldum ♥
@@emrealbayrak1758 inşallah ben azerbaycanlıyım, bi uzay ajansımız bile yok ülkede bilime destek yok okuyana destek yok, ekonomi çökük, devlek halkı sömürüyor resmen. Ama ben gidicem bu ülkeden. Söz verdim kendime
Evren sürekli gelişim ve değişim halinde, bugün belki bu soruların cevabı yoktur, fakat bilimin ilerlemesiyle belki bir gün olabilir... Hiç bir zaman bilenemeyebilir de.. başarılı bir çalışma olmuş, tebrikler... 👏👏👏
Evren sürekli gelişim halinde demişsin o zaman bu söyleminin devamı felsefe de hegele dokunuyor ve eğer böyleyse bence bu konunun çok çekici bir gizemliliği var evreni anlamak için nelerimi vermezdim her seferinde bu konular beni çok heyecanlandırıyor 😍
Merhabalar rahatsız ediyorsam kusura bakmayın UA-camda Bilim,Teknoloji ve Astronomi alanlarında içerikler üretmekteyiz. Fakat UA-cam algoritmasının azizliğine uğrayıp iyi yerlere gelemiyoruz. Bu alanda oldukça emek sarf ediyoruz.
@@cristiano6182 ... Evet üstad, evreni anlamamız için herşeyin artık net olması gerekir ki, bilim de net olarak bir tanım yapabilsin, fakat değişim düşmüşüm milyarlarca yıldır değişerek devam ediyor... Bu durumda mümkün olmayabilir...
@@cigdemtemur5974... Evet üstad, değişim milyarlarca yıldır devam ediyor, bu durumda bilim nasıl bir tanım yapabilsin evren hakkında, bir milyon yıl sonra herşey çok farklı olacak, bu durumda bilim nasıl tanım yapabilsin... Belki bu mümkün olmayabilir hiç bir zaman...
Yaşamın fizik yasalarına aykırı oluşu. Yaşamın anomali oluşu. Çok iddialı sözler bunun üzerine düşüneceğim. Argümanlarını heyecanla bekliyorum. Yine harika bir konu seçmişsiniz. Başarılarınızın devamını diliyorum.
@@Ahshqhshshahshash fiziğimiz yanlış demeyelim de yeterince doğru anlayamadık hala diyelim ama anladıkça daha çok mu anormalleşiyor yoksa anlayamadığımız daha çok şey çıktığı için mi ilginçleşiyor bilemedim
@@hamzaakduman247 newton fiziğinin genel kabul gördüğü zaman Einsteinin görelilik fiziğini kimseye anlatamazdın goreliligin kabul gördüğü ilk zamanlarda kuantum fiziğini kimseye anlatamazdin, yani doğru fizik yanlis değilde daha belkide kesf edilecek ne yasalar ne fizikler vardır
Saygı Değer Administer Cengiz Bey Resmen Yayınızın Manşeti Mevzunun Spesifik Olaraktan Bakıldığında Bilgi Yönünden Mühüm Ve Değerli Olduğunu Fark Ettiriyor ... Şimdiden Emeğinize Sağlık Her Daim Bilgilendirici Akademik Ve Çarpıcı İçerikli Yayınların Devamını Canı Gönülden Dilerim...
Yalnız insan sadece kendi kendine olma olasılığını değil bir Yaratıcının olma ihtimalini de göz önünde bulundurup etrafına çevresini öyle bakıp incelemeli. Yoksa bu olmaz kesinlikle bir yaratıcı yok deyip sadece diğer şeyleri olasılıkları araştırmaya çalışan insanının akıl gözü kalp gözü kapanıyor bir türlü Allahın varlığını akıl ve kalp ile göremiyor.
Hayır dostum bilime inanç sokulmamalı. Bir din, bir tanrı inancı veya bir ruh. Çünkü bunlar insandan insana hatta milletten millete değişen kavramlar. Oysa bilim herkes için sadece tek olan doğruyu arar. Celal hocanın dediği gibi: Birbirini yalanlayan inançlarla bilim yapılmaz.
Bu tarz videoları izledikçe Rabbimin büyüklüğünü bir kez daha iliklerime kadar hissedebiliyorum. bilim çok güzel bir de yaratılış penceresinden bakabilse. O zaman bazı karmaşıklıklar bir anda çözülecek bazen de basit gibi görünen karmasiklasacak. Hayatımız çok kısa ama sonsuzlukta kapıda bizi bekliyor. Evrenin büyüklüğünü gördükçe Rabbimin bize sonsuz yaşamı neden ve nasıl sunduğunu çok daha kolay anlıyor insan. Hele ki son Nobel fizik ödülünü düşündükçe, evrenin tek bir parça gibi hareket etmesi bunu kanitlamiyor mu?
.. Hem maddiyyun denilen bir kısım ehl-i dalalet, zerrattaki(en küçük parçalardaki) tahavvülât-ı muntazama(düzenli değişimler) içinde hallakıyet-i İlahiyenin ve kudret-i Rabbaniyenin(Allah'ın yaratma ve kudretindeki) bir cilve-i a'zamını (en büyük işareti/belirtiyi) hissettiklerinden ve o cilvenin nereden geldiğini bilemediklerinden ve o kudret-i samedaniyenin (hiç bir şeye ihtiyaç duymayan gücün) cilvesinden gelen umumî kuvvetin nereden idare edildiğini anlayamadıklarından, madde ve kuvveti ezelî tevehhüm ederek(gerçekten saparak), zerrelere ve hareketlerine âsâr-ı İlahiyeyi isnad etmeye (yaratılmışlara dayandırmaya) başlamışlar. (Yani aslında Allah'ın eseri ve sanatı olan zerrelere bir kudsiyet ve ezeliyet isnat edilmesi) FESÜBHANALLAH! İnsanlarda bu derece hadsiz cehalet olabilir mi ki, mekândan münezzeh olmakla beraber herbir yerde herbir şeyin icadında herşeyi görecek, bilecek, idare edecek bir tarzda bulunur bir vaziyetle yaptığı fiilleri ve eserleri; camid(cansız), kör, şuursuz, iradesiz, mizansız ve tesadüf fırtınaları içinde çalkanan zerrata(*atomlara veyahut daha küçük parçalara) ve harekâtına vermek, ne kadar cahilane ve hurafetkârane bir fikir olduğunu, zerre kadar aklı bulunanların bilmesi gerektir. .. Lemalar (RNK) - 387
Videonun sonundaki cümleniz olan “Aslında Yaşam Fizik Yasalarına Aykırı” ifadesinin dayanağı nedir? Bunun oldukça subjektif bir ifade olduğunun farkında mısınız?
@@sagjazudrohnen canlılar entropiyi beslenerek, solunum yaparak yener. Canlılar öldüklerinde bunları yapamadığı için entropiye paralel bir şekilde çürür. Yani canlılık entropi yasasına zıt değil, bir nevi enerjinin döngüsü bağlamında açılan parantez gibi. Yaşam nedir sorusuna entropi’ye veya kütleçekimine verebildiğimiz kadar kesin cevap verebilecek hale gelmeden Canlılığın fiziğe aykırı olduğunu ifade edemeyiz.
Yine harika bir video ile karşımızda Bebar bilim yıllardır takip ettiğim, hiç bozmadan özenle güzel bilgilerle devam eden. Bilimi severken anlatımlarıyla daha çok sevdiren. Teşekkürler asıl siz iyi ki varsınız 😊⚛️
Merhabalar rahatsız ediyorsam kusura bakmayın UA-camda Bilim,Teknoloji ve Astronomi alanlarında içerikler üretmekteyiz. Fakat UA-cam algoritmasının azizliğine uğrayıp iyi yerlere gelemiyoruz. Bu alanda oldukça emek sarf ediyoruz.
Haddimizi aşmak konusunda sana katılmıyorum dostum. Ortalama 70 yıl ömrü olan bir insan kendine bir anlam yaratmak zorunda. Bu anlamı da bilimin tekeline bırakamaz. O yüzden bilmeyi bırakıp inanmayı seçer. Evrenin bir bilincinin olabileceğine inanmak ve ondan bir şeyler istemek bir problem arz etmiyor. Binlerce yıldır insanlar görmedikleri tanrılara inanıp onlardan cennet ve sonsuzluk dileniyorsa buna da gayet inanabilirler. Çünkü ihtiyaçları var.
"evrenin bilincinin olabileceğine inanmak". evrenin bilinci biziz çünkü evrenin bir parçasıyız. canlı olan farkındalığı sahip yıldız atomlaritiz. herşey de atomdan oluştu evrende
Sürekli bir şeyler anlatmaktansa ve bir çok kişinin belki de hayatlarında ilk kez duydukları tanımlarda kaybolacakları bir anlatımı izlemektense onlara sorular sordurarak farklı bir anlatımı izlemek gerçekten bilim anlatıcılığında cesaret ve yetenek ister. İşte bunlar da sizde var ve güzel işler çıkıyor günün sonunda. Tebrik ederim.
Video değindiğiniz konu için tebrik ederim.Şahsi kanaatimce bilinç/zihin dediğimiz soyut (metafizik) olguların maddeye verilmesi veya maddede olan biz özellik olması çelişkili geliyor. Çünkü maddenin kendisinde bulunmadığı aşikar olan bir özelliği varmış gibi varsaymak mantıklı gelmiyor. Bilimsel yöntemimizin bilinci çözebileceğini düşünmek yanlış çünkü bilimsel metot doğada gerçekleşen doğa olaylarını doğadaki nedenlerle açıkladığı için bilinci anlamamıza yardımcı olması zor sadece bilincin vücut üzerindeki etkilerini nedensellik, deney, gözlem bağlamında inceleyebilir. Son cümleniz gayet güzeldi "Yaşamın kendisi fizik yasalarına aykırı".
Merhaba, Aklıma takılan düşüncelere videonuzda değinmişsiniz. Zaman ve bilincin iç içe olduğu ve farkındalığın birşeyleri değiştirdiğini düşünüyorum. Meşhur kuantum deneyinde gözlemcinin, sonuca etki ettiğini ve nedenini hala bilemediğimiz bir olgu olduğu... Bu deneyi hayvanlar ile yapsak ne olurdu? Sadece gözlemcinin mi sonuca etkisi var? Yoksa bilincin mi? Yoksa her ikisinin de mi? Bu merak yıllardır kafamda dönüyor.
@@Zeynep-hu4ch çift yarık deneyi değil:) Onun üzerine teorik bir deney. Bilinç gerçekliği cokertirse sen değil başkası gozlemlesin o da sana anlatsın minvalinde. Yanılmıyorsam Evrim ağacı açıklamıştı.
4:23'te belirttiğin sorunun bilimsel cevabını çok iyi biliyorum.. Ayrıca paylaştığın yararlı videoların, gerçekten yararlı bilgilerin için teşekkür ederim.
Muazzam anlatım. Tekrar tekrar izleyip her seferinde yeni bir şeye kafa yoruyorum. Bir çok şeyi anlamaya benim ömrüm tabiki yetmeyecek ama umarım diğer hayatta "sorabilecek durumda olursam" :) , evrenle ilgili herşeyi öğrenmek isterim.
Herşeyi rakamlara bağlayamayız Felsefi bir düşünme şart İnsanda bir et parçasından bilinç çıkması şaşırtıcı değil mi bu sizce de! Allahı (tanrıyı) kanıtlamaz mı evrensel düşünsek dahi herşeyin bu kadar düzenli olması ve bir yöntemi olması Kantçı bir bakışla üst akıla işaret etmez mi
Elbette öyledir ama gelin görün ki kendini zeki sanan çoğu sözüm ona bilim adamcıkları yok bilim şöyle diyor yok bilim böyle diyor. materyalist bir anlayışla düşünüyorlar. Hiç de bilim nedir, bu kurallar neden var, kimim ben, neredeyim diye sormuyorlar.
işte insanı sadece maddeden ibaret sanıyorlar. içerisindeki ruhu da maddeyle anlayamazlar. hadi şimdi bana şefkatin sevginin maddesini getir desem bilim bunu yapamaz. materyalist bilim çürümüş bir tezdir zaten. bilim insanlarının çoğu şeyi anlayamam sebeni bu zaten evrene sadece madde gözüyle bakıyorlar yaratılış penceresinden bakmadıkları için ve madde üzerinden anlamaya çalıştıkları için evreni de Allahı da tanıyamıyorlar ama akıl yürütme ve mantık kullanılsa evren islamla paralel
Hem maddiyyun denilen bir kısım ehl-i dalalet, zerrattaki(en küçük parçalardaki) tahavvülât-ı muntazama(düzenli değişimler) içinde hallakıyet-i İlahiyenin ve kudret-i Rabbaniyenin(Allah'ın yaratma ve kudretindeki) bir cilve-i a'zamını (en büyük işareti/belirtiyi) hissettiklerinden ve o cilvenin nereden geldiğini bilemediklerinden ve o kudret-i samedaniyenin (hiç bir şeye ihtiyaç duymayan gücün) cilvesinden gelen umumî kuvvetin nereden idare edildiğini anlayamadıklarından, madde ve kuvveti ezelî tevehhüm ederek(gerçekten saparak), zerrelere ve hareketlerine âsâr-ı İlahiyeyi isnad etmeye (yaratılmışlara dayandırmaya) başlamışlar. (Yani aslında Allah'ın eseri ve sanatı olan zerrelere bir kudsiyet ve ezeliyet isnat edilmesi) FESÜBHANALLAH! İnsanlarda bu derece hadsiz cehalet olabilir mi ki, mekândan münezzeh olmakla beraber herbir yerde herbir şeyin icadında herşeyi görecek, bilecek, idare edecek bir tarzda bulunur bir vaziyetle yaptığı fiilleri ve eserleri; camid(cansız), kör, şuursuz, iradesiz, mizansız ve tesadüf fırtınaları içinde çalkanan zerrata(*atomlara veyahut daha küçük parçalara) ve harekâtına vermek, ne kadar cahilane ve hurafetkârane bir fikir olduğunu, zerre kadar aklı bulunanların bilmesi gerektir. .. Lemalar (RNK) - 387
Çift yarık deneyinde elektron ve fotonlar takip edildiklerini anladıklarında yapasinda değişime hazır bulunan yapıyı nasıl stabil hale getiriyorsa biz de evreni bir forma veya bir sisteme sokmaya calistigimizda yaratimin çeşitli kombinasyon olasikliari kapılarını bize kapatıyor ve biz sadece 2 X 2 = 4 diyebiliyoruz. Her şey düşünce ufkunu kağıda dökme hevesiyle başlayıp son buldu. Allah kâinatta hiçbir bosluk ve delik bırakmamıştır. Elhamdülillah Allah anemanet olun
"Yaşamın kendisi fizik yasalarına aykırı" diye bir söz duydum videoda. Bence öyle değil bence yaşam entropiye karşı durmanın bir sonucudur. Evrende her şeyi parçalayan bu kuvvete karşı gelmenin karşı koymanın bir yoludur bence yaşam. Bireysel anlamda değil, bireysel anlamda hepimiz gelip geçici fanileriz ama formu koruma konusunda, maddeyi belli şekillerinde koruma konusunda yaşam entropiye karşı koymanın bir arka kapısıdır bence. Direkt olarak tabii ki bunu yapamaz. Bu karşı koyumun bir arka yolu gibi geliyor bana, bir hack gibi...
Dünyanın trilyonlarca katı büyüklükteki bir gezegende kentilyonlarca yaşam olsa bile bu yaşamın entropiye karşı koyduğu anlamına gelmez, gelemez. Entropinin içine yaşama sebep olan her şeyin yok olması da dahildir.
@@seerwicky Öyle değil dostum. Bu yazışarak anlaşılabilecek bir konu değil ama yine de anlatmaya çalışayım. Şöyle düşün bir taş var bu taş milyonlarca yıl içeriinde kendi enerjisini tüketip formunu kaybedip dağılıyor. Canlılık mekanizması ise şunu yapıyor. Başka maddeleri kendinden önce parçalayıp onları entropiye kurban ediyor. Sen bir elma yediğinde o elmayı kendin için feda ediyorsun enerjisini parçalayıp entrpiye feda ediyorsun. Bu sayede sen hayatta kalıyorsun ve dünyaya sana benzeyen çocuklar getiriyorsun bireysel anlamda ölsen bile genel anlamda kendini koruyabiliyorsun. Ve kendine başka kurbanlar arıyorsun. Tavuklar, kuzular, inekler... bu gibi havanları da öldürerek onları enrtopiye kurban kılıyoruz ve kendi yaşamamızı sürdürüyoruz ki yediğimiz bu canlılar da diğer canlıları kendileri için kurban ediyor. Bu sistem en iyi ve en gelişmiş varlıktan en basit varlığa kadar gidiyor. En basit canlı varlıklar da bitkiler yapraklar gibi... Onlar da canlılıklarını çok basit ve ilkel şekile oluşturuyorlar. Yani mantık şu taşı ele alalım yine bir taş kendi varlığını sürdürmek için daha küçük taşları yiyiyor ve enerjilerini parçalayıp entropiye fidye olarak veriyor ve kendi varlığını sürdürüyor daha sonra dayanamayacak hale geldiğinde kendinin kopyasını oluşturup kendini yok ediyor parçalıyor ve onun kopyası bunu yapmaya devam ediyor. Bireysel anlamda biz kendi varlığımızı hissediyoruz ve benlik duygusu ile ben diyoruz ama benlik bizliğin küçük bir yapı taşıdır. Aslında biz hiç ölmüyoruz sadece kendi kopyalarımızı üretiyoruz. Belkide bu yüzdendir canlılığın en temel amacının kendinden sonraki yavruları meydana getirip kendisini yok etmesi.
@Vahip Karpınar Hocam sanırım konuyu anlamadın. Konu büyüklük ve küçüklük meselesi değil ki bu da izafi bir şey de neyse. Konu yaşamın nasıl başladığı ve ana mekanizmasının nasıl çalıştığı. Entropi ile olan ilşkisi. Burada hayavan ve insan bir ayırım içerisinde değil. Canlığın türevleri ve canılığın kendisi veya cansızlık değil mesele. Mesele Entropi ve Canlılık. Yazışarak analaşılabilecek bir konu değil hak veriyorum. Zamanınız olursa konu ile alakalı da konuşabiliriz.
çok ilginç. şu an yazdığım bilim kurgu romanının konusu bu. Einstein gibi düşünce deneyleri yapan birisiyim. lineer zamanda bilincin ilerleyişi üstel oluyor döngüsel zaman algısına göre evrimleşmiş yaşam formu için bilinç her daim her yerdedir.
bilinç ve maddenin mutual ilişkisinin başlangıcını madde bilemez çünkü bir parazitlik durumu var. farkındalık yetisini biz insan varolusunda sadece üstel olarak algilayabiliriz yani bizi tip2ye kadar götürecek olan bu yetidir.tip 3 ise yaratacagimiz bizden daha gelişkin Aİ bilincidir.
evrimin gerçek olduğundan emin olamayız ve Lineer zamana göre yaşamak 3.boyutlu bir insan bakış açısıdır bizler bu çok boyutlu evrende kendi varlığımız ve bilincimiz ile Galaktik bir insana doğru evrimleşmekteyiz bilincin evrimi boyutsal bir kavramdır, bu kavram bütün kültürlerde ve din dediğimiz olgunun bilimsizleştirilerek yozlaştırılmasıyla geriledi fakat son bulmadı son bulamazlar çünkü bir bilinç var ortada bu bilinç o kadar saf ki heryerde ve herşeyi algılıyor
@@frkn313 bilincin evrimi ayan beyan ortada dostum. Biyolojik evrim gibi spesifiklik istemiyor. Böcekten maymuna hayvanlarda, bitkilerde 0dan 100e bir derece kabataslak belirlenebilir. Dünya üzerinde insan en bilinçli yaratık şu anda. Üstel bilinç derken de insanı kastediyorum tabi. İnsan bilinci tarih içinde derecelidir. Son yüzyılda kendinin ve evrenin varoluşunun farkında olmak algıyı üstel olarak artırdı çünkü paralel evrenlerden, simülasyondan, görelilikten(Einstein), ışık hızından bahsediyoruz. Geçmiş zamandaki insanların algısından varoluşu algilayabiliriz filmlerini yapabiliriz ama tam tersi bir durum olamaz. Gelecekteki artan varoluşsal farkındalığı biz aynı şekilde gelecektekiler gibi algilayamayiz. Bizim lineer gercekligimizde bilincin evrimi usteldir ve bu üstellik yapay zeka tarafından hayal edemeyeceğimiz seviyelerde yapay zekaya ait olacak bir noktadan sonra.
@@AmedesTheKing bizden daha üst bilinç ve farkındalık seviyesine sahip olan bir canlı varsa oda Dünya dışı varlıklar olabilir onlar ile iletişime geçemiyoruz sebebi onlar bizimle iletişime geçmek istemiyorlar nedeni bariz bellidir vuruyoruz yıkıyoruz savaşıyoruz fesat çıkarıyoruz eğer şimdi iletişime geçersek belkide onlara zarar verebiliriz ama simdi onlar bizi kendi halimize bıraktıkları için insan oğlunun dahada bilinçlenmesi için çalışmalıyız eğer insanlar iyi ve sevecen olsaydılar şimdiye onlar ile birlikte gerçeklerin farkına varabilirdik belki teorilerimizi bilimsel yapardılar belkide dahada yanlış olduğunu gösterip bize gerçek bilimden bahsederdiler ruhun bilincin ve onun evriminin önüne ışık tutar insan oğluna yardım ederdiler. öncelikle aramızda barışı sağlayıp tek bir dünya olarak gelişimimzdeki temel adımı atabiliriz ama insan oğlunun aptallığı sonsuzdur demişti Albert Einstein yani sadece sevgi içinde gelişimimize gelismiş lik katardık
Harikaydı. Emeğinize sağlık.. görüntü seçimleriniz düşünürken bana çok yardımcı oluyor. Gelmiş geçmiş en çok ilgimi çeken Bebar Bilim videolarından 2.si oldu benim için. Keşke Laplace teorisine zaman ayırabilseniz. Başarılar daim olsun. İyi ki varsın Bebar Bilim 🥰
Anlamamam için elinden ve dilinden gelen herşeyi yaptığın için teşekkür ederim. Sanırım biz uzak yollardan geri dönüp, aya bakıp rakı içeceğimiz günlere geri döneceğiz. O zamana kadarki heyecanımız bize yetecek ve bizler tekrardan bulutların yağmur yağdığında hayret edecez ve sanki güneşe tapar duruma gelecez gibi duruyor. Gidilecek bir yer yok, heryer uzak, telesloplar bize gösteriyor ama üzüyorda arada, görüyorsun da içinde tehtid ve mahcupluk barındırıyor. Orada bişeyler var, yeni keşifler, yeni kümeler bir birleşim ve yok eden bir çukur. Biz elimizdeki çiçeği reddeden bir sevgili gibi kıçımıza baka baka geri dönüyoruz. Bu heyecana güzel, dünya güzel bir yer olsaydı herkes için emin olun kimse evinde dürbün bile barındırmazdı. Niye taşınsınki insanlar tavanı akmasa evinden? Üç oda bir salon evi kim istemez, hep bu heyecanın asıl amacı daha rahatı varmı ve bir ölümsüzlük olabilirimi düşüncesi acele bu yüzden. Yok bence biz buradan çıkmayacağız, burada olup bitecek herşey yani dünyada. Biz bişeyler bulsak bile, o zaman önceki ölenlere yazık oldu. Anlatmak istediğim, anlamayacağız ve ölünce anlam bulacak gibi duruyor malesef.
Bana kalırsa bilinç ruhtur. Belki de ruh maddeye indirgenmeye çalışıldığı için bilincin ne olduğu sorusunda insanlar ikiye ayrılıyor. Modern fizik, kuantum fiziği bence yaratılışı kanıtlıyor
Yine her pazar gibi pozitif enerji saçıyorsun Bebar bilim kahve'yi hazırladım ve izliyorum sizi video it's amazing İkinci Mooc "massive open online" kitlesel açık çevrimiçi kurslar ile ilgili bir video yapar mısınız!!🥺❤
Evet, zaman gercekten yok. Zaman bir iluzyondan ibaret. Zaman da maddesel bir olgu ve ne kadar guzel anlatilmis bu videoda. Zaman degiskenler sonucu bizim kapildigimiz bir yanilsama sadece. Maddenin degiskenligini ve sureci zaman olarak adlandirdik. Hic bir degiskenin olmadigi ve sadece bilincin oldugu kapali bir ortamda biz yani gozlemci icin sonsuzluk ve varolus kavramini deneyimlemek mumkun oluyor. Sonsuzluk diyorum cunku son'un oldugu algisi da aslinda maddesel zaman kavraminin bir iluzyonundan ibaret bu durumda. Sadece degisim var. Son veya baslangic yok. Bu izole ortamda varolan sadece gozlemci ve tek bilgisi kendi varligi. Bu izole ortamda bilincin tek cagirdigi su olacaktir: Anlam ve iliski kurmak. Varolus anlami da beraberinde getiriyor. Ikisi bir butun. Cunku bilinc, ya da bilincli bu enerji bir sahis. Bilinc oldukca sahis da olacaktir. Yani bir sahsiyet. Ust, askin bu bilinci olan Enerji'nin bir sahsiyeti ve secimleri olacaktir. Ve maddesel bir bedende ve maddesel bir ortamda algisi ve anlamlandirmasi farkli, maddesel olmayan ve kendi kumasindan olan bilincli enerji'den olusan bir ortamda ve bedende algisi ve anlamlandirmasi farkli olacaktir. 🙂
Yaşamın kendisi aslında fizik yasalarına aykırı mı? Bu ilginç bir iddia. Neden aykırı olsun veya neresi aykırı? Fiziğin veya herhangi bir bilim dalının hangi yasası bize uymuyor?
Cevapları hep uzakta arıyoruz. Ama ben Siyacı kitabında olduğu gibi, evreni anlamak için, ilk durduğumuz yere, dünyaya, hatta insan yapısına bakmalıyız. Mesela ben, evrenin yapısının insan vücuduyla paralellik gösterdiğine inanıyorum. Omurgalarımız ve beynimiz gibi. Tabi insanlar hemen şunu diyecek. Nasıl yani, evrenin midesi, barsakları mı var. Elbette birebir aynı değil. O organların işlevi neyse, onunla birebir. Tabi bunu belki yüz yıllar sonra anlayacağız. Gözlemci olayına gelince, bizim en büyük yanılgımız. Herşeyi 3 boyutlu ve 5 duyu organıyla açıklamaya çalışmaktır. Oysa ne kara delikleri, ne boyutları ya da diğer evrenleri açıklamaya yetmiyor. Örneğin hadi gelin şunu bana açıklayın. Yanıcı bir maddeyle, yakıcı bir madde yanyana gelirse ne olur. Cevap; yanıcı madde yanar. Peki su nasıl olabiliyor. Ateşi söndüren bir madde su. Tüm özellikleriyle mucizevi bir madde. Her derecede buharlaşıyor. 100 derecede kaynıyor ve sıfır derecede donuyor. Bana göre tıpkı teorik fizik gibi ufkumuzu imkansız hayallere açmalıyız. Hayır, olamaz, demeden. Seviliyorsunuz. İyi ki varsınız❤️
Videonun başında ormanda bulunmak ile ilgili söyledikleriniz yıllardır benim de ormanda ne hissettiğimi insanlara anlatmak için söylediklerim ile benzer. Bu düşüncelerimizin ortak olması çok hoşuma gitti
Termodinamik 1. Yasası:U2 - U1 = Q + W Bu yasa "enerjinin korunumu" olarak da bilinir. Enerji, yoktan var edilemez; var olan enerji de yok edilemez; sadece bir şekilden diğerine dönüşür. Yani benzininiz yoksa arabanız ile mesafe-yol gidemezsiniz(Erke dönergeci saflığına ithaf olsun.).Ya da benzin kendiliğinden oluşmaz.Ya da madde kendiliğinden var olamaz .Kendiliğinden var olamayan birşey...Düşünme zamanı.
Şu günlerde en çok zihnimde dolaşan soruydu. Sorun çözülmedi ama bakış açımı biraz daha genişletti elbette😊 Bu konuya odaklanmışken bu videonun gelmesi de...😇
Sevgili Bebar Bilim, sizinle birlikte bir çok bilim kanalı takip ediyorum uzun süredir. Sizin kadar bilime geniş ve ''derin'' perspektifte yaklaşan, sorgulayan, fanatizmden uzak, ''bilimsel tabulardan'' uzak, ama aynı zamanda da kontrolü kaybetmeyip ayağı da çok sağlam yere basan bir bilim kanalı bulamadım. iyi ki varsınız. saygılar.
Ben kendimi bu kanalda buldum bu zamana kadar bilmediklerimi ögrenemediklerimi dikkat edemediklerimi bu kanal sayesinde öğrendim iyi ki varsın bebar bilim ❤❤❤
Bu kanalın yüzlerce videosunu izledim çünkü inandığım din olan islam bana bunu emrediyor . Emir şu Allah ın yarattığı bu kainatı Allah ın kendisinden bir parça olan aklı kullanarak açıklamaya çalış ki yaratanın ne kadar büyük bir güce sahip olduğunu anlayasın . Bununla birlikte bu devasa bilgi birikimin olduğu bu kainatta ne kadar küçük ve bi o kadar değerli olduğunu gör çünkü sen yaratanın bir parçası olan aklı bulunduran bir varlıksın diye emrediyor. Bu dönemdeki insanlar islamı reddediyor çünkü dinin sadece ibadetten ibaret olduğunu düşünüp dururlar oysa bir aklın inanabileceği en mantıklı cevaplar bütünlüğüdür bi din ve senden istediği cevapla ve mutlak gücü görmeni istemesidir.
Kainatı yaratan yoktan var eden ilminde sonsuz,maddeyi şekillendiren bir yaratıcının varlığını buna bağlasak olmaz mı bu bilimsel deliller onun muazzamligini kanıtlamaz mi akıl ve vicdan ehline sesleniyorum
Senelerdir düşünüp tam anlatamadığım şey en altında en üstünde bence bir sınırı yok hatta kuantum fiziğinide oluşturan bence bir alt fizik daha var ve insanda bir evren içimizde milyarlarca canlı var sadece varlıklarından haberdarız ne bir iletişimimiz nede üstlerinde bir kontrolümüz var bizi şuan ki evrendeki üst varlık olarak ele alırsak içimizdeki canlılarıda şu an ki evrendeki biz gibi düşünürsek aslında kimse kimsenin varlığının tam olarak ne farkında nede kontrol edebiliyor sadece bir döngü var o evrenin sürekliğini sağlamak varlığın bir önemi yok gibi
@@zekicilek9706 Sonsuz bir döngü. Ölüyoruz atomlarımız birleşip yeni insan (evren) oluşturuyor. Ayrıca bence evrenin şuanda inanılmaz büyümesinin sebebi ise nasıl bebeklerin hücre yenilenmesi hızlıysa evreninde şuanda büyümesi hızlı. Çok tuhaf bir döngüdeyiz. İşin iyi yanı asla yok olmuyoruz şekil değiştiriyoruz :D. Ne demiş adını unuttuğum biri : Hepimiz milyar yıllık karbonuz hepimiz yıldızız. (bu arada bu fikrimi enson birine dediğimde sen kafayı mı yedin demişti :) )
Bilinç dediğimiz şey, bilginin yansıması o zaman. Bilginin ne olduğunu bilmek istersem. "Ben" yok olsam gerek. Bilgide yani "O" -da, Allah da yok olsam gerek.
Yaşamın kendisi fizik yasalarına aykırı olduğu için Evren’in kendisine bilinç atfetiyoruz diyebilir miyiz o halde ? Bir bilinmezliğin içindeyiz ve bilimin açıklayamadığı, insan zihninin algısının hiç bir zaman uzanamayacağı alanlara dair doğamız gereği anlamı tasarlayıp, biçim verip hayatlarımıza yön vermek kendimizi ne kadar önemli görmektir diye sorabilir miyiz ? Farklı açılardan ele alıp sorgulamayı aşağıya devam ettirin lütfen bu şekilde bir kıvılcım başlatmış olalım :)
Evrenin kendi bilinci mi var sorusu bence zor bir soru. Bir dönem kafamdan geçen sorulara o an evrenin yada tanrının bir şekilde yanıt verdiğini düşünüyordum. Ama bir süre sonra bunların bir kısmının net bir şekilde büyüklük sanrılarından kaynaklandığını anladım. Ama bir kısmının ise çıkış kaynağının ne olduğunu çözemedim. Acaba avatar filmindeki gibi bizi birbirimize bağlayan kimyasal bir bağ mı vardı? Galiba evrenin bir bilinci varsada net bir cevap vermekten kaçınıyor, kaçamak yanıtlar veriyor. 😄 Kaçamak yanıtların oluştuğu bu sanrılı dünya ne kadar gerçek bu deneyimleyenin deneyimi kadarıyla kalıyor. Bazı belgesellerde örneğin amerikan yerlilerinin dmt içerikli bir bitkiyi yiyerek yaptıkalrı ritüellerde doğa ile bütünleşme deneyimleri yaşadıklarından bahsediyordu. Benzer bir duyguyu yaşıyor olabilirler belkide. Ancak kastettiğim bu sanrılarla dolu dünyada büyüklenme yada yüceltilme ihtiyacının çıkış kaynağı olan itici gücü aldana aldana anlayabiliyor insan. Bilgi, beceri ve yeteneklerinizi aktarmanızı zorunlu kılıyor. İnsanlar arasındaki iletişimi sağlıyor. Karşılığında yüceltilmeyi bekliyor. Böylelikle insanlığın gelişimini sağlıyor. Bir kez kendi bilincinize uzaktan bakmaya başlayıp onun nasıl çalıştığını gözlemleyebilirseniz zamanla tekraryan sanrılarla pratik yaparak kendinizle ilgili bu gömülü bilgiyi pekiştirebilir ve onu anlayabilirsiniz. İşin ilginç kısmı kendinizi anladıktan sonra diğer insanlarında düşüncelerinin arka planlarını anlamaya başlıyorsunuz ve bu sizi çok ilginç büyülü bir dünyaya sokuyor. Benim düşüncem şu: evrenin bilinci var mı sorusunun içine giren bir insan yeterince kulaç atarsa sanrılarla dolu olan veya olmayan bir dünyaya girebilir ve bu dünyayı gözlemleyerek kendi bilincini anlayabilir. Kendini anlayan bir insanda bilginin özünu yada çıkış kaynağını anlayabilir. Yada hiçbirşey anlayamadan düşünce koridorları içinde ömrünce savrulur durur. 🤪
Bence evrenin bir bilinci var ve bu bilinç zaman zaman birtakım işaretlerle bizimle iletişime geçiyor Şimdi burada yazmam uzun sürer ama belki bir ara detaylı bir şekilde anlatırım ya da bir kısmını anlatayım Mesela bir konu düşünüyorsun o konuyu anlatan bir roman var ve internete girip sörf yaptığında direkt o romanın satış linki veya O romanla ilgili bir makale geliyor karşına daha bunun gibi yüzlerce örnek örnekleri çoğaltabilirim ama burada uzatmak istemiyorum Eğer sen de böyle iletişimlerle karşılaştıysan yazmanı ve konuyu irdelemeyi isterim
Yazdığın yazıda ama bir kısmının ise çıkış kaynağının Ne olduğunu çözemedim yazmışsın işte o çıkış kaynaklarının ne olduklarını çözmene yardımcı olmak isterim izleyip yorum yazarsan sevinirim ve bir tane daha böyle video gönderirim ua-cam.com/video/ecc1R38g4_E/v-deo.html
@@erayezer666 eray insanlar kalıtsal yada çocukluktan itibaren bir kişilik örüntüsü ile dünyaya gelirler. Şizotipal kişilik denen kişilikler büyüsel ve doğa üstü şeylere inanırlar. İnsanlığın mit geçmişini bu kişilik sahibi insanlar oluştrur. Cevapsız sorularımıza uyku öncesi masalı gibi cevap vererek bizi uyutur ve hayatın anlamı varmışöasına bizi hayata bağlarlar. Uzaktan sesleri bir meleğin sesi gibi gelir insana. Yanına yaklaşırkarsa ayağına bir yılan dolanır. Hayatını, emeğini ve zamanını çalarlar. Dikkat et!
@@SonerSongül sağ ol yazdıklarını tam anlamadım ama şunu net yazayım ben ateistim büyüye inanmam tanrıya inanmam ama kozmos bence gerçek tanrı çünkü sonuçta insanları yaratmış ve kozmosun anlayabilen insanlara belli zamanlarda belli işaretler gönderdiğine inanıyorum belki anlatmak istediklerimi burada yazarak tam olarak anlatamıyorum çünkü her ne kadar ateist olsam da Müslüman Mevlana'nın bir sözü çok doğru ne kadar anlatırsan anlat anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır sonuçta yazarak kendini ifade etmek belli bir noktadan sonra zor oluyor Ben sadece düşündüklerimi aktarmaya çalıştım elimden geldiği kadar sonuçta bilinmezlerle dolu bir hayatta yaşıyoruz ve herkes hayatın bir ucundan bir ucuna savruluyor Aslında anlatmak istediklerimi yazarak değil konuşarak ifade etmek isterdim ama herhalde bu muhafazakar leş ülkede Buna da imkan yok neyse sen de kendine dikkat et!
Canlılığın oluşumu nasıl fizik yasalarına aykırı olabilir? Aykırı olsa idi biz burada olamazdık diye düşünüyorum. Bilincin olması evreni bence anlamı kılan şeydir ama bu tabi ki evrenin bilinci vardır demek değildir. Biyolojik evrim, gerekli şartlar sağlandığında yolunu bulur. Evrim, evrensel bir doğa yasası ise uzayın başka yerlerinde de pekala bizim gibi veya bizden daha farklı bilince sahip canlılar olabilir. Lakin evren uçsuz bucaksız olduğu ve teknolojik gelişmişlik seviyemiz henüz başlangıç düzeyinde olduğu için bizden başka bilinci olan dış uzaydaki varlıkları keşfetmemiz şu an için mümkün görünmüyor. Ama şunu da hatırlatmakta fayda var; kanıtın yokluğu yokluğun kanıtı değildir.
Ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ determiniz dediğimiz şey kadere iman etmektir. matematiğin dili ile tek pencereden bakmayalım ,tasavvuf ... inorganik maddeyi organik maddeye çeviremeyiz ne kadar zorlarsak zorlayalım. inorganik maddelerinden bir hafızası olduğunu zorlayarak bulmaya çalışıyoruz. daha çok bilim daha çok tasavvuf daha çok.. insanın işi çok zor.
Olay kolaya kaçmaktan ziyade böyle mükemmel bir yaratıcının olmak zorunda olması. Yani (sanırım Farabinin dediği ) zorunlu varlık. Ve zorunlu varlığın eseri olan biz mümkünlü varlıklar.
Peki büyük patlama hangi mekanda oldu? Öyle ya, bir patlama için mekan ve madde gerekiyor. Evren yokken madde de yoktu, mekan da. Belki de patlama falan hikaye.
En basit element olan hidrojenin 1 protonu 1 elektronu var.bu noktada evrenin basitten karmaşığa doğru evrildiğini söyleyebiliriz. Temelde 1s orbital seviyesinde bulunur bu elektron.lakin elektrona dışarıdan enerji verdiğinizde elektronun bulunabileceği enerji seviyeleri ve orbitaller couloumb potansiyeli ile tanımlıdır.ayni enerji seviyesinde orbital enerjileri dejenere haldedir.eş enerjili kabul edilirler ve kuantum mekaniğinin başlangıcında bu durum aynı tek bir elektronun bulunabileceği konumların birden fazla olması anlamına geliyordu.ikinci veya daha fazla elektron sisteme dahil olduğunda dejenerelik kalkar ve bilinen elektronik konfigurasyon şeması oluşur.bu konum belirsizliğininde büyük ölçüde kırılması anlamına gelir.elektronun orbital içinde gezinme hakkı vardır ama orbitaller arasında dolaşması bir hiyerarşiye kurala bağlıdır.(bknz:aufbau ve madelung prensipleri.) Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki soyut yasalar maddenin üst prensibidir.hidrojenden önce onun elektronunun enerji seviyelerini veren yasalar vardır.soru şu: yasalar yani bilginin kaynağı nedir ve neden güzel denklemlere sahiptir ve daha da ötesi biz onu nasıl anlayabiliyoruz.yani birde yazılımı anlayacak donanımın olması gerek ki fizik bilimi yazılı olarak varolabilsin.kurallar ve o kuralları anlayacak zekanın birlikte olması ilginç. Einstenında bu manaya işaret eden bir sözü vardı zaten.
Ah o zaman konusu. Bir ilizyon olmalı.... Sonuna kadar katılıyorum. İlave edeyim aslında zaman diye bir boyut yoktur. Bu insanın kendini , kendi algısını aldatmak için bir buluştur. Zamanda yolculuk kavramı ise tam bir safsatadır.
Biraz gerçekçi olursak insanoğlu uzaya hep uzaktan bakacak 500 yıl sonra bile buna eminim belki ay birazdaha uzağa gidip gelebiliriz ama hiç bir zaman bunun ötesine gidemeyecegiz CEVAP çok açık buraya DÜNYAYA ait insanoğlu ama merak bilim çok güzel
"Kendini bilmek" belki de en önemlisi. Sonrasında her şey öğrenilir ama öncelikle ne için buradayım? Ben neyim? Ne için geldim? Çok sorular var. Bolca düşünmeli. İyiki varsınız
uzay/zaman/bilinç . Bunlar temelden ziyade, temele ulaşmanın 3 ana öğesi aslında. Teorilerden, Deneylere, geliştirilmiş süpervizyon yapay zekalara kadar tüm fonksiyonlar ve alagoritmalarla bir yerlere vardık, ancak tam bir olgu bulduk derken yine tıkanıp kaldık. Biraz daha içsel düşünmeye başlasak? Maddi tüm olgularla çözümlere bir yere kadar ulaştık, biraz da manevi olarak içselleşsek ? Yani temelden genele değil de , genelden temele dogru yola koyulsak. Yanlış olduğumuz yer bence ; henüz bilinç ve ruh'u çözemeden maddenın en küçük yapı biriminden daha küçük parcacıklara giriş yapmak bizi hep tıkadı. Belki de cevap bizleriz. Bizlerin var olmuş şu halimizin bir yerindedir cevaplar. Kaybettiğimiz bir eşyamızı en zor yerlerde ararken en olmadık basit yerlerden çıkması gibi. Kısacası maddenin kendisi bilinç ve ruh olsa gerek..
Bu güzel çalışman ve harika yaklaşımın için çok teşekkürler. Popüler bilime olan merakım beni seni keşfetmeye yönlendirdi. Sana da keşfetmen için bir kaç konu başlığı söyleyeyim. İslam tasavvufu ile kuantum fiziği arasında güçlü bir bağlantı var. Hatta haddimi aşarak söylüyorum; kadim dinler, semavi dinler, mitolojiler ve hatta Platon aynı şeyden bahsediyor. Bilim bu bahsi geçen konuları deneyselleştirmeyi keşfettikçe anlayacaktır. Cevaplar üçüncü boyutun ötesinde. Enerjide. Belki de Tesla bunu çözmüştü. 369
Seninle kesinlikle aynı fikirdeyim dostum. Aylardır ikisinin arasında bi bağlantı olduğunu düşünüyorum ve gittikçe kafamda bişeyler şekillenmeye başlıyor. Tesla herşeyi biliyordu bence. 3 6 9 çok önemli hemde çok. Senin Kuantum fiziği ve İslam Tasavvufu arasında kurduğun bağlantılar nedir ? Veya önermeler benimle paylaşır mısın ?
Videolarınız , çalışmalarınız insanlarda çok farklı bakış açıları yaratıyor ,farklı bı pencereden bakıyoruz sürekli hayata teşekkür ederiz 🙏 ama biraz erken bı paylaşım olmuş.en azından çift yarık deneyi , kuarklar falan bı anlam bulsaydi ☺️ burda bilim ,tezler , deneyler bı yana kendi bakış açınızı dayatmişsiniz biraz ,pardon inancınızı baylaşsmissiniz 🤗 yer altı edebiyatindan Ali lidarin sözüyle biraz oynayaraktan ; biz sizi anlarız anlamasına ama toplum buna hazır değil sanki 🙏
Evrenin kendi bilinci var dediğiniz herşey Yüce Allahın levhi mahfuz dediği Kainat kitabıdır Kusursuz olan hiçbişey kendiliğinden oluşmaz Mutlaka sebepler ve Seben bizim için başlangıçtır fakat sebebin yani başlangıç öncesininin bir yapımcısı olmalıdır sebep dediğimiz her gerekse bulunur
Ormandaki o yürüyüşte hissedilen "an" evrenin bilinci olduğunu kanıtlamaz belki ama bizim bağlantı kurduğumuzu hissetmemiz bu yolda yürümemiz gerektiğini gösterir diye düşünüyorum. Haddini aşmak olmaz bu, bir yerlerden başlamak diyebiliriz belki. Emeğiniz için teşekkürler. Saygılar sevgiler.
Her hücrenin ve bedenin kendine ait zekası var, her madde, atom belli tepkiler vermek üzere programlanmış. Gözlemlendiğinde davranış değiştiriyor bu neden olabilir lütfen öğrendiğimiz kalıpların dışında bir yerde duralım. Zira Einstein zaman yolculuğu yaptığını hayal etmeseydi, Görelilik vb bir sürü teori ortaya çıkar mıydı? Kocaman bir yapay zeka hayal edebiliyorsanız, her şeyden büyük ilahi bir bilinç siz buna Tanrı deyin, neden hayal edemiyorsunuz?
@@duygugultekinn öncelikle programlanmış yazmana asla katılmıyorum hiçbir canlı programlanmış değil çünkü programlanmayı kabul edersek kaderi kabul ederiz kaderi kabul edersek her canlının başlangıcı yaşayacakları sonu önceden belirlendiğini kabul ederiz ben özgür irade olduğuna inanıyorum tanrı denen kavramda kozmosun kendisi zaten
@@erayezer666 Sadece bir kelimeydi. Yanlış kullanmış olabilirim kusura bakmayın. Tabii ki seçimler dünyası burası. Tabii ki özgür irade var, bundan eminim tamamen katılıyorum. Sadece şu yanlış anlaşılıyor: kader tanımı. Kader dediğimiz ilahi plandır yalnızca Tanrı'nın bildiği ama bu bizim seçme özgürlüğümüzü sınırlamıyor. Bizler Tanrı'nın bir tezahürü olarak dünyaya gelen sınırsız sonsuz bilinciz. İnsan bedeni bizi aciz kılmıyor bu boyutta bir araç bir vasıta sadece.
@@duygugultekinn bunları yazmanız da tanrı inancınız olduğunu anladım tabii ki inançta saygı duyarım ben ateistim yalnız her ne kadar Tanrıya inansanız da aslında isteyerek veya istemeyerek Siz de ateist bir argüman kullanmışsınız Bu da tabii ki bir ateist olarak benim mutlu etti Bunu hiç saklamayacağım insanlar için sonsuz bilinç yazmanız iseÇok derin bir tanım ve gerçekten takdire şayan Eğer sizin için de uygunsa ben size elektronik posta adresimi yazmak isterim ara sıra bu konularda yazışırız Çünkü anladığım kadarıyla ilim ve Felsefe konularında yazışılabilecek gerçekten nitelikli bir insansınız İyi günler
Her akşam baber bilim izleyerek rakı içen bir arkadaşım var , o yüzden bende merak ettim bu alkoloitik neye bakıyor… Adam baya baya hayatı üst perdeden yaşıyor Muş …😀 bundan sonra şerefine Nurettin
Bu güzel çalışmalar için teşekkürler. Varoluşun hakikatini varoluşun yasaları ile açıklamak ve bu yoldaki keşifleri böylesine özenli aktarmak insanlık için çok değerli bir hizmet. Tebrik ediyorum emeği geçen herkesi
Harika bir evren var. Zihnimiz ile anlayabiliyoruz ve açıklanabilecek kurallara sahip. Bunların yanında güzellik, estetik, sanat ve ahlak gibi çok enteresan yanları var. Şükürler olsun insan olarak var olduğum için. Allah'a teşekkür ederim.
Yaratılmış herşeyin bir bilinci olduğu hususunda en ufak bir şüphem yok.
Elbet Evrenin de bilinci var.
katılıyorum... çift yarık deneyinde tercihte bulunan parçacığın dahi bilinci var.
Nasıl yani? Biraz anlatabilir misiniz?
“Yaşamın kendisi aslında fizik yasalarına aykırı!” Tüyler diken diken...
bu sözü tam anlayamadım evrim zaten doğanın bir kanunu değil mi ?
@@rahmanyum Evrim fizik yasası mı?
@@Agh_Turkeysf4 evrim doğanın kanunudur teoriyle açılanır
@Serhat olabilir
@@rahmanyum Rağman
Zamanın bir yanılgı olduğunu rüyalarımda deneyimlemiştim..Rüyalarım daha bitmeden kardeşimin beni uyandırmasıyla hep yarım kalırdı.Ben en uzun rüyanın saniyeler süren bir aktivite olduğunu öğrendiğimde kendime bunun bir tesadüf olacağına hiç inandıramadım..Rüyaların saniyeler sürmesine rağmen neden her seferinde benimki yarım kalıyordu ?..Aktivitem her seferinde tam da o anda mı kesiliyordu.Cevabını kendimce şöyle verdim ; Zaman bir deneyimdir ve bulunduğu alandaki parametrelere göre değişik algılanır..Mesela rüya görürken çok daha yoğun bir beyin aktivitesi var ve burada daha yoğun bir enerji alanından söz edebilirim.Oysaki en uzun rüyayı ölçen bir profesör bu alanın dışında bulunur..Eğer bu ölçümü rüyalara girip yapabilseydi herhalde en uzun değil en kısa rüya için dakikaları kullanmalıydı..Demekki enerji yoğunluğu arttıkça (bilmediğimiz bir enerji türü de olabilir) ,zaman kısalmaya başlıyor...Benim rüya örneğimin bence doğru analizi şu olmalı : Bir rüya aslında onlarca dakika sürüyor ama dışardaki gözlemciye göre saniyeler sürmekte..Yani rüyam gerçekde saatler bile sürebiliyor ama dışardaki daha az yoğun enerjideki alanda daha kısa zamanda algılanıyor..İşte bu yüzden her seferinde rüyalarımı birisi beni uyandırarak bölebiliyor..Çünkü rüya aslında 7 saniye değil dakikalarca sürüyor..Bu bakış açısı maddeye tamamen tezat bir durumda..Çünkü beyin de bir maddedir ve bir profesör onun aktivitesini 7 saniye olarak ölçerken benim rüyalarım her seferinde bölünebiliyorsa , o halde zaman da maddeyi gözleyen gözlemcinin parametrelerine çöküyor..
Mesela bir olayı iki farklı gözlemci farklı zamanlarda ölçer..Bunu bize enstein zaten öğretmişti ama burada madde ve potansiyel enerji gibi salt elle tuttulur örnekler vardı ayrıca mesafelerin uzaklığı en önemli etkenken , bir rüya aktivitesi için bu söylenebilir mi hiç..Oysaki rüyada olan ben ve beni uyandıran kişi aynı fizik yasalarına tabi olup, evrenin büyüklüğü hesaba katıldığında neredeyse aynı konumda bulunmaktadır..Peki öyleyse nasıl oluyorda bu kadar yakın iki gözlemci zamanı farklı algılıyor ?.Hemen hemen aynı potansiyel enerjide ve aynı uzay-zaman bükümünde bulunan bu iki gözlemci arasında nasıl oluyorda zaman kat ve kat değişiyor.Bunun cevabının beyin ile alakalı olduğunu düşünmemem için tek bir sebep kalmıyor.Beyin ile alakalı olması bir yana sanki henüz keşfetmediğimiz çok önemli bir enerji türü olduğuna bile inanmaya başlıyor insan..Zamanın farklı algılanmasına neden olan enerjidir ve bu yüzden de bu rüya örneğinde de bir enerji türü olmalıdır ..Potansiyel ve kinetik enerjiler olmadığı iki gözlemcinin yakınlığı ve konumlarını hesaba katarak anlaşılabilir..Peki geriye hangi enerji türü kalıyor ?..Ben kendimce bu enerji türüne sanal enerji diyorum ve bizim uzay-zaman(x,y,z) düzlemimizde bir gerçekliği olmadığını düşünüyorum..Haliyle bu enerji türüne ulaşmak da zor olmalı..Ama rüyalarda bunu yapabiliyorsak demekki bir yolu var..
Öte yandan birileri çıkıp bunun bir beyin yanılgısı olduğunu ve böyle bir enerji türü olamayacağını söyleyebilir..Ama bunu söylediğinde ilk soru cevapsız kalır : neden rüyalarım her seferinde bölünüyor ?.Bir fizikci için iki gözlemcinin tüm parametreleri neredeyse aynı olmasına rağmen bu değişiklik neden var ?.Beyin aktiviteleri de elektrik enerjisini kullanmakda ise sinir sistemimiz böyle çalışıyorsa , neden rüyalarda zaman farklılaşıyor ?..Bu rüya bölünüşü olayının bir tesadüf olduğunu iddaa eden biri için kabaca oran : 1/30000'dir..Bu olasılık hemen hemen her seferinde nasıl olurda tecelli edebilir ?..Bu tuhaf deneyime göre başka bir enerji türü olduğunu hatta zamanı bükebilecek kadar da güçlü olduğunu neden iddaa edemeyim..Bu enerji türü her neyse eğer ona ulaşmayı , çözümlemeyi , denklemlere oturtmayı ve onu kullanmayı başarabilirsek belki de ışık hızını geçmek bile bizim için sıradanlaşabilir..Belki de bu enerji türünü çözsek uzayda gidilemez denilen yerlere 7 saniyede gideriz kim bilir.
Ağızına sağlık. Dmt bence olay. Epifiz bezi yani. Zaten dış gözlemleyebildiğimiz mekanizmasında da bir göze benzediğini görebiliyoruz. Dmt dediğimiz madde sadece doğum, ölüm ve uyku anlarında salgılanıyor. Bu dmt bizi evrenle bir bütün yapıyor. Yıllardır kafamı yoran bi konu bu. Hala her gün saatlerce araştırıp düşünürüm. Önermelerin varsa lütfen paylaş. Belki birimizin beyninde o kıvılcım yanar. İnsanlık hayal dahi edemeyeceklerimizi deneyimliyor şuan kim bilir. Belki yarın, belki yarından daha yakın bişeyleri idrak edebilmemiz...
Rüyada başka bir aleme geçiş yapıyoruz. Misal alemi. Orda zaman farklı işliyor. Orda gördüklerimizin burdaki anlamları da farklı.. Böyle inanıyorum 🙂
Evet ben de aynı senin gibi zamanın son derece yapay ve algıya göre değişen bir şey olduğunu düşünüyorum. Ve deneyimlediğin olayda ortaya çıkan anormalliği sorulara dökmen ve aslını arama hikayen çok güzeldi haha. Ama bence bu sorunun cevabı ne kuantum yasalarıyla işleyecek şekilde küçük boyutta ne de görelilik yasasına uyucak şekilde yüksek hızda ya da kütlede. Bu direk klasik fiziğin içinde barınan bi olgu olmalı. Evet rüya aleminde yaşayan kişi 7 saniye değil saatlerce yaşıyo belki kendi evreninde o deneyimleri ama sorunun cevabı bu olamaz çünkü rüyayı tam ikiye bölen de dışardaki gözlemci rüyanın 7 saniye olduğunu sayan da dışarda yani senin saatlerce yaşaman bu problemi çözmüyo. Benim bu soru için aklıma gelen 2 cevap var. 1incisi uykunda nası rüya gördüğün 7 saniyelik kısmı saatlerce yaşıyosan rüya görmediğin belki de son 3 saati de tam tersi şekilde şıp diye saliseler olarak algılıyosundur. Ve bu yüzden biri seni uyandırdığında sen 3 saat önce, bi sebeble kesilmiş rüyanı bi anda az önce görmüş gibi hatırlıyorsundur. 2inci tahmini cevabım da bu sefer benim anormal bi anıma dayanıyo :D. Bi gün rüyamda annem ve babam odalarında kavga ediyodu ve annem sert bi kapı açış sesiyle bi hışımla odadan çıkmıştı. Tam o arada bu kapı sesiyle uyandım ve annem gerçekten odasından çıkmıştı. Yatağımda dakikalarca rüyamın gerçek olduğundan şüphe ettim ama baktım annem sonrasına tuvalete girdi ve sakince geri odasına gitti. Düşün düşün buna bi cevap bulamadım nası rüyamdaki kapı vurma sesiyle annemin gece tuvalete giderken kapıyı sert açma sesi böyle senkronize olabilir diye. Sonradan bunun tek bi cevabı olabiliceğini düşündüm. Uyurken beni gerçekten annemin kapıyı sert açış sesi uyandırmıştı ve o sesi algılamamla tam manada uyanmam arasındaki o bi kaç milisaniyelik sürede beynim en olası tahminini bi anda 4 5 dakikalık bi rüya olarak yaşatmıştı. Bence sadece böyle mümkün olabilir :D Belki de tam uyandırıcı etmen sırasında rüyanın rem aşamasındaysak beyin böyle sonuçlar yapabiliyodur. Daha sonra da buna benzer deneyimler yaşamıştım. Yani 2inci ve daha çok desteklediğim cevabım şuki belki de yaşadığın ve yarım kalan o rüya tam da biri seni dürtüp uyandırdığında beyninde üretiliyodur 1 saniyeden kısa bi şekilde. Bu kadar yazdım umarım okursun 😄
İnsan uyurken sayısız rüya görür ama çoğunu hatırlamaz. Rüya görürken uyandigimizda ya da uyandirildigimizda diyeyim o rüyayı net hatırlarız. Siz de rüya görürken uyandirildiginiz için sadece o rüyalarınizi biliyorsunuz. Uyandirilmadiginiz zamanlarda da çok rüya goruyorsunuz aslında ama bunları hatırlamıyorsunuz
@@serrahanim Evet ama yine de rüyada zaman farklı geçiyor bunu hissedebiliyorum..Algı mekanizmamızdaki değişiklik zamanı etkiliyor olmalı..Mesela metaverse için ya da matrix örneği için dünyada geçen her on saniyeyi orada bir saniyeye kısaltabilirler..Rüya gördüğümüzde beynimiz çok derin bir sessizlikde ve düşünceler sanki daha hızlı oluyor..Gerçek dünyada bir A olayı icin 10 saniye geçerken sanki rüyalarda 1 saniyede tamamlanıyor..Rüya ile ilgili ayrıca çok somut kanıtlar yok..Şu yüzden bu yüzden diyemiyorlar aslına bakarsan uyumamak insan için daha iyi olabilirdi.Bu tip bir insanın belgeselini izlemiştim adam uyumuyordu..Beyninin vücuduna oranına göre uyku oranları değişiyor gibi.Mesela ayılar uyurken fareler(en yüksek orana sahip insandan sonra) uyumuyor..Peki insan neden uyuyor ve rüya görüyor..
Bilim felsefesi, insan aklının sınırlarını zorladığı en iddialı alan.Kavramları soyutlayarak çıktığımız bulutların üstünde, kaybolmanın hazzı tarifsiz..
Burada da karşılaştık,ne hoş🤗Bu kanalı uzun zamandır takipteyim,içerikleri harika.Felsefeye özgü düşünme ve çözümleme yönteminden yararlanan bilim felsefesinin uçsuz bucaksız semalarında gezinmek hakikaten keyifli...
@@neverminddude Sizi görmek ne kadar güzel 🤗Günaydınlar...
Evet ben de bu kanalı uzun zamandır takip ediyorum çok kaliteli ve çok özel içerikler üretiyor,felsefeye verdiği değer ve bilime gösterdiği saygı insanı mutlu ediyor.
Never Mind Dude,sizinle tanışıp ardadaş olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.Kendinize iyi bakınız
@@Sophis258 Bende sizinle tanışıp arkadaş olabilmenin bahtiyarlığını yaşıyorum,sizde kendinize iyi bakın..teşekkür ediyorum 🤗
Iyi hos guzel evet hersey hepiniz tamam eyvallah ama bence akli basinda oldugunu iddia eden her akil sahibinin bir sekilde ulasmayi dusleyecegi yer matematik sinirlarindaki bildigimiz tum alanlarin toplaminin disinda yada otesinde nelerin oldugunu metak etmek ve fikir yurutmektir diye dusunuyorum.kendi varsayimimsa bu dunyadan o alana bir sekilde dahil edilecek suur sahipkeri matematik sinirlarinda kalan alemde olup biten tum alisverisleri ve sonuclarini gayet eylenceli bir haleti ruhiyeyle sonsuza dek sevk idare ve karar merci olarak tum kayitlardan azade varliklarini devam ettirecekleri gorusu:) bence gayet hos bir teori.
Gerçekten harika haz
: ثُمَّ ٱسْتَوَىٰٓ إِلَى ٱلسَّمَآءِ وَهِىَ دُخَانٌ فَقَالَ لَهَا وَلِلْأَرْضِ ٱئْتِيَا طَوْعًا أَوْ كَرْهًا قَالَتَآ أَتَيْنَا طَآئِعِينَ. صدق الله العظيم
Bir gün CERN'de çalışan bir bilim insanı olucam ve evrenin sırlarını araştırıcam. Benim hayellerimi inşa etdin bebar bilim. İlk videondan sona kadar hepsini izledim. Sayende kendimi buldum ♥
Umarım bizim ülkemizin uzay ajansı da bir gün büyük işlere imza atar ve büyük bir ajans olur umarım
@@emrealbayrak1758 inşallah ben azerbaycanlıyım, bi uzay ajansımız bile yok ülkede bilime destek yok okuyana destek yok, ekonomi çökük, devlek halkı sömürüyor resmen. Ama ben gidicem bu ülkeden. Söz verdim kendime
@@Nazrynnnn neçənci sinifsən?
@@wolfbaron59 11
@@Nazrynnnn uğurlar
Bebar bilim izleyen kaliteli insanlar
efendim
Eee
Bebar Bilimle birlikte Baris Ozcan ve Evrim Agaci izleyen insanlar
Bu yorumu yazan kaliteli insan
@@visongraphics6297 ve ayhan tarakcı izleyen insan
Evrenin ve doğanın bilinci yoktur. Evren ve doğa cansız parçalardan oluşuyor. Her şeye Hakim olan tam Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'tır!
Sen hiç bir anlamamışsın
Gerçekten çok bilinçsiz insanlar var bu mavi gezegende
Evren sürekli gelişim ve değişim halinde, bugün belki bu soruların cevabı yoktur, fakat bilimin ilerlemesiyle belki bir gün olabilir... Hiç bir zaman bilenemeyebilir de.. başarılı bir çalışma olmuş, tebrikler... 👏👏👏
Evren sürekli gelişim halinde demişsin o zaman bu söyleminin devamı felsefe de hegele dokunuyor ve eğer böyleyse bence bu konunun çok çekici bir gizemliliği var evreni anlamak için nelerimi vermezdim her seferinde bu konular beni çok heyecanlandırıyor 😍
Merhabalar rahatsız ediyorsam kusura bakmayın
UA-camda Bilim,Teknoloji ve Astronomi alanlarında içerikler üretmekteyiz. Fakat UA-cam algoritmasının azizliğine uğrayıp iyi yerlere gelemiyoruz. Bu alanda oldukça emek sarf ediyoruz.
Hic bir zaman cevabi bulunamayacak
@@cristiano6182 ... Evet üstad, evreni anlamamız için herşeyin artık net olması gerekir ki, bilim de net olarak bir tanım yapabilsin, fakat değişim düşmüşüm milyarlarca yıldır değişerek devam ediyor... Bu durumda mümkün olmayabilir...
@@cigdemtemur5974... Evet üstad, değişim milyarlarca yıldır devam ediyor, bu durumda bilim nasıl bir tanım yapabilsin evren hakkında, bir milyon yıl sonra herşey çok farklı olacak, bu durumda bilim nasıl tanım yapabilsin... Belki bu mümkün olmayabilir hiç bir zaman...
Yaşamın fizik yasalarına aykırı oluşu. Yaşamın anomali oluşu. Çok iddialı sözler bunun üzerine düşüneceğim. Argümanlarını heyecanla bekliyorum. Yine harika bir konu seçmişsiniz. Başarılarınızın devamını diliyorum.
belkide fiziğimiz yanlıştır
@@Ahshqhshshahshash fiziğimiz yanlış demeyelim de yeterince doğru anlayamadık hala diyelim ama anladıkça daha çok mu anormalleşiyor yoksa anlayamadığımız daha çok şey çıktığı için mi ilginçleşiyor bilemedim
@@hamzaakduman247 Haklısınız
@@hamzaakduman247 newton fiziğinin genel kabul gördüğü zaman Einsteinin görelilik fiziğini kimseye anlatamazdın goreliligin kabul gördüğü ilk zamanlarda kuantum fiziğini kimseye anlatamazdin, yani doğru fizik yanlis değilde daha belkide kesf edilecek ne yasalar ne fizikler vardır
Saygı Değer Administer Cengiz Bey Resmen Yayınızın Manşeti Mevzunun Spesifik Olaraktan Bakıldığında Bilgi Yönünden Mühüm Ve Değerli Olduğunu Fark Ettiriyor ... Şimdiden Emeğinize Sağlık Her Daim Bilgilendirici Akademik Ve Çarpıcı İçerikli Yayınların Devamını Canı Gönülden Dilerim...
Tek Allahı inkâr et, her şey ilahlık ver 🤦 Yazıklar olsun batıl inançlar ve dusuncelere.
Yalnız insan sadece kendi kendine olma olasılığını değil bir Yaratıcının olma ihtimalini de göz önünde bulundurup etrafına çevresini öyle bakıp incelemeli. Yoksa bu olmaz kesinlikle bir yaratıcı yok deyip sadece diğer şeyleri olasılıkları araştırmaya çalışan insanının akıl gözü kalp gözü kapanıyor bir türlü Allahın varlığını akıl ve kalp ile göremiyor.
Hayır dostum bilime inanç sokulmamalı. Bir din, bir tanrı inancı veya bir ruh. Çünkü bunlar insandan insana hatta milletten millete değişen kavramlar. Oysa bilim herkes için sadece tek olan doğruyu arar. Celal hocanın dediği gibi: Birbirini yalanlayan inançlarla bilim yapılmaz.
Bu tarz videoları izledikçe Rabbimin büyüklüğünü bir kez daha iliklerime kadar hissedebiliyorum. bilim çok güzel bir de yaratılış penceresinden bakabilse. O zaman bazı karmaşıklıklar bir anda çözülecek bazen de basit gibi görünen karmasiklasacak. Hayatımız çok kısa ama sonsuzlukta kapıda bizi bekliyor. Evrenin büyüklüğünü gördükçe Rabbimin bize sonsuz yaşamı neden ve nasıl sunduğunu çok daha kolay anlıyor insan. Hele ki son Nobel fizik ödülünü düşündükçe, evrenin tek bir parça gibi hareket etmesi bunu kanitlamiyor mu?
..
Hem maddiyyun denilen bir kısım ehl-i dalalet, zerrattaki(en küçük parçalardaki) tahavvülât-ı muntazama(düzenli değişimler) içinde hallakıyet-i İlahiyenin ve kudret-i Rabbaniyenin(Allah'ın yaratma ve kudretindeki) bir cilve-i a'zamını (en büyük işareti/belirtiyi) hissettiklerinden ve o cilvenin nereden geldiğini bilemediklerinden ve o kudret-i samedaniyenin (hiç bir şeye ihtiyaç duymayan gücün) cilvesinden gelen umumî kuvvetin nereden idare edildiğini anlayamadıklarından, madde ve kuvveti ezelî tevehhüm ederek(gerçekten saparak), zerrelere ve hareketlerine âsâr-ı İlahiyeyi isnad etmeye (yaratılmışlara dayandırmaya) başlamışlar. (Yani aslında Allah'ın eseri ve sanatı olan zerrelere bir kudsiyet ve ezeliyet isnat edilmesi)
FESÜBHANALLAH!
İnsanlarda bu derece hadsiz cehalet olabilir mi ki, mekândan münezzeh olmakla beraber herbir yerde herbir şeyin icadında herşeyi görecek, bilecek, idare edecek bir tarzda bulunur bir vaziyetle yaptığı fiilleri ve eserleri; camid(cansız), kör, şuursuz, iradesiz, mizansız ve tesadüf fırtınaları içinde çalkanan zerrata(*atomlara veyahut daha küçük parçalara) ve harekâtına vermek, ne kadar cahilane ve hurafetkârane bir fikir olduğunu, zerre kadar aklı bulunanların bilmesi gerektir.
..
Lemalar (RNK) - 387
Videonun sonundaki cümleniz olan “Aslında Yaşam Fizik Yasalarına Aykırı” ifadesinin dayanağı nedir? Bunun oldukça subjektif bir ifade olduğunun farkında mısınız?
bakiniz: entropi
@@sagjazudrohnen canlılar entropiyi beslenerek, solunum yaparak yener. Canlılar öldüklerinde bunları yapamadığı için entropiye paralel bir şekilde çürür. Yani canlılık entropi yasasına zıt değil, bir nevi enerjinin döngüsü bağlamında açılan parantez gibi. Yaşam nedir sorusuna entropi’ye veya kütleçekimine verebildiğimiz kadar kesin cevap verebilecek hale gelmeden Canlılığın fiziğe aykırı olduğunu ifade edemeyiz.
@@sagjazudrohnen entropi duzensizlik azalamaz demiyor ki kapalı bir sistemde azalamaz yani evrende
Yine harika bir video ile karşımızda Bebar bilim yıllardır takip ettiğim, hiç bozmadan özenle güzel bilgilerle devam eden. Bilimi severken anlatımlarıyla daha çok sevdiren. Teşekkürler asıl siz iyi ki varsınız 😊⚛️
Merhabalar rahatsız ediyorsam kusura bakmayın
UA-camda Bilim,Teknoloji ve Astronomi alanlarında içerikler üretmekteyiz. Fakat UA-cam algoritmasının azizliğine uğrayıp iyi yerlere gelemiyoruz. Bu alanda oldukça emek sarf ediyoruz.
@@bilimarsiviX bize ne
@EVREN kim sana emek ver dedi?
@@cristiano6182 rezil yıkık ezik
@@cristiano6182 kimse sevmemiş seni ölene kadar da kimse sevmeyecek acılar içinde yalnız mutsuz gebereceksin leş nefret makinesi kt!
Haddimizi aşmak konusunda sana katılmıyorum dostum. Ortalama 70 yıl ömrü olan bir insan kendine bir anlam yaratmak zorunda. Bu anlamı da bilimin tekeline bırakamaz. O yüzden bilmeyi bırakıp inanmayı seçer. Evrenin bir bilincinin olabileceğine inanmak ve ondan bir şeyler istemek bir problem arz etmiyor. Binlerce yıldır insanlar görmedikleri tanrılara inanıp onlardan cennet ve sonsuzluk dileniyorsa buna da gayet inanabilirler. Çünkü ihtiyaçları var.
Kes
Katılıyorum
👍
@@kekobey Senin gibi bi insanın ne işi var burada...
"evrenin bilincinin olabileceğine inanmak". evrenin bilinci biziz çünkü evrenin bir parçasıyız. canlı olan farkındalığı sahip yıldız atomlaritiz. herşey de atomdan oluştu evrende
Bizimle bu faydalı bilgileri paylaşdığınız için teşekkürler Azerbaycandan sevgiler.
Sürekli bir şeyler anlatmaktansa ve bir çok kişinin belki de hayatlarında ilk kez duydukları tanımlarda kaybolacakları bir anlatımı izlemektense onlara sorular sordurarak farklı bir anlatımı izlemek gerçekten bilim anlatıcılığında cesaret ve yetenek ister. İşte bunlar da sizde var ve güzel işler çıkıyor günün sonunda. Tebrik ederim.
Evrenin nasıl çalıştığını buluruz lakin bilincini bulamayız ve bilinci veren de bir varlık kavramı ortaya çıkıyor. Bu kavrama biz yaratıcı diyoruz
İlim, ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır..
Herkes hayata kendi açısıyla bakar. Sizin açınızı çok beğendim çok güzel video olmuş 👌
Anlatım çok güzel, ama şunun ispatıdır ki Evreni kontrol eden birisi var. Yaratıp kontrol eden birisi var.
Video değindiğiniz konu için tebrik ederim.Şahsi kanaatimce bilinç/zihin dediğimiz soyut (metafizik) olguların maddeye verilmesi veya maddede olan biz özellik olması çelişkili geliyor. Çünkü maddenin kendisinde bulunmadığı aşikar olan bir özelliği varmış gibi varsaymak mantıklı gelmiyor. Bilimsel yöntemimizin bilinci çözebileceğini düşünmek yanlış çünkü bilimsel metot doğada gerçekleşen doğa olaylarını doğadaki nedenlerle açıkladığı için bilinci anlamamıza yardımcı olması zor sadece bilincin vücut üzerindeki etkilerini nedensellik, deney, gözlem bağlamında inceleyebilir. Son cümleniz gayet güzeldi "Yaşamın kendisi fizik yasalarına aykırı".
@Sadık Şen Katkılarınız için teşekkürler, güzel yazı olmuş
Aslında güzel duruyor. Bulut servisini Evrene benzetirsek bizim zihnimizde buluta depolanan veriler gibi olabilir. (Çok uçmadım inşallah.)
Aynen 0 iqlar :d her duydugunuz seye inanin boyle ahahah oysa ki tek bi gercek var
@@cristiano6182 inandığımı kim söyledi, sadece fikir yürütüyorum. Gerçek olmak zorunda değil.
@@BasitCeviriler fikir yürütme o zaman bir daha
@@cristiano6182 pardon?
Maddələri, bu guzellikleri, bu qarib dünyayı yaratan Allah 💓
Yok
Merhaba,
Aklıma takılan düşüncelere videonuzda değinmişsiniz. Zaman ve bilincin iç içe olduğu ve farkındalığın birşeyleri değiştirdiğini düşünüyorum.
Meşhur kuantum deneyinde gözlemcinin, sonuca etki ettiğini ve nedenini hala bilemediğimiz bir olgu olduğu...
Bu deneyi hayvanlar ile yapsak ne olurdu?
Sadece gözlemcinin mi sonuca etkisi var?
Yoksa bilincin mi?
Yoksa her ikisinin de mi?
Bu merak yıllardır kafamda dönüyor.
Kankacigim seninle konuşabilir miyiz
hayvana gerek yok. sanırım bu dediğin düşünülmüş ve insanla da teorik olarak yapılmıştı ama deneyin adını hatırlamıyorum.
@@erdoganyok6910 buyrun
@@AmedesTheKing çift yarık deneyi
@@Zeynep-hu4ch çift yarık deneyi değil:) Onun üzerine teorik bir deney. Bilinç gerçekliği cokertirse sen değil başkası gozlemlesin o da sana anlatsın minvalinde. Yanılmıyorsam Evrim ağacı açıklamıştı.
Muazzam keyifli bir paylaşım,tebrik ederim.
4:23'te belirttiğin sorunun bilimsel cevabını çok iyi biliyorum..
Ayrıca paylaştığın yararlı videoların, gerçekten yararlı bilgilerin için teşekkür ederim.
Muazzam anlatım. Tekrar tekrar izleyip her seferinde yeni bir şeye kafa yoruyorum. Bir çok şeyi anlamaya benim ömrüm tabiki yetmeyecek ama umarım diğer hayatta "sorabilecek durumda olursam" :) , evrenle ilgili herşeyi öğrenmek isterim.
Biraz once sizi izliyordum yeni video dusmus emeginize saglik basarilarinizin devamini dilerim haftasonumuzu guzellestirdiniz 🤞
Herşeyi rakamlara bağlayamayız Felsefi bir düşünme şart
İnsanda bir et parçasından bilinç çıkması şaşırtıcı değil mi bu sizce de! Allahı (tanrıyı) kanıtlamaz mı evrensel düşünsek dahi herşeyin bu kadar düzenli olması ve bir yöntemi olması Kantçı bir bakışla üst akıla işaret etmez mi
Elbette öyledir ama gelin görün ki kendini zeki sanan çoğu sözüm ona bilim adamcıkları yok bilim şöyle diyor yok bilim böyle diyor. materyalist bir anlayışla düşünüyorlar. Hiç de bilim nedir, bu kurallar neden var, kimim ben, neredeyim diye sormuyorlar.
işte insanı sadece maddeden ibaret sanıyorlar. içerisindeki ruhu da maddeyle anlayamazlar. hadi şimdi bana şefkatin sevginin maddesini getir desem bilim bunu yapamaz. materyalist bilim çürümüş bir tezdir zaten. bilim insanlarının çoğu şeyi anlayamam sebeni bu zaten evrene sadece madde gözüyle bakıyorlar yaratılış penceresinden bakmadıkları için ve madde üzerinden anlamaya çalıştıkları için evreni de Allahı da tanıyamıyorlar ama akıl yürütme ve mantık kullanılsa evren islamla paralel
Hem maddiyyun denilen bir kısım ehl-i dalalet, zerrattaki(en küçük parçalardaki) tahavvülât-ı muntazama(düzenli değişimler) içinde hallakıyet-i İlahiyenin ve kudret-i Rabbaniyenin(Allah'ın yaratma ve kudretindeki) bir cilve-i a'zamını (en büyük işareti/belirtiyi) hissettiklerinden ve o cilvenin nereden geldiğini bilemediklerinden ve o kudret-i samedaniyenin (hiç bir şeye ihtiyaç duymayan gücün) cilvesinden gelen umumî kuvvetin nereden idare edildiğini anlayamadıklarından, madde ve kuvveti ezelî tevehhüm ederek(gerçekten saparak), zerrelere ve hareketlerine âsâr-ı İlahiyeyi isnad etmeye (yaratılmışlara dayandırmaya) başlamışlar. (Yani aslında Allah'ın eseri ve sanatı olan zerrelere bir kudsiyet ve ezeliyet isnat edilmesi)
FESÜBHANALLAH!
İnsanlarda bu derece hadsiz cehalet olabilir mi ki, mekândan münezzeh olmakla beraber herbir yerde herbir şeyin icadında herşeyi görecek, bilecek, idare edecek bir tarzda bulunur bir vaziyetle yaptığı fiilleri ve eserleri; camid(cansız), kör, şuursuz, iradesiz, mizansız ve tesadüf fırtınaları içinde çalkanan zerrata(*atomlara veyahut daha küçük parçalara) ve harekâtına vermek, ne kadar cahilane ve hurafetkârane bir fikir olduğunu, zerre kadar aklı bulunanların bilmesi gerektir.
..
Lemalar (RNK) - 387
Çift yarık deneyinde elektron ve fotonlar takip edildiklerini anladıklarında yapasinda değişime hazır bulunan yapıyı nasıl stabil hale getiriyorsa biz de evreni bir forma veya bir sisteme sokmaya calistigimizda yaratimin çeşitli kombinasyon olasikliari kapılarını bize kapatıyor ve biz sadece 2 X 2 = 4 diyebiliyoruz. Her şey düşünce ufkunu kağıda dökme hevesiyle başlayıp son buldu. Allah kâinatta hiçbir bosluk ve delik bırakmamıştır. Elhamdülillah Allah anemanet olun
"Yaşamın kendisi fizik yasalarına aykırı" diye bir söz duydum videoda. Bence öyle değil bence yaşam entropiye karşı durmanın bir sonucudur. Evrende her şeyi parçalayan bu kuvvete karşı gelmenin karşı koymanın bir yoludur bence yaşam. Bireysel anlamda değil, bireysel anlamda hepimiz gelip geçici fanileriz ama formu koruma konusunda, maddeyi belli şekillerinde koruma konusunda yaşam entropiye karşı koymanın bir arka kapısıdır bence. Direkt olarak tabii ki bunu yapamaz. Bu karşı koyumun bir arka yolu gibi geliyor bana, bir hack gibi...
Nasıl karşı koyuyorsun? toprağın altına girip çürüyerek mi 😊
Dünyanın trilyonlarca katı büyüklükteki bir gezegende kentilyonlarca yaşam olsa bile bu yaşamın entropiye karşı koyduğu anlamına gelmez, gelemez. Entropinin içine yaşama sebep olan her şeyin yok olması da dahildir.
@@seerwicky Öyle değil dostum. Bu yazışarak anlaşılabilecek bir konu değil ama yine de anlatmaya çalışayım. Şöyle düşün bir taş var bu taş milyonlarca yıl içeriinde kendi enerjisini tüketip formunu kaybedip dağılıyor. Canlılık mekanizması ise şunu yapıyor. Başka maddeleri kendinden önce parçalayıp onları entropiye kurban ediyor. Sen bir elma yediğinde o elmayı kendin için feda ediyorsun enerjisini parçalayıp entrpiye feda ediyorsun. Bu sayede sen hayatta kalıyorsun ve dünyaya sana benzeyen çocuklar getiriyorsun bireysel anlamda ölsen bile genel anlamda kendini koruyabiliyorsun. Ve kendine başka kurbanlar arıyorsun. Tavuklar, kuzular, inekler... bu gibi havanları da öldürerek onları enrtopiye kurban kılıyoruz ve kendi yaşamamızı sürdürüyoruz ki yediğimiz bu canlılar da diğer canlıları kendileri için kurban ediyor. Bu sistem en iyi ve en gelişmiş varlıktan en basit varlığa kadar gidiyor. En basit canlı varlıklar da bitkiler yapraklar gibi... Onlar da canlılıklarını çok basit ve ilkel şekile oluşturuyorlar. Yani mantık şu taşı ele alalım yine bir taş kendi varlığını sürdürmek için daha küçük taşları yiyiyor ve enerjilerini parçalayıp entropiye fidye olarak veriyor ve kendi varlığını sürdürüyor daha sonra dayanamayacak hale geldiğinde kendinin kopyasını oluşturup kendini yok ediyor parçalıyor ve onun kopyası bunu yapmaya devam ediyor. Bireysel anlamda biz kendi varlığımızı hissediyoruz ve benlik duygusu ile ben diyoruz ama benlik bizliğin küçük bir yapı taşıdır. Aslında biz hiç ölmüyoruz sadece kendi kopyalarımızı üretiyoruz. Belkide bu yüzdendir canlılığın en temel amacının kendinden sonraki yavruları meydana getirip kendisini yok etmesi.
@Vahip Karpınar Hocam sanırım konuyu anlamadın. Konu büyüklük ve küçüklük meselesi değil ki bu da izafi bir şey de neyse. Konu yaşamın nasıl başladığı ve ana mekanizmasının nasıl çalıştığı. Entropi ile olan ilşkisi. Burada hayavan ve insan bir ayırım içerisinde değil. Canlığın türevleri ve canılığın kendisi veya cansızlık değil mesele. Mesele Entropi ve Canlılık.
Yazışarak analaşılabilecek bir konu değil hak veriyorum. Zamanınız olursa konu ile alakalı da konuşabiliriz.
@@seerwicky karşı koymak sonsuza kadar yaşamak değil neslini devam ettirmek
çok ilginç. şu an yazdığım bilim kurgu romanının konusu bu. Einstein gibi düşünce deneyleri yapan birisiyim. lineer zamanda bilincin ilerleyişi üstel oluyor döngüsel zaman algısına göre evrimleşmiş yaşam formu için bilinç her daim her yerdedir.
bilinç ve maddenin mutual ilişkisinin başlangıcını madde bilemez çünkü bir parazitlik durumu var. farkındalık yetisini biz insan varolusunda sadece üstel olarak algilayabiliriz yani bizi tip2ye kadar götürecek olan bu yetidir.tip 3 ise yaratacagimiz bizden daha gelişkin Aİ bilincidir.
evrimin gerçek olduğundan emin olamayız ve Lineer zamana göre yaşamak 3.boyutlu bir insan bakış açısıdır bizler bu çok boyutlu evrende kendi varlığımız ve bilincimiz ile Galaktik bir insana doğru evrimleşmekteyiz bilincin evrimi boyutsal bir kavramdır, bu kavram bütün kültürlerde ve din dediğimiz olgunun bilimsizleştirilerek yozlaştırılmasıyla geriledi fakat son bulmadı son bulamazlar çünkü bir bilinç var ortada bu bilinç o kadar saf ki heryerde ve herşeyi algılıyor
@@frkn313 bilincin evrimi ayan beyan ortada dostum. Biyolojik evrim gibi spesifiklik istemiyor. Böcekten maymuna hayvanlarda, bitkilerde 0dan 100e bir derece kabataslak belirlenebilir. Dünya üzerinde insan en bilinçli yaratık şu anda. Üstel bilinç derken de insanı kastediyorum tabi. İnsan bilinci tarih içinde derecelidir. Son yüzyılda kendinin ve evrenin varoluşunun farkında olmak algıyı üstel olarak artırdı çünkü paralel evrenlerden, simülasyondan, görelilikten(Einstein), ışık hızından bahsediyoruz. Geçmiş zamandaki insanların algısından varoluşu algilayabiliriz filmlerini yapabiliriz ama tam tersi bir durum olamaz. Gelecekteki artan varoluşsal farkındalığı biz aynı şekilde gelecektekiler gibi algilayamayiz. Bizim lineer gercekligimizde bilincin evrimi usteldir ve bu üstellik yapay zeka tarafından hayal edemeyeceğimiz seviyelerde yapay zekaya ait olacak bir noktadan sonra.
@@AmedesTheKing bizden daha üst bilinç ve farkındalık seviyesine sahip olan bir canlı varsa oda Dünya dışı varlıklar olabilir onlar ile iletişime geçemiyoruz sebebi onlar bizimle iletişime geçmek istemiyorlar nedeni bariz bellidir vuruyoruz yıkıyoruz savaşıyoruz fesat çıkarıyoruz eğer şimdi iletişime geçersek belkide onlara zarar verebiliriz ama simdi onlar bizi kendi halimize bıraktıkları için insan oğlunun dahada bilinçlenmesi için çalışmalıyız eğer insanlar iyi ve sevecen olsaydılar şimdiye onlar ile birlikte gerçeklerin farkına varabilirdik belki teorilerimizi bilimsel yapardılar belkide dahada yanlış olduğunu gösterip bize gerçek bilimden bahsederdiler ruhun bilincin ve onun evriminin önüne ışık tutar insan oğluna yardım ederdiler. öncelikle aramızda barışı sağlayıp tek bir dünya olarak gelişimimzdeki temel adımı atabiliriz ama insan oğlunun aptallığı sonsuzdur demişti Albert Einstein yani sadece sevgi içinde gelişimimize gelismiş lik katardık
işte inandığım felsefe olan panteizm için bir video, teşekkürler
Harikaydı. Emeğinize sağlık.. görüntü seçimleriniz düşünürken bana çok yardımcı oluyor. Gelmiş geçmiş en çok ilgimi çeken Bebar Bilim videolarından 2.si oldu benim için.
Keşke Laplace teorisine zaman ayırabilseniz.
Başarılar daim olsun. İyi ki varsın Bebar Bilim 🥰
Birincisi ?
Dostum aktardığın bilgiler ve bunu yaparken kullandığın üslubun kalitesinin yüksekliğinden öte o nasıl muhteşem bir ses tonudur öyle:)
Anlamamam için elinden ve dilinden gelen herşeyi yaptığın için teşekkür ederim. Sanırım biz uzak yollardan geri dönüp, aya bakıp rakı içeceğimiz günlere geri döneceğiz. O zamana kadarki heyecanımız bize yetecek ve bizler tekrardan bulutların yağmur yağdığında hayret edecez ve sanki güneşe tapar duruma gelecez gibi duruyor. Gidilecek bir yer yok, heryer uzak, telesloplar bize gösteriyor ama üzüyorda arada, görüyorsun da içinde tehtid ve mahcupluk barındırıyor. Orada bişeyler var, yeni keşifler, yeni kümeler bir birleşim ve yok eden bir çukur. Biz elimizdeki çiçeği reddeden bir sevgili gibi kıçımıza baka baka geri dönüyoruz. Bu heyecana güzel, dünya güzel bir yer olsaydı herkes için emin olun kimse evinde dürbün bile barındırmazdı. Niye taşınsınki insanlar tavanı akmasa evinden? Üç oda bir salon evi kim istemez, hep bu heyecanın asıl amacı daha rahatı varmı ve bir ölümsüzlük olabilirimi düşüncesi acele bu yüzden. Yok bence biz buradan çıkmayacağız, burada olup bitecek herşey yani dünyada. Biz bişeyler bulsak bile, o zaman önceki ölenlere yazık oldu. Anlatmak istediğim, anlamayacağız ve ölünce anlam bulacak gibi duruyor malesef.
Tabii ki bir yere varamayacağız. Güzel olan, yolculuğun kendisi... Yani; merak ve anlama çabası...
@@ozkanbasat5958 Katılıyorum. Amaç yolda olmanın kendisidir, varmak değil. Zira varınca yol biter.
Bana kalırsa bilinç ruhtur. Belki de ruh maddeye indirgenmeye çalışıldığı için bilincin ne olduğu sorusunda insanlar ikiye ayrılıyor. Modern fizik, kuantum fiziği bence yaratılışı kanıtlıyor
Kimin düşüncesiydi hatırlamıyorum. Belki de evren kendini bizimle tefekkür ediyor.
Yine her pazar gibi pozitif enerji saçıyorsun Bebar bilim kahve'yi hazırladım ve izliyorum sizi video it's amazing
İkinci Mooc "massive open online" kitlesel açık çevrimiçi kurslar ile ilgili bir video yapar mısınız!!🥺❤
Bir yaratıcı var kesin
Önce varlığı görerek , varlığı hiç düşünmeden var kabul ederek , varoluşun sırrını varlık ile örtmemen gerekir. TAŞ adlı kitaptan alıntı
Evet, zaman gercekten yok. Zaman bir iluzyondan ibaret. Zaman da maddesel bir olgu ve ne kadar guzel anlatilmis bu videoda. Zaman degiskenler sonucu bizim kapildigimiz bir yanilsama sadece. Maddenin degiskenligini ve sureci zaman olarak adlandirdik. Hic bir degiskenin olmadigi ve sadece bilincin oldugu kapali bir ortamda biz yani gozlemci icin sonsuzluk ve varolus kavramini deneyimlemek mumkun oluyor. Sonsuzluk diyorum cunku son'un oldugu algisi da aslinda maddesel zaman kavraminin bir iluzyonundan ibaret bu durumda. Sadece degisim var. Son veya baslangic yok. Bu izole ortamda varolan sadece gozlemci ve tek bilgisi kendi varligi. Bu izole ortamda bilincin tek cagirdigi su olacaktir: Anlam ve iliski kurmak. Varolus anlami da beraberinde getiriyor. Ikisi bir butun. Cunku bilinc, ya da bilincli bu enerji bir sahis. Bilinc oldukca sahis da olacaktir. Yani bir sahsiyet. Ust, askin bu bilinci olan Enerji'nin bir sahsiyeti ve secimleri olacaktir. Ve maddesel bir bedende ve maddesel bir ortamda algisi ve anlamlandirmasi farkli, maddesel olmayan ve kendi kumasindan olan bilincli enerji'den olusan bir ortamda ve bedende algisi ve anlamlandirmasi farkli olacaktir. 🙂
Bebar bilim ve barış özcan kanallarının bu haftaki anahtar kelimesi : illüzyon
Tefekkürün ete kemiğe bürünmüş halisiniz Bebar Bilim. Teşekkür ederiz.
Harcadığınız zaman ve emeğiniz için çok teşekkürler.
Yaşamın kendisi aslında fizik yasalarına aykırı mı? Bu ilginç bir iddia. Neden aykırı olsun veya neresi aykırı? Fiziğin veya herhangi bir bilim dalının hangi yasası bize uymuyor?
Cevapları hep uzakta arıyoruz. Ama ben Siyacı kitabında olduğu gibi, evreni anlamak için, ilk durduğumuz yere, dünyaya, hatta insan yapısına bakmalıyız. Mesela ben, evrenin yapısının insan vücuduyla paralellik gösterdiğine inanıyorum. Omurgalarımız ve beynimiz gibi. Tabi insanlar hemen şunu diyecek. Nasıl yani, evrenin midesi, barsakları mı var. Elbette birebir aynı değil. O organların işlevi neyse, onunla birebir. Tabi bunu belki yüz yıllar sonra anlayacağız.
Gözlemci olayına gelince, bizim en büyük yanılgımız. Herşeyi 3 boyutlu ve 5 duyu organıyla açıklamaya çalışmaktır. Oysa ne kara delikleri, ne boyutları ya da diğer evrenleri açıklamaya yetmiyor. Örneğin hadi gelin şunu bana açıklayın. Yanıcı bir maddeyle, yakıcı bir madde yanyana gelirse ne olur. Cevap; yanıcı madde yanar. Peki su nasıl olabiliyor. Ateşi söndüren bir madde su. Tüm özellikleriyle mucizevi bir madde. Her derecede buharlaşıyor. 100 derecede kaynıyor ve sıfır derecede donuyor. Bana göre tıpkı teorik fizik gibi ufkumuzu imkansız hayallere açmalıyız. Hayır, olamaz, demeden.
Seviliyorsunuz. İyi ki varsınız❤️
Videonun başında ormanda bulunmak ile ilgili söyledikleriniz yıllardır benim de ormanda ne hissettiğimi insanlara anlatmak için söylediklerim ile benzer. Bu düşüncelerimizin ortak olması çok hoşuma gitti
Neler hissediyorsunuz orman da
@@Xlaedri daha azimli, daha motive ve daha odaklanmış hissettiriyor ormanda olmak bana.
"Bu videoyu beğenmeyi nasıl unutmuşum" dedirten bir yayıncısın. Sevgiler!
Termodinamik 1. Yasası:U2 - U1 = Q + W
Bu yasa "enerjinin korunumu" olarak da bilinir. Enerji, yoktan var edilemez; var olan enerji de yok edilemez; sadece bir şekilden diğerine dönüşür.
Yani benzininiz yoksa arabanız ile mesafe-yol gidemezsiniz(Erke dönergeci saflığına ithaf olsun.).Ya da benzin kendiliğinden oluşmaz.Ya da madde kendiliğinden var olamaz .Kendiliğinden var olamayan birşey...Düşünme zamanı.
Sonsuz ilim ve kudret sahibi bir tek Allah'ı kabul edemeyenler..
Evrenin her bir atomuna sonsuz ilim ve bilinç vermeyi nasıl kabul edebiliyorlar..
Şu günlerde en çok zihnimde dolaşan soruydu. Sorun çözülmedi ama bakış açımı biraz daha genişletti elbette😊
Bu konuya odaklanmışken bu videonun gelmesi de...😇
Sorunuza kesin cevap veren videolar önerebilirim
@@erayezer666 teşekkür ederim. Evet, link atarsanız sevinirim.
Seni tebrik etmekten yoruldum kardesim. Tv de yayinlanacak kalitede videolarin var. Ama sakin youtube u birakma !👍👍👍👍👍
Sevgili Bebar Bilim, sizinle birlikte bir çok bilim kanalı takip ediyorum uzun süredir. Sizin kadar bilime geniş ve ''derin'' perspektifte yaklaşan, sorgulayan, fanatizmden uzak, ''bilimsel tabulardan'' uzak, ama aynı zamanda da kontrolü kaybetmeyip ayağı da çok sağlam yere basan bir bilim kanalı bulamadım. iyi ki varsınız. saygılar.
ve film de 'lucy' olması lazım
Çift yarık deneyini hatırlayalım lütfen. Evrende bir üst akıl mevcut. Bunu her fotonda, elektronda bile görüyoruz.
İzleniyoruz, izleniyorsunuz :)
Ben kendimi bu kanalda buldum bu zamana kadar bilmediklerimi ögrenemediklerimi dikkat edemediklerimi bu kanal sayesinde öğrendim iyi ki varsın bebar bilim ❤❤❤
Kalça kemiğinin yapısını çalışma şeklin bile yetiyor evrenin bilinci olduğuna
Bu kanalın yüzlerce videosunu izledim çünkü inandığım din olan islam bana bunu emrediyor . Emir şu Allah ın yarattığı bu kainatı Allah ın kendisinden bir parça olan aklı kullanarak açıklamaya çalış ki yaratanın ne kadar büyük bir güce sahip olduğunu anlayasın . Bununla birlikte bu devasa bilgi birikimin olduğu bu kainatta ne kadar küçük ve bi o kadar değerli olduğunu gör çünkü sen yaratanın bir parçası olan aklı bulunduran bir varlıksın diye emrediyor. Bu dönemdeki insanlar islamı reddediyor çünkü dinin sadece ibadetten ibaret olduğunu düşünüp dururlar oysa bir aklın inanabileceği en mantıklı cevaplar bütünlüğüdür bi din ve senden istediği cevapla ve mutlak gücü görmeni istemesidir.
Kainatı yaratan yoktan var eden ilminde sonsuz,maddeyi şekillendiren bir yaratıcının varlığını buna bağlasak olmaz mı bu bilimsel deliller onun muazzamligini kanıtlamaz mi akıl ve vicdan ehline sesleniyorum
Bu kadar muazzam bir varlık nasıl kendi kendine var olabilir?
Deist bir yaratıcı yani
Bağla bağla. Bilim yapsınlar, siz sıkı sıkı bağlayın beyinleri.
@Bir Monoteist max ateist knk başkalarının fikirlerine saygı göstermeyip sonra saygı bekleyen tayfadandır bunlar
@@rahimetepehan5875 Eğer imtihansa 8 yaşında ölen bir çocuğun imtihanı noluyor peki?
Kesinlikle bir zekası yahut bilinci var. Dinlerde akaşik kayıtlar, levh-i mahfuz yahut neo-spiritüeller kozmik bilinç der
süpersin bebar herzamanki gibi teşekkürler
Biz evrenin kendini anlamlandırma biçimlerinden biriyiz diye bir söz vardı
Hepimiz bir aşağımızdakinin evreni bir üstümüzdekinin yapıtaşıyız. (bence)
Senelerdir düşünüp tam anlatamadığım şey en altında en üstünde bence bir sınırı yok hatta kuantum fiziğinide oluşturan bence bir alt fizik daha var ve insanda bir evren içimizde milyarlarca canlı var sadece varlıklarından haberdarız ne bir iletişimimiz nede üstlerinde bir kontrolümüz var bizi şuan ki evrendeki üst varlık olarak ele alırsak içimizdeki canlılarıda şu an ki evrendeki biz gibi düşünürsek aslında kimse kimsenin varlığının tam olarak ne farkında nede kontrol edebiliyor sadece bir döngü var o evrenin sürekliğini sağlamak varlığın bir önemi yok gibi
@@zekicilek9706 Sonsuz bir döngü. Ölüyoruz atomlarımız birleşip yeni insan (evren) oluşturuyor. Ayrıca bence evrenin şuanda inanılmaz büyümesinin sebebi ise nasıl bebeklerin hücre yenilenmesi hızlıysa evreninde şuanda büyümesi hızlı. Çok tuhaf bir döngüdeyiz. İşin iyi yanı asla yok olmuyoruz şekil değiştiriyoruz :D. Ne demiş adını unuttuğum biri : Hepimiz milyar yıllık karbonuz hepimiz yıldızız. (bu arada bu fikrimi enson birine dediğimde sen kafayı mı yedin demişti :) )
@@mustafaatalay212 Carl sagandı galiba sürekli yok ol var ol şekil degistir o kadar iyi bilmiyorum dön baba dön aynı hikaye🤣
@@zekicilek9706 Valla döne döne bir hal olduk tıpkı geri dönüşüm gibi :D
@@mustafaatalay212 Sıfır atık 🤣
Bilinç dediğimiz şey, bilginin yansıması o zaman. Bilginin ne olduğunu bilmek istersem. "Ben" yok olsam gerek. Bilgide yani "O" -da, Allah da yok olsam gerek.
HOCAM, BÜYÜK PATLAMA ZATEN UZAYIN VE ZAMANIN BAŞLADIĞINI NOKTA OLUYOR.
'yaşamın kendisi aslında fizik yasalarına aykırı' merakla beklediğim konu
Yaşamın kendisi fizik yasalarına aykırı olduğu için Evren’in kendisine bilinç atfetiyoruz diyebilir miyiz o halde ? Bir bilinmezliğin içindeyiz ve bilimin açıklayamadığı, insan zihninin algısının hiç bir zaman uzanamayacağı alanlara dair doğamız gereği anlamı tasarlayıp, biçim verip hayatlarımıza yön vermek kendimizi ne kadar önemli görmektir diye sorabilir miyiz ? Farklı açılardan ele alıp sorgulamayı aşağıya devam ettirin lütfen bu şekilde bir kıvılcım başlatmış olalım :)
Evrenin kendi bilinci mi var sorusu bence zor bir soru. Bir dönem kafamdan geçen sorulara o an evrenin yada tanrının bir şekilde yanıt verdiğini düşünüyordum. Ama bir süre sonra bunların bir kısmının net bir şekilde büyüklük sanrılarından kaynaklandığını anladım. Ama bir kısmının ise çıkış kaynağının ne olduğunu çözemedim. Acaba avatar filmindeki gibi bizi birbirimize bağlayan kimyasal bir bağ mı vardı? Galiba evrenin bir bilinci varsada net bir cevap vermekten kaçınıyor, kaçamak yanıtlar veriyor. 😄 Kaçamak yanıtların oluştuğu bu sanrılı dünya ne kadar gerçek bu deneyimleyenin deneyimi kadarıyla kalıyor. Bazı belgesellerde örneğin amerikan yerlilerinin dmt içerikli bir bitkiyi yiyerek yaptıkalrı ritüellerde doğa ile bütünleşme deneyimleri yaşadıklarından bahsediyordu. Benzer bir duyguyu yaşıyor olabilirler belkide. Ancak kastettiğim bu sanrılarla dolu dünyada büyüklenme yada yüceltilme ihtiyacının çıkış kaynağı olan itici gücü aldana aldana anlayabiliyor insan. Bilgi, beceri ve yeteneklerinizi aktarmanızı zorunlu kılıyor. İnsanlar arasındaki iletişimi sağlıyor. Karşılığında yüceltilmeyi bekliyor. Böylelikle insanlığın gelişimini sağlıyor. Bir kez kendi bilincinize uzaktan bakmaya başlayıp onun nasıl çalıştığını gözlemleyebilirseniz zamanla tekraryan sanrılarla pratik yaparak kendinizle ilgili bu gömülü bilgiyi pekiştirebilir ve onu anlayabilirsiniz. İşin ilginç kısmı kendinizi anladıktan sonra diğer insanlarında düşüncelerinin arka planlarını anlamaya başlıyorsunuz ve bu sizi çok ilginç büyülü bir dünyaya sokuyor. Benim düşüncem şu: evrenin bilinci var mı sorusunun içine giren bir insan yeterince kulaç atarsa sanrılarla dolu olan veya olmayan bir dünyaya girebilir ve bu dünyayı gözlemleyerek kendi bilincini anlayabilir. Kendini anlayan bir insanda bilginin özünu yada çıkış kaynağını anlayabilir. Yada hiçbirşey anlayamadan düşünce koridorları içinde ömrünce savrulur durur. 🤪
Bence evrenin bir bilinci var ve bu bilinç zaman zaman birtakım işaretlerle bizimle iletişime geçiyor Şimdi burada yazmam uzun sürer ama belki bir ara detaylı bir şekilde anlatırım ya da bir kısmını anlatayım Mesela bir konu düşünüyorsun o konuyu anlatan bir roman var ve internete girip sörf yaptığında direkt o romanın satış linki veya O romanla ilgili bir makale geliyor karşına daha bunun gibi yüzlerce örnek örnekleri çoğaltabilirim ama burada uzatmak istemiyorum Eğer sen de böyle iletişimlerle karşılaştıysan yazmanı ve konuyu irdelemeyi isterim
@@SonerSongül buna cevap yazdım
Yazdığın yazıda ama bir kısmının ise çıkış kaynağının Ne olduğunu çözemedim yazmışsın işte o çıkış kaynaklarının ne olduklarını çözmene yardımcı olmak isterim izleyip yorum yazarsan sevinirim ve bir tane daha böyle video gönderirim
ua-cam.com/video/ecc1R38g4_E/v-deo.html
@@erayezer666 eray insanlar kalıtsal yada çocukluktan itibaren bir kişilik örüntüsü ile dünyaya gelirler. Şizotipal kişilik denen kişilikler büyüsel ve doğa üstü şeylere inanırlar. İnsanlığın mit geçmişini bu kişilik sahibi insanlar oluştrur. Cevapsız sorularımıza uyku öncesi masalı gibi cevap vererek bizi uyutur ve hayatın anlamı varmışöasına bizi hayata bağlarlar. Uzaktan sesleri bir meleğin sesi gibi gelir insana. Yanına yaklaşırkarsa ayağına bir yılan dolanır. Hayatını, emeğini ve zamanını çalarlar. Dikkat et!
@@SonerSongül sağ ol yazdıklarını tam anlamadım ama şunu net yazayım ben ateistim büyüye inanmam tanrıya inanmam ama kozmos bence gerçek tanrı çünkü sonuçta insanları yaratmış ve kozmosun anlayabilen insanlara belli zamanlarda belli işaretler gönderdiğine inanıyorum belki anlatmak istediklerimi burada yazarak tam olarak anlatamıyorum çünkü her ne kadar ateist olsam da Müslüman Mevlana'nın bir sözü çok doğru ne kadar anlatırsan anlat anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır sonuçta yazarak kendini ifade etmek belli bir noktadan sonra zor oluyor Ben sadece düşündüklerimi aktarmaya çalıştım elimden geldiği kadar sonuçta bilinmezlerle dolu bir hayatta yaşıyoruz ve herkes hayatın bir ucundan bir ucuna savruluyor Aslında anlatmak istediklerimi yazarak değil konuşarak ifade etmek isterdim ama herhalde bu muhafazakar leş ülkede Buna da imkan yok neyse sen de kendine dikkat et!
İnanılmaz güzel ve derin bir videoydu teşekkürler siz de iyi ki varsınız :)
Senin Kendi düşünceni merak ediyorum varoluş ile alakalı...güzel anlatım şeklin var tbrklr
Canlılığın oluşumu nasıl fizik yasalarına aykırı olabilir? Aykırı olsa idi biz burada olamazdık diye düşünüyorum. Bilincin olması evreni bence anlamı kılan şeydir ama bu tabi ki evrenin bilinci vardır demek değildir. Biyolojik evrim, gerekli şartlar sağlandığında yolunu bulur. Evrim, evrensel bir doğa yasası ise uzayın başka yerlerinde de pekala bizim gibi veya bizden daha farklı bilince sahip canlılar olabilir. Lakin evren uçsuz bucaksız olduğu ve teknolojik gelişmişlik seviyemiz henüz başlangıç düzeyinde olduğu için bizden başka bilinci olan dış uzaydaki varlıkları keşfetmemiz şu an için mümkün görünmüyor. Ama şunu da hatırlatmakta fayda var; kanıtın yokluğu yokluğun kanıtı değildir.
bu varlık felsefesi gibi olmuş
Ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ
determiniz dediğimiz şey kadere iman etmektir.
matematiğin dili ile tek pencereden bakmayalım ,tasavvuf ...
inorganik maddeyi organik maddeye çeviremeyiz ne kadar zorlarsak zorlayalım. inorganik maddelerinden bir hafızası olduğunu zorlayarak bulmaya çalışıyoruz.
daha çok bilim daha çok tasavvuf daha çok.. insanın işi çok zor.
Ya he he
Argumani ne guzel curuttun beee ❤❤@@canuce1236
Son zamanlarda izlediğim en güzel içerikti gerçekten. İnsanın zihninde bambaşka pencereler açıyorsunuz.
Bilinci, ilmi ve harika bir kudreti olan mükemmel bir yaratıcının şaheseri demek çok daha kolay değil mi?
Olay kolaya kaçmaktan ziyade böyle mükemmel bir yaratıcının olmak zorunda olması. Yani (sanırım Farabinin dediği ) zorunlu varlık. Ve zorunlu varlığın eseri olan biz mümkünlü varlıklar.
Sanata şapka çıkarıp,sanatçıyı kabul etmemek akıl işi değil,çok net ve aşikar.yüce yaratıcı mükemmel kusursuz yaratmış herşeyi,,,,
Peki büyük patlama hangi mekanda oldu? Öyle ya, bir patlama için mekan ve madde gerekiyor. Evren yokken madde de yoktu, mekan da.
Belki de patlama falan hikaye.
En basit element olan hidrojenin 1 protonu 1 elektronu var.bu noktada evrenin basitten karmaşığa doğru evrildiğini söyleyebiliriz. Temelde 1s orbital seviyesinde bulunur bu elektron.lakin elektrona dışarıdan enerji verdiğinizde elektronun bulunabileceği enerji seviyeleri ve orbitaller couloumb potansiyeli ile tanımlıdır.ayni enerji seviyesinde orbital enerjileri dejenere haldedir.eş enerjili kabul edilirler ve kuantum mekaniğinin başlangıcında bu durum aynı tek bir elektronun bulunabileceği konumların birden fazla olması anlamına geliyordu.ikinci veya daha fazla elektron sisteme dahil olduğunda dejenerelik kalkar ve bilinen elektronik konfigurasyon şeması oluşur.bu konum belirsizliğininde büyük ölçüde kırılması anlamına gelir.elektronun orbital içinde gezinme hakkı vardır ama orbitaller arasında dolaşması bir hiyerarşiye kurala bağlıdır.(bknz:aufbau ve madelung prensipleri.) Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki soyut yasalar maddenin üst prensibidir.hidrojenden önce onun elektronunun enerji seviyelerini veren yasalar vardır.soru şu: yasalar yani bilginin kaynağı nedir ve neden güzel denklemlere sahiptir ve daha da ötesi biz onu nasıl anlayabiliyoruz.yani birde yazılımı anlayacak donanımın olması gerek ki fizik bilimi yazılı olarak varolabilsin.kurallar ve o kuralları anlayacak zekanın birlikte olması ilginç. Einstenında bu manaya işaret eden bir sözü vardı zaten.
en buyuk buluslar en sacma fikirlerden cikar...
Ah o zaman konusu. Bir ilizyon olmalı.... Sonuna kadar katılıyorum. İlave edeyim aslında zaman diye bir boyut yoktur. Bu insanın kendini , kendi algısını aldatmak için bir buluştur. Zamanda yolculuk kavramı ise tam bir safsatadır.
Biraz gerçekçi olursak insanoğlu uzaya hep uzaktan bakacak 500 yıl sonra bile buna eminim belki ay birazdaha uzağa gidip gelebiliriz ama hiç bir zaman bunun ötesine gidemeyecegiz CEVAP çok açık buraya DÜNYAYA ait insanoğlu ama merak bilim çok güzel
Evrenin bilinci olduğu doğru fakat yay sisteminin bilinci kadar olabilir.
Orch-OR teorisi hakkında bir video yapabilir misiniz acaba... bilinç hakkında şu ana kadarki en tutarlı teori diye düşünüyorum...
Allah yaratti desen ne olur bi kelimende Ideologlar gibisin
"Kendini bilmek" belki de en önemlisi. Sonrasında her şey öğrenilir ama öncelikle ne için buradayım? Ben neyim? Ne için geldim? Çok sorular var. Bolca düşünmeli. İyiki varsınız
uzay/zaman/bilinç . Bunlar temelden ziyade, temele ulaşmanın 3 ana öğesi aslında. Teorilerden, Deneylere, geliştirilmiş süpervizyon yapay zekalara kadar tüm fonksiyonlar ve alagoritmalarla bir yerlere vardık, ancak tam bir olgu bulduk derken yine tıkanıp kaldık. Biraz daha içsel düşünmeye başlasak? Maddi tüm olgularla çözümlere bir yere kadar ulaştık, biraz da manevi olarak içselleşsek ? Yani temelden genele değil de , genelden temele dogru yola koyulsak. Yanlış olduğumuz yer bence ; henüz bilinç ve ruh'u çözemeden maddenın en küçük yapı biriminden daha küçük parcacıklara giriş yapmak bizi hep tıkadı. Belki de cevap bizleriz. Bizlerin var olmuş şu halimizin bir yerindedir cevaplar. Kaybettiğimiz bir eşyamızı en zor yerlerde ararken en olmadık basit yerlerden çıkması gibi. Kısacası maddenin kendisi bilinç ve ruh olsa gerek..
Bu güzel çalışman ve harika yaklaşımın için çok teşekkürler. Popüler bilime olan merakım beni seni keşfetmeye yönlendirdi. Sana da keşfetmen için bir kaç konu başlığı söyleyeyim. İslam tasavvufu ile kuantum fiziği arasında güçlü bir bağlantı var. Hatta haddimi aşarak söylüyorum; kadim dinler, semavi dinler, mitolojiler ve hatta Platon aynı şeyden bahsediyor. Bilim bu bahsi geçen konuları deneyselleştirmeyi keşfettikçe anlayacaktır. Cevaplar üçüncü boyutun ötesinde. Enerjide. Belki de Tesla bunu çözmüştü. 369
Seninle kesinlikle aynı fikirdeyim dostum. Aylardır ikisinin arasında bi bağlantı olduğunu düşünüyorum ve gittikçe kafamda bişeyler şekillenmeye başlıyor. Tesla herşeyi biliyordu bence. 3 6 9 çok önemli hemde çok. Senin Kuantum fiziği ve İslam Tasavvufu arasında kurduğun bağlantılar nedir ? Veya önermeler benimle paylaşır mısın ?
islam ve kauntum fiziğini nerelerde neyde birleştirdigini çok merak ettim umarım dönüş yaparsın,biraz daha anlatırsın:)
@@Kuantums777 emredersin komutanim djdjdjdjkdkd
@@gulbasmac1959 Sool Asker. Uygun adım Bilim 💫
Sizde iyiki varsiniz :)
Videolarınız , çalışmalarınız insanlarda çok farklı bakış açıları yaratıyor ,farklı bı pencereden bakıyoruz sürekli hayata teşekkür ederiz 🙏 ama biraz erken bı paylaşım olmuş.en azından çift yarık deneyi , kuarklar falan bı anlam bulsaydi ☺️ burda bilim ,tezler , deneyler bı yana kendi bakış açınızı dayatmişsiniz biraz ,pardon inancınızı baylaşsmissiniz 🤗 yer altı edebiyatindan Ali lidarin sözüyle biraz oynayaraktan ; biz sizi anlarız anlamasına ama toplum buna hazır değil sanki 🙏
Niye zorluyoruz bu kadar ne arıyoruz da. Ne olacak yani.
Evrenin kendi bilinci var dediğiniz herşey Yüce Allahın levhi mahfuz dediği Kainat kitabıdır
Kusursuz olan hiçbişey kendiliğinden oluşmaz
Mutlaka sebepler ve Seben bizim için başlangıçtır fakat sebebin yani başlangıç öncesininin bir yapımcısı olmalıdır sebep dediğimiz her gerekse bulunur
harika video içerikler tebrikler sürekli izliyorum ...
Evrenin bilinci dediğiniz şey tanrının odak noktası olmasın sakın
Islama gore değerlendirirsek sünnetullah olur.
@@Azize_1 tanrı herşeyin üstüdür birader neye göre değerlendirirsen değerlendir
Ormandaki o yürüyüşte hissedilen "an" evrenin bilinci olduğunu kanıtlamaz belki ama bizim bağlantı kurduğumuzu hissetmemiz bu yolda yürümemiz gerektiğini gösterir diye düşünüyorum. Haddini aşmak olmaz bu, bir yerlerden başlamak diyebiliriz belki. Emeğiniz için teşekkürler. Saygılar sevgiler.
Evrenin bilinci kanıtlarıyla var
Her hücrenin ve bedenin kendine ait zekası var, her madde, atom belli tepkiler vermek üzere programlanmış.
Gözlemlendiğinde davranış değiştiriyor bu neden olabilir lütfen öğrendiğimiz kalıpların dışında bir yerde duralım.
Zira Einstein zaman yolculuğu yaptığını hayal etmeseydi, Görelilik vb bir sürü teori ortaya çıkar mıydı?
Kocaman bir yapay zeka hayal edebiliyorsanız, her şeyden büyük ilahi bir bilinç siz buna Tanrı deyin, neden hayal edemiyorsunuz?
@@duygugultekinn öncelikle programlanmış yazmana asla katılmıyorum hiçbir canlı programlanmış değil çünkü programlanmayı kabul edersek kaderi kabul ederiz kaderi kabul edersek her canlının başlangıcı yaşayacakları sonu önceden belirlendiğini kabul ederiz ben özgür irade olduğuna inanıyorum tanrı denen kavramda kozmosun kendisi zaten
@@erayezer666 Sadece bir kelimeydi. Yanlış kullanmış olabilirim kusura bakmayın. Tabii ki seçimler dünyası burası. Tabii ki özgür irade var, bundan eminim tamamen katılıyorum. Sadece şu yanlış anlaşılıyor: kader tanımı. Kader dediğimiz ilahi plandır yalnızca Tanrı'nın bildiği ama bu bizim seçme özgürlüğümüzü sınırlamıyor. Bizler Tanrı'nın bir tezahürü olarak dünyaya gelen sınırsız sonsuz bilinciz. İnsan bedeni bizi aciz kılmıyor bu boyutta bir araç bir vasıta sadece.
@@duygugultekinn bunları yazmanız da tanrı inancınız olduğunu anladım tabii ki inançta saygı duyarım ben ateistim yalnız her ne kadar Tanrıya inansanız da aslında isteyerek veya istemeyerek Siz de ateist bir argüman kullanmışsınız Bu da tabii ki bir ateist olarak benim mutlu etti Bunu hiç saklamayacağım insanlar için sonsuz bilinç yazmanız iseÇok derin bir tanım ve gerçekten takdire şayan Eğer sizin için de uygunsa ben size elektronik posta adresimi yazmak isterim ara sıra bu konularda yazışırız Çünkü anladığım kadarıyla ilim ve Felsefe konularında yazışılabilecek gerçekten nitelikli bir insansınız İyi günler
Her akşam baber bilim izleyerek rakı içen bir arkadaşım var , o yüzden bende merak ettim bu alkoloitik neye bakıyor…
Adam baya baya hayatı üst perdeden yaşıyor Muş …😀 bundan sonra şerefine Nurettin