Çürümek kaderdir. İki çeşit çürüme vardır: a) Büyümek için çürümek... Çürümeye mahkum beden enerjisini, akıl ve kalbini büyüten bir hammadde yapan aklı başında kişilerin çürüyüşü... b) Çürümek için çürümek... Nefsinin rahatlığına gömülen, tembellik azabında kavrulan, hiç bir manalı iş yapmadığı için kendisini manasız, işe yaramaz ve değersiz hissedip depresyona giren kişilerin yolu... Hiç kimse bu kaderden kurtulamaz.
@@sirclegane6006 adam amerikada tedx in konferanslarina katılmış kendi alaninda amerikada seminerler vermiş bir adam ve sen de ona "yoo giremezdi" gibi bir cümle kuruyorsun.ilk önce bi kendine bak da sonra boyle aptal cumleler kullan.
Mesnevi'de Leylek ile Karga hikayesi vardır. Bir bakarlar ki uzakta leylek ile karga yan yanadır. Nasıl olur? İki farklı tür nasıl birlikte yol alır da yol arkadaşı olur. Yaklaşınca görürler ki ikisi de topaldır. İnsanları da yaklaştıran ortak varlıkları değil ortak noksanlıklarıdır.
sevdiğiniz an yaşarsınız ,bilmem kör,topal,çolak,sağır, dilsiz olacak kadar ızdırap çektiğimi düşünüyorum,insanların çoğu mutlu ,dertsiz,uyuşmuş neyse kafanı karıştirmim,iyi insan.
sen ne yapıyorsun Elif ona bak.Yahu bu tip insan çok Türkiye de. gevezeliği beceremeyen çok değerli bilim adamımız var. onlarda yazıyor . tabi kitap okumayınca sadece konuşanları değerli görüyoruz.
@osman dert Elif bu adamlar olduğu için ne kadar mutlu olduğunu paylaşmış. Bu adama sen ne yapıyorsun, ne işe yarıyorsun diye sormamış. Ne onun ne de hiç kimsenin okuyup okumadığını yargılamak bizim haddimiz değil. Belki de okuyordur ya da başka alanlarda okuyordur. Ayrıca kitap okumak sana yaramış ki gevezelik olarak görüyorsun.
Yüce Kitabımızın ilk kelimesi OKU.. oysa biz sadece okuyoruz.. oku kelimesinin içinde anlayabilmek olduğunu. Araştırmak olduğunu, Sorgulamak olduğunu Anlamadan okuyoruz.. bu her ne olursa olsun biz gerçek manada aciziz, çıplağız
19 dk. 19sn. "Ne eksilen ne çoğalan bir deniz vardır. Orada dalgalar gider gelirler. Âlem, bütün bu dalgalardan ibarettir ve iki zaman değil, belki iki an bile durucu değildir." Molla Câmî
Muhteşemmm ötesi bir konuşma👌 Dinledigim en ilham verici ve zihni meşgul eden konuşmalardan biriydi diyebilirim. Tam da aradigim tonda ve frekansta bir bakış acıyor sunuyor. Tebrikler hocam👏👏
@@ahmet5318 aynı fikirdeyim yıllardır ama etrafımdaki aptallar bana Kuran okuyor musun kaç kere hatim ettin en nefret ettiğim soru ise ilâhi dinliyor musun bunu anca bi kıt beyinli sorardı zaten
Çok uzun zamandır bu kadar muhteşem bir konuşma duymadım. Sosyologlar, psikologlar sürekli insanları yalnızlaştırmak, tenhalaştırmak, tekbaşına kendisi için yeterli olduğunu ispat etmek çabasında. Nihayet onlara varoluşun en sade ve doğal kanunlarını anlatan birileri bulundu. Harikasınız, hocam!
@@tigerturkic kişi cehennemdeyse üzülmene gerek yok, orayı insan kendisi çeker... Yani Kişi tutum ve davranışlarıyla Cehennemi çeker Cenneti hak eder... 😉
Doğu Akdeniz’de çözüm ne? |Prof. MEHMET EFE ÇAMAN PhD. Daha önceki yazılarımda Türkiye’nin doğu Akdeniz ve Ege Denizi’ndeki yaklaşımlarını kaleme almış, analiz etmiştim. Çok tepki alsam da bunları yazmak, tarihe not düşmek önemlidir kanımca. Esas olarak Türkiye’de yönetime gelmiş bulunan Avrasyacı derin devlet unsurlarının nasıl bir dış politika anlayışında olduklarını bugünkü haşin ve agresif Türkiye pozisyonlarından anlamak mümkün. Belirttiğim üzere, Türkiye Lausanne düzenine aykırı işler peşinde görünüyor. Bugün sosyal medyaya düşen bir videoda Doğu Perinçek, Ahmet Hakan’la olan bir programda doğu Akdeniz’de sorunların hukukla ve müzakerelerle değil, askeri güçle, hatta savaşla çözülebileceğini söylüyor. Perinçek İslamcı tayfanın ahmak meczuplarından biri değil. Öyle olsa yanıt da vermezdim zaten. Fakat bilindiği üzere rejimin derinleri, özellikle de donanmadaki askeri kanat, Mavi Vatan denen yayılmacı ve Lausanne Antlaşması’nın altını oyan bir pozisyonu Erdoğan ve çevresine dayatmış durumdalar. Her ne kadar Erdoğan Karadeniz’de doğalgaz bulundu şovu yaparak gaz da almaya çalışsa, “tanrılar kurban istiyor”. Derinlerden gelen sese kulak verdiğimizde, gelen ritmin savaş tamtamları olduğunu fark ediyoruz. Erdoğan da tabanının bu tür bir ortamda ekonomik sorunları, geçim sıkıntısını, işsizliği, çürümeyi falan düşünmeyeceğinin, neo-Osmanlı hayallere dalacağının farkında. Hatta muhalefet denen rejim partileri de, hararetle bu yayılmacı Mavi Vatan diskuruna sahip çıkıyor, onu kullanıyor. Dediğim gibi, ben yazılarımda gerçekleri yazdım ve uluslararası hukuk metinlerine göre - temel olarak Lausanne olmak üzere - Türkiye’nin söylem ve tezlerinin statükodan sapma olduğunu ve makul çizginin çok ama çok dışında olduğunu izah ettim. Bana sosyal medyadan yanıt yetiştirenlerin çoğu da Türkiye’yi korumaya çalışan, bugünkü yayılmacı yönelimi destekleyen kişiler. Ortak argümanlardan biri, Yunanistan’ın doğu Ege adalarını - Lausanne Antlaşması’na aykırı olarak - silahlandırmış olması. Bu konular çok teknik olmakla beraber, insanların bilgilendirilmesi için özetlenmeleri şart. Fakat ne kadar derine girersek o kadar daha fazla bilgi gerekiyor. Hak ve haksızlık ekseninden yaklaşıp, “Yahu Ege kocaman bir deniz! İki eşit parçaya bölsek ya!” türü bir yaklaşım, gerçeklerden kopuk! Dahası hakkaniyetli de değil. Devletlerin egemenlik hakları ve sınırları uluslararası ilişkiler ve uluslararası hukukun en önemli konularından biridir. Yunanistan’ın Ege adaları üzerindeki egemenlik hakları tartışılamaz. Türkiye’nin sorun olarak algıladığı şey, bazı Yunan adalarının Anadolu kıyı şeridine olan yakınlığıdır. Fakat bu, olan gerçekleri değiştirmiyor. Gökçeada, Bozcaada ve Tavşan Adaları ile Anadolu’ya 3 deniz milinden daha yakın ada, adacık ve kayalıklar hariç olmak üzere, Ege denizindeki bütün ada, adacık ve kayalıklar Yunanistan’a aittir. “Yahu bu da çok fazla ama!” türü kahvehane muhabbetini ciddiye almak mümkün değil. Sahip olunmayan toprak, ister anakara isterse ada olsun, fark etmez; size ait değildir. Nokta! Bu adaların Yunanistan’a intikali, uluslararası antlaşmalara göre gerçekleşti. Ayrıca dünün hadisesi de değil. 1923’te Lausanne Antlaşması imzalandı ve adalar Yunanistan’a kaldı. On İki Ada İtalya’nındı, İtalya savaşı kaybedince İkinci Dünya Savaşı ertesinde Paris Konferansı’nda bu adalar da Yunanistan’a geçti. Türkiye buna itiraz etmedi, zaten edecek uluslararası hukuk zemini de yoktu. Türkiye bu nedenle Paris’e delegasyon göndermeye bile gerek duymadı. Şimdi şunu tespit edelim. Adaların da anakaralar gibi kıta sahanlığı, karasuları ve münhasır ekonomik bölge hakları vardır. Bunu Türkiye kabul etmiyor. İyi de, bunun bir önemi yok. Ortada bir uluslararası hukuk kuralı var. Bu 1983 Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde yazıyor. Evet, Ankara bu sözleşmeyi imzalamadı, dolayısıyla kendisi için bağlayıcı değil. Fakat bu aynı zamanda bir sözlü uluslararası hukuk kaidesidir. Dahası, adaların bu statülerini tanımamak, pratikte bir şeyi değiştirmez. Statüko budur. Statüko değişimini Yunanistan hiçbir zaman kabul etmeyecek. Durum 1945 sonrası Sovyetler’in Boğazlarda üs talep etmesi ve Kars ve Ardahan’ı istemelerine benziyor. Neden Türkiye bu talepleri kabul etmedi? Çünkü haklıydı! Bugün de Yunanistan bu Ege adalarının statüleri ve hakları konusunda haklı. Gelelim Ege adalarının silahlandırılması sorununa. Şimdi Yunanistan bunu ne zaman yaptı? Türkiye Ege Ordusu’nu kurduktan sonra! Türkiye’nin NATO kapsamı dışında tuttuğu Ege Ordusunu kurma nedeni nedir? Tümüyle Yunanistan’a yöneliktir bu ordu. Bu bir. İkincisi, Yunanistan’ın Ege adalarını silahlandırmasının diğer bir nedeni, 1974 Kıbrıs çıkartması sonrasında, tıpkı Kıbrıs gibi, Ege konularının da bir anda damdan düşer gibi gündeme getirilmeye başlanmasıdır. Oysa Ege sorunları denen şey, 1950 öncesinde yoktu. 1950’lerden sonra, özellikle Demokrat Parti, giderek daha pro-aktif bir dış politika izlemeye başladı. Kıbrıs bu nedenle Türk dış politikasının en temel mücadele alanlarından biri oldu. Yunanistan 1974 sonrasında Türkiye Kıbrıs’tan askeri varlığını çekmeyince ve adada eski Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının gereği olan nizamı yeniden kurdurtmayınca tedirgin oldu. Dahası Türkiye KKTC’yi 1980’lerin başında, darbeci generallerin arzusu istikametinde kurdurunca, Türkiye uluslararası hukuk bakımından tümüyle işgalci konumuna düştü. Bugün Kırım’a olan Rus işgal ve ilhakını kınıyoruz, değil mi? İşte Türkiye’nin Kıbrıs’taki konumu budur. 1974 müdahalesini garantör devlet sıfatıyla gerçekleştiren Türkiye, kendisine o statüyü veren Londra ve Zürih Antlaşmalarının gereğini yapmadı. Oysa müdahalenin resmi amacı, Nikos Sampson’un EOKA’cılarla beraber yaptığı darbeyi etkisiz kılmaktı. Gerekçe buydu. Yani Kıbrıs anayasasını yeniden geçerli kılmak! Adada anayasal düzeni sağlamak! Yoksa o antlaşmalar kendisine adayı işgal etme ve Kıbrıs’ı bölme (taksim) olanağını Ankara’ya vermiyordu. Bu koşullarda Yunanistan Türkiye’nin Ege’de de benzeri bir tutum içine gireceğinden korktu. Ve adaları asgari savunmalarını sağlamak için silahlandırdı. Silahlandırma ne demektir? Yunan askerinin kendi adasını korumak için orada bulunmasıdır. Bugünkü yayılmacı Ankara rejimi tutumuna bakınca, Yunanistan’ın bu hamlesi gereksizdi diyebilir misiniz? Türkiye bugün alenen komşusunun egemenlik alanını tanımadığını ilan ediyor. Yunanistan bu koşullarda adalarını savunamayacak durumda olsa sizce bu Yunanistan’ın toprak bütünlüğü bakımından bir tehdit olmaz mıydı? Bakın, uluslararası politika aksiyon ve reaksiyon üzerinde ilerliyor. Türkiye aksiyon yaptı, şimdi bunun bir reaksiyona sebep olması kaçınılmaz. 1974 sonrası Kıbrıs’tan askerini çekmeyerek Türkiye statüko değişikliği yapmıştır. Bu aksiyondur. Yunanistan ise reaksiyon olarak Ege adalarını silahlandırmıştır. Türkiye 1974’ten beri bir başka ülkenin topraklarının yüzde kırkını askeri işgal altında tutuyor. Bunu söylememden rahatsız mı olunuyor? Üzgünüm ama gerçek budur. Ve bunu Annan Planı ile (adadan askeri çekmek ve Kıbrıs’ı yeniden birleştirmek) Ankara’daki bugünkü iktidar mümessilleri de zımnen kabul etmişlerdir. Şimdi Perinçek, sözcüsü olduğu grubun arzularını açıklıkla dile getirmiş. Ne diyor? Bu işi savaş çözer diyor! Buna katılıyor musunuz? Yanıt evetse, size kötü bir haberim var. Bu vatanseverlik falan değil. Bunun adına yayılmacılık derler. Meselenin temeli, iyi ve kötü arasındaki ince çizgidir. Türkiye bugün Lausanne düzeninin temellerini dinamitliyor. Bunu velev ki Yunanistan yapsa bile, Ankara’nın Lausanne Antlaşması’na tüm gücüyle sahip çıkması gerekirdi. Neden mi? Lausanne Sèvres Antlaşması’nı geçersiz kılan metindi de ondan! Lausanne olmazsa, Sèvres geçerlidir. Türkiye kendi varlık garantisi olan Lausanne metninden sıkılmışa benziyor. Fakat bu metnin alternatifi ne, hiç düşünmüyor. Kimse kusura bakmasın ama bu çok zekice bir pozisyon değildir. Dahası, bu hukuken ve ahlaken de zayıf bir pozisyondur. Daha da önemlisi bu pozisyon tehlikelidir. Ne için? Türkiye’nin o çok değer verdiğini söylediği toprak bütünlüğü için. Umarım Ankara’daki meczuplar ve bir avuç ikinci sınıf maceracı Enver Paşa profili subay ülkeyi ateşe atmaz.
Bu adam felsefe öğrense,disiplinler arası mühteşem bir adam olur. Ama insanevladı işte herdaim eksik kalır ama yinede çok nitelikli buluyorum bu Adamı.
Sinan Hocam Mehmet Akif canla olan programiniza baktim. Ve sabriniza,insanliginiza bir daha heyran kaldim. Sizi daha da sevdim. ALLAH sizi qorusun. ❤️🌹
İyiki varsınız 🎩👔💼Sinan Canan 👍🤲🤝sizde bizi geliştirdiniz.Hayatım iki dönem Sinan Canandan önce ve Sinan Canandan sonraki dönem , ne diyebilirim çok şey öğrendim öğrenmeye devam ediyorum ışığınızı aldım ve bende bu ışığı devam ettireceğim .
Bu konusmayi ilk dinledigimde cok kopmalar yasamistim ve nihayetinde sona erdirememis yarim birakmistim. Ancak bir hayranlik olmus olacak ki Sinan Hoca'nin diger bir cok konusmasini izleme meragi icerisindeydim. Niceden sonra tekrar bu videoya geri donup baktigimda 19dk goz acip kapama suresi kadar geldi. Ancak saatlerce videolarini izleyip kitaplarini okuduktan sonra burada anlatilanlara bir nebze vakif olabildim. Yureginize saglik 💐
Sınırlarını aşamayacağın tek nokta ironisi tedx kırmızı noktası hayat işte burda gördüğümüz şey sana verilen dışına çık. Verilenle devam etme. Yok gözük ama sınırı kabul etme.
Çok değerlisiniz kıymetli hocam, zekanız ve kelimeleri atmosfere bırakırken uyguladığınız etki,ton, anlam, bütünlük muhteşem, saatlerce dinleyebilirim, 19.43 dk,bitmesin istedim,(tekrar tekrar izlemek için arşive kaydedildi) ,soylecek sözlerim yetersiz,tek cümle diyebilirim Allah razı olsun.
Bazen insan kafasındaki sorulara durmadan cevap ararya hic beklemedigi bir anda bulur cevabi ya da aniden her sey netlesir iste bu guzel konusma da bana aradigim sorulardan bazilari icin cevap oldu cok tesekkurler
Sevdiğim insanları üzmemek için hep yanlarında olmak için elimden geleni yaptım.Bir gün benimde karanlıkta kaldığım oldu..Haksızlıkla adaletsizlikle ve yok sayilmakla karşılaştım.Ne yaptim ben dediğimde kendime bisey kalmamıştı.Sonuc naif ve duygusal bir insanın.Öfke patlamaları..Hasta yakıştırmalari.Bu ofke kendime kızginligimdi aslında..Neden kendine bunu yaptın demekti..Bir parça mutluluk ayırın sol yanınıza lazım oluyor..Kimse size sizin kadar değer vermiyor..
hocam mükemmeldi, fevkalade. Tekrar tekrar izleyeceğim hayatıma referans olacak değerde bir anlatım. kelimeler yetersiz kalıyor bendeki etkisini anlatmaya. iyiki sizi tanıyorum.. siz eksiklikleriniz ile değil artılarınız ile sonuna kadar övünmelisiniz. çünkü hayata, insanlığa katkınız çok büyük. :) sizi seviyorum.
Sinan hoca ne guzel anlatmis, agzina saglik. Bu anlamli ve derin konusmasinda, insanlarin dogaya, hayvanlara saygili olmasi gerektigini, dogayi, hayvanlari korumasi, onlara zarar vermemesi gerektigini söylemesine gerek kalmadan, butun izleyenler anlamistir.
Hocam sizin dediğiniz gibi sade mütevazı ve herkese herşeye iyi niyet ile yaklaştığımda bunun fazlası ile kullanıldığını yaşadım ve gördüm demem o ki sizin düşüncenizde olanlar yine sizi dinleyenler, aslında dinlemesi gereken kibrinden buna gerek duymuyor ki...
Biz bu dünyaya gelmedik, dünyadan geldik . Düşünce tarzı ve tespitleri alışılmışın çok dışında. Konuşmada kendinin de bahsettiği birşeyler öğrenilebilecek nadir insanlardan.
"Dünya şiddetli, güçlü bir iman yeri. Allah’ı unutunca, Allah’a şükredilmeyince Allah tüm dünyada insanları eziyor. Allah’a dönmedikçe Allah rahatlık vermez. İnsanlar Allah’a dönseler o anda tüm dünyada ferahlık olur." Adnan Oktar
Sonuna kadar büyük bir istek ve dikkatle dinledim. Anlam dunyami biraz daha genislettiniz icine çok degerli bilgi tomurcukları ektiniz. TEŞEKKÜRLER HOCAM
Sinan hocam videolarınızda sırayı bozmamak, her konuya dalmamak isteğim boşa çıkmış bulunuyor. Ben şimdi şifre çözücülerin varlık sebebini anlıyorum sanki. İyi ki burdasınız Sinan hocam.
her an ''konfor bizi çürütür'' diyecekmiş gibi geliyor :)
Doğru ama
Ahahah siyah tisortleriyle falan hem de degil mii 😁
Başka bir konuşmasında söylemişti
Diyor
Çürümek kaderdir. İki çeşit çürüme vardır: a) Büyümek için çürümek... Çürümeye mahkum beden enerjisini, akıl ve kalbini büyüten bir hammadde yapan aklı başında kişilerin çürüyüşü... b) Çürümek için çürümek... Nefsinin rahatlığına gömülen, tembellik azabında kavrulan, hiç bir manalı iş yapmadığı için kendisini manasız, işe yaramaz ve değersiz hissedip depresyona giren kişilerin yolu...
Hiç kimse bu kaderden kurtulamaz.
"En tehlikeli insan tipi, az anlayan, çok inanandır." Anton Çehov
Unkikkkyı
Vbjjjj
U
Iııııııoí870]
I9m*
@@bedihadortfidan4257 tamam
En tehlikeli insan tipi az anlayan çok inanan kişilerdir anton chehow
@@bedihadortfidan4257 error
Yaşamiş anton
Yani .))
tanrı kuşları sevdi onlar için ormanı yarattı,insan kuşları sevdi onlar için kafesi yaptı.
Tanrin kargalari daha cok seviyor olmali
@@canguler19 yok seni çok seviyor
Nerden biliyorsun dünyanın,ormanın kafes olmadığını ? :)
@@sadkyldz7897 efsane cevap
İnsanı kim yarattı ?
Bu adam Amerikalı olsaydı muhtemelen dünya tanırdı. Muhteşemsin hocam.
%qqqqqqqqqqqqqqqqq11qqq11q1q1q1qq1q1qq11111q1qq11qqqqq111111qqqqqqq%q%
Yoo tanımazdi amerikanin ted x inde yedek listeye bile giremezdi
Altyazı ekleyip paylaşarak belki bunu bir şekilde siz başarabilirsiniz.
@@sirclegane6006 adam amerikada tedx in konferanslarina katılmış kendi alaninda amerikada seminerler vermiş bir adam ve sen de ona "yoo giremezdi" gibi bir cümle kuruyorsun.ilk önce bi kendine bak da sonra boyle aptal cumleler kullan.
Burda neyi övdün neyi eleştirdin amerikanın reklam ve propaganda sistemini mi yoksa Trnin değerlerini bilmemesi araştırıp dinlememesini mi ?
Mesnevi'de Leylek ile Karga hikayesi vardır. Bir bakarlar ki uzakta leylek ile karga yan yanadır. Nasıl olur? İki farklı tür nasıl birlikte yol alır da yol arkadaşı olur. Yaklaşınca görürler ki ikisi de topaldır. İnsanları da yaklaştıran ortak varlıkları değil ortak noksanlıklarıdır.
👍 not ettim
Omer Goksel 👍🏻
güzelmiş o zaman ben onun için bu kadar yalnızım dertliyim...
Serap Dilbaz nasıl yani ?
sevdiğiniz an yaşarsınız ,bilmem kör,topal,çolak,sağır,
dilsiz olacak kadar ızdırap çektiğimi düşünüyorum,insanların çoğu mutlu ,dertsiz,uyuşmuş
neyse kafanı karıştirmim,iyi insan.
ya türkiyede bu adamlar olduğu için mutluyum.... maşAlllah
hadi yaa
@@sahabestyle5774 hodo yooo git ötede anır
sen ne yapıyorsun Elif ona bak.Yahu bu tip insan çok Türkiye de.
gevezeliği beceremeyen çok değerli bilim adamımız var.
onlarda yazıyor .
tabi kitap okumayınca sadece konuşanları değerli görüyoruz.
@osman dert Elif bu adamlar olduğu için ne kadar mutlu olduğunu paylaşmış. Bu adama sen ne yapıyorsun, ne işe yarıyorsun diye sormamış. Ne onun ne de hiç kimsenin okuyup okumadığını yargılamak bizim haddimiz değil. Belki de okuyordur ya da başka alanlarda okuyordur. Ayrıca kitap okumak sana yaramış ki gevezelik olarak görüyorsun.
Ülkemde böyle dolu ve sürekli kendini geliştiren birinin olması büyük bir şans.. dinledikçe ufkum açılıyor.. siz var olun sinan canan..
"Müsademe-i efkardan bârika-i hakikat doğar." Bu söz sevilir.
İmreniyorum bu adama çok değişik zekası var fırsatım olsa ofisine giderim durduğum kadar bilgilerini emcüklerim
Direkt üniversitesini kazan
@@tigerturkic hangi universitede profesörlük yapıyor
@@bobi-gofficial8001 Üsküdar Üniversitesi
Yüce Kitabımızın ilk kelimesi OKU.. oysa biz sadece okuyoruz.. oku kelimesinin içinde anlayabilmek olduğunu. Araştırmak olduğunu, Sorgulamak olduğunu Anlamadan okuyoruz.. bu her ne olursa olsun biz gerçek manada aciziz, çıplağız
19 dk. 19sn. "Ne eksilen ne çoğalan bir deniz vardır. Orada dalgalar gider gelirler. Âlem, bütün bu dalgalardan ibarettir ve iki zaman değil, belki iki an bile durucu değildir." Molla Câmî
Cok cok iyi harikasln
Senin kafayla bakınca Petrol de eksilmiyor. Hatta Otomobiller de yok.
@@oguzhan4925 hiç birşey yoktan var olmaz vardan yok olmaz dünyada sadece şekil vs değiştirirler
mehmet kara ne iyi geldi bu teşekkür ederim
Evrenin sırlarını bulmak isterseniz, enerji, frekans ve titreşim açısından düşünün.
Nikola TESLA
Muhteşemmm ötesi bir konuşma👌 Dinledigim en ilham verici ve zihni meşgul eden konuşmalardan biriydi diyebilirim. Tam da aradigim tonda ve frekansta bir bakış acıyor sunuyor. Tebrikler hocam👏👏
Tefekküre sevk eden, ufku genişleten bir konuşma.
Aynen 👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍
Barika-i hakikat, müsademe-i efkârdan doğar.
hakikat güneşi, fikirlerin müzakeresinden doğar...
Bakmayı değil, görmeyi bilmek!
Ağzınıza, zihninize ve emeklerinize sağlık...
Bu adamı al cuma hutbesine koy
Kesinlikle çok doğru bir tespit
Sizin aptal zihniyetiniz dini sadece namazdan camiden oluştuğu nu zannediyor.halbu ki islam sadece namazdan,kur an okumaktan ibaret değildir.
@@ahmet5318 kime yazdın sen
@@ahmet5318 aynı fikirdeyim yıllardır ama etrafımdaki aptallar bana Kuran okuyor musun kaç kere hatim ettin en nefret ettiğim soru ise ilâhi dinliyor musun bunu anca bi kıt beyinli sorardı zaten
@@ahmet5318 Çok salaksın kendi yanlışın da boğulmuşsun resmen
Bu ne harika bir anlatım, bu nasıl bir öze hitap ediş! Allah sayınızı çoğaltsın hocam.. Öyle değerlisiniz ki.
Hep hayranlıkla dinliyorum ve sırf bu adamlar turk olduğu için Türkçe öğrendiğimden çok mutluyum.
Ana dilin ne peki
@@emretrpan5990 ana dilim özbekçe konuştuğum dil rusçe öğrendiğim dil Türkçe bi ingilizce ve almanca öğrensem yabancı dil öğrenmiş olurum.
@@dunyaliinsan5223 umarım hedeflediğin dilleri öğrenirsin, öğrenirsen zihinsel olarak çok gelişim katedersin
Çok uzun zamandır bu kadar muhteşem bir konuşma duymadım. Sosyologlar, psikologlar sürekli insanları yalnızlaştırmak, tenhalaştırmak, tekbaşına kendisi için yeterli olduğunu ispat etmek çabasında. Nihayet onlara varoluşun en sade ve doğal kanunlarını anlatan birileri bulundu. Harikasınız, hocam!
nihan kaya da çok ufuk açıcı tavsiye ederim
İnsan iki zayıflığın arasına mahkum edilmiş bir güçtür.Doğum ve Ölüm. (Prof.Dr Nurullah Genç)
“İnsan türü tek kelimeyle bir çevre felaketidir.” F. O. Wilson
Sizde bir insaniz:)
@@felsefecikz4459 yani?
Yaratılmışların en şereflisidir insan.Eğer ki Allah ve Resulünün yolunda ise
Benim üzüldüğüm bu adamların cehennemde olmaları
@@tigerturkic kişi cehennemdeyse üzülmene gerek yok, orayı insan kendisi çeker...
Yani
Kişi tutum ve davranışlarıyla Cehennemi çeker
Cenneti hak eder... 😉
Şimdiye kadar dinlediğim en iyi TED konuşmalarından birisi. Çok teşekkürler.
Doğu Akdeniz’de çözüm ne? |Prof. MEHMET EFE ÇAMAN PhD. Daha önceki yazılarımda Türkiye’nin doğu Akdeniz ve Ege Denizi’ndeki yaklaşımlarını kaleme almış, analiz etmiştim. Çok tepki alsam da bunları yazmak, tarihe not düşmek önemlidir kanımca. Esas olarak Türkiye’de yönetime gelmiş bulunan Avrasyacı derin devlet unsurlarının nasıl bir dış politika anlayışında olduklarını bugünkü haşin ve agresif Türkiye pozisyonlarından anlamak mümkün. Belirttiğim üzere, Türkiye Lausanne düzenine aykırı işler peşinde görünüyor. Bugün sosyal medyaya düşen bir videoda Doğu Perinçek, Ahmet Hakan’la olan bir programda doğu Akdeniz’de sorunların hukukla ve müzakerelerle değil, askeri güçle, hatta savaşla çözülebileceğini söylüyor. Perinçek İslamcı tayfanın ahmak meczuplarından biri değil. Öyle olsa yanıt da vermezdim zaten. Fakat bilindiği üzere rejimin derinleri, özellikle de donanmadaki askeri kanat, Mavi Vatan denen yayılmacı ve Lausanne Antlaşması’nın altını oyan bir pozisyonu Erdoğan ve çevresine dayatmış durumdalar. Her ne kadar Erdoğan Karadeniz’de doğalgaz bulundu şovu yaparak gaz da almaya çalışsa, “tanrılar kurban istiyor”. Derinlerden gelen sese kulak verdiğimizde, gelen ritmin savaş tamtamları olduğunu fark ediyoruz. Erdoğan da tabanının bu tür bir ortamda ekonomik sorunları, geçim sıkıntısını, işsizliği, çürümeyi falan düşünmeyeceğinin, neo-Osmanlı hayallere dalacağının farkında. Hatta muhalefet denen rejim partileri de, hararetle bu yayılmacı Mavi Vatan diskuruna sahip çıkıyor, onu kullanıyor. Dediğim gibi, ben yazılarımda gerçekleri yazdım ve uluslararası hukuk metinlerine göre - temel olarak Lausanne olmak üzere - Türkiye’nin söylem ve tezlerinin statükodan sapma olduğunu ve makul çizginin çok ama çok dışında olduğunu izah ettim. Bana sosyal medyadan yanıt yetiştirenlerin çoğu da Türkiye’yi korumaya çalışan, bugünkü yayılmacı yönelimi destekleyen kişiler. Ortak argümanlardan biri, Yunanistan’ın doğu Ege adalarını - Lausanne Antlaşması’na aykırı olarak - silahlandırmış olması. Bu konular çok teknik olmakla beraber, insanların bilgilendirilmesi için özetlenmeleri şart. Fakat ne kadar derine girersek o kadar daha fazla bilgi gerekiyor. Hak ve haksızlık ekseninden yaklaşıp, “Yahu Ege kocaman bir deniz! İki eşit parçaya bölsek ya!” türü bir yaklaşım, gerçeklerden kopuk! Dahası hakkaniyetli de değil. Devletlerin egemenlik hakları ve sınırları uluslararası ilişkiler ve uluslararası hukukun en önemli konularından biridir. Yunanistan’ın Ege adaları üzerindeki egemenlik hakları tartışılamaz. Türkiye’nin sorun olarak algıladığı şey, bazı Yunan adalarının Anadolu kıyı şeridine olan yakınlığıdır. Fakat bu, olan gerçekleri değiştirmiyor. Gökçeada, Bozcaada ve Tavşan Adaları ile Anadolu’ya 3 deniz milinden daha yakın ada, adacık ve kayalıklar hariç olmak üzere, Ege denizindeki bütün ada, adacık ve kayalıklar Yunanistan’a aittir. “Yahu bu da çok fazla ama!” türü kahvehane muhabbetini ciddiye almak mümkün değil. Sahip olunmayan toprak, ister anakara isterse ada olsun, fark etmez; size ait değildir. Nokta! Bu adaların Yunanistan’a intikali, uluslararası antlaşmalara göre gerçekleşti. Ayrıca dünün hadisesi de değil. 1923’te Lausanne Antlaşması imzalandı ve adalar Yunanistan’a kaldı. On İki Ada İtalya’nındı, İtalya savaşı kaybedince İkinci Dünya Savaşı ertesinde Paris Konferansı’nda bu adalar da Yunanistan’a geçti. Türkiye buna itiraz etmedi, zaten edecek uluslararası hukuk zemini de yoktu. Türkiye bu nedenle Paris’e delegasyon göndermeye bile gerek duymadı. Şimdi şunu tespit edelim. Adaların da anakaralar gibi kıta sahanlığı, karasuları ve münhasır ekonomik bölge hakları vardır. Bunu Türkiye kabul etmiyor. İyi de, bunun bir önemi yok. Ortada bir uluslararası hukuk kuralı var. Bu 1983 Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde yazıyor. Evet, Ankara bu sözleşmeyi imzalamadı, dolayısıyla kendisi için bağlayıcı değil. Fakat bu aynı zamanda bir sözlü uluslararası hukuk kaidesidir. Dahası, adaların bu statülerini tanımamak, pratikte bir şeyi değiştirmez. Statüko budur. Statüko değişimini Yunanistan hiçbir zaman kabul etmeyecek. Durum 1945 sonrası Sovyetler’in Boğazlarda üs talep etmesi ve Kars ve Ardahan’ı istemelerine benziyor. Neden Türkiye bu talepleri kabul etmedi? Çünkü haklıydı! Bugün de Yunanistan bu Ege adalarının statüleri ve hakları konusunda haklı. Gelelim Ege adalarının silahlandırılması sorununa. Şimdi Yunanistan bunu ne zaman yaptı? Türkiye Ege Ordusu’nu kurduktan sonra! Türkiye’nin NATO kapsamı dışında tuttuğu Ege Ordusunu kurma nedeni nedir? Tümüyle Yunanistan’a yöneliktir bu ordu. Bu bir. İkincisi, Yunanistan’ın Ege adalarını silahlandırmasının diğer bir nedeni, 1974 Kıbrıs çıkartması sonrasında, tıpkı Kıbrıs gibi, Ege konularının da bir anda damdan düşer gibi gündeme getirilmeye başlanmasıdır. Oysa Ege sorunları denen şey, 1950 öncesinde yoktu. 1950’lerden sonra, özellikle Demokrat Parti, giderek daha pro-aktif bir dış politika izlemeye başladı. Kıbrıs bu nedenle Türk dış politikasının en temel mücadele alanlarından biri oldu. Yunanistan 1974 sonrasında Türkiye Kıbrıs’tan askeri varlığını çekmeyince ve adada eski Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının gereği olan nizamı yeniden kurdurtmayınca tedirgin oldu. Dahası Türkiye KKTC’yi 1980’lerin başında, darbeci generallerin arzusu istikametinde kurdurunca, Türkiye uluslararası hukuk bakımından tümüyle işgalci konumuna düştü. Bugün Kırım’a olan Rus işgal ve ilhakını kınıyoruz, değil mi? İşte Türkiye’nin Kıbrıs’taki konumu budur. 1974 müdahalesini garantör devlet sıfatıyla gerçekleştiren Türkiye, kendisine o statüyü veren Londra ve Zürih Antlaşmalarının gereğini yapmadı. Oysa müdahalenin resmi amacı, Nikos Sampson’un EOKA’cılarla beraber yaptığı darbeyi etkisiz kılmaktı. Gerekçe buydu. Yani Kıbrıs anayasasını yeniden geçerli kılmak! Adada anayasal düzeni sağlamak! Yoksa o antlaşmalar kendisine adayı işgal etme ve Kıbrıs’ı bölme (taksim) olanağını Ankara’ya vermiyordu. Bu koşullarda Yunanistan Türkiye’nin Ege’de de benzeri bir tutum içine gireceğinden korktu. Ve adaları asgari savunmalarını sağlamak için silahlandırdı. Silahlandırma ne demektir? Yunan askerinin kendi adasını korumak için orada bulunmasıdır. Bugünkü yayılmacı Ankara rejimi tutumuna bakınca, Yunanistan’ın bu hamlesi gereksizdi diyebilir misiniz? Türkiye bugün alenen komşusunun egemenlik alanını tanımadığını ilan ediyor. Yunanistan bu koşullarda adalarını savunamayacak durumda olsa sizce bu Yunanistan’ın toprak bütünlüğü bakımından bir tehdit olmaz mıydı? Bakın, uluslararası politika aksiyon ve reaksiyon üzerinde ilerliyor. Türkiye aksiyon yaptı, şimdi bunun bir reaksiyona sebep olması kaçınılmaz. 1974 sonrası Kıbrıs’tan askerini çekmeyerek Türkiye statüko değişikliği yapmıştır. Bu aksiyondur. Yunanistan ise reaksiyon olarak Ege adalarını silahlandırmıştır. Türkiye 1974’ten beri bir başka ülkenin topraklarının yüzde kırkını askeri işgal altında tutuyor. Bunu söylememden rahatsız mı olunuyor? Üzgünüm ama gerçek budur. Ve bunu Annan Planı ile (adadan askeri çekmek ve Kıbrıs’ı yeniden birleştirmek) Ankara’daki bugünkü iktidar mümessilleri de zımnen kabul etmişlerdir. Şimdi Perinçek, sözcüsü olduğu grubun arzularını açıklıkla dile getirmiş. Ne diyor? Bu işi savaş çözer diyor! Buna katılıyor musunuz? Yanıt evetse, size kötü bir haberim var. Bu vatanseverlik falan değil. Bunun adına yayılmacılık derler. Meselenin temeli, iyi ve kötü arasındaki ince çizgidir. Türkiye bugün Lausanne düzeninin temellerini dinamitliyor. Bunu velev ki Yunanistan yapsa bile, Ankara’nın Lausanne Antlaşması’na tüm gücüyle sahip çıkması gerekirdi. Neden mi? Lausanne Sèvres Antlaşması’nı geçersiz kılan metindi de ondan! Lausanne olmazsa, Sèvres geçerlidir. Türkiye kendi varlık garantisi olan Lausanne metninden sıkılmışa benziyor. Fakat bu metnin alternatifi ne, hiç düşünmüyor. Kimse kusura bakmasın ama bu çok zekice bir pozisyon değildir. Dahası, bu hukuken ve ahlaken de zayıf bir pozisyondur. Daha da önemlisi bu pozisyon tehlikelidir. Ne için? Türkiye’nin o çok değer verdiğini söylediği toprak bütünlüğü için. Umarım Ankara’daki meczuplar ve bir avuç ikinci sınıf maceracı Enver Paşa profili subay ülkeyi ateşe atmaz.
Her bir konuşması bir Film tadında. Müthiş bir zenginlik. Bir tokat gibi uyandırıcı. Var olun Hocam!
Şuan sinan canan 'ın unutulacak şeyler adlı kitabını okuyorum.. O kadar harika ki. Kitap okumayı sevmeyen insanlara tavsiyemdir. Bayılacaksınız.
eeeee, mmmmm, himmmmm, eee demeden konusan cok cok ender insanlardan. Sahane bir konusma yetenegi var.
Bizi tabiattan çıkar,cennetteyiz!muhteşem..
Bu cümleyi anlamadım bizim için mi tabiat için mi?
@@tigerturkic tabiat için
cennet insan içindir. Aslında hocanın demek istediği: Dünyadan kötüleri çıkart geriye kalan tablo cennettir...
Düşünüp anlatamadıklarım anca böyle güzel anlatılabilirdi, Türk olduğu için gurur duydum
"Kenar etkisi" ni sevdim ☺️
Adama bak. Algı dünyamı değiştirdi. Müthişti. Teşekkürler ederim
Bu adam felsefe öğrense,disiplinler arası mühteşem bir adam olur. Ama insanevladı işte herdaim eksik kalır ama yinede çok nitelikli buluyorum bu Adamı.
Sinan Hocam Mehmet Akif canla olan programiniza baktim. Ve sabriniza,insanliginiza bir daha heyran kaldim. Sizi daha da sevdim. ALLAH sizi qorusun. ❤️🌹
Çok kaliteli bir konuşmaydı. Hayatımdan verdiğim 19 dakika helali hoş olsun yahu!
İyiki varsınız 🎩👔💼Sinan Canan 👍🤲🤝sizde bizi geliştirdiniz.Hayatım iki dönem Sinan Canandan önce ve Sinan Canandan sonraki dönem , ne diyebilirim çok şey öğrendim öğrenmeye devam ediyorum ışığınızı aldım ve bende bu ışığı devam ettireceğim .
Bu konusmayi ilk dinledigimde cok kopmalar yasamistim ve nihayetinde sona erdirememis yarim birakmistim. Ancak bir hayranlik olmus olacak ki Sinan Hoca'nin diger bir cok konusmasini izleme meragi icerisindeydim. Niceden sonra tekrar bu videoya geri donup baktigimda 19dk goz acip kapama suresi kadar geldi. Ancak saatlerce videolarini izleyip kitaplarini okuduktan sonra burada anlatilanlara bir nebze vakif olabildim. Yureginize saglik 💐
en azından o Ünvan ı hak ediyorsun ... zekan parlak ilmin ziyade olsun.. Teşekkürler....
cok guzel bir konusmaydi, deger kattiniz, tesekkur ederim
Hocam şahane mütiş sin harika sözler allah sağlıklı nice neşe için de seveninle en güzel yıllara kavuştur sun
Tek kelimeyle muhteşem bir konuşmaydı super bir tespit açık sözlüklükle evet kısacası biz buyuz var mı ötesi
Dünyadan insanı çıkardığında burası cennet olurdu... ey insan haddini bil...
Herşey karşılıklı çıkar ilişkisine dayanıyor. Hayvanlarda bile.. “ mutualizm”
Sınırlarını aşamayacağın tek nokta ironisi tedx kırmızı noktası hayat işte burda gördüğümüz şey sana verilen dışına çık. Verilenle devam etme. Yok gözük ama sınırı kabul etme.
Burda sınır aşma demiyor
Allah razı olsun sinan hoca başkadır
"Dünyaya geldik sözü doğru değil, biz bu dünyadan geldik" S.C.
Dinlemesi okadar keyifli ve inanılmaz değerli bilgiler çok teşekkürler 🙏
Muhteşem bir insan gerçekten. Kıymeti bilinmeli.
Muhteşem acizliğin, hiçbir kontrolün,tercihimize,insiyatifimize bırakılmadığını ne güzel de anlatıyor
Çok değerlisiniz kıymetli hocam, zekanız ve kelimeleri atmosfere bırakırken uyguladığınız etki,ton, anlam, bütünlük muhteşem, saatlerce dinleyebilirim, 19.43 dk,bitmesin istedim,(tekrar tekrar izlemek için arşive kaydedildi) ,soylecek sözlerim yetersiz,tek cümle diyebilirim Allah razı olsun.
Bazen insan kafasındaki sorulara durmadan cevap ararya hic beklemedigi bir anda bulur cevabi ya da aniden her sey netlesir iste bu guzel konusma da bana aradigim sorulardan bazilari icin cevap oldu cok tesekkurler
Sevdiğim insanları üzmemek için hep yanlarında olmak için elimden geleni yaptım.Bir gün benimde karanlıkta kaldığım oldu..Haksızlıkla adaletsizlikle ve yok sayilmakla karşılaştım.Ne yaptim ben dediğimde kendime bisey kalmamıştı.Sonuc naif ve duygusal bir insanın.Öfke patlamaları..Hasta yakıştırmalari.Bu ofke kendime kızginligimdi aslında..Neden kendine bunu yaptın demekti..Bir parça mutluluk ayırın sol yanınıza lazım oluyor..Kimse size sizin kadar değer vermiyor..
Ne güzel anlattınız doğa ve insan yaşamına olan bakış açım değişti.
hocam mükemmeldi, fevkalade. Tekrar tekrar izleyeceğim hayatıma referans olacak değerde bir anlatım. kelimeler yetersiz kalıyor bendeki etkisini anlatmaya. iyiki sizi tanıyorum.. siz eksiklikleriniz ile değil artılarınız ile sonuna kadar övünmelisiniz. çünkü hayata, insanlığa katkınız çok büyük. :) sizi seviyorum.
Siz hep anlatın Hocam biz her gün sizi can kulağı ile dinleyelim ve bilinçlerimiz hiç uyumasın! Ağzınıza yüreğinize ilminize sağlık!
Keşke insan olarak değistirmek
yerini uyum sağlamayı ölçü alsaydık. Her sorun kendiliğinden çözülür gibi geliyor bana. Bu gerçek dünyada. Sevgilerimle
Çok güzel bir bilgi kümesi vermişsiniz Sinan Canan , her şey dahil. Çok teşekkürler
Çok güzel bir konuşmaydı. Doğa bana da her yönüyle doğru gelmiştir. Bu yüzden dinlerken zaman su gibi geçti, güzel bilgiler öğrendim. Teşekkürler :)
Konuşmanın tamamı bir girizgah gibiydi. Gelişme ve sonuç bölümleri de gelsin 👍
Harika bir bakış açısı hocam iyi ki varsın
Kitapmısınız hocam şu akıcılık bilgelik vss muhteşem bir insansınız
Tek kelime ile Harikasınız....
Insani burdan al
Alsana Cennet...
Herseyin özeti :)
saçma
çook değerli bir konuşma olmuş . binlerce kitabı aslında özetlemiş ve toparlamış
diline sağlık hocam
Dinlediğim en iyi konuşmacı.
bu adamın dinleme ve konuşma anlayışını seviyorum
Sinan hoca ne guzel anlatmis, agzina saglik. Bu anlamli ve derin konusmasinda, insanlarin dogaya, hayvanlara saygili olmasi gerektigini, dogayi, hayvanlari korumasi, onlara zarar vermemesi gerektigini söylemesine gerek kalmadan, butun izleyenler anlamistir.
Cok mantıklı konuşmalar dogru diyor beğendim 👍
Sinan Hocam’dan ufuk açıcı bir konuşma daha.
Ah hocam az da dura dura konuşsan , acele etmeden. Sen konuştukça benim nefesim tıkandı. Güzeldi.
Zeki insanlar hızlı konuşur
aslan ceylanı en zayıfı bulabildikçe ve başka seçeneği olmadığı için yer, insanın ceset yemesi aynı şey değil.ah ah.
Uykumuzu bolmeyin lutfen sinan hocam...uyuşukluk bizi tek motive eden sey
Sinan bey yüreginize,emeklerinize sağlık .👏
kimsenin benden alacağı bir şey yok. Hiç kimse dürüstlük ve kusurlarının bilinmesini istemiyor
hocam konuşmasını şöyle bitirmiş aslında "bir haddini bil insan ya "
İnsan ve cennet tanımını çok beğendim.
sinan hocam siz bir bilim le din hocasının dini anlatmasından daha iyi anlatıyorsunuz dini size minnettarım ya
kesinliklee
İslam, "akletmez misiniz, bakmaz mısınız" diye bilimsel düşünceye vurgu yaparken bizim hocalar malesef hurafelerden kafayı kaldıramıyor...
Herkes kendi eksikliğini istiyor. Çok güzel ya. ☺ Aynı evlilik gibi. Teşekkürler bu güzel bilgiler için. Sağolun, varolun.
Her izlediğimde zihnimde farklı açılımlar oluyor. Yaşlanan beynimize şifa gibi. Teşekkürler. Ömrünüz uzun sağlıklı ve bereketli geçsin inşallah
Hocam sizin dediğiniz gibi sade mütevazı ve herkese herşeye iyi niyet ile yaklaştığımda bunun fazlası ile kullanıldığını yaşadım ve gördüm demem o ki sizin düşüncenizde olanlar yine sizi dinleyenler, aslında dinlemesi gereken kibrinden buna gerek duymuyor ki...
Keske orada dileye bilseydim o an bana çok özel ve anlamli geliyor.
Biz bu dünyaya gelmedik, dünyadan geldik .
Düşünce tarzı ve tespitleri alışılmışın çok dışında. Konuşmada kendinin de bahsettiği birşeyler öğrenilebilecek nadir insanlardan.
Çok ufuk açıcı bir konuşma. Sinan Canan beye çok teşekkürler.
Başlık sanki farklı bir içerik vadediyor gibi belki o değişebilirmiş.
"Acziyet güçtür." Hasan Aycan
Harika bir özet konuşma olmuş. Kendi kendime düşündüğüm şeyleri de bu konuşma içerisinde anlamlandırmış olmak güzeldi.
Nadir olarak dolu, beğendiğim konuşmalardan biri
Adamsın böyle kaliteli videoları seviyorum her dakikası kaliteli Allah başarınızı daim etsin hocam
Yunus Emre Çınkıl o
👏👏👏Müthiş, gerçekten etkileyici bir anlatım
Tek kelimeyle harika 🙏❤️
TEFEKKÜR gafleti izale eder.
Muhteşem bir anlatım...
Varol sn CanAn hocam
"Dünya şiddetli, güçlü bir iman yeri. Allah’ı unutunca, Allah’a şükredilmeyince Allah tüm dünyada insanları eziyor. Allah’a dönmedikçe Allah rahatlık vermez. İnsanlar Allah’a dönseler o anda tüm dünyada ferahlık olur." Adnan Oktar
Bu adam çok profesyonel
Sonuna kadar büyük bir istek ve dikkatle dinledim. Anlam dunyami biraz daha genislettiniz icine çok degerli bilgi tomurcukları ektiniz.
TEŞEKKÜRLER HOCAM
Umarım bu ülke nice Sinan Cananlar yetiştirir...
Hayatımdaki en güzel konuşmalardan biri 😄💪👏👏👏
!
Hocam nefes nefese anlatıyorsunuz heyecanlisiniz cook belli, sırf bu yüzden dinlemek yordu gerdi beni yarida kapattım
Belge tarihçiliğine hiç girmiyorum, ideolojilerin sonu mu..? Yaşasın reformizm!
Muhteşem bir konuşma👏 Yüreğinize sağlık Sinan hocam
Sinan hocayla görüşüp sohbet etmek isterdim valla
Dreadnought yarin izmir de sinan hoca.gecen yil sohpet etme imkanim oldu.yarin yine aynk yerde gorucem onu.gercekten mukemmel bir insan😂
Yüreğinize sağlık.
Sinan hocam videolarınızda sırayı bozmamak, her konuya dalmamak isteğim boşa çıkmış bulunuyor. Ben şimdi şifre çözücülerin varlık sebebini anlıyorum sanki. İyi ki burdasınız Sinan hocam.
Basit, temiz. Mesajı net. Gayet güzel bir konuşma olmuş. Teşekkürler.
Rüyalarıma girmesi ne abi, hayatım bu mevzuda geçecek...
Sinan hocam yine her zaman ki gibi çok nefis bir konuşma yaptiniz .