19 MERYEM SURESİ

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 19 січ 2025

КОМЕНТАРІ • 6

  • @gokhankoca5421
    @gokhankoca5421 2 роки тому

    Maşallah kuvvet yalnız Allah'tandır

  • @KÂFHÂYÂÂYNSÂD19
    @KÂFHÂYÂÂYNSÂD19 4 місяці тому

    BismÎLLÂHÎrRÂHMÂNirRÂHÎMÎ
    03.09.2024 19:37
    ElhamdûlÎLLÂHÎRÂBBÎlalemin

  • @libragemini1389
    @libragemini1389 2 роки тому +1

    / Görmedin mi Allah nasıl bir örnekleme yaptı: Güzel söz; kökü yerde, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzer.
    İbrahim, 24./ O ağaç, Rabbinin izniyle yemişlerini her zaman verir. Allah, insanlara böyle örnekler verir ki, düşünüp ibret alabilsinler.
    İbrahim, 25./ Yolundan saptırmak için Allah'a eşler uydurdular. De ki: "Hadi, nimetlenin! Sonunda varacağınız yer ateştir."
    İbrahim, 30./Allah odur ki, gökleri ve yeri yarattı. Gökten bir su indirdi de onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkardı. Emriyle denizde akıp gitmeleri için gemileri hizmetinize verdi. Irmakları da emrinize verdi.
    İbrahim, 32./ Görevlerini şaşmadan yapmak üzere Güneş'i ve Ay'ı da size boyun eğdirdi. Geceyi ve gündüzü de hizmetinize verdi.
    İbrahim, 33./ Bir zaman, İbrahim şöyle demişti: "Rabbim, bu beldeyi güvenli kıl. Beni ve oğullarımı putlara kulluktan uzak tut!"
    İbrahim, 35. "Rabbim, onlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık beni izleyen bendendir. Bana isyan edene gelince, onun hakkında sen Gafûr ve Rahîm'sin.
    İbrahim, 36./"Ey Rabbimiz! Ben, çocuklarımdan bir kısmını senin kutsal evinin yanındaki, ziraata elverişsiz vadiye yerleştirdim ki, namazı/duayı yerine getirsinler, ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı gönülleri, onlardan hoşlanır yap. Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki, şükredebilsinler!"
    İbrahim, 37./"Rabbimiz, hiç kuşkusuz sen bizim gizlediğimizi de bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Yerde de gökte de hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz."
    İbrahim, 38./ "İhtiyar yaşımda bana, İsmail ve İshak'ı bağışlayan Allah'a hamt olsun! Benim Rabbim, duayı gerçekten çok iyi duyar."
    İbrahim, 39./ "Rabbim! Beni, namazı/duayı yerine getiren bir insan yap. Soyumdan bir kısmını da. Rabbimiz, duamı kabul et!"
    İbrahim, 40./ Sakın, Allah'ı, zalimlerin yapmakta olduğundan habersiz sanma. O, onları, gözlerin korkudan donup kalacağı bir güne erteliyor, hepsi bu...
    İbrahim, 42./ Başlarını dikerek koşuşurlar. Bakışları kendilerine dönmez. Yürekleri tamamen boşalmıştır.
    İbrahim, 43./İnsanları, azabın kendilerine ulaşacağı gün konusunda uyar. O gün, zalimler şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar geri bırak da çağrına cevap verip resullere uyalım." Daha önce siz, kendiniz için çöküş ve bitiş yoktur diye yemin etmediniz mi?
    İbrahim, 44./ Tuzaklarını kurmuşlardı ama Allah katında da onlar için tuzak var. Zaten onların tuzakları dağları yerinden oynatacak türden olsa neye yarar!
    İbrahim, 46./Sakın Allah'ı, resullerine verdiği söze ters düşer sanma. Allah Azîz'dir, intikam da alır.
    İbrahim, 47./ O gün yerküre başka bir yerküreye dönüştürülür. Gökler de öyle. Hepsi o Vâhid ve Kahhâr olan Allah'ın huzurunda dikilir.
    İbrahim, 48./ O gün suçluların, birbirine perçinlenmiş bukağılarla çengellendiklerini görürsün.
    İbrahim, 49./ Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini ateş bürümüştür.
    İbrahim, 50./ Çünkü Allah, her benliği kendi kazandığıyla karşı karşıya getirecektir. Allah, hesabı çok çabuk görür.
    İbrahim, 51./ İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'ın tek ilah olduğunu bilsinler, aklı ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir.
    İbrahim, 52./ Güneş'i görüyorsun: Doğduğu vakit mağaralarından sağ tarafa kayar, battığı vakit ise onları sol tarafa doğru makaslayıp geçer. Böylece onlar mağaranın geniş boşluğu içindedirler. Bu, Allah'ın mucizelerindendir. Allah'ın kılavuzluk ettiği, doğruyu bulmuştur. Şaşırttığına gelince, sen ona yol gösteren bir velî asla bulamazsın.
    Kehf, 17./"Çünkü onlar sizi ellerine geçirirlerse ya taşlayarak öldürürler yahut da sizi kendilerinin milletine döndürürler. O takdirde bir daha asla kurtulamazsınız."
    Kehf, 20./ Hiçbir şey için, "Ben bunu yarın kesinlikle yapacağım." deme.
    Kehf, 23./ "Allah dilerse" şeklinde söyleyebilirsin. Unuttuğunda, Rabbini an. Ve de: "Umarım ki Rabbim beni, bundan daha yakın bir zamanda başarıya/aydınlığa ulaştırır."
    Kehf, 24./ Ve de ki: "Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin." Biz, zalimler için öyle bir ateş hazırladık ki, çadırı/duvarı/dumanı onları çepeçevre kuşatmıştır. Eğer yardım dileseler, erimiş maden gibi yüzleri pişiren bir su ile yardımlarına koşulur. O ne kötü içecek, o ne kötü sığınak/dayanak!
    Kehf, 29./ İman edip hayra ve barışa yönelik ameller sergileyenlere gelince, kuşkusuz ki biz, güzel iş yapanların ödülünü yitirmeyeceğiz.
    Kehf, 30./ Bunlar için, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekten yeşil giysiler giyip koltuklar üzerine kurulacaklar. O ne güzel karşılık, o ne güzel dayanak!
    Kehf, 31./ Gün olur, dağları yürütürüz de yeryüzünü çırılçıplak görürsün. İnsanları huzurumuzda toplamış, içlerinden hiçbirisini hesap dışı bırakmamışızdır.
    Kehf, 47./Hepsi, saflar halinde Rabbine arz edilmiştir. Yemin olsun, sizi ilk kez yarattığımız gibi yine bize geldiniz. Ama siz, sizin için hesabın görüleceği bir zaman belirlemeyeceğimizi sanmıştınız.
    Kehf, 48./ Dünya hayatının şu su örneği gibi olduğunu onlara anlat: "O suyu gökten indirdik. Yerin bitkisi onunla karıştı. Derken o bitki, rüzgârların savurup döllediği parçacıklara dönüştü. Allah her şey üzerinde Muktedir'dir, gücü her şeye yeter.
    Kehf, 45./Bir gün Allah şöyle diyecektir: "O bir şey zannettiğiniz ortaklarımı çağırın!" Hemen çağırdılar ama onlar kendilerine cevap vermedi. Biz onların aralarına tehlikeli bir uçurum/yıkıcı bir düşmanlık koyduk.
    Kehf, 52./ Suçlular, ateşi gördüler de onun içine düşeceklerini anladılar; fakat ondan kaçıp kurtulmaya bir yol bulamadılar.
    Kehf, 53./Bir zaman Mûsa, genç dostuna şöyle demişti: "İki denizin birleştiği yere kadar hiç durmadan yürüyeceğim yahut da seneler ve seneler harcayacağım."
    Kehf, 60./Bu ikisi, iki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Bunun üzerine balık da denizde bir deliğe doğru yola koyuldu.
    Kehf, 61./Orayı geçtiklerinde Mûsa, genç arkadaşına dedi ki: "Hadi, getir şu sabah yemeğimizi. Vallahi bu yolculuğumuz yüzünden epey çektik."
    Kehf, 62./Sana Zülkarneyn'den de sorarlar: De ki: "Size ondan bir hatıra okuyacağım."
    Kehf, 83./Biz onun için yeryüzünde güç ve saltanat hazırladık ve ona herşeyden bir sebep verdik.
    Kehf, 84./ O da bir sebebi izledi.
    Kehf, 85./ İşte böyle! Biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık.
    Kehf, 91./Sonra yine bir sebebi izledi.
    Kehf, 92./Nihayet, iki set arasında ulaştı. Setler arasında öyle bir topluluk buldu ki neredeyse söz anlamıyorlardı.
    Kehf, 93./Artık onu ne aşabildiler ne delebildiler.
    Kehf, 97./Dedi: "Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır."
    Kehf, 98./O gün onları bırakmışızdır, birbirleri içinde dalgalanırlar. Sûra da üflenmiştir; hepsini bir araya toplamışızdır.
    Kehf, 99./O gün, cehennemi, inkârcılara öyle bir sunmuşuzdur ki!...
    Kehf, 100./ Onlar, gözleri benim zikrim/Kur'anım karşısında perde içinde olan insanlardı. Dinlemeye dayanamıyorlardı.
    Kehf, 101./De ki: "Amelleri bakımından hüsrana en çok batanları size haber vereyim mi?"
    Kehf, 103./O kimselerdir ki, dünya hayatındaki çabaları boşa gitmiştir de onlar sanayileşmeyi/işi hâlâ güzel yaptıklarını sanırlar.
    Kehf, 104./Bunlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na ulaşmayı inkâr etmişler de bütün amelleri boşa çıkmıştır. Bu yüzden kıyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız/onlara hiçbir değer vermeyiz.
    Kehf, 105./İşte böyle! Cezaları cehennemdir. Çünkü nankörlük ettiler; ayetlerimi ve resullerimi eğlence aracı yaptılar.
    Kehf, 106./İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onların konuk evleri Firdevs cennetleri olacaktır.
    Kehf, 107./Sürekli kalacaklardır orada. Çıkmak istemeyeceklerdir oradan.
    Kehf, 108./De ki: "Rabbimin kelimeleri için deniz mürekkep olsa, Rabbimin kelimeleri tükenmeden önce deniz mutlaka biter. Bir o kadarını daha getirsek de yetmez."
    Kehf, 109./De ki: "Ben de sizin gibi bir insanım. Ancak, tanrınızın bir tek tanrı olduğu bana vahyediliyor. O halde, Rabbine kavuşmayı uman, hayra ve barışa yönelik iş yapsın ve Rabbine ibadette hiç kimseyi O'na ortak koşmasın."
    Kehf, 110./ 1 De ki: "Yarılan karanlıktan çıkan sabahın Rabbine/yarılışlardan fışkıran oluşun Rabbine sığınırım!
    2 Yarattıklarının şerrinden,
    3 Çöktüğü zaman karanlığın/gelip çattığı zaman göz perdelenmesinin/tutulduğu zaman Ay'ın/battığı zaman Güneş'in/taştığı zaman şehvetin/soktuğu zaman yılanın/ümit kırdığı zaman musibetin şerrinden!
    4 Düğümlere üfleyip tüküren üfürükçülerin şerrinden!
    5 Kıskandığı zaman hasetçinin şerrinden..." ( Felak ) . /
    1 Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla...
    2 Hamt, âlemlerin Rabbi Allah'adır.
    3 Rahman'dır, Rahîm'dir O.
    4 Din gününün Mâlik'i/ sultanıdır O...
    5 Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
    6 Dosdoğru giden yola ilet bizi...
    7 Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlığa/şaşkınlığa saplanmamışların yoluna... ( Fatiha )

  • @erdincaltun3923
    @erdincaltun3923 8 місяців тому +1

    MERYEM NÜZÜL 44 AYET 84
    84. Onlar için acele etme. Biz onlar için günleri teker teker sayıyoruz.
    44+84=128
    12.08.2024'E KALAN GÜN SAYISI
    1 MAYIS İTİBÂRİ İLE 104.....SAY...!
    06.04.2024 +128=(12.08.2024 !!!)=19

  • @Sirkkarsiti
    @Sirkkarsiti 3 роки тому

    İniş Sırasına Göre 44. Sure / Mekke / Meryem : İbadete Düşkün Kadın - Peygamber İsa'nın Annesi

  • @II.-2.-MAHMUT
    @II.-2.-MAHMUT Рік тому

    70.