Geç keşfettiğim için üzgünüm:( bir yandan da günler kalsa da sınava yine de keşfettiğim için mutluyum. Keşke bütün videoları izleyebilecek kadar vaktim olsaydı. Olabildiğince seri faydalanmaya çalışacağım. Teşekkürler hocam.
2009 sınavında 20. Soruda erkanı Harbiye nezaretinin kurulması, orduyu siyasetten ayırması yönetimi güçlendirilen ve birliği sağlayan bir etken olmaz mı hocam? Ya da öncülde eksiklik mi var acaba?
Hocam öncelikle elinize emeğinize sağlık. Her şey için çok teşekkür ederiz. Benim aklıma 8:39 da bir şey takıldı. Selçuklularda ikili teşkilat şeklinde yönetim var. İkili teşkilat ülke hanedanın ortak malıdır kuralına uyuyor mu? Ben soruyu anladım lakin 2. yargı benim kafamı karışırdı.
Eda merhaba, İkili teşkilat mantığı, ülke hanedanın ortak malıdır yargısına fazlasıyla uyar. Hatırla kağan doğuda otururken batıda kardeşi, amcası yahut yeğeni (hanedan üyeleri dikkat!)YABGU unvanıyla devleti yönetirdi. Federatif bir model. Batı kanadı son tahlilde doğudaki ana merkeze bağlıdır.
8.20 de üçüncü soruda 1. Öncül kut anlayisi değil mi hocam. Pegem konu anlatımında kut anlayışının taht kavgasına sebep olduğu yazıyor neden o öncülü alamiyoruz.bir başka bayan o onculun Tanrı kral anlayışı olduğunu soyluyor. Kafam karıştı açıklayabilir misiniz
Şule merhaba, Soru, tarihte çıkmış bir çok soru kalıbına benzer bir düşünce yarattığı için kafaların karışması normal; ancak bu çıkmış bir soru ve haliyle kaynakların nasıl yorumladıklarından ziyade burada devletin nasıl yorumladığı önemli. Sanırım şöyle düşündün: "Kut'un Tanrısal bir yönetme yetkisi olduğuna inanılır. O vakit hanedanın diğer erkek evlatları da iktidardan pay alıp, devleti yönetmek isteyeceklerdir bu da taht mücadelesini beraberinde getirir." Bu açıdan mantıklı bir yorum. Ancak; 1. Öncülde Hükümdar'ın kim adına kimleri yöneteceğine dair genel bir yorum yapılmış. Yani taht mücadelesinden öte Sultan A,B,C,D farketmez, eğer hükmeden kişiyse bir yönetme tarzı vardır. Bu yönetme gücüne dair bir yorum. Hükümdarın asli vazifesini ele almış o kadar. Bu cümleden taht kavgası çıkar yorumu zorlamadır. Dikkat et 3. öncülde dünya işleri Sultan'a aittir deniyor aynı mantıkla dünyevi işlerde bütün hanedan üyeleri görevli olmak ister bu da taht kavgasını güçlendirir denebilir. Elbet zorlama olacaktır bu yorum da. Uzun yıllar benzer sorular sorup bazen onlardan bağımsız öze ilişkin formlara dönmeleri zorlayıcı olabiliyor; ancak son dönemde Tarih soruları ciddi anlamda benzer ve kısmen daha rahat geliyor. İyi çalışmalar.
Hocam bir soru sormak istiyordum... 1.Bir soruda sadrazam olmadaki Müslüman olma şartının 1.Abdulhamit zamanında(18.yy) kaldırıldığı yazıyor ve doğru kabul ediliyor bu şık 1.a. Benim bildiğim devlet adamı olma şartının Müslüman olma olduğu ve bu devlet adamlarının ya devşirilerek ya da doğuştan Müslüman olarak medrese ya da enderundan gelmeleri. Enderunda devşirme çocukların olduğunu biliyorum. Enderun bozulduğunu biliyorum ama bunu sadece Türk çocukları alınarak olduğunu sanıyorum. Bozulmanın başka sebebi de var mıdır ?yani Müslüman olmayan da mı alınmıştır? 1.b. Yurt dışından getirilen baron dö tot bildiğim kadarıyla Müslüman olmamıştı(emin değilim) ve 1.Abdulhamit bilim adamlarına kıyafet ve din özgürlüğü tanımıştı.Baron dö tot gibi bilim insanları devlet adamı kategorisinde mi almak gerekir yoksa bilim insanı mı? 1.c. Müslüman olma şartının kalkması tüm devlet adamları için geçerli midir? 1.d. 19.y.y.da meşrutiyetle gelen bakanlar ya da meclis üyelerinde müsümanlık zorunlu mudur? Sonuçta ermeni temsilcisi de gelmiştir ve Müslüman değidir diye düşünüyorum. Devlet memurlarına gayrımuslımlerın girebildiğini bilmekteyim fermanlarla. 2.Yurt dışına ilk öğrenci göderenin 2.Mahmut olduğunu biliyorum,internetteki bazı bulduğum bilgier de bu yönde.Ama çalıştığım kaynağın ıslahatlar kısmında “….öğrenciler gönderilmeye devam etmiştir” gibi bir ibare var. İnternette karşılaştığım bir makalede ise Halil Hamit Paşadan itibaren gönderilmelerin başlandığı yazıyor. Bazı öğretmen arkadaşlarım 3.Selim derken bazıları 2. Mahmut diyor. Aydınlatabilirseniz sevinirim…
Şule merhaba; Sorulardan öabt hazırladığı düşünüyorum bilmiyorum yanılıyor muyum; ancak gayet güzel sorular. Teşekkür ederim. * İlk olarak I. Abdülhamid döneminde sadrazamların müslüman olma zounluluğu kaldırıldı yargısına katılmıyorum. Kim doğru kabul ediyor bilmiyorum? Ama I. Abdülhamid dönemi'nde (1774-1789) sadrazamlık yapanlara bakınca durum daha net sanırım: İzzed Paşa- Derviş Mehmed Paşa- Cebecizade-Silahdar Seyyit Paşa-Halil Hamid Paşa vb. tamamı Müslüman. Elbette farklı soylardan hanedanlardan gelip sadrazam olunabiliyor ama bildiğim kadarıyla hepsi müslüman olmuşlardır. Sonradan isyan edip Hristianlığa da geçenler var tabi. Senden ricam kim doğru kabul ediyorsa sorun ve kaynağını/belgesini isteyin. * Diğer soruda Enderun yapısının bozulmasına ilişkin bir yargı var. Bilinir ki "18. yüzyılda devşirme usulu fiilen ortadan kalkmış, bu tarihten sonra daha çok İstanbul'daki üst düzey yöneticilerin çocukları Enderuna gitmeye başlamıştır. Enderun odaları 2. Mahmud döneminde 1833'te kapatıldı" [Cahit Kayra- Letaif-i Enderun'un İçeriği: Enderun'da Yaşam]. * Müslüman olma şartı? Aslında kafanı karıştıran temel olgu burası sanırım Şule; ama normal çünkü piyasa ve öğrenci arkadaşlarım bu konuda bilimsel çalışma yerine kpss kitaplarına itibar ediyor maalesef. Senin sorularına benzer sorular doğrudan sınav için olmasa da konu bütünlüğünü anlamaya dönük bu yüzden değerli. Baron de Tott dediğin gibi Müslüman olmadı adını değiştirmedi doğru; çünkü kendisi Rus saldırılarına karşı Fransız çıkarlarını savunmak için gönderilmiş bir Fransız askeri ve diplomatıdır. Rusların yıkıcı sahra toplarına karşı topçu ocağı fikrini verip modernleştiren isim olarak bilinir. Fransa o dönem önemli bir müttefik olarak görülüyor Baron de Tott ün etkisini böyle okumak lazım. Peki müslüman olma şartı nedir? Dikkat! "Osmanlı ordusunda Müslüman olmayanlara şüpheyle yaklaşılması ve komuta yetkisi verilmemesi 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar geçerliliğini sürdürecek yazılı olmayan bir kuraldı. Baron de Tott’un Seyyida Mustafa Efendi’nin nezaretinde çalışması da bu kuralın doğal bir sonucudur" [Fatih Yeşil, “Kara Kuvvetlerinde Avrupalı Danışmanlar,” Osmanlı Askeri Tarihi (1792-1918)]. Demek ki bir Müslümanın yanında Osmanlı ordusuna hizmet veren bir yabancı uzman Baron de Tott. Emir komuta verilmemesi gibi bir gelenek olsa da imparatorluğun dağılma evresinde bu kuralların zayıfladığı açık. * Meclis-i Mebusan da elbette gayrimüslüm Osmanlı vatandaşları da yer almıştır. Dikkat yabancı değil Osmanlı'nın Ermeni, Rum yurttaşları yer alıyor parlamentoda. "Başlangıçta 70 Müslim, 50 gayr-i Müslim olmak üzere mebuslar meclisi 120 kişiden oluşacaktı. Ancak Padişahın iradesiyle Tunus Vilayeti için 5, Mısır Vilayeti için de 5 Müslüman mebus daha eklenerek, Müslümanların sayısı 80'e çıkarılmış, mebus sayısı 130'u bulmuştur" [Bekir Sıtkı Baykal- I. Meşrutiyet‟ e Dair Belgeler]. * Yurtdışına öğrenci gönderme meselesi biraz daha karışık bir süreç. Osmanlı ne zaman batılı okullar kuruyor, tercüme birimleri açıyor etkileşim başlıyor elbet. Ama sistematik ve düzenli bir planla yurtdışına öğrenci gönderimi tartışmasız II. Mahmut'tur. Adnan Şişman ve Ercüment Kuran ve Bahaeddin Yediyıldız'ın bu konudaki çalışmaları çok kıymetli. Sonuçta sınav için II. Mahmut alınmalı zira müfredat ilerleyen dönemde Jön Türklerin (Yeni Osmanlı Hareketinin) temelini bu sürece bağlıyor]
@@erdemunaldemirci8485 Merhaba hocam, cevaplarınız çok kıymetli,elinize sağlık. Öncelikle bilgisayar mühendisliği mezunuyum yani gkgy için soruyorum. Aslında size mail olarak da attım ama olur ya arada kaynar diye düşünmüştüm.Soruda gördüğüm bu öncül sonucu 2-3 saat araştırdım ve ÖABT tarih arkadaşlara sordum ama malesef farklı görüşler ortaya çıktı. Kendi arastirmalarimla bir bilgi edinememistim ve bir alt satırda üç hafta önceki soruma yanıt verdiğiniz için aklıma siz geldiniz. Emeğinize sağlık , iyi akşamlar
Peki bir soru daha sorabilir miyim? 1) 2.mesrutiyet ve sonrasında padişahın yasama,yürütme,yargı hakları kısıtlı olsa da devam etmektedir değil mi? Yasayı meclis yapsa da veto yetkisi, bakanlar kurulunda olmasıyla yürütme yetkisi, örfi hukuk hakkıyla yargı yetkisi devam etmekte değil mi. Yani Tanzimat sonrası bir sürü mahkeme açıldı. Yine de yargı da hakkı var mıdır ya da kullanıyor mudur? 2) Meclise bölgelerden seçilen temsilciler var. Bu temsilcileri seçen bölgedeki kişiler de erkek sanırım ." Tebanin tüm unsurlarının mecliste temsil edilmesi " doğru bir madde midir? Yani tamam tüm bölgedeki insalanlari hakkında karar veriyor ama seçimlerinde kadınların hakkı yok. 3)bir yerde milli mücadele zamanı kapitülasyonlara ilk tepkinin erzurum kongresinde olduğu yazmakta. Fakat hangi maddesi kapitülasyonları işaret etmekte anlayamadım.Hiçbir kaynakta da bu şekilde bir çıkarım göremedim. Tam bağımsızlığın edeflenmesi sonucu mali bağımsızlık isteği, karşılıksız yardım kabulunun olması kapitulasyonların reddedıldıgı anlamını taşır mı acaba?
@@TuranKAYAA merhaba hocam.beklediğim performans olmasada malesef zaman sorunu nedeniyle 86 aldım .bölüm kontenjan sorunu nedeniyle şimdilik MEB büroya atandım
Hocam şu yaptığınız olay o kadar müthiş ki bahsetmeden geçemedim. Aptal aptal yayın evlerinin sorularını çözmektense çıkmışları çözmek o kadar iyi geldi ki. Soruların olayı hep aynı arka arkaya izledim videoları. Soruları ezberledim gibi oldu nerdeyse. Çok teşekkür etmek istiyorum sizlere. Arkadaşlar bu hocamız gibi coğrafya sorularını çözen bir hoca var mı? Bilen yazarsa yazabilirse çok sevinirim.
Merhabalar. Geç oldu biraz ama "Alican Hoca ile Coğrafya" diye bir kanal var. Oradaki hoca aynı Erdem hoca gibi çıkmış soruları çözüyor. Zamanın varsa ona bakabilirsin.
Merhaba, antant veya pakt aynı kelimeye vurgu yapar. Anlaşma anlamına gelir. Ancak sınav kapsamında bizim iki anlaşmayı biliyor olmamız gerekiyor. 1) Balkan Antantı (1934) Atatürk döneminde savaşa karşı yapılan bir bölgesel anlaşmadır. Diğeri ise 2) 1953'te Demokrat Parti döneminde imzalanan Balkan Paktı'dır. Komunist Bloktan ayrılan Yugoslavya'yı Amerikancı bir pakta dahil etmek için imzalandı bu anlaşma. Dediğiniz gibi ikisi farklıdır; ancak sorularda bazen bu yargıyı (pakt-antant) önemsemiyorlar haliyle biz dönemsel olarak soruya dikkat edelim yeter.
musulun masa başında kaybedildiği tartışması olabilir hocam ama internette görüyoruz bazı gençler şeyh saidin torunuyuz falan diyor. bazı siyasi parti başkanları şeyh saide vatan haini bile diyemiyor. amacım siyaset yapmak değil siyasetten nefret ediyorum sadece gördüklerimi yazmak istiyorum konusu geldiğinde.
![(136) [ÇIKMIŞ SORULAR] 2011 - 2012 KPSS TARİH LİSANS Soru Çözümleri - Erdem Ünal Demirci](http://i.ytimg.com/vi/quWQjA_DS3g/mqdefault.jpg)
![(134) [ÇIKMIŞ SORULAR] 2007 - 2008 KPSS TARİH LİSANS Soru Çözümleri - Erdem Ünal Demirci](/img/n.gif)
Geç keşfettiğim için üzgünüm:( bir yandan da günler kalsa da sınava yine de keşfettiğim için mutluyum. Keşke bütün videoları izleyebilecek kadar vaktim olsaydı. Olabildiğince seri faydalanmaya çalışacağım. Teşekkürler hocam.
duanız kabul olmuş resmen')
Son zamanlarda keşfetttiğim en iyi kanal. Emeğinize sağlık hocam :)
Hocam merhaba , 2009 / 21.soruya baktığımızda paragraftan sadece 1.öncül çıkıyor. 2. ve 3. öncülü almamız bizim kendi yorumumuzu katmamız olmuyor mu ?
Merhabalar hocam , 20. soruda orduyu siyasetten ayırmak da yönetim birliğini güçlendirmez mi ? Erkan-ı Harbiye Bakanlığının kaldırılmasını neden almadık anlayamadım.
Cok çok teşekkür ederim hocam. Cok yararli videolar
Bu kadar net ve akıcı, güzel bir anlatım daha yok sanırım 😊🎉
Harikasınız hocam ya 😊
Hocam burdaki sorular hep yorum ve bu sorularda güçlük çekiyorum yorum sorularının bir püf noktası var mı?
Hocam merhaba erkanı harbiye umum vekaletinin kaldırılması ile ordu ile siyasetin birbirinden ayrılması yönetimi güçlendirmez mi?
hocam Allah razı olsun anlatımınız işleyişiniz çok çok iyi.
Allah razı olsun hocam 🙏
Çok açıklayıcıydı hocam . Teşekkürler .
28.Soru özel derste bile bu kadar güzel açıklanmadı hocam teşekkür ederim.
2009 sınavında 20. Soruda erkanı Harbiye nezaretinin kurulması, orduyu siyasetten ayırması yönetimi güçlendirilen ve birliği sağlayan bir etken olmaz mı hocam? Ya da öncülde eksiklik mi var acaba?
çok sağ olun
Merhaba Hocam 36.22 de -21. Soru1. Öncülde takıldım paragraftan direkt olarak çıkarabilir miyiz bu öncülü?
Emeğinize ağzınıza sağlık canım hocam ❤❤
Cok mutlu yum ki kalitwli bit hocayi normaldr sinav haftasinda kesfederdim bu sefer iyi oldu😁🎈🙏
Hocam Allah razı olsun 😊
Teşekkürler öğretmenim❤
Hocam keşke videolarda sesiniz daha çok çıksaydı ama çok iyi anlatıyorsunuz 🎉
Pcden izliyorsanız az geliyor ama tablet veya telefondan gayet iyi geliyor
Hocam konu anlatiminizin pdf alabilir miyiz acaba
teşekkürler.
çok teşekkürler.
Teşekkür ederiz hocam mükemmel bir tekrar
Teşekkürler hocam 🙏
Hocam öncelikle elinize emeğinize sağlık. Her şey için çok teşekkür ederiz.
Benim aklıma 8:39 da bir şey takıldı. Selçuklularda ikili teşkilat şeklinde yönetim var. İkili teşkilat ülke hanedanın ortak malıdır kuralına uyuyor mu? Ben soruyu anladım lakin 2. yargı benim kafamı karışırdı.
Eda merhaba,
İkili teşkilat mantığı, ülke hanedanın ortak malıdır yargısına fazlasıyla uyar. Hatırla kağan doğuda otururken batıda kardeşi, amcası yahut yeğeni (hanedan üyeleri dikkat!)YABGU unvanıyla devleti yönetirdi. Federatif bir model. Batı kanadı son tahlilde doğudaki ana merkeze bağlıdır.
Hocam notlarınızı nasil ulaşabilirz
8.20 de üçüncü soruda 1. Öncül kut anlayisi değil mi hocam. Pegem konu anlatımında kut anlayışının taht kavgasına sebep olduğu yazıyor neden o öncülü alamiyoruz.bir başka bayan o onculun Tanrı kral anlayışı olduğunu soyluyor. Kafam karıştı açıklayabilir misiniz
Şule merhaba,
Soru, tarihte çıkmış bir çok soru kalıbına benzer bir düşünce yarattığı için kafaların karışması normal; ancak bu çıkmış bir soru ve haliyle kaynakların nasıl yorumladıklarından ziyade burada devletin nasıl yorumladığı önemli. Sanırım şöyle düşündün:
"Kut'un Tanrısal bir yönetme yetkisi olduğuna inanılır. O vakit hanedanın diğer erkek evlatları da iktidardan pay alıp, devleti yönetmek isteyeceklerdir bu da taht mücadelesini beraberinde getirir." Bu açıdan mantıklı bir yorum. Ancak;
1. Öncülde Hükümdar'ın kim adına kimleri yöneteceğine dair genel bir yorum yapılmış. Yani taht mücadelesinden öte Sultan A,B,C,D farketmez, eğer hükmeden kişiyse bir yönetme tarzı vardır. Bu yönetme gücüne dair bir yorum. Hükümdarın asli vazifesini ele almış o kadar. Bu cümleden taht kavgası çıkar yorumu zorlamadır. Dikkat et 3. öncülde dünya işleri Sultan'a aittir deniyor aynı mantıkla dünyevi işlerde bütün hanedan üyeleri görevli olmak ister bu da taht kavgasını güçlendirir denebilir. Elbet zorlama olacaktır bu yorum da.
Uzun yıllar benzer sorular sorup bazen onlardan bağımsız öze ilişkin formlara dönmeleri zorlayıcı olabiliyor; ancak son dönemde Tarih soruları ciddi anlamda benzer ve kısmen daha rahat geliyor. İyi çalışmalar.
@@erdemunaldemirci8485 teşekkür ederim
Hocam bir soru sormak istiyordum...
1.Bir soruda sadrazam olmadaki Müslüman olma şartının 1.Abdulhamit zamanında(18.yy) kaldırıldığı yazıyor ve doğru kabul ediliyor bu şık
1.a. Benim bildiğim devlet adamı olma şartının Müslüman olma olduğu ve bu devlet adamlarının ya devşirilerek ya da doğuştan Müslüman olarak medrese ya da enderundan gelmeleri. Enderunda devşirme çocukların olduğunu biliyorum. Enderun bozulduğunu biliyorum ama bunu sadece Türk çocukları alınarak olduğunu sanıyorum. Bozulmanın başka sebebi de var mıdır ?yani Müslüman olmayan da mı alınmıştır?
1.b. Yurt dışından getirilen baron dö tot bildiğim kadarıyla Müslüman olmamıştı(emin değilim) ve 1.Abdulhamit bilim adamlarına kıyafet ve din özgürlüğü tanımıştı.Baron dö tot gibi bilim insanları devlet adamı kategorisinde mi almak gerekir yoksa bilim insanı mı?
1.c. Müslüman olma şartının kalkması tüm devlet adamları için geçerli midir?
1.d. 19.y.y.da meşrutiyetle gelen bakanlar ya da meclis üyelerinde müsümanlık zorunlu mudur? Sonuçta ermeni temsilcisi de gelmiştir ve Müslüman değidir diye düşünüyorum. Devlet memurlarına gayrımuslımlerın girebildiğini bilmekteyim fermanlarla.
2.Yurt dışına ilk öğrenci göderenin 2.Mahmut olduğunu biliyorum,internetteki bazı bulduğum bilgier de bu yönde.Ama çalıştığım kaynağın ıslahatlar kısmında “….öğrenciler gönderilmeye devam etmiştir” gibi bir ibare var. İnternette karşılaştığım bir makalede ise Halil Hamit Paşadan itibaren gönderilmelerin başlandığı yazıyor. Bazı öğretmen arkadaşlarım 3.Selim derken bazıları 2. Mahmut diyor.
Aydınlatabilirseniz sevinirim…
Şule merhaba;
Sorulardan öabt hazırladığı düşünüyorum bilmiyorum yanılıyor muyum; ancak gayet güzel sorular. Teşekkür ederim.
* İlk olarak I. Abdülhamid döneminde sadrazamların müslüman olma zounluluğu kaldırıldı yargısına katılmıyorum. Kim doğru kabul ediyor bilmiyorum? Ama I. Abdülhamid dönemi'nde (1774-1789) sadrazamlık yapanlara bakınca durum daha net sanırım: İzzed Paşa- Derviş Mehmed Paşa- Cebecizade-Silahdar Seyyit Paşa-Halil Hamid Paşa vb. tamamı Müslüman. Elbette farklı soylardan hanedanlardan gelip sadrazam olunabiliyor ama bildiğim kadarıyla hepsi müslüman olmuşlardır. Sonradan isyan edip Hristianlığa da geçenler var tabi. Senden ricam kim doğru kabul ediyorsa sorun ve kaynağını/belgesini isteyin.
* Diğer soruda Enderun yapısının bozulmasına ilişkin bir yargı var. Bilinir ki "18. yüzyılda devşirme usulu fiilen ortadan kalkmış, bu tarihten sonra daha çok İstanbul'daki üst düzey yöneticilerin çocukları Enderuna gitmeye başlamıştır. Enderun odaları 2. Mahmud döneminde 1833'te kapatıldı" [Cahit Kayra- Letaif-i Enderun'un İçeriği: Enderun'da Yaşam].
* Müslüman olma şartı? Aslında kafanı karıştıran temel olgu burası sanırım Şule; ama normal çünkü piyasa ve öğrenci arkadaşlarım bu konuda bilimsel çalışma yerine kpss kitaplarına itibar ediyor maalesef. Senin sorularına benzer sorular doğrudan sınav için olmasa da konu bütünlüğünü anlamaya dönük bu yüzden değerli.
Baron de Tott dediğin gibi Müslüman olmadı adını değiştirmedi doğru; çünkü kendisi Rus saldırılarına karşı Fransız çıkarlarını savunmak için gönderilmiş bir Fransız askeri ve diplomatıdır. Rusların yıkıcı sahra toplarına karşı topçu ocağı fikrini verip modernleştiren isim olarak bilinir. Fransa o dönem önemli bir müttefik olarak görülüyor Baron de Tott ün etkisini böyle okumak lazım.
Peki müslüman olma şartı nedir? Dikkat!
"Osmanlı ordusunda Müslüman olmayanlara şüpheyle yaklaşılması ve komuta yetkisi verilmemesi 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar geçerliliğini sürdürecek yazılı olmayan bir kuraldı. Baron de Tott’un Seyyida Mustafa Efendi’nin nezaretinde çalışması da bu kuralın doğal bir sonucudur" [Fatih Yeşil, “Kara Kuvvetlerinde Avrupalı Danışmanlar,” Osmanlı Askeri Tarihi (1792-1918)]. Demek ki bir Müslümanın yanında Osmanlı ordusuna hizmet veren bir yabancı uzman Baron de Tott. Emir komuta verilmemesi gibi bir gelenek olsa da imparatorluğun dağılma evresinde bu kuralların zayıfladığı açık.
* Meclis-i Mebusan da elbette gayrimüslüm Osmanlı vatandaşları da yer almıştır. Dikkat yabancı değil Osmanlı'nın Ermeni, Rum yurttaşları yer alıyor parlamentoda.
"Başlangıçta 70 Müslim, 50 gayr-i Müslim olmak üzere mebuslar meclisi 120 kişiden oluşacaktı. Ancak Padişahın iradesiyle Tunus Vilayeti için 5, Mısır Vilayeti için de 5 Müslüman mebus daha eklenerek, Müslümanların sayısı 80'e çıkarılmış, mebus sayısı 130'u bulmuştur" [Bekir Sıtkı Baykal- I. Meşrutiyet‟ e Dair Belgeler].
* Yurtdışına öğrenci gönderme meselesi biraz daha karışık bir süreç. Osmanlı ne zaman batılı okullar kuruyor, tercüme birimleri açıyor etkileşim başlıyor elbet. Ama sistematik ve düzenli bir planla yurtdışına öğrenci gönderimi tartışmasız II. Mahmut'tur. Adnan Şişman ve Ercüment Kuran ve Bahaeddin Yediyıldız'ın bu konudaki çalışmaları çok kıymetli. Sonuçta sınav için II. Mahmut alınmalı zira müfredat ilerleyen dönemde Jön Türklerin (Yeni Osmanlı Hareketinin) temelini bu sürece bağlıyor]
@@erdemunaldemirci8485 Merhaba hocam, cevaplarınız çok kıymetli,elinize sağlık. Öncelikle bilgisayar mühendisliği mezunuyum yani gkgy için soruyorum. Aslında size mail olarak da attım ama olur ya arada kaynar diye düşünmüştüm.Soruda gördüğüm bu öncül sonucu 2-3 saat araştırdım ve ÖABT tarih arkadaşlara sordum ama malesef farklı görüşler ortaya çıktı. Kendi arastirmalarimla bir bilgi edinememistim ve bir alt satırda üç hafta önceki soruma yanıt verdiğiniz için aklıma siz geldiniz. Emeğinize sağlık , iyi akşamlar
Peki bir soru daha sorabilir miyim?
1) 2.mesrutiyet ve sonrasında padişahın yasama,yürütme,yargı hakları kısıtlı olsa da devam etmektedir değil mi? Yasayı meclis yapsa da veto yetkisi, bakanlar kurulunda olmasıyla yürütme yetkisi, örfi hukuk hakkıyla yargı yetkisi devam etmekte değil mi. Yani Tanzimat sonrası bir sürü mahkeme açıldı. Yine de yargı da hakkı var mıdır ya da kullanıyor mudur?
2) Meclise bölgelerden seçilen temsilciler var. Bu temsilcileri seçen bölgedeki kişiler de erkek sanırım ." Tebanin tüm unsurlarının mecliste temsil edilmesi " doğru bir madde midir? Yani tamam tüm bölgedeki insalanlari hakkında karar veriyor ama seçimlerinde kadınların hakkı yok.
3)bir yerde milli mücadele zamanı kapitülasyonlara ilk tepkinin erzurum kongresinde olduğu yazmakta. Fakat hangi maddesi kapitülasyonları işaret etmekte anlayamadım.Hiçbir kaynakta da bu şekilde bir çıkarım göremedim. Tam bağımsızlığın edeflenmesi sonucu mali bağımsızlık isteği, karşılıksız yardım kabulunun olması kapitulasyonların reddedıldıgı anlamını taşır mı acaba?
@@suleozbay3498 Selam hocam. Nasıl geçti sınavınız ?
@@TuranKAYAA merhaba hocam.beklediğim performans olmasada malesef zaman sorunu nedeniyle 86 aldım .bölüm kontenjan sorunu nedeniyle şimdilik MEB büroya atandım
Hocam ses aşırı düşük, yapıcı bir eleştiri olarak yazmak istedim. Dinlerken çok zorlandım gerçekten
Hocam şu yaptığınız olay o kadar müthiş ki bahsetmeden geçemedim. Aptal aptal yayın evlerinin sorularını çözmektense çıkmışları çözmek o kadar iyi geldi ki. Soruların olayı hep aynı arka arkaya izledim videoları. Soruları ezberledim gibi oldu nerdeyse. Çok teşekkür etmek istiyorum sizlere. Arkadaşlar bu hocamız gibi coğrafya sorularını çözen bir hoca var mı? Bilen yazarsa yazabilirse çok sevinirim.
Merhabalar. Geç oldu biraz ama "Alican Hoca ile Coğrafya" diye bir kanal var. Oradaki hoca aynı Erdem hoca gibi çıkmış soruları çözüyor. Zamanın varsa ona bakabilirsin.
@@gunes2217 Selam hocam. Nasıl geçti sınavınız ?
@@gunes2217 öneri için teşekkürler araştırmıştım fakat bulamamıştım. Böyle başka kaallar var mı çıkmış sorular çözen önerebileceğiniz?
@@gunes2217 birde Türkçe ve vatandaşlık için öneriniz.gercekten bazı hocalar gizli hazine.
@@ademuzun7777vatandaşlıkta cıkmış soru çözümü yapan kanal buldunuz mu?
Hocam Balkan antantı ve balkan paktı farklı şeyler değil mi?
Merhaba, antant veya pakt aynı kelimeye vurgu yapar. Anlaşma anlamına gelir. Ancak sınav kapsamında bizim iki anlaşmayı biliyor olmamız gerekiyor. 1) Balkan Antantı (1934) Atatürk döneminde savaşa karşı yapılan bir bölgesel anlaşmadır. Diğeri ise 2) 1953'te Demokrat Parti döneminde imzalanan Balkan Paktı'dır. Komunist Bloktan ayrılan Yugoslavya'yı Amerikancı bir pakta dahil etmek için imzalandı bu anlaşma. Dediğiniz gibi ikisi farklıdır; ancak sorularda bazen bu yargıyı (pakt-antant) önemsemiyorlar haliyle biz dönemsel olarak soruya dikkat edelim yeter.
@@erdemunaldemirci8485 Hocam gerçekten çok çok teşekkür ederim :))
dinledim
2009 2. Sorusu 2018 8. Sorusu
2009 8. Sorusu 2023 11. Sorusu
musulun masa başında kaybedildiği tartışması olabilir hocam ama internette görüyoruz bazı gençler şeyh saidin torunuyuz falan diyor. bazı siyasi parti başkanları şeyh saide vatan haini bile diyemiyor. amacım siyaset yapmak değil siyasetten nefret ediyorum sadece gördüklerimi yazmak istiyorum konusu geldiğinde.
.