Smoke from the Sky | Duhan and Cosmic Connections in the Qur'an

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 6 січ 2025

КОМЕНТАРІ • 18

  • @MichaelJonesarts-fan
    @MichaelJonesarts-fan 2 місяці тому +3

    Allah razı olsun❤❤❤

  • @GuvenSarman
    @GuvenSarman 2 місяці тому

    Allah razı olsun teşekkür ederim ❤

  • @İpekböceği44
    @İpekböceği44 2 місяці тому +3

    ❤❤❤

  • @MrZafercim
    @MrZafercim 2 місяці тому +1

    Gezegenimizin sonu değil, dünyevi hayattaki doymak bilmeyen, cehennemlik odunların sonu gelecek.

  • @halil.2397
    @halil.2397 2 місяці тому

    Admin tekvir suresi 15 16 ayet açıkla misin ben kara delikler düşünüyorum ama tekvir suresi yorumlar yazarsa bende tatmin olmasi istiyorum

    • @bilhikme
      @bilhikme  2 місяці тому

      Yani ayetin genel akışına baktığımızda yıldızlardan bahsediyor gibi duruyor. Tabi karadeliklerde olabilir. Müteşebbih bir ayet her şekilde yorumlanabilir.
      Geri dönüp gelenlere, aka aka yuvalarına geri dönenlere!" bunlar tefsir ehlinin naklettiklerine göre beş parlak gezegendir: Zuhal (satürn), müşteri (jüpiter), utarid (merkür), merih (mars) ve zühre (venüs) yıldızlarıdır. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

    • @halil.2397
      @halil.2397 2 місяці тому

      @@bilhikme tefsiri bak admin hamdi yazır tefsiri oku hunnes kelimesi gizlilik ve geri çekiler demek künnes ise hem yuvasına giren demek hemde süpüren demek

    • @halil.2397
      @halil.2397 2 місяці тому

      @@bilhikme HUNNES, "hânis" kelimesinin çoğuludur. Hans ve hunûs, büzülüp sinmek veya gerilemek ve geri kalmak mânâlarına lazım (geçişsiz) ve müteaddi (geçişli) olduğuna göre hânis; sinen, gaip olan veya sindirip gaip eden yahut geri kalan veya gerileten demek olur. "Ha"nın ve "nun"un fethiyle "hanes" de, sığır ve ceylanların burunlarında olduğu gibi, burunun ucu dudaktan geride biraz kalkık ve gerisi basık olmaya denir ki, bu, "fatas" denilen "yass"dan yakışıklıca olur. Onun içindir ki ceylanlara ve yanaklarına ve sığırlara "hunüs" denilir. Burada hans, çoğunlukla lazım (geçişsiz) mânâda kullanılarak geri dönmek ve sinmek demek olur. Dolayısıyla "hunnes", sinenler veya geri dönenler mânâlarıyla tefsir edilmiştir.

    • @halil.2397
      @halil.2397 2 місяці тому

      @@bilhikme Cereyan kökünden türetilmiş olan "câriye"nin çoğulu, akanlar demek olup "el-Hunnes"in sıfatı veya ondan bedeldir. "Yuvasına girenler" Bu kelime, "kânis" kelimesinin çoğuludur. Kânis, süpürmek mânâsına kens'ten türemiş olması durumunda süpüren; künûs mastarından türemiş olmasına göre de kinas (kümes)a giren demektir. Kinâs, ceylanların ağaçlık ve ormanlık aralığında gizlendiği yatağına, yuvasına denir ki, kumu toprağa kadar süpürüp açtığı için böyle denmiştir. Çokları bu "cevâri"nin gezegenler, özellikle "beş yıldız" adı verilen Zühal, Müşteri, Merih, Zühre ve Utarid gezegenleri olduğunu söylemişlerdir. Çünkü bunlar güneş ile beraber akıp gider, sonra geri dönmüş görünür, sonra da güneşin ışığında gizlenirler. Görme itibariyle geri dönüşleri hunûs; güneşin ışığında gizlenişleri künûs'tur, demişlerdir ki eski yıldız falcıları bu beş yıldıza "hamse-i mütehayyire" yani "beş gezegen" adını vermişlerdi. Birçokları da genel olarak bunların yıldızlar olduğunu nakletmişlerdir. Bunun şu şekilde izahı yapılmıştır: Çünkü yıldızlar gündüzleyin siner, gözlerden kaybolurlar. Geceleyin de künûs eder, yani yataklarındaki ceylanlar gibi ortaya çıkar, doğarlar. Fakat künûs'un böyle yalnız ortaya çıkmak, görünmek şeklinde tefsir edilmesinde bir kapalılık vardır. Onun için daha doğru olmak üzere şöyle denilmiştir: Çünkü yıldızlar, gündüzleyin ufuk üstünde oldukları halde bile gözlerden gizlenirler. Bu sinmelerine hunûs denilir. Doğduktan sonra da batarak ceylanların yuvalarına girdikleri gibi, ufkun altına girerler

    • @halil.2397
      @halil.2397 2 місяці тому

      @@bilhikme HUNNES, "hânis" kelimesinin çoğuludur. Hans ve hunûs, büzülüp sinmek veya gerilemek ve geri kalmak mânâlarına lazım (geçişsiz) ve müteaddi (geçişli) olduğuna göre hânis; sinen, gaip olan veya sindirip gaip eden yahut geri kalan veya gerileten demek olur. "Ha"nın ve "nun"un fethiyle "hanes" de, sığır ve ceylanların burunlarında olduğu gibi, burunun ucu dudaktan geride biraz kalkık ve gerisi basık olmaya denir ki, bu, "fatas" denilen "yass"dan yakışıklıca olur. Onun içindir ki ceylanlara ve yanaklarına ve sığırlara "hunüs" denilir. Burada hans, çoğunlukla lazım (geçişsiz) mânâda kullanılarak geri dönmek ve sinmek demek olur. Dolayısıyla "hunnes", sinenler veya geri dönenler mânâlarıyla tefsir edilmiştir.

  • @behzatertandr73
    @behzatertandr73 2 місяці тому +1

    ❤❤❤