Değerli hocam ,siz konunun etrafında dolanirken bile bizi aydinlatiyorsunuz, ben yillardir depresyon tedavisi görüyorum, yayınlarınızı dinleye dinleye kendime geldim,tedavimle beraber ,zihnim ikna olmuyordu,yasadiklarimi anlamaya,o kadar emeginiz var ki üzerimde ,siz bilmiyorsunuz ama sifa buldum adeta ,simdi geriye dönük yayinlarinizi da durup dinliyorum , çünkü özümsenmiş bilgiyi aktariyorsunuz , tabiki örneklemeler olacak, ücret de olacak bugün her girdigimiz mekan parali iken,insanoglu,din hocasina,ogretmene ve anlaticiya emegi icin para vermeyi deger görmüyor ,buda bir emek sömürüsü bence,zihinden,kalpten gelen cumleleri dinliyoruz,siz hakkinizi helal edin ki ,yillardir bedava yayinlarinizi izledik ve dinledik ,hic bu konuda mutevazi olmayin,bir elbiseye bir maas veren insanoglu,en degerli hazinesi beyni icinde butce ayirsin bi zahmet,en derin saygilarimla,GS
"Namazın kazası var, sohbetin kazası yok" Melami büyüklerinin sözüdür diye biliyorum. Ayrıca "Gel gel berü ki savm ü salatın kazası var / Sensiz geçen zaman-ı hayatın kazası yok" (Seyyid Nesimi)
(YZ İle) Hakikatin Zorunluluğu Hakkında.... 1. Hakikatin zorunluluğu: Konuşmacı, Aristoteles'e atıfla hakikatin kendini dayattığını ve doğrulanmayı beklemediğini vurguluyor. İnsan hakikati sadece kabul etmek zorundadır. 2. Doğruluk ve hakikat ayrımı: Doğruluk doğrulanabilir veya yanlışlanabilirken, hakikat inkar edilemez ve zorunludur. 3. Hakikat ve inanç: Hakikat, kişisel inançlardan bağımsız bir gerçeklik olarak tanımlanıyor. 4. Felsefe ve hakikat ilişkisi: Felsefe, hakikati arama çabası olarak görülüyor. Hakikatin bilgisine duyulan iştiyak, felsefenin özü olarak nitelendiriliyor. 5. Hakikat ve aşk benzetmesi: Hem hakikat hem de aşk, kişinin seçimine bağlı olmayan, kendini dayatan durumlar olarak betimleniyor. 6. Hakikat ve rasyonellik: Hakikat her zaman rasyonel olmayabilir, bazen irrasyonel görünebilir. 7. Dil ve hakikat: Hakikati ifade etmede dilin sınırları olduğu vurgulanıyor. Kavramların tarihsel ve kültürel bağlamları önemli görülüyor. 8. Toplum ve hakikat: Toplumsal normların hakikat algımızı etkileyebileceği, ancak gerçek hakikatin bunlardan bağımsız olduğu ima ediliyor. 9. Bilgi ve hakikat: Hakikat, bilginin nihai hedefi olarak görülüyor, ancak ona ulaşmanın zorluğu da vurgulanıyor. Bu özet, konuşmacının hakikat kavramı etrafında ördüğü düşünce ağını ve ilişkili kavramları daha detaylı ama yine de özlü bir şekilde sunmaktadır.
hocam sesteki cızırtının sebebi mikrofondan kaynaklı değil. Büyük ihtimalle mikrofonun jak girişlerini taktığınız bilgisayar kasasındaki ana kart yuvasından kaynaklıdır. Cızırtı genelde hareket ettiğinizde çıkıyor masayı ve kabloları titretmemeye özen gösterin. Bilgisayarınız büyük ihtimalle onboard bir ana karta sahip ve cızırtıya sebebiyet vermesi büyük olasılık... çözümü ise ana kartınıza (ana kartınızın desteklediği uyumlu) bir harici ses kartı taktırmak olacaktır.. saygılar sevgiler
Hocam sevgiler. 6 seneyi buldu birlikteliğimiz, üye sayısından ,mikrofona, görüntüye kadar neleri aştık geldik buralara. Çok güzel,sizinle yolculuk yapmak. İyi ki varsınız...
Görünüşte birkaç kelime üzerine konuşma gibi dururken, kelime (kavram) üzerinden tohumun ağaç olması gibi anlatımın genişlediğini gördüm. Hakikaten kelimelerin gücü hafife alınamayacak kadar büyük. Tabi bunları tutmasını bilene vesselam.
Ölene kadar hoşlanmazsin, bir yerde durur. Ölene kadar sevebilirsin, dengelerinizi sağladığınız taktirde bu mümkün olur. Aşk ise, aşık olunca ölmüşsündür.🍀
Hocam, ben de ilk izlediğimde bu "cıvıklara" cevap vermenin gereksiz olduğunu düşünmüştüm ama, sonradan "maklubecilerin" o telaş dolu, canhıraş bir halde kanala saldırılarının altında yatan korku ve darmadağın olma durumunu görmek büyük haz verdi bana. Çok çok iyi oldu.
YZ Tarafından çıkarılan özet: 1. Konuşmacı, sadakat ve sadakatsizlik kavramlarını incelemeye çalışacağını belirtiyor. 2. Sosyal medya aracılığıyla kurulan ilişkilerde kamusal ve özel alan arasındaki mesafenin azaldığından bahsediyor. 3. Sadakat ve sadakatsizlik kavramlarının farklı bağlamlarda nasıl anlaşıldığını açıklıyor. 4. Hoşlanma, sevme ve aşık olma arasındaki farkları analiz ediyor. 5. Sadakatin bir sözleşmeyi varsaydığını, hoşlanmada ve aşkta sadakatten söz edilemeyeceğini, ancak sevgide sadakat ve sadakatsizliğin söz konusu olabileceğini açıklıyor. 6. Dostluk kavramını inceliyor ve gerçek dostluğun nasıl olması gerektiğini tartışıyor. 7. Evlilik ve ilişkilerde sadakat ve sadakatsizliğin tarihsel ve kültürel bağlamlarını ele alıyor. 8. Aldatma kavramını farklı açılardan inceliyor ve bunun fiziksel mi yoksa duygusal mı olduğu konusunu tartışıyor. 9. Modern toplumlarda sadakat kavramının değişimini ve geleceğini tartışıyor. 10. Sadakat ve doğruluk (sıdk) arasındaki ilişkiyi inceliyor. 11. Lars von Trier'in "Dalgaları Aşmak" filmi üzerinden sadakat ve fedakarlık kavramlarını tartışıyor. 12. Sanatın, özellikle sinemanın, bu karmaşık kavramları anlatmadaki gücünü vurguluyor. Bu özet, konuşmacının ana hatlarıyla ele aldığı konuları kapsamaktadır. Söyleşi oldukça detaylı ve felsefi bir tartışma içermektedir.
YZ Tarafından Daha Geniş Bir Özet: Sadakat ve Sadakatsizlik Üzerine Söyleşi Özeti Giriş: Geçen yayındaki ücretlendirme konusuna gelen tepkilere ve hakaretlere yönelik sitem. Sohbet formatında yapılan yayınların yapısı ve süresiyle ilgili açıklamalar. Sadakat ve sadakatsizlik kavramlarının ele alınacağının belirtilmesi. Sadakat ve Sadakatsizlik: Kavramsal Ayrım: Sadakatsizlik ve ihanet arasındaki farklar. Sadakatin dostluk ile ilişkilendirilmesi. Sıdk ve Sadakat: Sıdkın zıddı kizb (yalan) iken, sadakatin zıddı ihanet. Bu farkın nedenleri. İlişki Türleri ve Sadakat: Hoşlanma: Henüz bir ilişki olmadığı için sadakat/sadakatsizlikten söz edilemez. Sevgi: Süreklilik ve sözleşme içerir, sadakatsizlik olabilir. Aşk: İrrasyonel ve özdeşleşmeye dayalı, sadakat/sadakatsizlik kavramları geçerli değil. Sevgi ve Süreklilik: Sevgi, sürekliliği mümkün kılan bir sözleşmeyi varsayar. Aşk ve Süreklilik: Aşkta zaman kavramı olmadığı için süreklilikten söz edilemez, sonsuzdur. Dostluk ve Sadakat: Aristoteles'in dostluk türleri: Haz, çıkar ve kendinden dolayı. Gerçek dostluk: Karşılıklı hiçbir beklenti olmadan, tamamen özgeci bir sevgi. Dostlukta yalan ve aldatma olmaz. Sıdk ve Sadakat Arasındaki Bağ: Dostluk, özünde kendinden dolayı olduğu için doğruluk gerektirir. Sadakat, karşı tarafa hiçbir ikincil hesap olmadan bağlılık vaadidir. Sadakatsizliğin Sınırı: Hukuki açıdan eylem olması gerekir. Ahlaki açıdan düşünce ve hayal de sadakatsizlik olarak değerlendirilebilir. Toplumsal algıya göre değişkenlik gösterir. Toplumsal Yapı ve Sadakatsizlik: Çok eşli toplumlarda sadakatsizlik algısı farklıdır. Geleneksel toplumlarda sadakatsizlik, tanrısal ve toplumsal sözleşmeye aykırılık olarak görülür. Modern Toplum ve Sadakat: Modern yaşamda sadakat kavramı zayıflamış ve sorgulanır hale gelmiştir. Sözleşmelerin ve uzlaşmaların yapısı değişmiştir. Boşanmaların artması ve evlilik dışı ilişkilerin yaygınlaşması. Film Önerileri: Aldatma ve sadakatsizlik kavramlarını işleyen filmler önerisi (Madame Bovary, Anna Karenina, Aşk-ı Memnu, Alt Şapka, Dalgaları Aşmak, Son Gece). Özellikle Lars Von Trier'in "Dalgaları Aşmak" filmi üzerinde durulması ve filmin sadakat kavramına getirdiği farklı bakış açısı. Sonuç: Sadakat ve sadakatsizlik kavramlarının karmaşıklığı ve farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıması. Toplumsal yapıların, ilişkilerin ve bireysel algıların sadakatsizlik kavramını nasıl etkilediği. Modern toplumda sadakat kavramının geleceğinin belirsizliği. Not: Bu özet, söyleşide geçen tüm noktaları kapsamamaktadır. Söyleşinin yapısı gereği bazı konular tekrarlanmış ve farklı bağlamlarda ele alınmıştır. Bu özet, genel bir çerçeve sunmayı amaçlamaktadır.
Hocam internette yayın yapan, içerik üreten kimi gördüysem hepsi yorumları okumayı bıraktıklarını söylüyorlar. Eminim izleyicilerinizin %99'u bu yayınlar için size son derece müteşekkirdir, ancak sosyal medya olumsuz olan yorumları öne çıkarıyor. Bahsettiğim yayıncıların bir diğer dediği ise, 1000 tane iyi yorum olsun, 1 tane olumsuz yorum onlardan daha çok etkiliyor. Diğer bir konu ise, internet yayıncılığının yaygınlaşması ile para-social ilişkiler diye bir terim türedi. Her ne kadar binlerce kişiye hitap etseniz de izleyem herkes, sanki ikiniz sohbet ediyormuşsunuz gibi hissediyor. Bu bence güzel bir şey, samimi bir aktarıma olanak sağlıyor, ama maalesef birkaç kişinin adap kurallarını unutmasına da yol açabiliyor.
"Kendinden dolayı " dediğiniz de dahil olmak üzere Sevgi , aşk birer sanı , varsayımdır . Hepsi en temelde " ÇIKAR "a dayalıdır.İnsanlar "hoşlanır ,beğenir,saygı duyar, takdir eder .İnsanlar bu yaşadıklarına yüce ,ulvi bir anlam katmak isyiyorllar ama bunların hiçbiri sevgi ,aşk değildir.Çünkü aşk ,sevgi tüm bu yaşantıların en temelinde içinde yaşadığı iyi ve hoşluk duygusu vardır.Örneğin bir anne bile bebeğini sevdiğini zannetti anda bile içinde yaşadığı hoşluk iyilik vb durumlar adına o duyguyu yaşar.Sonuçta sevgi ve aşk (bu iki kavramın arasındaki nitel ve nicel farkları gözeterek de dahil olmak üzere ) yoktur.İnsanlar işlerine öyle geldiği için yaşadıkları bu durumu sevgi ve aşk kavramlarıyla adlandırmaktalar.Tanrı sevgisi ,doğa sevgisi,hayvan sevgisi ,anne sevgisi ve hatta Tanrı sevgisi de dahil hepsi çıkara dayalıdır.Eğer varsa ; insan olsa olsa sadece kendini sevebilir; onda bile şüphelerim var.Bütün bunları sizi takdir eden ,son derece beğenen , önemseyen ve paylaşımların nedeniyle size minnet ve şükranla bir takipçiniz olarak yazıyorum.Tüm iyi ,güzel dileklerim ve içten saygılarımla.
(Yz ile) Konuşmacının anlatımlarından yola çıkarak, evlilik, aile ve kadın-erkek ilişkileri hakkında şu ana noktaları çıkarabiliriz: 1. Geleneksel toplum yapısı: - Erkeklerin çok eşli olabildiği, kadınların tek eşli olduğu bir sistem. - Kadınların genellikle ekonomik bağımlılığı. - Evliliğin sosyal ve ekonomik bir gereklilik olarak görülmesi. 2. Modern topluma geçiş: - Tek eşliliğe geçiş. - Kadınların da çalışma hayatına girmesi. - Evliliğin bir "uzlaşma" haline gelmesi. 3. Annelik ve evlilik: - Konuşmacı, kadınların çoğunun anne olma içgüdüsü taşıdığını öne sürüyor. - Bu içgüdü, modern yaşam tarzlarına rağmen, kadınları evliliğe veya uzun süreli ilişkilere yönlendirebiliyor. 4. Aile ve çocuklar: - Çocuklar, çoğu zaman evliliği sürdürme nedeni olarak görülüyor. - "Çocukların hatırına" birlikte kalma durumu yaygın. 5. Boşanma ve değişen toplum: - Modern toplumlarda boşanmaların artması. - Evlilikten uzak durma eğiliminin artması. - Farklı ilişki modellerinin ortaya çıkması. 6. Sadakat ve aldatma: - Geleneksel toplumlarda genellikle kadınların "aldatan" olarak görülmesi. - Modern toplumlarda hem erkeklerin hem de kadınların aldatabilmesi. - Sadakat kavramının değişime uğraması. Konuşmacı, evlilik ve aile kurumunun tarih boyunca değişim geçirdiğini, ancak bazı temel içgüdülerin (örneğin annelik) hala etkili olduğunu vurguluyor. Modern toplumlarda evlilik ve ilişki modellerinin daha karmaşık hale geldiğini, sadakat ve bağlılık kavramlarının yeniden tanımlandığını anlatıyor. Ancak, bu değişimlere rağmen, birçok insanın hala geleneksel aile yapısını sürdürmeye çalıştığını veya en azından bu yapının etkisinde kaldığını ima ediyor.
YZ ile konuşmacının felsefe ile ilgili anlatımını şu şekilde analiz edebiliriz: 1. Felsefenin tanımı: - Felsefe, "hikmetin bilgisi" veya "hakikatin bilgisine duyulan iştiyak" olarak tanımlanıyor. - Konuşmacı, "filozofya" kelimesinin etimolojisine değiniyor: "filo" (sevmek) ve "sofya" (hikmet). 2. Felsefenin doğası: - Felsefe, bir yaşam biçimi olarak görülüyor. - Sadece akademik bir disiplin değil, hayatın her alanına nüfuz eden bir düşünme tarzı. 3. Felsefeye yaklaşım: - Felsefe, hoşlanma veya beğenme düzeyinde kalmamalı. - Felsefeye karşı tutku düzeyinde bir ilgi gerekiyor. - "90 dakikada felsefe" gibi yaklaşımlar eleştiriliyor. 4. Felsefe ve sevgi ilişkisi: - Felsefe sevgisi, diğer sevgi türlerinden farklı. - Bu sevgi, herhangi bir haz veya çıkar beklentisinden azade olmalı. - Felsefe sevgisi, aşka benzetiliyor - irrasyonel ve tutkulu bir bağlılık. 5. Felsefe ve hakikat: - Hakikat, doğrulanmayı beklemez; kendini dayatır. - Felsefe, bu hakikati aramak ve ona ulaşmaya çalışmaktır. 6. Felsefe ve düşünme süreci: - Felsefe yapmak, kavramları sürekli sorgulamak ve yeniden düşünmektir. - Konuşmacı, bu sürecin yorucu olabileceğini, ancak düşünmenin doğasının bu olduğunu vurguluyor. 7. Felsefe ve akademi: - Akademide genellikle felsefe tarihçiliği yapıldığı, gerçek felsefenin ise bir yaşam biçimi olduğu vurgulanıyor. 8. Felsefe ve sanat: - Sanatın, özellikle sinemanın, felsefi kavramları anlatmadaki gücü vurgulanıyor. - Sanatçının sezgisel gücü, felsefi düşüncenin ifadesinde önemli bir araç olarak görülüyor. 9. Felsefe ve toplum: - Felsefenin, toplumsal değişimleri anlamak ve yorumlamak için bir araç olduğu ima ediliyor. - Kavramların tarihsel ve kültürel bağlamları içinde incelenmesi gerektiği vurgulanıyor. 10. Felsefe ve kişisel gelişim: - Felsefe, kişinin kendini ve dünyayı daha iyi anlamasına yardımcı olan bir araç olarak görülüyor. - Felsefi düşünme, günlük hayattaki kavramları ve ilişkileri daha derinlemesine incelemeyi sağlıyor. Konuşmacı, felsefeyi sadece akademik bir disiplin olarak değil, yaşamın her alanına nüfuz eden, tutkulu bir düşünme ve yaşama biçimi olarak sunuyor. Felsefenin, hakikati arama çabası olduğunu ve bu çabanın herhangi bir çıkar gözetmeden, saf bir sevgi ve tutkuyla yapılması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, felsefi düşüncenin toplumu anlamak ve yorumlamak için önemli bir araç olduğunu ima ediyor.
Bu söyleşide birçok ilginç konu ele alınmış. Analize değer diğer önemli konuları şöyle sıralayabiliriz: 1. Dil ve kavramlar: - Konuşmacı, kelimelerin ve kavramların tarihsel gelişimi üzerinde duruyor. - Türkçe, Arapça ve diğer dillerdeki kavramların karşılaştırmalı analizini yapıyor. - Dil ve düşünce arasındaki ilişkiyi irdeliyor. 2. Aşk ve sevgi kavramları: - Hoşlanma, sevme ve aşık olma arasındaki farkları detaylı bir şekilde inceliyor. - Bu kavramların toplumsal ve psikolojik boyutlarını ele alıyor. 3. İhanet ve sadakat: - Bu kavramların farklı kültürlerde ve tarihsel dönemlerdeki anlamlarını karşılaştırıyor. - Sadakat ve doğruluk (sıdk) arasındaki ilişkiyi irdeliyor. 4. Toplumsal cinsiyet rolleri: - Erkek ve kadın rollerinin tarihsel gelişimini ve modern toplumdaki değişimini inceliyor. - Çok eşlilik ve tek eşlilik kavramlarını tartışıyor. 5. Modernleşme ve toplumsal değişim: - Geleneksel toplumdan modern topluma geçişin ilişkiler üzerindeki etkisini analiz ediyor. - Değişen aile yapıları ve evlilik kavramını ele alıyor. 6. Etik ve ahlak: - Aldatma, sadakat ve ihanet kavramlarını etik açıdan değerlendiriyor. - Toplumsal normların ve dini inançların bu konular üzerindeki etkisini tartışıyor. 7. Sanat ve felsefe ilişkisi: - Sanatın, özellikle sinemanın, felsefi kavramları ifade etmedeki gücünü vurguluyor. - Sanatçının sezgisel gücü ile filozofun kavramsal analizini karşılaştırıyor. 8. Düşünme ve analiz yöntemleri: - Konuşmacı, kendi düşünme ve analiz yöntemlerini de paylaşıyor. - Kavramları nasıl incelediğini ve farklı disiplinlerden nasıl yararlandığını gösteriyor. 9. Kişilerarası ilişkiler: - Dostluk, evlilik, aile ilişkileri gibi farklı ilişki türlerini derinlemesine inceliyor. - Bu ilişkilerin doğasını ve dinamiklerini felsefi bir bakış açısıyla ele alıyor. 10. Din ve toplum: - Dini inançların ve kuralların toplumsal ilişkiler üzerindeki etkisini tartışıyor. - İslam ve diğer dinlerin evlilik, sadakat ve cinsellik konularındaki yaklaşımlarını ele alıyor. Bu konuların her biri, daha detaylı bir analiz ve tartışma için zengin bir içerik sunuyor. Konuşmacının interdisipliner yaklaşımı, bu konuları felsefe, sosyoloji, psikoloji, dilbilim ve kültürel çalışmalar gibi farklı alanların perspektifinden incelemeye olanak sağlıyor.
@@otantix1029 Bence hikmet ; Doğayı ( çevreyi ) ve kendini bilme , anlama gayretinin biriktirilmiş bilgi ve tecrübe edilmiş halidir. Yani hakikati özümsemektir.
@@otantix1029 Soruya YZ verdiği cevap: Bu soruya cevap verirken, konuşmacının açıklamalarını ve genel felsefi anlayışı göz önünde bulundurarak şöyle bir yanıt verebiliriz: Hikmet ve hakikat aynı şey değildir, ancak birbiriyle yakından ilişkili kavramlardır. 1. Hakikat: - Hakikat, gerçekliğin kendisidir. Konuşmacının da belirttiği gibi, hakikat kendini dayatır ve doğrulanmayı beklemez. - Hakikat, var olan şeyin özü, gerçek doğası olarak düşünülebilir. 2. Hikmet: - Hikmet ise hakikatin bilgisidir. Konuşmacı, "Hikmet hakikatin bilgisidir" diye açıkça belirtiyor. - Hikmet, hakikati anlama, kavrama ve onu yaşama geçirme yeteneğidir. 3. İlişkileri: - Hikmet, hakikate ulaşma çabasının sonucudur. Yani hikmet, hakikati arayan ve bulan kişinin elde ettiği bilgelik olarak düşünülebilir. - Felsefe (philosophia), tam da bu noktada devreye girer: "hikmet sevgisi" veya "bilgelik arayışı" olarak tanımlanır. 4. Farkları: - Hakikat nesnel ve değişmez olabilirken, hikmet öznel ve gelişen bir kavramdır. - Hakikat keşfedilmeyi beklerken, hikmet kazanılır ve geliştirilir. 5. Bağlamları: - Hakikat genellikle metafizik ve epistemolojik tartışmalarda ele alınırken, hikmet daha çok etik ve pratik felsefe alanlarında kullanılır. Sonuç olarak, hikmet ve hakikat aynı şey değildir. Hakikat, ulaşılmaya çalışılan gerçeklik iken, hikmet bu gerçekliği anlama, yorumlama ve yaşama geçirme yeteneğidir. Hikmet, hakikate ulaşma çabasının bir sonucu olarak görülebilir. Bu nedenle, bu iki kavram ayrı ancak birbiriyle yakından ilişkilidir.
Love "I love you so much," the woman whispered softly as she snuggled up to her husband. Her husband sighed deeply and, after a short pause, replied, "I love you too, my dear." The woman asked, "What was that sigh about? You really thought long and hard before answering," she said half-jokingly, half-seriously. It seemed like she was trying to play it off as a joke, but in reality, her husband no longer told her he loved her as often as he used to. There were moments when her husband would hug her and shower her with kisses, saying, "I love you so much," but it wasn't enough for her to truly feel his love. Still, deep down, she believed he loved her. The man sighed deeply again and cleared his throat. There was actually nothing wrong with his throat. He always prepared himself like this when he was about to say something that might disturb someone. "Ahem… Do you really think you love me that much?" he asked. His wife felt uncomfortable with the question. "What kind of question is that now? Do you not believe me?" the woman said. "No, it's not that I don't believe you. I'm just curious if you've ever thought about what true love really is," he said. The woman, now slightly annoyed, replied, "You're starting with your philosophy again. Love is an expression of a feeling. It's not something that can be reasoned through. I love you, whether you believe it or not." "Shall I speak openly?" the man asked. "Go ahead, spill the beans. Let’s hear whatever nonsense you're about to spout again," the woman said. She was sure that, as always, her husband was going to start lecturing and showing off his intellectual side. "The love you have for me isn't real love. Actually, you're in love with yourself in me," the man said. "What does that even mean? What are you talking about?" the woman interrupted. "Let me explain," the man continued. "What would you do if you found out I was with another woman?" "Look at you! Are you laying the groundwork for something? I'd gouge your eyes out!" the woman exclaimed. "See?" the man said. "A moment ago, you were talking about how much you loved me, and now you're talking about gouging out my eyes. Imagine how much hate someone must feel to be capable of such a thing." He knew he was trying to corner his wife with this statement. He enjoyed these little tricks during arguments. "Oh, come on. I only said that as a figure of speech, but don’t you dare get any ideas. I'd divorce you immediately," the woman retorted. "So you'd cut off someone you love so much just because they betrayed you?" the man asked. "Obviously! What else could I do?" the woman shot back. "And what would happen to your love?" the man asked. The woman furrowed her brow and narrowed her eyes. "Stop talking nonsense and getting on my nerves." "Alright, alright. Don’t get angry," he said, planting a kiss on her cheek. Her cheek was burning with anger, as if all the blood in her body had rushed there. There were few things in this world more dangerous than a woman confronted with betrayal, and the man was well aware of this. But now that he had started, there was no turning back. He was determined to see it through to the end. "Look," the man said, "if you truly loved me, even finding out that I had betrayed you wouldn't damage your love. People make space within themselves to love others, with all their flaws and virtues, and they host these so-called loved ones in that space. The host enjoys this arrangement because it makes them happy-there's a bit of self-interest involved, you see. But the guest has rules to follow. If those rules are broken, the hospitality ends-in our case, that would be betrayal. So the version of me you have in your mind would disappear. In reality, you're not in love with me as a person, but with the reflection of me in your mind. In truth, the one you love isn't me, it's yourself," he said. "Who continues loving someone after they've been betrayed?" the woman asked. "My mom," the man said. "No matter what I do, my mom will always love me. She’d never gouge my eyes out," he chuckled. "Her love for me always outweighs everything." The woman was either going to explode with anger or leave the room without saying anything. The man knew the conversation would reach this point, but he still wanted to get it off his chest. "To be honest," the man said, "even my mom doesn't really love me." The woman exclaimed, "Oh my God! I’m going to lose it!" "My mom is just experiencing a feeling coded into her genes," the man continued. "Her love for me isn’t something she chose out of free will." "It’s as if we came to this world to drink the poison of loneliness in a desert of lovelessness," he said with a deep sigh. The woman understood what the man was saying but wasn’t convinced. "So if I cheated on you, you wouldn’t become my enemy and divorce me?" she asked. A disturbing smile spread across the man’s face, one that unsettled the woman. She knew this smile was the warning sign of an impending explosion. "If you cheated on me, I would still continue loving you. I wouldn’t immediately think about divorce," the man said and continued, "I’d ask you if you still love me. If you didn’t, there’d be no point in forcing you to stay in this marriage. In that case, divorce would be the best option. But if you still loved me and it was just a temporary whim, excitement, or a biological need-call it whatever you want-I wouldn’t even mention divorce. Because my love for you is as real as it gets, and it wouldn’t diminish just because your body touched someone else's, my dear," he concluded. "Oh, and by the way, very few people in this world find true love. Don’t forget how lucky you are," he smiled and kissed her cheek again. "Can I tell you something?" the woman said. "Go ahead, my love," the man replied. "If you’re up to something, and all this talk is to cover it up, I swear I’ll cut your balls off," the woman said angrily. The man laughed as he went to pour some tea, but his wife was already lost in deep thought. A seed of doubt had been planted in her mind. S. Çotoğlu
sevgili hocam, pandemi döneminde film önerisi olarak "the platform" adlı netflix yapımı bizlere tavsiye etmiştiniz. şimdi "the platform 2" netflix tarafından yayınlandı ve sizin ilk filmin ufak bir dip notu olarak bahsettiğiniz "filmin konusu homo sapiens üzerinden Θεία δίκη‘nin, yani tanrısal adaletin bir yorumu." demiştiniz, 2. filmi izledim ve 1. filme dair yorumunuzu hatrımda tutarak bu filmi izledim. filmde geçtiği haliyle "yasayı savunanaları cezalandıramazsın" cümlesinin geçtiği sahne özelinde idrakim zorlandı. tanrısal adaletin yorumunu ile ilgili olarak bu filmi bizler için analiz etmeniz mümkün müdür, sevgilerim ve de saygılarım ile. a.gun
Hocam 2.aşama mantık okutacağınızı söylediniz geçen. Sezonun finalin de sembolik mantık yapabileceğinizi söylemiştiniz sembolik mantık derslerini ne zaman yapabilirdiniz acaba?
Breaking the Waves'i ben de sinemada (4 levent İşbankası kulelerinde sanat filmleri gösterilirdi, milenyumun başlarında) çok seneler önce izlemiştim... Vurucuydu. Konuyla ilgili önerdikleriniz haricinde aklıma gelen 2 sıkı film daha var: 1) Possession (1981, yönetmen: Andrzej Żuławski), kadının kocasını şeytanla aldattığı şok edici bir sahnesi vardır, izlenmesi zor, acayip, rahatsız edici bir filmdir ama izlemeye değerdir. 2) Damage (1992, yönetmen: Louis Malle), çok katmanlı İngiliz burjuva ailede aldatmaya (tabii aldatan kadın Fransız kökenli olacaktır) dair basit ama yine de nefes kesici bir hikayesi vardır. Sağlıcakla..
Kitap bile alip okuyamiyoruz Dücane bey. Pdf. Indirip okumaktan gozlerimiz yaniyor artik. Ülkenin ekonomik durumunu da düşünmeniz gerekirdi. Biz de haklıyiz sizin hakli oldugunuz kadar.
Hocam Kosulsuz sevgi sadece bir annenin cocuguna sevgisidir en cok ki onun da istisnalari vardir Onun disinda degisim varsa, ne sevgide ne askta nede dostlukta sureklilik de yoktur. Felsefeyi hakikatin bilgisi oldugu icin seversiniz dediniz Hakikat degisir bilgi degisir Dehismeyen felsefedir Onun icin seversiniz Sevgiyi seversiniz ama sevgiye muhatap olan hersey degisebilir yada biz degisitiz Size zarar vereni sevmeye inat ve israrla devam ederseniz bunun adi intihardir. Aklin artaya atildigi ireasyonel olan, ask takintidir akliniz basiniza geldiginde gecer. En berbati bu takintininin sizin kendinize asik olmanizla ilgili olmasidir
Hocam merhaba. ''Bir kavramı karşıtı ile anlamak zorundayız'', diyorsunuz. ''Ben kötümser değilim, karamsarım'' sözünüzdeki karamsarlığın karşıtı nedir acaba? İyi geceler...
Hocam, 1980'lerin TRT spikeri ayarında diksiyona da gerek yok. Kahveyi yudumlarken dahi yaşanan o kesinti, birebir sohbet ediyormuş hissi veriyor, daha iyi yani. Eleştiren arkadaşlara da ses çıkarmam, haksızlık olur. Onların fikri de kendine...
Hocam , ben eşimin hesabını kullanıyorum . Dolayasıyla kadınım ve çoçuk sahibi olmak istemedim .. bence bu konu üstünde biraz daha düşünmenizi istirham edeyorum . Gerçekten çocuk sahibi olmak istemedim ve hiç de bir pişmanlık duymadım ..!
ben size bir öneride bulunuyum hoca cok uzun ve agir konusuyor diyenler icin.ekranin sahinda ayarlar bolumunde oynatma hizi var onu 1,5 yada 1,75 getirin daha cabuk sekilde dinleyin .hocanin oynatma hizi yuksek ikende gayet iyi anlasiliyor.ben öyle dinliyorum.😅
Hocam, konuları, terimleri. kelimeleri, kavramları öncelikle 21. Yüzyıldaki anlamları ile anlatsaniz diyorum. Biz hakikate yaklaşmak istiyoruz, tarihteki kafa karışikliklari bizimde kafamızi karıştıriyor, zaman kaybettiriyor. Tarihteki filozoflara atıf yapmanıza gerek varmi? Sizin kendi düşünceleriniz bence daha değerli. Çağdaş fikir adamlarınının görüş ve düşünceleri hakikate daha yakın olmalı değil mi?
video yarım kalmıştı, cinayet olayını duyar duymaz direk aklıma yarım bıraktığım geldi ve oturup açtım şimdi kaldığım yerdem devam ediyorum. Yıllar önce sebepsiz şiddet üzerine bir yazınızı okumuştum. Bu cinayet üzerinden insanın vahşi yapısı üzerine derinlemesine girmeniz çok iyi olur hocam. Lars filmlerini izledik evet, Natural Born Killers, evet. Ama birinin bu konuyu temiz bir Türkçe ile bize anlatması lazım. Kafalar yanık.
Merhaba. Cok insansiniz, cok tatlisiniz ve sizi cok seviyorum. Ama bazen duymak istemedigim seylere maruz kalmak beni tirmaliyor. Gozunuzun onune caninizi sikanlari getirip soylediginiz seyler beni ara sira rahatsiz ediyor. Birisi mikrofondan cizirti geliyor diyorsa bilin ki cizirti geliyor. En azindan acaba mi diye dusunmenizi beklerim. Dunyanin en pahali ve en buyuk mikrofunu da olsa cizirti yapabilir. En basiti kayittan sonra videonuzu dinleyip saglamasini yapabilirsiniz veya moderatorleriniz teyid edebilir. Demek ki soylediginiz herseyi net duymayi istiyoruz, cizirtiyla dikkatimizi cizmek istemiyoruz. Sahi, neden konusmak zorunda degilim, siz de dinlemek zorunda degilsiniz diyorsunuz? Bu, zaten malum degil mi? Uyelik de ayri bir konu... Uye olabilen olur, olamayan veya tercih etmeyen olmaz. Mikrofon ve uyelik konusunda ders vermenize ne gerek var? Bazi kanallarin videolarina begenmeyen biri yorum yapinca bir baska dinleyici begenmiyorsan izleme diyor... Sanki izleyince begenmek zorunda. Hem izleyip hem de begenmeme hakki yok mu? Sizinki de bunun daha dolayli yoldan ve daha kibarca soylenmisine benziyor. Size, ailenize ve ekibinize saglik ve huzur diliyorum.
@@oguzhan1123 Ben sese cok duyarli biriyim ve cizirtiyi kendim duydum. Ama Ducane Bey'in bunun uzerinde durmasi ve kendini alakadar etmeyecegini soylemesine biraz alindim. Belki gereksiz bir hassasiyet gostermisimdir.
Tebrik ediyorum, deyim yerindeyse hem nalına hem mıhına✨ insan insana böyle dost olur. Herkese kulak veririm ama bana böyle yaklaşan birine Dücane bey gibi daha da dikkat kesilirim ve mutlu olurum. ✨
Öncelikle emeğinize sağlık çok büyük bir iş yapıyorsunuz. Bunu yapabilen çok az insan var. Ancak hangi yanlışınızı düzeltelim geleneğe göre söyledikleriniz doğru ama hukuki anlamda ve gerçekte; islamda cariyelik yok recm yok 4 eşlilik (savaş hali haricinde, günümüzde sivil toplum kuruluşları ile de korunabilir) yok, bunun üzerine temellendirdiğiniz tüm düşünceler ve oradaki sözcüklerin etrafında dolaşmalarınız boşlukta kalıyor. Siz nasıl ki felsefe yapıp doğruyu yanlışı ayırt ediyorsunuz, geleneksel anlayış da akıl ve kalp bütünlüğü ile islama baktığınızda paramparça oluyor. İnsan kadar kurnaz ve herşeyi kendi çıkarlarına yontan bir varlık her şeyi ters yüz etmesi normal. Hiç bir zaman gücün yanında yer almamak gerekiyor. Suça, günaha ve en önemlisi hukuksuzluğa batıran en büyük zaaf oradan geliyor.
O "sevimsiz" konusmayi tam dinlerken, dinleyemez oldum. Uyelere ozel bir konusma ayarlari devreye girdi. :( Saglik olsun, ustadim. Sizi bilen biliyor. En onemlisi sizin kendinizi biliyor oldugunuz.
Çok teşekkürler,Süper bir konu🌿💫 Evlenmeden önce okunması gereken kitaplar, evliler de; Kitaplar: 1. Aşık Olmak” Ayala Malach Pines 2. Rollo May "Aşk ve İrade" 3. “Hayat Denen Oyun” Eric Berne 4. “Kendine Bakma Kitabı” Cem Mumcu 5. 1.”Konuşmamız Lazım” , 2. Beş Sevgi Dili” Gary Chapman 6. “Aşk Asla Yetmez” (Beck, 1988) 7. “Eş Seçiminden Evliliğe Yaşam Döngüsü" Prof.Dr.İlkay Kasatura, 8. “Güç=Para+Penis" Dr.Ufuk Akın, 9. 1."Erkek'çe” 2."Kadın'ca" Cem Keçe Cem Keçe tüm kitapları 10. “Yaşasın Orgazm" Dorion Solot ve Marshall Miller, 11. "Aşk Sinyalleri" David Givens 12. “Kadın Beyni”, 1.2-"Erkek Beyni” Dr.Louann Brizendine
Dücane bey benim için üyük bir düsünce insani siniz ama sizin milliyetçilik ve siyasal islam düsünceye geçmisiniz olmasaydi ulusal bir insan olurdunuz yada bana öyle veliyor sizi özenle dinliyorum bana çoksey katiniz
“Sevgili hocam her bir kelimen, Nil’in derin sularındaki gibi sakin ve anlam dolu. Kimisi hızla akıp giden nehirlerin sesini tercih edebilir, ama derinliğini ve akışındaki dinginliği bilenler, sözlerinin ne kadar kıymetli olduğunu anlar. Yavaş konuşmuyor, her kelimenle ruhu besliyorsun.”❤
Bu insanlari anlamakta zorlaniyorum herşey icin bir Problem bulmak eleştirmek kime ne getiriyor yok yavaş konuşuyor yok ses gelmiyor yok bugün yayinda niye su içtin😅 bir felsefeciyi dinleyip böyle basit şeylere takilanlar siz doğru yerdemisiniz düşünün biraz🤔 bu eylem içinde beyin lazim ama
Siz nasıl bi zihne sahipsiniz anlamıyorum! Örneğin erik yerken; ulan erik sen ekşisin biraz tatlı ol, diyor musunuz? Karpuz yerken; keşke biraz acı bir tadı olsaydı, diyor musunuz? Canı kaymak isteyen mandıraya gitmeli, manava değil. Hocanın tarzını beğenmiyorsanız izlemeyebilirsiniz diye düşünüyorum.
Sayın hocam, bu kadar açıklama bile aslında "aklı başında izleyici için" gerekli değil. Ülkemizde hakikaten "odundan öte" o kadar kaba saba kendini beğenmiş beyinler var ki, ne deseniz fayda etmez. Sizin bu kültere nasıl ulaştığınızdan bihaberdirler; sizin büyük bir emekle bu sohbetleri sürdürmek için hayatınızdan verdiğiniz zamanı anlamaları da mümkün değildir. İhsan İnekci rumuzlu arkadaşımızın da vurguladığı gibi, size çıkışan "çıkar" sahipleri saygıdan yoksun kişilikleri nedeniyle hüsrana uğradıklarını düşünüyorlar. Siz lütfen iyi, değerli, bilmek isteyen insanların yanında olmaya devam edin. İstediğiniz yavaşlıkta, hızda, ahenkte konuşun, bu bizim hiç konumuz değil, olamaz da. Varlığınız bizim için onurdur. Yergide bulunan mankafaruhluların edepsizliklerini görmeyin gitsin. Bunlar kendilerine, en yakınlarına, ailelerine de aslında yüzkarası sürülerdir. Öte yandan, ben de sizin yaşınızdayım, sizin programlarınız ardından kaç kitaba başvuruyorum bilseniz daha iyi anlamak, değerleri hayatıma katmak için. Işıdığınız için çok teşekkür ederim. Hayata bakışımda saygı ve sevgide ilerlemem ve entelektüel kimlikte yol almam için çok önemli bir kaynak insansınız. Türkiye'de ve sizi Slovenya'dan sizi takipte olmaya çalışıyorum. Programınız isterse 5 saat sürsün, bu hizmet hiç de kolay olmamalı, anlamaktan onur duymaktan başka ne gelir elimden. Kolayca sizi rahat koltuğumuzda ağırlamak, hem de bedava, daha ne isteriz ki?! O edepsizlere cevap vermek insani bir durum. Asla pişmanlık da duyulmamalı. Onlar sürüngenliklerine her platformda devam etmektedirler. Sanmayın ki size özgü. Hiç de değil. Ahlaksız ve aydın düşmanlarıdır. Tarihimizde çok vardır ve ne yazık ki; gericilikle sulanır serpilirler. Hocam bizlere lazımsınız... Eksik olmayın. Emeklerinize özellikle teşekkür ederim. Sizi izlerken gün doğmamıştı, ben memnunum sizi evime misafir etmekten. Saolun varolun. *Hocam program adına bir mail adresiniz bir yerde sabit olabilir miydi?
Değerli hocam ,siz konunun etrafında dolanirken bile bizi aydinlatiyorsunuz, ben yillardir depresyon tedavisi görüyorum, yayınlarınızı dinleye dinleye kendime geldim,tedavimle beraber ,zihnim ikna olmuyordu,yasadiklarimi anlamaya,o kadar emeginiz var ki üzerimde ,siz bilmiyorsunuz ama sifa buldum adeta ,simdi geriye dönük yayinlarinizi da durup dinliyorum , çünkü özümsenmiş bilgiyi aktariyorsunuz , tabiki örneklemeler olacak, ücret de olacak bugün her girdigimiz mekan parali iken,insanoglu,din hocasina,ogretmene ve anlaticiya emegi icin para vermeyi deger görmüyor ,buda bir emek sömürüsü bence,zihinden,kalpten gelen cumleleri dinliyoruz,siz hakkinizi helal edin ki ,yillardir bedava yayinlarinizi izledik ve dinledik ,hic bu konuda mutevazi olmayin,bir elbiseye bir maas veren insanoglu,en degerli hazinesi beyni icinde butce ayirsin bi zahmet,en derin saygilarimla,GS
Duygularıma tercüman oldun teşekkürler
Teşekkürler hocam. İşiniz rast gitsin .
"Namazın kazası var, sohbetin kazası yok" Melami büyüklerinin sözüdür diye biliyorum. Ayrıca "Gel gel berü ki savm ü salatın kazası var / Sensiz geçen zaman-ı hayatın kazası yok" (Seyyid Nesimi)
Bu değerli yayınınız için çok teşekkürler 🙏🏼
Cok guzel konu secimi. Bu tur bilgilendici konu paylasimlari benim acimdan cok faydali oluyor.❤
(YZ İle) Hakikatin Zorunluluğu Hakkında....
1. Hakikatin zorunluluğu: Konuşmacı, Aristoteles'e atıfla hakikatin kendini dayattığını ve doğrulanmayı beklemediğini vurguluyor. İnsan hakikati sadece kabul etmek zorundadır.
2. Doğruluk ve hakikat ayrımı: Doğruluk doğrulanabilir veya yanlışlanabilirken, hakikat inkar edilemez ve zorunludur.
3. Hakikat ve inanç: Hakikat, kişisel inançlardan bağımsız bir gerçeklik olarak tanımlanıyor.
4. Felsefe ve hakikat ilişkisi: Felsefe, hakikati arama çabası olarak görülüyor. Hakikatin bilgisine duyulan iştiyak, felsefenin özü olarak nitelendiriliyor.
5. Hakikat ve aşk benzetmesi: Hem hakikat hem de aşk, kişinin seçimine bağlı olmayan, kendini dayatan durumlar olarak betimleniyor.
6. Hakikat ve rasyonellik: Hakikat her zaman rasyonel olmayabilir, bazen irrasyonel görünebilir.
7. Dil ve hakikat: Hakikati ifade etmede dilin sınırları olduğu vurgulanıyor. Kavramların tarihsel ve kültürel bağlamları önemli görülüyor.
8. Toplum ve hakikat: Toplumsal normların hakikat algımızı etkileyebileceği, ancak gerçek hakikatin bunlardan bağımsız olduğu ima ediliyor.
9. Bilgi ve hakikat: Hakikat, bilginin nihai hedefi olarak görülüyor, ancak ona ulaşmanın zorluğu da vurgulanıyor.
Bu özet, konuşmacının hakikat kavramı etrafında ördüğü düşünce ağını ve ilişkili kavramları daha detaylı ama yine de özlü bir şekilde sunmaktadır.
hocam sesteki cızırtının sebebi mikrofondan kaynaklı değil. Büyük ihtimalle mikrofonun jak girişlerini taktığınız bilgisayar kasasındaki ana kart yuvasından kaynaklıdır. Cızırtı genelde hareket ettiğinizde çıkıyor masayı ve kabloları titretmemeye özen gösterin. Bilgisayarınız büyük ihtimalle onboard bir ana karta sahip ve cızırtıya sebebiyet vermesi büyük olasılık... çözümü ise ana kartınıza (ana kartınızın desteklediği uyumlu) bir harici ses kartı taktırmak olacaktır.. saygılar sevgiler
Ses kartı ile alakalı büyük ihtimalle.
Mikrofon kablosu yuvaya tam oturmamış da olabilir.
Hocam sevgiler. 6 seneyi buldu birlikteliğimiz, üye sayısından ,mikrofona, görüntüye kadar neleri aştık geldik buralara. Çok güzel,sizinle yolculuk yapmak. İyi ki varsınız...
Çarşamba akşamlarını iple çekiyorum, teşekkür ederim🌷
Bir insan insana ancak bu kadar iyi gelir iyi ki varsınız hocam
Emeğiniz için yüreğine ve dimağına sağlık diliyorum
hoca chat'e göz ucuyla bakınca korkuyorum eyvah kızdı sinirlendi diye tıp olup dinliyorum, çay örneğiyle sanat yaptı
Emeğiniz sağlık. Ufuk açıcı
Değerli hocam, eşsiz sohbetiniz için teşekkür ederim.
Sadakat konusunda SEVGİ li öğrenciniz bana güzel bir ders verdi ki artık hiç bir kadına güvenme ihtimalim kalmadı 👏👏
Demokrasilerde çare tükenmez. Yayınlarınızı hızlandırarak izliyorum:))
Esenlikler hocam
Hocam teşekkürler emeğinize sağlık.İt ürür kervan yürür devam inşaallah Allah'a emanet olunuz.
Emeğinize sağlık hocam, sevgiler.
Var olun hocam 🌻
Sizi çok seviyorum hocam. İyiki varsınız.
Görünüşte birkaç kelime üzerine konuşma gibi dururken, kelime (kavram) üzerinden tohumun ağaç olması gibi anlatımın genişlediğini gördüm. Hakikaten kelimelerin gücü hafife alınamayacak kadar büyük. Tabi bunları tutmasını bilene vesselam.
İyi günler kolaylıklar diliyoruz
teşekkür ederiz hocam vaktimin karşılığını aldığımı düşünüp üzerine koyacağıma inanıyorum
Hocam çok teşekkür ederim. Ben çok şey öğrendim teşekkürler.
Çok teşekkürler dücane bey
Ölene kadar hoşlanmazsin, bir yerde durur. Ölene kadar sevebilirsin, dengelerinizi sağladığınız taktirde bu mümkün olur. Aşk ise, aşık olunca ölmüşsündür.🍀
Hocam sizin es araluklariniz bile anlatiminizi. Tamamliyor. Yasdasim olmanizda. Ayri bir konu sizi daha iyi anliyorum
Hocam, ben de ilk izlediğimde bu "cıvıklara" cevap vermenin gereksiz olduğunu düşünmüştüm ama, sonradan "maklubecilerin" o telaş dolu, canhıraş bir halde kanala saldırılarının altında yatan korku ve darmadağın olma durumunu görmek büyük haz verdi bana. Çok çok iyi oldu.
Çok çok teşekkür ederim
YZ Tarafından çıkarılan özet:
1. Konuşmacı, sadakat ve sadakatsizlik kavramlarını incelemeye çalışacağını belirtiyor.
2. Sosyal medya aracılığıyla kurulan ilişkilerde kamusal ve özel alan arasındaki mesafenin azaldığından bahsediyor.
3. Sadakat ve sadakatsizlik kavramlarının farklı bağlamlarda nasıl anlaşıldığını açıklıyor.
4. Hoşlanma, sevme ve aşık olma arasındaki farkları analiz ediyor.
5. Sadakatin bir sözleşmeyi varsaydığını, hoşlanmada ve aşkta sadakatten söz edilemeyeceğini, ancak sevgide sadakat ve sadakatsizliğin söz konusu olabileceğini açıklıyor.
6. Dostluk kavramını inceliyor ve gerçek dostluğun nasıl olması gerektiğini tartışıyor.
7. Evlilik ve ilişkilerde sadakat ve sadakatsizliğin tarihsel ve kültürel bağlamlarını ele alıyor.
8. Aldatma kavramını farklı açılardan inceliyor ve bunun fiziksel mi yoksa duygusal mı olduğu konusunu tartışıyor.
9. Modern toplumlarda sadakat kavramının değişimini ve geleceğini tartışıyor.
10. Sadakat ve doğruluk (sıdk) arasındaki ilişkiyi inceliyor.
11. Lars von Trier'in "Dalgaları Aşmak" filmi üzerinden sadakat ve fedakarlık kavramlarını tartışıyor.
12. Sanatın, özellikle sinemanın, bu karmaşık kavramları anlatmadaki gücünü vurguluyor.
Bu özet, konuşmacının ana hatlarıyla ele aldığı konuları kapsamaktadır. Söyleşi oldukça detaylı ve felsefi bir tartışma içermektedir.
YZ Tarafından Daha Geniş Bir Özet:
Sadakat ve Sadakatsizlik Üzerine Söyleşi Özeti
Giriş:
Geçen yayındaki ücretlendirme konusuna gelen tepkilere ve hakaretlere yönelik sitem.
Sohbet formatında yapılan yayınların yapısı ve süresiyle ilgili açıklamalar.
Sadakat ve sadakatsizlik kavramlarının ele alınacağının belirtilmesi.
Sadakat ve Sadakatsizlik:
Kavramsal Ayrım: Sadakatsizlik ve ihanet arasındaki farklar. Sadakatin dostluk ile ilişkilendirilmesi.
Sıdk ve Sadakat: Sıdkın zıddı kizb (yalan) iken, sadakatin zıddı ihanet. Bu farkın nedenleri.
İlişki Türleri ve Sadakat:
Hoşlanma: Henüz bir ilişki olmadığı için sadakat/sadakatsizlikten söz edilemez.
Sevgi: Süreklilik ve sözleşme içerir, sadakatsizlik olabilir.
Aşk: İrrasyonel ve özdeşleşmeye dayalı, sadakat/sadakatsizlik kavramları geçerli değil.
Sevgi ve Süreklilik: Sevgi, sürekliliği mümkün kılan bir sözleşmeyi varsayar.
Aşk ve Süreklilik: Aşkta zaman kavramı olmadığı için süreklilikten söz edilemez, sonsuzdur.
Dostluk ve Sadakat:
Aristoteles'in dostluk türleri: Haz, çıkar ve kendinden dolayı.
Gerçek dostluk: Karşılıklı hiçbir beklenti olmadan, tamamen özgeci bir sevgi.
Dostlukta yalan ve aldatma olmaz.
Sıdk ve Sadakat Arasındaki Bağ:
Dostluk, özünde kendinden dolayı olduğu için doğruluk gerektirir.
Sadakat, karşı tarafa hiçbir ikincil hesap olmadan bağlılık vaadidir.
Sadakatsizliğin Sınırı:
Hukuki açıdan eylem olması gerekir.
Ahlaki açıdan düşünce ve hayal de sadakatsizlik olarak değerlendirilebilir.
Toplumsal algıya göre değişkenlik gösterir.
Toplumsal Yapı ve Sadakatsizlik:
Çok eşli toplumlarda sadakatsizlik algısı farklıdır.
Geleneksel toplumlarda sadakatsizlik, tanrısal ve toplumsal sözleşmeye aykırılık olarak görülür.
Modern Toplum ve Sadakat:
Modern yaşamda sadakat kavramı zayıflamış ve sorgulanır hale gelmiştir.
Sözleşmelerin ve uzlaşmaların yapısı değişmiştir.
Boşanmaların artması ve evlilik dışı ilişkilerin yaygınlaşması.
Film Önerileri:
Aldatma ve sadakatsizlik kavramlarını işleyen filmler önerisi (Madame Bovary, Anna Karenina, Aşk-ı Memnu, Alt Şapka, Dalgaları Aşmak, Son Gece).
Özellikle Lars Von Trier'in "Dalgaları Aşmak" filmi üzerinde durulması ve filmin sadakat kavramına getirdiği farklı bakış açısı.
Sonuç:
Sadakat ve sadakatsizlik kavramlarının karmaşıklığı ve farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıması.
Toplumsal yapıların, ilişkilerin ve bireysel algıların sadakatsizlik kavramını nasıl etkilediği.
Modern toplumda sadakat kavramının geleceğinin belirsizliği.
Not: Bu özet, söyleşide geçen tüm noktaları kapsamamaktadır. Söyleşinin yapısı gereği bazı konular tekrarlanmış ve farklı bağlamlarda ele alınmıştır. Bu özet, genel bir çerçeve sunmayı amaçlamaktadır.
@@nokta-i.istinatteşekkürler...
Sağol.
,diyor chatgpt.
Hocam sürüden kayıp korkusu olanlar çıldırıyor lakin sayende aydınlanıyor um
Hocam internette yayın yapan, içerik üreten kimi gördüysem hepsi yorumları okumayı bıraktıklarını söylüyorlar. Eminim izleyicilerinizin %99'u bu yayınlar için size son derece müteşekkirdir, ancak sosyal medya olumsuz olan yorumları öne çıkarıyor. Bahsettiğim yayıncıların bir diğer dediği ise, 1000 tane iyi yorum olsun, 1 tane olumsuz yorum onlardan daha çok etkiliyor.
Diğer bir konu ise, internet yayıncılığının yaygınlaşması ile para-social ilişkiler diye bir terim türedi. Her ne kadar binlerce kişiye hitap etseniz de izleyem herkes, sanki ikiniz sohbet ediyormuşsunuz gibi hissediyor. Bu bence güzel bir şey, samimi bir aktarıma olanak sağlıyor, ama maalesef birkaç kişinin adap kurallarını unutmasına da yol açabiliyor.
Sağolun efendim.
Teşekkürler. 🌸
İyi ki varsın ağabey! iki kelam insani, medeni, ufuk açıcı sohbet dinleyebiliyoruz sayende.
"Kendinden dolayı " dediğiniz de dahil olmak üzere Sevgi , aşk birer sanı , varsayımdır . Hepsi en temelde " ÇIKAR "a dayalıdır.İnsanlar "hoşlanır ,beğenir,saygı duyar, takdir eder .İnsanlar bu yaşadıklarına yüce ,ulvi bir anlam katmak isyiyorllar ama bunların hiçbiri sevgi ,aşk değildir.Çünkü aşk ,sevgi tüm bu yaşantıların en temelinde içinde yaşadığı iyi ve hoşluk duygusu vardır.Örneğin bir anne bile bebeğini sevdiğini zannetti anda bile içinde yaşadığı hoşluk iyilik vb durumlar adına o duyguyu yaşar.Sonuçta sevgi ve aşk (bu iki kavramın arasındaki nitel ve nicel farkları gözeterek de dahil olmak üzere ) yoktur.İnsanlar işlerine öyle geldiği için yaşadıkları bu durumu sevgi ve aşk kavramlarıyla adlandırmaktalar.Tanrı sevgisi ,doğa sevgisi,hayvan sevgisi ,anne sevgisi ve hatta Tanrı sevgisi de dahil hepsi çıkara dayalıdır.Eğer varsa ; insan olsa olsa sadece kendini sevebilir; onda bile şüphelerim var.Bütün bunları sizi takdir eden ,son derece beğenen , önemseyen ve paylaşımların nedeniyle size minnet ve şükranla bir takipçiniz olarak yazıyorum.Tüm iyi ,güzel dileklerim ve içten saygılarımla.
İyi akşamlar ❤
Çok teşekkürler
(Yz ile) Konuşmacının anlatımlarından yola çıkarak, evlilik, aile ve kadın-erkek ilişkileri hakkında şu ana noktaları çıkarabiliriz:
1. Geleneksel toplum yapısı:
- Erkeklerin çok eşli olabildiği, kadınların tek eşli olduğu bir sistem.
- Kadınların genellikle ekonomik bağımlılığı.
- Evliliğin sosyal ve ekonomik bir gereklilik olarak görülmesi.
2. Modern topluma geçiş:
- Tek eşliliğe geçiş.
- Kadınların da çalışma hayatına girmesi.
- Evliliğin bir "uzlaşma" haline gelmesi.
3. Annelik ve evlilik:
- Konuşmacı, kadınların çoğunun anne olma içgüdüsü taşıdığını öne sürüyor.
- Bu içgüdü, modern yaşam tarzlarına rağmen, kadınları evliliğe veya uzun süreli ilişkilere yönlendirebiliyor.
4. Aile ve çocuklar:
- Çocuklar, çoğu zaman evliliği sürdürme nedeni olarak görülüyor.
- "Çocukların hatırına" birlikte kalma durumu yaygın.
5. Boşanma ve değişen toplum:
- Modern toplumlarda boşanmaların artması.
- Evlilikten uzak durma eğiliminin artması.
- Farklı ilişki modellerinin ortaya çıkması.
6. Sadakat ve aldatma:
- Geleneksel toplumlarda genellikle kadınların "aldatan" olarak görülmesi.
- Modern toplumlarda hem erkeklerin hem de kadınların aldatabilmesi.
- Sadakat kavramının değişime uğraması.
Konuşmacı, evlilik ve aile kurumunun tarih boyunca değişim geçirdiğini, ancak bazı temel içgüdülerin (örneğin annelik) hala etkili olduğunu vurguluyor. Modern toplumlarda evlilik ve ilişki modellerinin daha karmaşık hale geldiğini, sadakat ve bağlılık kavramlarının yeniden tanımlandığını anlatıyor. Ancak, bu değişimlere rağmen, birçok insanın hala geleneksel aile yapısını sürdürmeye çalıştığını veya en azından bu yapının etkisinde kaldığını ima ediyor.
YZ ile konuşmacının felsefe ile ilgili anlatımını şu şekilde analiz edebiliriz:
1. Felsefenin tanımı:
- Felsefe, "hikmetin bilgisi" veya "hakikatin bilgisine duyulan iştiyak" olarak tanımlanıyor.
- Konuşmacı, "filozofya" kelimesinin etimolojisine değiniyor: "filo" (sevmek) ve "sofya" (hikmet).
2. Felsefenin doğası:
- Felsefe, bir yaşam biçimi olarak görülüyor.
- Sadece akademik bir disiplin değil, hayatın her alanına nüfuz eden bir düşünme tarzı.
3. Felsefeye yaklaşım:
- Felsefe, hoşlanma veya beğenme düzeyinde kalmamalı.
- Felsefeye karşı tutku düzeyinde bir ilgi gerekiyor.
- "90 dakikada felsefe" gibi yaklaşımlar eleştiriliyor.
4. Felsefe ve sevgi ilişkisi:
- Felsefe sevgisi, diğer sevgi türlerinden farklı.
- Bu sevgi, herhangi bir haz veya çıkar beklentisinden azade olmalı.
- Felsefe sevgisi, aşka benzetiliyor - irrasyonel ve tutkulu bir bağlılık.
5. Felsefe ve hakikat:
- Hakikat, doğrulanmayı beklemez; kendini dayatır.
- Felsefe, bu hakikati aramak ve ona ulaşmaya çalışmaktır.
6. Felsefe ve düşünme süreci:
- Felsefe yapmak, kavramları sürekli sorgulamak ve yeniden düşünmektir.
- Konuşmacı, bu sürecin yorucu olabileceğini, ancak düşünmenin doğasının bu olduğunu vurguluyor.
7. Felsefe ve akademi:
- Akademide genellikle felsefe tarihçiliği yapıldığı, gerçek felsefenin ise bir yaşam biçimi olduğu vurgulanıyor.
8. Felsefe ve sanat:
- Sanatın, özellikle sinemanın, felsefi kavramları anlatmadaki gücü vurgulanıyor.
- Sanatçının sezgisel gücü, felsefi düşüncenin ifadesinde önemli bir araç olarak görülüyor.
9. Felsefe ve toplum:
- Felsefenin, toplumsal değişimleri anlamak ve yorumlamak için bir araç olduğu ima ediliyor.
- Kavramların tarihsel ve kültürel bağlamları içinde incelenmesi gerektiği vurgulanıyor.
10. Felsefe ve kişisel gelişim:
- Felsefe, kişinin kendini ve dünyayı daha iyi anlamasına yardımcı olan bir araç olarak görülüyor.
- Felsefi düşünme, günlük hayattaki kavramları ve ilişkileri daha derinlemesine incelemeyi sağlıyor.
Konuşmacı, felsefeyi sadece akademik bir disiplin olarak değil, yaşamın her alanına nüfuz eden, tutkulu bir düşünme ve yaşama biçimi olarak sunuyor. Felsefenin, hakikati arama çabası olduğunu ve bu çabanın herhangi bir çıkar gözetmeden, saf bir sevgi ve tutkuyla yapılması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, felsefi düşüncenin toplumu anlamak ve yorumlamak için önemli bir araç olduğunu ima ediyor.
Bu söyleşide birçok ilginç konu ele alınmış. Analize değer diğer önemli konuları şöyle sıralayabiliriz:
1. Dil ve kavramlar:
- Konuşmacı, kelimelerin ve kavramların tarihsel gelişimi üzerinde duruyor.
- Türkçe, Arapça ve diğer dillerdeki kavramların karşılaştırmalı analizini yapıyor.
- Dil ve düşünce arasındaki ilişkiyi irdeliyor.
2. Aşk ve sevgi kavramları:
- Hoşlanma, sevme ve aşık olma arasındaki farkları detaylı bir şekilde inceliyor.
- Bu kavramların toplumsal ve psikolojik boyutlarını ele alıyor.
3. İhanet ve sadakat:
- Bu kavramların farklı kültürlerde ve tarihsel dönemlerdeki anlamlarını karşılaştırıyor.
- Sadakat ve doğruluk (sıdk) arasındaki ilişkiyi irdeliyor.
4. Toplumsal cinsiyet rolleri:
- Erkek ve kadın rollerinin tarihsel gelişimini ve modern toplumdaki değişimini inceliyor.
- Çok eşlilik ve tek eşlilik kavramlarını tartışıyor.
5. Modernleşme ve toplumsal değişim:
- Geleneksel toplumdan modern topluma geçişin ilişkiler üzerindeki etkisini analiz ediyor.
- Değişen aile yapıları ve evlilik kavramını ele alıyor.
6. Etik ve ahlak:
- Aldatma, sadakat ve ihanet kavramlarını etik açıdan değerlendiriyor.
- Toplumsal normların ve dini inançların bu konular üzerindeki etkisini tartışıyor.
7. Sanat ve felsefe ilişkisi:
- Sanatın, özellikle sinemanın, felsefi kavramları ifade etmedeki gücünü vurguluyor.
- Sanatçının sezgisel gücü ile filozofun kavramsal analizini karşılaştırıyor.
8. Düşünme ve analiz yöntemleri:
- Konuşmacı, kendi düşünme ve analiz yöntemlerini de paylaşıyor.
- Kavramları nasıl incelediğini ve farklı disiplinlerden nasıl yararlandığını gösteriyor.
9. Kişilerarası ilişkiler:
- Dostluk, evlilik, aile ilişkileri gibi farklı ilişki türlerini derinlemesine inceliyor.
- Bu ilişkilerin doğasını ve dinamiklerini felsefi bir bakış açısıyla ele alıyor.
10. Din ve toplum:
- Dini inançların ve kuralların toplumsal ilişkiler üzerindeki etkisini tartışıyor.
- İslam ve diğer dinlerin evlilik, sadakat ve cinsellik konularındaki yaklaşımlarını ele alıyor.
Bu konuların her biri, daha detaylı bir analiz ve tartışma için zengin bir içerik sunuyor. Konuşmacının interdisipliner yaklaşımı, bu konuları felsefe, sosyoloji, psikoloji, dilbilim ve kültürel çalışmalar gibi farklı alanların perspektifinden incelemeye olanak sağlıyor.
Hikmet ve hakikat aynı şey mi?
@@otantix1029 Bence hikmet ; Doğayı ( çevreyi ) ve kendini bilme , anlama gayretinin biriktirilmiş bilgi ve tecrübe edilmiş halidir. Yani hakikati özümsemektir.
@@otantix1029 Soruya YZ verdiği cevap:
Bu soruya cevap verirken, konuşmacının açıklamalarını ve genel felsefi anlayışı göz önünde bulundurarak şöyle bir yanıt verebiliriz:
Hikmet ve hakikat aynı şey değildir, ancak birbiriyle yakından ilişkili kavramlardır.
1. Hakikat:
- Hakikat, gerçekliğin kendisidir. Konuşmacının da belirttiği gibi, hakikat kendini dayatır ve doğrulanmayı beklemez.
- Hakikat, var olan şeyin özü, gerçek doğası olarak düşünülebilir.
2. Hikmet:
- Hikmet ise hakikatin bilgisidir. Konuşmacı, "Hikmet hakikatin bilgisidir" diye açıkça belirtiyor.
- Hikmet, hakikati anlama, kavrama ve onu yaşama geçirme yeteneğidir.
3. İlişkileri:
- Hikmet, hakikate ulaşma çabasının sonucudur. Yani hikmet, hakikati arayan ve bulan kişinin elde ettiği bilgelik olarak düşünülebilir.
- Felsefe (philosophia), tam da bu noktada devreye girer: "hikmet sevgisi" veya "bilgelik arayışı" olarak tanımlanır.
4. Farkları:
- Hakikat nesnel ve değişmez olabilirken, hikmet öznel ve gelişen bir kavramdır.
- Hakikat keşfedilmeyi beklerken, hikmet kazanılır ve geliştirilir.
5. Bağlamları:
- Hakikat genellikle metafizik ve epistemolojik tartışmalarda ele alınırken, hikmet daha çok etik ve pratik felsefe alanlarında kullanılır.
Sonuç olarak, hikmet ve hakikat aynı şey değildir. Hakikat, ulaşılmaya çalışılan gerçeklik iken, hikmet bu gerçekliği anlama, yorumlama ve yaşama geçirme yeteneğidir. Hikmet, hakikate ulaşma çabasının bir sonucu olarak görülebilir. Bu nedenle, bu iki kavram ayrı ancak birbiriyle yakından ilişkilidir.
Hocam üye oldum 2. Seviyeyim ama siz videoyu (sırıtıklar) 5. Seviye yapmışsınız. Kasten mi yaptınız?
Love
"I love you so much," the woman whispered softly as she snuggled up to her husband.
Her husband sighed deeply and, after a short pause, replied, "I love you too, my dear."
The woman asked, "What was that sigh about? You really thought long and hard before answering," she said half-jokingly, half-seriously. It seemed like she was trying to play it off as a joke, but in reality, her husband no longer told her he loved her as often as he used to.
There were moments when her husband would hug her and shower her with kisses, saying, "I love you so much," but it wasn't enough for her to truly feel his love. Still, deep down, she believed he loved her.
The man sighed deeply again and cleared his throat. There was actually nothing wrong with his throat. He always prepared himself like this when he was about to say something that might disturb someone.
"Ahem… Do you really think you love me that much?" he asked.
His wife felt uncomfortable with the question.
"What kind of question is that now? Do you not believe me?" the woman said.
"No, it's not that I don't believe you. I'm just curious if you've ever thought about what true love really is," he said.
The woman, now slightly annoyed, replied, "You're starting with your philosophy again. Love is an expression of a feeling. It's not something that can be reasoned through. I love you, whether you believe it or not."
"Shall I speak openly?" the man asked.
"Go ahead, spill the beans. Let’s hear whatever nonsense you're about to spout again," the woman said. She was sure that, as always, her husband was going to start lecturing and showing off his intellectual side.
"The love you have for me isn't real love. Actually, you're in love with yourself in me," the man said.
"What does that even mean? What are you talking about?" the woman interrupted.
"Let me explain," the man continued. "What would you do if you found out I was with another woman?"
"Look at you! Are you laying the groundwork for something? I'd gouge your eyes out!" the woman exclaimed.
"See?" the man said. "A moment ago, you were talking about how much you loved me, and now you're talking about gouging out my eyes. Imagine how much hate someone must feel to be capable of such a thing."
He knew he was trying to corner his wife with this statement. He enjoyed these little tricks during arguments.
"Oh, come on. I only said that as a figure of speech, but don’t you dare get any ideas. I'd divorce you immediately," the woman retorted.
"So you'd cut off someone you love so much just because they betrayed you?" the man asked.
"Obviously! What else could I do?" the woman shot back.
"And what would happen to your love?" the man asked.
The woman furrowed her brow and narrowed her eyes. "Stop talking nonsense and getting on my nerves."
"Alright, alright. Don’t get angry," he said, planting a kiss on her cheek. Her cheek was burning with anger, as if all the blood in her body had rushed there. There were few things in this world more dangerous than a woman confronted with betrayal, and the man was well aware of this. But now that he had started, there was no turning back. He was determined to see it through to the end.
"Look," the man said, "if you truly loved me, even finding out that I had betrayed you wouldn't damage your love. People make space within themselves to love others, with all their flaws and virtues, and they host these so-called loved ones in that space. The host enjoys this arrangement because it makes them happy-there's a bit of self-interest involved, you see. But the guest has rules to follow. If those rules are broken, the hospitality ends-in our case, that would be betrayal. So the version of me you have in your mind would disappear. In reality, you're not in love with me as a person, but with the reflection of me in your mind. In truth, the one you love isn't me, it's yourself," he said.
"Who continues loving someone after they've been betrayed?" the woman asked.
"My mom," the man said. "No matter what I do, my mom will always love me. She’d never gouge my eyes out," he chuckled. "Her love for me always outweighs everything."
The woman was either going to explode with anger or leave the room without saying anything. The man knew the conversation would reach this point, but he still wanted to get it off his chest.
"To be honest," the man said, "even my mom doesn't really love me."
The woman exclaimed, "Oh my God! I’m going to lose it!"
"My mom is just experiencing a feeling coded into her genes," the man continued. "Her love for me isn’t something she chose out of free will."
"It’s as if we came to this world to drink the poison of loneliness in a desert of lovelessness," he said with a deep sigh.
The woman understood what the man was saying but wasn’t convinced. "So if I cheated on you, you wouldn’t become my enemy and divorce me?" she asked.
A disturbing smile spread across the man’s face, one that unsettled the woman. She knew this smile was the warning sign of an impending explosion.
"If you cheated on me, I would still continue loving you. I wouldn’t immediately think about divorce," the man said and continued, "I’d ask you if you still love me. If you didn’t, there’d be no point in forcing you to stay in this marriage. In that case, divorce would be the best option. But if you still loved me and it was just a temporary whim, excitement, or a biological need-call it whatever you want-I wouldn’t even mention divorce. Because my love for you is as real as it gets, and it wouldn’t diminish just because your body touched someone else's, my dear," he concluded.
"Oh, and by the way, very few people in this world find true love. Don’t forget how lucky you are," he smiled and kissed her cheek again.
"Can I tell you something?" the woman said.
"Go ahead, my love," the man replied.
"If you’re up to something, and all this talk is to cover it up, I swear I’ll cut your balls off," the woman said angrily.
The man laughed as he went to pour some tea, but his wife was already lost in deep thought. A seed of doubt had been planted in her mind.
S. Çotoğlu
❤❤❤❤❤seni sewiyoruz
sevgili hocam, pandemi döneminde film önerisi olarak "the platform" adlı netflix yapımı bizlere tavsiye etmiştiniz. şimdi "the platform 2" netflix tarafından yayınlandı ve sizin ilk filmin ufak bir dip notu olarak bahsettiğiniz "filmin konusu homo sapiens üzerinden Θεία δίκη‘nin, yani tanrısal adaletin bir yorumu." demiştiniz, 2. filmi izledim ve 1. filme dair yorumunuzu hatrımda tutarak bu filmi izledim. filmde geçtiği haliyle "yasayı savunanaları cezalandıramazsın" cümlesinin geçtiği sahne özelinde idrakim zorlandı. tanrısal adaletin yorumunu ile ilgili olarak bu filmi bizler için analiz etmeniz mümkün müdür, sevgilerim ve de saygılarım ile. a.gun
Hocam 2.aşama mantık okutacağınızı söylediniz geçen. Sezonun finalin de sembolik mantık yapabileceğinizi söylemiştiniz sembolik mantık derslerini ne zaman yapabilirdiniz acaba?
Umarım diğerinin arkasından.
Breaking the Waves'i ben de sinemada (4 levent İşbankası kulelerinde sanat filmleri gösterilirdi, milenyumun başlarında) çok seneler önce izlemiştim... Vurucuydu. Konuyla ilgili önerdikleriniz haricinde aklıma gelen 2 sıkı film daha var: 1) Possession (1981, yönetmen: Andrzej Żuławski), kadının kocasını şeytanla aldattığı şok edici bir sahnesi vardır, izlenmesi zor, acayip, rahatsız edici bir filmdir ama izlemeye değerdir. 2) Damage (1992, yönetmen: Louis Malle), çok katmanlı İngiliz burjuva ailede aldatmaya (tabii aldatan kadın Fransız kökenli olacaktır) dair basit ama yine de nefes kesici bir hikayesi vardır. Sağlıcakla..
Kitap bile alip okuyamiyoruz Dücane bey. Pdf. Indirip okumaktan gozlerimiz yaniyor artik. Ülkenin ekonomik durumunu da düşünmeniz gerekirdi. Biz de haklıyiz sizin hakli oldugunuz kadar.
Hocam Kosulsuz sevgi sadece bir annenin cocuguna sevgisidir en cok ki onun da istisnalari vardir Onun disinda degisim varsa, ne sevgide ne askta nede dostlukta sureklilik de yoktur. Felsefeyi hakikatin bilgisi oldugu icin seversiniz dediniz Hakikat degisir bilgi degisir Dehismeyen felsefedir Onun icin seversiniz Sevgiyi seversiniz ama sevgiye muhatap olan hersey degisebilir yada biz degisitiz Size zarar vereni sevmeye inat ve israrla devam ederseniz bunun adi intihardir. Aklin artaya atildigi ireasyonel olan, ask takintidir akliniz basiniza geldiginde gecer. En berbati bu takintininin sizin kendinize asik olmanizla ilgili olmasidir
Hocam merhaba. ''Bir kavramı karşıtı ile anlamak zorundayız'', diyorsunuz. ''Ben kötümser değilim, karamsarım'' sözünüzdeki karamsarlığın karşıtı nedir acaba? İyi geceler...
Yüm videolarınızda ses sorumu var çözerseniz sevinirim
Hocam, 1980'lerin TRT spikeri ayarında diksiyona da gerek yok. Kahveyi yudumlarken dahi yaşanan o kesinti, birebir sohbet ediyormuş hissi veriyor, daha iyi yani. Eleştiren arkadaşlara da ses çıkarmam, haksızlık olur. Onların fikri de kendine...
Hocam , ben eşimin hesabını kullanıyorum . Dolayasıyla kadınım ve çoçuk sahibi olmak istemedim .. bence bu konu üstünde biraz daha düşünmenizi istirham edeyorum . Gerçekten çocuk sahibi olmak istemedim ve hiç de bir pişmanlık duymadım ..!
İstisnalar kaideyi bozmaz.
arkadaşlar, bu ücretli yapılan ilgili yayın hangisidir ?
ben size bir öneride bulunuyum hoca cok uzun ve agir konusuyor diyenler icin.ekranin sahinda ayarlar bolumunde oynatma hizi var onu 1,5 yada 1,75 getirin daha cabuk sekilde dinleyin .hocanin oynatma hizi yuksek ikende gayet iyi anlasiliyor.ben öyle dinliyorum.😅
Teşekkürler.
❤
Hocam, konuları, terimleri. kelimeleri, kavramları öncelikle 21. Yüzyıldaki anlamları ile anlatsaniz diyorum. Biz hakikate yaklaşmak istiyoruz, tarihteki kafa karışikliklari bizimde kafamızi karıştıriyor, zaman kaybettiriyor. Tarihteki filozoflara atıf yapmanıza gerek varmi? Sizin kendi düşünceleriniz bence daha değerli. Çağdaş fikir adamlarınının görüş ve düşünceleri hakikate daha yakın olmalı değil mi?
Can hocam ,
bizim mikrofonumuz cızırtıya vızıltıya takılanların kulağına göre degil
Üyelere özel videolara erişim için 3. Seviye üyelik mi gerekiyor ? Bilen birisi söyleyebilir mi ?
normalde 3 ama bahsettiği video 5
video yarım kalmıştı, cinayet olayını duyar duymaz direk aklıma yarım bıraktığım geldi ve oturup açtım şimdi kaldığım yerdem devam ediyorum.
Yıllar önce sebepsiz şiddet üzerine bir yazınızı okumuştum. Bu cinayet üzerinden insanın vahşi yapısı üzerine derinlemesine girmeniz çok iyi olur hocam. Lars filmlerini izledik evet, Natural Born Killers, evet. Ama birinin bu konuyu temiz bir Türkçe ile bize anlatması lazım. Kafalar yanık.
👏👏
Konuyla doğrudan alakalı
iki daha güncel film önerisi
2002 the unfaithfull
2004 closer
Merhaba. Cok insansiniz, cok tatlisiniz ve sizi cok seviyorum. Ama bazen duymak istemedigim seylere maruz kalmak beni tirmaliyor. Gozunuzun onune caninizi sikanlari getirip soylediginiz seyler beni ara sira rahatsiz ediyor. Birisi mikrofondan cizirti geliyor diyorsa bilin ki cizirti geliyor. En azindan acaba mi diye dusunmenizi beklerim. Dunyanin en pahali ve en buyuk mikrofunu da olsa cizirti yapabilir. En basiti kayittan sonra videonuzu dinleyip saglamasini yapabilirsiniz veya moderatorleriniz teyid edebilir. Demek ki soylediginiz herseyi net duymayi istiyoruz, cizirtiyla dikkatimizi cizmek istemiyoruz. Sahi, neden konusmak zorunda degilim, siz de dinlemek zorunda degilsiniz diyorsunuz? Bu, zaten malum degil mi? Uyelik de ayri bir konu... Uye olabilen olur, olamayan veya tercih etmeyen olmaz. Mikrofon ve uyelik konusunda ders vermenize ne gerek var? Bazi kanallarin videolarina begenmeyen biri yorum yapinca bir baska dinleyici begenmiyorsan izleme diyor... Sanki izleyince begenmek zorunda. Hem izleyip hem de begenmeme hakki yok mu? Sizinki de bunun daha dolayli yoldan ve daha kibarca soylenmisine benziyor. Size, ailenize ve ekibinize saglik ve huzur diliyorum.
Konuya odaklı değilsiniz!
@@seslidusunuyorum.A.S.A. o seviyor, aldatabilir, kızabilir, sitem edebilir. Ama aşıklar hoca söyleyene kadar cızırtıyı hiiiç duymadılar bile.
@@oguzhan1123 Ben sese cok duyarli biriyim ve cizirtiyi kendim duydum. Ama Ducane Bey'in bunun uzerinde durmasi ve kendini alakadar etmeyecegini soylemesine biraz alindim. Belki gereksiz bir hassasiyet gostermisimdir.
@@seslidusunuyorum.A.S.A. Hele ki uye biri olarak, onyargili olmamaniz tercih edilirdi.
Tebrik ediyorum, deyim yerindeyse hem nalına hem mıhına✨ insan insana böyle dost olur. Herkese kulak veririm ama bana böyle yaklaşan birine Dücane bey gibi daha da dikkat kesilirim ve mutlu olurum. ✨
12:43 şimdi ekip, isim vermeden böyle oldu, cevap verirse ne olacak. Tek tarafli olayını sevmedim.
Öncelikle emeğinize sağlık çok büyük bir iş yapıyorsunuz. Bunu yapabilen çok az insan var. Ancak hangi yanlışınızı düzeltelim geleneğe göre söyledikleriniz doğru ama hukuki anlamda ve gerçekte; islamda cariyelik yok recm yok 4 eşlilik (savaş hali haricinde, günümüzde sivil toplum kuruluşları ile de korunabilir) yok, bunun üzerine temellendirdiğiniz tüm düşünceler ve oradaki sözcüklerin etrafında dolaşmalarınız boşlukta kalıyor. Siz nasıl ki felsefe yapıp doğruyu yanlışı ayırt ediyorsunuz, geleneksel anlayış da akıl ve kalp bütünlüğü ile islama baktığınızda paramparça oluyor. İnsan kadar kurnaz ve herşeyi kendi çıkarlarına yontan bir varlık her şeyi ters yüz etmesi normal. Hiç bir zaman gücün yanında yer almamak gerekiyor. Suça, günaha ve en önemlisi hukuksuzluğa batıran en büyük zaaf oradan geliyor.
🌸💮🌺🌼
Aşk, hakikattir fakat doğru değildir.
Sevgi,hakikattir ve doğrudur.
Hoşlantı ise,doğrudur fakat hakiki değildir.
keşke " breaking the waves" filmi yorumlansa
❤❤❤
O "sevimsiz" konusmayi tam dinlerken, dinleyemez oldum. Uyelere ozel bir konusma ayarlari devreye girdi. :( Saglik olsun, ustadim. Sizi bilen biliyor. En onemlisi sizin kendinizi biliyor oldugunuz.
hocam mikrofonu değiştirseniz iyi olacak... çok patlama çatlama oluyor. kulaklık ile dinleyenler için biraz fazla rahatsız edici olabiliyor.
🌺
Çok teşekkürler,Süper bir konu🌿💫
Evlenmeden önce okunması gereken kitaplar, evliler de;
Kitaplar:
1. Aşık Olmak” Ayala Malach Pines
2. Rollo May "Aşk ve İrade"
3. “Hayat Denen Oyun” Eric Berne
4. “Kendine Bakma Kitabı” Cem Mumcu
5. 1.”Konuşmamız Lazım” , 2. Beş Sevgi Dili” Gary Chapman
6. “Aşk Asla Yetmez” (Beck, 1988)
7. “Eş Seçiminden Evliliğe Yaşam Döngüsü" Prof.Dr.İlkay Kasatura,
8. “Güç=Para+Penis" Dr.Ufuk Akın,
9. 1."Erkek'çe” 2."Kadın'ca" Cem Keçe Cem Keçe tüm kitapları
10. “Yaşasın Orgazm" Dorion Solot ve Marshall Miller,
11. "Aşk Sinyalleri" David Givens
12. “Kadın Beyni”, 1.2-"Erkek Beyni” Dr.Louann Brizendine
"tutku"yu sanki es geçtiniz sevgili üstat.
🧿🧿🍀🍀🍀🍀
Gasleig filmni seyretim Almanca 👍
Dücane bey benim için üyük bir düsünce insani siniz ama sizin milliyetçilik ve siyasal islam düsünceye geçmisiniz olmasaydi ulusal bir insan olurdunuz yada bana öyle veliyor sizi özenle dinliyorum bana çoksey katiniz
Ben, zamanın deneyimlediği doğanın , deneyimiyim.
“Sevgili hocam her bir kelimen, Nil’in derin sularındaki gibi sakin ve anlam dolu. Kimisi hızla akıp giden nehirlerin sesini tercih edebilir, ama derinliğini ve akışındaki dinginliği bilenler, sözlerinin ne kadar kıymetli olduğunu anlar. Yavaş konuşmuyor, her kelimenle ruhu besliyorsun.”❤
Bu insanlari anlamakta zorlaniyorum herşey icin bir Problem bulmak eleştirmek kime ne getiriyor yok yavaş konuşuyor yok ses gelmiyor yok bugün yayinda niye su içtin😅 bir felsefeciyi dinleyip böyle basit şeylere takilanlar siz doğru yerdemisiniz düşünün biraz🤔 bu eylem içinde beyin lazim ama
Hocam ebu leheb adamın ismi değil lakabıdır
Gerçek isminin abduluzza olduğu birçok kaynakta geçiyor
Kızıl Maske de öyle.
Dr Purplepill..
❤😅
🙋🏻♂️🍷🌈
Hocam üzgün ve bitkin bir durumdayım babacığımı kaybedeli 1 yıl olmadı iyi ki varsınız
Siz nasıl bi zihne sahipsiniz anlamıyorum! Örneğin erik yerken; ulan erik sen ekşisin biraz tatlı ol, diyor musunuz? Karpuz yerken; keşke biraz acı bir tadı olsaydı, diyor musunuz? Canı kaymak isteyen mandıraya gitmeli, manava değil. Hocanın tarzını beğenmiyorsanız izlemeyebilirsiniz diye düşünüyorum.
🤍
Sayın hocam, bu kadar açıklama bile aslında "aklı başında izleyici için" gerekli değil. Ülkemizde hakikaten "odundan öte" o kadar kaba saba kendini beğenmiş beyinler var ki, ne deseniz fayda etmez. Sizin bu kültere nasıl ulaştığınızdan bihaberdirler; sizin büyük bir emekle bu sohbetleri sürdürmek için hayatınızdan verdiğiniz zamanı anlamaları da mümkün değildir. İhsan İnekci rumuzlu arkadaşımızın da vurguladığı gibi, size çıkışan "çıkar" sahipleri saygıdan yoksun kişilikleri nedeniyle hüsrana uğradıklarını düşünüyorlar. Siz lütfen iyi, değerli, bilmek isteyen insanların yanında olmaya devam edin. İstediğiniz yavaşlıkta, hızda, ahenkte konuşun, bu bizim hiç konumuz değil, olamaz da. Varlığınız bizim için onurdur. Yergide bulunan mankafaruhluların edepsizliklerini görmeyin gitsin. Bunlar kendilerine, en yakınlarına, ailelerine de aslında yüzkarası sürülerdir.
Öte yandan, ben de sizin yaşınızdayım, sizin programlarınız ardından kaç kitaba başvuruyorum bilseniz daha iyi anlamak, değerleri hayatıma katmak için. Işıdığınız için çok teşekkür ederim. Hayata bakışımda saygı ve sevgide ilerlemem ve entelektüel kimlikte yol almam için çok önemli bir kaynak insansınız. Türkiye'de ve sizi Slovenya'dan sizi takipte olmaya çalışıyorum. Programınız isterse 5 saat sürsün, bu hizmet hiç de kolay olmamalı, anlamaktan onur duymaktan başka ne gelir elimden. Kolayca sizi rahat koltuğumuzda ağırlamak, hem de bedava, daha ne isteriz ki?!
O edepsizlere cevap vermek insani bir durum. Asla pişmanlık da duyulmamalı. Onlar sürüngenliklerine her platformda devam etmektedirler. Sanmayın ki size özgü. Hiç de değil. Ahlaksız ve aydın düşmanlarıdır. Tarihimizde çok vardır ve ne yazık ki; gericilikle sulanır serpilirler.
Hocam bizlere lazımsınız... Eksik olmayın. Emeklerinize özellikle teşekkür ederim. Sizi izlerken gün doğmamıştı, ben memnunum sizi evime misafir etmekten. Saolun varolun.
*Hocam program adına bir mail adresiniz bir yerde sabit olabilir miydi?
Sildiğin videoyu izlemiştim gerçekten son derece düzeysizde ve karakterini ele veriyordu
Teşekkürler ❤
Teşekkürler.
Teşekkürler.
Teşekkürler.
Teşekkürler...