İlk etapta Kubilay beyin bazı yorumları sert mi biraz dedim, biraz daha dinledikçe satır aralarında çok iyi, düşündüren değerlendirmeler vardı, şahane bir ikili olmuş, olmaz öyle saçma bilimden sonra yeni bir favorim oldu.
26:02 - Eski trenlerin son vagununa binmek yerine yeni yollar bulmak, yeni anlatım tarzları, hayat ile yeni ilişkiler kurmak lazım. Gençlik zaten bu değil mi?
İlker Canikligil (1972, İstanbul), Türk film ve reklam yönetmeni, fotoğrafçı, blog yazarı ve UA-camr. / Kubilay Tunçer (1969, Balıkesir) Türk akademisyen, sahne sihirbazı, oyun yazarı, senarist, tiyatro, dizi ve sinema oyuncusu.
Hiç ilgim olmamasına rağmen öyle büyük bir zevkle dinliyorum ki... hele Kubilay Beyin "eski trenin peşinden koşma..." cümlesi, düşüncelerin uçuşu, ifade edilişi şahane, lütfen devam ediniz. Selamlar...
Sesli sinemaya geçişten bahsederken 2012 yapımı "The Artist" filminden de bahsetmenizi umdum. Çünkü kazandığı en iyi film oscarı için Akademinin eskilere selamı gibisinden yorumlar yapılmıştı. İlginç.
Kubilay Tunçer'in oyunculuğunu çok beğeniyorum.Bir zamanlar Anadolu'da ki rolü de çok doğaldı. Doğu'daki baba rolü de efsane... Uzun bir zaman Metin Coşkun'u onun babası sanıyordum çünkü ses tonları ve yüz hatları çok benziyordu :)
11 місяців тому+1
“İş yapmaktan başka gündemi olmaması lazım insanın.” K.T Çok güzel laf yaaa, ben demiş olmayı isterdim:)
Babylon filmi gerçekten muhteşemdi! Özellikle oyuncu performansları olağanüstü!... Bazı sahneler çok absürt olsada oyunculuk her şeyi "olabilir!" kılıyor! Sessiz sinemadan sesli sinemaya geçiş sürecini en iyi anlatan yapım Charlie Chaplin belgeseli oldu bence! O da olağanüstü güzel bir yapım!
Kubilay Tunçeri ilk kez o zaman çalıştığım yapı krediye konuşmacı olarak geldiğinde tanımıştım. Daha sonra TV’de ve filmlerde özellikle ölümlü dünyada görmek güzel bir süpriz olmuştu. Flu TVdeki sohbet ise harika 👌 İlker bu işi biliyor
Ben sadece basit bir sinema izleyicisiyim. Bu programında kafa açmasını seviyorum. Başka başka şeyler anlatıyor arada canikligil "biz de chazelle i youtube da program yapanlar olarak eleştiriyoruz" diyerek 3. kişiyi de oynuyor. Arkadan gençler romantik kafa açıyor. Velhasıl güzel program, elinize sağlık
Hocam, Truman Show’un yazarı, dâhi yönetmen Andrew Niccol’ü incelediğiniz bir bölüm yapsanız keşke. Kral Presheva’nın deyimiyle kendisi uçurum kafa biri ama değeri pek bilinmiyor bence
Yine nefes gibi bir program. Sinema / hollywood tarihine bakis kisimlari gercekten mükemmel. Cok iyi bir duo oldunuz. Ilker Hoca'nin Kubrik gibi "al hayallerine gore takil" diye acik cek verilen yonetmen devrinin kapanmasina katiliyorum, belki Tarantino son kalan örneklerinden olabilir.
orda bölümü beğenmeyen arkadaşlara kolum....neyse neyse sakin kalalım. flu'nun en kaliteli 2-3 içeriğinden birinin hız kesmeden devam etmesi dileğiyle. yine çok keyifli bir sohbet olmuş, ağzınıza sağlık.
Hocam ne gerek var sinirlenmeye, nüfusun düşmesi nüfusun elemanları için iyidir, doğru kitleye ulaşmak adına kanal adına da iyidir. Biz buralardayız, yalnız değilsiniz, sinirlenip kendinizi germeye hiç gerek yok, sağlık önemli 👍🏻
Holywood 'un şasası, sahne arkası vs iyidir kötüdür tartışılır ama sizin de başta belirttiğiniz gibi, gazeteci kadının konuştuğu sahne çok çok iyiydi. Brad Pitt de hünerini göstermiş. Gerçekliği o sahneye taşımış gibiydi, kendi fikrimce orada oynamadı, gerçekliği, bir aktörün (aktristin) bu meslekte yaşadığı değişim ve dönüşümü oynamadan, kendisi olarak aktardı. Filmin en en iyi sahnesiydi. Gerisi zaten anlattığınız gibi 🙂
Babylon benim için 3 tane birer saatlik klip gibiydi. Özellikle ilk saatinde çok eğlensem de film gibi gelmiyor bana. Sonuna bir de hey gidi sinema vardı be der gibi slayt gösterisi koyması üstüne mum dikti.
21:48 İlker hoca oöşs in bir bölümünde ben profesyonel yönetmenlik hizmeti veriyorum. Sevdiğim / istediğim şeyi kendim çekiyorum gibi bişey diyordu, reklam filmi - kısa film farkı için. Nomadland in yönetmeni de öyle aç mı kalalım demiştir. Bulduğu para ile başka istediği şey yapabilir.
5 місяців тому
Nomadland izlememiştim. İlker Canıklıgil bir şey için çok iyi mi dedi? O vakit izlemek gerek zira bu çok ender olur 😄
Filmi izlerken iki duygu hakim olmuştu bana. Birincisi Dejavu, ben bu filmi daha önce izlemiştim gibi hissettim, daha sonra Signing in the Rain ile çok benzerliği olduğunu fark ettim. İkincisi sonuna doğru dağınıklık hissi ama bunu bir dönemin popüler insanlarının artık dağılıp kaybolmuş olmasına bağlamıştım. Dağınıklık hissimiz ortak ama siz filmi yorumlarken Signing in the Rain den hiç bahsetmediniz sanırım... 😅
Filmi izledigim her andan keyif aldim, mutlaka seyredilmeli, tabi ben sadece siradan bi izleyiciyim, bu yorumlarinizin dogruluguhakkinda hic bir fikir beyan edemiyorum. Muziklerinden de cok keyif aldim, "coke room" parcasi harika.
Şahane bir bölüm yine 😍 sizin izleyici kitleniz ile örtüşmüyor olabilir çalışan profiliniz İlker Bey, siz kendi sevdiğiniz şeyleri yapınca biz bayılıyoruz.
keyifli bi program olmuş. ilker hocam kendini kopyalayıp aynı anda bir sürü program çekebilse keşke. hocam kendinizi scale etmenin bi yolunu bulmanız lazım acilen
hocam videoyu izlerken bi yandan da filmi indiriyordum keşke spoiler ibaresini başlığa atsaydınız çünkü zınk diye spoiler vericem şimdi deyip spoilerı vermen 0,1 saniye sürdü durduramadım bile yedim gitti spoilerı şimdi filmi biraz tatsız izlicem :)
bu videoyu izlemek için önce filmi izledim, sonra geri videoya geldim, 5 gün sürdü filmi izlemem, çok uzun ve biraz da zor akan bir film. eşime filmi anlatırken dizi benzetmesi yapmıştım, kendi içinde bütüncül bir kurgusu yok, aynı oyuncularla farklı konuları anlattığı bir kaç bölüm televizyon dizisi olabilirdi. bence de filmin kurgusundan dolayı kaçırılmış fırsatlar var, düz yazı gibi cümlelerin sonuna nokta koya koya ilerleneceğine, bu hikaye bitti şimdi diğer hikayeye geçiyoruz sıradanlığı yerine hikayetleri finalde bağlayabilirdi, böylece dramatik etki de artardı.
filmle ilgili iki sorum olacak. 1) sessiz film döneminden doğrudan sesli çekime mi geçildi? Arada hiç dublajlı film dönemi olmadı mı? 2) filmdeki kamera-güneş batıyor sahnesiyle İbrahim Tatlıses sinemasına bir selam mı çakılmıştır?(bkz... youtube>>ibo güneş gidiyor)
hocalarım spike jonze'un 'her' filmi hakkında sizden bir şeyler dinlemek isterim. O tip bir teknoloji ile birlikte belki de sanat anlayışımız da bu şekilde daha da çok kişiselleşecek gibi geliyor. Dikkate alırsanız eğer çok memnun olurum
Chazelle'nin ilk filmi tam olarak bir öğrenci filmiydi. Ne çok iyiydi ne çok kötü, standart diyebiliriz. Ama bence Whiplash ve La La Land ile özellikle senaristlik ve görüntü yönetmenliği açısından nokta atışı yapmış ve bence son yılların en iyi filmlerini yapmıştı. Ayrıca oyunculuklar da güzeldi. First Man on the Moon hakkında söyleyebileceğim pek fazla bir şey yok, kötü olmayan ve bazı kişiler (özellikle de sert Amerikan'lar.) tarafından çok sevilen standart bir gişe filmiydi. Ona bir yorum yapamam ama o filmle Chazelle'nin sabit bir Genre'sini olmadığını. Para - Sanat her şeyi yapabileceğini anlamış ve biraz da Chazelle çok iyi bir yönetmen olacağından şühpe duyup, şevkim kırılmıştı. Çünkü onun daha bir sürü güzel şey çekebileceğini umuyordum. Babylon geldi, tüm düşüncelerim sıfırlandı ve First Man sıradan bir flop'tu düşüncesiyle izlemeye gittim. Filmi beğendim beğenmesine çünkü adeta bir öze dönüş yaşamıştı ve oyuncuları ile konusu bakımından oldukça ilgimi çekiyordu. Ama sizin de programda söylediğiniz çoğu şeye katılıyorum, filmin epey bir eksiği var ve bunların çoğu hikaye anlatımında bence. Her neyse daha fazla yazmak istemiyorum ama bana Babylon, harcanmış bir potansiyel gibi geldi. Sonuç olarak Chazelle ileride çok iyi işler çıkarabilir, şu ankinin üstüne koyabilir o ayrı bir mesele. Ama muhtemelen hiçbir zaman bu kadar para yağdırılamayacaktır yapım şirketleri tarafından... Çünkü birnevi üst üste 2 flop çok kötü ve dehşet verici bir durum, en azından onun adın tabii, Oscarlar'da ise haksızlık yapıldı bence. En azından birkaç ödül için aday olarak gösterilebilirdi hiç verilmese bile, yazık oldu. (uzun metraj çekecek olan arkadaş MJ'mi Mert Bey mi? Kumru Hanım mı? cidden merak ettim :D) Ben de yönetmen olmak isteğindeyim.
Başıma bir şey gelmeyecekse Steven Spielberg'ün ortak idari yapımcısı olduğu First Man çok iyi bir filmdi.Bakmayın şimdi Oppenheimer da bir Christopher Nolan filmi olmasaydı eğer, bu dönemde o da First Man gibi gişe fiyaskosu olur çıkardı.
Spoiler konusunda hiç de rahatsız olmayan ve aksine spoilera göre film izleyen bir takipçşniz olarak ilk fırsatta izleyeceğim filmi ve sankç anlatılanlar bşraz da Sunset Bulavarı'nı çağrıştırdı bana..Spoilerları esirgemeden serinşn devamı dileklerimle🤗
Babylon gerçekten çok güzel bir filmdi niye o kadar eleştirildi anlamakta güçlük çekiyorum. Sinemada izlediğime en sevindiğim filmlerden biriydi. Sinemayla dalga geçme halleri vesaire süperdi
bir güruh var, değişik bir şey görünce oo çok iyi filan diyorlar. şimdi de Joaquin Phoenix'in son çıkan filminde sıra. 3 saatlik eziyetten başka birşey değildi bence. daha önce la la land için de aynısını söylemiştim, oscar töreninde babayı aldı!
Bu seriyi pek sevdim. Geçen bölümü de sevmiştim ve çok şaşırdım bunun nesi sürpriz ,, on numara sohbet ediyorlar ve bu sohbet sevilir ve tutar , kimyası tutan ikili oldukları hissi bana bu bölümde de geçti. Mustafa sevenin sallanan tahtının sesleri geliyordu :) Mustafa Bey'i severiz aman Mustafa Bey bu ikiliye dikkat ! :) hahaha
20:15 Boogie Nights filmine olmamış dediniz ve elendiniz İlker Bey :) Olmamış demenizin sebebi filmin iyi olmaması mı yoksa filmin iyi gişe yapmamış olması mı? Filmi defalarca izledim ve Boogie Nights bence oldukça olmuş bir filmdir. Her sene 1 kere izlerim. ek: Ayrıca Julianne Moore hayranlığınızı da biliyoruz. Onun hatırına filmi bir kez daha izleyiniz bir şans veriniz derim. (muhtemelen minimum 10 yıl önce izlemişsinizdir Boogie Nights filmini)
Sorunu su: Cok romantize ediyor sonra toparlayamiyor. Film uzun. Porno oyuncularini geri zekali olarak gosteriyor ama bir yandan da kiyamiyor. Gencti o filmi yaptiginda. Normal ama iyidir yine de
Filmin açılış sahnesinde NeoFellini filmi demiştim ben de , sonra azalarak bitti o ama ilk başta kızın güneşin doğuşuyla avluya çıktığı sahne özellikle fellinivari hissettirdi. İlker Bey siz de az çakal değilsiniz. Fellini benzerliğine videonun sonuna kadar değinmeyip bir nevi Kubilay Bey'in bu benzerliği fark edip etmediğini çözmüş oldunuz. ek:Babylon filmi hakkında konuşuluyorsa "Fellini filmleri ile olan benzerliği" film hakkındaki en önemli 2-3 unsurdan biridir.
Sihirbazın şapkasından tavşan çıkması normal sayılabilir, ama Celal Şengör ayarında birinin çıkması çok şaşırtıcı. Teşekkürler İlker hoca, bir dahaki sefere görüşmek üzere
Cok basarili bi bolum olmus. Babylon u okuyunca once cekindim, ya ne gerek var, baska film konussaydiniz keske dedim ama, cok da sahane bir incelemesi ve yorumu olmus filmin. İnsanlar maalesef film ve sinemadaki, su basit formulu cozemediler bir turlu. Cok emek harcayacak ya da nitelik anlaminda farkli ufuklar acabilmis her film, iyi film demek degil maalesef. Ne yapiyor olursaniz olun, odak noktaniz hedef kitleniz maalesef. Hedef kitlenizin cogu da malsa, onlara uygun filmler yapacaksiniz. Cunku sinema sanat degil, sanatin kullanildigi bir urun sadece. Bu, yeni ufuklara yelken acmadan, denemeden, risk almadan filmler yapmayalim demek degil. Sadece dozunu ve ayarini tutturabilmek onemli. Yani toplum icin sanat yapiyorum diye, sanat kalitenden verecegin odunun dibine vurmayacaksin. Ama bunu tuketen insanlara da, meraklar uyandirip kafalarini acacak seviyenin altina da inmeyeceksin. Ki sinema gelismeye ve varolmaya devam etsin, guzel bir hikaye anlatma araci olarak varolup buyumeye devam etsin. Misal yakin zamanda bu dedigim anlamda cok basarili buldugum bir film var. Hem de netflix filmi. "Three Thousand Years of Longing" gayet basarili bir filmdi misal. Sinemanin gelecegi ise maalesef huzun dolu. Bunun sebebi de, sosyal yapilarimizin degismesi ne yazik ki. Eskiden, cok degil yani 20 kusur sene once, insanlarin bireysel iletisim ve etkilesim duzeyleri coook daha dusuktu. Yeni sosyal yapilarda, filmler bir sosyal birlesme araci olmaktan cikiyorlar artik. Daha kucuk komunlere hitab eder hale gelecekler global tuketim urunleri olmak yerine. Bu filmleri bitirmeyecek, ama sinema bitecek ya da evrim gecirecek demek. Yani filmler hep olacak, ama artik sinema seklinde, bildigimiz hollywood seklinde olmaya devam edecek mi muallak. Gelisen cgi ve teknoloji sayesinde de, 100m dolarlik butceli filmler yerine, farkedemeyeceginiz olcude, mish gibi yapan iceriklerle muhattap olacaksiniz ileride.
Çok önemli bir şey yapıyorsunuz. Sağolun... Tek önerim çekimden önce filmi bize de haber vermeniz. Arada izleriz daha çok keyif alırız.
Bu şahane fikir.
Ikilinin kimyası çok tuttu...iki arkadaş in sohbetlerine kulak kabartıyor hissi çok güzel olmuş ....😅
Teşekkürler.
Teşekkürler. Filmi hiç bilmediğim için tam adapte olamadım ama sözüm vardı😅
İlk etapta Kubilay beyin bazı yorumları sert mi biraz dedim, biraz daha dinledikçe satır aralarında çok iyi, düşündüren değerlendirmeler vardı, şahane bir ikili olmuş, olmaz öyle saçma bilimden sonra yeni bir favorim oldu.
Bu adamlar hic ilgilimi cekmeyen hic fikrimin olmadigi bi konuda konussalar bile bayila bayila dinliyorum❤
Kubilay Tunçer şahane. Tam bir sanat insanı ...
26:02
- Eski trenlerin son vagununa binmek yerine yeni yollar bulmak, yeni anlatım tarzları, hayat ile yeni ilişkiler kurmak lazım. Gençlik zaten bu değil mi?
İlker Canikligil (1972, İstanbul), Türk film ve reklam yönetmeni, fotoğrafçı, blog yazarı ve UA-camr. / Kubilay Tunçer (1969, Balıkesir) Türk akademisyen, sahne sihirbazı, oyun yazarı, senarist, tiyatro, dizi ve sinema oyuncusu.
Hiç ilgim olmamasına rağmen öyle büyük bir zevkle dinliyorum ki... hele Kubilay Beyin "eski trenin peşinden koşma..." cümlesi, düşüncelerin uçuşu, ifade edilişi şahane, lütfen devam ediniz. Selamlar...
Hepimizin bir yerlere sarılmaya ihtiyacı var " ne güzel cümleydi
"çok güzel ama çok güzel bir hiçbir şey." atasözü gibi laf. bayılıyorum bu ifade edişin açık ve netliğine. ❤
Çok iyi muhabbet, arayı açmadan devamını diliyoruz❤
Cok uyumlusunuz hep devam etsin bu program🎉❤
Three Billboards Outside of Ebbing, Missouri veya In Brugge'e de bir el atsanız şahane olur.
Özellikle In Bruges efsane bir film 👌
Sesli sinemaya geçişten bahsederken 2012 yapımı "The Artist" filminden de bahsetmenizi umdum. Çünkü kazandığı en iyi film oscarı için Akademinin eskilere selamı gibisinden yorumlar yapılmıştı. İlginç.
kubilay üstadı süper beğenerek takip ediyorum, iyi ki buraya da geldi ❤❤❤
Efsane ikili, ESG-İlker hoca’dan sonra kimyanın en çok tuttuğu konuk 👏👏
Kubilay hoca fena kafa açıyor 😁😄
ne olur bitmesin bu seri. kubilay hocamla mümkün olduğu kadar fazla format çekerseniz ben şahsım adına çok memnun olurum.
Ilker bey goygoya sarmaya calissa da Kubilay beyin yorumlari ve tespitleri cok iyi. Devam edin.
Kubilay Tunçer'in oyunculuğunu çok beğeniyorum.Bir zamanlar Anadolu'da ki rolü de çok doğaldı. Doğu'daki baba rolü de efsane... Uzun bir zaman Metin Coşkun'u onun babası sanıyordum çünkü ses tonları ve yüz hatları çok benziyordu :)
“İş yapmaktan başka gündemi olmaması lazım insanın.” K.T
Çok güzel laf yaaa, ben demiş olmayı isterdim:)
Sohbet çok güzel olmuş, emeğinize sağlık, aylık olarak gelsin;))
editörün ellerine sağlık çoookkk teşekkürrrr eeeedddeeerrrriiizzzz❤❤❤❤
Babylon filmi gerçekten muhteşemdi!
Özellikle oyuncu performansları olağanüstü!...
Bazı sahneler çok absürt olsada oyunculuk her şeyi "olabilir!" kılıyor!
Sessiz sinemadan sesli sinemaya geçiş sürecini en iyi anlatan yapım Charlie Chaplin belgeseli oldu bence! O da olağanüstü güzel bir yapım!
Kubilay Tunçeri ilk kez o zaman çalıştığım yapı krediye konuşmacı olarak geldiğinde tanımıştım. Daha sonra TV’de ve filmlerde özellikle ölümlü dünyada görmek güzel bir süpriz olmuştu. Flu TVdeki sohbet ise harika 👌 İlker bu işi biliyor
Ben sadece basit bir sinema izleyicisiyim. Bu programında kafa açmasını seviyorum. Başka başka şeyler anlatıyor arada canikligil "biz de chazelle i youtube da program yapanlar olarak eleştiriyoruz" diyerek 3. kişiyi de oynuyor. Arkadan gençler romantik kafa açıyor. Velhasıl güzel program, elinize sağlık
Deliliğe devam ettiğin için teşekkürler QB 🙏🏻
Şahane bölüm 🤍💐
bravo hocam ağzınıza sağlık
Hocam, Truman Show’un yazarı, dâhi yönetmen Andrew Niccol’ü incelediğiniz bir bölüm yapsanız keşke. Kral Presheva’nın deyimiyle kendisi uçurum kafa biri ama değeri pek bilinmiyor bence
Çok beğeniyoruz efem ne münasebet 👏
video için çok teşekkür ederrriiizzz❤❤❤❤🎉🎉🎉🎉
❤
İzlediğim her filmin sonrasında dinlemek isteyeceğim bir yorumcu
Babylon filminden çıkınca muazzam görkemli bir rüyadan uyanmış gibi hissetmiştim. Harika bir filmdi.
Hocam bu serinin tutması bi nevi OÖSŞ özü gibi olması. Sinema bu kanalın özü.
Seri güzel de izlemek için filmi de izlemek lazım, sadece o problem
Izleyip gelince cok daha zevkli oluyor, bu kalitede kanal trde yok
Dimi :')
Yine nefes gibi bir program. Sinema / hollywood tarihine bakis kisimlari gercekten mükemmel. Cok iyi bir duo oldunuz. Ilker Hoca'nin Kubrik gibi "al hayallerine gore takil" diye acik cek verilen yonetmen devrinin kapanmasina katiliyorum, belki Tarantino son kalan örneklerinden olabilir.
orda bölümü beğenmeyen arkadaşlara kolum....neyse neyse sakin kalalım. flu'nun en kaliteli 2-3 içeriğinden birinin hız kesmeden devam etmesi dileğiyle. yine çok keyifli bir sohbet olmuş, ağzınıza sağlık.
Hocam ne gerek var sinirlenmeye, nüfusun düşmesi nüfusun elemanları için iyidir, doğru kitleye ulaşmak adına kanal adına da iyidir. Biz buralardayız, yalnız değilsiniz, sinirlenip kendinizi germeye hiç gerek yok, sağlık önemli 👍🏻
Program muhteşem olmuş, emeğinize sağlık. Özellikle Damien Chazelle'i tioktoka davet etmeniz 😊😊
Babylon muazzam bir filmdi özellikle ilk 1 saati çok iyiydi ve burada konuşmanız çok güzel
Devami ne zaman hocam
Flu TV'nin en harika ikilisi.
Holywood 'un şasası, sahne arkası vs iyidir kötüdür tartışılır ama sizin de başta belirttiğiniz gibi, gazeteci kadının konuştuğu sahne çok çok iyiydi. Brad Pitt de hünerini göstermiş. Gerçekliği o sahneye taşımış gibiydi, kendi fikrimce orada oynamadı, gerçekliği, bir aktörün (aktristin) bu meslekte yaşadığı değişim ve dönüşümü oynamadan, kendisi olarak aktardı. Filmin en en iyi sahnesiydi. Gerisi zaten anlattığınız gibi 🙂
Babylon benim için 3 tane birer saatlik klip gibiydi. Özellikle ilk saatinde çok eğlensem de film gibi gelmiyor bana. Sonuna bir de hey gidi sinema vardı be der gibi slayt gösterisi koyması üstüne mum dikti.
Ben bu iki güzel insanın hiç komik değil kanalına bir göz gezdirmesini istiyorum. Umarım bakarlar ve biraz umut ışığı görürler. Tekrar güzel bir video
Whiplash' i abartılı bulduğunu söyleyenler, hayatlarında hiç bir şeye aşırı tutkuyla bağlanmamış gibi geliyor bana...
21:48 İlker hoca oöşs in bir bölümünde ben profesyonel yönetmenlik hizmeti veriyorum. Sevdiğim / istediğim şeyi kendim çekiyorum gibi bişey diyordu, reklam filmi - kısa film farkı için. Nomadland in yönetmeni de öyle aç mı kalalım demiştir. Bulduğu para ile başka istediği şey yapabilir.
Nomadland izlememiştim. İlker Canıklıgil bir şey için çok iyi mi dedi? O vakit izlemek gerek zira bu çok ender olur 😄
Filmi izlerken iki duygu hakim olmuştu bana. Birincisi Dejavu, ben bu filmi daha önce izlemiştim gibi hissettim, daha sonra Signing in the Rain ile çok benzerliği olduğunu fark ettim. İkincisi sonuna doğru dağınıklık hissi ama bunu bir dönemin popüler insanlarının artık dağılıp kaybolmuş olmasına bağlamıştım.
Dağınıklık hissimiz ortak ama siz filmi yorumlarken Signing in the Rain den hiç bahsetmediniz sanırım... 😅
34:57 i feel it bro
nefis içerik
Babylon diyince inanılmaz heyecan yaptım ...sandım ki Babylon 5 den bahsediyorsunuz ... ama o Babylon da sevdim o ayrı
Filmi izledigim her andan keyif aldim, mutlaka seyredilmeli, tabi ben sadece siradan bi izleyiciyim, bu yorumlarinizin dogruluguhakkinda hic bir fikir beyan edemiyorum.
Muziklerinden de cok keyif aldim, "coke room" parcasi harika.
Şahane bir bölüm yine 😍 sizin izleyici kitleniz ile örtüşmüyor olabilir çalışan profiliniz İlker Bey, siz kendi sevdiğiniz şeyleri yapınca biz bayılıyoruz.
Whiplash "davullu karate kid"dir..
keyifli bi program olmuş. ilker hocam kendini kopyalayıp aynı anda bir sürü program çekebilse keşke. hocam kendinizi scale etmenin bi yolunu bulmanız lazım acilen
Hocam kamerayı biraz daha uzağa koyabilir misiniz
Çpk çok teşekkürler
Biraz geç oldu ama teşekkürler 🎉
5:15 teki eleştiri tam da Cem Yılmaz'ın filmleri için benim düşündüklerim.
hocam videoyu izlerken bi yandan da filmi indiriyordum keşke spoiler ibaresini başlığa atsaydınız çünkü zınk diye spoiler vericem şimdi deyip spoilerı vermen 0,1 saniye sürdü durduramadım bile yedim gitti spoilerı şimdi filmi biraz tatsız izlicem :)
Kubilay hocam efsane mimikleriyle
Ujuzız
bu videoyu izlemek için önce filmi izledim, sonra geri videoya geldim, 5 gün sürdü filmi izlemem, çok uzun ve biraz da zor akan bir film. eşime filmi anlatırken dizi benzetmesi yapmıştım, kendi içinde bütüncül bir kurgusu yok, aynı oyuncularla farklı konuları anlattığı bir kaç bölüm televizyon dizisi olabilirdi. bence de filmin kurgusundan dolayı kaçırılmış fırsatlar var, düz yazı gibi cümlelerin sonuna nokta koya koya ilerleneceğine, bu hikaye bitti şimdi diğer hikayeye geçiyoruz sıradanlığı yerine hikayetleri finalde bağlayabilirdi, böylece dramatik etki de artardı.
Nefis bir diyalogdu. Teşekkür ederiz
75M$ - Money laundrying sadece TR de olmuyor 🤘
Kim uZun metraj çekiyor la mertcan mı kumru mu yapımcı İlker miş
filmle ilgili iki sorum olacak.
1) sessiz film döneminden doğrudan sesli çekime mi geçildi? Arada hiç dublajlı film dönemi olmadı mı?
2) filmdeki kamera-güneş batıyor sahnesiyle İbrahim Tatlıses sinemasına bir selam mı çakılmıştır?(bkz... youtube>>ibo güneş gidiyor)
hocalarım spike jonze'un 'her' filmi hakkında sizden bir şeyler dinlemek isterim. O tip bir teknoloji ile birlikte belki de sanat anlayışımız da bu şekilde daha da çok kişiselleşecek gibi geliyor. Dikkate alırsanız eğer çok memnun olurum
Chazelle'nin ilk filmi tam olarak bir öğrenci filmiydi. Ne çok iyiydi ne çok kötü, standart diyebiliriz. Ama bence Whiplash ve La La Land ile özellikle senaristlik ve görüntü yönetmenliği açısından nokta atışı yapmış ve bence son yılların en iyi filmlerini yapmıştı. Ayrıca oyunculuklar da güzeldi. First Man on the Moon hakkında söyleyebileceğim pek fazla bir şey yok, kötü olmayan ve bazı kişiler (özellikle de sert Amerikan'lar.) tarafından çok sevilen standart bir gişe filmiydi. Ona bir yorum yapamam ama o filmle Chazelle'nin sabit bir Genre'sini olmadığını. Para - Sanat her şeyi yapabileceğini anlamış ve biraz da Chazelle çok iyi bir yönetmen olacağından şühpe duyup, şevkim kırılmıştı. Çünkü onun daha bir sürü güzel şey çekebileceğini umuyordum. Babylon geldi, tüm düşüncelerim sıfırlandı ve First Man sıradan bir flop'tu düşüncesiyle izlemeye gittim. Filmi beğendim beğenmesine çünkü adeta bir öze dönüş yaşamıştı ve oyuncuları ile konusu bakımından oldukça ilgimi çekiyordu. Ama sizin de programda söylediğiniz çoğu şeye katılıyorum, filmin epey bir eksiği var ve bunların çoğu hikaye anlatımında bence. Her neyse daha fazla yazmak istemiyorum ama bana Babylon, harcanmış bir potansiyel gibi geldi. Sonuç olarak Chazelle ileride çok iyi işler çıkarabilir, şu ankinin üstüne koyabilir o ayrı bir mesele. Ama muhtemelen hiçbir zaman bu kadar para yağdırılamayacaktır yapım şirketleri tarafından... Çünkü birnevi üst üste 2 flop çok kötü ve dehşet verici bir durum, en azından onun adın tabii, Oscarlar'da ise haksızlık yapıldı bence. En azından birkaç ödül için aday olarak gösterilebilirdi hiç verilmese bile, yazık oldu. (uzun metraj çekecek olan arkadaş MJ'mi Mert Bey mi? Kumru Hanım mı? cidden merak ettim :D) Ben de yönetmen olmak isteğindeyim.
hocam ses?
Başıma bir şey gelmeyecekse Steven Spielberg'ün ortak idari yapımcısı olduğu First Man çok iyi bir filmdi.Bakmayın şimdi Oppenheimer da bir Christopher Nolan filmi olmasaydı eğer, bu dönemde o da First Man gibi gişe fiyaskosu olur çıkardı.
Spoiler konusunda hiç de rahatsız olmayan ve aksine spoilera göre film izleyen bir takipçşniz olarak ilk fırsatta izleyeceğim filmi ve sankç anlatılanlar bşraz da Sunset Bulavarı'nı çağrıştırdı bana..Spoilerları esirgemeden serinşn devamı dileklerimle🤗
Babylon gerçekten çok güzel bir filmdi niye o kadar eleştirildi anlamakta güçlük çekiyorum. Sinemada izlediğime en sevindiğim filmlerden biriydi. Sinemayla dalga geçme halleri vesaire süperdi
bir güruh var, değişik bir şey görünce oo çok iyi filan diyorlar. şimdi de Joaquin Phoenix'in son çıkan filminde sıra. 3 saatlik eziyetten başka birşey değildi bence. daha önce la la land için de aynısını söylemiştim, oscar töreninde babayı aldı!
Bu seriyi pek sevdim. Geçen bölümü de sevmiştim ve çok şaşırdım bunun nesi sürpriz ,, on numara sohbet ediyorlar ve bu sohbet sevilir ve tutar , kimyası tutan ikili oldukları hissi bana bu bölümde de geçti. Mustafa sevenin sallanan tahtının sesleri geliyordu :) Mustafa Bey'i severiz aman Mustafa Bey bu ikiliye dikkat ! :) hahaha
3 saat kim izlicek ya 20 dklik videoyu zor izliyorum
nolur apocalypse now hakkında sohbet edin
super
Sayın Kubilay Tunçer Kralımız Mustafa Preshevanın tahtına göz dikmiş gibi geldi hocam dikkatli olunuz!!!
20:15 Boogie Nights filmine olmamış dediniz ve elendiniz İlker Bey :)
Olmamış demenizin sebebi filmin iyi olmaması mı yoksa filmin iyi gişe yapmamış olması mı?
Filmi defalarca izledim ve Boogie Nights bence oldukça olmuş bir filmdir.
Her sene 1 kere izlerim.
ek:
Ayrıca Julianne Moore hayranlığınızı da biliyoruz.
Onun hatırına filmi bir kez daha izleyiniz bir şans veriniz derim.
(muhtemelen minimum 10 yıl önce izlemişsinizdir Boogie Nights filmini)
Sinemada izledim :) maalesef sorunludur o film
@@flu Hocam 25 sene geçmiş insaf . Neredeyse öğrenciydiniz o sırada.
Bir kere daha izlenmeyi hak ettiğini düşünüyorum.
@@asyadangelenadam tekrar izledim sonra zaten. Fikrim ayni.
@@flu Peki saygılar.
Sorunu su: Cok romantize ediyor sonra toparlayamiyor. Film uzun. Porno oyuncularini geri zekali olarak gosteriyor ama bir yandan da kiyamiyor. Gencti o filmi yaptiginda. Normal ama iyidir yine de
Filmin açılış sahnesinde NeoFellini filmi demiştim ben de , sonra azalarak bitti o ama ilk başta kızın güneşin doğuşuyla avluya çıktığı sahne özellikle fellinivari hissettirdi.
İlker Bey siz de az çakal değilsiniz.
Fellini benzerliğine videonun sonuna kadar değinmeyip bir nevi Kubilay Bey'in bu benzerliği fark edip etmediğini çözmüş oldunuz.
ek:Babylon filmi hakkında konuşuluyorsa "Fellini filmleri ile olan benzerliği" film hakkındaki en önemli 2-3 unsurdan biridir.
onu bunu bilemem ama İlker Canikligil ne zaman cilt bakımı rutinini açıklayacak onu bekliyorum 😅
33:01
Brad Pitt 'abi ben daha önce Babil diye bir filmde oynadım zaten' demedi mi acaba?
Biz "Müthiş Bir Film" isimli 1960'ların Yeşilçamında geçen hikayeyi çektikten sonra dagitimcilardan çok duyduk bu lafı. Filmci filmi tutmaz.
Sihirbazın şapkasından tavşan çıkması normal sayılabilir, ama Celal Şengör ayarında birinin çıkması çok şaşırtıcı. Teşekkürler İlker hoca, bir dahaki sefere görüşmek üzere
Format çok iyi gidiyor, müessem nizama dönüşme ihtimali var :d
Yarım saat dayanabildim, bana uymadı, çok dağınık.
devam
Ya dayı netflixte oynadığın tarihin en dandik villainine bak bi de beğenmediğin damyen şazele bak sdfsh yuh artık ya.
dayı mı?
İşsiz kalan bakkal kuşağını tartar )))
Cok basarili bi bolum olmus. Babylon u okuyunca once cekindim, ya ne gerek var, baska film konussaydiniz keske dedim ama, cok da sahane bir incelemesi ve yorumu olmus filmin. İnsanlar maalesef film ve sinemadaki, su basit formulu cozemediler bir turlu. Cok emek harcayacak ya da nitelik anlaminda farkli ufuklar acabilmis her film, iyi film demek degil maalesef. Ne yapiyor olursaniz olun, odak noktaniz hedef kitleniz maalesef. Hedef kitlenizin cogu da malsa, onlara uygun filmler yapacaksiniz. Cunku sinema sanat degil, sanatin kullanildigi bir urun sadece.
Bu, yeni ufuklara yelken acmadan, denemeden, risk almadan filmler yapmayalim demek degil. Sadece dozunu ve ayarini tutturabilmek onemli. Yani toplum icin sanat yapiyorum diye, sanat kalitenden verecegin odunun dibine vurmayacaksin. Ama bunu tuketen insanlara da, meraklar uyandirip kafalarini acacak seviyenin altina da inmeyeceksin. Ki sinema gelismeye ve varolmaya devam etsin, guzel bir hikaye anlatma araci olarak varolup buyumeye devam etsin. Misal yakin zamanda bu dedigim anlamda cok basarili buldugum bir film var. Hem de netflix filmi. "Three Thousand Years of Longing" gayet basarili bir filmdi misal.
Sinemanin gelecegi ise maalesef huzun dolu. Bunun sebebi de, sosyal yapilarimizin degismesi ne yazik ki. Eskiden, cok degil yani 20 kusur sene once, insanlarin bireysel iletisim ve etkilesim duzeyleri coook daha dusuktu. Yeni sosyal yapilarda, filmler bir sosyal birlesme araci olmaktan cikiyorlar artik. Daha kucuk komunlere hitab eder hale gelecekler global tuketim urunleri olmak yerine. Bu filmleri bitirmeyecek, ama sinema bitecek ya da evrim gecirecek demek. Yani filmler hep olacak, ama artik sinema seklinde, bildigimiz hollywood seklinde olmaya devam edecek mi muallak. Gelisen cgi ve teknoloji sayesinde de, 100m dolarlik butceli filmler yerine, farkedemeyeceginiz olcude, mish gibi yapan iceriklerle muhattap olacaksiniz ileride.
34:54 Sakallı hacı dedem odaya girince ilker hoca
Godfather 2 gelsin!
SİNEMA İÇERİĞİNE AÇIZ
Kubilay abiyi dinlemek çok güzel..
Firts man izlediğim en iyi filmlerdendi. Hocam yapmayın!
👍🏻