İstanbul Nasıl Bu Hale Geldi? | Bununla Nasıl Başa Çıkarız?
Вставка
- Опубліковано 12 лют 2023
- Gelin filmi başa saralım ve İstanbul nasıl bu noktaya geldi birlikte bakalım.
Siz de "KATIL" butonu ile üyem olabilirsiniz:
/ @keremmgokk
BENİ TAKİP EDİN!
Instagram&Twitter: keremmgokk
bu işin tek çözüm yolu nüfusu oranlı dağıtmak ve kırsalı geliştirmek büyükşehirlerde ise amerikadaki gibi müstakil evlerden oluşan mahalleler oluşturulması yoksa her depremde can pazarı kaçınılmaz.
Sana bi soru sorsam cevap verebilirmisin...Türkiye 1 asır önce canakalede destan y azdı batıya karşı inanılmaz bir başarı kazandı peki savaşkazandıgımız halde neden 1 asırdır yer yüzünün en geri kalmışları arasında yer aldık sende biz aptalmıyız yada 1 asırdır ülkemizi casuslar tarafından mı yönetiliyor hangisi nasıl oluyorda asırlar boyu tüm dünyaya kendini isbatlamış dünyanın en eski medeniyet devlet gelenegine saahip bizler nasıl oluyorda bir anda dünydan silinircesine buharlaştık kaybedildik kaybedilmek istendik bu gunden söz etmiyorum git 1 asır önceye git ne oldu savaştan sonrada tek bir eser üretemedik
amerikan tarzı mahalleler de çözüm değil maalesef dostum. o tip mahallelerin bakım konusunda ekonomik olarak kendini desteklemesi çok zor, ki amerikada bazı küçük kasabalarda (hatta detroit gibi büyük şehirlerde de) nüfus artışı durduğu zaman şehirler resmen batıyor. dokuz on kat gibi abartılı sayılar olmadıkça binaların yüksek olması tehlikeli değil. düzenli, kaliteli yüksek binalar yaptıktan sonra 9.1 depremde de binalar yıkılmıyor.
@@ortahopaninsefiri 9.1 e dayanacak bina var mıdır ? Derinlik önemli sanırım . Yüzeye yakınsa yatırır binayı bence
@@yildizozapo 9.1 sayısını sallayarak söylemedim, japonyada 2011de yaşanan deprem 9.1 şiddetindeydi, orda her çeşit bina olmasına rağmen depremden çok az kişi öldü.
@@ortahopaninsefiri ki orda bir de tsunami de olmustu sanirim.
Olası İstanbul depreminin ciddiyeti halen kavranmak istenmiyor, ülkenin bağımsızlığını riske sokacak bu deprem...
@@tunademir921 aynen olmayacak... (!)
doğduğumdan beri istanbuldayım. 18 yıldır. bizim bina 99da yapılmış 7 kata sahip ancak biz küçükken çevremizdeki binalar çok kısaydı. denizi bile ince tüy gibi görebiliyorduk. sonra her yaz inşaat sesi çekmeye başladık. ilkokuldan beri allahın her yazı, sabahın körü iğrenç seslerle uyandık. düzenli gürültü insanı daha stresli birine dönüştürür. zaten aile ortamımız da stresliydi.
ilkokulda çok çekingen bir çocuktum dışarda çok oynamamıştım. ortaokulda da çekingendim ancak 3 dost edindim ve onlarla beraber rahat bir şekilde kendim gibi davranabildim, dışarda oyunu onlarla tattım. ikisi hala canımdan değerli dostlarımdır. lisemin yarısı karantina ile geçti zaten. tek iyi tarafı lisedeki dostlarımla kurduğum güzel bağ idi. lisemin son senesi güzel insanlar kattı bana, deneyimlerim oldu dersler çıkardığım.
evimizin yavaş yavaş etrafı sarıldı. önce karşımıza koca bir bina dikildi, denizi göremez olduk. sonra sağ ve sol yapıldı. o kadar yakın ki bu binalar bizden diğer binaya meyve sebze fırlatıyorlardı.
odamın arkasına dip dibe iki bina dikildi. gözümü açar açmaz inşaatçıları görürdüm. sürekli perde çekerdim. tutsak gibiydim. o inşaatlar da bitti. ben evimin dışarısına bakamaz oldum. içim daralırdı. sadece bina ve insan görmeye başladım. eskiden evimizin arkasında bir ağaç vardı, dalları gelirdi pencereme, geceleri gölgesine bakar hayal kurardım. o ağaca tutunup aşağıya kaymak isterdim. karşıdaki binayı örterdi, yeşillik görürdük. o ağaç kesildi. değerini çok sonra fark ettim. özür dilerim.
yine karşımda terk edilmiş bir bina vardı. en azından insanı yoktu ve bana çok gizemli gelirdi. perili köşküm derdim. korku, gizem sevdiğimden huzur verirdi o bina bana. sahibi vefat etmiş çocukları da yurt dışındaymış öğrendiğim kadarıyla, doğruysa. o binayı da yıktılar. ağaçtan daha erken fark ettiysem de yine de onun da değeri sonradan ortaya çıktı. elinden gittikçe fark ediyordu insan.
şu anda gök yüzünü çok dar bir aralıktan görebiliyoruz. yatağımın konumunu pencereyi görmeyecek şekilde ayarladım, karanlık kalıyor ama inanın daha huzurluyum.
geleceğimi planlamayı hiçbir zaman sevmedim. hep küçük kalsaydım keşke. hayalim olmadı benim. olmaya başlamıştı belki de. düzenimi kurmuştum.
bu ülke madenciye değer vermedi. polisine askerine değer vermedi. eğitimcisine eğitimine değer vermedi. sağlıkçısına değer vermedi. bilim insanına değer vermedi... yine de çabaladık. babam bizler için çabaladı ama karşılığını vermediler. annem bizler için yıprandı. bir gün, belki öldükten sonra, karşılığını alacağına inanıyorum herkesin.
zamanında hakkımızı BİRLİKTE aramalıydık. herkes gibi başkasında bulduk suçu. birbirimize düşman olduk. felaketinde de yine birbirimizde bulduk şifayı. hiç mi akıllanamıyoruz?
belki istanbul depreminde ben de öleceğim. ölmeyip sonrasını görmek, ölümden ağır geliyor. dostlarım, ailem, akrabalarım burada. türkiye ne hale gelecek acaba? vatanıma ne olacak?
sevdiklerimin kıymetini bilmeye çalışacağım. kimseyi üzmek istemedim ben. umarım ömrümün sonuna kadar doğrudan yana olurum. ben elimden geleni yapacağım. umarım sonraki nesiller mutlu olur.
ve umarım bu yazı benden bir parça olarak hep burada kalır.
turkiyede dogmasaydık böyle bir kaderimiz olurmuydu...
@@hetianinyastg5262 bilmiyorum be reis. ne olursa olsun vatanımı çok seviyorum umarım iyi günleri görürüz hep beraber.
HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK..NEFES ALIYORSAK UMUT HEP VARDIR..
Çok güzel bir yazı olmuş. O kadar güzel ifade etmişsin ki duygularını, düşüncelerini. Sizden iki kuşak önceyim elimden geleni yaptım sizler, gelecek çocuklarımız, çevremde desteğe ihtiyacı olanlar için çok mücadele ettim fakat işe yaramadı doğrusu, pek başarılı olamadım sanırım. Yazın beni çok etkiledi. Ben bunu senden bir parça olarak çıktısını alıp saklayacağım. Sevgiyle kal. Güçlü olmak zorundayız başka çaremiz yok.
Gercekten mi 18 yaşındasın?
Bir öğretmen olarak İstanbul aşkıyla yanıp tutuşan bir insandım. Önce suriyeliler sonra trafik sonra fahiş kiralar şimdi de deprem riski istanbula olan ilgimi sıfıra indirdi. Ve asla istanbula tayin aldırmayı düşünmüyorum.
istanbul dogu bolgesidir ogretmenler icin
istanbul'da 2010a kadar yaşamış biri olarak o zamanlardan bile şehirden çıktığımıza çok seviniyordum. istanbul kesinlikle yerleşilmemesi gereken, çok büyük sorunları olan ve daha büyük sorunların oluşacağı bir beton ve insan yığınıdır...
@@tugrulserhat maras hatay depremlerinden sonra bile şimdi İstanbul'a gelen depremzedeler varken İstanbulda oturanlarin gitmesi ya da başkalarının gelmemesi çok zor herkes bile hile geliyor kim ne derse desin
Suriler olmasada istanbul aynı şekilde bilinçsiz kalabalıktı kendimizi suçlamak yerine başkasını suçlarız boyle devam eder
@@reyscott3100 zaten videoyu bastan sona izlenilse meselenin suriyeliler ile alakasiz oldugunu gorecekler ama onu bile gormuyorlar
Sovyetlerin 100 yıl önce yaptığını biz şimdi yapıyoruz.. Ama tek bir farkla.. Ayrıca dünyada gelişmiş özellikle tarihi dokusu olan şehirlerde nüfus ortalama 3-4 milyon bandındadır. Biz bu dengeyi koruyamıyoruz. Ülke nüfusunun neredeyse %20 lik kısmı bir şehirde yaşıyor. İstanbul'da yaşamaya çalışanlara kolaylıklar dilerim.
Doğuya ve anadoluya yeterince yatırım yapma bütün devasa yatırımları istanbula yaparsan doğal olarak herkes iş bulmak vede başka nedenle türkiyenin diğer yerlerini terk eder istanbula gelir ama türkiye bunun acısını ilerde çok daha şiddetli hissedecek
Böylesi güzel bir şehrin betona gömülmesi çok üzücü ve korkutucu. Şehrin içerisine sırf betondan ibaret başka bir Ankara kurulmuş. Umarım bu şehir bir gün eski güzelliğine tekrar kavuşur.
boş konuşma kardeşim bütün değerli şehirler betona gömülür new york beton şehir diyor musun hayır demiyorsun istanbulda ortadoğunun new york'udur. aksini iddia eden varsa yazsın okucam
Bizanslılara bak Ankarama laf ediyorlar
@@cs2forlife İstanbul'un geçmişiyle New York'un geçmişi aynı değil ki. Burası tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Bu medeniyetler şehre kendilerinden bir şeyler kattılar, bu tarz kentlerin bir dokusu olur. Sen bugün baktığında İstanbul'da bu dokuları görebiliyor musun? Her yer betona gömüldü, şehrin silüeti değişti, çirkinleşti. Ayrıca Amerika dediğimiz kıta zaten 1492'de keşfedildi. Amerika keşfedilmeden 39 yıl önce Fatih İstanbul'u fethetmişti. Yani iki şehir birbiriyle asla kıyaslanamaz.
@@cs2forlife Google map ile yeşil/beton oranını inceledin mi peki?
ankara ne alaka
Merhaba, eski bir Istanbullu olarak bütün söylenenlere katiliyorum...1965 yilinda 13 yasindaiken anem, babam ve kardesimle Kuzguncuktan Almanyaya gittik....vee Avrupada büyük bir hayel kirikligina ugradik, cünkü anlatilan gibi müthis bir yerler digildi buralari, ufak ufak köy tipi evler, az nüfuslu sehirler vs.,vs.
Ayrildigimiz Istanbul o zamanlar yaklasik 2,5 Milyondu, kendimizi 3. dünyada hissettik Almanyada. Bugün Istanbula geldigim zaman, burasini artik kontrölden cikmis bir devlet sehiri olarak görüyorum, burasi artik benim bildigim ve yasamak istedigim bir yerden cikmis, kaotik bir yer haline gelmis diye nitelendiriyorum.
Her seferinde Almanya da oturdugum köye geri döndügümde, rahatliyorum ve kendimi eski Kuzguncuk da hissediyorum.
Ama genede, benim, güzel Istanbul´ um ......
Emeginize cok tesekkür, hoscakalin, herkese iyi günler.
T.R. ERSOY / Almanya
Vaybe dayı kuzguncuk ozamanlar çok guzeldir eminim şuanda güzel gerçi
@@yusufgumus8191 Evet cok güzeldi, ve bugünkü gibi kalabalik deyildi ama, tabiki bugün gibi düzgünce restore edilmis degildi. Ama ne olsa da güzel bir cocuklumuz gecti.
Bizim eski ev Deli Koc sokakta idi, Eski Rum Mezarliginin karsisi.....
Selamlarla iyi günler sizlere.
T.R. ERSOY / Almanya
@@TAMERLIN56 teşekkürler
@@TAMERLIN56kuzguncuk hala çok güzel ve almanya hakkında dediğiniz çok doğru. Ailemde gitmiş yıllar önce ve evlerde tuvalet banyo bile yokmuş. Binada ortak banyo tuvalet kullanırlarmış. Sonradan güzelleşti oralarda hep.
Babaniz ve Anneniz e selam, dedikleri cok dogru, hatta bazi evlerde ikinci dünya harbinden hasarlar, duvarlarda makineli tüfek kursun delikleri……tuvalet de, banyoda cok eski tip lerdendi. Almanyanin zenginligi iyi yetistirilmis meslek sahibi,caliskan ve disiplinli bir millet olmasindan ileri geliyor. O zamanlar bizleride fakirlermis Osmanli torunlari bir millet olarak görüyorlardi.
Selamlar ve iyi günler dilerim.
T..R. ERSOY / Almanya
Çok özet olup gerçekler bu kadar güzel anlatılırdi. Çok teşekkürler.Allahtan ölenlere rahmet kalanlara sabırlar diliyorum.
2007 de İstanbul'u terk ettim pişman değilim , anlattığınız gibi şehirin kültürü ve dokusu iyice bozulduğu gün ayrıldım özlediğim zaman 2-3 gün ziyaret edip geri dönüyorum yetiyor
yeni sehrinizi sorsam Levent bey?
@@volkitolki2746 Batı Karadeniz
@ en güzeli
Ohhh miiis gibi 😊
Bu olaya cesaret edemiyorum
Istanbumu terk ettigim an kanım cekilcekmiş gibi
14 yaşumda meslek olarak inşaata başladım ve ilk İstanbul'da çalışmaya başladım ve halla İstanbul'da çalışıyorum yaşım 38 ilk çıktıfımdaki inşaat yanlışlıkları hala günümüzde dahi devam ediyor inşaattan hiç anlamayan ama sırf parası çok oldugu için müthait olanlar yüzünden daha ülkemde çok insan enkaz altında kalacak malefki fırıncıdan terziden galericiden belediye başkanından daha sayamadıgım nekadar işi inşaat olmayan ama sırf çok parası oldugu için müthait olanlar yüzünden bu böyle devam edecek daha diplomasını alalı iki gün olmuş mühendisler şefler yapı denetimciler ğörev yaptıkca daha çok ğörecegiz sırft okul okuduğu için inşaat ustasının gösterdiği yanlışı sen ne anlarsın ben bilmem kaç sene okulunu okudum diyip işçiyi kovan mühendisler şefler oldugu sürece malefki bu böyle devam edecek 😔
Bilgi teoride önemlidir tecrübe pratikte ve sahada,senin gibi ustaların yıllarca süzülerek gelen tecrübeni kendi teknik bilgileriyle birleştirmeleri gerekirken kovuyorlarsa o inşaatların sonu cinayetle bitecektir çünkü bu insanlar çalarak azaltarak kalite düşürerek cinayet işliyor
@@yusufclk06 malefki bu herzaman Türkiyede hep bu şekilde oldu sanırım bu şekilde de devam edecek iktidarı yada yönetimi eleştirmiyorum ama bu sözde kurdukları düzen çıkar ve menfaat altında devam ettikçe yine binlerce can tehlike altında birilerinin sırf cebi dolsun diye yüksek ve çarpık yapılaşmayı devam etiriyorlar etrafınıza bir bakın yeni yapılmış binaların yüzde doksanı hep yüksek katlı ve binayı dayanıklı hale getirecek olan yüzlerce taşıyıcı kolan ve kirişlerden eksik halde taplelerin beton kalınlıkları en düşük 12 en yüksek 25 cm yapılmakta sözde bina hafifletmek için table betonlarının arasına sıtrafor köpük konulmakta sözde binanın yükünü hafifletip binanın direncini düşürmekteler kısacası Türkiye'deki inşaat anlayışının biran önce diğer ülkelerdeki sisteme geçilmesi gerekiyor ne alaka dediğinizi hissediyorum ama malesefki bu son depremde binaların temeli ile birlikte yan yattıgını örnek gösterebilirim
Dondurmacı dan bile müteahit var maalesef.
@@yilmazaydin915 problem satın alınabilen siyasiler bunu yenmedikçe parti isimlerininde ideolojilerininde önemi yok tepeden tırnağa kazan kazan şeklinde bi sistem kurarsan sonuçları ekonomik jeolojik toplumsal peoblemler olacaktır ülke 20 30senede bir format görüyor gibi hiçbir ilerleme yok insanca yaşam hakkı adına bir belediye 250bintl bi taşeronla anlaşıyor o taşeron 200bintl başka taşeronla o taşeron 150bine başkasıyla en son 50bin tl yapılıyor iş sonra sonrası malum dünyanın en büyük kan emicileri taşeron ve vakıflardır
keske parasi olanlar yapsaydi. ekonomi bozulmadan once 5 kurus parasi olmadan vadeli ceklerle insaat isine baslayip su an aktif 4-5 santiyesi olan tanidiklarim var.
Kerem kardeş 25 yıl İstanbulda yaşadım burda doğdum büyüdüm yetiştim. 12 yıldırda atama (memurluk) gereği Sinoptayım. Sinop deprem riski neredeyse yok denecek kadar az. Lakin ne eğitim ne de hizmet bakımından geri kalmış bir ilimiz. Bir sıkıntılı hastalık olduğunda Samsun'a gidiyoruz. Sinop Hastanesi genelde daha basit hastalıklar konusunda yeterli. Sinop Samsun arası 150-200 km (bulunduğun yere göre). Yani her gidiş geliş ciddi maliyet. Mesela komşum karısı için 1 ay içinde neredeyse 10 kere gidip geldi. Ayancık Türkeli Erfelek yetim gibi. Ayancık'ta sel oldu zaten ordan bilirsiniz. Zaten bozuk olan yollar yapılamıyor bitmiyor. Ulaşım sıkıntı hastane sıkıntı eğitim sıkıntı çıkıp gezeyim desen pek bir seçeneğin yok yani var ama kısıtlı sayıda sadece oturacaksak tamam. Bazı özel mesleki kurslar görmek istiyorum lakin kısıtlı sayıda insan seçiyorlar. Sonra işin varmı yokmu sormazlar burda yaşıyorsan ya emeklisindir yada memur yada yeni yapılan üniversiteler ile öğrenci. İş imkanı da yok. İstanbul yerin dibine de girecek olsa bu sebeplerden dolayı hala tercih sebebi. Ya hizmeti her yere eşit yayarsın yada televizyonlardan tanıdığımız ünlü simaları kullanarak bağışlar toplarsın o depremi bu depremi mağdurları için. Biz hiç akıllanmıycaz o yüzden.
Aynen hocam söylediklerinize katılıyorum Afyon'un ilçesindeyiz gelen uzman Dr lar durmuyor maalesef ufak yerler gezmek yok sosyal hayat olmayınca gidiyor Dr lar ondan sonra büyük şehirlere Dr için gidiyoruz
Bu kanal cok degerli cok sey ogretiyorsun insanlarimiza ❤
Bağcılar'ın ara sokaklarından birinde yaşıyorum ve her şey tek kelime ile korkunç. Mahallelerinde yürüdükçe insanın içini daraltan, distopik bir yer burası ki sadece Bağcılar değil çevresi de aynı durumda. Yıllar içinde sadece betonlaştık, kalabalıklaştık. Yerel yönetim "birkaç" mahalleye kentsel dönüşüm adı altında yeni binalar dikti, sadece bu. Yaşadığım binanın kaç yıllık olduğunu düşündükçe beklenen İstanbul depreminden daha çok korkuyorum. Şu bir gerçek ki, yarın bir gün büyük İstanbul depremi yaşandığında öleceğiz Kerem abi. Bu videoyu izleyen nicelerimiz ölecek. Bunun aksini düşünmek olaya gereksiz iyimser bakmaktan başka bir şey olmaz. Oturup o günü bekliyoruz adeta. Çok acı sahiden. Ayrıca, videoda bahsettiğin o dokusu yitip giden İstanbul. Sonuna kadar katılıyorum. Keşke "saçmalama abi, İstanbul burası, başka hiçbir yere benzemez" diyebilseydim, sana katılmasaydım, bunu çok isterdim. 27 yaşındayım, İstanbul'un o şaşalı, sıcak, daha yaşanabilir olduğu zamanları belki göremedim ama 15 sene öncesi dahi şu andan daha kıymetliydi. Şimdi değeri yok, gereksiz, yan yana dizilmiş ucubelerden ibaret. Bir haftadır depremle yatıp depremle kalkıyoruz ve filtresiz izlediğimizde görebildiğimiz koca bir kaos. İstanbul depremi olduğunda oradaki kaosu yüzle çarpmamız lazım. Berbat bir şey bekliyor bizi. Bakalım, hiçbir şeyin değişmeyeceğini bilerek yaşayalım. Belki beklenen deprem milat olur ve bu ülkede bir daha imar affı diye bir şey yapılmaz, gram inanamasam da.
bağcılar gayet kaliteli bir ilçe sadece bazı mahalleleri kötü boş yapma kardeşim son 20 yılda bağcılar çok gelişti eskiden gecekondular vardı
@@cs2forlife max. AKPli zelası. Sen CSGO oynamaya devam et kardeş bırak A haber muhabiri gibi konuşmayı...
@@fatihcalskan773 kes sesini ben kültürlüyüm sizin gibi basit düşünmüyorum global düşünüyorum
imar affına karşı çıkanların hepsi vatan hayini ilan edildi. halk olarak sessiz kaldık. hata yapanı ödüllendirdik. şimdi seçimlerimizin sonuçlarını ödeme vakti.
equilibrium filmini izleyin
Anadoludaki verimsiz yerlere üretim merkezi kurulması veya hali hazırdaki yerlerin oraya taşınması için firmaları teşvik edici uygulamalar yapılmalı(Belirli bi süre vergi muafiyeti gibi). Lojistik açıdan sıkıntı çekmemeleri için o bölgeyi limanlara demir yolu ile bağlamalı. O yerlerde amerikan şehir yerleşkesi benzeri mahalleler oluşturulmalı.Bu elbette bir süreç ama gerekli. Ek olarak tarım ve hayvancılığı önemsemeli ve gereken değeri vermeliyiz. İstanbul'daki bu yoğunluğun bence en temel sebebi tarım ve hayvancılığın gereken değeri görememesi. Bu yüzden kırsal kesim kentlere göç etmek zorunda kaldı.
korkarım okadar zamanımız yok kardeşim
@@akrep2545 1dk erken başlasak bile kârdır.
@@MertYamannn o zaman akp hükümeti ile başarılar. kendi halkını ölüme terk eden vatan hainleri hüküm sürdüğü sürece halka rahat yok.
Amerikan rüyanı kendine sakla hiç bir önemi yok yazdığın satırlarca yazının.
@@ibnibattuta Neden kendime saklıyormuşum? Kendi fikrimi istediğim gibi istediğim yerde paylaşabilirim. Öyle de yaptım.
Keremcim eline saglik yine cok guzel bir video hazirlamissin ve malesef ki dediklerinde sonuna kadar haklisin. Eline yuregine saglik🧿
Bu arada seni tebrik ederim. Bu konuya en gerçekçi yaklaşan kişi olduğun için. Tv lerde herkes birbirini suçlayıp hayaller anlatırken sorunun çok uzun vadede çözümü olduğu gerçeğini kimse görüp ona göre çözümler sunmuyor
Google earth de gezinirken çok imreniyorum. Yurtdışındaki nsanların ülkenin başkentinde olmasına rağmen kendilerine özel müstakil arsalarının olmasına. Eğer çok katlı bina yapılmışsa bile en fazla 3 kat olmasına. İnsanın insan gibi yaşadığına...
şi
hele ki amerikan evleri buyuk bahce genis sokak ve 3 4 araba sahibi olmalari biz bu halde olmamiz kendi kafamizdan ve osmanli yuzunden
Aslında Amerikadaki istanbul karşılığı New Yorktur. İstanbul gibi nüfus patlaması olan bir metropole tek katlı bahçeli ev yapılmaz tam tersi new york gibi uzun ama hem düzenli hem de dayanıklı bir yapılaşma olması gerekiyor. Ama Amerika ile farkımız şu oralarda diğer eyaletlerde de yaşam devam ediyor hem nüfus planlaması olsun hem yapılaşma olsun gayet düzenli. Ama Türkiye'de bu şekilde değil maalesef birkaç şehir haricinde diğer küçük şehirlerde hayat yok hem de isanlar başkalarının hayatına karışıyor vs. bu sebeple de istanbullu bir insan o bölgelere gitmek istemiyor.
@@bakrdemir8656 videoyu izlediniz mi?
@@seher.a herhalde cnm
1 haftadır durup durup ağlıyorum içim paramparça, istanbul da olacak depremin kaygısı ayrı şu an yaşanan acı yüreğimi dağladı.. Milletçe en çok sabra ihtiyacımız var. Kerem yüreğin sağlık
Bnde senin gibiyim:(
Son 2 yılda yaşanan her türlü şeyden sonra hala doğru düzgün ses çıkarmayan halk ya en sabırlısıdır ya da eşşekliğe alışmıştır. Sabırdan ziyade halkın güvene ihtiyacı var
Kerem sen çok güzel bir insansın. Vicdanlı ve içindeki vicdanı biz izleyicileri direk aktarabiliyorsun allah seni yolundan saptırmasın kardeşim..
Maşallah gerçekten insan bu kadar net, gerçekçi ve güzel bir şekilde bir şeyi izah edebilir mi 🙏 Çok gerçekçi şeyler söylemiş oldunuz. Ben bir birey olarak asla İstanbul'da yaşamak istememişimdir ve bundan sonra yaşamak istemiyorum. Tebrik ediyorum. Söyledikleriniz çok faydalıydı.. Ama şunu da söylemek lazım yavaş yavaş bir şeyleri değiştirmek, yenileştirmek hiç yapmamaktan iyidir. En azından güçlendirilen binalarla deprem sonucu zararın daha kapsamlı olmasını önleyeceğiz böyle...
Gerçekten harika ve gerçekçi bir şekilde İstanbul'un durumunu açıklamışsınız, çok mutlu oldum.
Bütün ülkeme hemşerilerime çok geçmiş olsun . Kerem kardeşim emeğine sağlık bütün video için bütün kelimlerin için ağzına sağlık
Kerem Bey. Bugüne kadar çektiğiniz en realist video oldu bu teşekkürler hepimiz üzgünüz
Çok güzel özetlemişsiniz Kerem bey ağzınıza sağlık.
Çok canlar gidecek İstanbul'da. 7.2 büyüklüğünde deprem yaşamış biri olarak söylüyorum. Kaçabiliyorsanız kaçın. Canınızı kurtarın. Ayrıca depremdeki yıkım sadece fiziksel değil. Psikolojiniz de ömrünüz boyunca tamir edemeyeceğiniz şekilde mahvoluyor. Biri oturduğunuz koltukta ayağını sallasa panik oluyorsunuz. Yüksek katlı bir binaya misafir olarak gitseniz bir an önce oradan gitmek istiyorsunuz.
Ben Tekirdağ'da yaşıyorum ama İstanbul'a giderken veya Anadolu için bir yere giderken illa ki İstanbul'dan geçiyoruz ve tam tersi dönerkende aynı şekilde bu gidip gelmede hep göze batan şeyler var bu tarz binalar aynı Sovyet Rusya'sı nda ki gibi binalar hep, yani depresif duruyor zaten bunun iki temel sıkıntısı (dediğim ve dediğin gibi) ''nüfus'' ve ''plansız yapılaşma'' olabilir o kadar katı çıkıyorsan demek ki
kerem bey çok güzel anlatımınız var ses tonunuzda mükemmel dinlemekten sıkılmıyor insan araştırmalarınızda çok başarılı
HAKLISIN KEREM KARDEŞİM. AĞZINA SAĞLIK
Kısaca nerde çokluk orda …luk🤯
Teşekkürler Kerem, yine ortak kaygılarımızı net bir şekilde özetlemişsin. 👍
İstanbul'da doğdum, sözlerinize %100 katılıyorum. Ben de çocuklarımla bunları konuşuyorum. Onlar da her şeyin farkında ve bilinçli insanlar. Planları İstanbul'da yaşamak değil. Eğer beş on yıl sağ kalmayı başarabilirsek tabii.
Çok faydalı bir video olmuş, teşekkür ederiz.
İstanbul da ki bütün yapılar 2 katlı çelik konstrüksiyon dan olmalı kesinlikle. Nüfus yoğunluğu kesinlikle durdurulmalı. Anadolu nun iç kesimlerine insanlar yönlerdirilmeli iş sahaları fabrikakar vb. Taşınarak veya yeni tesisler kurularak. İnsanlar anadolu içlerine teşvik edilmeli. Başka çözümü çözümü yok. Ne konuşursak konuşalım. Herkes canını güvenliğini geleceğini düşünüyorsa mecburen böyle yapılmalı.
Çocukluk lise ve sonrası İstanbulda geçmiş her güzel veya kötü dönemini görmüş biri olarak İstanbul bir sevda, kocamustafapasa'lıyım ve paşa başka bi güzellikti ama şu gün nefret bile edebiliyorsun. İstanbul özgürlük sınırsızlık ve geçmiş geleceğe dair her şey ama artık olmuyor. Eskişehir'e taşındım, başta nefes aldım ama özledim istanbulu, hem de çok, her gün. Samatya, Karaköy, Sirkeci, Eminönü, Haliç vs say sayabildigin kadar. Ama bir geliyorum 1 gün sonra küfür etmeye başlıyorum, geri dönünce özlemden ölüyorum ve şaştım kaldım ne olacağına. İstanbul böyle işte, ne onunla oluyor ne de onsuz oluyor. Ama sanırım kalbi değil de beyni dinlemek lazım. Ya da nefes almak huzura erişmek ve insan doğasına uygun yaşayıp ölmek için az insan, toprak, az katlı ev, az trafik ve olursa tadından yenmez bir sahile denize yakınlık. Çok darlanınca bir hafta gitmek görüp gelmek belki de en sağlıklısı. Keşke eskisi gibi kalsaydı İstanbul ama artık dönülmez bir akşamın ufkunda
Videoda içimi dökmüşsünüz. Eski binaların yerine yeni bina yapsalar da hiç bir şey değişmeyecek. Sadece günü kurtarmış olacaklar. Şehirlerin düzeni olmalı. Özellikle İstanbul gibi tarihi ve turistik bir şehrin böyle olmaması gerekiyor. Komşu Yunanistan'ın Atina'sında bile google earthten bakınca bir düzeni var. İlla Amerikan mimarisi olan müstakil evler olsun demiyorum olacaksa da banliyölerde olmalı ama şehir merkezinin olduğu bölgelerde en fazla 3 katlı avrupai yapılar olmalı. Koca binalar medeniyeti ve gelişmişliği göstermez.
2:55 1964 Gurbet Kuşları,köyden kente göç sonucu toplumsal bölünme ve değişen değer yargılarını anlatan,mesajı hala geçerliliğini koruyan kaliteli bir film,rahmetli Cüneyt Arkın’ın rol aldığı ilk sinema filmidir.
sadece sanayiyi iş imkanlarını anadoluya götürmek çözüm değil. karşıma bir çok haber çıkıyor. anadolu'da mühendis aranıyor ama kimse gelmek istemiyor. insanlar belli başlı şehirlerin harici gitmek istemiyor. en büyük sebebi sosyal sebepler. eğlence hayatı, sosyal etkinlikleri olmayan, insanların birbirlerinin hayatına karıştığı, şehirlerin sadece binalardan olduğu bir yere neden gidim? bence en önemli sıkıntılardan biri bu. istanbuldan sonra iki sene küçük bir yerde yaşadım. başta küçük yer güzel olur falan dedim yok dayanamadım.
Kesinlikle 👍🏽 harika bir noktaya değinmişsiniz fakat örnek vermek gerekirse ben kocaeli de doğdum büyüdüm sadece bir gece kulübü var ve çok az sayılı bar var. Ve bahsettiğim şehir Türkiyenin en büyük illerinden birisi. Sebebi ise kesinlikle ve kesinlikle alkollü mekanlara ruhsat vermemeleri. Bunun gibi daha bir çok etken var metropolü metropol yapan
dogru konya yozgat kayseri gibi yerlerde disko ve gece hayati sifir
@@dincererden evet
Onun sebebi ise küçük şehirlerde fazla sosyal aktivite olmaması ama onunda çözümü var. ondan önce dediğimiz gibi 1. Olarak üretim küçük şehirlere kaydırılmalı ve denetimler artmalı küçükşehirlerdeki bir işletmede insanlar asgari ücretle bile çalımıyor veya sigortaları yok birinci olarak bu çözülmeli.
2. Olarak küçük şehirlerde düzgün şehirleşme yapılabilir 1 şehir 3 yılda abd tarzı yapılabilir 2-3 katlı 1000lerce bina abddeki site tarzı şehirleşmeler tarzında şehir merkezine 30 dk yürüme mesafe uzaklığına yapılmalı ve müstakil abd tarzı şekillerinde nüfusu az olan köy- kasaba gibi yerlere yapılmalı bu binalar mevcut ev sahiplerine ücretsiz kirada oturanlarada cüzi miktarda kira ücreti ödeyerek sahip olma olarak verilmeli ve belediye yönetim yıllık çim biçme vs ücreti alıcak. Yine buralara abd tarzı büyük okullar 10-15 farklı spor sahası olan tarzda yapılmalı. Her 2 mahallenin birleştiği alanda yürüme yolları ve sahlar yapılmalı şehirde yeşil olucak zaten.
3. Olarak ise dediğin sebebe geldik küçükşehirlerde insanların aktivite yapması için abddeki gibi bir arazi üzerine avm tarzı açık otoparkı ve dükkanları olan yerler yapılmalı marketi bakkalı cafesi berberi o yerde yapılmalı yine şehrin biraz uzağına gece kulübü striptiz kulubü getirilmeli getir yemeksepeti gibi uygulamalar buralrda daha yaygınlaşmalı ulaşım sistemi ise düzeltilmeli yine yaz aylarında insanların eğlenebileceği aquaparklar havuzlar yapılmalı antalyada hissettirecek gibi. Bu kadar.
1. İş imkanını arttırmak maaşları denetlemek.
2. Abd tarzı şehirleşme ve devlet kurumları (okul vs)
3. İnsanların eğleneceği işletmeler vb açılmaları.
Muhendisim Çanakkalede iş ilani buldum ama verdikleri maaş kira ile kafa kafaya. Maalesef küçük sehirlerde de kiralar uçmuş
beylikdüzünde ihlasda ikamet ediyorum 1999 depremini gördü binalar sapasağlam ayaktalar yapılan binalar ve sonrası için önlem alındıysa sorunlar çözülebilir ancak şuna katılıyorum esenyurt ve belirli bölgelerde çok büyük sıkıntılar yaşanabilir çarpık kentleşme malesef çok büyük
çok faydalı bölüm olmuş; tebrik ederim sizi
4 nesil İstanbulluyum. Başka yerde yaşayamam derdim. Ama emekli oldum, çor çocuk yok, işgalcilerden sonra iyice YAŞANMAZ oldu. Ben de hem şehir gibi şehir, hem annemin memleketi, hem ulaşımı kolay, nispeten deprem riski daha az olan bir (eski) şehire yerleştim. Trafik, mülteciler az.. parklar, bahçeler, ormanlık alanlar daha çok.. Bence de mecbur olmayan kalmasın İstanbulda...
Eskişehir candır tabi şuan buranın geleceği de berbat olmaz inşallah
@@adilcankeskin3282 bura dediğiniz neresi bilmiyorum ama Eskişehir merkezi de riskli bölge ve bitişik nizam yüksek binalar.. Bu nedenle ben daha güvenli, kayalık yerlerde ve az katlı, geniş bahçeli bir bölge seçtim.
@@sister3448 bir (eski) şehire demiş yani sanırım eski olan bir şehire geçmiş. Gerçi tüm illerimiz eski zamanlara uzanıyor ama bende anlamadım :D
@@sister3448
Neresi olduğunu paylaşabilir misiniz?
@@AliAkkurt Eskişehir. Vadişehir
Kerem kardeşim selamlar öncelikle depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum, dediğin gibi gerçekçi ve realist olmak lazım dediklerine bire bir katılıyorum ama gördüğüm kadarıyla sende bazı şeylerden umudunu kesmişsin, ben bir yönetici siyasetçi değilim ama inan bu sorunlar için çok kafa yordum ve şu sonuca vardım; öncelikle büyük şehirlerdeki nüfus kırsal kesime kaydırılmalı bu kaydırma hadi gidin köyününzde yaşayın tarzında değil öncelikle oralarada ivedilikle iş sahaları açılmalıdır, devlet kırsal kesime yatırımı teşvik etmeli ve buna ön ayak olmalıdır, inan kimse kırsaldaki evini toprağını isteyerek bırakmamıştır ben batman'lıyım köyde tütüncülük işi yapıyorduk tekelin özlleştirlmesi ile tütün işi bittiği için bulunduğun yerde de iş imkanı olmadığı için mecburen ekmek kapısı olarak İstanbul yollarına düştük, benim durumumda olan milyonlarca insan var, dediğim gibi kırsal kesime iş sahaları sanayi sahaları açılmalı Anadolunun çoğu köyünde kırsal kesiminde tarlalar boş ne ekim var ne biçim köylerde yaşlı insanlar kaldı sadece devlet objektif ve akıllı politikalar ile kırsal yerlerli destekleyip şehirlerdeki yükü azaltmalıdır böylelikle hem şehirler nefes alır hem de işsizlik azalır diye düşünüyorum, ikinci bir konu da büyük şehirlerde yaşamanın sosyolojik psikolojik ve insani yanları var, Esenler'de yaşıyorum dip dibe binalar arasında yüzbinlerce insan yaşıyor böyle biryerde yaşayan okuyan çocuk ne kadar zeki olursa olusun yaşadığı çevre itibari ile körelip gidecek, sınıflarda 50 60 kişi aynı anda ders görüyor, haftasonu çocuğunu parka götürüyorsun 20 dakika salıncak sırası bekliyorsun, ailen ile bir aktivite yapayım diyorsun bulunduğun yerde yeşil alan yok çocukların ayağı toprağa basmıyor toprağı çiçeği böceği bilmeden yaşıyorlar, devletin yapıcağı bir diğer şey ise tarım ekonomisini ve üretimini desteklemelidir insanlar tarlalarını ekip biçmeli en azından kendine yetecek şekilde tarımını yapmalıdır, köylerde bile artık süt yoğurt ayran gibi tüketim ürünleri üretilmiyor marketlerden alıyor insanlar, son olarak şunu diyeyim 50 60 yıl önceki londra nüfusu ile şimdiki londra nüfusu arasında çok bir fark yok, insanları bir şehre yığmadılar kırsal alanlara da iş sahaları açarak ordaki insanları orda tutmayı başardılar bizim de bu politikayı desteklememiz gerekiyor....
Sovyet binaları bizede bulaşmış
Sovyet binaları en iyi binalardı. O binalar yapılarken para değil, halkın rahatı düşünülmüş. Sovyetle hiç alakası yok
cücük kadar kruşcevkaları ve brejnevkaları da babam yaptı he
@@Ahmet07511 Bi zahmet arada fark olsun. Sovyetlerin ve sovyet kuklalarının 1950 de berlinden ulanbatur a kadar sınırı vardı ve Güney asyada ki Çin ve komünist uydularından bahsetmiyorum bile. Türkiye gibi o yıllarda bağımsız ve topraklarının yarısı yerleşime ve tarıma müsait olmayan dağlık arazi olan ve 1930 sonrası yeni yeni organize sanayi oluşturmaya başlayan bağımsız bir cumhuriyetle dünyanın 2. bloğu olan bir imparatorluğu karşılaştırmayın.
Ahmet Seyidov @ Usta sen ne saçmalayıp duruyorsun? O en iyi binalar dediğin Sovyet binaları Sovyet sisteminin çözülmeye başladığı Gorbaçov başkanlığındaki Glasnost ( demokratik açılım ) ve Perestroyka ( yeniden yapılanma ) dönemi olan 90’ların ikinci yarısındaki 1997 Ermenistan depreminde bizim depremlerdeki binalar gibi leş moloz yığınına dönüştüğünde Sovyet sosyalizminin sonunu getiren önemli etkenlerden biri olmuştu. Kişi başı 7-8’er metrekarelik yaşama alanı hesaplanarak yapılan bazılarında hatta mutfak tuvalet banyonun ortak alan olduğu insan kümeslerinin propagandasını burda yaşı yetmeyen insanlara ne diye yutturmaya çalışıyorsun. Kaldı ki o Sovyet bloklarının Türkiye’deki gecekondulardan bile geri olduğu noktalar vardı. Elektrik tesisatları bakır telden ucuz olduğu için aliminyum tellerle döşenmişti ki bakır tele göre ciddi yangın tehlikesi taşır alşminyum tellerle döşenmiş elektrik tesisatı. Senin o Sovyet sistemin inşa ettiği binalara bakır tel döşemekten aciz bir sistemdi.
@@Ahmet07511küçük bina neresi rahat lan
Ağzına sağlık geçmişe dönük değerlendirme objektif bir anlatım
Teşekkürler
Tek Çözüm İnsanlarin Doğduğu Yerlerede İş Sahası Açmak, Oralarada Yeterli Hizmet Götürmek Vede Oralarda Doğduğu Yerlerde Doymasını Sağlamaktır. Allah'a Emanet Olun Kalın Sağlıcakla. 🇹🇷👋👋🙋♂️
Aklıma dâhi getirmek istemiyorum.Allah korusun. Rabbim göstermesin böyle bir felâketi
Allah muhafaza, bu binalarda kimse oturmasın, korkunç,farklı bir gezegen hissiyatı verdi
Kerem ağzına sağlık. Anlattığın herşey o kadar doğru ki.
azına yüreğine sağlık çok güzel anlatdınız çok teşekkür ederim sağolun varolun
birilerinin aklı başında düşündüğünü görmek iyi geldi bana, teşekkürler kerem
Ustam be kapatıp gitmemiz gerek İstanbul’u, çaresi yok, çözümü yok!!! Gidebilen kendini kurtarsın…
Bilgilendirici videon ve emeğin için teşekkür ederim.
Emeğine sağlık👏👏
istanbulda yeni yapılan binalar prosedüre uygun yapılıyor o yüzden bu tür binalarda depremde kat sayısı farketmeksizin bir sıkıntı yaşanmayacaktır ama hem içten hem de dıştan bu ivmeyle göç almaya devam etmesi bir noktada istanbulun aldıklarını kusmasıyla son bulacak. yarın değil hemen depremden daha az etkilenmek için çalışmalara başlanmalı. allah gecinden versin
35 40 katlı binayı deprem izolatörsüz yapmak yönetmelik dinlemez. Zeminde 7 olsa 40.kat 13 hisseder. Mazallah yan ilçeye fırlatır insanı.
Kafayı mı yedin sen arkadaşım ne kadar sağlam yaparsan yap o katlar tonlarca ağırlık bindiriyor zemine
Güvenmeyin yeni binalara da. Gördük Hatay'da cennetten köşe denilen yapıları
@@mufacha1685 iyide kardeş inşaat teknikleri izalatorden ibaret değil ki.. Yerine göre kazıklı sistem var. Geniş alana yayılan temel sistemleri var. Perde beton sistemleri var vb. Bir sürü zemine göre teknik var. İzolatör herşey değil.
Sağlam bina yıkılmaz diyosun tamam ama binadan çıkanlar adım atamayacak kalabalıktan ve dar sokaklar yüzünden. Yeni binadan ziyade sıkıntı bence çarpık kentleşmede. Kentsel dönüşüm adı altında sadece binayı yıkıp tekrar yapıyorlar, mahalle aynı mahalle değişen hiçbir şey yok. Bana kalsa bölge bölge direk sil baştan yapılmalı önce fatih sonrasında zeytinburnu gibi çünkü diğer türlü 20 milyon insanı nereye gidecek o da ayrı konu. Düzelteceklere kolaylık diliyorum işleri çok zor.
Abi başta gösterdiğin binalar gerçekten çok korkunçtu. O ne öyle ya içim daraldı var ya. İstanbul kusuyor artık resmen. Rabbim deprem bölgesinde yaşayan herkesin yardımcısı olsun İNŞALLAH 🙏🙏
üstadım öncelikle bu konuda bir video hazırladığın için teşekkür ederim.kısa vadede çözüm yok gibi ancak orta ve uzun vadede en azından sanayi finans vb. kuruluşlarını taşımakla başlayabilirler.tabii bunun içinde taşınacak yerlere ciddi bir altyapı inşası gerek(ekstra limanlar havayolları ve tren hatları gibi) iş imkanları kısıtlanırsa istanbulda ciddi bir tersine göç yaşanacaktır ki şu yaşadığımız felaket sonucunda bile ekonomisi elveren birçok insan terkedecektir diye düşünüyorum.olası bir depremde zaten tıkanan trafik ve kaos müdahaleyi imkansız hale getirecektir.2018de bunun kısa bir similasyonu yaşandı ve kaos çıkmıştı.Allah istanbulda yaşamak zorunda olanlara kolaylık versin....
Çok faydalı bir video ,teşekkürler
İstanbul'un betonlaşma sürecini tüm çıplaklığı ile anlatmışsın emeğine sağlık. Videoyu aslında maalesef üzülerek izledim.. İstanbul için bundan sonrasını düşünmeye çalışıyoruz ve biliyoruz ki bunu düşünemeyecek kadar zor durumda olan da milyonlarca insan yaşıyor bu ülkede. Kesin net bir çözüm imkansız.. Sanırım yapılabilecek tek şey "kurtarabildiğimiz kadar insanı kurtaralım" seçeneği. Tüm şehri yeniden inşa etmek ya da onarmak imkansız ama elden geldiği kadar pilot bölgelerde kentsel dönüşümü ne kadar yapabilirsek o kadar daha fazla insanı kurtarabiliriz. Umarım deprem bize kazanabileceğimiz maksimum zamanı kazandırır. Ve Kahramanmaraş depremi bizim için bir milad olur. Can kaybını azaltacak önlemleri almaya başlarız...
Bunun tek çözümü, en azından ofis ortamında / masabaşı yapılabilecek işleri uzaktan çalışma modeli haline getirerek evden ve farklı illerden çalışmaya teşvik yapmak. Çağrı merkezleri ve bankalar buna ciddi anlamda başladı. Bence pek çok sektörde daha bu yapılabilir.
Merhaba,
Videoları hangi kamera kullanarak yapıyorsunuz.
Yakında video içeriği yapıcam.Tavsiye edebileceğiniz kamera var mı
İstanbul'un da elbet deprem için çözüm yolları var.
İlk ve hemen acil yapılması gereken devlet tarafından önce İstanbul'da tüm yapı ve binalar denetlenmeli-testler yapılmalı; dayanıksız kötü durumda olan binalar yıkılıp tekrar yapılmalı, orta dayanıklı olan binalar ise güçlendirilmeli halihazırda inşaat veya proje olanların denetimi sıklaştırılmalı.
Bununla birlikte sığınma alanları yapılmalı, toplanma alanları doğru şekilde belirlenmeli dar yollar genişletilmeli ve deprem için tüm halkımız en doğru şekilde bilgilendirilmeli tüm vatandaşlar depreme karşı bilinçli hazır olmalı.
Sonra yapılması gereken İstanbul'daki ağır sanayinin belli oranı deprem riski en az olan bölgelere kaydırılmalı, böylece büyük göçlerin önüne geçilmeli ve olası depremde ekonomi sekteye uğramamalı.
Üçüncüsü ise ülkemizde milyonları geçen tüm sığınmacı ve kaçaklar ülkelerine gönderilmeli.
Son yapılması gereken de İstanbul'daki dengesiz nüfus yerleşmesinin önüne geçilmeli, nüfus ülkenin tamamına dengeli (Almanya şehir nüfus örneği gibi) dağıtılmalı.
Bunlar elbette çok kolay olacak şeyler değil ANCAK imkansız olacak şeyler de değil. Eğer hiçbir şey yapmadan oturup İstanbul depremini beklersek bugün yaşadığımız deprem felaketinin daha da kötüsünü yaşarız ki İstanbul Türkiye'nin kalbi. Kimse kalbimizin zarar görmesini istemez. Özellikle ilk maddede belirttiğim önlemler için acil harekete geçilmeli.
99 öncesi binaları devletin belirlemesi ve taksitli ödeme seçenekleri sunarak yenilemesi gerekir. Binaları 4'lü 6'lı 8'li şekilde otoparklı siteler şeklinde yaparlarsa park sorunu da çözülür dar sokaklar da genişler. Benim oturduğum bina Güngörende ve 86 yapımı. peşin para verip bu dönüşümü yaptıramıyoruz. Sesimizi duyur lütfen.
Teşekkürler ♥️
Öncelikle emeğine sağlık çok güzel bir video olmuş. şahsen ben yaşamadım sadece sabah kalktığımda radyodan duymuştum 1999 depremini. O gün o saatten sonra bazı şeyler değişse bile yeni kanunlar çıksa bile çok fazla yapılabilecek bir şey olmuyor. Şekil bir a da gördüğümüz gibi kanun da olsa fikirler, zikirler ve zihinler değişmediği süreçe sana içerik çekeçek çok video çıkar. Seninde dediğin gibi herşeyin altında ekonomik sebepler yatıyor. Sosyal medyada değişik değişik videolar görüyoruz. köpükten, karton piyerden, düzgün olmayan çimento karışımlarından vs.. bunların üzerine 5-10 metre kare için bilinçli veya bilinçsiz kesilen kolanlar bunların üzerine denetimlerin kontrol edenlerin akraba ilişkileri hepsi birleşince malesef olanlar oluyor. Devlet kontrol etsin desede adam devlet kontolünü yaptıktan sonra kesiyor zaten kolonu yada Rahmetli Özal'ın söylediği gibi benim memurum işini bilir mantığıyla gidiliyor. Bu a partide de böyle B partide de. (Misal İzmir'in bazı devlet hastanelerin yaninda sokaklar o kadar biçimsizki bırak hastaneye ulaşmayı yangın çıksa itfayiye giremiyecek kadar dar ve küçük.) Bence yapıcı cezalar kesilmeli. Misal izmit depremindeki veli göçer adam halen daha inşaat sektöründe. bunun gibi bir sürü insan halen bu sektörde. Ayrıca bu işe göz yuman bence herkes yargılanmalı. Örneğin Belediye Başkanından o işle ilgili sorumlu olan herkes yargılanmalı sadece inşaat firmaları fatura kesilmemeli. Yada her binada çalışan ustalarada hesap sorulmalı bunun böyle olduğunu bildiğin halde neden göz yumdun şikayet etmedin diye. Ne kadar doğrudur bilmem ama sosyal medyada seyrettiğim bir video da adam ben bu civarda 15 senelik inşaat ustasıyım. bir çok binada 3 ton demir yerine 2 ton bağlattılar demekle vicdanın nasıl temiz tutabilirsin ki. O bina yapılırken aldığın para ne kadar helal olabilir ki diye düşünmeden edemiyor insan işte bunun gibi bir sürü sorumlu insan var. Sonrada çıkıp takdiri ilahi diye bile insanlar çıkıyor. O yüzden İnşallah eşin tez zamanda emekliliği gelirde o şehirden kurtullursunuz. O şehir 1000 yılda geçse adam olmaz. istediğin şehir planlamacısı getir adam olmaz.
İnşaat sektöründe 3d yazıcı kullanılıp, tek yada çift katlı yapılar kullanıldığında demir, sıvacı,usta v.s gibi maliyetler %70'e varan oranda azalıyor ve bu yapılara sismik similatörüde eklendiğinde depremde risk oranı ciddi oranda düşebilir, iş hayatında ise dijitalleşme ile bir reforma ihtiyaç var, esnek ve uzaktan çalışma şekli kırsalıa göçü getirerek şehirlerde ki yığılmaları azaltabilir
2005’de İstanbul üniversite başladım. Bölüm arkadaşlarımın büyük çoğunluğu İstanbul’da kaldı. Şuan çalıştığım ekipte kimsenin ailesi İstanbullu değil. Çoğu iş için İstanbul’da yaşama zorunluluğu var.
Kerem abi ben de senin gibi gerçekçi düşünenlerdenim mesela istanbul da benim hayalimdi izmirde 10 sene yaşamış biri olarak ama sırf deprem problemi yüzünden cerrahpaşa dişe yerleşebilecek durumdayken ankarada özel bir ünide burslu diş hekimliği okuyorum, 2.sınıfım. Her koyun kendi bacağından asılır misali topluma söylenemez ama belki sen ve eşin de şuan sahip olduğunuz evinizi satıp eğer gerekirse araba arsa veya başka mallarınızı da satıp ankara konya civarına yerleşebilirsiniz çünkü ya güvenli ya da 3. ve 4.dereceden deprem alanı olan güvenilir tek yerler buralar. Ha videoda dediğin gibi eşinin işi tek orada olur ama abi senin videolarını severek izlediğim için ve seni de biraz da olsa bildiğim için nolur eşinin işinin başka örneği ya da alternatifi ya da yapabildiği kabiliyetle bağlantılı olan başka bir iş ankarada var mı bunu araştırın eğer alternatifi yoksa da bir afet olursa milyonları verseniz de sevdiğinizi kaybedebilirsiniz ve geri alamazsınız ve emin olun alın teriyle dahi kazandığınız o para o noktada size hayır getirmeyecektir. Allah korusun istanbulda nice insan ve nice ünlü genç aşçı tahayla aynı kaderi paylaşacak gibi duruyor. Ben elimden geldiğince yeri geldiğinde genç bir kardeş olarak bu nasihatleri yapmaya çalışıyorum, belki de haddime değildir ama ben olumlu değerlendireceğini düşünüyorum abi, kal sağlıcakla.
Merhaba abi hayırlı akşamlar, bu sene sınava gireceğim, şimdiye kadar üniversite yeri olarak İstanbul yazmayı planlıyordum ancak gündemdeki gerçekleri de göz önüne aldığımda hedefimi İzmir ve Ankaraya doğru kaydırmaya başladım. Ben Antalyaliyim ve daha Antalyanin dışına çıkmadım o yüzden üniversite okurken bulunacağım ilin eğitimsel ve sosyal olanakları hakkında hiçbir fikrim yok. Bu da İstanbul istememdeki en büyük faktördü. Acaba Ankarada olanaklar nasıl sosyal etkinlik olsun, eğitimsel olsun?
@@Baris747 ankarada istanbula göre daha çok sosyal imkan bulabilirsin, yurtlar daha uygun konumlarda, yol sorunu yok (metrolar vb kullanımı çok rahat), yollar kocaman 4x4, şehir aşırı düzenli, insanlar daha nezih. Ankara için söyleyebileceklerim bu kadar.
@@Baris747 Doğma büyüme Ankara’lıyım Ankara’da hiçbir şey yok ne eğlence hayatı ne kültürel hayat ne etkinlikler hiçbiri yeterli değil tipik bir Ortadoğu şehri gibidir. 3 yıldır İstanbul’da üni okuyorum burası dünyanın en güzel şehri içine ettik orası ayrı zemini sağlam binası sağlam yerdeysen sıkıntı olmayacaktır, sosyal, kültürel olanaklar olarak Ankara ile arasında dağlar değil uçurumlar var tabi eski İstanbul yok ama onuda geri getireceğiz yakında ama Ankara’da hiçbir şey yok Anıtkabir ve Atam harici
@@veled806 insanlar nezih mi kdkskksksl knk sen dolmuşçu, ulus esnafımızı bilmiyorsun galiba İstanbul’un hepsine yeter dkslsşşsşs
@@Baris747 kardeşim hani İzmire de İstanbula da denizi var yeter kafasındaysan ben sana ne yazsam boş kalır ve kültürel anlamda tabii iste göre çeşidi imkanı daha az ama ankarada da ulaşım çok kolay ve düzenli, belediye başkanıyla da bağlantılı olsa gerek belediyenin hiçbir problemi yok yollar iyi ve temiz vs çeşit çoğaltılabilir. Ben de zaten anneannemde kalıyorum ben memnunum arkadaşım da var bol bol ve sosyalim de yani bana göre deniz de olmayıversin yeterli. Sosyal olarak sadece belki kışın sıkılırsın çünkü gerçekten soğuk ve iç bunaltan havası olabiliyor ama bahar ayları ve yaz mükemmel istediğin her şeyi yapabilirsin istediğin parka doğal alana müzelere vs gidebilirsin, burada asıl önemli olan öncelik meselesi. Yukarıda 1 arkadaş yazmış zemini sağlamsa bir şey olmaz diye söylediği kısmen doğru ama istanbulun çoğu önceki yüzyılın tarlalarının olduğu yerlere kuruldu bence oldukça riskli yine de sen bilirsin, umarım yazdığım yardımcı olmuştur
Istanbul asigi biri olarak ,Istanbul,da 10 yil yasadiktan sonra, yurtdisina tasindim 12 yildir burdayim, hep Istanbul a donme hayaliyle yasadim, firsat buldukca gittim, kaldim, ama artik asla Istanbul,a donme orda yasama planim, istegim yok, gezmeye belki, onun disinda istanbulda yasayanlara Allah kolaylik versin( cozum onerimi eklemeden edemeyecegim, firmalar yatirimlarini, uretimlerini ivedilikle deprem riski az olan yerlere tasisinlar, Tekirdag, Edirne, Eskisehir, Ankara.. is olan yere insanlar mutlaka tasinir ki Istanbul,un buyumesinin ana sebeplerinden biri de istihdam olanaklarinin yuksek olmasi )
dualarımız kalbimiz sevgimiz her an Türkiyemiz'le kardeşlerimizle 🇦🇿🇹🇷🤲🏻🤲🏻
Ben o Bağcıların bir ara sokağında yaşıyorum. Binalar o kadar kalabalık ki sadece bir sokağında binlerce insan yaşıyor. Büyük bir istanbul depreminde o insanlar yaşasalar dahi nereye gidecekler kim onların imdadına koşacak kim oraya iş makinası sokabilecek? söyleyeyim KİMSE. Hiçbir toplanma alanı o nüfusu kaldıramaz. 99 depremini de yaşamış biri olarak İnşallah böyle bir acı senaryo ile karşılaşmayız.
İstanbul doğumluyum ama İstanbul'da yaşamıyorum. Osmanlı'nın son dönemlerinde bile İstanbul'un nüfusu sabit tutulurdu. Üstelikle izinli bir şekilde girilebilen bir şehirdi. Örneğin Sultan Vahidettin'in, Fransadan gelen elçilere kültürleri gereği tualetlerini kovaya yapıp dışarı fırlattıkları için İstanbul'un ancak periferyal (dışında) bir bölgesinde konaklama izni verdiğini biliyoruz.
Beğenmeyip eleştirdiğimiz Osmanlı'nın son dönemlerinde bile İstanbul'a yapılan bu hassas ve özel muameleyi 100 yılda kapitalist zihniyetle hareket eden "cumhuriyetin modern çocukları" ne hale getirdiler. Koca bir miras ve gelenek mahvedildi. Kültürel, zihni yozlaşmanın sonuçlarını bütün hızıyla yaşıyoruz şimdi.
Onca insan, İçim yanıyor...
Tek çare nüfusu dengelemek. En azından bu daha fazla kaybın olmamasını sağlar.
yani belki istanbulun şu anki sıkıntıları giderilemez ama en azından daha fazla artmaması için develetin ön ayak olması ile büyük yatırımcıların sanayinin falan birazdaha orta anadolu konya, antalya civarları gibi alanlara yöneltilmesi düşünülüp uygulamaya geçirilebilir..
Çözüm
Konya Aksaray civarı alt yapıyı geliştirmek, Tren, otoban, havaalanı...
Bu sayede fabrikalar o bölgeye yönelmeye başlar, böylece nüfus iç Anadolu'ya kaymaya başlar
İnşallah
Aslında insanları İstanbul'dan diğer şehirlere göçe teşvik etmenin çok da zor olmayan çözümleri var. Mesela devlet İstanbul'da yaşayan ailelerin ikametini farklı bir şehre taşıması durumunda kamu bankaları aracılığı ile düşük faizli veya faizsiz konut kredisi sağlarsa İstanbul'daki kiralardan yakınan birçok kişi bundan faydalanmak ister. Bunun dışında İstanbul'da çalışan belli kesimlerin gelir vergisini artırması insanları diğer şehirlerde yaşamak için sebep sunar.
tebrik ederim seni.... A'dan z'ye kadar bu işin gerçeğini söylemişsin....
Benimde birkaç görüşüm var 15 yaşından beri inşaat sektöründeyim son zamanlarda inanılmaz yatırım aracına döndü ev almak 3 katlı 4 bina yıkıp ada bazında siteler dikiliyor.Bu hem görüntü kirliliği hemde trafiğe yol açıyor yeni evler yapılıyor ama yeni yollar yapılmıyor İstanbul'un artık bize yetmediğini düşünüyorum.Üstelik Kağıthane civarında her boş arsaya ev dikmek zorunlu gibi sürekli ev yapılıyor
Kalbi sıkılıyor insan bakınca...kutu kutu evlerde nasıl kaliteli bir hayat yaşanır ki ..
maalesef insanların bi kısmı olaya böyle gerçekçi yaklaşmaktan ziyade sadece duygusal olarak yaklaşıyolar. böyle bir zamanda bile gerçekçi düşünebilmek gerçekten önemli
Bu iddiaların asılsızdır.
@@ghghgh6468 gerekçeni dinliyorum
@@ghghgh6468 aslı olan nedir kardeş? 16 milyon insan ne zaman ölecez psikolojisinde.
@@ghghgh6468 söyle fetocu ne yapsınlar istiyorsun
Doğru bilgi görecelidir. Sana göre doğru olan bana göre belki zırvalıktır.
Önceşikle belirli bölgelerdeki yatırım teşvikleri güçlenmeli ve orda ki kamu hizmetleri ulaşım yol sosyal aktivite ortamları güçlendirilmeli bu sayede yaşlı nüfusda belki çıkabilir şehirlerden bunlar yapılsa bile istanbul nüfusunun düşeceğini sanmıyorum sadece plansız artış engellenebilir ve göçler yoğunluklu olarak gelişmekte olan illere kayar özellikle genç nüfus için bu şehirlerde sosyal aktiviteler çok önemli çünkü sosyal etkinliklerin ülkede %80 i istanbulda yapılıyor geri kalan %5er olarak izmir ankara antalya diyebilir o yüzden şehirlerde etkinlik alanları merkezleri barlar cafeler restorantlar ve gece kulüpleri yapılmalı
muhtesem bir video
Hic kimse üzülmesin 10 gun sonra gundem değisicek herkez depreni unutucak üzülenlerse depremde anasiz babasiz kalan cocuklar olucak 😞
Çok haklısınız. Esas deprem bu.
eğer bunu unutursak önlem almazsak izmirde veya istanbulda hiç beklemediğimiz bir anda bizi vuracak
Ülkemizde maalesef bilime ve bilim adamlarına rant uğruna kulak verilmiyor, önemsemiyor.Sonucunda bildik acıları ve zulümleri yaşıyoruz.Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah gani gani rahmet eylesin mekanları cennet olsun inşallah 🤲😢
Sakaryadada uydukent var ama istanbul gibi 50 kat değil 5 kat düzenli en önemlisi camdan baktığımda yeşili görmek çok güzel zemini de son derece sağlam birde binalar toki olunca rahatız vesselam
Merhabalar,
Bir İstanbul'lu ve bir İstanbul'da yaşayan olarak gerçekleri yüzümüze tokat gibi vurdunuz düşüncesindeyim.
Umarım herşey iyi anlamda çok yolunda gider.
Emeğinize sağlık .
İstanbul’da yaşamak için tüm düzenimi aktarmaya hazırdım Ankara’da yaşayan biri olarak, göçmenlerle başlayan dalga depremle benim için bu istek nezdinde son buldu, bu hafta dünya devi bir firmayla görüşecektim fakat tüm hevesimi kaybettim, elimizdekilerin kıymetini bilelim demek istiyorum okuyan herkese.
🙂dünya devi firmalarda artık yüksek maaş vermiyor emin ol,paranın değeri inanılmaz düştü. Sağlığınıda kaybettiğine değmiyor. Hiçbirşey yapamıyorsun o parayla bile.
Uçak videoları özlendi
Kerem bey, Naci Görür Türkiye'nin 20 yil icinde depreme hazir bir ülke olarak hazirlanmasini icin cok guzel bir yöntem sundu. İzlemenizi tavsiye ederim .
Ben İstanbul’un sahil kasabasında yasıyorum. Öğretmenim. Merkeze uzak olmama ragmen arada kafamı dağıtmak için İstanbul’a gitmeyi seviyorum. Şimdi Anadolu’nun herhangi bir yerine gitsem bana köy gibi gelecek vs nedenlerle kalmaya devam ediyorum. Küçük yerin dedikodusu çok oluyor. Şuna yaşadığım yer de küçük ama İstanbul’un kültürü var sonuçta
Artık betonerme ve yüksek katlı ev almak tehlike en iyisi prefabrik ya da tek katlı ev
4 sene önce balıkesir edremite taşındım ordan. Sporu hobi olarak yapıyordum mesleğe cevirdim. Kurumsal firmadaydım. Bu şekilde radikal karar alarak yeteginiz doğrultusunda bir karar verebilirsiniz. Burada kurumsal yok . Yüksek katlı binalar yok. Tesisat işine baya ihtiyaç var. Evden çalışma trendyol gibi isler yapabilirsniz vs
Videoda gösterilen yer esenyurtta inşaatı tamamlanmamış bir site ben 9 yıl boyunca o inşaatın hemen arkasındaki sitede oturdum biz ilk taşındığımızda inşaata yeni başlanmıştı biz şimdi izmire taşındık fakat o inşaat hala aynı şekilde orada duruyor
Istanbuldakiler yapi denetim şirketlerini başvurarak binalarını kolon ve ve beton örnekleri alınarak binalarını kontrol ettirilmeli bunu her binalar yapmalı yoksa bu tedbiri almazsak diğer iller gibi istanbuldada bir çok can pazarı yasanir
Allah yardiminiz olsun eziz qardaşlarımız🙏 istanbulda böyük zelzele gözlenilir ama ne zaman olacagi bilinmir🥺Sizinleyik TÜRKIYEM 🇦🇿 ❤ 🇹🇷 🙏
eder tabi
Ağzınıza, dilinize sağlık. Maalesef ülkemiz planlı ekonomi terk edildiği günden beri sermayenin güdümünde ve sermaye güçlendikçe yozlaşma ve çürüme de artıyor.
NALAKA ??
Allah yar ve yardımcımız olsun inşallah. Rabbim tekrar böyle bir felaketi yaşatmasın inşallah vatanımıza milletimize 🤲🤲🤲
HER CÜMLEN HEPSİ AYRI AYRI O KADAR DOĞRU Kİ AĞZINA SAĞLIK
Kerem tebrik ederim kardeşim GERÇEKTEN MÜKEMMEL BİR ÇALIŞMA OLMUŞ
BÖYLE OBJEKTİF VE GERÇEKÇİ VE EN ÖNEMLİSİ GERÇEKTEN İYİ NİYETLİ DOSDOĞRU YAKLAŞIMIN DA AYRICA TAKDİRE ŞAYAN BİR DURUM ...
OLANLARIN HEPSİNİ ELLERİMİZLE YAPTIK VE BEDELLERİNİ ÖDERKEN ACI ÇEKİYORUZ...
ağzına sağlık. lütfen okuyun dostlarım. sakinlik içerisinde nüfus azaltmaya yönelik ve daha çok deprem sonrası planlamaları yapılmalı.
Olası İstanbul depremine yönelik hazırlanan Afad'ın tahliye planlarında ne de İbb'nin deprem ve tsunami eylem planlarında, deprem depoları ve önceden koordinasyon sürecine dair şeyler göremedim. Afad tahliye planını, Kahramanmaraş'ta yaşanan felaketleri tecrübe ederek yeniden gözden geçirmeli ve detaylandırmalı. Unutmayın ki orada havalimanları hasar gördü, şehri u bastı, toprak kaymaları oldu. İstanbul hem tsunami bölgesi hem de jeolojik olarak zayıf topraklara sahip. Yani bastiçe heyelan bölgesi. 15 milyon insanı bir anda tahliye etmek zaten çok zorken, Afad'ın tahliye planlaması için seçtiği yerler, riskli bölgelere yakın yerlerde bulunuyor. Tahliye planları kuzeyden kalkacak şekilde planlanmalı. Mesela örnek vereyim Afad'ın deniz yolu tahliye planı, güneyde Yenikapı üzerinden planlanmış. Peki sahil yolu su altında kalırsa, buraya yönelik bir su tahliye planımız var mı?
Gelelim şehrimize, en büyük tehdit olan yollarımıza. Mecidiyeköyden Silivrr'ye kadar e-5 binalarla çevrili. Özellikle İBb ve Şükrübey yolu binalarla yol sıfır. Buralara enkaz gelirse -ki çok olası- yollar kapanacak, yardımlar aksayacak. Buna yönelik planlar var mı? Bırakın binaları, E-5 üst geçitlerini yıkılmaması ve yardımları engellememesi için güçlendiriyor muyuz? Bu konuda Kuzey Marmara Otoyolu en sağlam yol gibi görünüyor. Deprem tahliye planını güneye değil, kuzeye göre planlamalıyız!
Deprem depoları diye bir şey düşündüm. Öte yandan deprem sonrası koordinasyonsa çok önemli. Şimdiden Marmara Depremi için e-devlet üzerinden gönüllük esaslı madenci ve inşaat işçilerini koordine etmeliyiz. Olası bir felakette şehre inecek ilk insanlar onlar olmalı ve Afad yetkilileriyle arama kurtarmaya başlamalı. Bu sürede gelecek olan yerli yabancı yardımlar öncesinde zaman kazanılabilir. Deprem deposu sayesinde, ekipmanlar hızlıca toplanabilir. Deprem depolarında hazır bulunan ekipmanlar bölgeye hızlıca sevk edilirse, jenaratör, akü, hilti gibi ekipmanlarla gece de çalışmalar sürdürülebilir.
youtuberlar olarak birlik olmalı, kitlemizin desteğiyle bi şekilde sesimi yöneticlere iletmeliyiz
Benim önerim:. İstanbul'da bulunan büyük şirketlerin daha yüksek vergi harç ve stopaj ödemesiyle başlayan küçük illere taşınan şirketlerin ise teşviklerle cezbedilmeye çalışılan bir süreç olabilir. insanlar sonuçta ekonomik aktiviteyi takip etmek zorunda. istanbulda asgari ücret ayrı ve türkiyenin geri kalanından çok daha yüksek olarak belirlenmeli ki iş yerleri taşınmayı ciddi ciddi düşünsün. küçük iller içinse merkezi hükümetin konut ve sosyal eğlence projeleri için bütçe vermesi gerekiyor.
Biraz öngörülü, vizyonlu gerçekten ülkenin geleceği için bişeyler yapmayı düşünen siyasiler olsa bence de hiçbir şey çözümsüz değil. Bundan daha kötüye gitmez en azından bazı şeyler. Fakat maalesef ülkemizdeki siyasilerin seçim kazanmaktan,iki üç sene içerisinde pazarlayıp cahiller ordusunun gözünü boyayabileceği icraatler planlamaktan başka hiçbir gayeleri yok.Bu kafayla bize yüzyıllar da verilse yine bundan daha iyiye gidemeyiz biz, olsa olsa kötüsü olur:/
mükemmel bir video babayiğit abone oldum
2000'li yılların başında Zeytinburnu'nda özensiz inşa edilmiş bir mahallede oturuyorduk, babam 99 depremi sonrası oluşan korkuyla bizi Maltepe'de müstakil evlerin ağırlıklı olduğu bir mahallede müstakil bir eve taşıdı, maksimum iki katlı evlerin olduğu bu mahallede toplanabilecek alanda boldu. Kentsel dönüşüm adı altında bu mahalledeki müstakil evler kocaman lüks apartmanlara çevrildi, tuhaf olan Zeytinburnu'nda 2000'lerde yaşadığımız o dayanıksız ve eski apartman ve benzerleri hala ayakta. Bu örnek bile ne kadar yanlış kentsel dönüştüğümüzün örneği.
Tüm söylediklerine katılıyorum , durum vahim. Yalnız şu bakış açısı bana ters, benim işim yada eşimin işi İstanbul'da diye bir mecburiyet, birgün olacak olan depremde enkaz altında kalma riskini almaya değmez. Kendi ayakları üzerinde duran bir adam veya kadın her yerde ekmeğini kazanır. Saygılar dilerim .
Kerem kardeşim tek çözümü doğu illerini geliştirmek ve nüfus dengelenmesi için geriye dönüş projesi başlatılmalı ancak böyle önüne geçilir, amacım kimseyi su buralı bu oralı diye yargılamak değil hepimiz aynı vatanın insanıyiz, sadece her şehrin belli bir kapasitesi var, kendimden örnek vereyim benim memleketim de istihdam olduktan sonra niye bırakayım ki o güzelim havası suyu olan yurdumu, ve Sana sonuna
kadar hak veriyorum, Emeğine sağlık Kerem kardeşim Selametle kal.
İstanbul'da yaşamak bir zulüm gerçekten. Üniversiteyi şehir dışında okudum Anadolu da huzur var resmen.
İnanın komik gelebilir yaşadığım yer Ankara’nın 40 bin nüfuslu güzel sakin bir ilçesi, üniverteyi Alanya’da okudum o kadar hızlı binalaşma vardı ki anlatamam birde son mezun olacağım yıl Ruslar ve Ukraynalılar geldi tam bir curcuna oldu son aylarımı iple çekiyordum okul bitti koşarak memleketime geldim hemen denizide onların olsun kumuda, insana huzur ve güven lazım. Anadolu’dan vazgeçmem asla