ohhh öylen öylen güzel oldu ayrıca; bürokratların verdiği kararların suçlusu olarak rütbesiz askerlerin suçlu ilan edilmesi ve kafayı dinle bozmuş insanlar tarafından linç edilmesi.. al senaryoyu nereye vurursan vur.. bir stephen king koleksiyoncusu olarak siyah beyaz versiyondan haberim yoktu.. hemen sipariş verdim. sağol CS reyiz
The Mist filminde en beğendiğim sahnelerden biri de; "marketteki o fanatiklerin arasından ayrılıp özgürlüğe doğru gidebilmek için bindikleri aracın far ışığının, marketin içindeki kaderini körlemesine kabullenmiş insanların yüzlerine doğru yavaş yavaş ve teker teker vurduğu sahneydi"... Gerçek, yüzlerine dokunabilecek kadar yakınlarındaydı ama onlar, bunu göremeyecek kadar kör ve korkaktılar...
Yorumlarda ve video birçok konudan bahsedilmiş ve çok güzel şeyler anlatılmış. Ancak bütün yorumları okumama rağmen görmediğim bir detaydan bahsetmek istiyorum. Filmin sonunda arabaya giderken ayağı kırılan abiyi taşımaya çalışan iki kişi vardı birisi filmin başlarında "arabamda tüfek var yeğenim onu kap gel" diyen amca ve mağaza müdürü tiplemesindeki abi. Taşıdıkları adam ölünce yolunu şaşıran bu iki insandan yaşlı adam ölüyor ancak mağaza müdürü adam üzerinden güzel bir mesaj verilmiş. Ayağı kırık adam ölünce yolunu kaybeden müdür abi mağazaya koşup beni alın diyor ve 2 dakika önce delirmiş, çocuğu kesmeye çalışan mağaza halkı adamı sakince içeri alıp sessiz sessiz duruyorlar. Deli dinci kadın ölünce insanlar yaptıklarının doğru olmadığını anlayıp medenileşiyorlar gibi bir durum var sanki. Benim düşündüğüm ileti aralarındaki zararlı harekete geçirici etken olmayınca insanlar normal olabiliyor.
Filmin sonu kesinlikle vurucu şekilde bitiyor . Filmi bitirdiğimde kapıyı pencereyi açıp hava aldım , güneşte oturdum. Bir güzel eser daha izlettiğin için teşekkürler CS ♥️
Ceren ablanın bahsettiği muhteşem orphanage temalı film, Guillermo del Toro abinin çektiği The Devil's Backbone filmi bu arada, fazlasıyla nokta atışı bir örnek olmuş.
8:45 yani guzel ablacim, yazar da bu olay orgusunun tarih boyunca tekrarlandigini biliyor (koskoca Stephen King sonucta) zaten anlatmak istedigi de "Yil olmus 2000 kusur diye fazla bir tarafin kalkmasin insanoglu. Basin dara dusunce yine en ilkel durtulerin ve davranislarin gun yuzune cikar' En azindan benim anladigim bu. Saygilar.
Aynen koskoca yonetmenler milyon dolarlik adamlar bilmiyor sanki bunu. Zaten anlatmak istedikleri olay o. Bu filmi neden sevmemis hic anlamadim. Frank darabont sinema tarihinin en nokta atisi yapan yonetmenlerinden biridir yedirmeyiz😂
Filmi çok küçükken izlemiştim. Din konusu o dönem ya çok biblical muhabbetler diye beni çekmemişti ama sonuna çok yükselmiştim. Bu kadar şeye ilham veren bir film olduğundan haberim yoktu.
Çok iyi ikilisiniz, izlemesi çok keyifli. Shingeki No Kyojin serisinin mangakası Isayama' da, bazı noktalarda The Mist filminden ilham almıştır. Ki bana göre The Mist'in yaptıklarının daha iyisini yapıyor.
Can Sungur abim bir süredir senin yorumlarından yavaş yavaş uzaklaşıyordum ama The Mist hakkında bu kadar etkili ve güzel konuşman beni çok mutlu etti. The Mist gerçekten en sevdiğim filmlerden biri, her seferinde zevkle izleyebiliyorum filmi.
Bu filmin(the mist tabi ben çocukluğumda izlediğim için ölümcül sis olarak hatırlıyorudum) bana kazandırdığı örümcek fobisi oldu eczaneye ilaç almaya gittiklerinde ki sahneden dolayı .
Bu videoyu izlemeden önce, tekrar izledim filmi. Çok uzun zaman olmuştu izlemeyeli ve sonunu hiç izlememiş olduğumu fark ettim. Finalini çok çok beğendim, iyi ki bu filmi seçmişsiniz.
bu videoyu izlememden beri aradan kaç sene geçtikten ve star trek serisini tancanın kanalında yaptığınız star trek tng serisiyle birlikte başlayıp bitirdikten sonra, o üniformayı görünce bi içim hoş oldu he
Walking Dead ‘deki Carol da vardı bu filmde, ilk başta çocuklarıma gitmeliyim diye çıkan kadın, ben ilk onu farketmiştim sarışın kadını siz söyledikten sonra farkettim. Bu serinizi çok seviyorum, sinema günlükleri tadında 😉 teşekkürler
Coen biraderlerin yapmış olduğu ve netflix'te yayınlanan 1800ler' in vahşi batısını 6 ayrı hikayede toplayıp bu hikayelerin trajikomik bir şekilde anlatıldığı "The Ballad Of Buster Scruggs" filmini incelemenizi tavsiye ederim
Yorumlarınıza güvenerek film izlemeye başladım Primer'i anlamamıştım ama normalmiş. Coherence ve The Mist ile ne kadar doğru bir şey yaptığımı anladım.
Filmi uzun zamandır duymama rağmen, aman ya bir sis vardır kesin içine giren ölüyordur çok dandik senaryodur diye izlemiyordum. Ben bu filme hayran kaldım. İnsan doğası üzerine anlatım, bilinmezliğin karşısındaki çaresizlik ve son sahnedeki dram... Ben filmin sonunda çıkan isimleri asla okumam direk kapatırım ancak son sahne öyle bir etki bıraktı ki mal gibi ekrana bakakaldım.
filmin finalinde dead can dance - the host of seraphim çalıyor. grup olarak dead can dance ve solisti lisa gerrard da müthiştir. etnik müzik sevenler bakabilirler.
Normalde arka planda dinliyodum, sırf en sonda ceren ablanın "bana bak hakan muhafız yapmıcaz demi" sorusuna verdiği tepkiye bakmak için videoya dönüp geri sardım dbdjdndgjsjshs
Her daim olduğu gibi keyifle izledim. Öncelikle teşekkürler bu seriye itina ile devam ettiğiniz için. İlk kez sizin gibi arada kaldım. Ceren Hanım'ın dediğini çok iyi anlıyorum. Özellikle anime/manga dünyası ile tanıştıktan sonra kolay kolay dizi/film izleyemez oldum. Çünkü twistin , çetrefilli konuların , kültürel ve tarihi göndermelerin dibine vurunca ,herhangi bir ortalama görsel esere vakit ayırmak resmen eziyet gibi geliyor. Ancak Can Bey gibi The Mist hayranı olduğum yazarın zekasını gözlemleme şansı vermesi ve nadir olarak hakkı ile ekrana taşınan eserlerinden olması nedeni ile gidişatı tahmin etsem bile(sonu hariç) işleyişten öyle keyif almıştım ki kelimelerle anlatamam. İkinizde haklısınız neticede. İnanın birimizi seç deseniz seçemem. Bakalım gelecek film eleştirileriniz bize neleri sorgulatacak daha merakla beklemedeyim.
@@hayrettinresitkayacan4568 Ben örnek teşkil etmesi için bahsettim. Bazılarının kurgusu ve senaryosu öyle ustaca işleniyor ki ardından deneyimlediğiniz daha basit kurgu ve hikayeye sahip herhangi bir eser ağızda çamur tadı bırakabiliyor. Tahmin edilebilirlik izlenilen/okunan şeye olan ilgiliyi düşürebildiği gibi hele bir de desteksiz senaryo ve basit oyunculuklarla (okunan eserde üstün körü bir kurgu) süslendiyse o eseri tüketmek gerçekten daha iyilerini deneyimleyebilmiş kişiler işin işkenceye dönüşebiliyor. Bu kadar detaylı açıklamaya gerek kalmaması için basit bir örnekle Ceren Hanım'ın düşüncelerine neden katıldığımı anlatmak istemiştim sadece. Bahsettiğiniz boş sahne muhabbetine gelirsek son olarak ;Ben şahsım adına parçalardan çok bütüne bakmayı seven biriyim. Detaylar bir bütünlük sağlayabiliyorsa şayet o zaman aldığım keyif katlanıyor. Bana verdiği boş sahnelerin sonunda , diğer vermiş oldukları ile ahenkli bir bütün oluşturabilmiş ise eser çok problem değil benim için.
Ceren hanımın bahsettiği filmin adı Ondskan çok güzel filmdir. Ayrıca Can bey George A. Romero ve zombi film hastası olarak, Dawn of the Dead veya herhangi George A. Romero filmi konuşulursa kendimi keserim sanırım. :)
Son sahnede bence adamın psikolojisinin bozulmaya başlamasına rağmen son sefer kendini toparlayıp çocuğa verdiği sözü tutabilmek için o sorumluluğu alıyor. Ardından zaten adamın çöküşü en etkileyen sahnelerden.
Bugün shadow(2018) filmini izledim.Siyah beyaz filmlerden ve evet görsel olarak çok güzel oluyo nedense.Kıyafetler,teması ve zaten ying-yang felsefesi de olunca,anlatımı o tonlarla daha hoştu.The Mist filmini de sırf HL ile bağlantısı var diye izlemiş ama ne alaka demiştim.Sonu ile HL nin bağlantılı olduğunu okuduydum bir yerde?Yinede güzel filmdi ,hatta küçükken falan denk gelseymişim daha çok etkilenebilirdim.Sonu yinede çok güzeldi,yani o andaki adamın durumunu düşününce,feciydi ya👍 Ama bahsettiğiniz anlamların dışında çıkarılabilecek farklı sonuçlar da var.Arabadan inip seslerin geldiği yere arkalarına bakıp bağırıyordu ve ordan ordunun geldiğini gördü.Bu durumda ordu belli bir süre boyunca arkalarından geliyor,bunlar ise önden gittikçe uzaklaşıyorlardı.Ve ilk sise giden kadının evi markete yakındı.O kadını ordu bulduğuna göre mantıken tüm yolculuklarında aslında kendilerini umuttan uzaklaştırıyorlardı.Yani eğer ki o kadını sonda gözümüze sokmasalardı farklı düşünürdğm ama sanki böyle gibi bir durumda var.Markette kalanlar ise dışarı çıkmaya,ses çıkarmaya korkan korkak kitle yani ordu onları bulamamıştır.İlk kadın ise muhtemelen beklemedi öylece yinede.Baş karakterler o süre boyunca ordunun önünden ilerlemiş,sonunda ordu onlara yetiştiğinde çoktan pes etmişlerdi bile.
Hadi bu seferlik filmi izleyip de geleyim dedim izlemez olaydım. Ballad of Buster Scruggs'ın kovboy bölümü gibi fakat çok daha sarsıcıydı. Gerçekten şu an çok sinirliyim videoyu izleyeyim de keyfim yerine gelsin bari.
Normalde 6altı da çoğu zaman filmleri izlememiş oluyorum vakit bulamadığımdan ama bu sefer ilk 5 dk da insanların kapalı alanda olup gruplaşmanın olduğunu duyunca dedim ben bunu izleyeyim(en sevdiğim klişe hareketler olabilir). Filmin ilk dk ları daha olay başlamadan sırıtıyor kadının tipi dışarıdan naif gözüküyor ve aklı başından uçmuş gibi bir ifade de vardı yüzünde ben bunu sevdim. Bence filmin sorunu sanırım herşeyin 2 gün içerisinde gerçekleşmesi belki de tükenmişlik hissini geçiremediler sanırım oldum filmde Çünki hem sana karşı düşman olmuş bir topluma karşı savaşıyorsun hemde dışarda ki bilinmezliğe karşın. Filmin sonunda şöyle dedim hani bunlar zaten ölümü göze alıp bu buhrandan kurtulmak için cesaret göstermiş insanlar denemelerini bekliyorsun ne bileyim belkide çok az kaldı kurtulmaya orda hemen bir ölümü kabullenme hissiystı oldu ve izlerken gülerek şöyle düşündüm abi acaba 4 mermi varya kendilerini öldürdükten sonra birde kurtarma ekibi fln geliyormuş diye ve cidden öyle oldu. D Acaba tükenmişlik hisleri herşeyin üst üste olması ve arabayla gitmeye çalışırken enkazları görmeleri yüzünden miydi çünkü çevresindeki insanlar ya haberi olmadan öldüler çaresiz bir şekilde yada intihar yüzünden. Bu ikisi dışında başka bir kurtulma yolunu kabullenemediler mi diye çünki onca olaydan sonra evet denedik, olmadı sağlık olsun az biraz beklemeyelimde intahar edelim şeklinde bir durum oluştu. Neyse sonda da başta filnde kimsenin yardım edemem diye yüz çevirdiği kadınında kızıyla beraber yanlarından geçmesi de güzel olmuş filmin başında kadına üzülerek acıyarak bakılmıştı ama sonunda tam tersi oldu bir nevi
Karakterler cogu zaman tek boyutlu, karakterlerin degisimleri cok ani ve sert, yasanilanlar ve diyaloglar tahmin edilebilir ve klişe, evet insan her zaman benzer hikayeler anlatir aslinda, bu da kadim ve guzel bir hikaye ama yukaridaki sebeplerle inandiriciligini ve izleyici uzerindeki etkisini surekli yitiriyor, bu yapilmadan buna benzer bisey olmadigi icin zamaninda etkisi daha fazla olmustur kesinlikle ve ilham da alinmistir ancak bu bir cok acidan vasat bir eser oldugunu degistirmiyor
Half Life evreninden Father Grigori'yi hatırlayanlar vardır, Kuzeydoğu Avrupa'yı temsil eden Ravenholm Episode'undan; kendisi de bahsi geçen filmdeki kadının gelişmiş ve biraz daha mantıklı bir versiyonu.. Ayrıca CS nin de belirttiği HL nin prototip zamanından kalma, The Quivel (sanırım) yani, modelleme, sonradan donanımsal yetersizlikten dolayı kaldırılmak zorunda kalınan kadın bilimciler vs. eklenmiş ve eski kaplamaları kullanarak oluşturulmuş bir mod var, moddb de Half-Life Quiver olarak geçiyor
İlk bölümden sona tüm yatay bakışları izleyen bir insan olarak bunu bilmem gerekirdi. Ama bilemedim. Ve gidip 2017 yapımı 1 sezonluk diziyi izledim. Filmin ismini kanalda görünce not aldım zamanında. Yatay Bakış'tan olduğunu sandım. 10 Bölümlük dizi oyun oynarken izlerim dedim. O neydi öyle ya? Keşke Dikey Çakış'da konuşulsa da boşuna izlemiş olmasam diye dert yanıyorum şimdilerde. Buradan not: Eğer bu kanalda bahsedilen bir ürünün iki farklı tarihte çekilmiş iki sürümü varsa her zaman eskisini izleyin. Mutlaka eskisini izleyin, yenisini değil!
Abi filmi az önce bitirdim. Ben çoğunlukla sadece sizin programlarınızı izleyen bir üşengectim ama senin 7 civarı (hatırlamıyorum tam sayıyı) bu kadar etkilenip beğendiysem ÖĞRET BANA SENPAI (Filmin konusu da etkili)
Varya al bu videodan au film hakkında akademik makale çıkar.Kendim izlesem bu kadar ayrıntı fark etmem ama bu video bana bu film hakkında yazı yazma hissi uyandırıyor.
Ceren abla nın başta anlattığı kadın aklıma hemen Jeanne d'Arc'ı getirtti. Jeanne d'Arc The Messenger filmini tavsiye ederim. Luc besson'un filmi. 6altı'ya iyi gider.
Lütfen battle royale (ölüm oyunu) konuşun 6altı kavramına uymasa bile bu film hakkında sohbetinizi dinlemek çok hoş olur.Gerekirse 6üssü diye ikinci bir program yapın ama lütfen konuşun.
Filmde garibime giden bir şey var benzin bitince neden her şey bitmiş gibi davrandılar arabayı iterek canavar geldiğinde içeri girerek ilerleyemezler miydi
Ceren ablam, siyah-beyaz filmlerin gücünü anlamak açısından eğer izlemediysen Persepolis'i şiddetle tavsiye ederim. Başından itibaren renkli olsa kesinlikle aynı mesajı veremezdi bence.
Mist bence ortalama filmdi.Ben deli kadını görünce dedim bu kadın kesin peygamberliğini ilan eder ve kurban vermeye başlarlar diye.Çünkü Ceren'nin dediği doğru önümüzde çok fazla örnek var buna benzer.Hatta ben olsam bu kadını öldürürdüm bile dedim filmi izlerken.Filmin sonunda yine benim mantığıma aykırı davrandı adam ben yinede arabada beklerdim.
The mouth of madness videosunu izlerken aklima yilllaaaar once izledigim ve sadece sonunu hatirladigim , ismini bile hatirlamadigim bir film geldi, basroldeki adami shawshank'den biliyodum anca onunla bulabildim. Filmin adi Jacob's Ladder 1990 yapimi sanirim. Imdb puani 7.5 aslinda formatiniza uymuyo o konuda ama nedense tam sizlik bi film gibime geldi , bir anda o filmi hatirladim. Aklinizda bulunsun , videosu gelmese bile izlemenizi oneririm.
Mazes and Monsters inceleyebilirsiniz belki oldukça altı altı ve tom hanks var.Can abi zaten bir rpg yöneticiliği de yapıyor severek dinliyoruz.Rpg yi o film ile duymuştum
diger videoya da yazdim burda da bulunsun. bundan 13-14 sene once Level dergisinde silent hill ile ilgili bir makale okumustum ve orada Jacobs Ladder isimli filmin cok buyuk bir esin kaynagi oldugu oyuna soyleniyordu. hatta bu lafi sanirim yapimcilardan biri demis. sizin de izleyip konusmanizi cok isterim.
Açıkcası CS yi geekyapar zamanlarından ve yatay bakışta takip eden biri olarak 6altı serisini pek izlemiş biri değilim. Fakat ceren hanımının öne sürdüğü hiçbir argüman beni etkisi altına almadı. Cs mantıklı şeyler söyleyip karşı fikir yaratıyor ceren hanım da eh, tarih boyunca bu hikayeyi gördük gibisinden birşeyler söylüyor. Ceren hanımın tavırlarından dolayı incelemeden istediğim keyfi alamadım diyebilirim. Gene de gayet yeterli ve güzel bir inceleme olmuş cs nin frank darabont hakkındaki çıkarımları çok başarılıydı. Fakat ceren hanım ne yazik ki incelemeye çok birşey katamamış, kendisi çok fazla mantıklı açıklama yapmadığından dolayı filmi neden sevmediğini de anlamadım. Gene de inceleme için teşekkürler.
Can, filmleri gerçekten çok güzel yorumluyorsun, eşiniz hanfendi bu zevkimize biraz limon sıkıyor ama senin filmlerle ilgili, yönetmenidir, uyarlamaysa yazarıdır vs. her türlü detayı bilip bize de anlatman çok hoş.Bi film izlediğimde uzun uzun tartışmak, fikirlerini öğrenmek istediğim tek kişi sensin.
Daha videoyu bitirmedim ama ben filmin sonunu sevemedim. Kitapta sonu açık bırakılıyordu. Arabada vurmayı düşünüyordu ama vurmuyordu ve bir motel bulup orada günlüğüne en son bundan sonra ne olacak bilemiyorum diye bitiyordu. Filmde sonu çok vurucu olmuş ve akılda kalan sonu olmuş. Oysa akılda kalması gereken insanların davranışlarıydı diye düşünüyorum. Burada da yorumlarda herkes sonu şöyle sonu böyle demiş ama tabi kitaptaki gibi bitse insanları tatmin etmeyebilirdi. Uzun lafın kısası kitabı okuyun, daha iyi 😂
sağdan soldan niye okuyayım. Yaşım 30 ve sıkı bir silent hill hayranı olarak yazdım. serinin her oyununu da kendi zamanında oynamış biri olarak Silent hill yönetmenin açıklamalarına dayanarak yaptım bu yorumu.
Eserlerin hepsini tüketmiş birisi böyle bariz bir hata yapmaz diye düşündüm kusura bakma. Hani hangisinin hangisinden ilham aldığı bakınca anlaşılıyor.
abim bu filmi öneren ağzını öpiyim (no homo). ben yıllardır bu filmi görüp: ''bu ne lan sisten canavar çıkıyo ulelek ulelek diye.'' diye izlemedim. Şu an favori filmlerimin arasına koydum çok sağol
ohhh öylen öylen güzel oldu
ayrıca; bürokratların verdiği kararların suçlusu olarak rütbesiz askerlerin suçlu ilan edilmesi ve kafayı dinle bozmuş insanlar tarafından linç edilmesi.. al senaryoyu nereye vurursan vur..
bir stephen king koleksiyoncusu olarak siyah beyaz versiyondan haberim yoktu.. hemen sipariş verdim. sağol CS reyiz
:dddd
look like 15 July
The Mist filminde en beğendiğim sahnelerden biri de; "marketteki o fanatiklerin arasından ayrılıp özgürlüğe doğru gidebilmek için bindikleri aracın far ışığının, marketin içindeki kaderini körlemesine kabullenmiş insanların yüzlerine doğru yavaş yavaş ve teker teker vurduğu sahneydi"... Gerçek, yüzlerine dokunabilecek kadar yakınlarındaydı ama onlar, bunu göremeyecek kadar kör ve korkaktılar...
ve maalesef ki, gerçeği reddedip cahil kalmayı yeğleyenlerin hikayesi, akılcı ekibimiz ve kahramanımızdan daha küçük bir buhranla son buluyor.
Yorumlarda ve video birçok konudan bahsedilmiş ve çok güzel şeyler anlatılmış.
Ancak bütün yorumları okumama rağmen görmediğim bir detaydan bahsetmek istiyorum. Filmin sonunda arabaya giderken ayağı kırılan abiyi taşımaya çalışan iki kişi vardı birisi filmin başlarında "arabamda tüfek var yeğenim onu kap gel" diyen amca ve mağaza müdürü tiplemesindeki abi. Taşıdıkları adam ölünce yolunu şaşıran bu iki insandan yaşlı adam ölüyor ancak mağaza müdürü adam üzerinden güzel bir mesaj verilmiş. Ayağı kırık adam ölünce yolunu kaybeden müdür abi mağazaya koşup beni alın diyor ve 2 dakika önce delirmiş, çocuğu kesmeye çalışan mağaza halkı adamı sakince içeri alıp sessiz sessiz duruyorlar. Deli dinci kadın ölünce insanlar yaptıklarının doğru olmadığını anlayıp medenileşiyorlar gibi bir durum var sanki. Benim düşündüğüm ileti aralarındaki zararlı harekete geçirici etken olmayınca insanlar normal olabiliyor.
Filmin sonu kesinlikle vurucu şekilde bitiyor . Filmi bitirdiğimde kapıyı pencereyi açıp hava aldım , güneşte oturdum. Bir güzel eser daha izlettiğin için teşekkürler CS ♥️
Ceren ablanın bahsettiği muhteşem orphanage temalı film, Guillermo del Toro abinin çektiği The Devil's Backbone filmi bu arada, fazlasıyla nokta atışı bir örnek olmuş.
Katır kuturoğlu nun bu gün ölmesi ve ceren ablanın anlattığı şeylerin ironik uyuşması çok ilginç
CS ne güzel film okuyorsun be adam. Başta sevmediğim filmi bu programdan sonra sevdim. Ikinizin de ağzına sağlık.
Cs sana bağımlı oldum senin konuştuğun video yayın olmadan uyuyamıyorum
Ceren ablanın çöp filmleri savunup da diğerlerine nispeten çok iyi işlenen Miste sallaması çok hoşuma gitti. CS de şaşırdı :-D
Bos yapmis aynen
Ceket'e hayran olmaktan videoyu takip edemedim :)
8:45 yani guzel ablacim, yazar da bu olay orgusunun tarih boyunca tekrarlandigini biliyor (koskoca Stephen King sonucta) zaten anlatmak istedigi de "Yil olmus 2000 kusur diye fazla bir tarafin kalkmasin insanoglu. Basin dara dusunce yine en ilkel durtulerin ve davranislarin gun yuzune cikar'
En azindan benim anladigim bu. Saygilar.
Aynen koskoca yonetmenler milyon dolarlik adamlar bilmiyor sanki bunu. Zaten anlatmak istedikleri olay o. Bu filmi neden sevmemis hic anlamadim. Frank darabont sinema tarihinin en nokta atisi yapan yonetmenlerinden biridir yedirmeyiz😂
Filmi çok küçükken izlemiştim. Din konusu o dönem ya çok biblical muhabbetler diye beni çekmemişti ama sonuna çok yükselmiştim. Bu kadar şeye ilham veren bir film olduğundan haberim yoktu.
“-Baba bak bu kitap darbe döneminde geçiyor, sen seversin.
-Biz bunların gerçeğini yaşadık be olum, meeeh” :)
@Can Sungur ve Yakın Evren bu seçim gecesi bu filmi tekrar izledim dönüp yorumlarınızı tekrar dinledim, ne kadar manidar her şey bu ülkede...
Maşallah...🧿
İnsanın eşi ile birlikte film izleyip üzerine sohbet etmesi çok güzel.👍
Size çok imreniyorum.
Çok derin ve anlamlı sohbet olmuş. Filmde hissettiklerimi sizden duymak ne güzel oldu.
Çok iyi ikilisiniz, izlemesi çok keyifli.
Shingeki No Kyojin serisinin mangakası Isayama' da, bazı noktalarda The Mist filminden ilham almıştır. Ki bana göre The Mist'in yaptıklarının daha iyisini yapıyor.
Can Sungur abim bir süredir senin yorumlarından yavaş yavaş uzaklaşıyordum ama The Mist hakkında bu kadar etkili ve güzel konuşman beni çok mutlu etti. The Mist gerçekten en sevdiğim filmlerden biri, her seferinde zevkle izleyebiliyorum filmi.
Silent Hill’i görüp geldim spoiler da severim zaten
Descent " cehenneme bir adım" bu programa efsane uyar abi benim gözümde cok sağlamdır.
Sohbetinize sağlık.
Melodik Kütüphane aşırı iyidi bak onun da son sahnesi beni çok etkilemişti the mist kadar olmasa da
4 yıl önce bi ara filmi izlersem videoyu izlerim diye kaydetmiştim. Şimdi filmi bitirdim videoya geldim 😂. Teşekkürler CS.
star-trek i bilinç altımıza sokuyorlar arkadaşlar :)
Bengü - Korkma Kalbim klibi, ilk duyulanlar:
Karşılama sesi (ıslık) ve.. "This is Captain Jean-Luc Picard of the USS Enterprise"
Bu filmin(the mist tabi ben çocukluğumda izlediğim için ölümcül sis olarak hatırlıyorudum) bana kazandırdığı örümcek fobisi oldu eczaneye ilaç almaya gittiklerinde ki sahneden dolayı .
Bu videoyu izlemeden önce, tekrar izledim filmi. Çok uzun zaman olmuştu izlemeyeli ve sonunu hiç izlememiş olduğumu fark ettim. Finalini çok çok beğendim, iyi ki bu filmi seçmişsiniz.
bu videoyu izlememden beri aradan kaç sene geçtikten ve star trek serisini tancanın kanalında yaptığınız star trek tng serisiyle birlikte başlayıp bitirdikten sonra, o üniformayı görünce bi içim hoş oldu he
Walking Dead ‘deki Carol da vardı bu filmde, ilk başta çocuklarıma gitmeliyim diye çıkan kadın, ben ilk onu farketmiştim sarışın kadını siz söyledikten sonra farkettim. Bu serinizi çok seviyorum, sinema günlükleri tadında 😉 teşekkürler
Yalnız Carol nasıl bir değişim yaşadı öyle dizide, hayranıyım kendisinin😊
O son sahnedeki müzik bile vuruyor insanı yaw.
Coen biraderlerin yapmış olduğu ve netflix'te yayınlanan 1800ler' in vahşi batısını 6 ayrı hikayede toplayıp bu hikayelerin trajikomik bir şekilde anlatıldığı "The Ballad Of Buster Scruggs" filmini incelemenizi tavsiye ederim
filmi izledim ve direkt video gelmiş hayattaki şansımı da burada harcadım kahretsin
Yorumlarınıza güvenerek film izlemeye başladım Primer'i anlamamıştım ama normalmiş. Coherence ve The Mist ile ne kadar doğru bir şey yaptığımı anladım.
as above so below MÜ-TİŞ BİR FİLMDİR EFSANE FİLMDİR OAOAOAOAOAOAOO
Filmi uzun zamandır duymama rağmen, aman ya bir sis vardır kesin içine giren ölüyordur çok dandik senaryodur diye izlemiyordum. Ben bu filme hayran kaldım. İnsan doğası üzerine anlatım, bilinmezliğin karşısındaki çaresizlik ve son sahnedeki dram... Ben filmin sonunda çıkan isimleri asla okumam direk kapatırım ancak son sahne öyle bir etki bıraktı ki mal gibi ekrana bakakaldım.
filmin finalinde dead can dance - the host of seraphim çalıyor. grup olarak dead can dance ve solisti lisa gerrard da müthiştir. etnik müzik sevenler bakabilirler.
Sonu çok vurucuydu gerçekten. İnsanın üstüne adeta bir öküz oturuyor.
Abi film mükkemmeldi sizin sayenizde öğrendim bu filmi bu tarz videoların devamını bekliyoruz.
Normalde arka planda dinliyodum, sırf en sonda ceren ablanın "bana bak hakan muhafız yapmıcaz demi" sorusuna verdiği tepkiye bakmak için videoya dönüp geri sardım dbdjdndgjsjshs
Her daim olduğu gibi keyifle izledim. Öncelikle teşekkürler bu seriye itina ile devam ettiğiniz için.
İlk kez sizin gibi arada kaldım. Ceren Hanım'ın dediğini çok iyi anlıyorum. Özellikle anime/manga dünyası ile tanıştıktan sonra kolay kolay dizi/film izleyemez oldum. Çünkü twistin , çetrefilli konuların , kültürel ve tarihi göndermelerin dibine vurunca ,herhangi bir ortalama görsel esere vakit ayırmak resmen eziyet gibi geliyor.
Ancak Can Bey gibi The Mist hayranı olduğum yazarın zekasını gözlemleme şansı vermesi ve nadir olarak hakkı ile ekrana taşınan eserlerinden olması nedeni ile gidişatı tahmin etsem bile(sonu hariç) işleyişten öyle keyif almıştım ki kelimelerle anlatamam.
İkinizde haklısınız neticede. İnanın birimizi seç deseniz seçemem. Bakalım gelecek film eleştirileriniz bize neleri sorgulatacak daha merakla beklemedeyim.
Animeler güzel olsada asıl onlarda çok boş sahne var. Onları izleyip film izleyememek garip...
@@hayrettinresitkayacan4568 Ben örnek teşkil etmesi için bahsettim. Bazılarının kurgusu ve senaryosu öyle ustaca işleniyor ki ardından deneyimlediğiniz daha basit kurgu ve hikayeye sahip herhangi bir eser ağızda çamur tadı bırakabiliyor. Tahmin edilebilirlik izlenilen/okunan şeye olan ilgiliyi düşürebildiği gibi hele bir de desteksiz senaryo ve basit oyunculuklarla (okunan eserde üstün körü bir kurgu) süslendiyse o eseri tüketmek gerçekten daha iyilerini deneyimleyebilmiş kişiler işin işkenceye dönüşebiliyor.
Bu kadar detaylı açıklamaya gerek kalmaması için basit bir örnekle Ceren Hanım'ın düşüncelerine neden katıldığımı anlatmak istemiştim sadece.
Bahsettiğiniz boş sahne muhabbetine gelirsek son olarak ;Ben şahsım adına parçalardan çok bütüne bakmayı seven biriyim. Detaylar bir bütünlük sağlayabiliyorsa şayet o zaman aldığım keyif katlanıyor. Bana verdiği boş sahnelerin sonunda , diğer vermiş oldukları ile ahenkli bir bütün oluşturabilmiş ise eser çok problem değil benim için.
Ceren hanımın bahsettiği filmin adı Ondskan çok güzel filmdir. Ayrıca Can bey George A. Romero ve zombi film hastası olarak, Dawn of the Dead veya herhangi George A. Romero filmi konuşulursa kendimi keserim sanırım. :)
Son sahnede bence adamın psikolojisinin bozulmaya başlamasına rağmen son sefer kendini toparlayıp çocuğa verdiği sözü tutabilmek için o sorumluluğu alıyor. Ardından zaten adamın çöküşü en etkileyen sahnelerden.
Bugün shadow(2018) filmini izledim.Siyah beyaz filmlerden ve evet görsel olarak çok güzel oluyo nedense.Kıyafetler,teması ve zaten ying-yang felsefesi de olunca,anlatımı o tonlarla daha hoştu.The Mist filmini de sırf HL ile bağlantısı var diye izlemiş ama ne alaka demiştim.Sonu ile HL nin bağlantılı olduğunu okuduydum bir yerde?Yinede güzel filmdi ,hatta küçükken falan denk gelseymişim daha çok etkilenebilirdim.Sonu yinede çok güzeldi,yani o andaki adamın durumunu düşününce,feciydi ya👍
Ama bahsettiğiniz anlamların dışında çıkarılabilecek farklı sonuçlar da var.Arabadan inip seslerin geldiği yere arkalarına bakıp bağırıyordu ve ordan ordunun geldiğini gördü.Bu durumda ordu belli bir süre boyunca arkalarından geliyor,bunlar ise önden gittikçe uzaklaşıyorlardı.Ve ilk sise giden kadının evi markete yakındı.O kadını ordu bulduğuna göre mantıken tüm yolculuklarında aslında kendilerini umuttan uzaklaştırıyorlardı.Yani eğer ki o kadını sonda gözümüze sokmasalardı farklı düşünürdğm ama sanki böyle gibi bir durumda var.Markette kalanlar ise dışarı çıkmaya,ses çıkarmaya korkan korkak kitle yani ordu onları bulamamıştır.İlk kadın ise muhtemelen beklemedi öylece yinede.Baş karakterler o süre boyunca ordunun önünden ilerlemiş,sonunda ordu onlara yetiştiğinde çoktan pes etmişlerdi bile.
Rts okuyorum, filmler ve diziler için sizin kadar farklı açılardan bakabilen hocalarımız olsa, çok daha iyi olurdu..
Ya siz harikasınızzz.! 😍👏🏻
Can abi ben bu filmi çok önceden izlemiştim aklımda kalmış aramış ama bulamamıştım adını sayende buldum sen nasıl bi gıralsın ya
Filmin tek mekan içinde çekilmiş olması da ayrı güzel :D
Hadi bu seferlik filmi izleyip de geleyim dedim izlemez olaydım. Ballad of Buster Scruggs'ın kovboy bölümü gibi fakat çok daha sarsıcıydı. Gerçekten şu an çok sinirliyim videoyu izleyeyim de keyfim yerine gelsin bari.
Bu film UA-cam'da Türkçe dublaj olarak varmış.
Normalde 6altı da çoğu zaman filmleri izlememiş oluyorum vakit bulamadığımdan ama bu sefer ilk 5 dk da insanların kapalı alanda olup gruplaşmanın olduğunu duyunca dedim ben bunu izleyeyim(en sevdiğim klişe hareketler olabilir). Filmin ilk dk ları daha olay başlamadan sırıtıyor kadının tipi dışarıdan naif gözüküyor ve aklı başından uçmuş gibi bir ifade de vardı yüzünde ben bunu sevdim. Bence filmin sorunu sanırım herşeyin 2 gün içerisinde gerçekleşmesi belki de tükenmişlik hissini geçiremediler sanırım oldum filmde
Çünki hem sana karşı düşman olmuş bir topluma karşı savaşıyorsun hemde dışarda ki bilinmezliğe karşın. Filmin sonunda şöyle dedim hani bunlar zaten ölümü göze alıp bu buhrandan kurtulmak için cesaret göstermiş insanlar denemelerini bekliyorsun ne bileyim belkide çok az kaldı kurtulmaya orda hemen bir ölümü kabullenme hissiystı oldu ve izlerken gülerek şöyle düşündüm abi acaba 4 mermi varya kendilerini öldürdükten sonra birde kurtarma ekibi fln geliyormuş diye ve cidden öyle oldu. D Acaba tükenmişlik hisleri herşeyin üst üste olması ve arabayla gitmeye çalışırken enkazları görmeleri yüzünden miydi çünkü çevresindeki insanlar ya haberi olmadan öldüler çaresiz bir şekilde yada intihar yüzünden. Bu ikisi dışında başka bir kurtulma yolunu kabullenemediler mi diye çünki onca olaydan sonra evet denedik, olmadı sağlık olsun az biraz beklemeyelimde intahar edelim şeklinde bir durum oluştu. Neyse sonda da başta filnde kimsenin yardım edemem diye yüz çevirdiği kadınında kızıyla beraber yanlarından geçmesi de güzel olmuş filmin başında kadına üzülerek acıyarak bakılmıştı ama sonunda tam tersi oldu bir nevi
Ağabey kapanışa, Ceren ablanın cevap veremedim deyişini ekler misin? Çok güldüm. Elinize sağlık.
İlk defa canavarlı bir film izleyip "VAY BE !!" Dedim teşekkürler
The Village (köy) filmini yorumlamanızı tavsiye ederim 👍🏻
Karakterler cogu zaman tek boyutlu, karakterlerin degisimleri cok ani ve sert, yasanilanlar ve diyaloglar tahmin edilebilir ve klişe, evet insan her zaman benzer hikayeler anlatir aslinda, bu da kadim ve guzel bir hikaye ama yukaridaki sebeplerle inandiriciligini ve izleyici uzerindeki etkisini surekli yitiriyor, bu yapilmadan buna benzer bisey olmadigi icin zamaninda etkisi daha fazla olmustur kesinlikle ve ilham da alinmistir ancak bu bir cok acidan vasat bir eser oldugunu degistirmiyor
Guzel Dede bey CanSungur ve guzel bir nine hatun Ceren bu icerik harika.Allah sizi mutlu mesut etsin:)
Half Life evreninden Father Grigori'yi hatırlayanlar vardır, Kuzeydoğu Avrupa'yı temsil eden Ravenholm Episode'undan; kendisi de bahsi geçen filmdeki kadının gelişmiş ve biraz daha mantıklı bir versiyonu.. Ayrıca CS nin de belirttiği HL nin prototip zamanından kalma, The Quivel (sanırım) yani, modelleme, sonradan donanımsal yetersizlikten dolayı kaldırılmak zorunda kalınan kadın bilimciler vs. eklenmiş ve eski kaplamaları kullanarak oluşturulmuş bir mod var, moddb de Half-Life Quiver olarak geçiyor
İlk bölümden sona tüm yatay bakışları izleyen bir insan olarak bunu bilmem gerekirdi. Ama bilemedim. Ve gidip 2017 yapımı 1 sezonluk diziyi izledim. Filmin ismini kanalda görünce not aldım zamanında. Yatay Bakış'tan olduğunu sandım. 10 Bölümlük dizi oyun oynarken izlerim dedim. O neydi öyle ya? Keşke Dikey Çakış'da konuşulsa da boşuna izlemiş olmasam diye dert yanıyorum şimdilerde. Buradan not: Eğer bu kanalda bahsedilen bir ürünün iki farklı tarihte çekilmiş iki sürümü varsa her zaman eskisini izleyin. Mutlaka eskisini izleyin, yenisini değil!
as above so below bölümü yüklenmeyecek mi ?
the haunting of hill house da inceler misiniz
Abi filmi az önce bitirdim. Ben çoğunlukla sadece sizin programlarınızı izleyen bir üşengectim ama senin 7 civarı (hatırlamıyorum tam sayıyı) bu kadar etkilenip beğendiysem ÖĞRET BANA SENPAI (Filmin konusu da etkili)
Seviyorum bu kadını, hep aklımdakini söylüyor
Altı altı yeni bölümleri ne zaman gelecek sayın Sungur.
Varya al bu videodan au film hakkında akademik makale çıkar.Kendim izlesem bu kadar ayrıntı fark etmem ama bu video bana bu film hakkında yazı yazma hissi uyandırıyor.
Netflix'te Apostle(Havari) diye bir film var. Legion dayı oynuyor. Hoş bir film, bir göz atabilirsiniz bence.
star trekte oynasan ekibin en karizmasıı olurmuşsuuuun be abim
Ceren abla nın başta anlattığı kadın aklıma hemen Jeanne d'Arc'ı getirtti. Jeanne d'Arc The Messenger filmini tavsiye ederim. Luc besson'un filmi. 6altı'ya iyi gider.
annabelle ve korku seansı 5 bütünlü filmi bi ara toplu bir şekilde değerlendirir misiniz ?
Lütfen battle royale (ölüm oyunu) konuşun 6altı kavramına uymasa bile bu film hakkında sohbetinizi dinlemek çok hoş olur.Gerekirse 6üssü diye ikinci bir program yapın ama lütfen konuşun.
Filmde garibime giden bir şey var benzin bitince neden her şey bitmiş gibi davrandılar arabayı iterek canavar geldiğinde içeri girerek ilerleyemezler miydi
Muhteşem bir film ama sonu çok üzücü bitiyo. Bu yüzden izlemeyin 😁
Bu arada CS sayesinde bu videoyu izledim. Gelecekte yazmayı planladığın kitap ve senaryoları tarih okumadan yazmayacağım.
O sarışın kadın ismini unuttum ama çok güzel kadındır gençliğinde X files da da oynuyordu
Ceren ablam, siyah-beyaz filmlerin gücünü anlamak açısından eğer izlemediysen Persepolis'i şiddetle tavsiye ederim. Başından itibaren renkli olsa kesinlikle aynı mesajı veremezdi bence.
Seviyorum seni cs. 😊👏
Mist bence ortalama filmdi.Ben deli kadını görünce dedim bu kadın kesin peygamberliğini ilan eder ve kurban vermeye başlarlar diye.Çünkü Ceren'nin dediği doğru önümüzde çok fazla örnek var buna benzer.Hatta ben olsam bu kadını öldürürdüm bile dedim filmi izlerken.Filmin sonunda yine benim mantığıma aykırı davrandı adam ben yinede arabada beklerdim.
The mouth of madness videosunu izlerken aklima yilllaaaar once izledigim ve sadece sonunu hatirladigim , ismini bile hatirlamadigim bir film geldi, basroldeki adami shawshank'den biliyodum anca onunla bulabildim. Filmin adi Jacob's Ladder 1990 yapimi sanirim. Imdb puani 7.5 aslinda formatiniza uymuyo o konuda ama nedense tam sizlik bi film gibime geldi , bir anda o filmi hatirladim. Aklinizda bulunsun , videosu gelmese bile izlemenizi oneririm.
Ceren ablanın last hüdai incelemesini de bekliyorum dsfklnmsdklf
Mazes and Monsters inceleyebilirsiniz belki oldukça altı altı ve tom hanks var.Can abi zaten bir rpg yöneticiliği de yapıyor severek dinliyoruz.Rpg yi o film ile duymuştum
Yaratık sayısı sonsuz amkj 3. sırada gösterse istediği yaratığı gösterir.
Filmi değilde dizisi çok daha iyi bence
Her zombie diyince, world war z geliyor aklima.. dur bi daha izleyim :D
diger videoya da yazdim burda da bulunsun.
bundan 13-14 sene once Level dergisinde silent hill ile ilgili bir makale okumustum ve orada Jacobs Ladder isimli filmin cok buyuk bir esin kaynagi oldugu oyuna soyleniyordu. hatta bu lafi sanirim yapimcilardan biri demis. sizin de izleyip konusmanizi cok isterim.
Man from earth konusulsa mı acaba
Ceren, adını hatırlayamadığın film " Şeytanın Bel Kemiği" mi, Del Toro yönetmen
abi bir videonda "the dome" dizisini konu alır mısın?
Can bey silent hill denmiş ancak jacob's ladder'ın adı geçmemiş, puanı konsepte uymaz ama bir ara da onu izleyin
Abi bi hafta Yakuza Apocalypse konuşur musunuz. Ben izledim hiçbir anlam veremedim. Belki siz bir şeyler yakalarsınız.
Açıkcası CS yi geekyapar zamanlarından ve yatay bakışta takip eden biri olarak 6altı serisini pek izlemiş biri değilim. Fakat ceren hanımının öne sürdüğü hiçbir argüman beni etkisi altına almadı. Cs mantıklı şeyler söyleyip karşı fikir yaratıyor ceren hanım da eh, tarih boyunca bu hikayeyi gördük gibisinden birşeyler söylüyor. Ceren hanımın tavırlarından dolayı incelemeden istediğim keyfi alamadım diyebilirim. Gene de gayet yeterli ve güzel bir inceleme olmuş cs nin frank darabont hakkındaki çıkarımları çok başarılıydı. Fakat ceren hanım ne yazik ki incelemeye çok birşey katamamış, kendisi çok fazla mantıklı açıklama yapmadığından dolayı filmi neden sevmediğini de anlamadım. Gene de inceleme için teşekkürler.
Orphan adlı (2009) yapımı filmi izlemeyi düşünür müsünüz?
Can, filmleri gerçekten çok güzel yorumluyorsun, eşiniz hanfendi bu zevkimize biraz limon sıkıyor ama senin filmlerle ilgili, yönetmenidir, uyarlamaysa yazarıdır vs. her türlü detayı bilip bize de anlatman çok hoş.Bi film izlediğimde uzun uzun tartışmak, fikirlerini öğrenmek istediğim tek kişi sensin.
İyi güzelde filmin imdb puanı 7.2
Quentin Tarantina filmlerini konuşur musunuz ?
Marsa gideceklermiş.. Sen önce bi Karsa git bakalım. Hahahahhahahahahha 4:50
As above so below gelmicekmi ? :( :( :(
the 13th warrior'u izleyin lütfen tam bizlik sizlik. Like atın da filmi sevenleri görelim :)
Ben yıllardır bu filmin adını arıyordum ya ...
Ceren abla eğer as above so below beğendiysen Jeruzalem bakmanı öneririm
Daha videoyu bitirmedim ama ben filmin sonunu sevemedim. Kitapta sonu açık bırakılıyordu. Arabada vurmayı düşünüyordu ama vurmuyordu ve bir motel bulup orada günlüğüne en son bundan sonra ne olacak bilemiyorum diye bitiyordu. Filmde sonu çok vurucu olmuş ve akılda kalan sonu olmuş. Oysa akılda kalması gereken insanların davranışlarıydı diye düşünüyorum. Burada da yorumlarda herkes sonu şöyle sonu böyle demiş ama tabi kitaptaki gibi bitse insanları tatmin etmeyebilirdi. Uzun lafın kısası kitabı okuyun, daha iyi 😂
Yok film daha iyi
Filmde starkiller i kurban ettiler ya amk ben başka bisey demiyorum
silent hill asıl ilham kaynaklarından biri jacob's ladder filmidir.
canım benim okuyorsunuz sağdan soldan, aferim de, ilk oyun the mist, ikincisi jacob’s ladder, bari doğru okuyun.
sağdan soldan niye okuyayım. Yaşım 30 ve sıkı bir silent hill hayranı olarak yazdım. serinin her oyununu da kendi zamanında oynamış biri olarak Silent hill yönetmenin açıklamalarına dayanarak yaptım bu yorumu.
Eserlerin hepsini tüketmiş birisi böyle bariz bir hata yapmaz diye düşündüm kusura bakma. Hani hangisinin hangisinden ilham aldığı bakınca anlaşılıyor.
@@csnaber ilk oyunun bir çok noktasında etkilenme hatta direk gönderme yapıldığı bir yer bile var.
sayısız esere gönderme olduğunu belirteyim tabi. sadece the mist ve jacob's ladder'a indirgemek gibi olmasın.
Koşa koşa eve geldim bildirim gelince
abim bu filmi öneren ağzını öpiyim (no homo). ben yıllardır bu filmi görüp: ''bu ne lan sisten canavar çıkıyo ulelek ulelek diye.'' diye izlemedim. Şu an favori filmlerimin arasına koydum çok sağol
Filmin sonu bayağı sonu epic