10 Kasım örneği yanlış, oraya insanlar birşey istemeye gitmiyor, yaptığı büyük hizmetler için, minnet ve saygılarından gidip, Allah’tan rahmet isteniyor😔
Hocam bu videoyu 1 ay öncede dinlemiştim bu gün yine dinledim şöyle bir şey farkettim akıl zekanın bir üst versiyonu olarak anlayabiliriz yani zekayi kas gucu ile belli bir yol alan arac gibi düşünürsek akıl ise motorlu taşıt gibi olur yani akıl zekaya bir üst boyut kazandırır. Hocam Kuran da aklı kalbin bir eylemi olarak belirtiliyordu ben aklı sizin videoda belirttiğiniz gibi logos ve rasyonalite gibi düşündüğümde pek anlamlandiramiyordum. Şimdi kalbimde şöyle bir anlam oluştu zeka beynin eylemi akıl kalbin eylemi zekanın bir üst versiyona geçmesi için ona bir ruh uflenmesi gerekiyor o da iman. Zeka ile ancak basiret sahibi olunabilir ancak akılla feraset ve hikmet e ulaşılabilir.
teşekkür ederim kardeş, güzel bir tespit ve yaklaşım olmuş. kalbi düşünme Kur'an'ın da vurguladığı bir terkip: Kalpleri var fıkhetmezler der. zeka sorunu çözer ama her zaman bu çözüm doğru veya adil olmayabilir. bugün israilin Ğazze'de yaptığı gibi. ama akletme eylemi tümüyle doğruluk ve adalet üzere bir inşa olduğu için sonuç da her zaman doğru ve adalet olur. bu yönüyle iman veya vicdan akletmenin bir sonucu olarak çıkar karşımıza... vesselam
insanlara öncelikle olmazsa olmaz şu iki öncülü öğretmek gerekiyor referans noktası ne demek ve tutarlılık ne demek.... mantığın 4 ilkesini es geçin sadece tutarlı olmanız yeterli...net bir biçimde referans noktanızı belirledikten sonra eylemlerinizi en azından %85-90 oranında bu referans noktasıyla uyumlu hale getirin... İnsanın ağzından çıkan ben müslümanım ikrarı iddiadan öte bir değer taşımaz...Yaşamını,seçimlerini ne şekilde dizayn ettiğine bakılır ağız yalan söyler ama bir insan tüm hayatını bir yalan üzerine inşa edip sürdüremez, yani hem müslümanlık iddiası olacak hem de ateisti bile utandıran gösterişe,konfora gömülü hayatı ''ben vatan için, din için,ideoloji için,iş için yapıyorum'' diyecek ....bu tutarsızlığı sürdüreni anlıyorsun konfor,para,kadın ve güç 4 atlısı dinini,vatanını,ideolojini hatta çocuğunu satmaya varacak kadar muazzam bir çekiciliğe sahiptir ama buna kanan aklı evvellere ne demeli ,kılıf uydurunca meseleyi lastik gibi çekiştirince evet kendini avutup günü kurtardığını düşünüyorsun peki yarın ne olacak... Sadece tutarlı olma ilkesini öğretmek bile yeterli bu dünyadaki ucube sistemi,oyunu bozmak için....Bir konu anlatırken veya bir inancı,bir ideolojiyi,partiyi,mesleği, evleneceğin kişiyi hatta takımı bile seçerken tutarlı olma ilkesine uyulması gerekiyor bu es geçildiği sürece önce müslümanlığın sonra tüm insanlığın içinden geçilmeye devam edilecek.... Hocam acizane yardımcı olayım düştüğünüz tutarsızlığı izah edeyim ... bizim mecliste asıl olan ilimdir ama ilimden öncede mantık gelir, buradaki öncelik sonralık ilişkisi çok önemli bu kaideyi yerine getiremedikleri için ortalık tutarsız hocalar, prof.lar, şeyler,gavslar, felsefeciler kaynıyor... bunu sadece okuyarak,ezberleyerek,talim yaparak,mesai harcayarak ilim öğrenildiğini zanneden sıradan insanın çözmesi imkansız.... Ben düştüğünüz tutarsızlığı aktarayım ama yazının daha fazla uzamaması için yazmayı istesemde konunun tutarlı şekilde izahını yapmadan bırakayım...Öncelikle anlatmaya çalıştığınızı daha görünür olacak şekilde açayım Diyorsunuz ki İslam daki akıl fiilin adıdır yani duyusal bir farkındalığı içinde barındırır salt bir düşünce seyri değildir, düşünce seyrine mekan içinde ki fiziksel seyrediş eşlik etmeli... İslam da eyleme geçiş sağlanmadan hakiki manada akıldan bahsetmek zor,,,, Eylem yeterli şart değil ama gerekli şart vs ... Şimdi burada ne yaptık eylemi önceledik Doğru mu? yani akıllı olanla olmayanı eşyaya temas ediş şekillerine göre ayıracağız dedik.....Peki sen sonra ne yaptın eline geometrik bir şekil alarak akıllı olmayı, eylemi bir duruştan çıkarıp itikadi boyuta taşıdın .. eğer akıl, akılsal bir faaliyete yani eyleme karşılık geliyorsa ki zaten İslam'ın Kitabında eylemsiz tefekkür kabul edilebilir gibi durmuyor yani Kerim Kitap ''tefekkür eylem için vardır'' savını her detayında destekliyor....o zaman nasıl olur da akletmeyi mümin ve gayrimüslimin ayrımına denk düşen itikadi boyuta endekslersiniz .... yani hem akletmeyi eylemsel bir dışa vurum diye açıklayacaksınız hem de iki kesim arasındaki itikadi bir alana sıkıştıracaksın... Hocam insanın münafıklığı, ehli kitap oluşu, müşrikliği, müminliği kendisiyle ccAllah arasında bir sırdır. Kerim Kitap, eylemine bakın der yani dünya sahnesinde gayrimüslimle mümini ayırmada kullanılan eylem öncülü, iddiası müminlik olanları ayırmada da aynı şekilde kullanılır...Tabi kalplerin sırrını bilen ccAllah ın katında eylemsel boyutuna itikadi boyutu da eklenir,bütüncül bakılır burası gaybi mesele...
👏👏👏👏👏
Ağzınıza sağlık
Bu çağda Kuranı böyle dinlemek gerek,
10 Kasım örneği yanlış, oraya insanlar birşey istemeye gitmiyor, yaptığı büyük hizmetler için, minnet ve saygılarından gidip, Allah’tan rahmet isteniyor😔
Saçma..sonu iyi baglanamadi. Zeka var akledemiyor😂 zeka yok aklediyor😂😂
Hocam bu videoyu 1 ay öncede dinlemiştim bu gün yine dinledim şöyle bir şey farkettim akıl zekanın bir üst versiyonu olarak anlayabiliriz yani zekayi kas gucu ile belli bir yol alan arac gibi düşünürsek akıl ise motorlu taşıt gibi olur yani akıl zekaya bir üst boyut kazandırır.
Hocam Kuran da aklı kalbin bir eylemi olarak belirtiliyordu ben aklı sizin videoda belirttiğiniz gibi logos ve rasyonalite gibi düşündüğümde pek anlamlandiramiyordum. Şimdi kalbimde şöyle bir anlam oluştu zeka beynin eylemi akıl kalbin eylemi zekanın bir üst versiyona geçmesi için ona bir ruh uflenmesi gerekiyor o da iman. Zeka ile ancak basiret sahibi olunabilir ancak akılla feraset ve hikmet e ulaşılabilir.
teşekkür ederim kardeş, güzel bir tespit ve yaklaşım olmuş. kalbi düşünme Kur'an'ın da vurguladığı bir terkip: Kalpleri var fıkhetmezler der. zeka sorunu çözer ama her zaman bu çözüm doğru veya adil olmayabilir. bugün israilin Ğazze'de yaptığı gibi. ama akletme eylemi tümüyle doğruluk ve adalet üzere bir inşa olduğu için sonuç da her zaman doğru ve adalet olur. bu yönüyle iman veya vicdan akletmenin bir sonucu olarak çıkar karşımıza... vesselam
@@nezirergenc Haklısınız hocam yanlış şeye inanç insanı en büyük yanlisa sürükler. Rabbim bizi kendisini hakkıyla değerlendirenlerden eylesin.
Açıklama müdhiş. Akleden bir zihinden türemiş.
Makul olani yapmak akil gostermektir
Azınıza salık
😂😂❤❤
insanlara öncelikle olmazsa olmaz şu iki öncülü öğretmek gerekiyor referans noktası ne demek ve tutarlılık ne demek....
mantığın 4 ilkesini es geçin sadece tutarlı olmanız yeterli...net bir biçimde referans noktanızı belirledikten sonra eylemlerinizi en azından %85-90 oranında bu referans noktasıyla uyumlu hale getirin...
İnsanın ağzından çıkan ben müslümanım ikrarı iddiadan öte bir değer taşımaz...Yaşamını,seçimlerini ne şekilde dizayn ettiğine bakılır ağız yalan söyler ama bir insan tüm hayatını bir yalan üzerine inşa edip sürdüremez, yani hem müslümanlık iddiası olacak hem de ateisti bile utandıran gösterişe,konfora gömülü hayatı ''ben vatan için, din için,ideoloji için,iş için yapıyorum'' diyecek ....bu tutarsızlığı sürdüreni anlıyorsun konfor,para,kadın ve güç 4 atlısı dinini,vatanını,ideolojini hatta çocuğunu satmaya varacak kadar muazzam bir çekiciliğe sahiptir ama buna kanan aklı evvellere ne demeli ,kılıf uydurunca meseleyi lastik gibi çekiştirince evet kendini avutup günü kurtardığını düşünüyorsun peki yarın ne olacak...
Sadece tutarlı olma ilkesini öğretmek bile yeterli bu dünyadaki ucube sistemi,oyunu bozmak için....Bir konu anlatırken veya bir inancı,bir ideolojiyi,partiyi,mesleği, evleneceğin kişiyi hatta takımı bile seçerken tutarlı olma ilkesine uyulması gerekiyor bu es geçildiği sürece önce müslümanlığın sonra tüm insanlığın içinden geçilmeye devam edilecek.... Hocam acizane yardımcı olayım düştüğünüz tutarsızlığı izah edeyim ... bizim mecliste asıl olan ilimdir ama ilimden öncede mantık gelir, buradaki öncelik sonralık ilişkisi çok önemli bu kaideyi yerine getiremedikleri için ortalık tutarsız hocalar, prof.lar, şeyler,gavslar, felsefeciler kaynıyor... bunu sadece okuyarak,ezberleyerek,talim yaparak,mesai harcayarak ilim öğrenildiğini zanneden sıradan insanın çözmesi imkansız.... Ben düştüğünüz tutarsızlığı aktarayım ama yazının daha fazla uzamaması için yazmayı istesemde konunun tutarlı şekilde izahını yapmadan bırakayım...Öncelikle anlatmaya çalıştığınızı daha görünür olacak şekilde açayım Diyorsunuz ki İslam daki akıl fiilin adıdır yani duyusal bir farkındalığı içinde barındırır salt bir düşünce seyri değildir, düşünce seyrine mekan içinde ki fiziksel seyrediş eşlik etmeli... İslam da eyleme geçiş sağlanmadan hakiki manada akıldan bahsetmek zor,,,, Eylem yeterli şart değil ama gerekli şart vs ... Şimdi burada ne yaptık eylemi önceledik Doğru mu? yani akıllı olanla olmayanı eşyaya temas ediş şekillerine göre ayıracağız dedik.....Peki sen sonra ne yaptın eline geometrik bir şekil alarak akıllı olmayı, eylemi bir duruştan çıkarıp itikadi boyuta taşıdın .. eğer akıl, akılsal bir faaliyete yani eyleme karşılık geliyorsa ki zaten İslam'ın Kitabında eylemsiz tefekkür kabul edilebilir gibi durmuyor yani Kerim Kitap ''tefekkür eylem için vardır'' savını her detayında destekliyor....o zaman nasıl olur da akletmeyi mümin ve gayrimüslimin ayrımına denk düşen itikadi boyuta endekslersiniz .... yani hem akletmeyi eylemsel bir dışa vurum diye açıklayacaksınız hem de iki kesim arasındaki itikadi bir alana sıkıştıracaksın... Hocam insanın münafıklığı, ehli kitap oluşu, müşrikliği, müminliği kendisiyle ccAllah arasında bir sırdır. Kerim Kitap, eylemine bakın der yani dünya sahnesinde gayrimüslimle mümini ayırmada kullanılan eylem öncülü, iddiası müminlik olanları ayırmada da aynı şekilde kullanılır...Tabi kalplerin sırrını bilen ccAllah ın katında eylemsel boyutuna itikadi boyutu da eklenir,bütüncül bakılır burası gaybi mesele...