07.02.2025 Cuma Hutbesi, Dil, İnsanın ya Cenneti ya da Cehennemidir

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 7 лют 2025
  • Muhterem Müslümanlar!
    Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.s), sahabe-i
    kiramdan Muâz b. Cebel’e, “Sana dinini kemale
    erdiren ve onu tamamlayan şeyin ne olduğunu
    söyleyeyim mi?” buyurdu. Sonra da mübarek dilini
    eliyle tutup, “İşte şuna sahip çık.” dedi. Bunun
    üzerine Muâz, “Yâ Resûlallah! Biz söylediğimiz
    sözler sebebiyle de hesaba çekilecek miyiz?” diye
    sorunca Allah Resûlü (s.a.s), hepimizi yakından
    ilgilendiren şu cevabı verdi: “İnsanları cehenneme
    sürükleyen, dilleriyle kazandıkları değil midir?”
    Aziz Müminler!
    Dil, Cenâb-ı Hakk’ın insana verdiği büyük bir
    nimet, aynı zamanda ağır bir imtihandır. Dil; aklın
    aynası, kalbin tercümanıdır. Gönlümüzde olanlar
    onunla açığa çıkar. Duygu ve düşüncelerimiz onunla
    vücut bulur. Kendisi küçük olsa da yaptığı iyilikler ve
    kötülükler çok büyüktür. Öyle ki dilden dökülen
    sözler, insanın cennetine de cehennemine de vesile
    olabilir. Zira söz vardır, sıcacık bir yuva kurar; huzur
    ve mutluluğa götürür. Söz de vardır ocaklar söndürür,
    onulmaz yaralar açar. Söz vardır, gönülden gönüle
    köprüler kurar; bir yetimin yüzüne tebessüm, bir
    muhtacın derdine çare olur. Söz de vardır, dert olup
    yakar insanı, geceleri uykusuz bırakır. Söz vardır
    umudunu kaybetmiş yürekleri ferahlatır, zararlı
    alışkanlıkların esaretinden bir canı kurtarır. Söz de
    vardır, kişiyi günahlara sürükler, Allah’ın rahmet ve
    merhametinden mahrum eder. Şairin dediği gibi,
    “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı,
    Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz.”
    Kıymetli Müslümanlar!
    Dilin marifetleri olduğu kadar afetleri de vardır.
    Allah’ın varlığını ve birliğini inkâr edip şirke
    bulaşmak, doğruyu terk edip yalana sarılmak dilin en
    büyük afetlerindendir. Masum bir insana iftira atmak,
    sayılı nefeslerimizi dedikoduyla tüketmek, insanların
    arasını bozmak için laf taşımak dilin iflasıdır. Şakayla
    da olsa insanın onur ve şahsiyetine dil uzatmak, ona
    hakaret etmek ise dilin ifsadıdır. Peygamberimiz
    (s.a.s), “Allah’a ve ahiret gününe inanan ya hayır söylesin
    ya da sussun.” buyurarak dilimize sahip çıkmayı
    bizlere emretmektedir.
    Değerli Müminler!
    Dilin afetleri sadece gerçek hayatla sınırlı
    değildir. Dijital mecralarda da dilin yol açtığı nice
    günahlar, nice haramlar vardır. Yalan, iftira, alay ve
    küfürlü sözler gerçek hayatta nasıl haramsa sanal
    ortamlarda da aynı şekilde günahtır, haramdır.
    İnsanları töhmet altında bırakan, ötekileştiren, hedef
    gösteren, onurlarını kıran, haysiyetlerini inciten her
    türlü söz gerçek hayatta nasıl kul hakkı ihlali ise,
    sanal âlemde de aynı şekilde kul hakkı ihlalidir.
    Doğruluğundan emin olmadığımız bir bilgiyi sosyal
    hayatta paylaşmak nasıl büyük bir vebalse, dijital
    mecralarda da paylaşmak aynı şekilde büyük bir
    vebaldir. Hele hele yalan haberlerle insanları
    galeyana getirmek, toplumun huzurunu kaçırmak,
    milletimizin birlik ve beraberliğini bozmaya çalışmak
    apaçık bir nifak, büyük bir günahtır.
    Aziz Müslümanlar!
    Hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede
    Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “İnsan hiçbir
    söz söylemez ki onun yanında yaptıklarını
    gözetleyen ve kaydeden hazır bir melek
    bulunmasın.”3 Öyleyse ağzımızdan çıkan her
    kelimeye dikkat edelim. İnsanlar arasındaki sevgi ve
    muhabbet bağlarını koparan, nefret ve düşmanlıklara
    sebebiyet veren her türlü sözden kaçınalım. Ailede,
    komşuluk ve akrabalık ilişkilerinde, işyerinde, trafikte
    hâsılı hayatın hiçbir alanında sözlerimizle kimseye
    zarar vermeyelim. Elinden ve dilinden emin olunan
    Müslümanlar olalım. İslam’ın güzelliğini lisanımıza
    yansıtalım. Allah Resûlü (s.a.s)’in,
    “Güzel söz sadakadır.” hadis-i şerifi düsturumuz
    olsun. Sözlerimiz; gönülleri diriltsin, yürekleri
    sevindirsin, kalpleri sükûnete erdirsin.
    Değerli Müslümanlar!
    Önümüzdeki Perşembe akşamı Berat Gecesini
    idrak edeceğiz inşallah. Bu geceyi; günahlarımızdan
    arınmaya, kırdığımız kalpleri kazanmaya,
    dargınlıkları sonlandırmaya, ebedi beratımızı
    kazanmaya vesile kılalım. Berat Gecemiz şimdiden
    mübarek olsun. Bu gecenin; siz kıymetli cemaatime,
    aziz milletimize, İslam âlemine ve bütün insanlığa
    hayırlı olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

КОМЕНТАРІ •