Oğuz Hocam yüzde yüz haklısın. Zaman ilerledikçe herşeyin kalitesi artması lazım bizim ülkemizde tam tersi çünkü her taraf üniversite dolu. Ohm kanununu bilmeyen onbinlerce elektrik mühendisi var . Bu kalitesizlik kaliteli üniversiteleri de aşağı çekiyor. Ankara üniversitesi, İstanbul Üniversitesi zamanında Türkiyenin en iyi üniversiteleriydi çünkü başka üniversite yoktu, diğer üniversiteler açılınca bu ilk üniversitelerin gene en iyi üniversiteler olarak kalması gerekiyordu. Bu iki üniversiteden mezun onlar zamanında direk Caltech' e kabul alıp dünyanın en iyi bilim adamları oluyorlardı ve literatüre katkı yapıyorlardı. Şu an bir Feza Gürsey, Sait Akpınar , Erdal İnönü, Cahit Arf ne yazık ki yok. Ama zamanla bu üniversiteler gelişme gösteremedi. Üniversite zaten liseden çok daha kapsamlı; hiç fizik bilmeyen merak ediyorum kuantum mekaniğini, katı hal fiziğini, genel görelilik nasıl öğrenecek. Laplace, fourier integrallerini, bessel fonksiyonu nasıl çözecek. Adam toplama bilmiyor tensör analizi, diferansiyel geometri, kompleks analiz nasıl yapacak. Ben çok elektrik, makine , inşaat mühendisi çalıştırdım , çoğu daha en temel kavramları bilmiyordu, bırakın meslek tecrübesini , fiziği , adam ortaokul 2 -3 fen bilmiyor. Türkiyede yapılması gereken bana göre üniversite sayısını 30 da sabit tutularak, geri kalan üniversiteleri meslek yüksek okullarına çevrilmeli yada acilen kapatılmalıdır. Bu kadar vergi ve yatırım geri kalan üniversitelere yapılmalıdır. Tıp , hukuk , temel bilim ve mühendislik bölümleri ayrı üniversitelerde olmalıdır. İngilterede 144 tane üniversite var , adamlarda üniversite tarihi 1000 yıllık. Türkiyede 209 adet böyle saçmalık olur mu. Yök tez arşivine giriyorum onbinlerce uyduruk copy paste tez var, bu insanlar doktora almış, kitabların ünite kopyalarını doktora tezi de koymuşlar, wikipedia da konuları koyan var . Başta yazdığı ile sondaki yazdığı tutmayanlar var. Bu insanlar profesör olacak , böyle şey olur mu. Tezlerin başınada intihal önleme programı koyduk diye yazmışlar. Yüzlerce internette tez danışmanlık firmaları var. Ben yüksek lisans veya doktora yapmadım , ama gerek lise gerek üniversite eğitimim fen lisesi ve teknik üniversite olduğu için , ne dolaplar döndüğünü anlayabiliyorum . Platon 2400 yıl önce Akademi girişine Geometri bilmeyen giremez yazmış, aslında demek istediği matematiksel düşünmeye ve kültürüne sahip olmayan buraya giremez demektir. Bizde elini kolunu sallayan üniversiteye giriyor, lisede belli bir temeli olmayan ve de sınavda belli bir ortalamayı tutturamayanların üniversiteye girmesi engellenmelidir, bu işin başka çözümü yok . Temel Bilimlere acilen yatırım yapılmalıdır. Çin , Güney Kore, Singapur nasıl kalkındı. Çin atak yaptığı 1980 'li yıllarda matematik, fizik, kimya, bilgisayar olimpiyatlarında nerdeyse hep dünya şampiyonu, şampiyon olmadığı zamanda diğer ülkelerin kadro çoğunluğu Çinli. Bir ülkenin en zeki ve çalışkanları temel bilimci olmalı , bizde tam tersi. 100 yıllık Cumhuriyette bir tane Nobel ödüllü bilim adamımız yok. Aziz Sancar ve Daron Acemoğlu sayılmaz, onlar Amerikada olmasa ödülü alamazlardı. Türkiyenin bir diğer sorunu da kalitesizlik her tarafa bulaştığı için , kalitelilerde hayattan umudunu kesip vasatlaşıyor. Ya ülkeyi terk ediyor, ya da kaderine razı oluyor . Kalitelilerde kalitesizler kadar cesur olmadığı için kalitesiz ve paralı olanların altında çalışıyor. Bu döngüde birbirini beslediği içinde şu an için gerçekçi olmak gerekirse bir çözüm ne yazık ki yok .
1:01:13 Muhammet Ali Kaya 4 aydır iş bulamadım demiş. Ben 2008 de üniversiteden dereceyle mezun oldum. Sonrasında 8 ay boyu başvurumdan tek biri için bile görüşmeye dahi çağırılmadım :) Umarım hızlıca istediğini elde edebilirsin.
kürsüden ders anlatma devri bitecek. kalite icin cok hoca az ogrenci sozunuze katılmıyorum. en basiti yaklasik 1 saatlik konusmanizi binlerce kisi izleyebiliyor. ogrenmek isteyen her turlu öğreniyor bilgi yeter ki ulasilabilir olsun. ulasilabilir kaldığınız bilgi ve tecrubeleriniz icin teşekkürler.
Behçet bazı konulara kendi penceresinden bakıyor. Tübitak’dan destek alıp doktora çalışmasına gitti ise bu Mandal’ın başarısı değil ona rağmen eskiden beri gelen bir sistemin varlığındandır. Seramikçi Mandal döneminde Tübitak’dan kaç doktoralı-masterlı donanımlı insan ayrılmış ona bir baksın. Mandal iş yapıyor gözükmek için Tübitak Lisesi açmakla uğraşırken kurumundan yüzlerce insan ayrıldı. Tübitak yapısal reforma gidip Araştırma, Teşvik ve Piyasaya İş yapan Laboratuvarlar birbirinden ayrılmadan düzelmez. Davut Kavranoğlu’nun Tübitak ve Yüksek Öğretim konusunda güzel konuşmaları var, belki onunla bir yayın yapsanız faydalı da olabilir.
Türkiyede şu bu diye bir şey yok. Bu senin neyi tercih ettiğinle alakalı. Ben işe başlarken yazılımcı olarak önümde iki seçenek vardı. Birinci seçenek çoğu arkadaşım gibi bir bankaya girip angarya web ekranları, kullanıcı yarat, basit veritabanı işleriyle uğraşacaktım.Bunu yaptığında senin yeteneğini hemen paraya çevirdiklerinden nispeten iyi bir maaş veriyorlardı. Ama sen bunu tercih edersen o işte ne uzalır ne kısalırsın. İkinci seçenek kendini geliştirebileceğin bir işe girebilirsin. Ama işte o zaman da onların ilk etapta bir işine yaramadığından para kazanamazsın. Ben asgari ücretin 100 dolar olduğu yıllarda asgari ücretle yazılımcılığa başladım. Önüme yığdılar kitapları.Yurt dışına kurslara gittim.Bir yıl boyunca şirkete 1 kuruş kazandırmadım.Aldığım para da yola takım elbiseye yetiyordu. Sonra önüme bir iş getirdiler dünyadaki en büyük bankalardan birinin ülkeler arası bilgi transfer programı. Programı yazmam iki gün sürdü.O kadar hatasız o kadar az memory kullanan kolay konfigure edilen bir şeydi ki 25 yıldır hala çalışıyormuş. Sonra dünyadaki en büyük parakende şirketinin uluslararası bilgi transfer işi geldi. Amerikadan bir firmadan bunun için 250 bin dolarlık bir yazılım almışlar.unicode çalışıyor demişler ama çalışmıyor. milyonlarca dolarlık proje tıkanmış.Aylarca uğraşmışlar gelişme yok. Onların kodu decompile edip kodu düzeltim amerikadaki lablarına yolladım. Değiştirdiler. Bir süre sonra iş suppor kısmına geldi. Baktım bu iş hiç benlik değil yaptığım işi yapan program yazdım. Kimse bana bunu yap demedi. Tabi bunu yapınca hindistan ofisindeki 200 kişiye de artık gerek kalmadı. 10 yıl içinde aylık gelirim dolar bazında 80 katına çıktı. Progrmalar çalışıyor ben işe bile gitmiyordum. Ama ben bunları yaparken proje yaptığım şirkette birileri de yeni mezunları toplayıp onlara o ilk başta bahsettiğim angarya işleri yaptırıyordu. Sen gidip dur bir dakka ben bu işi yapan program yapayım diyene kadar da o devam eder.Benim ablam 30 yıldır bir bankada proje yöneticisi.Hala gecenin köründe sistem geçişi içine ararlar bir şeyler patlar.kimse de ya dur şu işi otomatik hale getirelim demez.Bak bunu tercih etmeyenler bakkal tezgayının altında neler yapıyor. ua-cam.com/video/f9n7c4-ND7Y/v-deo.html ua-cam.com/video/cPS5Mv8tvXQ/v-deo.html ua-cam.com/video/yfcXC0TIAo4/v-deo.html ua-cam.com/video/UCCBIzaZ6Fs/v-deo.html ua-cam.com/video/nZ4RrOQPXFk/v-deo.html
Hocalarda sıkıntı derse girmek istemiyorum diyor video yükle o zaman sadece sana soru soralım takıl kendi kendine ama yok illa girecek 8 saat bizi sınıfta oturtup abuk subuk slay okuyacak kendide gününden verim almıyor bizde almıyoruz
Hocam bu bakış açınızla yapay zekanın sonumuzu getireceğine kesin olarak ikna oldum. Atom bombasını yemiş bir Japon, 5 bin TL için hayatını kaybetmiş bir bebek gibi hissettim 😢
hadi Devlet desteklemiyor diyelim, hocam sizi hiçbir iş adamı da mı izlemiyor, bu memlekette size Sponsor olacak hiçmi iş insanı yok aklım almıyor. Sizi izledikçe aklımı oynatacağım.
Bu uğraştığın şeyin ne kadar hızlı pratiğe bir ekonomiye dönüştürülebileceği ile ilgili.Mesela türkiyede yongatek diye bir şirket var.Tasarladıkları mikroişlemciler arçelik ürünlerde kullanılacak. 5g ile nesnelerin internetine geçerken o işlemciler kullanılacak.Aynı şekilde asgari alanda kullanılmak üzere çipler türkiye üretiliyor. Ama ölçek ekonomisinden çok ekonomik değil.tobb üniversitesinde ilk kuantum bilgisayarı bir kaç gün önce yapıldı.Katar yaptığı çip üretim yatırımlarını türkiyeye taşıdı.Ama işte bazı şeyler çok teorik parasal bir şeye dönüşmesi yıllar sürüyor.Bu şeylerde amerika şöyle böyle gibi bir şey de yok.Amerika herhalde dünyadaki en kötü eğitim sistemine sahip. sokaktan çevir birini sana avrupada iki ülke sayamaz. Ama işte dünyayı sömürdüklerinden para da orada. Haliyle şirketler de müşteri neredeyse orada.üniversiteler de onların dibinde. Çok ciddi fon buluyorlar.Haliyle bütün dünyadan insanlar oradaki üniversitelere gidiyor.Yoksa alttan gelen bir başarı değil bu.Türkiyenin etrafında petrol parasıyla geçinen 1 milyar nüfus var. Bunlar orayı sömürecekler diye her tarafımız savaş. Azerbaycanın ihracatının %90'ı petrol.Rusyanın %60. Bakın araplar ordan gelen parayla dünyanın en iyi futbolcularını getiriyor.Atatürk zamanında dünyada güç insandı.Haliyle onun yakıtı gıda dünya ekonomisinin %75 kısmıydı.şimdi %3. almanyada %0.3. Haliyle bu dış ticaret açığı yaratıyor. insanlar son 20 yılda bir sıfır geldi diye bu yeni bir şey sanıyor.Halbuki 1980-2000 arası dolar 35 liradan 1.6 milyon liraya gelmiş.5 tane sıfır gelmiş. Biz zaten bunla uğraşırken bir taraftan da altımızda bomba olduğunu öğrendik. Yıllardır uğraşıp yeni dayanıklı binalarla pahalılanmamıza rağmen hala istanbulda 1.5 milyon konutun daha yenilenmesi lazım.Bu işten de tasarrufla falan çıkılmaz.Öyle olsa 99 depremi sonrı ülkenin başında kendi evinde kalan kendi arabasına binen ecevit sezer vardı.Hiç mülteci yoktu. 25 banka battı. 80 dolar asgari ücreti ödeyemedik.Çünkü o sırada ekonomimiz 140 milyar dolardı.Son depremin maliyeti 104 milyar dolar.Evet ahbapın topladığının bin katı.Artık hangi cahil kişi başı 60 dolar toplayıp on insaların en baştan evine,işine,hastane, okuluna kavuşabildiğini düşünüyorsa.İstanbul belediyesinin bütçesi 450 milyar lira. Bunun içinde konserlere ayrılan bütçe 5 milyar lira.Depreme ayrılan 3 milyar lira. bu 3 milyon liradan bin ev eder. ihtiyacımız olan 650 bin acil toplam 1.5 milyon.Kadıköyde balatta yıkılacak evlerin üstünü boyuyorlar haliçteki arıtma tesislerini kapatıp etrafına peyzaj yapıp çok güzel oldu diyorlar ama içi çürüyor.Deprem bölgesinde seneye 450 bin konut bitmiş olacak.Ama işte bunun ekonomiye yansımasını de sert bir şekilde gördük.Bundan kurtulmanın tek yolu var yüksek katma değerli üretim. Ama işte hızlı bir şekilde yapmazsan da deprem olur herşeyi kaybedersin.O yüzden ne hızlı bir şekilde paraya dönüşebiliyorsa onlara yönelmen gerekiyor. En başta hayatta kalman gerekiyor.Zengin olmak için olman gerekiyor.Onsan sonra egemenlik geliyor.Diyelim çip üretmeye başladın veya dünyanın en çok okunan yazarısın.Çok güzel para kazanmak gerek değil mi? Ama her akşam eve dönerken birisi silah çekip senden tüm kazancını alıyor. Karını çocuğunu kaçırıp fidye istiyor sana kime neyi kaça yapacağını söylüyor.Diyorsun para kazanıyorum ya gideyim en güzel silahı alayım.Sana silah satacak zaten seni soyanın patronu.Ne güzel sen çalışıyorsun o yattığı yerden para kazanıyor.Hiç sana silah verir mi?Bugün fransa elektriğini afrikadan çaldığı uranyumdan üretiyor.Eskiden güç insanken doğrudan köle olarak kullanırlardı şimdi enerjilerini çalıp dünyaya ucuz arabalar satıyor.Dünyadaki kahve pazarı 450 milyar dolar.Kahveyi üreten afrika kıtası bundan 4 milyar dolar kazanıyor.Bari gidelim onlara hizmetçilik edelim diyorlar denizlerde ölüme itiliyorlar. Buna itiraz ediyorlar üzerlerine teröristlerini salıyorlar.Biz şimdi oralar ihalarımızı satıyoruz onlar teröristlerden kurtuldu.Bunun etkisi fransada görülmeye başladı.Şu an kendi kendine giden bir otomobilden çok kendi kendine giden bir savaş jeti değerli.Önce dünyadaki eşitliği sağlayalım ondan sonra kuş fırlatacak, kahvaltı tabağımızı paylaşak telefonlar peşinde koşarız. Bir taraftan ama kritik şeyleri de dünyada ilk yapanlardan olmayı başarıyoruz. ua-cam.com/video/f9n7c4-ND7Y/v-deo.html ua-cam.com/video/cPS5Mv8tvXQ/v-deo.html ua-cam.com/video/yfcXC0TIAo4/v-deo.html ua-cam.com/video/UCCBIzaZ6Fs/v-deo.html ua-cam.com/video/nZ4RrOQPXFk/v-deo.html
10 днів тому+1
Hocam özel üniversiteler konusunda yanılıyorsunuz. Özel öğrenci ile özel öğretmeni bir araya getirmek istiyorsan yine devlet çatısı altında özel bir şey yapabilirsiniz, Bilsem gibi. Diğer türlü şu anki sistemdeki özel okulların çoğu parayla not okulları. Devlette kalan kaliteli öğrenci bir dersi 3-4 defa alıyorken özelde adam tek seferde 3.8 - 3.9 ortalamayla mezun olup üzerine bir de çap yapıyor. Eğitimin özelleştirilmesi, ticarethaneye dökülmesi tamamen yanlış.
Oğuz hocam sizi severek izlerim bu videonuzu da büyük bir hevesle açtım ama eğitim sistemini eleştirmek yerine bölümleri eleştirmişşsiniz.O zaman ben de size bir soru sorayım.Dünyanın en iyi üniversitelerinden olan Oxford üniversitesinde neden business administration yani işletme bölümü var.Onlar mı bilmiyor siz mi bilmiyorsunuz
GPT-4o'ya sordum, o yanıtladı: Bir bölümün Oxford, Harvard veya benzeri saygın üniversitelerde bulunması, onun bilimsel bir alan olduğunu garanti etmez. Bunun sebebi, üniversitelerin sadece bilim üretmekle değil, aynı zamanda profesyonel eğitim, sanat, politika, uygulamalı çalışmalar gibi farklı amaçlar doğrultusunda programlar sunmasıdır. Ancak bu üniversitelerin bilimsel yöntemlere ve akademik kaliteye verdikleri önem, bu tür programların genel olarak yüksek bir standartta sunulduğuna işaret eder. Neden Bilim Olduğunu Göstermez? Bilim Tanımı ve Kriterleri: Bilim, gözlem, deney, hipotez test etme ve evrensel geçerlilik gibi özellikler taşır. Örneğin, bir hukuk veya işletme programı bilimsel bilgiye dayanabilir, ancak bu alanlar doğrudan bilim üretmek için tasarlanmamış olabilir. Daha çok uygulamalı bilgi ve beceri öğretirler. Farklı Disiplinler: Sosyal bilimler ve doğa bilimleri arasında doğrudan bilimsel bilgi üretimi açısından fark vardır. Örneğin, fizik, kimya gibi doğa bilimleri bilimsel bilgi üretirken; hukuk, işletme veya güzel sanatlar daha çok uygulamalı veya kültürel bilgiyle ilgilidir. Akademik ve Profesyonel Eğitimin Ayrımı: Saygın üniversitelerdeki birçok program, bilimsel bilgi üretmekten ziyade profesyonel eğitim vermeye yöneliktir (örneğin, tıp, hukuk, işletme gibi). Bilimsel Alanın Göstergeleri: Bilimsel bir alan, uluslararası yayınlar, deneysel veya teorik çalışmalar, bilimsel topluluklar tarafından kabul görmüş metodolojilere sahip olması gibi kriterlerle belirlenir. Örneğin, bir bölüm sosyal ya da uygulamalı alanlarda olabilir, ancak bilimsel araştırma yöntemlerini kullanıyorsa bilimle iç içe olabilir. Sonuç: Bir bölümün Harvard, Oxford gibi prestijli üniversitelerde bulunması, alanın akademik açıdan yüksek standartlara sahip olduğunu gösterir. Ancak, bu tek başına o bölümün bilimsel bilgi üreten bir alan olduğunu ifade etmez. Bilimsel bir alan olup olmadığını anlamak için alanın metodolojisine, ürettiği bilginin doğasına ve evrensel geçerliliğine bakmak gerekir.
Üniversitelerin bilim uretme imkan ve ihtimali yok. Bu boş işleri bırakalım ve bu konuda da Atatürk ün gösterdiği yolu takıl edelim. Üniversiteler birinci sınıf meslek insanları uzmanlar hekimler mühendisler öğretmenler mimarlar hemşireler yetiştirsin..
Aklıma direkt o geldi var ya ama bizim millet çok anlamıyor o kısımları aslında sheldonu 1 2 sezon izleseler anlayacaklar bilimin ne kadar ciddi bir şey olduğunu
Bu arada bilimin tanımı kısmında da çok net bir hata yapmışsınız.Sosyal bilimler ve fennî bilimler var siz kafanıza göre sosyal bilimleri bilimden saymıyorum diyorsunuz ama bu sözünüz tüm bilimlerin kökeninin felsefe olduğu gerçeğini değiştirmiyor.Sizin videolarınız bizim için değerli lütfen bölümleri değersizleştirmeyin.
Felsefe bir bilim dalı mıymış? Hipotez yok, deney yok, gözlem yok, doğrulanabilirlik yok, objektif bir ölçüm aracı yok vb. Felsefe bilimsel düşüncenin ayrılmaz bir parçasıdır denebilir. Felsefe ile bilim arasındaki ilişki daha ziyade bir tamamlayıcılık ilişkisi olarak görülebilir kanımca.
Git bir bilimin tanımına bak bakayım neymiş hukukun neresinde deney var hipotez var onların bilim olarak geçmesi yeni Amerikan eğitim sisteminin zırvalığıdır bunlar sosyla bilim değil sosyal İlimdir ilim ile bilim arasındaki farkı iyi ayırt etmek lazım bu bilim kompleksini hiç anlayamıyorum sosyalcilerin mesele statü meselesiyse bir hakim gayet statüsü yüksek ve benim saygı duyduğum bir meslek
@ Sen bir bak bakalım ilk bilim insanı olan Thales neciymiş.Ayrıca sosyal bilimler tarihin her çağında fennî bilimlerden daha önemli olmuştur.Bilimin en büyük icadı olan atom bombası bir siyasetçi olan Rooseveltin emriyle ateşlenmiştir.Dolayısıyla fizik tıp kimya gibi bilimlerle ilgilenen insanlar icat eder.Sosyal bilimciler de bu icatlardan yararlanırlar.Senin anlayacağın amelelik kısmını fizikçi kimyacılar yapar kaymağını sosyal bilimciler yer.Ha son olarak tarihin en büyük bilim insanı olarak kabul edilen Tesla nerede ölmüş son yıllarını hangi koşullarda yaşamış onu da bir araştır
Bizim üniversitelerden bir cacık olmaz. 20 tane üniversitemize mail attım bilimin modern bilim olmadığını söyledim cevap bile vermediler. Üstelik deneysel yöntemlerini bile bahsettim. Bizim ülkede acayip bir büyü var. İmtihanı büyük olacak.
@SelfService-sv1lc Tıpın bilime dayandığının farkındayım bay yüksek hassasiyet :) Farklı doktorların aynı hastalık üzerindeki yorumları nasıl farklı olabiliyor? Mesleki yeterlilik ile mi ilgili?
@@yusufvakkasoglu4110 aaaa sende harbi zeka geriliği var sence o doktorlar onu yorumluyor mu yoksa yaptığı araştırmalar sonucunda ortaya bir hipotez mi koyuyor yavru ceylanım sen bilimin mutlak doğru olduğunu zannediyorsun sanırım bilim doğruya en yakın olanı anlamaya çalışmaktır şimdi bu kadar bilim gelişmesine rağmen bir çok kanser hastalığına çare bulunamadı eee o zmn bilim bir şey bilmiyor mu diyeceğiz hayır bilim bir şeyler bilmek için gayret gosteriyor ve elbet bir gün bu hastalıkların tedavisi çok kolay olacak
Milliyet'te çıkan haberin bağlantısı: www.milliyet.com.tr/egitim/akademisyenlerden-yapay-zeka-talepleri-7051885
Oğuz Hocam yüzde yüz haklısın. Zaman ilerledikçe herşeyin kalitesi artması lazım bizim ülkemizde tam tersi çünkü her taraf üniversite dolu. Ohm kanununu bilmeyen onbinlerce elektrik mühendisi var . Bu kalitesizlik kaliteli üniversiteleri de aşağı çekiyor. Ankara üniversitesi, İstanbul Üniversitesi zamanında Türkiyenin en iyi üniversiteleriydi çünkü başka üniversite yoktu, diğer üniversiteler açılınca bu ilk üniversitelerin gene en iyi üniversiteler olarak kalması gerekiyordu. Bu iki üniversiteden mezun onlar zamanında direk Caltech' e kabul alıp dünyanın en iyi bilim adamları oluyorlardı ve literatüre katkı yapıyorlardı. Şu an bir Feza Gürsey, Sait Akpınar , Erdal İnönü, Cahit Arf ne yazık ki yok. Ama zamanla bu üniversiteler gelişme gösteremedi. Üniversite zaten liseden çok daha kapsamlı; hiç fizik bilmeyen merak ediyorum kuantum mekaniğini, katı hal fiziğini, genel görelilik nasıl öğrenecek. Laplace, fourier integrallerini, bessel fonksiyonu nasıl çözecek. Adam toplama bilmiyor tensör analizi, diferansiyel geometri, kompleks analiz nasıl yapacak. Ben çok elektrik, makine , inşaat mühendisi çalıştırdım , çoğu daha en temel kavramları bilmiyordu, bırakın meslek tecrübesini , fiziği , adam ortaokul 2 -3 fen bilmiyor.
Türkiyede yapılması gereken bana göre üniversite sayısını 30 da sabit tutularak, geri kalan üniversiteleri meslek yüksek okullarına çevrilmeli yada acilen kapatılmalıdır. Bu kadar vergi ve yatırım geri kalan üniversitelere yapılmalıdır. Tıp , hukuk , temel bilim ve mühendislik bölümleri ayrı üniversitelerde olmalıdır. İngilterede 144 tane üniversite var , adamlarda üniversite tarihi 1000 yıllık. Türkiyede 209 adet böyle saçmalık olur mu.
Yök tez arşivine giriyorum onbinlerce uyduruk copy paste tez var, bu insanlar doktora almış, kitabların ünite kopyalarını doktora tezi de koymuşlar, wikipedia da konuları koyan var . Başta yazdığı ile sondaki yazdığı tutmayanlar var. Bu insanlar profesör olacak , böyle şey olur mu. Tezlerin başınada intihal önleme programı koyduk diye yazmışlar. Yüzlerce internette tez danışmanlık firmaları var. Ben yüksek lisans veya doktora yapmadım , ama gerek lise gerek üniversite eğitimim fen lisesi ve teknik üniversite olduğu için , ne dolaplar döndüğünü anlayabiliyorum .
Platon 2400 yıl önce Akademi girişine Geometri bilmeyen giremez yazmış, aslında demek istediği matematiksel düşünmeye ve kültürüne sahip olmayan buraya giremez demektir. Bizde elini kolunu sallayan üniversiteye giriyor, lisede belli bir temeli olmayan ve de sınavda belli bir ortalamayı tutturamayanların üniversiteye girmesi engellenmelidir, bu işin başka çözümü yok .
Temel Bilimlere acilen yatırım yapılmalıdır. Çin , Güney Kore, Singapur nasıl kalkındı. Çin atak yaptığı 1980 'li yıllarda matematik, fizik, kimya, bilgisayar olimpiyatlarında nerdeyse hep dünya şampiyonu, şampiyon olmadığı zamanda diğer ülkelerin kadro çoğunluğu Çinli. Bir ülkenin en zeki ve çalışkanları temel bilimci olmalı , bizde tam tersi. 100 yıllık Cumhuriyette bir tane Nobel ödüllü bilim adamımız yok. Aziz Sancar ve Daron Acemoğlu sayılmaz, onlar Amerikada olmasa ödülü alamazlardı.
Türkiyenin bir diğer sorunu da kalitesizlik her tarafa bulaştığı için , kalitelilerde hayattan umudunu kesip vasatlaşıyor. Ya ülkeyi terk ediyor, ya da kaderine razı oluyor . Kalitelilerde kalitesizler kadar cesur olmadığı için kalitesiz ve paralı olanların altında çalışıyor. Bu döngüde birbirini beslediği içinde şu an için gerçekçi olmak gerekirse bir çözüm ne yazık ki yok .
Behçet hocanın araştırma görevliliğine girişte şüphe duyacak bir şey yok. Düzgün bir ilanla girdi. TÜBİTAK vs tartışmaları ayrı.
1:01:13 Muhammet Ali Kaya 4 aydır iş bulamadım demiş. Ben 2008 de üniversiteden dereceyle mezun oldum. Sonrasında 8 ay boyu başvurumdan tek biri için bile görüşmeye dahi çağırılmadım :) Umarım hızlıca istediğini elde edebilirsin.
iyi ki varsınız değerli hocam
Ağzınıza sağlık.
Hocam bravo! Doğruya doğru, yanlışa yanlış. Keşke ülkeyi siz yönetseydiniz... Özellikle böyle kritik dönüm noktasında...
kürsüden ders anlatma devri bitecek. kalite icin cok hoca az ogrenci sozunuze katılmıyorum. en basiti yaklasik 1 saatlik konusmanizi binlerce kisi izleyebiliyor. ogrenmek isteyen her turlu öğreniyor bilgi yeter ki ulasilabilir olsun. ulasilabilir kaldığınız bilgi ve tecrubeleriniz icin teşekkürler.
Hocam çok açıklayıcı anlatım üniversal ne demek daha iyi anladım ,bilimsel bakış açısı önemli teşekkurler
Behçet bazı konulara kendi penceresinden bakıyor. Tübitak’dan destek alıp doktora çalışmasına gitti ise bu Mandal’ın başarısı değil ona rağmen eskiden beri gelen bir sistemin varlığındandır. Seramikçi Mandal döneminde Tübitak’dan kaç doktoralı-masterlı donanımlı insan ayrılmış ona bir baksın. Mandal iş yapıyor gözükmek için Tübitak Lisesi açmakla uğraşırken kurumundan yüzlerce insan ayrıldı. Tübitak yapısal reforma gidip Araştırma, Teşvik ve Piyasaya İş yapan Laboratuvarlar birbirinden ayrılmadan düzelmez. Davut Kavranoğlu’nun Tübitak ve Yüksek Öğretim konusunda güzel konuşmaları var, belki onunla bir yayın yapsanız faydalı da olabilir.
Birkaç örnek hatalı ama cati çok çok sağlam. Aklınıza sağlık
Teşekkürler kolay gelsin
10:46 eczacılığın türkiyede bakkalcılık olduğuna katılıyorum. bilgisayar mühendisliğinin de türkiyede bakkalcılık olduğunu düşünüyorum.
Türkiyede şu bu diye bir şey yok. Bu senin neyi tercih ettiğinle alakalı. Ben işe başlarken yazılımcı olarak önümde iki seçenek vardı. Birinci seçenek çoğu arkadaşım gibi bir bankaya girip angarya web ekranları, kullanıcı yarat, basit veritabanı işleriyle uğraşacaktım.Bunu yaptığında senin yeteneğini hemen paraya çevirdiklerinden nispeten iyi bir maaş veriyorlardı. Ama sen bunu tercih edersen o işte ne uzalır ne kısalırsın. İkinci seçenek kendini geliştirebileceğin bir işe girebilirsin. Ama işte o zaman da onların ilk etapta bir işine yaramadığından para kazanamazsın. Ben asgari ücretin 100 dolar olduğu yıllarda asgari ücretle yazılımcılığa başladım. Önüme yığdılar kitapları.Yurt dışına kurslara gittim.Bir yıl boyunca şirkete 1 kuruş kazandırmadım.Aldığım para da yola takım elbiseye yetiyordu. Sonra önüme bir iş getirdiler dünyadaki en büyük bankalardan birinin ülkeler arası bilgi transfer programı. Programı yazmam iki gün sürdü.O kadar hatasız o kadar az memory kullanan kolay konfigure edilen bir şeydi ki 25 yıldır hala çalışıyormuş. Sonra dünyadaki en büyük parakende şirketinin uluslararası bilgi transfer işi geldi. Amerikadan bir firmadan bunun için 250 bin dolarlık bir yazılım almışlar.unicode çalışıyor demişler ama çalışmıyor. milyonlarca dolarlık proje tıkanmış.Aylarca uğraşmışlar gelişme yok. Onların kodu decompile edip kodu düzeltim amerikadaki lablarına yolladım. Değiştirdiler. Bir süre sonra iş suppor kısmına geldi. Baktım bu iş hiç benlik değil yaptığım işi yapan program yazdım. Kimse bana bunu yap demedi. Tabi bunu yapınca hindistan ofisindeki 200 kişiye de artık gerek kalmadı. 10 yıl içinde aylık gelirim dolar bazında 80 katına çıktı. Progrmalar çalışıyor ben işe bile gitmiyordum. Ama ben bunları yaparken proje yaptığım şirkette birileri de yeni mezunları toplayıp onlara o ilk başta bahsettiğim angarya işleri yaptırıyordu. Sen gidip dur bir dakka ben bu işi yapan program yapayım diyene kadar da o devam eder.Benim ablam 30 yıldır bir bankada proje yöneticisi.Hala gecenin köründe sistem geçişi içine ararlar bir şeyler patlar.kimse de ya dur şu işi otomatik hale getirelim demez.Bak bunu tercih etmeyenler bakkal tezgayının altında neler yapıyor.
ua-cam.com/video/f9n7c4-ND7Y/v-deo.html
ua-cam.com/video/cPS5Mv8tvXQ/v-deo.html
ua-cam.com/video/yfcXC0TIAo4/v-deo.html
ua-cam.com/video/UCCBIzaZ6Fs/v-deo.html
ua-cam.com/video/nZ4RrOQPXFk/v-deo.html
Belli ki Bilgisayar Mühendisi olmayıp, hevesi içinde kalan bir kişisiniz...
Hocalarda sıkıntı derse girmek istemiyorum diyor video yükle o zaman sadece sana soru soralım takıl kendi kendine ama yok illa girecek 8 saat bizi sınıfta oturtup abuk subuk slay okuyacak kendide gününden verim almıyor bizde almıyoruz
valla yaptıkları slayt okumak bu nedir ya
@ kaynak kitaptan foto koymuş bari emek verip az düzgün bir şey hazırlasa neyse geberiyorum tahta sırada oturmaktan bel ağrısı çekmekten
Führerimin kitabını okuduktan sonra her şeyi daha iyi anlamaya başladım.
Hocam bu bakış açınızla yapay zekanın sonumuzu getireceğine kesin olarak ikna oldum. Atom bombasını yemiş bir Japon, 5 bin TL için hayatını kaybetmiş bir bebek gibi hissettim 😢
İşletme Mühendisliği bölümü bu videoyu beğenmedi :))
Odtü'den Prof. Dr. Barış Bayram'ın buluşu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ya sorun olarak gördüğümüz şeyler, başkaları için çözümse...
33:17 de recep ivedik e bağladı koptum ben
odtü makinenin kontejanı her yıl 200 du bu sene 120 kişiye düşmüş kontejanı sizce sebebi nedir
Çok güzel olmuş. Darısı diğer bölümlerin başına...
Bir freze ucunun bir torna katerinin 3 5 bin tl oldugu yerde bilim uretilmez
hadi Devlet desteklemiyor diyelim, hocam sizi hiçbir iş adamı da mı izlemiyor, bu memlekette size Sponsor olacak hiçmi iş insanı yok aklım almıyor. Sizi izledikçe aklımı oynatacağım.
Bu uğraştığın şeyin ne kadar hızlı pratiğe bir ekonomiye dönüştürülebileceği ile ilgili.Mesela türkiyede yongatek diye bir şirket var.Tasarladıkları mikroişlemciler arçelik ürünlerde kullanılacak. 5g ile nesnelerin internetine geçerken o işlemciler kullanılacak.Aynı şekilde asgari alanda kullanılmak üzere çipler türkiye üretiliyor. Ama ölçek ekonomisinden çok ekonomik değil.tobb üniversitesinde ilk kuantum bilgisayarı bir kaç gün önce yapıldı.Katar yaptığı çip üretim yatırımlarını türkiyeye taşıdı.Ama işte bazı şeyler çok teorik parasal bir şeye dönüşmesi yıllar sürüyor.Bu şeylerde amerika şöyle böyle gibi bir şey de yok.Amerika herhalde dünyadaki en kötü eğitim sistemine sahip. sokaktan çevir birini sana avrupada iki ülke sayamaz. Ama işte dünyayı sömürdüklerinden para da orada. Haliyle şirketler de müşteri neredeyse orada.üniversiteler de onların dibinde. Çok ciddi fon buluyorlar.Haliyle bütün dünyadan insanlar oradaki üniversitelere gidiyor.Yoksa alttan gelen bir başarı değil bu.Türkiyenin etrafında petrol parasıyla geçinen 1 milyar nüfus var. Bunlar orayı sömürecekler diye her tarafımız savaş. Azerbaycanın ihracatının %90'ı petrol.Rusyanın %60. Bakın araplar ordan gelen parayla dünyanın en iyi futbolcularını getiriyor.Atatürk zamanında dünyada güç insandı.Haliyle onun yakıtı gıda dünya ekonomisinin %75 kısmıydı.şimdi %3. almanyada %0.3. Haliyle bu dış ticaret açığı yaratıyor. insanlar son 20 yılda bir sıfır geldi diye bu yeni bir şey sanıyor.Halbuki 1980-2000 arası dolar 35 liradan 1.6 milyon liraya gelmiş.5 tane sıfır gelmiş. Biz zaten bunla uğraşırken bir taraftan da altımızda bomba olduğunu öğrendik. Yıllardır uğraşıp yeni dayanıklı binalarla pahalılanmamıza rağmen hala istanbulda 1.5 milyon konutun daha yenilenmesi lazım.Bu işten de tasarrufla falan çıkılmaz.Öyle olsa 99 depremi sonrı ülkenin başında kendi evinde kalan kendi arabasına binen ecevit sezer vardı.Hiç mülteci yoktu. 25 banka battı. 80 dolar asgari ücreti ödeyemedik.Çünkü o sırada ekonomimiz 140 milyar dolardı.Son depremin maliyeti 104 milyar dolar.Evet ahbapın topladığının bin katı.Artık hangi cahil kişi başı 60 dolar toplayıp on insaların en baştan evine,işine,hastane, okuluna kavuşabildiğini düşünüyorsa.İstanbul belediyesinin bütçesi 450 milyar lira. Bunun içinde konserlere ayrılan bütçe 5 milyar lira.Depreme ayrılan 3 milyar lira. bu 3 milyon liradan bin ev eder. ihtiyacımız olan 650 bin acil toplam 1.5 milyon.Kadıköyde balatta yıkılacak evlerin üstünü boyuyorlar haliçteki arıtma tesislerini kapatıp etrafına peyzaj yapıp çok güzel oldu diyorlar ama içi çürüyor.Deprem bölgesinde seneye 450 bin konut bitmiş olacak.Ama işte bunun ekonomiye yansımasını de sert bir şekilde gördük.Bundan kurtulmanın tek yolu var yüksek katma değerli üretim. Ama işte hızlı bir şekilde yapmazsan da deprem olur herşeyi kaybedersin.O yüzden ne hızlı bir şekilde paraya dönüşebiliyorsa onlara yönelmen gerekiyor. En başta hayatta kalman gerekiyor.Zengin olmak için olman gerekiyor.Onsan sonra egemenlik geliyor.Diyelim çip üretmeye başladın veya dünyanın en çok okunan yazarısın.Çok güzel para kazanmak gerek değil mi? Ama her akşam eve dönerken birisi silah çekip senden tüm kazancını alıyor. Karını çocuğunu kaçırıp fidye istiyor sana kime neyi kaça yapacağını söylüyor.Diyorsun para kazanıyorum ya gideyim en güzel silahı alayım.Sana silah satacak zaten seni soyanın patronu.Ne güzel sen çalışıyorsun o yattığı yerden para kazanıyor.Hiç sana silah verir mi?Bugün fransa elektriğini afrikadan çaldığı uranyumdan üretiyor.Eskiden güç insanken doğrudan köle olarak kullanırlardı şimdi enerjilerini çalıp dünyaya ucuz arabalar satıyor.Dünyadaki kahve pazarı 450 milyar dolar.Kahveyi üreten afrika kıtası bundan 4 milyar dolar kazanıyor.Bari gidelim onlara hizmetçilik edelim diyorlar denizlerde ölüme itiliyorlar. Buna itiraz ediyorlar üzerlerine teröristlerini salıyorlar.Biz şimdi oralar ihalarımızı satıyoruz onlar teröristlerden kurtuldu.Bunun etkisi fransada görülmeye başladı.Şu an kendi kendine giden bir otomobilden çok kendi kendine giden bir savaş jeti değerli.Önce dünyadaki eşitliği sağlayalım ondan sonra kuş fırlatacak, kahvaltı tabağımızı paylaşak telefonlar peşinde koşarız. Bir taraftan ama kritik şeyleri de dünyada ilk yapanlardan olmayı başarıyoruz.
ua-cam.com/video/f9n7c4-ND7Y/v-deo.html
ua-cam.com/video/cPS5Mv8tvXQ/v-deo.html
ua-cam.com/video/yfcXC0TIAo4/v-deo.html
ua-cam.com/video/UCCBIzaZ6Fs/v-deo.html
ua-cam.com/video/nZ4RrOQPXFk/v-deo.html
Hocam özel üniversiteler konusunda yanılıyorsunuz. Özel öğrenci ile özel öğretmeni bir araya getirmek istiyorsan yine devlet çatısı altında özel bir şey yapabilirsiniz, Bilsem gibi. Diğer türlü şu anki sistemdeki özel okulların çoğu parayla not okulları. Devlette kalan kaliteli öğrenci bir dersi 3-4 defa alıyorken özelde adam tek seferde 3.8 - 3.9 ortalamayla mezun olup üzerine bir de çap yapıyor. Eğitimin özelleştirilmesi, ticarethaneye dökülmesi tamamen yanlış.
Oğuz hocam sizi severek izlerim bu videonuzu da büyük bir hevesle açtım ama eğitim sistemini eleştirmek yerine bölümleri eleştirmişşsiniz.O zaman ben de size bir soru sorayım.Dünyanın en iyi üniversitelerinden olan Oxford üniversitesinde neden business administration yani işletme bölümü var.Onlar mı bilmiyor siz mi bilmiyorsunuz
GPT-4o'ya sordum, o yanıtladı:
Bir bölümün Oxford, Harvard veya benzeri saygın üniversitelerde bulunması, onun bilimsel bir alan olduğunu garanti etmez. Bunun sebebi, üniversitelerin sadece bilim üretmekle değil, aynı zamanda profesyonel eğitim, sanat, politika, uygulamalı çalışmalar gibi farklı amaçlar doğrultusunda programlar sunmasıdır. Ancak bu üniversitelerin bilimsel yöntemlere ve akademik kaliteye verdikleri önem, bu tür programların genel olarak yüksek bir standartta sunulduğuna işaret eder.
Neden Bilim Olduğunu Göstermez?
Bilim Tanımı ve Kriterleri:
Bilim, gözlem, deney, hipotez test etme ve evrensel geçerlilik gibi özellikler taşır.
Örneğin, bir hukuk veya işletme programı bilimsel bilgiye dayanabilir, ancak bu alanlar doğrudan bilim üretmek için tasarlanmamış olabilir. Daha çok uygulamalı bilgi ve beceri öğretirler.
Farklı Disiplinler:
Sosyal bilimler ve doğa bilimleri arasında doğrudan bilimsel bilgi üretimi açısından fark vardır.
Örneğin, fizik, kimya gibi doğa bilimleri bilimsel bilgi üretirken; hukuk, işletme veya güzel sanatlar daha çok uygulamalı veya kültürel bilgiyle ilgilidir.
Akademik ve Profesyonel Eğitimin Ayrımı:
Saygın üniversitelerdeki birçok program, bilimsel bilgi üretmekten ziyade profesyonel eğitim vermeye yöneliktir (örneğin, tıp, hukuk, işletme gibi).
Bilimsel Alanın Göstergeleri:
Bilimsel bir alan, uluslararası yayınlar, deneysel veya teorik çalışmalar, bilimsel topluluklar tarafından kabul görmüş metodolojilere sahip olması gibi kriterlerle belirlenir.
Örneğin, bir bölüm sosyal ya da uygulamalı alanlarda olabilir, ancak bilimsel araştırma yöntemlerini kullanıyorsa bilimle iç içe olabilir.
Sonuç:
Bir bölümün Harvard, Oxford gibi prestijli üniversitelerde bulunması, alanın akademik açıdan yüksek standartlara sahip olduğunu gösterir. Ancak, bu tek başına o bölümün bilimsel bilgi üreten bir alan olduğunu ifade etmez. Bilimsel bir alan olup olmadığını anlamak için alanın metodolojisine, ürettiği bilginin doğasına ve evrensel geçerliliğine bakmak gerekir.
@@oguz_erginCevabınız için teşekkürler
Üniversitelerin bilim uretme imkan ve ihtimali yok. Bu boş işleri bırakalım ve bu konuda da Atatürk ün gösterdiği yolu takıl edelim. Üniversiteler birinci sınıf meslek insanları uzmanlar hekimler mühendisler öğretmenler mimarlar hemşireler yetiştirsin..
Hocam tam bir Sheldon Cooper :)
iltifat mı ettin hakaret mi ettin anlayamadım şimdi :)
Ama çok severim "büyük patlama kuramı" dizisini.
@@oguz_ergin Iltifat hocam, neyin bilim olup neyin olmadigi konusunda Sheldon Cooper'in da cok net fikirleri var :)
Aklıma direkt o geldi var ya ama bizim millet çok anlamıyor o kısımları aslında sheldonu 1 2 sezon izleseler anlayacaklar bilimin ne kadar ciddi bir şey olduğunu
.......
Bu arada bilimin tanımı kısmında da çok net bir hata yapmışsınız.Sosyal bilimler ve fennî bilimler var siz kafanıza göre sosyal bilimleri bilimden saymıyorum diyorsunuz ama bu sözünüz tüm bilimlerin kökeninin felsefe olduğu gerçeğini değiştirmiyor.Sizin videolarınız bizim için değerli lütfen bölümleri değersizleştirmeyin.
Felsefe bir bilim dalı mıymış?
Hipotez yok, deney yok, gözlem yok, doğrulanabilirlik yok, objektif bir ölçüm aracı yok vb.
Felsefe bilimsel düşüncenin ayrılmaz bir parçasıdır denebilir. Felsefe ile bilim arasındaki ilişki daha ziyade bir tamamlayıcılık ilişkisi olarak görülebilir kanımca.
Git bir bilimin tanımına bak bakayım neymiş hukukun neresinde deney var hipotez var onların bilim olarak geçmesi yeni Amerikan eğitim sisteminin zırvalığıdır bunlar sosyla bilim değil sosyal İlimdir ilim ile bilim arasındaki farkı iyi ayırt etmek lazım bu bilim kompleksini hiç anlayamıyorum sosyalcilerin mesele statü meselesiyse bir hakim gayet statüsü yüksek ve benim saygı duyduğum bir meslek
@ Sen bir bak bakalım ilk bilim insanı olan Thales neciymiş.Ayrıca sosyal bilimler tarihin her çağında fennî bilimlerden daha önemli olmuştur.Bilimin en büyük icadı olan atom bombası bir siyasetçi olan Rooseveltin emriyle ateşlenmiştir.Dolayısıyla fizik tıp kimya gibi bilimlerle
ilgilenen insanlar icat eder.Sosyal bilimciler de bu icatlardan yararlanırlar.Senin anlayacağın amelelik kısmını fizikçi kimyacılar yapar kaymağını sosyal bilimciler yer.Ha son olarak tarihin en büyük bilim insanı olarak kabul edilen Tesla nerede ölmüş son yıllarını hangi koşullarda yaşamış onu da bir araştır
Bizim üniversitelerden bir cacık olmaz. 20 tane üniversitemize mail attım bilimin modern bilim olmadığını söyledim cevap bile vermediler. Üstelik deneysel yöntemlerini bile bahsettim. Bizim ülkede acayip bir büyü var. İmtihanı büyük olacak.
Bir doktora gidiyorsunuz hastasınız diğerine gidiyorsunuz sağlıklısınız. Tıpta her doktorun yorumu farklı. Bu videoya göre bilim diyemiyoruz.
Tıp bir bilimdir bay çok bilmiş:) bu adam nerede tıpa bilim değil demiş söyler misin?
@SelfService-sv1lc Tıpın bilime dayandığının farkındayım bay yüksek hassasiyet :) Farklı doktorların aynı hastalık üzerindeki yorumları nasıl farklı olabiliyor? Mesleki yeterlilik ile mi ilgili?
@@yusufvakkasoglu4110 aaaa sende harbi zeka geriliği var sence o doktorlar onu yorumluyor mu yoksa yaptığı araştırmalar sonucunda ortaya bir hipotez mi koyuyor yavru ceylanım sen bilimin mutlak doğru olduğunu zannediyorsun sanırım bilim doğruya en yakın olanı anlamaya çalışmaktır şimdi bu kadar bilim gelişmesine rağmen bir çok kanser hastalığına çare bulunamadı eee o zmn bilim bir şey bilmiyor mu diyeceğiz hayır bilim bir şeyler bilmek için gayret gosteriyor ve elbet bir gün bu hastalıkların tedavisi çok kolay olacak