Şu adama diyecek birşey bulamıyorum klarnetin üstadı piri her defasında harikalar yaratıyor bulunmaz bir nimet keza seside muazzam programa renk katıyor .
sibel can sen nasil birseysin ya her sarkinin hakkini öyle bir veriyorsun ki canimi birden isliyorsun harika ötesi birseysin vallah süpersinnnn süperrrrrrrrrrrrrrrrr
Her şarkıyı ilk söyleyen kişinin yorumu, kesinlikle hafızalara işliyor... O sebepten ki ondan iyi yorumlayan belki çıkabiliyor, ama onun yerini tutmuyor. Üstad, diğer yorumlar da olduğu gibi burda da döktürmüş vesselam.
Biz savaşları değil işte boyle güzel günleri özledik , Her sabah memleketin başka sorunları ile güne uyanıyoruz nabız düşmüyor, güzel sesiniz şarkılariniz klarnetiniz olmasa nasıl dinlenirdi bu ruhlar emeğinize yüreğinize sağlık, arka planda da çalışan emek veren herkese bu organizasyon için teşekkürler bir dinliyorum tekrar dinliyorum harika ....
Yıktı geçti yıktııı Hüsnü Şenlendirici zaten klarnetiyle bitiriyordu bu şarkıda mahvoldum ama zaten ortam efsane Mehmet Erdemin sesi de nasıl dokundu (ağlamamalıyım)
Bunca zaman nasıl mahrum kalmışım bu kadar güzel bir şarkıdan. Bu ne kadar güzel bir şarkıdır. Yeni nesile üzülüyorum valla çok kalitesiz şarkılar dinliyorlar. Şu şarkının güzelliğine bakar mısınız 😍😍
Tüm şarkıların bir hikayesi vardır. Şarkılar, kendisini severek dinleyen her gönülde gizli kalmış bir aşk hikayesini çağrıştırır. Gamzedeyim Deva Bulmam şarkısı da bu tür şarkılardan biridir. Hikayenin kahramanı Kemani Tatyos Efendidir. 1858 yılında İstanbul’da doğmuş Türk musikisine bestekar, güftekar olarak 50 ye yakın eser bırakmış, ömrü yokluk içinde geçen öldüğünde kilise defterine ‘Tatyos, 1913 Çalgıcı’ olarak kaydı yapılan bir keman virtiözü… Tatyos pek konuşkan biri değilmiş. Onun ne düşündüğünü neler hissettiğini okuyabilen anlayabilen birkaç arkadaşı, dostu varmış. Koltuğunun altında kemanı, tütünden sararmış bıyıkları, çökmüş avurtları, uykusuzluk ve aşırı içkiden kan çanağına dönmüş göz çukurları ile hayatın yükünü omuzlarında taşıyan, çocukluğundan beri dilini gönlüne hapseden ruhuyla ancak kemanıyla anlatacaklarını anlatan, önceleri düğünlerden kıt kanaat geçimini temin eden daha sonra Galata’daki Pirinççi gazinosundaki hayatı ve yaptığı besteler, semailer, peşrevlerle tanınmış ve İstanbul’un dört bir yanında düzenlenen fasıl heyetlerinde Tatyos Efendinin eserleri çalınır olmuş. Tatyos Efendinin en yakın iki dostu yazar, gazeteci, besteci Ahmet Rasim Bey ve gazinodan arkadaşı kemençeci Vasili’dir. Bir akşam Beyoğlu’ında Ahmet Rasim, Vasili ve Tatyos Efendi ‘Ehl-i aşkın neşvegah-ı kuşe-i meyhanedir. İle başlattıkları musiki meşki ‘Bilsen ne bela geçti şu biçare serimden’ semaisiyle devam etmiş Tatyos Efendi gece boyunca kemanı elinden hiç bırakmamış. ‘Mani oluyor halimi takrire hicabım’ gibi içli şarkıları peşpeşe döktürmüş. Gece nihayete ererken meyhanede birkaç müşteri ve sandalyeleri toplayıp yerleri süpüren birkaç çocuktan başka kimse kalmamışken Vasili ve Ahmet Rasim Bey’de tam gitmeye hazırlanırken Tatyos Efendi kemana uzanmış sanki saatlerdir içen ve çalan o değilmiş gibi kemanı omuzuna yerleştirip, hafifçe başını kemana eğerek, dudaklarında acı bir tebessümle o ana kadar duyulmamış o uşşak şarkıya giriş yapıyor; Gam-zedeyim deva bulmam/Garibim bir yuva kurmam/Kaderimdir hep çektiren/İnlerim hiç reha bulmam. Elem beni terketmiyor/Hiç de fasıla vermiyor/Nihayetsiz bu takibe/Doğrusu takat yetmiyor. Ehl-i dilin yoktur kadri/Uğraşma gel Tatyos gayri/Eserin çok kıymetin yok/Git talihine küs bari. Tatyos kemanı omuzundan indirdiğinde hiç kimsenin tek bir kelime edecek hali yoktur. Vasili hıçkıra hıçkıra ağlıyor meyhane de kalanlar da göz yaşlarını birbirlerine sezdirmeden silmeye çalışıyorlar. Birkaç hafta içinde İstanbul’da bu şarkıyı ezberlemeyen ne hanende ne sazende kalıyor. Tatyos’un naaşı Kadıköy’de bir kilisenin ayin salonuna getirildiğinde, iki elin parmaklarını geçmeyen kalabalığa ibretle bakan Ahmet Rasim, daha dün Galata’da Beyoğlu’nda onu dinlemek için yüzlerce kişinin akın ettiği salonları düşününce, insanların vefasızlığına hayıflanıyor. Cenazesinde üç bacısı, dul eşi, Ahmet Rasim, kendisiyle yıllardır çalıştığı iki sazende ve kilisenin uzak köşesinde ağlayan bir kadından ibaret küçük bir topluluk uğurluyor son yolculuğuna Tatyos’u… Bu şarkının hikayesini Ahmet Rasim’e vefatından hemen önce Vasili hasta halinde anlatıyor: -Tatyos’un Ortaköy’de bir çocukluk aşkı varmış. Kendi cemaatinden olan kızın ailesi aniden Erivan’a göçünce kavuşamamışlar. Tatyos’da sonradan şimdiki eşiyle evlendirilmiş. Beraber içtikleri o gece kızın İstanbul’a döndüğünü ve otuz yıldır evlenmeyip kendisini beklediğini öğrenmiş Tatyos. Ahmet Rasim Bey Tatyos’un kilisede yapılan cenaze töreninin sonunda oturduğu yerden kalkarken kilise sırasına bırakılmış bir zarfı farkediyor. Zarfın üzerinde ‘Tatyos ile birlikte defnedilecektir’ yazmaktadır. Zarfı otuz yıl önceki çocukluk aşkı olan kadın Ahmet Rasim Bey’e fark ettirmeden onun yanındaki sıraya koymuştur. Ahmet Rasim zarfı alıp usulca ceketinin cebine koyar. Zarfın kendi yanına konulmasının bir tesadüf olamayacağını düşünüp ve zarfın içindekileri okumanın belki de Tatyos’a karşı ifa edilecek son görev olacağına kanaat getirerek yalnız Ahmet Rasim Bey tarafından görülen ve yarım saat sonra Tatyos’un naaşı ile birlikte toprağa verilen zarfın içinde ki kağıt da şu dizeler yazılıdır: Gam-zedesin devan benim/Garip kuşsun yuvan benim/Çektiğimiz yeter gayri/Kaderimsin inan benim Takat yetişmez eleme/Bülbül imrenir çileme/Bizim şu kara sevdamız/Kalsın öteki aleme/ Elbet kadrini bilirim/İste canımı veririm/Küsme talihine Tatyos/Çok durmam ben de gelirim.
ŞARKININ HİKAYESİ: Tatyos Efendi bu eserin sözlerini yazdıktan 1 ay sonra vefat eder, dediği gibi yuva kuramadan göçüp gider bu diyardan, ince hastalığa yakalanır, aşık olur ve sonun başlangıcı olan hikayesi böyle başlar. Tatyos Efendi gün geçtikçe içine kapanır, meyhanelerde onun bestesi çalarken o yalnız başına susmayı tercih etmektedir. Dönemin meşhur yazarı aynı zamanda yakın dostu Ahmet Rasim meraklanır, halinin iyi olmadığı haberini alır, yanına gider derdiğini öğrenmeye çalışır. Tatyos Efendi anlatmaz derdini fakat bestesinden bellidir, bir ahuya tutulmuştur. Dili çözülür Tatyos Efendi’nin şöyle der ; ‘Bir dilberin gamına düştüm, gamzesine düştüm, tek gerçek onun gamzesidir, kan çanağı gibidir, gören gördüm diye ölür, görmeyen pişmanlıktan ölür.’ (Buraya bir not düşmek isterim Tatyos Efendi şarkıda gamzedeyim derken derbeder, sürekli sıkıntı yaşayan anlamında kullanmıştır kelimeyi, bizim aklımıza yanakta oluşan çukur anlamındaki gamze gelse de.) Ahmet Rasim Efendi bakıyor dostu körkütük aşık; ’Gidelim konuşalım, sanatkar adamsın bestelerin dillerde, hele ki bu son şarkının kendisine yazıldığını duysa o da seni sever belki, evlenirsiniz mesut olursunuz.' diyerek dostunu cesaretlendirmeye çalışır fakat Tatyos Efendi uzaktan sevmenin, platonik aşkın, karşılıksız sevmenin cazibesine kapılmıştır. Tatyos Efendi; ’Benim gibi çulsuz, yalnız, unutulmuş bir bestekarı kim sevsin, bugüne kadar kim sevdi.’ diye dertlenirken meyhaneye dönemin külhanbeylerinden Arap Abdullah gelir, rica eder gamzedeyim şarkısını Tatyos Efendinin ağzından duymak ister, okur meyhanedekiler kendilerinden geçer, Ahmet Rasim Efendi ortak dostlarının derdini Arap Abdullah’la paylaşır. Tatyos Efendi şöyle anlatır durumunu; Kim olduğunu bilmiyorum ama evini biliyorum diyor her gece eve giderken görüyorum onu o da beni görüyor. Bu sözlerden sonra Arap Abdullah şaşkın bir şekilde karşılık veriyor; Orada kimse oturmaz, oranın ışıkları yanmaz, yıllar önce Madam Bella diye birisi orada bir meyhane işletirdi şimdi yok öldü, gitti der. Tatyos Efendi inanmaz söylenenlere; ’Gidelim bakalım, sizde göreceksiniz orada biri var, her gece beni bekliyor bende ona tutuldum’. Bu sözlerin üzerine gidip bakarlar, Tatyos Efendi bakın orada işte görmüyor musunuz der fakat yanındaki ne Ahmet Rasim Efendi ne de Arap Abdullah kimseyi göremez. Aslında bir hayale aşık olmuştur Tatyos Efendi, konuyla alakalı farklı rivayetlerde vardır, inanılması güç, önümüzdeki günlerde kağıda dökeriz onları da, fakat gerçek olan Tatyos Efendinin yaşadıklarıdır, hissettikleri ve kağıda döktükleridir. Bazı duyguları hissederek yaşarsanız karşınızda ki bir hayal bile olsa, gerçek bile olmasa, siz onu gerçek bir hale getirebilirsiniz ve yüzlerce sene yaşatabilirsiniz. Herkesin hikayesi kendi yüreğinde başlar, kendi yüreğinde biter… Ahmet Rasim Efendi eseri şöyle özetlemiştir; Gamzedeyim şarkısı Tatyos’un ömrünün hasılasıdır, yani neticesidir. ”Koca bir ömrü bir şarkıya sığdırmak…
@@Armabatu gelmemesi daha iyi knk :D çünkü gamzedeyim derken gamdan zarar gören kişi anlamı var. depremzede kelimesi gibi düşün... gamzedeyim devaaa bulmam...
Hikayenin kahramanı Kemani Tatyos Efendidir. 1858 yılında İstanbul’da doğmuş Türk musikisine bestekar, güftekar olarak 50 ye yakın eser bırakmış, ömrü yokluk içinde geçen öldüğünde kilise defterine ‘Tatyos, 1913 Çalgıcı’ olarak kaydı yapılan bir keman virtiözü Tatyos pek konuşkan biri değilmiş. Onun ne düşündüğünü neler hissettiğini okuyabilen anlayabilen birkaç arkadaşı, dostu varmış. Koltuğunun altında kemanı, tütünden sararmış bıyıkları, çökmüş avurtları, uykusuzluk ve aşırı içkiden kan çanağına dönmüş göz çukurları ile hayatın yükünü omuzlarında taşıyan, çocukluğundan beri dilini gönlüne hapseden ruhuyla ancak kemanıyla anlatacaklarını anlatan, önceleri düğünlerden kıt kanaat geçimini temin eden daha sonra Galata’daki Pirinççi gazinosundaki hayatı ve yaptığı besteler, semâiler, peşrevlerle tanınmış ve İstanbul’un dört bir yanında düzenlenen fasıl heyetlerinde Tatyos Efendinin eserleri çalınır olmuş. Tatyos Efendinin en yakın iki dostu yazar, gazeteci, besteci Ahmet Rasim Bey ve gazinodan arkadaşı kemençeci Vasili’dir. Bir akşam Beyoğlu’nda Ahmet Rasim, Vasili ve Tatyos Efendi ‘Ehl-i aşkın neşvegâh-ı kûşe-i meyhânedir' İle başlattıkları musiki meşki ‘Bilsen ne bela geçti şu biçare serimden’ semaisiyle devam etmiş Tatyos Efendi gece boyunca kemanı elinden hiç bırakmamış. ‘Mânî oluyor hâlimi takrîre hicâbım’ gibi içli şarkıları peşpeşe döktürmüş. Gece nihayete ererken meyhanede birkaç müşteri ve sandalyeleri toplayıp yerleri süpüren birkaç çocuktan başka kimse kalmamışken Vasili ve Ahmet Rasim Bey de tam gitmeye hazırlanırken Tatyos Efendi kemana uzanmış sanki saatlerdir içen ve çalan o değilmiş gibi kemanı omuzuna yerleştirip, hafifçe başını kemana eğerek, dudaklarında acı bir tebessümle o ana kadar duyulmamış o uşşak şarkıya giriş yapıyor; Gamzedeyim deva bulmam Garibim bir yuva kurmam Kaderimdir hep çektiren İnlerim hiç reha bulmam. Elem beni terketmiyor Hiç de fasıla vermiyor Nihayetsiz bu takibe Doğrusu ta'kât yetmiyor. Ehl-i dilin yoktur kadri Uğraşma gel Tatyos gayri Eserin çok kıymetin yok Git talihine küs bari. Tatyos kemanı omuzundan indirdiğinde hiç kimsenin tek bir kelime edecek hali yoktur. Vasili hıçkıra hıçkıra ağlıyor meyhane de kalanlar da göz yaşlarını birbirlerine sezdirmeden silmeye çalışıyorlar. Birkaç hafta içinde İstanbul’da bu şarkıyı ezberlemeyen ne hânende ne sâzende kalıyor. Tatyos’un naaşı Kadıköy’de bir kilisenin ayin salonuna getirildiğinde, iki elin parmaklarını geçmeyen kalabalığa ibretle bakan Ahmet Rasim, daha dün Galata’da Beyoğlu’nda onu dinlemek için yüzlerce kişinin akın ettiği salonları düşününce, insanların vefasızlığına hayıflanıyor. Cenazesinde üç bacısı, dul eşi, Ahmet Rasim, kendisiyle yıllardır çalıştığı iki sazende ve kilisenin uzak köşesinde ağlayan bir kadından ibaret küçük bir topluluk uğurluyor son yolculuğuna Tatyos’u Bu şarkının hikayesini Ahmet Rasim’e vefatından hemen önce Vasili hasta halinde anlatıyor: -Tatyos’un Ortaköy’de bir çocukluk aşkı varmış. Kendi cemaatinden olan kızın ailesi aniden Erivan’a göçünce kavuşamamışlar. Tatyos’da sonradan şimdiki eşiyle evlendirilmiş. Beraber içtikleri o gece kızın İstanbul’a döndüğünü ve otuz yıldır evlenmeyip kendisini beklediğini öğrenmiş Tatyos. Ahmet Rasim Bey Tatyos’un kilisede yapılan cenaze töreninin sonunda oturduğu yerden kalkarken kilise sırasına bırakılmış bir zarfı farkediyor. Zarfın üzerinde ‘Tatyos ile birlikte defnedilecektir’ yazmaktadır. Zarfı otuz yıl önceki çocukluk aşkı olan kadın Ahmet Rasim Bey’e fark ettirmeden onun yanındaki sıraya koymuştur. Ahmet Rasim zarfı alıp usulca ceketinin cebine koyar. Zarfın kendi yanına konulmasının bir tesadüf olamayacağını düşünüp ve zarfın içindekileri okumanın belki de Tatyos’a karşı ifâ edilecek son görev olacağına kanaat getirerek yalnız Ahmet Rasim Bey tarafından görülen ve yarım saat sonra Tatyos’un naaşı ile birlikte toprağa verilen zarfın içinde ki kağıt da şu dizeler yazılıdır: Gamzedesin devân benim Garip kuşsun yuvan benim Çektiğimiz yeter gayri Kaderimsin inan benim Ta'kât yetişmez eleme Bülbül imrenir çileme Bizim şu kara sevdamız Kalsın öteki aleme Elbet kadrini bilirim İste canımı veririm Küsme talihine Tatyos Çok durmam ben de gelirim. Her şeyin kolayca elde edilip kolayca tüketildiği, herkesin birbirine ‘Aşkım’ diye hitap ettiği şu modern çağda, barkodlarından okutulacak bir şey değildir aşk.
Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum… İyi ki varsınız… ❤️
Dilinize yüreğinize sağlık abla severek dinliyoruz sizleri🥰
Bukadar mi güzel okunur ağzınıza yüreğinize sağlık
Abla beni de davet et sessiz sessiz dinlerim ☺️🌷
Yorum sayısından fazla dinledim ben bu parçayı ve dahada dinlerim...
Hayaller Sahibini Bulunca Hayal Olmaz.Plan Yapılır ve uygulanır...
Şu adama diyecek birşey bulamıyorum klarnetin üstadı piri her defasında harikalar yaratıyor bulunmaz bir nimet keza seside muazzam programa renk katıyor .
Bu şarkı bütün yalnızlara,sevgisine, değerine karşılık bulamayan gönlü güzel insanlara yazılmış. Daha girişte
parçalıyor yürekleri.
Dinleyip de etkilemeyen insanım demesin
EN İYİ YORUMM
Şahanesin erdem
Mehmet erdemin şarkıya girişi ile sırtını sıvazlayanlar emeği ve güzeligi sevgiyle taçlandırıyorlar 🙏
Tonu değiştirdi ama bı alt noktadan çalmaya başladılar. Daha pes sesi
Abi olayin tamami buyuleyici, yok boyle bir boyut.
Ooofff ulan hayatımda ilk defa bi şarkıdan bu kadar keyif aldım. Hepinizin yüreğinize duygunuza sağlık.. Barış mançoyu da rahmetle anıyoruz
barış mançonun şarkısı değil ama güzel yorumlamıştı
Tatyos efendi, mustafa kandirali baris manco hepsi nur icinde yatsin allah rahmet eylesin.
Dayı sen of çektin ben hissetimmm
sibel can sen nasil birseysin ya her sarkinin hakkini öyle bir veriyorsun ki canimi birden isliyorsun harika ötesi birseysin vallah süpersinnnn süperrrrrrrrrrrrrrrrr
Negüzel söylerdi buşarkıyı rahmetle anıyoruz sevgili Barış Manço yeri asla dolmayacaklardan.....
Aynen öyle. Allah rahmet eylesin inşallah
Her şarkıyı ilk söyleyen kişinin yorumu, kesinlikle hafızalara işliyor... O sebepten ki ondan iyi yorumlayan belki çıkabiliyor, ama onun yerini tutmuyor. Üstad, diğer yorumlar da olduğu gibi burda da döktürmüş vesselam.
Baris mancoya gelene kadar 50 kisi daha var
@@cincinotoykama2623 he öylemi aydınlandım teşekkür ederim 😂
Aynen nurlarda uyusun hala baba bizi eversene filminde söylüyor Barış abi başka. İseydi
Biz savaşları değil işte boyle güzel günleri özledik ,
Her sabah memleketin başka sorunları ile güne uyanıyoruz nabız düşmüyor, güzel sesiniz şarkılariniz klarnetiniz olmasa nasıl dinlenirdi bu ruhlar emeğinize yüreğinize sağlık, arka planda da çalışan emek veren herkese bu organizasyon için teşekkürler bir dinliyorum tekrar dinliyorum harika ....
Mehmet Erdem bu şarkının yani Gamzendeyim deva bulmam şarkısını tek başına okuyup albümüne eklemeli çok güzel söyledi.
BU NASIL Bİ YORUM İNSANI ALIP GÖTÜRÜYOR BÖYLE BİR PROGRAM BİRDAHA GELMEZ 🧿🧿🧿
Yıktı geçti yıktııı Hüsnü Şenlendirici zaten klarnetiyle bitiriyordu bu şarkıda mahvoldum ama zaten ortam efsane Mehmet Erdemin sesi de nasıl dokundu (ağlamamalıyım)
Uleen Rumlar ve romanlar olmazsa şu güzelim turk sanat müziği ile bi türlü tanışamıycaz iyiki varsınız ve kardeşim
Anadolu nün güzelliği işte bu çeşitlilik. Bestekar ermeni söyleyen roman çalan roman dinleyen herkes.
BİZE BÖYLE BİR MÜZİK ZİYAFETİ YAŞATTIĞINIZ İÇİN HEPİNİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM
Nediyeyim bu kadar keyif aldığım bir program hatırlamıyorum ağzıniza yüreğinize sağlık iyiki varsiniz
Çok özlemişiz böyle programları kalbimin tam ortasına işledi... Gamzedeyim deva bulmam
Heyy gidi ömür hey gidi gençlik avuclarimiz arasında kayıp ziyan oldu..20 yıl oldu halla içimde bir yerde sancısı varr...
Geçmez arkadaş boşuna uğraşma hala yakıyor
@@nurtenayyildiz9386 herşeyin hayırlısıni dileyip onu ben allaha emanet ettim..
Allaha emanet ettik varol kral
Bence bu programın en iyi canlı performansı budur. Hem müzikal hem şarkının derinliğini hissettirebilmek adına en iyisi budur
0pp009₺
😮
İ99😅😅😅xun4 😅😅9😅
Ü99öşş$😅çiğ ç
Zzzzzz
😅I0990 iü0çilğüiiçü😮
Bunca zaman nasıl mahrum kalmışım bu kadar güzel bir şarkıdan. Bu ne kadar güzel bir şarkıdır. Yeni nesile üzülüyorum valla çok kalitesiz şarkılar dinliyorlar. Şu şarkının güzelliğine bakar mısınız 😍😍
Sayin Can Rabbim bu muhtesem ses ve yoruma zeval getirmesin.Hep var olun bu Milletle olun insallah
Mehmet Beyin ağzına sağlık süper sibel hanımda herkes süper.....
Hüsnü Şenlendirici gerçekten çok büyük usta. Aynı parçayı Serkan çağrı dan dinledim Hüsnü Şenlendirici den dinleyince insan kitleniyor.👏👏🔥
Sibel can soylerken sus be mehmet erdem susda dinleyelim su zarif sesle su guzel sarkiyi ya.. tuh
Keşke Sibel Can tüm şarkıyı söyleseydi
O giriş ne öyle kurban olduğum Sibel ablam 🌹
Tüm şarkıların bir hikayesi vardır. Şarkılar, kendisini severek dinleyen her gönülde gizli kalmış bir aşk hikayesini çağrıştırır.
Gamzedeyim Deva Bulmam şarkısı da bu tür şarkılardan biridir.
Hikayenin kahramanı Kemani Tatyos Efendidir. 1858 yılında İstanbul’da doğmuş Türk musikisine bestekar, güftekar olarak 50 ye yakın eser bırakmış, ömrü yokluk içinde geçen öldüğünde kilise defterine ‘Tatyos, 1913 Çalgıcı’ olarak kaydı yapılan bir keman virtiözü…
Tatyos pek konuşkan biri değilmiş. Onun ne düşündüğünü neler hissettiğini okuyabilen anlayabilen birkaç arkadaşı, dostu varmış. Koltuğunun altında kemanı, tütünden sararmış bıyıkları, çökmüş avurtları, uykusuzluk ve aşırı içkiden kan çanağına dönmüş göz çukurları ile hayatın yükünü omuzlarında taşıyan, çocukluğundan beri dilini gönlüne hapseden ruhuyla ancak kemanıyla anlatacaklarını anlatan, önceleri düğünlerden kıt kanaat geçimini temin eden daha sonra Galata’daki Pirinççi gazinosundaki hayatı ve yaptığı besteler, semailer, peşrevlerle tanınmış ve İstanbul’un dört bir yanında düzenlenen fasıl heyetlerinde Tatyos Efendinin eserleri çalınır olmuş.
Tatyos Efendinin en yakın iki dostu yazar, gazeteci, besteci Ahmet Rasim Bey ve gazinodan arkadaşı kemençeci Vasili’dir. Bir akşam Beyoğlu’ında Ahmet Rasim, Vasili ve Tatyos Efendi ‘Ehl-i aşkın neşvegah-ı kuşe-i meyhanedir. İle başlattıkları musiki meşki ‘Bilsen ne bela geçti şu biçare serimden’ semaisiyle devam etmiş Tatyos Efendi gece boyunca kemanı elinden hiç bırakmamış. ‘Mani oluyor halimi takrire hicabım’ gibi içli şarkıları peşpeşe döktürmüş.
Gece nihayete ererken meyhanede birkaç müşteri ve sandalyeleri toplayıp yerleri süpüren birkaç çocuktan başka kimse kalmamışken Vasili ve Ahmet Rasim Bey’de tam gitmeye hazırlanırken Tatyos Efendi kemana uzanmış sanki saatlerdir içen ve çalan o değilmiş gibi kemanı omuzuna yerleştirip, hafifçe başını kemana eğerek, dudaklarında acı bir tebessümle o ana kadar duyulmamış o uşşak şarkıya giriş yapıyor;
Gam-zedeyim deva bulmam/Garibim bir yuva kurmam/Kaderimdir hep çektiren/İnlerim hiç reha bulmam.
Elem beni terketmiyor/Hiç de fasıla vermiyor/Nihayetsiz bu takibe/Doğrusu takat yetmiyor.
Ehl-i dilin yoktur kadri/Uğraşma gel Tatyos gayri/Eserin çok kıymetin yok/Git talihine küs bari.
Tatyos kemanı omuzundan indirdiğinde hiç kimsenin tek bir kelime edecek hali yoktur. Vasili hıçkıra hıçkıra ağlıyor meyhane de kalanlar da göz yaşlarını birbirlerine sezdirmeden silmeye çalışıyorlar. Birkaç hafta içinde İstanbul’da bu şarkıyı ezberlemeyen ne hanende ne sazende kalıyor.
Tatyos’un naaşı Kadıköy’de bir kilisenin ayin salonuna getirildiğinde, iki elin parmaklarını geçmeyen kalabalığa ibretle bakan Ahmet Rasim, daha dün Galata’da Beyoğlu’nda onu dinlemek için yüzlerce kişinin akın ettiği salonları düşününce, insanların vefasızlığına hayıflanıyor.
Cenazesinde üç bacısı, dul eşi, Ahmet Rasim, kendisiyle yıllardır çalıştığı iki sazende ve kilisenin uzak köşesinde ağlayan bir kadından ibaret küçük bir topluluk uğurluyor son yolculuğuna Tatyos’u…
Bu şarkının hikayesini Ahmet Rasim’e vefatından hemen önce Vasili hasta halinde anlatıyor:
-Tatyos’un Ortaköy’de bir çocukluk aşkı varmış. Kendi cemaatinden olan kızın ailesi aniden Erivan’a göçünce kavuşamamışlar. Tatyos’da sonradan şimdiki eşiyle evlendirilmiş. Beraber içtikleri o gece kızın İstanbul’a döndüğünü ve otuz yıldır evlenmeyip kendisini beklediğini öğrenmiş Tatyos.
Ahmet Rasim Bey Tatyos’un kilisede yapılan cenaze töreninin sonunda oturduğu yerden kalkarken kilise sırasına bırakılmış bir zarfı farkediyor. Zarfın üzerinde ‘Tatyos ile birlikte defnedilecektir’ yazmaktadır.
Zarfı otuz yıl önceki çocukluk aşkı olan kadın Ahmet Rasim Bey’e fark ettirmeden onun yanındaki sıraya koymuştur. Ahmet Rasim zarfı alıp usulca ceketinin cebine koyar. Zarfın kendi yanına konulmasının bir tesadüf olamayacağını düşünüp ve zarfın içindekileri okumanın belki de Tatyos’a karşı ifa edilecek son görev olacağına kanaat getirerek yalnız Ahmet Rasim Bey tarafından görülen ve yarım saat sonra Tatyos’un naaşı ile birlikte toprağa verilen zarfın içinde ki kağıt da şu dizeler yazılıdır:
Gam-zedesin devan benim/Garip kuşsun yuvan benim/Çektiğimiz yeter gayri/Kaderimsin inan benim
Takat yetişmez eleme/Bülbül imrenir çileme/Bizim şu kara sevdamız/Kalsın öteki aleme/
Elbet kadrini bilirim/İste canımı veririm/Küsme talihine Tatyos/Çok durmam ben de gelirim.
Ahhhhh bülbül bülbül bu kadın..çalışmanın azmin ve gelişimin kaniti
Allah'ım Hüsnü Şenlendirici sen nasil bir adamsın ya sesin çok güzel
Sesine kurban Hüsnü şenlendirici ❤️
Bu şarkıyı her duyduğumda klarneti acaba hüsnü şenlendirici çalsa nasıl olur diye düşünürdüm çok güzel olmuş
Bu şarkı tüm kıymeti bilinmeyen lere,ne yaparsa yapsın kimseye yaranayamayan la ara gelsin...
Enfes beste. Her defasında etkileniyorum. Ama buradaki kadar mükemmel çalan bir orkestra olamaz
Mehmet Erdem bir doku bırakmış şarkının içinde Hüsnü Şenlendirici klarnetiyle şov yapmış Sibel Can yürek soğutmuş , ee daha ne olsun...
Her akşamda dinlenirmisiniz her akşam dinliyoruz sarkılar bizi söyler ❤
Çağrı Çelik diye bir klarnetçi müzisyen arkadaş var bu muhteşem eseri bir de ondan dinleyin 😢 Çok etkileyiciydi
O kadar güzel ki 100 kere izledim 1000 kere izlesem yine bikmam çok güzel bir sarki
Her hafta ayrı bir güzellik yaşıyoruz 🙏🙏🙏emeği geçen herkese çok teşekkürler 👏👏👏👏❤🙏🙋♀️
Aslan yeleli adam ruhun şad olsun 😔❤️
Yalnız bu mehmet beyin sesi nde içe işleyen bir frekans var sevgiler
Mükemmel bir eser... Nur içinde yat barış Manço allah rahmet eylesin 🙏
hakikaten guzel bir heykel
Eser Tatyos efendinin yalnız😊
baris manconun degilki sarki
Barış manço seslendirmiş ama tatyos efendinin eser..
aynen baris abiyi anmamak ayip olur
bu guzel parcayı bize armagan eden müzisyen Tatyos Efendiye
saygıyla anıyoruz
Sibel Canda hakkını vermiş harbinden ne güçlü sesi var kadının
Bu parçaları yürekten dinleyen insanların bu hayatta mutlu olma şansı yoktur
Çok güzel yorumlamış siniz ağzınıza yüreğinize sağlık mükemmel program
Mehmet Erdem söylesin ben içeyim.... yok böyle bir yorum..
Herkesin sesi yorumu ayrı güzellik ama Hüsnü şenlendirici herkesle ayrı bir güzellik... Klaneti ağlattığın gibi bizide ağlatıyrsun...
Sibel can bu nasil bir ses .ne söylese yakışır mı bi insana masallah....
Balgam reyiz hic girmeseydi sibelcan yillarin efsane sesi hic bozulmadan devam ederdi
Muhtesem kaliteli bir yapım olmuş resmen müziğin ve sanatçıların kalitesinden nefesimiz kesildi❤❤❤ne kadar alışlasak azdır size
Elem beni terketmiyor hicde fasila vermiyor nihayetsiz bu derde doğrusu ömür yetmiyor...
Sibel Can gamzedeyim
Her gün dinliyorum yaaa. Muhteşem❤❤❤
Lütfen şu programda söylediğiniz tüm şarkıları bi albümde toplayın lütfen🙏🙏
Sibel cannnnnn o nasıl bir şarkıya giriş şarkıların var olan sesi resmen 👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏
MÜGE ANLI DİNLEYİN DEDİ BENDE GELDİM ÇOKTA SEVDİM👍🥰
ŞARKININ HİKAYESİ:
Tatyos Efendi bu eserin sözlerini yazdıktan 1 ay sonra vefat eder, dediği gibi yuva kuramadan göçüp gider bu diyardan, ince hastalığa yakalanır, aşık olur ve sonun başlangıcı olan hikayesi böyle başlar. Tatyos Efendi gün geçtikçe içine kapanır, meyhanelerde onun bestesi çalarken o yalnız başına susmayı tercih etmektedir. Dönemin meşhur yazarı aynı zamanda yakın dostu Ahmet Rasim meraklanır, halinin iyi olmadığı haberini alır, yanına gider derdiğini öğrenmeye çalışır. Tatyos Efendi anlatmaz derdini fakat bestesinden bellidir, bir ahuya tutulmuştur. Dili çözülür Tatyos Efendi’nin şöyle der ; ‘Bir dilberin gamına düştüm, gamzesine düştüm, tek gerçek onun gamzesidir, kan çanağı gibidir, gören gördüm diye ölür, görmeyen pişmanlıktan ölür.’ (Buraya bir not düşmek isterim Tatyos Efendi şarkıda gamzedeyim derken derbeder, sürekli sıkıntı yaşayan anlamında kullanmıştır kelimeyi, bizim aklımıza yanakta oluşan çukur anlamındaki gamze gelse de.)
Ahmet Rasim Efendi bakıyor dostu körkütük aşık; ’Gidelim konuşalım, sanatkar adamsın bestelerin dillerde, hele ki bu son şarkının kendisine yazıldığını duysa o da seni sever belki, evlenirsiniz mesut olursunuz.' diyerek dostunu cesaretlendirmeye çalışır fakat Tatyos Efendi uzaktan sevmenin, platonik aşkın, karşılıksız sevmenin cazibesine kapılmıştır. Tatyos Efendi; ’Benim gibi çulsuz, yalnız, unutulmuş bir bestekarı kim sevsin, bugüne kadar kim sevdi.’ diye dertlenirken meyhaneye dönemin külhanbeylerinden Arap Abdullah gelir, rica eder gamzedeyim şarkısını Tatyos Efendinin ağzından duymak ister, okur meyhanedekiler kendilerinden geçer, Ahmet Rasim Efendi ortak dostlarının derdini Arap Abdullah’la paylaşır.
Tatyos Efendi şöyle anlatır durumunu; Kim olduğunu bilmiyorum ama evini biliyorum diyor her gece eve giderken görüyorum onu o da beni görüyor. Bu sözlerden sonra Arap Abdullah şaşkın bir şekilde karşılık veriyor; Orada kimse oturmaz, oranın ışıkları yanmaz, yıllar önce Madam Bella diye birisi orada bir meyhane işletirdi şimdi yok öldü, gitti der. Tatyos Efendi inanmaz söylenenlere; ’Gidelim bakalım, sizde göreceksiniz orada biri var, her gece beni bekliyor bende ona tutuldum’. Bu sözlerin üzerine gidip bakarlar, Tatyos Efendi bakın orada işte görmüyor musunuz der fakat yanındaki ne Ahmet Rasim Efendi ne de Arap Abdullah kimseyi göremez. Aslında bir hayale aşık olmuştur Tatyos Efendi, konuyla alakalı farklı rivayetlerde vardır, inanılması güç, önümüzdeki günlerde kağıda dökeriz onları da, fakat gerçek olan Tatyos Efendinin yaşadıklarıdır, hissettikleri ve kağıda döktükleridir. Bazı duyguları hissederek yaşarsanız karşınızda ki bir hayal bile olsa, gerçek bile olmasa, siz onu gerçek bir hale getirebilirsiniz ve yüzlerce sene yaşatabilirsiniz. Herkesin hikayesi kendi yüreğinde başlar, kendi yüreğinde biter…
Ahmet Rasim Efendi eseri şöyle özetlemiştir; Gamzedeyim şarkısı Tatyos’un ömrünün hasılasıdır, yani neticesidir. ”Koca bir ömrü bir şarkıya sığdırmak…
Taaaa iliklerimize işleyen sözler ve müzik!!
Bilgilendirme için teşekkürler 👍🏼
@@Armabatu gelmemesi daha iyi knk :D çünkü gamzedeyim derken gamdan zarar gören kişi anlamı var. depremzede kelimesi gibi düşün... gamzedeyim devaaa bulmam...
@@Armabatu aah bee gece gece dertlenmeden uyku yok yine hchdbssk
Tatyos baba her akşam dibine vurduğu için kendi kurduğu hayale aşık olmuş. O akşamda çok kaçırmış belli ki
sıbel can programızın cok sahane
vallahi günde on kere dinliyorum mehmet erdem herşey gönlünce olsun ne diyim başka
Mehmet Erdem ile @SibelCan ımızın düeti harika olmuş
Sibel Can müthiş dalıyor şarkiyaaa
Orkestra on numara
Öyle bi program ki hangisi daha iyi karar veremiyirum
Mehmet Erdem,bu kadar mı yakışır bu yoruma......🧿🤌🙆
Muhteşem otesi bir birinden guzel insanlar alaninda hepsi bir birinden degerli sanatcilar topluluğu bu sarki ancak bu kadar guzelyorumlanir.
Allahhhhh...... dağıldım bir an 🙏👍
Sibelcan farkı resmen 👏👏👏
Her hafta ayrı bir güzellik yaşıyoruz 🙏 emeği geçen herkese çok tesekkurler 👏👏👏👏❤❤🙋♀️
Neguzel yuvarlak masa off.içicen o masada guzellerle mest olucaksin miss 😄❤️
Mehmet Erdem adamsın iki melek sağında solunda
Mehmet bey bu şarkıyı pes sesin yemeyeceğini çabuk anladı Allahtan😊
Hahaha evet
Şarkı bu kadar katl edilir!!
Deduplümandaki çocukta bu şarkıda harika çalmış klarneti
Aynen.
Defalarca izleyip dinleyip huzur buluyorum
Canlı her adamın harcınmi çıkamıyor herkes
Mükemmel 🔥 ama HAKAN ALTUN nasıl dahil olmaz bu düete 🤔
Hiç bitmesin devam üstad lar sevdik Sibel hüsnü Hakan daha ne olsun...
Harika yorum teşekkür ediyorum 😢
Tebrikler,teşekkürler herkese. Çok iyisiniz. Başarılar. Ufuk Yıldırım a da saygılar. Hiç değişmemiş.
Koray Avcı - Gönül Yarasını dinlemediysen dinlemeni tavsiye ederim , bence en iyisi oydu
Sibel can bir baska 💯💯
هالله هالله 👏👏
Bu programa Tarkan’ı davet edin lütfen ....
cok guzel 3cu bıratad sahane bır pırogram
Maşallah agziniza saglik
Bir şarkı bu kadarmı kefli bir o kadarda içini sızlatır insanın..
Hikayenin kahramanı Kemani Tatyos Efendidir. 1858 yılında İstanbul’da doğmuş Türk musikisine bestekar, güftekar olarak 50 ye yakın eser bırakmış, ömrü yokluk içinde geçen öldüğünde kilise defterine ‘Tatyos, 1913 Çalgıcı’ olarak kaydı yapılan bir keman virtiözü Tatyos pek konuşkan biri değilmiş. Onun ne düşündüğünü neler hissettiğini okuyabilen anlayabilen birkaç arkadaşı, dostu varmış. Koltuğunun altında kemanı, tütünden sararmış bıyıkları, çökmüş avurtları, uykusuzluk ve aşırı içkiden kan çanağına dönmüş göz çukurları ile hayatın yükünü omuzlarında taşıyan, çocukluğundan beri dilini gönlüne hapseden ruhuyla ancak kemanıyla anlatacaklarını anlatan, önceleri düğünlerden kıt kanaat geçimini temin eden daha sonra Galata’daki Pirinççi gazinosundaki hayatı ve yaptığı besteler, semâiler, peşrevlerle tanınmış ve İstanbul’un dört bir yanında düzenlenen fasıl heyetlerinde Tatyos Efendinin eserleri çalınır olmuş. Tatyos Efendinin en yakın iki dostu yazar, gazeteci, besteci Ahmet Rasim Bey ve gazinodan arkadaşı kemençeci Vasili’dir. Bir akşam Beyoğlu’nda Ahmet Rasim, Vasili ve Tatyos Efendi ‘Ehl-i aşkın neşvegâh-ı kûşe-i meyhânedir' İle başlattıkları musiki meşki ‘Bilsen ne bela geçti şu biçare serimden’ semaisiyle devam etmiş Tatyos Efendi gece boyunca kemanı elinden hiç bırakmamış. ‘Mânî oluyor hâlimi takrîre hicâbım’ gibi içli şarkıları peşpeşe döktürmüş. Gece nihayete ererken meyhanede birkaç müşteri ve sandalyeleri toplayıp yerleri süpüren birkaç çocuktan başka kimse kalmamışken Vasili ve Ahmet Rasim Bey de tam gitmeye hazırlanırken Tatyos Efendi kemana uzanmış sanki saatlerdir içen ve çalan o değilmiş gibi kemanı omuzuna yerleştirip, hafifçe başını kemana eğerek, dudaklarında acı bir tebessümle o ana kadar duyulmamış o uşşak şarkıya giriş yapıyor; Gamzedeyim deva bulmam Garibim bir yuva kurmam Kaderimdir hep çektiren İnlerim hiç reha bulmam. Elem beni terketmiyor Hiç de fasıla vermiyor Nihayetsiz bu takibe Doğrusu ta'kât yetmiyor. Ehl-i dilin yoktur kadri Uğraşma gel Tatyos gayri Eserin çok kıymetin yok Git talihine küs bari. Tatyos kemanı omuzundan indirdiğinde hiç kimsenin tek bir kelime edecek hali yoktur. Vasili hıçkıra hıçkıra ağlıyor meyhane de kalanlar da göz yaşlarını birbirlerine sezdirmeden silmeye çalışıyorlar. Birkaç hafta içinde İstanbul’da bu şarkıyı ezberlemeyen ne hânende ne sâzende kalıyor. Tatyos’un naaşı Kadıköy’de bir kilisenin ayin salonuna getirildiğinde, iki elin parmaklarını geçmeyen kalabalığa ibretle bakan Ahmet Rasim, daha dün Galata’da Beyoğlu’nda onu dinlemek için yüzlerce kişinin akın ettiği salonları düşününce, insanların vefasızlığına hayıflanıyor. Cenazesinde üç bacısı, dul eşi, Ahmet Rasim, kendisiyle yıllardır çalıştığı iki sazende ve kilisenin uzak köşesinde ağlayan bir kadından ibaret küçük bir topluluk uğurluyor son yolculuğuna Tatyos’u Bu şarkının hikayesini Ahmet Rasim’e vefatından hemen önce Vasili hasta halinde anlatıyor: -Tatyos’un Ortaköy’de bir çocukluk aşkı varmış. Kendi cemaatinden olan kızın ailesi aniden Erivan’a göçünce kavuşamamışlar. Tatyos’da sonradan şimdiki eşiyle evlendirilmiş. Beraber içtikleri o gece kızın İstanbul’a döndüğünü ve otuz yıldır evlenmeyip kendisini beklediğini öğrenmiş Tatyos. Ahmet Rasim Bey Tatyos’un kilisede yapılan cenaze töreninin sonunda oturduğu yerden kalkarken kilise sırasına bırakılmış bir zarfı farkediyor. Zarfın üzerinde ‘Tatyos ile birlikte defnedilecektir’ yazmaktadır. Zarfı otuz yıl önceki çocukluk aşkı olan kadın Ahmet Rasim Bey’e fark ettirmeden onun yanındaki sıraya koymuştur. Ahmet Rasim zarfı alıp usulca ceketinin cebine koyar. Zarfın kendi yanına konulmasının bir tesadüf olamayacağını düşünüp ve zarfın içindekileri okumanın belki de Tatyos’a karşı ifâ edilecek son görev olacağına kanaat getirerek yalnız Ahmet Rasim Bey tarafından görülen ve yarım saat sonra Tatyos’un naaşı ile birlikte toprağa verilen zarfın içinde ki kağıt da şu dizeler yazılıdır: Gamzedesin devân benim Garip kuşsun yuvan benim Çektiğimiz yeter gayri Kaderimsin inan benim Ta'kât yetişmez eleme Bülbül imrenir çileme Bizim şu kara sevdamız Kalsın öteki aleme Elbet kadrini bilirim İste canımı veririm Küsme talihine Tatyos Çok durmam ben de gelirim. Her şeyin kolayca elde edilip kolayca tüketildiği, herkesin birbirine ‘Aşkım’ diye hitap ettiği şu modern çağda, barkodlarından okutulacak bir şey değildir aşk.
Ud klarnet keman muhteşemmm 👏👏
Keşke sesin gibi karekterin de güzel olsayd sblcan 🍂
Sibel başka ya ne kadar pozitif Allah bozmasın ,,,,,,,,,,amin
Beni yerden yere vuran duvardan duvara carpan bir beste bayilirim
01:18
Mehmet Erdem
Biz Senden Razıyız ...
Böyle güzel sanatcılardan böyle efsaneler dogar herkes işini yapacak agzını emeginize saglık öyle bir nesilizki sizleri dinliyoruz
Makamında çalınmış muazzam❤️
Harika yorumlar muhtesem
Mehmet Erdem maşallah neydi öyle nasil indi oralara bu kadarını beklemiyordum
Hayatımda hiç enstrüman çalmadığım için çok pişmanım. Saz ve klarnete ayrı bi zaafım var.
Ahh bende keşke…
Mükemmel 👏👏👏👏
Sibel can efsane ses
Sesine sağlık mehmet abi
Harikasınız muhteşem
Ne zaman başlayacak özledim sizi özledim programınızı😍
Bu şarkıda Dedübluman ve Çağrı Çelik'in üstüne tanımam..Net.