Videonun başlığını okuyunca o kadar sevindim ki, sizden gündem hakkında olmayan sıradan felsefe videoları görmeyeli uzun zaman oldu devamı da gelir umarım
Video ilişkin kısa notum; Zaman Teorileri Dinamik Zaman Terosi 1. Zamanın A terorisi Geçmiş- şimdi-gelecek Zaman akar, nesneldir Önermelirim doğruluk değeri değişir Ahmet 20 yaşındadır. Statik Zaman Teorileri 1. Zamanın B teorisi Önce -aynı zamanda-sonra Zamanın yönü var, zaman akmaz sadece insanın zihninde akar. Olayları birine göre referans alınır. Önermelirim doğruluk değeri değişmez. Benim ölümüm benim doğumundan sonradır. 2. Zamanın C teorisi Zamanın yönü yok, zaman akmaz insan zihninde vardır. A olayıcı B ve C nin arasında olmuştur. Önermelerin doğruluk değeri değişmez. Zamanın ontolojisi görüşleri Blok evren( zamanın ontololojisi) Statik zaman teoroilerini benimseyenler blok evren anlayışını benimsemek zorunda. Dinamik evren terosoni benimseyenlerin zamanın ontolojisi görüşleri A. Şimdicilik görüşü Sadede şimdi gerçekleşen olaylar var. Doğumum ve ölümüm yok. B. Büyüyen blok evren görüşü Geçmiş ve şimdi vardır ancak gelecek yok. Geçmiş deki olaylar duruyor. C. Yürüyen spot ışık görüşü Geçmiş, şimdi ve gelecek bütün olaylar var. Nesnel Şimdi var. D. Er... şimdicilik görüşü Sadece şimdi somut olarak var. Geçmiş gelecek soyut olarak var. Nedenselliğe girilemez. Özel ve genel görelilik kuramına göre mutlak şimdi yok. Konumunuza göre şimdiler farklı olabilir,Benim şimdim senin geçmişinde olabilir. Zamanın A teorisiyle çelişir. Özel görelilik teorisi zamanın b teorosi ve blok evrenin doğru olduğunu gösterme yönünde.
Üstad, size ilk kez rastledım. Bu konuları böyle yudum yudum anlatışınızı çok beğendim. “Bir sonraki videoda” dediğiniz konuları da anlatışınızı bekleyeceğim. Teşekkürler.
Çok ilginç, zamanla özdeşleştirdiğimiz saat, dakika gibi kavramlar da belirli bir mekaniğin hareketini referans alıyor. Dikkatimi çeken konu zamanı bu şekilde referansla algılamak hız anlayışına nasıl etki eder? (Videobaşlığı göz kırpıyor) Video için teşekkerler, benim için çok iyi bir başlangıç oldu :)
Ben zaman felsefesini, sözlerini Ali Tekintürenin yazdığı Müslüm babanın seslendirdiği “haberimiz yok” şarkısından öğrendim. Hayalle yaşarken gerçek dünyada Zamanı içmişiz haberimiz yok Ömürle yüzyüze geldik aynada Harcanıp gitmişiz haberimiz yok…
ALLAH ile bilmemek yan yana gelmez mümkün değil...blok evren candır .....hangi pencereden baktığına bağlı enis doku nun yarin ne yapacağını biliyor olmam onun kararlarına müdahale ediyorum demek değildir.o özgürdür istediği şekilde karar verir. ama karar verirken fatiha da okuduğumuz gibi bizi doğru yoldan ayırma minvalinde her davranışı düşünerek dikkat ederek nefse yenik düşmeden yapmak gerekir. o yüzden insan olmak zordur amene resulü de okuduğumuz gibi unutursak bizi bağışla diye gün sonunda af dilemeliyiz. ne mutlu insan olma çabası içinde olanlara .
Fikirlerim çok benzemiyor Enis ile ama gerçekten tartışmasını bilen olaylara çok yönlü bakmasını bilen ve bunu anlatırken fikirleri ile olayları suistimal etmeyen bir kişi.
Zaman Newton'un tarif ettiği ve bizim de doğal olarak algıladığımız gibidir. Zamanın ne olduğunu, kalan kontörleriniz tükenince size anlatırlar. Bu kadar basit bir konu üzerinde fanteziler üretmeye gerek yoktur. Aynştayn, evet, milyonlarca insan birbirini boğazlarken bir grup seçkin arkadaşıyla masa üstünde fizik fantezileriyle hayatını geçirmiş ve eğlenmiş olabilir, ama o zaman gerçek fizikçiler-kimyacılar ABD ve Alman sanayiini geliştirmekle meşgullerdi ve kalanları fantezi yapabilirdi. Bugün suya, buğdaya, oksijene ihtiyacımız var, eğitimli kişilerin "zaman nedir" veya "kuantum sıçrama" zırvalıkları yerine gerçek sorunlarla ilgilenmesi gerekir, aksi taktirde onları da ithal edeceksiniz.
İyi günler Enis bey. Nedense hep hareket olmadan zamandan bahsedemiyeceğimizi düşünüyorum. Zaman hareketle başladığından hareketin yönü zamanın yönü olduğu algısını oluşturuyor gibime geliyor. ALLAH bize doğruya bundan daha yakın doğruya ulaştırsın İNŞALLAH
Hem hareket hem değişim zamanın ölçüsüdür. Bu ikisinin olmadığı yerde zamanın geçtiğini anlamayız. Değişimi en temelde Entropi ile ifade edebiliriz, düzensizliğin sürekli artması olaral, yani herşey bir öncesine göre daha düzensizdir bu farkı biz zaman olarak tanımlıyoruz. Yaşlanma olarak düşünülebilir. İşte Cennette sadece entropi adlı kanun askıya alınsa tamamdır, hareket vardır dolayısıyla hareketi önce ve sonra diye tanımlarız yine yani bir zaman kavramı vardır ama entropi olmadığından düzensizlik dolayısıyla yaşlanma olmayacak.
Peki durum sektörünün çöküşü olgusuyla nasıl başa çıkıyorsunuz hocam? Zamanın nasıl düşünüldüğü birşeyi değiştirmez. Bu durumların her üçünde de zamansal alanı aşan bir nedensellik, bilimsel olarak anlaşılamaz.
Zaman akıp gider durulmadan Ne sual ne cevap bulunmadan Biz onun içinde yitip kahroluruz Bize yaşamak yok yorulmadan Bize yaşamak yok yorulmadan Bilirim hayatın güzelliğini Bilirim sevenin ne çektiğini Dertler bizim için, sevmek bizim için İşte gelde yaşa kahrolmadan Kimi aşktan yorgun, kimide hayattan Kimi feryat ediyor aşksız yaşamaktan Ben ömür yolunu koşarak geçerken Gönlümde hâl kalmadı seni aramaktan Gönül yorgun düştü seni aramaktan Gönlüm yorgun düştü seni aramaktan Ümit bekleyişdir hasret aramak Sevmek bulanık bir denize dalmak Kader tüm hayatın olaylar zinciri En büyük gerçekse olup olmamak En büyük gerçekse olup olmamak Aşkınla anladım varolduğumu Sen öğrettin benim ben olduğumu Sevmek bizim için, dertler bizim için Herkes duysun sana kul olduğumu Kimi aşktan yorgun kimide hayattan Kimi feryat ediyor aşksız yaşamaktan Ben ömür yolunu koşarak geçerken Gönlümde hâl kalmadı seni aramaktan Gönlüm yorgun düştü seni aramaktan Gönül yorgun düştü seni aramaktan Kaynak: Musixmatch Besteciler: Orhan Gencebay Hocam dinleyin bu şarkıyı.
Enis Bey, videonuzu çok dikkatli dinleyip analiz ettim. Sizde videonun sonlarına doğru, blok evren teorisine inandığınızı ve bence videonun en önemli kısmında ikinci yarıda devam edelim diyerek "BLOK EVRENDE ÖZGÜR İRADEDEN BAHSEDEBİLİR MİYİZ?" konusuna giriş yaptınız. Secde suresi 21. ayet bağlamında ikinci videonuzu sabırsızlıkla bekliyor olacağım. Selam ederim.
Ağzınıza sağlık Enis hocam, teşekkürler. Aklıma gelen bir suail sormak isterim: peki ihtimalli zaman önermeleri açısından bakıldığında zaman teorileri ne söyleyebilir. Yani 'geçmişte şu olay olmasaydı şimdi şöyle olurdu' yada 'şimdi şöyle olsaydı gelecekte bu olurdu' şeklindeki cümlelere bakış nasıl olur? Bir de bu ihtimallerde gerçekleşeceklerin Allah'ın ilmindeki durumu nasıl açıklanabilir?
Enis bey merhaba. Evrim teorisini detaylı ve tarafsız bir şekilde anlatan video izlemek istiyorum. Gerek sizin gerekse önerebileceğiniz. Var mı böyle video/lar. Selamlar
Şimdi uzay zaman bükülüyor ve her gezegen kendi çekim alanına girip farklı zaman boyutuna göre döngüsünü gerçekleştiriyor peki asıl soru şu: Yokluktan varlık çıkmaz ve sonsuzluktan da buraya varlık gelemez bu bilimsel olarak imkansız o halde madde sonlu bir olgu peki zaman sonsuza dek bölünebilir, ölçülebilir mi? Yani "an" dediğimiz saniyenin katrilyonda biri kısacık değişimler farkedilebilir mi? Demek ki zaman da sonlu, madde ve zaman birbirinden bağımsız değil o halde maddenin önü olan gelecek veya kısacık anlar, değişimler nasıl meydana gelmektedir? Şöyle düşünün karşımızdaki bir denize, ovaya veya dağa bakıyoruz ve şimdiki zamanı yaşamaktayız. Geçmiş zaten bitti ve geleceğe henüz gelmedik. Maddenin ardı yok, sonlu... O halde madde nasıl oluşursa oluşsun, madde şuan için var, canlılık şuan için var peki gelecek nasıl oluşuyor? Dünyanın dönmesini, gece ve gündüzlerin oluşmasından bahsetmiyorum. Maddeyi bir sonraki "an"da oluşturan, devam ettiren nedir? Karşımızda gördüğümüz dağ, ova, deniz 1 saniye sonra var mı? 10 saniye sonra, 1 dk sonra var mı? Henüz var değil peki nasıl oluyor? Madde nasıl devam ediyor? Çünkü önümüz yok, gelecek yok, 1 saniye sonramız yok... Deha matematikçi Prof Dr Ali Nesin diyor ki retinaya saniyede 86 bin foton düşüyor yani fotoğraf şeritlerinin hızlı oynatılması sonucu bir filmin slayt ya da video şeklinde aktarılması olayı... Bizler normalde fotoğraf kareleri görüyoruz ama bu o kadar hızlı ki ölçülemiyor ve anlık olan bu değişiklikleri algılamayıp bir video gibi hareket ediyoruz. Ali Nesin; belki de zaman işte bu anlık, anlık, anlık yeniden varolan oluşumlardır bu da felsefe veya inanç konusudur diyor... Zaman konusu hala çözülmüş bir mesele değildir...
Zaman sınırlı varlıklar için vardır. Çünkü sınırlı varlıklar için bir var olma noktası vardır. Zaman ile sınırlandırılamayacak tek varlık gerçeğin ta kendisi olan Allahtır çünkü başlangıcı yoktur ve sınırlandırılamaz bu yüzden zamanın içinde sınırlandırılamaz ancak kudreti ve kuvveti ile zamana zamanın içine müdahele edebilir.
uzay zamanda bir çok olasılığa baktım 20 sene sonrasındaki Enis Dokuyla ilgili çok şey gördüm ama söyleyemem. Söyleyebileceğim tek şey var o da Enis Doka kel saçları yok maalesef....
Hocam uzun zamandır aklıma takılan bir mesele var zamanın b teorisi ile kelam argimayı ulaşabilir mi bı de zamanın b teorisi çerçevesinde tanrının evreni yoktan yaratması mümkün mü
saygılar hocam. benim için söylemesi kolay ama yapması zor olduğunu biliyorum ama sizden daha çok video bekliyoruz. bilgiye aç bir gençlik var aslında. elinize sağlık hocam saygılar.
Hocam İslami düşüncedeki zaman düşüncesinden hiç bahsetmediniz.Bazı hocalardan duyduğumuz kadarıyla zaman devirseldir.Yani düz bir çizgi halinde değil de tarih tekerrürü şeklinde bir daire çiziliyor.Bunu felsefi jargonla anlatamadım umsrım anlamışsınızdır.
Hiç bir sayıyı göremezsin, duyamazsın, hissedemezsin. Örneğin, üç tane kalem görebilirsin. Üç tane insan görebilirsin. Ama üçün kendisini göremezsin. Üçün yazılı sembolünü (3) görebilirsin. Ama bu üçün kendisi değil, sadece üçü ifade etmek için kullanılan bir işaret. Bu yüzden akla "acaba sayıları kendimizden mi uydurduk" sorusu geliyor. Sayıları kullanmak tabii ki faydalı. Ama bu sayıların uydurma olmayacağı anlamına gelmez
Zaman bir tanımlamadır.Var olmadan önceki durumdan, var olma durumuna çıkmak ve bundan sonrası için ise hala daha bir an önceki duruma göre var oluyor olmak çünkü bir adım sonrasında yok olabilirsin buda yok olmadan önceki var olman ile yok olman arasında tanımsal olarak ne kadar var olduğundur yani ne kadar yok olmadığındır. Bir varlığın başlangıcı varsa zaman onun için var olmadan önce var olma ve hala var oluyor olma şeklinde üç aşamadadır. Bu kural sadece Yaratıcı için geçerli değildir çünkü onun var edeni var olma noktası yani sınırı yoktur. Hareket ise ikiye ayrılır var olduğun zaman ki hareket ve yok olduğun zaman ki hareket bu ikisi vardır ancak bu ikisi arasında hareket olmasa dahi zaman var olur ancak tanımsal olarak yani her bir ana 1 değeri vererek çünkü 1 değer önce yok olabilirken 1 değer sonra yok olması 1 değerlik zamanı ortaya çıkaracaktır. Bu ikisi arasında ki hareket ise değişimdir bu ise zamana olan algımızı etkiler ancak zamandan ayrıdır. Değişime göre zaman algımız etkilenir. Ancak ilk hareket ve son hareketin varlığı zamanı madde için başlatır yada sonlandırır. Ancak maddenin yok olması durumunda dahi ilk var oluşundan kaynaklı ne kadardan beridir yok olduğu ile ilgili bir zaman işlemeye devam eder. Yaratıcı gücün dışarıdan müdahale dileği olması, maddeyi zaman kavramının içine sokar ve tanımlama gereği oluşturur çünkü yaratıcı güç ona şimdi değilde sonra yok edebilir. Yani Mutlak var olan Allahın olması ve onun yaratma gücü yani hareket ve hareket keyfiyeti zaman tanımlamasını beraberinde getirir. Bunlar sadece birer düşünce ve fikir doğru budur yada değildirden ziyade sadece akli bir eylem bunuda paylaştım. Mutlak doğru Allahın bildiğidir ve biz ona iman ediyoruz.
C kuramını savunan biri herhangi bir kesin bilgi iddiasında bulunabilir mi ? Bana biraz mutlak şüpheciliği zaruri olarak getiriyor gibi geldi ama çok zihin açıcı ve en ilginci olduğu kesin. Spot ışık teorisine ek olarak nesnel şimdiyi koysak İslam öğretisiyle en uyumlu görüş olur gibi geldi sizin fikriniz nedir hocam ?
insan ruhunun sabit olduğu, tüm eşya ve hadisenin onun ruhunun önünde aktığı fikri hangi gruba girer. Antroposentrik zaman algısı ve Heidegger'den hiç bahsetmedin üstat?
Şunu düşün; Sen var olabilirdin ama olmadın çünkü ezeli değilsin o zaman demek ki var olmadığım bir zaman vardı ama sonra var oldun yaratıcının yaratma keyfiyetine dileğine bağlı olarak oldun demek ki var olmadığın diye bir an vardı ve var olduğun bir an var yani bir irade var müdahale eden ezeli değilsen, başlangıç noktan varsa, var olduktan sonra hareket olmasa dahi var olma anından itibaren hala yok olmadığın her bir an tanımlanmak durumundadır çünkü yok olduğunda yok olmadan önceki var oldun bir an vardı buna x diyelim yok olmadan önceki var olduğun an x olsun ancak bu x den öncede yok olabilirdin ama vardın yani bu x i bir an kıldı öyle ise hareket olmasa dahi zaman olabilir, ancak hareket zaman algımızı etkileyecektir.
Bu arada x i an kılan ezeliyet kavramı varlığın başlangıç noktasının olduğu kavramı ve yaratıcının yaratma keyfiyeti kavramlarıdır x in bir an olduğu bu kavramlar beraber düşünüldüğünde anlaşılır
X in an olarak tanımlanması, ezeli olmamamız, başlangıç noktamızın olması, yaratıcının yaratma eylemini keyfiyetine hikmetine göre yapmasıdır. Bu kavramlar beraber değerlendirildiğinde x an olacaktır. Ezeliyet kavramı ve var olma noktası zamanı an olarak yani x olarak mecburi kılmaktadır.
Sunum için cok teşekkürler. Bazi katkilar 1. Zamanin a teorisinde onermenin dogruluk degerleri degismek zorunda degil. Bizim önermelerimiz cogu zaman çogu terimin pratik kaygilar geregi eksiltildigi terimlerdir. Örnegin "enis doko dogdu" cumlesi bu teoride farkli dogruluk degeri almak zorunda degildir. "Enis doko dogdu" diyen kisi bulundugu ontolojik an, mekan, gorelik iliskileri icinde bu yuklemlemeyi yapiyorum demek istiyordur. Bunu acikca soylememesi pratik sebepler dolayisiyladir. Örnegin o yasadigi an diyorsa aslinda cumlenin orijinali ontolojik bir koordinat sistemi ifadesini ortuk olarak iceriyordur: "a ayinin b gunu c saatinde d saniyesinde (...) z iliskileri icinde m mekaninda (..) enis doko dogdu ve ben bu saydığım koordinattayim. Eğer 10 yil sonra kuruyorsa bu onermenin ön bileseni ayni kalir ve "ve baglaciyla baglanan" art bileseni degisir: "a ayinin b gunu c saatinde d saniyesinde (...) z iliskileri icinde m mekaninda (..) enis doko dogdu ve ben bu saydigim ontik koordinattan 10 yil, p ay, r gun, z saat (..) sonraki bir ontik koordinattayım. Dolayisiyla önermede kullandigimiz şuan, gelecekte ve gecmiste gibi ifadelerimiz onermenin anlamini berraklastirmada gundelik dilde bulunan pratik cevaplardir. Felsefi duzlemde yukarida orneklendirdigim bir icerik ifade eder. Nitekim aristo'nun kategoriler anlayisi, herhangi bir reel onermenin tam önerme olmasi icin, içeriğini olusturan varligin mevcut varlik duzeyinin getirdigi tum kategorilerde yuklemlemeyi icermesi gerekliligine isaret eder. Biz "A B dir" derken hem nitelik hem nicelik hem de diger kategoriler yonunden bu onermeyi tamamlamadigimiz muddetce felesefece tam bir onerme kurmamis oluruz. Bu anlamda tum gundelik onermelerimizin aslinda tam onermeler biciminde oldugu ancak pratik kaygilar geregi bu bicemde ifade edildigini söylersek zamanin a teorisinde bu onermelerin dogruluk degerlerinin degistigini soylemek zorunda kalmayiz. 2. Ibn sina Allah'in gelecegi bilmedigini ya da olaylari bilmedigini soylemiyor. Onun bilgisinin yukaridakine benzer tam yüklemlemeler gibi bir bilgi oldugunu ifade ediyor. Bu anlamda eskilerin de Allah'in zamanda olanlari algilamasini ve zaman kipli onermelerin dogru kiliciligi sorununu, bu bize gore zamansal olgulari Allahin zihinselligi icinde bir cesit ontik var statusune yerlestirerek halletmeye calisiyorlar. (Bkz. Nefsul emr)
Enis Doko 1987de doğdu cümlesini kanıtlamak için blok evren teorisini kabul etmeye ne gerek var zaten şimdicilik teorisinin bunu kanıtlayamaması evrenin blok evren değil sadece şimdiden olustuğunu kabul ettiği için en makul durum hatta aksine Enis Dokonun 1987de dogdugunu kesin kanıtlayacak bir yöntem olsaydı blok evren modelini kabul etmek gerekirdi. Konu cok fazla kelime ve anlam manipülasyonu iceriyor dikkat etmek gerekiyor
Özel goreliliğe gelice zamanın bir mekanda bir şahıs icin yavaş başka mekanda başka şahıs için hızlı akması şahısların bir araya gelip kesiştigi noktada farklı zamanlarda bir arada bulunacağı yani bir blok zamanda birlikte bulunacağı anlamina gelmez ikiside yine sadece şimdide bulunacaklar.
Üçüncüsü inancımıza göre Allah(cc) zaman ve mekandan münezzehtir. Bir tiyatro oyununu video kayıttan izlediginizi ve oyuncuların bu oyunu oynarken bir senaryoya bagli kalmadan dogaclama oynadıgını bildigimizi varsayalım. Bizim videonun başını ortasını sonunu izleyip bilmemiz oyuncuların ne özgür iradeleri olmadığını gösterir nede oyuncuların bulundukları şimdiki zaman dışında bulunabilecekleri anlamına gelir.
Özetle zaman maddenin bir özelliği madde dışı bir kavram değil. Madde ise zahirde görülen sebeplerle değişiyor. Değişim insan algısında eskisi ve yenisini hayalinde ise sonrasını olusturuyor. Zamanın maddeye bağlı gercekliği sadece bir degişim. Madde bir anda sadece tek bir halde bulunacagı için; bu fiziki bir mecburiyet degil fitraten ve dilsel bir mecburiyet çünkü maddenin degiştiği ilk olay evrende "an" olarak isimlendiriyoruz, biz değişime zaman diyoruz. Hatta madde haline gelmemiş atom altı kuantum dünyasında enerji henüz madde olmadığı için zamanında bir elemanı olamıyor malum belirsizlik ilkesinde söylendigindeki gibi iki halde güya aynı zamanda bulunuyor.
Konuyu aciklayici harika bir video olmus, ayni zamanda twitter'daki "Tanri saat kac sorusunu bilebilir mi?" konusuna da aciklik getirmis, agziniza saglik, devamini bekleriz. Soru; biz hep insan zaviyesinden bakiyoruz, hangisi dogru olursa olsun, Allah bu durumdan etkilenmek zorunda mi? Yani A teorisi dogru olsa bile bu durum Allah in gelecegi bilmemesini gerektirir mi? Bu durumda Allah kendi gelecegini de bilmiyor olmaz mi? ve bu durumda Allah in ebedi olma sifatina aykiri degil mi?
A teorisi doğru olsa da Allah hala geleceği bilebilir elbette. Özellikle evren mesela determinist ise Allah zaten her anı ince bir detayla bilir. Bazı açık teistler Allah'ın kendi geleceğini de bilmediğini söyler zaten. Bunu da Allah ancak bu şekilde özgür olur diye savunurlar. Allah kendi geleceğini biliyorsa bu yapacaklarını bağlar özgür olmaz diyorlar. Ben liberteryen olmadığım için bunu kabul etmiyorum. Allah'ın ebedi olma sıfatı zamansal Tanrı'da Allah hep vardı ve hep var olacak anlamında kullanılıyor. Doğrudan bilgi ya da değişimle ilgili değil. Bu konularda daha detaylı bir video çekerim inşallah.
Bu soruma fikir bildirirseniz memnun olurum!!!! İçinde olduğumuz oyunun kuralları nedir? Bir soru vardır ki: Allah, Müslüman olmayanlara ne yapacak? Hristiyan ailede doğan ya da Budist ailede doğan birine ne yapacak? Çünkü pratik hayata bakarsak, insanların çoğu ekmek peşinde koşmaktan başlarını kaldıramıyorlar. Ayrıca, birçok insanın aklı gelişmemiş olabilir, ya da çok cahildir, veya imkanları gelişmesine uygun değildir, yahut da okumaya hevesli değildir ve başka sebepler olabilir. Bir şeyi de vurgulamak istiyorum: Gerçekten halkın içine inip bakın. Kaç insan dini gerçekten araştırıyor veya araştırma şansına sahiptir? Dışarıda birçok insan, üremek ve ekmek peşinde koşmakla ömürlerinin büyük bir kısmını harcıyor. Yani, teori üzerinden düşünmeyin; gerçek hayattan örnekler üzerinden düşünün. O zaman bu insanlar ne olacak? Şimdi böyle bir insan, anlayamadığı bir hayat ve kurallar üzerinden mi yargılanacak? Burada ben eminim ki siz diyeceksiniz ki, "Ben ne yapayım, araştırsınlar, onu da ben mi yapayım onların yerine?" Şimdi siz burada doğduğunuz aile, ortam, psikoloji ve diğer faktörler yüzünden dini araştırdınız diye cennete mi gideceksiniz, o adam da içinde bulunduğu durumların doğal sonucu olarak araştırmadığı veya araştırma şansı bulamadığı için cehenneme mi gidecek? Sizce bu biraz şansa bağlı değil mi? Cennet ve cehennem şansa kalmamalıdır bence. Eğer şansa kaldıysa, o zaman hiçbir şeyin anlamı yoktur. Şimdi biz diyoruz ki, Allah herkesi kendi koşullarına, psikolojik durumuna ve diğer şartlara göre değerlendirecek. Tamam, burası benim için anlaşılabilir gözüküyor. Ama ahlak felsefesinden anladığımız kadarıyla, tanrısız ahlak "relative"dir ve bu da ahlakın yok olduğu anlamına gelir. Şimdi diyelim ki, ben bir ateist ülkede doğdum veya bir İslam ülkesinde doğdum. Allah'ı fıtratımla aradım, araştırdım ve bütün dini kitapların uydurma olduğu kararına vardım. Şunu da not geçmek istiyorum ki, bence hiç kimse her Kuran'ı okuyan kişinin doğru yolu bulacağını söyleyemez. Böyle diyen varsa, o zaman Kuran okuyan her insanın Müslüman olduğunu göstermesi gerekir. Diyelim ki Kuran'ı ve diğer kitapları okudum ve dinin insan uydurması olduğuna karar verdim. Bu koşullarda ahlak felsefesini biliyorum ve Allah yoksa hiçbir ahlaki kuralın bağlayıcı olmadığını da biliyorum. Benim kötü insan olduğumu hiçbir koşulda söyleyemezsiniz. Diyelim ki ben günahla dolu bir hayat yaşadım ve öldüm. Tanrı ile karşılaştım. Tanrı beni hangi kurallarla yargılayacak? Kuran'daki kurallarla derseniz, o zaman Hristiyanları neden o kurallarla kınamadı? Ayrıca, aklımın ne kadar iyi çalışıp çalışmadığı benim elimde değil. Eğitimim, genetiğim, içinde büyüdüğüm toplum, psikolojik durumum, maddi şartlarım ve çalışma zamanı gibi koşullar var ki bunların hepsi bir metni okurken ne anlayacağıma büyük etki eder. Tanrı ile karşılaştığımda, Tanrı'ya ahlak felsefesinden bildiğim kadarıyla ahlakın, Tanrı yoksa yanılgıdan ibaret bir şey olduğunu söyleyeceğim ve seni bulamadığım için kural yok diye düşündüm ve yok olacağımı düşündüm. Onun için de nefsime göre yaşadım derim. Birçok insan, Allah'ın saf mesajını duymayanları Allah'ın vicdanlarıyla yargılayacağını söyler. Ama ben, Tanrı yoksa ölüp gideceğimizi ve bu dünyada acı dediğimiz şeyin yanılgı olduğunu yani acının evrimsel bir fonksiyon olduğunu düşünerek, ahlaki değerlerin olmadığını düşünüp yok olacağımızı düşünerek yaşarsam, hayatım kendi içimde tutarlı olur. Eğer kötü insan olursam bile, çünkü uyacağım kurallar olmadığı için böyle bir hayat yaşadım derim. Bazen insanlar vicdanımızın bizi doğru yolda tutabileceğine inanırlar ama vicdan nedir? Vicdana neden güvenelim ki? Eğer Tanrı onu bizim içimize koymadıysa, ve hepimiz de, Tanrı yoksa vicdanın evrimsel bir gelişimin sonucu olduğunu düşünürsek, vicdanın yaşamak ve üremek için bir fonksiyon olduğunu ve bağlayıcı bir yasa olmadığını görürüz. Tabiatta bir denge vardır ve güçlü olan tüm kaynakları alır ve maksimum üremeye çalışır. Şimdi bu durumda Tanrı beni nasıl yargılar? Ben çok düşündüm ve hepimizin yargılanacağı tek ortak şeyi buldum: Tanrı'yı arama çabası. Ortaya koyduğumuz Tanrı'yı arama çabasıyla bizi yargılarsa, bence doğru olur. Ama neden Tanrı'yı bu kadar aradığım sorusunun cevabı da, hayatımda gördüğüm adaletsizliklerdir ki, adaleti aramaya başlamama neden oldu. Ayrıca, içinde doğduğum aile, ülke, psikolojik durum ve diğer şartlar vardır ki beni Allah'ı aramaya yönlendiriyor. Bunu da ben kendi saf irademle yapmıyorum, bütün bu saydığın ön koşulların doğal sonucudur tanrıyı arama girişimi. O zaman bu oyunun kuralları nedir sorusu ortaya çıkıyor. Bu soru çok önemlidir çünkü kurallarını bilmediğim oyunu nasıl kazanabilirim ki? Mesela size top veriyorum ve 50 tane üzerinde oynayacağımız oyunun kuralları yazılı peçete atıyorum önünüze. Hangisinin gerçek kural olduğunu veya gerçekten bunlardan birinin kural olup olmadığını bile bilmiyorsunuz. O zaman kurallarını bilmediğiniz bir oyundasınız ve kazanmayı nasıl düşünebilirsiniz ki? Eğer kurallar Kuran'daki kurallar ise, o zaman İslam dinini kabul etmeyen her keseden daha şanslısınız demektir. Çünkü hayat, aklınızı geliştirdi, şartlar sizin araştırma yapmanıza izin verdi ve aklınızın gelişimi mesajı anlamanıza olanak tanıdı. Bu şans değil de nedir? Ben hayatın %99'unun elimizde olmayan şeylerle geliştiğini, sadece çok küçük bir kısmının iradeyle yaşandığını düşünüyorum. Mesela, içimdeki Tanrı'yı arama hissinin, Tanrı'yı aramama neden olduğunu söyleyebilirim; ama bu hissin nasıl oldu da başka insanlardan daha fazla içimi yaktığını ve bu yüzden Tanrı'yı durmadan aradığımı anlatırsam, hayatımda başıma gelen olayları, genetik ve psikolojik özelliklerimi, içinde büyüdüğüm ortamı ve ailemi sana anlatmam gerekir. Sonuç olarak Tanrı'yı arıyorum, ama sebep akıllı olmamdan değil, bazı ön şartlardan kaynaklandığını düşünüyorum.
"bütün dini kitapların uydurma olduğu kanitına vardım. " cümlesinde büyük hata var dünya da binlerce din ve neredeyee hepsi icinde yazilmis kitaplar var. bir insanin ömrünün bunlarin tamamini okuyup hepsine yanliş demesine yetmeyeceği cok acık burada hataya düstünüz zaten
@HuseyinKardes-uk7vs ben uzun yazmadim. Hatta bu konu icin bunun besh kati konushmak lazim. Soylemek istedigim hayat cok karmakarishik. Burda yolu bulmak sanki shansa kalmish gibi gozukuyor. Ornekler vermekle gostermeye calishtim bir az. Ama bundan 10 kat daha fasla ornek vermek lazim ki gercekten hayatimizin yuzde 99-unun elimizde olmadan yoneldigini gostere bileyim. Cok kucuk bir yer bize kaliyor. Onunla da bula bilirsen bulursun gibi geliyor. Bence hayat ortalama insanin dushundugunden yuz binlerce defa daha karishik. Bunu orneklendirmeye calishtim. Ama insanlar aklin varsa inanirsin demekle bu karmashik dunyayi bir cumleyle ozetliyorlar. Bu da hayatin karmashikligini gorememekten yani cahillikten ileri gelir.
@HuseyinKardes-uk7vs mesele ozgur irade varmi yoksa yokmu degil. mesele bizden bagimsiz shartlar yuzunden aklimiz bir seviyyeye kadar gelisiyor. eger ben kurani okuyup da dinden ciktiysam ve buna sebep de benim aklimin zayif olmasiysa burda benim ne sucum diyorum.
hocam şimdi zamanın A teorisini kabul edenler tanrının bilgisinin değiştiğini yada geleceği bilemeyeceğini kabul etmelidir dediniz ya, tanrı zamanı yaratan olduğu için bu teorilerin şartlarındanda münezzeh değil midir
blok evrende özgür irade açıklamanızı sabırsızlıkla bekliyoruz hocam 1.Tanrı beni yaratmıştır ve nasıl davranacağımı biliyor. 2. Tanrı beni A seçeneğini değil de B seçeneğini seçeceğim şekilde yaratabilirdi ama bile bile bu şekilde yarattı. 3.O halde yaptıklarımın asıl sebebi Tanrı olur bu da özgür iradeyi ortadan kaldırır.
ecek acaklı cümle kurmak saçma, zamanin B teorisinde gecmis gelecek gibi kavramlar insanin uydurduğu aslinda olmayan kavramlar olarak kabul edilir ve 2 olaya gore zaman anlatimi vardir yani x, y den oncedir gibi burada kolerasyon yakalayabiliriz benim tercihlerim olaylardan once oldugu icin sorumlu olurum ama tekrar söylüyorum gelecek diye bir kavram yok hatirlatmakta fayda var
@ValorantInstalock özgür irade ile kasttedilen nedir?Mesela önümüzdeki seçeneklerden özgürce seçim yapmak mı?Önümüze gelecek seçenekleri oluşmadan bilemiyoruz yani seçemiyoruz.ayrıca Kuran'da tanrının insanlara özgür irade verdiği ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır.
zaman basit aslında ya, o kadar teoriye gerek var mı? 1- Zaman algılayıcısına (Fizikteki adıyla gözlemci ) göre kısalıp uzayan , algıcılası olmadan varolamayan , değişimler arasındaki mesafeyi algısal olarak ölçme aracıdır. 2- Zaman : Algılanan bir şeyi bir halden başka hale geçişi arasındaki algı mesafesidir (diğer deyişle algılayıcının bu değişimi biliş hızıdır) 3- Gerçekte mevcut değildir, kendisine ait varlığı yoktur. 4- Fizikte söz edilen zaman (4.boyut) bir varlık değil "hareket" kavramının temsilidir , gerçekte zaman diye bir şey yoktur varoluşta, metre cm de yoktur bunlar insanların uydurduğu ölçüm araçlarıdır, zaman hareketin ölçüm aracıdır, o nedenle advanced fizikte kuantum da vs yeri vardır. Örnekle X nesnesi Y konumundan Z konumuna geçtiğinde (bir değişim olduğunda) bu değişimin algılanma hızıdır ,algılayıcıya göre bir an da olabilir bir asır da ,algılayıcı olmadığı sürece zaman diye bir şey yoktur.
Blok evren teorisi kuran a aykırı. Zaman kesinlikle olayları öncelik sonralık sıralamasını anlamamıza yarar. Gelecek yaratılmış değildir olaylar fizik varlıkları kanunlara tabi olarak seyreder sınava tabi olan insanın da yapıp ettikleri bu durumda net anlam kazanır. Bayındır burada haklı, gerçekçi olmak gerekirse blok evrende insanın özgür iradesi olamaz.
Videonun başlığını okuyunca o kadar sevindim ki, sizden gündem hakkında olmayan sıradan felsefe videoları görmeyeli uzun zaman oldu devamı da gelir umarım
Anlatırken ne kadar mutlu anlatıyorsun hocam, bu işten zevk aldığın çok belli :)
Video ilişkin kısa notum;
Zaman Teorileri
Dinamik Zaman Terosi
1. Zamanın A terorisi
Geçmiş- şimdi-gelecek
Zaman akar, nesneldir
Önermelirim doğruluk değeri değişir
Ahmet 20 yaşındadır.
Statik Zaman Teorileri
1. Zamanın B teorisi
Önce -aynı zamanda-sonra
Zamanın yönü var, zaman akmaz sadece insanın zihninde akar. Olayları birine göre referans alınır.
Önermelirim doğruluk değeri değişmez.
Benim ölümüm benim doğumundan sonradır.
2. Zamanın C teorisi
Zamanın yönü yok, zaman akmaz insan zihninde vardır.
A olayıcı B ve C nin arasında olmuştur.
Önermelerin doğruluk değeri değişmez.
Zamanın ontolojisi görüşleri
Blok evren( zamanın ontololojisi)
Statik zaman teoroilerini benimseyenler blok evren anlayışını benimsemek zorunda.
Dinamik evren terosoni benimseyenlerin zamanın ontolojisi görüşleri
A. Şimdicilik görüşü
Sadede şimdi gerçekleşen olaylar var. Doğumum ve ölümüm yok.
B. Büyüyen blok evren görüşü
Geçmiş ve şimdi vardır ancak gelecek yok. Geçmiş deki olaylar duruyor.
C. Yürüyen spot ışık görüşü
Geçmiş, şimdi ve gelecek bütün olaylar var. Nesnel Şimdi var.
D. Er... şimdicilik görüşü
Sadece şimdi somut olarak var. Geçmiş gelecek soyut olarak var. Nedenselliğe girilemez.
Özel ve genel görelilik kuramına göre mutlak şimdi yok. Konumunuza göre şimdiler farklı olabilir,Benim şimdim senin geçmişinde olabilir. Zamanın A teorisiyle çelişir. Özel görelilik teorisi zamanın b teorosi ve blok evrenin doğru olduğunu gösterme yönünde.
Üstad, size ilk kez rastledım. Bu konuları böyle yudum yudum anlatışınızı çok beğendim. “Bir sonraki videoda” dediğiniz konuları da anlatışınızı bekleyeceğim. Teşekkürler.
Çok iyi açıklıyorsunuz hocam. Sunum ve animasyonlarla desteklenirse seyircinin dikkatini tutmak ve daha geniş kitlelere ulaşmak adına çok iyi olur.
Daha iki gün önce zaman felsefesi üzerine giriş niteliğinde video arattım. Bu videoyu görünce çok mutlu oldum Allah razı olsun
İyi ki varsınız Enis bey! 🙌😊
Çok teşekkür ederim 😊
Metafizik muazzam derinlikli bir disiplin...Devamını da merakla bekliyoruz.Emeğinize sağlık
hocam en güzel soru ile videoyu kapatmışssınız şimdi gözüme uyku girmeyecek 😄
Çok faydali bir içerik hocam, devamini bekliyoruz inşallah 🤲🏻🌷
Enis hocam dersleriniz kaydını alıp bizle paylaşsaniz bizde UA-cam sayesinde ders almış olurduk
Teşekkürler. Videolara devam etmenizi istiyoruz
Tam da bugünlerde düşündüğüm konuydu harika 💯
Ben zamanın olmasından ziyade zamansızlığın nasıl olabileceğini düşünüyordum aslında.
Ağzınıza sağlık Enis Hocam gene muhteşem bir video olmuş.👏Bir sonraki videonuzda görüşmek üzere.🙂
Emeğinize sağlık kardeşim böyle videolara devam edelim lütfen
Çok güzel detaylıca açıklamış hoca.
çok güzel video olmuş hocam. Daha fazla felsefe videoları bekliyoruz bu tarz
ALLAH razı olsun.Dikkatle dinledim,çok beğendim.Sonraki videoyu heyecanla bekliyorum, inşallah ara fazla açılmaz.Şimdiden teşekkürler 🎉
Hocam harika anlatmışsınız👏 Sizden böyle videolar bekliyoruz devamını rica ediyoruz 🙏☺️
Evren bir yöne değil her yöne eşit bir şekilde genişlediği için zamanın bir yönü olmalı
Zaman var,istikameti var, zaman akmıyor, zaman dogrusaldir, zaman içinde madde hareket eder, varlığını sürdürür.
Öyle bir anlatim olmuski ilkokul çocuğu bir anlayabilir çok tesekurler
En sevdiğim felsefeden devamı gelsin lütfen
Çok ilginç, zamanla özdeşleştirdiğimiz saat, dakika gibi kavramlar da belirli bir mekaniğin hareketini referans alıyor. Dikkatimi çeken konu zamanı bu şekilde referansla algılamak hız anlayışına nasıl etki eder? (Videobaşlığı göz kırpıyor)
Video için teşekkerler, benim için çok iyi bir başlangıç oldu :)
Allah razı olsun hocam
Seni Çok seviyorum be Enis hocam
Çok teşekkür ederim. 😊🙏
İyi ki varsınız
Ben zaman felsefesini, sözlerini Ali Tekintürenin yazdığı Müslüm babanın seslendirdiği “haberimiz yok” şarkısından öğrendim.
Hayalle yaşarken gerçek dünyada
Zamanı içmişiz haberimiz yok
Ömürle yüzyüze geldik aynada
Harcanıp gitmişiz haberimiz yok…
ALLAH ile bilmemek yan yana gelmez mümkün değil...blok evren candır .....hangi pencereden baktığına bağlı enis doku nun yarin ne yapacağını biliyor olmam onun kararlarına müdahale ediyorum demek değildir.o özgürdür istediği şekilde karar verir. ama karar verirken fatiha da okuduğumuz gibi bizi doğru yoldan ayırma minvalinde her davranışı düşünerek dikkat ederek nefse yenik düşmeden yapmak gerekir. o yüzden insan olmak zordur amene resulü de okuduğumuz gibi unutursak bizi bağışla diye gün sonunda af dilemeliyiz. ne mutlu insan olma çabası içinde olanlara .
Hocam emeğinize sağlık.
İyi günler hocam. İzin verinde size kapak fotoğrafı yapayım:) zamanimida almiyor , uğraşı da zevkli . En azından video gelmeden haberim olmuş olur :)
Çok memnun olurum bana mail atabilir misiniz?
burdan birkaç yüz defa yazmama rağmen yotube yorumumu paylaşmıyor instagramdan yazdım
@@enisdokovideo.
Fikirlerim çok benzemiyor Enis ile ama gerçekten tartışmasını bilen olaylara çok yönlü bakmasını bilen ve bunu anlatırken fikirleri ile olayları suistimal etmeyen bir kişi.
asıl ben anlattığınız için teşekkür ederim!
Hocam ağzına sağlık yine mükemmel bir konu 👏🏻👏🏻
Teşekkürler hocam.
Hocam en heyecanlı yerinde bitti
Videoların sonunda kitap önerileri veriyordunuz oda olsaydı güzel olurdu
hocam bunları bir ders şeklinde çekseniz not alarak istifade etsek daha verimli olacağını düşünüyorum.
Zaman Newton'un tarif ettiği ve bizim de doğal olarak algıladığımız gibidir. Zamanın ne olduğunu, kalan kontörleriniz tükenince size anlatırlar. Bu kadar basit bir konu üzerinde fanteziler üretmeye gerek yoktur. Aynştayn, evet, milyonlarca insan birbirini boğazlarken bir grup seçkin arkadaşıyla masa üstünde fizik fantezileriyle hayatını geçirmiş ve eğlenmiş olabilir, ama o zaman gerçek fizikçiler-kimyacılar ABD ve Alman sanayiini geliştirmekle meşgullerdi ve kalanları fantezi yapabilirdi. Bugün suya, buğdaya, oksijene ihtiyacımız var, eğitimli kişilerin "zaman nedir" veya "kuantum sıçrama" zırvalıkları yerine gerçek sorunlarla ilgilenmesi gerekir, aksi taktirde onları da ithal edeceksiniz.
Teşekkür...
İyi günler Enis bey. Nedense hep hareket olmadan zamandan bahsedemiyeceğimizi düşünüyorum. Zaman hareketle başladığından hareketin yönü zamanın yönü olduğu algısını oluşturuyor gibime geliyor. ALLAH bize doğruya bundan daha yakın doğruya ulaştırsın İNŞALLAH
Hem hareket hem değişim zamanın ölçüsüdür. Bu ikisinin olmadığı yerde zamanın geçtiğini anlamayız.
Değişimi en temelde Entropi ile ifade edebiliriz, düzensizliğin sürekli artması olaral, yani herşey bir öncesine göre daha düzensizdir bu farkı biz zaman olarak tanımlıyoruz. Yaşlanma olarak düşünülebilir.
İşte Cennette sadece entropi adlı kanun askıya alınsa tamamdır, hareket vardır dolayısıyla hareketi önce ve sonra diye tanımlarız yine yani bir zaman kavramı vardır ama entropi olmadığından düzensizlik dolayısıyla yaşlanma olmayacak.
Hocam başlangıç seviyesinden ileri seviyeye doğru öğrenebilecegimiz muhtelif kitapları söyleyebilir misiniz
Hocam kelâmcılar bu konuda hangi pozisyonu benimsiyorlar, buna değinmediniz
Peki durum sektörünün çöküşü olgusuyla nasıl başa çıkıyorsunuz hocam? Zamanın nasıl düşünüldüğü birşeyi değiştirmez. Bu durumların her üçünde de zamansal alanı aşan bir nedensellik, bilimsel olarak anlaşılamaz.
Zaman akıp gider durulmadan
Ne sual ne cevap bulunmadan
Biz onun içinde yitip kahroluruz
Bize yaşamak yok yorulmadan
Bize yaşamak yok yorulmadan
Bilirim hayatın güzelliğini
Bilirim sevenin ne çektiğini
Dertler bizim için, sevmek bizim için
İşte gelde yaşa kahrolmadan
Kimi aşktan yorgun, kimide hayattan
Kimi feryat ediyor aşksız yaşamaktan
Ben ömür yolunu koşarak geçerken
Gönlümde hâl kalmadı seni aramaktan
Gönül yorgun düştü seni aramaktan
Gönlüm yorgun düştü seni aramaktan
Ümit bekleyişdir hasret aramak
Sevmek bulanık bir denize dalmak
Kader tüm hayatın olaylar zinciri
En büyük gerçekse olup olmamak
En büyük gerçekse olup olmamak
Aşkınla anladım varolduğumu
Sen öğrettin benim ben olduğumu
Sevmek bizim için, dertler bizim için
Herkes duysun sana kul olduğumu
Kimi aşktan yorgun kimide hayattan
Kimi feryat ediyor aşksız yaşamaktan
Ben ömür yolunu koşarak geçerken
Gönlümde hâl kalmadı seni aramaktan
Gönlüm yorgun düştü seni aramaktan
Gönül yorgun düştü seni aramaktan
Kaynak: Musixmatch
Besteciler: Orhan Gencebay
Hocam dinleyin bu şarkıyı.
Sudur teorisi hakkındada video yaparmısın
hocam çok teşekkür ederiz, bu videonun devamı olacak mı acaba?
Enis Bey, videonuzu çok dikkatli dinleyip analiz ettim. Sizde videonun sonlarına doğru, blok evren teorisine inandığınızı ve bence videonun en önemli kısmında ikinci yarıda devam edelim diyerek "BLOK EVRENDE ÖZGÜR İRADEDEN BAHSEDEBİLİR MİYİZ?" konusuna giriş yaptınız. Secde suresi 21. ayet bağlamında ikinci videonuzu sabırsızlıkla bekliyor olacağım. Selam ederim.
Felsefe dersleri nasıl geçiyor acaba. Bugün ki dersimizde zamanı düşünücez. Yarın gene düşünücez. Ertesi gün hep düşünücez 😅 beyin mühendisliği
Ağzınıza sağlık Enis hocam, teşekkürler. Aklıma gelen bir suail sormak isterim: peki ihtimalli zaman önermeleri açısından bakıldığında zaman teorileri ne söyleyebilir. Yani 'geçmişte şu olay olmasaydı şimdi şöyle olurdu' yada 'şimdi şöyle olsaydı gelecekte bu olurdu' şeklindeki cümlelere bakış nasıl olur? Bir de bu ihtimallerde gerçekleşeceklerin Allah'ın ilmindeki durumu nasıl açıklanabilir?
Allah'ın zamandan münezzeh olduğunu unutmamak gerekir, soruyu doğru sormak için
Nerden biliyosun?
Enis bey merhaba. Evrim teorisini detaylı ve tarafsız bir şekilde anlatan video izlemek istiyorum. Gerek sizin gerekse önerebileceğiniz. Var mı böyle video/lar. Selamlar
İslam Evrimle çelişir mi videomda biraz anlatıyorum.
Hocam zamanın B Teorisi ve Leibnizci Kozmolojik Argümanını kullanarak bir Kozmolojik Argüman öneriniz var mı?
Teşekkürler
Şimdi uzay zaman bükülüyor ve her gezegen kendi çekim alanına girip farklı zaman boyutuna göre döngüsünü gerçekleştiriyor peki asıl soru şu: Yokluktan varlık çıkmaz ve sonsuzluktan da buraya varlık gelemez bu bilimsel olarak imkansız o halde madde sonlu bir olgu peki zaman sonsuza dek bölünebilir, ölçülebilir mi? Yani "an" dediğimiz saniyenin katrilyonda biri kısacık değişimler farkedilebilir mi? Demek ki zaman da sonlu, madde ve zaman birbirinden bağımsız değil o halde maddenin önü olan gelecek veya kısacık anlar, değişimler nasıl meydana gelmektedir? Şöyle düşünün karşımızdaki bir denize, ovaya veya dağa bakıyoruz ve şimdiki zamanı yaşamaktayız. Geçmiş zaten bitti ve geleceğe henüz gelmedik. Maddenin ardı yok, sonlu... O halde madde nasıl oluşursa oluşsun, madde şuan için var, canlılık şuan için var peki gelecek nasıl oluşuyor? Dünyanın dönmesini, gece ve gündüzlerin oluşmasından bahsetmiyorum. Maddeyi bir sonraki "an"da oluşturan, devam ettiren nedir?
Karşımızda gördüğümüz dağ, ova, deniz 1 saniye sonra var mı? 10 saniye sonra, 1 dk sonra var mı? Henüz var değil peki nasıl oluyor? Madde nasıl devam ediyor? Çünkü önümüz yok, gelecek yok, 1 saniye sonramız yok...
Deha matematikçi Prof Dr Ali Nesin diyor ki retinaya saniyede 86 bin foton düşüyor yani fotoğraf şeritlerinin hızlı oynatılması sonucu bir filmin slayt ya da video şeklinde aktarılması olayı... Bizler normalde fotoğraf kareleri görüyoruz ama bu o kadar hızlı ki ölçülemiyor ve anlık olan bu değişiklikleri algılamayıp bir video gibi hareket ediyoruz. Ali Nesin; belki de zaman işte bu anlık, anlık, anlık yeniden varolan oluşumlardır bu da felsefe veya inanç konusudur diyor...
Zaman konusu hala çözülmüş bir mesele değildir...
Hocam kelamcılar hangi teoriyi kabul ediyor? Ve bu teorilerin hangisi evrenin sonradan oluşunu iptal ediyor?
Zaman sınırlı varlıklar için vardır. Çünkü sınırlı varlıklar için bir var olma noktası vardır. Zaman ile sınırlandırılamayacak tek varlık gerçeğin ta kendisi olan Allahtır çünkü başlangıcı yoktur ve sınırlandırılamaz bu yüzden zamanın içinde sınırlandırılamaz ancak kudreti ve kuvveti ile zamana zamanın içine müdahele edebilir.
uzay zamanda bir çok olasılığa baktım 20 sene sonrasındaki Enis Dokuyla ilgili çok şey gördüm ama söyleyemem. Söyleyebileceğim tek şey var o da Enis Doka kel saçları yok maalesef....
Hocam uzun zamandır aklıma takılan bir mesele var zamanın b teorisi ile kelam argimayı ulaşabilir mi bı de zamanın b teorisi çerçevesinde tanrının evreni yoktan yaratması mümkün mü
saygılar hocam. benim için söylemesi kolay ama yapması zor olduğunu biliyorum ama sizden daha çok video bekliyoruz. bilgiye aç bir gençlik var aslında. elinize sağlık hocam saygılar.
Özellikle ateistlern iddialarına yanıt şeklinde videolar çekilirse daha güzel olur
Caner Taslaman bir yorum yazmak istese aynen bunu yazardı.
Zaman süreli bir seferdir.
Bu seferde sefir olanlar da var, sefil olanlar da, ama mühim olan hürmet edilen bir misafir olmaktır....
Hocam İslami düşüncedeki zaman düşüncesinden hiç bahsetmediniz.Bazı hocalardan duyduğumuz kadarıyla zaman devirseldir.Yani düz bir çizgi halinde değil de tarih tekerrürü şeklinde bir daire çiziliyor.Bunu felsefi jargonla anlatamadım umsrım anlamışsınızdır.
19:37 Sayılar varsa ne demek hocam?
Hiç bir sayıyı göremezsin, duyamazsın, hissedemezsin. Örneğin, üç tane kalem görebilirsin. Üç tane insan görebilirsin. Ama üçün kendisini göremezsin. Üçün yazılı sembolünü (3) görebilirsin. Ama bu üçün kendisi değil, sadece üçü ifade etmek için kullanılan bir işaret. Bu yüzden akla "acaba sayıları kendimizden mi uydurduk" sorusu geliyor. Sayıları kullanmak tabii ki faydalı. Ama bu sayıların uydurma olmayacağı anlamına gelmez
@@ncat223 Ama bizim uydurduklarımızın kâinatta işlerliğinin olmasını beklemeyiz
Hocam, farz edelim ki, işkence içinde olduğum bir an var. O an b teorisinde sonsuzca( ve ya çok uzun süre) yaşanıyor mu?
1. Motivasyon bende oturmadı.. benim şimdim neden diğerinden farklı.. nasıl benim şimdim diğerinin geleceğinde
Tufan hocayla yeni bir canlı yayın planı var mı?
Zaman bir tanımlamadır.Var olmadan önceki durumdan, var olma durumuna çıkmak ve bundan sonrası için ise hala daha bir an önceki duruma göre var oluyor olmak çünkü bir adım sonrasında yok olabilirsin buda yok olmadan önceki var olman ile yok olman arasında tanımsal olarak ne kadar var olduğundur yani ne kadar yok olmadığındır. Bir varlığın başlangıcı varsa zaman onun için var olmadan önce var olma ve hala var oluyor olma şeklinde üç aşamadadır. Bu kural sadece Yaratıcı için geçerli değildir çünkü onun var edeni var olma noktası yani sınırı yoktur. Hareket ise ikiye ayrılır var olduğun zaman ki hareket ve yok olduğun zaman ki hareket bu ikisi vardır ancak bu ikisi arasında hareket olmasa dahi zaman var olur ancak tanımsal olarak yani her bir ana 1 değeri vererek çünkü 1 değer önce yok olabilirken 1 değer sonra yok olması 1 değerlik zamanı ortaya çıkaracaktır. Bu ikisi arasında ki hareket ise değişimdir bu ise zamana olan algımızı etkiler ancak zamandan ayrıdır. Değişime göre zaman algımız etkilenir. Ancak ilk hareket ve son hareketin varlığı zamanı madde için başlatır yada sonlandırır. Ancak maddenin yok olması durumunda dahi ilk var oluşundan kaynaklı ne kadardan beridir yok olduğu ile ilgili bir zaman işlemeye devam eder. Yaratıcı gücün dışarıdan müdahale dileği olması, maddeyi zaman kavramının içine sokar ve tanımlama gereği oluşturur çünkü yaratıcı güç ona şimdi değilde sonra yok edebilir. Yani Mutlak var olan Allahın olması ve onun yaratma gücü yani hareket ve hareket keyfiyeti zaman tanımlamasını beraberinde getirir. Bunlar sadece birer düşünce ve fikir doğru budur yada değildirden ziyade sadece akli bir eylem bunuda paylaştım. Mutlak doğru Allahın bildiğidir ve biz ona iman ediyoruz.
C kuramını savunan biri herhangi bir kesin bilgi iddiasında bulunabilir mi ? Bana biraz mutlak şüpheciliği zaruri olarak getiriyor gibi geldi ama çok zihin açıcı ve en ilginci olduğu kesin. Spot ışık teorisine ek olarak nesnel şimdiyi koysak İslam öğretisiyle en uyumlu görüş olur gibi geldi sizin fikriniz nedir hocam ?
Nesnel şimdiyi çıkarsak demek istemiştim.
insan ruhunun sabit olduğu, tüm eşya ve hadisenin onun ruhunun önünde aktığı fikri hangi gruba girer. Antroposentrik zaman algısı ve Heidegger'den hiç bahsetmedin üstat?
Şunu düşün; Sen var olabilirdin ama olmadın çünkü ezeli değilsin o zaman demek ki var olmadığım bir zaman vardı ama sonra var oldun yaratıcının yaratma keyfiyetine dileğine bağlı olarak oldun demek ki var olmadığın diye bir an vardı ve var olduğun bir an var yani bir irade var müdahale eden ezeli değilsen, başlangıç noktan varsa, var olduktan sonra hareket olmasa dahi var olma anından itibaren hala yok olmadığın her bir an tanımlanmak durumundadır çünkü yok olduğunda yok olmadan önceki var oldun bir an vardı buna x diyelim yok olmadan önceki var olduğun an x olsun ancak bu x den öncede yok olabilirdin ama vardın yani bu x i bir an kıldı öyle ise hareket olmasa dahi zaman olabilir, ancak hareket zaman algımızı etkileyecektir.
Bu arada x i an kılan ezeliyet kavramı varlığın başlangıç noktasının olduğu kavramı ve yaratıcının yaratma keyfiyeti kavramlarıdır x in bir an olduğu bu kavramlar beraber düşünüldüğünde anlaşılır
X in an olarak tanımlanması, ezeli olmamamız, başlangıç noktamızın olması, yaratıcının yaratma eylemini keyfiyetine hikmetine göre yapmasıdır. Bu kavramlar beraber değerlendirildiğinde x an olacaktır. Ezeliyet kavramı ve var olma noktası zamanı an olarak yani x olarak mecburi kılmaktadır.
Hocam sesle ilgili sorun var. Ses çok düşük seviyede kulaklıkla bile duymakta zorlandım.
Sunum için cok teşekkürler. Bazi katkilar
1. Zamanin a teorisinde onermenin dogruluk degerleri degismek zorunda degil. Bizim önermelerimiz cogu zaman çogu terimin pratik kaygilar geregi eksiltildigi terimlerdir. Örnegin "enis doko dogdu" cumlesi bu teoride farkli dogruluk degeri almak zorunda degildir. "Enis doko dogdu" diyen kisi bulundugu ontolojik an, mekan, gorelik iliskileri icinde bu yuklemlemeyi yapiyorum demek istiyordur. Bunu acikca soylememesi pratik sebepler dolayisiyladir. Örnegin o yasadigi an diyorsa aslinda cumlenin orijinali ontolojik bir koordinat sistemi ifadesini ortuk olarak iceriyordur: "a ayinin b gunu c saatinde d saniyesinde (...) z iliskileri icinde m mekaninda (..) enis doko dogdu ve ben bu saydığım koordinattayim. Eğer 10 yil sonra kuruyorsa bu onermenin ön bileseni ayni kalir ve "ve baglaciyla baglanan" art bileseni degisir: "a ayinin b gunu c saatinde d saniyesinde (...) z iliskileri icinde m mekaninda (..) enis doko dogdu ve ben bu saydigim ontik koordinattan 10 yil, p ay, r gun, z saat (..) sonraki bir ontik koordinattayım.
Dolayisiyla önermede kullandigimiz şuan, gelecekte ve gecmiste gibi ifadelerimiz onermenin anlamini berraklastirmada gundelik dilde bulunan pratik cevaplardir. Felsefi duzlemde yukarida orneklendirdigim bir icerik ifade eder. Nitekim aristo'nun kategoriler anlayisi, herhangi bir reel onermenin tam önerme olmasi icin, içeriğini olusturan varligin mevcut varlik duzeyinin getirdigi tum kategorilerde yuklemlemeyi icermesi gerekliligine isaret eder. Biz "A B dir" derken hem nitelik hem nicelik hem de diger kategoriler yonunden bu onermeyi tamamlamadigimiz muddetce felesefece tam bir onerme kurmamis oluruz. Bu anlamda tum gundelik onermelerimizin aslinda tam onermeler biciminde oldugu ancak pratik kaygilar geregi bu bicemde ifade edildigini söylersek zamanin a teorisinde bu onermelerin dogruluk degerlerinin degistigini soylemek zorunda kalmayiz.
2. Ibn sina Allah'in gelecegi bilmedigini ya da olaylari bilmedigini soylemiyor. Onun bilgisinin yukaridakine benzer tam yüklemlemeler gibi bir bilgi oldugunu ifade ediyor. Bu anlamda eskilerin de Allah'in zamanda olanlari algilamasini ve zaman kipli onermelerin dogru kiliciligi sorununu, bu bize gore zamansal olgulari Allahin zihinselligi icinde bir cesit ontik var statusune yerlestirerek halletmeye calisiyorlar. (Bkz. Nefsul emr)
Enis Doko 1987de doğdu cümlesini kanıtlamak için blok evren teorisini kabul etmeye ne gerek var zaten şimdicilik teorisinin bunu kanıtlayamaması evrenin blok evren değil sadece şimdiden olustuğunu kabul ettiği için en makul durum hatta aksine Enis Dokonun 1987de dogdugunu kesin kanıtlayacak bir yöntem olsaydı blok evren modelini kabul etmek gerekirdi. Konu cok fazla kelime ve anlam manipülasyonu iceriyor dikkat etmek gerekiyor
Özel goreliliğe gelice zamanın bir mekanda bir şahıs icin yavaş başka mekanda başka şahıs için hızlı akması şahısların bir araya gelip kesiştigi noktada farklı zamanlarda bir arada bulunacağı yani bir blok zamanda birlikte bulunacağı anlamina gelmez ikiside yine sadece şimdide bulunacaklar.
Üçüncüsü inancımıza göre Allah(cc) zaman ve mekandan münezzehtir. Bir tiyatro oyununu video kayıttan izlediginizi ve oyuncuların bu oyunu oynarken bir senaryoya bagli kalmadan dogaclama oynadıgını bildigimizi varsayalım. Bizim videonun başını ortasını sonunu izleyip bilmemiz oyuncuların ne özgür iradeleri olmadığını gösterir nede oyuncuların bulundukları şimdiki zaman dışında bulunabilecekleri anlamına gelir.
Özetle zaman maddenin bir özelliği madde dışı bir kavram değil. Madde ise zahirde görülen sebeplerle değişiyor. Değişim insan algısında eskisi ve yenisini hayalinde ise sonrasını olusturuyor. Zamanın maddeye bağlı gercekliği sadece bir degişim. Madde bir anda sadece tek bir halde bulunacagı için; bu fiziki bir mecburiyet degil fitraten ve dilsel bir mecburiyet çünkü maddenin degiştiği ilk olay evrende "an" olarak isimlendiriyoruz, biz değişime zaman diyoruz. Hatta madde haline gelmemiş atom altı kuantum dünyasında enerji henüz madde olmadığı için zamanında bir elemanı olamıyor malum belirsizlik ilkesinde söylendigindeki gibi iki halde güya aynı zamanda bulunuyor.
Konuyu aciklayici harika bir video olmus, ayni zamanda twitter'daki "Tanri saat kac sorusunu bilebilir mi?" konusuna da aciklik getirmis, agziniza saglik, devamini bekleriz. Soru; biz hep insan zaviyesinden bakiyoruz, hangisi dogru olursa olsun, Allah bu durumdan etkilenmek zorunda mi? Yani A teorisi dogru olsa bile bu durum Allah in gelecegi bilmemesini gerektirir mi? Bu durumda Allah kendi gelecegini de bilmiyor olmaz mi? ve bu durumda Allah in ebedi olma sifatina aykiri degil mi?
A teorisi doğru olsa da Allah hala geleceği bilebilir elbette. Özellikle evren mesela determinist ise Allah zaten her anı ince bir detayla bilir.
Bazı açık teistler Allah'ın kendi geleceğini de bilmediğini söyler zaten. Bunu da Allah ancak bu şekilde özgür olur diye savunurlar. Allah kendi geleceğini biliyorsa bu yapacaklarını bağlar özgür olmaz diyorlar. Ben liberteryen olmadığım için bunu kabul etmiyorum.
Allah'ın ebedi olma sıfatı zamansal Tanrı'da Allah hep vardı ve hep var olacak anlamında kullanılıyor. Doğrudan bilgi ya da değişimle ilgili değil.
Bu konularda daha detaylı bir video çekerim inşallah.
hocam berat mutluhan sizin aksiyolojik argümanınza çok eksik çok hatalı dedi bi tartışma yayını gelir mi:)
GEÇMİŞ GEÇMİŞTE KALIR GELECEĞİ YÜCE ALLAH AZZEVECELLE BİLİR ÖNEMLİ OLAN ŞİMDİKİ ZAMAN
Bu soruma fikir bildirirseniz memnun olurum!!!!
İçinde olduğumuz oyunun kuralları nedir?
Bir soru vardır ki: Allah, Müslüman olmayanlara ne yapacak? Hristiyan ailede doğan ya da Budist ailede doğan birine ne yapacak? Çünkü pratik hayata bakarsak, insanların çoğu ekmek peşinde koşmaktan başlarını kaldıramıyorlar. Ayrıca, birçok insanın aklı gelişmemiş olabilir, ya da çok cahildir, veya imkanları gelişmesine uygun değildir, yahut da okumaya hevesli değildir ve başka sebepler olabilir. Bir şeyi de vurgulamak istiyorum: Gerçekten halkın içine inip bakın. Kaç insan dini gerçekten araştırıyor veya araştırma şansına sahiptir? Dışarıda birçok insan, üremek ve ekmek peşinde koşmakla ömürlerinin büyük bir kısmını harcıyor. Yani, teori üzerinden düşünmeyin; gerçek hayattan örnekler üzerinden düşünün. O zaman bu insanlar ne olacak? Şimdi böyle bir insan, anlayamadığı bir hayat ve kurallar üzerinden mi yargılanacak? Burada ben eminim ki siz diyeceksiniz ki, "Ben ne yapayım, araştırsınlar, onu da ben mi yapayım onların yerine?" Şimdi siz burada doğduğunuz aile, ortam, psikoloji ve diğer faktörler yüzünden dini araştırdınız diye cennete mi gideceksiniz, o adam da içinde bulunduğu durumların doğal sonucu olarak araştırmadığı veya araştırma şansı bulamadığı için cehenneme mi gidecek? Sizce bu biraz şansa bağlı değil mi? Cennet ve cehennem şansa kalmamalıdır bence. Eğer şansa kaldıysa, o zaman hiçbir şeyin anlamı yoktur.
Şimdi biz diyoruz ki, Allah herkesi kendi koşullarına, psikolojik durumuna ve diğer şartlara göre değerlendirecek. Tamam, burası benim için anlaşılabilir gözüküyor. Ama ahlak felsefesinden anladığımız kadarıyla, tanrısız ahlak "relative"dir ve bu da ahlakın yok olduğu anlamına gelir. Şimdi diyelim ki, ben bir ateist ülkede doğdum veya bir İslam ülkesinde doğdum. Allah'ı fıtratımla aradım, araştırdım ve bütün dini kitapların uydurma olduğu kararına vardım. Şunu da not geçmek istiyorum ki, bence hiç kimse her Kuran'ı okuyan kişinin doğru yolu bulacağını söyleyemez. Böyle diyen varsa, o zaman Kuran okuyan her insanın Müslüman olduğunu göstermesi gerekir. Diyelim ki Kuran'ı ve diğer kitapları okudum ve dinin insan uydurması olduğuna karar verdim. Bu koşullarda ahlak felsefesini biliyorum ve Allah yoksa hiçbir ahlaki kuralın bağlayıcı olmadığını da biliyorum. Benim kötü insan olduğumu hiçbir koşulda söyleyemezsiniz. Diyelim ki ben günahla dolu bir hayat yaşadım ve öldüm. Tanrı ile karşılaştım. Tanrı beni hangi kurallarla yargılayacak? Kuran'daki kurallarla derseniz, o zaman Hristiyanları neden o kurallarla kınamadı? Ayrıca, aklımın ne kadar iyi çalışıp çalışmadığı benim elimde değil. Eğitimim, genetiğim, içinde büyüdüğüm toplum, psikolojik durumum, maddi şartlarım ve çalışma zamanı gibi koşullar var ki bunların hepsi bir metni okurken ne anlayacağıma büyük etki eder. Tanrı ile karşılaştığımda, Tanrı'ya ahlak felsefesinden bildiğim kadarıyla ahlakın, Tanrı yoksa yanılgıdan ibaret bir şey olduğunu söyleyeceğim ve seni bulamadığım için kural yok diye düşündüm ve yok olacağımı düşündüm. Onun için de nefsime göre yaşadım derim. Birçok insan, Allah'ın saf mesajını duymayanları Allah'ın vicdanlarıyla yargılayacağını söyler. Ama ben, Tanrı yoksa ölüp gideceğimizi ve bu dünyada acı dediğimiz şeyin yanılgı olduğunu yani acının evrimsel bir fonksiyon olduğunu düşünerek, ahlaki değerlerin olmadığını düşünüp yok olacağımızı düşünerek yaşarsam, hayatım kendi içimde tutarlı olur. Eğer kötü insan olursam bile, çünkü uyacağım kurallar olmadığı için böyle bir hayat yaşadım derim. Bazen insanlar vicdanımızın bizi doğru yolda tutabileceğine inanırlar ama vicdan nedir? Vicdana neden güvenelim ki? Eğer Tanrı onu bizim içimize koymadıysa, ve hepimiz de, Tanrı yoksa vicdanın evrimsel bir gelişimin sonucu olduğunu düşünürsek, vicdanın yaşamak ve üremek için bir fonksiyon olduğunu ve bağlayıcı bir yasa olmadığını görürüz. Tabiatta bir denge vardır ve güçlü olan tüm kaynakları alır ve maksimum üremeye çalışır. Şimdi bu durumda Tanrı beni nasıl yargılar?
Ben çok düşündüm ve hepimizin yargılanacağı tek ortak şeyi buldum: Tanrı'yı arama çabası. Ortaya koyduğumuz Tanrı'yı arama çabasıyla bizi yargılarsa, bence doğru olur. Ama neden Tanrı'yı bu kadar aradığım sorusunun cevabı da, hayatımda gördüğüm adaletsizliklerdir ki, adaleti aramaya başlamama neden oldu. Ayrıca, içinde doğduğum aile, ülke, psikolojik durum ve diğer şartlar vardır ki beni Allah'ı aramaya yönlendiriyor. Bunu da ben kendi saf irademle yapmıyorum, bütün bu saydığın ön koşulların doğal sonucudur tanrıyı arama girişimi. O zaman bu oyunun kuralları nedir sorusu ortaya çıkıyor. Bu soru çok önemlidir çünkü kurallarını bilmediğim oyunu nasıl kazanabilirim ki? Mesela size top veriyorum ve 50 tane üzerinde oynayacağımız oyunun kuralları yazılı peçete atıyorum önünüze. Hangisinin gerçek kural olduğunu veya gerçekten bunlardan birinin kural olup olmadığını bile bilmiyorsunuz. O zaman kurallarını bilmediğiniz bir oyundasınız ve kazanmayı nasıl düşünebilirsiniz ki?
Eğer kurallar Kuran'daki kurallar ise, o zaman İslam dinini kabul etmeyen her keseden daha şanslısınız demektir. Çünkü hayat, aklınızı geliştirdi, şartlar sizin araştırma yapmanıza izin verdi ve aklınızın gelişimi mesajı anlamanıza olanak tanıdı. Bu şans değil de nedir?
Ben hayatın %99'unun elimizde olmayan şeylerle geliştiğini, sadece çok küçük bir kısmının iradeyle yaşandığını düşünüyorum. Mesela, içimdeki Tanrı'yı arama hissinin, Tanrı'yı aramama neden olduğunu söyleyebilirim; ama bu hissin nasıl oldu da başka insanlardan daha fazla içimi yaktığını ve bu yüzden Tanrı'yı durmadan aradığımı anlatırsam, hayatımda başıma gelen olayları, genetik ve psikolojik özelliklerimi, içinde büyüdüğüm ortamı ve ailemi sana anlatmam gerekir. Sonuç olarak Tanrı'yı arıyorum, ama sebep akıllı olmamdan değil, bazı ön şartlardan kaynaklandığını düşünüyorum.
İçinde bir "ahiret olmalı haykırışı" da mı yok?
"bütün dini kitapların uydurma olduğu kanitına vardım. " cümlesinde büyük hata var dünya da binlerce din ve neredeyee hepsi icinde yazilmis kitaplar var. bir insanin ömrünün bunlarin tamamini okuyup hepsine yanliş demesine yetmeyeceği cok acık burada hataya düstünüz zaten
@HuseyinKardes-uk7vs ben namaz kiliyorum muslumanim. Sorumu en iyi sen anladin sen de yarim yamalak anladin)
@HuseyinKardes-uk7vs ben uzun yazmadim. Hatta bu konu icin bunun besh kati konushmak lazim. Soylemek istedigim hayat cok karmakarishik. Burda yolu bulmak sanki shansa kalmish gibi gozukuyor. Ornekler vermekle gostermeye calishtim bir az. Ama bundan 10 kat daha fasla ornek vermek lazim ki gercekten hayatimizin yuzde 99-unun elimizde olmadan yoneldigini gostere bileyim. Cok kucuk bir yer bize kaliyor. Onunla da bula bilirsen bulursun gibi geliyor. Bence hayat ortalama insanin dushundugunden yuz binlerce defa daha karishik. Bunu orneklendirmeye calishtim. Ama insanlar aklin varsa inanirsin demekle bu karmashik dunyayi bir cumleyle ozetliyorlar. Bu da hayatin karmashikligini gorememekten yani cahillikten ileri gelir.
@HuseyinKardes-uk7vs mesele ozgur irade varmi yoksa yokmu degil. mesele bizden bagimsiz shartlar yuzunden aklimiz bir seviyyeye kadar gelisiyor. eger ben kurani okuyup da dinden ciktiysam ve buna sebep de benim aklimin zayif olmasiysa burda benim ne sucum diyorum.
Zaman yoktur
Tamamen soyuttur beynimizde oluşur
Zaman "yaratılmışmı" hocam yoksa zorunlu sonuç olarak mı var.
💛💛💛
Bilim felsefesi serisi gelir mi acaba :)
Gelir. Özellikle ilginizi çeken bir konu varsa yazabilirsiniz.
hocam şimdi zamanın A teorisini kabul edenler tanrının bilgisinin değiştiğini yada geleceği bilemeyeceğini kabul etmelidir dediniz ya, tanrı zamanı yaratan olduğu için bu teorilerin şartlarındanda münezzeh değil midir
Evet.
Spinoza :)
👏🏻❤️👏🏻
blok evrende özgür irade açıklamanızı sabırsızlıkla bekliyoruz hocam
1.Tanrı beni yaratmıştır ve nasıl davranacağımı biliyor.
2. Tanrı beni A seçeneğini değil de B seçeneğini seçeceğim şekilde yaratabilirdi ama bile bile bu şekilde yarattı.
3.O halde yaptıklarımın asıl sebebi Tanrı olur bu da özgür iradeyi ortadan kaldırır.
ecek acaklı cümle kurmak saçma, zamanin B teorisinde gecmis gelecek gibi kavramlar insanin uydurduğu aslinda olmayan kavramlar olarak kabul edilir ve 2 olaya gore zaman anlatimi vardir yani x, y den oncedir gibi burada kolerasyon yakalayabiliriz benim tercihlerim olaylardan once oldugu icin sorumlu olurum ama tekrar söylüyorum gelecek diye bir kavram yok hatirlatmakta fayda var
Güzel çıkarım
@@IEEE_Engineer Allah beni B seçeneğini seçtiğim şekilde yaratamaz mıydı?
@ValorantInstalock özgür irade ile kasttedilen nedir?Mesela önümüzdeki seçeneklerden özgürce seçim yapmak mı?Önümüze gelecek seçenekleri oluşmadan bilemiyoruz yani seçemiyoruz.ayrıca Kuran'da tanrının insanlara özgür irade verdiği ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır.
@@IEEE_Engineer seçenekleri biz seçmedik.özgür irade sadece önümüze çıkan seçeneklerden birini seçme özgürlüğü olmamalı.
❤
🎉
Ders verin bizleresüpersin
HOCAM DİN HANGİ TEORİYİ KABUL EDİYOR ÖNEMLİ OLAN O
Ne alaka by kafayla felsefe yapilmaz
gelecek yaratılmamışmıdır yoksa allah indi de olup bitmiştir de bizim için mi daha yaratılmamıştır...
zaman basit aslında ya, o kadar teoriye gerek var mı?
1- Zaman algılayıcısına (Fizikteki adıyla gözlemci ) göre kısalıp uzayan , algıcılası olmadan varolamayan , değişimler arasındaki mesafeyi algısal olarak ölçme aracıdır.
2- Zaman : Algılanan bir şeyi bir halden başka hale geçişi arasındaki algı mesafesidir (diğer deyişle algılayıcının bu değişimi biliş hızıdır)
3- Gerçekte mevcut değildir, kendisine ait varlığı yoktur.
4- Fizikte söz edilen zaman (4.boyut) bir varlık değil "hareket" kavramının temsilidir , gerçekte zaman diye bir şey yoktur varoluşta, metre cm de yoktur bunlar insanların uydurduğu ölçüm araçlarıdır, zaman hareketin ölçüm aracıdır, o nedenle advanced fizikte kuantum da vs yeri vardır.
Örnekle X nesnesi Y konumundan Z konumuna geçtiğinde (bir değişim olduğunda) bu değişimin algılanma hızıdır ,algılayıcıya göre bir an da olabilir bir asır da ,algılayıcı olmadığı sürece zaman diye bir şey yoktur.
İzafiyet teorisi ° tarihiizafiyet teorisi = Tay-i Zaman
güneş dönüyor. çünkü algımıza uygun.
Blok evren teorisi kuran a aykırı. Zaman kesinlikle olayları öncelik sonralık sıralamasını anlamamıza yarar. Gelecek yaratılmış değildir olaylar fizik varlıkları kanunlara tabi olarak seyreder sınava tabi olan insanın da yapıp ettikleri bu durumda net anlam kazanır. Bayındır burada haklı, gerçekçi olmak gerekirse blok evrende insanın özgür iradesi olamaz.
alternative yollara gidiyorlar: tevilin belini kırıyorlar :D
Nedenselliğn olmadıgını düşinen filozoflarda ken cyi kabul esiyordur. 😅
koltuk düzelmiş. :D
goat
Cemre sandım sizi...