Zihnimizde "Ben" Nerede?

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 12 вер 2024
  • Bir zihinsel durumu bilinçli kılan nedir? Öznenin sahip olduğu zihin durumuna yönelik farkındalığı o zihin durumunu bilinçli kılabilir. Bu farkındalık acaba bir tür öz bilinç midir, bilinçli kıldığı zihin durumunun bir parçası mıdır yoksa ondan bağımsız mıdır? Doc. Dr. Sinem Elkatip Hatipoğlu, “Bilinci Anlamak: Zihin Durumlarının Üst İçeriği Üzerine” başlıklı konuşmasında bilinç kavramını anlamaya çalışırken zihin felsefesinin bu temel sorularını irdeliyor.
    EK AÇIKLAMA:
    Duyu organlarıyla algılanan dış dünyanın duyumları eğer zihnimizde onların farkında olmayan ayrı bir "ben" diyebileceğimiz ikinci bir üst yapı sistemi olmazsa (konuşmacı üst içerik diyor) sadece duyum olarak kalırlar. Algıya dönüşmezler. Yani zihnimizdeki film perdesine film akar, perdede film oynar ama zihnimizin fiziksel mekanını oluşturan beynimizde onu seyreden ayrı bir "ben" yoksa filmin farkında olamayız, olamazdık. Algı, mana, anlam diye bir şey olmazdı.
    Şimdi bu zaten önceden de biliniyordu. Fakat bilimsel olarak ta felsefi olarak ta bir açıklama getirmekte zorlanılıyordu. Descartes, zamanında, beden sadece bir makine, ruh madde dışı ayrı bir varlık olarak bu makineyi mesken tuttuğu, algılamanın ruh tarafından gerçekleştirildiği şeklinde bir açıklama ile işin içinden çıkmıştı. Ama bu görüşte maddesel olmayan ruhun maddesel bir yapı olan makineyle nasıl ilişki kurduğunu açıklayamamıştı. O tarihten beri Kartezyen görüş denen bu ikilikçi durum sürüyor. Zaten bu yüzden Descartes hayvanların ruhu yoktur o yüzden onlar bir tür mekanik otomattır, acı çekmezler, anlam ve mana diye bir şey onlar için olmaz demişti.
    Fakat günümüzde makine denen nesnel yapı yani biyolojik bedenimiz ve onun bir parçası olan beynimiz çok iyi biliniyor ki alkol, narkotik madde veya psikiyatrik ilaçlar tarafından etkilendiğinde algılama sistemimizde bozulma oluyor. Yani maddi olan yapı zihinsel olana etki edebiliyor. Ayrıca MR cihazlarıyla beyindeki duygulanmalar, zihinsel durumlar net biçimde nesnel olarak gözlemlenebiliyor. Acı çekince, mutlu olunca, bir nesneyi falan düşününce beyinde bununla ilgili bölümlerde çeşitli aktiviteler olduğu gözlemlenebiliyor. Hatta şizofreni gibi hastalıklarda zihinsel durum tamamen bozuluyor, akıl kaybedilebiliyor. Ya da çeşitli beyin yaralanmalarında hastanın kişiliği tamamen değişebiliyor, tamamen farklı bir kişi olabiliyor yani farklı bir “ben” ortaya çıkabiliyor.
    Artık günümüzde anlaşıldı ki; nesnel olanla, zihinsel olan bir birinden ayrılmaz bir bütün. Biz nesnel yapının işleyişine, faaliyetlerine “zihin” diyoruz. Yani zihin dediğimiz Descartes’in dediğinden yola çıkarsak, makinenin işleyiş hali, eylem hali. Makine bozulunca işleyişte bozulmuş oluyor ya da makine tamamen durursa işleyişte zaten durmuş, ortadan kalkmış oluyor. Fakat hala bu işleyiş aşamalarında “ben” bilincinin nasıl ortaya çıktığını, bilinçli olma halinin nasıl gerçekleştiği çözülebilmiş değil.
    Bu videodaki konuşmacı bu durumları tartışıyor, ve tam olarak nasıl olduğunu açıklayamasa da, kısmen nasıl çalıştığını ve en azından nerede gerçekleştiğini, hangi aşamada meydana geldiğini irdeliyor (tam olarak açıklamak mümkün olmayabilir, yüzde yüz açıklamak demek zaten algının bizatihi kendisi olmak anlamına gelir ki algının kendisi bir nesne, varlık değil bir süreçtir, ve sadece deneyimleyebiliriz).
    Bedensel bir bütünlük olarak dış dünya içinde konumlandırdığımız yapıya genelde “ben” deriz ama aslında felsefede ona “özne” demek daha doğru. “Ben” kendinin farkında olma durumudur. Öznenin farkında olma durumu yani. Bilinçlilik dediğimiz durum kısaca budur.
    Zihnimizdeki "ben" diyebileceğimiz, dış dünyadan duyumsadığımız şeylerin farkında olmayı sağlayan, yani kısaca algı dediğimiz üst yapı (konuşmacı üst içerik diyor) kendi kendisini mi algılıyor yoksa onu da algılayan bir üst yapı daha mı var. Eğer onu da algılayan bir üst yapı daha varsa, bu sefer bu üst yapıyı da algılayan bir üst yapı daha olması lazım ve bu böylece sonsuza kadar gider... Konuşmacı bunun böyle olamayacağını, sonsuza kadar giden algılamalar yığını fikrinin yanlış fikir olduğunu savunuyor. Onun yerine sinema perdesinde oynayan filmin farkına varmayı sağlayan tek bir üst yapı (üst içerik) olduğunu ve de bu üst yapının aynı zamanda kendi kendisinin de farkına vardığını savunuyor.
    Yani kısaca toparlarsak; bu konuşmada, “algı” değimiz durum, hem duyumlarla edinilenlerin farkında olmayı, hem de bunun farkında olanın farkındalığını içeren bir bütündür fikri savunuluyor. Farkında olanın farkındalığına biz aynı zamanda "ben" yada "benlik bilinci" diyoruz. Bu algı dediğimiz farkındalıklar bütünün biyolojik yapıdaki değişik seviyedeki ve formülasyondaki hormanal etkileri de (dopamin, serotonin v.b.) duygu, his dediğimiz duyumsamaların ortaya çıkmasını sağlıyor.
    Konuyla ilgili diğer ek videolar:
    • Zihnin Fiziksel Yapıla...
    pandoraprojesi...

КОМЕНТАРІ • 19

  • @amatdesmotes
    @amatdesmotes 7 років тому +13

    anlamadım.

    • @PANDORAFELSEFE
      @PANDORAFELSEFE  7 років тому +29

      İlk başta konu biraz karışık gibi ama odaklanıldığında anlamak kolaylaşıyor. Şöyle özetlenebilir:
      Duyu organlarıyla algılanan dış dünyanın duyumları eğer zihnimizde onların farkında olmayan ayrı bir "ben" diyebileceğimiz ikinci bir üst yapı sistemi olmazsa (konuşmacı üst içerik diyor) sadece duyum olarak kalırlar. Algıya dönüşmezler. Yani zihnimizdeki film perdesine film akar, perdede film oynar ama zihnimizin fiziksel mekanını oluşturan beynimizde onu seyreden ayrı bir "ben" yoksa filmin farkında olamayız, olamazdık. Algı, mana, anlam diye bir şey olmazdı.
      Şimdi bu zaten önceden de biliniyordu. Fakat bilimsel olarak ta felsefi olarak ta bir açıklama getirmekte zorlanılıyordu. Descartes, zamanında, beden sadece bir makine, ruh madde dışı ayrı bir varlık olarak bu makineyi mesken tuttuğu, algılamanın ruh tarafından gerçekleştirildiği şeklinde bir açıklama ile işin içinden çıkmıştı. Ama bu görüşte maddesel olmayan ruhun maddesel bir yapı olan makineyle nasıl ilişki kurduğunu açıklayamamıştı. O tarihten beri Kartezyen görüş denen bu ikilikçi durum sürüyor. Zaten bu yüzden Descartes hayvanların ruhu yoktur o yüzden onlar bir tür mekanik otomattır, acı çekmezler, anlam ve mana diye bir şey onlar için olmaz demişti.
      Fakat günümüzde makine denen nesnel yapı yani biyolojik bedenimiz ve onun bir parçası olan beynimiz çok iyi biliniyor ki alkol, narkotik madde veya psikiyatrik ilaçlar tarafından etkilendiğinde algılama sistemimizde bozulma oluyor. Yani maddi olan yapı zihinsel olana etki edebiliyor. Ayrıca MR cihazlarıyla beyindeki duygulanmalar, zihinsel durumlar net biçimde nesnel olarak gözlemlenebiliyor. Acı çekince, mutlu olunca, bir nesneyi falan düşününce beyinde bununla ilgili bölümlerde çeşitli aktiviteler olduğu gözlemlenebiliyor. Hatta şizofreni gibi hastalıklarda zihinsel durum tamamen bozuluyor, akıl kaybedilebiliyor. Ya da çeşitli beyin yaralanmalarında hastanın kişiliği tamamen değişebiliyor, tamamen farklı bir kişi olabiliyor yani farklı bir “ben” ortaya çıkabiliyor.
      Artık günümüzde anlaşıldı ki; nesnel olanla, zihinsel olan bir birinden ayrılmaz bir bütün. Biz nesnel yapının işleyişine, faaliyetlerine “zihin” diyoruz. Yani zihin dediğimiz Descartes’in dediğinden yola çıkarsak, makinenin işleyiş hali, eylem hali. Makine bozulunca işleyişte bozulmuş oluyor ya da makine tamamen durursa işleyişte zaten durmuş, ortadan kalkmış oluyor. Fakat hala bu işleyiş aşamalarında “ben” bilincinin nasıl ortaya çıktığını, bilinçli olma halinin nasıl gerçekleştiği çözülebilmiş değil.
      Bu videodaki konuşmacı bu durumları tartışıyor, ve tam olarak nasıl olduğunu açıklayamasa da, kısmen nasıl çalıştığını ve en azından nerede gerçekleştiğini, hangi aşamada meydana geldiğini irdeliyor (tam olarak açıklamak mümkün olmayabilir, yüzde yüz açıklamak demek zaten algının bizatihi kendisi olmak anlamına gelir ki algının kendisi bir nesne, varlık değil bir süreçtir, ve sadece deneyimleyebiliriz).
      Bedensel bir bütünlük olarak dış dünya içinde konumlandırdığımız yapıya genelde “ben” deriz ama aslında felsefede ona “özne” demek daha doğru. “Ben” kendinin farkında olma durumudur. Öznenin farkında olma durumu yani. Bilinçlilik dediğimiz durum kısaca budur.
      Zihnimizdeki "ben" diyebileceğimiz, dış dünyadan duyumsadığımız şeylerin farkında olmayı sağlayan, yani kısaca algı dediğimiz üst yapı (konuşmacı üst içerik diyor) kendi kendisini mi algılıyor yoksa onu da algılayan bir üst yapı daha mı var. Eğer onu da algılayan bir üst yapı daha varsa, bu sefer bu üst yapıyı da algılayan bir üst yapı daha olması lazım ve bu böylece sonsuza kadar gider... Konuşmacı bunun böyle olamayacağını, sonsuza kadar giden algılamalar yığını fikrinin yanlış fikir olduğunu savunuyor. Onun yerine sinema perdesinde oynayan filmin farkına varmayı sağlayan tek bir üst yapı (üst içerik) olduğunu ve de bu üst yapının aynı zamanda kendi kendisinin de farkına vardığını savunuyor.
      Yani kısaca toparlarsak; bu konuşmada, “algı” değimiz durum, hem duyumlarla edinilenlerin farkında olmayı, hem de bunun farkında olanın farkındalığını içeren bir bütündür fikri savunuluyor. Farkında olanın farkındalığına biz aynı zamanda "ben" yada "benlik bilinci" diyoruz. Bu algı dediğimiz farkındalıklar bütünün biyolojik yapıdaki değişik seviyedeki ve formülasyondaki hormanal etkileri de (dopamin, serotonin v.b.) duygu, his dediğimiz duyumsamaların ortaya çıkmasını sağlıyor.
      ( Zihnimizde "Ben" Nerede? sorusuna daha somut bir yanıt olması açısından, benliğin fiziksel yapısını ve zeminini bilimsel olarak anlatan yeni bir video diğer kanalımıza eklendi: ua-cam.com/video/Umt4hl6Vu_c/v-deo.html )
      .

  • @ozlemsacakc562
    @ozlemsacakc562 7 років тому +19

    Değerli ama üzücü hayat
    Kaynağı belli olmayan değersiz arzularla örülmüş
    Anlamlı olmak için insana muhtaç bir evren
    Yaşanan herşey, biyolojik dokunun canlı kalabilmek için kendine söylediği yalanlardan ibaret.

    • @anadoluanatolia8485
      @anadoluanatolia8485 5 років тому

      -zira her şeyin elbet bitmesi,yeryüzünün üstünde yürümekten, yeryüzünün eskimesi gerekecek.enginlik nihayetinde bu kadar gürültü yapan ve hiçliğin ihtişamını rahatsız eden bu toz zerresinden sıkılmış olmalı.altın, elden ele geçmekten ve yoldan çıkarmaktan illa ki yorulacak.bu kan buharı illa ki duracak.saray , içindeki zenginliklerin ağırlığına dayanamayıp yıkılacak.orji illa ki bitecek ve uyanacağız...
      -o zaman insan ne olacak? sonsuza kadar elveda...ışıltılı arabalar,bandolar ve şöhretler ... dünyaya elveda, bu saraylara,bu anıtkabirlere,suçun hazlarına ve ahlaksızlığın neşelerine .taş aniden düşek ve kendi kendini ezecek.ve üstünde ot bitecek......
      ve saralar,tapınaklar,piramitler,sütunlar,kralın mezarı,fakirin tabutu,itin leşi...bütün bunlar yeryüzünün çimeni altında aynı yükseklikte duracak.doğa kendisine karşı gelen insan olmayın ca özgür olacak.ve bu ırk sönecek...zira daha çocukluğundan beri lanetliydi !
      (Gustave Flaubert )

  • @alialmahdi2020
    @alialmahdi2020 4 роки тому +1

    BEN zihnimde ki ben degilsem neyim? Dusunculerimi algiliyorum duygularimi algiliyorum bedenimi hatta Dunyayi
    Peki bu algilayan Ben algilanan ile ayni mi ben bedenmiyim sadece ama bedeni algiliyorum.
    Demekki ondanda oteyim dusuncelerimden duygularimdan da oteyim
    Ben kimim?
    Kendini bil.. ozaman Evreni ve Hakikati bileceksin

  • @dusunenvarlik9812
    @dusunenvarlik9812 5 років тому +4

    Okadar tekrara ne gerek var
    Basim agridi

  • @Psukheon
    @Psukheon 5 років тому +4

    Bu birinci yada ikinci dereceden bakışın bir üçüncüsünü gerektirmesi böylece sonsuza kadar uzanan bakışlar teorisi daha sonra konuşmacının "ikinci bilinçli olmak zorunda değil" diyerek çözdügü noktada aslında üçüncü bakış dediğimiz durumun birinci Bakışın bir yansıması olabileceğini düşünemez miyiz? Su an bu yorumu girdiğimin farkındayım. İçinde olduğum bu olayı yukardan seyrediyorum.. Bu yukardan seyreden beni seyreden yine seyrettiğim ben olmaz mı? Yani aşağıdan bakan ben ve yukardan bakan ben karşılıklı bakışıyor olmaz mı?

    • @PANDORAFELSEFE
      @PANDORAFELSEFE  5 років тому +1

      Bende uzun zamandır bunu düşünüyordum. Bence de sizin yazdığınız gibi, bana da bu daha mantıklı geliyordu. Belki de hocanın anlatımında bir problem var. Aslında o da bunu demek istiyor olabilir. En mantıklısı bu çünkü… Hoca zaten sonsuza kadar uzanan bakışlar teorisinden olumsuz bir şey gibi bahsediyor. Sonra buna karşıt diğer teoriyi anlatmaya kalkıyor ama biraz karışık anlatınca tam ne olduğu anlaşılmıyor. Tebrikler konun en can alıcı noktasını yakalamışsınız :)

  • @arteturka
    @arteturka 6 років тому

    Hocam araba yahut bsiklet gibi farkındalıksız bir farkındalığı sezgisel bilinç teorisi ile açıklamak ve kendiliği burada bir madde olarak eklemek durumu daha kolay anlamamıza yardım etmezmi?

  • @szlyn
    @szlyn 7 років тому +1

    kitap öneriniz var mı hocam ?

    • @PANDORAFELSEFE
      @PANDORAFELSEFE  7 років тому +7

      Bu konu aslında felsefenin merkezindeki konulardan biri ve ilk filozoflardan beri ele alınmış. Fakat, tabi içinde bulundukları dönemin bilimsel verileri ölçüsünde. Modern anlamda ilk ele alan Descartes olduğu kabul ediliyor. Günümüzde ise bu konu çağdaş felsefede artık nörofelsefe kapsamında ele alınıyor. Bu konuyla ilgili bazı kitap önerileri aşağıda, kolay gelsin :)
      Zihin Felsefesi - Felsefelogos Sayı:60
      (Dergi, konuya giriş için bir çok makale var)
      www.idefix.com/Kitap/Felsefelogos-Sayi-60-Zihin-Felsefesi/Kolektif/Edebiyat/Aylik-Dergi/urunno=0000000689896
      Madde ve Bilinç
      Paul M. Churchland
      www.idefix.com/Kitap/Madde-ve-Bilinc/Paul-M-Churchland/Bilim/Populer-Bilim/urunno=0000000387217
      Descartes'ın Yanılgısı
      Antonio Damasio
      www.kitapyurdu.com/kitap/descartesin-yanilgisi/1261.html
      Incognito - Beynin Gizli Hayatı
      David Eagleman
      www.idefix.com/Kitap/Incognito-Beynin-Gizli-Hayati/David-Eagleman/Bilim/Populer-Bilim/urunno=0000000440847
      Beyin Senin Hikayen
      David Eagleman
      www.idefix.com/Kitap/Beyin-Senin-Hikayen/David-Eagleman/Bilim/Populer-Bilim/urunno=0000000693729
      Beynin Gölgeleri
      Yazar : Saffet Murat Tura
      www.idefix.com/Kitap/Beynin-Golgeleri/Saffet-Murat-Tura/Felsefe/Felsefe-Bilimi/urunno=0000000684588
      Madde ve Mana
      Yazar : Saffet Murat Tura
      www.dr.com.tr/Kitap/Madde-ve-Mana/Saffet-Murat-Tura/Felsefe/Felsefe-Bilimi/urunno=0000000357782
      Sosyal Nörobilim
      Oğuz Tanrıdağ
      nobeltip.com/product/105/sosyal-norobilim-beyin-arastirmalarindan-davranis-bilimlerine-ve-sosyal-bilimlere-yeni-yaklasimlar
      .

    • @PANDORAFELSEFE
      @PANDORAFELSEFE  7 років тому +7

      Şimdi tabi buradaki kitap önerileri, felsefeye yeni başlayanların, hem konuya giriş yapabilecekleri ve rahat anlayabileceği hem de çağdaş dönemde artık zihin felsefesi ve beyin bilimlerinin ayrılmaz bir bütün olduğu anlaşıldığından, nörobilimsel konuları da kapsayan kitap önerileri. Yoksa Edmund Husserl gibi bir filozof, "Fenomenoloji" ismi verilen, salt bu konuya odaklanmış bir yaklaşımla, klasik felsefe açısından bu konuyu çok derinlemesine ve çok ağır biçimde ele almış. Yazdıkları binlerce sayfa ve henüz günümüze dek çok az bir kısmı yayınlanabildi.
      Husserl'den sonra öğrencisi Heidegger'le başlayan ve günümüze kadar gelen süreçte artık felsefe fenomenolojik yaklaşımla ele alınmış. Fenomenoloji bir felsefe akımı değil, bir yaklaşım, bir düşünüş metodu. Fenomenolojinin ne olduğunu klasik felsefe terimleriyle anlatmak burada mümkün değil. Ama konuyla yeni tanışanlar için çok basitçe şöyle özetleyebiliriz: Fenomenoloji, bir canlı gibi, bir insan gibi değil de, bir bilgisayar olsak ya da robot (yapay zeka) olsak nasıl düşünürdük, düşünme metodumuz nasıl olurdu noktasından konulara bakmaya çalışan bir yaklaşım denilebilir. Tabi ben çok abartarak basitleştirdim, aradan insan olmayı çıkartıp salt "mutlak bilinç" (saf akıl) olarak konulara bakmak, zihnini felsefe ile sağlam biçimde eğitmemiş biri için imkansız ama anlaşılması için işin özü bu denilebilir.
      Husserl'in fenomenolojisiyle ilgili merak eden olursa Türkçe'de temel bir kitap var, kitabın linki aşağıda:
      Fenomenoloji Üzerine Beş Ders
      www.dr.com.tr/Kitap/Fenomenoloji-Uzerine-Bes-Ders/Edmund-Husserl/Felsefe/Felsefe-Bilimi/urunno=0000000334916
      Bu kanalda da Husserl ile ilgili aşağıdaki videolar yer alıyor:
      ua-cam.com/video/9AO6pciIpQk/v-deo.html
      ua-cam.com/video/-dtvcZavzic/v-deo.html
      ua-cam.com/video/2_y0YjWy3g0/v-deo.html
      ua-cam.com/video/7ceWwv-RK1w/v-deo.html
      .

    • @muratozkan7168
      @muratozkan7168 5 років тому +2

      @@PANDORAFELSEFE her soruya ayrıntılı cevap veriyorsunuz. Ve yardımcı olmak için de yönlendiriyorsunuz. Helal olsun. Sizi çok merak ediyorum.