Duyuru. Uludağ'da kaybolan iki dağcının yaşadıkları ve bulunma süreci. Yazı dizisi Çok kısaltılmış olarak) Türkiye gazetesinde 11 sayfada bu gün yayına girdi.
“Etkili ve uzun süreli kar yağışı insanı endişeye sevk ediyordu. O şartlarda hayatta kalabilmişler miydi?” Hafta başı, pazartesi günleri, hep iş yerimde olurum. İş çıkışı hava kararmış eve dönmüştüm. Eşim akşam yemeği hazırlıkları yaparken salonda oturuyorum. Telefonum çaldı. Karşıdan tanıdık bir ses. - Hocam merhaba. - Merhaba Orhan. - Uludağ'da iki kişi kayboldu, bilgin vardır. - Sosyal medyada bir kayıp vakası gözüme ilişmişti, kayıp iki kişiden bahsediliyordu. Ama fazla bir detay bilmiyorum. Ne zaman kaybolmuşlar? - Dün kaybolmuşlar. Akşamdan beri onları arıyoruz. Kaybolanlar bir arkadaşına Zirve Tepe civarında kimsenin bilmediği bir mağaradan bahsetmiş. Sen bölgede böyle bir mağara biliyor musun? - Bu bölgede bir mağara bilmiyorum. Tam nereden bahsediyorlar. Sırt hattının kuzey yamaçlarında mağaralar var. Zirve tepe yakınlarında bir mağara bilmiyorum. - Dün zirveye gideceğiz demişler. Bir daha haber alınamamış. Aileler akşam saatlerinde kayıp ihbarında bulunmuşlar. Pazar akşamından beri arıyoruz. Son telefon sinyali Volfram bölgesinden alınmış. - Hafta sonu biz de güneyde, Dağdibi köyü üzerinde 1600 m Kurtiniboğazı mevkiinde kamp yaptık. Hava çok kötüydü. Eğer kuzey vadilerine inmişlerse durum çok vahim. Kuzey vadileri uçurumlarla doludur. - Ben de öyle düşünüyorum. Sen bölgeyi biliyorsun diye sana bir sorayım dedim. Tamam, hocam teşekkür ederim, görüşürüz. - Kolay gelsin Orhan. 1 Aralık 2019 Pazar, akşam saatlerinde aileler tarafından iki kişi için kayıp ihbarı yapılır. Aynı akşam Uludağ’da arama için birkaç ekip toplanır. Ama karanlık ve şiddetli kar yağışı nedeniyle arazide bir şey yapılamaz. 2 Aralık Pazartesi, Uludağ Jandarma Karakolunda kaybolan iki kişi için Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi kurulur. BAKUT üyesi Orhan Topal, TDF koordinatörü olarak AKK Merkezinde gönüllüdür. Bu telefon konuşmasından sonra keyfim kaçtı. Bu olay Uludağ’daki sıkça meydana gelen kaybolma olaylarından farklıydı. Etkili ve uzun süreli kar yağışı insanı kötü düşüncelere sevk ediyordu. O şartlarda hayatta kalabilmişler miydi? Durum gerçekten endişe vericiydi... Sabah erkenden kalkıp arama çalışmalarına katılmaya karar verdim. İyi uyuyamadım, oldukça huzursuz bir gece geçirdim. DEVAMI YARIN Yarın için ya da bir sonraki gün için, arama çalışmalarına katılmak gibi bir planım yoktu.” 3 Aralık Salı, arama çalışmalarına destek vermek için sabah 04.30'da kalktım. Çantama, şahsi eşya yiyecek ve teknik malzemelerimi alarak Uludağ Oteller Bölgesine hareket ettim. Son sinyale göre Kürekli vadisini aramamız gerekiyordu. Fikrim onaylandı. Üç kişilik JAK ekibi ile birlikte paletli kar aracı ile Çardakseki Tepesi'ne çıkmak üzere, 2067 rakımlı tepe hizasına bırakıldık. Saat 10.50 civarı sırt hattına ulaştık. Araziye yayılınca ekip arkadaşlarımla göz teması kesildi. Çayırlı Dere'nin alt bölümlerine indim. Doğu kıyısında, suya 30 m mesafedeki bir koyun ağılını kontrol ettim. Kapısında asma kilit vardı. Dördümüz derenin orman sınırına yaklaştığı bölgede buluşmak üzere anlaşmıştık. Kar kalınlığı 50 cm kadar. Suyu takip ederek ormanlık alana girildi. Teknik malzemelerimizi kuşanmak için mola verdik. Çok kar vardı ve arazi çok sarptı. Az zamanda çok yol almamız gerekiyordu. Devam etme imkânımız olmadığı için geri çıktık. Derenin karşısına geçip sağ yamaca tırmanarak yükseldik. Uzunca bir süre sağ tarafı takip ederek ilerledik. Dere içinde, suya girmeden ilerleyebilmek için her imkânı kullanıyorduk. Dereye kayma gibi bazı kazalar da yaşadık. Merkezden sık sık bulgu var mı diye aranıyorduk. Bir süre sonra JAK Tim Komutanı Çağdaş Astsubayla durumu değerlendirdik: -Ne diyorsun hocam devam edelim mi? -Devam edersek bir saat sonra şelale bölgesine giriyoruz. Karanlığa kalabiliriz. Şelalelere girmiş olamazlar diye düşünüyorum. Komutan sizsiniz. -Hocam biz bölgeyi tanımıyoruz. Devam edersek karanlığa kalabiliriz konusunda hemfikir olunca, Hamamlıkızık yönünde çıkmaya karar verdik... Kayıplara dair bir ize rastlayamadığımızı merkeze bildirdik. Bir süre ilerlemiş, Hamamlıkızık patikası gerilerde kalmıştı. Geri dönmek yerine patikaya ulaşmak amacıyla dik yamacı tırmandık. Hamamlıkız köyü üzerindeki bahçelere geldik. Telekom yetkilileri Kürekli Vadisi'ne bakan seyyar verici kurmak için gelmişti. Cep telefonu sinyali almayan kör noktaları vericiyle besleyeceklerini söylediler. Jandarma'ya ait 4x4 arazi aracı ekibimizi almaya geldi. Benim aracım Uludağ'da kalmıştı. JAK ekibiyle birlikte Uludağ'a dönüş yaptık. Meteorolojinin tahminine göre yarın yağışlı olacaktı. Yarın için ya da bir sonraki gün için, arama çalışmalarına katılmak gibi bir planım yoktu. Aracımla eve geldiğimde saat 21.40 olmuştu... DEVAMI YARIN Kamuoyunda, sosyal medyada kayıpların bulunamaması karşısında tepkiler artıyordu. 1 Aralık 2019 Pazar, Uludağ’da kaybolan iki dağcıyla ilgili yaşadıklarımı anlatmaya bugün de devam ediyorum... 7. günde kayıplara ait bir mont, 8. günde iki farklı baton bulunmuştu. Bu çok önemli bir gelişmeydi. Deliller kayıpların yeri hakkında da bir işaret veriyordu. Bu gelişmelerden sonra Kürekli vadisi içinde detaylı bir su taraması yapılması gerektiğini düşünmeye başlamıştık. Bu konu ile ilgili beni arayan İstanbul, KAD'dan Hasan Gedikli'ye “Ben varım... Bir çalışma yapıp seni arayacağım abi" demiştim... Hasan Gedikli'den sudan tarama yapmak için haber bekliyordum. AFAD, JAK, AKUT, BAKUT, İHHA, Bursa ve başka şehirlerden gelen dağcılık kulüpleri, gönüllüler fedakârca çalışmalara katılıyordu. Kamuoyunda, sosyal medyada kayıpların bulunamaması karşısında tepkiler artıyordu. Günlerdir yapılan aramalardan nasıl sonuç alınamazdı. Bu konu ülke gündeminde önemli bir yer tutuyordu. 15 Aralık Pazar, akşam saatleri... TDF koordinatörü gönüllü olan Orhan Topal arıyordu: -Hocam pazartesi ve salı günü geniş katılımlı arama çalışması yapılacak destek verebilir misiniz? Bu talebe hayır diyemezdim. 16 Aralık Pazartesi... Eker Meydan'da dört kişilik ULUDAK gönüllüsü sabah 07.30 buluştuk. İsmet Şentürk, Ömer Faruk Kaya, İsmail Karabal ve Yenişehir'den gelen Ali Korkmaz arama çalışmalarına katılmak üzere aracımla 07.45 Uludağ'a hareket ettik. Koordinasyon Merkezinde ekip liderleriyle arama planı çıkartıldı. Helikopter, ekipleri orman sınırına bırakacaktı. Bu günden çok umutluydum. 9 kişilik timler hâlinde helikopterle araziye indirildik. Dört sorti sonunda 36 kişilik ekibimiz arazide yerini aldı. Kısa günleri yaşıyorduk. Zaman kısıtlıydı. Mola sonrası bir süre daha sürdürdüğümüz taramayı bitirip, dönüşe geçmemiz gerekiyordu. Otellere dönüşte AFAD Müdürü Yalçın Bey'e vadinin yanlarında artık aramaya gerek olmadığını, bugün çok sıkı bir tarama yaptığımızı anlattım. "Ne düşünüyorsun" dedi. Kayıplar için su taramasının yapılmasının gerekliliğini anlattım. Aranmayan tek yer orasıydı. Arama çalışmalarının 15. günündeyiz... Bir türlü sonuç alınamıyordu. Operasyonu yöneten Yalçın Bey büyük sorumluluk ve stres altındaydı. O gün de elimiz boş dönmüştük. O stres hepimize yansıyordu. Zor bir durumdu. Suda tarama planımı anlatsam da karşı gelenler olunca sonuca ulaşamadım. Uludağ'dan ayrıldık... DEVAMI YARIN
“Yasa dışı bir şey yapmıyorduk. Biz Uludağ'da bir faaliyet yapacak ve kendi inisiyatifimizi kullanacaktık.” 17 Aralık Salı günü, Uludağ’da 1 Aralık 2019’da kaybolan iki dağcının önceden arama yapılan ve yeni yapılacak bölgenin fotoğrafını internetten çıkarttım. Arama planını, gerekli malzeme listesini ekleyerek AFAD görevlisi Ahmet Taşdelen'e "Değerlendirmeniz dileğiyle, iyi çalışmalar" diyerek WhatsApp'tan gönderdim. Öğleden sonra ICT İstanbul Kanyon Ekibinden Erdal Yalçın, Ahmet Taşdelen Bey ile görüşmesini aktardı. Konuşmalarından bir şey anlamamış. Ben planı ona da gönderince “biz varız” dedi. Biz yarın sabah aramaya niyetlenirken bir türlü geri dönüş olmuyordu. Zaman ilerliyordu, AFAD'dan bir dönüş yoktu. Sabah 04.00'te kalkmayı planladığım için erken yatmam gerekiyordu. Ahmet Taşdelen'e mesaj yazdım dönüş olmadı. Sabah telefon görüşmesinde öğrendim ki müdür bey planı vali beye 7-8 saatlik bir süreç olarak aktarınca vali bey “tehlikeli olur” diyerek onay vermemiş. Hâlbuki bu kadar sürmezdi. Neyse operasyon iptal edildi. Ahmet Bey'e "bu insanlar buradan başka yerde olamaz” deyince “Drone'larla da dere içinin tarandığını” söyledi. “Olsa zaten görürdük” demeye getirdi. Bu konuşmadan bir sonuç çıkmayacağı anlaşılmıştı. Ne de olsa amirleri, üstleri kararlarını vermişlerdi. Vadiye giriş izni yoktu. Telefonu kapattım. İstanbul'dan Erdal'ı aradım. -Benim kararım girmekten yana. On beş dakika sonra Erdal geri döndü: -Tamam, abi biz geliyoruz, dedi. 18 Aralık 2020 Çarşamba. Gece saat 03.45'te kalktım. İstanbul’dan gelen ekiple iletişim hâlinde hazırlıklarımı yapıyorum. Buluşma, hazırlık ve hareket noktası olarak Duaçınar, DSİ Bölge Müdürlüğü önünü seçtim. Araçlarımızı burada park edecek ve minibüsle Uludağ'a gideceğiz. Duaçınarı’nda buluştuk. Sabahın erken saati ama insan trafiği var. Meraklılar asfaltın üzerine yayılmış onca malzemeyi görünce yanımıza gelip “ne yapıyor bu insanlar?” diye anlamaya çalışıyorlar. -Arkadaşlar gereksiz yük yapmayalım. Bütün gün sırtımızda taşımak zorundayız. Dağcılar gibi yükümüzü sırtımızda taşıyacaktık. Kanyon çantaları su geçirmez özelliği olan ama uzun süre sırtta taşınması çok uygun olmayan çantalardı. Uludağ Oteller Bölgesi'ne geldiğimizde saat 08.40'ı gösteriyordu. AFAD yöneticilerinden Ahmet Bey'den 4x4 araç istememiz sonuçsuz kalmıştı. Çantalarımızı sırtlanarak saat 09.10'da Çardakseki Tepe sırtında 2067 rakımlı tepeye hareket ettik... DEVAMI YARIN Derede sağ virajın düzeldiği noktada arkadaş karşıdan bir kişinin bulunduğunu işaretle gösterdi...” 1 Aralık 2019 Pazar, Uludağ’da; Melih Aslan (31) ve Ethem Sarpkaya'nın (37) kaybolmaları ve 17 gün boyunca aranmalarıyla ilgili yaşadıklarımı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Orman içinden Volfram yolundan keskin virajda yolu terk ederek 2067 rakımlı tepeye çıkışa başladık. Hava açık, gökyüzü masmavi, berrak bir hava var. Yapılmayan bir şey vardı, sudan tarama. Biz işte bugün onu yapacaktık. Aslında dere içi de aranmıştı. Girilmesi zor alanlar vardı, gözden kaçmış olabilirdi. Dere içine geldiğimizde saat 11.00 olmuştu. Güneş gören kayalar üzerinde hazırlıklarımızı yaparak neopren giysilerimizi giydik. Kask, kemer kuşandık. Ayaküstü atıştırma yapıldı. Sıcak bir şeyler içildi. Hazırlıklar tamamlandı. Suya girmek gerekmiyordu. 3 Aralık tarihinde daha evvelki gelişimde, suya girmek gerektiği için buradan devam edememiştik. O gün biz suya girmek için hazırlıklı değildik. Kanalı andıran şelaleden inmemiz gerekiyordu. Yunus Kamber, Adnan Dilekçi ve Erdal Yalçın "Sorun yok buradan inilir" deyip emniyetsiz bir şekilde iniş yaptılar. İp varken böyle bir risk alınmaması gerektiğini söyledim. Dikkatsiz bir hareket kol, bacak sakatlanmasına zemin hazırlayabilir. Hızlı ve dikkatli ilerlemeye çalışıyoruz. Derede sağ virajın düzeldiği noktada Yunus Kamber karşıdan bir kişinin bulunduğunu işaretle gösterdi saat 13.50. Biraz ileride karlar üzerinde bir makine örgüsü bere ve sırt çantasının yağmurluğu duruyordu. İlk anda elime aldım, ıslaktı ne yapacağıma karar veremedim. Olduğu yere tekrar bıraktım. Ekibimiz sağ birini bulmayı beklemiyordu. Ama gerçek çok acıydı. Genç bir insanın yaşama hayallerinin bittiği yerde, onun yanında olmak çok hüzün vericiydi. Bir bilinmeyeni sonlandırmaktan, günlerdir ülke çapında tepki toplayan "İki insan nasıl bulunamaz" konusuna açıklık getirmekten de içimizde bir sevinç vardı. Ekibimiz toplandı. İlk anki şoku atlattık ve telefona sarıldık. Telekom şirketlerinin olay sonrası vadiye kurdukları seyyar verici istasyonu sayesinde telefon çekiyordu. Adnan Dilekçi tarafından önce jandarma, sonra da AFAD arandı. Her iki kuruma da koordinatlar verildi. Telefonda, bulunduğu yer hakkında batonlara yakın yer olarak bildirildi. Kimliğini bilemiyorduk. "Sakallı, sırt çantası yeşil" bilgisini verdik. Şimdi ikinci kişiyi aramayı sürdürmemiz gerekiyordu. DEVAMI YARIN Günler sonra da olsa, bu acıya şahit olmak zor. Gerçeklerle yüzleşmek insanın içini acıtıyor...” Uludağ’da kaybolan iki dağcıyı aramayla ilgili yaşadıklarımı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Derenin devamında görünürde herhangi bir şey yoktu. Şelale inişi yapabilmek için emniyet noktası yoktu. Buradan inmemeye karar verdik. Sol sırta çıkarken bir ayıya ait ayak izleri vardı. İzleri incelediğimizde, ayı aşağıya inmiş ve tekrar çıkmıştı. Burada yatan cansız bedene dokunmamıştı. Dere içinde sığ bir havuzda yürüyoruz. Derin ve karanlık kaya duvarların içine dökülen yüksek bir şelalenin tiz sesi kulaklarımızda çınlıyor. Önümüzde 90 derecelik yan duvarları ile ürkütücü bir boşluğa bakıyoruz. Burada dere iki yanı kaya duvar olarak küçük şelalelerle hâlinde devam ediyor. İp inişimizi riskli alanları aşarak bitirdik. Önde bulunan Erdal ve Yavuz tarafından bir ıslık sesi geliyor. Buldukları sonucuna varıyorum. Yanlarına vardığımda, çamurlu ayı izini gösteriyorlar. -Acaba merhumu inine götürüp parçalamış olabilir mi? İhtimal vermiyorum. Çünkü yukarıda bulduğumuz cansız bedenin yanına geldiği ayak izlerinden belliydi ve dokunmamıştı. Yine çağlayanlara girip hafif inişler yapmaya başladık. Önümde Yunus ve Adnan var. Dere içinde bir bölümü suyun içinde ıslak ve kaygan büyük bir çam ağacı uzanıyor. Bir bölümü havuzun içinde kayboluyor. Sağdaki şelalenin içine girmemek için ağacın üstüne oturarak iniş yapmaya başladım. Adnan karşıdan sağ eliyle "iki" işareti yapıyor. İçimi heyecan dalgası sardı. Anlamaya çalıştım. -Orda mı? Yanda mı? Adnan eliyle işaret ederek onayladı. Yunus çömelerek altındaki havuza iniş yapmak için Adnan'ın önünde kayboldu. Bulundukları yerden oturarak şelale içinden önlerindeki havuza inmeleri gerekiyordu. Tempomu biraz arttırdım. Ağcın üzerinden önümdeki havuzun içine atlayıp sağ tarafta bulunan ağacın altından sürünerek az önce Yavuz'un bana işaret ettiği yere ulaştım. Yunus ve Adnan yolun sonuna gelmişti. Onların tamamladıkları, benim önümde uzanan uzun ve sığ havuzu katetmem ve yanlarına ulaşmam gerekiyordu. Şelaleden oturarak kayar pozisyonda havuza indim. İnsan olmanın gereği olarak ilk şok bir hüzün dalgasıydı. Bir gencin daha hayatının sonlandığı yerdeyiz. Günler sonra da olsa, bir acı olaya şahit olmak kolay değildi. İnsanın içini acıtıyordu. Birinci de yaptığımız gibi koordinat bilgilerini verdik. Geriye yorucu bir mücadele ile dönüş kalmıştı… İsmet Şentürk
İnsanlardan ve hayattan bıkmış bir delikanlı. Cesaretinin % 1 i bende yok mutlu mesut ol kardeşim. Tercihine ve cesaretine şapka çıkartır önünde eğilirim. Var ol. Mutlu ol.
Güzel insan İlhan.. Yaz - kış kendi bölgesindeki herkese yardımcı olur, kapısını açar.. Oradan geçen dağcı kampçı doğaseverlerin de ona destek olması gerekir..
@@tuncaogr merhaba. İlhan telefon kullanmıyor. Zeyniler köyüne her gün iniyor. Muhtar, kahveci herkes tanıyor İlhan'ı.. Onlar aracılığıyla ulaşabilirsiniz.
Acun Ilicali Bu adami survivora alda meslegine ve izleyenlerine ne kadar önem verdigini görelim sagdan soldan paylacolari toplicana bu arkadasa bi el uzat.
İlhan’a imrendim. Çok da iyi yürekli birine benziyor. Hayattan sıkıldığı anlarda İlhan’ın yaptığını yapmak herhalde herkesin hayalidir. O bunu başarmış. Huzuru hiç bozulmasın inşallah.
size katilamjyorum. trajedi genellemesi dogru degil. bunu sadece dogru oldugu icin ya da en dogru yasama bicimi oldugu icin yapan bircok insan var tarihde..
boş yapmıssın yani her köyde yaşayan orman gibi yerlerde yasamayı tercih eden insanlar trajedi mi yasıyor? Benim hayatım büyük bir trajedim olmadı ailemi seviyorum annem babam sağ aldatılmadım terkedilmedim falan ama benim en büyük hayalim de orman da klübe yapıp yaşamak, her şeyimi kendim yetiştirip yemek, haftasonları sosyal hayat hafta içi orman hayatı
@@ustarecepusta kafası sıkıntılı olan bence sensin. İnsanoğlunun ait olduğu yer kent değil doğadır ! ekmek elden su gölden yaşam asıl antisosyallik budur.
Adam aşırı sağlıklı görünüyor. Fiziksel olarak olması gereken insan modeli. Dağ adamı. Adamın hası yani. Bir de şehirdeki egzoz ve diğer zehirli gazları ve pestisitli yiyecekleri düşünün.
@@ozlemkrdar2763 Zenginlik yürekte hanımefendi. Para yaşam kalitemiz için bir araç. Sadece bir araç. Onu amaç edersen bir yük olur ve yabanileşirsin. Robota dönersin. Mal mülk hırsı ile kafayı yiyen tonca insan var etrafımda. Para onları ezmiş farkında değil
nasıl bir toplumsal algımız var ki; 7 yıldır doğada tek başına hayatını sağlıklı bir şekilde idame eden bir kişiyi garip karşılıyoruz. halbuki herkesten huzurlu ve herkesten daha mutlu. şartları zor ama hayata hepimizden daha çok tutunmuş. keşke bizim de elimiz oralara erişebilse de biz de bu yalnız toplumdan kurtulsak. huzurun daim olsun.
Hayır adam nasıl bir ortamda yaşıyor neler ekip neler biçiyor nerde yatıyor diye görmeye girdim kamera adamın profilden başka bişey göstermiyor nerdeyse.
Bu arkadaşın yaşadığı ortam ve hikayesi profosyonelce kayda alınmalı bir insanı öyle güzel ve yalnız bir ortama sürükleyen şey herkesin kaldırabileceği bir psikoloji değil emin olun rahatını bozmadan güzel bir sohbet yapılabilir bu bir delilik değil akıllılığın ta kendisidir bırakın inşallah banada nasip olsun. Saygılar.
Bende 49 yasindayim yurt disinda yasiyorum 30 yildan uzun bir suredir. Maddi anlamda hic bir seyim eksik degil AMA yinede icimde kocaman bir boslukla yasiyorum. Benimde en buyuk hayalim bir dagda insanlarin olmadigi bir yerde yasamak. HERSEYI HERSEYI GERIDE BIRAKIP GITMEK ISTIYORUM. SEHIRLERDEN NEFRET EDIYORUM!
İnsanın kapalı kalması iyi birşey, Yalnızlığın Huzurun Sakinliğin verdiği dinginlik insana güzel bir saflık katıyor. Dünyada/Şehirlerde ne yazık ki, Yamyamdan beter insanlar var.
@@emreyalcnkaya1063 onunla bu adam arasında çok fark var o adam resmen inteharı seçti Alaska kaç derece soguk haberin varmı uludağdaki sogukluk bir hiç alaskadaki sogukluk için
Soyutlama değil kendini mutlu huzurlu nerde hissediyorsan orda yaşamalısın yaşam ekonomi üstüne ormanda yaşasan da illa lazım ÂLLAH yardımcısı olsun sağlıklı yasamlar İZMİR den selam🌳🌳🌳🌳🌳👍👍
adam bence havvan insanalrdan kactigi icin dagda yasamaya baslamis, bu hayati binlerce insan yasamak istiyor ama basaramiyorlar helal olsun allah yardimcisi olsun
Ln 7 yildan sonra cumle kurmayi unutmus adam sosyallikten bir haber susa susa birsey anlatamaz hale gelmis . Insan sosyal bir varliktir arkadaslar insanlardan uzak mutlu bir yasam anca filmlerde olur bos yapmayin
Adam dağda yalnız yaşıyor aç kalmıyor bizim şehirdekilerde açlıktan ölecekmiş gibi çırpınıp sağa sola saldırıyor insandan uzak yaşamak hakkaten güzel bende düşünüyorum heleki şehirlerden uzak yaşamayı çok istiyorum
arkadaş bence sohbetin bitmesinden mutlu olmuştur o kırılmış ve aslan gibi gitmiş biz kaçamadık kurban olduk rezil olduk helal olsun bu kardeşime köle olmamış
Artvinde bu kardeşimizden 55 sene daha fazla doğada yaşayan bi amcamız vardı köylere çok nadir inerdi izini yolunu bulmanız imkansız ki Uludağ’dan çok daha derin ormanlardan bahsediyorum kendisiyle görüşme bi belgesel düşüncesine girdim fakat 3 sene önce 75 yaşında hayatını kaybetti ve 55 sene sonra ilk defa evine vefat etmeden 1 hafta önce geldi ve vefat etti ne çalıştığını gören olmuştur ne kimseden yardım istemiştir ne hasta olduğunu gören olmuştur inanılmaz bir hayat hikayesi sırlarıyla beraber göçtü bu dünyadan . Allah bu kardeşimizin yardımcısı olsun.
İlhanın gözleri nemli hüzünlü Birilerine kızmış Kendini Cezalandırmış gibi geldi bana arada insan kaçar yalnız kalmak içinde her daim iyi değil nasıl geçer zaman ömür boyu tavana duvarlara bakmakla
İsmet abi güzel ve ilgi çekici video olmuş keşke arkadaşta dağ yaşamıyla ilgili videolar çekip atabilseydi.ilk videonuzu gördüm sizin kanalınızda tam istediğim gibi doğayla alakalı elinize sağlık
@@kenansari Gidip saygısızlık yapın demedik , izni dahilinde , müsadesi olursa ayrıntılı bir çekim yapın dedik.Bir Çekim yapmakla huzuru bozulmaz merak etme , diğer tüm zamanlarında yalnız zaten.
Haklısın. öyle pat diye görüntü giriyor. Yani bu adam bilinen biri değil ki "gerçekliğinden emin olalım" Sac ve odunlar önünden başka bir plan çekiliyor. Adamın dibine girmiş ayrıca. Bir mağara mı? bir ev mi? bir oyuk mu? nerede yaşıyor bu adam.. Konuşma, onun orada yaşadığı ile ilgili hiçbir bilgi ve veri vermedi. iletişim sorunu çeken bir meczuptan fazlasını görmedim.
Nevşehir'in Gülsehir ilçesinin sığırlı köyüne 1972'de K.maraş'ın Turkoğlu'nun ya da Elbistan'in karahüyük köyünden veli yıldırım adında bir insan geldi .Mağarada tam 25 sene yaşadı.köylüler besleyip idare ettiler. sonra hastalanıp magarada vefat etti.Akrabaları maraşa götürürlerdi .1 ay sonra yürüyerek kaçar geri gelirdi köye.
Salam olsun Azerbaycadan İlhan kardeşime mən bir bayanım sporu kardeşim kimi dağlarda öyrendim bir koşucu olaraq ilkdefe yarışa qatlada birinci oldum .ancaq həmən ili kardeşimi itirdik artık koşa bilmədim . İndi oğlumu supora yönledirdim . Allah baxdını yolunu açıq etsin kardeşim ilhan
Kamerayı adamın ağzına sokmasalar konuşacak ta bildiğin adamın ifadesini alıyormuşlar gibi kamerayı yüzüne tutuyorlar oda sürekli gözleriyle belli ediyor budurumdan rahatsız olduğunu ama karşısındaki anlamıyor ki...
insanlardan uzak doğa içinde yaşam tam aradığim şey evli değilde bekar sorumluluklardan muaf olsaydım bende bu tarz bir yaşam düşünürdüm tabi buralarda yşamak için doğayı bitkileri mantarları vs iyi bilmek gerekir
@@jwpiranesi mağara adamı görmüşcesine ziyaretine giderler, sebebsiz sorular sorarlar, belli ki Burak kendi kişisel gelişimine yoğunlaşıp yalıtılmış bir yaşam sürüyor. Ne kadar tedirgin olduğunu videoyu izlerken anlaşılıyor..
Ne alaka? İnsanların kendi tercihleri, huzurlu olmaları neden zorunuza gidiyor. Garip. Tanımadığı insanlara böyle ithamlaarda bulunan insanların hayatı genelde boktan oluyor...
@@iandhakan1261 azicik insan ve hayat tecruben varsa arkadasin mimik ve hareketlerinden anlayabilirsin. 'deli' elbette abartili bir yorum ancak bir cesit bozukluk oldugu da gozlerini kacirmasi, kurdugu cumlelerde gecmisten gelen bir takim travmalari oldugu cok bariz. hic boktan bir hayatim yok, denize nazir evimde tasaklarimi okkaliyorum ayiptir soylemesi asjkdhas
Düşünsenize doğanın sessizliğiyle uykuya dalıyorsunuz ve kalkmanız gereken bir saat yok canınız istediği zaman kocaman bir nefesle gözünüzü açıyorsunuz dışarısı soguk ama siz sarındığınız battaniyenizde sıcacık gülümsüyorsunuz..
Duyuru. Uludağ'da kaybolan iki dağcının yaşadıkları ve bulunma süreci. Yazı dizisi Çok kısaltılmış olarak) Türkiye gazetesinde 11 sayfada bu gün yayına girdi.
Ulaşabileceğimiz bir link var mı?
Türkiye gazetesi almak gerekiyor.
İsmet abi bi canlı yayın yapsaydın bu konuyla ilgili keşke
“Etkili ve uzun süreli kar yağışı insanı endişeye sevk ediyordu. O şartlarda hayatta kalabilmişler miydi?”
Hafta başı, pazartesi günleri, hep iş yerimde olurum. İş çıkışı hava kararmış eve dönmüştüm. Eşim akşam yemeği hazırlıkları yaparken salonda oturuyorum. Telefonum çaldı. Karşıdan tanıdık bir ses.
- Hocam merhaba.
- Merhaba Orhan.
- Uludağ'da iki kişi kayboldu, bilgin vardır.
- Sosyal medyada bir kayıp vakası gözüme ilişmişti, kayıp iki kişiden bahsediliyordu. Ama fazla bir detay bilmiyorum. Ne zaman kaybolmuşlar?
- Dün kaybolmuşlar. Akşamdan beri onları arıyoruz. Kaybolanlar bir arkadaşına Zirve Tepe civarında kimsenin bilmediği bir mağaradan bahsetmiş. Sen bölgede böyle bir mağara biliyor musun?
- Bu bölgede bir mağara bilmiyorum. Tam nereden bahsediyorlar. Sırt hattının kuzey yamaçlarında mağaralar var. Zirve tepe yakınlarında bir mağara bilmiyorum.
- Dün zirveye gideceğiz demişler. Bir daha haber alınamamış. Aileler akşam saatlerinde kayıp ihbarında bulunmuşlar. Pazar akşamından beri arıyoruz. Son telefon sinyali Volfram bölgesinden alınmış.
- Hafta sonu biz de güneyde, Dağdibi köyü üzerinde 1600 m Kurtiniboğazı mevkiinde kamp yaptık. Hava çok kötüydü. Eğer kuzey vadilerine inmişlerse durum çok vahim. Kuzey vadileri uçurumlarla doludur.
- Ben de öyle düşünüyorum. Sen bölgeyi biliyorsun diye sana bir sorayım dedim. Tamam, hocam teşekkür ederim, görüşürüz.
- Kolay gelsin Orhan.
1 Aralık 2019 Pazar, akşam saatlerinde aileler tarafından iki kişi için kayıp ihbarı yapılır. Aynı akşam Uludağ’da arama için birkaç ekip toplanır. Ama karanlık ve şiddetli kar yağışı nedeniyle arazide bir şey yapılamaz.
2 Aralık Pazartesi, Uludağ Jandarma Karakolunda kaybolan iki kişi için Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi kurulur. BAKUT üyesi Orhan Topal, TDF koordinatörü olarak AKK Merkezinde gönüllüdür.
Bu telefon konuşmasından sonra keyfim kaçtı. Bu olay Uludağ’daki sıkça meydana gelen kaybolma olaylarından farklıydı. Etkili ve uzun süreli kar yağışı insanı kötü düşüncelere sevk ediyordu. O şartlarda hayatta kalabilmişler miydi? Durum gerçekten endişe vericiydi...
Sabah erkenden kalkıp arama çalışmalarına katılmaya karar verdim. İyi uyuyamadım, oldukça huzursuz bir gece geçirdim. DEVAMI YARIN
Yarın için ya da bir sonraki gün için, arama çalışmalarına katılmak gibi bir planım yoktu.”
3 Aralık Salı, arama çalışmalarına destek vermek için sabah 04.30'da kalktım. Çantama, şahsi eşya yiyecek ve teknik malzemelerimi alarak Uludağ Oteller Bölgesine hareket ettim. Son sinyale göre Kürekli vadisini aramamız gerekiyordu. Fikrim onaylandı.
Üç kişilik JAK ekibi ile birlikte paletli kar aracı ile Çardakseki Tepesi'ne çıkmak üzere, 2067 rakımlı tepe hizasına bırakıldık. Saat 10.50 civarı sırt hattına ulaştık. Araziye yayılınca ekip arkadaşlarımla göz teması kesildi. Çayırlı Dere'nin alt bölümlerine indim. Doğu kıyısında, suya 30 m mesafedeki bir koyun ağılını kontrol ettim. Kapısında asma kilit vardı. Dördümüz derenin orman sınırına yaklaştığı bölgede buluşmak üzere anlaşmıştık. Kar kalınlığı 50 cm kadar. Suyu takip ederek ormanlık alana girildi. Teknik malzemelerimizi kuşanmak için mola verdik. Çok kar vardı ve arazi çok sarptı. Az zamanda çok yol almamız gerekiyordu. Devam etme imkânımız olmadığı için geri çıktık. Derenin karşısına geçip sağ yamaca tırmanarak yükseldik. Uzunca bir süre sağ tarafı takip ederek ilerledik.
Dere içinde, suya girmeden ilerleyebilmek için her imkânı kullanıyorduk. Dereye kayma gibi bazı kazalar da yaşadık. Merkezden sık sık bulgu var mı diye aranıyorduk. Bir süre sonra JAK Tim Komutanı Çağdaş Astsubayla durumu değerlendirdik:
-Ne diyorsun hocam devam edelim mi?
-Devam edersek bir saat sonra şelale bölgesine giriyoruz. Karanlığa kalabiliriz. Şelalelere girmiş olamazlar diye düşünüyorum. Komutan sizsiniz.
-Hocam biz bölgeyi tanımıyoruz.
Devam edersek karanlığa kalabiliriz konusunda hemfikir olunca, Hamamlıkızık yönünde çıkmaya karar verdik... Kayıplara dair bir ize rastlayamadığımızı merkeze bildirdik. Bir süre ilerlemiş, Hamamlıkızık patikası gerilerde kalmıştı. Geri dönmek yerine patikaya ulaşmak amacıyla dik yamacı tırmandık. Hamamlıkız köyü üzerindeki bahçelere geldik. Telekom yetkilileri Kürekli Vadisi'ne bakan seyyar verici kurmak için gelmişti. Cep telefonu sinyali almayan kör noktaları vericiyle besleyeceklerini söylediler. Jandarma'ya ait 4x4 arazi aracı ekibimizi almaya geldi. Benim aracım Uludağ'da kalmıştı. JAK ekibiyle birlikte Uludağ'a dönüş yaptık. Meteorolojinin tahminine göre yarın yağışlı olacaktı. Yarın için ya da bir sonraki gün için, arama çalışmalarına katılmak gibi bir planım yoktu. Aracımla eve geldiğimde saat 21.40 olmuştu... DEVAMI YARIN
Kamuoyunda, sosyal medyada kayıpların bulunamaması karşısında tepkiler artıyordu.
1 Aralık 2019 Pazar, Uludağ’da kaybolan iki dağcıyla ilgili yaşadıklarımı anlatmaya bugün de devam ediyorum...
7. günde kayıplara ait bir mont, 8. günde iki farklı baton bulunmuştu. Bu çok önemli bir gelişmeydi. Deliller kayıpların yeri hakkında da bir işaret veriyordu.
Bu gelişmelerden sonra Kürekli vadisi içinde detaylı bir su taraması yapılması gerektiğini düşünmeye başlamıştık. Bu konu ile ilgili beni arayan İstanbul, KAD'dan Hasan Gedikli'ye “Ben varım... Bir çalışma yapıp seni arayacağım abi" demiştim...
Hasan Gedikli'den sudan tarama yapmak için haber bekliyordum. AFAD, JAK, AKUT, BAKUT, İHHA, Bursa ve başka şehirlerden gelen dağcılık kulüpleri, gönüllüler fedakârca çalışmalara katılıyordu. Kamuoyunda, sosyal medyada kayıpların bulunamaması karşısında tepkiler artıyordu. Günlerdir yapılan aramalardan nasıl sonuç alınamazdı. Bu konu ülke gündeminde önemli bir yer tutuyordu.
15 Aralık Pazar, akşam saatleri... TDF koordinatörü gönüllü olan Orhan Topal arıyordu:
-Hocam pazartesi ve salı günü geniş katılımlı arama çalışması yapılacak destek verebilir misiniz?
Bu talebe hayır diyemezdim.
16 Aralık Pazartesi... Eker Meydan'da dört kişilik ULUDAK gönüllüsü sabah 07.30 buluştuk. İsmet Şentürk, Ömer Faruk Kaya, İsmail Karabal ve Yenişehir'den gelen Ali Korkmaz arama çalışmalarına katılmak üzere aracımla 07.45 Uludağ'a hareket ettik.
Koordinasyon Merkezinde ekip liderleriyle arama planı çıkartıldı. Helikopter, ekipleri orman sınırına bırakacaktı. Bu günden çok umutluydum. 9 kişilik timler hâlinde helikopterle araziye indirildik. Dört sorti sonunda 36 kişilik ekibimiz arazide yerini aldı.
Kısa günleri yaşıyorduk. Zaman kısıtlıydı. Mola sonrası bir süre daha sürdürdüğümüz taramayı bitirip, dönüşe geçmemiz gerekiyordu.
Otellere dönüşte AFAD Müdürü Yalçın Bey'e vadinin yanlarında artık aramaya gerek olmadığını, bugün çok sıkı bir tarama yaptığımızı anlattım. "Ne düşünüyorsun" dedi. Kayıplar için su taramasının yapılmasının gerekliliğini anlattım. Aranmayan tek yer orasıydı.
Arama çalışmalarının 15. günündeyiz... Bir türlü sonuç alınamıyordu. Operasyonu yöneten Yalçın Bey büyük sorumluluk ve stres altındaydı.
O gün de elimiz boş dönmüştük. O stres hepimize yansıyordu. Zor bir durumdu.
Suda tarama planımı anlatsam da karşı gelenler olunca sonuca ulaşamadım. Uludağ'dan ayrıldık... DEVAMI YARIN
“Yasa dışı bir şey yapmıyorduk. Biz Uludağ'da bir faaliyet yapacak ve kendi inisiyatifimizi kullanacaktık.”
17 Aralık Salı günü, Uludağ’da 1 Aralık 2019’da kaybolan iki dağcının önceden arama yapılan ve yeni yapılacak bölgenin fotoğrafını internetten çıkarttım. Arama planını, gerekli malzeme listesini ekleyerek AFAD görevlisi Ahmet Taşdelen'e "Değerlendirmeniz dileğiyle, iyi çalışmalar" diyerek WhatsApp'tan gönderdim.
Öğleden sonra ICT İstanbul Kanyon Ekibinden Erdal Yalçın, Ahmet Taşdelen Bey ile görüşmesini aktardı. Konuşmalarından bir şey anlamamış. Ben planı ona da gönderince “biz varız” dedi.
Biz yarın sabah aramaya niyetlenirken bir türlü geri dönüş olmuyordu. Zaman ilerliyordu, AFAD'dan bir dönüş yoktu. Sabah 04.00'te kalkmayı planladığım için erken yatmam gerekiyordu. Ahmet Taşdelen'e mesaj yazdım dönüş olmadı. Sabah telefon görüşmesinde öğrendim ki müdür bey planı vali beye 7-8 saatlik bir süreç olarak aktarınca vali bey “tehlikeli olur” diyerek onay vermemiş. Hâlbuki bu kadar sürmezdi. Neyse operasyon iptal edildi. Ahmet Bey'e "bu insanlar buradan başka yerde olamaz” deyince “Drone'larla da dere içinin tarandığını” söyledi. “Olsa zaten görürdük” demeye getirdi.
Bu konuşmadan bir sonuç çıkmayacağı anlaşılmıştı. Ne de olsa amirleri, üstleri kararlarını vermişlerdi. Vadiye giriş izni yoktu. Telefonu kapattım. İstanbul'dan Erdal'ı aradım.
-Benim kararım girmekten yana.
On beş dakika sonra Erdal geri döndü:
-Tamam, abi biz geliyoruz, dedi.
18 Aralık 2020 Çarşamba. Gece saat 03.45'te kalktım. İstanbul’dan gelen ekiple iletişim hâlinde hazırlıklarımı yapıyorum. Buluşma, hazırlık ve hareket noktası olarak Duaçınar, DSİ Bölge Müdürlüğü önünü seçtim. Araçlarımızı burada park edecek ve minibüsle Uludağ'a gideceğiz.
Duaçınarı’nda buluştuk. Sabahın erken saati ama insan trafiği var. Meraklılar asfaltın üzerine yayılmış onca malzemeyi görünce yanımıza gelip “ne yapıyor bu insanlar?” diye anlamaya çalışıyorlar.
-Arkadaşlar gereksiz yük yapmayalım. Bütün gün sırtımızda taşımak zorundayız.
Dağcılar gibi yükümüzü sırtımızda taşıyacaktık. Kanyon çantaları su geçirmez özelliği olan ama uzun süre sırtta taşınması çok uygun olmayan çantalardı.
Uludağ Oteller Bölgesi'ne geldiğimizde saat 08.40'ı gösteriyordu. AFAD yöneticilerinden Ahmet Bey'den 4x4 araç istememiz sonuçsuz kalmıştı.
Çantalarımızı sırtlanarak saat 09.10'da Çardakseki Tepe sırtında 2067 rakımlı tepeye hareket ettik... DEVAMI YARIN
Derede sağ virajın düzeldiği noktada arkadaş karşıdan bir kişinin bulunduğunu işaretle gösterdi...”
1 Aralık 2019 Pazar, Uludağ’da; Melih Aslan (31) ve Ethem Sarpkaya'nın (37) kaybolmaları ve 17 gün boyunca aranmalarıyla ilgili yaşadıklarımı anlatmaya bugün de devam ediyorum...
Orman içinden Volfram yolundan keskin virajda yolu terk ederek 2067 rakımlı tepeye çıkışa başladık. Hava açık, gökyüzü masmavi, berrak bir hava var. Yapılmayan bir şey vardı, sudan tarama. Biz işte bugün onu yapacaktık.
Aslında dere içi de aranmıştı. Girilmesi zor alanlar vardı, gözden kaçmış olabilirdi.
Dere içine geldiğimizde saat 11.00 olmuştu. Güneş gören kayalar üzerinde hazırlıklarımızı yaparak neopren giysilerimizi giydik. Kask, kemer kuşandık. Ayaküstü atıştırma yapıldı. Sıcak bir şeyler içildi. Hazırlıklar tamamlandı.
Suya girmek gerekmiyordu. 3 Aralık tarihinde daha evvelki gelişimde, suya girmek gerektiği için buradan devam edememiştik. O gün biz suya girmek için hazırlıklı değildik.
Kanalı andıran şelaleden inmemiz gerekiyordu. Yunus Kamber, Adnan Dilekçi ve Erdal Yalçın "Sorun yok buradan inilir" deyip emniyetsiz bir şekilde iniş yaptılar. İp varken böyle bir risk alınmaması gerektiğini söyledim.
Dikkatsiz bir hareket kol, bacak sakatlanmasına zemin hazırlayabilir. Hızlı ve dikkatli ilerlemeye çalışıyoruz. Derede sağ virajın düzeldiği noktada Yunus Kamber karşıdan bir kişinin bulunduğunu işaretle gösterdi saat 13.50. Biraz ileride karlar üzerinde bir makine örgüsü bere ve sırt çantasının yağmurluğu duruyordu. İlk anda elime aldım, ıslaktı ne yapacağıma karar veremedim. Olduğu yere tekrar bıraktım. Ekibimiz sağ birini bulmayı beklemiyordu. Ama gerçek çok acıydı. Genç bir insanın yaşama hayallerinin bittiği yerde, onun yanında olmak çok hüzün vericiydi. Bir bilinmeyeni sonlandırmaktan, günlerdir ülke çapında tepki toplayan "İki insan nasıl bulunamaz" konusuna açıklık getirmekten de içimizde bir sevinç vardı. Ekibimiz toplandı. İlk anki şoku atlattık ve telefona sarıldık. Telekom şirketlerinin olay sonrası vadiye kurdukları seyyar verici istasyonu sayesinde telefon çekiyordu.
Adnan Dilekçi tarafından önce jandarma, sonra da AFAD arandı. Her iki kuruma da koordinatlar verildi. Telefonda, bulunduğu yer hakkında batonlara yakın yer olarak bildirildi. Kimliğini bilemiyorduk. "Sakallı, sırt çantası yeşil" bilgisini verdik. Şimdi ikinci kişiyi aramayı sürdürmemiz gerekiyordu. DEVAMI YARIN
Günler sonra da olsa, bu acıya şahit olmak zor. Gerçeklerle yüzleşmek insanın içini acıtıyor...”
Uludağ’da kaybolan iki dağcıyı aramayla ilgili yaşadıklarımı anlatmaya bugün de devam ediyorum...
Derenin devamında görünürde herhangi bir şey yoktu. Şelale inişi yapabilmek için emniyet noktası yoktu. Buradan inmemeye karar verdik. Sol sırta çıkarken bir ayıya ait ayak izleri vardı. İzleri incelediğimizde, ayı aşağıya inmiş ve tekrar çıkmıştı. Burada yatan cansız bedene dokunmamıştı.
Dere içinde sığ bir havuzda yürüyoruz. Derin ve karanlık kaya duvarların içine dökülen yüksek bir şelalenin tiz sesi kulaklarımızda çınlıyor. Önümüzde 90 derecelik yan duvarları ile ürkütücü bir boşluğa bakıyoruz.
Burada dere iki yanı kaya duvar olarak küçük şelalelerle hâlinde devam ediyor. İp inişimizi riskli alanları aşarak bitirdik.
Önde bulunan Erdal ve Yavuz tarafından bir ıslık sesi geliyor. Buldukları sonucuna varıyorum. Yanlarına vardığımda, çamurlu ayı izini gösteriyorlar.
-Acaba merhumu inine götürüp parçalamış olabilir mi?
İhtimal vermiyorum. Çünkü yukarıda bulduğumuz cansız bedenin yanına geldiği ayak izlerinden belliydi ve dokunmamıştı.
Yine çağlayanlara girip hafif inişler yapmaya başladık. Önümde Yunus ve Adnan var. Dere içinde bir bölümü suyun içinde ıslak ve kaygan büyük bir çam ağacı uzanıyor. Bir bölümü havuzun içinde kayboluyor. Sağdaki şelalenin içine girmemek için ağacın üstüne oturarak iniş yapmaya başladım. Adnan karşıdan sağ eliyle "iki" işareti yapıyor. İçimi heyecan dalgası sardı. Anlamaya çalıştım.
-Orda mı? Yanda mı?
Adnan eliyle işaret ederek onayladı. Yunus çömelerek altındaki havuza iniş yapmak için Adnan'ın önünde kayboldu. Bulundukları yerden oturarak şelale içinden önlerindeki havuza inmeleri gerekiyordu. Tempomu biraz arttırdım. Ağcın üzerinden önümdeki havuzun içine atlayıp sağ tarafta bulunan ağacın altından sürünerek az önce Yavuz'un bana işaret ettiği yere ulaştım. Yunus ve Adnan yolun sonuna gelmişti. Onların tamamladıkları, benim önümde uzanan uzun ve sığ havuzu katetmem ve yanlarına ulaşmam gerekiyordu. Şelaleden oturarak kayar pozisyonda havuza indim. İnsan olmanın gereği olarak ilk şok bir hüzün dalgasıydı. Bir gencin daha hayatının sonlandığı yerdeyiz. Günler sonra da olsa, bir acı olaya şahit olmak kolay değildi. İnsanın içini acıtıyordu. Birinci de yaptığımız gibi koordinat bilgilerini verdik. Geriye yorucu bir mücadele ile dönüş kalmıştı…
İsmet Şentürk
Adamı kaçtığı ormanda bile bulmuşsunuz, bravo.
Ne güldüm bee 😂😂
😂👏👏harbiden öyle
😂😂
İnsanlardan ve hayattan bıkmış bir delikanlı. Cesaretinin % 1 i bende yok mutlu mesut ol kardeşim. Tercihine ve cesaretine şapka çıkartır önünde eğilirim. Var ol. Mutlu ol.
Güzel insan İlhan.. Yaz - kış kendi bölgesindeki herkese yardımcı olur, kapısını açar.. Oradan geçen dağcı kampçı doğaseverlerin de ona destek olması gerekir..
@Alesta Hiç birşey alıp vermeden mi istemişti?
@Alesta ?
@Freddie Merkuri karşılık... hayatlarımızı bok eden kelime
Tuncay bey merhaba. İlhan beye nasıl ulaşabilirim?
@@tuncaogr merhaba. İlhan telefon kullanmıyor. Zeyniler köyüne her gün iniyor. Muhtar, kahveci herkes tanıyor İlhan'ı.. Onlar aracılığıyla ulaşabilirsiniz.
Bu arkadaşı tanimamizi sağladığınız için teşekkürler İsmet hocam
Acun Ilicali Bu adami survivora alda meslegine ve izleyenlerine ne kadar önem verdigini görelim sagdan soldan paylacolari toplicana bu arkadasa bi el uzat.
Acunun işi show yapıp para kazanmak yardım değil
@@Mrc.heo61 Acun'un avukatı konuştu susun beyler.
kanka bırak ne survivor ı ya cemal can ın şampiyon olduğu gün türkiye de survivor programı bitmiştir benim için şahsen.
Adam 7 yıldır tek başına yaşıyor. Survivor'a katılır mı sence?
Millete maymunlukmu yapsın
İlhan’a imrendim. Çok da iyi yürekli birine benziyor. Hayattan sıkıldığı anlarda İlhan’ın yaptığını yapmak herhalde herkesin hayalidir. O bunu başarmış. Huzuru hiç bozulmasın inşallah.
Kendini ne kadar iyi ifade ediyor boş konuşmuyor iyi kalpli bir insan olduğu apaçık ortada cesareti özgüveni ve kararlılığından dolayı tebrik ederim
Genelde kıssa öz konuştu güzel adam Allah yardımcısı olsun
Gözlerinde acı yaşanmışlıklar var . Allah kaderini bahtını açık etsin inşallah güzel insan. Herşey gönlünce olsun inşallah
Bana dramatik geldi; üzüldüm. Doğa vs güzel ama insanın kendini soyutlamasının ardında büyük trajediler vardır.Allah bahtını güzel eylesin.
size katilamjyorum. trajedi genellemesi dogru degil. bunu sadece dogru oldugu icin ya da en dogru yasama bicimi oldugu icin yapan bircok insan var tarihde..
@@degisikbirhayat12 Neden bahsettiğinizi anlatamadınız.
AMİN
İzmir den selam 👍👍👍
boş yapmıssın yani her köyde yaşayan orman gibi yerlerde yasamayı tercih eden insanlar trajedi mi yasıyor? Benim hayatım büyük bir trajedim olmadı ailemi seviyorum annem babam sağ aldatılmadım terkedilmedim falan ama benim en büyük hayalim de orman da klübe yapıp yaşamak, her şeyimi kendim yetiştirip yemek, haftasonları sosyal hayat hafta içi orman hayatı
@@ustarecepusta kafası sıkıntılı olan bence sensin. İnsanoğlunun ait olduğu yer kent değil doğadır ! ekmek elden su gölden yaşam asıl antisosyallik budur.
*Kosu yapmak isteyenlere ne önerirsin?
-Koşmalarını öneririm
Gözlerinin icinde cok sey var
adam en zararlı canlı olan insandan uzak duruyor... Haklı.
insanlarin nekadar kötü oldugunu anlayip uzaklasmis resmen ilginc bir hayat ama kimseye hicbir sisteme köle degil özgür
Adam aşırı sağlıklı görünüyor. Fiziksel olarak olması gereken insan modeli. Dağ adamı. Adamın hası yani. Bir de şehirdeki egzoz ve diğer zehirli gazları ve pestisitli yiyecekleri düşünün.
sohbeti ve lokmamızı paylaşma fırsatımız olmuştu. cok iyi bir insandır :)
Ula senın verıcen lokma kendıne zor yeter
@@ozlemkrdar2763 Zenginlik yürekte hanımefendi.
Para yaşam kalitemiz için bir araç. Sadece bir araç. Onu amaç edersen bir yük olur ve yabanileşirsin. Robota dönersin. Mal mülk hırsı ile kafayı yiyen tonca insan var etrafımda. Para onları ezmiş farkında değil
İnsan mutlu olduğu şeylerle birlikte olmalı.
Zira, hayellerinizi boşa çıkarmayan tek yerdir "DOĞA".
nasıl bir toplumsal algımız var ki; 7 yıldır doğada tek başına hayatını sağlıklı bir şekilde idame eden bir kişiyi garip karşılıyoruz. halbuki herkesten huzurlu ve herkesten daha mutlu. şartları zor ama hayata hepimizden daha çok tutunmuş. keşke bizim de elimiz oralara erişebilse de biz de bu yalnız toplumdan kurtulsak. huzurun daim olsun.
Ben bu arkadaşa özelikle karlı kış günlerinde Kaplıkaya tarafında birkaç kez rastladım, yalnız olması dikkatimi çekmişti.
Bıkmış.
Hepimiz gibi.
😔
Aynen öyle dostum
Müthiş bi hikaye , ne şanslı bi arkadaş . Paylaşım için teşekkürler 😊
Hayır adam nasıl bir ortamda yaşıyor neler ekip neler biçiyor nerde yatıyor diye görmeye girdim kamera adamın profilden başka bişey göstermiyor nerdeyse.
Yani bende bı benmiyim böyle düşünen dedim.
Uzaydan kaçmış bı mahkumla konuşur gibi
Profil ne kelime içine girmiş kamera böyle bir çekim mi var ya
+1
İzin vermemiştir mekanın deşifre olmaması için
@@emiruskuplu725 mümkün
Bütün insanlardan kaçanlara selam olsun
Bende tanıyorum bu arkadaşı iyi kalpli biri benden para istedi diyenlere inanmayın bende kendimce yardımcı olmak istedim kabul etmedi
Maşallah yüzündeki canlılık doğada yaşamanın. Ne kadar doğru olduğıunun kanıtı
Fatsalı Halil İbrahim 'in hikayesi aklıma geldi. Dağın yamaçlarına yaslan be Halil İbrahim.
Harabat ehlini hor görme zâkir / Defineye malik viraneler vardır”...
Sunucu abimiz, eski yıllardaki trt sipikerleri gibi konuşuyor. 😊 güzel video olmuş. 👏👏👏
Bu arkadaşın yaşadığı ortam ve hikayesi profosyonelce kayda alınmalı bir insanı öyle güzel ve yalnız bir ortama sürükleyen şey herkesin kaldırabileceği bir psikoloji değil emin olun rahatını bozmadan güzel bir sohbet yapılabilir bu bir delilik değil akıllılığın ta kendisidir bırakın inşallah banada nasip olsun. Saygılar.
Bu abiyi görmüştüm maşallahı var ya boylu poslu ormanda yürüyüşte denk gelmiştik hızlı hızlı yürüdü kayboldu
Helal olsun gerçekten büyük bir azim. İSMET ABİ ELİNE EMEĞİNE SAĞLIK ÇOK GÜZEL VİDEO OLMUŞ
Bende 49 yasindayim yurt disinda yasiyorum 30 yildan uzun bir suredir.
Maddi anlamda hic bir seyim eksik degil AMA yinede icimde kocaman bir boslukla yasiyorum.
Benimde en buyuk hayalim bir dagda insanlarin olmadigi bir yerde yasamak.
HERSEYI HERSEYI GERIDE BIRAKIP GITMEK ISTIYORUM. SEHIRLERDEN NEFRET EDIYORUM!
👏👏👏 HELÂL OLSUN ARKADAŞA 7 YIL ..DİLE KOLAY.
Kamerayı sokmuşsun adamın ağzına asker esiri gibi röpörtaj yapmışsın..
hahahahahahaha
Muhteşem doğa. Tarifsiz bereketli topraklar.
Bnde doğada yaşıyorum maratoncu değilim koyun kardeşler var insanların olmadığı her yer güzel🤩🤩🤩🙃
adam kacmis ama rahat yok dagda bile
hahahaha
İnsanın kapalı kalması iyi birşey,
Yalnızlığın Huzurun Sakinliğin verdiği dinginlik insana güzel bir saflık katıyor. Dünyada/Şehirlerde ne yazık ki, Yamyamdan beter insanlar var.
"" KANAATKAR YASAM VE OLGUNLUK BU SADELIK SUKUNET NEGUZEL BIR ERDEM.
Amerika da olsa adamın filmini çelerler.
En doğru yorum
Çektiler in to the wild 2007 yapımı
@@emreyalcnkaya1063 onunla bu adam arasında çok fark var o adam resmen inteharı seçti Alaska kaç derece soguk haberin varmı uludağdaki sogukluk bir hiç alaskadaki sogukluk için
adam 7 yıldır dağda yaşıyor dişleri benden güzel.
şeker gibi gıdalardan uzak olduğu için..
Adam dağda yaşıyorum diyor. Dağ adamı oldum demiyor orada da diş fırçası diş macunu kullanabiliyordur.
@@ehlivukuf694 bende kullanıyom hala aynı
@@ofuzzhan :D
O yüzden güzel
Soyutlama değil kendini mutlu huzurlu nerde hissediyorsan orda yaşamalısın yaşam ekonomi üstüne ormanda yaşasan da illa lazım ÂLLAH yardımcısı olsun sağlıklı yasamlar İZMİR den selam🌳🌳🌳🌳🌳👍👍
nasıl olur da bu kadar yetenekli olan bir kardesimis sponsor olmaz. bu yoksulluğun bir işaretidir.
Senin için heyecanlıyım arkadaşım devam et.
adam bence havvan insanalrdan kactigi icin dagda yasamaya baslamis, bu hayati binlerce insan yasamak istiyor ama basaramiyorlar helal olsun allah yardimcisi olsun
Bence arkadaş rahat bırakılmak istiyor gözlerinde inanılmaz sıkıntıların izleri var Allah yardımcısı olsun.
aynen öyle konuşmasından belli birşeyler attalattığı.
Zihinsel anlamda şehir yaşayan insanlardan çok daha sağlıklı olduğuna eminim...
Büyük acıların izleri var sanki , kendiyle kaşmak istiyor
Evet. Sohbet etmek bile zorluyor onu. Belli bakışlarından.
Ln 7 yildan sonra cumle kurmayi unutmus adam sosyallikten bir haber susa susa birsey anlatamaz hale gelmis . Insan sosyal bir varliktir arkadaslar insanlardan uzak mutlu bir yasam anca filmlerde olur bos yapmayin
Adam dağda yalnız yaşıyor aç kalmıyor bizim şehirdekilerde açlıktan ölecekmiş gibi çırpınıp sağa sola saldırıyor insandan uzak yaşamak hakkaten güzel bende düşünüyorum heleki şehirlerden uzak yaşamayı çok istiyorum
Çok keyifsiz bir sohbet olmuş.
arkadaş bence sohbetin bitmesinden mutlu olmuştur o kırılmış ve aslan gibi gitmiş biz kaçamadık kurban olduk rezil olduk helal olsun bu kardeşime köle olmamış
Kardeşim insan bir şey satın alır be...hayatta destek diye bir şey var
Muhteşem bir video İsmet Abi, teşekkürler...
Allah yardımcısı olsun. Fazlasıyla cesaret isteyen bir iş.Tek başına ormanda yaşamak değil.Maaş olmadan kendi kendine yaşamak.
Maşallah kardeşimize. Allah yardımcısı olsun. mutluluklar dilerim..
Ismet bey çok güzel bir video teşekkürler
Vallah bende düsüniyom ormanda yasamayi. Cok severim dogaya yi. Ayrica insanlardan uzak durmak istiyorum ,cekilmek kendimi dinlendirmek istiyorum. Kentsel hayat insani yoruyor ve piskolojimi bozuyor. Dogada enerji toplamak istiyorum.
Allah yardımcın olsun inşallah kardeşim
AİLE KURSA İNŞALLAH ☝ TEK OLAN RABBİMİZDİR
Artvinde bu kardeşimizden 55 sene daha fazla doğada yaşayan bi amcamız vardı köylere çok nadir inerdi izini yolunu bulmanız imkansız ki Uludağ’dan çok daha derin ormanlardan bahsediyorum kendisiyle görüşme bi belgesel düşüncesine girdim fakat 3 sene önce 75 yaşında hayatını kaybetti ve 55 sene sonra ilk defa evine vefat etmeden 1 hafta önce geldi ve vefat etti ne çalıştığını gören olmuştur ne kimseden yardım istemiştir ne hasta olduğunu gören olmuştur inanılmaz bir hayat hikayesi sırlarıyla beraber göçtü bu dünyadan . Allah bu kardeşimizin yardımcısı olsun.
Adı sanı neydi rahmetlinin
@@umutcan6102 Ziya kös
Vay beee degişik gerçekten yolun açık olsun niz apartman deliğinden kaldık
Allah mutluluğunu Daim etsin ilhamın Bursa'ya geldiğimde uğrayacağım yanına
Kader arkadaşım
Böyle güzel insanları keşfetti etmek lazım renk katan insanlar
İlhanın gözleri nemli hüzünlü Birilerine kızmış Kendini Cezalandırmış gibi geldi bana arada insan kaçar yalnız kalmak içinde her daim iyi değil nasıl geçer zaman ömür boyu tavana duvarlara bakmakla
Adamın dibisin İlhan kardeşim
İsmet abi güzel ve ilgi çekici video olmuş keşke arkadaşta dağ yaşamıyla ilgili videolar çekip atabilseydi.ilk videonuzu gördüm sizin kanalınızda tam istediğim gibi doğayla alakalı elinize sağlık
bu guzel videoya dislike niye atilir ki
Adamın yanakları al al maşallah umarım çok güzel günleri olur röportaj çok iyi olmuş sorular harika 👍
İsmet abi İlhan kardeşimi gerçekten yürekten destekliyorum birşey farkettin mi abi pamuk gibi olmuş dertten kederden uzak 👍
Bu arkadaşın yaşadığı ortamı , yetiştirdiği sebzeleri vb. ayrıntılı çekme imkanınız var mı ?
Niye ki ne oldu
Birak kardesim adamin huzurunu bozmaktan oteye gitmez kimse gidip cekmesin, toplum olarak bir saygi duymak nedir ogrenemedik
@@kenansari Gidip saygısızlık yapın demedik , izni dahilinde , müsadesi olursa ayrıntılı bir çekim yapın dedik.Bir Çekim yapmakla huzuru bozulmaz merak etme , diğer tüm zamanlarında yalnız zaten.
@@Freebroadcast148 mecbur değil
Haklısın. öyle pat diye görüntü giriyor. Yani bu adam bilinen biri değil ki "gerçekliğinden emin olalım" Sac ve odunlar önünden başka bir plan çekiliyor. Adamın dibine girmiş ayrıca.
Bir mağara mı? bir ev mi? bir oyuk mu? nerede yaşıyor bu adam..
Konuşma, onun orada yaşadığı ile ilgili hiçbir bilgi ve veri vermedi. iletişim sorunu çeken bir meczuptan fazlasını görmedim.
Huzuru bulmuşsundur inşallah kardeşim.
dişleri bembeyaz kalmış
Nevşehir'in Gülsehir ilçesinin sığırlı köyüne 1972'de K.maraş'ın Turkoğlu'nun ya da Elbistan'in karahüyük köyünden veli yıldırım adında bir insan geldi .Mağarada tam 25 sene yaşadı.köylüler besleyip idare ettiler. sonra hastalanıp magarada vefat etti.Akrabaları maraşa götürürlerdi .1 ay sonra yürüyerek kaçar geri gelirdi köye.
Salam olsun Azerbaycadan İlhan kardeşime mən bir bayanım sporu kardeşim kimi dağlarda öyrendim bir koşucu olaraq ilkdefe yarışa qatlada birinci oldum .ancaq həmən ili kardeşimi itirdik artık koşa bilmədim . İndi oğlumu supora yönledirdim . Allah baxdını yolunu açıq etsin kardeşim ilhan
Biz assa inio ekmek almaya Allah canimizi aliyo adam dagdan asa iniyo yaz kis alis verise
harika bayılıyorum böyle yerlere
Ömür Aga ömür İskender gündüz ilaç san. Tc. Ltd şti
Oooo Halil Agam Senmi Geldin
Yinir gurban yinir yinir
halil agam şarap yok mu yauv
Halil ağam ya hiç gelmicin sannidim ya
Yinmez aga
biz evden markete 30 metre zor yürüyoruz adam150 km. koşuyor...lakin konuşmayı ya sevmiyor ya da artık unutmuş.
yeterince anlamlı konuştu ama neyse
@@Newparadisee evet bence de
Kamerayı adamın ağzına sokmasalar konuşacak ta bildiğin adamın ifadesini alıyormuşlar gibi kamerayı yüzüne tutuyorlar oda sürekli gözleriyle belli ediyor budurumdan rahatsız olduğunu ama karşısındaki anlamıyor ki...
Allah yardımcısı olsun kardeşimizin.
Yaşıyorsunuz hayatı helal olsun
ilk başta sagopa kajmer zannettim
Bu adamın kesin bir derdi var,kimselerin anlayamayacağı hem de..
Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı. Vatanımız gerçek bir cennet arkadaşlar gerçek bir cennet.
Hayalimdeki hayat:)
EMeğine ayağına sağlık abi. güzel bir havada güzel bir etkinlik olmuş....
insanlardan uzak doğa içinde yaşam tam aradığim şey evli değilde bekar sorumluluklardan muaf olsaydım bende bu tarz bir yaşam düşünürdüm tabi buralarda yşamak için doğayı bitkileri mantarları vs iyi bilmek gerekir
Bi sağı solu çekseydin hocam görseydik ortami
Arkadaş çok iyi birine benziyor, ürünleride belli ki kaliteli.
Gerçek bir "Challenge" saygı duyuyor başarılar diliyorum
Yüksek irtifa da antrenman yaptığı için diğer sporculardan 3-0 önde başlıyor yarışa kardeşim be helal olsun sana 😊❣️
Yaşıyorsun bi hayatı kral...
Adam Hürcyasiyor ne güzel
Rahatsız oldum.Arkadaşı ‘rahatsız’ etmişsiniz
Hayalini yasiyor helal
kamera kaydını asla doğru bulmuyorum hocam, bir sürü insan var, çeşit çeşit... ne diye rahatsız edilsin sebepsiz yere burak..
Ama adam izin vermiş. Hem niye ne sebeple rahatsız etsin bu adamı? Parası var çalacak
@@jwpiranesi mağara adamı görmüşcesine ziyaretine giderler, sebebsiz sorular sorarlar, belli ki Burak kendi kişisel gelişimine yoğunlaşıp yalıtılmış bir yaşam sürüyor. Ne kadar tedirgin olduğunu videoyu izlerken anlaşılıyor..
kardesimiz tertemiz delirmis.
inanılmaz bir zihin ve kafası var ölene kadar mutlu artık :D
deli falan degil oldukca aklibasinda
@@leonleon3455 aynen knk öyle :d
Ne alaka? İnsanların kendi tercihleri, huzurlu olmaları neden zorunuza gidiyor. Garip. Tanımadığı insanlara böyle ithamlaarda bulunan insanların hayatı genelde boktan oluyor...
@@iandhakan1261 azicik insan ve hayat tecruben varsa arkadasin mimik ve hareketlerinden anlayabilirsin. 'deli' elbette abartili bir yorum ancak bir cesit bozukluk oldugu da gozlerini kacirmasi, kurdugu cumlelerde gecmisten gelen bir takim travmalari oldugu cok bariz. hic boktan bir hayatim yok, denize nazir evimde tasaklarimi okkaliyorum ayiptir soylemesi asjkdhas
İlhan abi ile daha çok video bekliyoruz
ilhan kendine daha zor sorular sorardı valla :D :D
Cok kalite ve mutevazi bir insansiniz.
İlhan kral adam gib adam
Merak ediyirum ayi onunuze cikamiyir mu geziyirsunuz dagi tasi
Düşünsenize doğanın sessizliğiyle uykuya dalıyorsunuz ve kalkmanız gereken bir saat yok canınız istediği zaman kocaman bir nefesle gözünüzü açıyorsunuz dışarısı soguk ama siz sarındığınız battaniyenizde sıcacık gülümsüyorsunuz..
Asıl konu, asıl soru...Esas derdi nedir acaba? Kimse böyle bir hayatı isteyerek, severek tercih etmez! Derdi büyük olmalı! Allah yardımcısı olsun..
Aptala bak sana göre isteyerek secmez, herkesi kendiniz gibi muhtaç sanmayın birilerine