Dilaracım sen video yüklediğinde o kadar mutlu oluyorum ve heyecanlanıyorum ki senin videolarını öyle uzanarak ya da arka planda dinlemiyorum aksine üstümü başımı düzeltip en sevdiğim kahvemi tatlımı alıp tabiki not defterim ve kalemlerimle beraber izliyorum. senin kanala ve bize olan saygın o kadar güzelki bizide etkiliyor
Kültür endüstrisi de kapitalizmin bir ürünü değil mi? Kapitalizm yeni fikirleri sever, kapitalizm hiç doymayan bir canavar gibidir ve karşısına çıkan yeni, aykırı veya farklı fikirleri yutup alanını genişleterek yoluna devam eder. (Bu aslında kapitalizm için güzel bir şey ama bizim kapitalizm ile sorunumuz, her şeyi yutarak ruhsuz, hissizleştirmesi ile) Sanat eserlerini meta olmaktan çıkaramayız, çıkarabilmemiz için, sanatçıların, sanat eserlerini ekonomik bir ürün olarak görmememleri gerekir, sanatçılar, sanatçı yönlerini sadece sanat eseri yaratabilmek için kullanmaları gerekir. Bunun için de ekonomik yönden rahat hissetmeliler. Sanatçı olmayı meslek olmaktan çıkartmak gerekir, sanatçılığı meslekleştiren de kapitalizm diye düşünüyorum. Naçizane düşüncelerim bunlar.
Bir psikolog olarak hollandadan takip ediyorum. Uzun süredir bu kadar güzel içeriği olan bir kanal bulamamıştım. Videoların büyük bir kısmını izledim. Sırayla hepsini izlemek istiyorum. Emeğinize sağlık.
Merhabalar , Bam Özbekistandan Sarvarım. Kendi mesleği üzerinde bu kadar derinleşen ve genişleşen birisini hayatım boyunca hiç görmedim. Dilara, Konuşma uşlüpunuza bayılıyorum. Mesleki hayatıniza başarılar!
Sanat eserleri, sanatçının bilinçli eyleminin ve emek-zamanının somutlaşmasından ibarettir. Sanatçı, kendisi için estetik değer üretmek amacıyla eylediğinde bu eser içinde estetiksel bir kullanım değerini taşır. Öte yandan ücretli emek gerçekliği karşısında sanatçı, kendi dışındaki bir amaçla sanat eserini yaratırsa bunun karşılığında alacağı ücret nedeniyle sanat eseri artık değişim değeriyle karakterize olacaktır. İşte bu nedenle birtakım sanatçıların bilinçli eyleminin ürünü olan bazı sanat eserleri el değiştirdikçe değerlenmekte ancak estetik değeri azalmamaktadır. Estetiğin de bir yandan toplumsal şartların ve üretim ilişkilerinin ifadesi olduğunu da unutmamak gerekmektedir.
Bu videoyu daha izlemedim, akşam çay eşliğinde izleyeceğim. TEDx programında konuşacağınız için heyecanlıyım, orada sizi ilk defa dinleyeceklere düşündürürmenin heyecanını tattırırken, oradaki insanların yüz ifadelerini görmek isterdim.
Burjuva meta anlamda herşeye sahip olup doygunluğa ulaştıktan sonra bir eksiği kalmıştı o da onurdu .Bunu da sanatı parasıyla satın almaya çalışarak sağlamayı amaçladı.Sanatı bir emtiaya dönüştürdü. Oysa ki bir sanatçı özgürce hayal dünyasını sanatına bir meta değer kaygısı olmadan yansıtabilmeli. Dilara'cığım felsefe ,sanat , siyaset,ekonomi ve sosyolojiyi iç içe şahane yorumladın emeğine sağlık.Daha çok sanat videosu hazırlarsan çok seviniriz sanatın biricikliği,yapay zekada sanat gibi.
“Şairane bir ruhunuz veya hiç değilse şairane bir tarafınız yoksa, Marksist bir harekete liderlik etmeniz ya da sosyalist bir devletin lideri olmanız çok tehlikelidir.” -Bob Avakian
Sahilde yürüyüş yaparken, bisiklet sürerken videolarını dinliyorum... Oturuyorum kayalıkların üzerine dalgaların eşliğinde felsefeyi düşünüyorum... Pandemi zamanı seyrettiğim videoların formasyon eğitimimi bitirmeme yardımcı oldu. Ne diyebilirim ki, iyi ki varsın Dilozof ❤️
Marx'in guncelligini ve gercekligini hic kaybetmiyor olmasini hatirlatan bir sohbet olmus, cok tesekkurler. Marxistler guncel hayat ile Marx'in soylediklerini ne kadar cok bagdastirirsa Marx'in soylemleri insanlara faydali olmaya o olcude devam edecektir.
Emeğinize sağlık, senin vidyoların içinde, bugüne kadar izlediklerimin en iyilerinden . İçerik, akış ve sunuş olarak çıtayı yükseltmişsin. Banksy hakkındaki görüşlerini (ayrıntılı) merak ediyorum. Marxizm hakkında yanlış anlaşılmaya fazla özen (tekrar) göstermişsin. Teşekkürler.
Teşekkürler Dilara her zaman heyecan ile videolarını izliyorum..Ve Marx 'a katılıyorum alt yapı üst yapıyı belirler bu kişisel ve toplumsal hareketlerle ile de gözlenebilir ve Türker Kılıç Hocamızın kitabına gönderme yaparak eğer aydınlanma yaşamak istiyorsak bütünsel bakarak bunu çevreni aydınlatarak başlata bilirsin ve bütüne ulaşırsın bu zaman alsada ...sevgiler
Dilara hanım sizden fenomonoloji ile ilgili kapsamlı bir video bekliyorum.... uzmanlık alanınızın olmasıda ayrı bir heyecan yaratıyor. şimdiye kadarki çabanızın niteliğini analiz edince şunu anlayabiliyoruz; fenomenoloji gibi aslında bizim sosyo kültürel ve dilsel yapımıza pek hitap etmeyen bir konu hakkında duyarlılık sağlamak sizin dışınızda başka bir içerik üreticisinin yapabileceği bir şey değil..... hevesle bekleyecem
Merhaba, videonun kendisi çok keyifli olmakla ve ilgiyle dinlemekle birlikte, giriste Kant ve Hegel gibi genel resim koyabilmek adina bilgi birikimden öte merakın olmamasi itirafi beni epey şaşırttı, çünkü ürettigniz içerikler bahsettiginiz üzere düşünürlerin yalnizca estetik kavrayislariyla ilgili bi sınırılikta değil, toplumu yorumlamakla ilgili yaklasimlarda epeyce faydalandigim içeriklerinizi dinledim. Son kertede Marksizm tarihsel sürecte dünyanın 3'te 1 inin doktrin olarak kabul ettigi ve yönetimsel bicimleri etkiyeleyen bir düşünce iken siz de merak uyandirmamasi ilginç geldi. Marksiz düşünce üzerine yorumlarınızi merak edip search eden kullanicilarin icerik bulamamasi belki merakinizi perçinler :) sevgiler
Dilara mükemmel bir video olmuş doyamadığım bir video,sonra tekrar izleyeceğim. Videolarını izlerken marx hakkında bir video aradım sanatla ilgili olanı buldum eğer mümkünse bilfiğin kadarıyla işçi sınıfı hakkında da kısa bir video hazırlayabilir misin?
Zamaniniza ve emeginize saygi duyuyorum. Agziniza saglik. Ancak sol gelenekten gelen ya da hayatinda az da olsa sol okuma yapanlar icin yeni bir sey soylenmedigini de belirtmek isterim. Yine de sol'a uzak birileri icin sanat ve uretim iliskileri arasindaki baglantiyi aciklayan pekistirici bir video oldugu kanisindayim.
Bir yıl oldu sizinle tanışalı, bu videonun devamı olarak bir Adorno da olabilir bence kültür endüstrisi bağlamında. Ki olursa ben cok mutlu olurum . Teşekkür ederim şimdiden ❤
Harika ve eşsiz videolar hazırlıyorsunuz. Çok teşekkürler Sanatın tanımı net olmasada hissettiğim kadarıyla yaratım yapma dürtüsü gibi geliyor. Sanıyorum bu yaratimin sonucunda onu başkaları için değerli kılan şey insanın doğasından gelen ortak duyguların algıların analizinde yatiyor gibi. Nihayetinde doğada olmayan hibirseyi sanat yaratımı haline getiremiyoruz. Sistemlerin bu varolma biçimine ne derece etkisi var acaba. Sonuçta nasıl bir sistem olduğunu bilmediğimiz mağara dönemlerinde de sanat var
Elbette bu kadar çok şey bilip toplumdan çok üst bir bilinç seviyesine ulaşmak farkında olmadan kişinin kendini fil dişi kulesine kapatmasının yolunu açıyor ama dilara bu kuleyi kaldırmaya çalışıyor ve bunu çok rahat anlıyorum, başarılar
Nerede olduğunu bulamadım, bir yerde "sanat tüketim kültürünü yağmalamak zorundadır" gibi bir şey söyledin. Katılıyorum, bu her zaman böyleydi. Andy Warhol ise çalışmalarında gözümüze sokmak suretiyle bu farkındalığa sahip olmamızı sağladı.
19:30 black mirror 1.sezon 2.bölüm geldi aklıma. orada da işkenceye dönüşmüş gösteri sisteminden kurtulmak isteyen bir kişi gösteri yapmak yerine sahnede isyan edip kendine zarar vermekle jürileri ve seyircileri (bir bakıma) tehdit edince, bu yaptığı kendisi bile anlamadan, birden çok beğenilen bir gösteriye dönüşüyordu. bu durumun verdiği çaresizlik hissi insanı çıkmaza sokuyor sanki.
3-MASACCİO:Umberto Eco,Rönesans, Duyguların Tarihi Ünlü sanat tarihçisi, Jacob Buckhardt (1818-1897),İtalyan Rönesans'ını hem modernizmin hem de bireyselliğin doğuşu olarak tanımlar. Tek bir cümleyle "Rönesans İnsanın kesfedilmesidir "diye bu dönemi özetler.K.Marx'ın Tarihsel Materyalizm kuramına göre Orta Çağ tanımı ise kısaca şöyledir: Feodalizm,Kralın da dahil olduğu aristokrasinin yönetici sınıf haline geldiği, dinin hayatta önemli bir rol oynadığı,dönem olarak ifade edilir. Ezen ve Ezilenler arasindaki mücadele ve sömürü devam etmektedir.Bir yanda Derebey,diğer yanda Serfler.Bizim Rönesans diye tanımladığınız, dönemin Marksist açıdan bir önemi ve degeri yoktur! Rönesans dönemi hakkında bir özet bilgi vermeden önce, Orta Çag'a bir göz atalım. Ortaçag Avrupa'sında İnsanın bir değeri yoktu.Engizisyon mahkemelerinde yüzbinlerce insan haksız yere ve çok defa sırf servetlerini ele geçirebilmek için öldürüldü.Katolik kilisesi,Hz.İsa'nın "Sevgiye dayalı "öğretisini çoktan terk etmişti. Papazlar çeşitli menfaatler karşılığında günahları affedip,cennetten yer satıyorlardı.Umberto Eco'nun çok bilinen romanı 'Gül'ün Adını'hatırlayalım .Aristoteles'in yazdığı, tek kopyası olan,ne yazık ki günümüze ulaşamamış eseri Poetika'nın ikinci cildinin,yalnızca güldürü ve gülmeyi işlemesi sebebiyle, ortadan kaldırılmasını anlatan bu Roman bize Orta Çağdaki kilisenin yaşam üzerindeki etkisini,bilginin tek elde toplanmasını konu eder. Cinsiyetlendirmeyle ilgili olarak,Rosenwein,özellikle Orta Çağda kadınlara yönelik pek çok ayrımcı bakış açısının hüküm sürdüğünden bahseder.Çocuk sahibi olan kadınların acıyla karşılaşınca Çığlık atma haklarının olduğunu söyleyen Rosenwein, ideal kadının ise acı çeken İsa'yla özdeşleşmenin bir işareti olarak,acıyı şikayet etmeden, minnetle karşılayan kişi olduğunun altını çizer. Duyguların cinsiyetlendirilmesi bu dönemde daha keskin bir şekilde görülmektedir. (Rosenwein B.H.2002- Worrying About Emotions in History-The American Historical Review 107-3 ,821-845) 'Marx'ın Hayaleti Aramızda ' anlatısı ,sadece bu dönemin Ressamları üzerinde yoğunlaşıp, bu sanatçıların düzenin ve egemen güçlerin (Kilise,Saray, Zenginler)bir hizmetkarı olduklarını vurguluyor.Ama biz biliyoruz ki "Rönesans "yaşamın her alanında bir "Diriliş "in ve "Uyanış"ın öyküsüdür. Bakınız, bu Diriliş'in müzikte yansıması, müzik eleştirmeni ve yazarı Evin Ilyasoğlu tarafından nasıl dile getiriliyor."Rönesans'ın yaşam sevinci dansları,danslarda çalgıları arttırır. Böylece çalgılar için ve çalgı toplulukları için bestelenen müzik dogar.Çalgılar artık yalnız insan sesine eşlik etmek için yada,eksik insan sesini tamamlamak için kullanılmaz. Bu dönemde çalgısal müzik, vokal müzikten bağımsız bir konuma kavuşmuştur. Orta Çağın yalnız cennete hazırlanan ortamı yerine bu dünyanın yaşamaya, keşfedilmeye değer olduğu düşüncesi yayginlaşmıştır." Tanrı (Kilise)merkezli düşünceden, İnsanın yaşamın merkezine oturduğu, skolastik düşünce ve dogmalardan kurtulup, İnsan aklının eşsiz ve olağanüstü yeteneğe sahip olduğunu söyleyen Hümanizm düşüncesinin ön plana çıktığı bir dönemdir. Bu dönemin adeta bir Rönesans manifestosu olarak kabul edilen"İnsanın Onuru Üzerine Söylev"Giovanni P.della Mirandola tarafından kaleme alınmıştır (1486).Batı ve klasik antikite Yunan-Roma eserleri tercüme edilmiş, maatbanın icadıyla bu bilgilerin basılıp tüm Avrupa'ya dağıtımı sağlanarak ,sanat, bilim,felsefe yeniden canlanır.Coğrafi keşifler ve ticaretin artmasıyla, zenginleşen tüccarların sanata yatırım yapması kolaylaşır.Bu yeniden doğuşun, düşüncenin ön plana çıkmasının en somut sanatsal ifadesi,Raffaello Sanzio tarafından 1509-1511 yılları arasında yapılan ünlü 'Atına Okulu' freskidir. Şimdi Vatikan müzesine dönüştürülen bu mekanda (stanza della segnatura)dört duvara yapılan fresklerden biri olan bu Muhteşem eser(boyutlar,5 m.x7.m)birçok Yunan filozoflarını ve bilim adamlarını yansıtır. Bu figürlerin birkaçını sayabilirim.Tabii ki merkezde iki ana figür, Platon ve Aristoteles, (rastgele yazıyorum)Zenon, Epikür, Heraklitos,Pisagor, Sokrates,Arşimet, Demokritos,Diyojen, Averroes(İbn Rüşd)vb..toplam 21 figür bulunmaktadır. Bu figürlerin felsefi açıdan yorumlanması ise Antik Yunan'daki'liberal sanatlar'ın resmedilmesi olarak tanımlanır. Sırasıyla;Gramer, Retorik,Diyalektik, Müzik, Aritmetik, Geometri,Astronomi'den ibarettir.Tum bu bilgilerden sonra,Nihayet Masaccio 'nün sanat tarihi açısından çok önemli olan eserine gecebiliriz ,Vergi Parası (tapınak vergisi-haraç vergisi). Masaccio (1401-1428)kısa süren hayatında resim sanatına çok değerli katkılar ve yenilikler getirmiş olan bir Ressamdır.Onun bir sanatçı olarak beslendiği iki ana kaynak (sanatçı)olmuştur. Birincisi, mimar F.Brunelleschi 'den öğrendiği bilimsel perspektif bilgisi ve Heykeltraş Donatello'dan öğrendiği klasik Yunan ve Roma sanatlarindaki doğal ve gerçekçi üslup. Masaccio, Brancacci şapelindeki bu çok bilinen eserinde,hem tek çizgili doğrusal perspektifi, hemde arka planda (daha solgun ve sönük renkler taşıyan)dağlar ve bulutların oluşturduğu, atmosferik perspektifi aynı freskte uygulayarak arkasından gelen diğer sanatçılar için önayak olmuş ve yeni ilhamların kaynağı haline gelmiştir. Freskin tam ortasında bulunan Hz.Isa, gözümüzün ilk odaklandığı nokta olmaktadır.Etrafındaki havariler,burada insanüstü varlıklar değil, kırılgan ve kusurlu bir biçimde, o dönem için sıradışı, abartısız doğal bir formda verilmiştir. Bu resimde ilk kez ,üç ayrı zaman ve üç ayrı olay anlatılmaktadır. Sinematografik bir anlatım yapılmıştır. Ortadaki vergi tahsildarı - kısa etekli olan- ,Isa'dan ,Vergi parasını talep etmektedir,(bakana göre solda)arkada st.Peter, balığın ağzındaki sikkeyi almakta ve en sağ tarafta yine st.Peter tahsildara 'Vergi parasını 'ödemektedir.Aslında burada, Hz.İsa'nın bir mucizesi anlatılmaktadır. Masaccio aynı zamanda bir ''ışık ve gölge 'ustasıdır.Masaccio hem perspektifi hemde ışığı çok başarılı bir teknikle kullanarak bu freskde olağanüstü bir mekan ve hacim yanılsaması yaratmıştır...
Bir solukta izleyip bitirdim...Emeğine ve nefesine sağlık.Hayata baktığınız gibi sanata da aynı diyalektik materyalist açıdan baktığınızda...Doğruları gerçekleri daha yalın ve açık görmek kaçınılmazdır.Çünkü diyalejiktik neden sonuç ilişkisi içinde insana sürekli yeni sorular sordurur. Araştırmaya çözümlemeye teşvik eder. Bugüne kadar size dayatılan öğretilen bütün kabullenmişlikleri dogmaları tersyğz eder. Tek tek diye kafanıza vura vura beyninize sorulmaya çalışan bütün bilgileri altüst eder. Doğruyu görmek önyargıları yıkmaktan geçer...Videoda eleştirdiğim tek noktada ısrarla ben Marksist Komünist vb değilim demeniz...Neden yani Marksist yada Komünist olarak etiketlenmekten mi çekiniyorsunuz...Bana göre bazı eleştirilecek yanları olmasa Komünizm insanlık ve dünyanın geleceği için en ileri sistem..Çünkü para kar ve çıkar ilişkisine dayanan kapitalizm güzel olan değerli olan herşeyi kirletiyor çürütüyor yokediyor....
Para,insanın kendisine dahi yabancılaşmasının önünü açıyor bence;zira herkes parayı elde etme uğruna kişiliğinden ödün vermek zorunda bırakılıyor.Kendine yabancılaşan,kişiliksizleşen insan ne üretebilir?
@Panenteist kapitalizm in özü bireyselleşme ve bu bireyselleşme üzerinden yapılan yarıştır.Yaşamlarını kağıt veya metal parçaları üzerinden devam ettirmeye çalışan insanların oluşturdukları toplumlar çökmeye mahkumdur bana göre;zira bu aynı zamanda insanların yozlaşmalarının önünü açmakta,yozlaşan insanların oluşturdukları toplumlar da doğal olarak yozlaşmaktadır..
Para hem düzen kurar hem düzen bozar.Ama sonuçta insanoğlunun herşeye onunla değer biçme gibi bir hastalığı var.Bu da sonuçta kişilik bozulmasına neden yol açmasın ki?:) Hatta bazılarının hayatını ele gecirecek kadar erezyona yol açar. Para, insanlıktan uzaklaştıran bir hırsa kadar götürebilir.Zamanla hayatının kontrolünü kaybedersin..Çünkü yaşadığın toplum sana biir takım değerler yükler ve bu da beklentiler oluşturur.Bu kez de kendine yabancılaşmaya başlarsın. Aslında para köleleştirir.İnsan kendi doğasına yabancılaşma sürecine girer.Bunu günümüz dünyasında kapitalizm becermiştir..
@@neverminddude Para'nın icad edilme nedeni mal takasının zorluklarıdır;yani araç olarak düşünülmüş olan para,kapitalizmle birlikte amaç'a dönüşmüştür diyebilir miyiz? :)
Merhabalar, ben Marx’tan Warhol’a yolculuğu çok sevdim doğrusu. Emeğinize sağlık. “Sanatı sanat yapan nedir?” diye bir makale yazdığınızı söylemiştiniz sonlara doğru, nasıl okuyabiliriz bu makaleyi? Sevgiler ❤️
Merhaba. Videolarin, guclu bir hafizanin topladigi bilgiler dizisi, dinleyici bulmaya uygun ve yeter. Ama artik vizyon uretmek de gerekmez mi? Her dinletiden sonra kendime sorarim, "hayatimda ne degisti?". Selamlar.
Teşekkürler. Ekonomik koşullar sanatı belirler. Bu doğru ve bana Hegel'in zeitgeist'ını hatırlattı. Bantlanmış muzdan sanat eseri olur çünkü zamanın ruhu bunu gerektirir.
Dilara hnm merhabalar. Bir toplumda bir kesim insanlar bir kesim insanları nankörlukle suçluyorsa ve suçlanan kesimde bunun nankörlük değilde neden daha refah yaşanabilir bir toplum olmayalım düşüncesinde. Bu konuyu enine boyuna incelemek lazım geldiģini düşünüyorum. Bununla ilgili bir video yapmadıysanız ( yapmışda olabilirsiniz. Çünkü tüm videolarınızi henüz izlemiş değilim. )konuyla ilgili fesefi calısma varsa bizimle paylaşırsanız sevinirim.Konuyu tam olarak anlatabildim mi bilemiyorum. Selamlar.
Bir ara Alfa yayınlarından kitaplar yayınladınız ama ben inceleyene kadar kalktı sosyal medyam da olmadığı için ulaşamadım…lütfen bir daha bu kanaldan ya da e mail üzerinden yardımcı olurmusunuz …takipçilerinizde biliyorlarsa yardımcı olurlarsa sevinirim…dikkate alacağınızı umut ediyorum..teşekkürler🍃
Emeğinize teşekkürler. Tarihsel materyalizm dışında tüm sol argümanları kullandığınız anlatımınızı keyifle dinledim. "Özel mülkiyet karşıtı değilim" diyerek özellikle bakış açınızı belirlemeniz de hoştu! Tarihsel materyalizmde ilkel komünalizm, feodalizm, kapitalizm, sosyalizm birbirini doğuran yönetim biçimleri diye aktarılır. Benim bakış açım da böyle! "Sistem dışı kalarak sanat üretemezsiniz" cümlesini kurarken toplumcu sanat eserleriyle bilinen bir çok sanatçıyı dışlamış olmadınız mı?
İlkel komünizmden komünizme uzanan aşamalı tarihsel materyalizm yaklaşımı Marx'a değil Stalin'e aitttir. Stalin bu aşamalı SSCB'nin sosyalist bir devlet olduğunu görünürde sağlamak için uydurmuştur. Şöyle ki; bu yaklaşıma göre SSCB kapitalist değildir o zaman ondan sonra sosyalizm geliyor o zaman sosyalisttir. Devlet kapitalizmini sosyalizm olarak yutturmanın teorisi.
Marksizmi aşma iddiasıyla yola çıkacak fikirlerin evvela kapitalizmi aşmaları gerekmektedir ., aksi takdirde Marksizmin gerisine düşerler... Bir Marksizm karşıtı argüman , yalnızca Marksizm öncesi bir fikrin yeniden canlanmasıdır... Sartre
“Sanatı sanat yapan nedir?” İnsanın düşlerinin bilinçinin dışa vurumu yani yaratımı sanattır. Günümüzde her şey dijitalleşiyor. Haliyle sanatın karşılık bulduğu değersel dayanaklar değişti. değerler değişti. karşılık bulduğu zemin değişti. Günümüzde sanat ortaya çıkarılacak çalışmanın zeminsel değerine indirgendi. Sanat ise mekanik ihtimaller, pikselleşen birleşenler ve yapay zekanın üretebileceğine doğru evrimleşiyor. eskiden sanatçı var idi. şimdi yapay zekanın üretebileceklerinin gücüne doğru gidiyor.
Aslında bu 'digital art' dediğimiz kavramda salt yapay zekanın ürettiklerinden ziyade sanatçının kullandığı metaların değişimi ile kompozit yaratım ortaya çıkartılıyor diyebiliriz. Çok güzel nft eserler var incelemenizi tavsiye ederim
Bireysel yeteneklerini, para kazanma amacı ile para verenin konusuna uygun eser üretmeye kullanımına sanat denir mi tam bilemedim ama. Çokta dramatik bir şekilde eleştirmek te içimden gelmedi. Diyelim ki sanat eserleri değil. Kendi bireysel duygularını, üslubunu kullanarak sanat eserleri yaratmasına da kimse engel değil. Belki sipariş olarak yapılan sanat eserlerine başka bir isim bulmalıyız.
Modigliani nin filmini izlemiştim, sanırım Picassoydu en yakın arkadaşı.Onunla mevcut düzene daha yakın durduğu için sorun yaşamıştı.Kendisi de sefalet içinde bir yaşam sürüp ölüp gitmişti
DİLARA HANIM SİZDEN UZUN ZAMANDIR BİLDİRİM ZİLİ AÇIK OLDUĞU HALDE BİLDİRİM GELMİYOR MAALESEF. TESADÜFEN UA-cam ' DA DOLAŞIRKEN GEÇMİŞ YAYINLARINIZI GÖRÜYORUM. HER HALDE ÇOK ERKEN SAATTE PAYLAŞIM YAPIYORSUNUZ.
Katkı olması için modern dönem için konuşursak, telif hakları(ülkemizde fikir ve sanat eserleri kanunu, uluslararası bağlamda telif hakları Roma Andlaşması) sanatçıyı korumaktadır. Mesela, sanatçı bir tablosunu sattığında satın alan sadece tablonun mülkiyetini elde eder, lakin eser üzerindeki hak satın alana geçmez. Satın alan sadece eşyanın mülkiyetine sahip olur. Sanatçı eser üzerinde maddi ve manevi haklarını saklı tutar; eğer bu haklarını devretmemişse. Dolayısıyla, sanatçının izni olmadan bu eser kopyalanamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz. Aksi halde sanatçının haklarına tecavüz olur ve mütecavizin tazminat ve ceza hukuku bakımından sorumluluğu doğar.
Ticari dolaşım yasaları ve demokratik iletişim yasalarıyla görülebilir ve işitilebilir olanın tüm yayılımını denetlemeye kararlı olan İMPARATORLUK artık hiçbir şeyi sansürlemiyor... Bu haz alma yetkisinden vazgeçmek , her türlü düşünce gibi , her türlü sanatın da sonudur... Acımasız bir biçimde , kendi kendimizin sansürcüleri olmalıyız... Alain Badiou
Ortaçağda Rönesans ressamlarına, heykeltraşlara "usta" deniliyordu. Leonardo Usta, mikelanjelo usta... sanatçı denilmiyordu. Onlara sanatçı denilmesi 19.yy'daki sanat tarihçiler tarafından olmuştur.
Monstekü ( artık nasıl yazılıyorsa ), Kant ve Marx hakkında ortalama 140 sayfalık kitaplar okudum. Marx yeni yeni bitti. Tarihsel sıralamaya önem verdiğim için öncesi ve sonrası var. Freud, Niçe yolda sayılır. En başta Sokrates ile başladım. Şunu anladım. yakın tarihte onun kadar (Marx) sevilen ve nefret edilip eleştirilen biri yok. Yada ben bilmiyorum. Marx gerçekten üzerinde ağır analizler yapılacak bir düşünür. Seri kitaplarım bittiğinde Marx ve Platon'u daha derin incelemek istiyorum.
Marx da, her insan, her düşünür gibi doğal olarak elestirilebilr ancak nefret edilemez. Zira proletaryanin öncülüğünde tüm insanlığın kurtuluşunu amaçlıyor. Toplumsal adalet saglanmadikca devrimci mücadele de bitmeyecektir. Keşke liberal demokratların dediği gibi 'görünmez bir el' kamusal refahı saglasaydi da devrimci yollara gerek kalmasaydı ama Adam Smith 'in 1776' da söylediği sözdeki savi hala gerçekleşmedi. Selamlar, sevgiler, saygılar... 🌹🌹🌹👍👍👍❤️❤️❤️👋👋👋Che
Insan,yaşamak için mutlaka maddi gereksinim duyar,buda bütün sanat dallarını bir noktadan sonra,ticarette dönüşmesine sebep olur,marks haklı,ancak bunu önleyecek hiçbir düşünce ve mekanizma olamaz, tek çare insanın bir ahlak yasasına tabi olması,yani sanatçı ben kendim içinmi,yoksa insanlık içinmi fikir,sanat üretmeliyim seçimini,insanlıktan yana yapmasıyla mümkündür,bence en önemli vurgu,sanatın insanın aydınlanma ve bilinç seviyesinin yükselmesine hizmet etmesi olduğudur,şayet sanat bunu artık yapamıyor veya bundan vazgeçip sadace bir meta olarak görmeye başlıyorsa,artık bu noktada bir yıkım veya kapitalist sistemim zaferinden söz edebiliriz,eğer bant yapıştırılmış bir muz baha biçimleniyor veya milyonlar ediyorsa,sanat,sanatçının imzasını paraya çevirmekten başka birşey olamaz.
Dilaracım sen video yüklediğinde o kadar mutlu oluyorum ve heyecanlanıyorum ki senin videolarını öyle uzanarak ya da arka planda dinlemiyorum aksine üstümü başımı düzeltip en sevdiğim kahvemi tatlımı alıp tabiki not defterim ve kalemlerimle beraber izliyorum. senin kanala ve bize olan saygın o kadar güzelki bizide etkiliyor
Kültür endüstrisi de kapitalizmin bir ürünü değil mi? Kapitalizm yeni fikirleri sever, kapitalizm hiç doymayan bir canavar gibidir ve karşısına çıkan yeni, aykırı veya farklı fikirleri yutup alanını genişleterek yoluna devam eder. (Bu aslında kapitalizm için güzel bir şey ama bizim kapitalizm ile sorunumuz, her şeyi yutarak ruhsuz, hissizleştirmesi ile) Sanat eserlerini meta olmaktan çıkaramayız, çıkarabilmemiz için, sanatçıların, sanat eserlerini ekonomik bir ürün olarak görmememleri gerekir, sanatçılar, sanatçı yönlerini sadece sanat eseri yaratabilmek için kullanmaları gerekir. Bunun için de ekonomik yönden rahat hissetmeliler. Sanatçı olmayı meslek olmaktan çıkartmak gerekir, sanatçılığı meslekleştiren de kapitalizm diye düşünüyorum. Naçizane düşüncelerim bunlar.
Bir psikolog olarak hollandadan takip ediyorum. Uzun süredir bu kadar güzel içeriği olan bir kanal bulamamıştım. Videoların büyük bir kısmını izledim. Sırayla hepsini izlemek istiyorum. Emeğinize sağlık.
Emeğine sağlık; oldukça aydınlatıcı bir video olmuş. Karl Marks anlaşılması kolay olmamakla birlikte anlamaya değer bir düşünsel fenomendir.
Merhabalar , Bam Özbekistandan Sarvarım. Kendi mesleği üzerinde bu kadar derinleşen ve genişleşen birisini hayatım boyunca hiç görmedim. Dilara, Konuşma uşlüpunuza bayılıyorum.
Mesleki hayatıniza başarılar!
Heyecanla dinledim. Bu şekilde birkaç konunun bağlanarak anlatılmasını daha çok seviyorum.
Sanat eserleri, sanatçının bilinçli eyleminin ve emek-zamanının somutlaşmasından ibarettir. Sanatçı, kendisi için estetik değer üretmek amacıyla eylediğinde bu eser içinde estetiksel bir kullanım değerini taşır. Öte yandan ücretli emek gerçekliği karşısında sanatçı, kendi dışındaki bir amaçla sanat eserini yaratırsa bunun karşılığında alacağı ücret nedeniyle sanat eseri artık değişim değeriyle karakterize olacaktır. İşte bu nedenle birtakım sanatçıların bilinçli eyleminin ürünü olan bazı sanat eserleri el değiştirdikçe değerlenmekte ancak estetik değeri azalmamaktadır. Estetiğin de bir yandan toplumsal şartların ve üretim ilişkilerinin ifadesi olduğunu da unutmamak gerekmektedir.
Bu videoyu daha izlemedim, akşam çay eşliğinde izleyeceğim. TEDx programında konuşacağınız için heyecanlıyım, orada sizi ilk defa dinleyeceklere düşündürürmenin heyecanını tattırırken, oradaki insanların yüz ifadelerini görmek isterdim.
Sevgili kardeşim bir pazar sabahı beynimizi yakıp sonrada aydınlığa çıkardığın için teşekkür ederim :)
Burjuva meta anlamda herşeye sahip olup doygunluğa ulaştıktan sonra bir eksiği kalmıştı o da onurdu .Bunu da sanatı parasıyla satın almaya çalışarak sağlamayı amaçladı.Sanatı bir emtiaya dönüştürdü. Oysa ki bir sanatçı özgürce hayal dünyasını sanatına bir meta değer kaygısı olmadan yansıtabilmeli.
Dilara'cığım felsefe ,sanat , siyaset,ekonomi ve sosyolojiyi iç içe şahane yorumladın emeğine sağlık.Daha çok sanat videosu hazırlarsan çok seviniriz sanatın biricikliği,yapay zekada sanat gibi.
“Şairane bir ruhunuz veya hiç değilse şairane bir tarafınız yoksa, Marksist bir harekete liderlik etmeniz ya da sosyalist bir devletin lideri olmanız çok tehlikelidir.”
-Bob Avakian
Ağzınıza sağlık, bu zamana kadar izlediğim en iyi videolarınızdan birisiydi, çok net özetlediniz, çok teşekkür ederim kendi adıma.
Ufkum açıldı resmen. Teşekkürler Dilozof :)
Dilara Hanım ne kadar da harika bir video 👏👏
Dünyayı anlamak yetmez ayrı zaman da değiştirmek gerekir KARL MARX🏴🏴✊
Tebrik ederim Dilara videoların sayesinde gerçekten bir şeyler öğreniyorum ve çok başarılı buluyorum. İyi çalışmalar dilerim
Sahilde yürüyüş yaparken, bisiklet sürerken videolarını dinliyorum... Oturuyorum kayalıkların üzerine dalgaların eşliğinde felsefeyi düşünüyorum... Pandemi zamanı seyrettiğim videoların formasyon eğitimimi bitirmeme yardımcı oldu. Ne diyebilirim ki, iyi ki varsın Dilozof ❤️
Marx'in guncelligini ve gercekligini hic kaybetmiyor olmasini hatirlatan bir sohbet olmus, cok tesekkurler. Marxistler guncel hayat ile Marx'in soylediklerini ne kadar cok bagdastirirsa Marx'in soylemleri insanlara faydali olmaya o olcude devam edecektir.
Marx'ın söyledikleri hitlerden fazla insanın ölümüne sebep oldu
Sanat tarihine devam etmeni isteriz Dilaracım☺
Emeğinize sağlık, senin vidyoların içinde, bugüne kadar izlediklerimin en iyilerinden . İçerik, akış ve sunuş olarak çıtayı yükseltmişsin. Banksy hakkındaki görüşlerini (ayrıntılı) merak ediyorum. Marxizm hakkında yanlış anlaşılmaya fazla özen (tekrar) göstermişsin. Teşekkürler.
Teşekkürler Dilara her zaman heyecan ile videolarını izliyorum..Ve Marx 'a katılıyorum alt yapı üst yapıyı belirler bu kişisel ve toplumsal hareketlerle ile de gözlenebilir ve Türker Kılıç Hocamızın kitabına gönderme yaparak eğer aydınlanma yaşamak istiyorsak bütünsel bakarak bunu çevreni aydınlatarak başlata bilirsin ve bütüne ulaşırsın bu zaman alsada ...sevgiler
Pazar sabahlarının güzelligi eline saglık dilara!
Dilara hanım sizden fenomonoloji ile ilgili kapsamlı bir video bekliyorum.... uzmanlık alanınızın olmasıda ayrı bir heyecan yaratıyor. şimdiye kadarki çabanızın niteliğini analiz edince şunu anlayabiliyoruz; fenomenoloji gibi aslında bizim sosyo kültürel ve dilsel yapımıza pek hitap etmeyen bir konu hakkında duyarlılık sağlamak sizin dışınızda başka bir içerik üreticisinin yapabileceği bir şey değil..... hevesle bekleyecem
Merhaba, videonun kendisi çok keyifli olmakla ve ilgiyle dinlemekle birlikte, giriste Kant ve Hegel gibi genel resim koyabilmek adina bilgi birikimden öte merakın olmamasi itirafi beni epey şaşırttı, çünkü ürettigniz içerikler bahsettiginiz üzere düşünürlerin yalnizca estetik kavrayislariyla ilgili bi sınırılikta değil, toplumu yorumlamakla ilgili yaklasimlarda epeyce faydalandigim içeriklerinizi dinledim. Son kertede Marksizm tarihsel sürecte dünyanın 3'te 1 inin doktrin olarak kabul ettigi ve yönetimsel bicimleri etkiyeleyen bir düşünce iken siz de merak uyandirmamasi ilginç geldi. Marksiz düşünce üzerine yorumlarınızi merak edip search eden kullanicilarin icerik bulamamasi belki merakinizi perçinler :) sevgiler
Çok faydalı, bilgilendirici video olmuş emeğine sağlık🌸
Dilara mükemmel bir video olmuş doyamadığım bir video,sonra tekrar izleyeceğim. Videolarını izlerken marx hakkında bir video aradım sanatla ilgili olanı buldum eğer mümkünse bilfiğin kadarıyla işçi sınıfı hakkında da kısa bir video hazırlayabilir misin?
Zamaniniza ve emeginize saygi duyuyorum. Agziniza saglik. Ancak sol gelenekten gelen ya da hayatinda az da olsa sol okuma yapanlar icin yeni bir sey soylenmedigini de belirtmek isterim. Yine de sol'a uzak birileri icin sanat ve uretim iliskileri arasindaki baglantiyi aciklayan pekistirici bir video oldugu kanisindayim.
Bir yıl oldu sizinle tanışalı, bu videonun devamı olarak bir Adorno da olabilir bence kültür endüstrisi bağlamında. Ki olursa ben cok mutlu olurum . Teşekkür ederim şimdiden ❤
Kaynakları verdiğin için çok teşekkürler çok ince bir hareket olmuş🥰
Teşekkürler..🎯
Çok bilgilendirici mükemmel bir video kayıt olmuş. Teşekkür ediyoruz.👍👏👏👏
Karl Marx’ın siyaset felsefesi hakkında bir video yapabilir misin? Şimdiden teşekkürler 🙏🏼
Teşekkür etmek yetersiz kalıyor. İYİ ki sizi tanıyor ve sizden öğreniyorum
harika yorumlamışsın👏🏻
Harika ve eşsiz videolar hazırlıyorsunuz. Çok teşekkürler
Sanatın tanımı net olmasada hissettiğim kadarıyla yaratım yapma dürtüsü gibi geliyor. Sanıyorum bu yaratimin sonucunda onu başkaları için değerli kılan şey insanın doğasından gelen ortak duyguların algıların analizinde yatiyor gibi. Nihayetinde doğada olmayan hibirseyi sanat yaratımı haline getiremiyoruz. Sistemlerin bu varolma biçimine ne derece etkisi var acaba. Sonuçta nasıl bir sistem olduğunu bilmediğimiz mağara dönemlerinde de sanat var
Teşekkür ederim. Çok yararlandım.
Çok kaliteli bir içerik olmuş. Elinize sağlık
İYİKİ VARSIN
Elbette bu kadar çok şey bilip toplumdan çok üst bir bilinç seviyesine ulaşmak farkında olmadan kişinin kendini fil dişi kulesine kapatmasının yolunu açıyor ama dilara bu kuleyi kaldırmaya çalışıyor ve bunu çok rahat anlıyorum, başarılar
Emeğine sağlık,teşekkürler.Severek takip ediyoruz ve sayende aydınlanıyoruz.Öz güvenli anlatımın da oldukça güzel.Sevgiler..
İş bankası kültür yayınlarından çıkan üçleme,
Freud/Nietzsche/Marx
bu işe ne derdi.
Kitapları da bir hârikaydi.
Çok eğlenceli ve eğitici olmuş.
Bu videonun üzerine özgürlük kavramını irdeleyeceğiniz bir video çok iyi gider bence
Video gecikti bak dilara hanım ne bu ya 242'inci seferde izliyoruz ayıp denen bir şey var. İlk bana bildirim gelmeliydi :D
emeğiniz için teşekkür ederim
Nerede olduğunu bulamadım, bir yerde "sanat tüketim kültürünü yağmalamak zorundadır" gibi bir şey söyledin. Katılıyorum, bu her zaman böyleydi. Andy Warhol ise çalışmalarında gözümüze sokmak suretiyle bu farkındalığa sahip olmamızı sağladı.
Katılıyorum.
Hocam saçınız şekil... 💎
Güzel anlatmışsın bacım beğendim
Böyle bir konuda Walter BENJAMİN'den bahsedilmesi gerekirdi, ama video her zamanki gibi çok faydalı.
Teşekkürler
Tesekürler 👍😘
19:30 black mirror 1.sezon 2.bölüm geldi aklıma. orada da işkenceye dönüşmüş gösteri sisteminden kurtulmak isteyen bir kişi gösteri yapmak yerine sahnede isyan edip kendine zarar vermekle jürileri ve seyircileri (bir bakıma) tehdit edince, bu yaptığı kendisi bile anlamadan, birden çok beğenilen bir gösteriye dönüşüyordu. bu durumun verdiği çaresizlik hissi insanı çıkmaza sokuyor sanki.
çok güzel bir sunum olmuş. marx bile beğenirdi ;)
3-MASACCİO:Umberto Eco,Rönesans, Duyguların Tarihi
Ünlü sanat tarihçisi, Jacob Buckhardt (1818-1897),İtalyan Rönesans'ını hem modernizmin hem de bireyselliğin doğuşu olarak tanımlar. Tek bir cümleyle "Rönesans İnsanın kesfedilmesidir "diye bu dönemi özetler.K.Marx'ın Tarihsel Materyalizm kuramına göre Orta Çağ tanımı ise kısaca şöyledir:
Feodalizm,Kralın da dahil olduğu aristokrasinin yönetici sınıf haline geldiği, dinin hayatta önemli bir rol oynadığı,dönem olarak ifade edilir. Ezen ve Ezilenler arasindaki mücadele ve sömürü devam etmektedir.Bir yanda Derebey,diğer yanda Serfler.Bizim Rönesans diye tanımladığınız, dönemin Marksist açıdan bir önemi ve degeri yoktur! Rönesans dönemi hakkında bir özet bilgi vermeden önce, Orta Çag'a bir göz atalım. Ortaçag Avrupa'sında İnsanın bir değeri yoktu.Engizisyon mahkemelerinde yüzbinlerce insan haksız yere ve çok defa sırf servetlerini ele geçirebilmek için öldürüldü.Katolik kilisesi,Hz.İsa'nın "Sevgiye dayalı "öğretisini çoktan terk etmişti. Papazlar çeşitli menfaatler karşılığında günahları affedip,cennetten yer satıyorlardı.Umberto Eco'nun çok bilinen romanı 'Gül'ün Adını'hatırlayalım .Aristoteles'in yazdığı, tek kopyası olan,ne yazık ki günümüze ulaşamamış eseri Poetika'nın ikinci cildinin,yalnızca güldürü ve gülmeyi işlemesi sebebiyle, ortadan kaldırılmasını anlatan bu Roman bize Orta Çağdaki kilisenin yaşam üzerindeki etkisini,bilginin tek elde toplanmasını konu eder.
Cinsiyetlendirmeyle ilgili olarak,Rosenwein,özellikle Orta Çağda kadınlara yönelik pek çok ayrımcı bakış açısının hüküm sürdüğünden bahseder.Çocuk sahibi olan kadınların acıyla karşılaşınca Çığlık atma haklarının olduğunu söyleyen Rosenwein, ideal kadının ise acı çeken İsa'yla özdeşleşmenin bir işareti olarak,acıyı şikayet etmeden, minnetle karşılayan kişi olduğunun altını çizer. Duyguların cinsiyetlendirilmesi bu dönemde daha keskin bir şekilde görülmektedir. (Rosenwein B.H.2002-
Worrying About Emotions in History-The American Historical Review 107-3 ,821-845)
'Marx'ın Hayaleti Aramızda ' anlatısı ,sadece bu dönemin Ressamları üzerinde yoğunlaşıp, bu sanatçıların düzenin ve egemen güçlerin (Kilise,Saray, Zenginler)bir hizmetkarı olduklarını vurguluyor.Ama biz biliyoruz ki "Rönesans "yaşamın her alanında bir "Diriliş "in ve "Uyanış"ın öyküsüdür.
Bakınız, bu Diriliş'in müzikte yansıması, müzik eleştirmeni ve yazarı Evin Ilyasoğlu tarafından nasıl dile getiriliyor."Rönesans'ın yaşam sevinci dansları,danslarda çalgıları arttırır. Böylece çalgılar için ve çalgı toplulukları için bestelenen müzik dogar.Çalgılar artık yalnız insan sesine eşlik etmek için yada,eksik insan sesini tamamlamak için kullanılmaz. Bu dönemde çalgısal müzik, vokal müzikten bağımsız bir konuma kavuşmuştur. Orta Çağın yalnız cennete hazırlanan ortamı yerine bu dünyanın yaşamaya, keşfedilmeye değer olduğu düşüncesi yayginlaşmıştır."
Tanrı (Kilise)merkezli düşünceden, İnsanın yaşamın merkezine oturduğu, skolastik düşünce ve dogmalardan kurtulup, İnsan aklının eşsiz ve olağanüstü yeteneğe sahip olduğunu söyleyen Hümanizm düşüncesinin ön plana çıktığı bir dönemdir. Bu dönemin adeta bir Rönesans manifestosu olarak kabul edilen"İnsanın Onuru Üzerine Söylev"Giovanni P.della Mirandola tarafından kaleme alınmıştır (1486).Batı ve klasik antikite Yunan-Roma eserleri tercüme edilmiş, maatbanın icadıyla bu bilgilerin basılıp tüm Avrupa'ya dağıtımı sağlanarak ,sanat, bilim,felsefe yeniden canlanır.Coğrafi keşifler ve ticaretin artmasıyla, zenginleşen tüccarların sanata yatırım yapması kolaylaşır.Bu yeniden doğuşun, düşüncenin ön plana çıkmasının en somut sanatsal ifadesi,Raffaello Sanzio tarafından 1509-1511 yılları arasında yapılan ünlü 'Atına Okulu' freskidir. Şimdi Vatikan müzesine dönüştürülen bu mekanda (stanza della segnatura)dört duvara yapılan fresklerden biri olan bu Muhteşem eser(boyutlar,5 m.x7.m)birçok Yunan filozoflarını ve bilim adamlarını yansıtır. Bu figürlerin birkaçını sayabilirim.Tabii ki merkezde iki ana figür, Platon ve Aristoteles, (rastgele yazıyorum)Zenon, Epikür, Heraklitos,Pisagor, Sokrates,Arşimet,
Demokritos,Diyojen,
Averroes(İbn Rüşd)vb..toplam 21 figür bulunmaktadır. Bu figürlerin felsefi açıdan yorumlanması ise Antik Yunan'daki'liberal sanatlar'ın resmedilmesi olarak tanımlanır. Sırasıyla;Gramer, Retorik,Diyalektik, Müzik, Aritmetik, Geometri,Astronomi'den ibarettir.Tum bu bilgilerden sonra,Nihayet Masaccio 'nün sanat tarihi
açısından çok önemli olan eserine gecebiliriz ,Vergi Parası (tapınak vergisi-haraç vergisi).
Masaccio (1401-1428)kısa süren hayatında resim sanatına çok değerli katkılar ve yenilikler getirmiş olan bir Ressamdır.Onun bir sanatçı olarak beslendiği iki ana kaynak (sanatçı)olmuştur. Birincisi, mimar F.Brunelleschi 'den öğrendiği bilimsel perspektif bilgisi ve Heykeltraş Donatello'dan öğrendiği klasik Yunan ve Roma sanatlarindaki doğal ve gerçekçi üslup. Masaccio, Brancacci şapelindeki bu çok bilinen eserinde,hem tek çizgili doğrusal perspektifi, hemde arka planda (daha solgun ve sönük renkler taşıyan)dağlar ve bulutların oluşturduğu, atmosferik perspektifi aynı freskte uygulayarak arkasından gelen diğer sanatçılar için önayak olmuş ve yeni ilhamların kaynağı haline gelmiştir. Freskin tam ortasında bulunan Hz.Isa, gözümüzün ilk odaklandığı nokta olmaktadır.Etrafındaki havariler,burada insanüstü varlıklar değil, kırılgan ve kusurlu bir biçimde, o dönem için sıradışı, abartısız doğal bir formda verilmiştir. Bu resimde ilk kez ,üç ayrı zaman ve üç ayrı olay anlatılmaktadır. Sinematografik bir anlatım yapılmıştır. Ortadaki vergi tahsildarı - kısa etekli olan- ,Isa'dan ,Vergi parasını talep etmektedir,(bakana göre solda)arkada st.Peter, balığın ağzındaki sikkeyi almakta ve en sağ tarafta yine st.Peter tahsildara 'Vergi parasını 'ödemektedir.Aslında burada, Hz.İsa'nın bir mucizesi anlatılmaktadır. Masaccio aynı zamanda bir ''ışık ve gölge 'ustasıdır.Masaccio hem perspektifi hemde ışığı çok başarılı bir teknikle kullanarak bu freskde olağanüstü bir mekan ve hacim yanılsaması yaratmıştır...
Merhaba, geçen hafta aposto yazınız yayınlanmadı sanırım.
Bir solukta izleyip bitirdim...Emeğine ve nefesine sağlık.Hayata baktığınız gibi sanata da aynı diyalektik materyalist açıdan baktığınızda...Doğruları gerçekleri daha yalın ve açık görmek kaçınılmazdır.Çünkü diyalejiktik neden sonuç ilişkisi içinde insana sürekli yeni sorular sordurur. Araştırmaya çözümlemeye teşvik eder. Bugüne kadar size dayatılan öğretilen bütün kabullenmişlikleri dogmaları tersyğz eder. Tek tek diye kafanıza vura vura beyninize sorulmaya çalışan bütün bilgileri altüst eder. Doğruyu görmek önyargıları yıkmaktan geçer...Videoda eleştirdiğim tek noktada ısrarla ben Marksist Komünist vb değilim demeniz...Neden yani Marksist yada Komünist olarak etiketlenmekten mi çekiniyorsunuz...Bana göre bazı eleştirilecek yanları olmasa Komünizm insanlık ve dünyanın geleceği için en ileri sistem..Çünkü para kar ve çıkar ilişkisine dayanan kapitalizm güzel olan değerli olan herşeyi kirletiyor çürütüyor yokediyor....
Dört dörtlük bir video olmuş tebrikler
Dilarasal, çok yerinde bir tespit
çok faydalandım ^^
Para,insanın kendisine dahi yabancılaşmasının önünü açıyor bence;zira herkes parayı elde etme uğruna kişiliğinden ödün vermek zorunda bırakılıyor.Kendine yabancılaşan,kişiliksizleşen insan ne üretebilir?
@Panenteist kapitalizm in özü bireyselleşme ve bu bireyselleşme üzerinden yapılan yarıştır.Yaşamlarını kağıt veya metal parçaları üzerinden devam ettirmeye çalışan insanların oluşturdukları toplumlar çökmeye mahkumdur bana göre;zira bu aynı zamanda insanların yozlaşmalarının önünü açmakta,yozlaşan insanların oluşturdukları toplumlar da doğal olarak yozlaşmaktadır..
Para hem düzen kurar hem düzen bozar.Ama sonuçta insanoğlunun herşeye onunla değer biçme gibi bir hastalığı var.Bu da sonuçta kişilik bozulmasına neden yol açmasın ki?:)
Hatta bazılarının hayatını ele gecirecek kadar erezyona yol açar. Para, insanlıktan uzaklaştıran bir hırsa kadar götürebilir.Zamanla hayatının kontrolünü kaybedersin..Çünkü yaşadığın toplum sana biir takım değerler yükler ve bu da beklentiler oluşturur.Bu kez de kendine yabancılaşmaya başlarsın. Aslında para köleleştirir.İnsan kendi doğasına yabancılaşma sürecine girer.Bunu günümüz dünyasında kapitalizm becermiştir..
@@neverminddude Para'nın icad edilme nedeni mal takasının zorluklarıdır;yani araç olarak düşünülmüş olan para,kapitalizmle birlikte amaç'a dönüşmüştür diyebilir miyiz? :)
@@Migrant42 Tam olarak böyle diyebiliriz.Doğru ifade efenim:)
Artemis biblosunun solundaki kitap nedir acaba? Kaç videodur görüyorum kafama takılıyor :D
Merhabalar, ben Marx’tan Warhol’a yolculuğu çok sevdim doğrusu. Emeğinize sağlık. “Sanatı sanat yapan nedir?” diye bir makale yazdığınızı söylemiştiniz sonlara doğru, nasıl okuyabiliriz bu makaleyi? Sevgiler ❤️
Bu sayıda:
kitap.ykykultur.com.tr/dergiler/imaji-dusunmek
@@pelindilaracolak çok teşekkürler 🙏
Merhaba. Videolarin, guclu bir hafizanin topladigi bilgiler dizisi, dinleyici bulmaya uygun ve yeter. Ama artik vizyon uretmek de gerekmez mi? Her dinletiden sonra kendime sorarim, "hayatimda ne degisti?". Selamlar.
Teşekkürler. Ekonomik koşullar sanatı belirler. Bu doğru ve bana Hegel'in zeitgeist'ını hatırlattı. Bantlanmış muzdan sanat eseri olur çünkü zamanın ruhu bunu gerektirir.
"Unutmayalım: Felsefe acıları ve sıkıntıları gizleme sanatıdır.",Çürümenin Kitabı, Emil Michel Cioran
Dilara hnm merhabalar. Bir toplumda bir kesim insanlar bir kesim insanları nankörlukle suçluyorsa ve suçlanan kesimde bunun nankörlük değilde neden daha refah yaşanabilir bir toplum olmayalım düşüncesinde. Bu konuyu enine boyuna incelemek lazım geldiģini düşünüyorum. Bununla ilgili bir video yapmadıysanız ( yapmışda olabilirsiniz. Çünkü tüm videolarınızi henüz izlemiş değilim. )konuyla ilgili fesefi calısma varsa bizimle paylaşırsanız sevinirim.Konuyu tam olarak anlatabildim mi bilemiyorum. Selamlar.
22:43 açıklamada bulamadım linki alabilir miyiz?
bu video playlist dışında bırakılmış, belli bir sebebi var mı?
müthiş.
Özellikle kadınlar mutlaka Karl marx okumalıdır.
Niye özellikle kadınlar
@@zuaall görünmez emek teorisi var. Ev emegini de emek sömürüsü olarak görüyor
soyut sanata fenemenolojik bir yaklaşım makalesi var ama
sanatı sanat yapan nedir başlıklı makaleyi bulamadım ikisi aynı makale mi
Değil. Sanatı sanat yapan nedir makalesi Cogito Derginin İmajı Düşünmek başlıklı sayısında yayınlandı.
🙂Teşekkür.....
Bir ara Alfa yayınlarından kitaplar yayınladınız ama ben inceleyene kadar kalktı sosyal medyam da olmadığı için ulaşamadım…lütfen bir daha bu kanaldan ya da e mail üzerinden yardımcı olurmusunuz …takipçilerinizde biliyorlarsa yardımcı olurlarsa sevinirim…dikkate alacağınızı umut ediyorum..teşekkürler🍃
www.alfakitap.com/felsefe-dusunce/dilozofun-sectikleri?
Çok iyiydi👏👏👏
çok rahat, çok profesyonel...
Merhaba siZin asıl mesleğiniz nedır acaba?
Emeğinize teşekkürler. Tarihsel materyalizm dışında tüm sol argümanları kullandığınız anlatımınızı keyifle dinledim. "Özel mülkiyet karşıtı değilim" diyerek özellikle bakış açınızı belirlemeniz de hoştu! Tarihsel materyalizmde ilkel komünalizm, feodalizm, kapitalizm, sosyalizm birbirini doğuran yönetim biçimleri diye aktarılır. Benim bakış açım da böyle! "Sistem dışı kalarak sanat üretemezsiniz" cümlesini kurarken toplumcu sanat eserleriyle bilinen bir çok sanatçıyı dışlamış olmadınız mı?
İlkel komünizmden komünizme uzanan aşamalı tarihsel materyalizm yaklaşımı Marx'a değil Stalin'e aitttir. Stalin bu aşamalı SSCB'nin sosyalist bir devlet olduğunu görünürde sağlamak için uydurmuştur. Şöyle ki; bu yaklaşıma göre SSCB kapitalist değildir o zaman ondan sonra sosyalizm geliyor o zaman sosyalisttir. Devlet kapitalizmini sosyalizm olarak yutturmanın teorisi.
Süper video
Pazartesi sendromuna çare oldun valla 🙏🙏🙏
Anlamak yetmiyor alt yapıyı degiltirmengerek marksın dedigi gibi dünyayı anlamak yetmez onu degiştiren gerek.
Marxı sadece estetik bağlamda sunmak olmadı ya dilara😔😔
2. Dakikada güle güle !
Marksizmi aşma iddiasıyla yola çıkacak fikirlerin evvela kapitalizmi aşmaları gerekmektedir ., aksi takdirde Marksizmin gerisine düşerler... Bir Marksizm karşıtı argüman , yalnızca Marksizm öncesi bir fikrin yeniden canlanmasıdır... Sartre
“Sanatı sanat yapan nedir?” İnsanın düşlerinin bilinçinin dışa vurumu yani yaratımı sanattır. Günümüzde her şey dijitalleşiyor. Haliyle sanatın karşılık bulduğu değersel dayanaklar değişti. değerler değişti. karşılık bulduğu zemin değişti. Günümüzde sanat ortaya çıkarılacak çalışmanın zeminsel değerine indirgendi. Sanat ise mekanik ihtimaller, pikselleşen birleşenler ve yapay zekanın üretebileceğine doğru evrimleşiyor. eskiden sanatçı var idi. şimdi yapay zekanın üretebileceklerinin gücüne doğru gidiyor.
Aslında bu 'digital art' dediğimiz kavramda salt yapay zekanın ürettiklerinden ziyade sanatçının kullandığı metaların değişimi ile kompozit yaratım ortaya çıkartılıyor diyebiliriz. Çok güzel nft eserler var incelemenizi tavsiye ederim
Karl Marx yıllar öncesinden görmüş her şeyi..Alt yapı üst yapıyı belirler diye..Alt yapımız kaldı mı ki üst yapımızı belirlesin🙂
Bir kaliteli Dilozof içeriği daha
😊
Bireysel yeteneklerini, para kazanma amacı ile para verenin konusuna uygun eser üretmeye kullanımına sanat denir mi tam bilemedim ama. Çokta dramatik bir şekilde eleştirmek te içimden gelmedi. Diyelim ki sanat eserleri değil. Kendi bireysel duygularını, üslubunu kullanarak sanat eserleri yaratmasına da kimse engel değil. Belki sipariş olarak yapılan sanat eserlerine başka bir isim bulmalıyız.
Modigliani nin filmini izlemiştim, sanırım Picassoydu en yakın arkadaşı.Onunla mevcut düzene daha yakın durduğu için sorun yaşamıştı.Kendisi de sefalet içinde bir yaşam sürüp ölüp gitmişti
🍀💐🌺🌼
DİLARA HANIM SİZDEN UZUN ZAMANDIR BİLDİRİM ZİLİ AÇIK OLDUĞU HALDE BİLDİRİM GELMİYOR MAALESEF. TESADÜFEN UA-cam ' DA DOLAŞIRKEN GEÇMİŞ YAYINLARINIZI GÖRÜYORUM. HER HALDE ÇOK ERKEN SAATTE PAYLAŞIM YAPIYORSUNUZ.
Katkı olması için modern dönem için konuşursak, telif hakları(ülkemizde fikir ve sanat eserleri kanunu, uluslararası bağlamda telif hakları Roma Andlaşması) sanatçıyı korumaktadır. Mesela, sanatçı bir tablosunu sattığında satın alan sadece tablonun mülkiyetini elde eder, lakin eser üzerindeki hak satın alana geçmez. Satın alan sadece eşyanın mülkiyetine sahip olur. Sanatçı eser üzerinde maddi ve manevi haklarını saklı tutar; eğer bu haklarını devretmemişse. Dolayısıyla, sanatçının izni olmadan bu eser kopyalanamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz. Aksi halde sanatçının haklarına tecavüz olur ve mütecavizin tazminat ve ceza hukuku bakımından sorumluluğu doğar.
Tüketici bunu istiyor değil de ben bunu üretmek istiyorum diye yapılan tüm sanat ürünleri gerçek sanata hizmet eder bence 👽
Ticari dolaşım yasaları ve demokratik iletişim yasalarıyla görülebilir ve işitilebilir olanın tüm yayılımını denetlemeye kararlı olan İMPARATORLUK artık hiçbir şeyi sansürlemiyor... Bu haz alma yetkisinden vazgeçmek , her türlü düşünce gibi , her türlü sanatın da sonudur... Acımasız bir biçimde , kendi kendimizin sansürcüleri olmalıyız... Alain Badiou
sanata evet
Ortaçağda Rönesans ressamlarına, heykeltraşlara "usta" deniliyordu. Leonardo Usta, mikelanjelo usta... sanatçı denilmiyordu. Onlara sanatçı denilmesi 19.yy'daki sanat tarihçiler tarafından olmuştur.
alt yapi ust yapinin kosullarini olusturur..)
💜
Gösteri öylesine birikmiş bir sermayedir ki , sonunda bir imgeye dönüşür... Guy Debord
Monstekü ( artık nasıl yazılıyorsa ), Kant ve Marx hakkında ortalama 140 sayfalık kitaplar okudum. Marx yeni yeni bitti. Tarihsel sıralamaya önem verdiğim için öncesi ve sonrası var. Freud, Niçe yolda sayılır. En başta Sokrates ile başladım. Şunu anladım. yakın tarihte onun kadar (Marx) sevilen ve nefret edilip eleştirilen biri yok. Yada ben bilmiyorum. Marx gerçekten üzerinde ağır analizler yapılacak bir düşünür. Seri kitaplarım bittiğinde Marx ve Platon'u daha derin incelemek istiyorum.
Marx da, her insan, her düşünür gibi doğal olarak elestirilebilr ancak nefret edilemez. Zira proletaryanin öncülüğünde tüm insanlığın kurtuluşunu amaçlıyor. Toplumsal adalet saglanmadikca devrimci mücadele de bitmeyecektir. Keşke liberal demokratların dediği gibi 'görünmez bir el' kamusal refahı saglasaydi da devrimci yollara gerek kalmasaydı ama Adam Smith 'in 1776' da söylediği sözdeki savi hala gerçekleşmedi. Selamlar, sevgiler, saygılar... 🌹🌹🌹👍👍👍❤️❤️❤️👋👋👋Che
@@bilgealp8451 Esenlikler
Insan,yaşamak için mutlaka maddi gereksinim duyar,buda bütün sanat dallarını bir noktadan sonra,ticarette dönüşmesine sebep olur,marks haklı,ancak bunu önleyecek hiçbir düşünce ve mekanizma olamaz, tek çare insanın bir ahlak yasasına tabi olması,yani sanatçı ben kendim içinmi,yoksa insanlık içinmi fikir,sanat üretmeliyim seçimini,insanlıktan yana yapmasıyla mümkündür,bence en önemli vurgu,sanatın insanın aydınlanma ve bilinç seviyesinin yükselmesine hizmet etmesi olduğudur,şayet sanat bunu artık yapamıyor veya bundan vazgeçip sadace bir meta olarak görmeye başlıyorsa,artık bu noktada bir yıkım veya kapitalist sistemim zaferinden söz edebiliriz,eğer bant yapıştırılmış bir muz baha biçimleniyor veya milyonlar ediyorsa,sanat,sanatçının imzasını paraya çevirmekten başka birşey olamaz.
👏👏👏