YazıYorum #2 | "First Date" Anıları

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 23 кві 2024
  • Twitter(Kişisel): / hakasikci
    Twitter(İçerik): / htalksmoments
    Instagram: / hasanardakasikci
    Discord: / discord
  • Комедії

КОМЕНТАРІ • 284

  • @arslan9164
    @arslan9164 3 місяці тому +268

    Bu içerik kesinlikle haftada 2 kere olmamalı hatta güzel hikayeler beklenecekse 15 günde 1 bile olabilir. İlk bölümü 3-4 defa dinledim o kadar eğlenceliydi ona iyi yorumlar çok geldigi için klavyeyi alan inandırıcı olmayan hikaye sıkmış malesef bu bölüm çok eğlendirmedi ama olur böyle yol kazaları izleyen arkadaşlardan da ricam yoksa hikayeniz yalandan bişeyler sıkmayın ki 3. bölüm hem hepimizi güldürsün hem de asıl hikayeler yorum fazlalıgından arada kaybolmasın

    • @__muhammet1461__
      @__muhammet1461__ 3 місяці тому +9

      Bence haftada 2 fazla olur, değeri düşer.

    • @cankayr2143
      @cankayr2143 3 місяці тому +1

      Bencede hocalar

    • @keremakyalcin5874
      @keremakyalcin5874 3 місяці тому

      Kolpa hikaye bu işin normali

    • @burakevrensel7492
      @burakevrensel7492 3 місяці тому

      hikayeyi nereye yazıyoruz

    • @arslan9164
      @arslan9164 3 місяці тому

      @@keremakyalcin5874 tabiki hikayenin belli yerlerinde kolpalar olacak 3 olan hikayeyi 4 olarak anlatırsan afiyetle yeriz teşekkür ederiz 3 olan hikayeyi 8 olarak önümüze sunarsan yemez masadan kalkarız

  • @messininkramponu-fp6oz
    @messininkramponu-fp6oz 3 місяці тому +52

    Rezalet geçen ama sonu sürprizli biten bir uçak yolculuğumu anlatmak istiyorum. Sene 2019, Ocak ayı. Hollanda’da öğrenciyim. Fırsatını buldum ve vizeler biter bitmez memleketim Adana’ya gitmek için uçak bileti satın aldım. Yolculuk, çok uykusuz ve sinirli bir günüme denk geldi ve o gün berbat, fırtınalı yağışlı bir hava vardı. Amsterdam Schiphol havalimanında yılın o dönemleri rötar yememek neredeyse imkansız gibidir çünkü Hollanda’da kış ayları inanılmaz rüzgarlı ve yağmurlu geçer. Keza o gün de Allah’ın emri, rötarı yedik. Uykusuzluktan geberecek durumda olmama rağmen bir şekilde zamanı geçirdim ve sonunda uçağa alındık. Ön sıralarda, koridor kenarında bir koltuğum vardı. Tam yerleştikten 30-40 saniye sonra, yanıma bebekli bir aile geldi. Cam kenarına, hanımefendi ve bebeği yerleşti ve benim yanımdaki orta koltuğa da hanımefendinin eşi oturdu. Tam yerleştik derken, bir anda bir beyefendi çıkageldi ve cam kenarındaki hanımefendiye seslenerek “Pardon, benim koltuğumda oturuyorsunuz sanırım. Yanlış yerde oturuyor olabilir misiniz?” dedi. Bunun üzerine hanımefendinin eşi, “Kusura bakmayın, bize yan yana koltuk vermediler fakat küçük bebeğimiz var. Sizden rica etsek, benim koltuğuma geçer misiniz?” diye bir teklifte bulundu. Koltuğun sahibi beyefendi ise, ancak diğer koltuğun da cam kenarında olması şartıyla kabul edebileceğini, cam kenarı hariç bir yerde oturamadığını ve o koltuk için ekstra para verdiğini söyledi. Yanıma oturan babanın orijinal koltuğu ise orta koltuktu. Tam bu sırada hostes de duruma müdahil oldu. Ben de, kendimce akıllılık yaparak “isterseniz ben geçeyim sizin koltuğunuza, böylece hem siz beraber oturursunuz, hem de beyefendi cam kenarına geçer” dedim. İncelik yapmış gibi gözüksem de, aslında tek derdim yanımdaki bebekli aileden uzaklaşmaktı. 4 saat sürecek yol boyunca bebek sesi duyma işkencesine katlanmak istemiyordum. Tek istediğim rahat rahat uyuyabilmekti. Bir de üstüne hayatım boyunca bir daha görmeyeceğim insanların saygısını kazanacaktım, mis gibi plandı. Keyifle, hostesin işaret ettiği koltuğa yöneldim. Oturacağım yerde, cam kenarında yaşlı bir teyze, koridor kenarında ise benim yaşlarımda genç bir kız oturuyordu. Ben de ikisinin ortasına yerleştim, çantamı koltuğun altına koydum, kulaklıklarımı taktım ve uyuma düşüncesiyle gözlerimi kapattım. Aradan 1 dakika geçmeden, yanımdaki yaşlı teyzenin kolumu dürtmesi sonucu gözlerimi açtım ve kulaklıklarımı çıkarttim. Teyze, elleriyle camdan dışarıyı işaret ederek ağır bir Adana şivesiyle “oğlum, bu tayyare bu havada nasıl gidecek Allah Muhammed aşkına” dedi. Ben de, merak etme teyze, mühendisler ona göre tasarlıyor sıkıntı olmaz dedim. Teyze bu cevaptan hiç tatmin olmadı ve soru sormaya devam etti. O sordukça ben de teyzeyi rahatlatmaya çalıştım, uçağın en güvenli taşıt olduğunu falan anlattım. En sonunda kısmen ikna oldu, uçak da sonunda kalktı. Kalkıştan 10 dakika sonra, teyzeye dönüp “bak teyze, hiç sıkıntısız kalktık, 3-4 saate de sağ salim varacaz inşallah” dedim ve saatlerdir hayalini kurduğum uykuyu almak üzere tekrardan müziğimi açıp gözlerimi kapattım. Anında uykuya daldım fakat tahminimce bir 30-40 dakika sonra, inanılmaz şiddetli bir sarsıntıyla uyandım. Fena bir türbülansa girmiştik. İkaz ışıkları yanıyordu ve tam o sırada pilot bir anons geçti. Fırtına bölgesinden geçtiğimizi ve 10 dakika boyunca türbülans yaşayacağımızı vesaire bize aktardı, korkulacak bir şeyin olmadığını ve kemer ikaz ışıkları sönene kadar kemerleri bağlı tutmamız gerektiğini söyledi. Yanımdaki teyze, çok fena bir şekilde kolumu sıkmaya ve bildiği tüm duaları okumaya başladı. Uçak her sallandığında kolumu daha sert sıkıyordu ve ben de elimden geldiğince teyzeyi sakinleştirmeye çalışıyordum. Gece uçuşu olduğu için, camdan dışarıya baktığımızda, elektrikle yüklü bulutları görebiliyorduk ve gökyüzünü aydınlatıyorlardı resmen. Harbiden korkunç bir deneyimdi yani teyzeye hak veriyordum. Tam o sırada uçak son bir kez fena bir şekilde sarsıldı. Bu seferkinde sabahtan beri “yok teyze bunlar normal, türbülanstan uçak düşer mi” diye cool takilmaya calisan ben bile yusuf yusuf olmuştum, kabinden çığlık sesleri geliyordu. Herkes panik halindeydi. Yanımda oturan kız da, aynı yaşlı teyze gibi kolumu tutmaya başlamıştı. Ben dışarıya sakinim izlenimi satmaya çalışsam da, korkudan altıma sıçma raddesindeydim. Neyseki ki bu andan tam 1 dakika sonra sarsıntı kesildi ve türbülans bitti. Kemer ikaz ışıkları söndü ve pilot tekrardan anonsa girdi. Tam derin bir oh çekerken, yan taraftan şarıl şarıl bir su sesi işittim. Önce biri su şişesi devirdi herhalde derken kafamı yana çevirmemle beraber, yandaki teyzenin altına işediğine şahit oldum. Ama öyle böyle değil, paçalardan şarıl şarıl akıyor. Bir 5-6 saniye şoka girdim, sonrasında koltuğun altındaki çantamı hatırladım. Maalesef çantam da sidikten payını almıştı. İçimden fena sövesim geldi ama teyzenin yüzü kipkirmiziydi utançtan ve cidden üzüldüm kadına da. 10 dakika boyunca kendini nasıl sıktıysa stresten, türbülans biter bitmez tüm kaslarını salmış olacak ki, biraz fazla salmışsın be teyze. Neyse teyze utana sıkıla tuvalete gitmek için izin istedi biz de ona yol verdik. O sirada yanimdaki kızla bir durum değerlendirmesi yaptık, ama uçak full doluydu ve boş koltuk yoktu. 3 saat boyunca o sidik kokulu koltukta, sidikli çantamla beraber yolculuk yaptım ve hiç uyuyamadım. Uçak sonunda iniş yaptı. Valiz beklerken yanımda oturan yaşıtım kızı tekrardan gördüm ve onunla beraber beklemeye başladım. tabi beklerken konuşmaya ve yaşanan rezilliklere gülmeye başladık ve tesadüf o ki, konuşurken ikimizin de aynı üniversitede ama farklı bölümlerde okuduğunu fark ettik. O da vizeler sonrası ailesinin yanına gelmiş aynı benim gibi. Hemen instagram’dan ekleştik ve Hollanda’ya döndüğümüzde buluştuk. Simdi ise, 2019 şubat ayından beri beraberiz ve her şey çok iyi gidiyor. Hala bu yolculuk anımızı hatırlayıp gülüyoruz ve alakalı şakalar yapıyoruz. Belki de rezalet ötesi bir yolculuk anısı, hayatımdaki en güzel şeye dönüştü. Seni çok seviyorum. O yaşlı teyzem de umarım hala hayattadır ve bizim gibi bu anıyı gülerek anlatabiliyordur.

    • @therealsorry1495
      @therealsorry1495 3 місяці тому +12

      şu ana kadar okuduğum en iyisi buydu. olayı bizzat yaşadım lan onlar nesil güzel betimlemeler. hikayenin sonu için bile 10/10 verilir

    • @saracogluhaber
      @saracogluhaber 3 місяці тому +6

      lan hikaye sonunda kalbimizi biraktik be hocam. millette ne hikayeler var bi benim hayat sıkıcılıktan patliyo sanirim. bu hikayeyi kesin alın @htalks

    • @efesavage1312
      @efesavage1312 2 місяці тому +2

      mutluluklar hoca

  • @Hakan.beyhann
    @Hakan.beyhann 27 днів тому +5

    Mükemmelsiniz ya çalışırken zaman o kadar güzel geçiyor ki sadece hasan hocam değil hilmi turan falan mükemmel ekip ya

  • @tunahan3887
    @tunahan3887 3 місяці тому +5

    gene harika bölüm hoca seviliyosun

  • @anderson8485talisca
    @anderson8485talisca 3 місяці тому +15

    Selamlar yıl 2020 Adana mersin arası yolculuk yapacağım,otogara geldim adanalılar bilir rezalet bir otogar girişte zaten binbir türlü insanla uğraşmışım o yaz sıcağında otobüse kendimi zor attım.neyse kaptan geldi yolculuğa başladık zaten kısa 1 1.5 saat sürer diye kendimi avutuyorum tam yolculuk başladı diyorum bir tane benden 10 15 yaş tahmini büyük bir hanfendi geldi benim koltuğuma oturmuşsunuz kalkarmısınız diyor hayır olur mu öyle bir durum bileti vesaire gösterdim illede diretiyor yok burası benim yerim diye vesaire bileti de aldı arka cebine attı ne yapıyorsunuz hanfendi geri verin vesaire derken diretti vermemek için elimle uzanıp almaya kalktım o sırada ne taciz ediyorsun bee diye bir çığlık attı otobüste de erkek ve kadın eşit dağılımlı kadınlar ne oluyor diye hemen kadının yanına geldi şoför de durdurup içeri daldı. Yanda oturan abi durumu izah etmeye çalıştı ama kadın izin vermiyor ki millet anlasın bağırıp çağırıyor en son yolcular indirin bu adamı kardeşim çekince şoför de tuttu kolumdan hadi kardeşim aşağıya dedi açtı bağajı bavulumu verdi şoförün yanında da ayakçısı var 120 kilo adam Allah bilir laf ettirmiyor işte bavulla yolun ortasında kaldım ertesi gün otogara gittim tekrar bu kadını yeniden Orda gördüm beni görür görmez tüydü yanına koştum yine aynı bağırış dedim bu bir daha bela olacak başımıza bıraktım Orda bir kaç kişi kardeşim bırak o tezgahçı düşme oyununa dedi meğer sürekli bu durumu yapıyormuş tezgaha gelecek saf arıyor bizim gibi. Burdan hepinize sesleniyorum benşm gibi tezgaha gelmeyin Allaha emanet..

  • @commentaccount1432
    @commentaccount1432 3 місяці тому +1

    Fena format devam hocam

  • @bugraince8658
    @bugraince8658 3 місяці тому +5

    Hocalar selam Biz 3 aga Mısıra gittik ve 3 şehir gezer piramit görür döneriz dedik.Plan konusunda her adımı hesaplamaya üşenmiştik ve kervan yolda düzülür klasmanı uçağa atladık ve hurghadaya indik. İndiğimiz gibi bir Türk kafilesi ile karşılaştık ve sim kart falan ayarlama ayağına sohbet çevirdik. bize planlarından bahsettiler ve aynı şehirlere gidecektik, nasıl gideceksiniz falan diyince UBER ile şehir değiştircez max 1000 tutuyor dediler bu durum da bizim aklımıza baya yattı nitekim otobüs zaten 900 tutacaktı . Hurghadadan otobüsle gideceğimiz seferi iptal edip tatile başladık. yolculuk günü gelince UBER çağırdık ve şoföre bizi luxora götürebilir misin dedik ama Uberlerin şehir değişitirmesi yasakmış. Çok alakasız bir saatte çok alakasız bir şehirde ortada kaldık. Oteli de önceden almıştık indirimli fiyata. Biraz daha kalalım diyince günlük 5000 tl fiyat verdi ve resmi olarak ortada kalmış olduk. Luksora gitmenin yollarını aradık ama saat gece 12 ve hiçbir vasıta yok. Bir sarı taksi geldi ve neden bavullarımızla yolun ortasında oturduğumuzu sordu. Durumu anlatınca gözleri parladı ve 250 liraya bir arkadaşım sizi götürür dedi (mesafeyi ankara istanbul gibi düşünün) biz olayın stresi ve ortada kalmışlık durumu yüzünden düşünmeden olur dedik. Bir araba geldi ve içinden breaking bad deki skinny pete'i andıran bir tip indi dövmeli cılız ve yüzünde çizikler olan bir eleman. Arabadan inip önce yayında söylemeniz uygunsuz olacak maddeler teklif etti ve yolumuz uzun mayışırsınız kolay geçer yol dedi?? Bu adamı bize tavsiye eden taksici abi ile arapça konuşarak kahkaha ata ata bize baktılar. durumun korkunçluğunu fark edince yok abi biz kalalım en iyisi dedik ama adam bir türlü salmıyor, tamam 250 olmasın 100 olsun dedi, biz yine yok dedik ve zor bela ordan uzaklaştık. Neyse bir sonuca bağlamam gerekirse sokakta 10 saat oturup sabah 8 otobüsü ile kahireye geçtik ve piramitleri görüp vatana ölmeden döndük.....

  • @flused6732
    @flused6732 3 місяці тому +10

    abi tokatta diş hekimliği okuyorum ve memleketim nevşehir. yolculuk 7 saat olduğu için gündüzleri vakit kaybetmemek adına geceleri yolculuk yapıyorum. yine bir gün gece yolculuğu için saat 2de otobüse bindim ama içerisi nasıl ayak ve gaz kokuyor. otobüs 40 kişilik 2 teyze + 38 erkeğiz sanırım. zaten öyle bir karmaşa var ki yerime dayının biri geçip ağzı açık horlamaya başlamış ben otobüse binince adamı uyandırıp yerimden kaldırdım. etrafımda insanlar ayakkabıları çıkarmış inanılmaz bir ritimle horluyorlar. (senin fm yayınını izleyerek zamanı geçirmeye ve horlamaları duymamaya çalışıyorum.) sabah saat 5e doğru sivas civarı jandarma sirenle birlikte otobüsün önüne kırdı. tek tek kontrol kimlik kontrol yapıyorlar. sıra ben ve yanımdaki tanımadığım çocuğa denk geldi. ikimizin kimliklerini ben uzattım ve çocuğun kimliği öttü. Aniden bi telaşe ile bana bizle geliyorsun eşyalarını al dedi jandarma abiler. Zaten erkek adam suçsuz da olsa polis,jandarma görünce tribe girer ben de böyle bi şey yaşayınca elim ayağım boşaldı. hafif titrek sesle nasıl yani amirim dedim. k..... sen değil misin diyince sağıma döndüm amirim o kişi bu dedim. Sonra yanımdaki çocuğu yaka paça aldılar, çocuk inmemekte ısrar etti eşyalarımı almam imza atar gelirim dedi fakat bir şekilde çocuğu indirdiler. olayın üstünden 15 dk civarı zaman geçtikten sonra çocuk otobüse geri döndü ve yanıma oturup bana "beni neden ele verdin" diyip tehditkar bakışlar attı. Çocuğun neyden dolayı suçlu olduğunu bilmeden içimden hırsız mı ,katil mi, asker kaçağı mı gibi soru işaretleriyle kalan 4 saatlik yolu tedirgin şekilde atlattım.

  • @ugurdama
    @ugurdama 3 місяці тому

    Hocalar elinize emeğinize sağlık. İlk videodaki komik hikaye sayısı bu videodan çok fazlaydı ve çıtayı yüksekten başlattınız. Naçizane seçeceğiniz hikayeler daha komik olabilirse hem hikaye çok güzel akar hem de reaksiyonu fazla olur diye düşünüyorum.

  • @Filozofy
    @Filozofy Місяць тому +4

    Son zamanlarda beni eğlendiren tek video diyip geçerim mesela

  • @burakt9358
    @burakt9358 3 місяці тому +13

    Sene 2018, Boğaziçi Üniversitesi öğrenci değişim programıyla Amerika'dan Texas Üniversitesi'ne değişime gittim. Tam rahip brunson krizine falan denk geldiğimden dolar feci koptu, ben de burslardan arttırdığım para ve amerikada kaçak göçek çalıştığım işlerden elime geçenlerle kısa 1 yolculuk planladım. İlk hedef Las Vegas'tı, olabilecek en ucuz yol olan otobüs (Greyhound) vasıtasıyla Vegas'a yolculuk başladı. Amerika'da şehirlerarası otobüs yolculukları toplumun en düşük gelir grubuna hitap ettiğinden otobüsün içi farklı etnik gruplardan 1 çorba, kaçak göçmenlerden 1 buket gibiydi. Yol 19 saat sürecekti ben sırt çantama baya erzak da depolamıştım. Teksas da kaynar memleket olduğundan otobüste klima sonuna kadar açıktı. Yan koltuğumda meksikalı tatlı 1 teyze oturuyordu arizona'ya doğru giderken kendisiyle sohbet ettik, güzel atıştırmalıklar gömdük, türk-meksika ilişkilerine dair tohumlar attık. Ancak benim hafiften gurultular başlamıştı. Teyzeye "mola olmuyor mu?" diye sordum, o da bana çok bilmediğini ama genelde otobüsün sadece büyük şehirlerde durduğunu söyledi. Muavin gibi 1 kavram da olmadığından ve şoförün gerçekleşebilecek soygun/saldırıdan korunması için etrafı cam kabinle kapalı olduğundan diğer yolculara sordum. Öğrendiğim üzere 1 sonraki durağımız New Mexico idi, oraya da yaklaşık 8 saat kalmıştı. 8 saati duymanın şokuyla gelen o stresi anlatamam, ruh gibi bembeyaz olana kadar kendimi sıktım, her yanımdan soğuk terler akıyor, karnım feci gurulduyordu. Bildiğim tüm duaları üçüncü tura dönerken otobüsten de midemdekine benzer garip sesler gelmeye vites teklemeye başladı. Neden sonra şansıma otobüs tali yola saptı ve yavaşladı, kaptan otobüsü ıssızda neredeyse terk edilmiş 1 benzinciye çekti yüksek hararet geçene kadar bekleyeceğimizi söyledi. (Benimlesin) Teyze dışında durumuma empati gösteren olmadığından ve kasada duran adam bize pek güvenmeyip tuvaleti kullanmamıza izin vermediğinden Texas çöllerinde ıssız 1 benzin istasyonunun arkasında meksikalı teyzeden oldukça yardım alarak zorlu görevi gerçekleştirdim. Tam otobüse bindik, teyzeye teşekkür ederken yaşlı 1 abinin otobüsün arka tarafındaki minik kabine girdiğini gördüm. Meğer amerikadaki otobüslerde tuvalet varmış, herkes de benim gibi amerikanın yabancısı olduğundan bu bilgiye nail olamamışız. Sonuç olarak travmatik yolculuk sonunda kaynaştığımız o teyzeyle 1 buçuk yıldır evliyiz, çok mutluyuz herkese texastan selamlar (bu son cümle kolpadır :D)

  • @ilkerince6258
    @ilkerince6258 3 місяці тому +6

    Bir gün Cadde’deyiz (Bağdat Caddesi). Arkadaşlarla bi kafede oturuyoruz. Bilen bilir Cadde’nin ortasında bilindik bi kafe vardır. Orda birkaç arkadaş oturuyoruz. Sonra birinden bi fikir çıktı dedi Bursa’ya iskender yemeye gidelim dedi. Ben de dedim lan oraya kadar gidiyorsak az ötede Bodrum var, oraya kaçalım. Neyse her sey ayarlandı çıktık yola. Arkadasın yazlığında kalınacak. Yola gece çıkmıştık. Kütahya’dan geçerken yol kenarında motel tarzı bir konaklama yeri gördük. Arabada 1 şoför vardı ve uykusu geldiği için bir gece konaklayalım dedik. Neyse rezervasyonu aldık, çıktık odamıza. Odalar 2 kişilikti. Ben ve arkadaş bir odada kalıyoruz. Diğeri arkadaş ayrı odada kalıyor. Gece oda servisi kapıya tıkladı. Gecelik yorgan ister misiniz dedi. Biz de dedik yok yorgan var odada üşümüyoruz, teşekkür ederiz. Sonra yattık uyuduk sabah oldu. Otelden çıkışımızı alıcaz. Diğer odadaki arkadaş geldi gecelik yorganı aldınız mı diye sordu. Biz de yok oglum üşümedik ki falan dedik. Bu ib*e sırıtmaya başladı. Reisin yüzünde vatan gülüşü tabi. Gecelik yorgan dedikleri akla ilk gelen degilmis. Bizim eleman usudugu için olur demis fakat sonrasında bir hanım ablamız gelmis ve geceyi birlikte geçirmişler. Lavuk yol boyu geceyi anlatıp kafamızı utulemisti. Bu da böyle bir yolculuk anısıydı.

  • @ahmetsaidkandrmaz1104
    @ahmetsaidkandrmaz1104 3 місяці тому +5

    Abi daha 2 gün önce felan adanadan mersine dogru yola çıktık normal bir şekilde gidiyoruz sonra tarsus mersin arasındaki yolda birden karşımıza bitane adam çıktı hemen sağa kırdı babam sonra yoluna devam etti ve yakınlardaki bir dinlenme tesisinde durdu babam ordaki bi adamla konuşmaya başladı olayı falam anlattı meğersem bu daha önce birsürü kişinin başına gelmiş bir olaymış arabaların önüne atlayıp arabaların sağa kırmasını ve kaza yapmasını sağlıyorlarmış ardından da yardıma geliyor gibi yaparak arabaları yağmalıyorlarmış Allahtan biz oyle bir şey yaşamadık ama herçekten o an tuylerim urpermişti sizinle de paylaşmak istedim umarım kimse yaşamaz bu durumu

  • @talhacoskun1727
    @talhacoskun1727 3 місяці тому +3

    İlk bölüme nazaran biraz daha vasat giden yayın, son anda turan hocanın anaokulu hikayesiyle zirve yaptı. Maşallah, Allah bozmasın ciddi güzel olay

  • @hasankadirersoy7686
    @hasankadirersoy7686 3 місяці тому +1

    Harika içerik 🎉

  • @sarridodge4139
    @sarridodge4139 3 місяці тому +8

    Merhaba hocam yıl 2017 Ankarada yaşıyoruz arkadaşlarla plan yaptık denize gidecez diye seçtik Antalya kaş ama bizde zengin yok aramızdan birisinşn sadece arabası var birde 4 arkadaşız belli bir paramız var neyse dedik bir sekilde hallederiz çıkacağız yola ama arabası olanın babası asla gitmemize izin vermiyor arkadaş arabayı kaçıracak geceden planı yaptı biz gece 2 gibi evinin önüne geldik çocuk sessizce çıktı ama gece diyoruz hani döneriz aramızda arabayı öyle süreriz birde yatacaklar için battaniye aldık yanımıza arkadaş arabayı kaçırdı bizde atladık çıktık yola abi gidiyoruz 3 saat oldu arkadaş çekti sağa dedi ben bir sey unuttum hayırdır ne oldu diyoruz ehliyeti unuttum dedi bizde o zaman 18 iz sadece birimiz 20 yaşında sadece o çocukta ehliyet var dedik yol yakınken geri dönelim başımıza iş açılmasın tip zaten eşgal hani Biri çevirse ne ehliyet var ne eşgal eşgal yanarız dedik çocuk yok kardes bizden bisey olmaz hem kim çevirecek max hgs geçişlerde para öderken trafik polisi kafasını çıkartır bakar falan dedi bizi de gazladı tamam dedik abi dediği gibi de oldu yola devam ettik artık varmak üzereyiz Antalya Beyşehire doğru geldik ama diken üstünde hepimiz en son tam gidiyoruz yandan geçen bir mercedes camı aç diye işaret yaptı arkadaşa arkadaş açtı camı dedi ki kardeşim plaksnız yok haberiniz olsun, lan arkadaşa diyoruz olm plakasız arabayla mı yola çıktık diye yok vardı diye söyledi sağa çektik baktık plaka düşmüş şansımızı o sırada arkadan trafik polisi geldi elinde arabanın plakası gençler bu sizden mi düştü diye evet abi falan çektik sonra abi de bizim eşgali görünce bir ehliyet kimlik gösterin gençler dedi hiç birimizde ehliyet yok birde arkadaşlardan birisi asker kaçağı bizim daha yeni haberimiz oluyor çocuk söylemedi bize biz erteletti sanıyoruz baktı kimliği okutunca asker kaçağı var ehliyetsiz araba sürme var arabaya ayrı ceza ehliyetsiz kullanan arkadaşa ayrı ceza yazdı asker kaçağı olan çocuğu da aldı arabasına bizi de beraber karakola götürdü aha dedik biz şimdi ne yapacağız neyse vardık karakola bizim arabayıda bana verdiler şunu park et dediler bende geri geri gidiyorum tam park edicem yanlışlıkla debriyaj gaz yaptım arkadan polis arabasının önüne vurdum adam dellendi gelin lan hepiniz içeri dedi attı demirliklerin arkasına arkadaşlar hepimiz birbirimize sövüyoruz bir arkadaş polisi çağırıyor telefon görüşme hakkımı istiyorum diye rollendi poliste bekle ilk seni içeri attırcam diye espri yapıyor vesaire en son işte ifadelerimizi aldı ailelere haber verildi cezalar yazıldı en son gece yarısı çıktık hemen babalar tahliye diye anı fotoğrafı çekildik.. Ama ailelerden biri almaya gelince sonu pek iyi bitmedi uzun bir ara pederler bize dünyayı dar etti ama arkadaşlığımız baki kaldı askere gitti arkadaş ehliyeti unutan arkadaş tövbeli gerçi kendi arabasını aldı artık kaçırms gibi bir niyeti yok bende masallah geri geri pwrk etmeyi öğrendim. Hayırlı yayınlar Beşiktaşın haline deva bulamadık ama hocam.

    • @sarridodge4139
      @sarridodge4139 3 місяці тому

      @@letsbo evet hepimiz 18 yazmışım geneli alıp öyle yazdım 3 ü müz 18 birimiz 20 yaşındaydı ayrıca park etme isini sen yaşamamış olabilirsin ama öyleydi

  • @ozgrtkkn4438
    @ozgrtkkn4438 3 місяці тому +1

    Efsane program abi devamı gelsin

  • @Mercandeniz20
    @Mercandeniz20 3 місяці тому +4

    abi selamlar ilginç bir yolculuk anısı, yaz aylarının büyük bir kısmını marmara adasında geçiren biriyimdir, bu yaz da temmuz sonu gibi oppenheimer vizyona giriyordu ve adada sinema yoktu en yakında bandırmada vardı. Kuzenle bu hafta sonu gidelim alışveriş yaparız ve filmi izleriz dedik. Cumartesi sabahı 6 gemisine bindik 1-2 saat yolculuk vardı erdeğe geçeceğiz oradan da bandırmaya geçecektik. Zaten sabah 6 ben hemen uyudum geminin yanaşmasına 15dk kala da erken inelim ayaklarda uyuşma olmuştu hem de hava alırız dedik ve geminin kapağına doğru geçtik ben halatların asıldığı dubaya oturdum denizi seyredip keyif yaparak ayılmaya çalışıyordum 1dk geçmeden yanımıza pazar arabasıyla yaşlı bir dayı geldi saati sordu bende söyledim sonra nerelisiniz falan dedi buralıyız abi dedik bizde, bende öylesine ayıp olmasın diye sen nerelisin abi diyecektim ama demeden dayı birden benim kuzene ben bunu dövsem sen ne yaparsın dedi. sabah sabah mevzuyu anlayamadan hiçbir şey diyemeden birden bire diyarbakırda insanlar çok kötü dedi bende alla alla sen nerelisin abi dedim diyarbakırlıyım dedi. Burada hafiften tıslamalı gülünce neye gülüyon lan diye sordu. İçimden nerden indik erkenden hava almaya başımıza bela alacağız diye küfürler ederken. Sonra ben diyarbakırlıyım ama 3 yıldır çanakkelede yaşıyorum dedi. Bende ne alaka abi muhacir mı oldun şimdi sen neden insanlara laf atıyon deyince bir sessizlik oldu birden akıl hastanesinden kaçtım avşaya geldim 2 gün sokakta kaldım ama beğenmedim dedi. Sonra çantasından hastene raporu gibi bir şey gösterdi çanakkale bişey bişey hastanesi gibi şeyler yazıyordu bakın diyordu bende tamam abi ben sana inanıyorum doğrudur sabah sabah kafamı açma gibi şeyler desem de hala zorluyor kağıdı veriyordu. Ben sabah sabah bunu dövsem ne yaparsın sorusundan anlamıştım zaten arıza olduğunu da neyse. Sonra insanlar yavaş yavaş inmeye başladı bu sefer de sağa sola laf atıyordu ilk yukarıdan inen yaşlı bir dayı vardı ona bu senin son yolculuğun galiba dedi sonra da iki tane genç arkadaş vardı bunlar aşağıya inince dayı birden devir değişti artık erkekler erkeklerle birlikte oluyor diye laf attı. Tabi bu dayı da bizim yanımızda diye insanlar bize dik dik sinirli sinirli bakıyor ben yavaştan karşı tarafa kaçalım orada bekleyelim dedim ve karşıya uzadık orada bekleyip dayıdan kurtulduk sonra hemen gemiden indik. İnince de sabah saati narlıdan erdeğe otobüs yok 1 saat sonra başlıyor dediler bizde oradaki insanlarla 6 kişi taksiye bindik en fazla parayı da bizim vermemize rağmen neden biz bagajda gidiyoruz bu işe hala anlam veremedim. Arkaya bakarak gittiğimiz için taksi daha 20 saniye bile gitmeden bir iki virajı dönünce benim mide yavaştan kalktı. Adamın taksiyi de batırmayalım diye gözlerimi kapatıyorum öne bakmaya çalışıyorum ama yok çözüm bulamıyorum 10dk zar zor eller ağzımda dayandım son dakika ucu ucuna indik taksiden sonra hemen terminaldeki tuvalete hızlı hızlı yürüdüm ama dayanamıyorum hissediyorum boğazıma kadar çıktı tuvalete de turnike eklemişler ama metrolarda olan insan gibi turnike değil böyle 2 metre boy turnike 360 dönen bir mekanizma arkamda da çantam vardı attım parayı ben döndüm geçtim çantam dönemedi arkada takıldı kaldı uğraşacak vaktim yoktu hemen çantadan çıkıp kendimi kurtardım tuvalete yetişelim derken biraz yerlere de kusmuş olabilirim ama hayat böyledir işte bazen de son ana kadar çabalanır ama olmaz.

  • @gakkosungulu
    @gakkosungulu Місяць тому +1

    Hakketten de bağımlısı oldum bu programın, kesin bir tedavi şart :)

  • @UmuToviC62
    @UmuToviC62 3 місяці тому +11

    Bu formatın 2 majör olası sıkıntısı var. Biri tabi ki kolpa hikayeler. Mesela bugünkü hikayelerin çoğu kolpa hissi verdi özellikle lise olanlar. Ama buna çok da yapacak bi şey yok. Doğası gereği olacak.
    İkincisi ve bence asıl problem şu ki, bu yayınlara, programlara, makara için, dertten tasadan biraz uzaklaşmak, gülmek için geliyoruz. Bu hikayeler komik olmayabilir, mesela bugünkü konu çok da makaraya açık değildi. Daha da ötesi konu veya hikayeler hüzünlü de olabilir. Açıkçası mutsuzluk, üzüntü, ölüm vs gibi hikayeler duymak istemem. Kapatır geçerim. Dert dinleme seansına kayabilir, dikkat. Makaraya açık konu seçmede iyi düşünmek lazım.
    Gelecek bölüm konusu farklı ama sonda geçti diye söyleyim dedim, zaten okunmaz da, öyle bi hikaye. Benim yıllardır en acayip rüya diye anlattığım rüyam, diva ersoyu kadın haliyle çıplak görmüş olmam. İşin ilginci bülloş da vardı ve eline alıp sallıyordu. İnanılmaz Bi görüntüydü. Yıllar geçti hala unutamadım. Bu da böyle bir anımdır, eyyorlamam bu kadar. Thanks.

    • @selimbirler5195
      @selimbirler5195 3 місяці тому +2

      formatın iki major sıkıntısından biri kolpa hikayler diyorsun ve öneri olarak rüya anlatma seansı yapalım o seansta sallayan sallayana. Daha sen ne istedini bilmiyorsun boş eleştiri yapmayalım DEVAAM.

    • @UmuToviC62
      @UmuToviC62 3 місяці тому

      @@selimbirler5195 grizekalı kardeşim, gtünle mi okuyorsun? Rüya anlatmayı ben mi çıkardım, ml kardeşim? Yayını izlememişsin demek ki orul orul kardeşmiş. Sg şimdi.

  • @MeranClaymor
    @MeranClaymor 3 місяці тому +5

    Hoca selamlar. Uzun zamandır müzisyenlik yapıyorum, yıllardır unutamadığım bir anıdır bu yolculuk hikayemiz. O zamanlar çalıştığım prodüktör bir abim ile Sakarya’da yaşarken Bursa’da bir konserimiz vardı ve bize bir otobüs bileti gerekiyordu. Normal insanlar gibi biletimizi alıp otobüse binmek yerine sevgili abim, benim bir tanıdığım var muavin belki onlar indirimli beleş falan bilet ayarlar bedavadan gideriz yol parası bize kalır dedi. Aradı muavin arkadaşı o da tabi hiç sıkıntı yapmayın bana tarihi söyleyin ben ayarlicam size dedi. Gün geldi tabi benim biletlerin durumundan haberim yok otogara gidince o abim ile muavin telefonda konuşuyorlardı, anlamıştım bi terslik olduğunu. Sonradan abim yanıma geldi “olum biletlerin birisi engelli vatandaş olarak kesilmiş sen de refakatçi olarak binceksin” dedi. Abi dedim hani çok şükür engelli olmadığımız belli oluyor sorun çıkmasın dedim. Orasını dert etme bana ayak uydur dedi. Otobüse bindik tabi sessiz bir ortam bir anda abim kafasını gümm diye cama vurup “Keeeekk” diye bağırdı. Abi dedim napıyosun? “Olum çaktırma” dedi. Ben utancımdan yerin dibine girdim yol boyu belli aralıklarla salyasını omzuna akıta akıta kafasını cama vurdu. Millet ah yavrum vah yavrum diye diye yolu bitirdik herkes acınası gözlerle bakıyordu.

  • @mertcanbicakcioglu7270
    @mertcanbicakcioglu7270 3 місяці тому +4

    Deprem zamanı (herkese tekrar geçmiş olsun ) üniversitelerin yine 1 dönem tatil olması sebebiyle kız arkadaşımla uzaktan ilişki yürütmekteydik. Bu süreç içerisinde ben onun yaşadığı şehir Amasya'ya gitme kararı aldım bende o süreçte Erzurum da yaşıyorum , oraya gitmek için aldığım otobüs biletini Fenerbahçe başkanının soy ismi olan bir firmadan aldım fakat dönüş bileti için o kalibrede bir firma yoktu. Gerçek firma adı kullanmadan örnek verecek olursak: ReisOto, DoğuDolmuşu , Vanbüs gibi isimlerini ilk defa duyduğum ama diğer firmalara göre daha ucuz olan bir firmadan aldım. Kız arkadaşımla buluşup görüşüp eğlendikten sonra Erzurum'a dönmek için Otogara gittim, ilk falso otobüsün 1 saat gecikmesiyle başladı, bir şeyler yavaştan ters gitmeye başlamıştı. Geç kalacağını bana bildirmek için arayan adamın bak sen otogarda bekleme tek kişisin attığım konuma gel, yürüyerek 10 dk zaten seni oradan alırız değişiyle şoka uğramıştım, daha önce böyle bir şey yaşamamıştım. Beni arayan kişi muavindi dediği konuma gitmiştim ,beni ilk görünce o da biraz şaşırdı ve ben bunun sebebini dakikalar sonra anılacaktım. Benim valizimi benden alırken kulağımda ki küpeleri görüp dokunmalar delik mi? kulağın acımıyor mu? yatarken batıyor mu? diye sorular eşliğinde otobüse bindik . Otobüse bindiğim anda bir koku beni sarstı Otobüste ayakkabı çıkarılması yasaktır fakat ne olursa olsun insanlar uzun seyahatler esnasında çıkartır ayağım su topladı ağrıyor az dinlensin diye yapılan bir kaç dk'lık rahatlamadan ibaret olan bu aktivite bu otobüs içerisinde bir kaç dk'lık rahatlamadan öteye gitmiş otobüs halkının kabul ettiği herkesin bu durumu hoş görüyle karşıladığı bir duruma dönüştüğü çok belliydi. Quentin Tarantino ile Zeki Demirkubuz flimleri arsında sıkışıp kalmış bir flim karesinde gibi hissediyordum. 2+2 düzeninde olan bu otobüste 37 numara orta kapı girişinin hemen başındaki koltuğu almıştım hedefim de önde ki kimsenin koltuğu geri yaslama ihtimali olmamasıydı fakat bu ümitler eşlinde oturduğum yerde ki amcanın kucağında bir çocuk vardı .2 kişilik yerde 3 kişi gitmeye çalışıyoruz, normalde muavin veya kaptanı uyarmam gereken bir durumdu, fakat kendimi hiç kendi habitatım da hissedemediğim ve amcanın da evladım kusura bakma ağlıyor çocuk uyusun ben onu götüreceğim yerine tarzı özür dilemesiyle konuyu uzatmanın bir manası yoktu. Amcanın çoçuğa başka koltuk numarası alması şaşkınlığını henüz atlatamamışken, muavin servis yapmaya başlamıştı çaktırmadan en önden bana gelen servis arabasına bakarken tutku ve buz gibi bir pepesi içme hayaliyle yanıp tutuşuyordum ve bir hayal kırıklığına daha uğradım pepsi çok önceden açılmış ve gazı gitmiş tutku ise çok bayattı ama bana fark etmedi ikisini de gömdüm . Yol yaklaşık 8 -9 saat sürmesi gerekirken anlamadığım yerlerde durup yolcu indirip bindirip bekleyip devam ediyorduk (daha sonra öğrendim yerli otobüs firmaları bu şekilde yolcu alımı yapıyormuş) ve yol 13 saate kadar çıktı fakat hiç bir şehirde ki otogarlara girmemiştik belli noktalarda yolcu iniyordu benimde bir yerden sonra otobüsün dur kalkı ve kokunun eter görevi görmesi sebebiyle içim geçmişti kalktığımda nerde olduğumu anlamamıştım telefondan konuma bakmaya karar verdim. Erzurum - Ağrı yolundaydık muavini çağırıp aceleyle olayı söyledim: Ben sordum Erzurum da inecek var mı diye, dedi. bana verdiği bu anlamsız ve saçma sapan sanki dolmuşta gidiyormuşuz gibi bir cevap verdi akabinde bana tamam hallederiz, sen bekle dedi. Ben panik ve telaşla beklemeye koyuldum boncuk boncuk terliyordum, ilk benzinlikte durduktan sonra beni bak şu araba Erzurum'a gidiyor seni o bırakacak deyip beni bir arabaya bindirdiler daha sonra öğreniyorum ki (arabada giderken edilen sohbette) bu arabadaki kişiler muavinin anne ve babası oğullarını bekliyorlar oğulları onlara kargo verecek oradan da babası Erzurum araştırma hastanesine gidecekmiş. Ben kendimi hiç tanımadığım bir arabanın içinde buldum. Çok korkutucu bir deneyimdi ve bir daha asla bilmediğim bir otobüs firmasında bilet falan almadım .

  • @muhammetbasaran3822
    @muhammetbasaran3822 3 місяці тому

    izlerken her dakikasında yarıla yarıla güldüm adamsın adam

  • @tugrulkarakaya9736
    @tugrulkarakaya9736 3 місяці тому +1

    Sene 2017 falan, ben İzmir'de yaşıyorum ve Muğla'da turizm rehberliği okuyorum, o zamanlar için bir otostop uygulaması kullanarak İzmir - Muğla arasında çok daha ucuza seyahet edebiliyordum, bu seyahetlerimde genellikle konuşkan bir yapıya sahip olduğum için, şoförün cinsiyetine, yaşına veya dini/siyasi görüşlerine bakmaksızın iyi bir yolculuk geçiriyorduk, yine bu seyahetlerimden birinde , bu otostop uygulamasında normalden çok daha ucuza teklif veren bir adam ile karşılaştım, yazıştık ettik anlaştık ve beni öğleden sonra aldı, adam bir takım alkollerden kaynaklı belli olan göbeği, simsiyah boyanmış kaşları, sakalı ve saçları ile ilk bakışta rahatsız edici biriydi, fakat ben çok umursamıyordum çünkü bu yolculuklarımdan dolayı böyle insanlara karşı deneyimliydim, adamla selamlaştıktan sonra sohbet ilerlemedi ve ben kulaklığımı taktım ve müzik dinledim, adam ne dinliyorsun diye sorduğunda ''abi yabancı müzik dinliyorum'' diye cevapladım, o da : bak araçta ''bulutuğt' var takta dinleyeak diye cevap verdi, abi sarmaz seni dememe rağmen araca bağlandım ve en soft şarkılardan birini açtım, adam birden, bu tarz şarkıları garılar dinliyor ehühühğü falan diye güldü, haklısın abi diyip sustum, muğlanın çıkışına yaklaştık ve aç mısın diye sordu, inanın çok açtım ama adamla bir yere oturursak, bu şimdi hayvan gibi yer rahatsız olurum diye yok abi diye cevap verdim, eyi dedi devam etti, aradan 10 dakika geçti ve normal yoldan sapıp başka bir ilçeye girdi, şooordan bir iki karı alacam dedi, ben de adamın otostop uygulaması kullandığını düşünerek yeni yolcular alacağını varsaydım çünkü bu normal bir şeydi, her neyse adam bir ağacın altında durdu, arabadan indi, bende inip bir sigara yaktım, 5 dakika sonra adam yanında 2 tane kadınla geldi, kadınlar biraz rahat giyinime sahipti ama yaz ayları ve tatil beldeleri olduğu için normal karşıladım, adam yolculuk boyunca sürekli kadınlara bıyık altından gülerek, az kaldı, varacağız şimdi, gerçi ben acele iş sevmem amaa, gibi laflar atmaya başladı, çok rahatsız oldum ama hiç arkama dönüp bakmadım, arabada hala benim spotify playlistim çalıyordu, kadınlardan biri, yaa bu şarkı çok güzel sesini açsanıza dedi, adam emrin olur hığağağ diyince biraz garipsedim, velasıl kelam bu yolculuk böyle devam etti, izmire girdik adam yine bir yerde mola vermek istedi ve izmirin girişindeki çorbacı tarzında bir yerde durdu, herkes arabadan indi, ben akşam oldu eve gideyim de uyurum direkt diye düşünürken adamın bir yere doğru gittiğini ve hemen arkasından iki kadınında gittiğini gördüm, o an şimşekler çaktı, bu kadınlar yolcu değildi, aradan geçen 15 dakikanın ardından önce iki kadın sonra da adam geldi ve yolculuğa devam ettik, arabada yine adamın kadınlara attığı öpücükler ve laflar ile evimin yakınlarına kadar gelmeyi başarmıştım, neyse ki o yolculuk bitmişti. Dipnot: Adamdan korktuğum için uygulamada yorum yazmadım ama adamı şikayet ettim, sonuçta 18 yaşında bir çocuktum.

  • @taylaneroglu9763
    @taylaneroglu9763 3 місяці тому

    Süper icerik gencler, hepiniz pirlanta gibi cocuklarsiniz, Allah Hilminin bahtini acik eylesin 😁

  • @53m340
    @53m340 3 місяці тому

    Hoca, videonun kapağındaki fotoğrafın, "aşk şarkılarının unutulmaz bestekarı" tadında olmuş.

  • @umutcrpn5912
    @umutcrpn5912 3 місяці тому +2

    Birkaç sene önce normal Malatya'daki köyümüzden tekrar Ankara'ya dönüyoruz. Bizim bir de kedimiz vardı ismi Nefes o da yolculuğa eşlik ediyor. Malatya-Ankara yaklaşık 8 saatlik yol. Hayvan sıkılmasın diye ben de kedinin yanına arka koltuğa geçtim. Kediyle ilgileniyorum falan filan. Baya da bi gittik sanırım 5-6 saat. Sonra işte kedi tam kucağıma oturdu kalkmıyor. Bir taraftan sıcaklık gelmeye başladı tam kedinin kalkmadığı yerden. Orda anladım hayvanın işediğini. Ama o kadar kötü yere işiyor ki kendimi bile bir an ben mi üstüme işiyorum diye düşündürmedi değil. En son vardık eve işte kedi bi kalktı benim bütün pantolon sırılsıklam hayvan resmen bütün hayatını işemiş. Babam da görüp dalga geçmeye başlamıştı. O gün üstüme işemediğimi kedinin üstüme işediğini anlatmaya çalıştım ama inandıramamıştım bir türlü :D Bu da hep hatırladığım komik bir yolculuk hatırası olarak kaldı.

  • @furkankarakuzu1835
    @furkankarakuzu1835 3 місяці тому +2

    Yıl 2019 bilgisayar programcılığından yeni mezun olduğum bir hazıran ayında Adanaya aile evine döndüm. 1.5 aylık iş arama sürecimin sonunda internet üzerinden bodrumda bi otelde iş buldum ve Bodruma otobüsle yolculuğa başladım. Hiç davetkar olmayacak şekilde bi kot bi tişört ile otobüse bindim yan koltuğumda bi dayı oturuyor. Normalde otobüste kulaklığı takıp uyumayı tercih ederim ama yanımdaki dayı ısrarla sohbet etmek istiyor ve sürekli bir şeyler soruyor. Bir süre sonra bu zamana kadar yanındakilere çok yabani davrandın selam bile vermedin bu sefer insan ol muhabbet et diyerek muhabbet etmeye başladım dayıyla. 2-3 saat muhabbet ede ede yolculuğumuza devam ettikten sonra uyumaya başladım. Gece bi hareketlenmeye uyandım, yanımdaki dayı uyuyor ama elini bacağıma atmıştı yanlışlık olmuştur diyerek elini ittim. Bu Bodruma yaklaşana kadar 2-3 defa daha oldu ama dayı hep uyuyor. Baya bi işkillendim en son yaptığında uyandırdım bunu, dayı bak elin sürekli bacağımda eline hakim ol diyerek uyardım, kusura bakma yeğenim farkında değilim diyip özür diledi. Tam kafam rahat etti derken o sinirle uyuyamadım bodruma yarım saat kala bu tekrar muhabbet etmeye başladı ama adama fena kuruldum bi kere. En son inmeye yakın bu bana telefon numaranı ver bodrumda tanıdığın yoksa başın sıkışır bir şeye ihtiyacın olur ben sana arkadaş olurum dedi. Yok dayı sağol ben başımın çaresine bakarım dememe rağmen ısrar ediyor, ya ver illa bir şey istersin falan diye ısrarla vermedim numaramı. En son bu bekar adamsın bir şey istersen yerim şurada şurada diye bi adres tarif edince sesimi yükseltip dayı yaşından başından utan diye çıkıştım. Sonra muavin geldi ona bu dayı sıkıntılı ben başka koltuğa geçiyorum dedim. Koltuktan kalkarken hala yeğenim yanlış anladın diye laflar edip duruyordu. O gün bugündür yolculuğumda kulaklığımı takıp yanımdakine selam bile vermem.

  • @burakdemirci4818
    @burakdemirci4818 3 місяці тому +7

    turan hocam sondaki hikayen cok guzeldi 2 3 ay once ben de ilkokul arkadasimla karsilasmistim keske boyle bi baslangic biz de yazsaydik ama attigim mesaja bakmadi ben de hala acaba konusur muyuz umidiyle devam ediyorum konusursak ozellikle bu hikayeyi dinleticem ❤❤

    • @deytaym
      @deytaym 3 місяці тому +1

      hoca aynı olay bende de var beklemedeyim.

    • @TheLunarian
      @TheLunarian Місяць тому

      cevap geldi mi

    • @deytaym
      @deytaym Місяць тому

      @@TheLunarian bana geldi usta kahve içtik konusuyoruz arada

    • @TheLunarian
      @TheLunarian Місяць тому

      @@deytaym iyi iyi

  • @Baytartmy
    @Baytartmy 3 місяці тому +1

    Yıl 2017 aylardan nisan. Ünide 4. yılım ve tabi o zamanlar enflasyonun ne olduğu derdi olmadan liseden full devamsızlık yaptığımız ve hâlâ samimi olduğum arkadaşımla 2 haftalık polonya tatili planı yaptık.(ikimizin de babaları memur olduğundan yeşil pasaport sahibiyiz) Biletler alındı ve minimum giderli rezervasyonlar vs yapıldı. En ucuz ulaşım Ukrayna’nın Lviv kentine uçak ile, oradan da araç ile Polonya’ya geçiş şeklinde olduğundan Polonya gümrüğünde çok beklememek için Ukrayna’dan Polonya’ya Blablacar uygulamasını kullanarak geçelim dedik. Tabi ben Polonya’ya gideceğimi önceden cümle aleme duyurdum ve bi arkadaşımın kız arkadaşı Polonya’da erasmus yaptığından ötürü gelirken ailesinin hazırladığı paketi Antalya’dan teslim alıp kendisine getirmemi rica etti. Ben de kabul ettim. Paket de tamamı koli bantıyla bantlanmış şüpheli bi paketti. Neyse gümrükte Polonyalı gümrük memuru abiler bizim pasaportları görünce valizlerimize bakmak istediler. Benim valizi açtıkları an koli bantlı şüpheli paket göze çarptı tabi. Memur abi paketi açmamı söyledi ve binbir çabayla paketi açmamla başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Çünkü paketten mini etekler ve askılı elbiseler çıkmıştı. Ama beni asıl korkutan şey bunlar değildi. Paketin altından şeffaf bir poşetin içinde kirli beyaz renkte toz kıvamında bi madde vardı. Bir anda ortam gerildi ve memur bunun ne olduğunu sordu. Ben de “I don’t know sir” demekle yetindim. Tam o anda beynimde çakan şimşekler Antalya yöresinde tarhana çorbasının sevilerek tüketildiği geldi ve “SOOOUUP” diye bağırdım. Memur umursamaz bi tavırla poşetle beraber içeri gitti ve 10-15 dakika sonra geldiğinde gerçekten güzel bir çorbaymış bikaç kaşık aldım minvalinde bişeyler söyledi. O sırada 2 kilo terleyen araç sahibi abi o rahatlamayla bizi gideceğimiz şehirdeki konaklayacağımız mekanın kapısına kadar bırakıp ücret bile almamıştı. O dönem anneleri ev hanımı babaları memur olan öğrenciler olarak çok güzel bir tatil yapmıştık. Umarım çok değil 7-8 sene öncesine bile dönebildiğimiz günlere dönebiliriz. İyi yayınlar :)

  • @sergensky
    @sergensky 3 місяці тому

    Selamlar, iyi yayınlar hocam. 2014 güz döneminde 3 arkadaş İzmir'den Ljubljana'ya erasmus programıyla gittik. Şehir çok güzeldi ve düşük bütçemizle bir çok aktivite yapabiliyorduk. 3 gün üzeri tatil günlerinde yakın şehirlere gezi rotaları planlamaya başladık bazen haftasonları da gidiyorduk Venedik ve Zagreb' günübirlik gitmiştik. Kasım gibi Viyana Budapeşte Bratislava planı yaptık, 2 şöför olduğumuz ve kiralama firması öğrenci klübüne indirim sağladığı için hep araba kiralayarak gittik. Bratislavada gününirlik gezi yaptık ve hiç beğenmedik şehir çok bayık gelmişti , tam Macaristan sınırında bizi slovakya polisi durdurdu, pasaportları istedi, arabadan indirdi öncesinde hiç böyle bir durumla karşılaşmadık ve kurallara uygun seyrettik, Polis biraz mırın kırın yaptıktan sonra bize biraz konuşarak biraz el hareketleriyle orada vignette diye bizde hgs olan etiketi almamışsınız dedi. 100 euro da cezası var dedi, aylık 200 euroyla geçiniyoruz haliyle ceza çok geldi, arkadaşım 100 euroyu duyunca neee diyip koşarak yanımıza geldi, ben polise (ingilizce bilmediği için) homo saphien seviyesinde bir iletişimle diğer ülkelerden alıp yapıştırdığımızı internette böyle bir bilgi olmadığını ve yol boyunca da hiç uyarı görmediğimizi anlatmaya çalıştım sonra karşılık alamayınca abi elini ayağını öpeyim öğrenciyiz paramız yok demeye kadar geldim ama nafile, adam kitledi bizi , sonra polis şöyle bi etrafına bakıp bizim pasaportun üzerine eliyle 5 ve 0 çizdi ben ilk şokla anlamadım sonra rüşvet olduğunu çakozladım, yurtdışında olmanın verdiği gerginlikle lan neye bulaştık gençliğimiz yanacak diye düşünürken , arkadaşım kırk yıllık rüşvet bağımlısı gibi adamın eline baktıktan sonra "Fifty ??? Fifty tooo much yapma yaaa, We are three ten - ten - ten 30 Okay ?? dedi , ben Muti oğlum napıyorsun gören olursa bi tarafımızı şe yaparlar demeye kalmadan "bende bozuk yok 50-100 sizde 10-20 var mı dedi diğer arkadaşım cüzdandan bende var filan derken adam da iyice gerildi aradan 30 u sıyırdık aldı koydu cebine pasaportları attı , go go dedi bizde fıtı fıtı arabaya binip Macar sınırına doğru sürdük, olayın şokunu bi süre atlatamadık , yıllardır da ortamlarda goygoyunu yaparız.

  • @mertcanbicakcioglu7270
    @mertcanbicakcioglu7270 3 місяці тому +4

    Ya daha çok eğlendiğim bir video konsepti hayatımda görmedim ya

    • @UzumakiNaruto-um7jl
      @UzumakiNaruto-um7jl 3 місяці тому

      Geekyapar kanalında "sen ne diyon" konseptli program var aynısı bundan yaklaşık 8-10 yıl önce çekiyorlardı, playlistlerine bakabilirsin şu ana kadar gördüğüm kadarıyla oradaki yorumlar daha orijinaldi kitle kaynaklı muhtemelen ana kitle futboldan gelince haliyle sosyokültürel düzey biraz düşük kalıyor, tavsiye ederim sen ne diyon playlistini

    • @mertcanbicakcioglu7270
      @mertcanbicakcioglu7270 3 місяці тому

      @@UzumakiNaruto-um7jl sen ne diyon nerde diye facebook gruplarına mesajlar atıyorduk hayatımda derken bu kanalda demek istemiştim pardon .

  • @fatihcesur8154
    @fatihcesur8154 3 місяці тому +2

    Yıl 2015 Eskişehir'de okuyorum üni 1. sinif öğrencisiyim. 15 tatilde memlekete dönecektim. Bilet alması için ablamı aradım. Yarım saat sonra ablam aradı. Bileti aldığını ve otobüse bineceğim saati söyledi. O gün geldi ve otobüsteki koltuğuma oturdum. Ardından yanıma bir kadın oturdu ama kadın bu durumdan rahatsız olmuş gibi duruyordu. Bir terslik olduğunu anlamıştım. Yolculuk başladı. Muavin sırayla herkesin adını ve biletini kontrol ediyordu. Benim olduğum yere geldiğinde ise ters ters baktı. Ardından bana dönüp bu koltuğun kadın birisine ayrıldığını söyledi. Bir yanlış anlaşılma olduğunu anlatmaya çalıştım. Ardından muavin bana bakarak bazı sapıklar kadın ismiyle bilet alıp başka kadınların yanına oturuyorlar dedi. Bana sapık mı demeye çalışıyorsun dedim. Yanımda oturan kadın bunları duymuş olucak ki oda bana karşı çıkmaya başladı. Hak etmediğim bir şey yüzünden sapık damgası yemiştim. Bir yerden sonra gözüm döndü. Ayağa kalktım muavine birbirimize girmemiz an meselesiydi. Tekli koltuklarda oturan bir teyze benim öyle bir niyetim olmadığını anlamış olucak ki ben bu bu evladımla yer değiştirebilirim dedi. Sağolsun teyzeyle yer değiştik ve yolculuğun geri kalanını bu şekilde tamamladım. Memlekete geldikten sonra bizimkilere bu olayı anlattım. Meğer ablam bileti kendi adına almış. Bu yüzden beni kadın sanarak başka bir kadının yanına almışlar. (Bu tarz durumlarda otobüslerde kadınlar kadınlarla erkekler erkeklerle yan yana oturur.)

  • @rixos1
    @rixos1 3 місяці тому +2

    Uzun süren otobüs yolculuğu travmam; Liseye gidiyordum, devamsızlık hakkım bitmişti ve okulun son haftasıydı. Müdürümüz daha önceki hafta bize devamlığı bitenler için "ders kitaplarını geri getirenler getirdikleri her 1 poşet dolusu kitap için 1 gün yok yazılmayacak" demişti. Bunu duyunca evden bütün kitapları götürdüm ve o haftayı dayımla geçirmek istiyordum çünkü dayım İzmir'e ziyarete gelmişti ve evine (Kastamonu'ya) dönecekti. Dayım aşırı bonkör ve eğlenmesini bilen bir adamdı. İzmir'den Kastamonu'ya doğru onun lüks aracıyla keyifli bir yola çıktık. Gece orada dayımla eve bir sürü abur cubur +daha önce tatmadığım şeyler aldık ve hayatımın en keyifli anı olacaktı ki bir anda babamdan telefon geldi "Eğer hemen gelmezsen sınıfta kalacaksın" bunu duyar duymaz şok oldum ve hemen dayıma bilet aldırdım. Sonra 8 saatlik yolculuğu otobüsle tek başıma gitmem gerekecekti (ilk otobüs yolculuğum). Beni uyku tutmadı tâ ki Manisa'ya varana kadar orada uyuya kaldım. Gözüm çok kısık şekilde açıldı ama aşırı uykuluydum. O an bi otogarda olduğumuzu gördüm ve tanımaya çalışıyorum. O sırada otobüs garajdan çıkış yapıyordu Kapıda İzmir Otogarı yazısını görünce şok oldum çünkü otobüs geri dönüyordu. Uyku sersemi şekilde bir şokla kaptana koştum ve indirmesini istedim. O an şok olmuştum çünkü kaptan bana kızmıştı suç muavinin olmasına rağmen (uyanmasam kastamonu'ya geri dönecektim). O an ki şokla bir şekilde okula gittim müdürle konuştum ve beni istemesinin sebebinin listede babamla birlikte benim ismimi görememelerinin olduğunu öğrenince 2. kez şok oldum çünkü boşunaydı her şey. O zamandan beri hiçbir şehirler arası yolculukta geri dönme korkusuyla uyuyamıyorum.

  • @caglarasilsen1872
    @caglarasilsen1872 3 місяці тому +2

    Abi öncelikle ekibe ve hastalarına selamlar iyi yayınlar dilerim. Bu yaşadığım anı geçtiğimiz yaz yurtdışında başıma geldi. Benim kuzen Prag'da okuyor onun yanına gittim ziyarete bir süre onda kaldık ondan sonra dedik ki ufak bi gezi turu yapalım Budapeşte ve Krakov'a gidelim. Gitmeden önceki gece kuzenle hafif bi tartıştık. Her neyse yanımızda bir arkadaş daha vardı kendisi Çekçe biliyor. Benim İngilizcem iyi kuzende de bunların hiçbiri yok Türkçe şüpheli. Biz yola çıktık kuzenin arabayla Budapeşte'ye 10km arabanın akü lambası yandı ama devam ettik bir şey olmaz diye. Orada geçirdiğimiz süre arabayla işimiz olmadı zaten. Budapeşte'den ayrılıp Krakov'a gitmek için yola çıktığımızda yolun 20. kmsinde araba otobanın ortasında biz 90'la giderken bütün ikaz lambalarını yaktı ve ibreyi 0'a çekti ama biz bu sırada gitmeye devam ediyoruz. En yakın benzinliğe çektik arabayı tabii hala Macaristan sınırları içerisindeyiz ve derdimizi anlatamıyoruz kimseye. Arkadaş Çekya'daki sigorta şirketini aradı konuşuyor falan ama sigorta alanı sadece Çekya ve Slovakya'yı kapsıyor. Yani arabanın çekilebilmesi için bu iki ülkeden birinin sınırları içerisinde olmamız lazım. En sonunda oranın lokal bir şirketini gönderdiler arabayı çekmek için ve yeni akü takmak için ama 2 saat sonra geldi. Bizi bir akücünün önüne çekti. Bu sırada bizim Krakov işi zaten yandı otel parası falan da çöp oldu tek isteğimiz bir an önce Prag'a geri dönmek. Orada bize yeni bir akü almamız gerektiği söylendi tabii bu sırada çeviri üzerinden konuşuyoruz. Biz de birazcık cep yakan bir miktar ödedikten sonra aküyü taktırdık fakat yola çıktıktan 5dk sonra ikaz lambası tekrardan yandı. Bu sefer aynı yere geri döndük sorunun aküden kaynaklı olmayabileceğini söyleyip(o kadar para bayıldıktan sonra) bizi daha ufak bi yere götürdüler. Oradaki adam elinde parça olmadığını dilersek sipariş edeceğini ama yarın geleceğini ve bize vereceği fiyatın yarınki işlemden sonra belli olacağını söyledi. Biz de dilini hiç bilmediğimiz bir ülkede hiç bilmediğimiz bir yerde ve bu durumu kabul edersek o akşam nerede kalacağımız bile belli değilken bunu kabul etmedik ve yeni aküye mecburen güvenerek kendimizi eğer Slovakya sınırına atarsak oradan çektiririz düşüncesiyle sınıra doğru harekete çıktık. Yolda giderken sürekli telefondayız arkadaş Çekçe anlatıyor ben İngilizce anlatıyorum şirket anlamıyor araba gidiyorsa sorun yok diyor. Gidiyor diyorum ama belli bir süre sonra gitmeyeceğini anlatmaya çalışıyorum yok diyor. Her neyse abi biz arabaya ve sigorta şirketine söve söve ilerliyoruz ve sınıra tam 8km kalmışken araba yine 100 ile giderken ibreyi yine 0'a atıyor. Bu sırada bizim tek amacımız o sınırdan geçmek. Bir şekilde arabayla sınırdan geçiyoruz ve araba geçtikten 2km sonra yolda 120 ile giderken stop ediyor ve kenara çekiyoruz. Slovak polisleri durumu görüp yanımıza geliyor ve daha sonra çekici gönderip bizi en yakın benzinliğe çekiyorlar. Artık kapsama alanında olduğumuz için de sigorta şirketi bizi bir çekici göndereceğini söylüyor ve beklememizi istiyor. 1 saat geçiyor bu sırada da inanılmaz bir yağmur var biz benzinlikte markette beklerken bizi çekmek için gelen adamdan habersiziz tabii bize hiçbir bilgi verilmiyor. Arabaya şarj aleti almaya gittiğimizde adamın orada olduğunu ve gelmediğimiz için gitmek üzere olduğunu görerek o yağmurda inanılmaz bir depar atıyoruz 3'ümüz de aynı anda. En sonunda adama arabayı bağlatıp onun arabasında Prag'a doğru 3.5 saatlik bir yolculuk yapıp arabayı gecenin bir köründe sanayiye kendimizi de bizi çektiren adama eve attırıyoruz. Hayatımda yaşayabileceğim en absürt yolculuk hikayesi budur abi. Umarım yayın sırasında okunur. Herkese çok selamlar.

  • @Aegrod-sn8qo
    @Aegrod-sn8qo 3 місяці тому +1

    Yıl 2014, Manisa anadolu öğretmen lisesinde 1. sınıfım, yatılı okuyorum. Okulun 2. Ayında haftasonu tatiline memlekete (Aydın) dönücem. Yolculuk 3 aktarma, Manisa -> Salihli -> Sarayköy -> Nazilli. Cuma günü okul bittikten sonra dolmuşla Manisa’dan Salihli’ye geldim, Salihli’den otobüse binip Sarayköy’e gidicem. Salihli’de dolmuştan inince Sarayköy otobüsüne bilet aldım, otobüse bindim, otobüsün kalkmasını bekliyorum. Bir anda çok fena çişim geldi. Tutsam mı, tuvalete gidip gelsem mi diye düşünürken saate baktım 3-4 dk var otobüsün kalkmasına, dedim koşa koşa işer gelirim hemen. Gittim işedim geldim yerime oturdum, ben oturur oturmaz otobüs kalktı. 10 dk kadar gittikten sonra muavin biletleri kontrol etmeye başladı. Sıra bana geldi, muavin “Neresi?” diye sordu. “Sarayköy” dedim, muavin kafasını elindeki kağıttan kaldırıp “bu otobüs Bursa’ya gidiyor, Sarayköy istikamet üzeri değil, yanlış otobüse binmişsin” dedi. Nasıl olur falan filan derken muavin kaptana gitti sonra beni çağırdı, birbirlerine bakışıp indirelim çocuğu dediler. Otobüs durdu muavinle indik otobüsten. Bagajı açtı, benim valiz yok. Orada farkettik ki, ben başta doğru otobüse binmişim, ama tuvalet için indikten sonra yanlış otobüse binmişim, benim valiz doğru otobüsle Sarayköy’e gidiyo :D Otobüs gitti ben otobanın kenarındayım, hava karanlık sadece çift şerit araba ışığı var. Yaş 14, karanlık otobanda otobüsün gittiği yönün tersine yürüyorum solumdaki karanlıktan hayvan sesleri geliyo. Biraz sonra otobüs terminalinin ışıklarını görünce rahatlayıp koşmaya başladım. O yol yarım saat kadar sürdü ama ben o yolda 24 yaşıma falan geldim. Yazıhaneye girdim anlattım durumu. Bir sonraki Sarayköy otobüsü 11’deymiş, 3 saat kadar yazıhanede bekledim sağolsunlar yemek falan ısmarladılar bana. Benim otobüsü arayıp çocuğun valizi Sarayköy’e bırakın dediler. Babamı arayıp otobüsü kaçırdım geç gelcem dedim, geç saatte dolmuş olmadığı için babam Nazilli’den Sarayköy’e beni almaya gelmek zorunda kaldı. Sarayköyde gece 1’de otobüsten indim babam beni karşıladı ama valizimi almak için yazıhaneye gidince hikayeyi anlatmak zorunda kaldım. O günden beri alışkanlık oldu ne zaman otobüs görsem plakasına bakarım sanki otobüse binicem ve doğrusunu bilmem gerekiyormuş gibi :D

  • @railwayist9670
    @railwayist9670 3 місяці тому +1

    Yıl 2016. Antalyaya otobüsle akrabaların yanına gelmişiz. Tüm eşyaları aldık mı diye bakarken baktık bir poşet gibi birşey yok ve otobüs perondan ayrılmış Alanya'ya devam ediyor. Çok geçmeden taksiye binen babam, otobüsü arkadan kovalama işine başladı. Hiçbirimizin de aklına gelmiyor ki bu unutulanlar kargoyla vs geri getirilebiliyor. Serik'e kadar devam eden kovalama sonunda serik otogarda babam unutulan şeyi teslim alıyor ve bize anlattığına göre şoför ve muavinin yarı dalga geçer haliyle karşılaşıyor çünkü bü olayları yaşamaya alışmışlar ve ilk defa böyle kovalayan olmuş.

  • @barbar_rossa
    @barbar_rossa 3 місяці тому +1

    Sene 2014.. Üniyi kazanmışım bir arkadaşımla Kırklareline gittik kalacak yurt, şehri gezelim vs. diye. Yakın zaten İstanbuldan otobüsle 3 saat sürüyor sabah gider akşam döneriz dedik. İşlerimizi hallettik meşhur köftesinden yedik biralarımızı içtik. Akşam 8 buçuk gibiydi dönüşe geçtik. Ama yazın sıcaklığından mıdır nedir anlamadım hiç tuvalet ihtiyacım olmadı. Biletleri aldık otobüse bindik hareket etmesiyle birlikte ufak tuvalet gelmeye başladı. Bu durumlara çok alışkın biri olarak uzun süre tutmamda bi sakınca görmeyeceğimi düşündüm ama bi yandan muavine de sordum mola verecekmiyiz diye. O da non stop otobüs olduğundan dolayı direkt esenler otogarında ineceğimizi söyledi. Yapacak bir şey yok 2 buçuk 3 saat sıkacaz dişimizi. Ama bira çişini bilirsiniz geldi mi durdurmak imkansız. Asıl mesele bundan sonra başlıyor. Telefonuma bir mesaj geldi. Seni şöyle yapıcam böyle yapıcam adresini ver geliyorum vs diye. Aynı yaz kalabalık grup yüzmeye gitmiştik. Bir arkadaşta yanında kuzenini getirmişti bizden 1-2 yaş büyüktü. Çok bilinen markanın gözlüğü vardı gözünde, orjinalmiş. Bende de onun çakması vardı. Neyse biz 2 tane deniz bisikleti kiralamıştık 4 kişi birine 4 kişi birine binmişti yanımıza da çantamı alıp içine telefon sigara gözlük vs. koyduk. Biz yüzerken bu arkadaşta gözlüğünü benim çantaya koyuyor. Ben denizden çıkıyorum bisiklette uzanıp biraz güneşleneyim diye o sırada gözlüğü alıp takıyorum gözüme. Meğer bu çocuğun gözlükmüş. Daha sonra ben gözümde bu gözlüğü unutup denize atlıyorum atlamakla beraber gözlük dibe gidiyor haliyle biz birbirimize giriyoruz orda ben daha sonra parasını veririm diye geçiştiriyorum vermiyorumda sonrasında. Benim çantamı benden habersiz açıp gözlüğünü koymasaydın. İşte bu arkadaşta benim dönüş yolculuğumda bana mesaj atıyor istanbula gelmiş tehdit vari şeyler. Tabi mesajları okuyunca sinirden elim ayağım boşaldı üstüne çişimde var. Telefonumu yanımdaki arkadaşıma verdim olum dedim ben çok kötüyüm durduramıycam kendimi o da sıkıntı yok bende dedi mesajlaşmaya başladı. Ben uyumaya çalışıyorum soğuk soğuk terliyorum bir yandan. Nihayetinde otogara vardık. Arkadaşım hallettim ben diyip herifi otogara çağırmış. Dedim enes acil wc bulmamız lazım sonra o işe bakarız. Otobüs vardı perona. Yerimde duramıyorum. Bir koşu indim enese dedim gelirsin sen çanta telefon kulaklık her şeyi arkamda bıraktım fırladım. İner inmez mevzulu olduğum lavuk 3 arkadaşıyla beni karşıladı. Arkadaşım peron nosuna kadar söylemiş, deli fişek ya erkek. Hay dedim moruk bekle geliyorum. Sen dedi kimin anasını bilmem napıyorsun diye bi saldırdılar bana (arkadaşım telefonda mesajlaşırken ana bacı girmiş) o sıra artık patlama noktasına geldi şorul şorul akıyor birde güzel güzel dayak yiyorum. Tabi arkadaşım yetişti yardımıma 2 tarafta hasar aldı ama yolcu şoför muavin hepsi birbirine girdi 56 oldu ortalık. Uzaklaştık kalabalıktan bi süre sonra arkadaş bi baktı benim pantolon mefta. Başladık beraber kahkaha atmaya. O günden beri atıştığımız zaman kavga olunca altına işeyen herif olduk :)) Gözlüğün parasını yinede alamadı bir dahada görmedim o günden sonra çocuğu umarım oda benim o halimi görmemiştir. Selam olsun:)))

  • @erhanuysal5146
    @erhanuysal5146 3 місяці тому +1

    Sene 2016-2017 zamanları Vespa motor almışım kafam nereye eserse oraya gidiyorum. Ertan diye bi yakın arkadaşım var arada gazlıyo beni bi İstanbul-İzmir yapalım şu motorla diye bende bir gün gaza geldim hadi gidelim dedim. Gece çalışıyoruz o zamanlar sabah 5 paydos . iş çıkışı biz iki avanak çıktık yola küçücük motor iki iri yarı adam öylece gidiyoruz. Gidiyoruz ama yol bitmiyor Ertan desen motor sürmeyi bilmiyor. Benim gözler gidip geliyo yolda sakin pek fazla araç yok. Ertan dedim ya kaza yapcaz kenara çekip yatalım uyuyalım şurda. Ertan’da zaten arkada uyuyormuş tamam hadi yatalım dedi. Otobanın kenarına çektik motoru üzerimizde hırkaları çimenlik olan yere doğru serdik. Öylece yatıyoruz. Motor yeni ben tribe girdim bir de şu motoru çalmasınlar diye gittim motoru hafifçe yanıma doğru yere yatırdım. Abi tekrar hemen uyumuşum. Acayip bi ses fazlalığı oldu bi an kendime geldim etraf devlet memuru dolu ambulans, jandarma herkes bize doğru geliyo komutan geldi noldu size sıkıntı var mı dedi yok komutanım dedim yatıyorduk öyle uykumuz geldi gidemedik dedim. Adam kaşlarını çattı sizin için uykumdan uyanıp 40 km geldim her şeyinizi toplayıp gidin burdan diyo sinirli sinirli Ertan’da şey diyo komutana komutanım devletimize verdiğimiz zarardan dolayı özür dileriz şurda uyusam olur mu😂

  • @emremert4974
    @emremert4974 3 місяці тому +2

    Takipçiler arasında küçük kardeşlerde olduğu için kolpa olayı fazla oluyor. İçeriğin iyi ilerlemesi için yazılanlar yayın öncesi iyi incelenmeli.

  • @efeayval4074
    @efeayval4074 3 місяці тому

    Arkadaşımla her yıl yazın 2 hafta otostopla akdeniz ve ege turu yapıyoruz gittiğimiz yerlerde kamp kurup düşük bütçeyle fazla yer görmeyi başarıyoruz bu şekilde. Bir seferinde otostopumuza kimse durmadı ve hava kararmaya başlıyordu bu yüzden bizim otostop şansımız gittikçe azalıyordu. Bulunduğumuz yer de otobanın kenarı ve kamp kurulabilicek bi yer değildi. Umudumuzu kaybettiğimiz anda bir tır durdu. Arkadaşımla birbirimize baktık tır şoförleri hakkında anlatılan rivayete rağmen binmek zorundaydık neyse ben arkada yataklı kısma oturdum arkadaşımsa öndeydi. Adamla tanıştık isminin Kenan olduğunu söyledi. Sohbet arasında bana gözlerimin ne kadar güzel olduğunu yorgunsam uyuyabiliceğimi falan söylüyordu. Daha sonra bir şarkı açtı ve "Bu şarkı benden sana gelsin Efe" dedi. Arkadaşım önde gülüyor telefondan bana adam bir şeye kalkışırsa ona katılacağını söyleyip dalga geçiyordu. Bize telefondan bir şey gösterirken isminin Kenan olmadığını fark ettik ve adamın da yüzü değişti bu durum karşısında biz inmeye hazırlanırken siz yollarda duş da alamıyorsunuzdur diyip üstümüze parfüm sıkmaya başladı hemen sigara içelim diyip camı açtı arkadaşım iyice gerilmiştik ve iniceğimiz yere geldiğimizi söyledik sağa çekti. Arkadaşıma ön camı sildirip bizi indirdi. Görürse burdan selam olsun ona da. (seviliyosun hasan hoca..)

  • @melidrums
    @melidrums 3 місяці тому

    8-9 yaşlarındayken babamın bir Serçe model arabası vardı. Kendisi emekli otobüs şoförü ve her yaz izninde anne tarafına, Konya-Ereğli'ye yolculuk yapardık 7 saat. Arabada zaten klima desen yok, camları açsan aşırı gürültü, benim de bir Walkman'im vardı, içine kaset koyar, arkada yatar müzik dinleye dinleye uzun yola giderdik. Her yolculukta da Akşehir yakınlarında Kirazlıbahçe diye bir dinlenme tesisi var, orada mola verip çay çorba içerdik. Fakat o yaz, tesislere gelmeden babam arabayı sağa çekti ve arabadan indi. Yolun kenarına geçti ve yürümeye devam etti. Ben de indim ayaklarım açılsın diye arkasından ufak ufak yürürken birden ağacın kenarına işemeye başladı. Tam sol çaprazımda ileride babamın çükünü gördüm. O yaşıma kadar kendi miniş pipimden başka bir şey görmemiştim ve babamın çükü bana bir canavar gibi geldi. Rüyalarıma falan girdi bir süre. Yolculuk bitene kadar arka koltukta gözümü ne zaman kapatsam, o görsel gözümde canlandı. Tatil sonrası okulda arkadaşlara falan anlattım kimse babasının çükünü görmemiş. ( Babasının çükünü gören varsa yoruma reply yapar ya da siz yayında okuyacak olursanız söylerseniz çok sevinirim.) 13lü yaşlara gelip hayatıma pornografi girene kadar babamdan biraz uzaklaştım. O günden beri de saygıda kusur etmedim, gölgesinde serinleyelim dedim. Huzur içinde uyusun.

  • @mustafasanall
    @mustafasanall 3 місяці тому +1

    Turan’ıma mutluluklar. Maşallah 🙏

  • @burakdemirci4818
    @burakdemirci4818 3 місяці тому +1

    abi ben 12. sinif bi kardesinizim ve bu sene basinda belediyenin etkinlik olarak bizi canakkaleye ziyarete goturcegi belli oldu sinifla o zamanlar cok bagim yoktu (cunku gecen sene full sevgilimin oldugu sinifta geciriyodum teneffusleri ve haziranda ayrildik) ben de hani biraz daha kaynasirim tarzi giderim dedim ama otobus listeleri bi geldi eski sevgilimle (1.5 sene surdu) ayni otobuse dusmusuz . kizla sorunsuz ayrildigimi dusunuyodum (cunku o istedi en basta ama birakmak da istemiyodu ayril baris durumuna geliyoduk surekli ben de en sonunda bitsin diyen taraf oldum) bu yuzden dedim her halde benim oldugum yere gelmez ve yolculukta arkadaslarla egleniriz . tabii benim tahmin yanlis cikti ve 3. dakika benim arkadaslarimin yanina gelip gitmeye basladi normalde de hic sevmedigi insanlar . ben kosede pop klibi ceker gibi camdan bakmaya basladim bizimkiler hareketli sarki dinliyo soyluyodu sonra bi anlik bi gazla dedim kendini neden yediriyosun kosede otururken bi anda yanimdakiyle yer degistirdim ve ben de bizimkilerle sarki soyleyip eglenmeye basladim o gelememeye basladi bakti gelemiyo nasil sey yaparim diyip gitti benim gorebilcegim bi koltukta bi erkekle flortlesmeye basladi gezi boyunca boyle devam etti donuste de igrenc bi tesis yemegi karnimi bozdu ve gece 11 de umraniyeden sancaktepeye islanarak dondum
    son durum : siniftaki herkesle muhabbetim oldu ve herkes beni sever sayar ama o sevgilisinin yani sira en yakin arkadasiyla da kavga etti ve kustuler

  • @bk_17080
    @bk_17080 3 місяці тому +4

    hocam doğum günümden bi gün önce sitedeki arkadaşlar 1 2 gibi caddeye gitmişlerdi genelde grup şeklinde takıldığımız için beni çağırmamalarına üzüldüm yarım saat sonra telefonum çaldı bizim gruptan başka bi arkadaşım kanka aşağı caddeye geçelim dedi arabaya atladık gittik yaşlar daha 17 olduğundan grubun en büyüğü olan egede var sadece araba o da sıfır suv bi araba almış atladık gittik süpriz bi doğum günü süpriziyle önüme saksıda bi çiçek geldi ama ben onun çikolata pasta olduğunu bilmiyodum üstündeki yapay çiçeği alıp çikolayta parçacıklı beyaz çikolatalı bilidiğin akışkan çikolatayı(hümaliva saksı) yedik arkadaşlarımda dibi güzel sen ye demeleri üzerine dibinide kaşıklayıp yedinm ama fazla çikolatanın dokunduğunu bilmiyodum yedik gezdik bişey yoktu sonra caddeden bi puff aldım başladım içmeye. yürürken bi gariplik vardı hissettim ama anlam veremedim arabaya geçtiğimizde bi grup araba geriye kalan marmarayla gidicekti ege de bertuğnun doğum günü o arabayla gelsin dedi ben de arkaya bindim cam kenarına geçtim puff içe içe bi 2 km gittik caddeden tuzlaya gidiyoruz bu arada yolda bana bişeyler olmaya başladı midem ağrıyodu ama bişey demedim sonrauykum gelmeye başladı gözümü kapattım sonra bi anda yanımda oturan boranın kolunu koparırcasına sıktım camı açmak içim vaktim yoktu kendimi kastım ama fayda etmedi ve 2 posta kustum ve acilen eve gitmemiz lazımdı çünkü arkadaşımızın babası bizi yemeğe davet etmişti 20 geçe orda olamız lazımdı ve saat30 geçiyodu arabayı bok götürüyodu puffun üstüne her her yere kustum yıkamacıya gittik saat8 .40 aadam bişeyler sıktı yıkadı ve muşamba serdi bişey olmaz geçer dedi oturdum ve koku yoktu sonra eve geldik koltuktan kalktığım gibi arabadan rezil bi koku geliyodu ertesi gün 1000 liraverip iç yıkatma yaptırdık güzei girdi 1000 lira

    • @bk_17080
      @bk_17080 3 місяці тому +2

      modlar gösterirseniz sevinirim :D

    • @63gundeilk5k
      @63gundeilk5k 3 місяці тому +1

      kusma olayı tat kaçırmış bro

  • @peritovski
    @peritovski 3 місяці тому

    Benim ilginç bir uluslararası yolculuk anım var. Yıl 2021 yazıydı ve Covid yeni yeni bitiyordu. Geçen seneden Work and Travel yapmak için acentaya kayıt yaptırmıştım ama pandemi yüzünden gidemeyince 2021 yazına sarkmıştı, çok heyecanlıydım. İstanbul Havalimanından Frankfurt aktarmalı Boston’a uçacaktım sonrasında Boston’dan otobüsle çalışacağım ve yazı geçireceğim o yere gidecektim, plan buydu. Lufthansa havayolları ile gidiyordum. İstanbul’da uçağın kalkışı rötar yaptı fakat normal saatinde Frankfurt’a iniş saatimle aktarma uçağımın kalkışı arasında 1 saat vardı ve bu rötar o arayı kaçırmama sebep olacaktı. Havalimanındakiler, havayolunun bize yemek, otelde bir oda ve cep harçlığı sağlayacağını söylediklerinde “iyi la biraz da Frankfurt havalimanında takılırım” demiştim ve rötarlı uçağıma binip normal bir yolculukla Frankfurt’a inmiştim. İndiğim an uçağını kaçıran diğer Amerikalıların Almanlar ile olan garip kavgaları ile başladı kaos. Alman polisini ilk defa gördüm, kadın-erkek eşit boyda ve hepsi 2 metreydi. Amerikalı birini az daha tutukluyorlardı adam geri vites atmasa. Neyse işte havaalanı güvenliğinden girdim bi baktım bizim uçaktakileri bir sıraya topluyorlar işte rötar yüzünden herhalde sözüne ettikleri yeme içme otel odasını falan verecekler dedim fakat öyle olmadı. Tek yaptıkları bir tane battaniye, bir diş fırçası ve içerisinde 15 euro olan bir promosyon bilet vermek oldu. Kalacak yeri sorunca da kadın C kapısının önünde YER YATAĞI YAPTIK ORAYA YATIN dedi resmen. Uçaktakiler biraz mırın kırın etse de onların verdiği ile yetindi ama ben aşırı sinirlenmiştim, yediremedim bunu kendime. Tam bileti alıp arkamı dönüp giderken dank etti ve geri dönüp birden aşırı sinirli bir şekilde onları dava edeceğimi, ailemin milletvekili olduğunu (kolpa), bunun burada kalmayacağını falan zırvalamaya başladım. Alman kadın diğerleri gidince bana yarım saat dil döktükten sonra kusura bakma özür dileriz zart zurt bir araba kolpa laf etti ama garip bir şekilde herkese 15 euro verirken çıkartıp benim bilete 35 euro verdi. Aha dedim işte şimdi parti başlıyor ve 35 euro havaalanında harbiden iyi paraymış. Birkaç tane bira içtim, garip sandviçler falan yedim gayet güzel gidiyordu her şey ama sonradan dank etti Frankfurt havalimanı akşam 7-8 gibi birden kapandı gibi oldu. Öyle A terminalinden B terminaline gezinirken bir baktım koca havaalanında bir ben kaldım. B terminalinde kapalı kaldım A ve C ye geçişler kapanmıştı ve bir tane bile polis, görevli yoktu. 24 saat o buz gibi B terminalinde musluğa ağzımı dayayarak su ihtiyacımı giderdim ve mahsur kaldım. Sabahın köründe de havaalanının içinde bisikletli bir Alman bisikletin ziline basarak HALOOOOO diyerek beni uyandırmıştı. Çok garip bir tecrübeydi. Boston'a gidince orada da otobüs saatini kaçırdığım için 20 saat dünyanın en kötü havaalanında kalmak zorunda kaldım. Boston havalimanından gideceğim yere gitmek için 175 dolar taksi ücreti verdim. Taksici adam Bulgar göçmeniydi ve adamın muhtemelen Amerika'ya geldiği gün dışındaki en mutlu günü benim arabasına bindiğim gündü.

  • @mcs2344
    @mcs2344 3 місяці тому +1

    Hasan hocam ilk bölüm daha iyi oldu çünkü 2. Bölümün konusu first date çok eğlenceli konu olmadı bide kolpa ihtimali çok çıktı o yüzden daha geniş yada daha iyi konu olabilir

  • @CipsoKirintiliKlavye
    @CipsoKirintiliKlavye 3 місяці тому +1

    Abi üniversite yıllarındayım. yıl 2018, yaş 21 falan. Sakaryadan Ankaraya gideceğim. Reklam olmasın da Sakaryalılar iyi bilir, üç harfli turizmden biletimi aldım. Ama seçtiğim sefer saatinde 2+1 koltuk yoktu. Orta sıralardan, kapı arkası ikinci veya üçüncü koltuktan biletimi almıştım. 2 li koltukta tek kişiydim. Yalnız olmam benim için bir nimetmiş meğer, aşağıda anlatacam abi.
    Neyse bagajımı muavine verdim, sırt çantamda kulaklık şarj aleti falan var. Onu da yanıma alırım dedim. hareket saatine de daha vardı. Sabah erkendi kahvaltı yapmamıştım büfelerden birinden simit, kola ve su aldım bir güzel yedim ayaküstü. Su soğuktu biraz da ondan yudumladım çantaya attım. Yemek sonrası bi de sigara yapayım dedim. Çok iyi hatırlıyorum, bi tane neşe gazoz aldım sigarayla iyi gider diye. Geçtim otogar manzarasına karşı gazoz sigara yapıyorum. Sefer saati geldi bindim otobüse baktım gerçekten de yanıma kimse gelmemişti. Taktım kulaklığı koydum kafayı uyuyabildiğim kadar uyuyayım dedim. Muavin geldi Bolu'da mı aştide mi ineceğini sordu herkese. küçük bir defteri vardı elinde notunu aldı en arkadaydım. Başka yolcu yok diye benim koltuğa bıraktı gitti. Abi benim içim geçmiş, muavinin birkaç koltuk önde ikram ettiği bisküvi poşetlerinin hışırtısına uyandım. Hayat mottomdur o bilet parası verildiyse o üzümsüz ama üzümlü kek yenir o peynirli kraker kemirilir. Ben de bi tane kraker ve kola patlattım. Kraker bitti, kolanın da asidi biraz kaçmış. O asitliğin boğazımı huhulamasını hissedeyim diye kolayı kafaya diktim. Vurdum kafayı yattım. Boluda otobüs durdu, zaten tuvaletim yoktu ben uyumaya devam ettim. Abi bi ara gözümü bi açtım benim mesane patladı patlayacak. Otobüs zaten boş, ben benim mabadın sol porsiyonunu koridora doğru taşırdım uygun adım ayak sallıyorum sırf tuvaletimin sıkıştırması geçsin diye. ama olacak gibi değil. Kalktım muavinin yanına gittim. Abi ankaraya ne kadar var dedim. 45 dk falan var kardeşim dedi. Ben de içimden dayanırım dedim. Zaman geçmiyor abii, ben boş koridorda sol ayağımı sallamaya devam ediyorum. Telefonu açıp aştiye ne kadar var diye haritalardan baktım. kansız muavin 15 dk önce 45 dk ya ordayız demişti, telefon hala 45 dk var gösteriyor. Olacak gibi değil rezillik çıkacak, ben niyeti bozdum. Sırt çantamdan su şişesini çıkardım. Şişe nerdeyse fuldü. Bu kurtarmaz dedim. Üzerimde ince bir hırkam vardı. Çıkardım sırt çantama tıkıştırdım. Hırka emer zaten diye şişedeki suyu çantanın içine döktüm. Hepsini emmemiş çantanın dibi ıslandı. Neyse uygun bir an kollamaya başladım. Biraz önlerde bir adam var, ulan bu beni görür mü görmez mi diye düşünürken fark ederse salağa yatarım deyip işimi görmeye başladım. Bi yandan etrafı kolaçan ederken bir andan bulutların üstüne çıkıyordum. Ama çık çık bitmiyor. Etrafı kolaçan eden gözlerimi olay yerine bir çevirdim şişe dolmak üzere. Hemen çantayı kucağıma çektim, şişe doldu taşmaya başladı. Benim çanta ıslandı pantolonun önünde küçük de bir ıslak imza oluştu. Rahatlamıştım şişeyi kapayıp çantaya attım. Pantolonum çabuk kurusun diye dua ediyorum. Abi aştiye sonunda vardık muavin geldi, kardeşim benim burda küçük bir defterim vardı dedi, çantayı üstüme çekip pantolonu cover ladım ama meğer muavine süreyi sormaya gittikten sonra geri döndüğümde fark etmeden defterin üzerine oturmuşum biraz. Abi ben totoyu kaldırıp ''aa burdaymış.'' dedim ama defterde bir ufak ıslaklık var. Elimle sildim adama verdim. Adam Allahtan fark etmedi durumu. Aştide indikten sonra tırım tırım çöp kovasına yaklaşıp emaneti kovaya attım. Bi keyif sigarası yaktım, kendi kendime gülerek uzaklaştım.
    Bu da böyle bir anımdır Hasan hocam, seviliyorsunuz

  • @hsnzdn_44
    @hsnzdn_44 2 місяці тому +1

    Osuruk canlandırması bölümünde ruhumu teslim ettim Hasan hocam mükemmel role girmiş

  • @ramazanokumus4
    @ramazanokumus4 3 місяці тому

    Hocam biz Malatyalıyız bağ bahçe tarla işleri için yazları köye gideriz İstanbul Malatya arası otobüsle 17-18 saat trafik varsa 20yi geçiyor çocukken yazları sürekli gittiğimiz için otobüs yolcuğu bana hâlâ eğlenceli güzel birşey değil bol kusmalı eziyet gibi geliyor bu yüzden yolda birşey yemiyorum kusarım diye tek benim için değil kuzenlerim için de öyle gene yaz geldi köye o yaz kuzenlerim gidecekti anlattığım hikâye de benim değil kuzenimin hikayesi otobüse akşam binecekler otobüse binecekleri gün otobüste acıkıp yemek yememek için birkaç saat önce içli köfte analı kızlı yemeği pilav cacık börekler kurabiyeler ne varsa yedi otobüse binene kadar lavaboya da gitmedi Düzceyi geçtikten sonra ufak ufak büyük tuvaleti gelmeye başlamış ilk molada lavaboya gitmiş ama sıra olduğu için sadece su dökmüş büyüğünü yapmamış Ankaraya yaklaşırken midesi de bulanmaya başlamış artık yok dayanamayıp kusmuş ama nasıl bir şekilde kusmuş ise kusmuk öne doğru gitmesi gerekirken bir arka koltuktaki kadına gitmiş kusmuk kadına geldiği an kadın bağırmaya başlamış çocuk bir yandan tuvaletini tutuyor bir yandan ağzındaki kusmugu siliyor bir yandan da arkadaki kadını dinliyor Ankara'da molada inip ihtiyacı gidermiş ordan sonrası otobüste koku da olsa biraz rahat geçmiş

  • @cank8999
    @cank8999 3 місяці тому

    Hocam yaklaşık 7-8 yıl önce, tıp fakültesi 4. sınıf bitti, 3 arkadaş tatile gitmeye karar verdik. Kaşta başlayan tatil 3-4 gün sonra ölüdeniz tarafında devam edecekti. Kaştaki son günümüzde hayatımda ilk defa hemoroid kanaması denen illete yakalandım. Şok içerisinde kendi kendime “geçer ya geçer” diyordum. Kaştan hareket edip ölüdenize vardık. Kalacağımız mekana varmak için öğle vakti güneşin altında epey yürüdük. Sonunda mekana vardık ama mekan hippi mekanı gibi, ranzalar var, klima yok, yasadışı göçmen gibi yerleştik. Yerleştik ettik derken akşam oldu ama hava inanılmaz sıcak. Terlemekten bitap düşmüş haldeyim.
    Hoca benim tuvalet aniden bastırdı. Koşa koşa lavaboya gittim. Bir oturup kalktım her yer kan revan. Wcden bi şekilde çıktım odaya vardım ama nefes alamıyorum. Duvarlar üstüme üstüme geliyor. Bayılacak ölecek gibiyim. 4. sınıf kıytırık tıp bilgim ile kan kaybına bağlı bayılma yaşıyorum diye düşünüyordum. Arkadaşlara ambulans çağırttım. Ambulansa bindik devlet hastanesi yolunda araçta tansiyonumu ölçtüler normal. Acil servisteki doktor ablaya durumu anlattım. Panik atak oğlum o dedi, 1 litre boş serum taktı, hemoroid ilacı yazdı gönderdi. Kaldığımız yere döndüğümde benim kanama ufak ufak devam ediyordu, paniğimi de yönetemediğim için tatilin yarısında eve gidecem ben diye tutturdum. Otobüs bileti bakmaya başladım. Arkadaşlar da ben yalnız gitmeyeyim diye tatili erken bitirmek zorunda kaldılar. Bütünüyle y…ak gibi bir yolculuk olmuştu.

  • @agca3949
    @agca3949 3 місяці тому +1

    Samsun'dan kız arkadaşımın yanından Kayseri'ye evime dönüyordum. Gece 12 de bindim yolculuk çok iyi çok rahat uyuyorum uyanıyorum 2-3 saat geçmiş falan neyse bi ara uyandım 2 saat falan var Kayseri'ye, birden bir öğürme sesiyle irkilerek uyandım. Sol tarafıma baktım camda kusmuk vardı ama öyle böyle bi kusmuk değil camın büyük kısmını kaplamış.Uyku sersemi olduğum için olayı hemen çözemedim sonra kolumda da bir sıvı hissettim ve tabii ki kolum da boydan boya kusmuk olmuştu. Arkamda oturan kadın koluma kusmuştu. Ben şok oldum tabii kadın baya özür diledi o yüzden bi şey de diyemedim,ıslak mendiliniz var mı dedim kolumu falan sildim ama camı silmeye iğrendim açıkçası, muavin falan da uyuduğundan kimse gelip de silmedi. Kadın uyumaya devam etti ben o 2 saat leş gibi kusmuk kokusuyla, cama bakmamaya çalışarak geldim. Hayatımın en rezil 2 saatini yaşadım.

  • @SecretSquirel01
    @SecretSquirel01 3 місяці тому

    Hocam o zamanlar 16 yaşındayım, İstanbul'da yaşıyorum, yaz tatilinde 1 aylığına dini bir eğitim için İstanbul'dan Antalya'ya çocukluk arkadaşlarımla bir köye gittim. Ancak onlar 1 aydan fazla kalacak dolayısıyla ben tek başına ilk kez yolculuk yapıp geri İstanbul'a döneceğim. Tabi bi heyecan yok değil. Neyse dönüş günü geldi, böyle otobüse duraktan veya otogardan değil de bildiğin bir köy yolundan otostop çeker gibi biniyorsun. Bindim otobüse, aldığım bilete de hiç bakmamışım köy ortamı olduğu için, koltuk 4 kişilik yabancı insanların bulunduğu en arka sıradan, e benim bir bavulum bir de telefon, kulaklığım var. Bunlar çalınmasın diye nasıl kasıyorum. Gece yolculuğu bir de saat 3 falan uyuyamıyorum da o aklımla bir şeyler çalınacak vs diye. Ben bayağı bi dayandım uyumadım, ama artık çok uyku bastırdı tam dalıyorum, hop bi polis çevirmesi geldi. Durduruldu araç, dediler arama yapacaklar. Ben bir panik oldum zaten 18 yaş altıyım ve tedirginim tek olduğum için üstüne bir de kimliğimi kaybetmişim. Ben otobüsü talan ediyorum ceplerime otobüs raflarına falan her yere baktım yok. biz arka 4lüyle bakışıyoruz böyle ulan bu suçlu mu nedir diye bana bakıyorlar, sonra ben anlattım o ara işte dini eğitimden geliyorum kimliği kaybettim falan diye. Sonra bana o arka 4lü de (4lü genç, 20 li yaşlarında bu arada) yardım etti ve biraz samimiyet kurduk. Polis benim koltuğa geldikçe ben aşağı doğru kayıp kaybolmaya çalışıyorum. Artık yapacak bir şey yok babam karakoldan alır beni falan diye düşünüyorum. Geldi polis kimliği sordu dedim yok. Beni indirdi otobüsten tabi ben inerken uyumadığım için yalpalıyorum. Adam beni komiserine götürüp bıraktı komiser beni sorgulamaya başladı işte nerelisin okuyor musun vs. Ama verdiğim cevapların ana fikri dışında kolpa çünkü uykum var aklıma ne gelirse söylüyorum. bavulumu aradılar falan meğer bunlar uyuşturucu arıyorlarmış. babamı da arayamıyorum saat gece 5. Üstüne bir sürü yiyeceğim laf... Beni bir şekilde bıraktı komiser, artık mülayim olduğumu mu düşündü, dini eğitimden döndüğümü söylemem etki mi etti bilmiyorum neden, ama döndüm otobüse, ben arka sıraya doğru yürürken bende bir başarmışlık ve oradan bir an önce kaçma hissi var. Bizi salıverdiler neyse ki sonrasında o 4lüyle cips vs yiyip muhabbet kurmuştuk ve ben rahatlayıp uyuyabilmiştim, hayatımdaki en iyi sıkıntı sonrası uykusuydu. Eve döndüğümde de kimlik masanın üstündeydi, hiç götürmemişim bile Antalya'ya :D

  • @sarp.oktober
    @sarp.oktober 3 місяці тому

    2019 yılında halen beraber olduğum kız arkadaşımla, onun ayvalık yakınlarında, Altınova isimli bir ilçedeki yazlığına gitmiştik. Yaz ayları, hava sıcak ve bunaltıcı, biz de Altınova’da durmaktansa orada geçirdiğimiz neredeyse hergün Altınova - Ayvalık dolmuşunu kullanarak Ayvalık’ta takılıyorduk. Ancak bu dolmuş yaklaşık yarım saat - kırk dakikada bir kalkan ve oldukça kalabalık seferleri olan dar bir dolmuştu. Birgün yine bu dolmuşu kullanmak üzere öğle saatlerinde yola çıktık. Hava 30 dereceden yüksek sıcaklıkta, dolmuşun içide tıklım tıklım. Durum o ki, dolmuşun içindeki biz hariç insanlar, oranın lokal halkı mıdır bilinmez, birbirlerini çok iyi tanıyorlar, isimlerini biliyorlar. Sıkış tepiş binmişiz, ayakta sallana sallana birbirimize yapışmış şekilde gidiyoruz. Bana yüzü dönük şekilde yapışmış, Bülent Ecevit’e aşırı benzettiğim, oranın köylüsü bir amca vardı. Durumun abesliğinden olsa gerek, arada bir göz göze geldiğimizde bana gülümsüyor sonra gözünü kaçırıyordu. Yolculuğun ortalarına doğru tekrar göz göze geldik, ve yine bana tebessüm etti. Ancak bu sefer gözünü kaçırmadı, yaklaşık 30 saniye bana bakmaya devam etti. Durum böyle olunca bende ona bakıp gülümsedim. Birbirimize bakıp 10 saniye kadar bu pozda kalınca, işin garipliğini bozma iç güdüsü ile kendisine “Buralı mısın amca?” diye sordum. Ancak adam cevap vermedi. Birden burnuma çok kötü bir koku geldi. Kokunun ne olduğunu çözmeye çalışırken karşımdaki amcanın gözlerinin yavaşça kapandığını gördüm. Dolmuşun demirini yavaşça bırakarak üstümde doğru devrildi. Çevremdeki bütün insanlar durumu anladığı anda bir kargaşa koptu dolmuşun içinde. Onu tanıyan insanlar “Cengiz Amca!” diyerek bağırmaya ve Cengiz amcayı ayıltmaya çalıştı. Dolmuş şöförüde durumu anladığı anda istikametini zaten çokta uzakta olmayan en yakın hastaneye çevirdi. Ayvalık öncesinde hastaneye vardığımızda, kapının yanında durarak Cengiz amcayı hastanenin getirdiği sedyeye görevlilerle beraber yerleştirdim. Sedyeye uzandığında gözlerini hafifçe açtığına şahit oldum. Beni gördü ve tekrar tebessüm etti. Bende istemsizce tebessüm ettim. Dolmuşa geri döndüğümde hala yüzümde o tebessüm kalmış olacak ki, sevgilim dahil dolmuştaki birçok insan “Komik olan ne?” diye sordu. “Bana gülüyordu, bende güldüm” dedim. Tabi insanlar aramızdaki bu sözsüz iletişime şahit olmadıkları için anlayamadılar ancak benim için önemi yoktu. Ardından Ayvalığa yolculuğumuz devam etti. Cengiz amcanın iyi bir insan olduğuna eminim. Öyle hisler olur ya birisiyle karşılaştığınızda. O da öyle bir insan. Umarım sağlığı halen yerindedir.

  •  3 місяці тому

    Kisa bir yolculuğun anisi.
    Yıl 2011 olması lazım, Eskişehir'de lisede okuyorum. Lisem Organize Sanayi Bölgesinde olduğu için şehrin biraz dışındaydı. Hem maddi sebeplerden, hem de heyecan olsun diye arkadaşlarımla birlikte otostop ile şehir merkezine gidiyorduk. 2 arkadaş Sonbahar-Kış mevsimlerinde bir gün her zamanki gibi otostop çektik. Normalden daha uzun süre hiçbir araç duramadı. Biraz geç olmuştu yani sonrasında bir araç durdu. Çarşıya gideceğimiz konusunu gayet açık bir şekilde söylemiştik. Tamam deyip bizi aldı. Normalde yol 15-20 dakika sürüyordu. Fakat bir süre sonra şehir merkezine gitmediğimizi fark ettik. Bize çok kısa bir işinin olduğunu önce oraya gitsek sonra sizi çarşıya bıraksam olur mu dedi. Mecbur olarak evet dedik. Şehrin diğer tarafına gittik. Bu bölge villaların vs olduğu şehrin lüks bir yeri. Gittiğimiz yerde mermer benzeri bir kamyonet olan bir araba vardı. Biz arabada otururken adam mermerlerin taşınmasında yardım etmeye başladı. Fakat hava kararmaya başladı ve eve geç kalacaktık. Adamın ve yanındaki kişinin kısa sürede bitiremeyeceği miktarda mermer vardı. Arkadaşımla beraber o soğuk havada mermerlerin taşınmasına yardım ettik. Bedava şehre gidelim derken bedava 'yevmiyeli' iş yaptık :) Ardından adam bizi şehir merkezine bıraktı.

  • @bahadrdikec7616
    @bahadrdikec7616 3 місяці тому

    Hoca 10-11 yaşlarındaydım annemle antalyaya gitmiştim dayımların yanına,aradan 2 hafta geçtikten sonra izmire dönmek için otobüse bindik.Yolculuk gece saatlerindeydi ve afyonda mola vermiştik annem ben tuvalete gidicem bir şeyler yemek istiyor musun sen de gel benle demişti, ben de yok ben gelmicem dedim ve annem gitti.15 dakika falan geçti herkes otobüse bindi ama annem yok,stresli bir şekilde annemi bekliyorum ve bir anda otobüsün kapıları kapanmaya başladı o an herhalde annemi bırakıp gidicez diye düşündüm ve ağlamaya başladım, kalktım yerimden şoförün yanına doğru hem ağlayarak hem de bağırarak annemi unuttunuz diyerek koşmaya başladım.Millet bana bakıyor noluyor diye sonra bir anda muavin kalktı önden yanıma doğru gelmeye başladı ben hem stresliyim hem ağlıyorum adam tam yanıma doğru yürürken bir anda midemde bir hareketlenme hissettim ve muavin tam önüme geldiğinde üstüne kusmaya başladım.Otobüsün koridorunun ortasında önümde muavin,yanda ki koltukta insanlar ve her yer kusmuk.Sofor noluyor falan derken arabayı durdurdu sonra bir teyze çocuğun annesini unutmuşsunuz nereye gidiyorsunuz falan dedi, şoför arabayı çekti kenarıya muavin sinirli sinirli bana bakıyor,yanda ki insanlar iğrenerek bana bakıyor tam o anda orta koridorda kapının açıldığını gördüm ve annem merdivenden içeri girmeye başladı.Ustum başım kusmuk içinde anneme sarıldım bir tur da annem sinirli sinirli bana bakmaya başladı o kadar korktum ve o kadar utandım ki bütün yol koltuğa gömülüp sessiz sessiz ağladım.O gün bugündür de otobüse binmem izmirden bodruma bile uçakla giderim

  • @iscanthere
    @iscanthere 3 місяці тому

    Bu format porçayla yapılabilir bu formatı en iyi yapan adam

  • @mikelenceloemre
    @mikelenceloemre 3 місяці тому +1

    yaklaşık bir 3 sene önce falan anlatacağım hikaye. o zamanlar universitedeyim trabzonda okuyorum vizeler bitmis bartina döneceğim memlekete. bi 10 saatlik yolculuk demek oluyor bu da . artik alistim uzun yolculuk muhabbetine aksam saatlerinde alıyorum otobus saatini sabaha dogru varmis oluyorum.yine ayni sekilde aksam saatlerinde bindim otobuse siradan bir yolculuk oluyor herkes yavastan uyumaya başladı otobusun icinde isiklandirmalar kapandi bende telefona indirmisim dizimi filmimi onlari izlemeye basladim.baktim 2 saat falan olmus muavin henuz bir seyler dagitmiyor cogu kisi uyudu diye sanirim bende yanina gittim dedim icecek bir seyler var mi acaba yanima abur cubur almistim ama icecek dagitirlar zaten diye icecek almadim.neyse muavinden kola aldim bardakla gectim yerime kendi nevalemide cikardim biskuvi cikolata kraker falan feci gidiyor yaninda kolayla. kalktim tekrar istedim muavinden zaten kimsenin ictigi yok bari ben iceyim.muavin bu sefer 1litrelik kolayi verdi icetea icersen onuda al dedi yuzsuz gibi ikisinide aldim gectim yerime.yol nasil istahimi actiysa tum aburcuburlarla icecekleri gömüyorum icecekleri bardaga koymaya tenezzül bile etmiyorum dikiyorum kafaya.telefondanda dizi acik onu izliyorum feci keyifli gidiyo yol.bu kadar icecegi art arda icince hafiften bi hareketlenmeler olmaya baslandi idrar kanallarinda molaya kadar goturur ama diyorum sorun yok.tatli bi agirlikta coktu dedim biraz kestireyim zaten otobus yolculuklarinda agir bi uykuya dalamiyorum yarim saatte bi uyanirim en kotu.neyse dalmisim uykuya uyandim bir baktim mola yerinden cikiyoruz coktan mola verilmiş bitmis bile nasil uyanamadim aklim almadi.uyurken mesane ağrısıda başlamış sızlıyor alt taraflar.gittim muavine dedim kacirdim ben molayi lavabo ihtiyacım vardı onumuzde durabilecegimiz bi yer var mi diye.muavin bizim rota uzerinde yakinda yok biraz tutman lazım dedi biraz dedigide 3 saat falan.gectim yerime aklima getirmemeye çalışıyorum film açıyorum kafam dagilir diye yok ama gitttikce artti dayanamiycam artik muavine gittim tekrar dedim böyle ben duramam mola yerine kadar yok mu bir yöntemi sen o kadar saat yolculuk yapiyorsun sonucta elbet basina gelmistir daha önce.yanina sise al gel dedi,bana verdiği iceteayle kola sisesi koltugumun kenarinda duruyordu aldim onlari.orta kapinin ordan muavinlerin yattigi yere bi gecis varmis ufak bir kapi onu acti gec burda siseye hallet sonra kapiyi kapatir cikarsin dedi.normalde kapali dar alanlardan korkarim hayatta giremem ama yapacak bir sey yok girdim iceri iki büklüm sisenin icine hallettim isimi ama nasil rahatladim karnimdaki agri yerine tatli bir aciya birakti acayip bi rahatlik coktu icetea sisesini de fulledim nerdeyse.sonra ciktim kabinden gectim yerime hayat varmis diyorum. o kadar agrimiski mesanem karnim falan ayaklarimin siskinligi bile umrumda degildi yani.sonra muavin ikram dagitmaya basladi dedim bu sefer ben icecek bir sey almayayim kalsin muavinde benim az onceki kivranmamadan keyif almis galiba siritiyo ben oyle diyince neyse dagitti ikramlari ben ayni sekil devam ediyorum yolculuğa dizi izliyorum arada bi uyuyorum uyanıyorum zaman kavramı gelip gidiyor uyandikca saate bakiyorum iyi uyumusumdur diye ama 10 dk falan anca geçiyor yine daldim bu sekilde sonra biri durtmeye basladi baktim muavin noldu der gibi kafayla goz hareketi yaptim iyice mallaşmisim yoldan.ulan madem çişini icetea şişesine yaptin neden asılı olan çöp poşetine atmiyosun copu benim yatagin kenarinda birakiyorsun dedi megersem bu orda kendi icecegi zannetmis bunu yudumlamis bundan dedim kusura bakma valla ben dar alanlardan korkuyorum o an onu orda unutmus cikmisim aklima bile gelmedi adama mahcup olduk otobusten indigimiz zaman bavulumu bile isteyemedim kendim aldim hizlica bagajdan uzaklastim

  • @erenbesiroglu3011
    @erenbesiroglu3011 3 місяці тому

    olaylar kolpa ve başka bir kanalda şu içeriğin yapılma düşüncesi bile berbat geliyor ama hocaların yorumları ve özgün zihinleri sayesinde güzel oluyor bunlar.

  • @TugraCakr-mb9vp
    @TugraCakr-mb9vp 3 місяці тому

    Sene 2016/2017, o zamanlar Çorum'da ikamet ediyorum. O günün akşamında, Bayat ilçemizde bulunan köyümüzde eş dost akrabalar hep birlikte buluşacağız. Annem ve babam sabah erkenden köye geçtiler, ben de arkadaşlarımla plan yaptığım için akşama doğru dolmuşla ilçeye, ordan da köye geçeceğim. İlçe dolmuşuna akşam son araç için yerimi ayırttım. Neyse vakit geldi çattı, dolmuş güzergahında yol kenarında dolmuşu bekliyorum. Etrafta benim gibi o dolmuşu bekleyen bir kaç kişi daha var. Dolmuşun gelmesine bi kaç dk kala, yanımıza aracıyla bi lavuk yanaştı. İskilip ilçesine gitmek için bekleyen varsa götürebilirim dedi. Bu ilçe, benim gideceğim ilçenin güzergahında yer aldığından benim kafada şöyle bi ampül yandı: ben bu lavukla iskilip ilçe kavşağına kadar beleşe giderim, indiğimde de zaten normalde yerimi ayırttığım dolmuşa el eder binerim, böylelikle normalde 20 lira ödeyeceğim dolmuşa, yarı yolda binip 10 lira öder, 10 lira kar ederim. Neyse lavuğun arabaya bindim. Hoş beş sohbet muhabbet yol alırken herif bir anda şöyle bir cümle kurdu: Bu şekilde milleti gidecekleri yere götürüyorum şerefsizler 5 kuruş para vermiyor !!! Beynimden vurulmuşa döndüm. Lavuk her gün ilçeye git gel yaptığından işi ticarete dökmüş. Neyse ilçe kavşağına geldik, adamın ettiği lafın altında kalmamak için 10 lira verdim. Yani bizim kar etme işi yalan oldu. Yol kenarında arkadan gelecek asıl binmem gereken dolmuşu beklerken bir yandan da aileden çat pat arıyorlar nerdesin diye... Biraz vakit geçtikten sonra dolmuş yaklaştı, el ettim, ancak şoför muhtemelen benden boş kalan koltuğa yolda birini aldığı için, "araç dolu" işareti yaparak usulca yanımdan geçti gitti. Hava karardı kararacak, telefonlar susmuyor nerde kaldın diye, yol kenarında mal gibi kaldım. En son bi tofaşın önüne atladım, abi beni falanca köye götür, yalvar yakar adamı ikna ettim. Herif önce benzinliğe sürdü, dedi depo boş, arabaya gaz al. Gaz parası için elim sinirden titreyerek cebimdeki 15-20 lira ve maden paraları denkleştirmeye çalışırkenki halim dün bi aklımda. Yani anlalayacağınız, 10 lira kar edelim derken, 20-25 lira zarara girdik. Köye ulaştığımda artık sinirden ne kadar kızardıysam herkes ne oldu bi sorun mu yaşadın diye sormuştu. Eniştemin bir ömür boyu dalga geçeceğini bildiğimden kimseye de anlatamadım. o gün bu gündür asla küçük hesaplar peşinde koşmam :D ...

  • @kerellius
    @kerellius 3 місяці тому +3

    ee söyle bakalım hoca neyi savunmuş socrates

  • @pikachugg01
    @pikachugg01 3 місяці тому

    sene 2010 veya daha eski. Memleketim Erzincandan istanbula babam abim ve ben dönüyoruz: Babam ve abimler 2000 li yıllarda istanbulda özel çift katlı otobüsçülük yapıyordu. bir dönemde şehirler arası otobüscülükte yapmışlardı. İstanbula döndüğümüz otobüste babamın arkadaşıydı. abim ve ben yan yana arka kısımlarda oturuyoruz. babam ise şoförün yanındaki muavin koltuğunda oturuyor hatta zaman zaman şoförü dinlendiriyordu. Osmancıkta mola verdik. abim tuvalete gitti biraz uzun sürdü sonra abdest alıp mescide gittik. namazı kıldık bi baktık otobüs gidiyor. bizde abimle koşarak yetişmeye çalıştık ama nafile, babam kaptırmış gidiyordu . abim bir yandan telefonunu açmaya çalışıyor babamı aramak için ama çakma telefon hem geç açıldı hemde babamı arayamıyoruz. 10 15 dk sonra başka bir otobüs mola yerinden çıktı ve durumu fark etti. otobüse bindik abim otobüsten birine ulaştı ve ilerde durdu. abimle ben otobüse geçiyoruz. abim beni koltuğa oturttu geçti babamın yanına sayıp sövüştürdü sen 2 oğlunu birden nasıl unutursun vs. diye biraz içini dökmüştü

  • @AliAslan16556
    @AliAslan16556 3 місяці тому +1

    11 yaşındayım. Her sene Balıkesirde yazlığımız var diye Bursa dan gideriz .O yaz dayımlarla gitmiştik.Dönüş yoluna çıkmadan baya bi yemek yemiştim. Tuvalete de girmemiştim.Karnım çok fena ağırıyordu. Ben de Bursa ya dönerken dayımların arabasıyla döneceğim.Yazlığın olduğu köyün çıkış yolu da baya bi dönemeçli.Asıl yola çıkmadan midem ağzıma gelmişti yani. Neyse biz ana yola çıktık.Yolda giderken daha fazla dayanamadım ve kustum. Kucağımda da dayımın ceketi vardı.Yengem hemen annemleri aradı en yakın benzinlikte durduk.Ama karnım fena rahatlamıştı.Tuvalette elimi yüzümü yıkadım .Kusarken dayımın ceketine ne olduğunu görmemiştim.Arabaya dönünce ceketin kusmukla kaplı olduğunu gördüm.Araba da full kusmuk kokuyordu.Neyse biz Bursa ya gidene kadar üstüm çıplak bir şekilde durdum.Bursa ya geldik.Dayımlar evine biz evimize gittik.
    Bu da böyle bir anımdır .Sevgiler Hocalar

  • @vstr5459
    @vstr5459 3 місяці тому +1

    Abi sene 2019 okullla Karadeniz gezisindeyiz. Orduya gittik ordan da Trabzon'a gecicez. Her neyse Ordu'da boztepeye cikicaz. Boztepeye çıkmak için de orda teleferikler vardır. Bindik çıktık arkadaşlarla geziyoruz. Sonrasında işte cagirdilar geri dönme vakti geldi diye biz tekrar teleferige bbindik. Tam gidiyoruz aşağı falan bakıyoruz inanılmaz güzel biyer iste çok yüksek. Sonra bir anda arizalanma olmuş teleferik durdu biz içindeyiz. Ama nasıl altımiza ettiğimizi anlatamam. Neyse ki 2-3dakka sonra geri düzeldi ama en korktuğum 5dkkalik yolculuk animdir arkadaslarla

  • @ahmetcemkutluay2172
    @ahmetcemkutluay2172 3 місяці тому

    Sene 2019, Ankara'dan İzmir'e doğru yola çıkıyordum. Kardeşler Turizm benzeri yan sanayi otobüs firmalarından biriyle yolculuk yaptığım için çoğu zaman otobüste Türkçe konuşan bir kaç insandan biriydim muhtemelen. Tekli koltukların en arkasındayım, önümde de bir abla var. Yan tarafımdaki çift koltukta da bir anne-oğul oturuyorlar. Otobüsün kalkmasına 5-10 dakika kala muhtemelen Slav kökenli olduğunu düşündüğüm başka bir abla bindi otobüse, onun da koltuğu bu anne-oğulun oturduğu yerdeymiş. Ancak, çocuk koltuğa su döktüğü için Slav abla sinirlenip kendi dilinde bir şeyler söylemeye başladı. Anne bu durumu anlamamakla birlikte, hiç bir şey anlatamıyordu çünkü kendisi de sağır (?) ve dilsizmiş (bunu o tartışma sırasında kadının işaret dili ile konuşma çabasından tahmin ediyorum). Bu iletişim problemi nasıl çözülecek diye bütün otobüs izlerken önümdeki abla, Slav ablaya dönüp onun dilinde kadınla iletişim kurmaya başladı, ardından da söylenenleri işaret diliyle yanımdaki anneye çevirdi, bu şekilde sorunu çözmüş oldular. Ben de bütün otobüs yolculuğu boyunca 'Ankara'da aynı anda bu dili ve işaret dilini aynı anda bilip bu otobüse nasıl denk gelebilir?' diye düşündüm. Belki önümdeki kadın, diğer kadınlardan birinin tanıdığı birisi olabilir diye düşündüm ama kendisi Eskişehir'de indi ve bu 3 insanın da birbiriyle alakası olmadığı gerçeğiyle yolculuğumu gerçekleştirmiş oldum. Bir fizikçi olarak olasılıklar uzayında bu ihtimalin gerçekleşmesini halen kafamdan atamıyorum.

  • @muratyesil4692
    @muratyesil4692 3 місяці тому

    Geçen yaz ayvalıkta bir arkadaşımızın yazlığında 1 haftalık tatil için plan yaptık. Ankaradan Ayvalığa direk otobüs var ama bilet fiyatı bize pahalı geldi biz de balıkesir merkezden ayvalığa aktarmalı gidelim dedik daha hesaplı oluyordu. Gece 2.30 da bir otobüs bulduk dandik bi firmadan ve otobüse 4 arkadaş bindik otobüs 45-50 kişilik ama otobüse 15-20 kişi falan bindi otobüs bomboştu yani. Ben arka 4'lüye kuruldum uyumayı çok severim, arkadaşın biri tekliye oturdu diğer 2 arkadaş da 2' liye yan yana oturdular sohbet için. Muavin geldi bilet kontrolü yaptı abi balıkesire kaçta varırız dedik 11 gibi orda oluruz dedi biz balıkesirden sonra nereye gidecek bu otobüs dedik ayvalığa kadar giderse belki aktarma biletini iptal edip bu otobüsle devam ederiz diye düşündük ama muavin ayvalığa gitmeyeceğiz dedi 11 de balıkesirde oluruz dedi bize tekrarlayarak. Yolculuk başladı biz gece saat 4'e kadar konuştuk uyku işi yalan oldu sonra saat ilerleyince biraz kestirdik. Afyon'a geldik molaya, yarım saat mola verdik bir şeyler yedik sonra mola bitince tekrar uyuduk bursa otogara gelince otobüsteki herkes bi anda indi ve arkadaşımın biri geldi ve bana otobüs değiştireceğimizi söyledi. Uykudan bi anda uyandım uyku sersemi olduğum için ne nasıl dedim bana otobüs boş olduğu için dolu otobüse geçeceğimiz söyledi o an için tuvaletimin geldiğini anlayamadım. Hemen çantamı yandaki otobüsün bagajına attım ve muavine abi tuvalete gidebilir miyim dedim bana hayır kalkış saati geldi gidemezsin dedi. Otobüste boş bi koltuğa oturdum sonra bi abla bana orası benim yerim dedi başka bi boş koltuğa oturdum. Otobüs kalktı ama nasıl sıkıştım öyle böyle değil en son çare kaptanın yanına gittim abi biz otobüs değiştirdik ve mola veremedik çok sıkıştım 2 dk tuvalete gidiyim dedim. Otobüsü durdurdu ve çabuk git gel dedi. Koşa koşa otogarda tuvalete gittim alaturka tuvalete oturdum ve büyük abdestimi 20 saniyede falan yapıp temizlenip çıktım hemen koşa koşa emenikenin takım otobüsünü yakalaması misali otobüse koştum binince kaptandan ve koltuğumun önündeki yolculardan özür diledim az daha altıma sı*ıyordum yani. Şunu demek isterim ucuz etin yahnisi yenmez lafınının ne kadar doğru olduğunu gördüm. Otobüs değişimi aktarma yürüme bekleme falan derken yazlığa geldiğimizde bayılmıştık yorgunluktan belki direk ayvalığa bilet alsak bu rezilliği çekmeden yolculuğu bitirecektim. Böyle bi hikaye.

  • @mizan9794
    @mizan9794 3 місяці тому

    Yıl 2008, İzmir'den Ankara'ya teyzemi görmeye gidiyorum annemle. (yanlışım olursa affola 6 yaşındaydım o zaman) İzmir'den otobüs yolculuğu 9 saatten uzun sürüyordu. Annem bu olaylardan önce kanser geçirdi, o zamanlar da bir sürü tiroid vs ilacı kullanıyordu. Gece geç saatte otobüse bindik ben oyuncakla falan vakit geçiriyorum. O arada ben uyuyakaldım. Afyonkarahisarı geçtikten sonra uyandım, otobüs hareket halinde ama annem yanımda yok. Hiçbir şey anlayamadım o zaman, seslenemiyorum herkes de uyuyor. Korka korka muavine gittim "Annem yok eşyaları burda" dedim. Annemin telefon numarasını da bilmiyorum arayamıyoruz da benim de çocuk aklımdan neler geçiyor acaba bırakıp gitti mi bilmemne, korkudan ağlıyorum orda. Muavin şöforle konuşuyor bana sakin ol falan diyor orası tam muamma tamamını hatırlamıyorum oranın. Dinlenme tesisinden otobüsü arıyorlar bir kişi burda kalmış dönün alın diye. Yarım saatten fazla yol gidip tesise dönüyoruz annem orada bekliyor. Tuvalete gidip orda bi kusmuş, o arada otobüsün gittiğini de fark etmemiş. Hayatımda büyük ihtimalle en çok korkup ağladığım andı, şehirlerarası otobüse bu olaydan sonra neredeyse hiç binmedim.

  • @ataberkakar1563
    @ataberkakar1563 3 місяці тому

    1:09:45 gözümden yaş geldi gülmekten var ol hoca😂

  • @alperystaken
    @alperystaken 3 місяці тому +1

    Bu hikaye konu olarak hem yolculuk hem de babaya sigara yakalatma içermekte (başka bir hafta konu olarak kullanılabilir aslında Babaya sigara yakalatma anıları elbet burdan da güzel şeyler çıkabilir :D )
    Biz üç çocuklu çekirdek bir aileyiz.Ben en küçük çocuğum 2 tane abim var.Abilerimden birisi Asker birisi ise Polislik yapmakta.Aramızda sağlam bir yaş farkı da var onların ilk göreve başladıkları dönemlerde ben okuma yazmayı yeni sökmüştüm.Asker olanın ilk görev yeri Erzurum,Polis olanın ilk görev yeri de Mersindi
    Bizde asker olan abim Ankaraya izine geldiğinde Polis olan abimin yanına tatile giderdik
    Yine benzer bi yaz günü Asker olan abim süpriz yapıp Ankara'ya geldi ramazan bayramına yakın(ramazan bayramlarının ağustos sonlarına denk geldiği zamanlar)Biz de hazır babam da çalışmıyorken abim de buradayken Mersine abimin yanına tatile gidelim dedik. Babam yolda uzun duraklamaları çok sevmez çok aceleci bir adamdır bizi de sabah ezanı okunur okunmaz yola dökmüştü zaten. Abim içine kapanık sessiz sakin birisidir öyle kolay kolay şikayetçi olmaz her şeyden ama belirli bi saatten sonra sürekli karnım ağrıyor oram ağrıyor buram ağrıyor gördüğü her benzinlikte dinlenme tesisinde durdurdu babam da bir sorunu var bu çocuk normalde böyle yapmaz kafasında peşinden sürekli tuvalete falan giriyordu.Abim sinirli sinirli geri arabaya biniyodu yola devam ediyorduk soruyoruz problemin ne bir şey de demiyor adam :D Mersine yıllardır gitmiyorum ama çocukluğumdan hatırladığım kadarıyla bayağı uzun bi yol boyunca tünel vardı .Babam tünellere gelmeden abime verdi arabayı çok yoruldum arkaya geçip uyucam tünelleri geçince bi dur da bi çeşme var oraya götürcem su doldurak ordan dedi. Abim şoför koltuğuna ben ise abimin yanına geçtim babamın teyibe takılı kalmış çıkmayan Mustafa Yıldızdoğan-Ölürüm Türkiyem albümünün içinden dinlenebilir şarkı bulmaya çalışıyordum tam o sırada abim bi arkasını kontrol etti babam derin uyku moduna girmiş babamın ön konsolda duran sigara paketinden bir tane dal alıp yaktı oracıkta. Meğersem adamın derdi sigaraymış paketini unutmuş benzinlikte falan girip alacak ama babam durduğumuz her yerde peşinden geldiğinden alamamış:D Ben de sigara içtiğini orda öğrenmiştim abimin. Abim yaktı 4 5 dal içti izmaritleri de dibinde su olan pet şişenin içine atıyoruz çöp niyetine. O zamanki aracımızda da klima zaman zaman çalışmıyordu sıkıntısı vardı yolun yarısında klima cortladı camlar açık gitmeye başlamıştık.T ünelden çıkmaya şöyle 3 4 km kalmış abim pet şişeyi verdi şunu dök camdan la dedi ben de çocuğum onun demek istediği şişeyi direkt at demekmiş ama ben şişenin kapağını açtım camdan direkt içindeki suyu fırlattım ve rüzgarın etkisiyle o izmaritler ve izmaritli sular arka camdan içeri girip babamın yüzüne geldi :D Babama senin izmaritlerin falan dedik geçiştirdik ama çok yemedi adam :D Bu yolculukta bütün aile öğrenmiş oldu abimin sigara içtiğini.

  • @eryatly
    @eryatly 3 місяці тому

    Hocam selamlar ben komşu arkadaşım ve onun iş arkadaşı tekirdağ da yaşıyoruz ve Kırklareli'ne komşu arkadaşın köyüne ziyarete gitmeye karar verdik. Bizim arabamız olmadığı için arkadaşın iş yerinden arkadaşı babasının arabasını aldı ama köye gideceğimizi söylemedi bende aileme haber vermedim giderken sadece köyüne gidecegimiz komşu arkadaşım ailesine haber vermişti. Yola çıktık kırklareli merkezdeki arkadaşı da yol üstünden aldık (şuan4 kişiyiz) köye vardık yemek yiyip kahvede takıldık sonra o köyün dağlarında bir dereye bira alıp gitmeye karar verdik. Ben hariç digerleri almıştı. Dağ yolunda saatte gece 9 oldugundan zifiri karanlık olduğu için yolumuzu kaybettik geldigimiz yoldan geri döndük ve benzinimiz çok az kalmıştı ve koyde benzinlik yoktu. Biz dönerken durduk arkadaşlar biralarını içti sonra yeniden yola çıktık ama şoför koltugunda kırklareli merkezden aldığımız arkadaş vardı köy yolundan kirklareli şehir merkezine gidiyorduk arkadaşım yolda tavşan gördü arkadaşa ez ez sonra pişirir yeriz dedi o da olmaz falan dedi ezmedi başımıza bi iş gelir dedi devam etti. Şehir merkezine girerken çevirmeye takıldık ama ben hariç herkeste alkol var şöför dahil korkudan donlara bırakacaktık öyle söyliyim sonra durdurdu ehliyet ruhsat istedi verdi arkadaş araba sahibini sordu o da arkada benim yanımdaydı benim dedi (halbuki babasının ama bişey değişmezdi bence) polis far orjinal mi dedi hayır aldığımızda böyleydi muayeneden de geçmiş dedi. Poliste tamam kenara çekin arabayı bağlıyoruz dedi. Biz o anın korku ve şaşkınlığı ile birbirimize şimdi ne yapacağız dercesine baktık arabayı kenara cekip saat gece 11 ve eve 2 saatlik daha yolumuz var paramız yok benzinimiz yok bitti bitecek. Sonra burdan dönüş yok polise yalvaralım belki insafa gelir diye yanına gittik abi yapma gözünü seveyim eve gidiyoruz v.b ikna etmeye çalıştık polis farın çok ışık yaydığını ve kazaya sebebiyet verebilecegini soyleyip sizi arabayla yollayamam dedi bizde bi 5 10 dk daha yalvarınca herhalde insafa geldi arac sahibine tamam bu seferlik gitmenize izin veriyorum ama plakayı not ettim eğer farları değiştirmezseniz araba bağlanacak dedi bizde teşekkür edip tekrar yola çıktık benzin aldık sonra eve geldik. Ve bence zaten canilik olmasina ragmen iyiki bir gazla arkadaş o tavşanı ezmemiş belkide daha zor durumda kalabilirdik. Bu da böyle bir anı çok uzun oldu umarım modlar benim hikayemi alır
    İyi yayınlar.

  • @CipsoKirintiliKlavye
    @CipsoKirintiliKlavye 3 місяці тому +1

    şişeli bi otobüs anısı brakıyorum Hasan hoca, iyi yayınlar chate selamlar
    Abi üniversite yıllarındayım. yıl 2018, yaş 21 falan. Sakaryadan Ankaraya gideceğim. Reklam olmasın da Sakaryalılar iyi bilir, üç harfli turizmden biletimi aldım. Ama seçtiğim sefer saatinde 2+1 koltuk yoktu. Orta sıralardan, kapı arkası ikinci veya üçüncü koltuktan biletimi almıştım. 2 li koltukta tek kişiydim. Yalnız olmam benim için bir nimetmiş meğer, aşağıda anlatacam abi.
    Neyse bagajımı muavine verdim, sırt çantamda kulaklık şarj aleti falan var. Onu da yanıma alırım dedim. hareket saatine de daha vardı. Sabah erkendi kahvaltı yapmamıştım büfelerden birinden simit, kola ve su aldım bir güzel yedim ayaküstü. Su soğuktu biraz da ondan yudumladım çantaya attım. Yemek sonrası bi de sigara yapayım dedim. Çok iyi hatırlıyorum, bi tane neşe gazoz aldım sigarayla iyi gider diye. Geçtim otogar manzarasına karşı gazoz sigara yapıyorum. Sefer saati geldi bindim otobüse baktım gerçekten de yanıma kimse gelmemişti. Taktım kulaklığı koydum kafayı uyuyabildiğim kadar uyuyayım dedim. Muavin geldi Bolu'da mı aştide mi ineceğini sordu herkese. küçük bir defteri vardı elinde notunu aldı en arkadaydım. Başka yolcu yok diye benim koltuğa bıraktı gitti. Abi benim içim geçmiş, muavinin birkaç koltuk önde ikram ettiği bisküvi poşetlerinin hışırtısına uyandım. Hayat mottomdur o bilet parası verildiyse o üzümsüz ama üzümlü kek yenir o peynirli kraker kemirilir. Ben de bi tane kraker ve kola patlattım. Kraker bitti, kolanın da asidi biraz kaçmış. O asitliğin boğazımı huhulamasını hissedeyim diye kolayı kafaya diktim. Vurdum kafayı yattım. Boluda otobüs durdu, zaten tuvaletim yoktu ben uyumaya devam ettim. Abi bi ara gözümü bi açtım benim mesane patladı patlayacak. Otobüs zaten boş, ben benim mabadın sol porsiyonunu koridora doğru taşırdım uygun adım ayak sallıyorum sırf tuvaletimin sıkıştırması geçsin diye. ama olacak gibi değil. Kalktım muavinin yanına gittim. Abi ankaraya ne kadar var dedim. 45 dk falan var kardeşim dedi. Ben de içimden dayanırım dedim. Zaman geçmiyor abii, ben boş koridorda sol ayağımı sallamaya devam ediyorum. Telefonu açıp aştiye ne kadar var diye haritalardan baktım. kansız muavin 15 dk önce 45 dk ya ordayız demişti, telefon hala 45 dk var gösteriyor. Olacak gibi değil rezillik çıkacak, ben niyeti bozdum. Sırt çantamdan su şişesini çıkardım. Şişe nerdeyse fuldü. Bu kurtarmaz dedim. Üzerimde ince bir hırkam vardı. Çıkardım sırt çantama tıkıştırdım. Hırka emer zaten diye şişedeki suyu çantanın içine döktüm. Hepsini emmemiş çantanın dibi ıslandı. Neyse uygun bir an kollamaya başladım. Biraz önlerde bir adam var, ulan bu beni görür mü görmez mi diye düşünürken fark ederse salağa yatarım deyip işimi görmeye başladım. Bi yandan etrafı kolaçan ederken bir andan bulutların üstüne çıkıyordum. Ama çık çık bitmiyor. Etrafı kolaçan eden gözlerimi olay yerine bir çevirdim şişe dolmak üzere. Hemen çantayı kucağıma çektim, şişe doldu taşmaya başladı. Benim çanta ıslandı pantolonun önünde küçük de bir ıslak imza oluştu. Rahatlamıştım şişeyi kapayıp çantaya attım. Pantolonum çabuk kurusun diye dua ediyorum. Abi aştiye sonunda vardık muavin geldi, kardeşim benim burda küçük bir defterim vardı dedi, çantayı üstüme çekip pantolonu cover ladım ama meğer muavine süreyi sormaya gittikten sonra geri döndüğümde fark etmeden defterin üzerine oturmuşum biraz. Abi ben totoyu kaldırıp ''aa burdaymış.'' dedim ama defterde bir ufak ıslaklık var. Elimle sildim adama verdim. Adam Allahtan fark etmedi durumu. Aştide indikten sonra tırım tırım çöp kovasına yaklaşıp emaneti kovaya attım. Bi keyif sigarası yaktım, kendi kendime gülerek uzaklaştım.
    Bu da böyle bir anımdır Hasan hocam, seviliyorsunuz

  • @mertgurbuz583
    @mertgurbuz583 3 місяці тому

    Hasan hocam ve tüm ekibe öncelikle iyi akşamlar diliyorum. 6 sene önce "Ajet" Ankara - Alanya uçuşu. Öğleden sonra memlekete gitmek için hazırlanarak güne başladım. Evet hocam yanlış duymadınız ne zaman yolculuk yapsam aynı gün hazırlanırım. Önceden hazırlanma işi pek erkek işi gibi gelmez bana. Çok uzun süreli kalma işi de olmadığı için genelde 3-4 tshirt 1-2 pantolon atıp devam ederim. Neyse gereksiz detaylara boğmayalım sizleri. Her şey yolunda gitti uçağa bindim. Genelde direkt yolculuklarda kafayı vurur uyurum anında. Yine ritüel devam etti fakat uyanmam bu sefer uuçağın indiği andaki sesine değil yolcuların bağırma sesine oldu. Hoca kafayı kaldırdım ne olduğunu anlamaya çalışırken 3-4 dk sonra pilotun sesi geldi. Artık geri dönüş yapamıyoruz Ankaraya hava koşullarından dolayı o yüzden Antalyaya inmeyi deneyeceğiz Alanyaya inemiyoruz dedi. Yukarıdan da az da olsa aşağıyı görebiliyorduk. Antalyaya uçağın ucunu verdi pilot. Ulan ineceğiz bir de otobüsle yol çekeceğiz diye hayıflanarak aşağı seyrediyorum o esnada. Antalyaya geldik pilot 2-3 deneme attı ama oraya da inemedi. Artık 2-3 saate yaklaşmıştı bizim 1 saat sürecek yolculuk ve hala havadaydık. Pilotun gereksiz seksileştirmeye çalıştığı sesiyle harfler dans etmeye devam etti fakat bu sefer uçaktaki tansiyonu yükselten cümleler duymaya başladık. 1 saatlik daha gidecek yakıtımız var o sebeple tekrar Alanya'ya gideceğiz zorunlu iniş yapacağız dedi. Hoca yanımda da 2 tane yabancı adam var. Çat pat ingilizcemle onlara ne olduğunu anlatmaya çalışıyorum fakat onların da ingilizce pek yok. Orta noktada buluşamadık. En son artık pes ettim kalan vaktimi de yabancılarla yemeyeyim diyerek pencereden aşağı izleyip yusuf yusuf moduma geçtim. Alanyaya geldik tekrardan pilot veriyor ucu aşağıya ama inemiyor defalarca yaşanıyor ama olumsuz. Amcalar teyzeler dualar eşliğinde öbür tarafa gidiyoruz herhalde dedim. Bi 20-25 dakikayı da pilot bu şekilde geçirdikten sonra allaha emanet bir şekilde bizi oldukça sertçe aşağı indirdi. O gün bu gündür uçağa binmedim diye bir cümle bekleyeceksiniz bu hikayenin ardına ama aynı şekilde aksiyon ve adrenalinin tadı damağımda kalmış şekilde uçakla seyahatime devam ediyorum. İndiğimizde havaalanında çalışanlar havada 24 tur atarak havaalanı rekoruna imza attığımızı söylemişlerdi. Kırılmadık rekor bırakmayan Galatasaray gibi bir anıydı. Saygılar sevgiler htalks ailesi.

  • @burakcansahan1007
    @burakcansahan1007 3 місяці тому

    Abi bir dahaki bölüm paranormal olaylar yapar misin

  • @eyg4761
    @eyg4761 3 місяці тому

    Hoca Selamlar daha yeni yaşadığımız bir yolculuk anımızı anlatmak isterim.Ben Trabzonda yaşıyorum abim Samsunda yaşıyor.Araba alacaktık en sonunda İstanbuldan bir arabayı beğendik. 24 Nisan Çarşamba akşamı abim aradı biletini kestirdim ben de samsundan geliyorum istanbulda buluşalım. Neyse ondan sonra bi kaç saat geçtikten sonra aradı beni dedi ki İzmirden başka araba beğendik onu almaya gideceğiz. Biletleri iptal edemedik ve mecburen istanbulda buluştuk. Ertesi Sabah saat 8.30 gibi sabiha gökçende buluştuk ve saat 17.05’e izmire bilet aldık. Sonra metroyla kadıköye geçtik. Biraz gezdikten yemek falan yedikten sonra saat 16 gibi metroya bindik biz tabi istanbulu fazla bilmediğimiz için yetişiriz falan diyoruz. Neyse o sıra saat 16.40 gibi geldik tekrar havalimanına. Check-in önceden yaptırdığımız için direkt başladık kapıya koşmaya. Nerden bilelim bizi sabiha gökçenin en uzak kapısına yolladıklarını.Abartmıyorum 10-15dk koştuk. En son kapının oraya geldiğimizde uçağın kalkmasına 10 dk vardı ve yalvar yakar almalarını istedik ama almadılar. Halbuki bazı arkadaşlarımdan duyduğum diğer firmalar son dakikada bile yolcu alıyormuş fakat ismini vermeyeceğim o firma almadı. Neyse uçağı kaçırdıktan sonra tabi çok yorulduk baya koştuğumuz için ben dinleniyorum uçağı kaçırdığımız kapının orda. Abim gitti yeni bilet almaya 10 dk sonra falan aradı beni dedi ki 1200 liraya yeni bilet buldum 3 saat sonra kalkacak gel alalım onu. Neyse gittim yanına adam bi anda fiyatın 1600 lira olduğunu söyledi bize. Tabi o sıra zaten yorgunuz sinirliyiz falan abim bağrıyor adama daha az önce bu fiyatı söyledin nasıl artar falan(aynı firma bu arada). yok işte saat ilerledikçe fiyat artıyor dedi biz de dedik 10 dakikada nasıl üstüne 400 lira koyabiliyorsunuz. neyse ondan sonra baktık karşıda başka firmanın yeri var ve bilet daha ucuz. Abim dedi ki vallaha sırf şu an oraya yürümeye üşendiğim için sizden alıyorum bir daha allah belamı versin ki sizden bilet alırsam. Neyse biletleri aldık gittik check in yaptırmaya. Gidiyoruz firmanın yerine hemen girmeden görevli kadın nereye beyfendi falan abim bağrıyor check in yaptıracağım artık bişeye karışmayın zaten bi boka yardımcı olmuyosunuz falan ama yedik kafayı :D. ondan sonra gittik oraya diyorlar bize burda check in yaptıramıyorsunuz arkaya gitmeniz lazım. o sıra tabi biz çıldırdık nasıl yapılmıyor firma olarak işleri zora sokmaktan başka hiç bir işe yaramıyorsunuz. neyse en son arka tarafa gittik burda da yapamıyorsunuz başka yere gitmeniz lazım. ondan sonra biz başladık sövmeye ama herkes bize bakıyor her yerimiz terden su ellerimizde çantalar vallaha büyük rezillik. En sonunda check in yaptıracak yeri bulduk da allahtan ordaki adam çok kafa biriydi anlattık halimizi. Dedi tam acil çıkış kapısının oraya veriyorum geniş geniş oturusunuz falan. en son abim dedi valla bu firmada bi tek hakkım sana helal geri kalanın allah bin belasını versin :D. Ondan sonra allahtan arabamızı izmirden alıp tekrar samsuna döndük.

  • @burakorhan3830
    @burakorhan3830 3 місяці тому

    videoyu durdurup deli gibi rüya yazdım devamını başlattığımda kahroldum...

  • @dogan-fe2tk
    @dogan-fe2tk 3 місяці тому

    ortaokuldayım o zamanlar. izmirde bir basketbol kampı vardı. otobüsle gittik ve kalabalık bir gruptuk (genelde benden 2-3 yaş büyüklerin olduğu bir grup + koçlar). neyse izmirden dönerken çanakkale üstünden geçicez o yüzden kaz dağlarından geçmemiz gerekiyor. bilen bilir o yolları, aşırı dar ve çok kıvrımlı yollar. bi de yaz tatiliydi o yüzden baya trafik vardı. yine yaşayanlar bilir orada ufak bir kaza olsa veya yolda herhangi bir sıkıntı olsa bütün yolu tıkar çünkü sollayıp geçme şansın yok. neyse oraya geldik bi anda durduk. hava da kararmış. trafiğin sebebinden haberimiz yok çünkü başı göremiyoruz. benim de acil büyük tuvaletim gelmiş. bekle bekle bir türlü açılmıyor yol. tıkalı yani hareket etmiyoruz. bekledikçe benim daha da tuvaletim geliyor otobüste de tuvalet yok. zaten çocuğum yani daha, aşırı gerildim ve tedirgin oldum napıcam şimdi falan diye, gözüm yaşardı yani tedirginlikten. büyükler geliyo benle dalga geçiyolar "kakan geldi diye ağlıyo musun lan" falan diye ben de sessizce "***tirin gidin" diyorum (sesli söylesem döverler). tam da akran zorbalığının en kalp kırıcı olduğu zamanlar ortaokul zamanları. sonra artık dayanamayacak gibi olunca telaşla koçun yanına gittim hafif ağlamaklı abi dedim "çok kakam geldi napıcam". dedi "yapacak bişi yok çık dışarı yap". oradan bir iki peçete ıslak mendil falan verdiler el mecbur çıktım dışarı. ama şimdi şöyle düşünün henüz bir ortaokul çocuğu, akşam vakti hava karanlık, ve kelimenin tam anlamıyla dağ başındayım. tabi ki ufaktan da tırstığım için çok uzağa gidemedim. otobüsün yanında sıyırdım eşofmanımı başladım tuvaletimi yapmaya. ama hem trafikteyiz otobüsün önünde arkasında başka arabalar var hem de bizim otobüstekiler camdan bakıp benle dalga geçiyolar hareket falan yapıyolar. yüzümü dönsem göz göze geliyoruz arkamı dönsem kıçımla selamlıyorum. gözümde yaşlar ve otobüstekilerin bana gülüşleri ve dalga geçişleriyle beraber kaz dağlarına kakamı yapmıştım. işimi bitirdikten sonra otobüse binip hemen koltuğuma geçip uyuyo taklidi yapmıştım çanakkaleye kadar, inanılmaz utanmıştım. bu anımı ilk yayındaki utanma anısına da yazabilirdim berbat bir andı benim için. saygılar.

  • @EmirhanPolat1
    @EmirhanPolat1 3 місяці тому +1

    O zamanlar çok küçüğüm ve her gün kalktığımda altıma işemiş oluyordum. İşte bir gün amcamlar bize geldi ve beraber tatile gidelim mi fln diye konuşuyorlardı bizde kuzenlerimle odadaydık konuşulanları pek duymuyoduk. Bi kaç ay geçti geldiler işte beraber tatile çıkıyoruz diye sonra o sıra bizim vito vardı arkasına büyük bi yatak attılar ve çocuklar yani biz orada yatıcaktık 1,2 gün sürebilirmiş yolculuk o yüzden böyle yapmışlardı neyse ilk gün hiç bir sıkıntı olmadı yani uyandığımda işememiştim sonraki gün yemekte burger yemiştik ve ben o zamanlar çocuğum tabi kolaya aşığım kolamın hepsini bitirmiştim yemek bittiktwn sonra ben direk uyumak istiyordum annem ise tuvalet için zorluyodu (kadıncağız haklıymış) işte ben tuvalete gitmeden uyudum sabah kalktığımda annem üstümü değitiriyordu ve amcalarım gülerek bana bakıyordu aynı şekilde ablamda bakıyordu neyseki kuzenlerim uyuyodu ve kuzenlerimin hepsi kız kaç yaşına geldim hala amcamı ne zaman görsem bana altına işemiyosun değil mi diyo 😂

  • @user-zx8yv7ni1m
    @user-zx8yv7ni1m 3 місяці тому

    Hoca selam herkese yıl 2009 liseyi ticaret meslek lisesinde okudum bordo ceket sarı gömlek gri pantolon:) o zaman liseden üniversiteye direkt geçiş yapabiliyorsun.Sadece meselek yuksek okulu iki senelik boş beleş bölüm.Ailede seviniyor oğlum üniversite kazandı diye sağa sola haber yolluyor.Bende gururlu gururlu mahallede hava atıyorum üniversiteye gideceğim falan.Aslinda tembel öğrencinin de biriydim lise 1 de sınıf tekrari yapmıştım( oda ayrı bir rezillik) neyse , hayatımda hiç bulunduğum ilçeden dışarı çıkmadım yaş da 17 falan çocuğuz daha.Harem otogarindan binip kayseriye gideceğim okul Sivas Gemerek meslek yüksek okulu.kayseriden ilçe otobüsüne binip devam edicem.Ailem o zaman neden bilmiyorum beni otogara getirmedi heralde ben dedim çocuk muyuz ben tek giderim dedim.bindim Üsküdar otobüsüne gittim hareme.İlk daha kapıdan girdim bir adam nereye gidiyorsun die sordu benimde boşluğuma geldi Kayseri dedim, gel dedi hemen otobüs kalkıyor benimde içimde bir ürperti var ama artık takıldık o adamın peşine tam da dolandırici tipli sigara içmekten bıyığı sararmis beyaz gömlekli bir adam.beni doğuya giden bir otobüse bindirdiler dediler tam Kayseri den geçen otobüs bu neyse iyi dedim kabul ettim saat akşam 7 yada 8 otobüsü.Otobus tam bir rezalet çay servisi yapan muavinden arkada ki amca bir şeker fazla istemişti muavin vermemişti adamın yerine ben utanmıştım.Neyse sabaha karşı 4 gibi uyurken muavinin durtmeleriyle uyandım hadi kalk Kayseri'ye geldin falan tamam dedim bekliyorum otobüs terminale girsin bir tane ışıksız benzin istasyonunda durdu.boyle köylere ilçelere giderken harabe benzin istasyonları olur onlardan birisi.dedim burası neresi bana az ilerisi terminal 5 dk yürü bende hayatımda ilk kez tek bir yere gitmişim onun ezikliği ile doğru dürüst bişey soramiyorum tamam dedim.Kaldim yolun ortasında ıssız bucaksız bir yerde 1 saat sonra falan bir taksi geçiyordu sarı bir Toros durdurdum terminalin baya uzak bir yerde olduğunu söyledi heralde oda anladı ezik olduğumu bir otobis bileti parasida ona vermiştim :) bu arada o iki yıllık uniyide 5 senede zor bitirdim 🤣🤣 saygılar

  • @egetanriver6869
    @egetanriver6869 3 місяці тому

    Selamlar, benim hikaye 2017 yazı üniversite sınavı sonrasında geçiyo. 18 yaşındaydım. Ablam Londra’da yaşıyordu ve ben de stresli geçen sınav döneminden sonra hem gezmeye hem de kafam dağılsın diye uçakla yanına gittim. 10 gün falan kaldım orada. Neyse sonrasında dönmek için Londra Heathrow havalimanına gittim. X-raylerden falan geçerken x-ray cihazı öttü. Ben de cebime falan bakıyorum kemere falan bakıyorum ama hiçbir şey yok. Bir daha geçirdiler yine öttü. Sonrasında beni şu fanus gibi içine girdiğin cihazların içine yerleştirdiler, bir daha baktılar ne var ne yok. Çıktım cihazın içinden, görevli ayakkabılarımı istedi. Verdim ayakkabıları, oturdum kenara, çoraplarımla bekliyorum. 5 dk falan bekledim, görevli adamla beraber 2-3 tane İngiliz yaşlı müfettiş geldi yanıma, dediler ki ayakkabının içinde patlayıcı madde var bize bunu açıklayabilir misin(ayakkabılarım da nike’ın birtane koşu modeli) Dedim nike’dan aldım istanbuldan, gelirken hiçbir sıkıntı çıkmadı. O esnada ayakkabının taban kısmının aralarına falan bakıyolar, inceliyolar elleriyle. Neyse ki en sonunda masumluğuma inandılar ve beni saldılar. O yaşlı ingiliz müfettişler geldiğinde ne kadar gerildiğimi asla unutamayacağım.

  • @ugursari__
    @ugursari__ 3 місяці тому

    2018 yılında üniversiteye başlayacaktım. Okullar başlamadan önce lise arkadaşlarımızla bir akşam son kez oturalım dedik. Yapmamam gereken en büyük hata buydu çünkü o gece otobüsle Muğlaya geçecektim ve yurduma yerleşecektim. Bursalı olanlar bilir Özlüce Cemilde oturduk. Gece sonunda ben biraz mazotu fazla kaçırdım ve mekandan itibaren Bursa otobüs terminaline gidene kadar yoldaki birkaç benzin istasyonuna kustum. Ucu ucuna otobüse yetiştim ama asıl sıkıntı benim için buradan sonra başladı. Yanmaya başlayan midemle beraber 8 saat otobüs yolculuğu çektim ve en sonunda Muğla'da otobüsten indiğimde hemen çorba içebileceğim bir yer aramaya başladım. İlk gördüğüm taksiciye çorbacı sordum bana yürüyerek 10 dkda gideceğim yolu 1 saate yürüttü ama o an içebileceğim en iyi çorbayı içtim ve o geceden hatıra olarak en ufak bir yanlışta yanan bir mide kaldı geriye.

  • @aykutcetin6873
    @aykutcetin6873 3 місяці тому

    Ben Almanya’da doğup büyüdüm ama çifte vatandaşım. 2018 de Aydın’da kalırken benim kuzen beni aradı ve Urfa’ya davet etti. Kendisi banka müfettişi ve hafta sonu boş olduğu için gel beraber Urfa’yı gezeriz dedi bende Türkiye’nin doğusunda biraz daha bilgi edinmek için ve oranın tarihi yerlerini merak ettiğim için atladım uçağa. O zaman yaş 20. Uçakla İzmirden Antep’e uçtum ve ordan otobüs ile Urfa’ya geçtim. Toplam 7-8 saat sürdü yani nerdeyse bütün gece yolda olduğum için bayağı yorgun bir şekilde hotele geldim. Yabancı olduğum için benim kuzen bana pahalı bir hotel ayarlamış ki sorun çıkmasın diye ama ben yorgun olduğum için babamın beni bir gün öncesinde uyardığını unutmuşum. Hotelde benim yaşlarda bir çalışan vardı ve Check in için kimliğimi istedi ve bende uyarılara rağmen “hangisini istersin?” diye 3 tane kimlik koydum masaya. Tabii ki kız Türk kimliğini aldı ve kayıtlara girdi. Neyse ben odaya çıktıktan 10 dakika sonra odadaki telefon çaldı ve beni resepsiyona çağırdılar. Bende herhalde beni suite’e upgradeler diye havalı havalı indim be bir baktım 2 tane polis memuru beni bekliyor. Yarım saat önce o kadar havalı girdiğim hotele bütün iş insanları ve çalışanların önünde kelepçe ile dışarı çıkarıldım. Meğerse ben asker kaçağı olarak geçiyormuşum ama bizim eve kâğıt gelmediği için benim bundan haberim yoktu. Ama polisle 1 saat çay içtikten sonra hal oldu ve beni yine otele bıraktılar

  • @onuraltuntas2779
    @onuraltuntas2779 3 місяці тому

    Hocam geçen yaz bir temmuz sabahı otobüsle Trabzon'a gitmek için yola çıktık.Sol çaprazımda oturan x kişisi bir müddet yol gittikten sonra otobanda şoföre sağa çek diye bağırmaya başladı ve küfürler ediyordu (hiçbir sebep yokken) sonrasında 2 3 km ileride bir benziklikte durduk ve x kişisi şoföre senin kullanacağın otobüsü bilmem ne yapayım diyerek adamın üstüne yürüdü ve kendisi bembeyazdı.Oysa normal yolunda gidiyordu şoför x kişisi birden ağlamaya başladı ve geçen ay kardeşiyle bindiği bir otobüste kaza yaşadığı ve kardeşini kaybettiğini söyledi ve çok yalvarır bir ses tonuyla ne olur yavaş gidelim diyerek adamdan helallik istedi. Şoför de olayı anladığı için alttan aldı yola koyulduk adam yol boyu şoför uyuyor sanıp öksürüyodu garip bir yolculuktu anlatmak istedim saygılar hocacım

  • @eren.k14
    @eren.k14 3 місяці тому

    Öncelikle ekibe selamlar.
    Olay tam yolculuk anısı olmasa da yolculuk öncesi anısı diyebiliriz. Sene 2018 veya 2019. O zamanlar üniversitede okuyoruz ve Üsküdar’da öğrenci evimiz var. Tam finaller bitmiş rahatlamışız. Tatile çıkacağımız için mutluyum ama bir yandan da üzülüyorum çünkü kız arkadaşımı 3 ay göremeyeceğim. Kız arkadaşım memleketine gitmek için Atatürk Havalimanından sabah 9 civarına uçak bileti almış. Uzun bir süre görüşemeyeceğimiz için kız arkadaşıma “son günümüzü birlikte geçirelim bende kal ben seni yarın havalimanına bırakırım” dedim. O da bu teklifimi kabul etti. Son günün sabahı valizleri bizim eve bıraktıktan sonra beraber Anadolu yakasında gezdik yaz havası aldık. Akşam birlikte yemek yapmak için eve geçtik. Biz genelde evde iki erkek olduğumuz için tek çeşit yemekle öğünü geçiriyoruz. Ama kız arkadaşım öyle mi… Çorbasından tavuğuna pilavından tatlısına her çeşit yemeği yaptı. Özellikle tatlı olarak yapılan mozaik tatlıdan yarım tepsi yedim nerdeyse. Neyse o akşam sohbet muhabbet bitti. Ertesi gün ben biraz geç uyanabildim alarmı birkaç kere ertelemişim. Kız arkadaşım uyandırdı hadi geç kalıyoruz gibisinden. Biz apar topar hazırlanıp çıktık. Ev Üsküdar’da uçak Atatürk Havalimanında. Marmaray’la Yenikapı’ya geçeceğiz sonra havalimanı metrosuna bineceğiz. Bu arada benim de küçüklükten bu yana devam eden bir alışkanlığım var büyük tuvaletimi hep sabahları yapıyorum ve işin kötü tarafı, gelince çok uzun süre tutamıyorum. Neyse biz yola çıktık elde valizler falan tam Marmaray’a vardık benimki kendini hissettirdi. Geri dönsek vakit kaybı, oralarda yapabileceğim bir yer de yok sabah çok erken. Biz mecbur Marmaray’a bindik. Üsküdar - Yenikapı arası alt tarafı 2 durak ama bok beni fena bunalttı hiçbir şey düşünemez oldum. Kız arkadaşıma “ben Yenikapı’da hemen inip tuvalete koşacağım sen beni bekle” dedim. Kız arkadaşım da “uçağa geç kaldığını, bekleyemeyeceğini” söyledi. Tam o sırada tren istasyona vardı ve kapılar açıldı. Planın devamını konuşamadan ben tuvalete doğru koştum. Hayatımda o kadar fazla yaptığımı hiç hatırlamıyorum. Sanki bir haftalık bok birikmişti bağırsaklarda. Çıkınca müthiş bir rahatlama gelse de aklıma kız arkadaşım geldi. O geç kalmamak için metroya binmiş. Ben de 1-2 sonraki metroya binip arkasından gittim. Fakat yetişemedim. Biraz laf yesem de beni anlayışla karşılamıştı. O günden sonra ertesi gün erkenden işim varsa akşam yemeğini çok abartmıyorum.
    Herkese sevgiler. İyi yayınlar.

  • @Cankk.
    @Cankk. 3 місяці тому

    Hocam merhaba kısa bir uçak anısı
    Hep ucak korkusu olan biri olarak ilk defa 20 yaşında uçağa bindim. Uçağa binmeden önce hep Kemal sunalin uçakta kalp krizi geçirdiğini düşünerek kendimi daha çok kuruyordum. Neyse o an geldi çatti dualarla ucaktaki yerimi aldım ama şans ki acil çıkışın yanına bilet almışım. Koltuklarda olası tahliye anında ne yapılması gereken broşürü okurken tansiyonum 20 ye çıkıyordu ve hostesler ucak kalkmadan her zamanki anonsu yapmaya başladılar. Ucakta iğne atsan yere düşmez bir kalabalık var ve hostes benim ne kadar endişeli olduğumu görüp yanıma geldi ve birden bire acil çıkışın yanında oturduğum için tahliye anında ne yapmam gerektiği bana anlatmaya başladı, benim böyle bir presedürden haberim olmadığı için saskinlikla kadını dinliyorum uçağın o bölümündeki yolcularla beraber.
    Tahliye anında acil çıkış kapısını kendime çekip uçağın 10 dakika içinde bosalmasini saglayarak en son ben cikacakmisim kabin ekibiyle beraber.
    Hostes bunları anlatınca ben terlemeye başladım o yüzümdeki korkmus salak tepkime gülenler oldu ve ben bunun üstüne hostesin lafını kesip: ablacım bana güvenerek bir iş yapmayın pilot bana güvenerek uçmasın kendime güvenmiyorum dedim , ve kabin ekibi dahil 50 kişi bana dakikalarca güldü, o kadar utandım ki ucak korkumu rezil olarak yenmiştim,

  • @nijatz
    @nijatz 3 місяці тому +1

    Yıl 2016 takımla beraber bi turnuvaya katılmak için şehir dışına gidiyoduk. Maça katılmak için belirli bi kiloda olman lazım tartı günü. Neyse tartıya 1 gün var kilom biraz fazla diye sabah evden çıkarken ilaç içmiştim. O ilacın 1 tanesi ishal ediyo ben 2 tane içmiştim. neyse otobüste dağlık alandayız benim bağırsağa bi sancı girdi ölüyorum sandım. Mabadı büzmekten kaskatı kesildim. Şöföre acil inmem lazım diyorum şöför yarım saata dinlenme tesisi var inicez diyo(özel otobüsle gidiyoruz) zar zor sıktım dişimi. otobüaten iner inmez sağa sola tuvaleti sorup koşmaya başladım. tuvaletin kapısını açıp donu indirir indirmez daha oturamadan ayakta duvara sıçtım. tabi üstüm başımda battı 20 dk üstümü temizledim. tabi takım arkadaşlarımda gördü. uzunca bu süre dalgası dönmüştü bizim ortamda.

  • @ucamayanfaree
    @ucamayanfaree 3 місяці тому +1

    Hocam selamlar, ben bebekken ben, peder, annem Karabük-İstanbul yoluna cikmisiz 4-5 saat arasi bir yol. 2 saat gecmis ben annemin kucağindayim annem bana bakmis "ay güzel oglum allah seni ne güzel yaratti" diyerek gözümün içine baka baka beni sevmeye baslamis sonra yüzüm çok gergin bir hal almis sonra altimdan şırıl şırıl sesler gelmeye baslamis iğrenç bir koku gelmis sonra annem bezimi değiştirirken yol gecikmesin diye beni halihazırda orda koymus beni kucagina bezimi degistirmeye baslamis sonra bi anda yüzümü ekşitip "ıgh ugh" Yapmışım sonra tazyikli şekilde şoför tarafına doğru sıcmışım ama arabanın ön taraf çernobil faciasına dönmüş. Vites topuzundan radyoya, radyodan ön cama, ön camdan babamın yüzüne kadar bok gelmiş. Babam çok ciddi şekilde anneme bakmis "bu ne ya at şunu arabadan da bizde rahatlayalım" demiş...

  • @talipakkoc
    @talipakkoc 3 місяці тому

    26 saat süren Mardin -İstanbul otobüs yolculuğumu anlatmak istiyorum. 2019 yerel seçim zamanı Mardin’e gittim ( İstanbul da yaşıyorum ) oy kullanma bahanesiyle İstanbul’a dönerim diye 2-3 günlüğüne gitmiştim .giderken de otobüsle gittiğim için dönüşte uçakla yolculuk yapmayı kafaya koydum ama amcamlar ve babamın farklı bi planı vardı. Beni otobüsle gönderip bagajda bidon peynir ve kasalarca vişne göndermek . Bu yüzden uçakla değilde amcamın kestiği otobüs biletiyle dönmek zorunda kaldım .inanılmaz kötü bir firmadan kesilmişti bilet ve otobüs daha Mardin otogarından çıkarken bozuldu 2 saat rötarlı başladı yolculuk. Mardinin içerisinde Kızıltepe ilçesine girip oradaki otogardan yolcuları alıp devam edecektik . Otobüse yaşlı bir amca geldi yanında 16-17 yaşlarında bi çocuk benle Kürtçe konuşuyor ben tek kelime Kürtçe bilmiyorum sonra baktı dedi ki İstanbul’a mı gidiyorsun evet dedim tamam bu çocuk sana emanet dedi yanıma çocuğu oturttu indi gitti neyse dedim en fazla ne olabilir ki ? .Öğlen 11 de başlayan Rötarlı yolculuğumuzun gece saatlerinde birden patlama sesi geldi otobüsün tekerlekleri patlamış yakınlarda bi tesise güç bela geçtik ve 2 saat orada bekledik neyse yanımda ki çocuk abi açım dedi bir şeyler yedirdim buna ( kafamı s*kim) yolculuğa devam ettik 1 saat sonra çocuğa baktım rengi sapsarı iyi misin su iç falan derken çocuk önüne kusmaya başladı Allah kahretsin daha 15 saatimiz var ve her yer kusmuk kokuyor . Adını bile bilmediğim çocuğun kusmuğuyla uğraştım hava zaten çok sıcak inanılmaz terlemişim otobüsün kliması da bozuk çıktı ( çok az soğutuyor) Sabaha karşı imdat yardım edin diye bi ses geldi otobüste bi kadın fenalaştı panik atak geçirmeye başladı Allah’ını seven yardım etsin diye feryat etmeye başlayınca şöför otobüsü sağa çekti 1 saat o ablayı da bekledik kapıları açtık kusmuk kokusu biraz gitsin diye de kolonya döküyor muavin neyse abla iyiyim dedi su içti bindik tekrar otobüse sabaha karşı çevirmeye denk geldik jandarma kontrol yapıyor otobüsten 2 kişiyi indirdiler onların da işlemleri derken 1 saat daha bekledik son olarakta Sakarya da başlayan trafik kabus oldu güç bela İstanbul’a girdik Esenler otogarını gördüğüme bu kadar sevineceğimi hiç düşünmezdim çocuğu akrabasına teslim ettim bagajımı aldım kardeşlerim arabayla beni almaya geldi ( İstanbul da ki trafik 26 saatin dışında )eve gidip hızlı bir duş alıp oy kullanmaya gittim…

  • @MertCanSerit
    @MertCanSerit 3 місяці тому

    5 saatte 37K görüntüleme... Bangır bangır izleyeceğiz ulan

  • @BeratArasYilmaz
    @BeratArasYilmaz 3 місяці тому

    Yazın her yaz olduğu gibi babaannemin yazlığına kız kardeşim ile beraber gitmiştik. Dönüş vakti gelmişti ve bizi 4 saatlik bir servis yolculuğu bekliyordu. En arka 4lü koltuğun sol 2 koltuğundaydık. Kardeşim yolda sıkıldığı için cam kenarını istemişti bende kabul ettim. Normalde yol tutmaz ama daha 1 saat oldu olmadı benim mide arıza verdi. Sabahta poğaca falan fistan yemiştim. Sağ tarafımızda çocuğu ile oturan başörtülü tatlı bir abla vardı ben artık kusucam dayanamıyorum. Kardeşim babaannemin yolda yeriz diye verdiği poğaca cart curtları çıkarıp onların bulunduğu poşeti boşalttı bende insanları rahatsız ettiğimi düşünerek kendimi saklayarak işimi halletmeye çalışıyorum. Kardeşim de beni kapatmaya çalışıyor abla da ayran varmış iyi niyeti ile bana yardımcı oldu ayran verdi elinden geldiğince yardımcı oldu sağolsun mola da almam gereken şeyleri söyledi. Ama kokusu poşetij görüntüsü olsun çok kötü bir anıydı. Ama sonu güzel bitti

  • @byaspectt
    @byaspectt 8 днів тому

    Şu adamların arasına girebilmek için cebimdeki 2 beşliği ve 3 tane bir lirayı gözümü kırpmadan feda ederim

  • @noble4519
    @noble4519 3 місяці тому

    Hangi sene olduğunu tam hatırlamasam da 2017 civarlarında olabilir her neyse ben annemle beraber otobüsle izmirden Kütahyaya dönüyorum,arkamızda da biraz orta yaşlı bi abimiz var ve tek başına oturuyor,neyse baya gittik iste yolculuğun son 1 saatinde herif telefonla konuşmaya başladı ve gidene kadar devam etti,ilk başta fazla ilgi çekici gelmese de sonradan adamın sesi garip bi hal almaya başladı,biraz kulak verince adamın manitasıyla konuştuğunu ve konunun cinsellik olduğunu anladım,ben çaktırmadan anneme bakıyorum ikimizde şaşırmış vaziyetteyiz, dakika geçtikçe adamın ağzı pisleşiyo ve sesi azgın bi hal alıyor, ve bu hikayenin aklımda kalan en can alıcı noktası olan şu söz ağzından dökülüyor"ben bi geliym göstercem sana bayrak direğini yaramaz şey" o sözle beraber artık diğer yolcular da durumu anlayıp rahatsız oluyor ancak yolculuğun bitmesine 10 15 dk kaldığı için adama müdahale de edemiyorlar bu da böyle bir anım

  • @dimitarberbatov7
    @dimitarberbatov7 3 місяці тому

    Gülmekten çenem ağrıdı hastasıyız

  • @seyfettinterzioglu1666
    @seyfettinterzioglu1666 3 місяці тому

    Abi ben 2019 yılında cüzdanımı kaybettim haliyle de istanbulkartım kimliğim hepsi birlikte gitti. Benim de yenisini çıkartmam için pendik nüfus müdürlüğüne gitmem gerekiyordu. Kurtköyde arkadaşımdan otobüse binip 10-15 dakikalık bir yolculukla gidiliyor. O zamanlar bir de öğrenciyiz tabi taksiye para vermektense arkadaşın kartı basar giderim diye düşündüm. Neyse abi arkadaşla gittik durağa onun kartı aldım ben bastım o da dışarda bekliyordu. Bastım kartı sonra diğer yolcular binmeye devam ederken, ''kanka kartın bende kalmış" diyip verdim arkadaşa kartını, içeriye doğru gittim. Diğerleri binerken arada kaynar diye düşündüm ama lavuk çaktı. Konuşup durmaya başladı laf çakıyor sürekli pasif agresif. Ben de duymamazlıktan geliyorum konuşur konuşur susar zaten iki adım yol diyorum kendi kendime. Abi herif susmuyor. "Rezilliğe bak hırsız bunlar bilmem ne vatan bunlar yüzünden bu halde" vsvs abarttıkça abartıyor. 2 durak gittim artık iyice sinirlendim. Gittim yanına dedim ne anlatıyorsun sen dayı anlat derdini. Dedi sen başkasının kartını kullandın anlamadım mı sanıyorsun. Dedim yalan atıyorsun insanları zan altında bırakıyorsun. Öğrenciyim zaten anca bizim gibilere gücünüz yeter falan diye bağırmaya başladım ben de. O bir şey söylüyor ben alakasız başka bir şey söylüyorüm tek derdim süreye oynamak. Otobüsteki teyzeler de olsun olum uğraşma şu melunla tarzı bana destek çıkıp beni sakinleştirmeye başlayınca iyice gaz aldım. Adamla 10 dk falan pasif agresif tartıştık. En son gidiceğim yere pendik köprüsüne geldiğimizi görünce bağırarak tamam lanet olsun ne halin varsa gör indir beni sağda dedim ineceğim yerde indim işimi hallettim

  • @Mehmetsaricaa
    @Mehmetsaricaa 3 місяці тому

    Hikayeyi buraya koyuyorum. Sene 2011 ufak bir sapıklık yapmam sonucu tanıştığımız fakat bunu daha sonra öğreneceği kızla sosyal medya üzerinden konuşuyorduk, tanışma hikayesi konusu olursa orda anlatırım tanışmayı çok uzun Kendisi İstanbulda yaşıyordu ben ise mersindeydim daha sonra ısrarlarıma dayanamayıp buluşmayı kabul ettiğinde ilk fırsatta mersinden otobüsle istanbula gelmiştim, bu bizim ilk buluşmamız olacaktı. Buluşmayı kahvaltı konseptinde yapmayı kararlaştırmıştık. Otobüsle geldiğim için ufak terlemeler sonucu kaşınmaya başlayan popomdan bahsetmeyecem.
    Buluşma saatimiz sabah 09:00’du ben saat 7 de beşiktaşta hiç tanımadığım bir berberin önünde açılmasını beklerken içimdeki heycandan uçuşan kelebekler bir yandan da stresten ölüyordu. Neyseki berber abi 8 gibi açmıştı ve ben traşımı oldum sağolsın bana parfüm falan vermişti sıktım. Buluşma yerimiz olan Beşiktaş Gloria jeans’in önünde beklemeye başladım. Zaman geçmiyor, kız gelmiyor ben ise ilk buluşmada neler demem gerekiyor diye gibi geçen düşünceler yüzünden avuç içlerim terliyordu. Sonunda kızı gördüm. Yavaş yavaş yaklaşıyordu. Ben bir şaka yapıp o gerginliği atmak için birbirimizi gördüğümüz anda geri dönüp kaçar gibi yaparak gerizekalıca bir şaka yaptım. Tabi bunu yaptıktan sonra, o da napacağını şaşırdı. Sonra dönüp ona Hoşgeldin dedim. Ne yapacağımı bilemediğim için hayvan gibi sarıldım kıza, tabi saçmaladığımı anlayınca çektim tabi kendimi, neden böyle bir şey yaptım inanın hiç bilmiyorum. Kahvaltı için çarşının arkasına doğru yürüdük ve Beşiktaş Valonia cafe’de oturmaya karar verdik. Ben kendime ve ona kaşarlı tost o da ortaya kahvaltı tabağı ve menemen söyledik Menemen o kadar güzel görünüyorduki heycandan ve aç görünmemek için ona bir çatal bile vuramamıştım. Bir konu açmam gerekiyordu fakat beynimde sadece saçma sapan şarkılar ve konular bir metro hızıyla geçip geçip duruyordu. Sonunda sıçacağım o konuya girdim. Siyaset ! Görüşümüz farklıymış ve ben görüşümü o kadar savunamadımki, neredeyse siyasetten soğuttum kendimi. Tabi o biraz durumu toparladı. Konuyu değiştirdi ama tabi ben hal saçmalamaya devam ediyordum hatta bi ara çatal bıçak tutmasına bile kurulup yanlış tuttuğunu söylemiştim, ne diyo bu gerizekalı diye bakarken benim bir an önce açılmam gerekiyordu ve o soruyu sordum. Biz ile ilgili ne düşünüyorsun ?? Olur mu bizeden ?? Biraz mırın kırın etmişti, çünkü farklı şehirlerdeydik haklıydı ! Zaten saçmalayıp duruyordum, Soruyu sorduktan sonra toparlayıp onu ikna etmiştim bunu dert etmemesini ve sürekli onun için geleceğimi söylemiştim ve denemeye karar verdik. İçimdeki kelebekler ölmeyi bırakmış ve uçuşup duruyordu. Kız çok güzel olum, Nefes alamıyordum. Cafeden sevgili olarak çıktık ama bu bize pek ihtimal vermiyordu. Tabi ben hayvan gibi koluna girmeye yeltenip yine sıçmıştım… Sağolsun bu sıçmalarıma çok takılmamışki sonuç olarak dünyanın en mutlu erkeği ve kendisinden olan dünyalar güzeli bir kızımız var ve ikimiz de senin hastanız.

  • @jeha3097
    @jeha3097 3 місяці тому

    hocam daha geçen yaz yaşanmış bir olay anlatayım kastamonuda gençlik kampı benzeri bi yer var siyasi partiyle bağlantısı olan bir kuruluşa ait burası. bende yazın cebe 3 5 kuruş para girsin diye üye olmuştum tanıdık sağolsun orda gözetmen olcaktım. neyse otobüse bindim yola çıktım ama şöyle bi problem var ki otobüste falan midesi bulanan fenalaşan bi insanım. istanbulda yaşıyorum şehir içi belediye otobüsüyle yolculuk yaparken bile midemin bulandığı oluyor durum o kadar vahim yani. böyle durumlar için her zaman yanımda ortaokuldan beri bulantı hapı taşırım. Benim siyah bi el çantam var ilaçlar cüzdan müzdan onun içinde. yoldayken açtım çantayı benim haplar yok hapları göremeyince psikolojik olarak midem bulanmaya başladı baya bi süre geçti artık dayanamicaktım allahtan yanımda poşet vardı mideyi bim poşetine bıraktım ağzını bağladım. gözlerimin altı mosmor uyucam uyuyamıyorum bayılcak gibiyim halsizim ter içindeyim tekrar midem bulanır diye telefonada bakmamaya çalışıyorum. sonra boluda mola verdik saati tam hatırlamıyorum ama sabaha karşı hava karanlıktı. dedim şu poşeti bi atayım bir tane konteynr var ve ağzına kadar dolu poşet elimde mal gibi bekliyorum. azcık ilerdede bi çift var yaşları genç tartışıyorlar adam sesini yükseltiyor kadın dahada yükseltiyor. dayanamadım birader amma tatava yaptın be sabah sabah dedim. adamda sanane lan diyip küfürler etmeye başladı üzerime yürüdü bende mallık edip altta kalmamak için konuşmaya devam ettim adam gelip omzuma dokununca bi tırstım elimdeki poşeti savurdum patladı poşet adamın pantolon falan battı o sinirle iyice boynuma sarılınca çevredekiler müdehale etti adamı tutmaya başladılar zor zaptediyorlar yanındaki hanımablada bağrıyor çağrıyor. baya kalabalıklaştı ortam bende fırsat bilip sıyrıldım kendi otobüsüme bindim üstümü değiştirip güzel bi uyku çektim. (not: kastamonuya kadar 2 poşet daha kustum)

  • @mertatac3584
    @mertatac3584 3 місяці тому

    Abi 3 sene önce tatil için arkadaşlarla antalyaya gitmiştik oradan ankaraya dönüyoruz. Gece yola koyulduk sabahın ilk ışıklarıyla ankarada olmamız lazım. Ön kapıyla orta kapı arasında tekli koltuklardan birisinde oturuyorum. Önümde de 30-40 yaş arası bi abimiz var saat gece 3-4 gibi sürekli kalkıp öne şoförle muhabbete gitmeye başladı. Ben de yolda uyuyabilen birisi değilim adamı izliyorum baya gidiyo 5 dk konuşuyo sonra geri dönüyo. Hava hafif aydınlanmaya başladı bizim şoför uyumaya gitti. Otobüsü muavin kullanıyor ve öndeki abi artık komple muavinle makarada. Ankaraya girdik baktım abi muavine el kol işaretleriyle şurdan git falan demeye başladı. Dedim herhalde başka bi şoför falan düz muhabbetteler. Ben daha önce de aştiye çok gitmiş birisiyim ve fark ettim ki asla doğru yoldan gitmiyoruz. Aştiyi bilen bilir. Otobüs girişi ve yolcu arabalar için giriş çok başka yerlerdendir. Aştinin yolcu girişine gelmeden önceki kavşakta araba durdu lavuk çantasını aldı ve indi. İnerken de devam et burdan düz diyip hala akıl veriyor. Herkes de uyanmış artık ve ortamda bi gerginlik var. Herkes biliyor bi boklar olacağını. Biz muavinin kullandığı otobüsle yolcu kapısından aştiye girdik. Dar bi dönüş var otoparka inmek için ama orayı kocaman otobüs için yapmamışlar demir dubalar falan var. Muavin işi fark edip boncuk boncuk terlemeye başladı. Girişte polisler var işte muavine sen nasıl girdin buraya nasıl çıkacaksın şimdi kardeşim falan diye azarlıyolar. Bi iki ileri geri yaptı derken tam şoförün uyuduğu yeri demir dubalara sürttük. Şoför kalktı adam olayın panikle don atlet en öne geldi algılayamadı nerede olduğumuzu. Tartaklamaya başladı muavini. Biz de sakinleştirmeye çalışıyoruz olur böyle şeyler falan diye ama bi yandan otobüsü çıkartmaya çalışıyo bi yandan muavini ittirip kaktırıyo. Biz 1 saatte falan dönebildik o otoparka inen dönüşü. İnen herif sen buradan git kardeşim burası kestirme burayı da öğren lazım olur diyip evine bıraktırmış bizi.

  • @hasandagdelen8653
    @hasandagdelen8653 3 місяці тому +1

    Yolculuk anim: hoca tahmini 7 8 yaşlarindaydim ozamanlar babam işi dolayisiyla yurt dışında hatırlamadığım bir sebepten teyzem gile gidicez otobüs bileti aldık kucuk kardesimle annem 2 lideler bende hemen yandaki 2 linin onlara yakin kisminda yolculuk başlıycak ama ben akşam yediğim yemekleri karıştırmışım midem felaket bulaniyo bogazima kadar geliyo yutuyom o cinsten isin kotusu onu yutmak mide bulantimi artirdi o sıradada muavin kola kek servisine başladı (ben agzima bi lokma girse kusucam biliyorum ama hindistan cevizli kek var yemesem olmaz)aldim keki ilk mola yerinde tualete gittim kusmaya hic biseyim yok gittim keki yedim binik tekrar otobuse otobus basladi viraj almaya o anda kendimi tutamadim tazikli hindistan cevizi tanecikli(icindeki cikolatadan dolayi siyah renki)kustum ama egilme filan yok ha onumdeki adamin direk kafasina adam da kel döndu arkasini kafasindan ustune kusmuk akiyo annem direk ozur filan diledi bana kizdi islak mendil verdi Allahtan abi iyi biri ciktida kavga cikartmamisti(not:bidahaki konu kuzenle ilgili anilar olsun cok guzel anilar var)

  • @hakangecgil6379
    @hakangecgil6379 3 місяці тому

    Selamlar abi. Bosna Hersek’te okuyorum. Kuzenlerim bundan dolayı buraya gezmeye gelmek istediler. Geçen yaz geldiler, araba kiraladık. Planımız ilk önce Karadağ’a gidip ardından Bosna Hersek’i gezmekti. Buralarda yollar kötü olduğu için ve her yerde hız sınırı 60 olduğu için yol 5 saat sürüyor. Yolculuğun 3. saatinde Sırp polisler tarafından durdurulduk. Arkadaki kişilerin kemer takmadığı gerekçesiyle 10 km ötede bir banka olduğunu ve oraya gidip 100 Euro ceza ödeyip buraya geri gelmemizi söylediler. İngilizceleri aşırı kötüydü ve zar zor anlaştık en son memur bey cebime 50 Euro koyun görmemişim gibi yapayım anlamında o zaman bana 50 Euro verin dedi. Kendisine parayı verdikten sonra kuzenim arabaya binince gizlice anı olsun diye fotoğraf çekmek istedi. Diğer polis memuru bunu görünce bizi yine arabadan indirdi. 15 dakika kadar daha uğraştık en son fotoğrafı silmemiz koşuluyla bizi saldılar. Daha 1 saat geçmeden lastik patladı ve arabada kriko olmadığını fark ettik. Yoldan geçen 2 Hırvat genci durdu ve durumu anlattık. Yardım etmek istediler ve kendi krikolarını verdiler. Lastiği gevşetmeye çalışırken bijon anahtarı elimde yamuldu. Mecburen yol yardımı çağırdık ve ona da bi 50 Euro verdik. En sonunda arabayı geri teslim ettiğimizde adam tekerleğin kullanılamaz hale geldiğini bundan dolayı 75 Euro daha ödememiz gerektiğini söyledi. Tüm tatilde en çok harcama yaptığımız şey bu ödemeler oldu.

  • @felikmali
    @felikmali 3 місяці тому +1

    Abi selam bundan bir kaç yıl önce peder beyin İzmirde bir işi vardı benide yanına almıştı.O sırada da bizim araç bozuktu o yüzden otobüsle gitmek zorundaydık.Neyse işte biletleri aldık bindik otobüse gidiyoruz.Baya bir gittik sonra bizim otobüs Afyonkarahisara taraflarında arıza verdi.Neyse bir benzinliğe girdik bekliyoruz ama bu bekleme 3-4 saat sürdü ama hala bir hareket yoktu.En son peder beyin siniri tavan yaptı sonra kalktı şoförle konuşmaya.Peder bey şoföre "Araç tamir olmicaksa bize başka araç ayarlayın."dedi.Şoförde o sıra elinde bıçakla meyve soyuyordu.Bizim peder de atar yapınca şoför elindeki bıcağı pedere doğru sallamaya başladı"Hayırdır kardeşim sanamı sorcam ne yapacağımı."dedi. Peder de bir hamlede otobüsden indi bagajı açtırtı bizim eşyaları alıp yürümeye başladı.Ama bir sıkıntı vardı beni otobüsde unutmuştu.Ben son anda camdan gördüm onu peşinden koşmaya başladım yetiştim.Ama yetişmez olaydım birde bana orda fırça kaydı"Nerdesin lan gavat?" dedi.Anlatmaya çalıştım ama dinlemedi beni.Neyse Afyona da yakındık otobüs terminaline gittik yeni bir bilet aldık ve İzmire gittik.

  • @barsakguloglu9462
    @barsakguloglu9462 3 місяці тому

    Abi yıl 2018di galiba selanike gidicez annem babamla, normalde arabayla gideriz bu sefer uçakla gidesi tuttu bizimkilerin uçak bileti aldık otel ayarladık falan uçuştan bi önceki gün ben uyuyamam genelde heyecandan. Mışıl mışıl uyudum sabah bi uyandım bizimkilere dedim biz selanike gidemicez. Hayırdır niye falan dediler ben de anlattım gece çok rahat uyudum bi sıkıntı var gidicek olsak uyuyamazdım diye. Neyse havalimanına gittik pasaport kontrolünden geçtik bekliyoruz kapıda. Önce yarım saat rötar yazdı sonra 2 saat rötar yazdı etrafımızda da bizimle beraber uçağı bekliyen kimse yok maks 10 kişi falan, bi baktık ekranda kırmızıyla iptal yazıyo. Uçak iptal oldu biz ve etrafımızdaki az kişiler de napıcaz diye bakıyoruz. Aradan bi saat falan geçti bi görevli bizi aldı bi yerlerden geçirdi pasaportumuza tekrar türkiyeye giriş bastılar sonra havalimanından çıkardılar bizi. Eve döndük uçak firmasını aradık (reklam olmasın diye isim vermiyorum ama en büyük firma anladınız siz) paramızı geri istedik adamlarlar vergisiz kısmını yatırdı sadece. Hem gidemedik hem paramızın tamamını alamadık. Otel rezervasyonunu dondurduk sonra başka bi tarihte arabayla gittik. Seyahat değil de seyahat edememe anımdır bu. Seviliyosun hasan hoca