Allah razı olsun hocam kafamdaki bir çok soru işaretini sayenizde aydınlatıyorum. Kuran ayetlerine nasıl bakmamız gerektiğini öğrenmek o dosdoğru yolda yol almamız için gerçekten çok önemli.Bu yolda bize muallimliğiniz gittiğimiz yolu sağlam kılıyor o nedenle burada da bazı öğrencileriniz olduğunu unutmayın ve videolara devam ediniz lütfen. Allah yolunuzu ilminizi arttırsın inşallah.
Hocam Allah razı olsun faydalaniyuz Lakin şunu söylemek istiyorum Ben 30 yıldır kuran talebesiyim Kur'an'ı anlamaya hayatıma geçirmeye çalışan bir müslüman olarak şunu çok iyi anladım ki Müslümanların param parça olmasının en büyük nedeni YA KURAN OKUMUYOR ki bu çoğunlukta YA KUR'AN'IN BAZI KAVRAMLARINI ÖRTMEK İÇİN ŞİRK ÜZERİNDEN TARİKAT TASAVVUFA YÜKLENEREK SADECE ŞİRKİ DİLLENDİRİRLER VEYA DÜNYAYI OKUYAMAMA HASTALIĞINA YAKALANIP TAĞUT KAVRAMINI BAYRAKLAŞTIRARAK SADECE SLOGAN ATARLAR... BİR GRUPTA VARDIR Kİ SADECE HİKAYE ANLATIR İNSANLARI ALLAH İLE ALDATIR... oysa Kur'an bir bütündür bazı ayetleri kullanarak slogan atmak Kur'an'a hakarettir... İnsanin nefsi bile tağut olabilir ve haddi aşan Allah'ın şeriatına dayanmayan her şey TAĞUTTUR TAĞUT'un siyasi ayağını anlamak için ise Kur'an'ın anlattığı Allah'ın hükümlerini anlatan ayetleri iyi anlamak lazım yoksa ayet okusanız da sadece slogan atmış olursunuz... PEKİ ALLAH'IN HUKUMLERİNİ İPTAL EDEN GASP EDEN TAGUT DEGİLDE NEDİR? Kemal hocam oy kullanmayı doğru görüyorsanız o halde size tek bir soru sormak istiyorum ÖNEMLİ OLAN KİMİN SİZİ YÖNETTİĞİ MİDİR? YOKSA KİMİN SİZİ NE İLE YONETTİĞİDİR.... Diyelim ki oy kullandınız seçtiğiniz insan sizi hangi hükümlere göre yönetir. Veya sevmediginiz beğenmediğiniz bir insan veya parti başa gelirse hangi hukumler ile sizi yönetir.? Her iki taraftada aynı kanunlari uygulamak zorunda değiller midir? Bu durumda bu iki seçim arasında oy kullanmanın hiç bir önemi yoktur. Özellikle konu ile ilgili ayetleri yazmadım ki ayetleri bayraklaştirma tehlikesi oluşmasın... Dua ile...
Slm Tesekkur ederim ayetler isiginda anliyacagimiz sekilde acikladiniz sizden ricam su son bir kac yildir Tagut ayetlerini anlamlarini istedikleri gibi dillerine dolayan selefilere yeni bir video ile birdaha anlatsaniz faydali olur ganetimdeyim hatta yapilmis veya yapilacak Tagut ayetlerin yorum sohbetini kitap haline getirilip butun imam hatip Lise’de okuyan gençlere hatta turkiyeye dagitmak lazim
Zulme rıza zulümdür, eyvallah! Ancak maalesef zulüm düzeninden çıkan hüküm de zulüm oluyor. Defalarca mahkemeyle iş yapmaya mecbur olmuş biri olarak söylüyorum hiçbir şekilde adil bir sonuca ulaşamadım, uğradığım zulmü gideremedim bilâkis mahkeme yüzünden uğradığım zulüm arttı. Şu durumda hükmü, din gününün Sahibi'ne bırakmaktan başka ne yapmamı önerirsiniz abi?
"...Hüküm Allah'dan başkasının değildir. O kendisinden başkasına ibâdet etmemenizi emr eylemiştir. Dosdoğru din işte budur..." (Yûnus, 40) "Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Hepsi de O'na boyun eğicidirler" (Rûm, 26). "O size kendi nefislerinizden bir örnek getirdi: Sizi mıhlandırdığımız şeylerde, sağ elinizin mâlik olduğu (köleler) den ortaklarınız olmasını ister de, bu hususta siz (onlarla) müsavi olur, onları kendinizi saydığınız gibi sayar mısınız?..." (Rûm, 28). "Hayır! O zulmedenler bilgisizce kendi nevalarına tabi oldular..." (Rûm, 29). "O halde sen yüzünü bir mûvahhid olarak Din'e, Allah'ın fıtratına çevir ki, O insanları bunun üzerinde yaratmıştır.Allah'ın yaratışında hiçbir değişiklik olmaz. Bu dimdik ayakta duran bir Din'dir. Fakat insanların çoğu bilmezler" (Rûm, 30). (Bu Allah'ın insanı yarattığı fıtratta, insan yaratmada ve rakını ona ulaştırmada Rab olarak işlerini görüp gözetmede yüce Allah'a ortak yoktur. Âdemoğluna Allah'tan başka ilah, melik ve hakiki olarak itaat etmesi gereken hiçbir kimse yoktur demektir. İnsan için uyulacak en doğru ve tabii yol, kulluğunu yalnız Allah'a tahsis edip, ondan başkasına itaattan kaçınmasıdır.) "Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Eğer Allah'a ve âhirete inanıyorsanız bunlara, Allah'ın dinini tatbik hususunda acıyacağınız tutmasın..." (Nur, 2). "Hakikatte ayların sayısı Allah yanında, Allah'ın kitabında -tâ gökleri ve yeri yarattığı günden beri- on iki aydır. Onlardan dördü haram olanlardır. İşte bu en doğru dindir..." (Tevbe, 36). "...İşte biz, Yûsuf için böyle bir tedbir kullandık. Yoksa O, kralın dinine göre kendisini (rehin olarak) tutabilecek değildi." (Yûsuf, 76). "Bunun gibi onların ortakları (Yani "bunları yapanlar," Allah'a ilâhlık, hüküm, emir ve kanun koyma hususunda ortak koşan kimselerdir.) (olan o putların hizmetçileri) müşriklerden bir çoğuna -hem onları helâka düşürmek, hem kendilerine karşı dinlerini karmakarışık etmek için (Bu tâbirden maksat, uydurma kanun koyucuların halka, şu günahı süsleyerek bu yaptıklarının eskinden beri devam ettiğini, bunun İbrahim (a.s) ve İsmail (a.s)'den miras aldıkları dinden bir kısım olduğu hissini vermeleridir.) öz evlatlarını kendi elleriyle öldürmesini hoş göstermiştir. (En'âm, 137) "Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği şeyleri, o fâsid dinlerinden kendilerine şeriat çıkarıp yapan ortakları mı var?..." (Şura, 21). "Sizin dininiz size, benim dinim bana" (Kâfirûn, 6). Bütün bu âyetlerdeki "Din" kelimesinden maksat insanın bağlı bulunduğu kanun, sınır, şeriat (hukuk düzeni), yol, fikrî ve amelî düzendir. İster bir kanuna, isterse de bir düzene olsun, eğer kişi bunlara ilâhî otoriteye dayalı olduklarından dolayı uymakta ise; bu durumda şüphesiz Allah'ın Din'i üzerindedir. Şayet bu otorite, meliklerden birinin otoritesi ise, kişi, melikin dini üzerinde demektir. Eğer bu otorite, şeyhler ve ruhban sınıfının otoritesi ise, kişi onların dini üzerinde demektir. Yine aynı şekilde bu otorite, ailenin yahut aşiretin ve yahut ümmetin çoğunluğunun otoritesi ise, kişi şüphesiz bunların dini üzerindedir. Sözün kısası: Eğer bir kimse, herhangi bir şahsı en üstün dayanak, hükmünü de nihaî hüküm kabul eder ve onun çizdiği yola ayniyle tâbi olarak, istekleri doğrultusunda hareket ederse, şüphesiz ki bunu yapan kişi onun dinine, yoluna girmiş demektir. Dördüncü Anlamıyla Din : "Şüphesiz ki size va'd olunan şeylerin hepsi, elbette doğrudur. Şüphesiz ki Din de elbette vâkidir." (Zâriyât, 5, 6). "Din'i yalan sayanı gördün mü"? İşte yetimi itip kakan, yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur." (Maun, 1-3). "O din günü nedir? Bunu sana hangi şey öğretti? O din günü nedir? Tekrar bunu sana hangi şey öğretti. O, öyle bir gündür ki, hiçbir kimse kimseye, hiçbir şeyle fayda vermeye güç yetire yemeyecektir. O gün emir yalnız Allah'ındır" (İnfitâr, 17-19). Bu âyetlerde "Din" kelimesi, muhasebe, yargılama ve mükâfat verme mânâlarında kullanılmıştır.
7 років тому+5
Yusuf ÇATALKAYA din kelimesi deynden gelir manası borç demektir. Herşeyimizi borçlu olduğumuz Allaha karşı kulların duydu borçluluk bilincidir. Melikin dini kullanımı melike ait kabın ondan izindiz çalınmasını ifade eder zira onun malında başkası izinsiz olarak tasarrufta bulumamaz. Buna hırsızlık diyoruz. Melikin dinine göre onu alıkoyamazdı ifadesindeki kasıt. İş melike kalsaydı o kendi malını bağışlardı demektir. Bunun için abilerin alıkoyma cezası uygullandı. Yukarıdaki yazdığın tüm ayetler bağlamından kopuk. Sen böyle okursan Kuranan her şeyi söyletirsin. Şimdi senin mantığına ve ayetlerden anladığına göre tağuti sisteme vergi verdin dinden mi çıktın oy kullandın onların dininemi girdin? Yapmayım. Allah senin kralıkla monarşiyle demakrasi ile yok efendim imparatorlukla yönetilmene bakmaz. Yönetimde adalet liyakat istişare maslahat emniyet vs. Var mı ona bakar. Önce din kavramının kapsam alanı genişletiliyor. Sonra demokeasi monarşi oligarşi bu yanlış ve şişirilmiş manaya dahil edilerek din ilan ediliyor sonra bunlarla cihat ve kıtal. Rabbim bu ergen tavırdan ümmeti Muhammedi kurtarsın. Basiretli ferasetli dünya ölçeğinde sağlıklı düşünmeyi bizlere nasip etsin. Din gününün sahibi/maliki olan Allaha karşı borcunu ödeme gayreti versin. El-Malik olana borçlu, kullara adil mutedil davranan mutakilerden eylesin bizleri. Amin...
Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler. (30/Rum: 30) Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini konusunda o ikisine acımayın. Onların ceza görmesine, inananlardan bir topluluk da şahit olsun. (24/ Nur: 2) …İşte biz Yusuf’a böyle bir plan öğrettik. Yoksa kralın kanunlarına göre kardeşini alıkoyamazdı… (12/ Yusuf: 76) Yoksa Allah’ın izni olmadığı halde onlar için dini kurallar ve yasalar ortaya koyan ortakları mı var? Daha önce belirlenmiş bir karar olmasaydı onların arasında hüküm verilirdi. Zalimlere acı bir azap vardır. ( 42/ Şura: 21) Sizin dininiz size benim dinin bana. (109/ Kafirûn: 6) Bütün bu ve benzeri ayetlerdeki “din” kelimesinden maksat, insanın tabi olduğu kanun, sınır, yol, fikri ve amelî nizam/düzendir. Eğer kişinin uymak ve tabi olmak zorunda olduğu otorite, nizam ve kanun, Allah’ın hükmü, kanunu ve otoritesi ise o kişi Allah’ın dini üzerindedir. Şayet bu otorite Meliklerden birinin otoritesi ise; kişi Meliklerin dini üzerinedir. Eğer bu otorite şeyhler ve ruhban sınıfının otoritesi ise; kişi onların dini üzerine demektir. Yine aynı şekilde bu otorite ailenin yahut aşiretin yahut ümmetin çoğunluğunun otoritesi ise, kişi bunların dini üzerinedir. Sözün kısası eğer bir kimse herhangi bir şahsı en üstün dayanak, hükmünü de en son hüküm kabul eder ve çizdiği yola ayniyle tabi olur öyle hareket ederse, şüphesiz ki bunu yapan kimse onun dinini benimsemiş demektir.
Kur’an’da “din” kelimesinin çok anlamlı ve kapsamlı bir terim olarak kullanıldığını söylemiştik. Bu terimle kişinin; yüksek bir otoriteye boyun eğmesi, bu otoriteye uyması ve itaati; hayatın kanun, kaidelerle sınırlı olduğu, bu sınırların aşıldığında cezalandırılacağı, itaat ettiğinde ise mükâfatlandırılacağı bir hayat nizamının kastedildiğini görüyoruz. Aşağıdaki ayetlerde “din” kelimesi bu şümullü manasıyla kullanılmıştır: Kitap verilenlerden, Allah’a, ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Peygamberinin haram kıldığını haram saymayan, hak dinini din edinmeyenlerle, boyunlarını büküp kendi elleriyle cizye verene kadar savaşın. (9/ Tevbe: 29) Firavun: “Beni bırakın da Musa’yı öldüreyim, o, Rabbine yalvaradursun. Onun, sizin dininizi değiştireceğinden veya yeryüzünde bozgun çıkaracağından korkuyorum” dedi. (40/ Mü’min: 26) Hz Musa ve Firavun kıssasında, “din” kelimesinin sadece diyanet ve itikadi fırka anlamına gelmediğini, bu kelime ile devlet ve medeniyet nizamının kastedildiğini müşahede ederiz. Yukarıdaki ayette Firavun’un korkusunun sebebi şayet Hz Musa başarılı olursa iktidarının ve devletinin el değiştirecek, mevcut anane ve mer’i kanunlara dayalı hayat nizamının kökünden sökülecek olmasıyla, yerine başka bir nizamın kaim olması veya memleketi anarşinin kaplayacak olmasıdır. Allah katında din, şüphesiz İslam’dır. (3/ Al-i İmran: 19)
Allah katında din, şüphesiz İslam’dır. (3/ Al-i İmran: 19) Kim İslam’dan başka bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir. (3/ Al-i İmran: 85) Allah bu iki ayette, Allah nazarında arzu edilen hayat nizamının, Allah’a itaat ve kulluk esasına dayalı bir sistem olduğunu açıklıyor. Allah’tan başka otoritelere itaat esasına dayanan yönetim biçimlerinin ise makbul olmadığını ifade ediyor. Zira insanın Allah’tan başka bir otoriteye kulluğu ve itaati Allah’ın rıza göstereceği bir durum değildir. “Puta tapanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini doğru yol ve hak dinle gönderen Allah’tır.” (9/ Tevbe: 33) Bu ayette Allah, Resulünü insanların yaşam biçimini bu hak nizam ile tesis için gönderdiğini ve risaletinin gayesinin bu nizamın/sistemin diğer nizamlardan üstünlüğünü göstermek olduğunu açıklamaktadır. “Fitne kalmayıp, yalnız Allah’ın dini kalana kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse bilsinler ki Allah onların işlediklerini şüphesiz görür.” (8/ Enfal: 39) Allah mü’minlerden fitne yok edilinceye yani Allah’a isyan esası üzerine kurulan bütün düzenlerin yok edilip, kulluk ve itaat sırf Allah için oluncaya kadar, savaşmayı ve hiçbir surette vazgeçmemeyi emretmektedir. “Allah’ın yardımı ve zafer günü gelip, insanların Allah’ın dinine akın akın girdiklerini görünce, Rabbini överek tesbih et; O’ndan bağışlama dile, çünkü O, tövbeleri daima kabul edendir.” (110/ Nasr: 1-3) Bu kısa surede İslamın iktisadi, siyasi, sosyal, medeni, eğitim, ahlaki, fikri ve akidevi mükemmel bir nizam olduğu ve evrensel İslam devriminin tamamlandığı bu bağlamda Rasulullah’ın da görevini hakkıyla ifa ettiği ifade edilmektedir. Bütün bu ayetlerdeki “din” kelimesi ile kastedilen mana; insanın ameli, ahlaki, itikadi, iktisadi vb. hayatın her cephesini kapsayan şümullü ve mükemmel bir hayat nizamıdır. Bu nizamın açılımını İlhami Güler Hoca şöyle yapıyor: “Din Tevhid inancı ile birlikte (iman) bunun zorunlu yansıması olan adalettir, salih ameldir. Din, dünya içindir, dünya da ahiret içindir. Din gün boyu adaleti, iyiliği hakkaniyeti ayakta tutmaktır, bunları ikame etmektir. Kötülüğü haksızlığı zulmü engellemektir (emr-i bil mağruf nehyi anil münker). Sosyal ve siyasal günah işlememektir. Çünkü bunlar büyük günahlardır. Ahlaki her davranış gün boyu işlenen daimi sevaptır, ibadettir. Bir öneriyi, fikri, çözümü ve fiili ‘din’i kılan şey, başına bir ayet ve hadis yerleştirmek değildir. Muttaki bir bilinç, temiz bir vicdandan gelen her öneri, çözüm, fikir ve fiil, dinîdir.
@ Onlar Allah'ı bırakıp bilginlerini, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i kendilerine rab edindiler. Oysa tek bir ilah olan Allah'a kulluk etmekten başka bir şeyle emrolunmamışlardı. O, onların ortak koştuklarından yücedir.(tevbe 31) Rasullah sav( tevbe 31) Ayetini okurken cahiliye de hıristiyan olan adiy bin Hatim Boynunda gümüşten bir haç takılıyken geldi. “Onlar haham ve rahiplere ibadet etmediler” dedi Resulullah sav şöyle dedi : din adamları onlara Allah’ın helallerini haram haramlarını da helal kıldılar onlar da buna tabi oldular işte bu onların din adamlarına ibadetleridir (Tirmizi ) Şimdi bugünkü meclisleri düşünelim onlar Allah’ın helallerini haram haramlarında helal yapmıyorlarmı insanlar da oy vererek bunlara tabi olmuyorlar mı nasıl da aynı hale düşüyorlar anlamıyor musunuz ?!
Acaba Kitap derken ne kasdedilmiś olabilir biz biliyoruzki vahyin inisinde yazici hic bir mein yoktu olsa dahi Kitap diyebilecegimiz tamamlanmis bir yazilimda yoktu müsriklerde buna Atif yapiyorlardi elimizle tutabilecegimiz bir kitap getirmedikce inanmayiz kisacasi Kuranda gecen Kitap kavramini nasil anlamaliyiz
S.a allah ile kul arasına girmek olarak , kanun koyucuların allahin yasalarına aykırı yasalarla insanları yönlendirmesi olarak algiyabilrmiyiz acaba? Saygılarımla .
Hocam soru: selefi tekfirci kitle şuanki mevcut rejimin tağut olduğunu söyleyip ki doğru tağuttur lakin mevcut sistemde oy kullanmanın şirk olduğunu söylerler hatta tağutu destekliyorsunuz diyorlar sizce de oy kullanmak tağutu kabul edip şirke girmek midir vesselam
2 роки тому+3
Hayır tam aksine oy kullanmak tagutla savaşma aracıdır. O kullanmamak pasifliktir mağlubiyeti kabullenmektir.
Her kim ALLAHİN İNDİRDİGİ İLE HUKUM ETMEz İSE KAFİRLERİN TA KENDİSİDİR ALLAH KENDİSİ DİSİNDA İBADETİ YASAKLAMİSTİR OY BİR İBAADETTİR ALLAHİN EMİR YASAKLARİNA KARSİ GELMEKTİR VESSELAM
selam kardeşim peki Allah ın kanunları yerine kendileri kanun cıkartan insan Tağut mudur deyilmidir ALLAH kanunları yerıne kendı kanunlarını cıkartan kişi Tağut mudur
Belliki bir yerlerde memurluk yaptiginiz icin isinizden olmamak kaydi adina baya bir konuyu eveleyip gevelemissiniz herkes bildigi gibi yasasin bakalim nasil olacak o zaman siz soyleyin tagut kimlerdir belirtmek isterim 10 dkk sonra sohbetide dinleme geregi duymadim
Hocam; Tağut kavramını anlatırken keşke laikligin de tağut olduğunu değinseydiniz ana temayı atlayıp detaylara değindiğinizi gördüm Allah'ın el hakem esmasını düşünmeden açıklama yapmışsınız ama ben buradan söylüyorum laiklik, demokrasi, kominizm , T.C. anayasası vb. hepsi tağuttur...
haddi aşmak azgınlık demek ne demek allahın kanunu hiçe saymak ne demek sistemde nasıl izliyo maide 44 de oku istersen küfür bu işte siz çenenizi yormayin
Allah sizlerden de bizlerden de Hesap Günü razı olsun.
H.Kemal Bey .Anlattığınız bu tağutların bugünkü türkiye toplumunda o kadar çok karşılığı var ki . Güzel bir sohbet olmuş.Allah razı olsun.
Çok merak ediyordum bir türlü bunun böyle açıkça açıklama bulamamistim tşkler Allahım ilminizi arttirsin
Hikmet metoduna göre bir çalışma olmuş. Ayetlerden çıkmadan yoruma girmeden bağlam, muhkem+müteşabih=tevil'i gözeterek yapılmış. Emeğinize sağlık 🎉
RABBİMİZ TEVHİD ÜZERİNE KUR-AN YOLUNDA YOLLARIMIZI APAÇIK GÖSTER İNDİRDİĞİN KUR-AN'IN HİKMETİNİ HİDAYET İNİ NASİP İLM-İ MİZİ ARTIR YAAA RABBİİ..YANLIZ VE YANLIZ KUR-AN'I REHBER VE KILAVUZ EDINÉNLERE RAHMET EYLE YAARABBİİ..
Allah razı olsun hocam kafamdaki bir çok soru işaretini sayenizde aydınlatıyorum. Kuran ayetlerine nasıl bakmamız gerektiğini öğrenmek o dosdoğru yolda yol almamız için gerçekten çok önemli.Bu yolda bize muallimliğiniz gittiğimiz yolu sağlam kılıyor o nedenle burada da bazı öğrencileriniz olduğunu unutmayın ve videolara devam ediniz lütfen. Allah yolunuzu ilminizi arttırsın inşallah.
Allah razı olsun sayın Kemal Gürger :)
Allah razı olsun
Şimdi bu konuyu bir tekfirciden dinleseydik konunun sonuna kadar kâfir ilan etmedikleri kimse kalmazdı
Allah razı olsun hocam
Allah razıolsun
Hocam Allah razı olsun faydalaniyuz
Lakin şunu söylemek istiyorum
Ben 30 yıldır kuran talebesiyim Kur'an'ı anlamaya hayatıma geçirmeye çalışan bir müslüman olarak şunu çok iyi anladım ki
Müslümanların param parça olmasının en büyük nedeni YA KURAN OKUMUYOR ki bu çoğunlukta
YA KUR'AN'IN BAZI KAVRAMLARINI ÖRTMEK İÇİN ŞİRK ÜZERİNDEN TARİKAT TASAVVUFA YÜKLENEREK SADECE ŞİRKİ DİLLENDİRİRLER
VEYA DÜNYAYI OKUYAMAMA HASTALIĞINA YAKALANIP TAĞUT KAVRAMINI BAYRAKLAŞTIRARAK SADECE SLOGAN ATARLAR...
BİR GRUPTA VARDIR Kİ SADECE HİKAYE ANLATIR İNSANLARI ALLAH İLE ALDATIR...
oysa Kur'an bir bütündür bazı ayetleri kullanarak slogan atmak Kur'an'a hakarettir...
İnsanin nefsi bile tağut olabilir ve haddi aşan Allah'ın şeriatına dayanmayan her şey TAĞUTTUR
TAĞUT'un siyasi ayağını anlamak için ise Kur'an'ın anlattığı Allah'ın hükümlerini anlatan ayetleri iyi anlamak lazım yoksa ayet okusanız da sadece slogan atmış olursunuz...
PEKİ ALLAH'IN HUKUMLERİNİ İPTAL EDEN GASP EDEN TAGUT DEGİLDE NEDİR?
Kemal hocam oy kullanmayı doğru görüyorsanız o halde size tek bir soru sormak istiyorum
ÖNEMLİ OLAN KİMİN SİZİ YÖNETTİĞİ MİDİR?
YOKSA
KİMİN SİZİ NE İLE YONETTİĞİDİR....
Diyelim ki oy kullandınız seçtiğiniz insan sizi hangi hükümlere göre yönetir.
Veya sevmediginiz beğenmediğiniz bir insan veya parti başa gelirse hangi hukumler ile sizi yönetir.?
Her iki taraftada aynı kanunlari uygulamak zorunda değiller midir?
Bu durumda bu iki seçim arasında oy kullanmanın hiç bir önemi yoktur.
Özellikle konu ile ilgili ayetleri yazmadım ki ayetleri bayraklaştirma tehlikesi oluşmasın...
Dua ile...
Slm Tesekkur ederim ayetler isiginda anliyacagimiz sekilde acikladiniz sizden ricam su son bir kac yildir Tagut ayetlerini anlamlarini istedikleri gibi dillerine dolayan selefilere yeni bir video ile birdaha anlatsaniz faydali olur ganetimdeyim hatta yapilmis veya yapilacak Tagut ayetlerin yorum sohbetini kitap haline getirilip butun imam hatip Lise’de okuyan gençlere hatta turkiyeye dagitmak lazim
33:40 Şeytan; ins şeytan ve cin şeytan olarak ikiye ayrılır. ''..Sinsi vesvesecinin şerrinden, gerek cinlerden gerekse insanlardan''(Nas suresi)
Dünya ve türkiye tağutlarla dolu.
Zulme rıza zulümdür, eyvallah!
Ancak maalesef zulüm düzeninden çıkan hüküm de zulüm oluyor. Defalarca mahkemeyle iş yapmaya mecbur olmuş biri olarak söylüyorum hiçbir şekilde adil bir sonuca ulaşamadım, uğradığım zulmü gideremedim bilâkis mahkeme yüzünden uğradığım zulüm arttı.
Şu durumda hükmü, din gününün Sahibi'ne bırakmaktan başka ne yapmamı önerirsiniz abi?
"...Hüküm Allah'dan başkasının değildir. O kendisinden başkasına ibâdet etmemenizi emr eylemiştir. Dosdoğru din işte budur..." (Yûnus, 40)
"Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Hepsi de O'na boyun eğicidirler" (Rûm, 26).
"O size kendi nefislerinizden bir örnek getirdi: Sizi mıhlandırdığımız şeylerde, sağ elinizin mâlik olduğu (köleler) den ortaklarınız olmasını ister de, bu hususta siz (onlarla) müsavi olur, onları kendinizi saydığınız gibi sayar mısınız?..." (Rûm, 28).
"Hayır! O zulmedenler bilgisizce kendi nevalarına tabi oldular..." (Rûm, 29).
"O halde sen yüzünü bir mûvahhid olarak Din'e, Allah'ın fıtratına çevir ki, O insanları bunun üzerinde yaratmıştır.Allah'ın yaratışında hiçbir değişiklik olmaz. Bu dimdik ayakta duran bir Din'dir. Fakat insanların çoğu bilmezler" (Rûm, 30). (Bu Allah'ın insanı yarattığı fıtratta, insan yaratmada ve rakını ona ulaştırmada Rab olarak işlerini görüp gözetmede yüce Allah'a ortak yoktur. Âdemoğluna Allah'tan başka ilah, melik ve hakiki olarak itaat etmesi gereken hiçbir kimse yoktur demektir. İnsan için uyulacak en doğru ve tabii yol, kulluğunu yalnız Allah'a tahsis edip, ondan başkasına itaattan kaçınmasıdır.)
"Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Eğer Allah'a ve âhirete inanıyorsanız bunlara, Allah'ın dinini tatbik hususunda acıyacağınız tutmasın..." (Nur, 2).
"Hakikatte ayların sayısı Allah yanında, Allah'ın kitabında -tâ gökleri ve yeri yarattığı günden beri- on iki aydır. Onlardan dördü haram olanlardır. İşte bu en doğru dindir..." (Tevbe, 36).
"...İşte biz, Yûsuf için böyle bir tedbir kullandık. Yoksa O, kralın dinine göre kendisini (rehin olarak) tutabilecek değildi." (Yûsuf, 76).
"Bunun gibi onların ortakları (Yani "bunları yapanlar," Allah'a ilâhlık, hüküm, emir ve kanun koyma hususunda ortak koşan kimselerdir.) (olan o putların hizmetçileri) müşriklerden bir çoğuna -hem onları helâka düşürmek, hem kendilerine karşı dinlerini karmakarışık etmek için (Bu tâbirden maksat, uydurma kanun koyucuların halka, şu günahı süsleyerek bu yaptıklarının eskinden beri devam ettiğini, bunun İbrahim (a.s) ve İsmail (a.s)'den miras aldıkları dinden bir kısım olduğu hissini vermeleridir.) öz evlatlarını kendi elleriyle öldürmesini hoş göstermiştir. (En'âm, 137)
"Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği şeyleri, o fâsid dinlerinden kendilerine şeriat çıkarıp yapan ortakları mı var?..." (Şura, 21).
"Sizin dininiz size, benim dinim bana" (Kâfirûn, 6).
Bütün bu âyetlerdeki "Din" kelimesinden maksat insanın bağlı bulunduğu kanun, sınır, şeriat (hukuk düzeni), yol, fikrî ve amelî düzendir.
İster bir kanuna, isterse de bir düzene olsun, eğer kişi bunlara ilâhî otoriteye dayalı olduklarından dolayı uymakta ise; bu durumda şüphesiz Allah'ın Din'i üzerindedir. Şayet bu otorite, meliklerden birinin otoritesi ise, kişi, melikin dini üzerinde demektir. Eğer bu otorite, şeyhler ve ruhban sınıfının otoritesi ise, kişi onların dini üzerinde demektir. Yine aynı şekilde bu otorite, ailenin yahut aşiretin ve yahut ümmetin çoğunluğunun otoritesi ise, kişi şüphesiz bunların dini üzerindedir. Sözün kısası: Eğer bir kimse, herhangi bir şahsı en üstün dayanak, hükmünü de nihaî hüküm kabul eder ve onun çizdiği yola ayniyle tâbi olarak, istekleri doğrultusunda hareket ederse, şüphesiz ki bunu yapan kişi onun dinine, yoluna girmiş demektir.
Dördüncü Anlamıyla Din :
"Şüphesiz ki size va'd olunan şeylerin hepsi, elbette doğrudur. Şüphesiz ki Din de elbette vâkidir." (Zâriyât, 5, 6).
"Din'i yalan sayanı gördün mü"? İşte yetimi itip kakan, yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur." (Maun, 1-3).
"O din günü nedir? Bunu sana hangi şey öğretti? O din günü nedir? Tekrar bunu sana hangi şey öğretti. O, öyle bir gündür ki, hiçbir kimse kimseye, hiçbir şeyle fayda vermeye güç yetire yemeyecektir. O gün emir yalnız Allah'ındır" (İnfitâr, 17-19).
Bu âyetlerde "Din" kelimesi, muhasebe, yargılama ve mükâfat verme mânâlarında kullanılmıştır.
Yusuf ÇATALKAYA din kelimesi deynden gelir manası borç demektir. Herşeyimizi borçlu olduğumuz Allaha karşı kulların duydu borçluluk bilincidir. Melikin dini kullanımı melike ait kabın ondan izindiz çalınmasını ifade eder zira onun malında başkası izinsiz olarak tasarrufta bulumamaz. Buna hırsızlık diyoruz. Melikin dinine göre onu alıkoyamazdı ifadesindeki kasıt. İş melike kalsaydı o kendi malını bağışlardı demektir. Bunun için abilerin alıkoyma cezası uygullandı. Yukarıdaki yazdığın tüm ayetler bağlamından kopuk. Sen böyle okursan Kuranan her şeyi söyletirsin. Şimdi senin mantığına ve ayetlerden anladığına göre tağuti sisteme vergi verdin dinden mi çıktın oy kullandın onların dininemi girdin? Yapmayım. Allah senin kralıkla monarşiyle demakrasi ile yok efendim imparatorlukla yönetilmene bakmaz. Yönetimde adalet liyakat istişare maslahat emniyet vs. Var mı ona bakar. Önce din kavramının kapsam alanı genişletiliyor. Sonra demokeasi monarşi oligarşi bu yanlış ve şişirilmiş manaya dahil edilerek din ilan ediliyor sonra bunlarla cihat ve kıtal. Rabbim bu ergen tavırdan ümmeti Muhammedi kurtarsın. Basiretli ferasetli dünya ölçeğinde sağlıklı düşünmeyi bizlere nasip etsin. Din gününün sahibi/maliki olan Allaha karşı borcunu ödeme gayreti versin. El-Malik olana borçlu, kullara adil mutedil davranan mutakilerden eylesin bizleri. Amin...
Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler. (30/Rum: 30)
Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini konusunda o ikisine acımayın. Onların ceza görmesine, inananlardan bir topluluk da şahit olsun. (24/ Nur: 2)
…İşte biz Yusuf’a böyle bir plan öğrettik. Yoksa kralın kanunlarına göre kardeşini alıkoyamazdı… (12/ Yusuf: 76)
Yoksa Allah’ın izni olmadığı halde onlar için dini kurallar ve yasalar ortaya koyan ortakları mı var? Daha önce belirlenmiş bir karar olmasaydı onların arasında hüküm verilirdi. Zalimlere acı bir azap vardır. ( 42/ Şura: 21)
Sizin dininiz size benim dinin bana. (109/ Kafirûn: 6)
Bütün bu ve benzeri ayetlerdeki “din” kelimesinden maksat, insanın tabi olduğu kanun, sınır, yol, fikri ve amelî nizam/düzendir. Eğer kişinin uymak ve tabi olmak zorunda olduğu otorite, nizam ve kanun, Allah’ın hükmü, kanunu ve otoritesi ise o kişi Allah’ın dini üzerindedir. Şayet bu otorite Meliklerden birinin otoritesi ise; kişi Meliklerin dini üzerinedir. Eğer bu otorite şeyhler ve ruhban sınıfının otoritesi ise; kişi onların dini üzerine demektir. Yine aynı şekilde bu otorite ailenin yahut aşiretin yahut ümmetin çoğunluğunun otoritesi ise, kişi bunların dini üzerinedir. Sözün kısası eğer bir kimse herhangi bir şahsı en üstün dayanak, hükmünü de en son hüküm kabul eder ve çizdiği yola ayniyle tabi olur öyle hareket ederse, şüphesiz ki bunu yapan kimse onun dinini benimsemiş demektir.
Kur’an’da “din” kelimesinin çok anlamlı ve kapsamlı bir terim olarak kullanıldığını söylemiştik. Bu terimle kişinin; yüksek bir otoriteye boyun eğmesi, bu otoriteye uyması ve itaati; hayatın kanun, kaidelerle sınırlı olduğu, bu sınırların aşıldığında cezalandırılacağı, itaat ettiğinde ise mükâfatlandırılacağı bir hayat nizamının kastedildiğini görüyoruz. Aşağıdaki ayetlerde “din” kelimesi bu şümullü manasıyla kullanılmıştır:
Kitap verilenlerden, Allah’a, ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Peygamberinin haram kıldığını haram saymayan, hak dinini din edinmeyenlerle, boyunlarını büküp kendi elleriyle cizye verene kadar savaşın. (9/ Tevbe: 29)
Firavun: “Beni bırakın da Musa’yı öldüreyim, o, Rabbine yalvaradursun. Onun, sizin dininizi değiştireceğinden veya yeryüzünde bozgun çıkaracağından korkuyorum” dedi. (40/ Mü’min: 26)
Hz Musa ve Firavun kıssasında, “din” kelimesinin sadece diyanet ve itikadi fırka anlamına gelmediğini, bu kelime ile devlet ve medeniyet nizamının kastedildiğini müşahede ederiz. Yukarıdaki ayette Firavun’un korkusunun sebebi şayet Hz Musa başarılı olursa iktidarının ve devletinin el değiştirecek, mevcut anane ve mer’i kanunlara dayalı hayat nizamının kökünden sökülecek olmasıyla, yerine başka bir nizamın kaim olması veya memleketi anarşinin kaplayacak olmasıdır.
Allah katında din, şüphesiz İslam’dır. (3/ Al-i İmran: 19)
Allah katında din, şüphesiz İslam’dır. (3/ Al-i İmran: 19)
Kim İslam’dan başka bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir. (3/ Al-i İmran: 85)
Allah bu iki ayette, Allah nazarında arzu edilen hayat nizamının, Allah’a itaat ve kulluk esasına dayalı bir sistem olduğunu açıklıyor. Allah’tan başka otoritelere itaat esasına dayanan yönetim biçimlerinin ise makbul olmadığını ifade ediyor. Zira insanın Allah’tan başka bir otoriteye kulluğu ve itaati Allah’ın rıza göstereceği bir durum değildir.
“Puta tapanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini doğru yol ve hak dinle gönderen Allah’tır.” (9/ Tevbe: 33)
Bu ayette Allah, Resulünü insanların yaşam biçimini bu hak nizam ile tesis için gönderdiğini ve risaletinin gayesinin bu nizamın/sistemin diğer nizamlardan üstünlüğünü göstermek olduğunu açıklamaktadır.
“Fitne kalmayıp, yalnız Allah’ın dini kalana kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse bilsinler ki Allah onların işlediklerini şüphesiz görür.” (8/ Enfal: 39)
Allah mü’minlerden fitne yok edilinceye yani Allah’a isyan esası üzerine kurulan bütün düzenlerin yok edilip, kulluk ve itaat sırf Allah için oluncaya kadar, savaşmayı ve hiçbir surette vazgeçmemeyi emretmektedir.
“Allah’ın yardımı ve zafer günü gelip, insanların Allah’ın dinine akın akın girdiklerini görünce, Rabbini överek tesbih et; O’ndan bağışlama dile, çünkü O, tövbeleri daima kabul edendir.” (110/ Nasr: 1-3)
Bu kısa surede İslamın iktisadi, siyasi, sosyal, medeni, eğitim, ahlaki, fikri ve akidevi mükemmel bir nizam olduğu ve evrensel İslam devriminin tamamlandığı bu bağlamda Rasulullah’ın da görevini hakkıyla ifa ettiği ifade edilmektedir.
Bütün bu ayetlerdeki “din” kelimesi ile kastedilen mana; insanın ameli, ahlaki, itikadi, iktisadi vb. hayatın her cephesini kapsayan şümullü ve mükemmel bir hayat nizamıdır. Bu nizamın açılımını İlhami Güler Hoca şöyle yapıyor: “Din Tevhid inancı ile birlikte (iman) bunun zorunlu yansıması olan adalettir, salih ameldir. Din, dünya içindir, dünya da ahiret içindir. Din gün boyu adaleti, iyiliği hakkaniyeti ayakta tutmaktır, bunları ikame etmektir. Kötülüğü haksızlığı zulmü engellemektir (emr-i bil mağruf nehyi anil münker). Sosyal ve siyasal günah işlememektir. Çünkü bunlar büyük günahlardır. Ahlaki her davranış gün boyu işlenen daimi sevaptır, ibadettir. Bir öneriyi, fikri, çözümü ve fiili ‘din’i kılan şey, başına bir ayet ve hadis yerleştirmek değildir. Muttaki bir bilinç, temiz bir vicdandan gelen her öneri, çözüm, fikir ve fiil, dinîdir.
@ Onlar Allah'ı bırakıp bilginlerini, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i kendilerine rab edindiler. Oysa tek bir ilah olan Allah'a kulluk etmekten başka bir şeyle emrolunmamışlardı. O, onların ortak koştuklarından yücedir.(tevbe 31)
Rasullah sav( tevbe 31) Ayetini okurken cahiliye de hıristiyan olan adiy bin Hatim Boynunda gümüşten bir haç takılıyken geldi.
“Onlar haham ve rahiplere ibadet etmediler” dedi
Resulullah sav şöyle dedi : din adamları onlara Allah’ın helallerini haram haramlarını da helal kıldılar onlar da buna tabi oldular işte bu onların din adamlarına ibadetleridir (Tirmizi )
Şimdi bugünkü meclisleri düşünelim onlar Allah’ın helallerini haram haramlarında helal yapmıyorlarmı insanlar da oy vererek bunlara tabi olmuyorlar mı nasıl da aynı hale düşüyorlar anlamıyor musunuz ?!
Selam hocam. Allah dostları adlı konu talebimiz var inşallah
Hocam insan kendini müstağni gördüğü zaman azgınlaştı ayetini nereye koyacaksın buayet ilk inen sure olan Alak suresinde nazil olmuştur
ua-cam.com/video/Kn3ialGY9do/v-deo.html
Acaba Kitap derken ne kasdedilmiś olabilir biz biliyoruzki vahyin inisinde yazici hic bir mein yoktu olsa dahi Kitap diyebilecegimiz tamamlanmis bir yazilimda yoktu müsriklerde buna Atif yapiyorlardi elimizle tutabilecegimiz bir kitap getirmedikce inanmayiz kisacasi Kuranda gecen Kitap kavramini nasil anlamaliyiz
S.a allah ile kul arasına girmek olarak , kanun koyucuların allahin yasalarına aykırı yasalarla insanları yönlendirmesi olarak algiyabilrmiyiz acaba? Saygılarımla .
Aynen öyledir.turk devleti yöneticileri ve yönetim sistemi taguttur.tum kurumları hukuku ve ordusu da dahil.
Hocam soru: selefi tekfirci kitle şuanki mevcut rejimin tağut olduğunu söyleyip ki doğru tağuttur lakin mevcut sistemde oy kullanmanın şirk olduğunu söylerler hatta tağutu destekliyorsunuz diyorlar sizce de oy kullanmak tağutu kabul edip şirke girmek midir vesselam
Hayır tam aksine oy kullanmak tagutla savaşma aracıdır. O kullanmamak pasifliktir mağlubiyeti kabullenmektir.
Her kim ALLAHİN İNDİRDİGİ İLE HUKUM ETMEz İSE KAFİRLERİN TA KENDİSİDİR ALLAH KENDİSİ DİSİNDA İBADETİ YASAKLAMİSTİR OY BİR İBAADETTİR ALLAHİN EMİR YASAKLARİNA KARSİ GELMEKTİR VESSELAM
Aynen öyle
@ALLAH,'ın seriiatine baş kaldıran yöneticiler size göre müslüman oluyor yani milleti sapıtıyorsunuz
selam kardeşim peki Allah ın kanunları yerine kendileri kanun cıkartan insan Tağut mudur deyilmidir ALLAH kanunları yerıne kendı kanunlarını cıkartan kişi Tağut mudur
Her şeyin bi sırası var
S.a .
İman iddiasında bulunanlara bak.onlar tağutun huzurunda muhakeme olmak istiyorlar..
Demek ki peygamberimizin zamanındada tağutlar varmış!?
Bunun ucun Allahin kanunlari yokki....Allah ogrunun elini kesin deyir ,bu insan el kesilmez deyir.o kecmisin kanunudur diyor
Belliki bir yerlerde memurluk yaptiginiz icin isinizden olmamak kaydi adina baya bir konuyu eveleyip gevelemissiniz herkes bildigi gibi yasasin bakalim nasil olacak o zaman siz soyleyin tagut kimlerdir belirtmek isterim 10 dkk sonra sohbetide dinleme geregi duymadim
Tağutun tanımı yanlış . tağut kendisine ibadet edilen herşeydir.
kadir zora Allahtan başka ibadet edilen her şeydir
Hocam; Tağut kavramını anlatırken keşke laikligin de tağut olduğunu değinseydiniz ana temayı atlayıp detaylara değindiğinizi gördüm Allah'ın el hakem esmasını düşünmeden açıklama yapmışsınız ama ben buradan söylüyorum laiklik, demokrasi, kominizm , T.C. anayasası vb. hepsi tağuttur...
Oraya hiç dokunmuyor yazik
Allah'ın hükmü dışında ,muhakeme eden bir hakim tağut değilmidir
İnkar mantıklı gelmir redd etmək dogrudur.İnkar nice edersin özüdə kim tagutu deyir demeli tagut var sadece redd etmek lazım
Kafanıza göre yorum yapıyorsunuz
Yorum zaten kafaya göre yapılır. Ayetleri sizden farklı anlamış olmamız gayet doğal.
haddi aşmak azgınlık demek ne demek allahın kanunu hiçe saymak ne demek sistemde nasıl izliyo maide 44 de oku istersen küfür bu işte siz çenenizi yormayin
Allah Kur'an da firavuna tagut demiştir Rablik iddia ettiği için.bunun sonucunda helak edilmiştir.
Cehalet mazeret değildir.iblis Allahı biliyordu ve azhınlık etti.ilk tağut odur.kafir oldu diyor ayette.
keşke yorumlara ayetleri yazsanız
:) tamemen akılcı yanaşmişsınız kurana göre değil hüseyin kemal güngöre göre tağutu açıklamışsınız.
ua-cam.com/video/5Mvd25ab0fI/v-deo.html
Allah razı olsun