01..07..40 1 HASET : BENDE YOK ONDA OLMASIN 2 BUHUL ; BENDE VAR ONDA OLMASIN 3 ŞUUH : ONUNKİ BENİM OLSUN 4 GIPTA : ONDA VAR BENDEDE OLSUN 5 SEHAVENT : BENDE VAR ONDADA OLSUN 6 İİSAAR ; BENİM DEĞİL ONUN OLSUN 7 CUUD : BENDE YOK ONDA OLSUN 8 FAKL : ONDA YOK BENDEDE OLMASIN SAĞOLUN VAROLUN SAYIN MEHMET HOCAM.....SOHBETLERİNİZDEN ÇOK AMA ÇOK YARARLANIYORUZ...RABBİM RAZI OLUR İNŞEALLAH...
''Âl-i İmrân Suresi - 78 . Ayet Onlardan bir grup, kitapta olmayanı ondan sanasınız diye kitabı okurken dillerini eğip bükerler ve Allah katından olmadığı halde, “Bu Allah katındandır” derler. Onlar bile bile Allah hakkında yalan uydurmaktadırlar.'' Ehl-i kitap’tan bazılarının, müslümanların Kur’an-ı Kerîm’e olan güvenlerini sarsmaya yönelik şaşırtma taktiklerine yer verilmiş ve onların gerçekte sadece kendilerini aldattıkları belirtilmişti. 78. âyette ise bir de kendi kitaplarındakileri yanlış aksettirmeyi hedefleyen bir şaşırtma taktiği uyguladıkları ve bile bile yüce Allah hakkında yalan uydurdukları bildirilmektedir. Müfessirler genellikle 78. âyetin bir kısım yahudiler hakkında olduğu kanaatindedirler. Kur’an-ı Kerîm’in birçok âyetinde yahudilerin Tevrat’ı aslî hüviyetine aykırı biçimde göstermek için değişik yollar denediklerine işaret edilir (bu yollar hakkında bk. Âl-i İmrân 3/ 3-4; özellikle “tahrîf” hakkında bk. Bakara 2/75). İşte bunlardan biri olan ve bu âyette belirtilen dili eğip bükme diye ifade edilen bu davranışın başka bir âyette (Nisâ 4/46) açıkça yahudilere nisbet edilmiş olması bu kanaati destekleyici niteliktedir. Âyette geçen bu deyim ağzı eğip bükerek okumak suretiyle metni anlaşılmaz veya yanlış anlaşılır hale getirmeyi ifade eder; ancak bunun icra tarzı hakkında farklı açıklamalar yapılmıştır. Zemahşerî, doğru şekli yerine tahrif edilmiş şeklini okumanın ya da kitapta olmayan ifadeleri ondakilere benzeterek okumanın kastedilmiş olabileceğini belirtir (I, 197). Kaffâl’den nakledilen bir yoruma göre, nasıl ki Arapça’da kelimelerin harekelerinde yapılan değişiklikle anlam değişikliği sağlanabiliyorsa aynı şeyin İbrânîce açısından düşünülmesi uzak ihtimal değildir. Yanlış bilginin ne olduğunu açıklarken ise müfessirler daha çok Ehl-i kitabın kendi kutsal kitaplarında özellikle Hz. Muhammed’in geleceğini ve onun sıfatlarını haber veren kısımları değiştirmeleri, anlaşılmaz hale ya da yanlış anlaşılacak bir şekle getirmeleri üzerinde dururlar. Bazı müfessirler de bu âyeti İbn Abbas’tan gelen şu rivayetin ışığında yorumlarlar: “Kıyamet gününde Allah’ın kendileriyle konuşmayacağı ve kendilerine bakmayacağı kimseler, Muhammed hakkındaki bilgileri karmaşık hale getiren bir kitap yazıp onu Hz. Muhammed’i anlatan kutsal kitaba karıştıran, sonra da: ‘İşte bu Allah katındandır’ diyenlerdir.” Bununla birlikte sonraki iki âyetin içeriği dikkate alınırsa burada, Ehl-i kitap’tan bir kısım din adamlarının Kitâb-ı Mukaddes’teki -“baba” kelimesinin “evrenin sahibi, koruyan, gözeten” anlamında olmak üzere yüce Allah hakkında kullanılması gibi- bazı mecazi ifadeleri çarpıtmalarından ve açıkça tek tanrı inancını ihlâl eden bir yola girmelerinden söz edildiği sonucu çıkarılabilir. “Kitapta olmayanı ondan sanasınız diye” ifadesiyle “Allah katından olmadığı halde, ‘Bu Allah katındandır’ derler” ifadesinin aynı anlama geldiğini ve ikincinin birinciyi teyit için olduğunu söyleyenler varsa da, konunun inceliklerine inen bilginler bunların arasındaki farkı şöyle açıklarlar: Kitapta olmayan her şey için “Bu Allah katından değildir” denemez; zira dinî hüküm kitapla sabit olabileceği gibi sünnet, icmâ ve kıyasla da sabit olabilir (Râzî, VIII, 108). Bu izahta dinî hükümlerin bilinmesi ve kaynaklardan çekip çıkarılması açısından İslâmî metodoloji ve terminolojiden yararlanılmışsa da, bunu şu şekilde anlamak uygun olur: Kutsal kitaba izâfeten yanlış bilgi veya izlenim vermeleri iki yönde cereyan ediyordu: a) Kitaptaki ifadeleri değiştirme, b) kitabı kendi kişisel arzularına ve eğilimlerine göre yorumlama. Kanaatimizce de konu yahudilerin ilâhî kelâma sadakatsizliklerini anlatan diğer Kur’an âyetleri ışığında incelendiğinde, bu iki ifade arasında böyle bir anlam farklılığının bulunduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca bu ayırım dikkate alındığında, âyette müslümanlara da şöyle bir ikazın bulunduğu düşünülebilir: Ehliyetsiz veya kötü niyetli kişilerin gerek hadis uydurmak gerekse nasları keyfî yoruma tâbi tutmak suretiyle “Bunlar Allah katındandır” iddiasında bulunabileceklerine ve dini aslî hüviyetinin dışına çıkarmaya çalışabileceklerine dikkat edilmelidir. Nitekim müslümanlar asırlar boyu bu tür menfur çabaların acı sonuçlarını görmüş, bunun sıkıntısını yaşamışlardır.
Allah razı olsun hocam bize kuranı anlayarak okumayı öğrettin anlamayanlarada anlama şuuru versin inşallah
Allah sizden razi olsun dəyərli hocam Mehmet Okuyan AZƏRBAYCAN
ALLAH SIZDEN RAZI OLSUN QIYMETLI HOCAM VAR OLUN
Allah senden bin kere razı olsun.. Müthiş bir hocasınız.. 🐾🌹
Mehmet okuyan hocamızdan Allah razı olsun
Hocam allah sizden razı olsun
Allah razı olsun! Ne güzel anlatıyorsunuz. Anneannem Samsunlu. Samsun u cok severim. Kıymetli Hocam nefesinize sağlık.🌹
Allah razı olsun..
Hocam iyiki sizi tanıdım
Alemin Kralı,Millet Adam görsün
01..07..40 1 HASET : BENDE YOK ONDA OLMASIN
2 BUHUL ; BENDE VAR ONDA OLMASIN
3 ŞUUH : ONUNKİ BENİM OLSUN
4 GIPTA : ONDA VAR BENDEDE OLSUN
5 SEHAVENT : BENDE VAR ONDADA OLSUN
6 İİSAAR ; BENİM DEĞİL ONUN OLSUN
7 CUUD : BENDE YOK ONDA OLSUN
8 FAKL : ONDA YOK BENDEDE OLMASIN
SAĞOLUN VAROLUN SAYIN MEHMET HOCAM.....SOHBETLERİNİZDEN ÇOK AMA ÇOK YARARLANIYORUZ...RABBİM RAZI OLUR İNŞEALLAH...
Haşr Suresinin 1_4. ayetlerinin 2. bölümün videosu yok.Arada kopukluk oluşturuyor.Koyarsanız sevinirim.
''Âl-i İmrân Suresi - 78 . Ayet Onlardan bir grup, kitapta olmayanı ondan sanasınız diye kitabı okurken dillerini eğip bükerler ve Allah katından olmadığı halde, “Bu Allah katındandır” derler. Onlar bile bile Allah hakkında yalan uydurmaktadırlar.'' Ehl-i kitap’tan bazılarının, müslümanların Kur’an-ı Kerîm’e olan güvenlerini sarsmaya yönelik şaşırtma taktiklerine yer verilmiş ve onların gerçekte sadece kendilerini aldattıkları belirtilmişti. 78. âyette ise bir de kendi kitaplarındakileri yanlış aksettirmeyi hedefleyen bir şaşırtma taktiği uyguladıkları ve bile bile yüce Allah hakkında yalan uydurdukları bildirilmektedir.
Müfessirler genellikle 78. âyetin bir kısım yahudiler hakkında olduğu kanaatindedirler. Kur’an-ı Kerîm’in birçok âyetinde yahudilerin Tevrat’ı aslî hüviyetine aykırı biçimde göstermek için değişik yollar denediklerine işaret edilir (bu yollar hakkında bk. Âl-i İmrân 3/ 3-4; özellikle “tahrîf” hakkında bk. Bakara 2/75). İşte bunlardan biri olan ve bu âyette belirtilen dili eğip bükme diye ifade edilen bu davranışın başka bir âyette (Nisâ 4/46) açıkça yahudilere nisbet edilmiş olması bu kanaati destekleyici niteliktedir. Âyette geçen bu deyim ağzı eğip bükerek okumak suretiyle metni anlaşılmaz veya yanlış anlaşılır hale getirmeyi ifade eder; ancak bunun icra tarzı hakkında farklı açıklamalar yapılmıştır. Zemahşerî, doğru şekli yerine tahrif edilmiş şeklini okumanın ya da kitapta olmayan ifadeleri ondakilere benzeterek okumanın kastedilmiş olabileceğini belirtir (I, 197). Kaffâl’den nakledilen bir yoruma göre, nasıl ki Arapça’da kelimelerin harekelerinde yapılan değişiklikle anlam değişikliği sağlanabiliyorsa aynı şeyin İbrânîce açısından düşünülmesi uzak ihtimal değildir. Yanlış bilginin ne olduğunu açıklarken ise müfessirler daha çok Ehl-i kitabın kendi kutsal kitaplarında özellikle Hz. Muhammed’in geleceğini ve onun sıfatlarını haber veren kısımları değiştirmeleri, anlaşılmaz hale ya da yanlış anlaşılacak bir şekle getirmeleri üzerinde dururlar. Bazı müfessirler de bu âyeti İbn Abbas’tan gelen şu rivayetin ışığında yorumlarlar: “Kıyamet gününde Allah’ın kendileriyle konuşmayacağı ve kendilerine bakmayacağı kimseler, Muhammed hakkındaki bilgileri karmaşık hale getiren bir kitap yazıp onu Hz. Muhammed’i anlatan kutsal kitaba karıştıran, sonra da: ‘İşte bu Allah katındandır’ diyenlerdir.” Bununla birlikte sonraki iki âyetin içeriği dikkate alınırsa burada, Ehl-i kitap’tan bir kısım din adamlarının Kitâb-ı Mukaddes’teki -“baba” kelimesinin “evrenin sahibi, koruyan, gözeten” anlamında olmak üzere yüce Allah hakkında kullanılması gibi- bazı mecazi ifadeleri çarpıtmalarından ve açıkça tek tanrı inancını ihlâl eden bir yola girmelerinden söz edildiği sonucu çıkarılabilir.
“Kitapta olmayanı ondan sanasınız diye” ifadesiyle “Allah katından olmadığı halde, ‘Bu Allah katındandır’ derler” ifadesinin aynı anlama geldiğini ve ikincinin birinciyi teyit için olduğunu söyleyenler varsa da, konunun inceliklerine inen bilginler bunların arasındaki farkı şöyle açıklarlar: Kitapta olmayan her şey için “Bu Allah katından değildir” denemez; zira dinî hüküm kitapla sabit olabileceği gibi sünnet, icmâ ve kıyasla da sabit olabilir (Râzî, VIII, 108). Bu izahta dinî hükümlerin bilinmesi ve kaynaklardan çekip çıkarılması açısından İslâmî metodoloji ve terminolojiden yararlanılmışsa da, bunu şu şekilde anlamak uygun olur: Kutsal kitaba izâfeten yanlış bilgi veya izlenim vermeleri iki yönde cereyan ediyordu: a) Kitaptaki ifadeleri değiştirme, b) kitabı kendi kişisel arzularına ve eğilimlerine göre yorumlama. Kanaatimizce de konu yahudilerin ilâhî kelâma sadakatsizliklerini anlatan diğer Kur’an âyetleri ışığında incelendiğinde, bu iki ifade arasında böyle bir anlam farklılığının bulunduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca bu ayırım dikkate alındığında, âyette müslümanlara da şöyle bir ikazın bulunduğu düşünülebilir: Ehliyetsiz veya kötü niyetli kişilerin gerek hadis uydurmak gerekse nasları keyfî yoruma tâbi tutmak suretiyle “Bunlar Allah katındandır” iddiasında bulunabileceklerine ve dini aslî hüviyetinin dışına çıkarmaya çalışabileceklerine dikkat edilmelidir. Nitekim müslümanlar asırlar boyu bu tür menfur çabaların acı sonuçlarını görmüş, bunun sıkıntısını yaşamışlardır.
.
Sunnetin zararlari ve çocuk haklari facebook ta.