Seçkin Sarpkaya'nın konuk olduğu kültür tarih kanalı yayını şurada ua-cam.com/video/_7OxFfm1B1s/v-deo.html Mehmet Berk Yaltırık'ın romanı ise Yedikuleli Mansur, İthaki yayınlarından çıktı.
33 ve sonrasında anlatılan hikayeyi üni yurdunda afgan arkadaşımdan dinledim ve "bizim köy ve ülke savaş bölgesi olduğundan çok fazla cin görüyoruz. Mutlaka ülkede her iki kişiden biri görmüştr." derdi. Hikayesi ise, babasının gece yarısı at arabası ile köye dönerken iki tarla arasındaki yolda yavru bir keçi görmüş. Köyden birisinin kaybettiğini düşünüp, sevip arabaya koymuş. O sırada atları fazlasıyla ürküp hiç hareket edememişler. Arabayı incelemek üzere indiğinde ise tekerlerin neredeyse yarısına kadar toprağa saplandığını farketmiş. Dönüp de keçiye baktığında kıpkırmızıgözleriyle kendisini izlediğini görmüş. Hemen arabadan atmış yavruyu ve atlar o anki korku ve kurtulmuşlukla hızlıca köye kadar gelmiş. Benzer birçok hikaye dinledim. Mehmet Bey'in kendisine yazamadığımdan buraya not düştüm :D
Bizde de anlatılan bir hikaye var: 5-6 nesil kadar önce bizim büyük dedelerden biri gece yolda alkarılarının düğününe denk geliyor ve yanındaki çuvaldızla gelini yakalayıp, eve getiriyor. Gün boyu çalıştırıyor, hamur açtırıyor vs. Akşam diğerleri “emaneti almaya geldik” diye geliyorlar. Dede de anlaşma yapıyor. 7 kuşak bizim aileye dokunmayacaksınız, bir de alkarısının üstünde bir kuşak varmış, onu alıyor, bunun bulunduğu eve girmeyeceksiniz diye. Sonra dede çuvaldızı çıkardığı gibi bunlar kayboluyor. O kuşak hala duruyor bizde şu an. Ve doğum yapanın evine gönderiliyor
Dinlerken köy anılarım aklıma geldi. Henüz genç yaşta ve çok tuhaf davranışlı bir uzak akrabamız vardı, her gece sinir krizleri eşliğin de evinden kaçardı, akrabalar ve komşularla beraber geceleri çıkar ve patikalar da, çalılıklar da onu arardık. Dedemin anlattığına göre genel de mezarlıkta yatarken bulurlardı, bir keresin de sinir krizi hepimizi korkuttu, bağırarak insansütü bi hızda fındıklığa doğru bayır aşağı koşuyordu, korkudan kulaklarımı ve boynumu kapatmıştım. Dikenli bir yol ve çalılık bir yol vardı, o dikenli yoldan koşmuştu, ve koşarken de onu kurtarması için enişteme adıyla haykırıyordu, çığlığını hatırladıkça hala tüylerim ürperiyor. En sonunda ellerinde fenerlerle koşturan köylü kalabalığı adamı derenin orada buldu, kendi kendine ağlayıp gülüyor ve dans ediyordu. Ananem, hocaya gittiklerini ve adamın 15 tane perisi olduğunu söylemişti, çok saçma geldi, fakat yine de gördüklerim yüzünden korkunçtu. Aradan yıllar geçti ve hocalara akıtılan nir kaç milyar sonrası adam iyileşti, şuan da evli ve çoluk çocuğu var. Fakat yıllar önce o karanlıkta, kendi isteği dışında birşeylerin onu "koşturduğu" ve canını yaktığı geceyi asla unutamayacağım.
Cs hanım ablacığım öncelikle bu keyifli ve korku dolu ( bilhassa gece vakti ve Afrika gibi zaten korkunç bir yerde izlendiğinde) yayın için size ve Mehmet beye çok teşekkür ederim bundan bir kaç yıl evvel köye gittiğimde dini eğitim almış olmam sebebiyle amca kızımın şöyle bir isteğiyle karşılaştım ineklerinin kuyruğunun kırıldığını ve bir dua okumamı istediler ben bir veteriner hekim tarafından muayene ve tedavi edilmesi gerektiğini söyledim ve şifa için evvela madden yapılabilecek her şey yerine getirildikten sonra manevi hususlara geçilmesini ifade ederek bu işin içinden sıyrıldım fakat bu hadise beynimde şimşekler çakmasına sebep oldu zira çocukken duyduğum ve bizzat gördüğüm bazı hadiseleri ne dini ve ne de ilmi bir temele oturtamayacağımı farkettim şöyle ki bizim köyde uzun zaman yağmur yapmadığında bir fakıya (fakih kelimesinden bozma)veya hocaya gidilir ve bir at kafatası üzerine bazı yazılar (muhtemelen ayetler) yazılır ve bu kafatası bir iple dere olur Pınar olur her hangi bir su kaynağına daldırılır ve bir ağaca veya kazığa sıkıca bağlanırdı ne kadar acayiptir ki bu tatbikattan 10-15 dakika gibi kısa bir müddet sonra gökyüzünde bulutlar toplanır ve bir sağanak sökün ederdi bu yağmura teşekküren aile büyüklerimiz şükür namazı kılar ve yağmurun kafi olduğuna kanaat ettiklerinde biri gider ve o kafatasını sudan çıkarır ve tavan arasına bir dahaki sefere kullanılmak üzere saklardı eğer ki sudan çıkarılmaz veyahut da bir sebeple suya kapılırsa yağmurun asla dinmeyeceği ve büyük bir sel felaketinin yaşanacağına inanılırdı yine dağda davar kalırsa onu kurttan muhafaza için bir fakıya gidilir ve o bir ipe bazı dualar okunarak kurtun ağzı bağlatılır ve bu şekilde o kurtun davarı yiyemeyeceğine itikat edilirdi davar eve dönünce de kurtun açlıktan ölmemesi için fakıya tekrar gidilir ve bağ çözülürdü yani bizim köyde şu şekilde bir konuşma duymanız pek muhtemeldi -ede bağan harada?(kardeş baban nerede) Hacı veli hösüne (Hüseyin’e) gurt ağzı bağlatmaya getti Şu hadiselerin hiçbirinin ne islamla ne de fenle doğrudan alakası Yok bunlar tengrici türklerin din adamları olan kamların tatbik ettiği bazı sağaltma,muhafaza ve sihirbazlık usullerin islama uydurulmuş şekillerinden başka bir şey değil Oooo ne dolmuşum be okuduğunuz için sağolun😊
Esma BAŞAR şirk demek ağır olur belki ama bence günah ama halk bunu adeta dinin hocalığın fakılığın bir cüzü gibi görüyor ve inanıyor nasıl ki dede korkut hikayeleri Oğuz’ların müslüman oluşuyla birlikte İslami bir şekil almışsa bu adetler de aynı şekilde dinin bir parçası gibi olmuş insanlara bilhassa cahil insanlara bunu anlatmak imkansız
Merhabalar. Şahane bir öykünüz var. Hatırladığıniz başka uygulama yada ritüeller var mı. Bölge olarak ülkemizin neresinden bu anlatılar? Bende ilahiyatçıyım. Ve doğrusu memorat toplamaya bayılıyorum. Efsanelerden çok farklılar. Hele özel bir ritüel barindiriyorsa çok daha ilginç. Şimdiden teşekkürler 🌸
Ya sen nasil bir kadinsin .Herseyin kaynagini detay detay veriyorsun , videolarinda konuk ettigin insanlarda ayni sen gibi dolu dolu ,belgeli seylere belgeli diyorsun kaynak veriyorsun, soylenti seyler hakkindaki fikirlerini anlatirken neye dayanarak o dusuncede oldugunu soyluyorsun .Yemin ederim bu kanala gelip gidip bilgileri emikleyip gidiyorum diye ve hic katkim olmuyor likelamaktan ve buldugum insanlara tavsiye etmekten baska diye eger tam kafami veremediysem anlatilana acip acip tekrar dinliyorum hakkini vereyim emegin diye . Yorulmuyorum dinlerken .Ilber Ortaylinin kulaklati cinlasin dicem .Belki emekleri yenmez ama oyle ust notadan anlatiyorlar ki o kusak, ben en iyisi cahilligimle oturayim bu islere hic bulasmayayim dedirtiyorlar .
hayatima cok farkli bir kalite kattiginiz icin tekrar tekrar tesekkür etmek istiyorum, son zamanlar twitch‘ten yayina katilamiyorum ama sürekli bos zamanlarimda videolarinizi izliyorum. hakkinizi ödemek gercekten imkansiz. daha önce hic türklügümle irtibata girmek istememistim ve bir alman olarak benim icin bir biyolojik türk olmam bir sakinca gibiydi, ama sayenizde türk tarihine, edebiyatina ve kültürüne sevgi dolu duygular hissetmeye basladim. cok mutluyum.
Babaannem rahmetli, amcasının periyle evli olduğunu ve çocuklarını ,karısını bir tek kendisinin gördüğünü, onun cok kıskanç olduğunu anlatırdı. Amcanın el içine karışmadığını bu kıskançlık sebebiyle anlatıp dururdu ve bu bir kültür ibaresiymiş inanamıyorum 😎 çok hoşuma giderdi dinlemek.
Uzman tarihcinin uzman tarihciye Memo diye hitap ettiği dünyanın en samimi tarih programı, seviliyorsunuz leydi cs ve yaltirik hocam sanırım elimdekiler bitince hemen sizin kitaplara geçeceğim
Tıp fakültesi son sınıf öğrencisiyim; "porfiria" hastalığını derslerde işlerken hocalarımız vampirlerin esinlenildiği hastalık budur demişlerdi. Özetle doğuştan kansızlık çeken ve güneşe çıkınca derilerinde yanıklar olan bir hastalık. Sizin için önemi olur mu bilmiyorum ancak paylaşmak istedim. Videolarınızı severek takip ediyorum, emeğinize sağlık. İnşallah Mehmet Berk Yaltırık ile başka yayınlar da açarsınız.
Benim eski oda arkadaşımda bu vampirimsi hastalık vardı ama teşhisi kendi koymuştu. Bahsettiği hastalıkta güneşe çıkmaktan nefret ederler, eti, dişi kanı çok severler, sadece abur cuburla beslenmeye çalışır, yürüyüşü düzgün değil, koşunca çok hızlı, tırnak uzatmayı çok sever, hayvan sevmez, bu saydığı tüm özellikleri barındırıyordu.
@@atahanderici ben anlamadım bu hastalık bu kadar mı etkili yani kandan hoşlanması ve tırnak uzatmayı sevmesi hastalığıyla ilişkili mi, misal nörolojik komplikasyonlardan söz ediyordu okuduğum yazı bu komplikasyonlardan kasıt hayvan sevmeme falan mı? Bu arada arkadaşınız sizce korkutucu muydu
12 sene önce ilkokuldayken arkadaşım anlatmıştı, Kanlıgelin'ın olduğu ve yıkılmış bir eve gidip kanlı tahtaları sildik diye. Tekrar tekrar kanlanıyordu her gün demişti. O zaman korkmuştuk hala sabah namazı vakti su doldururken arkama bakarım :D
1 yıl sonra bile birini korlutmayı başardın şu an gece 01:23 ve ben korktum hem de evde 11 benle aynı odada 4 kişi olmasına rağmen birde bağ evindeyiz annemler dayımlar anneannemler kuzenler falan ben gece çok uyanırım burada zaten gece çok köpek ulur ayrıca yer yatağında yattığım için extra korktum sağol tuvalet dışarıda olduğu çişe kalksam göt korkusundan gidemeyeceğim onu bunu geçtim tam arkamda ayna var
UA-cam'da,twich'te dolaşıp böyle tarihi bilgi,tarihi korku videoları,yayınları arardım son zamanlarda siz ve bi kaç güzel kanal çıktı veya ben buldum nasıl mutluyum anlatamam bildiğimi sandığım şeyleri öğrendim yeni şeyler öğrendim siz ve Mehmet Berk Yaltırık abi ve nicelerinize teşekkürler (güzel tarih kitabı arıyodum mehmet abinin kitabını alacağım)
Obur artvin de de var ama daha farklı şekilde anlatırlar ; Oburi: Hortlağın bir benzeridir. Bazı insanların öldükten sonra kırk güne kadar mezardan çıktıkları ve geceleri bağırarak insanları rahatsız ettikleri anlatılmaktadır.
Annemle babamda Edirne'nin 2 ayrı köyünden biri uzun köprünün köylerinden diğeri'de İpsala sınır köyünden sayısız define ve cin hikayeleri var halada yerin altından gömü bulanlar çıkıyormuş, annemin çocukluk arkadaşı bir gömüye rastlamış, köprü altında dere kenarında bir küp altın gibi bir şey, sonra çocuklarına çıkartmış kullanmışlar parayı evlendirmiş çocuklarını ondan sonra tüm torunları ölü doğmuş (4-5 civarı), gömüleri koruyan cinler olduğu için oldu derdi annem. Birde köy korkulmayacak gibi bir yer değil bir sokak düşünün tek katlı kerpiç evler (tahta kapılı ) yan yana, önlerinde tek bir yol ve birbirinden uzak sarı sokak lambaları, arkaları ufka kadar tarla ve orman sokağın bir ucunda sokaktan daha büyük mezarlık lambasız ağaçlarla kaplı evine 200 metre yakında, insanın korkmaması için imkansız yazları köye gittiğimde uyuyamıyordum mezarlıklarda yılanlar gelip evlere giriyordu 12 yaşındayken veya önce senelerde televizyon izlerken eve yılan girdi kırmızı siyah ve beyaz şeritli halıda durdu ben babama bağırdım adam geldi hiçbir şey olmamış gibi yılanın kafasını bezle tuttu evin 10 metre önündeki samanlığa attı Edirne anlatılmaz yaşanır denilecek bir yer.
Mutfakta yemek yerken izliyodum annem de yanımdaydı yozgatlıyız congolosu duyunca aa onlar nerden biliyo dedi kendisi 45 küsür yaşında sordum kışın çıkarlar derlerdi dedi sürekli büyüklerimiz bak congolos gelir derlerdi dedi. Onun dışında zaten ben de ananemden olsun annem teyzelerim yengelerim olsun bol bol farklı köy hikayeleri dinledim çocukluğumdan beri. Memlekete gittiğimizde büyükler gece sohbet ederken uyumaz yanlarında dururduk köy tarzı korku hikayeleri anlatılırdı hep kendileri veya akrabaları yaşamışcasına hem korkardık hem hoşumuza giderdi. Ananemin kuzenleri soba başında toplayıp masal anlatır gibi anlattığını bilirim. Mesela dayımın küçükken evlerinde sürekli gördüğü ona gülümseyen uzun saçlı gelin kız ya da annemin babaannesinin tandırda pişirdiği ekmeklerin o yokken düzlenip katlanması ve şişesinin sütle ya da suyla tam hatırlamıyorum dolması ve bi gün bunu yapan kişiyi görmesi , köy kıyafetli bir gelin ve gördükten sonra hikmetinin kaybolması ve bidaha gelmemesi. Yengemin küçükken evinin önünde geceleri gördüğü asker kıyafetli varlık.Ananemin akrabasının köyde baktığı köpeğin geceleri ortadan kaybolması ve sahibinin gece nereye gidiyo bu diye takip ettiğinde cine dönüşüp diğer cinlerle halay çektiğini görmesi:D halay çeken cinlerde köylü kadınların kıyafetlerini giyiyolarmış bu yüzden kıyafetleri gece katlamak gerekirmiş yoksa gece cinler giyermiş vs vs sürüsüyle hikaye. Hatta ananemin erkek kardeşinin kamyonu çalınmış ve bulunamayınca çareyi cinci kadına gitmekte bulmuşlar bu kadın turgut özaldı sanırsam onun devletin cincisi diye atayıp evinin çevresini korumaya aldığı biriymiş güya ve o kadın kamyonu şu şu yerde şu şekilde bulucaksınız demiş gerçekten de öyle bulmuşlar bunun gibi sürüsüyle hikaye oralarda bunlar bitmez :D
Tarih Obası Kendisine ilettim mutlu oldu onunda sizlere selamı var. Çocukluğumuzdan gelen bir etki sanırım ablam da ben de korku temalı fimleri hikayeleri izlemeyi araştırmayı çok severiz. 6altı serisini ve bu tarz içerikli videolarınızı çook keyifle izliyorum biz asıl size teşekkür ederiz :)
Mehmet Berk hocam süper anlatıyor yahu. Gece devriye atarken dinledim videoyu valla tırsmamak elde değil. Ceren hocam bu güzel video için teşekkürler :)
Harika bir video olmuş; bahçede kürek kazma bırakmamak, yastığın altına bıçak koymak, musibete uğrayınca kurtulmak için bir şeyi ters çevirmek(çamaşırı ters giymek vb) hâlâ devam eden bizzat şahit olduğum uygulamalar. Bunların kökenini öğrenmek çok güzel.
Dedemin babası da Edirneli balkan gazisi, milli mücadele döneminde çetecilik yaparken akrabalarının olduğu köyün kuyusunda bir ay kadar saklanmak zorunda kalmış. Yıllar önce o köye giderek büyük dedemin saklandığı kuyuyu görmüştüm. Kurtuluş savaşından sonra Balıkesir'in bir köyüne yerleşiyor büyük dedem ve yerleştikleri köy evinin yanında bir kuyu var. Dedemin anlattığına göre babası sürekli bu kuyuda gelin görüyormuş. Gençliği savaş alanlarında geçmiş birinin yalan söylüyor olması hiç mantıklı gelmiyor. Bazen acaba çetecilik yaptığı dönemlerde saklanmış olduğu kuyudan dolayı mı bu kadar etkilendi farkında olmadan bilinç altında bir travmamı yaşadı bilinmez. Kuyularda görülen varlıklarla ilgili saysız hikayelerin olması da inanmaya itiyor beni.
Trakya'da hayalet gelin ve kuyu civarında görülen gelin motifi hayli yaygın. Ben birkaç farklı yerde rastladım. En ilginç gelen bu videoda anlattığımdı.
Gençliği savaşta geçmiş birinin yalan söylemesi neden mantıklı gelmesin ki ikisi çok alakasız. Üstelik travmatik bir yaşam buna kolaylıkla yol açabilir. Belki yalan değil ama bu hayale inanmış olabilir
Annemin ilk 4 çocuğu doğduktan sonra damaklarında çiban tarzı bir şey çıkmış ve ölmüşler. Nasıl tam bilmiyorum ama bir kadın çocukların damağına şeker bas demiş. Bir şey daha yap demiş de tam hatırlamıyorum. En sonunda şuan en büyük ablam yaşamış. Daha sonra bir küçüğü yaşamış ve çiban gibi şey çıkmamaya başlamış.
Tom Robbins Parfümün Dansı romanını verdiğim Boşnak kız arkadaşım, köylerinin sonuna giden yolun U yapıp döndüğünü ve U yaptığı yerde yalnız kadınlara tecavüz eden bir teke olduğunun anlatıldığını söylemişti. Pagandan Müslümana harika bir geçiş
Bu arada çarşanba karısından kuyu kızından bassetmemişsiniz çarşanba karısı çarşanba günü evinizi kirli bırakırsanız ocağınızın başına gelen saçları yüzünü kapatmış bir varlık ocak başında oturur ve gitmez aileye sıkıntı verir yeni gelinleri korkutmak ve evlerini temiz tutmasını sağlamak için yaşlı kadılar ve kaynanalar tarafından yeni gelinlere anlatılırmış babannem anlatmıştı hatta saçlarımın önü çok uzadığında arnımı ve gözkerimi kapattığında babannem bana bu ne hal çarşanbaya dönmüşsün demişti😂😂 kuyu kızıda çocukların kuyudan uzak durması için anlatılır içine düşmesinler diye çocuklara denir ki kuyu ya yaklaşma yoksa seni kuyu kızı içine alır
Annemlerden duyduğum Piravuk isimli bir yaratık vardı. Bizimkiler adıyamanlı; ben biraz araştırınca Pirabok gibi karşılıklarla diyarbakır, mardin bölgelerinde de geçtiğini gördüm. İnternette çok bilgi kirliliği var fakat Al karısıyla paralel yanları olmakla birlikte, bizimkilerden duyduğum şey ise dağlarda yaşayan insansılar şeklindeydi. Pirin kürtçe yaşlı demek olduğunu hatırlıyorum, avuk/abok'un tam karşılığını bilemiyorum fakat dağda yaşayan yaşlı kadın şeklinde de tasvirlerini duymuştum. Söylediğim gibi, çok fazla bilgiye erişemediö ben fakat eğer hoca bey bir şeyler biliyorsa bu konuda da bilgilendirmesini çok isterim.
Birgün annem ben babam kıxım sofrada yemek yiyoruz. Babam tansiyon annem şeker hastası babam makedon anam trakyalı.😊şimdiiii ikiside hiç yemeklerine dikkat etmez herseyi yer anam 75 babam 85 yasında tabi yine sofrada kavga yersin yemessin yemee yok sen dahaçok yiyon felan derken Anam babama dediki, kızdı tabii yiyon yiyon sonra o gözler fanfir ( vampir)gibi bakıyooo😂😂 babamda anama baktı baktı senn yemeden tipin aynı Draguleye (Drakula)😂benziyo dedi ben hiç olmassa yersem fanfir oluyorum😂😂 gülmekten masanın altına düştüm hiç unutmuyorum şimdi sizi dinleyince aklıma geldi paylaşmak istedim😁
Giresunluyum pek bilinmeyen cangoloz diye bi yaratık var bizde de dedem anlatırmış babama kışın gelir evin kapısından camından birinin adını söyler alır gidermiş onu kaybolma bulunma olaylarıda oluyormuş
UA-cam Kanalı Konukları çok bilgili-kaliteli olduğu kadar,Yorumlara bakıyorum da Takipçilerde gayet parlak...Herkese tavsiye Edip kaliteyi düşürmeyelim bence :))
Dinledikce kulturumuzde bunlari hep bildigimizi harkediyorum. Alakasiz ama dogaya inanisin bir parcasi oldugunu dusundugum bir seyi soyleyim. Annem bizi yikadiktan sonra son suyu dokerken "ag das kara das yavrumun agrisini acisini al da as" derdi kelime-i sahadetten once.
Harika bir program olmuş tebrik ederim, bunu izleyen gençler ne kadar farkındalar bilmiyorum ama çok şanslı bir devirde yaşıyorlar, yapmaları gereken tek şey aptal içerikler yerine bu tarz içeriklere ulaşmaları, en bilgiye aç olduğum zamanlarda eski devlet kütüphaneleri ve "Wap" denilen kısır internet ağında cebelleşmemi hatırlarım, çayımı içerken böyle bir içeriğe ulaşmak filan ancak hayal olabillirdi.
Mısır'da da köklü aileler çocuklarına isim verirken bilmem kaç nesil önceki dedelerinden başlayarak sırasıyla isim koyuyorlarmış. Mısırlı bir arkadaşım anlatmıştı, senin kaç ismin var diye sordum, benim 29 ismim var dedi. Sayabilir misin diye sordum, hepsini sayamam da, büyük çoğunluğu Ahmed, Muhammed, Ahmed, Muhammed diye gidiyor demişti.
Bu kocakarı ilacı veya dua ile hastalığa tedavi bulma olayları hep ilgimi çekmiştir. Anlatılana göre benim babaannem de yılancık hastalığına okuyup melhem yaparak geçiriyormuş ama hiç şahit olmadım babaannem ben çok küçükken öldü ama babamda eğitimli insandır nasıl olur diye sorduğumda onun da kafasında tam olarak anlamadığını fakat şahit olduğu için inandığını fark ettim. Daha sonra amcam ameliyat oldu ameliyat olduğu yerde sürekli iltihap oluyordu meğer küçükkende olmuş doktorlar bir çare bulamamış yine bi kocakarıya gitmişler o köstebek hastalığı demiş iyi etmiş. yine doktor çare bulamayınca babamlar köstebek olmasın filan dediler bende içimden geçiriyorum ya doktor bulur bi çare olmadı fakülteye gideriz filan derken babam amcamı aldı o eskiden götürdüklri kadına götürdüler. amcam geldiğinde iltihap geçmişti hala inanmakta zorluk çekiyorum .
Halkbilimciler bu mevzuları "halk hekimliği" başlığı altında inceliyor. Bu gibi çokça uygulama var Anadolu'nun her yerinde. İşe yaramasına şaşırmadım şahsen :)
Cin yerine üç harfli denmesini Harry Potter serisinde Voldemortun adını söylemeyip "kim oldugunu bilirsin/you know who" demelerine benzettim. J.K. Rowling sen yok musun sen okumuş bizim kültürü hemen haa ben bunu kullanırım demiş :d
Seçkin Sarpkaya'nın konuk olduğu kültür tarih kanalı yayını şurada ua-cam.com/video/_7OxFfm1B1s/v-deo.html
Mehmet Berk Yaltırık'ın romanı ise Yedikuleli Mansur, İthaki yayınlarından çıktı.
Memlük devletinin gerçek adını da söyleyelim: "Türkiya"
Tarih Obasi Hanim: Viking Turku musunuz?:)
33 ve sonrasında anlatılan hikayeyi üni yurdunda afgan arkadaşımdan dinledim ve "bizim köy ve ülke savaş bölgesi olduğundan çok fazla cin görüyoruz. Mutlaka ülkede her iki kişiden biri görmüştr." derdi. Hikayesi ise, babasının gece yarısı at arabası ile köye dönerken iki tarla arasındaki yolda yavru bir keçi görmüş. Köyden birisinin kaybettiğini düşünüp, sevip arabaya koymuş. O sırada atları fazlasıyla ürküp hiç hareket edememişler. Arabayı incelemek üzere indiğinde ise tekerlerin neredeyse yarısına kadar toprağa saplandığını farketmiş. Dönüp de keçiye baktığında kıpkırmızıgözleriyle kendisini izlediğini görmüş. Hemen arabadan atmış yavruyu ve atlar o anki korku ve kurtulmuşlukla hızlıca köye kadar gelmiş. Benzer birçok hikaye dinledim. Mehmet Bey'in kendisine yazamadığımdan buraya not düştüm :D
Bizde de anlatılan bir hikaye var: 5-6 nesil kadar önce bizim büyük dedelerden biri gece yolda alkarılarının düğününe denk geliyor ve yanındaki çuvaldızla gelini yakalayıp, eve getiriyor. Gün boyu çalıştırıyor, hamur açtırıyor vs. Akşam diğerleri “emaneti almaya geldik” diye geliyorlar. Dede de anlaşma yapıyor. 7 kuşak bizim aileye dokunmayacaksınız, bir de alkarısının üstünde bir kuşak varmış, onu alıyor, bunun bulunduğu eve girmeyeceksiniz diye. Sonra dede çuvaldızı çıkardığı gibi bunlar kayboluyor. O kuşak hala duruyor bizde şu an. Ve doğum yapanın evine gönderiliyor
@@fatmanurcebar siz kaçıncı kuşaksınız
10 dislike ipliğini pazara çıkardığımız ecinniler asdfghjkl
Puahqhahahhaha 😂😂😂😂😂 kitaplarin adini not etmeye geldim yarin bisiler alicam diye .yorumu gordum koptum 😂😂😂
Diss de atarmış benim ablam
Yayını beğendim ama güçlü olan safı seçiyorum, aramı açamam. +1 dislike benden.
Abla sen bu işi biliyorsun
abla dislike atanlar muhtemelen like atacaktı, korkudan elleri titrerken dislike attılar :D
Belki de aslında herkes CS dir ve kılık değiştiriyordur...
O göbeği gizleyemezsin abam
Herkes biraz Kazım avvey, kerkes biraz Kutsi
Dinlerken köy anılarım aklıma geldi. Henüz genç yaşta ve çok tuhaf davranışlı bir uzak akrabamız vardı, her gece sinir krizleri eşliğin de evinden kaçardı, akrabalar ve komşularla beraber geceleri çıkar ve patikalar da, çalılıklar da onu arardık. Dedemin anlattığına göre genel de mezarlıkta yatarken bulurlardı, bir keresin de sinir krizi hepimizi korkuttu, bağırarak insansütü bi hızda fındıklığa doğru bayır aşağı koşuyordu, korkudan kulaklarımı ve boynumu kapatmıştım. Dikenli bir yol ve çalılık bir yol vardı, o dikenli yoldan koşmuştu, ve koşarken de onu kurtarması için enişteme adıyla haykırıyordu, çığlığını hatırladıkça hala tüylerim ürperiyor. En sonunda ellerinde fenerlerle koşturan köylü kalabalığı adamı derenin orada buldu, kendi kendine ağlayıp gülüyor ve dans ediyordu. Ananem, hocaya gittiklerini ve adamın 15 tane perisi olduğunu söylemişti, çok saçma geldi, fakat yine de gördüklerim yüzünden korkunçtu. Aradan yıllar geçti ve hocalara akıtılan nir kaç milyar sonrası adam iyileşti, şuan da evli ve çoluk çocuğu var. Fakat yıllar önce o karanlıkta, kendi isteği dışında birşeylerin onu "koşturduğu" ve canını yaktığı geceyi asla unutamayacağım.
Cs hanım ablacığım öncelikle bu keyifli ve korku dolu ( bilhassa gece vakti ve Afrika gibi zaten korkunç bir yerde izlendiğinde) yayın için size ve Mehmet beye çok teşekkür ederim bundan bir kaç yıl evvel köye gittiğimde dini eğitim almış olmam sebebiyle amca kızımın şöyle bir isteğiyle karşılaştım ineklerinin kuyruğunun kırıldığını ve bir dua okumamı istediler ben bir veteriner hekim tarafından muayene ve tedavi edilmesi gerektiğini söyledim ve şifa için evvela madden yapılabilecek her şey yerine getirildikten sonra manevi hususlara geçilmesini ifade ederek bu işin içinden sıyrıldım fakat bu hadise beynimde şimşekler çakmasına sebep oldu zira çocukken duyduğum ve bizzat gördüğüm bazı hadiseleri ne dini ve ne de ilmi bir temele oturtamayacağımı farkettim şöyle ki bizim köyde uzun zaman yağmur yapmadığında bir fakıya (fakih kelimesinden bozma)veya hocaya gidilir ve bir at kafatası üzerine bazı yazılar (muhtemelen ayetler) yazılır ve bu kafatası bir iple dere olur Pınar olur her hangi bir su kaynağına daldırılır ve bir ağaca veya kazığa sıkıca bağlanırdı ne kadar acayiptir ki bu tatbikattan 10-15 dakika gibi kısa bir müddet sonra gökyüzünde bulutlar toplanır ve bir sağanak sökün ederdi bu yağmura teşekküren aile büyüklerimiz şükür namazı kılar ve yağmurun kafi olduğuna kanaat ettiklerinde biri gider ve o kafatasını sudan çıkarır ve tavan arasına bir dahaki sefere kullanılmak üzere saklardı eğer ki sudan çıkarılmaz veyahut da bir sebeple suya kapılırsa yağmurun asla dinmeyeceği ve büyük bir sel felaketinin yaşanacağına inanılırdı yine dağda davar kalırsa onu kurttan muhafaza için bir fakıya gidilir ve o bir ipe bazı dualar okunarak kurtun ağzı bağlatılır ve bu şekilde o kurtun davarı yiyemeyeceğine itikat edilirdi davar eve dönünce de kurtun açlıktan ölmemesi için fakıya tekrar gidilir ve bağ çözülürdü yani bizim köyde şu şekilde bir konuşma duymanız pek muhtemeldi -ede bağan harada?(kardeş baban nerede)
Hacı veli hösüne (Hüseyin’e) gurt ağzı bağlatmaya getti
Şu hadiselerin hiçbirinin ne islamla ne de fenle doğrudan alakası Yok bunlar tengrici türklerin din adamları olan kamların tatbik ettiği bazı sağaltma,muhafaza ve sihirbazlık usullerin islama uydurulmuş şekillerinden başka bir şey değil
Oooo ne dolmuşum be okuduğunuz için sağolun😊
Hocam bu anlattığınız fakının yaptırdıkları büyü, şirk değil midir?
Esma BAŞAR şirk demek ağır olur belki ama bence günah ama halk bunu adeta dinin hocalığın fakılığın bir cüzü gibi görüyor ve inanıyor nasıl ki dede korkut hikayeleri Oğuz’ların müslüman oluşuyla birlikte İslami bir şekil almışsa bu adetler de aynı şekilde dinin bir parçası gibi olmuş insanlara bilhassa cahil insanlara bunu anlatmak imkansız
Tugrul Tekin eski Türk dinlerinden kalma adetler yani hocam. Teşekkürler ilginiz için, iyi günler dilerim.
Merhabalar. Şahane bir öykünüz var. Hatırladığıniz başka uygulama yada ritüeller var mı. Bölge olarak ülkemizin neresinden bu anlatılar? Bende ilahiyatçıyım. Ve doğrusu memorat toplamaya bayılıyorum. Efsanelerden çok farklılar. Hele özel bir ritüel barindiriyorsa çok daha ilginç. Şimdiden teşekkürler 🌸
Ya sen nasil bir kadinsin .Herseyin kaynagini detay detay veriyorsun , videolarinda konuk ettigin insanlarda ayni sen gibi dolu dolu ,belgeli seylere belgeli diyorsun kaynak veriyorsun, soylenti seyler hakkindaki fikirlerini anlatirken neye dayanarak o dusuncede oldugunu soyluyorsun .Yemin ederim bu kanala gelip gidip bilgileri emikleyip gidiyorum diye ve hic katkim olmuyor likelamaktan ve buldugum insanlara tavsiye etmekten baska diye eger tam kafami veremediysem anlatilana acip acip tekrar dinliyorum hakkini vereyim emegin diye . Yorulmuyorum dinlerken .Ilber Ortaylinin kulaklati cinlasin dicem .Belki emekleri yenmez ama oyle ust notadan anlatiyorlar ki o kusak, ben en iyisi cahilligimle oturayim bu islere hic bulasmayayim dedirtiyorlar .
Çok teşekkürler, utandırdınız ^^
içimdekileri dökmüş
ve ben female cs yi bu sene tanıdığım için pişmanım
@@yusufselimciftci4174 Hicbir sey icin gec degil 😁 Aradaki farki 4 gunluk disari cikma yasaginda kapatabilecegine inaniyorum 😁
@@ozlemo9624 sınavıma çalışıyorum :(
hayatima cok farkli bir kalite kattiginiz icin tekrar tekrar tesekkür etmek istiyorum, son zamanlar twitch‘ten yayina katilamiyorum ama sürekli bos zamanlarimda videolarinizi izliyorum. hakkinizi ödemek gercekten imkansiz. daha önce hic türklügümle irtibata girmek istememistim ve bir alman olarak benim icin bir biyolojik türk olmam bir sakinca gibiydi, ama sayenizde türk tarihine, edebiyatina ve kültürüne sevgi dolu duygular hissetmeye basladim. cok mutluyum.
Babaannem rahmetli, amcasının periyle evli olduğunu ve çocuklarını ,karısını bir tek kendisinin gördüğünü, onun cok kıskanç olduğunu anlatırdı. Amcanın el içine karışmadığını bu kıskançlık sebebiyle anlatıp dururdu ve bu bir kültür ibaresiymiş inanamıyorum 😎 çok hoşuma giderdi dinlemek.
Büyük psikolojik sorun olduğunun işareti. Tabii döneme göre anlaşılmamış şeylere anlam yüklemekle de ilgili.
@@user-qs4km5gd4r tabi tabi bilimsel açıdan bakılırsa muhakkak bir psikolojik sorun. Ama köylünün değerlendirmesi bu şekilde.
Bu gibi inançlar psikolojik sorunların nadiren işaretidir. İnsanın dünyayı hikayelerle anlamak ve anlatmak istemesiyle ilgili.
Mehmet Hocam inanılmaz bir adammış. Tanıdığıma çok memnun oldum. Çok keyifliydi yayın, kendisine çok teşekkürler katıldığı için.
Çakma fesli tarihçilerin karşısında gerçek fesli tarihçilerin yanındayız. Mehmet abi için kurşun atar kurşun yeriz:)
keşke böyle insanlarla oturup muhabbet edebilsem.. Tarih güzel şey..
Ben ettim
Uzman tarihcinin uzman tarihciye Memo diye hitap ettiği dünyanın en samimi tarih programı, seviliyorsunuz leydi cs ve yaltirik hocam sanırım elimdekiler bitince hemen sizin kitaplara geçeceğim
Fotoğraftan soldakini Bıyık takip fes giymiş CS sandım :D
Ben de asaddgcjnlvd
cs neeeeeeeeeeeee
@@barismalta can sungur. Ceren sungur un eşi
Tıp fakültesi son sınıf öğrencisiyim; "porfiria" hastalığını derslerde işlerken hocalarımız vampirlerin esinlenildiği hastalık budur demişlerdi. Özetle doğuştan kansızlık çeken ve güneşe çıkınca derilerinde yanıklar olan bir hastalık. Sizin için önemi olur mu bilmiyorum ancak paylaşmak istedim. Videolarınızı severek takip ediyorum, emeğinize sağlık. İnşallah Mehmet Berk Yaltırık ile başka yayınlar da açarsınız.
Benim eski oda arkadaşımda bu vampirimsi hastalık vardı ama teşhisi kendi koymuştu. Bahsettiği hastalıkta güneşe çıkmaktan nefret ederler, eti, dişi kanı çok severler, sadece abur cuburla beslenmeye çalışır, yürüyüşü düzgün değil, koşunca çok hızlı, tırnak uzatmayı çok sever, hayvan sevmez, bu saydığı tüm özellikleri barındırıyordu.
@@atahanderici bence senin arkadaşın satanist belirti gösteriyor. Aa cok ilginc.
@@kardelenuysal210 yo hiç anlamaz o işlerden
@@atahanderici ben anlamadım bu hastalık bu kadar mı etkili yani kandan hoşlanması ve tırnak uzatmayı sevmesi hastalığıyla ilişkili mi, misal nörolojik komplikasyonlardan söz ediyordu okuduğum yazı bu komplikasyonlardan kasıt hayvan sevmeme falan mı? Bu arada arkadaşınız sizce korkutucu muydu
@@hilalteyfur hayır arkadaşlık konusunda bir sıkıntı yaşamadım iyi birisiydi ama dediğim gibi çok ilginç birisiydi.
bu tontiş abimizden dinleyip nasıl korkucam ben
butun zeki karakterleri koysaydin ismini
@@tendoy1703 benim içim en zeki karakterler bunlar :D
@@batuhan8320 :D
@@tendoy1703 aizen sousuke
Saygın ve ödüllü bir yazar var karşında
Sayın Mehmet Berk Yaltırık hocam, twitch yayınlarını merakla bekliyoruz :) Bu arada çok güzel bir yayın olmuş, emeği geçenlere teşekkürler.
Dracula videosunu izleyince algoritma sağolsun bura getirdi. Çok memnunum, umarım daha çok video gelir MBY abiyle.
Mehmet Berk'i görür görmez direkt "beğen" tuşuna bastım :)
12 sene önce ilkokuldayken arkadaşım anlatmıştı, Kanlıgelin'ın olduğu ve yıkılmış bir eve gidip kanlı tahtaları sildik diye. Tekrar tekrar kanlanıyordu her gün demişti. O zaman korkmuştuk hala sabah namazı vakti su doldururken arkama bakarım :D
1 yıl sonra bile birini korlutmayı başardın şu an gece 01:23 ve ben korktum hem de evde 11 benle aynı odada 4 kişi olmasına rağmen birde bağ evindeyiz annemler dayımlar anneannemler kuzenler falan ben gece çok uyanırım burada zaten gece çok köpek ulur ayrıca yer yatağında yattığım için extra korktum sağol tuvalet dışarıda olduğu çişe kalksam göt korkusundan gidemeyeceğim onu bunu geçtim tam arkamda ayna var
@@hulaguhan2106 Ben de teşekkür ederim bana tekrar hatırlattığın için :D
Witcher bize neler katmış haberimiz yok
ceren abla senin annen şaman anneannen nine korkut falan mı, onlar nasıl hikayeler öyle, benimkiler en fazla ağaç dibine işerken destur de diyordu
UA-cam'da,twich'te dolaşıp böyle tarihi bilgi,tarihi korku videoları,yayınları arardım son zamanlarda siz ve bi kaç güzel kanal çıktı veya ben buldum nasıl mutluyum anlatamam bildiğimi sandığım şeyleri öğrendim yeni şeyler öğrendim siz ve Mehmet Berk Yaltırık abi ve nicelerinize teşekkürler (güzel tarih kitabı arıyodum mehmet abinin kitabını alacağım)
Obur artvin de de var ama daha farklı şekilde anlatırlar ;
Oburi: Hortlağın bir benzeridir. Bazı insanların öldükten sonra kırk güne kadar mezardan çıktıkları ve geceleri bağırarak insanları rahatsız ettikleri anlatılmaktadır.
Annemle babamda Edirne'nin 2 ayrı köyünden biri uzun köprünün köylerinden diğeri'de İpsala sınır köyünden sayısız define ve cin hikayeleri var halada yerin altından gömü bulanlar çıkıyormuş, annemin çocukluk arkadaşı bir gömüye rastlamış, köprü altında dere kenarında bir küp altın gibi bir şey, sonra çocuklarına çıkartmış kullanmışlar parayı evlendirmiş çocuklarını ondan sonra tüm torunları ölü doğmuş (4-5 civarı), gömüleri koruyan cinler olduğu için oldu derdi annem. Birde köy korkulmayacak gibi bir yer değil bir sokak düşünün tek katlı kerpiç evler (tahta kapılı ) yan yana, önlerinde tek bir yol ve birbirinden uzak sarı sokak lambaları, arkaları ufka kadar tarla ve orman sokağın bir ucunda sokaktan daha büyük mezarlık lambasız ağaçlarla kaplı evine 200 metre yakında, insanın korkmaması için imkansız yazları köye gittiğimde uyuyamıyordum mezarlıklarda yılanlar gelip evlere giriyordu 12 yaşındayken veya önce senelerde televizyon izlerken eve yılan girdi kırmızı siyah ve beyaz şeritli halıda durdu ben babama bağırdım adam geldi hiçbir şey olmamış gibi yılanın kafasını bezle tuttu evin 10 metre önündeki samanlığa attı Edirne anlatılmaz yaşanır denilecek bir yer.
Abi Edgar Allan Poe’nun tombiş haline benziyor çok sempatik biri
Mutfakta yemek yerken izliyodum annem de yanımdaydı yozgatlıyız congolosu duyunca aa onlar nerden biliyo dedi kendisi 45 küsür yaşında sordum kışın çıkarlar derlerdi dedi sürekli büyüklerimiz bak congolos gelir derlerdi dedi. Onun dışında zaten ben de ananemden olsun annem teyzelerim yengelerim olsun bol bol farklı köy hikayeleri dinledim çocukluğumdan beri. Memlekete gittiğimizde büyükler gece sohbet ederken uyumaz yanlarında dururduk köy tarzı korku hikayeleri anlatılırdı hep kendileri veya akrabaları yaşamışcasına hem korkardık hem hoşumuza giderdi. Ananemin kuzenleri soba başında toplayıp masal anlatır gibi anlattığını bilirim. Mesela dayımın küçükken evlerinde sürekli gördüğü ona gülümseyen uzun saçlı gelin kız ya da annemin babaannesinin tandırda pişirdiği ekmeklerin o yokken düzlenip katlanması ve şişesinin sütle ya da suyla tam hatırlamıyorum dolması ve bi gün bunu yapan kişiyi görmesi , köy kıyafetli bir gelin ve gördükten sonra hikmetinin kaybolması ve bidaha gelmemesi. Yengemin küçükken evinin önünde geceleri gördüğü asker kıyafetli varlık.Ananemin akrabasının köyde baktığı köpeğin geceleri ortadan kaybolması ve sahibinin gece nereye gidiyo bu diye takip ettiğinde cine dönüşüp diğer cinlerle halay çektiğini görmesi:D halay çeken cinlerde köylü kadınların kıyafetlerini giyiyolarmış bu yüzden kıyafetleri gece katlamak gerekirmiş yoksa gece cinler giyermiş vs vs sürüsüyle hikaye. Hatta ananemin erkek kardeşinin kamyonu çalınmış ve bulunamayınca çareyi cinci kadına gitmekte bulmuşlar bu kadın turgut özaldı sanırsam onun devletin cincisi diye atayıp evinin çevresini korumaya aldığı biriymiş güya ve o kadın kamyonu şu şu yerde şu şekilde bulucaksınız demiş gerçekten de öyle bulmuşlar bunun gibi sürüsüyle hikaye oralarda bunlar bitmez :D
Harika bir katkı, çok sağ olun. Annenize de hususi selamlar, ellerinden öperiz :)
Tarih Obası Kendisine ilettim mutlu oldu onunda sizlere selamı var. Çocukluğumuzdan gelen bir etki sanırım ablam da ben de korku temalı fimleri hikayeleri izlemeyi araştırmayı çok severiz. 6altı serisini ve bu tarz içerikli videolarınızı çook keyifle izliyorum biz asıl size teşekkür ederiz :)
iki güzel insanın araştırma ve derlemesini keyifle dinledim. bu gibi anlatımların çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Devamlılığı dileklerimle .
Yahu Yaltırık Beğden defalarca dinledim ama Ebussuud Efendi fetvasını dinlerken yine de kahkaha attım :) Çok güzel yayın olmuş tebrikler Ceren Hanım.
Mehmet Berk Yaltırık'i görünce çok sevin
dim. Efsane floodlari var, İki dakika bakiyim derken iki saatim gidiyordu.
Mehmet Berk hocam süper anlatıyor yahu. Gece devriye atarken dinledim videoyu valla tırsmamak elde değil. Ceren hocam bu güzel video için teşekkürler :)
Hemen Geralt'a dönüşüp Velen'de hortlak avlamaya gidiyorum.
Vayyy bizim Üni'nin Tarih Babası gelmiş. :) Bizler onu Tarih Baba'nın Gözlüğü ile tanıdık. O mezun olduktan sonra tiyatro oyunlarının tadı gitmişti.
O kadar güzel o kadar bilgilendirici bir video ki sabah 7.30 da video bitince üzüldüm. Çok teşekkürler.
UA-cam deki en kaliteli ve bilgilendirici video kafadan sallama şeyler anlatmıyorlar konuşan insanlar kaç sene okumuş çokk güzel bir video abla :)
Abla bunlar Witcherda da hafif hafif işleniyor aslında kadın hakkındaki şeyler. Çok tuhaf hissettim direkt aklıma o geldi ne bileyim.
Bu ne kadar muhteşem bir yayındır yarabbim
O kadar keyif aldım ki 3 defa dinledim. Lütfen bu serinin devamı gelsin.
Harika bir video olmuş; bahçede kürek kazma bırakmamak, yastığın altına bıçak koymak, musibete uğrayınca kurtulmak için bir şeyi ters çevirmek(çamaşırı ters giymek vb) hâlâ devam eden bizzat şahit olduğum uygulamalar. Bunların kökenini öğrenmek çok güzel.
Dedemin babası da Edirneli balkan gazisi, milli mücadele döneminde çetecilik yaparken akrabalarının olduğu köyün kuyusunda bir ay kadar saklanmak zorunda kalmış. Yıllar önce o köye giderek büyük dedemin saklandığı kuyuyu görmüştüm. Kurtuluş savaşından sonra Balıkesir'in bir köyüne yerleşiyor büyük dedem ve yerleştikleri köy evinin yanında bir kuyu var. Dedemin anlattığına göre babası sürekli bu kuyuda gelin görüyormuş. Gençliği savaş alanlarında geçmiş birinin yalan söylüyor olması hiç mantıklı gelmiyor. Bazen acaba çetecilik yaptığı dönemlerde saklanmış olduğu kuyudan dolayı mı bu kadar etkilendi farkında olmadan bilinç altında bir travmamı yaşadı bilinmez. Kuyularda görülen varlıklarla ilgili saysız hikayelerin olması da inanmaya itiyor beni.
Vay be
Trakya'da hayalet gelin ve kuyu civarında görülen gelin motifi hayli yaygın. Ben birkaç farklı yerde rastladım. En ilginç gelen bu videoda anlattığımdı.
Gençliği savaşta geçmiş birinin yalan söylemesi neden mantıklı gelmesin ki ikisi çok alakasız. Üstelik travmatik bir yaşam buna kolaylıkla yol açabilir. Belki yalan değil ama bu hayale inanmış olabilir
Yayında izledim bidaha izliyim zararı olmaz :)
Bu videoyu sabah 6-30 da tek başıma izlememeliydim
Cs'nin Edirne versiyonu gelmiş, hoş gelmiş :=)
Annemin ilk 4 çocuğu doğduktan sonra damaklarında çiban tarzı bir şey çıkmış ve ölmüşler. Nasıl tam bilmiyorum ama bir kadın çocukların damağına şeker bas demiş. Bir şey daha yap demiş de tam hatırlamıyorum. En sonunda şuan en büyük ablam yaşamış. Daha sonra bir küçüğü yaşamış ve çiban gibi şey çıkmamaya başlamış.
Çok etkileyicibir yayın olmuş bir sürü şey öğrendim sayenizde:)
bu kadar özgün bir tarih programına raslamadım
Mehmet beyi en kisa zamanda tekrar bekliyoruz çok güzel bir yayın olmuş
Faydali ve cok seker bir yayin olmus.
Bu obur olayı The Wailing filminde de vardı. Kıza musallat olunca kız tüm dolabı gömüyordu.
Bizimde Mehmet abi ile Karaağaçta sabah kadar şarapları çekip çekip hikaye dinlemişliğimiz var.
Witcher'ı kuruyorum şu an
Kanser olmak istemiyorsan 1 i atla :D
@@NagihanErgenekon yok zaten 3'ten başlamayı düşünüyorum :)
@@feseler 2 de güzel ama
@@NagihanErgenekon 2 savaşla başlayan mıydı, ona başlayıp yarım bırakmıştım sanırım
@@feseler 2 sinde de bir savaşla başlıyor :D 1. de efsungarlar falan savaşıyor 2. de 2 kişinin taht kavgasıyla
Çok mükemmel bir yayın! Soluksuz ve zevkle dinledim! Çok teşekkürler bu güzel yayın için :)
Hoş geldiniz Mehmet bey
ben seviyorum sizin programları. bence güzel. baya güzel.
Tom Robbins Parfümün Dansı romanını verdiğim Boşnak kız arkadaşım, köylerinin sonuna giden yolun U yapıp döndüğünü ve U yaptığı yerde yalnız kadınlara tecavüz eden bir teke olduğunun anlatıldığını söylemişti. Pagandan Müslümana harika bir geçiş
Süpersiniz bilgi küpleri.
Ben niye bunu gece 2 de izledim ya çişe gidemiyorum
Bu arada çarşanba karısından kuyu kızından bassetmemişsiniz çarşanba karısı çarşanba günü evinizi kirli bırakırsanız ocağınızın başına gelen saçları yüzünü kapatmış bir varlık ocak başında oturur ve gitmez aileye sıkıntı verir yeni gelinleri korkutmak ve evlerini temiz tutmasını sağlamak için yaşlı kadılar ve kaynanalar tarafından yeni gelinlere anlatılırmış babannem anlatmıştı hatta saçlarımın önü çok uzadığında arnımı ve gözkerimi kapattığında babannem bana bu ne hal çarşanbaya dönmüşsün demişti😂😂 kuyu kızıda çocukların kuyudan uzak durması için anlatılır içine düşmesinler diye çocuklara denir ki kuyu ya yaklaşma yoksa seni kuyu kızı içine alır
Bu Program Tam bana göre TAMMM! (NEDENSE ÇOK HEYECANLANDIM :D)
Çok narin bir içerek olmuş çok teşekkür ederim
Yozgat'da Congoloz denir aynen, çocukken kışın gece uyumayınca ''Congoloz seni almaya gelir'' die korkuturlardı bizi hemen uyurduk :D
Annemlerden duyduğum Piravuk isimli bir yaratık vardı. Bizimkiler adıyamanlı; ben biraz araştırınca Pirabok gibi karşılıklarla diyarbakır, mardin bölgelerinde de geçtiğini gördüm. İnternette çok bilgi kirliliği var fakat Al karısıyla paralel yanları olmakla birlikte, bizimkilerden duyduğum şey ise dağlarda yaşayan insansılar şeklindeydi. Pirin kürtçe yaşlı demek olduğunu hatırlıyorum, avuk/abok'un tam karşılığını bilemiyorum fakat dağda yaşayan yaşlı kadın şeklinde de tasvirlerini duymuştum. Söylediğim gibi, çok fazla bilgiye erişemediö ben fakat eğer hoca bey bir şeyler biliyorsa bu konuda da bilgilendirmesini çok isterim.
İyiki varsınız güzel insanlar
Eşine rastlanmaz bir video olmuş. Teşekkürler.
Ben ilk vampirin yada kan emicinin, Bulgaristan'da çıktığını dinlemiştim. 🤔 Ne kadarda zevkli bir video 😍
Abla bi güzelleştin sen ya bayıldım. 💫
Başlığı görür görmez günümün tüm saçmalıklarını unuttum. Uzun zamandır bekliyordum bu yayını. (Ayrıca Yaltırık Beğ’e fes çok yakışmış)
Birgün annem ben babam kıxım sofrada yemek yiyoruz. Babam tansiyon annem şeker hastası babam makedon anam trakyalı.😊şimdiiii ikiside hiç yemeklerine dikkat etmez herseyi yer anam 75 babam 85 yasında tabi yine sofrada kavga yersin yemessin yemee yok sen dahaçok yiyon felan derken Anam babama dediki, kızdı tabii yiyon yiyon sonra o gözler fanfir ( vampir)gibi bakıyooo😂😂 babamda anama baktı baktı senn yemeden tipin aynı Draguleye (Drakula)😂benziyo dedi ben hiç olmassa yersem fanfir oluyorum😂😂 gülmekten masanın altına düştüm hiç unutmuyorum şimdi sizi dinleyince aklıma geldi paylaşmak istedim😁
53:37 Mehmet abinin masadan çıkardığı sesten korktum karanlıkta kulaklıkla dindiyorum.
Giresunluyum pek bilinmeyen cangoloz diye bi yaratık var bizde de dedem anlatırmış babama kışın gelir evin kapısından camından birinin adını söyler alır gidermiş onu kaybolma bulunma olaylarıda oluyormuş
Giresun 💚
çok güzel bi video olmuş ikinci bölümünü heyecanla beklemekteyim
UA-cam Kanalı Konukları çok bilgili-kaliteli olduğu kadar,Yorumlara bakıyorum da Takipçilerde gayet parlak...Herkese tavsiye Edip kaliteyi düşürmeyelim bence :))
kaliteyi düşüreni engelliyoruz, rahat olun.
Kıpçak Türkçesi çok güzeldir. Eski Türkçe hususiyetleri Oğuzcaya nisbeten korumakla beraber Kıpçakçaya mahsus ses değişmeleri de var.
Dinledikce kulturumuzde bunlari hep bildigimizi harkediyorum. Alakasiz ama dogaya inanisin bir parcasi oldugunu dusundugum bir seyi soyleyim. Annem bizi yikadiktan sonra son suyu dokerken "ag das kara das yavrumun agrisini acisini al da as" derdi kelime-i sahadetten once.
tabii, kaybolmuş şeyler değil bunlar.
Yaltırık'ın cinleriyiz!
İzlerken burnum tıkandı ama olsun ❤️
Gece gece izliyorum çok gazım!!!
Harika bir program olmuş tebrik ederim, bunu izleyen gençler ne kadar farkındalar bilmiyorum ama çok şanslı bir devirde yaşıyorlar, yapmaları gereken tek şey aptal içerikler yerine bu tarz içeriklere ulaşmaları, en bilgiye aç olduğum zamanlarda eski devlet kütüphaneleri ve "Wap" denilen kısır internet ağında cebelleşmemi hatırlarım, çayımı içerken böyle bir içeriğe ulaşmak filan ancak hayal olabillirdi.
Ceren ablacım tatlış mimiklerin ve güzelliğinden gözlerimi alamadım
Çok güzel bir yayındi çok teşekkürler
Ceren abla Mehmet abi necronomicon hakkinda bi bilgisi var mi yada bu kitapla alakali yeni bi sohbet yaparmisiniz
Videoyu izledikten sonra alkarısını anneme sordum bilir misin diye. Beni de kaçırmaya gelmiş alkarısı ablamız :)
Mısır'da da köklü aileler çocuklarına isim verirken bilmem kaç nesil önceki dedelerinden başlayarak sırasıyla isim koyuyorlarmış. Mısırlı bir arkadaşım anlatmıştı, senin kaç ismin var diye sordum, benim 29 ismim var dedi. Sayabilir misin diye sordum, hepsini sayamam da, büyük çoğunluğu Ahmed, Muhammed, Ahmed, Muhammed diye gidiyor demişti.
mehmet abinin burnu sürekli dolu gibi konuştu
Yaltırık hocamı dinliyorum, tam heyecandan yüreğim ağzımda atarken memo diyorsun adama abla, bütün ciddiyetim kırılıyor sonra :D
saat 02.35 başlıyorum videoya umarım bugün uyuyabilirim
olağanüstü güzeldi.
babannem erkek kılığına girer tüfekle gezermiş eğlencelerde Hıdırellezlerde kılık değiştirir çocukları eğlendirirmiş.
Bu gece ne izleyeceğimi buldum
en sevdiğim konular, yaşasın
Bu kocakarı ilacı veya dua ile hastalığa tedavi bulma olayları hep ilgimi çekmiştir. Anlatılana göre benim babaannem de yılancık hastalığına okuyup melhem yaparak geçiriyormuş ama hiç şahit olmadım babaannem ben çok küçükken öldü ama babamda eğitimli insandır nasıl olur diye sorduğumda onun da kafasında tam olarak anlamadığını fakat şahit olduğu için inandığını fark ettim. Daha sonra amcam ameliyat oldu ameliyat olduğu yerde sürekli iltihap oluyordu meğer küçükkende olmuş doktorlar bir çare bulamamış yine bi kocakarıya gitmişler o köstebek hastalığı demiş iyi etmiş. yine doktor çare bulamayınca babamlar köstebek olmasın filan dediler bende içimden geçiriyorum ya doktor bulur bi çare olmadı fakülteye gideriz filan derken babam amcamı aldı o eskiden götürdüklri kadına götürdüler. amcam geldiğinde iltihap geçmişti hala inanmakta zorluk çekiyorum .
Halkbilimciler bu mevzuları "halk hekimliği" başlığı altında inceliyor. Bu gibi çokça uygulama var Anadolu'nun her yerinde. İşe yaramasına şaşırmadım şahsen :)
Burnum tıkandı
Misafir çok sağlam, kendisini takip ederiz.
Bir an Barış Kıralioğlu sandım sonra kırmızı üst ve fes görünce CS Bey zannettim... N'oluyoruz dedim, beynim yandı 😄
Vampirler ile ilgili en iyi anlatım yapan kanal diamond temayı çok tavsiye ederim sadece vampirler değil bir sürü müthiş videosu var
Supernatural bölümü gibi bi yayın.
Cin yerine üç harfli denmesini Harry Potter serisinde Voldemortun adını söylemeyip "kim oldugunu bilirsin/you know who" demelerine benzettim. J.K. Rowling sen yok musun sen okumuş bizim kültürü hemen haa ben bunu kullanırım demiş :d
Yaşam Sahnesi her yerde
aman Allah'ım bahsedilen bir çok şey Yozgat'ta var. Allaha şükür alkarısı ocağıyım da korkmuyorum :D
0:00 da kamerayı ayarlayan CS abimiz bu videonun gizli kahramanıdır
Önemli bir öneri; Kitap kapakları grafik tasarımları ve tipografileri ciddi manada profesyonel çalışmaya ihtiyaç duyuyor.