Bilmiyoruz, tanımıyoruz -belki de tanımak istemiyoruz-. Dolayısı ile de tanıtamıyoruz. Özüm adına ben bunun bilinçli bir şekilde yapıldığını düşünmekteyim, tanıtılmıyor.
Babaannem Bulgaristan göçmeni ve programlarınızda bahsettiğiniz Şamanlarla ilgili çoğu şeyi hem yaşadık hem de dinledik diyebilirim. Tabii biz o zamanlar pek anlam veremezdik. Süpürge konusu dikkatimi çekti. Babaannem bu konu ile ilgili ilginç bir aktarım yapmıştı. Bebeğiniz olduğunda, kırk farklı hanenin süpürgesinden çalı alıp, süpürge çalılarını birbirine bağlayarak bir demet yapın, bu demeti yenidogan bebeğin beşiğine asın. Bu topladığımız çalı demeti bebegi koruyacak. Ohoo biz nereden bulalım ot süpürgesini kimse onlardan kullanmaz artık dediğimizi hatırlıyorum:) Mesela yılan konusu ile ilgili de hep şunu söylerdi her evin bir yılanı vardır . Evin temelinde yaşar ve o evi korur. Kesinlikle yılan öldürülmez, sıcak su veya kirli su incir dibine dökülmez, ateşe su atılmaz, bir de soğan kabuklarına cin gelir o yüzden dışarı atılmaz derdi, evin köşelerine tuz serperek kötü ruhları kovardı.. Kediye ve yılana dönüşen Cin hikayeleri anlatırdı,saçları örülen atlar, düğün yapan cinler vs vs Çok fazla şey var, sizler anlattıkça ben sürekli Aaa evet bunu hatırlıyorum diyorum ve canım babaannemi sevgiyle anıyorum. Kültürümüzün motiflerini daha iyi anlıyorum ve bu keyifli konuları bizlere aktardığınız için sizlere çok teşekkür ediyorum. İyi çalışmalar. Sevgiler.
Sayenizde gündüz çeviri yaparken bir sürü şey öğreniyorum. Buradan öğrendiğim birçok mitolojik Türk varlığını umarım bir gün önüme gelen ilginç oyun çevirilerinde değerlendirebilirim. İyi ki varsınız.
Süpürge ile ilgili yaşadığım ve hala anlamlandıramadığım bir anı: cocukken elimde siğiller çıkıyordu. Annem bi hocadan akıl almış, bir gün dolunay varken, hava tam kararmadan yalınayak toprak üstünde dikildim, annem de bir tane eski süpürgeyi ayaklarıma değdirdi. Bi kaç gün içimde siğilller kayboldu. Agnostik bi insan olarak bu olayı hala bilimsel bi yere koyamadım. O zaman çocuğum inanç vs zaten yok. Hadi psikolojik olsun, ellerim nasıl iyileşti? Yoksa köklerime, şamanizme dönüp dolunay ve süpürgeye teşekkürlerimi mi sunsam ne yapsam:)
Paganizmde (şamanizmle arasında bir fark olduğunu düşünmüyorum) ay önemlidir. Ananem ay büyürken ağda vs yaptırmaz dolunayda ağda yapılınca kılların azaldığını söylerdi
İye inanışı ve Japon Kami inanışı birbirine çok benziyor. Eski Japon inanışlarında da dağ, orman, ağaç vs doğadaki her varlığın ruhu vardır, bunlar tanrısal özellikler taşır ve hepsine saygı duyulur.
Annem her evin bir yılanı olur evin sahibidir derdi .Köydeki eski evi yeniden yaptırmak için yıktığımızda çatı katından kocaman bir yılan çıkmış gerçekten de :)Öldürülmez bu yılanlar yavruları beddua edermiş.
Dağın taşın gülün vs gibi nesnelerin iyesi(ruhu)olması bana Japonların Şintoizm inancını hatırlattı dilimizin belirli bir akrabalığı söz konusu dinimizinde bu küçük benzerliği beni çok şaşırtı🧐
Annemin babaannesi her evin temelinde bir yılan olur, o yılan ev halkına zarar vermez o yüzden öldürülmesi uğursuzluk getirir derdi. Şimdi ev iyeleri/yılan konusunu dinleyince bir ışık yandı.
Diyarbakır'da yaşlı bir teyze su falı bakıyordu babasından öğrenmiş, bir odaya geçip kitaptan bir şeyler okuyor ve hep siyah bir ceketi üzerindedir daha sonra sizin daire içine yazdığınız kağıdı yakıyor ve suya bakıp o yazıp merak ettiğiniz şeyi söylüyor.Sadece çarşamba günleri öğle ezanına kadar bakıyordu.Ve 15 lira gibi çok cüzi bir rakam alıyordu zaten paraya ihtiyacı olan biri de değil.Dediklerinin çoğu da tutuyordu.Kayıp bir kızın hangi semtte tutulduğunu vs. bilmişti.Bir kız arkadaşım o kitabın olduğu odaya göz ucuyla bakmaya çalışınca bir enerjiden tokat yemiş gibi hissetmişti.Erkeklere yüz yüze kesinlikle bakmıyordu beni de avludan kovmuştu arkadaşıma telefonumu ve merak ettiklerimi yazdığım kağıdı verip oradan ses kaydına aldırtmıştım.
Üç videoyu da arka arkaya izledim ve her yeni konu açılışında aklıma Kral Katili Güncesi kitabı geldi. Bildiğiniz göndermelerle dolu bu kitap dedim. Sohbetler harikaydı dilinize, emeğinize sağlık.
24. Dakikada geçen koguç, korecede de uğuç olarak geçer. Karabasan etkisinden çıkamayan, kendi gibi davranmayan, bilinci açık ama davranışlarından korkulan kişiler yüzüne soğuk su çarpılarak uğuç uğuç denilir ve onu rahatsız eden kötü ruhun gittiğine inanılır. 20.yy'nin başlarına kadar olan çoğu geleneksel Kore hikayesinde bu olayı bulmak mümkündür ama şuan kullanımı yok
Karaorman benim köyümde var. Çok sık ormanlık sarmaşıklar sarmış durumda yürüyerek girmek mümkün değil. 50 dönüm falan genişliğinde. Yabani hayvan haricinde hicbir canlıya izin yok zaten amazon ormanları gibi. Ordan kuru dallar veya odun parçalarını eve getirirsek ya ağaçlar olduğu yerde tuterek alev alıyor, ya da ağacı alan kişiyi gece uykusunda odunlarla birlikte ormana getiriyor. İnsanlar orda uyanıyor gecenin bir vakti. O orman sadece köy okuluna odununu veriyor.
Anlatılanların tamamı the last airbender serisinin temelini oluşturuyor. İlginç kısmı bi çizgi film için bu kadar detay bu kadar zenginlik fazla :D avatarı şamana benzetsek anlatılan bilgilere göre yanlış olmaz sanırım :) Akşam akşam nerden nereye hehe
Ahsap bir evde buyuduk. Temel yilanimiz vardi. Hic korkmazdik sadece tek bir yilandi..hic korkmadann yillarca ayni binayi paayylastik hic rastlamadan biribirimize degistirdigi deriyi. gorecegimiz. yere birakirdi .....
Yılanın tıpla ilişkilendirilmesi ve mitlerdeki değeri Babil'e kadar uzanıyor. Marduk, Tiamat(yılan-ejderha) ile savaşıyor; Musa peygamber herkesin bildiği üzere yılanlar ile savaşıyor, asası ejderhaya dönüşüp hepsini yiyor. Gerçekten enteresan bir mevzu.
Annemin babaannesi biz küçükken yaramazlık yapınca "Harkıt, torbanı sarkıt. Bu çocukları al da git!" diye bağırırdı. Yaşlı bir kadın (karı) gibi gibi görünürmüş damdan dama hoplarmış ve yaramaz çocukları torbasına katıp evine götürür ve kazanında kaynatıp yermiş. 116 yaşında iki sene önce rahmetli oldu kendisi. Onun yüzünden tuvalete (anneannemlerin evinde tuvalet dışarıdaydı) gidemezdik. Köy yeri (Mersin'in dağ köylerinden) olduğu için yağmurlu havalarda sürekli elektrikler kesilirdi ve lüküs lambalarıyla tuvalete gitmek zorunda kalırdık. Korku filmi sahnesi gibi olurdu ortalık.
Süpürge ile ilgili şöyle bir şey söylemek istiyorum, anne tarafım Özbekistan göçmeni ve sülalecek neredeyse hepsi evlerine süpürge asarlar. Nedeni ise bereket ve koruma olarak söylenir bize. Ayrıca babaannem de süpürge tohumlarını bir ipe dizer ve onları kapılara asardı. Ben ıspartalıyım ve bu olayın sadece bizde değil diğer evlerde de olduğunu gördüm, işin garip kısmı ise köyümüze gelen insanların çok farklı bölgelerden göç etmesine rağmen nerdeyse hepsinin bu inanca sahip olması. Şu anda kütüğümüzün kayıtlı olduğu köy çok yeni kurulan köylerden biri ve mübadele öncesi o bölgede hep Rumlar yaşıyormuş. Durum böyle olunca ben de bu inancın rumlardan bize geçtiğini düşünüyordum. Ancak şamanizmden bize miras kalan bazı inançları taşıdığımızı görünce bu düşüncem biraz zayıfladı. Bu taraftaki insanların çoğu aslında yeni yerleşik hayata geçmiş ve uzun zamandır göçebe hayat sürdürmüş insanlar olduğu için bu kültürü devam ettirmeleri daha kolay oluyor çünkü diğer kültürlerin daha az etkileniyorlar. Ben kendimi bildim bileli köydeki evimizde bir kaplumbağa asılıdır mesela ve Uğur getireceğine inanılır. Ayrıca Ömer beyin de bahsettiği şekilde evlerde demir eşyalar tutmak ve yanında bulundurmak da bir gelenek bizde. Küçükken köye gittiğimizde hep kapıların arkasına orak veya balta gibi aletler koyulurdu. Yine aynı şekilde iyelik inançları ve animizm de çok yaygın bu taraflarda.
Bu videonun transkripsiyonu var mı? Bir kitap için Djinn hakkında araştırma yapıyorum ve bu işime yarayabilir. Bunu sadece soruyu sormak için Google çevirmenine yazıyorum. Çok teşekkür ederim! Türkçem gerçekten kısıtlı. Podcast'lerinizi yardım almadan dinleyecek kadar bilgi sahibi olana kadar sabırsızlanıyorum.
bir de yellerin oklarından sığınmak için çadırlara sığınmaları, yıldırım düşmesinin mecazı gibi. kara kuzey, ak güney ile ilişkilendirilir. bük, körfezin küçüğü olan bir kıyı şeklidir. sığınılacak güvenli bir doğal limandır. yellerden sakınmak için uygun mekandır.
27.30 Karabük'lüyüz bizim köydeki evimizde kapımızda ölen bir ineğimizin boynuzlu kafatası bsn kendimi bildim bileli asılıdır. İyeleri, cinleri bilmem ama ben çocukken ondan çok korkardım 😂. Çok iyi bir yayın. Emeğinize sağlık ❤
Şamanizm inancından gelen mavi inancı İzmirin bazı köylerinde izini devam ettiriyor. Akrep ve yılanların mavi renkten korktuklarını / yaklaşmadıklarını ileri sürerek evler maviye boyanmış. Akrep ve yılanın da farkında olmasalar da görünmeyen varlıklar olduğu inancından dolayı böyle bir şey yaptıklarını düşünüyorum.
Benim annenem de bayramlardan önce sabah kalkar evde ada çayı ve bunun gibi bitkiler yakar evin içinde gezdirirmiş sanırım bunu da kötü ruhlardan korunmak için yapıyorlarmış
@Halil İbrahim Çelik annanem şaman değil ailesinden öyle öğrendiği ve gördüğü için yapıyormuş ama annemler büyüğünce bırakmış bugün sabah sorduğumda uzun zamandır yapmadım biraz ama hatırlıyorum dedi sanırım buhu yada buğu gibi bir adı varmış tam yapılışını bilmiyorum ama
Ayrica mutfakta kırıntı ve lavaboda bulasik birakilmaz mutfagin sahibi onlar toplanmadan uyumayacagi yorulacağı için Lavaboya sıcak su dökerken izin istenir ...
Korumak istediğiniz bir yeri, kişiyi veya objeyi daire çizip Ya Hafız ismiyle mühürlenir. Hatta yine hamile anneyi korumak için de eşi bir dua ederek annenin karnı üzerinde daire çizer.
Serinin tümünü notlar alarak izledim ve daha da araştıracağım, bu konuların tarihsel bağlamda incelenmesi gerçekten çok değerli, herkese hitap edecek şekilde hazırlamanız özellikle :) Çarşamba günü 20.30'da radyo programımda bu konudan bahsedeceğim beni dinlerseniz çok sevinirim ( eforizma.fun/radio/ :) Başarılar kolaylıklar dilerim!
Yanlış hatırlamıyorsam galiba Batı kültürlerinde peri, elf türevi varlıklar da cold iron denilen şeylerden kaçınır, ürker. Cold Iron muhtemelen dövülmüş demir olduğuna göre perilerin metallerle bir sıkıntısı var, sanırım :D
"İye" sözüne biz yerli ağızda "Yiye" diyoruz. Yiye sözünün kökeni Nene ua Nine ile bağlıdır. Biz büyük anneye Yeye ya yaya da deyiz. Yeye ve nine nene sümerce ve türkçe bir kelimedir. Yeye yiye ve iye bizde evin yöneticisi, evin kurucusu ve koruyucusu, baş görevlisi ve sahibi anlamı verir. İlk başta iye ya yeye'ler kadın olurmuş. Erkek iye olunmaz mış. Benim düşünceme göre çoğu olumsuz düşünceler ve algılar bize başka kültürlerden geçmiştir. "Saçma" güzel anlamı olan bir söz iken islaml dini ile tanıştıktan sora bir küfür sözüne dönüşmüştür. Türkler Kadını güneşe benzetir saçlarınıda güneşin ışınlarına benzetirmişler. Kısa kesim, Saçma ve saçmalama gibi sözlerin kökü örtünme ile bağlantılıdır. Bizde bir çeşit kurşuna "saçma" kurşunu denilir. Bu çeşit kurşun ateş açıltıktan sora kurşunun pükesi açılır ve içinde küçük küçük toplar saçılır be dağılır. Bu yüzden adına "saçma" demişiz...
Annem kardesimi dogurunca bas ucuna supurge koydular, annemi ve kardesimi korumak icinmis. Bende merakli bir cocuktum, ben israr ettikce, annem sus konusma sorulmaz, konusulmaz gibi bir tepki gostermisti. Sanki diabolik bir sey her an atak yapabilirmis gibi.
hocalarım, Karagöz Hacivat neden öldürüldü? filmindeki cinin "osuruklu" olması, yani diğer bir deyişle yelleniyor olması, cin ve yel eşanlamlılığı ile ilişkilendirilebilir mi acaba?
Azərbaycanda gelinin beline kırmızı lent 🎀 bağlayırlar.. Bağlayan da bəyin qardaşı olmalıdır.Köy yerlerinde evlerin önüne buynuzlu və ya buynuzsuz büyük baş hayvan başı qoyurlar.
Çocukken köyde bağda bahçede çişi gelince orada tenha bir yere bir ağaç dibine çişini yapmak normaldir babannem de şunu öğretmişti çişini yapmadan önce üç kere "tü destur" de. De ki eğer orada bir peri, üç harfli vesaire varsa izin almış haber vermiş ol ve kızıp sana karışmasınlar. 😅😅 Paylaşmak istedim hafif utanarak. 🙈😅
kara orman babamin koyunde de var biz kucukken koye gidimizde korkardir ordan gecerken orayi telorgu ile cevirmisler di ordan evine bir yere dusen cam kozalagi yada kurumus kirilmis agac dallari goturup yakarsan evin bacasi tutusup yanarmis hakikaten de olmus cok sוk buyuk agaclar kara orman
Halamgil tuvalete girerken tu destur tu destur tu destur diye 3 kere dersen musallat olmaz diyorlardı da bana acayip ve komik gelmişti, hatta kahkaha ile gülmüştüm. Nereden bilebilirdim bunun orta asyalardan gelen bir şamanizm inancı olduğunu 😀
nazar degenlere ellerinde bicak la okuyorlar ,bicagi cocugun alnina ve cenesine bicagi deydirerek okuyorlar ama ne okuduklarini bilmiyorum hatta okuyan yasli kadin yuksek sesle arka arkaya esner gozunden yasgelir hatta ha unutmadan evliya turbelerinden cikarkenden de arka arka hafif one egilerek kapidan cikilir saygi ile .....
kedilerin göz perdesi yok tur derler... her türlü insan gözünün görmediği varlıkları gördükleri bakışı ile onları rahatsız ederek onları kaçırdıkları için ev de kedi beslenmelidir diye inanılır Anadoluda.....
Babamnemler Gürcü kökenli. Bircok uyguladığı sey nekadar uyuyor. Ben en cok iye kısmına takıldım yayında. TURK iye ..vs vs .beynim yandı. Birde isminde iye gecenler ozel ruhmu oluyor .bilgisi olan.yada kaynak bilen.varsa yardimci olursa sevirim
Bir taşın bile iyesi olabilir dediniz. Pembe panter çizgi filminde ve family guy çizgi filminde kahramanları sokakta buldukları küçük bir taşı sahipleniyor ona evcil hayvan gibi bakıyorlardı. Batı kültürüne has bir inanış sanmıştım. Hala Pembe panter kanalında videosu var o bölümün. Belki de taşlar aslında canlıdır.
Son zamanlarda çok sıkıldığım youtube kanallarından sonra bu kanal bahar esintisi gibi geldi vallahi ( süpürge ile ilgili olarak iki söylence bilgisi vermek isterim ben de 1. Babaannemden duymuştum. eğer sana gelen bir veya bir kaç misafirden çok sıkılır ve bir an önce kalkıp gitmesini istersen süpürgenin tepesine bir veya iki tane toplu iğne batırırsın ve orada bırakırsın çok az bir zaman sonra istenmeyen misafir kalkıp gider. 2. Sevilmeyen istenmeyen bir misafirin gitmesinden sonra süpürge ile yerin bir kaç cm üzerinden kapı eşiğinden dışarı doğru hava süpürülürse o kişi artık ya çok seyrek ya da artık hiç sana gelmezmiş. Şahsen ben 1.sini denedim gerçekten oluyor ama 2.sini pek deneme fırsatım olmadı. )
Aydınlanma yaşadım, Kurban grubunun Sahip isimli parçasında "iye iye iye, iye" dediği bir kısım var, ben onu rapçılar "ah" demesi gibi bir nara zannediyordum, meğerse sahip diyormuş.
Şahane içerik. Avrupada cadılık versiyonunu da isterik.
Bu kadar derin bir kültürün popüler kültürde, filmlerde, dizilerde, oyunlarda, yeri olmaması çok şaşırtıcı.
Bilmiyoruz, tanımıyoruz -belki de tanımak istemiyoruz-. Dolayısı ile de tanıtamıyoruz. Özüm adına ben bunun bilinçli bir şekilde yapıldığını düşünmekteyim, tanıtılmıyor.
Babaannem Bulgaristan göçmeni ve programlarınızda bahsettiğiniz Şamanlarla ilgili çoğu şeyi hem yaşadık hem de dinledik diyebilirim. Tabii biz o zamanlar pek anlam veremezdik. Süpürge konusu dikkatimi çekti. Babaannem bu konu ile ilgili ilginç bir aktarım yapmıştı. Bebeğiniz olduğunda, kırk farklı hanenin süpürgesinden çalı alıp, süpürge çalılarını birbirine bağlayarak bir demet yapın, bu demeti yenidogan bebeğin beşiğine asın. Bu topladığımız çalı demeti bebegi koruyacak.
Ohoo biz nereden bulalım ot süpürgesini kimse onlardan kullanmaz artık dediğimizi hatırlıyorum:)
Mesela yılan konusu ile ilgili de hep şunu söylerdi her evin bir yılanı vardır . Evin temelinde yaşar ve o evi korur. Kesinlikle yılan öldürülmez, sıcak su veya kirli su incir dibine dökülmez, ateşe su atılmaz, bir de soğan kabuklarına cin gelir o yüzden dışarı atılmaz derdi, evin köşelerine tuz serperek kötü ruhları kovardı.. Kediye ve yılana dönüşen Cin hikayeleri anlatırdı,saçları örülen atlar, düğün yapan cinler vs vs Çok fazla şey var, sizler anlattıkça ben sürekli Aaa evet bunu hatırlıyorum diyorum ve canım babaannemi sevgiyle anıyorum. Kültürümüzün motiflerini daha iyi anlıyorum ve bu keyifli konuları bizlere aktardığınız için sizlere çok teşekkür ediyorum. İyi çalışmalar. Sevgiler.
Sayenizde gündüz çeviri yaparken bir sürü şey öğreniyorum. Buradan öğrendiğim birçok mitolojik Türk varlığını umarım bir gün önüme gelen ilginç oyun çevirilerinde değerlendirebilirim. İyi ki varsınız.
İye inanışlarını Japon animelerinde özellikle Miyazaki'nin anime hikayelerinde işlendiğini görüyoruz. Örnek olarak ; Yerdeniz öyküleri, Pompoko, Prenses mononoke, komşum totoro, ponyo, ruhların kaçışı. İzlemeyenlere tavsiye ederim. Çok güzeller... :)
Dinlerken dinlenmek ve güzel şeyler öğrenmek...çok teşekkür ederim.
normalde böyle videolar sıkıcı olur ama ilginçtir ki gözümü kırpmadan izledim, çok keyifliydi
Süpürge ile ilgili yaşadığım ve hala anlamlandıramadığım bir anı: cocukken elimde siğiller çıkıyordu. Annem bi hocadan akıl almış, bir gün dolunay varken, hava tam kararmadan yalınayak toprak üstünde dikildim, annem de bir tane eski süpürgeyi ayaklarıma değdirdi. Bi kaç gün içimde siğilller kayboldu. Agnostik bi insan olarak bu olayı hala bilimsel bi yere koyamadım. O zaman çocuğum inanç vs zaten yok. Hadi psikolojik olsun, ellerim nasıl iyileşti? Yoksa köklerime, şamanizme dönüp dolunay ve süpürgeye teşekkürlerimi mi sunsam ne yapsam:)
Paganizmde (şamanizmle arasında bir fark olduğunu düşünmüyorum) ay önemlidir. Ananem ay büyürken ağda vs yaptırmaz dolunayda ağda yapılınca kılların azaldığını söylerdi
Dün canlı yayını kaçırdığım için üzülmüştüm.Bugün UA-cam'a koymuşsunuz.Çok teşekkürler 🤗❤️
İye inanışı ve Japon Kami inanışı birbirine çok benziyor. Eski Japon inanışlarında da dağ, orman, ağaç vs doğadaki her varlığın ruhu vardır, bunlar tanrısal özellikler taşır ve hepsine saygı duyulur.
özellikle iyiyken kötüye dönmesi iyelerin kamilerde de olan bir şey gerçekten çok benziyor
Muhteşemsiniz :) soluksuz izliyoruz. Kıyamet inançları hakkında da bir program yaparsanız harika olur. Nacizane isteğimiz tabiki :)))
Kayseri'de evlerin dış kapısının üzerine sığır, koç, at kafatası koymak yanında; bağ, bahçelerde de ağaçlara kaplumbağa kabuğu asılır.
Yaltırık hocam sizi burdaki eski vidyolarınızdan tanıdım. Çok sevdim sizi. Kitabınızi sipariş verdim o yüzden.
Annem her evin bir yılanı olur evin sahibidir derdi .Köydeki eski evi yeniden yaptırmak için yıktığımızda çatı katından kocaman bir yılan çıkmış gerçekten de :)Öldürülmez bu yılanlar yavruları beddua edermiş.
Mükemmel videolar ya hitap şekli falan.Hep üretin hocam siz , çok teşekkürler video için ayrıca.
Dağın taşın gülün vs gibi nesnelerin iyesi(ruhu)olması bana Japonların Şintoizm inancını hatırlattı dilimizin belirli bir akrabalığı söz konusu dinimizinde bu küçük benzerliği beni çok şaşırtı🧐
Annemin babaannesi her evin temelinde bir yılan olur, o yılan ev halkına zarar vermez o yüzden öldürülmesi uğursuzluk getirir derdi. Şimdi ev iyeleri/yılan konusunu dinleyince bir ışık yandı.
Diyarbakır'da yaşlı bir teyze su falı bakıyordu babasından öğrenmiş, bir odaya geçip kitaptan bir şeyler okuyor ve hep siyah bir ceketi üzerindedir daha sonra sizin daire içine yazdığınız kağıdı yakıyor ve suya bakıp o yazıp merak ettiğiniz şeyi söylüyor.Sadece çarşamba günleri öğle ezanına kadar bakıyordu.Ve 15 lira gibi çok cüzi bir rakam alıyordu zaten paraya ihtiyacı olan biri de değil.Dediklerinin çoğu da tutuyordu.Kayıp bir kızın hangi semtte tutulduğunu vs. bilmişti.Bir kız arkadaşım o kitabın olduğu odaya göz ucuyla bakmaya çalışınca bir enerjiden tokat yemiş gibi hissetmişti.Erkeklere yüz yüze kesinlikle bakmıyordu beni de avludan kovmuştu arkadaşıma telefonumu ve merak ettiklerimi yazdığım kağıdı verip oradan ses kaydına aldırtmıştım.
Bu konuda bana bilgi verebilir misiniz, nerede ve ya hangi yılda olduğuna, devam edip etmediğine dair. İnstagram adım aynı
Tarih eğitimim içinde bir başka bilgi kanalı oldu benim içinde emeğinize sağlık...
Üç videoyu da arka arkaya izledim ve her yeni konu açılışında aklıma Kral Katili Güncesi kitabı geldi. Bildiğiniz göndermelerle dolu bu kitap dedim. Sohbetler harikaydı dilinize, emeğinize sağlık.
harika.6 da 6 yı dinlerken bu da kaymak oldu.
24. Dakikada geçen koguç, korecede de uğuç olarak geçer. Karabasan etkisinden çıkamayan, kendi gibi davranmayan, bilinci açık ama davranışlarından korkulan kişiler yüzüne soğuk su çarpılarak uğuç uğuç denilir ve onu rahatsız eden kötü ruhun gittiğine inanılır. 20.yy'nin başlarına kadar olan çoğu geleneksel Kore hikayesinde bu olayı bulmak mümkündür ama şuan kullanımı yok
Mükemmel bilgi, teşekkürler.
Karaorman benim köyümde var. Çok sık ormanlık sarmaşıklar sarmış durumda yürüyerek girmek mümkün değil. 50 dönüm falan genişliğinde. Yabani hayvan haricinde hicbir canlıya izin yok zaten amazon ormanları gibi. Ordan kuru dallar veya odun parçalarını eve getirirsek ya ağaçlar olduğu yerde tuterek alev alıyor, ya da ağacı alan kişiyi gece uykusunda odunlarla birlikte ormana getiriyor. İnsanlar orda uyanıyor gecenin bir vakti. O orman sadece köy okuluna odununu veriyor.
Bahsettiğiniz köy nerede?
Bahsettiğiniz hangi ormanda?
Bahsettiğiniz köy okulu nerede?
Anlatılanların tamamı the last airbender serisinin temelini oluşturuyor. İlginç kısmı bi çizgi film için bu kadar detay bu kadar zenginlik fazla :D avatarı şamana benzetsek anlatılan bilgilere göre yanlış olmaz sanırım :) Akşam akşam nerden nereye hehe
Holy historical Trinity
Ahsap bir evde buyuduk. Temel yilanimiz vardi. Hic korkmazdik sadece tek bir yilandi..hic korkmadann yillarca ayni binayi paayylastik hic rastlamadan biribirimize degistirdigi deriyi. gorecegimiz. yere birakirdi
.....
çok güzel program olmuş. konuşulan konuların çoğu yerli izmirlilerin bildiği şeyler.
Viyana da tarih bölümüyle ilgili bilgileriniz veya yurt dışında akademisyen olmak isteyenleride bilgilendirirseniz çok faydalı olur.
Yılanın tıpla ilişkilendirilmesi ve mitlerdeki değeri Babil'e kadar uzanıyor. Marduk, Tiamat(yılan-ejderha) ile savaşıyor; Musa peygamber herkesin bildiği üzere yılanlar ile savaşıyor, asası ejderhaya dönüşüp hepsini yiyor. Gerçekten enteresan bir mevzu.
keyifli bi video oldu
Annemin babaannesi biz küçükken yaramazlık yapınca "Harkıt, torbanı sarkıt. Bu çocukları al da git!" diye bağırırdı. Yaşlı bir kadın (karı) gibi gibi görünürmüş damdan dama hoplarmış ve yaramaz çocukları torbasına katıp evine götürür ve kazanında kaynatıp yermiş. 116 yaşında iki sene önce rahmetli oldu kendisi. Onun yüzünden tuvalete (anneannemlerin evinde tuvalet dışarıdaydı) gidemezdik. Köy yeri (Mersin'in dağ köylerinden) olduğu için yağmurlu havalarda sürekli elektrikler kesilirdi ve lüküs lambalarıyla tuvalete gitmek zorunda kalırdık. Korku filmi sahnesi gibi olurdu ortalık.
Tuvaletler dışarıda olmalı, ahhh şimdi çok sıkıntıdayiz o sebeple
Kim kızdırdı Erlik Han'ı, yaklaşık bir senedir evden çıkamıyoruz be!
Muhteşem bilgiler ...
Süpürge ile ilgili şöyle bir şey söylemek istiyorum, anne tarafım Özbekistan göçmeni ve sülalecek neredeyse hepsi evlerine süpürge asarlar. Nedeni ise bereket ve koruma olarak söylenir bize. Ayrıca babaannem de süpürge tohumlarını bir ipe dizer ve onları kapılara asardı. Ben ıspartalıyım ve bu olayın sadece bizde değil diğer evlerde de olduğunu gördüm, işin garip kısmı ise köyümüze gelen insanların çok farklı bölgelerden göç etmesine rağmen nerdeyse hepsinin bu inanca sahip olması. Şu anda kütüğümüzün kayıtlı olduğu köy çok yeni kurulan köylerden biri ve mübadele öncesi o bölgede hep Rumlar yaşıyormuş. Durum böyle olunca ben de bu inancın rumlardan bize geçtiğini düşünüyordum. Ancak şamanizmden bize miras kalan bazı inançları taşıdığımızı görünce bu düşüncem biraz zayıfladı. Bu taraftaki insanların çoğu aslında yeni yerleşik hayata geçmiş ve uzun zamandır göçebe hayat sürdürmüş insanlar olduğu için bu kültürü devam ettirmeleri daha kolay oluyor çünkü diğer kültürlerin daha az etkileniyorlar. Ben kendimi bildim bileli köydeki evimizde bir kaplumbağa asılıdır mesela ve Uğur getireceğine inanılır. Ayrıca Ömer beyin de bahsettiği şekilde evlerde demir eşyalar tutmak ve yanında bulundurmak da bir gelenek bizde. Küçükken köye gittiğimizde hep kapıların arkasına orak veya balta gibi aletler koyulurdu. Yine aynı şekilde iyelik inançları ve animizm de çok yaygın bu taraflarda.
Bu harika bilgiler ve anlatımınız için çok teşekkür ediyorum 🌼 😊
Çok güzel cümle kurmuşsun
harika muhteşem içerikler çıkartıyorsunuz. dinlemesi çok keyifli
Bu videonun transkripsiyonu var mı? Bir kitap için Djinn hakkında araştırma yapıyorum ve bu işime yarayabilir. Bunu sadece soruyu sormak için Google çevirmenine yazıyorum. Çok teşekkür ederim! Türkçem gerçekten kısıtlı. Podcast'lerinizi yardım almadan dinleyecek kadar bilgi sahibi olana kadar sabırsızlanıyorum.
İnsanların tüm yaşantısı orta dünya havasında geçiyormuş :d
Her bir karakter toplanıp bir araya gelse yeni bir başyapıt bile çıkabilir belki
Korunmayla alakalı aynı konuklarla bir program yapılsa aslında çok iyi olur.
Bunlar ları öğrenebileceğimiz kaynaklarıda yazabilir misiniz?
valla çok güzel kanal ya çok teşekkür ederim güzel içerikler için
Emeğinize ve ağzınıza sağlık.
bir de yellerin oklarından sığınmak için çadırlara sığınmaları, yıldırım düşmesinin mecazı gibi.
kara kuzey, ak güney ile ilişkilendirilir. bük, körfezin küçüğü olan bir kıyı şeklidir. sığınılacak güvenli bir doğal limandır. yellerden sakınmak için uygun mekandır.
Orta Asya'da her şeyin bir üyesi yani sahibi olduğu söylenir. En azından Türkmenistan da öyle
Kahramanmaraş'ta biz bük kelimesini içerisine girmenin zor olduğu çalılıklar için kullanıyoruz.
27.30 Karabük'lüyüz bizim köydeki evimizde kapımızda ölen bir ineğimizin boynuzlu kafatası bsn kendimi bildim bileli asılıdır. İyeleri, cinleri bilmem ama ben çocukken ondan çok korkardım 😂. Çok iyi bir yayın. Emeğinize sağlık ❤
Şamanizm inancından gelen mavi inancı İzmirin bazı köylerinde izini devam ettiriyor. Akrep ve yılanların mavi renkten korktuklarını / yaklaşmadıklarını ileri sürerek evler maviye boyanmış. Akrep ve yılanın da farkında olmasalar da görünmeyen varlıklar olduğu inancından dolayı böyle bir şey yaptıklarını düşünüyorum.
Akrep yılan mavi rengi kırmızı gibi görüyorlarmış ve ateş sanıp yaklaşmıyorlarmış o sebeple mavi boyanıyormuş ev kapıları ben de böyle duymuştum
Annem de hoşlanmadığı insanlara ‘hıbılık’ der. Bu güne kadar hiç merak etmemiştim anlamını öğrenmiş oldum 😊 Mesela bana da kızınca ‘acuze’ der🙄
Benim annenem de bayramlardan önce sabah kalkar evde ada çayı ve bunun gibi bitkiler yakar evin içinde gezdirirmiş sanırım bunu da kötü ruhlardan korunmak için yapıyorlarmış
@Halil İbrahim Çelik annanem şaman değil ailesinden öyle öğrendiği ve gördüğü için yapıyormuş ama annemler büyüğünce bırakmış bugün sabah sorduğumda uzun zamandır yapmadım biraz ama hatırlıyorum dedi sanırım buhu yada buğu gibi bir adı varmış tam yapılışını bilmiyorum ama
Bizim burada(Anamur) nazar için çaltı dikeni kullanılırlar. Eve asan da oluyor cebinde taşıyan da görünür bir şekilde takan da var.
Bulgaristanda anlatılanların hepsine halà inanılıyor, daha fazlasıda var.
Ayrica mutfakta kırıntı ve lavaboda bulasik birakilmaz mutfagin sahibi onlar toplanmadan uyumayacagi yorulacağı için
Lavaboya sıcak su dökerken izin istenir ...
20:30 Babanem de biz hastalanınca hastalığın kendisine geçmesini isteyen bir dua ederdi ve göbeğimizi cevirirdi
Korumak istediğiniz bir yeri, kişiyi veya objeyi daire çizip Ya Hafız ismiyle mühürlenir. Hatta yine hamile anneyi korumak için de eşi bir dua ederek annenin karnı üzerinde daire çizer.
Serinin tümünü notlar alarak izledim ve daha da araştıracağım, bu konuların tarihsel bağlamda incelenmesi gerçekten çok değerli, herkese hitap edecek şekilde hazırlamanız özellikle :) Çarşamba günü 20.30'da radyo programımda bu konudan bahsedeceğim beni dinlerseniz çok sevinirim ( eforizma.fun/radio/ :) Başarılar kolaylıklar dilerim!
Yanlış hatırlamıyorsam galiba Batı kültürlerinde peri, elf türevi varlıklar da cold iron denilen şeylerden kaçınır, ürker. Cold Iron muhtemelen dövülmüş demir olduğuna göre perilerin metallerle bir sıkıntısı var, sanırım :D
13:16 dağ iyesi
adamlar öyle bi emin ve hararetle anlatıyor ki hop diye inanası geliyor insanın.
Yalnız izlemeyin çok korkunçlu bir video. Az önce damarlarım çatladı.
Supurge ile ev zemine degmeden hafif hafif süpürülür kotu ruhları uzaklaştırır...
KİMİN İYESİİİ BUUUU
"İye" sözüne biz yerli ağızda "Yiye" diyoruz. Yiye sözünün kökeni Nene ua Nine ile bağlıdır. Biz büyük anneye Yeye ya yaya da deyiz. Yeye ve nine nene sümerce ve türkçe bir kelimedir. Yeye yiye ve iye bizde evin yöneticisi, evin kurucusu ve koruyucusu, baş görevlisi ve sahibi anlamı verir. İlk başta iye ya yeye'ler kadın olurmuş. Erkek iye olunmaz mış.
Benim düşünceme göre çoğu olumsuz düşünceler ve algılar bize başka kültürlerden geçmiştir.
"Saçma" güzel anlamı olan bir söz iken islaml dini ile tanıştıktan sora bir küfür sözüne dönüşmüştür. Türkler Kadını güneşe benzetir saçlarınıda güneşin ışınlarına benzetirmişler. Kısa kesim, Saçma ve saçmalama gibi sözlerin kökü örtünme ile bağlantılıdır.
Bizde bir çeşit kurşuna "saçma" kurşunu denilir. Bu çeşit kurşun ateş açıltıktan sora kurşunun pükesi açılır ve içinde küçük küçük toplar saçılır be dağılır. Bu yüzden adına "saçma" demişiz...
46.23 tavaf’ı aklıma getirdi.. acaba?
Annem kardesimi dogurunca bas ucuna supurge koydular, annemi ve kardesimi korumak icinmis. Bende merakli bir cocuktum, ben israr ettikce, annem sus konusma sorulmaz, konusulmaz gibi bir tepki gostermisti. Sanki diabolik bir sey her an atak yapabilirmis gibi.
Almanya'nin Kara Ormanlari da unludur. Alakasi yok ama yazayim dedim
Nohuttan yapılan nesneler, mısır kurutup asma, süpürgeyi süsleme benim gördüğüm şeyler.
Ama her zaman sebebi bilinerek yapılmıyor.
Ceren abla 20:57 Cengiz Han' da neredeyse dünyayı ele geçirdi ama ona iyeler neden kötülük yapmadı ?
hocalarım, Karagöz Hacivat neden öldürüldü? filmindeki cinin "osuruklu" olması, yani diğer bir deyişle yelleniyor olması, cin ve yel eşanlamlılığı ile ilişkilendirilebilir mi acaba?
Pek zannetmiyorum.
Azərbaycanda gelinin beline kırmızı lent 🎀 bağlayırlar.. Bağlayan da bəyin qardaşı olmalıdır.Köy yerlerinde evlerin önüne buynuzlu və ya buynuzsuz büyük baş hayvan başı qoyurlar.
Çocukken köyde bağda bahçede çişi gelince orada tenha bir yere bir ağaç dibine çişini yapmak normaldir babannem de şunu öğretmişti çişini yapmadan önce üç kere "tü destur" de. De ki eğer orada bir peri, üç harfli vesaire varsa izin almış haber vermiş ol ve kızıp sana karışmasınlar. 😅😅 Paylaşmak istedim hafif utanarak. 🙈😅
Rize'de kışın bazı özel günlerine goncolos derler
Süpürgeyi boyadım
Kapardına bağladım
Özür dilerim CS. Karına aşık oldum.
kara orman babamin koyunde de var biz kucukken koye gidimizde korkardir ordan gecerken orayi telorgu ile cevirmisler di ordan evine bir yere dusen cam kozalagi yada kurumus kirilmis agac dallari goturup yakarsan evin bacasi tutusup yanarmis hakikaten de olmus cok sוk buyuk agaclar kara orman
Demir: kötü ruh. Nazar boncuğu: mavi şeytanın rengi kurt tırnağı: vahşi yaşam in simgesi yani bizde sizdeniz bize zarar vermeyin gibi
Halamgil tuvalete girerken tu destur tu destur tu destur diye 3 kere dersen musallat olmaz diyorlardı da bana acayip ve komik gelmişti, hatta kahkaha ile gülmüştüm. Nereden bilebilirdim bunun orta asyalardan gelen bir şamanizm inancı olduğunu 😀
nazar degenlere ellerinde bicak la okuyorlar ,bicagi cocugun alnina ve cenesine bicagi deydirerek okuyorlar ama ne okuduklarini bilmiyorum hatta okuyan yasli kadin yuksek sesle arka arkaya esner gozunden yasgelir hatta ha unutmadan evliya turbelerinden cikarkenden de arka arka hafif one egilerek kapidan cikilir saygi ile .....
hocam makaleleri unutmayın
Nusaybin cinleri de var anadoluda çok böyle söylemler.
kedilerin göz perdesi yok tur derler... her türlü insan gözünün görmediği varlıkları gördükleri bakışı ile onları rahatsız ederek onları kaçırdıkları için ev de kedi beslenmelidir diye inanılır Anadoluda.....
japon budizminde de var dağları kutsal görme, film tavsiyesi vereyim narayama türküsü.
Yo dağları kutsal kabul etme Altayda da Japonda da var.
Fuzuli'nin Leyla ile Mecnun'unda da 'hazineleri koruyan ejderha' diye bir beyit var.
Gılgamış destanında da orman koruyan bir ejderha vardı humbaba olabilir ismi tam hatırlamıyorum şuan
Kloroforum doğru destanda Humbaba var,fakat ejderha değil.Dev gibi bir şey.
Türkmenistan tam bizlere uyuyor
Süpürge konusunda çok şey sòyleyebilirim.
0:10 😂😂
Babamnemler Gürcü kökenli. Bircok uyguladığı sey nekadar uyuyor. Ben en cok iye kısmına takıldım yayında. TURK iye ..vs vs .beynim yandı. Birde isminde iye gecenler ozel ruhmu oluyor .bilgisi olan.yada kaynak bilen.varsa yardimci olursa sevirim
guzel ablam bolmeden paylaşsqn olmazmi
Olmaz.
"itting iyesi börining Tengeri bar" Kazak atasözü.
"itin iyesi börünün tanrısı var" yanlışmı çevirdim :d
Azərbaycan dilinde yiye sahib demək.Orta Asya türkləri işqal etmek sözün iyelenmek olaraq deyirler
Bende.hatirliyorum.kapi.arkasida.supurge.saklardik
Bu arada yazmayı unutmuşum buradan sizi tanımama vesile olan tüm geek ekibine selamlar :)
Makaleleri göremiyorum
Bir taşın bile iyesi olabilir dediniz. Pembe panter çizgi filminde ve family guy çizgi filminde kahramanları sokakta buldukları küçük bir taşı sahipleniyor ona evcil hayvan gibi bakıyorlardı. Batı kültürüne has bir inanış sanmıştım. Hala Pembe panter kanalında videosu var o bölümün. Belki de taşlar aslında canlıdır.
Anneannem yastığının altına bıçak koyduğunu söylerdi.
Dart Vader ile cin sohbetleri
Son zamanlarda çok sıkıldığım youtube kanallarından sonra bu kanal bahar esintisi gibi geldi vallahi ( süpürge ile ilgili olarak iki söylence bilgisi vermek isterim ben de 1. Babaannemden duymuştum. eğer sana gelen bir veya bir kaç misafirden çok sıkılır ve bir an önce kalkıp gitmesini istersen süpürgenin tepesine bir veya iki tane toplu iğne batırırsın ve orada bırakırsın çok az bir zaman sonra istenmeyen misafir kalkıp gider. 2. Sevilmeyen istenmeyen bir misafirin gitmesinden sonra süpürge ile yerin bir kaç cm üzerinden kapı eşiğinden dışarı doğru hava süpürülürse o kişi artık ya çok seyrek ya da artık hiç sana gelmezmiş. Şahsen ben 1.sini denedim gerçekten oluyor ama 2.sini pek deneme fırsatım olmadı. )
Teşekkürler bilgiler için :D fırsat olunca denicem
Çok iyi deniycem bunu 😄
Aydınlanma yaşadım, Kurban grubunun Sahip isimli parçasında "iye iye iye, iye" dediği bir kısım var, ben onu rapçılar "ah" demesi gibi bir nara zannediyordum, meğerse sahip diyormuş.
ve vergi askldjasdad
37:19 Dakikayı bir daha aramamak icin.
Yanan rafineriyi tavaf etmek
Mustafa bey, yine ne gibi tuhaf bi hikaye var bu yorumun arkasında? :)
@@Tarih_Obası tüpraş yangınında bir cemaatin mensupları emirle rafineri etrafında yürüyüş yapmışlardı. Biride arkadaşımın babasıydı.
neden bu kadar bağırarak giriyorsun abi muhabbete... anladı o kendini...