Kalbin imtihanı...
Вставка
- Опубліковано 8 лют 2025
- İnsan, bu dünyaya bir yolcu olarak gelir. Ancak çoğu zaman, yolcu olduğunu unutur ve dünya nimetlerine bağlanır. Kalbini bu geçici âleme teslim eden kişi, farkında olmadan bir zincirin halkalarını boynuna geçirir. Çünkü dünya, sonsuz gibi görünse de geçici bir hayaldir. Kalbini ona kaptıran kişi, kaçınılmaz olarak üç büyük sorunla yüzleşir: hüzün, hırs ve erişilmez arzular…
İlk sorun, “kurtuluşu olmayan bir hüzün”dür. Dünya, insanı aldatır. Sahip oldukların seni mutlu edeceğini zannederken, kaybetme korkusu kalbini kemirir. Zaman geçtikçe, elindeki her şeyin yavaş yavaş senden uzaklaştığını görürsün. Mal, mülk, dostluklar ve hatta bedenin bile zamana yenik düşer. Oysa insan, kalbinde bir sonsuzluk arayışı taşır. Bu hüzün, aslında ruhunun geçici olana sığmadığını ve daha derin, daha kalıcı bir huzur aradığını gösterir.
Dünya sevgisinin bir diğer sonucu, “seni asla terk etmeyen bir hırs”tır. İnsan, ne kadar çok şeye sahip olursa olsun, hep daha fazlasını ister. Bu istek, doyurulamayan bir ateş gibi kalbi yakar. Bugün bir hayale kavuşursun, ama ertesi gün başka bir hayal seni bekler. Hırsın sonu yoktur; çünkü insanın kalbi sonsuz olana açtır ve dünya bu boşluğu dolduramaz. Oysa hayatın gerçek huzuru, sahip olduklarına şükretmek ve kanaatkâr olmaktan geçer.
Ve nihayet, “asla ulaşamayacağı bir istek” karşısında insan yorgun düşer. Dünya ne kadar zengin görünse de, insanın kalbindeki arzuları tatmin edemez. Çünkü insan, ruhuyla ebediyete bağlıdır. Dünya ise geçicidir; o yüzden ne kadar çabalarsan çabala, hayalini kurduğun huzuru burada bulamazsın. Asıl huzur, insanın Rabbine yönelmesiyle gelir. O’na ulaşmak için çabalayan kalp, bu dünyanın eksikliklerinden sıyrılır ve gerçek mutluluğa yaklaşır.
Düşünün: Hayatımız, tıpkı bir misafirlik gibidir. Misafirhanede kalıcı olmadığını bilen biri, o yerin süslerine bağlanmaz. Gözünü sürekli yolculuğun asıl hedefine çevirir. Peki, biz neden bu geçici dünyayı ebedi bir yurt gibi görürüz? Neden kalbimizi, bu dünyanın gelip geçici nimetlerine bağlarız? Hâlbuki insan, ancak Allah’a yöneldiğinde, kalbindeki boşluğu doldurur.
Sonunda anlarız ki, dünya, bir arayışın başlangıcıdır. Kalbini dünyaya bağlayan hüzünle, hırsla ve erişilmez isteklerle boğulur. Ama kalbini Allah’a bağlayan, tevekkül ile huzuru bulur. İşte o zaman insan, gerçekten yaşadığını hisseder. Çünkü Allah’ı anan bir kalp, asıl yurduna, sonsuz huzura doğru yol alır.
Kanalımız, İslam'ın huzur dolu mesajlarını, Kur’an-ı Kerim ayetlerini, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hadislerini ve manevi hayatımıza yön veren tasavvufi hikmetleri paylaşmayı amaçlıyor. Amacımız, İslam’ın bilgece öğretilerini modern hayatın karmaşasında unutmamak ve izleyenlerimize ruhani bir rehberlik sunmaktır.
İçeriklerimiz Neler Sunuyor?
❝ Kur’an-ı Kerim'den ilham verici ayetler.
❝ Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hayatından kesitler ve hadis-i şerifler.
❝ Mevlana ve Yunus Emre gibi İslam alimlerinin anlam dolu sözleri.
❝ Günlük hayata uyarlanabilecek kısa ve etkili İslami mesajlar.
❝ Tasavvuf öğretileri ve güzel ahlakın önemi.
➤ İzlediğiniz için teşekkürler.
➤ Abone olmayı ve beğenmeyi unutmayın.
❤
😊
😢❤
😊