İŞİN ASLI | Kadına yönelik şiddet bireysel mi örgütlü mü? |

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 9 лют 2025
  • 25 Kasım 1960'ta Dominik Cumhuriyeti'nde üç kız kardeş Patria, Minerva, Maria Mirabel'in cesetleri bir uçurumun dibinde bulunur.
    Ertesi gün gazetelerde Mirabel kardeşlerin ölümlerinin bir kaza sonucu meydana geldiğini anlatan haberler çıkar.
    Ama gerçeğin haberlerdeki gibi olmadığı kısa sürede anlaşılır.
    Mirabel kardeşler, tecavüz edilerek vahşice öldürülmüştü. Bakmayın siz ülkelerinin yönetim biçiminin Cumhuriyet olduğunu yazmasına, Doğrusu Dominik Diktatörlüğüydü
    Ve Mirabel kardeşler Dominik diktatörlüğüne karşı mücadelenin sembolü olmuşlardı.
    Mirabel kardeşler, diktatörlüğe karşı siyasal özgürlük için kararlılıkla mücadele ediyorlardı.
    Bu uğurda zulme uğradılar, pek çok kez hapsedildiler ve en son olarak da 25 Kasım 1960 yılında arabalarından zorla indirilerek tecavüz ve işkence edilerek uçuruma atılarak katledildiler.
    Katliam resmi kayıtlara "araba kazası" olarak geçti.
    1981'de Dominik'te toplanan Latin Amerika Kadın kurultayında; 25 Kasım, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü" olarak kabul edildi.
    1999 yılında, BM tarafından "25 Kasım, kadına yönelik şiddetin yok edilmesi için uluslararası mücadele" günü ilan edildi.
    O günden bu yana her 25 Kasım’da kadınlar ölmesin diyerek, Erkek egemenliğine ve siyasal iktidarlara karşı seslerin yükseltildiği gün olarak eylem ve etkinliklerle anılıyor.
    Katliamdan sonra Dominikli şair Pedro Mir, ‘’Kelebeklerin Amini’’ adlı şiirini yayınlıyor.
    Mirabel kız kardeşlerden birinin kod adının Kelebek olmasından da esinlenerek yazılmıştır şiir.;O günden sonra bu üç kız kardeş, gerek Dominik'te gerek dünya "Kelebekler" adıyla efsaneleştirilerek anılmaya başlanır.
    Aynı dönemde, Dominik Cumhuriyeti'nde ve Amerika'da yazar Julia Alvarez’de Mirabel kız kardeşlerin hayatlarını anlattığı romanını ‘’Kelebekler Zamanı’’nı yayınlar. Bu kitap, Mirabel kız kardeşlerin kelebekler olarak daha da tanınmasına neden olur.
    2000 yılı 25 Kasım'ında Mirabel Kardeşlerin cesetleri doğdukları köye kadın örgütleri tarafından taşındı.
    Anlattığımız hikaye her ne kadar Dominik’te geçse de Türkiye’de dahil pek çok ülkede kelebeklere rastlamak mümkün.
    Dünyanın her yerinde kadınlar ulusal, sınıfsal, cinsel sömürü ve saldırılara maruz kalmakta.
    Sermaye gibi, şiddetin de vatanı milleti, dini, mezhebi yok.
    Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, savaşa, militarizme, ırkçılığa ve milliyetçiliğe, faşizme karşı; kadınlar dayanışmayı örüyor, seslerini yükseltiyorlar.
    Kapitalizmden beslenen, militarizmle sarıp sarmalanan, din, töre ve geleneklerle içselleştirilen, feodal erkek şiddeti, sistem tarafından; değişik biçimler ve adlarla yeniden yeniden üretiliyor. Televizyonlar, gazeteler ve sosyal medya aracılığıyla ırkçılık ve şovenizm körüklenerek, “namus” ve “töre” cinayetleri neredeyse cezasızlıkla ödüllendiriliyor.
    Kadınlar her 25 Kasım’da bu adaletsizliğe karşı eylem ve etkinlikleriyle dünyayı uyarıyor.
    Biz bu programda şiddetin daha örgütlü, devlet ve kapitalizm kaynaklı şiddete odaklanacağız. Mikrofonumuzu kadınlara uzatıp şiddetin fazla vurgulanmayan tarafını konuşacağız.
    Konuklar:
    Olcay Ozak - DİSK Gıda İş Sendikası Genel Sekreteri
    Devrim Avcı - Avukat
    Tülin Tankut - Yazar

КОМЕНТАРІ •